
akan su normal şartlarda kir tutmaz. bir su birikintisinden içersen o suyun kirli olma ihtimali çok çok yüksektir, ama su akıyorsa gönül rahatlığıyla içersin. dağlarda taşlarda akan çaylardan, ufak su sızıntılarından su içilebilmesi gibi.


akan su devamli temizleniyor/havalaniyor.
akvaryumlarda bile su devamli filtreyle hareket ettirilmezse kokmaya ve yosun tutmaya basliyor.


yani evet doğru benim merak ettiğim özel olarak direkt bir haram olgusu yok di mi mesela Konstantinopol, Osmanlı zamanında da tehlike altında olsaydı herhalde burun kıvırmaz içerlerdi


durgun suya isenmez ve abdest alinmaz diye hadis var diye biliyorum
bir de ille bir hayvan icine isemis, su icmis ve suyu kirletmistir diye dusunuluyor olabilir


sarnıç su deposudur zaten, oraya da su akarak gelir, ki bildiğim kadarıyla sular bizans zamanında da o kemerlerden akarak sarnıçlara geliyor, oradan şehre dağılıyordu. yoksa onlar da bilir heralde gölden su dağıtımı yapmasını, boş yere sarnıç yapmazlardı. osmanlı zamanında da sarnıça benzer yapılar kullanılmıştır, taksimdeki su deposu gibi.


evet, şu an okuyorum da maksenler gömülü olmuyor benim bildiğim. bence ilk önce bolluk olmuş kullanmamışlar nüfus artınca biz de kullanmışlar. sarnıçlara kemerlerden su geliyor ama sonra bekliyor mesela istila altındayken aylarca onu kullanabiliyorlarmış kemerlerdeki sular kesilirse. süper bir şey. @el desaparecido ben onu araştıracağım. teşekkürler cevaplar için


bir cok barajimiz yagmur suyuyla besleniyor. onlar da durgun ve iciyoruz?
bunu en iyi ilber ortayli bilir:)


müslümanlığın getirdiği bir şey diye biliyorum, tam hatırlamamakla beraber hadisler var galiba. yoksa bunu mu izledin www.youtube.com :).
www.islamgunesi.com


bir ilmihale bakabilirsiniz :) misal Ömer Nasuhi Bilmen.
bu konularda, işte kuyua diyelim leş düştü nasıl kullancaz suyu filan gibi şeylerde bile bi dünya açıklama var.


osmanlı'da su kemerleri varmış. buralardan su akar vaziyette toplanır (yağmursuyu bilmem ne suyu vs) devri daim şekilde kullanılırmış.
durgun suda yıkanmak vs müslüman işi olmasa gerek. arkadaşların da dediği gibi yosun tutma ve kirlilik söz konusu.
türk kimliğine bakarsak da zaten adamlar at üzerindeymiş. akan dereden bol ne var...
ayrıca sarnıçlarla ilgili bir şey daha biliyorum;
osmanlı zamanında yerebatan sarnıcında kayıkla dolaşılırmış.
(o derece büyükmüş yani sarnıç)
bir gün çocuğun biri düşmüş ve bulunamamış.
ondan sonra da sarnıcının büyük bir bölümü verilen emirle örülerek kapatılmış. günümüzde de kapalıdır.
