
soru değişik. ama zevkli olan bence sevmek. karşılık vs önemli değil.


sevilmeyi çok seviyorum, sevmeyi ise az seviyorum.


üşenmeyin de okuyun şu alıntıyı, cehenneme övgü'den:
"Aralarında seçim yapılması olanaksız seyleri seçmeye zorlanarak özgürlüğümüzü yitirmeye baslarız.
Bölüneme-yen ya da birbirinden ayrılamayan seyler arasında tercih yapmaya zorlanırız.
Bir çocuğun karsılastığı en radikal zorunlu seçimlerden biri de sevgiye iliskindir. Sevgi ne sayıya gelir,
ne karsılıklı bir dıslamaya tabi tutulabilir, insan “su kadar” ya da “bu kadar” sevemez. Ne de “sunu”
sevmek, “bunu” sevmeyi dısarıda bırakır. Sevgi konusunda seçim yapmaya zorlanmanın ve bunu
nicellestirmenin totalitarizmi, sevgiyi hiyerarsik bir güç iliskisinin bağlamı içine sokar. Bu durumda sevgi,
her seyi kucaklayan bir duygu olmaktan çıkar. Artık diğerkâm bir duygu değildir o.
Ana babalar genellikle, çocuğu totaliter bir seçimle karsı karsıya bırakan ilk kisilerdir. Bazen birlikte,
bazen de bir birlerinden gizli olarak çocuğa sorarlar: “Anneyi mi daha çok seviyorsun, babayı mı?”
Sormadıkları zaman da, çocuğun davranıslarından küçük ipuçları elde etmeye çalısırlar: “En çok kimi
seviyorsun?” sorusu da yavrular tarafından benimsenir ve genellestirilir. Çocuk da zihnen bu hiyerarsik
yapıyı benimser ve anası ile babasının, kardeslerinden hangisini daha çok sevdiğini düsünmeye baslar.
Ana babaların çocuklarına sormaktan çok hoslandığı bir baska soru da, “Beni ne kadar seviyorsun?” ya
da “Göster bakalım beni ne kadar seviyorsun?”dur. Böylece, daha en küçük yaslarında birey, sevginin
bölünmesi ve metalastırılmasıyla tanısmıs olur. Sevgiyi vermek ya da esirgemek suretiyle, baskalarının,
özellikle yakınlarımızın davranıslarını denetleyebileceğimizi de çabucak “kesfederiz”. Hatta, sevginin
esirgenmesi, çocuğu disipline sokmak için çoğunlukla öğütlenen psikolojik bir yöntemdir. Böylece,
sevgi bir denetim aracı haline gelir. “Sevgi seçimi” totalitarizmin “ilk günahı” gibidir."


sevmek.


sevmezsen sevilmenin o kadar anlamı yok ki.. isterse uğruna ölünecek kadar sevil umrunda olmaz.
en güzeli sevdiğin tarafından sevilmek. o da çok nadir bulunan bir şey


sevmeyi çok çook seviyorum, sevilmeyi tercih ediyorum.


sevmek daha keyifli lan, hayal kurmak felan hoş şeyler. sevilmek de hoştur sanıyorum çok tadamadık. en güzeli hem sevip hem sevilmek bulursan tabi.


yüce insan samantha jones'un bir sözü vardır: Seni seviyorum ama kendimi daha çok seviyorum.


sevilmek. sevilmezsen, çooook sevsen bile hiç bir anlamı olmuyor.


sevilmeyi


1.si tabi ki.


sevmeyi. biri tarafından sevilmenin hiçbir anlamı yok, çünkü kendin hissetmiyorsun yapılan o eylemi. hissetmek candır derim, çekilirim.


Sevmek biraz acı barındırır, üzerine titrersiniz, onu düşünür, merak eder endişelenirsiniz (sadece sevgiliniz için geçerli değildir bu anneniz, kardeşiniz hatta çocuğunuz için de bu böyle).
Sevilmek ise konfordur. Hele sevdiğiniz ya da hoşlandığınız birinin sevgisini hissedebliyorsanız - uuu beybi...


Sevmek biraz acı barındırır, üzerine titrersiniz, onu düşünür, merak eder endişelenirsiniz (sadece sevgiliniz için geçerli değildir bu anneniz, kardeşiniz hatta çocuğunuz için de bu böyle).
Sevilmek ise konfordur. Hele sevdiğiniz ya da hoşlandığınız birinin sevgisini hissedebliyorsanız - uuu beybi...
