aklınıza gelmiyo mu hiç? nasıl idare ediyosunuz?

ciddi cevap istiyorum. iki günde bir saykoya bağlıyorum amk aklıma geldikçe bişey önerin.

edit: din filan denedim olmuyo hep aklımın köşesinde bu var bi türlü atamadım sikicem.

 

kaçınılmaz olduğundan zevk almaya bakarak

in vino veritas

Yaşarken bir işe yaramaya baksana.

afiyet

dünyada olan dünyada kalır. oh mis.

kahin ahtapot paul

@afiyet hacı yararım da en sonunda yokluk varsa şimdinin tadını çıkarsam da elli sene sonra yokum zaten

cagdassalur

cok basit cevapları varda şimdi buraya yazmayayım abuk subuk eleştirenler olacak polemik falan ugrasamıcam

ygmrszhvlrdneypcgniblmynsmsye

iste kurtlar, kemosentetikler, mantarlar falan.

sendelemeden

üzüntüden uzakta, belki mantarların içinde olucaz en mühimi. huzur yani.
goo.gl

yapacakbirseyyok

islam'a göre anlatabilirim...

öldük, yıkandık, namazımız kılındı ve defnedildik...
bildiğim kadarıyla mezarının başında kimse kalmadığında yanına iki melek geliyor: münker ve nekir. sana üç soru soruyorlar:

1- rabbin kim?
2- dinin ne?
3- peygamberin kim?

verdiğin cevaplara göre ve hz. muhammed'in bir hadisine göre mezarın "ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukur" oluyor. ve sen burada kıyameti bekliyorsun. tabii "kabir azabı" çekmeyecek isen, söylenen o ki, uzunca bir uyku uyumuş gibi oluyorsun.

israfil adlı melek "sûr"u üfleyip kıyameti başladığında mezarından kalkıyorsun. ama öyle zombi gibi değil, basbayağı dünyadaki gibi diri olarak. bedenli ruhlu yani. ve adına "mahşer" denen yere toplanıyorsun. ama öyle bir yer ki, günahkar olanlar bir avuç gölgelik yer için tırım tırım dönecek diyorlar. o sırada sana amel defterin veriliyor. hani şu sağ ve sol omuzlarında durup da günahını sevabını yazan meleklerin (kiramen katibin) defteri. o defteri sağ eliyle alanlar cennetlik, sol eliyle alanlar cehennemlik olacak derler. ama bu konudan iraden yok. defterin sana verildiğinde kendi elin kendi kendine uzanıyor. en azından benim anladığım bu.

sonra sırayla, bizzat allah tarafından hesaba çekiliyoruz. özellikle de dört konudan:

1- hayatını nasıl geçirdin
2- gençliğini ne ile geçirdin
3- malını mülkünü nereye harcadın
4- bildiklerini uygulayıp uygulamama durumun

hesap sırasında yalan söyleme şansın yok. zira misal "oraya gitmedim" dersen ayakların dile gelip "evet gitti" diyor!

ya hesap sırasında, ya da sonrasında günahınla sevabın "mizan" denen tartı gibi bir şeyde tartılıyor. hangisi ağır basarsa ona göre cennete ya da cehenneme gidiyorsun. tabii o sırada "kul hakkı" denen kavram da dengeleniyor. misal senin bana borcun var ve ödemeden öldün. ben de hakkımı helal etmedim. işte orada senin sevaplarından alıp bana veriyorlar. sevabın yoksa da benim günahımdan sana veriyorlar. sonra sırat'a geçiyorsun. sırat'ın karşısı cennet, altı cehennem deniyor. eğer cennetliksen sırat sana boğaziçi köprüsü gibi görünüyor ve ışık hızıyla geçiyorsun. eğer cehennemliksen "kıldan ince kılıçtan keskince" görünüyor sana ve geçmen çok uzun sürüyor. daha doğrusu geçemiyorsun :))

cennet-cehennem durumuna gelince: cennette aklına gelebilecek her türlü güzel şey var. yiyecek-içecek, güzel mekanlar, huriler... v.b. cehennemde ise tam tersi... ama cehennem denince hep alev alev ateş gelir akla ama buz gibi yerleri de var derler cehennemin.

unutmadan: kafir ya da müşrik değilsen, yani allah'ı tamamen reddetmiyorsan ve ona ortak koşmuyorsan, terminolojik bir ifadeyle "kalbinde hardal tanesi kadar bile allah inancı varsa" cehennemde sonsuza dek kalmayacaksın.

bildiklerim bu kadar...

ek: söylemeyi unuttum, kafir ve müşriksen bile allah'ın affetme durumu söz konusu. şunu kesin söyleyebilirim: allah'ın affetmeyeceği tek günah var, o da kul hakkı. çünkü o allah'ın değil başka birinin affına bağlı. yani yıllar yılı allah'ı reddetsen de allah seni "ğaffar" (çok affedici) adıyla affedebilir... öbür türlüsü adaletsiz olurdu: sen dünyada melek gibi yaşa, herkese iyiliğin dokunsun, tek "kusurun" ateist olmak olsun, sırf bu yüzden sonsuza kadar cehennemde azap çek... allah'ın adaletine bu uymaz...

tezumomikuari

fazla düşünme, kafayı yersin. derinlemesine düşününce, çok garip hissediyor insan. uyuyor gibi olacağından pek de bir şey hissetmeyeceksin zaten. gerçi bilmiyoruz da tabi ne olduğunu, ne olacağını, belki de tanrı vardır hakkaten, sen asıl o zaman gör olayı. ya da keşke reenkarnasyon gerçek olsa mesela, bambaşka bir formda, yepyeni bir hayat, öncekini hatırlamıyorsun. tabi yeniden insan olduğunu düşünürsek, yine bilmiyor olacaksın ölünce ne olacak, bir de bilsen reenkarnasyonun varlığını, "beğenmedim bunu" deyip ölüp, başka bir hayata başlamak cazip de geliyor insana. neyse, özetle, şimdilik herşeyin sonu olduğunu biliyoruz. devamını ölünce göreceğiz, ya da göremeyeceğiz.

soso

ilginçtir ki bunu düşününce panik atak oluyorum deprosyona giriyorum :)

mars'dan yazan varlık

bir de "ölüm anı" var. orada da ölüm meleği azrail, hemen herkese en sevdiği insan kılığında gelirmiş. rahmetli dedemin ölmeden birkaç saniye önce net bir şekilde "ah anam beni çok mu özledin" dedikten sonra öldüğünü söylerler şahit olanlar... ve yine söylenen o ki bu tür bir ölüm anı, sevabı günahından az olanlar için derler. tersi olanlar için ise azrail'in kendi suretinde geldiği, bu suretin akla gelebilecek en korkunç şey olduğu, ve insanın ruhunu binbir zorlukla teslim ettiği söylenir...

tezumomikuari

Annenin ve babanın ölmesi dururken kendi ölümüne mi telaş yapıyorsun?
www.eksiduyuru.com

shedracon

benden önce yazmışlar ama yineleyeceğim. kendi ölümüme dair düşündüğüm tek şey annem, babam ve ablamla eş zamanlı olması. Aksi halde çıldırırım herhalde. ölmek iş değil, onların öldüğünü görmek... bak fena oldum yine

sheridans

ölünce bişi olmuyo esas sorun o zamana kadar ne bok yediğin.

kediebesi

Doğmadan öncesi=Ölümden sonrası

doğmadan önce ne *** yedikse öldükten sonra da onu yeriz.

ucan spagetticanavari

şey diye düşündük biz. akşamdan gidip bi bakalım sabah da gider bezimizi sereriz öğlene doğru mangalımızı yakarız misss.

alexsandro de souza
1

mobil görünümden çık