Öncelikle sektörler farklı olabilir, biz çeviri şirketiyiz; hatta serbest meslek sahibi olmayabilirsiniz, direkt patron da düşünebilirsiniz müşteri yerine.
Neyse, sorular:
1. Müşteri diyelim bir çeviri verdi, x günde teslim için anlaştık. X gün uzak bir gün olmasın, diyelim Perşembe gelen iş, Salıya teslim.
Müşteri Cuma mail atıyor, "nasıl gidiyor" diye. "Süresinde yetişecek" diyoruz. Pazartesi bir daha atıyor "Salıya yetişecek değil mi?" diye..bir noktadan sonra, a) işi yapasım bile gelmiyor b) "ne zaman geciktiğimi gördün ki tepemdesin böyle" diyesim geliyor c) "gecikirse sana mail yetiştirmekten gecikecek" diyesim de geliyor d) deliriyorum e) hepsi.
2. Diyelim ki müşteri süre teklifi istedi (yukarıdaki ile aynı denyo, vallahi). Ben de 4 işgünü verdim. Tümü büyük harflerle bir cevap geliyor kadından. "DAHA ERKEN BİR TARİH OLURSA SEVİNİRİM". Bunda da böyle coşasım geliyor, "ben puştum, sen sevinme diye ağırdan alıyorum, hatta bitse de bekletiyorum arada, demlendiriyorum" falan diyesim geliyor.
Bu durumlarda ne yapardınız, ne cevap verirdiniz (müşteriyi kaybetme korkum yok, giderse Ekime kadar--mümkün olduğunca zedeleyici - ama bir kadının zerafetini (o kadın ben oluyorum) bozmayacak gibi, kibarlığı elden bırakmadan ne cevap versem) ki, bu kadının sesini sonsuza dek kıssam, bir daha send'e giderken eli, defalarca düşünse..
Şimdiden teşekkürler.
Evet çok yazdım, bu bir değil, iki değil, dört senedir aynı naneyi yiyor bu müşteri ve benzerleri...

okurken empati kuruyordum, kafa yoruyordum ama son kelimeyi görünce bıraktım. sabrına kuvvet.


müşteri kaybetme korkunuz yoksa bence aklınızdan geçeni söyleyin. tabii bu cümleleri duyunca aklınıza "siktir git manyak karı" gibi şeyler gelmiyorsa. ben olsam yaptığım işin ne olduğundan kısaca bahsedip "işinize gelirse, verebileceğim en kısa süre bu, aynı kalitede çeviriyi 3 günde yapabilecek birini bulabilirseniz bana da haber verin" gibisinden minik ayarlar verirdim.


"X Hanım, sizinle uzun zamandır çalıştığımızdan hareketle, beni (ya da kurumsanız kurumu söyleyin bilmiyorum) ve çalışma prensibimi yeterince tanıyor olduğunuzu düşünüyorum. Yine de şimdiye kadar gösterdiğim özeni bundan sonra da koruyacağımı hatırlatmak isterim; bu sayede özellikle işin bitebileceği zaman hakkında sık sık teyit almanıza gerek kalmayacağını ve dolayısıyla ne sizin zihninizin yorulacağını, ne de kendimin vakit kaybı veya demotivasyona uğrayacağımı umuyorum."
gibi bi şeyler?


hepsiyle ayrı ayrı uğraşamazsın, bir kaç kalıp ve prensibiniz olsun ve bunlardan asla dışarı çıkmayın yeterli.
1.c. başka bir sektördeyim, işimi aynı gün veya ertesi gün teslim ederim. en fazla 2 gün olur. ama işle ilgili en fazla 1 kere görüşürüm. ikinci aramasında "lütfen aramayın, ben size haber vereceğim dedim." derim.
2. şu zamanda biter, erken bitmez. her işin ortalama bir süresi var, çok nadir aksilikler olabilir. gecikme veya erken biterse ben sizi ararım diyorum.


Hah vallahi bu cevapların tümünü alır copy-paste ederim..ağzınıza sağlık.


1 - sorunlu durum göremedim. İsini takip etmek hakkı
2 - malesef daha önce mümkün değil der, uzatmam.
Calısmak istemyor isem de yoğunluk nedeniyle su tarih itibariyle sizinle calisamayacagim derim. 4 sene sorunlu musteriye katlandiysan ya mecburdun ya mazosistsin. O donemde mecburdun simdi durum degistiyse de bu durum hatrina nazikce birakmak lazim bence.


Ya evet, müdürü ile aramızda hatır ilişkisi var--taa 96'dan beri çeşitli projelerde çalıştık adamla, eskiden bürokrattı, şimdi özel sektöre itildi (sürüldü)--ama sekreteri böyle. zaten patronunun hatırına katlanıyorum ama demek kırılma noktama gelmişim ki, duyurunun bile başını ağrıttım.


" bir problem olursa ben size haber veririm zaten" minvalinde iğnelerim ben olsam.


sizin sektoru yakından tanıyorum, allah sabır versin işiniz cok zor. bence iice okuzlere saglam bi atar lazım, herkes böle yaparsa onlar da saygı gostermeyi ogrenecek.
