
"Başka bir toplum, başka bir düşünme tarzı, başka bir kültür ve başka bir dünya görüşü için bütüncü programlar ortaya koymak amacıyla güncel sistemden kurtulma iddiası, bizi en tehlikeli geleneklere geri götürmekten başka sonuç vermemektedir" Foucault
Küba'nın toplumda hali hazırda varolan kurumları iyi çözümlediğinden bahsedebiliriz. Sovyet örneğine bakacak olursak Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra kiliselerin hızla yeniden yaygınlaştığı gördük. Kiliseler halkın talebi sayesinde mi yoksa egemenlerin dinin afyon yüzünü kullanmak için mi açıldığı sorusu başka bir araştırma konusu tabi. Ufak bir internet taraması yaptım bulamadım. Birgün gazetesi Küba gezi notlarını yayınlamıştı. "Küba halkı pazar günü kiliseyi, Che anmalarında da meydanları aynı şevkle dolduruyor" tarzı ifade vardı orada. Hem İsa öğretisindeki: "Kıyamette bir devenin iğne deliğinden geçmesi, cimri bir zenginin cennete girmesinden daha kolaydır." anlayışı Hristiyanlık'ın Vatikan'ın kurumsallaşmış öğretilerinden çok sosyalizme yakın bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor. Yani korkmaya gerek yok.
