dostlar,

cumartesi günü ankara'da vakit geçirmektense bi' gidip eskişehir'i mi görsem diyorum. daha önce hiç gitmedim. 11 treniyle gidip 22 treniyle dönsem mesela..

bu zaman aralığında muhakkak nereyi görmem, nereleri dolaşmam gerekir? şunu yemeden şurayı görmeden dönme dediğiniz bir yiyecek/mekan var mı? şehir içi ulaşım kolay mıdır, şimdi gidip de sefillik çekmeyeyim.. ne dersiniz?

 

yap, gerisini bilmem, ama yap.

ocanal

gardan inince del mundo'da bi kahvaltı yap sonra gezmeye başla şehri. barlar sokağının karşısında şimdi ki adı varuna diye geçiyor sanırım. mundo kahvaltıyı şiddetle tavsiye ediyorum.

olkol

tren garından yürüyerek tüm merkeze ulaşabilirsin.
Boza sevmeyen bir insan olmama rağmen orada Karakedi bozacısında boza içmeden dönme derim.
Ucuz tantunilerini filan da tat.
Eskiden Hal olan yeri turistik gibi çarşı yapmışlar, bütçe varsa oradan 3-5 liralık ufak hediyeler alabilirsin insanlara.

Yap yap cumartesi bi' eskişehir yap.

Hatta şimdi duyuru'dan Eskişehir'de olan bir arkadaş çıkar seni gezdirir, eğlendirir akşam treniyle de göndermez, gece de gezdirip uyutup sabah dev kahvaltının ardından yolcu eder.

michael_knight

yani ben aslında çok iyi biliyormuş gibi yazdım ama gerçek şu ki birkaç ay önce bir arkadaş grubu ile hafta sonu (cumartesi-pazar) gezmeye gittik.
Bir arkadaşımızın kardeşi hala okuyordu orada.

Aslında bir fırının tarifi çok iyi bilmediğim için anlatamadım ama deneyeyim. Tren yolunun caddeyi kestiği bir köşede dandik görünümlü bir fırın var. Orada bir ekler yapıyorlar ki yeme de yanında yat. Bu kadar enfes bir şey olamaz. İçine krem şanti koyuyorlar galiba.

Ayrıca "varuna cafe del mundo" diye bir kafe/bar var. Müthiş güzel bir ortam, süper bir dekorasyon. Mutlaka bir kahve bir bira içmeye çık oraya. Bunlar bir çeşit gezginler topluluğuymuş, dünyanın dört bir tarafından (ama gerçekten adını bilmediğin ülkelerden bile) böyle envai çeşit araba plakası ve hediyelik felan doldurmuşlar mekana. Bir şey içmesen bile bir çık gezin içinde (2-3 katlı)
www.eksisozluk.com

Donas diye böyle dolu dolu bir tavuk döner var çok ucuz olan. Orada özellikle öğrenciler için çok süper bir şey. Onun da tadına bakmaya çalış 3 lira filan galiba kocaman bir döner dürüm. Dürüm diyorum ben ama oralılar duymasın Donas diyor herkes ona.

Pino diye bir hamburgercileri var. Onu da çok seviyolar o da McDonalds gibi bir şey ama hani yerel gibi olduğu için çok daha lezzetli ve fiyatı da McDonalds'tan bile ucuz neredeyse.

Şehrin her tarafında pek çok heykel göreceksin, onlara hep bak bak ve şaşır ne kadar fazla olduklarına.

Sokaklarında yürü böyle geniş, yürümeye müsait caddeleri var ve etraf çok temiz. Tramvay filan geçiyor.

Ben yeni bir şehre gidince muhabbet etmek ve orada yaşanan hayatı ucundan yakalamak için mutlaka sakal traşı olurum bir berberde. 5 liraya sakal traşı ol bence sen de.
(Mesela benim traş olduğum adam dükkanda muhabbet kuşu besliyor ve hatta üretiyormuş. 40 günde bir yumurta yaparmış bunlar işte anlattı kaç yavru olduğunu felan. Sonra da yavrular annelerinden ayrılabilecek gibi olduğunda kuşçular gelip bunları alırmış, çok da iyi para verirlermiş. İnsan bu şekilde çok iyi gelir elde edebilirmiş (ayda 250 300 lira filan dedi) Bir de benim gittiğimden önceki hafta berbere bir kamyonet çarpmış yolda yürürken. Sonra hastaneye kaldırmışlar beyin sarsıntısı olabilir diye. Çarpan adam da çok üzülmüş ağlamış felan o yüzden şikayetçi olmamış. Şikayetçi olsa adamı içeri bile atarlarmış. Zaten 4 oğlu varmış berberin bir emriyle gidip hemen evinden alırmış adamı oğulları ama sakın yapmayın demiş. Bu arada dükkanın içi iyive muhabbet kuşu pisliği kokmaya başlayınca ve işler büyüyünce zabıta gelmiş ya muhabbet kuşu yap ya da berberlik yap, aynı dükkanda ikisini birden yapamazsın, bir daha geldiğimde görürsem dükkanı mühürlerim demiş. Ondan bir gün sonra da evden dolma getirmiş adam sonra da o dolmalar (biber dolması) 2 gün filan bekleyince yememiş. Dolmaların pirinçlerini muhabbet kuşlarına vermiş. Muhabbet kuşları da o pirinci yiyince (daha doğrusu anneleri ağzıyla alıp yavrulara yedirince) yavrular ve anneler filan çoğu ölmüş. geri kalanları da çok ucuza 5 liraya 10 liraya felan vermiş etraftakilere. Falan filan daha neler neler...)


Ben daha çok yeme/içme kısmını biliyormuşum belli ki. Ne yapmalı ne etmeli konusunda daha bilgili birileri vardır elbet.

Yani dediğim gibi bence birisi seni misafir eder Eskişehir'de yaşını filan bir de güvenilir, temiz pak bir insan olduğunu yaz da teklifler yağsın. Çünkü Eskişehir halkı çok misafirperverdir.
Değil mi?

michael_knight

gel.

odunpazarı evleri, cam sanatları müzesi, uçak müzesi, seviyorsan hamamlar, hamamyolu, adalar'ı gez. zaten şehir o kadar. kar yağmaz da porsuk donmazsa gondola bile binebilirsin.

yiyecek olarak; çibörek, donas, pino'dan birine hatta ikisine uğra.

barlar sokağında ya da adalarda oturup bi güzel iç.sonra trende yine içersin.

yanına varsa fotoğraf makinesi ve kafa arkadaşlar al. del mundo'ya da gitme, ben hiç sevmiyorum orayı asdsa.

repins

Anadolu üniversitesi kampüsü (uçak müzesinin karşısı), tren garına yürüyüş mesafesidir (20-25 dk). Ayrıca yol da gayet keyiflidir (diğer mesajlarda da bahsedilen haller, espark ve fırının bulunduğu cadde). Kampüsü gezebilirsiniz, film varsa veya başka bir etkinlik varsa izleyebilirsiniz. Girişte kimliğinizi bırakmanız gerek.

Bir referans noktası olarak espark'ı belirleyebilirsiniz.

Bir duraktan tramway'a binin (kartlar var, büfelerden tek kart şeklinde alabiliyorsunuz), tıp fakültesine gidene mesela, son durağa kadar gidin, zaten çok sürmüyor, keyifli olabilir.

Hızlı trenden bahsediyorsanız 22 var mıydı? sanki en sonu 21'di diye aklımda kalmış.

ex902
1

mobil görünümden çık