evet millet. önce babaannemin ölümüyle başladı. nedense ölümünden sonra hiç bir duygu hissetmedim. ne hüzün ne sevinç. ve onu severdim de. ama ölümünü sanki dalından bir çiçek koparılmış gibi doğal karşıladım. ya da bir sebzeyi toprağından sökersin ya. onun ölümünü düşünmezsin falan. neyse.

sonra şehit haberleri geldi. ve herkes deli gibi paylaşımlar yaparken, sinirlenirken ben yine bir şey hissedemedim. zaten bu çok önemli gelmedi bana. çünkü son 3 yıldır milli takım maçlarında heyecanlanmayacak kadar milliyetçilikten uzaklaşmıştım. libya'daki çatışmalarda ölen adamlara ne kadar üzülünebiliyorsa benimki de o kadardı herhalde.

en son deprem yaşandı van'da. herkes feryat figan. yardımlar, kuruluşların numaraları havalarda uçuşuyor. ben ise can sıkıntısından ölüyorum sadece. ne bir boş mesaj gönderdim, ne de kıyafeti geçtim evde giymediğim kışlık kıyafetleri dahi göndermeyi aklımdan geçirmedim. hah, bunu söylediğim için geçirmiş sayılırım artık.

bunca üzülmediğim şeye rağmen üzüldüğüm tek bir şey var. muhabbet kuşum öldüğünde neredeyse yarım saat ağladım. bu nasıl bir çelişkidir bilmiyorum.


neyse çok uzun oldu. bu kadar. sizce ne yapmalıyım?

 

bu çelişki değil, desensitizasyon yani duyarsızlaşmadır. sebebi de (bkz: sosyal depresyon)dur.

compadrito

sen normal bir insansın, durumunda bir gariplik yok. tek hatan herkesin aynı $eylere üzülmesini beklemen olabilir; sen ku$a ağlarsın, o askere, ben böceğe.

ateistanbul

babaannene üzülmemişsindir çünkü zaten çok görüşmüyosunuzdur, senin için normal bi insandan farkı yoktur.

Onun dışında, pek görmediğin insanlar umrunda değil sadece. Yolda önünde biri ölse üzülürsün ama vanda 100 kişi ölse üzülmezsin çünkü kimsenin acı çektiğini görmemişsin, bağırdığını duymamışsın. normal gayet.

egomanyak

Normal olan sensin merak etme

tatarcik
1

mobil görünümden çık