Şimdi ben geçen gün bi dil kursunun sınavına girdim şu 100 soruluk gramer testlerinden birine. Ordan 45 doğru falan çıkarttım. Writing'ime de baktılar falan intermediate olduğuna karar verdiler hatta bir alt sectiondan da çok az eksiğim varmış falan filan.

Şimdi geçen gün de bir üniversitenin dil sınavına girdim 3 saatlik falan. Listening, Writing, Reading ten oluşan bir sınavdı bu ve inanmayacaksınız baya iyi geçti sınavım. 100 üzerinden 70 falan alabilirim diye düşünüyorum. Essay'de 370 kelime falan yazdım ayrıca.

Şimdi acaba sizce bu gramer testleri falan kesin doğru veriler mi veriyor? Yani 45 doğru çıkarttım diye "sen intermediate"sin demek en sağlıklı sınav tekniği midir?

Diyelim ben bu sınavdan 70 aldım. E ne olacak peki bu iki sınavın sonuçları bambaşka? Hangisine inanacaz?

Kendi fikrimi söyliyeyim; ben bu reading, writing, listening gibi sınavlarda kendimi daha iyi hissediyorum. Mesela ÜDS'de de çok kötü yapmıstım (55 almıştım). Acaba bu test tekniklerinde kötü olduğum için mi kötü sonuçlar alıyorum yoksa hakikaten ingilizcem kötü mü?

 

Test tipi sınavlar kıyasla daha kötü ölçüyor bence. Reading, writing, listening bölümleri ayrı olduğunda daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Ama dil sınavına girdiğin üniversitenin de hangi üniversite olduğunun önemi var bence. Mesela Boğaziçi'nin sınavı her zaman zor gösterilir diğerlerine göre.

En iyi ölçü IELTS ve Toefl gibi sınavlar tabii. Ama pahalı ve zor olduklarını söyleyebilirim onların. Yine de senin ne için sorduğun önemli. Okula gireceksen ve okulun sınavını geçersen yeterlisindir işte.

Bir de değinmek istediğim şu nokta var; ben Boğaziçi'ni kazanıp dil sınavına girmiştim. İlk girişimde dil sınavından kaldım, yarım dönem hazırlık okudum. Bu yarım dönemde İngilizce'm gelişmedi ama sınav tekniğini öğrendim biraz ve Ocak'ta girdiğim sınavı geçtim. Yani sınav tekniğini, kompozisyon yazarken dikkat edilmesi gereken hususları bildiğinde sınav notun oldukça değişebiliyor.

long live rock n roll

soruya ne kadar cevap olur bilemiyorum ama, amerika'daki MIT gibi bazı üniversiteler artık yurtdışından başvuran öğrenciler için dil sınavının ardından ingilizce için ayrı mülakat yapmaya başladılar. çünkü, özellikle uzakdoğulu öğrenciler bu test sınav sisteminde çıkan kelimeleri ezberleyip, hayvan gibi grammer kastıkları için bu sınavlardan oldukça yükske puanlar almaktaydılar. ama üniversiteye geldiklerinde ise, işlerine en çok yarayacak olan dinleme ve konuşma yetileri yerlerde süründüğü için, büyük sıkıntılar ortaya çıkmaktaydı.

benim fikrim şöyledir ki, grammer'den, reading & vocabulary'dan yüksek almak ne kadar iyi ingilizceniz olduğunu değil, ne kadar iyi öğrenebildiğinizi kanıtlar. belli soru kalıpları anlaşıldıktan sonra bu sınavlardan gayet iyi puanlar alınabilir.

0dy

sizi writing listening reading'ten sinav yapan yerin verecegi sonuc daha makul olur ve sizin ingilizcenizi daha iyi yansitir. ancak memleket sartlarinda ingilizce yeterlilik icin uds/kpds gibi salt ezber gerektiren sinavlar ve buna benzer diger sinavlar kesinlikle bir insanin ingilizce yeterliligini yuzde yuz gostermez. belki yuzde 80ini hadi tas catlasin yuzde 90ini gosterir. :) maalasef dil sadece potansiyel enerji gibi bisi degildir ki sadece kafamizin icindekiyle iletisime gecebilelim; dili konusmadiktan sonra, dinledigini anlamadiktan sonra, uc bes sey yazarak kendini veya bir konuyu soyle boyle anlatamadiktan sonra ne ise yarar ki o ezberledigin dil?

ozet: lisetning reading writinglinin olctugu daha gercekcidir sizin ingilizce kapasitenizi anlamaniz icin. ama resmi birseyler gerekiyorsa onla alakali bussuru de piyasada sinav var zati.

alessandro del pieroglu
1

mobil görünümden çık