Basit, sade, ucuz.. tek farkı yakışıklı herifler, güzel kadınlar var. Bir de müziği çok iyi.

Bu kadar anlam nasıl yükleniyor dandik diziye?


 

Aşk-ı memnu “basit, sade, ucuz” diye geçiştirilemeyecek kadar kıymetli bir hikaye.
Yakışıklı adamlar, güzel kadınlardan ziyade toplumsal, ahlaki ve psikolojik olarak çok derin.

Yaşlı bir adam kendisinden çok küçük gencecik bir kadını içinde bulunduğu maddi durumu da bilerek kendine zorunlu bırakıyor burada çok önemli bir güç ilişkisi var.
Cinsel hayatında yaşadığı tatminsizlik ve evdeki değersizlik onu yakınındaki ve tehlikeli limana itiyor, behlüle sığınıyor.
Behlül karaktersiz, şerefsiz, sorumsuz bir pislik olduğu için kadını daha da çökertip yiyip bitiriyor.

Halid Ziya, Nihalci olduğu için kitapta bariz bir Nihal güzellemesi yapılmış ama yine de Bihter’in içinde bulunduğu duygu durumları yazar gayet güzel aktarmış.
İlk dizi versiyonunda yine kitaptan ayrı düşülen ufak tefek yerler olsa da kitapla birebir uyumlu başarılı bir dizi olmuş.
Günümüz aşk-ı memnu’sunda unutulmaması gereken 1800’lerin sonunda geçen bu hikayeyi günümüze uyarlamaları bu yüzden bazı şeyler kafada oturmuyor olsa da bence senaristler birçok konuyu güzel bağlamışlar ve çok güzel bir iş ortaya çıkarmışlar.
Her yaz yayınlanıyor diye sanırım çok uzadığıyla ilgili yorumlar okuyorum ve asla katılmıyorum. Aşk-ı memnu 2 sezon 79 bölüm sürmüş bu bugünden de o günden de baksan gayet yeterli bir süre asla uzatılmış değil zaten kıymeti de buradan geliyor.

İzlemek istemeyene, sevmeyene, beğenmeyene saygı duyarım ama bu kadar yüzeysel bakışa saygı duyamıyorum ya şu dizinin bir bölümünü izleyen biri bile şu yorumu yapmaz.

Düzeltme; beni nasıl kızdırdıysan yazarın adını bile yanlış yazmışım :/

mutekebbir

(bkz: don't feed the troll)

sonsuz
1

mobil görünümden çık