Her şeyi ayarladım saksısını değiştirdim vs sonra birkaç günlüğüne tatile gittim geldim; gül bitlenmiş.
Normalde böcekten filan da huylanırım hiç sevmem ama bunun bütün tepesini Yaprak biti (aphid) sarmış. Hemen baktım, araştırdım, sabunlu su ile fısfıs operasyonuna başladım.
Şimdi huyluyum ya o bite taktım ben bir kere.
Çünkü bunlar her yere saklanıyor, yaprak kıvrımları vs çok sinsi şeylermiş onu yeni öğrendim.
İşten gelir gelmez bit kontrolü yapıyorum, çünkü sabah bit temizleyemezmişim güneşte sabunlu su gül'ü yakarmış. Gece de karanlık çökmeden o son gün batımında kısıtlı 1 saatim varmış. Alıyorum kulak çöpünü, peçeteyi, tek tek yaprak üstü yaprak altı nerede bit var temizliyorum. Sonra chatgpt ye foto attım hasta yaprakları da temizle dedi; budadım. Bir bakıyorum böyle 1 saat geçmiş, ben bayağı akış moduna girmişim neyse dedim artık bu kadar uğraştırmaz. Ertesi gün eve geldim baktım bit yine bitmemiş.
Bu aphidler günde 30 tane bebe doğuruyormuş meğersem, neyse gene başladım temizlemeye. Adeta Aphid Slayer karakteri açıldı bende, baktım bizim gül hemen mutluluktan 7-8 tane birden yeni sürgün vermiş. Acayip bir mutluluk sardı beni, "demek ki saatlerce bonzai ağacını budayan Japon adam da böyle hissediyormuş vay beee" diye geçti aklımdan XD
Bu bitki olayının bu kadar sardığını tahmin etmiyordum biraz sohbet tadında bir soru oldu, sizin böyle bakıp özendiğiniz bitkiler neler? Genel tavsiyeleriniz, tecrübelerinizle ilgili yazmak isterseniz okuyalım hadi anlatın.
Bir de sürekli yumurta kabuğu ve öğütülmüş kahve atığı çıkıyor bunlardan gübre olur mu acaba deneyen var mı?
Güller henüz açmadı ama becerirsem paylaşacağım kesin :D

Bana emanet edilmiş evde 1.5 ay boyunca bahçenin ortasında duran boyum kadar çiçekleri fark edip sulamadığım için kuruyup gittiler. Önceki evimde de eski sahibinden kalan çiçekler evin her yerindeydi. anladığım öğrendiğim kadarıyla suladım budadım ama pek bir bağ kuramadım. rafın üst tarafında da bir bitki varmış aylar sonra fark ettiğimde o da kuruyup gitmişti.
durağan şeylerle bağ kuramıyorum o şekilde yorumladım.


Senin yaprak biti maceranı iki sene önce biberlerimde unlu bit ile yaşadım ben. Bir yaz boyu bir tek biber alamadığım gibi dünyanın kulak çöpünü sirkeli suyunu sabunlu suyunu ve zamanımı harcadım. Gene de başedemedim. Sonunda kimyasal ilaç kullanmayacağım inadıma veda edip bastım zehiri.
Ancak öyle rahat ettim. Zevk alıyorsan bir şey diyemem de, tavsiyemdir, geç kimyasal ilaca. Yine de tarım ilacı istemem dersen kükürt serpebilirsin.


saçma gelecek ama uğur böceği satıyorlar bu bitler için :) karıncalarda besliyor bu şerefizleri, karınca varsa ona da dikkat et. genelde seralardaki (kapalı alan sonuçta) bitkiler için kullanıyorlar ama şunu yapabilirsin, bitkinin etrafına çubuklar dikiyorsun, tül ile kapatıp uğur böceklerini salıyorsun alayını yiyip temizliyorlar. tülden de kaçamıyorlar.
bizde evde bir iki bitki bakıyoruz, yeni sürgün verince seviniyoruz :) birazda bizim için övünç kaynağı oluyor iyi bakıyoruz diye.


Bit milleti bitkinin en tazecik yerlerden özsuyunu emcükleyen pestisitlerdir. Dolayısıyla pek öyle sirkeli, biberli, sabunlu sular işe yaramaz. Sistemik zehirler (ilaçlar) gerekir.
En güzeli mekanik yolla bu küçük şeytanların kökleri kuruyana kadar temizlemek. O da nasıl olur? Saksı çok büyük değilse streç filmle toprağı dökülmeyecek şekilde saksıyı sarın. Duşakabinde yan yatırıp tazyikli suyu yaprakların arkasından verecek şekilde yaprakları ovuştura ovuştura temizleyin. Sonra da gölge ve havadar bi yerde bitkiyi kurutun. Doğrudan güneşe koyarsanız bu defa da küf olur ki güllerin diğer baş belası da küftür. Streç film, yıkarken bitler ve yumurtalar toprağa dökülmesin diye lazım. Ertesi gün yaprak arkalarını tekrar kontrol edin. Birkaç gün elle temizledikten sonra kalmaz zaten.
Bunların haricinde dezenfeksiyon amaçlı bordo bulamacı ve gülleci bulamacı bakteriyel ve mantari hastalıklar için kullanılabilir. Gülleci kükürt içerir, toprağa da uygulanır ama reçeteye, dozaja ve ilaçlama zamanlarına harfiyen uymak gerekir.
