Birinden hoşlanıyorum, onu daha yakından tanımak için özellikle çevresine ya da arkadaş ortamına giriyorum ve benden mutlaka ama mutlaka arkadaşlarından biri hoşlanıyor. Sonra o arkadaş kişisiyle vakit geçirince aslında hoşlandığım kişiden soğuyorum ve arkadaşla ilişkiye başlıyorum.
Şu an da bunu yaşıyorum. Birkaç aydır ilgimi aşırı çeken bir adam vardı. Arkadaş grubuna girip tanışayım istedim, tanıştım da. Tam o sırada arkadaşlarından biri benimle ilgilenmeye başladı, onunla biraz zaman geçirince ona yöneldim sadece. Biraz zaman geçse, ilgimi açıkça belli etsem o esas hoşlandığım adamın da benimle ilgileneceğini biliyorum. Aslında o adam erkek olarak baktığımda birçok açıdan bana daha çok hitap eden, beğenimi kazanan biri. Arkadaş beyle sadece vakit geçirmeyi, sohbet etmeyi seviyorum ve onu çok tatlı buluyorum ama onunla görüşmekten kendimi alamıyorum nedense. Zaman su gibi akıp geçiyor, beni güldürüyor gibi gibi.
Ama şu an kendimi kötü hissediyorum, niye sık sık aynı davranış kalıbında kendimi bulduğumu bilmiyorum. Şıpsevdi biri hiç değilim. Belki ilk kişiden gerçekten hoşlanmıyorum? Ya da ilgiye mi açım da biraz ilgi, şefkat görünce direkt hoşuma gidiyor? Ciddi, psikolojik tespitlere açığım.

ciddi ve psikolojik beklentinizi karsilar mi bilemem ama kisa ve oz, dediginiz gibi ilgi acligi.


'İlgi açlığı' yazmaya gelmiştim. @ gule gule yazmış bile


Doyumsuzluk.


Madonna whore kompleksi diye bir sendrom vardı erkekler için tanımlanmış, onun kadın versiyonu varsa o sendromdan var sizde, yani daha özel hissettirecekse ^^


Adın çıkar, yapma öyle


Bunun tanımı kahpelik.


Reddedilmekten korkuyor olabilir misin içten içe? Asıl hoşlandığın kişiye yönelmek risk demek belirsizlik demek. Onun arkadaşı ise zaten ilgisini gösteriyor. Risk düşük, maksimum fayda, minimum efor. Bir nevi konfor odaklı bağlanma.
Bu arada sürekli içinde bulunduğun pattern i fark etmen ve kendini çözmek istemen çok değerli bir şey


Ciddi tespit yapmayalım şimdi burada, gerek yok. Sizi tanıyan ve sorunuzu okuyan herkes çok büyük ihtimalle aynı değerlendirmeyi yapmıştır bir gün bir gruptan biri çıkar size daha net yapar.
Benim söyleyeceğim çok uzun bir süre çekirdek gruba kimseyi almadık. Bu arada da tatsız olaylar da yaşandı ve ben bunun bir tür karmasını yaşadığımı düşündüm. Bu konuda rahatlattınız beni. Tşkkrlr


sadece ilk paragrafi okudum ve kahkaha attim :D


İlgi için zihnin sana birini güzel gösteriyor, ona yönelmek ona ulaşmak ve ondan ilgi almak amacıyla onun arkadaş ortamına giriyorsun tanışıyorsun, onun ilgisini çekemeden başkalarının ilgisi oluşuyor ve zihnin de ilgiyi buldum diyerek o ilk hoşlandığın kişiyi bulanıklaştırıyor.
İnsan neden ilgi peşinde koşar? Çünkü vaktiyle ebeveyninden (burada konu duygusal ilişkiler olduğu için sözkonusu kişi babadır) alması gereken bir ilgi dozu vardır, o ilgiyi alamamıştır yahut aşırı almıştır, dış dünyadan da aynısını almaya çalışıyordur. Yani aile içinde aşırı doza alıştırılmıştır, dünya böyle bir yer sanıyordur bilinçaltı. Bu iki ihtimalden hangisi geçerli olursa olsun bu insan aç olur. Ya ilişkilerle ya yemekle ya bağımlılık yapabilen maddelerle ya oyun/internet ile ya kitap okumakla (evet okuma bağımlısı arkadaşım vardı, olmasaydı inanmazdım), ya da işte bilmiyorum bir şekilde o açlığı gidermeye çalışır insan. Bu çok normal bir durum, sadece farkındalığın oluşmaması anormal olurdu, bu durumda gayet sağlıklı bir ruh haline ve zihne sahip olduğunu düşünüyorum.
Bu işin çözümünü psikologlar hep "kendine ilgi vermek" diye gösteriyorlar. İşin bu tarafını bir türlü anlamıyorum şahsen. Kendine ilgiyi ne zamana kadar göstereceksin. Mesele benim ilgilenmem değil ki, bir başkasının veya bir karşı cinsin ilgisini istiyoruz. Çünkü var olduğumuzu kendi başımızayken hissetmiyoruz aslında, ki bu da çok normal. Psikologların bu yaklaşımlarını çözemiyorum. Ama vaktiyle Doğan Cüceloğlu'na mail atmıştım, daha farklı bir soru sormuştum ve çözüm aynı kapıya çıkmıştı. Önce bir kez genel fikir edinmek sonra uygulamak için (bkz: içimizdeki çocuk) ve yine önce genel fikir edinmek sonra uygulamak için (bkz: gerçek özgürlük) isimli kitaplarını, gördüğün gibi ikişer defa okumamı istemişti. Hiç atlamadan her gün ve aynen söylenen şeyleri yapmamı istemişti.
Gerisini sorma :)


Hayatının başka alanlarında da sık sık karar değişiyor musun? Yetişkin DEHB'n olabilir.


Ben cevap verirsem çok ağır olacak :d yukarıdakiler hafif kalmış.
Kişisel fikrim hoşlanma değerlerini gözden geçirmen yönünde olur. Ciddili.
