ona vizyon verebilir miyiz, zekasını köreltir miyiz veya doğru yönlendirebilecek miyiz diye korkar mıydınız yoksa ben bu zekayı çok güzel değerlendiririm mi derdiniz?
size ne hissettirir?

Bilgiye erişimin bu kadar kolay olduğu bir dünyada korkmazdım. Doğru yönlendirebilmek için gereken ne ise bunu öğrenmeye çalışır, elimden geldiğinin en iyisini yapardım. Sonuç olarak doğru yönlendirememiş olsam bile çocuk geri zekalı olmayacak. Sadece potansiyelini kullanamamış olacak. Korkulacak bir şey görmüyorum.


korkmazdım çok sevinirdim çünkü çocuk yetiştirmek bence zaten başlı başına bir deneyim işi. ben zaten normal zekada bir çocuğu yetiştirirken de ilk kez ebeveyn olmuşumdur ve bunun gereklerini yerine getirmek için çabalıyorumdur. Üstün zekalı veya otizmli down sendrom fark etmez çocuğumun yetişmesi için elimden geldiğince yeni şeyler öğrenmeye çalışırdım. durumn gereklerine bir bukalemun gibi uyum göstermeye çalışırdım.


hayir tabii ki.
ama arrogant olucak diye endiselenirdim.
zaman farkindan dolayi zaten cocugun seni bir tok konuda geciyor. nerede mutsuz cocuk varsa arkalarinda hep onlardan daha iyi bildigini sanan aileler vardir.


çocuk dediğini yaparsın, sonra salarsın. bu kadar üstüne gidersen öz güvensiz olur, arkadaş edinemez, insanlardan tiksinir, içine kapanır. çocuk main story'deki bir npc'dir. çocukla ilgili her şey side quest'tir.


Üstün zekâlı çocuk senin vereceğin vizyona ihtiyaç duymaz. Üstün zekâlı çocuk tanımı bence bir prangadır. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir. Hayatını buna bağlı olarak yaşar ve yetersizlik, memnun etme isteği gibi şeyler hayatını kötüleştirir. Hayat bu tip bir şey değil. Beni şöyle korkutur. Asosyal olacaksa hayattan keyif almayacaksa yerine göre umursamaz bir insan olmayacaksa korkutur. Sevgilisi olsun, gerekirse dersleri boşlasın, arkadaşları (okul, iş) zeki desin. Bir kurumun yaptığı testle zeki denilmesin. Bunlar daha değerli şeyler.
En zeki insanlar bugünün konforundan çok uzak zamanlarda yaşamış. Bu zamanda zekâsı körelecekse körelsin zaten. Milyon tane imkân var. Bir de bunu kişi kendi seçer. Onun tercihi.


actual ustun zekali biri olarak*, oyle olmamasi biraz korkuturdu ama ustun zekali olmasinda korkacak hicbir sey yok.
kendi yapamadigim seyleri yapsin diye zorlamam, ilgi duydugu alanlarda imkan saglardim. sosyal konularda geri kalmadigindan emin olurdum; gerisi kendi kendine gelir.
* hava atma seyi degil, cocukluktan beri veriler isiginda ortada olan bir sey


arbre +1
ayrıca buna yönelik sınıf ortamında değil karma sınıflarda yetişmeli çocuklar. öteki türlü sosyal yetileri çok tuhaf bir insan ortaya çıkıyor.


üstün zekayı geç, çocuğumun olması bile korkutur.


korkuturdu. burada yazanlarin hicbiri ustun zekali cocuklarin ne gibi problemler yasadiklarini bilmiyor.


Üstün zekalı çocuğun zekasına uygun sınıfı bulup parangasına vurmadığın taktirde derslerde sıkılacak, kendisine göre geç anlayan sınıf arkadaşlarını küçümseyecek, onların seviyesinde ders anlatan öğretmene ve derse ve de okula ilgisi azalacak.
Ve zekasını eğitim dışı alanlarda kullanmayı deneyecek. Tenefüslere ve okul çevresindeki tehlikelere yönelecek. Kayıp çocuk olacak.
Onun için zekasına uygun okul ve sınıf ve sosyalleşeceği seviyesindeki çocuklar bulmalısınız ki Türkiye şartlarında pek mümkün değil gibi.
İnternetten okur hallederim demekle olmuyor o işler.


evet. çok zorluk çekiyorlar çünkü türkiye eğitim sisteminin içinde.


Yok,e herkes oyle sanmiyor mu zaten.
Bir sey olmaz, okula giristen birkac ay sonra -20 IQ ile devam eder.
Sorun düsük zekalida. Ortalamanin cok altindaysa, okulda sisteme ayak uydurmasi cok cok zor. Ailede var, ondan biliyorum. Oyle cocuklari yonlendirmek, hayata hazirlamak daha zor.


Öğretmenim. Üstün veya düşük zekalı çocuğum olmasından korkardım. İstatistikte uçlara doğru gidildikçe problem yaşanma ihtimali de artar. Benim gözlemim uçlardaki çocukların zor ve uyumsuz olması. Hele türkiyede falan iyice zor.


Ailenin payı ne kadar bilmiyorum, denklerinin olmadığı okullara giderse, özellikle ilkokulda türlü haset kiskanclikla karşılaşacak demektir. Urkerdim biraz.


ustun zekalidan korkmam da ustun zekali oldugu sanrisiyla buyumus biri cok sikinti yasayabilir hayatta.


Bizim aile gompilesiynen üstün zekâlı olduğu için ne münasebet diyorum.


niye korkutsun. ustun zeka guzel bir sey. olaylari hizli anlayip millet aval aval bakarken sen cozmus, bir baskasina gecmis oluyorsun. tek sikintisi insanlara laf anlatma kismi. onu da zamanla ogrenir.
beni cocuk konusunda korkutan sey ona nasil bir hayat sartlari sunabilecegim olur. ben mesela cocuklugumu dusunuyorum ve ailemin sartlarinda olsam yapar miydim emin degilim. yine de hayatin her turlu zorluguna ve sikintisina ragmen yeni cocugun yeni bir umut, yeni bir sans olmasi durumu var. zorluklar icerisinde buyumek de insani guclendiriyor. tam refahta yasamak da civik biri yapiyor insani. zorluklar icinde celik gibi oluyorsun.
son olarak cocugun zekasini degerlendirmek gibi bir sey yok. cocuk kendi zekasini degerlendirir zaten gercekten zekiyse. sen demeden gider, bakar, bulur. yasitlarinin sacini yaptigi, kiyafet denedigi donemde o gider entelektuel deryaya dalar. yani herkesin cocugunun zeki olmasi durumuna dusmemek, ve cocugu diger ebeveynlerle yarismak icin kullanmamak lazim. sizin soru seklinden onu anladim gibi biraz. sizin cocuk uzerindeki tasarrufunuz kisitli. o nedenle kusak catismalari yasaniyor, o nedenle her yeni nesil bir oncekinin metotlarini ve degerlerini reddediyor. her yeni insan hayata acilmis yeni bir pencere gibi. cocugun zekasini degerlendirmek, yonlendirmek gibi konular benim asla umrumda olmaz. yani yonlendirmek olur tabi de, zorla bale kursuna, piyano kursuna gondermek gibi sikkoluklardan bahsediyorum.
cocuga dogru ahlaki prensipleri verebilmek, milletin ayagina basmayacak edepli biri yapabilmek asil sorumluluk. dedigim gibi zeka evrensel bir kavram. o cocuk gercekten zekiyse bordo bereli gibi yolunu bulur. sizin yardiminiza ihtiyaci olmaz. hatta ayak bagi oluyor cogu ebeveyn.


En korktugum konulardan biri. Uclarda olmasini istemem. Siradan olsun


korkacak bisey yok ama ek sorumlukluk ve maddi yukumluluk getirdigi bir gercek.
ozellikle ilkokul icin ozel okul sart olur..


@antikadimag, güzel imkanlar verilmediğinde yollar açılmadığında zeka bir yere kadar götürür insanı. Dağ köylerinde yaşayanlar, ilçelerde sıkışıp kalanlar yerine hep şehirde büyüyen çocukların akademik başarısı da bunu kanıtlıyor mesela. Çoban çocuk ne kadar zeki olsa da bir elinden tutan yoksa yitip gidecek.
Benim derdim bu değil aslında, imkansa imkan bulurum yaşam şartlarım bunu sağlar ama üstün zeka toplum dışı hale getiriyor insanları. sosyallik aidiyet duygusu hep eksik olarak büyüyorlar. Onları sağlayabilmek çok problem.


+1 @gradyan
ayrıca yukarıda bir yerde "burada cevap yazan kimsenin bir cacık bildiği yok" yorumuna istinaden yazıyorum bunu cevap hakkı doğdu kabul ederek.
bunun okulunda okudum. mükemmel bir kampüs, deniz kıyısı 200-250 kendi kafanızda kabul edilebilecek kimseler. iyisiyle kötüsüyle kendi türünüzde insanlar. varsayımsal olarak harika bir yer. ama bir de "trapped in paradise" denen bir konsept var. burada yetiştiğiniz yaşlarda kendi tipinizdeki insanlardan başka hiç kimseyle muhatap olmuyorsunuz tam da kritik 14-18 yaş arası. yani tabii ki oluyorsunuz da, öyle mesela kadıköy anadolulunun örneğin kafası estiğinde çıkıp da insanlarla iletişime geçmesinin yanından geçemez. o sebeple tuhaf bir insan türü ortaya çıkıyor. bu hem her zaman böyle olacak değil, sonuçta insandan insana değişir. hem de herkesin sosyal gelişimi aynı şekilde çalışmıyor. ama günün sonunda geçen sene üstün zekalılarla çalışan bir öğretmenle konuşuyorduk. kadının en çok üzüldüğü şey, üstün zekalı olsun ya da x veya y olsun çocukların toplumdan bir şekilde tecrit edilmeleri ya da sosyal angajmanının doğrudüzgün gerçekleşememesi olmuştu. kadın konuştukça kendi anılarım canlandı ve sanki birisi kahve falından tüm karakterimi okuyormuş gibi şok içerisinde dinledim. kendi biricik deneyimim olduğunu düşündüğüm şey aslında doğrudan hemen herkesin kolayca gözlemleyebildiği; hal yol içerisinde çözüm aradığı şeylerden biriymiş.
o sebeple, üstün zeka zaten hiçbir olay değil. hatta eğer iyi yönetilemezse hemen her zaman da bir sorundan ibaret. aile için de hemen her zaman bir sorun. bir ebeveyenlerin kendini çocuğa karşı tekrardan konumlandırarak çocuğa çocuk gibi davranmayıp onun sadece zekası sebebiyle kararlarına olabildiğinden fazla değer vermeleri erişkinmiş gibi davranmaları riski doğuyor. halbuki ne olursa olsun düz mal çocuk işte. ikincisi de dışarı bunu anlatırken çok böbürlenebilecek bir olaymış gibi anlatmaları. çaba olmadan elde edilen hiçbir beceri ya da niteliğin böyle böbürlenesi bir şey olmadığını düşünüyorum. bir haftadır üniversite tercih süreci sebebiyle okula çocuklarıyla ebeveyenler geliyor örneğin. adam düz profesöre falan, benim oğlum 90lar dünya haritasını öğrendi diye böbürleniyor. vatdıfak ya :D o sebeple insanı, insan gibi yetiştirebilmek çok önemli bir şey.
