bir diğeri yer fıstıklarına gıda boyası sürmek. böylece pembe renkli fıstıklarınız oluyor. bir keresinde eve getirilen antep fıstığında aynı olaya rastladım.
soğutmayla alakalı olaylarda gaz basılacak, kompresör değiştirilecek denildiğinde dolandırılacağımı düşünürüm.
ayrıca paketli bazı gıdalar paketsizleriyle aynı. ıhlamuru naylon pakete sokup ucunu kapatıyorlar, fabrikadan çıkmış gibi duruyor. telefoncular kullanılmış ürünleri tekrar naylonluyorlar, hiç açılmamış gibi oluyor.

satışını yaptığınız mala fiyat basmıyorsunuz, kadın-erkek çifti gelince kadının beğendiği mala yüksek fiyat söylüyorsunuz. erkek kısmı ödemek zorunda kalıyor.
alışverişe eski, külüstür aracınızla gidiyorsunuz, indirim yapılıyor.


üretimini kendin yapmadığın giyim eşyasına kendi etiketini basmak mesela.


şerbetli tatlıların parlatıcıyla parlatılması. fıstığın arasına doğranmış yufka koyulması.


Bir tanıdığım kuruyemiş dükkanı işletmişti, bayat olan kuruyemişleri kavurup, sıcak sıcak satıyormuş, böyle olunca herkes taze zannediyormuş. Ayrıca birisi karışık kuruyemiş istediğinde önce en pahalıdan başlıyormuş çünkü kesekağıdının darasını düşmüyorlar, diyelim ki 100 gram kaju istedin, kesekağıdı 10 gram olsa, kajunun kilo fiyatı 1000TL ise bunun 10gramı kesekağıdı olduğu için maliyeti belki 10 kuruş olan kesekağıdını sana 10TL'den satmış oluyor. Aynı şeyi pastaneler de yapıyor, onların kutuları daha da ağır.


dolandırcılık sayılır mı bilmem; ama bir şey bakarken herşeyi raftan indirip psikolojik olarak satın alma baskısı yaratmak.


15 dakikada tamir edilebilecek bir ürünü 2 gün sonra teslim etmek.
60 saniyede sadece 1 tuşa basarak düzeltilebilecek laptopun açılmaması problemi için binlerce TL ücret istemek


Kasaplarda miadı dolmuş tavuk ve etleri soslayıp veya şişlere geçirip satmak. Daha da kötüyse sucukta kullanmak.
