
iyi de şu an yer olmamasından mütevellit çoğu mezarlık böyle çalışıyor zaten.


Bilmiyordum ben iyi olmuş o zaman.


Abi ben aynı aileden insanların aynı mezara gömülmesinden bahsetmiyorum aslında tam olarak, yani kayıtlara bakılacak mesela 100 seneyi geçmiş tüm mezarlar yeni ölüler için hazırlanacak aile vs ayrımı gözetilmeyecek her mezar herkesin mezarı olabilecek.


ben ölülerin dikine gömülmesinden yanayım. büyük bir arazi tasarrufu sağlar.


Niye sadece mezar yerleriyle kısıtladın o zaman kendini?
Mülkiyet hakkı 100 seneliktir de. Olsun bitsin.


Mülkiyetin yaşayan insana faydası var mezarın ölüye bi faydası yok o nedenle mezarlıklarla kısıtladım ama gelişime açık bir konu tabii bu.


Şöyle yapılsa daha iyi olmaz mı?
Eskiden ulaşım imkanları kısıtlıymış, her şehrin köyün yanıbaşına mezarlıklar yapılmış.
Mezar ya da mezarlık konusunda yapılanların çoğunun dinimizle bir alakası yok. Çoğu şaman geleneği.
Mezarlar, şehrin çok dışında ve yapılaşmanın pek mümkün olmayacağı yerlere taşınsın, Mezar yeri satın alma olmasın. Son gelen cenaze, sıra neredeyse oraya defnedilsin ve hemen üzerine bir orman ağacı ve önüne bir küçük plaket dikilsin. 20 sene sonra o bölge orman olsun.


Mirket evet abi bu da güzel bir fikir, mezarlık olayına anlamsız bir önem yüklüyoruz 2 nesil sonra kimsenin hatırlamayacağı bir organizasyon neticede, senin yönteminle ülkeye orman arazisi de kazandırmış olacağız, ziyaret eden yine gelsin etsin mezar taşı olacağına dediğin gibi bir ağaç bir de sembolik plaket oldu bitti, mis gibi.


arkadaşlar bu kültürde mezarlık ziyareti diye bir şey var. hatta farklı kültürlerde de var. mezar başında dua etmek, duymayacak bile olsa yatan kişiyle dertleşmek, konuşmak. niye sadece ölenleri gömecek yer bitmiş gibi buna çözüm arıyorsunuz?
onca yerleşime, 90 milyona yakın nüfusa rağmen türkiye'nin %90'ı hala kırsal arazi. ölenleri gömecek yer mi bitti?
olaya biraz da duygusal açıdan bakın. ben anamın babamın kabrine gidip dua edip onları anınca huzurlu hissediyorum (aynı kabirde mükerrer defin şeklinde yatıyorlar. şimdi biri ebesinin biri anasının örekesindeki rastgele iki ağaca gidip dua mı edeyim, ya da anamla babamın yanına kim oduğunu bilmediğim bi herifi yatırsınlar, torunumun çocuğu büyük dedelerini büyük babannelerini o herifle birlikte mi ziyaret etsin?
yer kalmadıysa genişle boş arazilere doğru git. her yer boş anasını satayım.


Gereksiz önem yüklüyoruz diyorsunuz ama gidip de insanların tanıdıklarının mezarlarını deşmek çok da akıl karı bir iş olmaz. Neticede herkes konuya farklı yaklaşıyor. Böyle şeyleri teorikte konuşmakla pratiğe dökmek arasında devasa bir fark var.
Diğer taraftan, mezarlıklar aslında zaten zamanla kayboluyor. Dolup başka yere ikinci bir mezarlık açılınca diğeri zaman içerisinde terk ediliyor. Bu alanlar kullanılıyor. Sonsuza kadar kalmıyor aslında.
Bazı mezarlıklar içerisindeki tanınmış kişilere göre, tarihi değerine göre vs. Daha uzun süre korunuyor.
En azından isteyenler için kremasyon yaygınlaştırılsa iyi olabilir.


Kibritsuyu abi 100 sene sonrasından bahsediyorum ben, yani bi devlet büyüğü değilsek 100 sene sonra kimse ziyaretimize gelmez biraz gerçekçi olalım.


Şu an bu kadar büyük bir sorun değil.
İleride kırsal alan azalıp, ölü sayısı artınca bir çare bulunur.


Yurtdışı bazı islam ülkelerinde usül böyle. Mesela Medine’deki Baki’ mezarlığı en az 1500 yıllık. Tarihi kısmı (bazı sahabe kabirleri) hariç geride kalan yerlerindeki mezarlara her 5 yılda bir yeni cenaze defnediliyor.
Bu biraz din ve kültürle alakalı bir durum. Mesela yurtdışında birçok insan yakılmayı tercih ediyor. Benim bir akrabam var. Amcanın derdi kalıcı bir mezarı olması. Diyor ki “150 yıl sonra torunumun torununun torunu merak ederse mezarımı nasıl bulacak? Yağmur, sel, deprem olur, mezar taşı falan kalmaz…” Yani herkesin bu konuda önceliği farklı.
Mesela Rize’nin birçok yerinde aileler cenazelerini kendi bahçelerine defnediyor…


Yanlış anlaşılmak istemem kişisel ve ofansif bir cevap gibi olmasın ama sıradan bir insanın torunumun torununun torunu beni merak ederse diyerek dünyaya kök salmaya çalışması bence bencillik gibi biraz, dünyanın 8,5 milyar nüfusu var bi bu kadarı da gelip gitmiş, yarısı böyle düşünse işimiz var.


istanbul’da sur içi addedilen kısımda (fatih vs) iki adımda bir sokak aralarında mezarlıklar var ya da yolun ortasında üçgen şeklinde mezarlık vs. osmanlı mezar taşlarını/şekillerini okuyabilenler anlar belki ama kimin mezarları olduğu da belli değil.
neyse, şehir planlaması pek parlak durumda değil zaten ama ben ailemin mezarında yabancıların defnedilmesini istemem. aynı aileye tahsis edilsin, tüm nesil oraya gömülsün zaten yapılan bir uygulama.


cryopreservation da yasak olsun, o zaman.


Cryopreservation işlemi kamusal olarak başka bireylerin hakkına girmiyor gibi bi adaletsizlik yok bence ama yaptıranlar için sınıf kini güdeceksek onu da aradan çıkarabiliriz tabii.
