Arabadaki bana işaret yaptı, camı aç diye. Açtım. “Kasis var önünde, daha yavaş geleceksin!” dedi eli alçılı, belalı görünen adam. Eyvallah deyip yoluma devam ettim. Haklı mıyım haksız mıyım bilmiyorum ama bu durumlarda mecburen sessiz kalıyor olmak acayip canımı sıkıyor.
Sonra gittim kreşe, kızımı aldım. Bambaşka bir dünya. Kaybedecek çok şeyimiz var... Şimdi sinirden kendimi yiyorum neden o kadar ezildim diye.
Muhtemelen çoğunuz iyi yapmışsın münakaşaya girmemekle, böyle durumlarda asla tartışmayıp yoluna devam etmek en iyisi diyeceksiniz ama şu anki duygu durumumu sallamamak için nasıl bir düşünde yapısı içinde olmalıyım? Çok başaramıyorum kudurmamayı.

sen ezilmedin ki? zaman kazandin. korkmussun da anladigim kadariyla ama korkmayacagin biri de olabilirdi karsindaki. tartisip ne yapacaksin zaman kaybetmekten baska.


Ben sessiz kalan herkesi ayıplıyorum.
Evet, kaybedecek çok şeyiniz var.
Ama siz sessiz kalmaya devam ettikçe boşalttığınız alan o öküzlerlerce doldurulacak, onların tamamen gemi azıya almalarına neden olacak.
Yani sayenizde yarınlar, yani çocuğunuza bıraktığınız günler daha kötü olacak.
Gerekirse kaderim deyip bir dayak yiyin.
Bir dövüş sanatları salonuna yazılın.
Çocuğunuza yaşanır bir dünya bırakmak için yapmanız gereken susmak ve sinmek değil kesinlikle.


kudurmamak mümkün değil.
aslında sen olması gerekeni yapıp, yaşanması gereken duyguyu yaşamışsın. sorunun cevabı kendinsin.
1. evet hiçbitşey demeden yapmadan çekip gideceksin.
2. kuduracaksın ve kudurduğunla kalacaksın.
kudurmaya, o sinire çare yok. yanınad su olsun aracında. bikaç yudum al böyle durumlarda. ve hep bir kızın olduğunu aklına getir.


@Mirket
10 senedir fitness, 2 senedir de boks yapıyorum. Hatta boks derslerinde antrenörüme özellikle gerçek dövüşü simüle ettiriyorum derslerden zaman kaldıkça; ama böyle durumlarda karşıdakinde hep bıçak, silah falan olduğunu düşünüyorum. Ve de ailemi tabi ki…


Ben de diyorum ki gerekirse bıçaklanmayı göze alıp kızına öyle öküzlerin cam açtıramayacağı bir dünya bırakacaksın.
Şu anki durumda adama öküzlüğünü bir tık ileri taşıma özgüveni hediye ettin. Böyle böyle kirleniyo dünya.


gecmis olsun, dogru olani yapmissin. öfkelenmen cok dogal, öfkeni yaşama seklinin etrafındakilerine zarar vermemesi icin hepimizin bir stratejisi var, ben bana iyi gelen seyleri yapmaya odaklanmaya calisiyorum benzer bir sekilde öfkelendigimde.
kötülere, kötülerin yöntemleri ile karşılık vermek bir işe yarasaydi simdiye kadar haberimiz olurdu. şiddetin çözümü şiddet olmaz, cocuguna birakacagin miras da güclülerin hayatta kaldigi bir orman düzeni olmamali. audre lorde'un cok sevdigim bir sözünü buraya birakayim; cok bunaldikca hatirlar sakinlesirim.
"For the master’s tool will never dismantle the master’s house. They may allow us temporarily to beat him at his own game, but they will never enable us to bring about genuine change."


hepimiz benzer hisleri yaşıyoruz trafikte kimi zaman tartışıyorum da ama bu işin sonu ne, dediğin gibi üç kuruşluk insanlar için hayat riski alıyoruz sinirimizi bozuyoruz. keşke olsa bir çözümü ama bu ülkedeki her şey gibi idare etmeye devam edeceğiz.


3 yıl önce köpeğimi gezdirirken (karda oynuyordu tasmasız) başka bir tasmasız gezen köpek ile dalaşmaya başladılar. ikisi de birbirini ısırıyor yani benim köpeğim ona saldırıyor değil. öbür köpeğin sahibi benimkinin kaburgalarına tekme koydu hayvan ciyaklayarak kaçtı. hala aklıma geldikçe anasını avradını oracıkta öhm neyse bak yine sinirlendim.
bazen yapacak bir şey olmuyor. ben kızım o ise öküz gibi bi adamdı ne yapabilirim ki?


insanlarin tahamulssuzlugu ve bencilligi bir yana, trafik ozellikle istanbulda cok kotu.
alt yapi berbat. kavsaklarda ana yol / tali yol tabelalari yok, yol cizgileri silik, 'ana yol' ve 'yol ver' trafik levhalarinin ne anlama geldigini cok az insan biliyor vs.
kurallara uysan bir dert, uymasan baska dert. kimseyi memnun edemiyorsun. yaya gecidinde yol verirsen arkadaki kornaya basiyo, vermezsen sen kabahatlisin. donel kavsaga girerken kavsaktakine yol verdigin icin arkadan korna caliyolar, cikarken sana yol vermesi gereken insan selektor yapiyo - korna caliyo. ama bunlari yapmazsan kaza olursa sen suclusun filan. yani trafikte her halukarda biriyle en azindan senin yasadigin gibi bir 'etkilesim' yasayacaksin. bu ulkede araba kullanirken bunu goze almak gerekiyor.
trafikte herkes kendi dogru bildigini yapiyo. ayni trafikte farkli kurallarla yasamaya calisiyoruz. ben birey olarak bir seyleri degistirebilecegimi dusunmuyorum. senin durumunda oldugum zaman da karsimdakiyle iletisime gecebilecegimi de dusunemiyorum. yani karsimdaki beni zaten dinlemiyo olacak. ki bu durumlarda cogu zaman mesele "erkeklik guruna" geliyo. yani tartisma "bu yolda oncelik kimde?"den basliyo ama hangimiz daha gucluyuz, hangimiz hakli cikacagiza variyor. ben bu kavgalarda sakin dusundugumde en kotusunu goze alip alamayacagimi dusunuyorum. en kotusu ya karsindakini yaralamak/oldurmek ve hapse girmek, yada yaralanmak veya oldurulmek. ben bunlarin hic birini goze alamiyorum. hayat, muhattap dahi olmak istemedigim bir insanla tartismaya/kavgaya girmeye degmeyecek kadar kisa. hele ego kavgasi icin cok kisa.


benzer durumları ve sonrasında benzer hissiyatı çok fazla yaşıyorum. o hissiyatın bir adım sonrasını yaşadım onu anlatayım ben, belki yardımı olur.
bir seferinde sinirlerime hakim olamayıp bir otobüs şoförüyle dalaştım, üstelik arabada eşim ve çocuğum da vardı. sözlü münakaşadan öteye gitmedi allahtan ama küfürleşme bağırış çağırış vs... daha üstünden 1 dakika bile geçmeden eşim ve çocuğumun gözündeki o korkuyu gördüm. ikisi de bembeyaz olmuş ve beni tanımıyor gibi bakıyorlardı. o günden sonra sinirden kudursam ve dünyanın en haklı insanı bile olsam o korku geliyor gözümün önüne ve anında modum değişiyor, yoluma devam ediyorum. bunu onlara bir daha yaşatmamak için çok büyük bir söz verdim kendime.
burada gerekirse dövüşün dayak yiyin bıçaklanın diyen insanları asla dinlemeyin. zaten trafikte de bunu bu kadar kolay dile getiren insanlarla yaşıyorsunuz bu olayları. türkiye'de özellikle de istanbul, ankara gibi büyükşehirlerde trafiğe çıkarken tek hedef eve sağ salim geri dönmek bunu aklınızdan çıkarmayın.


inan her gün karşılaşıyorum. önceleri bende tepki gösteriyordum, korna çalıyordum, bağırıyordum vs. şimdi tamam canım kardeşim diyorum. herkese de hak benim olsa dahi yol veriyorum :) hiç bir şey canınızdan kıymetli değil. bırakın yapsın, geçsin gitsin sallamayın. canınızı da sıkmayın.


Bu tarz durumlarda benim mottom bellidir, eğer trafikte hata benimse eyvallah derim, uzatmam ama hata karşıdaki kişideyse bir de artistlik yapıyorsa üstüne giderim her türlü, çünkü biliyorum üstüne gitmesem bu davar ileride yine başkalarına yapacak aynı şekilde, haksız olduğu halde hadsizlik yapana haddini bildirmek bence bir insanlık görevi.
Ama burda şu sözler dikkatimi çekti, "eli alçılı-belalı görünen adam", yani eli alçılı-belalı olsa ne yazar, kimsenin eli armut toplamıyor.


Geçmiş olsun. Daha beterleri başıma geldi, ben arabayı sattım kurtuldum.
Bir daha araba alırsam hatchback değil sedan araba alacağım, hatchbackler'i bayan(!) ya da mülayim erkekler sürüyor diye kimse ciddiye almıyor bence.
Arka kapı camlarını en koyu, ön kapı camlarını en koyunun bir açığı cam filmi ile kaplatacağım. Amerikan park yaptıracağım vs vs.
Kimseye korna çalmayacağım, korna çalanlara da karşılık vermeyeceğim.
Deli deliyi görünce sopasını saklar hesabı sıkıntılı tipkerden sıkıntılı tipmiş gibi görünerek korunabilirim diye düşünüyorum.


Bu işler bireysel olarak çözülemez. Devlet iradesi lazım. Pisi pisine öldüğünüzle kalırsınız. Sizi öldüren de 3 sene sonra afla çıkar.
.


En iyisini yapmışsınız.
Bir gün kendisinden daha 'belalı' birine denk gelecek. Biri diğerini vuracak, bıçaklayacak, ezecek vb. Sözlük'te kim haklı, kim haksız tartışması yapacaklar günlerce.
Kendinizi kötü ve aşırı sinirli hissetmenizin nedeni yerinizde başkası olsa o hödüğün size davrandığı gibi davranamayacağını düşünmeniz. Halbuki öyle değil. Mevzunun sizinle ilgisi yok ve yapacağınız hiçbir şey bu adamın davranışlarını olumlu yönde değiştiremez.


ilk okudugumda mantikli tarafim, hayatinizi bu ulkenin pislikleriyle muhattap olmayacak sekilde tasarlayabilirsiniz(yasadiginiz mahalle, gittiginiz yerler, kullandiginiz guzergahlar vs..) demek istedi; ama son uzun yurtdisi seyahatimden sonra donunce idrak ettigim sey aklima gelince bosverdim.
idrak ettigim sey suydu: biz gunluk cozumler bularak, boyun egerek, adapte olarak yada yok sayarak sadece durumu idare ediyoruz. her ne kadar kendimizi ve ailemizi korudugumuzu zannetsek de butun problemler orada duruyor. ve yarin tekrar gerceklesmeyeceginin bir garantisi yok. maalesef ulkeyi terketmek yada idare etmek disinda bir tavsiyem yok:(


Sucluysaniz eyvallah kusura bakma diyeceksiniz .Sucsuzsaniz adam emrivaki ile konusuyorsa siz de emrivaki ile cevap verip hadi git yoluna diyeceksiniz.


iyi yapmışsın. naifsen takarlar bıçağı


Trafik kavgası yüzünden hem öldürüp hapse giren, hem de öldürülen tanıdığım var. Hayatları 10 saniyelik saçma tartışmalar yüzünden mahvoldu. Eş ve çocuklarına yaşattıkları da cabası. Birkaç saat kendini alçalmış hissedeceksin diye bu türden bir risk almaya değmez.
