Artık kadın ve erkek çok rahat yakınlaşabiliyor. Otel, ev , tatil gibi. Toplum bu tür yakınlaşmaları geç te olsa aşabildi.
Cinsel ilişkiye başkama yaşı 16 ya kadar düştü.
Toplumda, sosyal medyada cinsellik ve eğlence sürekli pompalanıyor.
Cinsellik yaşadığı için insanlar eskiye göre daha az yaftalanıyor.
Doğum kontrolü hala çok zayıf. Bu sitede bile dışarı boşalarak korunduğunu zanneden yüz kişi bulabilirim. ( içeri boşalmasan da sadece gidip gelerek te hamilelik riski yüzde 30. İnat etme KORUN)
İşte sorum tam olarak bu... tüm bunlara rağmen nüfus artış hızı nasıl olur da düşüyor?
Elbette düşsün, bu güzel bişey.
İyi de cinselliğin bu kadar yayıldığı, bilinçli korunmanın çok az olduğu bi ülkede nufüs artış hızı nasıl düşebiliyor?

Artık Türkiyede şunlar bunlar yapılıyor diye anlatmışsın ya.
Marie Antoinette de herkesi pasta yiyor sanıyormuş.
Mutlu biz azınlığa mensupsun. Türkiye öyle sandığın gibi bir ülke değil.


dışarı boşalma gayet iyi bir korunma yöntemi. bu konudaki fikrine katılmıyorum. ebeveynlerimiz genelde bunu uyguladı ve uyguluyor. içeri boşalsan bile hamile kalmak o kadar kolay değil. millet 30 senedir evli ve genelde 2 çocuğu var neden sizce?
karşı çıkanlar olacaktır şimdi varsın olsun.
diğer bir konu ise artık köyde, mezraada yaşayan bile sağlık ocağına gidiyor. doktora hap yazdırıyor. hekim arkadaşım anlatmıştı.


herkes seks yapmıyor, her seks yapanın da çocuğu olmuyor. internette iki sevişen gordun diye herkesin cinsel hayatı çok iyi durumda zannediyorsun sanırım.


ekonominin beklediğimiz kadar bir etkisi yok bu nüfus artış hızına, ekonomik olarak güçlü ve gelişmiş ülkelerde de nüfus artış hızı ile ilgili problemler var. özellikle japonya ve güney kore(dünyanın en düşük doğum oranı olan ülke) gibi ülkelerde negatif görünüm.
ülkemiz özeline dönersek sosyal medyada pompalanan şeyler ya da cinselliğin rahatlıkla yaşandığı algısı hem doğru hem de yanlış. nüfus artış hızının sabit kalması için doğum oranının 2.1-2.2(tr'nin 2024 oranı 1.48) olması gerekiyor, rte boşuna 3 çocuk demiyordu yani.
türkiye kentselleşmeye başladıktan sonra nüfus artış hızı ile ilgili problemler yaşıyor, çünkü kırsalda ne kadar çok çocuk aile için o kadar iş gücü demekti. kente geldikçe o kadar fazla çocuğa ihtiyaç kalmıyor. inşaat projelerini bile incelesen şu anda revaçta olan projeler 1+0, 1+1 gibi küçük evler dayatıyor bize. yani bireyselleşiyoruz, kentleşiyoruz.
kadınların eğitim seviyesi ve iş gücü piyasasına katılımları arttıkça evlenme yaşları yükseliyor. işverenlerin daha mülakatta bile hamilelikle ilgili sorular sorması kariyer hedefleyen kadınları hamileliği ertelemeye ya da hiç çocuk doğurmamaya itiyor.
yine kentselleşme ve eğitim seviyesi arttıkça evlilik yaşı yükseldiği gibi boşanma oranları da artıyor. çocuk yapan çiftler ise çocuk sayısını sınırlıyorlar. senin anlayacağın sosyolojik ve kültürel değişimin tam ortasına denk geldik.
