En azından 1-2 kitabını okuduğum yazarlar var. Artık uzun uzun açıp detaylı tasvirler okumak yerine doğrudan onların ideolojilerini ele alan değerlendirme yazılarını okumak daha ilgi çekici ve doğrudan hedefe yönelik bir hareket olarak geliyor. Sizce bu şekilde kavramları ve ideolojileri öğrenmiş birisi ahkam keserse argümanları "geçersiz" kalır mı? Muhakkak o kitapları okumak mı gerekir?




 

Kritik bir düşünce yapısına hakimseniz genel hatlarla ingilizce Wikipediadan büyük bir kısmını idrak edebilirsiniz. Ama detaylara her zaman vakıf olamazsınız.

sanal hayvan

yaptiginiz okumaya "ücüncü kaynaktan okuma" deniyor. yani birinin süzgecinden gecmis bilgiye, gene birinin süzgecinden gecerek ulasiyorsunuz.

akademik olarak ücüncü kaynagin bir degeri yok. akademi disinda cok önemli degil. genel hatlarla bir seyleri ögrenebilirsiniz ama biraz hap bilgi seklinde olacagi icin baglantilar cok zayif kalacakzir. argümanlar gecersiz kalmaz ama papagan diye niteleyebilecegimiz duruma yatkin olur. bir sey dersiniz ama neden öyle dediginizi, ya da argümaninizi gerekcelendirin dendiginde altini dolduracak seyleri bilemezsiniz.

konusma ben konusuyorum daha bitirmedim

Uzun yazardım ama mecalim yok, çok kestirmeden cevap vereyim: Olmaz.

10551037

Neskafe ucu bir arada ictiginde kahve icmis oluyor musun? Iki farkli soru, tek bir yanit.

deckard

Hit bir filmi seyretmek için iki saat zaman harcamaya ne gerek var.
Bir eleştirmenin film hakkındaki yazısını okumak beş dakikamı alır ve o yeter bana. (!)

Mirket

merhaba. bence özellikle diyorum bu bence bilgi fetişizmi. tüm tarihi başlangıcından okumak istiyordum. en en en temelinden, kronolojik. yazıyla beraber her şeyi (asla başaramayacağımı biliyordum okudukça daha da emin oldum) şimdi babil yaratılış destanı, sümer kral destanları, gılgamış destanı, gìlgamış hikayeleri oradan antik yunan a sıçrıyoruz. adım adım ilerlediğimizi düşünüyoruz ilyada odysse, zincire vurulmuş prometheus, theogonya/işler ve günler vs tiyatrolar için yazılmış eserler heredot un "tarih" i bir başlıyor. takip etmen imkansızlaşmaya başlıyor. 3 miletli isim var presokratik bunlardan kalan fragmanları çok rahat okuyorsun ardından zaten sokratın yazdığı bir eser yok adım adım ilerlerken platon dan diye karşına çıkıyor ( bu esnada aslında ibrahimi kulliyat olusmaya başlıyor eski ahit i de arada okumak lazım) yani var olan metinlerin hepsini okuyarak, kavramları içselleştirerek geldim demek için çok erken bir noktada darmadağın oluyorsun. şimdi ben kuzey kore nin yönetim, halkının düşünüş biçimini idrak edebilmek için bastaki herifin dedesinin juche adlı eserini okumadan kuzey kore hakkında fikrimi belirtemeyecek miyim? yazarların fikrini değistirdiği dönemler oluyor olgunlukları bazen kendilerini keskinleştiriyor bazen yumusatıyor hangi döneminin yansımasını okumuş oluyorum? Bahsettiginiz tartışması keyifli cevabı olmayan bir konu. daha çok gezen mi daha cok okuyan mı bilir e biraz benziyor. herseyi biraz bilince köy kahvesindeki adamla aynı oluyoruz bilmeyince cahilden laf dinliyoruz. net bir cevabı olmayam bir konu. hayatı boyunca sadece kuran okumuş seyhlere, sıhlara sorsak hic bir ortak fikirleri yok. hatta muhammed bizzat gelse önüne kuran koysan bu ne der (okuma bilmez yazma bilmez, ardından kitap falan istediği yok), isaya incil koysan bu ne der, mesneviyi mevlananın önüne koysan bu ne der
insanların tüm yaşantısını etkileyen temel kitaplar bunlar gibi eserler aslında nüfus bazında.

libertine

degerlendirme yazilari genelde yorum katiyor, hatta bazen yanlis anlasilarak yaziliyor. bir sey soyluyor, halbuki yazar bambaska bir sey soylemek istemis. bu arada kavramlar ve ideolojiler de evriliyor. dumduz gidip liste veya sozlukten okur gibi okumak bence pek anlamli degil. daha dogrusu bunun mota mot ezberlemekten pek farki yok. ogrenmek baska, ezberlemek baska.

Sour
1

mobil görünümden çık