
Neden değmesin, sonuçta rant ekonomisi.


Onden kaporayi aldiysan, el mecbur yaparsin.


ekonomik sıkışıklık. hükümette para yok. inşaat sektörü durdu. araplarda sıcak para var.
'Arsaları araplara satmak için bu işe değer mi?' bu hükümetin para için neler yapabileceğini hayal bile edemeyiz. siyasal islam eşittir para.


on bin konuttan yüzde beş rüşvet ne eder sizin haberiniz var mı?


Hiçbir desteği olmadığı halde bu şekilde dönüp dolaştırılıp tekrarla önümüze getirilen ısrarlarda ipleri elinde tutanların farklı ajandaları olduğunu anlıyoruz. Örneğin başkanlık sistemi de böyleydi. Göçmenlik de bu şekilde. Özgür Özel acil olarak ilgili tüm ihalelerin iptal edileceğini ve soruşturulacağını açıklamalı.


Rant ekonomisi degil ana neden. Asil neden kanal Istanbul sayesinde Amerikan donanmasi Montroyu delmeden Karadenize gecebilecek.Rant kismi isin reklam kismi


çünkü uzun vatandaş ve saz arkadaşlar gaflet değil, dalalet değil, tam olarak hıyanet içindeler yıllardır. bu da işin tüyü, süsü, biberi.
kanal istanbul ekonomik ve biyopolitik işgal. adamlar istanbul'un en önemli su kaynaklarını yok ediyorlar. sazlıdere barajı fiili olarak yok olacak. terkos zarar görecek ya da yok olacak.
nüfus artıyor, kıtlık artıyor, sıcaklık artıyor, sular azalıyor. yetmezmiş gibi bir de varolan su kaynakları için ekstra işlem uygulayarak azaltıyorlar.
askerle, topla tüfekle işgal etmek yerine bir de bu şekilde bir işgal yöntemi var. tam bağımlı türkiye olmak yolunda eksik ne varsa yapılıyor işte.
bir de ilk akla gelen sebepler de yabana atılacak cinsten değil.
türkiye'nin ekonomisi betonla devam ediyor. beton varsa ülke ayakta. beton yoksa nanay. toprakları yabancılara satıp sıcak para alınacak, inşaatlarla ülkenin lokomotifi olan inşaat bir süre daha devam edecek. tabi gaflet değil, dalalet değil, hıyanet içindeki siyasiler de ceplerini şişirmeye devam edecek.
bir kazananı yok bu işin.
işin bir de askeri boyutları var. o konuda yalan yanlış şeyler söylemeyim ama zamanında çok yazılıp çizilmişti. hatırladığım kadarıyla ağır askeri araçlar yeni yapılak olan köprülerden (kanal istanbul'dan) geçemeyecekler ve trakya bölgesi olası bi askeri işgale karşı savunmasız kalacak. günümüzde bunun geçerliliği nedir diyecektim ama rusya-ukrayna savaşı güncel bir şekilde devam ederken, bu söylediğim şey için deli saçması demem.
marmara denizi yıllardır acı çekiyor.
bilim adamları bu denizin öldüğünü söylüyorlar. kanal istanbul ile bu ölüm süreci daha da hızlanacak, tez zamanda balıklar yok olacak, biyoçeşitlilik düşecek. bunun sebebi karadeniz su sıcaklığı ile marmaranın su sıcaklığının farklı olması. yine bilim adamları bu konuda bir sürü şey yazıp çizdiler.
ben de bu ısrarı düşünüp duruyorum ama yok makul bi sebebi.
montrü'yü bypass falan da etmeyecek. rusya gelip de "hmm bu filo boğazdan değil yeni kanaldan geçmiş, hay allah montrö sadece boğazları kapsıyor, kanal istanbul'u değil" demeyecek. "sokarım yapacağınız işe, buraya asker gemisi girmeyecek diye anlaşmıştık siz napıyorsun amk" diyecek. boğazdan geçen bir askeri gemiye nasıl tepki gösterirse oradan geçene de aynı tepkiyi gösterecek.
ticari olarak bir kazancı olmayacak bu kanalın. olursa da amorti etmesi değil yıllar belki onyıllar, hatta yüzyıl sürecek. "ticari gemiler orada sırada beklemesin, transit buradan geçsin ama çok para versin" argümanının ekonomik geri dönüşü uzun ve 5bin lira kira için 5milyonluk ev satın almaya benziyor.
bu ısrarın en makul sebebi abd'nin kendi çıkarları için bunu istemesi. hem türkiye'yi daha bağımlı kılacak içme suyu ve tarımsal faaliyetler anlamında; hem de türkiye'yi büyük bir borca sokacak. bizim için karı ise (biz derken uzun adamgiller) inşaat ekonomisi bir süre daha devam edecek. artık satacak bir şey kalmadığında uzungiller zaten bu dünyadan göçmüş olacak.


kent demek rant demektir. rantsız kenti düşünüyoruz diyen yalan söyler. yalnızca arsaların satışı değil, o bölgenin enerji, su vs altyapı ve üstyapı birçok işi var. bir kez yapılınca artık yapılmış ve tamamen terk edilene kadar (ki istanbul'da bu imkansız) rantı devam edecek. alışveriş merkezleri, dükkanlar, küçük esnaf, çeşitli üreticiler ve çokça hizmet sektörü kolu oluşacak. bunların hepsini birlikte düşününce değer.
hızlı bi edit atayım araya: bu yazdığım kanal istanbul yapılmalı demek değil, aksine her açıdan yapılmaması gerek, yaptırılmaması gerek. rant tarafını yazmaya çalıştım sadece.
@turkuaz montrö istanbul boğazını değil, boğazlar ve marmara denizini kapsayan bir antlaşma. kanal istanbul'un varlığı ile yokluğu aynı şey. montrö ile çakışan veya delen bir durumu yok. montrönün etrafından dolaşabilecek tek yöntem saros körfezinden karadeniz'e kanal açmak.
mesela @biseysorcaktım'ın dediği askeri mesele daha gerçekci bir gerekçe olabilir.
