Öyle çok şiir meraklısı değilim ama meraktan açıp bakınca acayip şaşırdım. Sonra Google'layınca 1200'lerde yaşadığını gördüm.

Okul yok, kitap yok, kümülatif bilgi birikimi yok; iletişim, ulaşım çok sınırlı, dolayısıyla deneyimler de öyle...

Olsa olsa şifahi kültür...

Benzer örnekleri de vardır mutlaka. Bu insanlar böyle şiirleri nasıl yazabilmiş? Hele ki içinde bulunduğumuz yüzyılda. Bu şiirlerin müsveddesi bile yazılamıyor. Bu normal mi?

 

bahsettiğin şeyleri yokluğuna neden kanaat getirdin bilmiyorum ama tapduk emre ve dergahını, yetiştirdiği erenleri ve ozanları araştırabilirsin.

dr doofenshmirtz

1200'leri o kadar hafife almamak lazım. Aristo'dan sonra 1500 yıl geçmiş mesela :)

tingen

yunus emre, islamiyet öncesi türk edebiyatının devamı olan halk edebiyatının bir temsilcisidir. ( 8. yy. ilk yazılı eserimizin tarihi. )

oyokbuyoknevar

o dönemki horasan ve rum (anadolu) erenlerini, hacı bektaş ve diğer alevi büyüklerini ve alevi kültürünü incelerseniz aslında çok normal bir durum olduğunu görebilirsiniz.

ckisc

bence anakronizm tuzagına düşüyorsun.

yunus emre bir mutasavvıftır. şiirlerinde vurguladıkları bugünün sistemindeki örgün eğitim modeline ihtiyaç duyan bilimsel, teknik bilgiler değil. ayrıca gene bugünkü gibi ulusal, örgün, formel bir eğitim sistemi olmasa da din ve dinin felsefesi üzerine tekkeler ve bağlanılan şeyhler, pirler vb. tasavvuf kavramları üzerine gayet derin ve doyurucu bilgiler veren yapılar.

tabii ki bütün bunlar da tek başına yeterli değil. yunus emre'yi müstesna kılan duyuş, düşünüş ve bunu edebi bir şekilde ifade edebilme vasfı.

örneğin

''ete kemiğe büründüm
yunus diye göründüm''

dizelerindeki fikirsel bağlamı oluşturabilecek altyapı 13.yy anadolusunda var.

+ şifahi kültürü çok da hafife almamak gerekir. o da asırların getirdiği deneyimlere dayanıyor.

wilhelmwasmuss
1

mobil görünümden çık