İş sebebiyle doğup büyüdüğüm şehri terk ettim. 2 senedir kariyer anlamında her şey olumlu gitti belki ama iş dışındaki hayatım bir hapishane hayatından farksız, olay covid'ten bağımsız olarak böyle. Zaten asosyalliğe yatkın birisiyim.

Her geçen gün korkunç bir yalnızlığa batıyorum. Bu kadar bireyselleştiğim bir dönem olmamıştı.
40 yıl daha yaşasam muhtemelen her gün aynı şeyleri yapmaya devam edeceğim ve bunun düşüncesi bile beni çıldırtıyor.

Ailemden uzağım, arkadaşım yok, sevgilim yok, ev ile iş arasında mekik dokuyorum sadece. İş arkadaşlarıma mecburen katlanıyor, açmayan muhabbetlerine zoraki dahil oluyorum. Her gün tıpatıp aynı. Kafamdan işi atamıyorum çünkü dikkat dağıtacak bir unsur yok hayatımda. Akşam için veya hafta sonu için planının olmaması çok boktan bir durum.

Hobilerim hep bireysel şeyler. Aktivitelerim: evden çıkmamak, Youtube'da entelektüel içerik izlemek, ekşi ve reddit okumak, lol oynamak, bazen dizi izlemek, bazen enstrüman çalmak, bazen de kitap okumak, ha bir de her gün fiks mastürbasyon yapmak.

Bir yandan sosyalleşen insanları kıskanıyor, öte yandan sosyalleşme fırsatlarını elimin tersiyle itiyorum. Muhabbetlerin çoğu sarmıyor. İnsanlarla tanışmak yorucu. Ben de sıkıcı birisiyim.

Kariyer için kendimi paraladım, şu an iyi bir şirkette Türkiye ortalamasının üstünde bir gelirim var ancak faydası yok, ev ve araba dışında istediğim birçok şeyi alabiliyorum ama motivasyonun ne derseniz cidden yok. Dışarıdan baktığınızda gıpta edersiniz ama mutsuzum. Mutsuz olduğum için deli gibi para harcıyorum. O kadar yatay seyrediyor ki hayatımın nabzı, yeni beklentiler yaratıyorum kendime bu şekilde.

Lanet olası bir dibe vuruş hikayesi benimki yemin ediyorum.
İflah olmaz bir kötümser olduğumu düşünüyorum.
İçinde yaşadığım dünya düzeninin tüm kabul görmüş mekanizmalarını bir bir reddediyorum.
Varlığımın bir hata olabileceğine kafayı yormaya başladım.
Beni bu bok çukurundan kurtaracak bir çıkış yolu arıyorum.

 

2 yıldır seninle aynı durumdayım, tüm olaylar birebir desem yeridir. şu zamana kadar yaptığım birikime güvenerek ay sonu istifa etmeyi planlıyorum. birikimim beni 2 yıl fonluyor. bi süre kafamı sıfırlayıp kendi aklımdaki bir kaç projeyi işe dönüştürme planım var. sana istifa et demiyorum ama iş ortamı insanı gerçekten yok ediyor diyebilirim, akşam eve geliyorsun ama kafa orada kalıyor ve bu bir döngü. en iyi çıkış yolunu sen bulursun fakat radikal olması gerekecek, ufak değişikliklerle zor. başarılar.

montakristokondu

monta +1

Bir suredir ben de benzer bi dongudeydim. İstifa ettim, bu ay son. Bazen boyle kararlar gerekiyor.

msb

Yaaa ilginç ben 4 aydır işsizim, sevgilim var ama 1 senedir sadece internetten konuşuyoruz çünkü yurtdışında, birlikteliğimçz belirsizlik içinde devam ediyor, sosyal biri değilim, zamanımı bir şekilde geçiriyorum ama tüm bunlardan bir şikayetim yok. Yanımda aikem diyebileceğim kimse yok. Sadece keşke işim olsaydı diyorum. Aç değilsin açıkta değilsin. Gem sosyalleşme imkanlarını değerlendşrmiyor, hemde sosyal insanları kıskanıyorsun. Sosyalleşemiyorsan bunu kendine neden dert ediniyorsun sonuçta çok isteseydin yapardın dimi. Kebdin diyorsun içimden gelmiyor. O zaman ne istiyorsun?

rapisa

bu sosyalleşme işi uzun süredir sosyalleşmediğinde başlarda zor gibi geliyor ama bir başladıktan sonra çorap söküğü gibi gerisi geliyor.

ama senin önce bakış açını değiştirmen lazım. içten içe sen de bir ortamlara dahil olmak, sosyalleşmek istiyorsun. yoksa neden bu duyuruyu açtın? çıkış yolun belli, sana insan lazım. ama sosyalleşme fırsatlarını da elimin tersiyle itiyorum diyorsun. sebebi ise yazdıklarında gizli. bir bakalım:

-asosyalliğe yatkınım
-muhbbetler sarmıyor
-insanlarla tanışmak yorucu
-ben sıkıcıyım
-varlığım hata

bunları düşündüğün sürece doğru olduklarına da inanırsın ve gerçekten ama gerçekten doğru olsalardı inan kimse gidip kimseyle tanışmaz, sosyalleşmezdi. ben de sana hak verirdim, "evet abi zaten en doğrusu asosyal kalmak, elin adamının sarmayan muhabbetini ne yapacaksın" derdim.

bu düşüncelerden kurtul. bunların tam tersinin geçerli olduğu bir dünya hayal et. hoşuna gittiyse bir bak, o dünyaya geçmek için neler yapabiliyorsun. bence sadece dışarı çıkmalısın. üç beş gün aynı cafeye git gel, bu bile neler neler değiştirir. tüm olay evden çıkmakta. alışverişini yaptığın manavdan, marketten bile birileriyle muhabbet kurabilirsin. evet bir yaştan sonra birileriyle tanışmak zor ama imkansız değil. bu kadar kötümser olma, belki de bu yaz en iyi yazın olacak.

istanbul kanatlarimin altinda

Sadece sosyallik meselesi degil bu evlenme vaktinin geldiğine isaret.Sosyalliği sevmeyen adamlar genel olarak evcimen ve eşine vakit ayıran insanlar ama sen evli değilsin sorun bu

smokee

adamlar ev ile iş arasında mekik dokuyor. ben yatak - salon - balkon - mutfak arasında geziyorum 52 metrekarede. daha kahvaltı yaparken ya türkiye ofisi, ya da yardımcı olacaklarım whatsapp'ta oluyor. akşam yemek yerken de geliyorlar. çoğu kişi bu hayatı benden iyi yaşıyor bence.

rain when i die

kendi duyurum için burada bulunurken bu duyuruda aşırı kendimi gördüm, ben de böyleyim. hayatla rabıtamı sağlayan tek şey işim. ondandır belki de işimde saygı görmemeyi bu denli takıyor olmam.

bu arada @istanbul kanatlarımın altında'nın yorumu hakkında birşeyler karalamak istedim, evet doğru yazdıkların ben mesela pandemi yokken kendimi zorluyordum facebook tan toplu buluşmalar oluyordu onlara gidiyordum ama mesela girdiğim bir sosyal ortamda benimle dalga geçmek isteyen ya da sallamayan ciddiye olmayan oluyor ve her defasında yaşadığım için bunu yeni sosyal ortama girmeye korkar oldum: "eyvah benimle dalga geçecekler gene " ya da "eyvah görmezden gelecekler" diye düşünüyorum ve çektim kendimi neyse ki pandemi de geldi sosyalleşmek fırsatı da olmadı artık ama kafayı ben de yemek üzereyim. kabul ediyorum. artık duvarlarla konuşmaya başladım. kedi alayım diyorum ama pasaklı olduğum için hayvan perişan olur diye ona da cesaret edemiyorum. kumunu her gün temizlemek gerekirmiş ben çöpleri bile ayda 1 zor döküyorum. velhasıl böyle b.ktan bir durum.

sucuklu yumurta

@sucuklu, kendini bu kadar değersiz görmen en büyük problem. ben daha bir çopü 1 ay atmıyorum, demek ki pasaklıyım diyorsun ve bir çöpü atmamış olmandan yola çıkarak (muhtemelen) birçok işi beceremeyeceğin kanısına varıyorsun. hayatın boyunca hep çöplerini 1 ay bekletip mi attın? sanmıyorum. birkaç kere başına gelmiş bir olay belki bu. o kadar genellenecek bir şey değil.

genel olarak hep şu düşünce tarzıyla yaklaşırım olaylara. birileri bir ortamda beni ciddiye almamışsa ne olmuş? birileri benimle dalga geçmişse, ya da ben saçma bir şey söylemişsem ve bana gülmüşlerse, benim hakkımda şöyle böyle diye düşünmüşlerse vs vs. yani günün sonunda bana dokunacak bir konu var mı? yok. kaldı ki insanların da işi gücü yok, oturup "aa sucuklu da çok şöyle böyle" diye mi düşünecekler? maalesef hiçbirimiz birbirimizin gözünde öyle uzun uzadıya kafa yoracak kadar değerli değiliz. ama kendi kendimizi o kadar önemsiyoruz ki, hep bu birilerinin bizim hakkımızda konuştuğu şeyleri düşünüyoruz. oysa önemli olan kendimizin kendimiz hakkında ne düşündüğü. kendine karşı çok yıkıcısın bence, kendin hakkında olumlu şeyler düşünmelisin.

istanbul kanatlarimin altinda

Bence seni bu çukurdan kurtaracak şey düşüncelerini değiştirmek.

Mesela bu paragraf:

Her geçen gün korkunç bir yalnızlığa batıyorum. Bu kadar bireyselleştiğim bir dönem olmamıştı.
40 yıl daha yaşasam muhtemelen her gün aynı şeyleri yapmaya devam edeceğim ve bunun düşüncesi bile beni çıldırtıyor

Şu sıralar hepimiz yalnızlaşıyoruz ve çoğumuzun bu kadar bireyselleştiği bir dönem olmamıştı. Bunu korkunç yapan ne? Madem korkunç neden sosyalleşme ihtimallerini elinin tersiyle itiyorsun? 40 yıl daha yaşasan ne yapacağın da büyük oranda senin elinde. Dur çıldırmaya gerek yok :)

Ya da şu var:
Muhabbetlerin çoğu sarmıyor. İnsanlarla tanışmak yorucu. Ben de sıkıcı birisiyim.

Mesela sen ilgini çeken konularda insanlarla konuşmayı denedin mi? Belki bu mubabbetleri ettiğin insanlar arasında da bu konuları sıkıcı bulan insanlar da vardır. İnsanlarla tanışmayı en son ne zaman denedin veya sıkıcı biriyim ne demek? En çok buna takıldım bence sıkıcı biri diye bir şey yok. Tamam her insan ortamların aranan kişisi olmuyor ama herkesin birlikte bir şey yapmaktan hoşlandıgı insan tipi farklıdır. Kimine sıkıcı gelen diğer insanın bir şeyler yapmaktan en çok hoşlandığı kişidir.

Hele şu son paragraf dur yahu bu düşüncelere saplanma.

Yanlış anlama ne seni yargılıyorum ne de bu sorulara cevap vermeni bekliyorum. Ama belki kendin bunun üzerine düşünmelisin. Gerçekten sıkıcı insan diye bir şey var mı mesela kime göre neye göre? Her insan zaman zaman mantıksız düşüncelere odaklanabilir ve bu da insanlara olumsuz duygular yaşatır. başka düşüncelerle aynı olaylar bu denli olumsuz duygular yaratmayabilir.

Belli ki bu durumdan çıkmak istiyorsun ama çıkmamak için de çabalıyorsun. İnsanlarla tanışmak bazen yorucu olabilir ama birkaç kere daha denemeye değer. Sosyal medya duyuru sözlük gibi platformlarda bile sosyalleşebiliyoruz.

turkce konusan uzayli

çabalamadığımda aynı durumdayım.

salgın öncesi hadi kalk çıkıcaz bu cumartesi diyen arkadaşlarıma uyup çıktığımda gayet iyi geliyordu. başka insanlar da varmış. başka sohbetler de olabiliyormuş mutluluğuyla dönerken eve girer girmez meeh noldu şimdi sanki bi daha mı görücem o insanları diye aynı moda dönüyordum.

tehlikeli bir sınırı var yalnız kalmanın, eşikten sonrası yabanlık. ama isteyince kırılıyor.

9kuyruklukedi

40'a geliyorum. Şu hayattan öğrendiğim en büyük derslerden biri: Hayatın bilerek ve isteyerek altına girilen bir yükü kaldırmak dışında bir anlamı yok. Ne kadar hafifsen o kadar anlamsızsın. Birinin elinden tut. O elin de seni kaldırdığını göreceksin. Bunun altını sen doldur.

twelfth
1

mobil görünümden çık