medya kralında okan bayülgen sordu bu soruyu. gözlerim faltaşı açık adamın cevabını beklerken "virtüözlere sormak lazım" diyerek kestirip attı. tamam o tevazu yapmış ama eminim hepiniz birer virtüözsünüz. o yüzden gerek yok tevazuya. var mıdır fikri olan bu ilişki hakkında? neden yaratıcılığı köreltir mesela ya da köreltir mi?




 

belki dikkatini zaten yapılmış olanı mükemmel olarak icra etmeye verdikleri için kendi düşüncelerine odaklarını yitiriyor olabilirler. bilgisizce salladım bir, fikir olsun diye.

Njein

bence virtüöz olmak çok çalışmak ve fiziksel yatkınlık ile ilgili bir şey. bestekarlık ise kafada bitiyor daha çok. biri olmak için diğeri olmaya gerek yok, ikisi de olursa tanrı oluyorsun zaten (bkz: chuck schuldiner)

fortisvita

virtüözlüğün tanımında yatıyor iş. kullandığın enstrümandaki her eseri ustalıkla icra edebilmek. bu da ömrünü bu işe adamak demek. bütün enerjini icra ustalığına adamak demek. oysaki yaratıcı adamın derdi ve dolayısıyla harcayacağı mesai yeni eserler yaratmaya aittir. ikisi birbirinin zamanından çalar.

microfiction

şimdi ortada iki durum var. biri yapılmış olanı yapmak, ikincisi yapmak. birincisini virtüözlük, ikincisini yaratıcılık olarak tanımlıyorsunuz. tamam.

fakat farklı farklı insanların eserlerini yorumlayarak eser sahiplerinin tarzlarını benimsiyorsunuz. virtüözlüğün tanımından yola çıkarsak bu da çok fazla yaratıcı insani, çok fazla farklı tarzı benimsemek, özümsemek demek. ufkun genişlemesi söz konusu, bir çok tarzda eserle muhatap oldunuz. bunun yaratıcılık üzerinde bi etkisi yok mudur? sırf eser üretmeye kasan insanın kendini tekrar etme, tıkanma gibi bi dezavantajı da var kenarda.

kafam mi iyi

Teoride doğru bu söylediğin ama pratikte öyle olmuyor işte. Bir şeyleri özümsemek, onlardan beslenmek için onları çalabilmek de şart değil ayrıca. Müzisyen için başarının garantili bir formülü yok. Genellemeler üzerinden çok sonuca varamayız ama var olan örneklere bakarsak müzisyenlerin teknik/beste yönlerinden biri ağır basıyor.

fortisvita

virtüöz diyince benim aklıma acaip doğaçlamalar yapan bir insan geliyor. yani hem beste hem enstürmanı konusunda aşmış kişi, örnek: ravi shankar. :)

kediebesi

yok tabi ki bi sonuca ulaşmak amacım değil. aslında "bunu virtüözler bilir" cevabı en iyi cevap gibi ama "virtüözlük yaratıcılığı köreltir" cümlesinin de bu kadar kesinleşmiş bilgi, genel kanı gibi kullanılması kafamı kurcaladı baya.

kafam mi iyi

"virtüözlük yaratıcılığı köreltir" gibi bir cümleyi, okan bayülgen gibi az buçuk gitar çalan ama virtüöz olmayan ve ayni zamanda yaratıcı olmayan birinin söylemesi gayet normal. okan kendine egosunu ispatlamış bir insandır ve ayni zamanda gitar çalan bi adamdır uzun zamandır. bunun altında ezilmeyeceği için müzisyen arkadaşları ile olan muhabbetlerini zaman içerisinde kendi kafasında şekillendirip böyle bir çıkarıma ulaşmıştır.
13 yaşımdan beri gitar çalarım. asıl enstrumanım bas gitardır. yıllarca bar sahnelerinde eğlendim. virtüöz de değilim yaratıcı da değilim. hala evde kendi kendime çalıyorum.
yaratıcılık konusunda 5 notayı art arda koymuşluğum yok ama seviyorum eğleniyorum.

virtüözitenin yaratıcılığı engellediği cümlesi ise, teknik açıdan uzaktan bakarsak doğru gibi görünebilir. ulan adam işin ilmine yönelmiş yaratıcılığı kenara atmış diyebiliriz. ama zilyon tane örnek sayabileceğimiz için bu önerme içler acısı bir zayıf müzisyen savunması olmaktan öteye gidemeyecektir.

mozart kelimesi önermeyi çürütmeye gayet yeterlidir. hadi diyeceksin ki mozart sakin müzik yazdı. rachmaninoff var. hadi o da olmadı paganini var ki yapıtları kemanı ortadan çatlatacak güçtedir. virtüöz olmayan insanın çalması olanaksıdır nerdeyse.

david gilmour, slash, yngwie malmsteen, joe satriani, jaco pastorius, marcus miller ve yüzlercesi.

ucuz ve konu hakkında ortalama bilgi sahbi insanın aklını çelebilir sadece. aksini ispat eden canlı örnekler ortada.

dorian greyfurt

mahalle arasi malmsteen'i denen bi kavram var. tamamen senin sorunu karsiliyor bence.

jupiterianvibe

Programı izlemedim ama şöyle bir cevap verebirilim,

virtüöz, çaldığı enstruman üzerinde kusursuz bir hakimiyeti olan, neredeyse tüm teknikleri bilen ve hatta yeni teknikler geliştiren, kusursuz icralar yapan adamdır. Teoride bir tane bile bestesi olmayan bir virtüöz olabilir ama pratikte durum böyle değildir. Kendi tarzını ve tekniğini oluşturmuş insanların hiçbir bestesinin olmaması düşünülemez. Zaten virtüöz, duyunca "işte bu o" dediğiniz insandır.

Örnek verecek olursak ingiliz bir gitarist var Guthrie Govan, adamın bi video serisi var, bilindik bissürü gitaristin farklı tarzlardaki parçalarını neredeyse orijinallerinin aynısı gibi hatta o gitaristlerin kullandığı tekniklerle çalıyor. Fakat adamı dinlediğinizde -ki kendi albümleri de var- "işte bu guthrie govan" diyebiliyorsunuz.

İşte bu noktada şöyle birşey var. Guthrie Govan gibi hatta onun aynını çalabilen bissürü insan vardır dünyada ama bu onların kendi tarzları değildir aynısını kopyalarlar.

Ha çok fazla eseri olmayan virtüözler de var, mesela pianist Viladimir Horowitz. Adamın çok fazla bestesi yok ama çok iyi bir yorumcu, bir virtüöz. Neden? çünkü birçok eseri ondan dinleyince farklı duygulara kapılıyorsunuz. Hatta Rachmaninovv un 3. piano konçertosu neredeyse onunla özleşmiştir.

özetle yaratıcılığı köreltmesi gibi bir durumun söz konusu olduğunu düşünmüyorum, gününü çoğunu enstrumanı ile geçiren biri hiç beste yapacağı yoksa bile sırf başka şeyler çalmaktan sıkıldığı için beste yapar be.

johan sebastian
1

mobil görünümden çık