[q]
(1) 

Metafor

qazaqwsx #1098298
Merhaba,

Saçma olabilir ama soracağım yine de...Bir iki gündür kafamda çünkü. Anlamsızsa kusura bakmayın.

Metaforlar ne kadar hayat hakkında doğru çıkarımlar yapmamıza yardımcı olur?

Doğadan veya başka bir şeyden esinlenerek kullanıdığımız metaforlar gerçekten de bize yol gösterebilir mi? Yoksa bunlar bir bağlayıcılığı olmayan sembolik edebi benzetimler midir?

Doğanın kendi işleyişindeki dinamikler insan sosyal hayatı hakkında ne kadar bilgi verebilir..?

Saçma sorularıma cevap yoksa da okuma tavsiyelerinize açığım :)

 

Niye saçma olsun, bunları inceleyen kitaplar var.

Adını unuttum ama şu safsatalardan (fallacy) biri yanlış analoji safsatası idi. Örneğin, '1 bir rakamdır, 2 de bir rakamdır. 2 2'ye bölünebilmektedir. O halde 1 de 2'ye bölünebilir'. Tabii bu kadar kabak gibi olmuyor her zaman.

Bu safsatanın destekleyici bir temel taşı ve bu temel taşının da iki ayağı var. Temel taşı şu: Analojiler, metaforlar doğru veya yanlış değildirler. Sadece belirli bir yakınlık dengesi içerirler. Bunun iki ayağından ilki, hiçbir metafor mükemmel olamaz, illa bir noktada ayrılacaktır. Eğer her şey %100 aynıysa, zaten bu metafor veya analoji değil, tamamen aynı şeyden bahsettiğimiz anlamına gelir. İkincisi ise, her şeyin arasında benzerlik olabilir. Hatta ilgili bir bilmece vardı, 'Bir masa ile bir kadın arasındaki benzerlik nedir?' diye, cevabı da 'Picasso ikisinin de resmini yapmıştır' diye. Dolayısıyla, metaforlar ve analojiler aslında kafamızın algıda seçicilik yaptığı anlar. Etkilendiğimiz ve kaydettiğimiz anların birbirine benzetmesi.

Aslında analoji ile metaforu iç içe, birbirinin yerine kullanmamam gerekiyor ama metafor analojinin bir alt kümesini oluşturuyor, metafor kullanmak için bir noktadan analoji yapmak gerekiyor. Bu tanım kimindi, hatırlamıyorum. Daha doğrusu metafor, analojiyi anlatmanın yollarından biri olarak görülüyor. Görevi de anlatımı, anlamayı kolaylaştırması; çok da fazla anlam yüklememek gerekiyor.

Tabii ki 'Kadın bir masadır' desem, bu bir metafor ve analojinin/metaforun güçlüsü ve güçsüzü var. Bu söylediğim güçsüz metafor. Bir de güçlü metafor var. 'Bizim Rüknettin Amca'nın da böğrü ağrıyordu, sonra da üç güne rahmetli oldu' dediğimiz zaman güçlü bir analoji kurmuş olabiliriz ama metafor değil. Analoji dediğimiz şey benzetme ve karşılaştırma içeriyor, Rüknettin Amca ile böğrü ağrıyan diğer kişinin karşılaştırılarak ortak noktalarının belirlenmesi ve bu noktalardan birbirine bağlanması.Metafor ise bunun daha daralmış hali. Örneğin, 'Kaynana gibi ne işime karışıyorsun' dersem bu bir analoji, 'Sen de kaynana oldun başıma' dersem bu bir metafor. Aradaki fark şu, birinde benzetme yaptım, diğerinde X doğrudan Y'dir dedim. Metafor biraz daha 'lafın gelişi' dediğimiz analojiler. İkisinde de doğruya ne kadar yakın olduğu nasıl baktığına göre değişiyor; dinen ve felsefik olarak farklı farklı yaklaşımlar var. Her tarafın buluştuğu bir konu var.

Safsata olmakla beraber, önemli olan kısmı kurulan analoji ve metaforun %100 doğru olmaması ve %100 yanlış olmaması önemli bence. Buradan insanın aklına şu geliyor: Ben bu metaforu kurduğuma göre şu sonucu çıkarabilir miyim?
Örneğin, bir hasta var elimizde kan değerleri bir miktar sapıtmış, gözünün feri sönmüş, derisinin altında iltihaplı kabarcıklar çıkmış olsun ve bu adam bir X hastalığından ölsün. Ertesi gün başka bir hasta gelsin, tamamen %100 aynı belirtileri göstersin. Şimdi analojiye göre bu iki insan %100 aynı olmadığı için kurduğumuz analoji doğru veya yanlış olmamalıdır ama ben biliyorum ki bu hasta X hastası, ben bu sonuca lap diye atlayabilirim; çünkü yargıma göre analoji çok güçlü. Ertesi gün başka bir hasta daha geldi; belirtiler aynı ama bu hastanın iltihaplı kabarcıkları yok daha. Benim buna X teşhisi koymam çok havada bir durum, öyle mi değil mi? Bilemeyiz.Bu tabii ki çok güzel bir örnek değil ama durum şu: Bir analojinin güçlülüğü/güçsüzlüğü tamamen kafamızda ve kendi yargılarımızla sonuca atlayabiliyoruz ancak. Örneğin, ilk iki hastada belirtiler %100 aynıydı ve diyelim ki hepimiz birden 'Bu iki kişi de X hastasıdır' dedik; başka bir kişi gelebilir ve 'Hayır! Yeni gelen hasta 23 yaşında, önceki hasta 85 yaşındaydı. Bu yüzden, bu kişinin X hastası olması imkansız' gibi bir yargıda bulunabilir. Bu güzel bir örnek olmadı ama durumun muğlaklığını anlatmaya çalıştım. Eğer metaforlar üzerinden bir sonuca atlanacaksa, bu kişinin kendi yargısıdır ve kendi yargılarımız da tabii ki birçok kaynakta yazdığı gibi yanılma paylarına bolca sahiptir.

Metaforlar ise daha farklı kavramlar üzerinden benzetme yaptıkları için 'Olabilir ama olmayabilir de'den ötesi biraz karmaşık.

Konuyla ilgiki İngilizce biliyorsanız 'Metaphor, Analogy and the Place of Places' diye bir kitap vardı. Onu tavsiye ederim.

aychovsky
1

mobil görünümden çık