o arkadaşlarının yanına gidicekti ben işe gidicektim.o arkadaşlarının yanına gidemedi ben işe gidemedim. onu dinleyip servise binmek için arkamı döndüm bir kaç metre uzaklaştıktan sonra sağlam bir fren sesi ile hayatımın bitiş düdüğü çaldı sanki..hali ile kızın aileside bende kendimi çok suçladım bu konuda.Konya ya gitti ben hiç gitmedim olurya kendimi gömerim oraya diye belkide.hayat mı beni yaşıyor benmi hayatı yaşıyorum bilemiyorum açıkçası.
hiç bir şey yapasım gelmiyor.. çalışıyordum işide bıraktım bi süredirde boşluktayım açıkçası.arabaların o ani fren sesleri bazen çığlık gibi geliyor bana..
yaş 32 erkek kişisi..yoksa geçmişe çok mu saplanmışımda çıkamıyorum bu korkulardan..
Herkese Hayırlı Cumalar..ALLAH kimseye yaşatmasın böyle bir an böyle bir gün...

çok üzüldüm bir insanın yaşayabileceği en kötü şeylerden biri.bu tarz travmaların psikolojik yardım almadan iyileşmeyeceğini düşünüyorum.burada sizin durumunuzu yaşamamış olan bizler ne diyebiliriz ki, nasıl iyi gelebiliriz.yardım almayı deneyebilirsiniz yıllardır içinize kapanıp kendi kendinize çaba göstermişsiniz zaten.hayat sizin için devam etmek zorunda.Allah yardımcınız olsun.


EFT tekniği denen birşey var. Atlatamadığınız, üstesinden gelemediğiniz acılar için çok etkili. onu bir araştırın.


@innerbliss
Eft tekniğine bir bakayım.


Bende sevgilimi kaybettim ama sizin ki gibi degil.sonuc ayni olunca acida ayni oluyor,ama ben yardim aldim almasaydim bu yasima gelemezdim bende ölürdüm belki.
Uzeeinden 15 yil gecti,unuttum mu onu hayir ama hayatima devam ettim.evlendim anne oldum.baska guzelliklerde var hayatta.
Allah bize ne kadar omur verdi bilmiyoruz ama son nefese kadar kendimizi ve sevdiklerimizi mutsuz etmeye hakkimiz yok diye dusunuyorum.
Mutlaka destek almalisin,onun icin kendin icin hayata devam etmelisin.


@brnbrs
bende çabalıyorum zaten yaşama tutunmak için ama o yaşama sevinci dedikleri bende yok..


EMDR'ı da araştırabilirsiniz. faydası oluyor. geçmiş olsun.


ben de sevgilimi kaybettim.
fün geceyi kabuslarla geçirdim.
gidiş anı flaşbekler halinde çakar hep.
kapısını çalışım, kapının açılmayışı.
sonunda pes edip kapıyı açması, yaklaş deyişi, saçlarımı okşaması.
onun arabasından ne zaman görsem irkilip plakasına bakışım
onun sitesine ve sokağına girdiğimde aynı anda hissettiğim mutluluk ve yıkım.
çocukluğumun tüm mitlerini bünyesinde toplamış olması
gün batımında çatıkatında ben giyinik olduğum halde onun çırılçıplak uzanıp çocukluğunu anlatması
onu ilk incittiğimde birbirimize sarılıp ağlamamız
sahilde beni dizine yatırıp hikayeler anlattığı zamanlar
bana her sarıldığında yavrum deyişi
gidişi, o gidişi...
her yerde onu arayışım
baktığım her yüzde, her seste ona benzer bir şeyler arayışım
taşındığı eve gidip posta kutusunu kontrol edişim
geceleri telepati yöntemiyle onun ruhuna dokunmaya çalışmam
bana yaptığı korkunç şeyler
travma
kırılma
ve sorgulamalar
her şeye rağmen o sevgiyi özlemek
ve onun artık öldüğünü kabullenmek
onu bir daha hiçbir zaman göremeyeceğimi kabullenmek.
korkunç bir boşluk, hiç kimsenin dolduramayacağı, yerine kimi koysan emanet duracağı, çaresi olmayan ve yaşam boyu dolmayacak bir boşluk. bir insanın birinin eksikliğini yaşam boyu hissedecek olması tahammül edilemeyecek kadar acı bir durum.
(ölmedi, ama öldü gibi bir şey oldu)
seni anlıyorum.
bu kaybı yaşayan herkese allah sabır versin.
