diyelim ki bir kadın var ve güzellik standartlarına göre açık bir şekilde güzel. ama kendisini beğenmiyor ve çekici görmüyor. ilişkide bunu erkeğe söylemesi erkekler için ne kadar dezavantajlı? güzel bir kadın bunu söyledikçe erkeğin kadına bakış açısı da değişir mi, değişiyor mu?
kendim için sormuyorum elbette.
kendim için sormuyorum elbette.
Selam
Ailenizden biri veya birkaçı hakkındaki sıkıntıları üzüntüleri yakın arkadaşla konuşmak gerekir, her arkadaşla konuşulmaz, doğru mu?
Peki ben neden şimdilerde yaşadığım problemleri mesajlaşarak da olsa konuşacak arkadaş bulamıyorum?
Ailenizden biri veya birkaçı hakkındaki sıkıntıları üzüntüleri yakın arkadaşla konuşmak gerekir, her arkadaşla konuşulmaz, doğru mu?
Peki ben neden şimdilerde yaşadığım problemleri mesajlaşarak da olsa konuşacak arkadaş bulamıyorum?
karşı cins yakın bi arkadaşım para istedi. bu 2.kez oluyor.
ona para vermek istedim ama emin de olamadım. bi sevgilisi var evlenecek.
çocuk aklıma geliyor bu olaydan dolayı araları açılır diye -çocuktan istiyor mu bilmiyorum
bugün de oldu param vardı ama bu sebepten hayır dedim.
kendimi kötü hissediyorum.
çözdü gerçi ama yine de kötü hissediyorum.
ne yapmalıyım, nasıl düşünmeliyim. yol gösterin
ona para vermek istedim ama emin de olamadım. bi sevgilisi var evlenecek.
çocuk aklıma geliyor bu olaydan dolayı araları açılır diye -çocuktan istiyor mu bilmiyorum
bugün de oldu param vardı ama bu sebepten hayır dedim.
kendimi kötü hissediyorum.
çözdü gerçi ama yine de kötü hissediyorum.
ne yapmalıyım, nasıl düşünmeliyim. yol gösterin
Uzun zaman boyunca sizi yakın markaja alan, bu süreçte size asla arkadaşça yaklaşmayan, sizi iltifatlara boğan, aldığınız enerjiyle sizin de aynı şekilde karşılık verdiğiniz bir kadını kahve içmeye davet ettiniz ve kibarca bu isteğiniz reddolundu.
Halbuki muhabbeti sürekli bulunulan mekânın dışına taşımak istediğini ifade eden cümleler kuruyordu. "Biliyor musun? Servis şuraya da gidiyormuş." diyerek sizi yönlendiriyordu. Vaktiniz çok dardı ve bunun sebeplerini açıklayarak bir gün muhakkak birlikte oralarda zaman geçirmek istediğinizi belirtmiştiniz.
Reddedildikten sonra araya o da siz de mesafe koydunuz. Taraflardan hiçbiri çirkinleşmedi. Fakat iki hafta sonra, kadın tarafı yine kendini tutamayarak, tıpkı genişçe vakit geçirdiğiniz zamandaki gibi davranmaya başladı.
Aynı ortamda bulunmamak istememenize rağmen her fırsatta yanınıza sokuldu. Üzgün olduğunu kalabalık ortamda size duyurdu. İlgilenmediniz. Çok sık denk gelmeseniz de her karşılaştığınızda bunu tekrarladığını görüyorsunuz. Epey ağırbaşlı ve çekinilen bir tipsiniz. Sizinle yeniden vakit geçirmek istediğini türlü imalarla bildiriyor.
Olabilecek bir şeyi, belirsiz bir sebeple reddedip heves kırdıktan sonra tekrar yeltenmenin amacı nedir?
Bunları neye yorardınız?
Halbuki muhabbeti sürekli bulunulan mekânın dışına taşımak istediğini ifade eden cümleler kuruyordu. "Biliyor musun? Servis şuraya da gidiyormuş." diyerek sizi yönlendiriyordu. Vaktiniz çok dardı ve bunun sebeplerini açıklayarak bir gün muhakkak birlikte oralarda zaman geçirmek istediğinizi belirtmiştiniz.
Reddedildikten sonra araya o da siz de mesafe koydunuz. Taraflardan hiçbiri çirkinleşmedi. Fakat iki hafta sonra, kadın tarafı yine kendini tutamayarak, tıpkı genişçe vakit geçirdiğiniz zamandaki gibi davranmaya başladı.
Aynı ortamda bulunmamak istememenize rağmen her fırsatta yanınıza sokuldu. Üzgün olduğunu kalabalık ortamda size duyurdu. İlgilenmediniz. Çok sık denk gelmeseniz de her karşılaştığınızda bunu tekrarladığını görüyorsunuz. Epey ağırbaşlı ve çekinilen bir tipsiniz. Sizinle yeniden vakit geçirmek istediğini türlü imalarla bildiriyor.
Olabilecek bir şeyi, belirsiz bir sebeple reddedip heves kırdıktan sonra tekrar yeltenmenin amacı nedir?
Bunları neye yorardınız?
Yaklaşık 1 ayık ilişkimiz vardı. Birlikteyken hem be harcadım hem o. Ama mesela taksiye binilecek yanında nakit taşımıyor ben veriyorum filan. Bir de bu arkadaş basit yaralamadan cezaevine girmesi gerekti. Ben de bakiyesi ekside olduğu için 50000 tl verdim. içerde maximum 3 ay kalma ihtimali vardı da 3 günde çıktı. Cezaevine girmeden babamla tanıştırdım yemeğe çıktık. Arkadaşlarıyla eşim diye tanıştırıyordu. Bunların hepsi balonmuş. Yok çok dengesizsin diye tutturdu da whatsappına bir giriyorum bir çok kadınla kırıştırıyor bu sefer ben trip atınca ne dengesizsin biraz önce iyiydik diyor.
Zet olarak ben bu 50000 i istedim 10. aydan itibaren 5 ayda ödeyecekmiş yok kredi çekmesi lazımmış yoksa. Muhtemelen yalan değil mi? ben bu dangalaktan paramı nasıl alabilirim hukuksal yol var mıdır?
Zet olarak ben bu 50000 i istedim 10. aydan itibaren 5 ayda ödeyecekmiş yok kredi çekmesi lazımmış yoksa. Muhtemelen yalan değil mi? ben bu dangalaktan paramı nasıl alabilirim hukuksal yol var mıdır?
Duyuru ya da sözlükten arkadaşınız var mı? Gerçekten arkadaş edinilebiliyor mu duyuru ve sözlükten? Şu anda bu iki platformdan edindiğiniz ve görüştüğünüz ya da ilişkilerinizin koptuğu kişiler var mı?
Merhabalar,
Bu aralar bir çıkmazdayım yada öyle hissediyorum herşey ortada belkide.
Yaklaşık olarak 2 yıla yakındır otomotiv sektöründe satış danışmanlığı yapıyorum.
Genel olarak zor bir iş olduğunu söyleyebilirim, saatiniz belli değildir, çalıştığınız gün ve bilinen bazı genel sorunlar elbette bu meslek kolunda da var.
Herşeye rağmen çok severek başladığım ve icra ettiğim meslek idi.
Artık bu işi yapamayacağımı düşünmeye ve bu düşünceden kendimi alıkoyamamaya başladım. Sürekli şöyle sabretsem şu da olsa diye diye buraya kadar geldim ancak değişen hiçbir şey olmadı düşüncelerimde.
Temel olarak sebebi; işin gerekliliklerine alışsanız dahi tüm sıkıntılarımı atlatabileceğim bir ortamda çalışmıyorum. Mobinge maruz kalıyorum, terfi aldıktan sonra yalnızlaştırılmaya başlandım ve bu tip sorunlardan dolayı ayaklarım geri geri gitmeye başladı.
İstemediğim bir lokasyona istemediğimi söylememe rağmen gönderildim, bundan rahatsızlık duyduğumu söylediğimde geçici olarak gidiyorsun zaten denilerek yine de gönderildim ve o günden beri yani yaklaşık 3 aydır iyi hissetmiyorum.
Defalarca çalışamadığımı yada çalışmak istediğimi müdürüme aktardım o ise dalga geçer tonda çalışırsın çalışır diyerek geçiştirdi ve telefon konuşmasını sonlandırdı.
Ciddi bir şekilde tekrar karşısına geçtiğimde ise tekrardan madem çok çalışmak istiyorsun orada da çalışırsın ben sana x işleride kitlerim (gerçekten değiştirmeden direk aktarıyorum) canın sıkılmaz çalışırsın dedi ve ben bu laf karşısında sinirlerime maalesefki hakim olamayarak bu saatten sonra bayraklarımı indiriyorum çalışırsam da benim adım x değil şeklinde cevap verdim.
Bu konuşma üzerine bir ay daha çalışmaya devam ettim ( olduğu kadar ) bu süre zarfında istifa etmeyi çok fazla düşündüm ve istifadan önce yapabileceğim birşeyler var mıdır diye halen düşünmekteyim.
Sorunun ana sorunu şuanki çalıştığım kadın milletinin oradaki şefte dahil olmak üzere dışlamaları bile isteye yalnızlaştırmaları ve tabiri caiz ise köpek çekmeleri benimse bunlara tepkisizmiş gibi davranıp çalışmaya devam etmemi sürdürmeye çabalamak ve bu çabamın müşterilerime de yansıdığına inanıyorum çünkü yoruluyorum.
Tüm gün neredeyse birimimde tek başıma çalışıyorum sorunum olursa tek başıma diğer birimler aracılığı ile çözüyorum (diğer birimdeki arkadaşlarımla aram bizim şefin onlarla olan ilişkisinden daha iyidir bu arada tek telefonumla çoğu kişi yardımıma koşar ve hallederiz o bile bazen hayretle bakar)
Anlayacağınız genel olarak sevilen ve terfi aldığım süreçte de herkesçe tek tek tebrik alan biriyim ve bunu onlar benden fazla istemişti zamanında terfi almamda etkileri dahil oldu.
Ancak şuanki konumumda mutlu değilim, çözülemeyecek bir problem olmadığına inanıyorum çözmek için yaklaşıyor konuşmaya çalışıyorum ancak geri tepiyor ve çabalarım yersiz yada yetersiz kalıyor bu sebepten ötürü huzurumu ve akıl sağlığımı / psikolojik olarakta eksildiğimi kaybettiğimi düşünmeye başladım. Çaremin işi bırakmak olduğuna inanmaya başladım.
Abartıyor muyum? Kafam çok karışık.
Bu aralar bir çıkmazdayım yada öyle hissediyorum herşey ortada belkide.
Yaklaşık olarak 2 yıla yakındır otomotiv sektöründe satış danışmanlığı yapıyorum.
Genel olarak zor bir iş olduğunu söyleyebilirim, saatiniz belli değildir, çalıştığınız gün ve bilinen bazı genel sorunlar elbette bu meslek kolunda da var.
Herşeye rağmen çok severek başladığım ve icra ettiğim meslek idi.
Artık bu işi yapamayacağımı düşünmeye ve bu düşünceden kendimi alıkoyamamaya başladım. Sürekli şöyle sabretsem şu da olsa diye diye buraya kadar geldim ancak değişen hiçbir şey olmadı düşüncelerimde.
Temel olarak sebebi; işin gerekliliklerine alışsanız dahi tüm sıkıntılarımı atlatabileceğim bir ortamda çalışmıyorum. Mobinge maruz kalıyorum, terfi aldıktan sonra yalnızlaştırılmaya başlandım ve bu tip sorunlardan dolayı ayaklarım geri geri gitmeye başladı.
İstemediğim bir lokasyona istemediğimi söylememe rağmen gönderildim, bundan rahatsızlık duyduğumu söylediğimde geçici olarak gidiyorsun zaten denilerek yine de gönderildim ve o günden beri yani yaklaşık 3 aydır iyi hissetmiyorum.
Defalarca çalışamadığımı yada çalışmak istediğimi müdürüme aktardım o ise dalga geçer tonda çalışırsın çalışır diyerek geçiştirdi ve telefon konuşmasını sonlandırdı.
Ciddi bir şekilde tekrar karşısına geçtiğimde ise tekrardan madem çok çalışmak istiyorsun orada da çalışırsın ben sana x işleride kitlerim (gerçekten değiştirmeden direk aktarıyorum) canın sıkılmaz çalışırsın dedi ve ben bu laf karşısında sinirlerime maalesefki hakim olamayarak bu saatten sonra bayraklarımı indiriyorum çalışırsam da benim adım x değil şeklinde cevap verdim.
Bu konuşma üzerine bir ay daha çalışmaya devam ettim ( olduğu kadar ) bu süre zarfında istifa etmeyi çok fazla düşündüm ve istifadan önce yapabileceğim birşeyler var mıdır diye halen düşünmekteyim.
Sorunun ana sorunu şuanki çalıştığım kadın milletinin oradaki şefte dahil olmak üzere dışlamaları bile isteye yalnızlaştırmaları ve tabiri caiz ise köpek çekmeleri benimse bunlara tepkisizmiş gibi davranıp çalışmaya devam etmemi sürdürmeye çabalamak ve bu çabamın müşterilerime de yansıdığına inanıyorum çünkü yoruluyorum.
Tüm gün neredeyse birimimde tek başıma çalışıyorum sorunum olursa tek başıma diğer birimler aracılığı ile çözüyorum (diğer birimdeki arkadaşlarımla aram bizim şefin onlarla olan ilişkisinden daha iyidir bu arada tek telefonumla çoğu kişi yardımıma koşar ve hallederiz o bile bazen hayretle bakar)
Anlayacağınız genel olarak sevilen ve terfi aldığım süreçte de herkesçe tek tek tebrik alan biriyim ve bunu onlar benden fazla istemişti zamanında terfi almamda etkileri dahil oldu.
Ancak şuanki konumumda mutlu değilim, çözülemeyecek bir problem olmadığına inanıyorum çözmek için yaklaşıyor konuşmaya çalışıyorum ancak geri tepiyor ve çabalarım yersiz yada yetersiz kalıyor bu sebepten ötürü huzurumu ve akıl sağlığımı / psikolojik olarakta eksildiğimi kaybettiğimi düşünmeye başladım. Çaremin işi bırakmak olduğuna inanmaya başladım.
Abartıyor muyum? Kafam çok karışık.
Mesela ben, sene 17 fi izledigimde ilk defa insan insan dinlemiştim. Benim için müthişti. İlk defa, o an dinliyordum bu şarkı/şiiri.
Sizinkiler hangisi?
Sizinkiler hangisi?
Ailesiyle yaşayanlar ailesiyle vakit geçirir. Peki yalnız yaşayanlar evde bir gününüz nasıl geçiyor, sıkılıyor musunuz?
illa ask iliskisi olmak zorunda degil.
güveninizi zedeleyen biriyle üzerinde ugrasip tekrardan güvendiginiz oldu mu?
güveninizi zedeleyen biriyle üzerinde ugrasip tekrardan güvendiginiz oldu mu?
Bütün hayatınızı etkileyeceğini düşündüğünüz büyük dönüm noktalarınız var mı?
Olur olmadık yerlerde aklınıza geliyor mu?
Hiç acaba bu değil de o olsaydı şimdi nerede ne yapıyor olurdum gibi kurcalıyor mu kafanızı.
Benim iki tane olayım var mesela kıyısından döndüğüm.
Biri; çocukken kaçırılmanın eşiğinden dönmüştüm.
Biri de 6 yıl kadar önce; yaşansa %90 öleceğim bir kazanın eşiğinden dönmüştüm, bir adımla kurtuldum (gerçek anlamda 1 adım).
Bunlar böyle bazen birden bire geliyor aklıma ve neredeyse birkaç saatimi yiyor.
Dindar olmadığım için şükretmek gibi bir yere varmıyorum da hani bazen şanssızlığımdan şikayet etmekte haksızmışım gibi geliyor.
Sanki tüm şansımı bu iki olayda kullanmışım gibi.
Daha ne istiyormuşum gibi...
Var mı sizin de böyle hikayeleriniz.
Olur olmadık yerlerde aklınıza geliyor mu?
Hiç acaba bu değil de o olsaydı şimdi nerede ne yapıyor olurdum gibi kurcalıyor mu kafanızı.
Benim iki tane olayım var mesela kıyısından döndüğüm.
Biri; çocukken kaçırılmanın eşiğinden dönmüştüm.
Biri de 6 yıl kadar önce; yaşansa %90 öleceğim bir kazanın eşiğinden dönmüştüm, bir adımla kurtuldum (gerçek anlamda 1 adım).
Bunlar böyle bazen birden bire geliyor aklıma ve neredeyse birkaç saatimi yiyor.
Dindar olmadığım için şükretmek gibi bir yere varmıyorum da hani bazen şanssızlığımdan şikayet etmekte haksızmışım gibi geliyor.
Sanki tüm şansımı bu iki olayda kullanmışım gibi.
Daha ne istiyormuşum gibi...
Var mı sizin de böyle hikayeleriniz.
Bahsettiğim 10+ senelik ilişkiler. Bayağı insan üstü bir çaba gerektirmiyor mu sizce de? Belki aynı eve girmek, çocuk yapmak, ailelerin birbirini tanıması ilişkiyi sağlamlaştırır ama ne bileyim, bugünkü benle 5-10 sene sonraki ben bambaşka insanlar, keza eşiniz için de bu böyle. Bu nasıl bir toplumsal sözleşme ya da ne tarz bir divaneliktir ki bir insanla hayatının uzun bir döneminde ayrı alanda hizalanip birlikte hareket etmeyi becerebiliyorsun? Hala seviyor, değer veriyorsun? İki sene önce beğendiğim insanların büyük çoğunluğunu şu an beğenmiyorum. Ya onlar benden ileri gitmiş oluyor ya ben onlardan. Çiftler bu senkronizasyonu nasıl sağlıyor? Aşırı zahmetli bir iş değil mi?
Teşekkür ederim.
Teşekkür ederim.
ondan ayrılmanız için sebep mi?
hiçbirşey yapmasınız da sevmeye devam etmesi gibi.
hiçbirşey yapmasınız da sevmeye devam etmesi gibi.
Arkadaşlar merhaba
Yazlıkta bizim arkadaş grubu var. Birbirimize arabayla maksimum 5 er dakika uzaklıktayız. Gittiğimiz bir akşam sahili var o da hepimize yürüyerek 20 dakika gibi.
Bir arabalı arkadaş (a/erkek) gruptan mesaj attı ben biraz erken gideceğim diye. Diğeri yürüyecekmiş evden çıkmış. 5 dakika sonra ben bu a kişisini aradım beni de alsın diye, telefonuna bakmadı. Ardından gruba yürüyerek geleceğimi ve gecikeceğimi yazdım.
Sonra b kişi (kız) gruba beni a alacak onu bekliyorum diye mesaj attı. Hiç seni de alalım falan yok. Ben de bi gıcık oldum. Çünkü b kişisiyle evimiz dip dibe. 9 ev falan var arada. Neyse dedim gıcık olma giy mayonu git, denize girip dönersin.
Aradan 10 dakika geçti a kişisi aradı işte aramışsın da duymamışım da şimdi b yi aldım da senin evi de geçtik de ama döneriz de vb…andersenden masallar. Ben de siz gidin ben gelirsem gelirim dedim. Siz olsanız gider miydiniz? Sinsi geldi.
Sonra c kişisi aradı kız. Sen yürüyeceksin diye ben sana göre sahile geldim lütfen gel gel deyip durdu ama tadım kaçtı. Ne yapayım? Hevesim kaçtı.
Yazlıkta bizim arkadaş grubu var. Birbirimize arabayla maksimum 5 er dakika uzaklıktayız. Gittiğimiz bir akşam sahili var o da hepimize yürüyerek 20 dakika gibi.
Bir arabalı arkadaş (a/erkek) gruptan mesaj attı ben biraz erken gideceğim diye. Diğeri yürüyecekmiş evden çıkmış. 5 dakika sonra ben bu a kişisini aradım beni de alsın diye, telefonuna bakmadı. Ardından gruba yürüyerek geleceğimi ve gecikeceğimi yazdım.
Sonra b kişi (kız) gruba beni a alacak onu bekliyorum diye mesaj attı. Hiç seni de alalım falan yok. Ben de bi gıcık oldum. Çünkü b kişisiyle evimiz dip dibe. 9 ev falan var arada. Neyse dedim gıcık olma giy mayonu git, denize girip dönersin.
Aradan 10 dakika geçti a kişisi aradı işte aramışsın da duymamışım da şimdi b yi aldım da senin evi de geçtik de ama döneriz de vb…andersenden masallar. Ben de siz gidin ben gelirsem gelirim dedim. Siz olsanız gider miydiniz? Sinsi geldi.
Sonra c kişisi aradı kız. Sen yürüyeceksin diye ben sana göre sahile geldim lütfen gel gel deyip durdu ama tadım kaçtı. Ne yapayım? Hevesim kaçtı.
Merhaba,
1,5 yıldır çalıştığım iş yerinde hibrit çalışmayla ilgili yöneticimle konuşmaya verdim. İş görüşmesinde bu konuya değinilmemişti; ama başka departmanlarda benim pozisyonumda çalışan herkes hibrit devam ediyor. Ben diğer arkadaşları örnek gösterip kendim için de aynı şartları talep edeceğim. Trafikte yoruluyorum, kendime yeterince zaman ayıramıyorum diyeceğim. Mesai saatim 07:00-16:30. Hafta içi bir şeyler yapsam 3 gün kendime gelemiyorum. Cuma da dahil buna.
Sorum şu; direkt hayır derse ve tahmin ettiğim gerekçeyi öne sürerse ben kendimi biliyorsam ya öfkeden kendimi yiyip bitiririm ya da direkt "O zaman bana müsaade!" derim.
Acaba hiç bu topa girmeyip bir yandan hibrit bir iş mi baksam? Cazip bir teklif alırsam bunu koz olarak kullanabilirim belki.
Son alternatif ise dizimi kırıp oturmak. Evden çalışma imkanı olmaması dışında şirketle ilgili büyük bir sorunum yok.
1,5 yıldır çalıştığım iş yerinde hibrit çalışmayla ilgili yöneticimle konuşmaya verdim. İş görüşmesinde bu konuya değinilmemişti; ama başka departmanlarda benim pozisyonumda çalışan herkes hibrit devam ediyor. Ben diğer arkadaşları örnek gösterip kendim için de aynı şartları talep edeceğim. Trafikte yoruluyorum, kendime yeterince zaman ayıramıyorum diyeceğim. Mesai saatim 07:00-16:30. Hafta içi bir şeyler yapsam 3 gün kendime gelemiyorum. Cuma da dahil buna.
Sorum şu; direkt hayır derse ve tahmin ettiğim gerekçeyi öne sürerse ben kendimi biliyorsam ya öfkeden kendimi yiyip bitiririm ya da direkt "O zaman bana müsaade!" derim.
Acaba hiç bu topa girmeyip bir yandan hibrit bir iş mi baksam? Cazip bir teklif alırsam bunu koz olarak kullanabilirim belki.
Son alternatif ise dizimi kırıp oturmak. Evden çalışma imkanı olmaması dışında şirketle ilgili büyük bir sorunum yok.
Çok mutsuzum ve önüne geçemiyorum artık.
Özellikle yeni işimde baglı olduğum kişinin yaptıgı zorbalıklar, bagırıp durması ve işi bırakamayacağım şekilde hayatımı degiştirniş olmam çok koyuyor.
Bunun da haricinde kendimi yalnız, kötü, sevimsiz ve tatsız hissediyorum. Gönlümdeki hayatı yaşayanadığım için çok kırgınım.
Özellikle yeni işimde baglı olduğum kişinin yaptıgı zorbalıklar, bagırıp durması ve işi bırakamayacağım şekilde hayatımı degiştirniş olmam çok koyuyor.
Bunun da haricinde kendimi yalnız, kötü, sevimsiz ve tatsız hissediyorum. Gönlümdeki hayatı yaşayanadığım için çok kırgınım.
En bastan sevgili olma niyetiyle tanissaydik muhtemelen günde yarim paket sigara icmesini görüsmeye devam etmeme sebebi olarak görürdüm. Ama kendisini is arkadasim olarak taniyorum. Aramizda cekim olustu, hoslanmaya basladim, sanirim karsilikli. Is dolayisiyla tanistigimizdan dolayi zaten cok agirdan almaya niyetim var. Is ortamindan sevgili yapmak benim de tercihim degil ama bulundugumuz yerde tanisan sevgililer mevcut, bu konuyla ilgili negatif bir algi yok. Ama is ilerlerse sigara icmesini kabul edebilecek miyim sorusu kafami kurcaliyor. Is ortamindan tanimasam belki bir deneyeyim, nasil hissettigime bakarak karar veririm derdim ama is arkadasligi oldugu icin daha bir temkinliyim, denerim olmazsa devam etmem demek daha zor geliyor.
Sigara icenle olmaz gibi düsünürken yine de oldurmaya calistiginiz bir durum oldu mu? Ya da siz icerken sigara icmeyen biriyle? Nasil bir deneyimdi?
Sigara icenle olmaz gibi düsünürken yine de oldurmaya calistiginiz bir durum oldu mu? Ya da siz icerken sigara icmeyen biriyle? Nasil bir deneyimdi?
Çok detaya girmiycem, sabit fikirli ve kendi doğruları haricindeki fikirlere ön yargılı yaklaşan bir kadına aşığım. Doğru düzgün tartışamıyoruz bile; ya benim fikirlerimi baştan yanlış olarak değerlendirip ciddiye almıyor ya da mantık ışığında yaptığım üst üste açıklamaları "saldırı" gibi görüp çirkefleşiyor.
Mesela dişlerini yemekten önce fırçalamanın daha faydalı olduğunu düşünüyor, dişlere koruma kalkanı oluyormuş. Öyle olmadığını anlatıyorum kibarca, hatta bilimsel makalemsi şeyler de okutuyorum; ikna olmuyor. En fazla hmm olabilir diyor ama yine kendi bildiğini yapmaya devam ediyor.
Bunun gibi sokağa çıkıp herkesin çoğunluğun yanlış düşünüyormuş diyeceği örnekler de var, yüzde yüz doğruya ulaşılamayacak şeyler de. Ne olduğundan bağımsız, ama peki şöyle de olamaz mı diye kendi fikrimi temellendirmeye çalışıyorum, agresifleşiyor.
Okumuş etmiş mesleği elinde bir kadın, 30 yaşında. Anksiyete ve majör depresyon öyküsü var. Geçmişinde dini muhafazakarlık var ama onu aşmış mesela, şu anda dinsiz. bu bile aslında açık fikirli olabildiğinin göstergesi. Ama fikri olarak bildiği doğrulara muhafazakar biçimde yaklaşıyor.
Ben yapı gereği kendi bildiklerini sorgulayan, biri o öyle değil böyle dediğinde dur bakayım diyen biriyim. Fikirlerine önem veriyorum ve entelektüel tartışmalardan da zevk alıyorum ama bu sebepten ciddi-fikri sohbetlere giremez oldum.
Yöneticisi de bu minvalde eleştirmiş kendisini geçen, bana sordu. Evet inatçısın biraz gibilerinden yüzeysel geçiştirmeye çalıştım ama bozuldu. İnatçı olduğunu da kabul etmiyor, sen de öylesin diye ad hominem yapıyor. Evet ben de öyleyim ve bunun farkındayım, bunun insanları rahatsız edebileceğinin de farkındayım; o yüzden törpülemeye çalışıyorum dedim. Ama ben bunu kabul ediyorum, sen kabul bile edemiyorsun dedim. İnatçı ve sabit fikirli olmadığını düşünüyor.
Sonunda tatlıya bağladık ama bu konu üzerine konuşamayacağımızı anladım.
1 seneye yaklaştık, ciddi de düşünüyorum ama bu konu kafamı kurcalıyor. Aslında Günlük hayatta beni çok etkilemiyor, bazı konularda he diyip geçmeye de başladım ama bu da hoşuma gitmiyor. Evet insanlar birbirlerini idare etmeli ama daha ciddi mevzularda sıkıntı yaratabilir gibi geliyor bu huyu.
Gelelim soruya: sizce bu değişrbilecek bir huy mu? Törpülenir mi, olursa nasıl olur, nasıl yaklaşmalıyım? Sabit fikirli bir insan nasıl daha açık görüşlü hale gelir?
Değişmeyecekse, idare etmek nereye kadar sürer. Ne yapmamı önerirsiniz?
Mesela dişlerini yemekten önce fırçalamanın daha faydalı olduğunu düşünüyor, dişlere koruma kalkanı oluyormuş. Öyle olmadığını anlatıyorum kibarca, hatta bilimsel makalemsi şeyler de okutuyorum; ikna olmuyor. En fazla hmm olabilir diyor ama yine kendi bildiğini yapmaya devam ediyor.
Bunun gibi sokağa çıkıp herkesin çoğunluğun yanlış düşünüyormuş diyeceği örnekler de var, yüzde yüz doğruya ulaşılamayacak şeyler de. Ne olduğundan bağımsız, ama peki şöyle de olamaz mı diye kendi fikrimi temellendirmeye çalışıyorum, agresifleşiyor.
Okumuş etmiş mesleği elinde bir kadın, 30 yaşında. Anksiyete ve majör depresyon öyküsü var. Geçmişinde dini muhafazakarlık var ama onu aşmış mesela, şu anda dinsiz. bu bile aslında açık fikirli olabildiğinin göstergesi. Ama fikri olarak bildiği doğrulara muhafazakar biçimde yaklaşıyor.
Ben yapı gereği kendi bildiklerini sorgulayan, biri o öyle değil böyle dediğinde dur bakayım diyen biriyim. Fikirlerine önem veriyorum ve entelektüel tartışmalardan da zevk alıyorum ama bu sebepten ciddi-fikri sohbetlere giremez oldum.
Yöneticisi de bu minvalde eleştirmiş kendisini geçen, bana sordu. Evet inatçısın biraz gibilerinden yüzeysel geçiştirmeye çalıştım ama bozuldu. İnatçı olduğunu da kabul etmiyor, sen de öylesin diye ad hominem yapıyor. Evet ben de öyleyim ve bunun farkındayım, bunun insanları rahatsız edebileceğinin de farkındayım; o yüzden törpülemeye çalışıyorum dedim. Ama ben bunu kabul ediyorum, sen kabul bile edemiyorsun dedim. İnatçı ve sabit fikirli olmadığını düşünüyor.
Sonunda tatlıya bağladık ama bu konu üzerine konuşamayacağımızı anladım.
1 seneye yaklaştık, ciddi de düşünüyorum ama bu konu kafamı kurcalıyor. Aslında Günlük hayatta beni çok etkilemiyor, bazı konularda he diyip geçmeye de başladım ama bu da hoşuma gitmiyor. Evet insanlar birbirlerini idare etmeli ama daha ciddi mevzularda sıkıntı yaratabilir gibi geliyor bu huyu.
Gelelim soruya: sizce bu değişrbilecek bir huy mu? Törpülenir mi, olursa nasıl olur, nasıl yaklaşmalıyım? Sabit fikirli bir insan nasıl daha açık görüşlü hale gelir?
Değişmeyecekse, idare etmek nereye kadar sürer. Ne yapmamı önerirsiniz?
Ben sanırım 1. Mustafa'yım. Osmanlı hanedanının sonu gelmesin diye kardeşi tarafından öldürülmeyip sarayda bir kafese kapatılmış, gün yüzü görmemiş. Orada delirmiş, ilk kez tahta çıktığında 96 gün saltanat sürmüş. O esnada ne bir cariyeye bakmış ne bir reform ya da çıkartma yapmış. "Lan bu deli mi, ermiş mi?" diye milletin kafasını karıştırmış. Tahttan indirip Genç Osman'ı geçirmişler, bunu tekrar kafese yollamışlar. Genç Osman dört sene sonra çok afedersiniz hayaları sıkılmak suretiyle feci şekilde öldürülünce kimseyi bulamayıp yine bunu çıkarmışlar tahta, bir yıl sonra tekrar indirmisler. Çok yazık bir karakter.
Siz kim olurdunuz?
Teşekkür ederim.
Siz kim olurdunuz?
Teşekkür ederim.
Sözlükte " özlenen hissiyatlar" diye bir başlık görünce aklıma geldi. Sizinkiler ne?
doğum günü için beklentilere giren biri değilimdir normalde. şimdi yaklaşık 10 aydır falan yakınlaştığım bir arkadaş grubum var iş yerinden. önden şunu da belirteyim gruptaki tek erkek benim 3 de kız arkadaş var. bu gruptan biri için 3-4 ay önce doğum günü yemeği düzenlendi yenildi içildi eğlenildi. benim doğum günüm de 23 temmuz, grupta başka bir arkadaşın da 27 temmuz x diyelim bu arkadaşa. böyle olunca ben herhalde ikimize ortak bir organizasyon ayarlanır zamanı gelince diye düşünmüştüm o zamandan. özel bir beklenti değil bu da yani madem böyle bir şey yapılıyor grupta aynısı herkese yapılır herhalde. hem de 2 doğum günü üst üste olduğundan 1 taşla 2 kuş vurulur daha rahat olur millete de dedim. neyse iş yerinde görüştük kutladılar doğum günümü, ofise pasta masta söylendi ama bir organizasyondan bahseden olmadı. bu arada 3 ay önce kutladık dediğim arkadaşın da dışarda yemeği ayrıydı ofiste pastası ayrıydı (bence ikisine birlikte hiç gerek yok o ayrı). ben de x'le konuştum onun bildiği bir şey var mı diye, bir de zaten grupta en yakın olduğum kişi x ayrı bir samimiyetim var onunla. o da baya şaşırmıştı duruma, üzgündü. olmadı biz ayrıca bir şey yapalım falan dedi garip geldi diğerlerinin tavırları ikimize de.
şimdi bunların üstüne birkaç saat önce yani cuma akşamı haftaya x için doğum günü yemeği yapalım diye bir mesaj geldi bana. 3 ay önce doğana yemek ayarlanıp şu an o topa girilmemesini de aklamıştım ben aslında kendi içimde. demek ki o zaman öyle bir moddaydı millet bu sıra değiller falan dedim kendi kendime. bir de o zamanlar iş dışında da sık görüşüyorduk gecelere kadar oturuyorduk son 3 aydır ofis dışında çok nadir görüşüyoruz. o da gruptaki bizi organize eden arkadaşın ilişkiye başlamasından kaynaklı aslında. ama şimdi ben bu duruma acayip fitil oldum yani aralarında 4 gün olan 2 kişiden 1'i için yemek verilip diğerine kutlayıp geçmek hakaret gibi bir şey. en başta dediğim gibi doğum günü hiç önemli değil benim için gerçekten de bu hareketin beni pek sallamamak gibi bir karşılığı olması canımı sıkan şey. bana sürpriz mi yapılmaya çalışılıyor diycem ama sürpriz niyeti olsa hiç söylenmezdi x'e doğum günü yemeği yapalım diye. ayrıca zaten bir yerde yemeğe gidilecek nihayetinde en geç 1 gün öncesinde söylemen lazım durumu, sürprizlik bir şey olmuyor bir yere gitmeli organizasyonda. öğlen atılan mesaja cevap veresim gelmedi hala mevzuyu anlamlandıramadğım için.
benim aslında napacağım belli ama sizin yorumunuz ne bu duruma ve siz somut bir karşılık verir miydiniz onu merak ettim? benim tepkim ve davranışlarım çoğunluktan çok mu farklı kaçıyor onu merak ediyorum aslında. ben gene 27'sini beklerim diye düşünüyorum tepki vermek için. saçma da olsa bir sürpriz ihtimali var hala ama ondan sonra duruma göre bakarım. bakarımdan kastım şöyle normalde insanlara küsen veya trip atan biri değilim normalde. sadece kırıldığım, canımı sıkan davranışları olursa birinin o kişinin o özelliğini not alır ona göre davranırım ben de. mesela yalanını mı yakaladım güvenmem bir daha ya da beni ekmeye mi çalıştı hiçbir yere çağırmam bir daha ama grupça görüşünce o kişiyle eskisi gibi goygoyumu yapmaya devam ederim aynı şekil. burada da arkadaşların 27'sindeki tavırlarına göre ilişkimi şekillendiririm. yüzlerine gülmeye devam ederim ama bende pek değerleri kalmaz.
şimdi bunların üstüne birkaç saat önce yani cuma akşamı haftaya x için doğum günü yemeği yapalım diye bir mesaj geldi bana. 3 ay önce doğana yemek ayarlanıp şu an o topa girilmemesini de aklamıştım ben aslında kendi içimde. demek ki o zaman öyle bir moddaydı millet bu sıra değiller falan dedim kendi kendime. bir de o zamanlar iş dışında da sık görüşüyorduk gecelere kadar oturuyorduk son 3 aydır ofis dışında çok nadir görüşüyoruz. o da gruptaki bizi organize eden arkadaşın ilişkiye başlamasından kaynaklı aslında. ama şimdi ben bu duruma acayip fitil oldum yani aralarında 4 gün olan 2 kişiden 1'i için yemek verilip diğerine kutlayıp geçmek hakaret gibi bir şey. en başta dediğim gibi doğum günü hiç önemli değil benim için gerçekten de bu hareketin beni pek sallamamak gibi bir karşılığı olması canımı sıkan şey. bana sürpriz mi yapılmaya çalışılıyor diycem ama sürpriz niyeti olsa hiç söylenmezdi x'e doğum günü yemeği yapalım diye. ayrıca zaten bir yerde yemeğe gidilecek nihayetinde en geç 1 gün öncesinde söylemen lazım durumu, sürprizlik bir şey olmuyor bir yere gitmeli organizasyonda. öğlen atılan mesaja cevap veresim gelmedi hala mevzuyu anlamlandıramadğım için.
benim aslında napacağım belli ama sizin yorumunuz ne bu duruma ve siz somut bir karşılık verir miydiniz onu merak ettim? benim tepkim ve davranışlarım çoğunluktan çok mu farklı kaçıyor onu merak ediyorum aslında. ben gene 27'sini beklerim diye düşünüyorum tepki vermek için. saçma da olsa bir sürpriz ihtimali var hala ama ondan sonra duruma göre bakarım. bakarımdan kastım şöyle normalde insanlara küsen veya trip atan biri değilim normalde. sadece kırıldığım, canımı sıkan davranışları olursa birinin o kişinin o özelliğini not alır ona göre davranırım ben de. mesela yalanını mı yakaladım güvenmem bir daha ya da beni ekmeye mi çalıştı hiçbir yere çağırmam bir daha ama grupça görüşünce o kişiyle eskisi gibi goygoyumu yapmaya devam ederim aynı şekil. burada da arkadaşların 27'sindeki tavırlarına göre ilişkimi şekillendiririm. yüzlerine gülmeye devam ederim ama bende pek değerleri kalmaz.
- Öncesini sonrasını bırak ya, anı yaşayalım. Carpe diem canım.
- Anda kalalım güzelim, anın zevkini çıkaralım.
- Akışta kalalım, günü yakalayalım.
Ve benzeri cümleler kuran erkekler...
Meali şey değil mi "Seninle pek tanışamadık ama tanışmaya gerek de yok, ben zaten seni merak etmiyorum. Şu an anda sevişelim ama sonra yokum ben. Tekrar seninle anda kalasım gelirse yine bir yoklarım seni, sonra yine kaybolurum."?
Bunların ekseriyetle kaşı gözü da ayrı oynar, hep bir aşırı elli kollu konuşurlar. Genelde keten ve salaş giyinirler. Şarap severler. Ağızları iyi laf yapar, çok konuşurlar. Yatmaya çalıştıkları kadınlara bile sıklıkla ağğbiee, brocum diye hitap ederler. Her zaman bakımlı, çekici erkeklerdir. Neredeyse tamamı beyaz yakalıdır veya eğlence sektöründendir.
Ben bunları gördüm mü kaçıyorum doğrusu.
Hep mi bu kadar çoktu bunların sayıları ya da bana mı son dönemde bu denli çok denk gelmeye başladılar bilmiyorum.
Sizin düşünceleriniz ve tespitleriniz nedir bu erkek türü hakkında?
- Anda kalalım güzelim, anın zevkini çıkaralım.
- Akışta kalalım, günü yakalayalım.
Ve benzeri cümleler kuran erkekler...
Meali şey değil mi "Seninle pek tanışamadık ama tanışmaya gerek de yok, ben zaten seni merak etmiyorum. Şu an anda sevişelim ama sonra yokum ben. Tekrar seninle anda kalasım gelirse yine bir yoklarım seni, sonra yine kaybolurum."?
Bunların ekseriyetle kaşı gözü da ayrı oynar, hep bir aşırı elli kollu konuşurlar. Genelde keten ve salaş giyinirler. Şarap severler. Ağızları iyi laf yapar, çok konuşurlar. Yatmaya çalıştıkları kadınlara bile sıklıkla ağğbiee, brocum diye hitap ederler. Her zaman bakımlı, çekici erkeklerdir. Neredeyse tamamı beyaz yakalıdır veya eğlence sektöründendir.
Ben bunları gördüm mü kaçıyorum doğrusu.
Hep mi bu kadar çoktu bunların sayıları ya da bana mı son dönemde bu denli çok denk gelmeye başladılar bilmiyorum.
Sizin düşünceleriniz ve tespitleriniz nedir bu erkek türü hakkında?
Anne baba kardes
Ben konusmuyorum abimle. Bilen bilir. Beni hep kandirdi, salak yerine koydu, maddi olarak dolandirdi ki kendisinin durumu gayet iyi.
Kendi isi var, 2 araba, iyi bi semtte bi ev.
Onu hayatimdan silmis olmak beni hic uzmuyor.
Olum konusunu cok dusunuyorum ama. Dun de ruyama girdi cok dusundum diyedir.
Olunce vicdan yapar miyim?
Bi yandan da asil o vicdan yapsin diyorum.
Magdur taraf benim.
Sizin de boyle kisileriniz varsa ne dusunuyorsunuz bu konuda?
Daha cok cevremin ustume gelecegini dusunuyorum benden once olurse? O kadar yapti etti herkes biliyor bana verdigi zararlari. Gecenlerde mailime (watsaptan engelli) bi emoji atmis. Pasta emojisi. Bi tane emoji. Konu basligi bi sey yok :)) dogum gunumdu. Ben bunu komik bulup kuzenime anlattim. Takdir ettim kendisini dedi ahaha
Mailim aklina gelmis ordan kutlamis diye. Bunu soyleyen kuzen de cahil falan degil.kariyeri, yasi oturmus biri 50lerinde bi insan.
Herkes beni suclu goruyor sanirim.
Ben konusmuyorum abimle. Bilen bilir. Beni hep kandirdi, salak yerine koydu, maddi olarak dolandirdi ki kendisinin durumu gayet iyi.
Kendi isi var, 2 araba, iyi bi semtte bi ev.
Onu hayatimdan silmis olmak beni hic uzmuyor.
Olum konusunu cok dusunuyorum ama. Dun de ruyama girdi cok dusundum diyedir.
Olunce vicdan yapar miyim?
Bi yandan da asil o vicdan yapsin diyorum.
Magdur taraf benim.
Sizin de boyle kisileriniz varsa ne dusunuyorsunuz bu konuda?
Daha cok cevremin ustume gelecegini dusunuyorum benden once olurse? O kadar yapti etti herkes biliyor bana verdigi zararlari. Gecenlerde mailime (watsaptan engelli) bi emoji atmis. Pasta emojisi. Bi tane emoji. Konu basligi bi sey yok :)) dogum gunumdu. Ben bunu komik bulup kuzenime anlattim. Takdir ettim kendisini dedi ahaha
Mailim aklina gelmis ordan kutlamis diye. Bunu soyleyen kuzen de cahil falan degil.kariyeri, yasi oturmus biri 50lerinde bi insan.
Herkes beni suclu goruyor sanirim.
Dünyanın her yerinde ahlaksızlık var, ama Türkiye’de ahlaksızlık sanki utanılacak bir şey olmaktan çıkmış gibi. İnsanlar, yaptıkları uyanıklıkları, hırsızlıkları ve yalanları bir marifetmiş gibi anlatıyor ve merakla takip ediliyorlar.
- Siz de etrafınızda veya medyada övünçle ahlaksızlıklarını anlatan insanlara rastlıyor musunuz?
- Türkiye’nin bu konuda dünyanın geri kalanından daha kötü durumda olduğunu düşünmekte yanılıyor muyum?
Not: Ahlaksızlık derken seksle ilgili şeylerden bahsetmiyorum; seks konusunu dışarıda tutalım lütfen.
- Siz de etrafınızda veya medyada övünçle ahlaksızlıklarını anlatan insanlara rastlıyor musunuz?
- Türkiye’nin bu konuda dünyanın geri kalanından daha kötü durumda olduğunu düşünmekte yanılıyor muyum?
Not: Ahlaksızlık derken seksle ilgili şeylerden bahsetmiyorum; seks konusunu dışarıda tutalım lütfen.
Merhabalar,
Biliyorum yüz karasıyım ama bunu sormak istiyorum.
Eşim kendi ailesi ile görüsürken bana sormadan eve cagiriyor, planlar yapiyor. Ya da ne bileyim eve çıkarıyor mesela ben işteyken. Asla bunlara itirazim yok yanlis anlasilmasin. Gelecekler tabi ki.
Ancak ben bunu yapamiyorum. Mesela annemlere gelin diyemiyorum. Ya da mesela eşim yokken eve cagiramam. Çekinirim eşimden. Çünkü evlenmeden önce halamlara evi gezdirmiştim 10 dk. Hosuna gitmemisti eşimin. Laf etmişti. Annemleri cagiralim dedigimde 1 2 kere böyle şaka yollu, hiç ağirlayacak halim yok kimseyi demişti.
Annem falan eşimi arayinca tansiyonum yükseliyor, carpintim oluyor. Annem aman yanlis bir sey demez insallah diye dua ediyorum.
Erkek adam korkar mi diyenler olursa da haklisiniz valla.
Mesela ailesini davet etmis. Tamam güzel. Annemleri de epeydir görmüyoruz. Annemler de gelse mi diye soramiyorum bile. Amcasi da gelecekmiş. Amcam rahat oturamaz diye annemleri cagirmamis. Yani annemler yiyecekler mi amcasini sanki.
Bu korkakligim ne olacak bilemiyorum.
Biliyorum yüz karasıyım ama bunu sormak istiyorum.
Eşim kendi ailesi ile görüsürken bana sormadan eve cagiriyor, planlar yapiyor. Ya da ne bileyim eve çıkarıyor mesela ben işteyken. Asla bunlara itirazim yok yanlis anlasilmasin. Gelecekler tabi ki.
Ancak ben bunu yapamiyorum. Mesela annemlere gelin diyemiyorum. Ya da mesela eşim yokken eve cagiramam. Çekinirim eşimden. Çünkü evlenmeden önce halamlara evi gezdirmiştim 10 dk. Hosuna gitmemisti eşimin. Laf etmişti. Annemleri cagiralim dedigimde 1 2 kere böyle şaka yollu, hiç ağirlayacak halim yok kimseyi demişti.
Annem falan eşimi arayinca tansiyonum yükseliyor, carpintim oluyor. Annem aman yanlis bir sey demez insallah diye dua ediyorum.
Erkek adam korkar mi diyenler olursa da haklisiniz valla.
Mesela ailesini davet etmis. Tamam güzel. Annemleri de epeydir görmüyoruz. Annemler de gelse mi diye soramiyorum bile. Amcasi da gelecekmiş. Amcam rahat oturamaz diye annemleri cagirmamis. Yani annemler yiyecekler mi amcasini sanki.
Bu korkakligim ne olacak bilemiyorum.
Ben az önce gözlerimi kapatıp nefesimi saymaya başladım. Olduğum yerde hafif uyuklayınca yarım saatte bayağı sakinleştiğimi fark ettim. Dışarıda, işyerinde, metrobüste de deneyeceğim aynı tekniği.
Sizin var mı özel bir tekniğiniz?
Teşekkür ederim.
Sizin var mı özel bir tekniğiniz?
Teşekkür ederim.
21 yaşımdan beri hayatımda, evlilikte 11. yıl dönümümüze gireli fazla olmadı. öncesinde hayatımda başka kimse olmamıştı -bununla ilgili olabilir sanırım.
kimseye karşı bi ilgim yok. eski eşi artık sevmiyorum, bunu biliyorum. ama sadakat duygum hala var? başka erkeklere karşı hiç ilgim yok. yıllardır ayrıyız zaten ama artık sevmiyor olma kısmı yeni.
berbat bir türkçeyle anlattım, kusura bakmayın. ben de istiyorum başkaları ilgimi çeksin, duygusal ya da cinsel ya da başka bir şey. ama sıfır. biz evliyken o başka kadınlarla da ilgileniyordu (erkek doğası falan değil, birçok kadında da mevcut bir durum ve aldatma olmadıkça da normal -sanıyorum).
hayatıma devam etmek istiyorum. bıktım artık. yıllardır yalnızım zaten. bu hissi/durumu nasıl aşacağım? sorunum ne olabilir? neden kimse ilgimi çekmiyor? neden cinsiyetsiz gibiyim?
not: hukuki olarak sadakat yükümlülüğü var, onu biliyorum. yokmuş gibi yazdım.
kimseye karşı bi ilgim yok. eski eşi artık sevmiyorum, bunu biliyorum. ama sadakat duygum hala var? başka erkeklere karşı hiç ilgim yok. yıllardır ayrıyız zaten ama artık sevmiyor olma kısmı yeni.
berbat bir türkçeyle anlattım, kusura bakmayın. ben de istiyorum başkaları ilgimi çeksin, duygusal ya da cinsel ya da başka bir şey. ama sıfır. biz evliyken o başka kadınlarla da ilgileniyordu (erkek doğası falan değil, birçok kadında da mevcut bir durum ve aldatma olmadıkça da normal -sanıyorum).
hayatıma devam etmek istiyorum. bıktım artık. yıllardır yalnızım zaten. bu hissi/durumu nasıl aşacağım? sorunum ne olabilir? neden kimse ilgimi çekmiyor? neden cinsiyetsiz gibiyim?
not: hukuki olarak sadakat yükümlülüğü var, onu biliyorum. yokmuş gibi yazdım.
Ben bir daha yaz mevsimine parasız ve işsiz girmem. Bu sıcakta bütün gün baba evinde oturmak dünyanın en korkunç şeyi cidden. Hayatımda kendimi bu kadar aciz hissettiğim pek çok an olmuştur ama bu durum beni ayrı bir yordu, hırpaladı. Bütün hayatımı yazın parasız ve işsiz kalmamak üzerine programlıyorum bu saatten sonra.
Sizin var mı böyle "Bir daha asla!" dediğiniz bir şey?
Teşekkür ederim.
Sizin var mı böyle "Bir daha asla!" dediğiniz bir şey?
Teşekkür ederim.
Onu kendimizden üstün görünce, hak etmediğimize inandığımızda mesela.
Ve artık şöyle düşüneceğim, diyerek zihnimizden ve kalbimizden geçenleri hemen değiştiremediğimizde.
Ne yapalım, ne düşünelim, kendimize ne diyelim de bu hislerden kurtulalım?
Eğer önemi varsa benim hikayemde malum kişi bir erkek.
Ve artık şöyle düşüneceğim, diyerek zihnimizden ve kalbimizden geçenleri hemen değiştiremediğimizde.
Ne yapalım, ne düşünelim, kendimize ne diyelim de bu hislerden kurtulalım?
Eğer önemi varsa benim hikayemde malum kişi bir erkek.
Benim son icadım; sinüs temizleme şişesinin içine kaya tuzu katıyorum. Sinuslerimi onunla temizleyip güneşin en tepede olduğu zaman balkona çıktığımda denizden çıkmış gibi hissediyorum. Birebir aynı his neredeyse. Gözünü kapatıp azıcık hayal gücünü kullanmaya bakıyor.
Yirmili yaşlarda da daha çabuk sarhoş olmak için alkolle çikolata yiyordum. Biradan viski, viski ne scotch randımanı alıyordum.
Sizde var mı böyle kısayollar, hacklemeler?
Teşekkür ederim.
Yirmili yaşlarda da daha çabuk sarhoş olmak için alkolle çikolata yiyordum. Biradan viski, viski ne scotch randımanı alıyordum.
Sizde var mı böyle kısayollar, hacklemeler?
Teşekkür ederim.
Benimkiler (önem sırasına koymadan);
Atatürk ve temsil ettikleri
Her insana asgari bir anlayış ve saygı gösterme zorunluluğu
Fikir özgürlüğü ve genel anlamda özgürlük
Kadın hakları
Kişisel alan
Boş zaman
Aklıma geldikçe eklerim belki. Kırmızı çizgilerimiz de diyebiliriz.
Sizinkiler neler?
Teşekkür ederim.
Atatürk ve temsil ettikleri
Her insana asgari bir anlayış ve saygı gösterme zorunluluğu
Fikir özgürlüğü ve genel anlamda özgürlük
Kadın hakları
Kişisel alan
Boş zaman
Aklıma geldikçe eklerim belki. Kırmızı çizgilerimiz de diyebiliriz.
Sizinkiler neler?
Teşekkür ederim.
Karmaşık bir his değil mi? İnsanın kendi bedenini algılayışı da bir enteresan zaten, bazen başka bir insan senin vücudunun bazı ayrıntılarını senden iyi biliyor (burada seksüel bir çağrışım hedeflenmedi). Yani mesela ben sırtımı hiç bilmiyorum. Sırtını daha iyi bildiğim insanlar var. Az önce bebeklik fotoğrafıma baktığımda da bilinç üzerine düşündüm. Elektriğe takılmamış bilgisayar gibi geldi oradaki bebek (ya da şarjı olmayan). Donanım var, yazılım henüz yok ya da uyanmamis. Çok tuhaf değil mi bir insanın kendi bebekligini görmesi?
Siz neler hissediyorsunuz?
Teşekkür ederim.
Arkada çalsın: open.spotify.com
Siz neler hissediyorsunuz?
Teşekkür ederim.
Arkada çalsın: open.spotify.com
yalnız olduğunuzu düşünüyor musunuz ya da yalnız hissediyor musunuz? ben bugünlerde yapayalnız hissediyorum, sadece bir his değil bir gerçek bu. yalnız olmanin başımıza gelecek en kötü şeylerden biri olduğunu düşünüyorum ve bunla yaşamakta zorlanıyorum.
Benimki; YouTube'da röportaj izlerken soru bana sorulmuş gibi geriliyorum. "Ben şu an orada olsam apışıp kalırdım!" diye tribe giriyorum.
Sizinki nedir?
Teşekkürler.
Sizinki nedir?
Teşekkürler.
9 yıllık evlilikte erkek kişisi neredeyse 1 gün bile kendisiyle baş başa kalamadığını iddia ediyor. bu normal mi? yani ben sıkılırdım. insan arada bir kendisiyle buluşmalı bence. 9 yıl demek 3 bin küsur gün demek :) var mı böyle evlilikler cidden.
Başlık durumu net anlat(a)mıyor muhtemelen de, açacağım:
32 yaşındayım. Ben bu sosyal baskının sadece kadınlara has olduğunu düşünüyordum ve kenardan "yapılmasa keşke" dediğim bir şeydi de öyle değilmiş.
Tabii sosyal çevreye de bağlı sanırım bu.
Biraz aynı dertten muzdarip birilerinin yorumlarını duymaya ihtiyacim var sanırım.
Ama 30'uma girdim gireli böyle bir mesele var, etrafimdaki herkes tarafından "ne zaman evleniyorsun" vs vs. Sevgili şeklinde söyleyeni de var. Bu konuyu açan rastgele birinin üstüne saldıracak kıvama geldim bir ara "sanane lan" diyerek. Neyse bu tepki de pek normal değil de, şimdilerde sakinlestim biraz en azından ama yine de sinir bozucu.
Alakasız konularda şöyle şeyler söyleniyor.
- senin çocuğun yok bilmezsin
- ne zaman evleniyorsun
- bir de sevgili yapman lazım senin
- evli olsan x konusuna bu kadar takılmazsın
- vay ben senin gibi bekar olsam xyz yaparım
Bunları söyleyen çeşitli yaş gruplarından erkek tanıdıklar.
Farkli yaş gruplarından kadın tanıdıklar da ya birileriyle tanistirmayi teklif ediyor ya da birini bul "artık" kendine diyor.
Soru kısmı, belki şu olabilir:
Nedir bunun kaynağı ve amacı? Anlayamiyorum çünkü biriyle tanistirmayi teklif etme dışında (şayet kendi beyan ettiği bir isteği varsa o da) kimsenin sevgilisi ya da evliligini vs takip etmiyor ya da yaşamındaki alakalı alakasız şeyleri buna baglamiyorum. Bu nedir nereden çıkıyor?
32 yaşındayım. Ben bu sosyal baskının sadece kadınlara has olduğunu düşünüyordum ve kenardan "yapılmasa keşke" dediğim bir şeydi de öyle değilmiş.
Tabii sosyal çevreye de bağlı sanırım bu.
Biraz aynı dertten muzdarip birilerinin yorumlarını duymaya ihtiyacim var sanırım.
Ama 30'uma girdim gireli böyle bir mesele var, etrafimdaki herkes tarafından "ne zaman evleniyorsun" vs vs. Sevgili şeklinde söyleyeni de var. Bu konuyu açan rastgele birinin üstüne saldıracak kıvama geldim bir ara "sanane lan" diyerek. Neyse bu tepki de pek normal değil de, şimdilerde sakinlestim biraz en azından ama yine de sinir bozucu.
Alakasız konularda şöyle şeyler söyleniyor.
- senin çocuğun yok bilmezsin
- ne zaman evleniyorsun
- bir de sevgili yapman lazım senin
- evli olsan x konusuna bu kadar takılmazsın
- vay ben senin gibi bekar olsam xyz yaparım
Bunları söyleyen çeşitli yaş gruplarından erkek tanıdıklar.
Farkli yaş gruplarından kadın tanıdıklar da ya birileriyle tanistirmayi teklif ediyor ya da birini bul "artık" kendine diyor.
Soru kısmı, belki şu olabilir:
Nedir bunun kaynağı ve amacı? Anlayamiyorum çünkü biriyle tanistirmayi teklif etme dışında (şayet kendi beyan ettiği bir isteği varsa o da) kimsenin sevgilisi ya da evliligini vs takip etmiyor ya da yaşamındaki alakalı alakasız şeyleri buna baglamiyorum. Bu nedir nereden çıkıyor?
Arkadaşlar fiziksel özelliklerimden bağımsız olarak (ben önerilerinizi kendime modifiye ederim daha sonra), beni burada az çok tanıyıp bildiğiniz kadarıyla, bana nasıl bir stil, nasıl bir tarz gider? Sadece burada sizlere sunduğum veriler üzerinden. "Kim bu lavuk?' diyenlerin de başımın üstünde yeri var.
Ben böyle şeyler üzerine hiç kafa yormadim. 15 gün sonra yeni hir işe başlıyorum ve bu sefer her şey guzel olsun istiyorum. Yani kendimi doğru ifade edebilmek isterim.
Bilmeyenler için; kadınım, 40 olmak üzereyim. Öğretmenlik yapıyorum. Boy iyiz Murat Dalkılıç diyelim. Kilo 60 desek. Saçlar uzun.
Bana ne gider?
Çok teşekkür ederim.
Ben böyle şeyler üzerine hiç kafa yormadim. 15 gün sonra yeni hir işe başlıyorum ve bu sefer her şey guzel olsun istiyorum. Yani kendimi doğru ifade edebilmek isterim.
Bilmeyenler için; kadınım, 40 olmak üzereyim. Öğretmenlik yapıyorum. Boy iyiz Murat Dalkılıç diyelim. Kilo 60 desek. Saçlar uzun.
Bana ne gider?
Çok teşekkür ederim.
10-15 sene önce educatedear'ı yaşlı sanırdım, adam benimle yaşıt çıkmıştı. Mahmut Orhan'ı yaşıtım ya da 40+ sanıyordum, adam daha 27 yaşındaymış. 'Feel' şarkısını 20 yaşında yayınlamış.
Bunları gördükçe öğrencilerime insan gibi muamele edesim geliyor (şaka, burası şaka. Linclemeyin, şaka!). Vay anasını çoluk çocuk neler yapıyor cidden?
Sizin var mı böyle yeteneğinden & başarısından ötürü yaşlı sandığınız ve sonunda genç çıkan insanlar?
Teşekkür ederim.
Bunları gördükçe öğrencilerime insan gibi muamele edesim geliyor (şaka, burası şaka. Linclemeyin, şaka!). Vay anasını çoluk çocuk neler yapıyor cidden?
Sizin var mı böyle yeteneğinden & başarısından ötürü yaşlı sandığınız ve sonunda genç çıkan insanlar?
Teşekkür ederim.
Sokagimizda bir kedi var.
1 yasindayken ciddi bir hastalik gecirdi.
Tedavi ettirdim tek basima.
Param yoktu o kadar ama durumu bilenlerden bir kisi bile elini cebine atmadi.
Hic ortada yokken bi masraf cikti ama onu olume terk edemezdim.
O zamana kadar hayatimda bi yeri yoktu. Sadece her gun gordugum bir hayvandi.
Tedavi sonrasi eve almadim. Hem bi bagliligim yoktu hem de veteriner umutlu konusmamisti. Nuksederse bu sefer para veremezdim. Bi kere bi iyilik yapmis olayim diyip sorumluluk almak istemedim.
Kedi 3 yili devirdi. Nuks falan olmadi.
Yalniz tedaviden sonra bana cok yakin davranmaya basladi. Mesela biri tam mama vericek buna, bu da bekliyor, o sirada apartmandan ben cikiyorum ve mamayi birakip bana kosuyor ki bende mama yok. Biraz sevdiriyor, surunuyor falan.
Arada sirada dusundum onu eve almayi ama sartlar musait degildi benim acimdan. Simdi bi yavru kedi varmis bana soylendi sahiplensene diye. Cok da tatli bi sey ama yetiskin kedi icimi acitiyor. O sokaktayken ben baska bir hayvana konforlu bir hayat saglamak istemiyorum. Boyle hissediyorum. Ya onu alayim, ya hic.
Normal mi bu durumum, hissim?
1 yasindayken ciddi bir hastalik gecirdi.
Tedavi ettirdim tek basima.
Param yoktu o kadar ama durumu bilenlerden bir kisi bile elini cebine atmadi.
Hic ortada yokken bi masraf cikti ama onu olume terk edemezdim.
O zamana kadar hayatimda bi yeri yoktu. Sadece her gun gordugum bir hayvandi.
Tedavi sonrasi eve almadim. Hem bi bagliligim yoktu hem de veteriner umutlu konusmamisti. Nuksederse bu sefer para veremezdim. Bi kere bi iyilik yapmis olayim diyip sorumluluk almak istemedim.
Kedi 3 yili devirdi. Nuks falan olmadi.
Yalniz tedaviden sonra bana cok yakin davranmaya basladi. Mesela biri tam mama vericek buna, bu da bekliyor, o sirada apartmandan ben cikiyorum ve mamayi birakip bana kosuyor ki bende mama yok. Biraz sevdiriyor, surunuyor falan.
Arada sirada dusundum onu eve almayi ama sartlar musait degildi benim acimdan. Simdi bi yavru kedi varmis bana soylendi sahiplensene diye. Cok da tatli bi sey ama yetiskin kedi icimi acitiyor. O sokaktayken ben baska bir hayvana konforlu bir hayat saglamak istemiyorum. Boyle hissediyorum. Ya onu alayim, ya hic.
Normal mi bu durumum, hissim?
Düşününce bir milyon şey çıkıyor ama benim için başlıca ikisi, yemek ve bilgi.
Sizinkiler nelerdir?
Teşekkür ederim.
Sizinkiler nelerdir?
Teşekkür ederim.
Eşimle büyük sayılabilecek bir tartışma yaşadık. O da hoş olmayacak şeyler söyledi bense eşeklik ederek çok daha da kırıcı konuştum. Söylediklerimi annesine paylaştı o da kayınpedere. Kayınpeder astığım astık otoriter bir tip. Koruma refleksiyle sana böyle konuşan adamın yanında ne işin var vs. Seni yanımıza alalım diye eşime epey konuşmuş. Şimdi bana da tavır aldı. Eşim de haklı üzülüyor. Şimdi bu krizden nasıl çıkılır sizce?
Benimki Ahmet Mümtaz Taylan. Durup dururken "Zaten öfke de uzun zamandır gidecek yeri olmayan üzüntüymüş." diyecek gibi geliyor. Çok korkuyorum bir yerde benimle konuşacak diye. Fobi diyebiliriz.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Bana bir öğretmen arkadaşım, "Çok mantıklı birine benziyorsun." demişti. Kendisine buradan selamlarımı yolluyorum; elimde bayandan az kullanılmış, ikinci el köprü var, düşünürse.
Sizinkiler nedir?
İyi tatiller.
Sizinkiler nedir?
İyi tatiller.
1.5 yıl kadar önce aileme ait eve taşındım. Öncesinde boş duruyordu ama, kardeşim (ailemle yaşıyor) ev 7-8 yıl önce ev satın alındığından beri genellikle kız arkadaşi ile ailemden gizli zaman zaman kaldığı da bir evdi bu. Taşınırken bunu "tahminen" biliyordum diyeyim, çünkü evin anahtarının kopyasını almak için zamanında babama "biz Ahmet ve Mehmet ile takılıyoruz arada, gitar vs prova yaptığımız da oluyor" diyerek almış, o arkadaşlardan Ahmet'e sordum, hiç böyle bir şey olmadığını söyledi. (Üçü de muzisyen).
Neyse, tasindigimdan beri sırasıyla olanlar:
1- eve tam yerlesemedim, çünkü bir oda gayriihtiyari onların odası zaten. Bunun sonucu da, çalışma odam, yatak odam ve genel olarak her şey tek odaya tikildi. En azından yatak ve çalışma odalarını ayiramamak asabımı bozuyor.
2- birkaç defa rastgele odama girdiler (kız da kardeşim de) uzanıyordum, ve bu cat kapı giriş beni acayip irrite etti. İkaz ettim, devam etmedi.
3- evden çalıştığım günlerde, iş içeriği sessizlik gerektiriyor, bunu bilmezlerin rağmen geldiklerinde zili çalıyorlar. Konuştum, bu defa da cat kapı gelip gitmeye başladılar.
4- kavga gürültü babamla konuştum. Sonuç "o senin kardeşin, biz napalım" minvalinde bir cevap oldu.
Bunlardan sonra, baktım çözüm yok durumu yok saymaya başladım yoksa sinir yapıyorum, huzurum kaçıyor, neyse şimdilik kalsın diye.
Kız ile de şöyle bir şeyler oldu, ilk tasindigimda: Muhtemelen evleniriz aşkım ev de hazır diye konuşuyordur kardeşim (onceki kiz arkadasindan biliyorum), ki ikisi de yirmili yaşlarının sonlarindalar ve işsizler. Neyse, geldiklerinde "bu ev de çok karanlık değil mi, zor olmuyor mu zemin kat minvalinde konuşup durdu, asabımı bozdu.
Neyse, devamına geleyim, bu defa, evin anahtarını içeride bırakmaya başladılar geldiklerinde, bu da bazen eve girmek için kapıda beklemek demek oluyor. Bu da o yok sayma halimi yine tetikledi, şimdi sinirlerim zıp zıplıyor. Sınır bozucu olan, müsamaha gösterip çözmeye çalıştıkça daha çok tepeme binmeleri, ikincisi de evden çalıştığım günlerde eve girip çıktığım olduğunda bir iki defa toplantılara geç kalmama sebep oldu bu.
Bir de, çekindiğim şöyle bir şey var, bu kız arkadaşını çok tanımıyorum da, kardeşimin önceki kız arkadaşı, kardeşimin yakın bir arkadaşına beni taciz ediyor vs diye iftira attı, iftira diyorum çünkü konu bir bakıştan çıkmış, ve gerçek olmadığı açığa çıkınca ayrıldılar kızla. Onceki kız arkadaşlarıyla da ben,er mevzular var, farklı konularda iftiralar ve kardeşimin inanıp cevresindekilerle arasını bozması. Biraz da bu yüzden, fevri davranmak da istemiyorum.
Şu an, aklıma gelen çözümler:
1- hicbir sey demeden kapı kilidini değiştirmek ve bir şey olmamış gibi yapmak.
2- babamla tekrar konuşmak ve kardeşimle konusmasini istemek, ki muhtemelen sonuçsuz kalacak...
3,4,5... önerileriniz?
Napsam bilemedim.
Neyse, tasindigimdan beri sırasıyla olanlar:
1- eve tam yerlesemedim, çünkü bir oda gayriihtiyari onların odası zaten. Bunun sonucu da, çalışma odam, yatak odam ve genel olarak her şey tek odaya tikildi. En azından yatak ve çalışma odalarını ayiramamak asabımı bozuyor.
2- birkaç defa rastgele odama girdiler (kız da kardeşim de) uzanıyordum, ve bu cat kapı giriş beni acayip irrite etti. İkaz ettim, devam etmedi.
3- evden çalıştığım günlerde, iş içeriği sessizlik gerektiriyor, bunu bilmezlerin rağmen geldiklerinde zili çalıyorlar. Konuştum, bu defa da cat kapı gelip gitmeye başladılar.
4- kavga gürültü babamla konuştum. Sonuç "o senin kardeşin, biz napalım" minvalinde bir cevap oldu.
Bunlardan sonra, baktım çözüm yok durumu yok saymaya başladım yoksa sinir yapıyorum, huzurum kaçıyor, neyse şimdilik kalsın diye.
Kız ile de şöyle bir şeyler oldu, ilk tasindigimda: Muhtemelen evleniriz aşkım ev de hazır diye konuşuyordur kardeşim (onceki kiz arkadasindan biliyorum), ki ikisi de yirmili yaşlarının sonlarindalar ve işsizler. Neyse, geldiklerinde "bu ev de çok karanlık değil mi, zor olmuyor mu zemin kat minvalinde konuşup durdu, asabımı bozdu.
Neyse, devamına geleyim, bu defa, evin anahtarını içeride bırakmaya başladılar geldiklerinde, bu da bazen eve girmek için kapıda beklemek demek oluyor. Bu da o yok sayma halimi yine tetikledi, şimdi sinirlerim zıp zıplıyor. Sınır bozucu olan, müsamaha gösterip çözmeye çalıştıkça daha çok tepeme binmeleri, ikincisi de evden çalıştığım günlerde eve girip çıktığım olduğunda bir iki defa toplantılara geç kalmama sebep oldu bu.
Bir de, çekindiğim şöyle bir şey var, bu kız arkadaşını çok tanımıyorum da, kardeşimin önceki kız arkadaşı, kardeşimin yakın bir arkadaşına beni taciz ediyor vs diye iftira attı, iftira diyorum çünkü konu bir bakıştan çıkmış, ve gerçek olmadığı açığa çıkınca ayrıldılar kızla. Onceki kız arkadaşlarıyla da ben,er mevzular var, farklı konularda iftiralar ve kardeşimin inanıp cevresindekilerle arasını bozması. Biraz da bu yüzden, fevri davranmak da istemiyorum.
Şu an, aklıma gelen çözümler:
1- hicbir sey demeden kapı kilidini değiştirmek ve bir şey olmamış gibi yapmak.
2- babamla tekrar konuşmak ve kardeşimle konusmasini istemek, ki muhtemelen sonuçsuz kalacak...
3,4,5... önerileriniz?
Napsam bilemedim.
Benimki sırayla;
Yatakta 20 dk kendimi uyanmadığıma ikna etmek
Uyandığımı anladığımda lavabo
Küçük abdesti aldıktan sonra tartılmak (2 gündür yapıyorum bunu diyette olduğum için)
Biraz su içmek
İlk sigara
Kahve pişirmek
Balkonda kahve & sigara, o esnada YouTube'dan bir video açıyorum
Bir buçuk, iki saat sürüyor bu kahve arası.
Modumu yakalamak için 2000'lerden hareketli bir Türkçe pop şarkı dinliyorum (son favorim; Gökhan Özen - Aramazsan Arama).
Günün ilk sodası
Tekrar yatağa dönüp bir beş dk daha uzanmak
Uyandığıma kesin olarak emin olup güne başlama
Sizinkiler nedir?
Teşekkürler.
Zorunlu edit: youtu.be
Yatakta 20 dk kendimi uyanmadığıma ikna etmek
Uyandığımı anladığımda lavabo
Küçük abdesti aldıktan sonra tartılmak (2 gündür yapıyorum bunu diyette olduğum için)
Biraz su içmek
İlk sigara
Kahve pişirmek
Balkonda kahve & sigara, o esnada YouTube'dan bir video açıyorum
Bir buçuk, iki saat sürüyor bu kahve arası.
Modumu yakalamak için 2000'lerden hareketli bir Türkçe pop şarkı dinliyorum (son favorim; Gökhan Özen - Aramazsan Arama).
Günün ilk sodası
Tekrar yatağa dönüp bir beş dk daha uzanmak
Uyandığıma kesin olarak emin olup güne başlama
Sizinkiler nedir?
Teşekkürler.
Zorunlu edit: youtu.be