(2) 

Sivilce tedavisi için antibiyotik kullanımı

egerbiryolcu #1611314 
Bir iki yıl önce cildiyeye gitmiştim geçmeyen sivilce izlerim için. Bana antibiyotik de vermişti ama o zaman yüzümde iltihaplı sivilceler de vardı şu an yok ama izler hep var. Ben yeni başlayacağim ilaçlari kullanmaya. Losyon, jel vs var. Antibiyotik yine de kullanmali miyim? Kullansam veya kullanmasam bu tedavi için ne olur?

Munderm jel
Sivex losyon
Zinko
Croxilex antibiyotik (iki kutu)

Bir de B12 kullanacağım bu tedaviden bağimsiz. ( Bir sorun olmaz değil mi)
(1) 

Göcek tekne turu

egerbiryolcu #1610856 
Merhaba. Göcek'te tekne turuna katılmak istiyordum grup turları olanlardan. Fakat dolmusa bindigim yerden baya mesafe varmış gocek'e. Son turlar kaçta kalkıyor eğer kacirirsam Göcek te yapabilecegim neler var ama sadece amacım tura katılmakti.
(4) 

Evelenecek birine (kadın) hediye önerisi?

egerbiryolcu #1610204 
Merak ettiğim kısım şu. Hani yemek takımıdır, nevresim vs zorunlu ihtiyaçları kendileri alıyor ya bunların dışında ne alınabilir ki ihtiyaç olmasa da her şekilde mutlu etsin veya fazlası olsa da zararı olmaz mutlu eder? Ve bazı ihtiyaçlar o kişinin zevkine çok zıt gelebilir renk desen olarak. Risksiz ama farklı bir öneriniz var mı veya genelde bunlar hediye edilir dediğiniz?

Sorarak almak istemiyorum sürpriz olsun diye.
(3) 

Sokak kedisinin tedavi durumu

egerbiryolcu #1610193 
Birkaç hafta önce bahçemizde minicik bir kedi belirdi. Kömürlük/ odunluk denilen yerin orada. Biz bunu beslemeye başladik. Zamanla alıştı ve kapalı yeri bırakıp hep açik alanda balkonun merdivenlerine çıkmaya başladı. Azıcık da büyüdü. Adını zıpır koymuştum çok minnostu kendi halinde takılıyordu başka bir dişi kedimizle kanka olmuş dibinden ayrilmiyordu. Bu süreçte ben de bağlanmış oldum.

Ama iki gün önce bu bir kaza geçirmis. Aslında kırsalda yaşıyoruz ama evimizin önünden anayol gibi olmasa da arabalar geçiyor. Orada mi oldu bilmiyorum. Arka iki ayağı sürükleniyormus. Annem dedi yemek vermeye gidince fark ettim on patileriyle koşmuş arkasını öyle görmüş. Abim bir yeri aramış gelip götürmüşler tedavi için. Bunlar yaşanırken ben sehirdisindaydim ve eve dönünce öğrendim. Dedim tekrar buraya getirsinler diye söylediniz mi abim geri getirmeyin demiş sebebi de annem zaten istemiyordu laf ederdi.
Ya dedim niye laf etsin hayvan o haldeyken en azından toparlanan kadar bakmaya devam ederdik( ben asla bırakmadım tabii de)

Neyse içime kurt düştü. gerçekten tedavi edilir mi edilirse sokağa rastgele bir yere mi bırakırlar şimdi travma yaşayacak zar zor bir yuva edinmişti öncesini de bilmiyorum bize birileri mi bıraktı gitti vs

Ama artık ulaşma imkanım var mı bilmiyorum. Daha önce başka kendimizin ishal durumu için bir yeri aramıştım saglikliysa hiç getirme burda enfeksiyonlu kedilerin arasına bırakılır ölür demişti. O yüzden için hiç rahat değil.
(5) 

Cupcut ile oluşturduğum masal videosu nasıl olmuş?

egerbiryolcu #1609759 
Geçenlerde bir soru sormuştum aklımda böyle bir proje var diye. Şimdiki teknolojiye yapılan videolara göre belki basit gelecek ama hem ben bu tarzı çok sevdim hem de YouTube çocuk kanalları gerçekten çok alengirli geliyor. O yüzden neden böyle farklı ve sade bir şey (çok orneği var mı bilmiyorum bir iki kanalda gördüm benzer konsept) olmasın ki diye düşündüm.
Eleştirilerinize açığım bu yüzden paylaşiyorum. Belirtmek istediğim şey bu video henüz bitmedi ekleyeceğim çikartacağim efektler olacak.


youtube.com
(6) 

Kendime çok mu yükleniyorum yoksa artık herkesin normali mi böyle?

egerbiryolcu #1609754 
Yıllarca kpss ye girdim atanamadım. Kontenjana girdiğim yıl ise pandemiye denk geldi karma atama azizliğine uğradım ve bu noktada pes ettim.

Bu esnada yaklaşık altı yıldır çalışma hayatım da vardı ve alanım olmayan o işi artık çok benimsemistim hatta imreniyordum insanlara keşke asıl mesleğim benim de bu olsaydı diye. Ve yks'ye girdim. O bölümü kazandım. 33 yaşında ikinci örgün üniversitemi okuyacaktım.

Tam tercih döneminde canım babamın hastane süreci başladı. Henüz teşhis konulmamıştı kötü bir şey yok gibiydi ama nolur nolmaz aklım evde kalmasın diye yaşadığım şehirdeki okulu tercih ettim ve orayı kazandım.

Okula başladim. Babamın hastalığına da beş alti ay sonra teşhis konulabildi. Tanısı mds idi. Babamın yaşi 79. Ben elimden geleni yapmaya çalıştım kan arama kan bulma babama refakat etme vs evde psikolojik destek olma. Babam ilk zamanlar gerçekten gayet iyiydi. Kan transferinden sonra iyi toparlanmış enerjik oluyordu. Fakat zamanla yetmemeye başladi. Hastaneye gidip tekerlekli sandalye bulunca çok seviniyorduk mesela..bulamazsak baya yorulur hale gelmişti. Babam da aşiri düşünceli biri çok fedakar. Hasta halinde bile bana hep baskı yaptı okuluna git dersine git ben kendim giderim vs ama tabi yalnız birakmadim bugün ders yok deyip bir şekilde okulu da idare ettim. Bu süreçte aile üyelerimizden birini yok farzedin. Hastane doktor araştırma kan bağışçısı arama her şeyle ben ilgileniyordum. Bir süre sonra sadece kan bulmaya odaklanır oldum çünkü en acil ihtiyacımız oydu. Ve kırsalda oturuyoruz doktor doktor hastane hastane goturemedm babamı. Takibi olan hastaneye guvenmistik. Gerçekten personel de çok iyiydi babam kanka olmuştu ordakilerle bilmiyorum moral açısından belki zaten gorevleriydi ama gerçekten babam kendini sevdiren biridir.

Zamanla ilaç tedavisi işe yaramadı ve kemoterapi kaldı geriye tek seçenek. İlk bir beş on gün hiç yan etki olmadi neredeyse. Ve ben nasıl mutluyum. Hep öyle gidecek zannettim. Bünyesine ağir gelmedi zannettim. Ne olduysa aniden bir şeyler ters gitmeye başladi. Mesela bir gün hastaneye giderken otobüse biner binmez çok kötü mide bulantısı yaşadı. Güç bela hastaneye vardik. Tuvalete gidiyor dönüyor tejrar mide bulantısı. Doktora nasıl cikardigimi bilmiyorum bile. Hayatımda en çaresiz hissettiğim gündür. Hastane içinde çaresiz kalmak. Doktora anlatıyorum diyor ki kemoterapi yan etkisi. Normal bunlar demeye getiriyor. Ben yatiş verilir diye düşünürken. Güç bela tekrar eve dönüyoruz. İki adım atamıyor adam. Hemen oturma ihtiyacı. Şimdi dönüp baktığımda kendime çok kızıyorum niye hastaneyi yikmadim o gün neden hastanede tedavisine başlansın vs diye olay çıkarmadım. Ama artık ben de sağlıklı dusunemiyordum sanırım. Dediğim gibi kan bulmak nasıl zordu. Kesin verir dediğim kişiler bile kaçar davranıyordu ve psikolojik olarak iyice yipraniyordum. Babam da hayat dolu yaşama sevinci olan bir adam. Uzaklara dalıp ne düşündüğünü bildiğim için her şey çok agirlaamisti.

Sonra bir gün idrar kaçırmaya başladı bu ilk defa oluyordu. Ben yarın hastaneye gittiğimizde bez alırız artık vs diye düşündüm. Sabah bir kalktim gördüm ki çok kaskatı bir şekilde uyuyor onu öyle görünce hemen ambulansı aradım. Anneme dedim muhtemelen bugün yatiş verilir kalmalik eşya aldık yanımıza annemi almadilar bir kişi gelebilir dediler.

Hastaneye gittik. Buradan itibaren benim için çok ağır bir süreç oldu.detaylara girmeyeceğim sonuç olarak ertesi sabah eve babamın cenazesini getirdim...


Babama çok duskundum çok seviyordum onu. Hiçbir hastalığı yokken seksen yaşında elli yaşında biri gibi görünen hep bizim için çabalayan kendinden feragat eden babam belki de ilk defa bize ihtiyaç duydu ve ben onu kurtaramadim. Hep kendimi suçladim. aradan bir yıl geçti hala kabullenemiyorum. Hayata devam ediyorum ama patlamaların yaşıyorum tabii ki. Hala videolarini açıp izleyebilmis değilim. İlk zamanlar mezarına sık giderdim. Bir gün onu orada görmek çok ağrıma gitti konduramadim ve artık gitmeye cesaret edemiyorum yanlış olduğunu da biliyorum ama sanki gitmeyince bunlari dusunmeyince o yaşıyormuş gibi bir savunma mekanizması oluşturdum sanırım. Sonra tabii hep tv izledigi koltuğa bir bakmak bile yerle bir ediyor insanı.

Babami kaybettiğimiz zamanlar üniversitenin final zamanlarina yakındı. Okulu dondurma luksum yoktu. Hem artık sorumluluğum daha fazla anneme karşi hem de okul yüzde elli burslu özel okuldu. Artık hayata daha çabuk atilmam maddiyati toparlamam gereken zamanlara girdim. o acıyla odevlerle finallerle uğraştım. Hayat durmuyor en acı tecrubelerimeen biri budur.

Sonrasında ise bu defa yaz okulu almam gerekiyordu. Birkaç ders kendi okulumdan aldım. İhtiyacım olan yani okulun uzamamasi için en gerekli ders ise bana on ıki saat mesafede başka şehirde buldum. İki okulda da devamsızlık risk olduğu için ders günleri de peşpeşe olduğu için On saat yolculuk yapıp derse girip akşamına geri binip sabah kendi okulumdaki derse giriyordum. Yaklaşık beş hafta böyle yorucu bir süreç yaşadım.

Bir şekilde atlattım. Bu yıl ise son senemdi. Okula devam ederken hiç aklimda yokken evime yakın bir yerde çok uygun bir iş ilanı karşima çıkınca maddi olarak ihtiyacım da olunca çalismaya karar verdim. dört gün işe gidip haftada bir gün ise staja gittim. Derslere haliyle girememiş oldum. Bir arkadasim yardımcı oldu sağ olsun. Ama bu defa çalistigim yerde mobinge uğradım. Çünkü staj iznim vardı ve bu yüzden haftada bir gün gitmeyisimi dert eden biri vardı ve haksızlığa ugradigim bir konu olmuştu karşı ciktigim için de iyice mimlenmis oldum tüm yıl da böyle diken üstünde her an birinden bir laf isiticem stresiyle geçti. Üstelik benden memnun olduğu halde bunlar yaşatildi. Ama bir defa girmiş olmuştum ve önümde yaklaşık elli bin maliyetli bir yaz okulu daha olacaktı. Mecbur devam ettim çıkamadim. Ama gerçekten kaldıramıyordum psikolojik olarak.
Babam bu arada asla çalistirmazdi hem okul hem iş çok yorulursun diye ...

Neyse...
Bir de ayrıca başka bir kuruma daha gidiyordum haftasonu. O da dersimiz içindi. Stajdan ayriydi. Okul, kurum, staj... Hepsi de ayrı ayrı uzaklıkta ve hepsiyle de bir şekilde sorun yaşadim. İnsanlar hayatımda ilk defa bu kadar üstüme gelmistir. Bir yandan ev de var tabii. Bir gün gidiyorum eve elektrigimiz kesilcekmiş üstüne al diyorlar bir gun gidiyorum telefonum hattim kapandı üstüne al bir gün gidiyorum beyaz eşya bozulmuş tamirci çağır bir gün gidiyorum başka şey ... Ve hepsi gerçekten üst üste geliyordu. Evin tek çocuğu değilim ama tekmişim gibi farzedin siz.

Bu süreçte ilk defa memleketteki, teyzelerimin bakımını sağladığı anneannem de bize getirildi. Yaklaşik altı aydır bakıyoruz. Öncelikle o kadar minnoş tatlı bir şey ki çok bağlandım çok alıştım ona. Evin yeni bir neşe kaynaği oldu resmen. Hatta mahallemizde bile popüler oldu kadın:) bir gören defalarca ziyaretine geliyor. Vakit geçirmeye doyamiyor. Ama işte ufak bir sıkıntısı var yaşindan (95) ve psikolojik durumlardan dolayı inanilmaz kızlarına bağımlı. Yani ona kim baksa o kızı yaninda olsun istiyor. Yanında olmaktan kastım bulaşık yıkamak, tuvalete gitmek gibi rutinlere bile karşı çıkacak vaziyette. Eğer beş dakika yalnız kalacak olursa korkudan ölecekmis gibi sesleniyor. Annem bir yere gidince evde olduğum sürece ben kalıyorum yanında. Markete gitti diyelim bir saat sabediyor daha sonra bana ısrarlara başliyor anneni ara gelsin diye. İşte bu sebeplerden annemle dönüşümlü birbirimizi idare ede ede anneannemi de idare ediyoruz ama gerçekten bazen çok sabırlı olmamız gerekiyor isyan etmemek icin. Çünkü hafızası yerinde çok zeki her şeyi anlıyor ama tabii ki elinde olmayan bir şey diye elimizden bir şey gelmiyor.

son olarak da tekrar bir yaz okulu sürecim var bu yaz. Okul bitecek artık. Geçen yılki süreci tekrar yaşıyorum yine aynı şehirde bulabildim son dersimi bunu bulmak da ayrı bir mesele oldu iki ay araştirdim tesadüfen son günlerde rast geldim. Şimdi tekrar beş haftalık bir günlük git gel sürecim olacak. Dün mesela gittim akşam buradan binip. On iki saat yolculuk yapıp altı saat derste kaldım. Evdeki durumlardan dolayı annemi ve anneannemi yalnız birakmamak için bir gece dahi yurtta kalamiyorum. Sadece iki saat dinlenip tekrar akşam otobüse binip yine on iki saat yolculktan sonra bu sabah evime döndüm. Nasıl yorulmussam artık hucrelerime kadar ağrıyor ev de psikolojimi olumsuz tetikledi. Annem çok yorgundu ben tam uyuyorum anneannem sesleniyor yüksek sesle vs bir saat uyuyamadım bile. Annem de yorulmuş belli vurgulayıp duruyor. Bu defa ihtiyacım olan uykuya bile hakkim yokmuş gibi hissediyorum.

Bazen bu kadar şeyi düşünüp düşünüp ruhen veya bedenen bir yerden acısı cikacak mi deyip duruyorum kendi kendime. Bazen de diyorum insanlar hem acılarıyla baş ediyor hem evlenip çocuk yapıyor hem de kariyerinde nerelere geliyor. Ne bu mizmizlik diyorum ama gerçekten artık çok yiprandigimi hissediyorum:( hayal ettiğim planladığım çok şey vardı ama ilgilenecek ne vaktim var ne enerjim.

( Belki okula neden uçakla gitmiyorsun diye eleştiri gelebilir. Uçağin uymadiği bir kaç durum var)

Myelodisplastik sendrom

egerbiryolcu #1609121 
Bu tanıyı almış 80'li yaşlarda birinin tedaviye yanıt oranı nedir? (İlaç fayda etmedi tek seçenek kemoterapi diye biliyorum, beyaz kan takviyesi de işe yaramamaya başliyor)
(6) 

Chatgbt pro üyelikte görsel limit var mı?

egerbiryolcu #1609018 
En fazla kaç tane görsel oluşturuluyor
(6) 

Muğla rotası oluşturma

egerbiryolcu #1608935 
Yakın zamanda muğla'ya gideceğim..dört beş gün merkez Menteşe tarafında kalacağım. Her güne bir yer olarak ve otogardan ulaşım sağlayacağım da düşünülürse nereleri önerirsiniz. Hem mutlaka gör hem çok zamanını almaz vs dediğiniz? Daha önce yakın diye akyakaya gitmiştim. Sadece tekne turu içimde ukde kalmıştı saatini kaçirdim diye. Onun dışında aklımda olan yerler datça, köyceğiz vs dediğim gibi arabam olmayacak hem deniz hem sokak gezmesi hem antik yerler üç konsepte de tamamım.
(5) 

youtube kanalı için böyle bir proje nasıl olur

egerbiryolcu #1608934 
daha çok hobi amaçlı bir kanal fikri düşündüm. çocuklar için hikaye ve masalların fotoğraflarını/çizimlerini cupcut gibi programlarla efectler ekleyerek video oluşturacağım. üç farklı video konsepti düşündüm. örneğin her hafta bu üç videoyu da paylaşacağım. edit, efekt konularında profesyonel değilim ama çok eğleniyorum hazırlarken, bir yandan daha profesyonel uygulamaları da öğrenmeye çalışırım diye düşündüm. her ne kadar çocuklarla ilgili gibi olsa da youtube kids olarak açmak istemiyorum o konuda bir sorun yaşar mıyım, çünkü videolarımdan biri mesela masalın şu sahnesinde zıplama efectini nasıl yaptım gibi eğitici ve yetişkinlere yönelik bir bölüm de olacak.

evet youtubeda binlerce çizgi film kanalı var ama onlar bana çok hareketli çok karmaşık geliyor. benim düşündüğüm konsept sabit fotoğrafları efektler aracılığı ile hareketlendirmek, ve ses, görsel efectlerle her detaya daha dikkat çekerek, uyum sağlayarak elimden geldiğince kaliteli içerik oluşturmak olacak. öncelikle fikir nasıl, cupcut pro uygulaması yeterli olur mu, seslendirme olarak da yapay zeka önerir misiniz yoksa bir şekilde çevremden seslendirme yapmaya uygun biri ile mi çalışmalıyım? (kendi sesim hiç akıcı ve uygun değil)

bu arada böyle bir proje fikrine sıcak bakmadan önce örnek dört beş tane video oluşturmuştum çok zamanımı almıştı ama sonuçlar çok içime sinmişti. ama seslendirme kısmı da bir arkadaşıma aitti.
1

mobil görünümden çık