(1) 

tenisseverler: 3-5 yıla patlamasını beklediğiniz genç yetenekler var mı?

mark greg sputnik #1559688 
tenisi çok severim ama grand slam'ler haricinde (hatta bazen o zaman bile) takip edemiyorum eskisi gibi. roland garros'un son birkaç gününü izledim, geçmişe gittim, duygulandım. değişik değişik bissürü çocuk adam çıkmış piyasaya, tanımıyom etmiyom.

size sormak istediğim, kadınlarda veya erkeklerde önümüzdeki yıllarda adından söz ettirmesini beklediğiniz wonderkid var mı hiç? yalnız mümkünse şu an ilk 100 ve hatta 200 dışında olsun, yani genç diye urfaspor'a messi'yi öneren fm scout'u gibi "hocam alcaraz diye bi tenisçi buldum süper" demeyin plz. dino prizmic mesela ilgimi çekti, bu reyizi yakın takibe alabilirim.
(2) 

ispanyolca için basılı kaynak önerir misiniz

mark greg sputnik #1558979 
türkiye'de bulabileceğim ve mümkünse internetten sipariş edebileceğim, "denendi onaylandı" yahut en azından "bizim emmoğlu bununla ispanyolca öğrendi" diyebileceğiniz bir kitap. gramer ağırlıklı olması ve pratikler içermesi tercihim. gramer severim zaten, yağdırsın grameri sorun yok. ıncığını cıncığını anlatsın.

normalde ingilizce üzerinden çalışıyorum ama dijital olunca verim alamıyorum. önüme kitabı alıp otursam daha iyi olacak sanki. pdf'i bastırınca da aynı tadı vermiyor, cinsim biraz o konuda. o açıdan ingilizce yazılmış kitap da olur ama çok sanmıyorum buralarda olduğunu.
(3) 

üniversite düzeyinde amerikan futbolunun bu kadar yaygın olması

mark greg sputnik #1558718 
neden? en az 10-12 üniversitenin takımı var mesela ki bunlar alt seviye. direkt süper lig, 1. lig filan da var. ucuz ve kolay erişilebilir desem öyle de değil ekipmanı pahalı, sahası farklı (gerçi futbol sahası kullanılabiliyordur muhtemelen). benim birader de heves etti bizim okulun takımına girmek için, anladığım kadarıyla bayağı komünitesi de olan bi oyun.

derdim sporun kendisiyle değil, yakından takip etmemekle beraber superbowl'u filan izlerim, kurallarını az çok bilirim ama çok daha yaygın ve kolay erişilebilir sporlar varken amerikan futbolunun bu kadar popüler olması enteresan geliyor bana. neblim hiç üniye başlayan adamın basket takımına girdiğini görmüyorum. keza futbol veya hentbol, voleybol... buz hokeyini saymıyorum hadi o cidden maliyetli bir spor, kolay değil tutması.
(4) 

oy kullanmamak ve asker kaçağı olma durumu

mark greg sputnik #1558450 
oy kullanmayanlarla ilgili yorumlarda bu ifadeye rastlıyorum hep. işte hastası var, yaşlısı var, asker kaçağı olduğu için gitmeyenler var şeklinde. ben zamanında bıraktığım okulun mezun göstermesi sebebiyle, yanlışlıkla kaçak durumuna düşmüştüm. bundan aylar sonra, şehirlerarası otobüs yolculuğundaki gbt kontrolüyle haberim oldu.

asker kaçağı olan biri neden bu sebeple oy kullanmaya gitmesin ki, kimse gbt kontrolü yapmıyor. benim kaçırdığım bir detay mı var? hani müşahitlerin yetkisi var diyeceğim ama ben elektronik cihaz bile görmedim, seçmen listesinden adını bulup imza atacağın yeri hazırlıyorlar sadece. nerden bakacak ki kaçak olduğuna?
(6) 

2000'lerin başında türk basketbolunu takip edenlere bir sorum olacak

mark greg sputnik #1557876 
94 doğumluyum. çocukken basketbol delisiydim, o zaman lig maçları açık kanalda olduğu için de hep izlerdim. şimdi aklıma geldi, o dönemlerde sanki "normal sezondaki iki maçı da kazanan takım, olası play-off eşleşmesine 1-0 önde başlar" gibi bir kural vardı... emin değilim ama. doğru mu hatırlıyorum? eğer öyle hatırlıyorsam saha avantajı ve fikstür nasıl oluyordu mesela? bu bahsettiğim aralık 2000-2008 arası herhangi bir zamandan olabilir. böyle bi şey var mıydı yoksa ben mi uyduruyorum?
(5) 

sigarayı bırakma ilaçları

mark greg sputnik #1557659 
merhaba,

bunları parasını verip eczaneden alabiliyor muyuz? öyleyse fiyatları nasıl, sizin öneriniz var mı deneyip memnun kaldığınız? reçete gerekiyorsa eğer hangi branşa gitmek gerekiyor?

3-4 yıl önce konusu geçtiğinde duyurudan birisi sağolsun kendi kullanmadığı sakızları göndermişti. gerçekten saçma derecede kolay bir şekilde bırakmıştım ben onlarla. isteği ciddi ölçüde kesmişti.

daha önce iki kez bir yıla yakın süreler bıraktım ve hem sakızlı hem aniden kesip hiçbir desteğe başvurmadığım süreç hiç fena olmadı ama şu an yapamıyorum, neden bilmiyorum. çok daha kötü hissediyorum, 2-3 saat ötesine geçme fikri bile aşırı korkunç geliyor. tek başıma beceremeyeceğim gibi. üzerime ilaç atın plz.
(1) 

google chrome başlangıç sayfası değişmiş, kaldıramıyorum da

mark greg sputnik #1557648 
erkek kardeşime sınavda kullanması için sadece bir gün vermiştim bilgisayarı. kendisi "ben bir şey yapmadım" diyor ki zaten bilgisayar işlerini benden daha iyi bilir ama o yapmadıysa ne oldu anlamıyorum.

joygames diye bir site olmuş başlangıç sayfası. kaldırmaya çalıştığımda ise "tarayıcınız kuruluşunuz tarafından yönetilmektedir" diyerek engelliyor.

ben bunu ilk kez erasmus'ta fark etmiştim. yurdun ağına bağlandığım için öyledir diye düşündüm. hala öyle görünüyor ve bazı değişiklikleri yapamıyorum. gerçek anlamda kuruluşa filan da bağlı değilim, evde oturuyom.

bu başlangıç sayfasını nasıl değiştiririm veya kuruluş tarafından yönetilme olayını nasıl sonlandırırım? tarayıcıyı ele geçirdiler de yıllardır mal gibi kullanıyoz mu öyle yoksa?
(3) 

turknet modem iade ederken diğer iki cihazı da veriyor muyuz?

mark greg sputnik #1557269 
yarın evi boşaltıyorum, anca aklıma geldi. malum bu arkadaşlara telefondan ulaşılamıyor, destek kaydı açıp sormak istedim ama hata verip duruyor. ben modemi kendilerinden ödünç almıştım, hizmet bitiminde geri verecek şekilde. bunlar duvara bir tane minik cihaz yapıştırdı, bir diğer minnak oğlan da modeme bağlı. açıkçası ne işe yaradıklarını bilmiyorum, ilk kez gördüm jdfjdfk.

gece nöbeti sona erdi, cihazı turknet'e geri teslim ediyoruz, modemin yanında bu ikisini de koyacak mıyız? nette biraz baktım da "hayır sadece modem yeterli" diyenler olmuş. bilemedim.
(2) 

sodexo'daki parayı nakde çevirme yöntemi - beyin fırtınası yapalım

mark greg sputnik #1557096 
arkadaşlar selam,

bir arkadaşım yurtdışında yüksek lisans hazırlığında ve sodexo kartında 8 bin liradan fazla para var. kendisi bunu kullanmıyor. nakde çevirmek ve dövizde tutmak istiyor haliyle. yalnız şirket sadece restoranlarda geçerli olacak şekilde vermiş kartı. marketler bildiğim kadarıyla komisyon karşılığı yapıyor bu işi ama sanırım restoranlar yapmıyor. öncelikle yaparlar mı, bu konuda bilginiz var mı onu sorayım.

sonralıkla bu parayı nakde çevirmek için başka neler düşünebiliriz, aklınıza bir şey geliyor mu? ben mesela kardeşimle beraber yemek siparişlerimi sodexolu yerlerden vereyim dedim, hani onun kartından alıp kendisine para verelim ama o şekilde yeterli olmayacak. ikimiz bir ayda taş çatlasa 2 bin lira sipariş veririz ki şu ara o da pek mümkün değil.

böyle 5-6 madıfakır bulsak aslında kartı kısa sürede patlatmak mümkün olur ama işte benim hiç öyle tanıdığım, güvenebileceğim biri yok. yani adama derim, sodexo'dan yer yemeği, parasını göndermez filan. o sorun.

aklınıza gelen yöntem var mı?
(3) 

ankara'da uygun fiyata bavul alınabilecek yer önerisi

mark greg sputnik #1556845 
var mıdır?

yani şu an zaten büyükçe bir bavula gerekiyorsa 1000+ lira da veririm bavulcular duymasın ama ucuz yollu bi şeyler denk getirebilirsem güzel olur. bayağı kallavi bir tane ya da iki taneye ihtiyacım olabilir. bu meret gerçekten pahalı. aslında sadece bir seferlik idare etse bile yetecek, o açıdan çok kaliteli bir ürün aramıyorum. istanbul'da mesela laleli'de şov yapardım ama ankara'da o tarz yer var mı bilmiyorum. nerelere gidem?
(3) 

taksim'in renkli siması cenk (buse) abiye niye kimse sahip çıkmadı?

mark greg sputnik #1556665 
malumunuz özellikle son yıllarda sosyal medyanın etkisiyle bu tarz insanlara kol kanat gerenler oldu. aklıma gelen en yakın örnek cihangir reyizle bir milyoncu mehmet. detaylarına vakıf değilim ama sanırım o civardaki esnaf filan sahip çıkıyor, yerine göre oturup karşılıklı aşık atışması bile yapıyorlar.

lubunya reyiz ise gözümüzün önünde eriyip gitti adeta. 10-15 yıl önce çok daha iyi durumdaydı bu adam. anlattıklarının ne kadarı gerçek orasını bilemiyorum tabii ama üzerine düşülse, tedavi görse filan bu kadar kötü olmazdı sanki. videolarını çekip yayınladılar, üzerinden bissürü prim yaptılar... kimse sahip çıkmadı mı bu adama? çıktılar da kendi mi istemedi ne biliyim?

adam korkunç hale gelmiş, konuştuğunda gözlerindeki korkuyu ve acıyı görüyoruz artık. eskiden saçmasapan konuşurdu gülüp geçerdik de son zamanlarda belli ki kötülemiş durumu. bu adamı niye kimse arkadaş bellemedi yahu, erkeksi lezbiyen diye mi? yoksa istanbul'un zalımeyliği mi?

lan şu gün ben kafayı yesem bütün ankara seferber olur arpamı suyumu vermek için. şu adam koskoca istanbul'da gözümüzün önünde eriyip gitti resmen. durduk yere içime dert oldu.
(6) 

tang, nazo gibi tozlu içecekler artık yok mu?

mark greg sputnik #1556594 
belki çocukluk nostaljisi bilmiyorum ama bazen canım acayip çekiyor bunları. türkiye'de zaten içecek konusunda çeşit pek az. kola, fanta, gazoz, şurup gibi tadan tuhaf mavili-pembeli bazı şeyler vs... bazen buz gibi suya tang yapıp içeyim diyorum amma lakin ki öyle değildir.

bu tarz tozu dök karıştır içecek yok mu artık? ben ne online marketlerde ne de süpermarketlerde görebildim. sektör bitti mi?
(4) 

seçimle ilgili kocaeli milletvekili sorusu

mark greg sputnik #1556515 
malum asıl olay cumhurbaşkanlığı olduğu için ben diğer kısmı tamamen unuttum. ikametgah adresim kocaeli. son günlerde "tip'e versem boşa gider mi?" tarzı tartışmalar gördüğüm için merak ettim. kocaeli için durum nedir? herkes kendi adayıyla mı girdi? akp'ye karşı en güçlü aday kim olarak görünüyor şu an için şehirde? kimseyle siyasi tartışmaya girmek niyetinde değilim, ben kendi adıma yıllardır "bu ülkenin seçimle yönetim değiştirilebildiğini, demokrasinin varlığını hatırlaması lazım" diyen birisiyim, o yüzden stratejik kullanacağım. karşılarındaki en güçlü aday %3 oyuyla turşu bidonu olsa onları seçerim. bu noktada İYİP mi daha güçlü CHP mi acaba? büyükşehri en son CHP almıştı diye hatırlıyorum, o yüzden sanki onlar daha mantıklı ama adayları pek tanımıyorum işin açığı.
(5) 

vücut geliştirme ve sağlık konusu

mark greg sputnik #1556344 
şimdi haftanın 5 günü spor salonuna giden, yediğine içtiğine dikkat eden adam tabii ki cips yiyen obezden iyi durumdadır muhtemelen. mevzu o değil. merak ettiğim şu: steroid filan basmadığı takdirde AMATÖR OLARAK vücut geliştiren kişiler genel olarak standart vatandaştan daha sağlıklı mı?

bunu şu yüzden soruyorum: konu ne zaman beslenmeye gelse özellikle bulking dönemi için paso pirinç pilavı-tavuk göğsü görüyorum. tamamen kasları geliştirmeye ve büyütmeye yönelik bir beslenme anlayışı da çok sağlıklı olmazmış gibime geliyor.

fiziksel estetik ve sağlık anlamında en dengeli spor türü nedir sizce? yani yogasından tutun kalisteniğine "dur la spor yapam" diyen insanın tercih edebileceği bir milyon tane şey var ama atıyorum sağlıklı kabul edilen akdeniz diyetinin ihtiyaçları karşılamayacağı disiplinler söz konusu.

müsabık olma niyeti olmayan fakat "sıradan vatandaş"tan farkı olsun isteyen insanın seçebileceği en güzel yol sizce ne olur? bu tabii ki kişinin isteğine, beklentisine bağlı farkındayım; powerlifting seven adamla halı saha tercih eden insanın yönelimi aynı olmaz ama genel olarak soruyorum.

ben vücut geliştirmeyi teorik bilgi olarak severim vücudu tanıma konusunda, kendim gtüm yiyip de ağırlığın altına girmiş birisi değilim. bu anlamda müziğini de sevdiğim için mesela roger baptist abiyi severim ama herif kaslı maslı olsa da daha 60'ına gelmeden 75'lik dedeler gibi duruyor misal. ha onun kendi tercihidir, kaslı ve büyük görünmeyi tercih etmiştir o ayrı mesele ama neblim kaslı, güçlü, yakışıklı, ayu gibi olayım fakat aynı zamanda sağlığımdan ödün vermeyeyim diyen biri için ne daha iyi misal?

bu arada tekrar altını çizerek söylemek istiyorum ki ben burada "farklılık" yaratmaktan söz ediyorum. yani evet sağlıklı yağ-karb, bolca protein, fiziksel aktivite vs. vücuduna yapabileceğin en iyi şey budur ama bu seni sağlıklı yapar, farklı yapmaz. atıyorum powerlifter ya da kalistenikçi adamla aynı düzeyde olmasın. ben ondan bahsediyorum.
(3) 

kredi ve kredi kartı tuhaflığı

mark greg sputnik #1555883 
bugün sırf verecek mi diye merak ettiğimden enpara'ya 2000 lira kredi başvurusunda bulundum. vermedi. kredi kartı istedim. 30 BİN LİRA LİMİTLİ kartı onayladıklarına dair mesaj geldi. benim 6 bin lira limitli bir başka kartım var ki ben şu an öğrenciyim, aylık kılçıksız gelirim de 6-7 bin lira filan. kendi işim var ama başvurularda işyeri adresi olarak sadece ilçe yazıyorum hani detay bile vermiyorum.

bu son yılların politikası mı? kredi kartı verelim, patlatırlarsa patlatsınlar, nasılsa kendileri ödeyecek diye? çünkü hatırlıyorum 10 sene kadar önce gelire bağlıydı bu. 1000 lira maaşı olan adamın her biri 3 bin lira limitli üç tane kartı olamıyordu.

ben bunu zaten kullanmam tövbe estf geldiği gibi ya limit düşürür ya da kırar atarım, ortalama gelirimin nerdeyse beş katı limit var. manyaklık.

bana 24 ay vadeyle 2000 liracık vermeyen banka neyime güveniyor da her ay 30 bin liraya kadar delebileceğim kart veriyor? valla arayıp "siz napıyosunuz lan manyak mısınız" diye sorasım geldi, çok acayip değil mi bu?
(8) 

alkol toleransı hk

mark greg sputnik #1555701 
merak ettiğim ve anlaşılabilir sebeplerden dolayı kendi üzerimde denemeyi hiç istemediğim bir şey var. şimdi malum alkol, vücudun tolerans geliştirdiği bir şey. hiç içmeyen iki birada yamuluyor, alışık veya şüşko olan 10 birada devrilmiyor vs...

merak ettiğim şu: bir insanın 70'lik vodka devirip etkilenmeyecek toleransa ulaşması fiziksel olarak mümkün mü? yoksa o aşamaya gelene kadar ölür mü insan?

neden aklıma takıldı: görüyorum mesela adam alkolik, gerçekten alkol tüketmeden fonksiyonu yok, ciddi sorun haline gelmiş. ama bu insan bile sürekli sarhoş geziyor. yani uyuşturucu gibi "artık bu yetmiyor, daha fazlasını içmem lazım" durumu pek yok. yerine göre 3-5 bira içince bile sapıtıyor.

bu toleransın bir sınırı var mı insan vücudu için? neblim bi' 35'liği fondip yaptıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eden birini gördünüz mü örneğin?
(10) 

bakırköy'e kapatma mevzuları (psikiyatri-psikoloji)

mark greg sputnik #1555560 
iyi akşamlar,

ülkemizde bu olay nasıl işliyor? belli bir kanunu, yolu yordamı var mı? ben özel kliniğe gidiyorum mesela. söyleyeceğim herhangi bir şey halk arasında bilinen adıyla "akıl hastanesi"ne yatırılmama sebep olabilir mi? olursa nasıl olur? gittiğim yer basbayağı ofis çünkü yani kapısında polis bekleyecek hali yok. prosedür nasıl işliyor?

mesela yabancı bir tanıdığa sordum, onun iki günlük tecrübesi var. zamanında intihar etmeye kalktığı için gelip almışlar. onunki intihar girişimi ama. arkadaşının ihbarı sonucunda iş üstünde yakalayıp direkt hastaneye götürmüşler. hem ülke hem de olay farklı.

bizde nasıl oluyor bu? speedy mustafa gibi "BANA NUTELLA ATTILAR, BEN BIÇAK ATTIM" diye kudursam misal süreç nasıl işliyor?

tamamen merakımdan soruyorum bu arada kendimi ya da başkasını öldürmek gibi bir niyetim yok. terapiste de sorarım ama zaten vaktimiz kısıtlı o kadar para veriyoruz, oradan yemek istemiyorum.
(12) 

türkiye'de ziyaret etmeye değer mezarlık var mı?

mark greg sputnik #1555555 
"ne alaka" diyenler olabilir. zamanında arkadaşımla lviv'deki liçakiv mezarlığını ziyaret etme şansımız olmuştu ki yolu düşen herkese tavsiye ederim. bakın ben inançsız insanım. oraya gidene kadar affedersiniz gtümüz çıktı bizim, ayakta duramıyorduk. kapısına kadar geldik, büfeden kahve aldık, "geri dönsek mi" diye düşündük; hani daha içeri girip gezmesi ve geri dönmesi imkansız geliyordu.

yalnız oraya girince öyle rahatladık ki resmen ruh olup uçtuk. arkadaşım da aynı fikirde. hani yalnız olsam diyeceğim ben çok sapıttım ama yok. ki kendisi bana kıyasla çok daha rasyonel, makul, dengeli birisidir. oradaki hikayeleri okumak, o kadar "ölü"nün arasında saatlerce dolaşmak yıllar sonra bile asla unutamadığım, müthiş etkili bir anı olarak kaldı aklımda.

benzer tarzda türkiye'de gidilip görülebilecek mezarlık yahut şehitlik öneriniz var mı? ben işin tamamen "ölümlü" olduğunu hatırlama, hafifleme, mental öğrenme kısmındayım bu arada. kimin yattığı önemli değil. ha orada hikayeleri, fotoğrafları varsa daha iyi elbette. o daha yardımcı oluyor.

bizim mezarlıklarımız inanılmaz iç boğucu maalesef, özensiz. ama güzelleri de vardır herhalde. nerede onlar?
(1) 

ankara üniversitesi'nde vizesine girilmeyen dersin finaline

mark greg sputnik #1555460 
girilebiliyor mu lisans için? yönetmeliğe baktım ki farklı sebeplerle zaten aşinayım kendisine maalesef ama bununla ilgili net bir şey göremedim açıkçası.

bizim okulda vize yüzde 30, final 80 öneme sahip. evet yüzde 110. yani gereken notu finalde alamasan bütte alırsın o yüzden şansımı denemek istiyorum. öyle bi şansım yoksa hiç zorlamayayım djfd
(1) 

şu kesit bir şarkıdan mı? öyleyse bulabilir miyiz? özellikle björk'çüler

mark greg sputnik #1555192 
arkadaşlar björk muhipleri cemiyeti bilir belki ricardo lopez denen manyağı. onun son videosunda arkada böyle tırıtım tıs tak giden çok güzel bir melodi var. shazam bulamadı. björk şarkısı mı? öyleyse hangisi? buldurabilir misiniz?

archive.org (hassas içerik sona doğru)

burada 9'uncu dakika, 30'uncu saniyeye alabilirsiniz. oradan itibaren çalan tıstık tıstık şarkı. björk'ün mü?

edit: sanki onun ya. sesini çok benzettim ben ama kendisini dinlemişliğim pek yok.
(2) 

edgar allan poe & stephen king

mark greg sputnik #1554807 
epic rap battles'ı görünce aklıma geldi.

poe okuduysam bile hatırlamıyorum. niyetim vardı hep aslında ama nereden başlasam bilmiyorum. türkçe çevirisini beğendiğiniz, önerebileceğiniz eserleri hangisi? bir de asıl merak ettiğim... bu abinin yazılarının insana havale geçirmiş gibi hissettirdiğini biliyorum. psikolojik olarak çok iyi bir noktada değilken okusak etkiler mi, çok üzülür müyüz?

ikinci olarak stephen king önerir misiniz? ben açıkçası "ürün" gibi kitap çıkaran yazarlara pek sıcak bakmıyorum ama habire klasik filan da bir yere kadar işin açığı, bazen akıp giden kolay kitaplar güzel oluyor. onun önerebileceğiniz bir romanı/serisi vs. var mı? açıkçası polisiye, paranormal olaylar vs. çok ilgimi çekmiyor ama dediğim gibi bazen gerçeğin dışına çıkmayı seviyorum, hikaye tutarlı ve ölçülü olduğu sürece fark etmez. GEYM OF TIRONIZ'ı çok sevmiştim mesela son birkaç sezon hariç; hani gerçek hayatta olmayan şeyler var ama öyle güzel yedirmişler, öyle güzel tasarlamışlar ki bağ kurabiliyorsun. hani ankara semalarında ejdarha görsem şaşırmayacağım. o türdeyse bu abiyi de okumak isterim. sizin öneriniz olur mu bu hususta?
(10) 

kardeşimin bilgisayarı modemi görmüyor, sebebi ne olabilir?

mark greg sputnik #1554608 
internette biraz bakındım ama dalga geçer gibi antin kuntin bariz cevaplar dışında bir şey göremedim.

ben interneti geçenlerde yeni bağlattım. kendim sorunsuz erişim sağlıyorum farklı cihazlardan.

kardeşim cep telefonundan bağlanabiliyor. bilgisayarda ise wifi diğer tüm ağları görmesine rağmen benim modemi görmüyor.

bunun sebebi ne olabilir? yani düşünerek eleyeyim diyorum nereden tutsam elimde kalıyor. diğer bütün cihazlar gördüğüne, bağlandığına göre modemden veya ayarlardan kaynaklı olmasa gerek. e diğer taraftan çocuğun bilgisayarı da diğer tüm ağları görüyor, sadece bizimkini görmüyor. nasıl şeyapabiliriz bunu, fikri olan var mı?
(2) 

instagram kullananlar - siz de "baby don't hurt me" kaslı abiyi

mark greg sputnik #1554598 
görüyor musunuz?

ya işin komik tarafı ben hayvan gibi gülüyorum da bunlara. reels, keşfet filan paso bununla doldu bende. bakıyorum her yorumda insanlar "niye her şeyde bu adam var" yazmaya başlamış. yüz yıldır internet kullanıcısıyım gerçekten böyle kısa sürede ortalığı kasıp kavuran, "kaçınılmaz" hale gelen birini görmemiştim.

bir kez bile görmüş olanlar zaten kimden bahsettiğimi anlayacaktır. allaşkına siz de bu dayıyı görüyor musunuz paso? hayır insta az canavar değil tamam beğendiğin, kovaladığın içerikleri ön plana çıkarıyor ama ben bunu beğenmeden önce bile sürekli görüyordum. bu ne lan ahahaha
(4) 

magnezyum ve diğer takviyeler

mark greg sputnik #1553776 
merhaba dostlar,

"vücudumuzu perişan etmek; ağır hastalık, felç ve ölüm riskini arttırmak için nasıl yaşamalıyız?" sorusunun yürüyen cevabıyım ne yazık ki. hayatı minimumda yaşıyorum, müşkül durumdayım. yalnız son 8-9 gündür venatura'nın, kutusunda "magnezyum sitrat ve p-5-p (vitamin b6)" yazılı haplarından atıyorum akşamları. hem uykumu daha verimli hale getirdi hem de eskiye kıyasla belirgin ölçüde daha az mayışık hissediyorum.

böyle olunca umut ışığı belirdi içimde, "lan belki bi şeyler eksik, tamam sağlıksız yaşıyorsun ama yağını suyunu alsan en azından bu kadar kötü hissetmeyebilirsin" dedim. bu minvalde,

1) bu belirttiğim ürün iyi midir? daha iyisi var mıdır? takviyelerde hep "şunu almayın o işe yaramaz, şu daha verimlidir" gibi öneriler görüyorum, ondan soruyorum.

2) önerebileceğiniz, faydasını gördüğünüz başka takviye var mı? zamanında b12'm aşırı düşük çıkmıştı mesela ama en yakın yer bile bana uzak geldiğinden gidip iğne olmamıştım. muhtemelen hala çok düşüktür. bunun için mesela işe yarar takviye var mı? iğne için her allahın günü hastaneye gitmek zor geliyor :/
(3) 

madenciler maske filan takmıyor mu?

mark greg sputnik #1553729 
türkiye gibi insan canının ve emeğinin hiçbir değer taşımadığı bir coğrafya için belki fazla masum soru olacak ama merak ettim. işçinin ölümü belgeselindeki ukrayna kısmını izleyince yine aklıma geldi. malumunuz madenci deyince akla klasik yüzü kapkara olmuş, elinde çekiciyle kafa lambalı klasik imaj geliyor. bu insanlar zaten toprağın altında çalışıyor, yerine göre makinayla veya elle dan dun habire toz kaldıracak türlü türlü şeye vuruyor. tamam ekmek parası ama o kadar şeye maruz kalınca sigaranın yanından geçmemiş adamın dahi iç organları daha 30-35 yaşında perişan olmaz mı? patlama ve çökme riskini geçiyorum, bu insanların işten dolayı yıpranmasını engelleyecek önlem/teknoloji yok mu?

bonus olarak örneğin avrupa'da, abd'de vs. işin koşulları daha iyi mi? yani bazı iş kolları gelişmemiş dediğimiz ülkelerde daha rahat veya kazançlı olabiliyor mesela, ondan soruyorum.

benim konuyla ilgili hiç bilgim yok, "olur mu lan öyle şey tabii ki özel maskeleri var, yoksa 20 yaşında madene giren üç yıl sonra ölürdü" gibi bir cevap duymayı çok isterim açıkçası ama pek umudum yok :/ durduk yere üzüldüm lan şimdi
(3) 

afrika'yla ilgili kitap ya da izlemeye değer içerik önerir misiniz

mark greg sputnik #1553683 
doğa belgeseli değil, politik-sosyal yönü olan, içinde insan olan şeyler arıyorum. devasa bir kıta şimdi bırak bir ucuyla diğer ucunu aynı ülke içinde bile 100 bin çeşit insan var. haliyle kuzey afrika dışındaki herhangi bir bölge/ülke ile ilgili olabilir, fark etmez. atıyorum sudan iç savaşı olur, tanzanya'yla ilgili bir belgesel olur o konuda kriterim yok.

yani bu adamların şehirleri nasıldır, köyleri nasıldır, ne yer ne içerler... misal avrupa, amerika ve asya kıtaları hakkında biraz dikkatli birisi ekstra çaba sarf etmeden çok şey öğrenebiliyor. klişe hatta belki yanlış olsa bile hepimizin kafasında belli şeyler canlanabiliyor. afrika'da bu yok bende, o yüzden öğrensem mutlu olurum. tarihi, kültürü, geleneği, geri kalma sebepleri ("zenciler aptaldır" ırkçılığı da, "beyaz adam geldi" basitliği de olmadan), yakın gelecekte potansiyeli vs...

kısacası "afrika'yla ilgili şunu okudum/gördüm, iyiydi" diyebileceğiniz her türlü insani içeriğe açığım. vice belgeselleri hariç.
(5) 

türknet'te başıma gelen saçmalık - ödenmeyen fatura

mark greg sputnik #1553606 
yıllar önce türknet kullanmış, sonrasında aboneliğimi kapatmıştım. geçenlerde tekrar başvurmak için aradığımda ödenmemiş faturam olduğunu ve ancak faturalar ödendikten sonra işlem yapabileceklerini söylediler.

telefonla aradığımda 15 ve 11 liralık iki ayrı fatura söyledi kayıt. farklı aramalarımda ise "ödenmemiş borcunuz bulunmamaktadır" ve "2500 liralık borcunuz avukatlık firmasına verilmiştir" dedi.

internet bankacılığından abone numarasıyla sorguladım cidden iki tane fatura var. onları ödedim. e-devlet'ten bakıyorum adıma icra veya dava dosyası yok. o sistem üzerinde yine adıma görünen ekstra borç harç hiçbir şey yok.

online işlemlere giremiyorum. şifre istediğimde "numaranız kayıtlı olmadığı için şifre veremeyiz" diyor. halbuki telefonda "aradığınız numaraya kayıtlı abonelik için işlem" tuşu var, ona bastığımda benim aboneliğimden bahsediyordu?

çağrı merkezleri de yok bunların, nasıl ulaşacağımı şaşırdım ya. sorularım,

1) ödenmemiş borcun faizi yüzünden cidden 2500 lira takmış olabilirler mi? bahsettiğim süre yaklaşık üç yıl. bu arada bana bırakın avukatlık firmasını, ödenmemiş faturam olduğuna dair turknet'ten dahi hiçbir şekilde bilgi gelmedi. e-devlet'te, hiçbir yerde çıkmıyor. şu aşamada ne yapmam lazım?

2) bu utangaç arkadaşlara ulaşabileceğimiz bir telefon numarası, ne bileyim müşteri hizmetlerine bağlayacak bir numara kombinasyonu vs yok mu? neyi seçersem seçeyim ASLA gerçek insana bağlamıyor, sadece operatör.

3) ankara/yenimahalle için tercihen taahhütsüz, başvurudan kısa süre sonra gelip kuran, 50mbps üstü hız verebilen sağlayıcı öneriniz var mı? superonline ve telekom'a baktım ama onlar o kadar veremiyor sanki.
(3) 

tl yüklemek istediğiniz hat uygun durumda olmadığı için...

mark greg sputnik #1553435 
yükleme yapılamamaktadır şeklinde uyarı alıyorum turkcell'den hattıma paket almaya çalışınca. aktif olarak kullanıyorum, paket dün bitmişti zaten. şu an internet erişimim yok, o yüzden mobil internete ihtiyacım olacak ama turkcell'in bu saçmalığı yüzünden ne paket alabiliyorum ne de param kalmadığı için müşteri hizmetlerini arayabiliyorum. internetten almaya çalıştığımda bu hatayı veriyor, mobil uygulamadan almaya çalıştığımda ise 3d secure ekranı gelmiyor. bankadan şifre geliyor mesela ama ekran beyaz.

daha önce böyle bir şey yaşayan var mı? nesi var ki yani hattın hep kullandığım hat? borçtan dolayıdır diye düşündüm ama alt sınır 55 liraymış. benimkinin 40 lira borcu var. yine ne olur ne olmaz onu ödeyeyim başta dedim onda da aynı hatayı verdi. yani borçla alakalıysa bile borcu da ödeyemiyorum. ne yapacağımı şaşırdım.
(3) 

turknet'e başvursam tahminen ne zaman gelirler kurmaya? ankara

mark greg sputnik #1553358 
ev arkadaşım başka bir yere çıktı, kendine ait hattı oraya nakil yaptırmış. benim döndüğümde aynı gün bile internet ihtiyacım olabilir, mobil yetersiz kalabilir. o yüzden turknet'e başvurasım var ama evde şu an kimse yok, aynı güne denk getirebilirsem şahane olur. yakın zamanda başvuran veya işin nasıl yürüdüğünü bilen var mı aramızda? daha önce telekom'dan geçiş yaptığım için sorun olmamıştı, bu sefer evde internet yok.

bu arada ev arkadaşım "modem takıp devam edeceksin" diyor, evde internet var diyor ama ben onu da anlamadım. nakil yaptırıp kendi evine almış interneti. bizde nasıl var ki o zaman? başvururken "internet var" seçeneğini mi seçsem, "yok" mu seçsem emin olamadım. yani altyapı var tabii ki ama modem yok misal. burada var olan internet nasıl bir internet ben bilmiyorum böyle şeyleri hiç jdfjdfj
(5) 

güvenilir vpn ihtiyacı (ücretli de olur)

mark greg sputnik #1553288 
merhaba,

izlemek istediğim bazı yayınlar için vpn'e ihtiyacım var ama ücretsiz olanlar ya ülke seçme hakkı sunmuyor ya da çok kısıtlı data imkanı sunuyor. bana aylık 100gb belki daha fazlası lazım. ülke seçme şart değil ama olursa ekstra güzel olur.

bir de bu işin matematiğini bilmiyorum belki söylediğim mümkün değildir ama internet hızını fazla kesmemesi lazım. ethernet kablosuyla 90mbps civarı alıyorum, yine o civarda olsun yani vpn'de 10-11'e düşmesin. orijinal hızın korunması mümkün değilse bile 50+ olması gerek, yoksa zaten soruyu yok sayabiliriz.

bu kriterlere uyan, laptop için önerebileceğiniz vpn var mı? chrome eklentisi de olur ama program daha iyi. hani açayım, gireyim, tarayıcıdan bağımsız olarak pata küte açsın hepsini.

basketbolseverler - türk telekom'un olayı nedir?

mark greg sputnik #1553282 
ankara'da yaşıyorum ama bilet fiyatları boyumu aştığı için türk telekom maçına hiç gitmedim. fırsat oldukça yine de en azından sonuçlarını takip etmeye çalışıyorum. bu sezon belli ki canavar gibiler. ligde çok iyi gidiyorlar, avrupa'da da kendi gruplarının güçlü takımlarından biriler belli ki.

yakından takip eden varsa bu çıkışın sebebini açıklayabilir mi? neblim çok paraları vardı da iyi oyuncular mı getirdiler, koç mu iyi, yoksa yıllardır güzel bir planlama yapıldı da bunun meyveleri mi yeniyor? fener'in olduğu yerde şampiyonluk zor tabii ama neblim ligde finale kalırlar mı en azından?
(1) 

bu sezon süper lig ve 1. lig'den düşme nasıl olacak şimdi?

mark greg sputnik #1553197 
deprem nedeniyle çekilen takımlar önümüzdeki sezon yerlerini koruyacaklar diye biliyorum. süper lig yine neyse de 1. lig'de ne olacağını anlamadım. flashscore son iki düşecek diye güncellemiş normalde dört yerine. yeni malatya ve adana'yı ayrı tutarak en az puan alan iki takım mı düşecek? ligde kalacak takımın kaçıncı sıraya çıkması lazım? nasıl olacak bu iş?
(3) 

f1 ve max verstappen hastası kuzene hediye önerisi

mark greg sputnik #1552723 
dün kuzenimin doğum günüydü, 14 yaşına bastı minik portakal. yanlarına bir dahaki gidişimde hem geçmiş doğum günü hem de sınav öncesi moral-motivasyon (ortaokul son sınıfta) hediyesi almak istiyorum kendisine. yavrucuğum biraz okulda başarılı olma baskısıyla büyüdüğü için hassas, içine kapanık, genelde dersten başka pek bir şey düşünmeyen, kendisini tanıdığım kadarıyla çok ilgi alanı olmayan birisi fakat gelin görün ki F1 ve daha spesifik olarak max verstappen hastası.

fikir olarak buradan yürümek istiyorum, model araba filan alayım dedim ama bütçemi çok aşıyor, acayip pahalılar. 300-400 lirayı aşmayacak, 14 yaşında kız çocuğuna uygun bu tarz hediye ne olabilir?

tişörtü ve max verstappen'in hayatını anlatan kitabı (öyle bir kitap olduğunu bile bilmiyordum) kendisi almış, o yüzden daha farklı bir şey lazım ama aklıma orijinal fikir gelmiyor hiç. "oyuncak max bebek" tarzı şeyler de olmaz çünkü kendisinin strafordan yapılma max ve perez'i var kjdfjdk
(9) 

kardeşe izletmelik black mirror bölümü önerileriniz (spoiler yok)

mark greg sputnik #1552397 
ben zamanında yine başka birinin önerisiyle, onunla beraber rastgele izlemiştim. erkek kardeşimin bu tarz işleri sevdiğini fark edince tavsiye ettim, birlikte benim favori bölümüm hated in the nation'ı izledik. çok sevdi. aynı şekilde üst düzey, en sağlam bölümlerden bazılarını izletmek istiyorum ama karar veremedim. yarın mesela 2-3 bölüm atarız belki diye düşündüm, sürekli denk gelemiyoruz zaten o yüzden seçim yapmam gerek.

asker, kavga dövüş vs. işleri sevdiği için şu ordulu fire'lı bölüm aklımda. onun dışında sizin önerileriniz ne olur? hani mesela biriyle üç bölüm izleyeceksiniz, o beğenmezse sizi vuracaklar filan deseler jdfjdkf neler seçerdiniz?

hdmi bağlantısında televizyonda fps düşüşü

mark greg sputnik #1552195 
modelini bilmiyorum ama yenilerde alınmış bir philips marka televizyon söz konusu. piyasadaki görece yeni ürünlerden biri olduğunu tahmin ediyorum. maçı bilgisayar ekranından yansıtarak izleyeyim dedim, böyle 10 saniyede bir, 3-4 saniye fps düşüşü yaşıyorum. düzenli olarak var bu. bilgisayardan izlediğimde yayının kendisinde hiçbir sorun yok. keza aynı kabloyla televizyona dizi-film vs. yansıttığımda da sorun olmadı.

o yüzden sadece maç yayını özelinde sorun yaşadığımı düşünüyorum ama nasıl çözeceğimi bilemedim açıkçası. bunun için yapılabilecek bir ayar, kontrol etmem gereken değerler var mı? nette biraz araştırdım ama hep oyunlar için öneriler var. benim izlediğim yayın bildiğimiz internet linki. resmi yayın ama selçuksport değil, silmeyin korsan vs. diye tşk
(7) 

türkçede R harfi sorusu

mark greg sputnik #1551809 
başıma birden fazla kez geldi bu durum. slavlar, benim R'yle biten kelimelerimin sonunu "rj" olarak algılıyor. izmir diyorum mesela, измирж (izmirj) yazıyorlar. kendimden şüphe etmeye başladım acaba bende mi konuşma bozukluğu var diye. şimdi rusçada R harfi sert evet, bir alman veya rus bastırarak telaffuz ediyor onu. buradaki anlaşmazlık ondan mı kaynaklanıyor sizce? mesela hem azerbaycan dilinde hem rusçada kapalı e ve açık e için iki farklı harf kullanılıyor, bizde tek e var ikisi için.

bizim alfabemizde R olarak aldığımız ses esasında "rj" mi oluyor kelime sonlarında cidden? yoksa ben mi r'leri filan telaffuz edemiyorum? halbuki bu yaşıma kadar hiç bu yönde bir şey duymadım, aksine diksiyonumu övdükleri oldu. ben mi izmir diyemiyom?

o memleketlerden tanıdıklarınız varsa kendilerine bi "izmir" filan diyebilir misiniz, onlar ne anlayacak acaba?
(2) 

nuh nebiden kalma gitar iş görür mü?

mark greg sputnik #1551382 
merhaba,

yarın muhtemelen vazgeçerim ama şimdi aklıma geldi de benim ta yedinci sınıfta aldığım bir gitarım vardı. evde duruyor hala. babam elektro almayı reddedince sanata küsüp kenara atmıştım.

2007 yılı olması lazım, 50 liraya yengemin aldığını hatırlıyorum. o günden beri telleri değişmedi, akordu o dönem gittiğim hocam son derste nasıl yaptıysa öyle kaldı.

ben şimdi kendim gitar çalmaya girişsem bu alet iş görür mü? yani sesi mükemmel vermesi önemli değil açıkçası, hani ders alacak olsam öğretecek kişinin karşısına bu gitarla çıkılır mı? bi kırığı çıkığı yok açıkçası, belki tellerinin değişmesi gerekir ama neticede klasik gitar denen aletin olayı belli, sorun olma gibime geldi.

öte yandan neblim neredeyse 20 yaşına gelmiş gitar da çok temel düzeyde bilgisi olan birinin pek işine yaramazmış gibime geliyor. haksız mıyım? bu düldülün tozunu alsam el mariachi olarak ortamlara dalabilir miyim?

ankara'da kalacak yer ihtiyacı olan var mı? boş odalarım var

mark greg sputnik #1551290 
durum şu an için karışık ancak özellikle üniversite öğrencileri için soruyorum, okul nisan'da açılacak olursa filan diye.

ev arkadaşım, aynı zamanda evin sahibi, kiraya çıkmaya karar verdi. burayı satıp satmama konusunda kararsız. "ben burayı sana emanet ederim, 1-2 kişi bulursan olur" dedi. o yüzden bir nevi taşeron ev sahibi oldum.

ben daha bir ay filan ankara'ya gelmem ama nisan'dan itibaren ihtiyacı olan olursa eğer böyle bir imkan söz konusu. yenimahalle'de ev, teleferik durağına bir merdiven çıkışı uzaklıkta. yürürüm derseniz demetevler metro da 20-25 dakika yürüyüş mesafesinde yokuş aşağı. iki oda mevcut, fiyatlandırmaları farklı olacak zira biri hangar gibi, diğeri oldukça küçük.

ev eşyalı. küçük odada yatak ve küçük dolap var. odanın masası yok ama salonda ve mutfakta masa mevcut, onları kullanabilirsiniz. üç kişi olursak durumu bilmem ama ben en azından salonu neredeyse hiç kullanmıyorum.

büyük odada saldıray abinin deyişiyle EKİZ YATAK, dolap, masa, koltuk vs. bulunuyor.

hassas olduğumuz tek konu, sigara işinin balkon veya mutfakta yapılması.

beni eski duyurucular der meister olarak zaten tanıyordur, genel olarak asosyalin önde gideni bir insanım. ortak kullanım alanları temiz tutulsun, bulaşıklar yıkansın, çok fazla gelen giden olmasın (kendi odanızda sonsuza kadar ağırlayın orası beni ilgilendirmez), ortam sessiz ve huzurlu kalsın vs. benim başka beklentim yok açıkçası. birbirimizi hiç sevmesek de olur yani problem değil, maksat daha ucuza yaşamak.

ilgilenen arkadaşlar olursa bana mesaj atabilirler. dediğim gibi bu durum muhtemelen nisan ayının başından itibaren geçerli olacak, o yüzden "hemen geleyim" derseniz yardımcı olamama ihtimalim mevcut maalesef. ama yaz ve sonrası için uzun vadeli kalacak yer ihtiyacınız söz konusuysa bana yazabilirsiniz, ben de ev sahibiyle ona göre konuşurum, ayarlamaya çalışırız. keza her türlü soru/sorun vs. için mesaj atabilirsiniz.

bu arada böyle yazınca zırtlan gibi oluyor farkındayım ama cinsiyet ayrımı en azından ben yapmıyorum. burası da öyle eve kim geldi gitti muhabbeti yapılan bir muhit değil açıkçası. ben 28 yaşında erkeğim, aradığım sadece kirasını zamanında ödeyip evde kavga dövüş çıkarmayacak bir ev arkadaşı açıkçası. erkek, kadın, helikopter vs. pronoun'dan bağımsız olarak yazabilirsiniz.
(21) 

lgbt neden bu kadar coştu son 1-2 yıl içinde?

mark greg sputnik #1551279 
propaganda demek istemiyorum ama özellikle avrupa'da çok agresif bir LGBT dokunuşu görüyorum her şeyde. geçen buz hokeyi maçı izleyeyim dedim isveç'te, hepsinin forması gökkuşağı dolu. nereye baksam aynı olay.

homofobik birisi olmadığımı düşünüyorum. eşcinsellik benim nazarımda ayıplanacak bir şey değil, kim nasıl istiyorsa öyle yaşasın. beni ilgilendirmiyor, topluma zarar verdiğini filan da düşünmüyorum. seslerini duyurmak, heterolarla aynı haklara sahip olmak, ayrıma maruz kalmamak vb. isteklerini de anlıyorum.

benim ilgimi çeken nokta başka HİÇBİR ŞEY bu kadar ilgi görmezken çok yoğun bir lgbt bombardımanının peydah olması. yani neblim ırkçılık olsun, başka bi şey olsun asla bu kadar kapsamlı ve organize bir aktivite içerisinde değil.

büyük resimci biri değilim ama son 2-3 yılda böyle inanılmaz biçimde coşan LGBT vurgusunun sebebini merak ediyorum. ben mesela eşcinsellerin netflix'e "bizden de karakter koyun!" diye baskı yaptığını hiç sanmıyorum. başka hiçbir şeyin üzerinde durulmazken eşcinsellik neden bu kadar moda oldu?

inanın "insanlar uyandı, birimiz kadını diğerimiz erkeği seviyoruz diye kötü olmadığımızı anladı" filan diye düşünmeyi isterdim ama ben kesinlikle bunun böyle olduğuna inanmıyorum. öte yandan "büyük resmi" de göremiyorum açıkçası. çıkar, amaç ne ki? "amaç filan yok" diyorsanız, niye lgbt'den başka bir şey göremiyoruz? aynı hassasiyeti başka hiçbir alanda görmüyorum çünkü.

umarım yanlış anlamazsınız, tekrar altını çizerek söylüyorum ki homofobik bir insan değilim, klasik tabirle "gey arkadaşlarım da oldu" ve benim bu durumla hiçbir problemim yok açıkçası ama durduk yere niye böyle lgbt diye coşulduğunu gerçekten anlamıyorum. bu tip şeyler genelde uzun zamanda olur, toplumsal bir harekete dönüşür, ya da bi şeyin sonucunda ortaya çıkar vs... bu ne aga her yer gökkuşağı oldu, ne alaka? iki yılda aydınlandı mı herkes?
(3) 

abd'nin en avrupai eyaletleri hangileri?

mark greg sputnik #1550782 
konu abd olunca klasik cevap haklı olarak "eyalete bağlı" oluyor. şimdi eyaletlerin yetkileri, kanunların kapsamı vs. ne kadar geniş bilmiyorum ama avrupailikten kastım şu,

* düşük suç oranı, özellikle silahla yaralama alanında (silahın yasak olduğu diyeceğim ama tüm eyaletlerde serbest sanırım amendment şeysinden dolayı)

* toplu taşımaya ABD standartlarında müsait, arabasız süpermarkete veya parka bahçeye gidebilme imkanı

* ırkçı, redneck tayfa yok ama her şeyden nem kapan sjw'lerin de sesi çok çıkmıyor. ortada bir yerde, makul, sakin vatandaşlar.

* vergiler daha yüksek ama altyapıdır, okuldur vs. bu tip hizmetler daha iyi.

aklıma ilk etapta bunlar geliyor ama sizin avrupa'yla özdeşleştirdiğiniz başka şeyler varsa onları da ekleyebilirsiniz.

belki bu saydıklarımın tamamını karşılayan tek bir eyalet bile yoktur, yani en avrupai eyalet bile belki avrupa'ya yakın değildir ama yine de merak ettim. var mı böyle eyaletler? "şu kriter için şurası, bu kriter için burası" gibi de paylaşabilirsiniz.
(10) 

insanın önemsizliği ve anlamsızlığı temalı/dokunuşlu roman önerisi

mark greg sputnik #1550654 
konu doğrudan böyle olmak zorunda değil ama okuduğunuzda "ulan milyarlarca yıllık gezegene öylesine gelmiş, kendi küçük dünyası dışında hiçbir manası olmayan tırto adamlarız" düşüncesi uyandıran; felsefi yönü olan (ama fazla olmasın) ama herkesin anlayabileceği bir dille yazılmış romanlar önerir misiniz? camus ve sartre okudum, onların anlayışı biraz öyle hissettirmişti. benzer şekilde babalar ve oğullar da oraya dokunuyor ama tam olarak konu bu değil. en azından bana öyle geldi.

bu arada hikayenin dramatik olmasına gerek yok, yani önemsizlik ve hiçlik pozitif bir şey de olabilir yerine göre. böyle bi şeyler arıyorum. doğrudan roman olur, yazar veya tür önerisi olur vs... aslında bu konularda felsefi okuma yapmak da fena fikir değil ama benim altyapım yok. bir sayfalık cümlelerin içinde kayboluyorum, hiçbir şey anlamıyorum. o yüzden öyle bir öneriniz varsa temel seviye olsun lütfen, yani "alman istiyorsan faust hocam" durumu olmasın plz tşk
(16) 

her gün (en azından 3-4 hafta boyunca) istisnasız yaptığınız neler var?

mark greg sputnik #1550385 
çok çok temel şeyleri saymıyorum. yataktan kalkmak, el-yüz yıkamak, tuvalete gitmek, yemek yemek filan gibi ama mesela diş fırçalamak olabilir çünkü toplumun büyük bölümünün herkesin günde iki kez diş fırçaladığını hiç sanmıyorum. böyle hiç aralıksız, her allahın günü yaptığınız bir şey var mı? mecburi olur, rutin olur, bağımlılık olur. böyle deyince aklıma geldi sigarayı da saymayalım hehe sigara içen adam her gün içiyordur zaten.

ben düşününce aklıma haberlere bakmak dışında hiçbir şey gelmedi mesela. iki elim kanda da olsa telegram'ı açıp bi şeylere bakarım. onun haricinde yok. sizde neler var?
(5) 

yüzyıllık yalnızlık

mark greg sputnik #1549566 
iyi akşamlar,

uzun süredir okumaya niyetlendiğim bu romanı edinmiş bulunmaktayım fakat çok karışık olduğu, karakterlerin birbirine karıştığı yazılmış hep. o yüzden ürktüm biraz. esasında hikayeyi bile bilmiyorum. sırf garcia marquez dedem yazmış diye okumak istedim, doğu avrupa'da yolculuk'u çok beğenmiştim.

spoiler olmadan, "okumadan önce bilsen iyi olur" diyebileceğiniz bir detay veya okurken kafam karıştıkça bakabileceğim bir yer var mı acaba? yoksa iq testinde maymunu az farkla tokatlayan üst düzey şahsım bunu da okuyup anlar mı yardımsız?

logitech driving force gt satılacak olursa kaça gider?

mark greg sputnik #1549232 
biraz piyasaya baktım da hiç bilemedim ya, 2-5 bin arasında fiyat çekenler var. ben bunu 2013 yılında ikinci elden 250 liraya mı ne almıştım. direksiyonun arka kısmında hafif bir pörtleme söz konusu ama oyunu etkilemiyor, kullanırken dokunulan bir yerde değil. tertemiz çalışıyor.

şu an için satmak gibi bir niyetim yok ama satacak olsam hem karşı tarafı ütmeden hem de kendim kazık yemeden nasıl bir fiyat aralığı seçmeliyim sizce bugün için? para edecek bi şey mi yani aslında onu merak ediyorum biraz.

bende hiç yok o ikinci el uygulamaları şeysileri vs. aktif kullananlar varsa rica etsem bakabilirler mi satışta varsa ne kadar gidiyor ediyor?
(1) 

gs-ts maçının ertelenme ihtimali var mı sizce?

mark greg sputnik #1549168 
evden izleyeceğim yani ertelenirse açar başka maç izlerim o açıdan çok sorun değil ama açıkçası heyecanlıyım. nefis bir pazar akşamı, çay demler türkiye süper sirkini izlerim diye keyifleniverdim amma galiba istanbul'da havanın karlı olması ihtimali varmış.

yarın akşam 7 civarında seyrantepe civarında çok soğuk hava veya kar beklentisi var mı? süre 24 saatten az olduğu için görece isabetli tahminler vardır diye düşündüm. özellikle meteoroloji forumlarını takip eden arkadaşlar varsa onlar daha iyi biliyor bu işleri, yoksa mgm'ye ben de bakarım ama onların bu tahminleri tutturduğunu hiç görmedim.
(8) 

duolingo'da 6 günde 9k exp yapan psikopatlar

mark greg sputnik #1549018 
bunu nasıl beceriyorlar?

biz arkadaşla iddialaştığımız için bu ara hem öğrenmeye çalıştığım hem de bildiğim bir dile duolingo üzerinden bakıyorum. fitu fitu bütün alıştırmaları geçiyorum. hatta ücretsiz deneme süper zımbırtı verdiler, ünite sonlarında bu efsanevi kupa var, her biri 40 xp veriyor. bakıyorum dinleme kısmı var, o da neredeyse hiçbir şey yapmadan 20 xp mi ne veriyordu.

ben iki gün filan sıkı çalışınca 4 bine yaklaştım ki arkadaşım şok oldu, ne yapıyosun sen manyak diye. şu an leaderboard'da birinci sıradaki sayko ise 9 bin puanda. her baktığımda 2 bin artmış oluyor kız. üstelik çalıştığı tek dil ingilizce.

bunun kolay bi yolu mu var, nasıl xp farmlıyo bunlar böyle? sinir oldum.

farkındayım çok boş bi mesele yani ama haftayı birinci tamamlarım diye heves etmiştim lan örselendim, bu nasıl bir aşkmış, bi haftada 9 bin puan ne ya
(4) 

twitter'da ismimi değiştiremiyor muyum

mark greg sputnik #1548286 
@ olandan bahsetmiyorum, bu kendi yazdığımız isim. mümkünse internet sitesi üzerinden yapmak istiyorum ama mobil de olur android için.

ya o kadar baktım ettim sitede bulamıyorum. internette araştırıyorum, gösterdikleri arayüzler ve sekmeler filan benim şu an twitter'da gördüğümden tamamen farklı. sinir oldum. bu @ zımbırtısını değiştirmeyi buldum mesela tamam ama ismim değişmiyor. yolu yok mu bunun? yani insanların bana ulaşabileceği handle'ı tak diye değiştirebiliyorum da hiçbir önemi olmayan isim niye değişmiyor anlamadım.
(1) 

istanbul'da 60 m2, yeni ev fiyatı

mark greg sputnik #1548121 
ukraynalı arkadaşım merak ediyor da benim hiç alakam ve bilgim yok o tarafın fiyatları konusunda, o yüzden size sorayım dedim. genç, bekar, uzaktan çalışıyor. daha ucuz olsun diye özellikle merkeze uzak olsun dedi. tek beklentisi görece yeni, temiz, güzel bir bina/çevre olması. mesela 10 sene öncesi için konuşacak olursak beylikdüzü tam onun tercih edeceği tarzda bir yer olurdu - sakin, ucuz, rahat. arabası var zaten, alır yani, o açıdan dağ başı olması filan da çok koymaz.

şimdi bugün gelip böyle küçük, yenice bir ev almaya niyetlense ne kadar ödemesi gerekir sizce aşağı yukarı? semt/ilçeye göre en azından fikir verebilirseniz memnun olurum. teşekkürlre.
(3) 

silah kullanmayı öğrenmek

mark greg sputnik #1547035 
iyi geceler,

bu konuda çok uzun süredir hevesim var. yani QARİZMA_SAVAŞÇI_06 olmak farklı bir mevzu tabii ama mesela silahı söküp takmak, nişan almak gibi temel şeyleri öğrenmek istiyorum. henüz askere gitmedim. gitsem de ilaç kullandığım için silah vermeyebilirlermiş sanırım.

bunu öğrenmenin bir yolu var mı? poligona gitsem mesela hiç tecrübesiz, tüfekle ateş etmek istesem yapabiliyor muyum? yolunu yordamını gösteriyorlar mı, anlatıyorlar mı? yani pata küte sıkmak değil de daha çok eğitim gibi düşünüyorum temel düzeyde.

aslında dayım avcılıkla uğraşıyor, ondan rica etsem yardımcı olabilir ama neblim şimdi adama da dağlara tepelere gidelim fitu fitu sıkalım demek tuhaf geliyor bana. en olmadı öyle denerim yine de sanırım.

özetle askere gitmeden legal olarak silah kullanmayı öğrenmek mümkün mü? önemliyse eğer şehir ankara. "gardaşım çankırı'da üveyik avlıyorum benle gel sana da ateş ettiririm" diyen varsa o da olur, seve seve gelirim.
(2) 

camın önündeki duvar küf tutuyor

mark greg sputnik #1546676 
geçen kış böyle bir sorun yoktu, bu yıl sürekli olarak orayı temizlemem gerekiyor.

pencerenin içeride kalan kısmında mermer yok, o bölgenin bir adı var mıdır bilmiyorum ama direkt duvar var camın önünde. biraz içeri doğru giriyor tabii, neblim şişe filan koyulabilir mesela. mermerden daha geniş bir alan.

cam sürekli buğulanıyor, galiba onun dökülen suyu neden oluyor buna ama onu nasıl engelleyeceğimi de bilemedim. bir de pis şey yani domestos'la hatır hutur girişsem bile ister istemez yıpranıyor, boya da zarar görecek bu gidişle. ev benim olsa yine önemsemezdim ama benim değil.

benzer problem yaşayan oldu mu? nasıl çözebilirim, yolu var mıdır? evin başka hiçbir yerinde böyle bir sorun yok bu arada. sadece pencerenin önü küfleniyor, ne alaka anlamadım. son bir ayda olmaya başladı, geçen kış veya diğer mevsimlerde yoktu.

mobil görünümden çık