Ekşi Duyuru

Arama yapmıyor. Şu bir süre önce gelen görünümde, yazarken aratma şeysinde kalıyor beyaz sayfa olarak.

Sizce de çok güzel bir isim değil mi?

www.youtube.com

Yıllar önce niçenin bir kitabında okumuştum. Diyor ki, varlığın potansiyeli sınırlı, ancak zaman sınırsız. Evren sürekli bir döngü içinde. Bu nedense bütün olasılıklar tükenmiş olmalı. Bu anı sonsuz kere yaşamış olmalıyız.

Şimdi şöyle bir şey var, yanlış hatırlamıyorsam aynştaynın da evrenin sürekli içine çöküp tekrar doğduğunu anlatan modelleri vardı. Öte yandan evren içine çöktükten sonra neden farklı şekilde doğsun? Belki de her zaman sadece bu an yaşanıyor zamanın bu periyodunda. Yani farklı olasılıkların meydana geleceğini düşünmek neden? Ben bu andayım çünkü bu anda olacaktım. Aynı şu matematikte 100 kutunun 98ini açınca kutuyu değiştirmenin kazanma olasılığını artırdığı problem gibi. Neden her şey farklı olsun? Evet en ufak bir sinek bile tek kanat çırpışını farklı yapsa bütün evrenin geleceğini etkiler ama yapmaz. Yapamaz çünkü.

Siz ne düşünüyorsunuz? Sizce evren bir döngü içindeyse her olasılık yaşanıyor mudur yoksa sadece tek senaryo tekrar tekrar mı oynuyordur? Ya da sizce evren döngü içindeyse zaman sınırsız mıdır? Zamanın da evrenle birlikte çöküyor olması zamanı da sınırlı yapmaz mı?

Her dizide bu olayın kaçarı yok işlenmesinden bıkmadık mı milletçe? Bu nedir amk? Dizinin başından lotonun lsini söylediklerinde hemen sonunu biliyoruz artık. Yeter amk yeter.

Soru: Siz de bıkmadınız mı?

Geçen sene çok yoğun olmama rağmen kursuna başladım. 5-6 ay idare ettim ama hiç ek çalışma olmadan. En sonunda baktık olmuyor ben de yarıda bıraktım. Sizce seçmeli ders olarak çello alayım mı? Yoksa çocukluğumdan beri içimde kalmış olan, nerede çalanı görsem dalıp gittiğim piyanoyu mu alayım? Piyano çalan o kadar insan var, ama öte yandan gördüm mü içim gidiyor.

Daha dün üstte bir şeye tıklayınca şerit halinde, likes, favourites, lists şeklinde bir menü çıkıyordu. Şimdi saçma sapan bir arayüze bırakmış yerini. Nasıl dönerim eski haline? Bulamıyorum arkadaş ne eski halini ne o şeyleri.

Daha önce böyvek sorusuyla gelmiştim.

Öğretmeye Öyvetmek demek, Öğretmene Öyvetmen demek hoşunuza gider mi?

Canım çekt, most wanted mı yükleyeyim carbon mu?

Edit: Mw'yi daha önce bitirdim galiba. Yani oynadım da bitirmiştim herhalde orasını tam hatırlamıyorum.

Abicim adam gidiyor, kıza arkadan yaslanıyor; kız dönüyor gülümsüyor ve çadıra götürüyor. Kadının teki adamın malının büyük olduğunu öğreniyor, geliyor eliyle yokluyor, sonra beraber oluyorlar. Adam kadının tekine otobüste yaklaşıp, iyi sikerim, diyor; biraz zaman geçtikten sonra tanışıyorlar ve birlikte oluyorlar. Bunlar nasıl oluyor yav?

Bu spiralli tel taçlardan vardı bende. Hep kafamdaydı. Görünmüyor, şekil veriyor felan. O olmasa saç baş edilir gibi değil çünkü. Kayboldu bu sabah. Şimdi dışarıda da bulamam, bir iki kişiye sordum yok hiçbir yerde dediler. Böyle bir nimet nasıl satılmaz anlamıyorum. Diğer tel taçlar sıkıyor, baş ağrısı yapıyor. Ne yapsak da aynı görevi görse?

---spoiler---

Arkadaşlar Hikayenin başında ve sonundaki Zachry'nin dede hali var ya. Hani bu arkadaşın sol göz deşilmiş duruyor ya. Hah işte o deşme sahnesinden sonra, Halle Bery'nin o öngörülüyü oynadığı karakterinin yanına gelirken yara gözüne ulaşmamış, yanağında kalmıştı. Zaten orada pörtlek bir göz görsek farkederdim bence. Siz de farkettiniz mi bu durumu?

Yav güçük tırnak makasını bulamadım banyodayken yarım yamalak o büyüklerden biriyle kestim el tırnaklarımı. Şimdi bir baktım yesem daha güzel olurdu herhalde sıçmışım, batırmışım! Bu nedir la? Törpü felan da yok, gerçi olsa da kullanamam ya. Acaba dişlerimin altına ileri geri süre süre mi törpülesem, ne yapsam?

Bugün için önerisi olan var mı maç olarak?

Uzun zamandır kafamda dönen şeyleri (rüya olur, senaryo olur, bir iki kıta olur, bir fikir veya soru olur ve ona verdiğim cevaplar olur...) bir kenara yazma ihtiyacı hissediyorum. Saman kağıdına yazmayı seviyorum amma ve lakin saman kağıdı defter bulamıyorum. Neyse bu konuya sonra dönerim. Deftere yazmak güvensiz hissettiriyor çünkü insanların yazdıklarımı okumasını istemiyorum. Sonradan dönüp ben okuyayım tek istediğim. Bilgisayar aracılığıyla yazmak hiç hoşuma gitmiyor. Kilitli militli defter yok adam gibi, öylelerin hepsi barbi hatıra defterleri. Küçük bir çantaa kilit taktım bir ara içinne kırtasiyeden bir defter almıştım, onu koydum. Ama defter o kadar itici ki. O kilit olayı da öyle. İstiyorum ki inanılmaz konforlu olsun. Açayım rahat rahat yazayım. Dosya-Saman kağıdı ikilisi pek hoş ama güvensiz dedim ya. Şimdi "Devlet sırrı mı yazıyon angut, millet çok mu meraklı yazdıklarına!" da diyebilirsiniz ama mesele o değil işte. Kafamda nasıl çeviriyorsam kağıtta da o his uyanmalı. Kimsenin okumasına ihtimal olmamalı.

Saman kağıdı defter bulamıyorum, kırtasiyelere saman kağıdı defter sorduğumda "Beyaz kağıt vereyim abi onlar da ucuz." diyorlar. Beyaz kağıttan hiç haz etmem. Hele ellerimi felan yıkamışsam ya da soğuksa ortam kağıt inanılmaz irite eder beni.

Napsam da dediğim gibi kafamda çevirdiğim gibi rahatça aktarsam kağıda?

Kimdir, nedir? Bir grup insan yerin dibine sokarken bir grup insan göklere çıkarıyor. Bir grup yahudi, mason derken bir grup binlerce kişinin eğitimine olanak sağladı, onun sayesinde buralardayız diyor. Bir grup kolay yoldan makam ve para sağladı, güç delisiydi derken bir grup emeğinin karşılığını aldı diyor. Nedir sizce peki?

img-ntvspor.mncdn.com

Hipnotize etkisi mi var nedir bu resmin, çok acayip yav. Sizce de öyle değil mi? Denişik yani.