(31) 

Valla ben artık kafayı yiyeceğim!

kederlihomeless #1163954 
Durumu olduğu gibi yazıyorum, azıcık uzun olacak ama içimi dökmezsem cidden kafayı yiyeceğim. Çok saçma biliyorum gerizekalıyım ama içim yanıyo abi.

Şimdi bu "hayvanın başkanı"yla biz aslında 6 senelik arkadaşız. Her zor zamanımda bir alo dediğimde yardımıma koşmuştur. İstanbulda üniversite okurken taşınacağım zaman hep gelip arabasıyla taşımıştır eşyalarımı. Ben başka bir şehre ailemin yanına gitmiştim bir kaç sene boyunca ne zaman istanbula bir işim olsa hep o çözmüştür. Yani aslında adamın kralıdır, şimdi arkasından sallıyormuşum gibi olmasın, iyiliğine iyidir.

Neyse geçtiğimiz nisan ayında ben istanbulda çalışırken yine taşınma durumum oldu ve ben yine onu aradım. Kardo dedim malum konu ya rica etsem.. Ne ricası saçmalama gelirim tabi dedi ve yine işimi halletti.

Bu arada yeni taşındığım yer onun evine yakındı o yüzden arada araşıyorduk akşamları çay içiyorduk falan. Hatta ben ona kardo ne zaman arasam koşuyosun sağol valla dediğimde, kızım senin ailen yok burada, arkadaş olarak boynumuzun borcu sana yardımcı olmak diyordu kurban olduğumun salağı :..( (hayır ağlamıyorum şu an)

Gel zaman git zaman bu akşam buluşmaları sıklaşmaya ve her akşam görüşmeye başladık. Ben ailemi özlediğim zaman beni teyzesine götürüyordu, teyzesinin anaçlığı, kuzenlerinin kafa dengi olması falan bana baya iyi geliyordu. Teyzesi, kuzenleri falanda bizi birbirimize yakıştırıyorlar, sevgili olsanıza siz diyorlardı ama ikimizde yok be ne alaka arkadaşız valla diyorduk. Harbiden de arkadaştık.

Aradan zaman geçti biz ne olduğunu anlamadan 10 temmuzda sevgili olduk. Çokta iyi olduk. Her şey çok güzeldi. İkimizde şaşırıyorduk hislerimize, cidden birbirimize çok değer veriyor, çok seviyorduk. Birimiz aç olsa diğerimizin boğazından lokma geçmeyecek kadar (burada harbiden ciddiyim)..

Sonra onun isteğiyle eylülde annelerimizi tanıştırdık, ben her ne kadar erken desem de, zaten 6 yıldır arkadaşız erken merken değil dedi. Sevdiler birbirlerini, tam kafa dengi çıktılar.

Tabi arada sırada tartışıyorduk ama öyle büyük şeyler değildi. Ekimde nişanlanmaya karar verdik. Kıyafetlerimize kadar sipariş verdik, ama bir akşam benimle konuşmak istediğini söyledi.

Son bir haftada biraz fazla tartıştığımızı ve benim bazı davranışlarımdan dolayı nişan olayını ertelemek istediğini söyledi. Anlattığına göre, sofradan kalkarken tabağını da kaldırır mısın demem, bir tartışmamızın ardından gömleğimi ütülesene dediğinde kendin ütüle demem gibi şeyler kafasında soru işaretleri oluşmasına neden olmuş.

Tamam dedim nişanlanmayalım hatta ayrılalım. Ulan nasıl fena oldum anlatamam ciğerim söküldü resmen o an ayrılalım demekten başka bir şey aklıma gelmedi, çünkü söylediği şeyler çok mantıksız geldi. Ben ayrılmak istemiyorum sadece bir süre görüşmeyelim dedi.

Bir hafta görüşmedik. Sonra ben dayanamadım aradım. ne yapıyoruz bu olanlar çok saçma diye. Görüşmeye başladık. Nişan olayından hiç bahsetmedik, ailelere de işlerimizi ayarlayamadık dedik. Tabi ki ben çok kırgındım, görüşmeye başlayalım diyen ben olmama rağmen yinede kırgınlığım bir süre geçmedi. Her tartışmada nişanı erteleyelim dediğin için bu ilişkiyi zedeleyen sensin dedim ona. Ki hala da öyle olduğunu düşünüyorum.

Sonrasında aramız baya düzeldi yine birbirimiz için geberme modlarına girdik. Ya aramızdaki sevgiyi nasıl anlatayım bilemiyorum. Şu güldür güldürde karısına çok aşık adam vardıya hani karısı damperli gamyooon dediğinde karısına deli gibi sarılan adam varya, işte onun gibi deliydik birbirimize. Her tartışmadan sonra hayvan gibi sarılırdık birbirimize.

Sonra bir kere daha büyük tartışma yaşadık yine bir süre görüşmeyelim dedi. Nefret ediyordum öyle demesinden. Bana bir saat ulaşamayınca ortalığı velveleye veren adam nasıl beni bir hafta aramaz diyordum, aklım almıyordu. Ve bir haftanın ardından yine ben aradım. Uzun uzun konuştuk, seni benden başka bu kadar sevecek birini biliyosan git dedim. Sana çok kızgınım bir haftadır sana sarılamadım, öpemedim, kokunu içime çekemedim. Bir daha buna neden olma dedi bana.

Barıştık ama ben hep "bir süre görüşmeyelim" dememesi konusunda onu uyardım. Defalarca en nefret ettiğim şeyin bu olduğunu anlatmaya çalıştım.Ne olursa olsun konuşarak çözelim diye defalarca tekrar ettim. Söz verdi bir daha söylemeyeceğim dedi.

Bu arada bir gün ben ona bir sebepten trip yapıyordum. Bir de başım çok ağrıyordu, o yüzden oturduğumuz yerden erken kalkıp eve gitmek istediğimi söyledim. Beni eve bırakırken yüzümü ellerinin arasına alıp, sen normalde benim yanımdan erken kalkmak istemezsin ne oluyor dedi bana. Yok bi şey dedim. Bak dedi eğer benden ayrılmak falan istiyorsan bil ki bu benim sonum olur, bir daha da toparlanamam dedi. Ondan ayrılmak istediğimi falan sandı galiba. Sonraki bir kaç gün nasıl iyi nasıl iyi bir dediğimi iki etmiyor falan. Hatta mart sonunda nişanlanmak için karar aldık, annesi annemi aradı tarih kararlaştırdılar falan.

Temmuzda da düğün yapalım diye konuştuk. Beyaz eşya baktık, ev baktık, uzun uzun ev mi alalım kiraya mı çıkalım diye konuştuk. Bu olaylar bir aydan fazla sürdü böyle. her şey çok güzeldi (tadı damağımda kaldı:...( Yılbaşında ne yapalım diye konuşurken, extrem bir şey yapmayalım ben yılbaşında sana evlenme teklif edicem dedi. İnternetten yüzük bile baktık. Burada şunu belirtmek isterim ki hiç bir zaman bir şey istemedim. Her şeyin en ölçülüsü en bütçesine uygun olanı konusunda ben ısrarcı oldum. Hatta tektaş için ucuz yollu bir şey almasını istedim, çünkü maddi değeri değil manevi değeri yeterdi bana ve zaten zor durumda satmaya kalksan beş para etmiyordu.

Ama yılbaşında bana evlenme teklifi etmedi. Sormadım neden diye, parası olmadığından dolayı etmemesi imkansızdı, hemde zaten ucuz bir şey alacağız diye kararlaştırmıştık.

Sonra 2017 nin ertesi günü çalıştığım tiyatro battı. İşsiz kaldım. Oyunlarımız iptal oldu. Bir iki yere bakındım ama sezon ortasında oyuncu arayan tiyatro bulmam imkansız diye mecburen sezon sonuna kadar mersindeki ailemin yanına gitmeye karar verdim. Hem de nişan, düğün hazırlıkları için iyi oldu diye bile düşündüm. Konuştuk ağlaştık, karar verdik. Nasıl olsa haziranda evlendiğimizde dönücem diye avuttuk kendimizi.

Ben 10 ocak a bilet aldım. Mersine geldim. Geldiğimin ilk üç günü çok kötü geçti. Hem işsizlik, hem tiyatrodan sahneden sezon sonuna kadar ayrı kalacak olmak hem de ve en büyüğü ondan ayrı kalacak olmak düşüncesi o kadar etkiledi ki beni. Telefonda biraz tartıştık ve ben bir şey sormak istediğimi söyledim. Yaklaşık 6 ay ayrı kalacağız, neden ufakta olsa bir yüzük takıp, ne olur ne olmaz simgesel de olsa bizi bağlamadın dedim. Tektaş değil sadece istedim ki herkes bilsin benim bir sevgilim var.

Bana verdiği cevap: Ne yazık ki yapamıyorum dedi. Çok istiyorum ama senin bazı davranışların aklıma geldikçe sana evlenme teklifi edemiyorum dedi. Kendimi sıkışmış hissediyorum sanki temmuzda evlenmek zorundaymışız gibi hissediyorum dedi.

Elim ayağım buz kesti. Nasıl ya dedim, sen değil miydin beni terk edersen bu benim sonum olur diyen adam. Ki kaldı ki evlenme olayını ortaya atan sen, uzatmayıp en kısa zamanda evlenelim diyen sen, ailelerin bir an önce tanışmasını isteyen sen, Her fırsatta evlenip evimizde yemek yiyip film izlesek keşke diyen sen. Evlilik olayı aklımda bile yokken aklıma sokan sen. Şimdi bu ne demek dedim.

Ve ne dedi sizce.."Bir süre görüşmeyelim".

Ondan sonrasını hatırlamıyorum. O cümleyi duyduktan sonra açtım ağzımı yumdum gözümü. Bir ara şöyle bir şey söyledi bana, haftalar önce sana balık alalım da bir arkadaşımızda balık yapalım demiştim, sende olmaz demiştin. Onu hatırladıkça beni sevmediğini bana değer vermediğini düşündüm dedi. En son bas bas bağırarak telefonu kapattığımı ve başımı gidip musluğun altına soktuğumu hatırlıyorum.

(Balık yapalım dediği arkadaşımız kankamız ama iki çocuğu var ve o gün evine temizlikçi gelmişti, ayrıca evinde balık yapılmasından çok hoşnut değil. Mecburen dışarda yeriz ya diyerek geçiştirmiştim.)

Sonra ertesi gün hızımı alamadığım için birkaç kere aradım ama açmadı, mesaj attım cevap dahi vermedi. Bende numarasını sildim, instagramdan fotolarımızı kaldırdım. Facebooktan da sildim. 25 gündür de aramadı. Bende aramadım. En yakın arkadaşlarımızla bile görüşmemiş. Facebook ve İnstagramını kapatmış.

Gün içinde telefonumu doksan bin kere kontrol ediyorum.

İlk hafta annemde ablamda bekle biraz, o da insan biraz kafasını toplasın diyorlardı. Ama artık unut ve hayatına bak diyorlar. Ve en acısı da ailemde dahil herkes, şimdi bu kadar küçük olayları takan adam yarın öbür gün daha büyük şeyleri tolore edemez diyor.

Kimseyi takmıyorum ama ailemin, o çok sevdikleri adam için artık böyle düşünmeleri çok koyuyor. Ablam artık saygı duyulacak bir kişi değil benim gözümde dedikçe içim acıyor. Anlatamıyorum derdimi hayır diyorum o bu cümleleri hak etmiyor. Bilmiyorsunuz onun nasıl iyi biri olduğunu nasıl beni sevdiğini bilmiyorsunuz. Annem her şey ortada işte seven adam nasıl dayanır bu kadar zaman diyor. Cevap veremiyorum.

Harbiden lan. Geberesice nasıl dayanıyor. Cidden bitti mi yani. Bir ayrılık konuşması yapaydı bari. Belkide böylesi daha iyi ve evlenseydik her şey bombok olacaktı ama şu an kalbim de beynimde bunu kabul edemiyor.

Sabahlara kadar uyuyamıyorum. Sabahta uyuyamıyorum. Hiç uyuyamıyorum. Gözlerimin altı fethullah gülen gibi oldu. Sabaha kadar sigara içmekten dolayı muhtemelen ciğerlerim ilkokuldaki sigara içen/içmeyen fotolarındaki içen adamın ki gibi simsiyah oldu. Hiç bir yere sığamıyorum.

Bütün arkadaşlarım istanbulda. Böyle yüzyüze dert anlatacağım kimsede yok burda. Çiçeklerle konuşuyorum, yemin ederim dün patlıcanla konuştum. O çok severdi patlıcan.

Neyse biraz rahatladım içimi dökünce. Buraya kadar okuduysanız sağ olun. Bana bir akıl verin demiyorum ama merak ettiğim bir şey var. Bu kadar çabuk biter mi bu .mınakoduğumun aşkı!
1

mobil görünümden çık