şu cümleleri ingilizceye çevirsek ^_^
- orada herşey yolunda mı, neler yapıyosun? sıkılmıyomusn tek başına?
-özlemişmisin istanbulu? ( bu anlamı taşıyan bi cümle)
- umuyorum 2 hafta sonrasında tekrar istanbulda olursun, görüşemediğimiz için çok üzülüyorum.
-bu arada daha sık yazmalısın, sürekli benim yazmam pek hoşuma gitmiyor.
- orada herşey yolunda mı, neler yapıyosun? sıkılmıyomusn tek başına?
-özlemişmisin istanbulu? ( bu anlamı taşıyan bi cümle)
- umuyorum 2 hafta sonrasında tekrar istanbulda olursun, görüşemediğimiz için çok üzülüyorum.
-bu arada daha sık yazmalısın, sürekli benim yazmam pek hoşuma gitmiyor.
epey uzun lakin cahilliğim daha uzun... bunu çevirene aşırı minnet duyarım. yuh arkadas bu nedir benzeri deyimler beni fena yerin dibine sokabilir su an...
minnet dolu teşekkür etmek istiyorum:( bi el atın ...
''zeki insanlar fikirlerden, orta seviye zekaya sahip bireyler olaylardan, düşük zeka seviyesinde ki ler ise insanlardan konuşurlar''...
bu anlamda dedikodu zeka seviyesini minimale indirgeyip iletişim kurma şekline verilen isim oluyor.
Dedikodu, başkalarının kişisel ve özel konuları hakkında yapılan konuşmalardır.
Dedikodu bazen gerçek olaylar ve konular hakkında olsa da,genellikle kişiler arasında konuşulduğundan, kişilerin birbirlerine olayı veya haberi iletimi sırasında yanlışlıklar ve çarpıklıklar içermektedir. Bazı gazetelerde dedikodu köşeleri içermektedir. Bu sayfalarda ünlü ve toplumun gözü önünde olan kişilerin dedikoduları yapılır veya skandallardan bahsedilir.
dedikodu kulaktan kulaga mekanizmasi ile olu$mu$ bir insan icadidir. ozunde ki$ilerin bastiralamami$,hirslarindan, kıskançlıklardan ve kişilik bozuluklarından kaynaklanan çevresel beklentiler ve kıskançlık yatmaktadir. kendilerini birbirlerine açmak istemeyen ya da sürekli birbirleriyle takılmaktan ötürü konuşacak mevzusu kalmayan insanların muhabbeti sürdürmek için kaçış noktasıdır. Günümüzde dedikodu üniversitelerde insanlar arasındaki ilişki çerçevesinde üzerinde çalışılan bir konudur.
dedikoduyu ali$kanlik edinmi$ kişilerde garip bir zevk hali saglar.
dedikodu ingilizce sözlüklerde gossip ve rumour sözcüklerinin karşılığı olarak geçmektedir. bu nedenle söylenti ve dedikodu birarada ele alınabilmektedir.
soğuk savaş dönemi amerikası'ndan dedikodu ve söylentiye bir örnek : "amerika'da üretilen tereyağının çoğunu ruslar alıyor, üstelik sadece silahlarını yağlamak için".
bir görmeden inanma edimi olarak dedikodu sinirlendirici ve aynı zamanda monotonluğu ortadan kaldırıcı bir malzeme olarak medyada da sıkça kullanılmaktadır.
Ayrıca yeni ceza kanunu tasarısıyla 6 ay hapis cezası öngörülen bir suç haline getirilen eylem.
tasarının 180. maddesinde "huzurda veya ikiden fazla kişiye ihtilat ederek gıyapta, bir kişiyi halkın hakaret ve husumetine maruz kılacak veya onun namus veya saygınlığına dokunacak bir isnatta bulunana veya bir kimsenin namus veya şöhret veya vakar veya saygınlığına saldırana 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilir" hükmü yer alıyor...
sosyal bir olgu olarak dedikodu gündelik yaşamın olağan bir parçasıdır. dedikoduyu sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla ele alan çalışmalar yapılmıştır:
edgar morin, "rumour in orleans", 1969
noel kapferer, "dedikodu ve söylenti", 1990
gordon allport, "the psychology of rumour", 1965
bu eserleri okuyarak kişiliklerinize katkıda bulunabilir ya da günlük yaşantınıza entrikalarla devam edebilirsiniz.
minnet dolu teşekkür etmek istiyorum:( bi el atın ...
''zeki insanlar fikirlerden, orta seviye zekaya sahip bireyler olaylardan, düşük zeka seviyesinde ki ler ise insanlardan konuşurlar''...
bu anlamda dedikodu zeka seviyesini minimale indirgeyip iletişim kurma şekline verilen isim oluyor.
Dedikodu, başkalarının kişisel ve özel konuları hakkında yapılan konuşmalardır.
Dedikodu bazen gerçek olaylar ve konular hakkında olsa da,genellikle kişiler arasında konuşulduğundan, kişilerin birbirlerine olayı veya haberi iletimi sırasında yanlışlıklar ve çarpıklıklar içermektedir. Bazı gazetelerde dedikodu köşeleri içermektedir. Bu sayfalarda ünlü ve toplumun gözü önünde olan kişilerin dedikoduları yapılır veya skandallardan bahsedilir.
dedikodu kulaktan kulaga mekanizmasi ile olu$mu$ bir insan icadidir. ozunde ki$ilerin bastiralamami$,hirslarindan, kıskançlıklardan ve kişilik bozuluklarından kaynaklanan çevresel beklentiler ve kıskançlık yatmaktadir. kendilerini birbirlerine açmak istemeyen ya da sürekli birbirleriyle takılmaktan ötürü konuşacak mevzusu kalmayan insanların muhabbeti sürdürmek için kaçış noktasıdır. Günümüzde dedikodu üniversitelerde insanlar arasındaki ilişki çerçevesinde üzerinde çalışılan bir konudur.
dedikoduyu ali$kanlik edinmi$ kişilerde garip bir zevk hali saglar.
dedikodu ingilizce sözlüklerde gossip ve rumour sözcüklerinin karşılığı olarak geçmektedir. bu nedenle söylenti ve dedikodu birarada ele alınabilmektedir.
soğuk savaş dönemi amerikası'ndan dedikodu ve söylentiye bir örnek : "amerika'da üretilen tereyağının çoğunu ruslar alıyor, üstelik sadece silahlarını yağlamak için".
bir görmeden inanma edimi olarak dedikodu sinirlendirici ve aynı zamanda monotonluğu ortadan kaldırıcı bir malzeme olarak medyada da sıkça kullanılmaktadır.
Ayrıca yeni ceza kanunu tasarısıyla 6 ay hapis cezası öngörülen bir suç haline getirilen eylem.
tasarının 180. maddesinde "huzurda veya ikiden fazla kişiye ihtilat ederek gıyapta, bir kişiyi halkın hakaret ve husumetine maruz kılacak veya onun namus veya saygınlığına dokunacak bir isnatta bulunana veya bir kimsenin namus veya şöhret veya vakar veya saygınlığına saldırana 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilir" hükmü yer alıyor...
sosyal bir olgu olarak dedikodu gündelik yaşamın olağan bir parçasıdır. dedikoduyu sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla ele alan çalışmalar yapılmıştır:
edgar morin, "rumour in orleans", 1969
noel kapferer, "dedikodu ve söylenti", 1990
gordon allport, "the psychology of rumour", 1965
bu eserleri okuyarak kişiliklerinize katkıda bulunabilir ya da günlük yaşantınıza entrikalarla devam edebilirsiniz.
sanırım bugün ingiliz tarafımızdan kalkılmış. böyle bişiy denir mi ya yani türk bi insanın sadece bi günlük ingilizce konusması durumuna dicem bunu bugün sağ tarafından kalkmışsın gibi.
bi de harika cover ı güzel bi biçimde nasıl derim.
bi de benim sevgilim var olmayanlar düşünsün nasıl derim :D bu kadar.
teşekkürler
bi de harika cover ı güzel bi biçimde nasıl derim.
bi de benim sevgilim var olmayanlar düşünsün nasıl derim :D bu kadar.
teşekkürler
sıva ustası nasıl denir allasen var mıdır bi fikriniz plaster master değildir o ya da plasterer ? nedir ya bi diyin bi de gönüllü nasıl denir:):(
kısacası koop island blues, goodnight moon, oh land wolf and i tarzı şarkılar.. :içgıcıklayıcı cok tıkandım bulamıyorum
şöyle ki yıl 2000ler civarı bi abla şarkıyı söylemekte şarkıyı söyleyen ablamız iş güç hayatından sıkılmış işyerinde su sebilinden su içerken tatil hayalleri kurmaktadır. su sebiline dalıp giderken havuza dalma görüntüsü araya girmektedir. sonraları biraz karışık lakin hatırladığım hayalin devamında kız arkadaslarıyla bi bavul hazırlayıp halihazırda tatile devam etmektedirler. hoş bi şarkı dımtıs değil falan.
(bkz: )modjo - lady falan tahminimce yakın zamanlarda olduğu düşülmektedir. o da değilse (bkz: )shakedown - at night kesin dipdibe zamanlar.
N'olur bi buldurun pis takıldım.
(bkz: )modjo - lady falan tahminimce yakın zamanlarda olduğu düşülmektedir. o da değilse (bkz: )shakedown - at night kesin dipdibe zamanlar.
N'olur bi buldurun pis takıldım.
1