merhaba gönül ilişkilerinin ordinaryusları,
yaklaşık 1 ay önce böyle bir iş yemeği gibi çıktık 4 kişi. bana ilgi gösterdi sanırım. 1 kere tuzu uzattı, yemek sonunda da tatlı tavsiyesinde bulundu (hanım göbeği). ancak yemekten sonra arkadaşlarım,
- arama sen, hoşlandıysa o seni arar.
* hemen arama ki istekli görünme.
/ kaşar mısın sen kızım bırak o seni arasın.
- arama o o.. çocuğunu, o arasın kızıaaam.
gibi tavsiyelerde bulundular. tam olarak 36 gün oldu, hoşlantım var sanırım çocuğa karşı.
sizce aramalı mıyım? aradığımda ne demeliyim? tavsiyeleriniz için şimdiden teşekkürler.
not: ben kız tarafıyım.
yaklaşık 1 ay önce böyle bir iş yemeği gibi çıktık 4 kişi. bana ilgi gösterdi sanırım. 1 kere tuzu uzattı, yemek sonunda da tatlı tavsiyesinde bulundu (hanım göbeği). ancak yemekten sonra arkadaşlarım,
- arama sen, hoşlandıysa o seni arar.
* hemen arama ki istekli görünme.
/ kaşar mısın sen kızım bırak o seni arasın.
- arama o o.. çocuğunu, o arasın kızıaaam.
gibi tavsiyelerde bulundular. tam olarak 36 gün oldu, hoşlantım var sanırım çocuğa karşı.
sizce aramalı mıyım? aradığımda ne demeliyim? tavsiyeleriniz için şimdiden teşekkürler.
not: ben kız tarafıyım.
okumadım ama, az önce geçen belediye otobüsündeki kıza aşık oldum sanırsamsa. aynı reklam filmlerindeki gibi; otobüsün en arkasındaki camdan bakıyordu.
sevgili gönül dostları, bir akıl verin bana: koşsam yetişir miyim?
sevgili gönül dostları, bir akıl verin bana: koşsam yetişir miyim?
sevgili duyurucular aman derdime bir çare!
bir süredir takıldığım elizabeth'e aşık oluyorum sanırım. benden karşılık beklemiyor, dırdırıyla kafa açmıyor.
ama erkek olduğumu düşünürsek, e bu olayın da kendinden hoşlanma olduğunu varsayarsak, korkunç bi gerçekle yüzleşmez miyiz ay balam:
erkek erkeğe!!!!
lütfen derdime bi çare, ohhh elizabeth...
bir süredir takıldığım elizabeth'e aşık oluyorum sanırım. benden karşılık beklemiyor, dırdırıyla kafa açmıyor.
ama erkek olduğumu düşünürsek, e bu olayın da kendinden hoşlanma olduğunu varsayarsak, korkunç bi gerçekle yüzleşmez miyiz ay balam:
erkek erkeğe!!!!
lütfen derdime bi çare, ohhh elizabeth...
arkadaşlar merhaba,
bir gönül meselesi hususunda fikirlerinize ihtiyacım var. sizi sıkmadan kısaca durumu anlatmaya çalışacağım, bi yardımınız dokunursa ne ala mualla.
öncelikle ben bi kahve firmasında ürün hazırlama bölümünde çalışan bir kişiyim. yani atıyorum müşteri "bir küçük beyaz moka" diyor kasiyer arkadaşıma, o da gerizekalı gibi bana dönüp ingilizceden "van tol vayt mokaa!" diyor ben de hazırlıyorum. adamın içine gugıl transleyt mi kaçmış ne ahahahahaha. neyse uzatmayayım zira konumuz bu değil.
efendime söylim, uzun zamandır (2 yılı aşkın bir süreye tekabül ediyor) platonik duygular içerisinde olduğum ve benden hoşlandığını tahmin ettiğim karşı cinsten bir kız bayan arkadaşım var. kız çok tatlı bi hatun, gerek fiziksel, gerek düşünsel anlamda bana çok uygun olduğunu düşünüyorum.
tabi sanırım gerek benim çekingenliğimden gerekse pısırıklığımdan olsa gerek bu süre zarfında bu kız bayanın dönem dönem yaklaşık 3-4 tane erkek arkadaşı oldu. ama şu an boşta kendisi. ben de yeni bir erkek arkadaş edinmesinden önce açılmayı düşünüyorum kendisine.
kendisiyle çok güzel kanka ilişkisi içerisindeyiz, herşeyini konuşur benimle. erkek arkadaşlarının evinde yaptıklarını bile anlatır. o kadar yakınız yani. diyorum ya tam benlik.
neyse uzatıp sıkmayayım sizi. mevzuya dalıyorum, geçen çarşamba uyuz mu uyuz bi müşteri çemkirip durdu buna işte, ben turkçe sipariş veriyorum siz niye ingilizce söylüyosunuz, amacınız ne, güzel türkçemizi nasıl kullanmazsınız gibisinden. zilli tam bir türkçe fedaisi çıktı. benim sevdiceğim kıpkırmızı oldu. o an aslında benim de kan beynime sıçradı, uçan tekmeyle müdahale etmek istedim ama hayat şartları beyler; asgari ücret+ ssk+ yol+ yemek. birşey yapamadım, boynumu büktüm çaresizlik içünde..(kahrolsun kapitalizm)
sonra tabi benim kız bayan arkadaşım siparişi aldı, çaktırmadan içeriye geldi yanıma. tam kahvenin kapağını kapatacakken aldı bu kahveyi elimden. sağı solu kolaçan edip resmen tükürüğünü tıskırttı kahvenin içine sonra kapadı. ve servis etti kahveyi.
aslında bu hareketi bir yere kadar anlayabilirdim çünkü ben de çok sinirlenmiştim. ama beni bitiren nokta o değildi. öyle bi tükürmek ki öndeki iki tavşan dişinin arasından tıskırttı böyle pisçuvvv sesi geldi anlıyo musunuz löööp diye 12 den vurdu bu kahveyi. sanki o sıcak kahve başımdan aşağıya döküldü. kız resmen mahalleden harun abi çıktı beyler.
işin garibi şu 2 senelik zaman zarfında en yakın olduğumuz bir dönemdeyiz. sizce dişlerinin arasından tıskırttığı tükürüğü görmezden gelip kendisine açılmalı mıyım, yoksa "hayır harun abi arkadaş kalalım" mı demeliyim. ama işte kızda yukarıda anlattığım gibi mükemmel bir insan ya :(
çok kararsız duygular içerüsündeyim, lütfen yardım. (moderatörlerden ricam biraz yukarılarda kalması)
bir gönül meselesi hususunda fikirlerinize ihtiyacım var. sizi sıkmadan kısaca durumu anlatmaya çalışacağım, bi yardımınız dokunursa ne ala mualla.
öncelikle ben bi kahve firmasında ürün hazırlama bölümünde çalışan bir kişiyim. yani atıyorum müşteri "bir küçük beyaz moka" diyor kasiyer arkadaşıma, o da gerizekalı gibi bana dönüp ingilizceden "van tol vayt mokaa!" diyor ben de hazırlıyorum. adamın içine gugıl transleyt mi kaçmış ne ahahahahaha. neyse uzatmayayım zira konumuz bu değil.
efendime söylim, uzun zamandır (2 yılı aşkın bir süreye tekabül ediyor) platonik duygular içerisinde olduğum ve benden hoşlandığını tahmin ettiğim karşı cinsten bir kız bayan arkadaşım var. kız çok tatlı bi hatun, gerek fiziksel, gerek düşünsel anlamda bana çok uygun olduğunu düşünüyorum.
tabi sanırım gerek benim çekingenliğimden gerekse pısırıklığımdan olsa gerek bu süre zarfında bu kız bayanın dönem dönem yaklaşık 3-4 tane erkek arkadaşı oldu. ama şu an boşta kendisi. ben de yeni bir erkek arkadaş edinmesinden önce açılmayı düşünüyorum kendisine.
kendisiyle çok güzel kanka ilişkisi içerisindeyiz, herşeyini konuşur benimle. erkek arkadaşlarının evinde yaptıklarını bile anlatır. o kadar yakınız yani. diyorum ya tam benlik.
neyse uzatıp sıkmayayım sizi. mevzuya dalıyorum, geçen çarşamba uyuz mu uyuz bi müşteri çemkirip durdu buna işte, ben turkçe sipariş veriyorum siz niye ingilizce söylüyosunuz, amacınız ne, güzel türkçemizi nasıl kullanmazsınız gibisinden. zilli tam bir türkçe fedaisi çıktı. benim sevdiceğim kıpkırmızı oldu. o an aslında benim de kan beynime sıçradı, uçan tekmeyle müdahale etmek istedim ama hayat şartları beyler; asgari ücret+ ssk+ yol+ yemek. birşey yapamadım, boynumu büktüm çaresizlik içünde..(kahrolsun kapitalizm)
sonra tabi benim kız bayan arkadaşım siparişi aldı, çaktırmadan içeriye geldi yanıma. tam kahvenin kapağını kapatacakken aldı bu kahveyi elimden. sağı solu kolaçan edip resmen tükürüğünü tıskırttı kahvenin içine sonra kapadı. ve servis etti kahveyi.
aslında bu hareketi bir yere kadar anlayabilirdim çünkü ben de çok sinirlenmiştim. ama beni bitiren nokta o değildi. öyle bi tükürmek ki öndeki iki tavşan dişinin arasından tıskırttı böyle pisçuvvv sesi geldi anlıyo musunuz löööp diye 12 den vurdu bu kahveyi. sanki o sıcak kahve başımdan aşağıya döküldü. kız resmen mahalleden harun abi çıktı beyler.
işin garibi şu 2 senelik zaman zarfında en yakın olduğumuz bir dönemdeyiz. sizce dişlerinin arasından tıskırttığı tükürüğü görmezden gelip kendisine açılmalı mıyım, yoksa "hayır harun abi arkadaş kalalım" mı demeliyim. ama işte kızda yukarıda anlattığım gibi mükemmel bir insan ya :(
çok kararsız duygular içerüsündeyim, lütfen yardım. (moderatörlerden ricam biraz yukarılarda kalması)
1