Merhaba Romalılar,
Sorum kısa. Ağustos celbinde bakaya durumuna düşüyorum ve bunun için Mayıs sonundan Haziran sonuna kadar yoklamaya girmem lazım. Fakat Eylül'de yüksek lisansa devam edeceğim için birkaç ay bakaya durumunda kalacağım.
Bakaya durumunda Ağustos'ta yurt dışına çıkmak için her şeyi hazırlamıştım. Şimdi beni pasaportta çevirip askeri birliğe mi teslim ederler, yoksa yurt dışına çıkmadan önce herhangi bir gün askerlik şubeye gitsem yoklamaya, "15 gün içinde geleceğim" filan diye bir kağıt imzalasam (çünkü öyle şeyler duydum), sonra yurt dışına çıkabilir miyim?
Lütfen bilen arkadaşlar yeşillendirsin çünkü inanılmaz bir bilgi kirliliği var konu hakkında :(
Sorum kısa. Ağustos celbinde bakaya durumuna düşüyorum ve bunun için Mayıs sonundan Haziran sonuna kadar yoklamaya girmem lazım. Fakat Eylül'de yüksek lisansa devam edeceğim için birkaç ay bakaya durumunda kalacağım.
Bakaya durumunda Ağustos'ta yurt dışına çıkmak için her şeyi hazırlamıştım. Şimdi beni pasaportta çevirip askeri birliğe mi teslim ederler, yoksa yurt dışına çıkmadan önce herhangi bir gün askerlik şubeye gitsem yoklamaya, "15 gün içinde geleceğim" filan diye bir kağıt imzalasam (çünkü öyle şeyler duydum), sonra yurt dışına çıkabilir miyim?
Lütfen bilen arkadaşlar yeşillendirsin çünkü inanılmaz bir bilgi kirliliği var konu hakkında :(
Sevgili Romalılar, selam
Durum: ODTÜ'de master yapmaktayken (3. dönemim) bu dönem ders kaydı yapmadım ve okul bu durumu askerlik şubeye bildirerek, tecilimi iptal ettirdi. Şu anda Mayıs sonunda kadar (aslında Haziran sonu diyor ama anlamadım tam) hazırlıklarımı tamamlayıp, sınıflandırma işlemimi yaptırıp, Ağustos'taki celp için sevke hazır olmam gerekiyor.
Fakat: Askere gitmek istemiyorum. Askere gitmek istemediğim gibi, Ağustos'taki Sziget Festivali'ne biletim var, aşırı gitmek istiyorum. Fakat belli ki, havaalanında çıkış yasağı gibi bir şeye maruz kalacağım.
Soru: ODTÜ mazeretli kayıt dönemi de geçtiği için bir şey yapamıyor (normal, zira dönem bitti neredeyse). Bu durumda, en geç Haziran sonunda hâli hazırda kayıtlı görünebileceğim bir Y.Ls. programı var mıdır? Ya da aklınıza gelen başka bir öneriye de açığım.
NOT: Askerlik için gerekli tecili, eylül ayında ODTÜ'deki mastera tekrar kayıt olarak yaptırabilirim fakat benim asıl derdim yurt dışı çıkış yasağı ve tabii ki Sziget. Yardımlarınızı bekliyorum.
Durum: ODTÜ'de master yapmaktayken (3. dönemim) bu dönem ders kaydı yapmadım ve okul bu durumu askerlik şubeye bildirerek, tecilimi iptal ettirdi. Şu anda Mayıs sonunda kadar (aslında Haziran sonu diyor ama anlamadım tam) hazırlıklarımı tamamlayıp, sınıflandırma işlemimi yaptırıp, Ağustos'taki celp için sevke hazır olmam gerekiyor.
Fakat: Askere gitmek istemiyorum. Askere gitmek istemediğim gibi, Ağustos'taki Sziget Festivali'ne biletim var, aşırı gitmek istiyorum. Fakat belli ki, havaalanında çıkış yasağı gibi bir şeye maruz kalacağım.
Soru: ODTÜ mazeretli kayıt dönemi de geçtiği için bir şey yapamıyor (normal, zira dönem bitti neredeyse). Bu durumda, en geç Haziran sonunda hâli hazırda kayıtlı görünebileceğim bir Y.Ls. programı var mıdır? Ya da aklınıza gelen başka bir öneriye de açığım.
NOT: Askerlik için gerekli tecili, eylül ayında ODTÜ'deki mastera tekrar kayıt olarak yaptırabilirim fakat benim asıl derdim yurt dışı çıkış yasağı ve tabii ki Sziget. Yardımlarınızı bekliyorum.
Arkadaşlar merhaba,
Öncelikle şu kitabı şuraya bırakayım: www.bkmkitap.com
Kısaca başımdan geçeni anlatacağım, sonra bir duyuru yapıp gideceğim.
Ben üniversitede bir kızı sevdim. Epey sevdim ama öyle az buz da değil. Bir insan ne kadar sevilebilirse o kadar sevdim. Aklım çıktı, deli oldum, yine sevmeye devam ettim. Neticede üç yıl boyunca sevgili olduk ve sonra bir gün, katastrofik bir gün, gözlerimin içine baka baka "Bitti" dedi, ve ayrıldık.
Kafamı dağıtmam gerekiyor, günler, hatta saatler dahi geçmiyordu. Okuduğum kitaplar beynimi yeterince oyalayamamaya başladı. Nefesim daralıyordu, sinir sistemimi eritecek bir şey bulmalıydım... Ve buldum: Yazmak.
Boş bir Word dosyası açtım ve aklımdan geçen her şeyi, herkesi yazmaya başladım. Uzun uzun yazdım, denemeler öykülere dönüştü, öyküler birbirini kovalayıp 339 sayfalık bir kitap hâlini aldı. Tüm bu yazma işi bittiğinde ayrılıktan sonra tam 1 yıl geçmiş, kafamsa epey dağılmıştı -tahmin edersiniz.
Geriye bir tek şey kalmıştı. Yayınlatmak. Ülkedeki bildiğim bütün yayınevlerine gönderdim, dergilere, bu alandaki nüfuzlu insanlara, herkese. Bütün ülkeyi e-mail yağmuruna tutuyordum, içimde alev alev ümit yanıyordu. Ve yavaş yavaş cevap gelmeye başladı. Olumsuz, olumsuz, olumsuz.... Aylar geçiyordu ve ben ısrarla olumsuz mailler alıyordum. Tabii yıldım. Yılmadım diyen yalancıdır. "Ulan herhalde bok gibi bir kitap yazmışım hehe" filan diye kendimi avuttum. Yıllar geçti. Tam iki buçuk yıl.
Geçtiğimiz Aralık ayında New York'ta yaşayan tasarımcı arkadaşım Salih Berk İlhan, büyük bir sürpriz yaparak kendisine çok eskiden pdf olarak attığım kitabımı 3 adet bastırmış ve hediye etmişti. Elimde tuttuğum şey, kelli felli benim kitabımdı. Kapağında adım yazıyordu. İçindeki kelimelerin hepsi benimdi. Çok duygulandım. Hemen o yıllar önceki şevkim yerine geldi; yazılarımı en baştan okudum, düzelttim, hatta bazı hikâyeleri komple çıkardım vs derken, amatör yazarların kitaplarını basmayı misyon edinmiş bir yayıneviyle, Gece Kitaplığı Yayınları'yla anlaştım.
Arkadaşlar, yılların fiziksel ve psikolojik emeği olan bu kitap bu hafta itibariyle piyasaya çıktı. Şimdilik sadece internet satışına kondu; zira D&R'ın falan böyle bir kitabı rafına koyması için biraz kendini ispatlaması gerek. Online olarak bkmkitap, kitapzen, kitapvekitap, okuoku, kitapyurdu, babil, kitapambari, idefix (henüz satış başlamadı ama listeye girdi) gibi sitelerde bulunabiliyor.
Şahsi tavsiyem, en uygun ücretle satan kitapyurdu.com'dan almanız.
Eğer alırsanız, okursanız, belki hikâyelerin birinde bir de kendinizi bulursanız, beni dünyanın en mutlu insanı yaparsınız.
Bu duyuru ne bir duygu sömürüsü, ne de reklam. Bu sadece basit bir mutluluk paylaşımı. (zaten kitap ücretinin çoğu yayınevinde kalacak, parasında değilim yani :))
Şimdiden teşekkür ederim.
Öncelikle şu kitabı şuraya bırakayım: www.bkmkitap.com
Kısaca başımdan geçeni anlatacağım, sonra bir duyuru yapıp gideceğim.
Ben üniversitede bir kızı sevdim. Epey sevdim ama öyle az buz da değil. Bir insan ne kadar sevilebilirse o kadar sevdim. Aklım çıktı, deli oldum, yine sevmeye devam ettim. Neticede üç yıl boyunca sevgili olduk ve sonra bir gün, katastrofik bir gün, gözlerimin içine baka baka "Bitti" dedi, ve ayrıldık.
Kafamı dağıtmam gerekiyor, günler, hatta saatler dahi geçmiyordu. Okuduğum kitaplar beynimi yeterince oyalayamamaya başladı. Nefesim daralıyordu, sinir sistemimi eritecek bir şey bulmalıydım... Ve buldum: Yazmak.
Boş bir Word dosyası açtım ve aklımdan geçen her şeyi, herkesi yazmaya başladım. Uzun uzun yazdım, denemeler öykülere dönüştü, öyküler birbirini kovalayıp 339 sayfalık bir kitap hâlini aldı. Tüm bu yazma işi bittiğinde ayrılıktan sonra tam 1 yıl geçmiş, kafamsa epey dağılmıştı -tahmin edersiniz.
Geriye bir tek şey kalmıştı. Yayınlatmak. Ülkedeki bildiğim bütün yayınevlerine gönderdim, dergilere, bu alandaki nüfuzlu insanlara, herkese. Bütün ülkeyi e-mail yağmuruna tutuyordum, içimde alev alev ümit yanıyordu. Ve yavaş yavaş cevap gelmeye başladı. Olumsuz, olumsuz, olumsuz.... Aylar geçiyordu ve ben ısrarla olumsuz mailler alıyordum. Tabii yıldım. Yılmadım diyen yalancıdır. "Ulan herhalde bok gibi bir kitap yazmışım hehe" filan diye kendimi avuttum. Yıllar geçti. Tam iki buçuk yıl.
Geçtiğimiz Aralık ayında New York'ta yaşayan tasarımcı arkadaşım Salih Berk İlhan, büyük bir sürpriz yaparak kendisine çok eskiden pdf olarak attığım kitabımı 3 adet bastırmış ve hediye etmişti. Elimde tuttuğum şey, kelli felli benim kitabımdı. Kapağında adım yazıyordu. İçindeki kelimelerin hepsi benimdi. Çok duygulandım. Hemen o yıllar önceki şevkim yerine geldi; yazılarımı en baştan okudum, düzelttim, hatta bazı hikâyeleri komple çıkardım vs derken, amatör yazarların kitaplarını basmayı misyon edinmiş bir yayıneviyle, Gece Kitaplığı Yayınları'yla anlaştım.
Arkadaşlar, yılların fiziksel ve psikolojik emeği olan bu kitap bu hafta itibariyle piyasaya çıktı. Şimdilik sadece internet satışına kondu; zira D&R'ın falan böyle bir kitabı rafına koyması için biraz kendini ispatlaması gerek. Online olarak bkmkitap, kitapzen, kitapvekitap, okuoku, kitapyurdu, babil, kitapambari, idefix (henüz satış başlamadı ama listeye girdi) gibi sitelerde bulunabiliyor.
Şahsi tavsiyem, en uygun ücretle satan kitapyurdu.com'dan almanız.
Eğer alırsanız, okursanız, belki hikâyelerin birinde bir de kendinizi bulursanız, beni dünyanın en mutlu insanı yaparsınız.
Bu duyuru ne bir duygu sömürüsü, ne de reklam. Bu sadece basit bir mutluluk paylaşımı. (zaten kitap ücretinin çoğu yayınevinde kalacak, parasında değilim yani :))
Şimdiden teşekkür ederim.
1