Ekşi Duyuru

programı ilk kez kullanıyorum. once kullanıcı oluşturmak gerekiyo ama nasıl yapacağımı bi bulamadım, bilen varsa ne yapmam geretiğini anlatabilir mi?

stajdayım, programları yeni yükledim ve neyin ne olduğunu bilmiyorum
bugün cevaplanmak üzere bikaç soru sordular araştırmam için, açıklarsanız sevinirim.

sql developer olmadan oracle çalışır mı, nasıl çalışır?

localhost bu link tam olarak ne işe yarıyo, burada login olup ne yapıyoruz, ne için kullanıyoruz?

oracle nereye kurulu, oracleın kurulu olduğunu nasıl gösteririm.(program filesta filan gösterdim yemedi)

oracle çalışıyo mu(soru garip biraz), çalıştığını nasıl anlıyoruz, nesi çalışıyo da anlıyomuşuz gibi de ipucu verdi.

kullanıcı oluşturmam ve bağlanmam lazım bide, nasıl yapacağımı bilmiyorum.

sorular bu kadar, herif beni sikmeye çalışıyomuş gibi geldi bana, ama yapacak bişey yok. not oracle 12 indirdim ama simdi 11 indiriyorum, tavsiyesi olan varsa yazsın. ha bide sanırım oracle'ı sql developera bağlıycam ama o sonra galiba.

bi sarki vardi. 80li yillardan olmasi lazim. 70lerin sonlari da olabilir. zenci heriflerden olusan bi grubun sarkisi. boyle caz temelli bi muzik, armoni vokaller filan. sarki bombali mi patlamali mi ne oyle bi temasi vardi sanki sarkinin. hatta girisinde mi sonunda mi ne patlama sesi vardi sanki. hatirlayanlar ismini de biliyosa yazabilir mi. (sarki gta vice cityde filan caliyor olabilir ama emin degilim)

su an kanal7(avrupa) deki cuneyt arkin filminin adi ne

bi kelime vardi boyle argo bi tabir. boyle karman corman bi olaylar olmus, kim kime kaymis kim kimi dovmus belli degil, biz bu olaydan bahsederken "gecen gunku x'de cuzdanimi kaybetmisim" ya da " gecen gunku x'de aids kapmisim" filan gibi konusuruz, x burada o aradigim kelime. gelisine, oylesine, haldur huldur, paldir kuldur gibi anlamlari da olabilir bu kelimenin.

neydi hatirlayamiyorum, "adim x bilmemne yasim" ya da "bilmemne bilmemne x adim" gibi biseydi. bkz olarak verildigine sahit oldum bikac kez, ama tiklamadim neymis bu diye. simdi de bulamiyorum, aklima takildi iyibir. oradaki x bir ecnebinin ismiydi ama kim? bakiniz seyini bilen yazsin lutfen, cok acil.

ya hani genelde un gibi ya da sivi seyleri mililitre bazinda olcen kaplar vardir, uzerinde kademe kademe gosterir miktari. olcu kabi filan tabi o ama esas bi ismi var mi onu merak ediyorum. ben olcek kabi, olcu kabi, olcekli kap filan gibi bir suru varyasyon arasindan dogru ve yaygin olarak kullanilan hangisiydi bir turlu kestiremiyorum. hangisi?

90'larda izledim bu filmi. daha eski de olabilir. yabancı film. ufak, gözlüklü bi çocuk var. aynı zamanda çilli bi çocuk bu. şeker hastası olabilir. ya da arı sokmasına alerjisi var. her neyse bunun bi kız arkadaşı var. ama tabi ikisi de ufaklar. kızla ormanda filan geziniyolar. acayip bi diyalogları var. kız şu renk değiştiren yüzüklerden filan takıyo. her neyse film güzel güzel giderken ormanda arı saldırısına uğruyo bu çocuk. gözlüğünü filan düşürüyo. arı sokmasından ölüyo. kilisede cesedi filan gösteriyolar. kız gelip öpüyo muydu gözlüğünü mü takıyodu öyle bişey vardı. bi de adını hatırlasam.

ingilizce hazırlıkta, essay yazarken başka birinin yazısından bi bölümü kaynak belirtmeden kullanmaya verilen bi isim vardı. genel bi anlamı da olabilir bu kelimenin, izinsiz kullanmak, araklamak, fırsatçılık falan gibi.

p ile başlıyordu sanki. hatta pleasuring diye bişey hatırlıyorum sanki buna benzer bişeydi. kelimeyi bilen ya da tahmin edebilecek olan yazarsa sevinirim. şimdiden teşekkürler.

torrentte 2 gb'lık bi klasör indiriyorum. ulaşılabilirlik diye bir ibare var kullandığım programda(bitcomet kullanıyorum) orada da belli bi yüzde gösteriyor. yüzde 60 civarı bişey şu an indirdiğim. bu ulaşılabilir yüzde halihazırda seedlerden alabileceğim kadarını mı gösteriyor. eğer öyleyse zaten biboka yaramaz, yüzde yüz olmadan. bi de eğer öyle ise mesela yarın indirmeye devam etsem ulaşılabilirlikte bi değişiklik olur mu seedlere göre.
yanlış yorumlamışsam lütfen doğrusunu yazın.

almayı düşünüyorum. tavsiyesi, önerisi olan, yazsın.

anaannesi mi babaannesi mi ne manyakmış, katilmiş bi de. bunda da genetik olarak aynı psikopatlık var. küçük kız bu tabi. ahırı mı ne yakıyo. çocukken bi kez izledim, bi daha görmedim. 80lerden önce çekildiği garanti. kült denilebilir. neydi bu film.

70 ya da 71 yılından bi albüm, kapakta beyaz tenli üstsüz sarışın bi kız ve arkada gökyüzü fonu vardı. birth control diye aklımda kalmış ama değil galiba. grubun adını bilen yazabilir mi.

80'li yıllardan, arnold'un sonunda carrier uçağı kullandığı bir film hatırlayan olursa yazsın.

sanat akımı, felsefe akımı, bilmemne akımı derken ki "akım"ın ingilizcedeki karşılığını merak ediyorum, merak ettiğim kadar ihtiyacım da var tabi bu bilgiye.

tam enseme bi ağrı girdi. öyle kol bacak ağrısı veya boyun tutulması filan gibi de değil. kemikler takılı kalmış gibi(elbette öyle bişey yok, sadece betimliyorum). yani bu uyandığımda falan da yoktu, soğuk bişeyler yedim, masadan kalktım ve bi anda kitlendi. hareket ettirebiliyorum ama belli pozisyonlarda acıtıyor. boynumun tam arkası. sanki bi hareket yapıp kıtlatsam açılacakmış, rahatlıyacakmış gibi bi his veriyo ama denemedim tabi. nedir bu?

süt ve süt ürünlerinin fazla tüketimi, kalsiyum fazlalığından filan böbrek taşı/kumu yapar mı?

doğrudan pc ekranındaki görüntüyü ve pcnin o an verdiği sesleri video olarak kaydeden programları biliyoruz. oyunların gameplay videolarını filan kaydediyolar hani. işte onun sadece ses için olanını istiyorum. görüntü falan değil. yani doğrudan kaydetmesine de gerek yok(kayıt işini ayrı bi yerde yapıcam). sadece sahte bi mikrofon imajı yaratıp sistem seslerini(artık o an mp3 mü çalarım video mu izlerim farketmeden) doğrudan o imaja yönlendirsin. windows xp'de bunun bi ayarı vardı. ama ne yazık ki windows 7 kullanıyorum. audacity ile oluyo filan diyolar(audacity kullanıyorum zaten) ama çözemedim olayı. şu forum sayfasında aynı dertten yakınan bi arkadaş var. son mesajdaki herif olayı çözmüş. ama ben anlayamadım, ingilizcesi iyi olan biri(ya da bu tip teknik konuları hemen kapan) varsa bi yardımcı olsun. link şu:
www.computerforum.com

bu da adamın yönlendirdiği link:
wiki.audacityteam.org

zaten bu işi bilen biri varsa tabi kimseyi de yormamış olurum. teşekkürler şimdiden.

zipli klasöre nasıl şifre koyarım?

şimdi ben "şöyle bi şarkı vardı.." filan demiycem. progressive/psychedelic rock ve ilişkili türlerden dinleyen arkadaşlar, bu türe ait ve aynı zamanda doğu-hint-arap tandanslı(daha çok şu sahra çölü sahnelerine falan fon olan müzikler tadında) synth/hammond/mellotron/yaylı partisyonları içeren bildiğiniz şarkıları alayım. misalen hawkwind'in hassan i sahba'sı, led zeppelin'in kashmir'i, eloy'un plastic girl'ü falan gibi. (65-75 arası tarihlerden olması daha bi makbul olur, yüzsüzlük gibi olmazsa(yok yok tarih sınırı olmasın vazgeçtim))

muhtemelen 80lerden. 5 (3 falansa da şaşırmam) farklı küçük hikayeyi anlatıyo. pulp fiction falan gibi değil. hikayeleri tek tek kısa film gibi arka arkaya dizmişler. alakasız hikayeler yani. hepsi bi nebze sürreal hikayeler. birinde herif durmadan kendisini azarlayan karısından bıkıyodu, kumandayı(yeni tv kumandasını) kadına tutup mute ediyodu filan. zaplıyodu kadını vesaire. hatta sonradan click diye bundan çalıntı bi film çıktı, neyse. bir diğerinde insani duyguları temsil eden karakterler vardı. kibir, nefret ya da ona benzer kötü bi hissi insanlara veren bi herif(melek ya da onun gibi bişey ama normal insan gibi dolaşıyo) bi gemide mi ne güzel bi kızla tanışıyo, aşık oluyolar, kız çat diye "aşk" çıkıyo filan. hatta herif kötü bi duyguyu temsil ettiği için ayrılmak istiyodu filan. diğer hikayeler aklıma gelmiyor ama ilk izlediğimde hakkında okumuştum filmin(sözlüktei imdbde filan) ünlü bi yönetmenin mi yazarın mı ne filmiydi ya da filmi çeken/yazan herifler kalabalıktı ve onlardan biri bahsettiğim gibi ünlü bi yazar yahut yönetmen filandı. ismini hatırlayan(büyük ihtimalle 5 stories falan gibi basit bişey çıkıcak) varsa buyursun.

bi film izlemiştim, 90 sonlarında izlediğimi sanıyorum. film 80lerde çekilmiş de olabilir. komedi olsa gerek, absürt bişey. tek bi sahnesini hatırlıyorum. bi herif var, frankenştaynımsı ya da ölüyken diriltilmiş ya da kafası iyi ya da cyborg gibi bişeydi sanki. kafasında anten olabilir ve/veya elinde bi teyp olabilir. kesin olan şey müzik dinlediği, müzik eşliğinde dansederek(ya da belli bi ritmle aksayarak) yürüdüğü. ama durmadan bu şekilde yürüdüğü. denize doğru aynı şekilde devam ettiği. ve nihayetinde denizin tabanına basarak iyice diplerde aynı müzikle yürümeye devam ettiği. sahne bu. filmi hatırlayan varsa adını rica edeceğim:)

aslında cevabından çok bilmecenin nerede geçtiğini merak ediyorum. bi arkadaşım türkçe olarak bana sordu. ve bence orjinali yabancı bir şarkı(eski olsa gerek) yahut bir filmden bir lirik/replik. yani benim bilip bilmediğimi yokladı. bilmediğimi de söyledim fakat, bildiğimi bilmediğim bişeyse(yani bu bilmece bildiğim bir film ya da şarkıda geçiyor ise) kötü olacak. neyse. işte o bilmece.

"merhaba ben boş zamanlarımda insanların balkonlarına astığı çamaşırları çalıyorum. bil bakalım ben kimim"

hollywood filmiydi. amerikada, siyahilerin dışlandığı dönemlerde geçiyodu film. evli bi kadın var. kendisi beyaz. siyahi bi adamla arkadaşlık ediyo. kocası falan pek hoşlanmıyo tabi durumdan. filmin sonuna doğru kadının kocası başka bi adama aşık olup kadını bi telefonla bırakıyodu, kadın da siyah arkadaşına gidip sırnaşıyor fakar aradığını bulamıyordu. tam burda bitmişti film. her neyse.

90'larda izlediğimi sanıyorum filmi. bi aile var. baş karakter ailenin küçük erkek çocuğu. 8-10 yaşlarında falan. deniz kıyısında bir yere gidiyorlar. ailenin babası kopmuş bi öküz kafasına halat bağlayıp denizden müren(yılan gibi uzun bi balık) avlıyordu. çocuğun annesi ile babası hiç anlaşamıyordu. kadın deniz ürünlerinden tiksiniyordu sanırım. adam kadına müreni zorla yedirmişti. bunu takiben kadın kendini bi odaya kiliyleyip(oğlu ağlayarak ve annesine haykırarak kapıyı yumruklarken) konserve balık yiyerek intihar ediyordu! akabinde herif 18 yaşlarında bi çıtırla evleniyodu. yaz tatilinde evin o küçük çocuğu ile genç cici annesi takılıyolardı. sahildeki soyunma kabininde çocuk küçük paketlerde satılan toz halindeki şekerlemelerden eline döküp üzesine tükürüp parmağıyla karıştırdıktan sonra bu kıza sunuyordu, kız da bulamaç halini alan karışımı zevkle yutuyodu filan. bi gün bunu yaparken babasına yakalandı. evden kaçtı sanırım. 2. dünya savaşını andıran bi ortama daldı çocuk. şehre bombalar falan yağıyo. derken kendi boylarında fakat 30-40 yaşlarında bi cüce kadınla tanışıyo. kadın kırmızı havalı bi kıyafet giyiyordu. ve bunlar aşk yaşıyorlardı! çocuk orayı terketmeden önce veda sahneleri vardı, askerlerden falan saklanmak için ikisi bi sosisli arabası ya da ona benzer bir şeyin altına saklanmıştı sanırım, orada öpüştüler(evet ağzından öptü). hepsi bu. bu anlattıklarımdan 2 film çıkarsa şaşırmam. hatırlayan olursa yazsın, senelerdir içime dert oldu.