Yoksa herkes ayrı ayrı mı yiyor?
Hayatı zaten dünya yansa umrumda olmaz rahatlığı ile yaşıyordum. Daha genç yaşta birisi ölmüş, ilişkim bitmiş, yaşadığım yer değişmiş gibi falanca olaylara alışmıştım gayet sıradanlaşmıştı tepkilerim. Duygusal bir insan olmama rağmen ruhsuzlaştığımı hissediyorum.
Kolay kolay sinirlenmem, bir yanlış veya rezillik yapmaya korkmam ama çoğu zaman da sorumluluklardan kaçarım. Önüme gelince yaparım onda bir sıkıntım yok fakat rahatlığa meyilliyim.
Hayatım üniversiteye yıllarına kadar tek bir memur çocuğu olarak genel olarak sorunsuz geçti (tabii ki travmalarım oldu ama çoğu türk gencine göre diyelim).
Pek aile memnuniyetsizliği, ortam memnuniyetsizliği veya ekonomik memnuniyetsizlik yaşamadığım için bulunduğum ortamdan sıyrılmalıyım diye bir gayretim olmadı.
Bazı insanları bunun etkilediğini düşünüyorum zira çevremdeki çoğu başarılı insan böyle. Bana mı denk geldi bilmiyorum.
Ama şunu da anlamam mesela doğumundan beri zaten her şeylere rahatlıkla ulaşabilen insanlar bir yerlere gelmek için çabalama motivasyonunu nasıl buluyorlar?
Benim en son bir şeyler için çaba harcadığımı hatırladığım 2 dönem var. İlki lise zamanlarında staj yaptığım yerlerdeki ortamların leşliği ve varoşluğundan, çevremi daha kaliteli insanlarla doldurmalıyım diyerek çok iyi bir üniversite veya bir mühendislik dalını kazanmalıyım yoksa halim bu insanlar arasında ölüp gitmek olacak dedikten sonra ki sınava ve okul derslerime çalışma gayretim.
Sonra mühendislik bitti ve ezbere dayalı sistemimizin istediğini verdim, notlarım iyi olsa da çıkınca çok da uzman bir halde değildim. Yine de güzel büyük bir kurumsal firmada işe başladım.
İlk işe başladığım zamanlar hızlı bir öğrenme gayretim ve motivasyonum vardı. 2. çabamı burada verdim fakat sonra ortamların ve muhabbetlerin çok da farklı olmadığını, kölelik düzeninin değişmediğini ve yükseldikçe şaşalı titlelar ve rakamların büyüsü ile hayatın daha fazla sömürülmesi gerçeği ile yüzleşince duruldum.
Çevremde 35 yaş üstü insanlar ve aynı alanımdan kimsenin olmayışının da etkisi ile yalnız kaldım, sektörde biraz geri düştüm. Tek başına evimde oturup kendi kendime yazılım yapayım diyen bir insan da olmadığım için ilerleyemedim.
Çabalamak için bir hedefim yokmuş meğer geçenlerde bu boş vermişliğimi görünce eşim sordu bir hayalin, hedefin var mı diye :D Uzun uzun düşündüm yok dedim.
Ortalama bir insan ömrü ne ise yaşayıp öleceğiz işte. Düzgün bir insan olarak, kimseye zarar vermeden yanındaki insana destek vererek, sevgini paylaşarak, belki yeni nesiller yetiştirerek göçüp gideceğiz.
Bunun için ha bir tatil yerinde yaşamışız, ha köyde yaşamışız, ha yurt dışında.. aman aman bir fark olduğunu zannetmiyorum. İnsanın tüm güzellikleri kendisinin yarattığını, mutluluğun insanin kafasında bittiğini düşünüyorum. Mesela babam okumuş etmiş istanbulu, ingiltereyi görmüş bir insan olarak onun mutlu olduğu yer yeşillikler içinde yaşadığı, çok insanın olmadığı köyüdür.
Sürekli elde olmayanı düşleyerek umutsuzluğa kapılmak saçma geliyor. Passat a binerken bentley im niye yok onun için çabalayayım diyen bir insanın ona sahip olduğunda neden özel uçağım yok diyeceğini ve yine huzursuzluğa mutsuzluğa ve hırsa kapılacağını biliyorum. Bu koşuşturmaca bana mantıklı gelmiyor.
Ben elimdekilerle mutlu olabiliyorum. Elimdekiler ne ise bir şekilde onların şeklini alabiliyorum. Hiç bir zaman lüks hayatlara özenmedim. Ki gördüm de, içlerinde yaşadım da. İngiltere ve hollandayı da bir kaç ay deneyimledim ama ı ıh. Dünyada bir yer işte hepsi.
Tek özendiğim şey mutlu ve huzurlu bir hayat. Çok paraların döndüğü hayatlar = mutluluk diye bir denklemin olmadığını hepimiz biliyoruz.
Şimdi böyle bir dünyada oturup düşününce tek hedef yurt dışında yaşalım en azından insana değer daha fazla diyebiliyoruz.
Bunun için bu yaşa kadar öğrenemediğimiz, üstüne yoğunlaşamadığımız, yoğunlaştıkça sıkıldığımız ingilizceyi eşim de ben de bir türlü halledemiyoruz.
Mesela bana diyor ama onun kendince daha lüks bir hayat veya dünyayı gezebileceği bir ekonomik güçlülük gibi bir hedefleri var fakat o da tam motivasyon ile çalışamıyor.
Ben zaten yanımdaki insanın sıkıntılı ruh haline girmesinden zerre mutlu olmuyorum onun bu huzursuzluğu beni geriyor ki uzun süreli gerilmeleri hiç sevmem.
İkimizin de mesleği var fakat şu hedef koyma işlerini nasıl çözebilim? Koydum diyelim o hırsa nasıl kavuşacağım? Bazı arkadaşlarım dil öğrenip yurt dışına gittiler bazıları türkiyede dolarla para kazanıyorlar. Oh ya ne güzel keşke ben de öğrenseydim diyorum ama aman ya bir şekilde yaşayıp gidiyoruz işte deyip salıyorum kendimi.
Mala mülke de hevesli değilim. İnsanların bir şeyleri gördüğü zaman ihtiyaç hissetmesi gibi bir huyu var. Görmese aslında elindekilerle mutlu olabilecek bir sürü insan olmasına rağmen gördükçe sürekli bir eksiklik hissediyor. Ben hissetmiyorum. Çünkü eksik hissetmek istedikten sonra her türlü seviyede hissedebilirsiniz bunun bir sonu yok ki.
Ne yapacağım bilmiyorum o yüzden.
27 E
Kolay kolay sinirlenmem, bir yanlış veya rezillik yapmaya korkmam ama çoğu zaman da sorumluluklardan kaçarım. Önüme gelince yaparım onda bir sıkıntım yok fakat rahatlığa meyilliyim.
Hayatım üniversiteye yıllarına kadar tek bir memur çocuğu olarak genel olarak sorunsuz geçti (tabii ki travmalarım oldu ama çoğu türk gencine göre diyelim).
Pek aile memnuniyetsizliği, ortam memnuniyetsizliği veya ekonomik memnuniyetsizlik yaşamadığım için bulunduğum ortamdan sıyrılmalıyım diye bir gayretim olmadı.
Bazı insanları bunun etkilediğini düşünüyorum zira çevremdeki çoğu başarılı insan böyle. Bana mı denk geldi bilmiyorum.
Ama şunu da anlamam mesela doğumundan beri zaten her şeylere rahatlıkla ulaşabilen insanlar bir yerlere gelmek için çabalama motivasyonunu nasıl buluyorlar?
Benim en son bir şeyler için çaba harcadığımı hatırladığım 2 dönem var. İlki lise zamanlarında staj yaptığım yerlerdeki ortamların leşliği ve varoşluğundan, çevremi daha kaliteli insanlarla doldurmalıyım diyerek çok iyi bir üniversite veya bir mühendislik dalını kazanmalıyım yoksa halim bu insanlar arasında ölüp gitmek olacak dedikten sonra ki sınava ve okul derslerime çalışma gayretim.
Sonra mühendislik bitti ve ezbere dayalı sistemimizin istediğini verdim, notlarım iyi olsa da çıkınca çok da uzman bir halde değildim. Yine de güzel büyük bir kurumsal firmada işe başladım.
İlk işe başladığım zamanlar hızlı bir öğrenme gayretim ve motivasyonum vardı. 2. çabamı burada verdim fakat sonra ortamların ve muhabbetlerin çok da farklı olmadığını, kölelik düzeninin değişmediğini ve yükseldikçe şaşalı titlelar ve rakamların büyüsü ile hayatın daha fazla sömürülmesi gerçeği ile yüzleşince duruldum.
Çevremde 35 yaş üstü insanlar ve aynı alanımdan kimsenin olmayışının da etkisi ile yalnız kaldım, sektörde biraz geri düştüm. Tek başına evimde oturup kendi kendime yazılım yapayım diyen bir insan da olmadığım için ilerleyemedim.
Çabalamak için bir hedefim yokmuş meğer geçenlerde bu boş vermişliğimi görünce eşim sordu bir hayalin, hedefin var mı diye :D Uzun uzun düşündüm yok dedim.
Ortalama bir insan ömrü ne ise yaşayıp öleceğiz işte. Düzgün bir insan olarak, kimseye zarar vermeden yanındaki insana destek vererek, sevgini paylaşarak, belki yeni nesiller yetiştirerek göçüp gideceğiz.
Bunun için ha bir tatil yerinde yaşamışız, ha köyde yaşamışız, ha yurt dışında.. aman aman bir fark olduğunu zannetmiyorum. İnsanın tüm güzellikleri kendisinin yarattığını, mutluluğun insanin kafasında bittiğini düşünüyorum. Mesela babam okumuş etmiş istanbulu, ingiltereyi görmüş bir insan olarak onun mutlu olduğu yer yeşillikler içinde yaşadığı, çok insanın olmadığı köyüdür.
Sürekli elde olmayanı düşleyerek umutsuzluğa kapılmak saçma geliyor. Passat a binerken bentley im niye yok onun için çabalayayım diyen bir insanın ona sahip olduğunda neden özel uçağım yok diyeceğini ve yine huzursuzluğa mutsuzluğa ve hırsa kapılacağını biliyorum. Bu koşuşturmaca bana mantıklı gelmiyor.
Ben elimdekilerle mutlu olabiliyorum. Elimdekiler ne ise bir şekilde onların şeklini alabiliyorum. Hiç bir zaman lüks hayatlara özenmedim. Ki gördüm de, içlerinde yaşadım da. İngiltere ve hollandayı da bir kaç ay deneyimledim ama ı ıh. Dünyada bir yer işte hepsi.
Tek özendiğim şey mutlu ve huzurlu bir hayat. Çok paraların döndüğü hayatlar = mutluluk diye bir denklemin olmadığını hepimiz biliyoruz.
Şimdi böyle bir dünyada oturup düşününce tek hedef yurt dışında yaşalım en azından insana değer daha fazla diyebiliyoruz.
Bunun için bu yaşa kadar öğrenemediğimiz, üstüne yoğunlaşamadığımız, yoğunlaştıkça sıkıldığımız ingilizceyi eşim de ben de bir türlü halledemiyoruz.
Mesela bana diyor ama onun kendince daha lüks bir hayat veya dünyayı gezebileceği bir ekonomik güçlülük gibi bir hedefleri var fakat o da tam motivasyon ile çalışamıyor.
Ben zaten yanımdaki insanın sıkıntılı ruh haline girmesinden zerre mutlu olmuyorum onun bu huzursuzluğu beni geriyor ki uzun süreli gerilmeleri hiç sevmem.
İkimizin de mesleği var fakat şu hedef koyma işlerini nasıl çözebilim? Koydum diyelim o hırsa nasıl kavuşacağım? Bazı arkadaşlarım dil öğrenip yurt dışına gittiler bazıları türkiyede dolarla para kazanıyorlar. Oh ya ne güzel keşke ben de öğrenseydim diyorum ama aman ya bir şekilde yaşayıp gidiyoruz işte deyip salıyorum kendimi.
Mala mülke de hevesli değilim. İnsanların bir şeyleri gördüğü zaman ihtiyaç hissetmesi gibi bir huyu var. Görmese aslında elindekilerle mutlu olabilecek bir sürü insan olmasına rağmen gördükçe sürekli bir eksiklik hissediyor. Ben hissetmiyorum. Çünkü eksik hissetmek istedikten sonra her türlü seviyede hissedebilirsiniz bunun bir sonu yok ki.
Ne yapacağım bilmiyorum o yüzden.
27 E
Ekim ortası tatil için Antalya tarafında otel bakıyorum. Ancak daha önce hiç bu tarz bir tatil biri olarak ödeme kısmının nasıl olduğunu bilmiyorum.
Şİmdi ben gözüme bir otel kestirdim ve rezervasyon yaptırmak istiyorum diyelim, 5 gecelik fiyatı da 10bin lira.
Şu an rezervasyon yaparken bu 10bin lirayı direkt veriyor muyum, yoksa bir kısmını otele gidince mi veriyorum?
Sistem tam olarak nasıl çalışıyor bu noktada?
Şİmdi ben gözüme bir otel kestirdim ve rezervasyon yaptırmak istiyorum diyelim, 5 gecelik fiyatı da 10bin lira.
Şu an rezervasyon yaparken bu 10bin lirayı direkt veriyor muyum, yoksa bir kısmını otele gidince mi veriyorum?
Sistem tam olarak nasıl çalışıyor bu noktada?
Akşam için Fenerbahçe’ye plan yapmıştık ama maç varmış, akşam orda kutlama falan yapılır mı? Sıkıntı olur mu? Acemi şöförüm de korktum biraz içip makaslı falan şov yaparlar mı diye :(
profesyonel şekilde bişeyler paylaşmak ve düzenlemek için hangi uygulamalar ve tekniklere bakmamız gerekiyor? şu an canva'da, freepik'ten alınan vektörler ile ayarlıyoruz ama inanılmaz uğraştırıcı oluyor, uygun bir arkaplan rengiydi, sürekli bişeyleri bir yerlerden getir götürdü derken.
bunun daha pratik yolu var mı acaba? bir uygulama olur ya da başka bir şey?
bunun daha pratik yolu var mı acaba? bir uygulama olur ya da başka bir şey?
karpal tünel sendromundan muzdaribim, bas gitar çalıyorum ama bileklerim daha kötü oluyor o yüzden müzikten uzaklaştım, boksla ilgileniyordum o da iyi gelmiyor artık bileklere.
fitness sıkıcı, yogada da gülesim geliyor. ne yapsam acaba?
fitness sıkıcı, yogada da gülesim geliyor. ne yapsam acaba?
Enpara uygulamasına girerken şifre soruyor malum. Birkaç ay önce yeni şifre girmemi istemişti durduk yere. Üzerinde çok durmayıp yeni şifre girdim bu zamana kadar da bu şifreyle giriş yaptım. Şimdi yine aynı durumla karşılaşınca bunun arkasındaki mantığı merak ettim. Zaten rahatça aklıma gelen bir şifre koymuşum, sen bu şifreyi değiştirmeye zorlayıp niye müşterine zorluk çıkarmak isteyebilirsin ki?
> Daha önce kullandığım şifreyi kabul etmiyor.
> "Ben bu şifreyi kullanmaya devam etmek istiyorum" veya "daha sonra hatırlat" gibi bir opsiyon yok. Kesinlikle değiştirmek zorundasın giriş yapmak için.
> Daha önce kullandığım şifreyi kabul etmiyor.
> "Ben bu şifreyi kullanmaya devam etmek istiyorum" veya "daha sonra hatırlat" gibi bir opsiyon yok. Kesinlikle değiştirmek zorundasın giriş yapmak için.
Selamlar, rakı, cin-tonik içerken sorun yok da son 3 seferdir 2 bira içip 2 shot bir şey atınca (en son viski shot yaptım) aşırı etkilenmeye başladım, daha önce hiç böyle olmazdı. Gece geldim çıkardım; hala ağzımda iğrenç bir tat var sigara bile içirtmiyor. Sebebini anlamadım, daha önceleri böyle olmadığı için neyin etki edebileceğini merak ettim.
Sabah 10.00'dan beri yapıyorlar. Pencereler kapalı ama gürültüden ders yapamıyoruz. İşkence. İlçe belediyesini aradık yasak değil dediler. Ben yasak diye biliyordum. Doğrusu nedir?
Taahhütümün süresi dün bitmiş. Aboneliğimi tamamen iptal etmek istiyorum. E-devlet üzerinden yapılabilen bir şey mi bu yoksa müşteri hizmetlerini mi aramam gerekiyor?
Teşekkürler
Teşekkürler
Haftalık yemek hazırlayanınız var mı? Ya da bir akşam öncesinden ertesi gün işe okula götürmelik yemek hazırlıyor musunuz?
Bir süredir sıkı bir diyet yapıyoruz eşimle. Şimdi ofiste öğlen vakti gittiğimiz ev yemekleri yapan mekan ile anlaşmamız bitti. Eh multineti de fast fooda harcayıp diyeti bozmak istemiyoruz.
Dedik ki akşam yemeklerimizi biraz fazla hazırlayalım, öğlen de götürelim. Ancak mikrodalga bile nasıl kullanılır hiçbir fikrimiz yok. Veya hangi yemek ertesi gün de bozulmadan kalır bilmiyoruz. Genelde hep küçük porsiyonlar hazırlayıp anında bitirdiğimiz için dolaba kaldırma kültürümüz olmadı hiç, cahil kaldık.
Bu konuda ipuçlarınız, tarifleriniz vb. varsa ve bizimle paylaşabilirseniz süper olur.
Bir süredir sıkı bir diyet yapıyoruz eşimle. Şimdi ofiste öğlen vakti gittiğimiz ev yemekleri yapan mekan ile anlaşmamız bitti. Eh multineti de fast fooda harcayıp diyeti bozmak istemiyoruz.
Dedik ki akşam yemeklerimizi biraz fazla hazırlayalım, öğlen de götürelim. Ancak mikrodalga bile nasıl kullanılır hiçbir fikrimiz yok. Veya hangi yemek ertesi gün de bozulmadan kalır bilmiyoruz. Genelde hep küçük porsiyonlar hazırlayıp anında bitirdiğimiz için dolaba kaldırma kültürümüz olmadı hiç, cahil kaldık.
Bu konuda ipuçlarınız, tarifleriniz vb. varsa ve bizimle paylaşabilirseniz süper olur.
Arkadaşlar 1 litrelik savoy marka viski aldım 250 liraya. Bulgaristan viskisi. Şişe falan gayet orijinal görünüyor ama Bulgaristan 'da yaşayan bir arkadaşım savoy'un Bulgaristan 'da yaklaşık 250 liraya satıldığını ve İstanbul'da tekel bayinin bana 250 liraya satmasının imkansız olduğunu bana satılan viskinin sahte olma ihtimalinin yüksek söyledi. Aranızda mutlaka Bulgaristan fiyatlarını bilen veya şişe resmini görünce orijinal olup olmadığını anlayacak dostlar vardır. Durduk yere kör olmak istemiyorum.
Saygılarımla.
Saygılarımla.
Ne kadar süre önce ev sahibine haber vermek gerekiyor? Yasal bir süresi var mı? Ev sahibi kontratın var çıkamazsın diyebilir mi?
Var mı? Otomatik ve temiz tabii ki. Hangi marka model hakkında araştırmalarımı yoğunlaştırman doğru olur? Clio mu?
Merhaba
Ufak bir miktar TL cinsinden para gelecek. Bu paraya şu an için ihtiyaç yok.
Nerede nasıl değerlendirmeli?
Gram altın? Dolar? Euro? (Ayrıca Fiziksel mi, banka hesabı mı?)
Ufak bir miktar TL cinsinden para gelecek. Bu paraya şu an için ihtiyaç yok.
Nerede nasıl değerlendirmeli?
Gram altın? Dolar? Euro? (Ayrıca Fiziksel mi, banka hesabı mı?)
Merhabalar
Dün nestle ile yazdığım entry debe olmuş. Bir yazar bu entry'den sağlam dava yiyeceğimi belirtmiş mesaj ile. Ne dersiniz?
eksisozluk.com
Dün nestle ile yazdığım entry debe olmuş. Bir yazar bu entry'den sağlam dava yiyeceğimi belirtmiş mesaj ile. Ne dersiniz?
eksisozluk.com
Mutfağa 32" Led TV arayışındayım
yirmibesonbes #1537310
smart android tv ne alsam sizce
piyasada avox axen onvo gibi markalar var, bunları almak mantıklı olur mu?
kredi kartına 12 taksit almayı düşünüyorum
ikinci el konusunda da açığım varsa ilgilenen dm atabilir
piyasada avox axen onvo gibi markalar var, bunları almak mantıklı olur mu?
kredi kartına 12 taksit almayı düşünüyorum
ikinci el konusunda da açığım varsa ilgilenen dm atabilir
istanbul'da 1 günlük yer lazım. aslında 5-6 saat. çok kötü bir yer olmasın. verimli 4-5 saat gerekli.
baktığımda 50-60 dolar civarı fiyatlar var. otel de olur kalabileceğim. ama onların da günlüğü o fiyat gibi.
anadolu avrupa fark etmez. bildiğiniz tavsiye ettiğiniz yer var mı?
baktığımda 50-60 dolar civarı fiyatlar var. otel de olur kalabileceğim. ama onların da günlüğü o fiyat gibi.
anadolu avrupa fark etmez. bildiğiniz tavsiye ettiğiniz yer var mı?
her ne olumsuz olay yaşasam istisnası olmadan benim karşımdaki şeyi savunuyor. yani bir gün dışarıda yürürken saldırıya uğrasam ve ölümün kıyısından dönecek olsam “haklılar tabii. oradan yürümeyecektin. saldırırlar tabii, hata sende.” der. her zaman böyle. neden böyle davranıyorsun dediğimde de gerçekleri dile getirdiğini, doğruları konuşmak gerektiğini söylüyor ama durum öyle değil. aynısını babama karşı da yapıyor. devamlı eleştiri. devamlı başkasını haklı görme.
eşimin annesi tam tersi mesela; o da çocukları ne yapsa daimi çocuklarının savunucusu. çocuğu birini öldürse “sor bakalım neden öldürmüştür, mutlaka nedeni vardır ki öldürülen öldürülmeyi hak etmiştir” kafasında. tamam hadi bunu bir nebze anlayabiliyorum ama anneminkini asla anlamıyorum.
beni aşırı yoruyor ve soğutuyor.
eşimin annesi tam tersi mesela; o da çocukları ne yapsa daimi çocuklarının savunucusu. çocuğu birini öldürse “sor bakalım neden öldürmüştür, mutlaka nedeni vardır ki öldürülen öldürülmeyi hak etmiştir” kafasında. tamam hadi bunu bir nebze anlayabiliyorum ama anneminkini asla anlamıyorum.
beni aşırı yoruyor ve soğutuyor.
sodexo günlük 100 lira, akbili şirket dolduruyor her ay abonman. para biriktiren dostlar bir ayda kaç tl gidiyor ortalama? özellikle hesabını tek başına tutanlar
.. kediyi ilacı sıktığım odaya salabilirim :) bilgisi olan var mı?
Arkadaşlar merhaba
araç konusunda tecrübeli birilerinden fikir almak istiyorum.
hali hazırda 2017 model 3008 kullanıyorum, kullandığım aracı satmak için girişimlere başladım ve yeni araba arayışındayım.
seçenekler;
1) tiguan 1.5 benzinli elegance dsg:
yakıt tüketimi biraz fazla, ama çok da zorlayacak gibi değil. hali hazırdaki aracım dizel ve 100 km ortalaması 2-3 litre kadar daha düşük. fakat dizel yakıt yaklaşık 3-4 tl daha pahalı, ilave olarak bakım masraflarını, ilk alımdaki fiyat farkını falan düşününce benzin zorlamaz gibi, tiguanda bu rakam yaklaşık 10 lt/ 100 km.
0 km almayı düşünüyorum bu arada, liste fiyatı 1137 tl. doğuş'ta yönetici bir arkadaşım var tedarik ve fiyat konusunda yardımcı olacak gibi.
artıları:
konfor, satmak istediğimde satış hızı, değer kaybetmemesi vs.
eksileri:
dsg şanzıman. fakat birçok kişi artık yeni nesillerde bu sorunun çözüldüğünü iletiyor.
güvenlik paketi (kör nokta, şeritte tutma, otomatik ani fren, adaptive hız kontrol vs olmaması. beni en çok düşündüren şey bu, 1 milyondan fazla para verecğeim ve güncel teknolojiye sahip olsun istiyorum arabam. bu özellikleri ekstra olarak ekletmem mümkün değil zira sipariş üzerine araba gelmiyor, ne gelirse şansına.
2) hyundai tuscon:
elite plus paketinin 2. eli (6 bin km vs civarı) tiguan'ın elegance paketinin sıfırı ile neredeyse aynı.
artıları:
4x4 ama kilitli diferansiyel yol. 4x4 olması bir şey ifade etmiyor.
gırtlak dolu: ön koltuk soğutması, arka koltuk ısıtması ve tiguan'da eksik olan güvenlik donanumlarının hepsine sahip. bu özellikleri de test ettim bu arada gerçekten etkileyici.
genişlik ve iç hacim olarak beklentilerimi karşılayacak.
eksileri:
2-3 yıla kalmadan yıpranacak, sağından solundan ses gelmeye başlayacak, o kadar çok elektronik aksam sıkıntı vermeye başlayacak. ayrıca sıfırına bütçem yetmiyor, 2. el alacağım mecbur.
yakıt tüketimi konusunda fikrim yok.
2) subaru xv:
artıları:
sürekli 4x4, diferansiyel kilidi vs, hem yol tutuş, hem arazi, hem kar yağmur çamur falan bana mısın demez.
bahsettiğim otonom güvenlik unsurlarının tamamına hatta muhteşemine sahip.
sıfırı dahi oldukça ucuz. bütçem rahatlıkla karşılayacak.
eksileri:
arabanın motoru yeterli değil, haliyle hızlanması vs kötü.
hacim oldukça küçük.
servis ağı yetersiz, satarken elden çıkarmak zor.
ses yalıtımı yeterince iyi değil.
3) qashqai, kuga, sportage,
hiç beğenmiyorum.
4) 3008: hali hazırda kullandığım için hem farklı marka kullanmak istiyorum hem de uzun süreli kullanımda yıpranmasından dolayı memnun değilim.
5) arteca: tipini pek beğenmediğim için özelliklerine bakmadım. eğer dediğim güvenlik unsurları varsa ve fiyat tiguan civarıysa düşünebilirim. bi ara bakacağım.
6) yukardakilerden daha küçük araçlar, 2008, trock, hrv gibi araçlar boyuttan dolayı seçenek dışı.
7) yüksek km ve eski model araç premium marka olsa dahi istemiyorum.
tahmin edeceğiniz üzere sadece suv düşünüyorum. 3 kişilik ve +1 köpekli aile olduğum için, ilave olarak karavan falan da almayı düşünüyorum. daha küçük araba istemiyorum. bagaj ve arka diz mesafesi, yükseklik vs çok önemli.
bütçem de maksimum 1.100.000 tl.
aslında en çok hybrid araba istiyorum, hatta volvo xc40 plug in hybrid efsane istiyorum ama bütçem malesef uygun değil.
tüm bu bilgilere göre bana fikir verir misiniz. olumlu olumsuz her türlü fikre açığım.
teşekkürler.
araç konusunda tecrübeli birilerinden fikir almak istiyorum.
hali hazırda 2017 model 3008 kullanıyorum, kullandığım aracı satmak için girişimlere başladım ve yeni araba arayışındayım.
seçenekler;
1) tiguan 1.5 benzinli elegance dsg:
yakıt tüketimi biraz fazla, ama çok da zorlayacak gibi değil. hali hazırdaki aracım dizel ve 100 km ortalaması 2-3 litre kadar daha düşük. fakat dizel yakıt yaklaşık 3-4 tl daha pahalı, ilave olarak bakım masraflarını, ilk alımdaki fiyat farkını falan düşününce benzin zorlamaz gibi, tiguanda bu rakam yaklaşık 10 lt/ 100 km.
0 km almayı düşünüyorum bu arada, liste fiyatı 1137 tl. doğuş'ta yönetici bir arkadaşım var tedarik ve fiyat konusunda yardımcı olacak gibi.
artıları:
konfor, satmak istediğimde satış hızı, değer kaybetmemesi vs.
eksileri:
dsg şanzıman. fakat birçok kişi artık yeni nesillerde bu sorunun çözüldüğünü iletiyor.
güvenlik paketi (kör nokta, şeritte tutma, otomatik ani fren, adaptive hız kontrol vs olmaması. beni en çok düşündüren şey bu, 1 milyondan fazla para verecğeim ve güncel teknolojiye sahip olsun istiyorum arabam. bu özellikleri ekstra olarak ekletmem mümkün değil zira sipariş üzerine araba gelmiyor, ne gelirse şansına.
2) hyundai tuscon:
elite plus paketinin 2. eli (6 bin km vs civarı) tiguan'ın elegance paketinin sıfırı ile neredeyse aynı.
artıları:
4x4 ama kilitli diferansiyel yol. 4x4 olması bir şey ifade etmiyor.
gırtlak dolu: ön koltuk soğutması, arka koltuk ısıtması ve tiguan'da eksik olan güvenlik donanumlarının hepsine sahip. bu özellikleri de test ettim bu arada gerçekten etkileyici.
genişlik ve iç hacim olarak beklentilerimi karşılayacak.
eksileri:
2-3 yıla kalmadan yıpranacak, sağından solundan ses gelmeye başlayacak, o kadar çok elektronik aksam sıkıntı vermeye başlayacak. ayrıca sıfırına bütçem yetmiyor, 2. el alacağım mecbur.
yakıt tüketimi konusunda fikrim yok.
2) subaru xv:
artıları:
sürekli 4x4, diferansiyel kilidi vs, hem yol tutuş, hem arazi, hem kar yağmur çamur falan bana mısın demez.
bahsettiğim otonom güvenlik unsurlarının tamamına hatta muhteşemine sahip.
sıfırı dahi oldukça ucuz. bütçem rahatlıkla karşılayacak.
eksileri:
arabanın motoru yeterli değil, haliyle hızlanması vs kötü.
hacim oldukça küçük.
servis ağı yetersiz, satarken elden çıkarmak zor.
ses yalıtımı yeterince iyi değil.
3) qashqai, kuga, sportage,
hiç beğenmiyorum.
4) 3008: hali hazırda kullandığım için hem farklı marka kullanmak istiyorum hem de uzun süreli kullanımda yıpranmasından dolayı memnun değilim.
5) arteca: tipini pek beğenmediğim için özelliklerine bakmadım. eğer dediğim güvenlik unsurları varsa ve fiyat tiguan civarıysa düşünebilirim. bi ara bakacağım.
6) yukardakilerden daha küçük araçlar, 2008, trock, hrv gibi araçlar boyuttan dolayı seçenek dışı.
7) yüksek km ve eski model araç premium marka olsa dahi istemiyorum.
tahmin edeceğiniz üzere sadece suv düşünüyorum. 3 kişilik ve +1 köpekli aile olduğum için, ilave olarak karavan falan da almayı düşünüyorum. daha küçük araba istemiyorum. bagaj ve arka diz mesafesi, yükseklik vs çok önemli.
bütçem de maksimum 1.100.000 tl.
aslında en çok hybrid araba istiyorum, hatta volvo xc40 plug in hybrid efsane istiyorum ama bütçem malesef uygun değil.
tüm bu bilgilere göre bana fikir verir misiniz. olumlu olumsuz her türlü fikre açığım.
teşekkürler.
Sizce ne yapılması gerekir?
Kendisi başka bir öğretmenin ona kötülük yaptığına inanıyor. Kafayı takmış.
Öyle bir şey yok halbuki.
Sadece ilk dönem garip, saygısız ve tahrik edici davranışlarından ötürü kendisine diğer öğretmen mesafe koymuş ve resmi davranıyor. Kesinlikle konuşmuyor.
Fakat kendisi ders programının, tartıştığı öğretmence değiştirilmeye çalışıldığını düşünüyor. (Öyle bir durum yok)
Okulda bu öğretmenle olan (zihninde yaşadığı problemlerini) kötülük gördüğüne dair inancını tüm öğrencilere, öğretmenlere inandırıcı biçimde yayıyor.
Öğretmene ismini söyleyip, aniden suratına kapıyı kapatma,
güneş gözlüğünün altından tip tip bakma gibi tuhaf çocukça sitemli tepkiler veriyor.
(Öğretmenler odasında herkesin içinde kakam geldi diyen biri öyle düşünün yani)
3.sayfa haberlere konu olmadan önce nasıl bir önlem almak gerekir?
Küçük bir ilçedeyiz. Okul devlet okulu.
Kadına ailesi de bilinçsiz yardımcı olmuyor galiba.
Öğretmenler ve idare durumunun farkında fakat kimse bir şey yapmak istemiyor.
İdare edelim barışın derdindeler.
Fakat saplantı yaptığı öğretmen rahatsız. Kendi güvenliğinden haklı olarak endişe ediyor.
Ortada bir şiddete dönük durum da yokken okulunu değiştirse mi?
(Sınıfta öğrencilere kızıp silgiyi yere fırlatmış, kapıyı idareciye kızıp yüzüne çarpmış biri. İdare de maalesef ki pasif.)
Nasıl bir çözüm en doğrusu olur sizce?
Edit: Psikotik atak değil diyen dostlar psikoloji lisans mezunuyum. Nörolojik psikopatoloji üzerine de sinir bilim yüksek lisans seviyesi bir ders aldım. Hala doktora devam ediyor. Benim teşhisimi sorarsanız ben şizofreni durumu olmadığını anlatılandan tahmin ediyorum. Benim sadece “uzaktan” anlatılan hikayeye göre yorumum tipik bir yetişkin otizmi vakasıdır. Otizmde de yoğun stresli yaşantılarda zaman zaman psikoz atakları olur. Burada gerçek dışı bir saplantılı inanç durumu olduğu, hikayedeki taraf hocanın savunması ve diğer tüm meslektaşların ortak kanaatlerini duyduğum için açık. Herkes anormal bir durum olduğunda okul idaresi dahil mutabık kısacası. Yoksa siz haklısınız.
Kendisi başka bir öğretmenin ona kötülük yaptığına inanıyor. Kafayı takmış.
Öyle bir şey yok halbuki.
Sadece ilk dönem garip, saygısız ve tahrik edici davranışlarından ötürü kendisine diğer öğretmen mesafe koymuş ve resmi davranıyor. Kesinlikle konuşmuyor.
Fakat kendisi ders programının, tartıştığı öğretmence değiştirilmeye çalışıldığını düşünüyor. (Öyle bir durum yok)
Okulda bu öğretmenle olan (zihninde yaşadığı problemlerini) kötülük gördüğüne dair inancını tüm öğrencilere, öğretmenlere inandırıcı biçimde yayıyor.
Öğretmene ismini söyleyip, aniden suratına kapıyı kapatma,
güneş gözlüğünün altından tip tip bakma gibi tuhaf çocukça sitemli tepkiler veriyor.
(Öğretmenler odasında herkesin içinde kakam geldi diyen biri öyle düşünün yani)
3.sayfa haberlere konu olmadan önce nasıl bir önlem almak gerekir?
Küçük bir ilçedeyiz. Okul devlet okulu.
Kadına ailesi de bilinçsiz yardımcı olmuyor galiba.
Öğretmenler ve idare durumunun farkında fakat kimse bir şey yapmak istemiyor.
İdare edelim barışın derdindeler.
Fakat saplantı yaptığı öğretmen rahatsız. Kendi güvenliğinden haklı olarak endişe ediyor.
Ortada bir şiddete dönük durum da yokken okulunu değiştirse mi?
(Sınıfta öğrencilere kızıp silgiyi yere fırlatmış, kapıyı idareciye kızıp yüzüne çarpmış biri. İdare de maalesef ki pasif.)
Nasıl bir çözüm en doğrusu olur sizce?
Edit: Psikotik atak değil diyen dostlar psikoloji lisans mezunuyum. Nörolojik psikopatoloji üzerine de sinir bilim yüksek lisans seviyesi bir ders aldım. Hala doktora devam ediyor. Benim teşhisimi sorarsanız ben şizofreni durumu olmadığını anlatılandan tahmin ediyorum. Benim sadece “uzaktan” anlatılan hikayeye göre yorumum tipik bir yetişkin otizmi vakasıdır. Otizmde de yoğun stresli yaşantılarda zaman zaman psikoz atakları olur. Burada gerçek dışı bir saplantılı inanç durumu olduğu, hikayedeki taraf hocanın savunması ve diğer tüm meslektaşların ortak kanaatlerini duyduğum için açık. Herkes anormal bir durum olduğunda okul idaresi dahil mutabık kısacası. Yoksa siz haklısınız.
Selamlar, genelde ayakkabılarımı reebok, adidas ve nike markalarından tercih ediyordum ama şu an fiyatlar çıldırmış durumda her şeyde olduğu gibi. Siz tercihkerinizi nasıl yapıyorsunuz? Bildiğim markalardan şaşmam diyenlerden misiniz yoksa benim gibi alternatiflere mi yöneliyorsunuz?
Alternatif önerilerinize de açığım.
Alternatif önerilerinize de açığım.
Aslinda tam duvara degil de ahsap bir zemine oldugu yerde farkli yonlere donecek sekilde monte ettirebilir miyim? Yani kolayca saga da donecek sola da. Bu is kime yaptirilir? Elektrikciye mi?? Tahminen kac liraya mal olur? Oneriniz olur mu?
bu davalarda mahkemeden önce uzlaşma aşaması oluyor mu?
diyelim ki uzlaşma var ve uzlaştık, o aşamaya kadar ne kadar harcamış olurum?
diyelim ki uzlaşma var ve uzlaştık, o aşamaya kadar ne kadar harcamış olurum?
Arkadaşlar kompleksli aşağılık duygusuna sahip insanlar dalga geçer bunu biliyoruz peki kendisiyle barışık özgüvenli insanlar neden dalga geçer?Bunun sebebi nedir?Egomuzu neden tatmin eder alay etmek? Güçlü insanlar neden alay ederler?
Merhaba ahali,
Konsolosluklardan alınan pasaport yurtiçinde alınana fonksiyonel olarak tamamen denk midir?
Şöyle açayım: Bir defasında ülkeye girerken pasaport-yüz tanıma makinelerini kullanmıştım ve yine TR pasaportlu bir gurbetçi kullanamamıştı, görevli de yurtdışından alınan pasaportları okumaz demişti.
Eski bir uygulama mıdır, yoksa hala bir fark var mı konsolosluk ve TR'den alınmış pasaportlar arasında, bileniniz var mı?
Konsolosluklardan alınan pasaport yurtiçinde alınana fonksiyonel olarak tamamen denk midir?
Şöyle açayım: Bir defasında ülkeye girerken pasaport-yüz tanıma makinelerini kullanmıştım ve yine TR pasaportlu bir gurbetçi kullanamamıştı, görevli de yurtdışından alınan pasaportları okumaz demişti.
Eski bir uygulama mıdır, yoksa hala bir fark var mı konsolosluk ve TR'den alınmış pasaportlar arasında, bileniniz var mı?
ya arkadaşlarım böyle renk renk çeşit çeşit ekler getiriyordu işte limonlu, kayısılı falan filan bir dünya çeşit getiriyordu
nerede var böyle avrupa yakası beşiktaş civarı ekler satan yer?
çeşit lazım.
nerede var böyle avrupa yakası beşiktaş civarı ekler satan yer?
çeşit lazım.
Sb
İlk kez Kıbrıs’a giden birine öneriler
ms brownstone #1537271
2 hafta sonra çift olarak lefkoşa’ya uçuyoruz ve her türlü öneriye açığım.
3 gün kalacağız ve deniz kum güneş kadar doğası güzel ya da tarihi yerleri de gezmek istiyoruz. Oteli Girne’de mi ayarlamalıyız sizce bu durumda? Deniz için Girne iyi midir ya da neresi iyidir?
Bildiğiniz güzel plajlar ya da nokta atışı oteller varsa onları da duymayı isterim. Teşekkürler şimdiden herkese.
3 gün kalacağız ve deniz kum güneş kadar doğası güzel ya da tarihi yerleri de gezmek istiyoruz. Oteli Girne’de mi ayarlamalıyız sizce bu durumda? Deniz için Girne iyi midir ya da neresi iyidir?
Bildiğiniz güzel plajlar ya da nokta atışı oteller varsa onları da duymayı isterim. Teşekkürler şimdiden herkese.
eşi vefat etmiş bireyin yeterli düzeyde ekonomik özgürlüge erişmesi halinde halen eşinin ekonomi politikasını sürdürmesi doğru mu sizce?
iki kişiyken yarı gerekli bir tasarruf izlerken eşin vefatı sonrası böyle bir ihtiyacı kalmamış kişinin bu durumu sürdürmesinin sebebi ne olabilir?
kişi on birim maaş alırken tasarruf ederek dört birim harcıyor mesela. her türlü ihtiyacını erteliyor. sizce ne düşünüyor?
bu kişiye dışarıdan en az sekiz birim harcıyacaksin diye şart koşmak doğru olur mu sizce?
not: kişi imkanı olduğu halde temel ihtiyaçlarından dahi tasarruf ediyor.
iki kişiyken yarı gerekli bir tasarruf izlerken eşin vefatı sonrası böyle bir ihtiyacı kalmamış kişinin bu durumu sürdürmesinin sebebi ne olabilir?
kişi on birim maaş alırken tasarruf ederek dört birim harcıyor mesela. her türlü ihtiyacını erteliyor. sizce ne düşünüyor?
bu kişiye dışarıdan en az sekiz birim harcıyacaksin diye şart koşmak doğru olur mu sizce?
not: kişi imkanı olduğu halde temel ihtiyaçlarından dahi tasarruf ediyor.
webscraping işi için yardım (ücret karşılığı)
from0tohero #1537261
rızaların, kullanıcı adı ve şifrelerin olduğu bir web sitesinden manuel veri alıyoruz 2 yıldır. ancak bu çok yordu veri sayısı artınca. otomatik yapmak istiyoruz. teklif bekliyorum, buradan veya bilirkisi20@gmail.com adresine.
ayağa kalkınca, koşunca, hızlı hareket edince, efor sarfedince vs oluşan göz kararması için hangi branştan randevu alınır? nöro??
Kısaca anlatayım sevgili duyuru.
Bir iş var, arkadaş aracılığı ile başladım normalde gitmeyeceğim bir yer, yeraltı işletmesi gibi amatör bir yer:) daha 3 gün olmuş başlayalı, izliyorum, yeni olduğum sektör, soru soruyorum falan, medeniyetin yakınından geçmemiş bir patron var, birde sürekli onunla muhattap olmak zorundayım günde defalarca, neyi gördün de telefonda iş öğrendiğim kişiye “bundan olmayacak gibi ya” diyor ben de duydum şans eseri.
Siz olsanız ne yaparsınız? İstifa mı edersiniz? Ben konuşayım arkadaşla ve çıkayım diyorum, böyle mantıkla çalışılmaz.
Bir iş var, arkadaş aracılığı ile başladım normalde gitmeyeceğim bir yer, yeraltı işletmesi gibi amatör bir yer:) daha 3 gün olmuş başlayalı, izliyorum, yeni olduğum sektör, soru soruyorum falan, medeniyetin yakınından geçmemiş bir patron var, birde sürekli onunla muhattap olmak zorundayım günde defalarca, neyi gördün de telefonda iş öğrendiğim kişiye “bundan olmayacak gibi ya” diyor ben de duydum şans eseri.
Siz olsanız ne yaparsınız? İstifa mı edersiniz? Ben konuşayım arkadaşla ve çıkayım diyorum, böyle mantıkla çalışılmaz.
Bir schengen ülkesinden d tipi(uzun dönemli) vize reddi aldım. (polonya). İtirazdan da red geldi. Açıkcası sebebini çok anlamıyorum, normal şartlarda almamam gerekirdi.
Sadece şöyle bir durum var. Daha önce yunanistan vizem varken yunanistan'a geçip yunanistan'dan uçakla polonya'ya gittim arkadaşlarımı ziyaret ettim oradan da Türkiye'ye döndüm. Uçak bileti daha ucuz oluyordu böyle.
İki soru takılıyor kafama:
1-Bu durum vize ihlali sayılıyor mu? Red ondan mıdır?
2-Bu vize reddi için tekrar başvurmayı düşünmüyorum yakın tarihte. Ama turistik amaçlı diğer vize başvurularım olabilir yılbaşında ya da daha sonrasında. Bunlar da bu durumdan etkilenir mi?
Sadece şöyle bir durum var. Daha önce yunanistan vizem varken yunanistan'a geçip yunanistan'dan uçakla polonya'ya gittim arkadaşlarımı ziyaret ettim oradan da Türkiye'ye döndüm. Uçak bileti daha ucuz oluyordu böyle.
İki soru takılıyor kafama:
1-Bu durum vize ihlali sayılıyor mu? Red ondan mıdır?
2-Bu vize reddi için tekrar başvurmayı düşünmüyorum yakın tarihte. Ama turistik amaçlı diğer vize başvurularım olabilir yılbaşında ya da daha sonrasında. Bunlar da bu durumdan etkilenir mi?
Böyle İstanbul Veşiktaş'taki gibi 90, 2000 ve güncel pop hareketli şeyler çalan, vanlı müzik olan Çankaya ilçesi sınırlarında eşimle gidebikeceğim bir bar var mı?
Kendi firmamdan başka bir ürün grubunda daha az operasyonel daha çok stratejik, full remote, daha iyi maaş (yani maaş banti artışı var) teklif geldi.
Ama istemiyorum. Is stratejik olsa da bana şu anki isime oranla önü daha kapali geldi. Altında ekip yok, benim şu an 3 ülkede 8 kişilik satın alma ekibim var.
Ben teklifi mudurlerime söyledim, onlar da ik ile konuştu ve bu hafta karsi teklif getirecekler. Ik dediğine göre aynı maaş bantina gelmem zor ama olabilir (karari onlar vermiyor, daha üst yönetim veriyor). Ik piyasadan maaş teklifi bekliyor (hani benim gibi birini almaya kalksa kaca patlar diye).
Burada önüm açık. Bir sene önce üç kişi ekibim vardi. Su an üç ülkede 8 oldu. Yeni satın alinan firmanin da tedarik zinciri geldi. Üstüne erp geçiş projesi de var. Yani sürekli gelisiyorum, öğreniyorum.
N+1 mudurum 2025'te emekli ve yıllardır yerine gecmem istendiği hem müdürlerim hem ik tarafından söyleniyor ve plan da 2024 itibariyle geçişin başlaması.
Ben şu an çalıştigim yer bir tık az da verse burada kalayim diyorum çünkü daha 2 senelik müdürüm ve altımda adam olmayan bir pozisyona geçmem bence iyi değil ki kendi ekibimi de kurdum ve artık yönetim isinde cok daha rahatim. Iki sene beklersem ve beklenildiği gibi olursa iki belki üç müdür+15 kişilik çalışan ekibi olacak.
Buna ek olarak diğer yerin insanlarini bilmiyorum. Başka ürün gruplarında çok sıkıntı müdürler olduğunu biliyorum ve kendi müdürlerim süper insanlar. Az fark için (200 euro falan olur aylık aralarinda tahmini, cok ucmaz) alınması saçma risk geliyor.
Ne diyorsunuz?
Ama istemiyorum. Is stratejik olsa da bana şu anki isime oranla önü daha kapali geldi. Altında ekip yok, benim şu an 3 ülkede 8 kişilik satın alma ekibim var.
Ben teklifi mudurlerime söyledim, onlar da ik ile konuştu ve bu hafta karsi teklif getirecekler. Ik dediğine göre aynı maaş bantina gelmem zor ama olabilir (karari onlar vermiyor, daha üst yönetim veriyor). Ik piyasadan maaş teklifi bekliyor (hani benim gibi birini almaya kalksa kaca patlar diye).
Burada önüm açık. Bir sene önce üç kişi ekibim vardi. Su an üç ülkede 8 oldu. Yeni satın alinan firmanin da tedarik zinciri geldi. Üstüne erp geçiş projesi de var. Yani sürekli gelisiyorum, öğreniyorum.
N+1 mudurum 2025'te emekli ve yıllardır yerine gecmem istendiği hem müdürlerim hem ik tarafından söyleniyor ve plan da 2024 itibariyle geçişin başlaması.
Ben şu an çalıştigim yer bir tık az da verse burada kalayim diyorum çünkü daha 2 senelik müdürüm ve altımda adam olmayan bir pozisyona geçmem bence iyi değil ki kendi ekibimi de kurdum ve artık yönetim isinde cok daha rahatim. Iki sene beklersem ve beklenildiği gibi olursa iki belki üç müdür+15 kişilik çalışan ekibi olacak.
Buna ek olarak diğer yerin insanlarini bilmiyorum. Başka ürün gruplarında çok sıkıntı müdürler olduğunu biliyorum ve kendi müdürlerim süper insanlar. Az fark için (200 euro falan olur aylık aralarinda tahmini, cok ucmaz) alınması saçma risk geliyor.
Ne diyorsunuz?
Ip Adresini VPN ile sabitlemek
PoscheN #1537250
Merhaba,
Çalıştığım bir proje için IP adresimi sabitlemem gerekiyor ancak evin ip adresinin sürekli sabit olmasını istemiyorum. Gerektiğinde VPN ile yapılabiliyor sanırım.
İnternet hızımı düşürmeyecek ve ip'mi sabitleyecek bir öneriniz var mı?
Çalıştığım bir proje için IP adresimi sabitlemem gerekiyor ancak evin ip adresinin sürekli sabit olmasını istemiyorum. Gerektiğinde VPN ile yapılabiliyor sanırım.
İnternet hızımı düşürmeyecek ve ip'mi sabitleyecek bir öneriniz var mı?
dün 6 saat elektirik gitti, buzlukta et vardı dünden pişirip koyduğum, elektirik geldiğinde baktım üstündeki buzlar duruyordu, çok çok az bi yumuşamıştı ama epey soğuktu. bugün çıkardım donuk halde kokusu normal gibi, bozulmuş mudur? hindi eti.
Bir tartışma anında ya da sesimi yükseltiyorsam asla affetmiyor bu gıcık beni. Tartışmanın en hararetli yerinde gıcık tutuyor. Haklı olduğumda bile sesimi kesip fellik fellik su arayışına başlıyorum. Bulamazsam öksürük, gözden gelen yaşlar, öğürmeye kadar gidiyoruz. Rezillik ya başka bir şey değil. Şunu da belirtmek isterim ki sesimi çok nadir yükselten bir insanım. Bir fikriniz var mı sebebine dair ya da başına gelen var mı sormak istedim...
Bizim evi gören bir orduya yemek yapılıyor zanneder, ve evde sürekli bir temizlik, eşyaları kaldırma, yerleştirme, düzenleme ve aşırı abartılı çeşit yemek yapma oluyor. Sabah 7’den akşam 8’e kadar annem böyle. Ama iki kişi yaşıyorlar. Pek iştahlı değiller hatta. Ailemin evine ziyarete gittiğimde hadi dinlen, kahve içelim diyorum, kahveyi hazırladıktan sonra tekrar iş yapmaya başlıyor, bazen kahveyi unutuyor. İki yıl önce depresyon başlangıcı teşhisi konuldu yine çok hareketli ve pozitif olmasına rağmen. Ama “duvarlar üstüme geliyor, yerimde duramıyorum, bazen önemsiz bir şeyi düşünüyorum, detayının ne olduğunu hatırlamaya çalışırken uyuyamıyorum” diye doktora gitti ve antidepresana başladı. Bu dönemde kendini aşırı derecede yorduğunu görüyorum, sanki maden işçisi gibi çalışıp gün sonunda mahvoluyor.
Bu normal mi, yaygın bir durum mu?
Bu normal mi, yaygın bir durum mu?
oto halı yıkama bulunan benzin istasyonları var mı?
mr.goodcat #1537238
paspasın altına çok az bir miktar sütlü kahve döküldü. koku yapmasın diye o kısmı halı yıkmama makinesiyle yıkayıp çektirmek istiyorum. kendim yapacağım. bu şekilde yararlanacağım bir servis var mı? mesela benzin istasyonu vs. gibi?
yeniçeri homer simpsons çizebilecek var mıdır?
inktone #1537237
Selam dostlar,
yıllardır aklımda olan bir versiyonu var ama çizim yeteneklerim yerlerde olduğu için hayata geçiremiyorum. yeniçeri homer simpson düşlüyorum. zihnimde görseli hazır: üstünde yeniçeri kıyafetleri, belinde kuşağı, kılıcı, başlığı ve sert bir bakışı var. bunu çizebilen varsa kendisine yemek ısmarlayacağım. Resmi çerçeveletip odama asmayı düşünüyorum hatta. homer gizli kahramanım. bu arzumu gerçekleştirmeme yardım edecek varsa ömürlük duası olacak, ona borçlu olacağım.
Sevgiler.
yıllardır aklımda olan bir versiyonu var ama çizim yeteneklerim yerlerde olduğu için hayata geçiremiyorum. yeniçeri homer simpson düşlüyorum. zihnimde görseli hazır: üstünde yeniçeri kıyafetleri, belinde kuşağı, kılıcı, başlığı ve sert bir bakışı var. bunu çizebilen varsa kendisine yemek ısmarlayacağım. Resmi çerçeveletip odama asmayı düşünüyorum hatta. homer gizli kahramanım. bu arzumu gerçekleştirmeme yardım edecek varsa ömürlük duası olacak, ona borçlu olacağım.
Sevgiler.
İş için 5 günlüğüne fransaya gideceğim. bu sürede de telefondan internete girme ihtiyacım çok olacak. hem whatsapp üzerinden telefon görüşmeleri, hem navigasyon vs.
turkcell yurtdışı internet paketleri çok mu tuzlu olur? ya da havaalanında böyle turistler için faturasız internetli sim kartlar falan oluyor mu?
turkcell yurtdışı internet paketleri çok mu tuzlu olur? ya da havaalanında böyle turistler için faturasız internetli sim kartlar falan oluyor mu?
Merhaba,
Bir kelime kullanımını sormak istiyorum.
Kastamonu'da "boynu bükük" ifadesi yerine "boynu BURUK" diye bir kullanım var mı? Anlamı nedir, bulabileceğim kaynaklar var mı?
Bir türküde "bir bergüzar kaldı şîvekârımdan
O da boynu BURUK, ciğerim dağlar"
Diyor, boynu bükük olması gerekir ama belki yöre ağzında başka bir anlamı vardır diye öğrenmek istedim, nasıl arayayım bilemedim. Bilen varsa yardımcı olursa çok sevinirim...
Bir kelime kullanımını sormak istiyorum.
Kastamonu'da "boynu bükük" ifadesi yerine "boynu BURUK" diye bir kullanım var mı? Anlamı nedir, bulabileceğim kaynaklar var mı?
Bir türküde "bir bergüzar kaldı şîvekârımdan
O da boynu BURUK, ciğerim dağlar"
Diyor, boynu bükük olması gerekir ama belki yöre ağzında başka bir anlamı vardır diye öğrenmek istedim, nasıl arayayım bilemedim. Bilen varsa yardımcı olursa çok sevinirim...
dermapen yaptiran var mi? memnun kaldiniz mi?
ala09 #1537233
surekli bi seyler moda oluyor. bu olaya yukseldim deneyen varsa dinlemek isterim. tsklr
Benim omuz ve sırt biraz kıllı durumda. Baya terliyorum. Epilasyon düşünüyorum. Faydası nedir, ne değildir? Değer mi yaptırmak?
Merhaba klavyeye bir şey döküldü ve klavye kafayı yedi basmadığım tuşlara basıyormuşum gibi algılıyor. Harici klavye taktım ama yine de bir gariplik var. Dahili klavyeyi devre dışı bırakmak istiyorum. Google araması sonucu 2-3 yöntem buldum ama çalışmadı. Önerisi olan var mı?