Şöyle bir kombimiz var.
store.donanimhaber.com
Açılıp kapanıyor, çakmak kısmı da görevi görüyor. Normalde açılırken sağ tarafta görülen lambalardan 30-40 falan yanıyor (ne anlama geldiklerini bilmiyorum), içindeki alev harlıyor ve çalışıyor. Ama bugün alevi tutturamadık uzun uğraşılar sonunda. Çakmak kısmı çakıyor ama alev tutmuyor.
Basınç sorunu görünmüyor o ibreli kısımda. Neden olabilir? Ne yapabiliriz?
store.donanimhaber.com

Açılıp kapanıyor, çakmak kısmı da görevi görüyor. Normalde açılırken sağ tarafta görülen lambalardan 30-40 falan yanıyor (ne anlama geldiklerini bilmiyorum), içindeki alev harlıyor ve çalışıyor. Ama bugün alevi tutturamadık uzun uğraşılar sonunda. Çakmak kısmı çakıyor ama alev tutmuyor.
Basınç sorunu görünmüyor o ibreli kısımda. Neden olabilir? Ne yapabiliriz?
Defacto yönetici yetiştirme programı genel yetenek sınavına gireceğim. Sınav hakkında bilgisi olan varmıdır? Ne sorarlar, ne önemlidir gibi bilgilere ihtiyacım var. Birde gitmeden önce takım elbise ve sakal traşı sizce şartmıdır?
merhaba arkadaslar tasarım projesi icin (java, c# veya python ortamında) ana konu simülasyon belirlendi ancak bi konuya karar veremedim. konu olarak öneride bulunabilir misiniz?
Merhabalar ,
1 haftalık bir İtalya tatili planlıyorum. Önceliğim Roma olmakla beraber vakit durumuna göre Floransa ve Milano'ya da gitmek istiyorum . Planlama ve rota konusunda tavsiye verebilir misiniz?
Teşekkürler
1 haftalık bir İtalya tatili planlıyorum. Önceliğim Roma olmakla beraber vakit durumuna göre Floransa ve Milano'ya da gitmek istiyorum . Planlama ve rota konusunda tavsiye verebilir misiniz?
Teşekkürler
Selamlar,
Cumartesi Mersin B.B.'nin maçı varmış bayanlar liginde. Gidip izlesek diyoruz ama bilet nerde satılıyor bilmiyoruz.
Biletler nerde satılıyor, fiyatları ne kadardır ve kredi kartı geçiyor mu bi bilgi verseniz?
Cumartesi Mersin B.B.'nin maçı varmış bayanlar liginde. Gidip izlesek diyoruz ama bilet nerde satılıyor bilmiyoruz.
Biletler nerde satılıyor, fiyatları ne kadardır ve kredi kartı geçiyor mu bi bilgi verseniz?
...yaparken, hızlı haşlansın diye doğrayıp haşlasam kötü mü olur? patatesleri illaki bütün bütün mü haşlamak gerekir?
Yahu okul hiç Almanca bilmeyen İngilizce bölüm öğrencilerine bile Almanca mailler atıyor kafam almıyor artık. Önemli olduğu için de stres yapıyorum. Linkteki yazıdan bana kısaca ne demek istediğini söyleyebilecek olan var mı? Ben 1 sınavdan kaldım, diğerini de doktor raporuyla erteledim. Şöyle bi bakıp anladığım kadarıyla o sınavların tekrar ne zaman alınmasıyla ilgili bilgi var ama anlamadım.
my.ohm-hochschule.de
login ekranından sonraki pdf'ten capsler:
imgur.com
Bachelorla ilgili kısımlar beni ilgilendiriyor. Hatta ikinci sayfada rechtsbehelfbelehrung'dan sonrasına da gerek yok. Zaten çeviriye de gerek yok. Okuyup şunu şunu demiş, şunu yapmalısın demeniz bile süper olacak.
my.ohm-hochschule.de
login ekranından sonraki pdf'ten capsler:
imgur.com
Bachelorla ilgili kısımlar beni ilgilendiriyor. Hatta ikinci sayfada rechtsbehelfbelehrung'dan sonrasına da gerek yok. Zaten çeviriye de gerek yok. Okuyup şunu şunu demiş, şunu yapmalısın demeniz bile süper olacak.
ikinci el honda jazz almayı düşünüyorum. ilk defa araç sahibi olacağım. iç hacminin geniş olması tercih sebeplerimden biri. aşağıda sıraladığım sorular da kafamı kurcalıyor.
- parçası, bakımı vs. çok mu pahalıdır? yedek parça bulmakta sıkıntı çekilme ihtimali var mı?
- birkaç yıl sonra satmak istesem satmakta çok zorlanır mıyım?
- jazz'ın olumlu olumsuz yanları nelerdir?
- genel olarak 110000, 120000km civarı araç almanın dezavantajları var mıdır?
- fiesta, corsa ve clio 3 de düşünebilirim, ne önerirsiniz (bütçe: 23000 - 29000 arası)?
teşekkürler.
- parçası, bakımı vs. çok mu pahalıdır? yedek parça bulmakta sıkıntı çekilme ihtimali var mı?
- birkaç yıl sonra satmak istesem satmakta çok zorlanır mıyım?
- jazz'ın olumlu olumsuz yanları nelerdir?
- genel olarak 110000, 120000km civarı araç almanın dezavantajları var mıdır?
- fiesta, corsa ve clio 3 de düşünebilirim, ne önerirsiniz (bütçe: 23000 - 29000 arası)?
teşekkürler.
bu moderatör abi hakkında son zamanlarda sık sık şikayet duyuruları açılıyor. gerçekten demokratik davranmıyor insanlara garezi mi var, eğer öyleyse compumaster ya da diğer moderatörler neden el atmıyor. adam tamamen işini düzgün yapıyor da üyeler tarafından çarpıtılıyor mu?
ne düşünüyosunuz? yatırım yapacaklar, borçlananlar ya da iş arayanların yapacağı mantıklı şeyler ne olabilir?
2 dk önce online olmuşum. halbuki ayarlar sekmesinde kapalı olarak işaretli. nasıl kapatıcaz bu özelliği.
"bir penis sorusu da benden" başlıklı duyurum "Gerekçe: Porno, erotik, +18, cinsellik tarzi tüm içerikler." gerekçesiyle "hollowlife" tarafından silindi.
ben uzun yıllardır yılından beri duyurudayım. bir gün trollüğüm olmadı, birgün kötü niyetle girmedim şu duyuruya. ilk kez de bu kadar saçma bir gerekçeyle duyuru silindiğini görüyorum. bu işgüzarlıktır, ard niyetliliktir, beceriksizliktir. tıp dilinde peyroni denilen bir hastalık hakkında duyuru açmanın nesi rahatsız etti sizi? penis fobiniz mi var? hemoroid ile ilgili soru soran adama da götçü muamelesi mi yapıyorsunuz? bu zihniyet değil mi sözlükte hakkında günde 9273847230 yergi yazdığımız?
ayıp yahu. şu duyuruyu silen adam allah bilir benim kadar emek vermemiştir duyuruya. o kadar duyurum silindi 8 senedir, ilk kez isyan ediyorum.
siz karar verin, ayıpsa hakkaten ayıp deyin, yanlışsam "yanlışsın arkadaş, haksızsızsın" deyin...
silinen duyurumun tamamı:
Başlık: Bir penis sorusu da benden.
Duyuru: penisi bir de benden dinleyin...
yahu ben 2007 den beri duyuruda'yım. hep soracam cesaret toplayamıyorum. neyse sorucam artık:
şimdi sünnetçi keserken yamultmuş tamam mı? düzken sünnetten sonra yamuk olmuş. erekte halde azalıyor yamukluk.
şimdi erkeklerin yüzde 90 bilmem kaçının elinde olsa daha büyük penisi tercih edeceği gerçeğinden hareketle sorayım ben de; yamuk olmasa daha mı büyük olacaktı? çünkü gelişim dönemi boyunca yamuk gelişmiş amk.
bir arkadaş.
ben uzun yıllardır yılından beri duyurudayım. bir gün trollüğüm olmadı, birgün kötü niyetle girmedim şu duyuruya. ilk kez de bu kadar saçma bir gerekçeyle duyuru silindiğini görüyorum. bu işgüzarlıktır, ard niyetliliktir, beceriksizliktir. tıp dilinde peyroni denilen bir hastalık hakkında duyuru açmanın nesi rahatsız etti sizi? penis fobiniz mi var? hemoroid ile ilgili soru soran adama da götçü muamelesi mi yapıyorsunuz? bu zihniyet değil mi sözlükte hakkında günde 9273847230 yergi yazdığımız?
ayıp yahu. şu duyuruyu silen adam allah bilir benim kadar emek vermemiştir duyuruya. o kadar duyurum silindi 8 senedir, ilk kez isyan ediyorum.
siz karar verin, ayıpsa hakkaten ayıp deyin, yanlışsam "yanlışsın arkadaş, haksızsızsın" deyin...
silinen duyurumun tamamı:
Başlık: Bir penis sorusu da benden.
Duyuru: penisi bir de benden dinleyin...
yahu ben 2007 den beri duyuruda'yım. hep soracam cesaret toplayamıyorum. neyse sorucam artık:
şimdi sünnetçi keserken yamultmuş tamam mı? düzken sünnetten sonra yamuk olmuş. erekte halde azalıyor yamukluk.
şimdi erkeklerin yüzde 90 bilmem kaçının elinde olsa daha büyük penisi tercih edeceği gerçeğinden hareketle sorayım ben de; yamuk olmasa daha mı büyük olacaktı? çünkü gelişim dönemi boyunca yamuk gelişmiş amk.
bir arkadaş.
aslında bu 2 başyapıt kadar iyi olan başka filmler çıkar mı bilmiyorum ama bu ikisine yakın tad aldığınız tüm önerilerinizi bekliyorum yani içinde ince espiriler olan,akıcı,macera filmleri diyebiliriz kısaca.
mcdonald's sıcak kahve davası gibi ilginç ve şaşırtıcı kararların olduğu davalardan var mı bildiğiniz?
www.youtube.com
www.youtube.com

Soru aslında başlıkta, 250 Bin TL civarında bir yatırımı nasıl yönlendirmek en mantıklısı olur? Dolar mı? Gayrimenkul mü yokda arvavut ciğerine mi yatırım yapmak en iyisi?
şu çocuklara okullarda dua öğretilmesi başlığında gördüm entry'yi, 25 kişi de favlamış,
eksisozluk.com
bu ne biçim dua lan? benim anlamadığım bir nokta mı var yoksa cidden bir dönem böyle bir dua ediyor muydu çocuklar? "içtiğimiz kan olsun" diye dua mı edilir yahu? 6-7 yaşında çocuk "içtiğimiz kan yapsın, kan sağlık için gerekli" falan gibi mantığı nasıl kuracak?
eksisozluk.com
bu ne biçim dua lan? benim anlamadığım bir nokta mı var yoksa cidden bir dönem böyle bir dua ediyor muydu çocuklar? "içtiğimiz kan olsun" diye dua mı edilir yahu? 6-7 yaşında çocuk "içtiğimiz kan yapsın, kan sağlık için gerekli" falan gibi mantığı nasıl kuracak?
böyle bi şey yaptıran varmı? aşırı alkol kullanıyorum ve etrafıma zarar vermeye başladım böyle bi şey yaptırtsam yan etkileri felan nedir salaklık vs gibi
olmayacak mı bu sene? temmuz'da olacak diye resmi olmayan bir haber vardı ama doğru değil sanırım. geçen yıl showhow düzenlemişti, tanıdığınız varsa bir soruverin :(
Selamlar,
Worldcard'ım var ve bazı peşin alışverişlerimi internet şubesinden biraz komisyon ödeyerek sonradan taksitlendirebiliyorum.
Acaba bu işlem cep telefonu alışverişlerinde yapılabiliyor mu? Internetten veya mağazadan peşin cep telefonu alsam internet şubesinden taksitlendirebilir miyim?
Worldcard'ım var ve bazı peşin alışverişlerimi internet şubesinden biraz komisyon ödeyerek sonradan taksitlendirebiliyorum.
Acaba bu işlem cep telefonu alışverişlerinde yapılabiliyor mu? Internetten veya mağazadan peşin cep telefonu alsam internet şubesinden taksitlendirebilir miyim?
Şimdi bu bittorrent sync ücretsiz ve paralı olmak üzere güncellenmiş sanırım. Ben akşam vakti sync e hiç giremedim, sync durdu diye uyarı verdi her denememde. Ekşide biri ücretsiz en son sürümünün linkini vermiş, o da çalışmadı.
Şimdi ne yapacağım, meritokrasiye erişemiyorum. Anlayabileceğim dilde yardımcı olur musunuz?
Şimdi ne yapacağım, meritokrasiye erişemiyorum. Anlayabileceğim dilde yardımcı olur musunuz?
Selamlar.
İkinci el araba arayışı içindeyim şu günlerde, bir tane de gönlüme göre araba buldum. Hikaye şu. Tam aradığım marka ve modelde, km'si oldukça düşük ve piyasanın genel durumuna göre uygun denebilecek fiyatta bir araba buldum. İlanı beğenip adamı aradık, konuştuk, pazarlık yaptık, 38 bin liraya anlaştık. Arabanın internetteki ilanında arabanın yalnızca iki kapısında boya olduğu yazılıydı. Biz fiyatta anlaştıktan sonra arabayı ekspertize soktuk. Ekspertiz sonucunda arabanın kapısının aslında boyalı olmadığı, orijinaliyle değiştirildiği ortaya çıktı. Adam "ben bilmiyordum, bana alırken boyalı dediler" dedi. Her neyse, ben de tekrar pazarlığa başladım. 36'ya bırak alayım, olur olmaz derken bir saat pazarlık sonucunda 37'ye indi adam. Ben de "neyse düşünüp ararım seni" dedim.
Şimdi durum şu, araba o parçanın değişmiş olmasına rağmen 37'ye alırsam baya uyguna geliyor piyasaya göre. Çünkü benzer durumdaki arabalara 40 falan istiyorlar ilanlarda hep. Arabanın km'si falan gerçekten düşük. Ama bir yandan da araba adamın dediği gibi çıkmadığı için gurur yaptım biraz sanırım, tekrar arayıp "iyi hadi alıyorum" demek de zor geliyor. Bir taraftan düşününce arabaya da gerçekten ihtiyacım var. İkinci el olayıyla uğraşmaya devam etmek de çok yorucu geldiğinden alıp kurtulasım var. Böyle böyle arada kaldım. Ne yapayım sizce? Siz ne yapardınız? Alır mıydınız?
İkinci el araba arayışı içindeyim şu günlerde, bir tane de gönlüme göre araba buldum. Hikaye şu. Tam aradığım marka ve modelde, km'si oldukça düşük ve piyasanın genel durumuna göre uygun denebilecek fiyatta bir araba buldum. İlanı beğenip adamı aradık, konuştuk, pazarlık yaptık, 38 bin liraya anlaştık. Arabanın internetteki ilanında arabanın yalnızca iki kapısında boya olduğu yazılıydı. Biz fiyatta anlaştıktan sonra arabayı ekspertize soktuk. Ekspertiz sonucunda arabanın kapısının aslında boyalı olmadığı, orijinaliyle değiştirildiği ortaya çıktı. Adam "ben bilmiyordum, bana alırken boyalı dediler" dedi. Her neyse, ben de tekrar pazarlığa başladım. 36'ya bırak alayım, olur olmaz derken bir saat pazarlık sonucunda 37'ye indi adam. Ben de "neyse düşünüp ararım seni" dedim.
Şimdi durum şu, araba o parçanın değişmiş olmasına rağmen 37'ye alırsam baya uyguna geliyor piyasaya göre. Çünkü benzer durumdaki arabalara 40 falan istiyorlar ilanlarda hep. Arabanın km'si falan gerçekten düşük. Ama bir yandan da araba adamın dediği gibi çıkmadığı için gurur yaptım biraz sanırım, tekrar arayıp "iyi hadi alıyorum" demek de zor geliyor. Bir taraftan düşününce arabaya da gerçekten ihtiyacım var. İkinci el olayıyla uğraşmaya devam etmek de çok yorucu geldiğinden alıp kurtulasım var. Böyle böyle arada kaldım. Ne yapayım sizce? Siz ne yapardınız? Alır mıydınız?
Merhaba,
Komşularımızdan biri zor durumda. 65-70 yaşlarında, torunuyla yaşıyor, belediyenin verdiği kömürü yetiremediğini söylüyor. Yardım etmek isteyen varsa buralarda, bir torbası 17 TL sanırım.
Mesajla iletişime geçebilirsiniz. Gelip evi kendiniz de görebilirsiniz.
Yer, Kasımpaşa.
Not: Üstte kalırsa, güzel olabilir.
Daha önceden buradan üç torba kömür gelmişti, o arkadaşa minnettarız.
Komşularımızdan biri zor durumda. 65-70 yaşlarında, torunuyla yaşıyor, belediyenin verdiği kömürü yetiremediğini söylüyor. Yardım etmek isteyen varsa buralarda, bir torbası 17 TL sanırım.
Mesajla iletişime geçebilirsiniz. Gelip evi kendiniz de görebilirsiniz.
Yer, Kasımpaşa.
Not: Üstte kalırsa, güzel olabilir.
Daha önceden buradan üç torba kömür gelmişti, o arkadaşa minnettarız.
Arkadaslar benim yuzumdeki en problemli yerim belki de kirpiklerim, dumduz, hicbir sekilde kivrilmayan ok gibi kirpikler dusunun, bu yuzden maskarada aradigim en onemli ozellik kiviricilik, iyi kiviran bir maskara var mi bildiginiz?
Bir de watsons da deborah da indirim var, bu markayi cok iyi bilmiyorum, sunu dene diyebileceginiz bir urunu var midir?
Bir de watsons da deborah da indirim var, bu markayi cok iyi bilmiyorum, sunu dene diyebileceginiz bir urunu var midir?
Çizimle aktif ilgileniyo mu bilmiyorum. Ama yetenekli biri. Çizmesine vesile olsun. Defter, kalem, boya tavsiyesi istiyorum mümkünse.
Az önce efsane kanepemde biraz kestireyim dedim. Kötü bi rüya gördüm. Dişimden bi tanesi çekip çıkarıyordum. Anneme ''aa çıktı'' diyordum. Sonra diğer dişlerime baktım, onları da elimle oynadığımda yumuşaktılar, biraz kassam çıkaracaktım. Sonra neden böyle oluyor filan diye dehşete kapıldım. Sahne değişti. Tabirlere baktım, anlamlar fena. Sizin yorumunuz var mı? daha önce bu tarz bi rüya gören oldu mu?
yurt disindan getirdigim s3 telefonun imei sini kaydettirmistim ve kullaniyorduk ama yeni bir telefon getirsem onun imeisini s3 imeisi yapsam olur mu , pasaport kayit ettirmemek icin.
tesekkurler.
tesekkurler.
bugün burgerda çalıyodu :D içinde run run sözleri geçen şarkı
bildiklerinizi sıralarmısınız bende bulmaya çalışıyım :D
teşekkürler şimdiden
edit: kadın söylüyordu ve böyle çok değil az bişey hareketliydi
bildiklerinizi sıralarmısınız bende bulmaya çalışıyım :D
teşekkürler şimdiden
edit: kadın söylüyordu ve böyle çok değil az bişey hareketliydi
merhaba mizahçı gurular! ekteki maskottan olacak bende,doktor bir arkadaşın ofisine sürpriz yapıcaz bikaç kişi.. bana "kal" gelebilir..espri anlayışı ve yaş ortalaması 30 üstü birkaç kişilk bir grup olucaz..panda üzerinden,"ben panda","biz pandalar","hayvan olmak" vs üzerinden akljnıza geln bir espri var mı? Ya da hal,hareket,tavır.pandalar neler yer mesela? capste maskot
2012 de öğrenim kredimi geri ödemeye başladım. Bir buçuk yıl ödedim sonra bıraktım. Bir kaç gün önce hesaplarıma bloke konduğunu öğrendim.şimdi benim sorum hesabımdaki paranın tamamına mı konulacak ( ki 4/1 geçmez diye okudum) konursa ben nasıl bir yasal izleyeyim?
Hukukçular veya başına böyle bişi gelenler bi bakın hele.
Hukukçular veya başına böyle bişi gelenler bi bakın hele.
belki uzun olabilir, durumu olmayanlara şimdiden söyleyeyim vakit kaybetmesinler.
20 yaşındayım, aslında "ergen" kafasını geçmiş olmam lazım ama öyle kılları kadayıf olmuş, görmüş geçirmiş, işi bitmiş birisi de değilim işte. "yaşlandık"la "daha çok gencim" arasında gidip geliyorum.
elim yüzüm düzgün sayılır, lisede falan sessiz sakin ama ağırbaşlı, qarizma, şekilli sayılan bir tiptim. direkt olarak gelip benden hoşlandığını söyleyen 2-3 tane kız olmuştu hatta bunlardan biri okulun popi hatunlarından biriydi. bense sınıfım dışında kimseyi tanımazdım bile, ki kız da bizim sınıftan değildi zaten.
ortaokul-lise zamanı hep uzak mesafe ilişkileriyle geçti, sevgililerimin çoğuyla görüşemiyordum bile. görüştüğümle de dışarda ehe mehe yapıyorduk en fazla, hafif malca olduğum için öyle sinemaya gidelim yiyişelim olaylarına hiç gir(e)medim. akıllı adamdım ama kızla nasıl vakit geçirilir bilemiyordum yani, karşımdakini etkiledikten sonra ne yapacağım konusunda en ufak fikrim yoktu. hala yok.
18'imde, üniversiteye başladıktan sonra uzak mesafe ilişkimle bu sefer kendi evimde bulunma fırsatım oldu ama hatırlamak bile istemediğim saçmasapan bir 3-4 gün geçirdik. aslına bakılırsanız her insanın ilk ilişkisinde başına gelebilecek şeyleri yaşadım, yani ekstrem veya saçma bir durum yoktu. ama ben bunların da normal olabileceğini bilmediğim için ruhsal anlamda çok fazla yıprandım. zaten çok kötü bir dönemdeydim, sevgilim de sağolsun hiç yakın tavır sergilemeyince iyice yedim kafayı.
daha sonra bir kızla daha yakınlaştım ama bu olay yüzünden öpüşme noktasında kaldım, daha fazlasını kendi isteğimle, "özel sebep" falan diyerek reddettim. ki o da defalarca (öpüşme için) "istemiyor musun?" diye sordu. çünkü tutkunun, hevesin, isteğin zerresi yok. odun gibiyim. heyecandan sayılmaz tam olarak. ne yapacağımı bilmiyorum. heyecanlı değilim ama elimi nereye koyacağımı, ne yapacağımı bilmiyorum. belki çok seveceğim bir şey olacak ama gerginliğim yüzünden tadını çıkaramıyorum.
eskiden çevremde benim gibi çok insan vardı ama artık görüyorum ki sadece ben kalmışım. çevremdekiler karşı cinsle gayet güzel ve hatta kolay iletişim kuran, "bu akşam bize gelsene" deyip sevişen insanlar.
kesinlikle "evlendiğim kız bakire olsun" ya da "el değmemiş karı istirem" tarzı düşüncelerim yok. 17-18 yaşını geçmiş insanların sevişmesinde, hoşlandığım kıza "dokunulmuş" olmasında bir sakınca görmüyorum. oluru bu yani, yapacak bir şey yok.
ama bir yandan da hiçbir şey yaşamamış olduğum için daralıyorum ve gerginlik hat safhaya varıyor. "bu kız benimle ne yapsın şimdi?" ya da "ulan kız çok sevişmiş, e ben hiç sevişmedim?" düşüncesi oluşuyor.
lan n'apcam ben ya? nasıl geçiyor bu? geçiyor mu ya da? mesele sevişmek değil. pipimiz yerinde yani zemin olsa sevişiriz o halledilir de, bu kafa yapısı beni çok rahatsız ediyor. yarın bir gün evlensem, bu takıntılarımdan kurtulsam, "25 yaşına kadar hiçbir halt yapamamış" olmanın ezikliğiyle gördüğüm her hatuna yazıp eşimi falan aldatırım diye çekiniyorum. öyle birisi değilim, yani ne olursa olsun o kadar itlik yapmam sanırım ama işte düşüncesi bile rahatsız edici. bu fikirler, bu kafa yapısı çok ezik ve iğrenç geliyor. kendime yakıştıramıyorum.
ama yani durum da bu işte, aşırı gergin ve geçen her dakikada daha da fazla rahatsızlık hisseden, tüm bunlar yüzünden cinsel ilişki altın tepside sunulsa dahi kabul edemeyen, "zihinsel vajinismus"lu genç bir erkek var.
"karıya gitmek" gibi opsiyonları direkt olarak eliyorum, dediğim gibi derdim çükümü bir yere sokmak değil, zihinsel anlamda cinsellik konusunda belli bir olgunluğa ve "normal"e erişmek.
bunun üstesinden gelmek için ne yapabilirim? psikoloğa gidiyorum ama yeni başladık sayılır, bunlardan bahsetmedim. onunla konuşsam, uzun vadede bu abukluğu yenebilir miyim? benimle benzer yollardan geçip de mutlu/düzenli/normal bir ilişki yaşamış birisi var mı? evet gencim, 23 yaşında da sevişebilirim sorun o değil... sorun şu: ben 23 yaşına geldiğimde de aynı kafada olacağım ve sevişme fırsatını yine tepeceğim. bu döngüyü, korkuyu kırmak zorundayım. bunu kendi başıma yapamıyorum.
buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler, bi' seksi hak ettiniz.
****
fransızkalanadam ve şürekasına not: "tüm kızlar kapılmış abü", "biz beta erkeyiz abü" tarzı ezik laflarınızı kendinize saklayın lütfen. şükür, kadınlar veya erkekler hakkında sapık genellemeler yapacak kadar aklımı kaçırmadım henüz. kendimle ilgili bir problem yaşıyorum, kadınlarla değil.
20 yaşındayım, aslında "ergen" kafasını geçmiş olmam lazım ama öyle kılları kadayıf olmuş, görmüş geçirmiş, işi bitmiş birisi de değilim işte. "yaşlandık"la "daha çok gencim" arasında gidip geliyorum.
elim yüzüm düzgün sayılır, lisede falan sessiz sakin ama ağırbaşlı, qarizma, şekilli sayılan bir tiptim. direkt olarak gelip benden hoşlandığını söyleyen 2-3 tane kız olmuştu hatta bunlardan biri okulun popi hatunlarından biriydi. bense sınıfım dışında kimseyi tanımazdım bile, ki kız da bizim sınıftan değildi zaten.
ortaokul-lise zamanı hep uzak mesafe ilişkileriyle geçti, sevgililerimin çoğuyla görüşemiyordum bile. görüştüğümle de dışarda ehe mehe yapıyorduk en fazla, hafif malca olduğum için öyle sinemaya gidelim yiyişelim olaylarına hiç gir(e)medim. akıllı adamdım ama kızla nasıl vakit geçirilir bilemiyordum yani, karşımdakini etkiledikten sonra ne yapacağım konusunda en ufak fikrim yoktu. hala yok.
18'imde, üniversiteye başladıktan sonra uzak mesafe ilişkimle bu sefer kendi evimde bulunma fırsatım oldu ama hatırlamak bile istemediğim saçmasapan bir 3-4 gün geçirdik. aslına bakılırsanız her insanın ilk ilişkisinde başına gelebilecek şeyleri yaşadım, yani ekstrem veya saçma bir durum yoktu. ama ben bunların da normal olabileceğini bilmediğim için ruhsal anlamda çok fazla yıprandım. zaten çok kötü bir dönemdeydim, sevgilim de sağolsun hiç yakın tavır sergilemeyince iyice yedim kafayı.
daha sonra bir kızla daha yakınlaştım ama bu olay yüzünden öpüşme noktasında kaldım, daha fazlasını kendi isteğimle, "özel sebep" falan diyerek reddettim. ki o da defalarca (öpüşme için) "istemiyor musun?" diye sordu. çünkü tutkunun, hevesin, isteğin zerresi yok. odun gibiyim. heyecandan sayılmaz tam olarak. ne yapacağımı bilmiyorum. heyecanlı değilim ama elimi nereye koyacağımı, ne yapacağımı bilmiyorum. belki çok seveceğim bir şey olacak ama gerginliğim yüzünden tadını çıkaramıyorum.
eskiden çevremde benim gibi çok insan vardı ama artık görüyorum ki sadece ben kalmışım. çevremdekiler karşı cinsle gayet güzel ve hatta kolay iletişim kuran, "bu akşam bize gelsene" deyip sevişen insanlar.
kesinlikle "evlendiğim kız bakire olsun" ya da "el değmemiş karı istirem" tarzı düşüncelerim yok. 17-18 yaşını geçmiş insanların sevişmesinde, hoşlandığım kıza "dokunulmuş" olmasında bir sakınca görmüyorum. oluru bu yani, yapacak bir şey yok.
ama bir yandan da hiçbir şey yaşamamış olduğum için daralıyorum ve gerginlik hat safhaya varıyor. "bu kız benimle ne yapsın şimdi?" ya da "ulan kız çok sevişmiş, e ben hiç sevişmedim?" düşüncesi oluşuyor.
lan n'apcam ben ya? nasıl geçiyor bu? geçiyor mu ya da? mesele sevişmek değil. pipimiz yerinde yani zemin olsa sevişiriz o halledilir de, bu kafa yapısı beni çok rahatsız ediyor. yarın bir gün evlensem, bu takıntılarımdan kurtulsam, "25 yaşına kadar hiçbir halt yapamamış" olmanın ezikliğiyle gördüğüm her hatuna yazıp eşimi falan aldatırım diye çekiniyorum. öyle birisi değilim, yani ne olursa olsun o kadar itlik yapmam sanırım ama işte düşüncesi bile rahatsız edici. bu fikirler, bu kafa yapısı çok ezik ve iğrenç geliyor. kendime yakıştıramıyorum.
ama yani durum da bu işte, aşırı gergin ve geçen her dakikada daha da fazla rahatsızlık hisseden, tüm bunlar yüzünden cinsel ilişki altın tepside sunulsa dahi kabul edemeyen, "zihinsel vajinismus"lu genç bir erkek var.
"karıya gitmek" gibi opsiyonları direkt olarak eliyorum, dediğim gibi derdim çükümü bir yere sokmak değil, zihinsel anlamda cinsellik konusunda belli bir olgunluğa ve "normal"e erişmek.
bunun üstesinden gelmek için ne yapabilirim? psikoloğa gidiyorum ama yeni başladık sayılır, bunlardan bahsetmedim. onunla konuşsam, uzun vadede bu abukluğu yenebilir miyim? benimle benzer yollardan geçip de mutlu/düzenli/normal bir ilişki yaşamış birisi var mı? evet gencim, 23 yaşında da sevişebilirim sorun o değil... sorun şu: ben 23 yaşına geldiğimde de aynı kafada olacağım ve sevişme fırsatını yine tepeceğim. bu döngüyü, korkuyu kırmak zorundayım. bunu kendi başıma yapamıyorum.
buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler, bi' seksi hak ettiniz.
****
fransızkalanadam ve şürekasına not: "tüm kızlar kapılmış abü", "biz beta erkeyiz abü" tarzı ezik laflarınızı kendinize saklayın lütfen. şükür, kadınlar veya erkekler hakkında sapık genellemeler yapacak kadar aklımı kaçırmadım henüz. kendimle ilgili bir problem yaşıyorum, kadınlarla değil.
Bu satılan saç boyalarının içinde oksidasyon kremi diyor, o nedir? Ben kumralım, saçımı siyaha boyamak istiyorum.
bir lens sorusu da benden. malum çoğu sabunda krem vs. olduğu için eller kaygan kalıyor. ben lifebuoy kullanıyorum çok başarılı bir sabundu ama artık bulunmuyor. sizin kullandığınız özel bir marka var mı?
bir de size özel, sadece lens değiştirirken kullandığınız normal pamuklu havlu mu yoksa kağıt havlu mu kullanıyorsunuz?
bu iş için üretilmiş özel sabun ve havlu gibi ürünler var mıdır bildiğiniz?
bir de size özel, sadece lens değiştirirken kullandığınız normal pamuklu havlu mu yoksa kağıt havlu mu kullanıyorsunuz?
bu iş için üretilmiş özel sabun ve havlu gibi ürünler var mıdır bildiğiniz?
er kişi olarak bir mutfak üzerinde uzmanlaşmak haftada 3 akşam o mutfağa ait yemekleri yapmayı denemek istiyorum. aklımda şu üç mutfak var: italyan, meksika, tayland
sevdiklerim: kırmızı et, balık, acılı yemekler, suşi, yengeç, patlıcan, biberler, her türlü tatlı
sevmediklerim: peynir yemiyorum, ahtapot, midye, yukarıdakiler dışında yemeklik sebzelerle aram iyi değil, çok yağlı yemekler
hangisi bana uyar?
sevdiklerim: kırmızı et, balık, acılı yemekler, suşi, yengeç, patlıcan, biberler, her türlü tatlı
sevmediklerim: peynir yemiyorum, ahtapot, midye, yukarıdakiler dışında yemeklik sebzelerle aram iyi değil, çok yağlı yemekler
hangisi bana uyar?
fizyoterapi mi hemşirelik mi okunmalı ayrıca neden hemşireliğin puanları fizyoterapiden düşük?
Foodbuddy dedim ama adını hatırlayamadım ya. Böyle bir topluluk varmış, network amaçlı aslında ama olayı örneğin ayda bir buluşup değişik mutfaklar, farklı restaurantları denemekmiş. Duyan bilen var mı?
Üşengeçlik içerir-----
Az önce homeland duyurusunu görünce aklıma geldi izlemediysem 3.sezonu izlenir bu dizinin.
1i kesin izledim
2'yi muhtemelen izledim
Ama 3'ü izledim mi bilmiyorum. Şimdi açıp ilk bölümlerine baksam kendimi biliyorum kesin hatırlayamam veya hatırlamış gibi olur yanlış hatırlarım. Yarım saat izleyip de sonra lan ben bunu izlemiştim demek de istemiyorum. Yani sezon 3'ü izleyen biri olay örgüsü olarak köklü bir şey söylesin lütfen izleyip izlemediğimi anlamak istiyorum
Az önce homeland duyurusunu görünce aklıma geldi izlemediysem 3.sezonu izlenir bu dizinin.
1i kesin izledim
2'yi muhtemelen izledim
Ama 3'ü izledim mi bilmiyorum. Şimdi açıp ilk bölümlerine baksam kendimi biliyorum kesin hatırlayamam veya hatırlamış gibi olur yanlış hatırlarım. Yarım saat izleyip de sonra lan ben bunu izlemiştim demek de istemiyorum. Yani sezon 3'ü izleyen biri olay örgüsü olarak köklü bir şey söylesin lütfen izleyip izlemediğimi anlamak istiyorum
Sevgili duyuru halkı,
İş için gideceğim Samsun'da Samsun'a özgü, bunu yemeden oradan ayrılma diyeceğiniz neler vardır, nerelerde yenir acaba? Gezilecek görülecek yer önerilerine de açığım.
Teşekkürler
İş için gideceğim Samsun'da Samsun'a özgü, bunu yemeden oradan ayrılma diyeceğiniz neler vardır, nerelerde yenir acaba? Gezilecek görülecek yer önerilerine de açığım.
Teşekkürler
Mesela birden fazla alınıp, tanesine 100'er lira verilebilir olanlarını soruyorum. Ne yapılabilir bu hesaplarla?
Er kişiyim. Yağlı bir cilde, çok uzun sayılmayacak bir saça sahibim.
Çok sık şampuan değiştiren bir tip değilim. 2. günün başında saçlarım yağlanmaya başlıyor.
Bunun için şampuan önerilerine açığım.
Teşekkürler.
Çok sık şampuan değiştiren bir tip değilim. 2. günün başında saçlarım yağlanmaya başlıyor.
Bunun için şampuan önerilerine açığım.
Teşekkürler.
Öncelikle şunu söyleyeyim aziz dostlarım. Müslümanım. Ailemin bana hediyesi olan bu bayrağı neye inanırsam inanayım taşıyacağım...
Çünkü bu bana bir hediye.
Atalarımdan aileme, onlardan bana... Kendi dinimi sorgulamayacağım burda..
"Elhamdülillah müslümanım" demiyorum çünkü bu, kibirli bir tabir olarak geliyor bana. İnandığım dinde de kibir asla yok.
Öncelikle çok zeki ve akıllı bir insan değilim. Uzunca düşündüklerimi yazıcam. Lütfen hoşgörü sahibi ve bana yardımcı olacak insanlar gelsin yanıbaşıma..
Bana kızacaklar... Şimdiden sizi seviyorum...
Yukarıda dediğimi açıklayarak başlamak istiyorum.
Öğrenciliğim Sivas'ta geçti. Sivas'ta Sivaslılara "Nerelisin?" diye sorduğunuz zaman size bi kısmı çok komik bir cevap verir.
"Övünmek gibi olmasın gardaş ama Sivaslıyız"
Abi nedir bu övünç kaynağı... Lafın içerisinde gizli bir kibir, kendinden olmayanı gizliden aşağılama tripleri içeriyor.
Aynı şeyi dinsel veya ırksal yapanlarda beni eşit derecede üzüyor.
Çok klişe bir tabirle; "annen baban hristiyan olsaydı sen de öyle olacaktın" diyen abiye;
-Olsun aklı var mantığı var islamiyeti bulmalı
diye cevap veriyor dayı. Kutsal kitabı okumaya fırsatı bile olmamış. Sadece ona sunulan kadar yaşamış. Adam borç içinde doğmuş, borçla mal mülke girmiş, çoluk çocuk... Ekmek kavgasında, ekmek partisinde, para tanrısının kulu olmuş, islamiyeti savunuyor.
Çoğumuz gibi... O dayı haksız değil bence.
Ona sunulan sınırlarda yaşamış hayat boyu.. Annesinin babasının bayrağını taşıyor.
Bazı insanlara diğer dinleri falan aşağıladıkları zaman öfke duyuyorum. Nicel hiç bir veriye sahip olmadan inanıyoruz. Herkes bir sebep yaratarak inanıyor. Sonsuz harika özellikleri ona güzelliyor..
Herkes için bir yaratıcı oluyor.
Depeche mode'un Personel Jesus dediği gibi. Kişiye özel..
Sonuç olarak iki aynı dinden iki insan bile yaşadıklarına göre kafasında şekillendirebiliyor yaratıcıyı..
Böyle aynı fikir içerisinde bile çılgınca farklılıklar varken neden takım tutar gibi din tutuyoruz.
İbadetin şekli, tekniği duruşu neden bu kadar önemli de diğerlerinin sosyal mesajı önemsiz..
Neden incil aptalca?
Neden Yehova diye bir tanrı yok?
5000 yıl önce neden Rab yok da Krishna var?
Bence hepsi benim inandığım kadar mantıklı. Yalan mı?
Haftasonu Ankara kitap fuarındaydım. Gidenler bilir, içeriye girip sağ yoldan dimdirek gidiyosunuz en dipte ortada stantta iki tane medite kadın bir dini insanlarla tanıştırmaya çalışıyordu...
Işıkları vs. farklıydı. İnançlarına göre şekillenmişlerdi. Ben de merak edip yanaştım. Bilgi aldım vs.
Oturup o hindistan dininin doğruluğu sahihliği hakkında tartışmaya girmeyeceğim. Lütfen yanlış anlamayın.
Ben hep ahir zamanda yaşadığıma inandığımı fark ettim. Kadınlardan bir tanesi o inanca göre hayatın 420000 yıl daha süreceğini anlattılar.
Krishna'dan sonra 5000. yıldayız dedi. Ruhun evrende kalarak farklı bedenlerde devam edeceğinden vs. bahsetti..
Biraz düşündüm. Ben yüz yıl daha dünya var olursa iyi diyordum.
Bugünkü bilimsel verilere göre mantıksız gelemedi açıkçası.. Neden mi?
Şimdiden yeni bir gezegen arayışına çıktık bile.. Dünya patlarsa patlasın yaşam hayat evrende devam edecekse ya?
Heyecanlandım...
Hayatta ruhuma öğrettiğim şeyleri acaba 420000 yıl kendimde taşıyabilecek miydim?
Çünkü çok kasıyorum kendimi. Bu fikirlerden dolayı her şeyi 80 yıla sıkıştırmaya çalışıyorum..
Şimdi bu kadar anlattığım şey saçma gelecek size. Ama saçmaysa, iki fikir de neredeyse eşit derecede saçma.
Hep varsayımlar üzerine..
Bunca şeyi söyleyebiliyorsan dinden çıktın falan demeyin lütfen. Sizden tek isteğim şu yolunuz her neyse..
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
Ateist, müslüman, hristiyan, deist, yahudi, budist..
Kardeşim benim ben senin fikirlerine sonsuz hoş görülüyüm.
Yolundan nasıl bu kadar eminsin.
Pascal 4 lüsüyle gelme bana lütfen. Fırsatçı değil akılcı gelin. Biriniz tavlayın beni..
Şu an ben tüm dinlere inanıyorum. Hepsinin güzel olması gereken yanlarını destekliyorum.
ben tam yolun en ortasındayım...
son olarak şunu söylemek istiyorum;
Hayatımda en güzel Yaratıcı kavramını bana dedemin ablası anlatmıştı. Mekanı cennet, ruhu şad olsun(eşsiz bir insandı)...
Halamız Gençlik yıllarında Paris'te genç bir kadın. Güzel akıllı, alımlı. Kocası askeri bir sebepten orada. Hala ise 1950'lerdeki Paris'in tadını çıkarıyor. Mağazalarda geziyor kendine kıyafet, öte beri alıyor.
Yine bir gün.
Aynı güzellikteyken Paris'te bir bomba patlıyor. Halamız da o yakınlarda...
"Hayatımda böyle bir şey görmedim. Allah diyerek kendimi bir köşeye attım. Kaçmaya başladım. Etrafımda bir çok insan oh my god, oh mon dieu diyordu. İşte o zaman anladım ki; o an hepimiz aynı Yaratana inanıyorduk"
Okuduğunuz için teşekkür ederim...
Yanlışlıklarım için hepinizden özür dilerim.. Lütfen cehaletime ve mallığıma verin.
Çünkü bu bana bir hediye.
Atalarımdan aileme, onlardan bana... Kendi dinimi sorgulamayacağım burda..
"Elhamdülillah müslümanım" demiyorum çünkü bu, kibirli bir tabir olarak geliyor bana. İnandığım dinde de kibir asla yok.
Öncelikle çok zeki ve akıllı bir insan değilim. Uzunca düşündüklerimi yazıcam. Lütfen hoşgörü sahibi ve bana yardımcı olacak insanlar gelsin yanıbaşıma..
Bana kızacaklar... Şimdiden sizi seviyorum...
Yukarıda dediğimi açıklayarak başlamak istiyorum.
Öğrenciliğim Sivas'ta geçti. Sivas'ta Sivaslılara "Nerelisin?" diye sorduğunuz zaman size bi kısmı çok komik bir cevap verir.
"Övünmek gibi olmasın gardaş ama Sivaslıyız"
Abi nedir bu övünç kaynağı... Lafın içerisinde gizli bir kibir, kendinden olmayanı gizliden aşağılama tripleri içeriyor.
Aynı şeyi dinsel veya ırksal yapanlarda beni eşit derecede üzüyor.
Çok klişe bir tabirle; "annen baban hristiyan olsaydı sen de öyle olacaktın" diyen abiye;
-Olsun aklı var mantığı var islamiyeti bulmalı
diye cevap veriyor dayı. Kutsal kitabı okumaya fırsatı bile olmamış. Sadece ona sunulan kadar yaşamış. Adam borç içinde doğmuş, borçla mal mülke girmiş, çoluk çocuk... Ekmek kavgasında, ekmek partisinde, para tanrısının kulu olmuş, islamiyeti savunuyor.
Çoğumuz gibi... O dayı haksız değil bence.
Ona sunulan sınırlarda yaşamış hayat boyu.. Annesinin babasının bayrağını taşıyor.
Bazı insanlara diğer dinleri falan aşağıladıkları zaman öfke duyuyorum. Nicel hiç bir veriye sahip olmadan inanıyoruz. Herkes bir sebep yaratarak inanıyor. Sonsuz harika özellikleri ona güzelliyor..
Herkes için bir yaratıcı oluyor.
Depeche mode'un Personel Jesus dediği gibi. Kişiye özel..
Sonuç olarak iki aynı dinden iki insan bile yaşadıklarına göre kafasında şekillendirebiliyor yaratıcıyı..
Böyle aynı fikir içerisinde bile çılgınca farklılıklar varken neden takım tutar gibi din tutuyoruz.
İbadetin şekli, tekniği duruşu neden bu kadar önemli de diğerlerinin sosyal mesajı önemsiz..
Neden incil aptalca?
Neden Yehova diye bir tanrı yok?
5000 yıl önce neden Rab yok da Krishna var?
Bence hepsi benim inandığım kadar mantıklı. Yalan mı?
Haftasonu Ankara kitap fuarındaydım. Gidenler bilir, içeriye girip sağ yoldan dimdirek gidiyosunuz en dipte ortada stantta iki tane medite kadın bir dini insanlarla tanıştırmaya çalışıyordu...
Işıkları vs. farklıydı. İnançlarına göre şekillenmişlerdi. Ben de merak edip yanaştım. Bilgi aldım vs.
Oturup o hindistan dininin doğruluğu sahihliği hakkında tartışmaya girmeyeceğim. Lütfen yanlış anlamayın.
Ben hep ahir zamanda yaşadığıma inandığımı fark ettim. Kadınlardan bir tanesi o inanca göre hayatın 420000 yıl daha süreceğini anlattılar.
Krishna'dan sonra 5000. yıldayız dedi. Ruhun evrende kalarak farklı bedenlerde devam edeceğinden vs. bahsetti..
Biraz düşündüm. Ben yüz yıl daha dünya var olursa iyi diyordum.
Bugünkü bilimsel verilere göre mantıksız gelemedi açıkçası.. Neden mi?
Şimdiden yeni bir gezegen arayışına çıktık bile.. Dünya patlarsa patlasın yaşam hayat evrende devam edecekse ya?
Heyecanlandım...
Hayatta ruhuma öğrettiğim şeyleri acaba 420000 yıl kendimde taşıyabilecek miydim?
Çünkü çok kasıyorum kendimi. Bu fikirlerden dolayı her şeyi 80 yıla sıkıştırmaya çalışıyorum..
Şimdi bu kadar anlattığım şey saçma gelecek size. Ama saçmaysa, iki fikir de neredeyse eşit derecede saçma.
Hep varsayımlar üzerine..
Bunca şeyi söyleyebiliyorsan dinden çıktın falan demeyin lütfen. Sizden tek isteğim şu yolunuz her neyse..
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
Ateist, müslüman, hristiyan, deist, yahudi, budist..
Kardeşim benim ben senin fikirlerine sonsuz hoş görülüyüm.
Yolundan nasıl bu kadar eminsin.
Pascal 4 lüsüyle gelme bana lütfen. Fırsatçı değil akılcı gelin. Biriniz tavlayın beni..
Şu an ben tüm dinlere inanıyorum. Hepsinin güzel olması gereken yanlarını destekliyorum.
ben tam yolun en ortasındayım...
son olarak şunu söylemek istiyorum;
Hayatımda en güzel Yaratıcı kavramını bana dedemin ablası anlatmıştı. Mekanı cennet, ruhu şad olsun(eşsiz bir insandı)...
Halamız Gençlik yıllarında Paris'te genç bir kadın. Güzel akıllı, alımlı. Kocası askeri bir sebepten orada. Hala ise 1950'lerdeki Paris'in tadını çıkarıyor. Mağazalarda geziyor kendine kıyafet, öte beri alıyor.
Yine bir gün.
Aynı güzellikteyken Paris'te bir bomba patlıyor. Halamız da o yakınlarda...
"Hayatımda böyle bir şey görmedim. Allah diyerek kendimi bir köşeye attım. Kaçmaya başladım. Etrafımda bir çok insan oh my god, oh mon dieu diyordu. İşte o zaman anladım ki; o an hepimiz aynı Yaratana inanıyorduk"
Okuduğunuz için teşekkür ederim...
Yanlışlıklarım için hepinizden özür dilerim.. Lütfen cehaletime ve mallığıma verin.
Bazı fotoğraflar var instagramda, beyaz ve çok net. Bunun için ayrı bir uygulama mı var? Nasıl çekiyorlar böyle güzel ışıklı fotoğrafları? Aşağıdakilere benzer bir ton örnek var ve çok merak ediyorum.
instagram.com
instagram.com
instagram.com
instagram.com
instagram.com
instagram.com
bu arkadaş çok tatlı bir arkadaş. çok sevimli bir şey.
bunda playlistim var o da çok sevimli bir şey.
o playlist'i nasıl indirebiliriz?
groovesquid patlamış sanki. indiremiyor.
(NOT: listem çok legal ve tatlı.)
bunda playlistim var o da çok sevimli bir şey.
o playlist'i nasıl indirebiliriz?
groovesquid patlamış sanki. indiremiyor.
(NOT: listem çok legal ve tatlı.)
şimdi vize zorunluluğu olmayan bir ülkeye giriyorsunuz. tatili tamamladıktan sonra çıkış yaparken check-in yapıp bavulunuzu veriyorsunuz. pasaport kontrolünü geçtikten sonra uçağı beklerken vazgeçip geri dönmemiz mümkün mü?
Ülkeye nasıl geri gireriz? bavulumuzu nasıl geri alırız?
bi aydınlatsanız çok makbule geçecek.
Ülkeye nasıl geri gireriz? bavulumuzu nasıl geri alırız?
bi aydınlatsanız çok makbule geçecek.
Oğlum sanat dersi sunumu için Salvador Dali'yi seçmiş. Anne bana bıyığından yap onu takıp, sunumumu yapıcam dedi.
Nasıl bıyık yapcam ben yaa. Göz kalemiyle bıyık çizsem olmaz mı? Aklıma başka bir şey gelmedi :(
Aklına sunum için başka fikir gelen varsa, yazarsanız sevinirim.
Nasıl bıyık yapcam ben yaa. Göz kalemiyle bıyık çizsem olmaz mı? Aklıma başka bir şey gelmedi :(
Aklına sunum için başka fikir gelen varsa, yazarsanız sevinirim.
arkadaşlar alman üretimi bir şeye yapıştırmak için esprili bir çıkartma yaptıracağım.
"alman yapıyor arkadaş"
ve
"alman yapmış arkadaş"
cümlelerinin almancasını söyleyebilir misiniz? ikisinden kulağa en hoş geleni yaptıracağım. çevirileri bilen birisi yaparsa sevinirim. gugıl amcaya sorup gelmeyiniz lütfen.. ayrıca almanca okunduğunda türkçedeki gibi anlaşılıyordur umarım tam çevirisi vardır yani. almanın biri baktığında "alman arkadaşım yapmış" gibi bir şey anlayacaksa manası yok çünkü..
"alman yapıyor arkadaş"
ve
"alman yapmış arkadaş"
cümlelerinin almancasını söyleyebilir misiniz? ikisinden kulağa en hoş geleni yaptıracağım. çevirileri bilen birisi yaparsa sevinirim. gugıl amcaya sorup gelmeyiniz lütfen.. ayrıca almanca okunduğunda türkçedeki gibi anlaşılıyordur umarım tam çevirisi vardır yani. almanın biri baktığında "alman arkadaşım yapmış" gibi bir şey anlayacaksa manası yok çünkü..
Merhaba arkadaşlar,
Bir süredir aylık lenslerden kullanıyorum. Aldığım yer lens kabındaki suyu iki günde bir değiştirmemi ve her değiştirdikten sonra lens kabını suyun (musluk suyu) altına tutmamı söylemişti. Ben lens suyunu her taktığımda mutlaka değiştiriyorum ve lensi taktıktan sonra kabını suyun altına tutuyorum. Şimdi aklıma takıldı bu suyun altına tutma olayı mikrop kapmama neden olur mu? Keza suya tutmasam içinde toz, tüy gibi şeyler kalabiliyor.
Bir süredir aylık lenslerden kullanıyorum. Aldığım yer lens kabındaki suyu iki günde bir değiştirmemi ve her değiştirdikten sonra lens kabını suyun (musluk suyu) altına tutmamı söylemişti. Ben lens suyunu her taktığımda mutlaka değiştiriyorum ve lensi taktıktan sonra kabını suyun altına tutuyorum. Şimdi aklıma takıldı bu suyun altına tutma olayı mikrop kapmama neden olur mu? Keza suya tutmasam içinde toz, tüy gibi şeyler kalabiliyor.
babam kbb doktoru. ama bir süredir uzak kaldık görüşemiyoruz.
benim ise kendimi bildim bileli bir kulak hassasiyetim var ve son dönemlerde iyice arttı. Yani mesela eve 3-5 misafir geldiğinde, insan seslerinde, tv sesinde falan rahatsız etmeye başladı. işyerinde de kapalı odada insanlar konuşunca, yere bir şey düşünce vs. çok hassaslaştı.
Bir de kulaklarım çok iyi duyar. Fakat ben son zamanlarda kulaklarıma tıpa takarak dolaşacak hale geldim. Bu beni gergin bir insan da yapıyor aynı zamanda. Bunun bir çözümü var mıdır? (babana sor demeyin, ilgilenmiyor pek)
benim ise kendimi bildim bileli bir kulak hassasiyetim var ve son dönemlerde iyice arttı. Yani mesela eve 3-5 misafir geldiğinde, insan seslerinde, tv sesinde falan rahatsız etmeye başladı. işyerinde de kapalı odada insanlar konuşunca, yere bir şey düşünce vs. çok hassaslaştı.
Bir de kulaklarım çok iyi duyar. Fakat ben son zamanlarda kulaklarıma tıpa takarak dolaşacak hale geldim. Bu beni gergin bir insan da yapıyor aynı zamanda. Bunun bir çözümü var mıdır? (babana sor demeyin, ilgilenmiyor pek)
Genşler benim bir sorum var. Almanya'daki akrabalar bana davet mektubu yollarsa ben diğer ülkelere falan çıkamıyor muyum? Onlar çünkü öyle sanıyor. Var mı böyle bir şey? Ben Almanya'dan başlayıp Fransa'dan Türkiye'ye dönmeyi düşünüyordum.