A dostlar,kadıköyden metro ile son durakta inip ordan otbüse binmek mi yoksa kadıköyden dirrek ekspresle gitmek mi kolay ve hızlı olur metroyu deneyip trafiğin eetkisini minimize etmek istiyorum da ne dersiniz? Kartaldan metroyla indiğimizde otobüs durağı karşımıza mı çıkıyor?
Bugün öğlen kısırlaştırma ameliyati oldu, akşam geri aldığımda gayet canliydi. Eve geldi, biraz dolaştı. Uyudu. Yemek yedi. Şimdi geri uyudu. Ancak vücudu soğuk. Nefes alıyor ama her zamanki kadar derin değil. Hala anestezik etkisinde olduğundan mı? Endişelenmeye başlayayım mi?
domuz gribi midir nedir anlamadım yakalandık bir illete şimdi kurtulmaya çalışıyorum. en belirgin rahatsızlıklar boğazda yanma -öksürürken- ateş, feci halde eklem ağrısı. 1 saat kadar evvel bir istifra ettim ama hastalıkla mı alakalı ilaçlarla mı bilmiyorum. elimde perebron, croxilex-bid, minoset, otrivine ve kloroben var. croxilex-bid i ikikere, dğerlerini de 8 saatte bir alıyorum. minoset ve tayfasını aldıktan sonra 1-2 saat kadar bir ferahlama olsa da sonrası eklem ağrısı ve ateş içinde... diyorum ki acaba ben bu minoset ve tayfasının yanına bir de katarin yada theraflu forte çaksam mı? fazla gelir mi?
not: minosetgiller ve anti biyotiği yeni almaya başladım, 1 kere kullandım.
not: minosetgiller ve anti biyotiği yeni almaya başladım, 1 kere kullandım.
Gözleri görmeyen, elleri olmayan bir kardeşimiz için müzikli ve/ya hikayeli kitaplar arıyorum. Tüm gün Eminönü'ne baktık ama bulamadık. İnternette olanlar hakkında da bilgim yok.
1) Bu kardeşimiz için önerebileceğiniz bir kitap var mı?
2) Hikaye CD'leri var mı bildiğiniz? CD çalar da alabiliriz ona göre.
Yaş 4.
1) Bu kardeşimiz için önerebileceğiniz bir kitap var mı?
2) Hikaye CD'leri var mı bildiğiniz? CD çalar da alabiliriz ona göre.
Yaş 4.
www.limango.com.tr
telefoncuya gittim. çok düz kapaklar vardı ve acayip fiyat çekiyorlar. en düşük 25 tl. o da berbat kapaklar yani. sizce bu kapak nasıl?
telefoncuya gittim. çok düz kapaklar vardı ve acayip fiyat çekiyorlar. en düşük 25 tl. o da berbat kapaklar yani. sizce bu kapak nasıl?
Hayalinizdeki işi yazar mısınız? ama parası cok diye değil. Gerçekten hayalinizdeki işi.
Benimki bahçeli bir villada kedi olmak mesela.
Tşk.
Benimki bahçeli bir villada kedi olmak mesela.
Tşk.
Bir arkadaşım 2 yıl önce aldığım bu kursun sınavına hazırlanıyor ve benden yardım istedi. Yalnız ben hiçbir şey hatırlayamadığımı fark ederek afalladım. Sınavı 6 gün sonra ve çok çaresiz durumda olan bu arkadaşıma yardımcı olabilecek duyuru ahalisine selam ederim.
Not: Cevaplara ulaşabileceğim bir kaynak da olabilir bu pek tabii.
Edit: Sorular İngilizce, sınav İsveç'te.
Şimdiden çok teşekkürler. :)
Link: i.imgur.com
Not: Cevaplara ulaşabileceğim bir kaynak da olabilir bu pek tabii.
Edit: Sorular İngilizce, sınav İsveç'te.
Şimdiden çok teşekkürler. :)
Link: i.imgur.com
Akşam saatlerinde germanwings uçağı ile Ankara'ya geldim.
Şimdi fark ettim ki kitabımı koltuk cebinde unutmuşum. Kayıp eşya ofisine kesin bırakırlar mı? Yoksa, uçağı temizleyen vatandaşların inisiyatifine mi kalır kitabın akıbeti?
En heyacanlı yerinde kalmıştım, bulamazsam acilen yenisini almam lazım :))
Şimdi fark ettim ki kitabımı koltuk cebinde unutmuşum. Kayıp eşya ofisine kesin bırakırlar mı? Yoksa, uçağı temizleyen vatandaşların inisiyatifine mi kalır kitabın akıbeti?
En heyacanlı yerinde kalmıştım, bulamazsam acilen yenisini almam lazım :))
selam gurular!!vodafone aylık 50 tl,ttnet de venzer fiyat,bi de superonline var..
Ben sınırsız kullanıcam...en ekonomik ve kaliteli olan hangisi acaba?5 lira ucuz olup uğraştırcaksa pahalı olanı tercih ederim..bütçe de kısıtlı gerçi.
Sonuç: minimum bütçeyle orta hızlı sınırsız ve kaliteli internet hangisi?
Teşekkürler
Ben sınırsız kullanıcam...en ekonomik ve kaliteli olan hangisi acaba?5 lira ucuz olup uğraştırcaksa pahalı olanı tercih ederim..bütçe de kısıtlı gerçi.
Sonuç: minimum bütçeyle orta hızlı sınırsız ve kaliteli internet hangisi?
Teşekkürler
Aksan hatun kişiden gelirse çok sevinirim. thnx
Atiyor musunuz? Bi yerler varmış oralara vermek güvenilir mi?
iki gün önce arkadaşımın karakolluk bi olayı olmuştu. kız şikayet etmeye gittiğine bile bin pişman oldu. şimdi de karakol polislerinden biri whatsapptan bi şeyler yazıyor. karakola çağırıyor.
bu polisin böyle bi hakkı var mı?
hakkı olmasından öte bunun bu polise bi cezası yok mu ?
bu polisin böyle bi hakkı var mı?
hakkı olmasından öte bunun bu polise bi cezası yok mu ?
iyi geceler, şöyle bir sorum olacak her biri 20 adet akademik makale barındıran 200 dosyam var.
4000 adet makale içinde bir sözcük aratmak istiyorum fakat ne mümkün.
eğer bu dosyaların hepsini word formata çevirirsem tarama yaptırabilirim ama bu iş çok zaman alır ve harf formatları bozuk gelecek...
istediğim kelimeleri pdf formatında nasıl aratabilirim ?
teşekkür ederim şimdiden.
4000 adet makale içinde bir sözcük aratmak istiyorum fakat ne mümkün.
eğer bu dosyaların hepsini word formata çevirirsem tarama yaptırabilirim ama bu iş çok zaman alır ve harf formatları bozuk gelecek...
istediğim kelimeleri pdf formatında nasıl aratabilirim ?
teşekkür ederim şimdiden.
nelerdir?
Başlığı daha önce açmıştım; ama cevap gelmeyince yine belki bir bakan olur dedim.
Yurtdışından bir kitap istettim, ancak postada sadece adresim yazılı. İsim olarak "Ev" geçiyor. Bu yine ulaşır mı bana?
Daha önce gelen postalarım zaten hiç tarafımdan teslim alınmadı, hepsini güvenliğe teslim ediyorlardı. Ben de oradan alıyordum.
Yurtdışından bir kitap istettim, ancak postada sadece adresim yazılı. İsim olarak "Ev" geçiyor. Bu yine ulaşır mı bana?
Daha önce gelen postalarım zaten hiç tarafımdan teslim alınmadı, hepsini güvenliğe teslim ediyorlardı. Ben de oradan alıyordum.
Afislerini goruyorum sagda solda, x kultur merkezinde "bilmemne okumalari" etkinligi. Bu nedir, cahile anlatir misiniz? Gidip ne yapiyor insanlar orda, oturup kitaplari acip beraber okuyor mu, ya da biri kitabi acip digerlerine mi okuyor? Ya da hep bir agizdan yuksek sesle romani/siiri/ya da neyse okuyarlar mi, ne ise yariyor ki bu etkinlikler? Once okuyup aralarinda yorum mu yapiyorlar hikayenin uzerine, ya da biri cikip yorum yapiyor insanlar onu mu dinliyor, "kitap okumalari" nedir ki niye var boyle bir sey? Ne olup bitiyor orada, neden insalar oraya gidiyor, kazanimlari ne oluyor kitabi evde/cafede/metroda kendince alip okumaya kiyasla? Nedir?
Duyuru Halkı Selam;
Beyler şimdi benim evde süperonline nin adsl var ben fiber istedim altyapımız yok orda dediler kabul ettim dsl im var şuan ama bundada en fazla 2mbs verbiliyorlarmış hadi onada razı olduk bu seferde ondada kopmalar oluyor müşteri temsilcisini aradım santrala uzak dedidiler tamamda ben ev ararken santrale yakınmı diye arayayım ne yapayım gençler nereye şikayet edeyim etsem bir şey anlayabilirmiyim sizce cevaplarınız için şimdiden teşekkürler
Beyler şimdi benim evde süperonline nin adsl var ben fiber istedim altyapımız yok orda dediler kabul ettim dsl im var şuan ama bundada en fazla 2mbs verbiliyorlarmış hadi onada razı olduk bu seferde ondada kopmalar oluyor müşteri temsilcisini aradım santrala uzak dedidiler tamamda ben ev ararken santrale yakınmı diye arayayım ne yapayım gençler nereye şikayet edeyim etsem bir şey anlayabilirmiyim sizce cevaplarınız için şimdiden teşekkürler
tayyip çarşının ortasına kocaman bi cami yapacakmış o yüzden carrefour falan içki satışını kaldıracakmış. bana çok mantıksız geldi, her yerde cami var sonuçta. mahalle arasında belki böyle bi kural olabilir ama çarşıda olması çok saçma değil mi? gerçekten olabilir mi böyle bir şey yani? adım adım gidiyoruz valla.
Arkadaşlar merhaba,
Elimde Grundig 1010 modelli netbook var. windows 7 starter yüklü ve çok ağır çalışıyor bu yüzden windows xp yüklemek istiyorum. Cd rom bulunmadığından usb ile atılıyor.önceden başka pc'lere format attığım 4 gb'lık xp yüklü belleği takıyorum, boot ekranına gidikten 30 saniye sonra kendi kendisine reset atıyor, yüklemeye devam etmek yerine yeni baştan başlıyor, ekranda tekrar cd'den önyükleme yapabilmek için bir tuşa basınız yazısı çıkıyor. Eğer bir tuşa basarsam aynı olay sürekli tekrarlanıyor 2-3 dakika sistem dosyalarını yükleyip yine reset atıyor, bir tuşa basmazsam bu kez de Recovery ekranı çıkıyor. windows 7 bir problemle karşılaştığından onarılması gerek diyor, devam diyince de windows 7'yi onarıyor ve yine windows 7 yükleniyor netbook'a. Ne yapmam gerektiği konusunda yardımcı olursanız çok mutlu olacağım.
bios'u mu güncelliyim sanki bana üreti firma bios'a win7 gömmüş ve başka sistem yüklenmesin diye kilit koymuş gibi geliyor.
Elimde Grundig 1010 modelli netbook var. windows 7 starter yüklü ve çok ağır çalışıyor bu yüzden windows xp yüklemek istiyorum. Cd rom bulunmadığından usb ile atılıyor.önceden başka pc'lere format attığım 4 gb'lık xp yüklü belleği takıyorum, boot ekranına gidikten 30 saniye sonra kendi kendisine reset atıyor, yüklemeye devam etmek yerine yeni baştan başlıyor, ekranda tekrar cd'den önyükleme yapabilmek için bir tuşa basınız yazısı çıkıyor. Eğer bir tuşa basarsam aynı olay sürekli tekrarlanıyor 2-3 dakika sistem dosyalarını yükleyip yine reset atıyor, bir tuşa basmazsam bu kez de Recovery ekranı çıkıyor. windows 7 bir problemle karşılaştığından onarılması gerek diyor, devam diyince de windows 7'yi onarıyor ve yine windows 7 yükleniyor netbook'a. Ne yapmam gerektiği konusunda yardımcı olursanız çok mutlu olacağım.
bios'u mu güncelliyim sanki bana üreti firma bios'a win7 gömmüş ve başka sistem yüklenmesin diye kilit koymuş gibi geliyor.
Selamlar ahali
Spordan geldim, feci bir boyun tutulması, 1 kapsül muscoflex attım. Yarım saat geçti, duş aldım, değişen bir şey yok. 1 kapsül daha aldım sonra (ilk kapsülle arasında yarım saat var), bir de bengay sürdüm, şimdi daha iyiyim.
Soru şu ki Muscoflex in iki kapsül üst üste kullanılması bir sorun teşkil eder mi ? Azıcık telaşlandın da, bu kadar çabuk etki gösterince. Bir şey olmaz di mi lan ?
Spordan geldim, feci bir boyun tutulması, 1 kapsül muscoflex attım. Yarım saat geçti, duş aldım, değişen bir şey yok. 1 kapsül daha aldım sonra (ilk kapsülle arasında yarım saat var), bir de bengay sürdüm, şimdi daha iyiyim.
Soru şu ki Muscoflex in iki kapsül üst üste kullanılması bir sorun teşkil eder mi ? Azıcık telaşlandın da, bu kadar çabuk etki gösterince. Bir şey olmaz di mi lan ?
Arkadaslar önce annemde sonra babamda ve en son da bende 1 er hafta arayla öksürük basladi. Bogazda gidiklanmayla basliyor daha sonra öksürük baslıyor. Öksürme esnasında boğulur gibi oluyoruz nefes alamıyoruz bir müddet. Önce boğaz kültürü verdik hiçbir sonuç çıkmadı. Doktor antibiyotik yazdı hepimiz kullandık hiçbir işe yaramadı. Annem ve babam kan testi, akciğer filmi, alerji testi ve efor testi yaptırdılar. Yine doktolar turp gibisiniz demişler.
Yakın zamanda ortaya çıkmış böyle bir hastalık duydunuz mu? Yakınlarınızda ya da sizde de oldu mu? Ne tür bir ilaç kullanmalıyız?
Yakın zamanda ortaya çıkmış böyle bir hastalık duydunuz mu? Yakınlarınızda ya da sizde de oldu mu? Ne tür bir ilaç kullanmalıyız?
Hattımla ilgili görüşme detayını alsam beni arayanlarında bilgisi görünür mü? Yoksa sadece benim aradıklarım mı görünür? Yaa çok önemli bi durum var, hattım meşgulken beni biri aramış olabilir ama benim telefonumda görünmüyor. Eğer aradıysa bunu konuşma dökümünde görebilir miyim? Arayıp aradın mı diye soramayacağım biri.
sürekli farklı elektroniklere sarıyorum. 3ds için güzel oyunlar çıkıyor mu hâlâ?
danke.
danke.
14 Ocak ta yaptırdım ama hala sonuç yok. Ay başında gitmiştim naptınız diye tahkikat devam ediyor dedi.
Arkadaşlar selam, aranızda oynayan var mıdır ? Varsa steam üzerinden oyun çevirebiliriz birbirimizi ekleyip ?
Malum public sunucularda hileciler oyunun keyfini kaçırıyor.
Malum public sunucularda hileciler oyunun keyfini kaçırıyor.
iyi akşamlar!
malum kitap fiyatları pahalı, internette yüzde 25 indirim oluyor genelde, sahaflar internet fiyatından maks %10 daha ucuz olabiliyor ama istanbulu ele alırsak ucuz diyebileceğim sahaf-nadirkitap.com u biliyorum- yok gibi abuk sabuk fiyatlandırma kriterleri var, hatta piyasa fiyatından yukarı dahi bulabileceğiniz kitaplar var -ilk baskı ve imzalı değil- neyse işte acaba kitap deposu vs. daha ucuz kitaplar alabileceğim bir mecra var mı?
malum kitap fiyatları pahalı, internette yüzde 25 indirim oluyor genelde, sahaflar internet fiyatından maks %10 daha ucuz olabiliyor ama istanbulu ele alırsak ucuz diyebileceğim sahaf-nadirkitap.com u biliyorum- yok gibi abuk sabuk fiyatlandırma kriterleri var, hatta piyasa fiyatından yukarı dahi bulabileceğiniz kitaplar var -ilk baskı ve imzalı değil- neyse işte acaba kitap deposu vs. daha ucuz kitaplar alabileceğim bir mecra var mı?
Office Publisherde basit kapaklar yapılıyor ama daha profesyonel ve hazır şablonun bol olduğu, üstünde değişiklik yapılabilen bir program veya hizmet var mı internette?
Yardımcı olur musunuz dostlar.
Yardımcı olur musunuz dostlar.
kenardan girecek adam tisortunu iceri sokuyor sahaya adım atar atmaz çıkarıyor icinden. bunun nedeni nedir? çok yapmacık degil mi bu prosedür gibi şey?
derisine zarar verir mi? ne kadar verir? ne gibi zararları olur? deli sevdiğim bi ayakkabım var, bi süredir ıslak mendille temizliyorum ve bir iki haftadır da üşüdüğüm için elektrikli ısıtıcı yanında takılıyorum ama bugün aklıma geldi çatlar diye tırsmaya başladım, olur mu böyle bişi, bi kaç çatlak gördüm ama bunlar önceden de olmuş olabilir uyanamadım. bi de bakım yapsam ufak tefek çatlaklara faydalı gelebilecek bir şey var mı?
Arkadaşlar merhaba. Seneye inşaat mühendisliğine geçmeyi düşünüyorum da, bu sene de baya bi boş zamanım var. Hem zamanımı değerlendirmek, hem de istediğim bölüm için yararlı bir şey olsun diye autocad kursu aramaya başladım. İstanbulda nereye gideyim sizce ? Bu arada daha önce gitmiş olan varsa kendi kurslarının fiyatlandırmasını falan söyleyebilir mi acaba ?
sanırım meme diyorlar o tip fotolara.
birkaç yıl önce fb nin şampiyon olduğu sezon sonunda koca fb bayrağı giydirilmiş gs plakalı bir araç görmüştüm. yanımda fotoğraf makinesi de tel de yoktu çekemedim fotosunu.
çekip upload etseydim falan yerlere. baya bi popüler olur muydu?
merak ettim sadece. o hazzı yaşamak isterdim.
birkaç yıl önce fb nin şampiyon olduğu sezon sonunda koca fb bayrağı giydirilmiş gs plakalı bir araç görmüştüm. yanımda fotoğraf makinesi de tel de yoktu çekemedim fotosunu.
çekip upload etseydim falan yerlere. baya bi popüler olur muydu?
merak ettim sadece. o hazzı yaşamak isterdim.
evet izlandalılar soru belli. kulaklıkla bir şey dinliyorken kulaklığı çıkarınca hoparlörden ses gelmesini istemiyorum. bunun için kullanabileceğim program var mıdır? telefonlarda bu işlevi gören bi' zımbırtı kendiliğinden var ama bilgisayar için olanını bulamadım.
Cok bayik bi gun degil mi bugun. Siz napiyorsunuz?
Merhaba,
Bugünlerde böyle bir fikirle meşgul ediyorum kafamı. Evimde 11m2'lik boş bir odam var. Ben bu odayı recreation room olarak düzenlemek istiyorum.
Aklımdan geçen hem bir yandan amatör seviyede müzik prodüksiyonu yapmak hem internet projeleri için yazılım geliştirmek hem de bilgisayar destekli simülasyon programları kullanarak kendi çapımda analizler yapıp yeni şeyler keşfetmek. Bu üç amacı şöyle birleştirebildim kafamda:
Güçlü bir workstation alıp bunun üzerinde hem analiz programları, hem müzik prodüksiyon programları hem de yazılım geliştirme işlerini yapmak istiyorum. Elimde 23inç bir monitör var onu dikey hale getirip, yanına da 28inç bir UHD monitör almayı düşünüyorum.
Yazılım geliştirme ve analiz konularında bilgiliyim ama müzik prodüksiyonu hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum. Çeşitli gitarlarım var ve bunlardan kayıt almak istiyorum. Güzel bir keyboard alıp farklı enstrümanları da prodüksiyona katmak gibi bir niyetim var.
Bilen eden varsa bu odaya yerleştirmek üzere neler almam lazım? Referans monitörler, kulaklık, mikrofon, mixer/DSP, çok kanallı kaydediciler falan?
Ayrıca odada büyükçe bir balkon var, burada da resim mi yapsam ne yapsam?
Canım sıkıldı galiba.
Teşekkürler şimdiden
Bugünlerde böyle bir fikirle meşgul ediyorum kafamı. Evimde 11m2'lik boş bir odam var. Ben bu odayı recreation room olarak düzenlemek istiyorum.
Aklımdan geçen hem bir yandan amatör seviyede müzik prodüksiyonu yapmak hem internet projeleri için yazılım geliştirmek hem de bilgisayar destekli simülasyon programları kullanarak kendi çapımda analizler yapıp yeni şeyler keşfetmek. Bu üç amacı şöyle birleştirebildim kafamda:
Güçlü bir workstation alıp bunun üzerinde hem analiz programları, hem müzik prodüksiyon programları hem de yazılım geliştirme işlerini yapmak istiyorum. Elimde 23inç bir monitör var onu dikey hale getirip, yanına da 28inç bir UHD monitör almayı düşünüyorum.
Yazılım geliştirme ve analiz konularında bilgiliyim ama müzik prodüksiyonu hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum. Çeşitli gitarlarım var ve bunlardan kayıt almak istiyorum. Güzel bir keyboard alıp farklı enstrümanları da prodüksiyona katmak gibi bir niyetim var.
Bilen eden varsa bu odaya yerleştirmek üzere neler almam lazım? Referans monitörler, kulaklık, mikrofon, mixer/DSP, çok kanallı kaydediciler falan?
Ayrıca odada büyükçe bir balkon var, burada da resim mi yapsam ne yapsam?
Canım sıkıldı galiba.
Teşekkürler şimdiden
şimdi durum şu; fi tarihinde reddit'te bir başlıkta ''günümüzden tam donanımlı, modern silah ve ekipmanla 20 amerikan askeri roma ordusunun en şaşalı dönemine dönebilse roma ordusunu yenebilir mi'' diye bir soru atılıyor ortaya. bu soru dallanıp budaklanıp kullanıcıların oluşturduğu bir senaryoya dönüşüyor. sonra bi yapım şirketi bu senaryoyu satın alıyor falan filan gibi bir şeyler okumuştum zamanında.
8-9 ay önce ya sözlükte ya da başka bir yerde okuduğumu hatırlıyorum kesinlikle. o günden beri kafama takıldı. bu konu hakkında bilgisi olan var mı?
8-9 ay önce ya sözlükte ya da başka bir yerde okuduğumu hatırlıyorum kesinlikle. o günden beri kafama takıldı. bu konu hakkında bilgisi olan var mı?
yabancılar için uygun, güvenli, doğası temiz, tarihi dokusu olan neresi olabilir? bir de yemek kültürünü dibine kadar yaşamak için.
Selamın aleykum dinkardeşlerim.
Bu aziz günde tartışmak istediğim konuların içinde toplumda ''Kaşarlık'' algısı var.
Bu sonradan oluşturulan bir kılıf mıdır yoksa gerçekten kaşar hanım kızlarımız var mıdır?
.
Ben izmirde ikamet eder iken bir kız arkadaşım 21. erkek arkadaşı oldugunu söylemişti, ama görseniz bakmaya doyamazsınız, o kadar zarif ve kibar bir hanımkızdı.
Bu beni düşündürdü, gerçekten kaşarlık toplumda var olan bir şey mi diye.
Anladınız siz.
Hayırlı günler.
(bekgraund müzii de veriyim arkadan arkadan www.youtube.com )
Bu aziz günde tartışmak istediğim konuların içinde toplumda ''Kaşarlık'' algısı var.
Bu sonradan oluşturulan bir kılıf mıdır yoksa gerçekten kaşar hanım kızlarımız var mıdır?
.
Ben izmirde ikamet eder iken bir kız arkadaşım 21. erkek arkadaşı oldugunu söylemişti, ama görseniz bakmaya doyamazsınız, o kadar zarif ve kibar bir hanımkızdı.
Bu beni düşündürdü, gerçekten kaşarlık toplumda var olan bir şey mi diye.
Anladınız siz.
Hayırlı günler.
(bekgraund müzii de veriyim arkadan arkadan www.youtube.com
)
tivibu üyesi olmayı düşünüyorum ama ileride iptal ederken digiturk gibi 6-7 ay uğraşır mıyım? bir de süperonline adsl var nasıl olur üyelik?
İstanbul Fatih civarlarında yüzme havuzu var mıdır? Çevre biraz önemli, internette biraz baktım ama bulamadım.
Merhaba arkadaşlar,
Elimde TP-Link'in M5250 modeli 3G modemi bulunuyor. Evimde bunu kullanıyorum. Zaten baz istasyonuna biraz uzak kalıyorum, yeterince iyi çekmiyor. Modemin bulunduğu odadan uzaklaşınca hiç çekmemeye başlıyor. Ben de bir adet range extender alayım dedim. Uyumluluk da sorun çıkarmasın diye yine TP-Link almak istiyorum. Kafamda 2 model var;
TL-WA850RE
TL-WA854RE
Benim sorum ise; ürünlerin teknik sayfalarının "tak ve çalıştır" görselinde çalıştırmak için WPS tuşuna basın diyor.
tinyurl.com
E benim 3G modemde böyle bir tuşu bırak, hiç tuş yok power tuşu dışında. Tüm şifreleme işlerini, ayarları vs. modem arayüzünden hallediyorum. Alırsam elimde patlamaz değil mi?
Kolay kurulum istiyorum. Prize takayım, arayüzüne gireyim, modemin şifresini yazayım, range extender çalışsın.
Çok mu şey istiyorum? Aydınlatın beni lütfen.
Teşekkürler.
Not: tik mutlaka gelir, şu anda dışarıdayım.
Elimde TP-Link'in M5250 modeli 3G modemi bulunuyor. Evimde bunu kullanıyorum. Zaten baz istasyonuna biraz uzak kalıyorum, yeterince iyi çekmiyor. Modemin bulunduğu odadan uzaklaşınca hiç çekmemeye başlıyor. Ben de bir adet range extender alayım dedim. Uyumluluk da sorun çıkarmasın diye yine TP-Link almak istiyorum. Kafamda 2 model var;
TL-WA850RE
TL-WA854RE
Benim sorum ise; ürünlerin teknik sayfalarının "tak ve çalıştır" görselinde çalıştırmak için WPS tuşuna basın diyor.
tinyurl.com
E benim 3G modemde böyle bir tuşu bırak, hiç tuş yok power tuşu dışında. Tüm şifreleme işlerini, ayarları vs. modem arayüzünden hallediyorum. Alırsam elimde patlamaz değil mi?
Kolay kurulum istiyorum. Prize takayım, arayüzüne gireyim, modemin şifresini yazayım, range extender çalışsın.
Çok mu şey istiyorum? Aydınlatın beni lütfen.
Teşekkürler.
Not: tik mutlaka gelir, şu anda dışarıdayım.
Neden eşit olmaktan korkuyoruz bu kadar?
İnsanların ihtiyaçları bu kadar belli ve basitken, neden fazlasını istiyoruz?
15 yıl önce insanlarla fikirlerimi paylaştığım zaman;
-Şimdi yaşın küçük.
-Büyüyünce anlarsın.
gibi cümlelerle beni geçiştiriyorlardı.
Neredeyse 30'a geldi yaş. Ama bu konuda görüşüm değişmedi.
Eşit olmak neden bu kadar korkutucu.
"Ben daha çok çalışıyorum. Daha çok kazanmalıyım. X'den y'den yaşantım daha iyi olmalı" mantığı neden aşılamıyor.
Açık büfede ödediği parayı çıkarmaya çalışan amca mantığının önünde ne gibi engeller var.
Mesela Araba olayı..
Bence herkesin araba sahibi olması çok saçma!
Ben yıllardır bisiklete biniyorum. Genelde Asfaltta tek ben bindiğim için sıkıntı yaşıyorum. Herkes bisiklet sürse, toplu taşıma orgazmik seviyede olsa mesela...
Şimdi diyeceksiniz sen İstanbul'da Anakara'da otobüse bindin mi? Hem de en berbat olduğu zamanlarda bindim.
Sürekli daha erken çıktım. 5 dakika geç çıkınca evden 1 saat okuluma geç gittiğim de oldu.
Ama arzdır talebi yaratan.
Arz etmedik.
Arkasında duramadık. Araba alarak kendilerini kurtardı insanlar güya. Bir süre sonra o yol da kapandı.
Bu ülkenin yönetim şekline bakıyorum. Yönetimi yargılayan insanlara bakıyorum bir de..
Neden şikayet ediyorsunuz?
Siz bu yönetim tipine layık değil misiniz?
(siz derken ben de öyle. Sizleri suçlamıyorum)
Her şeyin en son modeline sahip olma arzusu vs..
Bence devrim birilerinin ölmesiyle, Öldürülmesiyle değil, kendindeki temel uyuşmazsızlıkları çözmekle başlar..
Bence sorun Tayyip değil.
Bence sorun bu ülkede yaşayan her birey.
E diyeceksin Amerikan oyunu, Yahudi Lobisi...
Geç arkadaşım geç...
Hepimiz zevk alıyoruz bu tarzdan...
Herkes yurtdışına gitme hayaliyle yanıp tutuşuyor. Türkiye'deki adaletsizlikten dem vurup Amerika'ya, Avrupa'ya yerleşmek ne kadar mantıklı...
Neden inadına İstanbul'da yaşıyorsun mesela?
İlçede çalışıyorum ben. Memuriyet muhabbetiyle geldim. İki yıl oldu. Bisiklet turu yaparak bir arkadaşla dağlara vurduk.
Bu anlattığım konular hakkında sohbet ediyorduk.
Tam üzerine dağların ardından bi çoban belirdi.Önüne katmış onlarca koyunu kuzuyu keçiyi... Sırtında; ince çalı çırpı,kurumuş ağaç dallar onları kötü bir iple sarmış, koca bir tomar haline getirmiş, keloğlan gibi tomara daha sağlam bir ağaç dalı tutturmuş, sırtına atmış yürüyor.
-Selamun Aleyküm.
-Aleyküm Selam.
"Yav" dedim. Direk konuya daldım;
-Mutlu musun köyde yaşamaktan?
-Hepimiz mutluyuz
-Nasıl mutlu olabiliyorsun bu kadar köylüyü koruyan yasa vs. bir şey yokken..
-Sen spor yapıyosun ya böyle hafta sonları(bisikletleri göstererek), ben her gün spor yapıyorum. Sabahın köründe çıkıyorum akşama kadar spor yapıyorum. Her şeyimizi kendimiz üretiyoruz. Hatta senden daha çok et yiyorumdur.
-Akşam napıyorsunuz peki.
-Televizyon izliyoruz.
-Yani bu tarz hayatın hiç zorluğu yok mu?
-Var tabi. Bence en zoru kız istemeye gidince oluyor.
-Neden?
-Kızın babası soruyor hemen; ne iş yapıyorsun? diye. Ulan bir iş yapsam senin kızını istemeye gelmem. Amir memur olsam, amir memur kızla evlenirim (Çok ilginçtir geçen aynı cümleleri ortopedi doktoru olmuş bir abim de kurmuştu. Mantık aynı kelimeler farklı)
-Düşünmüyor musun büyük bir şehire falan gitmeyi.
-Yooo. Orada sokağa çıkmak parayla. Adım atmak parayla. Burada acıkınca yerden cacık(bir otmuş) yolup, ekmeğin arasına(lavaş ekmek) dürer yerim. Karnımı doyururum. Şehirde öyle değil.
-Hastane işi falan olduğunda?
-İyi kötü bir arabamız var. İlçe hastanesine gideriz. Daha sıkıntı olursa Şehir merkezine bir saat bile sürmez.
Aysun Kayacı muhabbetinden sonra bir çoban yaptığım tüm felsefenin ebesine atlamıştı.
Yani şehirde yaşayan tanıdığım bir çok insan o adam kadar çözmemişti olayı. Bence vakti olmadığından.
Çok kasıyoruz kendimizi.
Mesela sorguluyorum. Takım elbise neden giyinmek zorundayız, işe daha rahat kıyafetle gitse insanlar belki verim daha çok artacak.
Ya da saçlarımızda beyazlar belirdiği zaman neden boyatma ihtiyacı duyuyoruz?
Ya da başkalarını neden sürekli abuk subuk şeylerden dolayı yargılıyoruz.
Yav neden akıllanmıyoruz?
İhtiyaçlarımıza erişmek çok zor değil.
Ama Avrupa'nın efendi insanı güzel yaşasın diye neden Afrika'da ki insan açlık çeksin. Neden zengin Amerikalılar iyi yaşasın diye, garibanlar ezilsin..
Aynı şekilde ülkemizde...
Düşünsene severek yaptığın bir iş olduğunu dünyada..
O işi para için değil de gerçekten sevdiğin için..
Ne cevherler harcanıyor bu memlekette her gün.Örneğin;
Adam canını dişine takmış. Tıp kazanmış. Altı yıl götünden ter akmış bitirmiş. Neyse Tus'u kazanmış. Uzmanlığı yapmış. İşine vakıf bir adamı üniversiteden uzaklaştırıyorsun mesela "zorunlu hizmet" adı altında. Ya tabi ki her yere hizmet gitmeli bunu yargılamıyorum ama işinde çığır açacak adamları kısırlaştırıyor bu olaylar. İki yıl bir ilçede yaşayan adam köreliyor yalan yok. Çok kişinin tecrübesiyle sabit.
Biyoloji mezunu aslan gibi bir arkadaşım var. Dünyanın en iyi insanı. Yeminle her şeyimi düşünmeden emanet edebileceğim kalitede bir adam. On iki yıl boyunca en ufak bir yamuğunu görmediğim bir adam. İş aradı durdu. Bulamadı.
Onun gibi nice fen fakültesi mezunu örneğin...
Yani bu adamlar neden kpss'ye girmek zorunda. Neden yükselemiyor işinde. Yüksek lisans demeyin ablalar abiler...
Bilimin olmadığı yer de demeyin..
Nice hukuk mezunu arkadaşımın halinden bahsetmiyorum. Adam 4 yıl hukuk okuyor bir yıl staj. Azıcık bir maaş hukuk bürosunda sürünmece. Emek sömürüsü...
Öğretmenlik.. Apayrı bir konu. Hiç girmek istemiyorum. Bir meslek bu kadar değersizleştirilebilir.
Bazen düşünüyorum. Herkese üzülüyorum. Nice potansiyeller orta okul sıralarında düzensiz bir şekilde yaprak misali savruluyor.
Başka bir konuya geçip toparlayacağım.
Yaklaşık 20,21 yıl önce ailemin durumu oldukça iyiydi. Ankara'da Bilkent Üniversitesi sahne sanatları fakültesinde, erken müzik eğitimi diye bir program vardı. Biraz yetenek, biraz masraf okula girdik.
Sadece haftasonalarında harika müzik eğitimi alıyordum. Kemana o dönem başladım. Bir kaç yıl o okulun öğrencisiydim anlayacağınız. Ama bundan daha güzeli, şu anda istesem bile tecrübe edemeyeceğim çok şeye şahit olmuştum.
O dönem Bilkent Üniversitesi yönetimi akıllılık yapıp Bilkent Senfoni Orkestrasını; Sosyalizmin bitmesiyle dağılmış Rusya'dan, Azerbaycan'dan, Özbekistan'dan müthiş yetenekleri toplayarak kurdu. Çok bilinen bir bilgi değildir aslında. Çok büyük maaşlar vermediler onlara. Lojman sağladılar kendilerine mesela, orta seviye bir ücret. Ankara'nın oksijen açısından en bol bölgesi. Hocalarımıza ilaç gibi gelmişti eminim bu teklif ki rahatlıkla geldiler.
O insanlar Müzik bölümünde okuyan insanların da hocalıklarını yaptılar. Resmen muhteşem adamlar yetişti müzik konusunda. Bugün bilenler bilir süper yetenekler hep avrupa ülkelerinde üniversite de eğitimlerine devam ettiler. Öğretim görevlisi vs. oldular.
Konuyu çok dallandırıp budaklandırmak istemiyorum ama hayatımda bir çok eğitim aldım. Paralı, parasız. Hala nette bir çok alanda eğitim videolarını vs. takip ediyorum ama. O dönem yabancı hocalardan aldığım müzik eğitiminin kalitesini hiç bir yerde bulamadım.
Kapitalist mantık yüzünden.
Öğrenirsiniz. Parasını verseniz bile hakkıyla öğrenemezsiniz. Çünkü nesne ders değil. Paradır.
Herkesin sadece işini en güzel şekilde yapacağı bir dünya çok mu uzak bilmiyorum..
Ama sürekli bizi başkalarından muhteşem hissettiren şey nedir? Neden hep bu yarışın içinde oluyoruz? gerçekten anlamıyorum.
Benim sorunum ülkemizle değil. Dünyadaki bu sistemle ilgili. Kontrolsüz bir gelişme söz konusu. Teknolojide bile güvensizlik, yediğimiz içtiğimizde bir şüphe vs..
Dünyada örnek yaşam alanları kurulabilir.(Zeitgeist deniyordu en son böyle bir şey)
Sınırların olmadığı, savaşların olmadığı, hırsın olmadığı bir dünya...
Eşit olsak çok mu kötü olur?
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim...
not: Şahsınıza yönelik almayın yazdıklarımı. Kendimi de dahil ediyorum bu gürüha...
İnsanların ihtiyaçları bu kadar belli ve basitken, neden fazlasını istiyoruz?
15 yıl önce insanlarla fikirlerimi paylaştığım zaman;
-Şimdi yaşın küçük.
-Büyüyünce anlarsın.
gibi cümlelerle beni geçiştiriyorlardı.
Neredeyse 30'a geldi yaş. Ama bu konuda görüşüm değişmedi.
Eşit olmak neden bu kadar korkutucu.
"Ben daha çok çalışıyorum. Daha çok kazanmalıyım. X'den y'den yaşantım daha iyi olmalı" mantığı neden aşılamıyor.
Açık büfede ödediği parayı çıkarmaya çalışan amca mantığının önünde ne gibi engeller var.
Mesela Araba olayı..
Bence herkesin araba sahibi olması çok saçma!
Ben yıllardır bisiklete biniyorum. Genelde Asfaltta tek ben bindiğim için sıkıntı yaşıyorum. Herkes bisiklet sürse, toplu taşıma orgazmik seviyede olsa mesela...
Şimdi diyeceksiniz sen İstanbul'da Anakara'da otobüse bindin mi? Hem de en berbat olduğu zamanlarda bindim.
Sürekli daha erken çıktım. 5 dakika geç çıkınca evden 1 saat okuluma geç gittiğim de oldu.
Ama arzdır talebi yaratan.
Arz etmedik.
Arkasında duramadık. Araba alarak kendilerini kurtardı insanlar güya. Bir süre sonra o yol da kapandı.
Bu ülkenin yönetim şekline bakıyorum. Yönetimi yargılayan insanlara bakıyorum bir de..
Neden şikayet ediyorsunuz?
Siz bu yönetim tipine layık değil misiniz?
(siz derken ben de öyle. Sizleri suçlamıyorum)
Her şeyin en son modeline sahip olma arzusu vs..
Bence devrim birilerinin ölmesiyle, Öldürülmesiyle değil, kendindeki temel uyuşmazsızlıkları çözmekle başlar..
Bence sorun Tayyip değil.
Bence sorun bu ülkede yaşayan her birey.
E diyeceksin Amerikan oyunu, Yahudi Lobisi...
Geç arkadaşım geç...
Hepimiz zevk alıyoruz bu tarzdan...
Herkes yurtdışına gitme hayaliyle yanıp tutuşuyor. Türkiye'deki adaletsizlikten dem vurup Amerika'ya, Avrupa'ya yerleşmek ne kadar mantıklı...
Neden inadına İstanbul'da yaşıyorsun mesela?
İlçede çalışıyorum ben. Memuriyet muhabbetiyle geldim. İki yıl oldu. Bisiklet turu yaparak bir arkadaşla dağlara vurduk.
Bu anlattığım konular hakkında sohbet ediyorduk.
Tam üzerine dağların ardından bi çoban belirdi.Önüne katmış onlarca koyunu kuzuyu keçiyi... Sırtında; ince çalı çırpı,kurumuş ağaç dallar onları kötü bir iple sarmış, koca bir tomar haline getirmiş, keloğlan gibi tomara daha sağlam bir ağaç dalı tutturmuş, sırtına atmış yürüyor.
-Selamun Aleyküm.
-Aleyküm Selam.
"Yav" dedim. Direk konuya daldım;
-Mutlu musun köyde yaşamaktan?
-Hepimiz mutluyuz
-Nasıl mutlu olabiliyorsun bu kadar köylüyü koruyan yasa vs. bir şey yokken..
-Sen spor yapıyosun ya böyle hafta sonları(bisikletleri göstererek), ben her gün spor yapıyorum. Sabahın köründe çıkıyorum akşama kadar spor yapıyorum. Her şeyimizi kendimiz üretiyoruz. Hatta senden daha çok et yiyorumdur.
-Akşam napıyorsunuz peki.
-Televizyon izliyoruz.
-Yani bu tarz hayatın hiç zorluğu yok mu?
-Var tabi. Bence en zoru kız istemeye gidince oluyor.
-Neden?
-Kızın babası soruyor hemen; ne iş yapıyorsun? diye. Ulan bir iş yapsam senin kızını istemeye gelmem. Amir memur olsam, amir memur kızla evlenirim (Çok ilginçtir geçen aynı cümleleri ortopedi doktoru olmuş bir abim de kurmuştu. Mantık aynı kelimeler farklı)
-Düşünmüyor musun büyük bir şehire falan gitmeyi.
-Yooo. Orada sokağa çıkmak parayla. Adım atmak parayla. Burada acıkınca yerden cacık(bir otmuş) yolup, ekmeğin arasına(lavaş ekmek) dürer yerim. Karnımı doyururum. Şehirde öyle değil.
-Hastane işi falan olduğunda?
-İyi kötü bir arabamız var. İlçe hastanesine gideriz. Daha sıkıntı olursa Şehir merkezine bir saat bile sürmez.
Aysun Kayacı muhabbetinden sonra bir çoban yaptığım tüm felsefenin ebesine atlamıştı.
Yani şehirde yaşayan tanıdığım bir çok insan o adam kadar çözmemişti olayı. Bence vakti olmadığından.
Çok kasıyoruz kendimizi.
Mesela sorguluyorum. Takım elbise neden giyinmek zorundayız, işe daha rahat kıyafetle gitse insanlar belki verim daha çok artacak.
Ya da saçlarımızda beyazlar belirdiği zaman neden boyatma ihtiyacı duyuyoruz?
Ya da başkalarını neden sürekli abuk subuk şeylerden dolayı yargılıyoruz.
Yav neden akıllanmıyoruz?
İhtiyaçlarımıza erişmek çok zor değil.
Ama Avrupa'nın efendi insanı güzel yaşasın diye neden Afrika'da ki insan açlık çeksin. Neden zengin Amerikalılar iyi yaşasın diye, garibanlar ezilsin..
Aynı şekilde ülkemizde...
Düşünsene severek yaptığın bir iş olduğunu dünyada..
O işi para için değil de gerçekten sevdiğin için..
Ne cevherler harcanıyor bu memlekette her gün.Örneğin;
Adam canını dişine takmış. Tıp kazanmış. Altı yıl götünden ter akmış bitirmiş. Neyse Tus'u kazanmış. Uzmanlığı yapmış. İşine vakıf bir adamı üniversiteden uzaklaştırıyorsun mesela "zorunlu hizmet" adı altında. Ya tabi ki her yere hizmet gitmeli bunu yargılamıyorum ama işinde çığır açacak adamları kısırlaştırıyor bu olaylar. İki yıl bir ilçede yaşayan adam köreliyor yalan yok. Çok kişinin tecrübesiyle sabit.
Biyoloji mezunu aslan gibi bir arkadaşım var. Dünyanın en iyi insanı. Yeminle her şeyimi düşünmeden emanet edebileceğim kalitede bir adam. On iki yıl boyunca en ufak bir yamuğunu görmediğim bir adam. İş aradı durdu. Bulamadı.
Onun gibi nice fen fakültesi mezunu örneğin...
Yani bu adamlar neden kpss'ye girmek zorunda. Neden yükselemiyor işinde. Yüksek lisans demeyin ablalar abiler...
Bilimin olmadığı yer de demeyin..
Nice hukuk mezunu arkadaşımın halinden bahsetmiyorum. Adam 4 yıl hukuk okuyor bir yıl staj. Azıcık bir maaş hukuk bürosunda sürünmece. Emek sömürüsü...
Öğretmenlik.. Apayrı bir konu. Hiç girmek istemiyorum. Bir meslek bu kadar değersizleştirilebilir.
Bazen düşünüyorum. Herkese üzülüyorum. Nice potansiyeller orta okul sıralarında düzensiz bir şekilde yaprak misali savruluyor.
Başka bir konuya geçip toparlayacağım.
Yaklaşık 20,21 yıl önce ailemin durumu oldukça iyiydi. Ankara'da Bilkent Üniversitesi sahne sanatları fakültesinde, erken müzik eğitimi diye bir program vardı. Biraz yetenek, biraz masraf okula girdik.
Sadece haftasonalarında harika müzik eğitimi alıyordum. Kemana o dönem başladım. Bir kaç yıl o okulun öğrencisiydim anlayacağınız. Ama bundan daha güzeli, şu anda istesem bile tecrübe edemeyeceğim çok şeye şahit olmuştum.
O dönem Bilkent Üniversitesi yönetimi akıllılık yapıp Bilkent Senfoni Orkestrasını; Sosyalizmin bitmesiyle dağılmış Rusya'dan, Azerbaycan'dan, Özbekistan'dan müthiş yetenekleri toplayarak kurdu. Çok bilinen bir bilgi değildir aslında. Çok büyük maaşlar vermediler onlara. Lojman sağladılar kendilerine mesela, orta seviye bir ücret. Ankara'nın oksijen açısından en bol bölgesi. Hocalarımıza ilaç gibi gelmişti eminim bu teklif ki rahatlıkla geldiler.
O insanlar Müzik bölümünde okuyan insanların da hocalıklarını yaptılar. Resmen muhteşem adamlar yetişti müzik konusunda. Bugün bilenler bilir süper yetenekler hep avrupa ülkelerinde üniversite de eğitimlerine devam ettiler. Öğretim görevlisi vs. oldular.
Konuyu çok dallandırıp budaklandırmak istemiyorum ama hayatımda bir çok eğitim aldım. Paralı, parasız. Hala nette bir çok alanda eğitim videolarını vs. takip ediyorum ama. O dönem yabancı hocalardan aldığım müzik eğitiminin kalitesini hiç bir yerde bulamadım.
Kapitalist mantık yüzünden.
Öğrenirsiniz. Parasını verseniz bile hakkıyla öğrenemezsiniz. Çünkü nesne ders değil. Paradır.
Herkesin sadece işini en güzel şekilde yapacağı bir dünya çok mu uzak bilmiyorum..
Ama sürekli bizi başkalarından muhteşem hissettiren şey nedir? Neden hep bu yarışın içinde oluyoruz? gerçekten anlamıyorum.
Benim sorunum ülkemizle değil. Dünyadaki bu sistemle ilgili. Kontrolsüz bir gelişme söz konusu. Teknolojide bile güvensizlik, yediğimiz içtiğimizde bir şüphe vs..
Dünyada örnek yaşam alanları kurulabilir.(Zeitgeist deniyordu en son böyle bir şey)
Sınırların olmadığı, savaşların olmadığı, hırsın olmadığı bir dünya...
Eşit olsak çok mu kötü olur?
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim...
not: Şahsınıza yönelik almayın yazdıklarımı. Kendimi de dahil ediyorum bu gürüha...
eski bir ipod touch'im vardi. ekran isigi calismiyordu ama kullanabiliyordum gelen isikla az cok. tamirciye verdim bugun. bakip arayayim dedi. eyvallah dedim. az once aradi, sorun ekrandaymis degismesi de 90 lira tutar dedi. ne yaptin nesi varmis filan derken meger aleti acarken ekrani catlatmis. simdi degistirince duzelecek ama gelisi 90 lira zaten catlattigim icin gelisine yapiyorum dedi. simdi bu adam dogru mu soyluyor sizce? yalan soyluyorsa yapabilecegim bir sey var mi? esasinda ekran disi bir sorun var mi diye suphelendigim icin adama birakmistim. isigi cok az da olsa calisiyordu, ekrani kendim alip degistiririm diyordum ama simdi adam direkt catlatmis ve ekran ve alet artik hic kullanilamaz durumda. acayip uyuz oldum duyuru. ne yapayim ben simdi?
Arkadaşlar ingilterede yaşayan bir çok arkdasım var.Onların üzerine hesap açtırıp canlı bahis oynayabilirmiyim? birde hangi siteleri önerirsiniz ?
bu bölge hakkında yorumlarınızı alayım. öğrenci için uygun mudur. insanı mahallesi nasıldır.
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
(bkz: big boss)
lost gibi breaking bad gibi rome gibi sürükleyici bir şey olsun..ama kesinlikle fransızca olsun..
ne var öyle?
ne var öyle?
sıklığını merak ettim.
bir de tırsıyor musunuz başım belaya girecek, beni herkesin içinde ifşa edip rezil edecekler diye? malum her biri ysaklı amk.
anlamayanlar zahmet edip cevap vermesin ki eminim yüzde 90 jargonu biliyordur.
www.gokturkmerkezservis.com
edit: google ads sorun mu çıkarıyormuş neymiş. o yüzden anahtar kelime kullanmadım.
edit2: niyetim iyiydi ulan!
bir de tırsıyor musunuz başım belaya girecek, beni herkesin içinde ifşa edip rezil edecekler diye? malum her biri ysaklı amk.
anlamayanlar zahmet edip cevap vermesin ki eminim yüzde 90 jargonu biliyordur.
www.gokturkmerkezservis.com
edit: google ads sorun mu çıkarıyormuş neymiş. o yüzden anahtar kelime kullanmadım.
edit2: niyetim iyiydi ulan!
unable to ascertain.. diye devam eden hata alıyorum itools kullanırken, sanırım itunesla itools sürümleri uyumlu olmalıymış.
2saattir deniyorum olmuyor sürümleri, allah aşkına uyumlu sürümleri söyleyin de indireyim
2saattir deniyorum olmuyor sürümleri, allah aşkına uyumlu sürümleri söyleyin de indireyim
Bir arkadaşımla anlatmak istediğimiz bir hikayemiz var. Bir fantastik roman çalışması. Evreni ayrıntılarıyla kurguladık hikayemiz de ana hatlarıyla hazır. ancak amatörlüğümüzle bu hevesimizi mahvetmek istemiyorum açıkçası. Her yazdığım cümleden sonra biraz tedirgin oluyorum. Bu konuda aslında bize yol gösterecek birine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Napılır bunun için kime gidilir?