Malum internetimiz elektriğimiz suyumuz kafaya göre kapatılıp açılıyor. Elektriğe suya bişey yapamıyoruz ama DNS değişimi sayesinde interneti açabiliyoruz. Fakat şu işi direk modemden yapmanın bir yolu var mı, zira evde telefon tablet laptop masaüstü envai çeşit nete bağlanan cihaz var hepsinin tek noktadan dns'i değişmiş olur. ne güzel olur.
bence takımın üzerinde geçen seneden kalan bi moral bozukluğu var.
bundan daha da kötüsü, fiziki olarak diğer takımlara göre zayıf kalıyorlar. Pota altında mücadale edebilecek bi durant bir de eğer kendi sikletindeyse green var.
bu sene epey mağlubiyet tadacaklardır derim, fikriniz?
bundan daha da kötüsü, fiziki olarak diğer takımlara göre zayıf kalıyorlar. Pota altında mücadale edebilecek bi durant bir de eğer kendi sikletindeyse green var.
bu sene epey mağlubiyet tadacaklardır derim, fikriniz?
Ofis için sıradan ama uzun ömürlü bir desktop ya da all in one bakıyoruz. Bunlar da pek ucuz ama iş görür mü? Bozulur elde kalır mı?
Edit.
urun.n11.com
Edit.
urun.n11.com
Son 1 haftadır sorunlu bende. Yeni yollar bulmuyor v.s.
Siz bir sıkıntı yaşıyor musunuz? Yandex takılıyorum şimdilik ama google a alışmıştım.
Siz bir sıkıntı yaşıyor musunuz? Yandex takılıyorum şimdilik ama google a alışmıştım.
Samsung Note 3 kullaniyorum, 3.yili bitti. Ama telefondan memnunum her yil telefon almak da istemiyorum. Batarya disinda sorun yasamiyorum. Kalemi var not almamda yardimci oluyor.
Simdi yeni batarya mi almaliyim yoksa sorun Android ile mi ilgili? Guncelleme ve format da sorunu duzeltmedi.
Yeni batarya mi almaliyim, Samsung'un batarya sorunlari nedeniyle Samsung'dan tumuyle vaz mi gecmeliyim?
Simdi yeni batarya mi almaliyim yoksa sorun Android ile mi ilgili? Guncelleme ve format da sorunu duzeltmedi.
Yeni batarya mi almaliyim, Samsung'un batarya sorunlari nedeniyle Samsung'dan tumuyle vaz mi gecmeliyim?
gündemden çok uzak kaldım.
dil okulları pahalı :( gönüllü çalışma gibi seçenekler var mı? varsa dil geliştirir mi? bu arada üniversiteden mezun oldum şu an öğrenci değilim yani. bildiğiniz bir şey var mı :/
Dostlar saat almayı düşünüyorum ve bunun için ayırdığım bütçe 1000tl.Saat araştırmasina girmişken akıllı saatlere de bakıyorum fakat bunun bana getirecegi faydalar konusunda tam olarak ikna olmuş değilim. Bana şu nedenlerle mutlaka almalisin ya da almana gerek yok derseniz memnun olurum. Teşekkürler.
ben mezun olduktan sonra askerlik tecili için şubeye gidilmesi gerektiğini bilmiyordum, otomatik oluyor sanıyordum. bu saatten sonra gitsem sıkıntı olur mu ceza falan?
not: haziranda mezun oldum.
not: haziranda mezun oldum.
öncelikle kader kavramına inanmıyorum. yani kadere inanıyorsanız, devamını okumanıza gerek yok.
biraz uzun olabilir, uyarayım.
hayatın tesadüfler üzerine kurulduğunu düşünüyor musunuz siz de? özellikle ilişkilerimizin. arkadaşlık ilişkilerimiz, duygusal ilişkilerimiz, evliliklerimiz... herşey koca bir tesadüfün eseri değil mi?
annemizi babamızı da seçemiyoruz, doğduğumuz ülkeyi de seçemiyoruz konularına girmeyeceğim. benim asıl hedef aldığım, sonradan kurduğumuz ilişkiler.
mesela bir ilkokula yazdırıyor bizi anne ve babamız. belki şehrin en kötü okulu, belki en iyi koleji, belki de en kaliteli insanların tercih ettiği bir okul. ne farkeder? 5-8 sene okuyoruz. o zaman diliminde sınıfta kim varsa, onunla arkadaş oluyoruz. belki yan sınıftakilerle de arkadaş oluyoruz. sonra mahallede sağda solda oturan çocuklarla arkadaş oluyoruz. annemizin babamızın arkadaşlarının çocuklarıyla arkadaş oluyoruz. bu arada bizim kişisel beğenilerimiz oluşuyor. hayaller, hedefler ufak ufak beliriyor. bazımız müzik dinlemekten hoşlanıyoruz, iyi gitar çalıyoruz, bazımız tiyatroda rol almayı, bazılarımız şiir okumayı seviyoruz. sonra zevkler daha da spesifik bir hal almaya başlıyor. mesela gitar çalarken, metal dinlemeye ve metal çalmaya başlıyoruz. tiyatroya ilgi duyarken daha çok komik rollere bürünüyoruz, belki bir yandan karikatür çiziyoruz. şiir okurken serbest ölçülü şiirlere merak salıyoruz, bir yandan yazıyor bir yandan kıyıda köşede kalmış yazarların eserlerine ulaşıyoruz. ama mesela metal dinlerken, sınıftaki yakın arkadaşlarımız metal dinlemiyor. mesela en yakın arkadaşımız arabesk dinleyebiliyor. sen ona metal dinletiyorsun, o sana arabesk. ikiniz de çok sevmiyorsunuz diğer müziği. keşke diyorsun, o da metal dinliyor olsa. ya da karikatür çizen adamın çizimlerine bakıp "vay be ne süper çiziyorsun" diyen çok çıkıyor da, onun takip ettiği mizah dergisindeki x yazarını tanıyan kimse yok mahallede. ama yine de mahalledeki arkadaşları en iyi arkadaşları.
yani biz sadece o sınıfın, ortamın bir parçası oluyoruz. sonra da arkadaşlıklar kendi kendine kuruluyor. sevdiğin ve hayatını adamak istediğin şeyler hakkında sınırsızca fikir alışverişi yapabileceğin birisi, belki hemen 200 metre ilerdeki okulda okuyor. o sırada senin yaşadığın herşeyi o da yaşıyor. ama sen onu belki hayatın boyunca tanımayacaksın. ikiniz de belki hiç ortak zevkleriniz olmayan insanlarla bir ömür geçirip, o paylaşmanın büyük hazzını yaşayamadan ölüp gideceksiniz.
iş de öyle. bir şirkete, kuruma girip, herkesten nefret etseniz bile bir süre sonra iyi kötü aynı yola baş koymanızdan ötürü duygusal bağ kurmaya başlıyor, hayatınızda tanışma ihtimaliniz olmayan farklı insanlarla resmen kanka moduna giriyorsunuz. ben mesela en iyi arkadaşlarımla çalışmayı tercih ederim. ama mesela biri mesleki olarak tam zıttım, başka biri 600 km uzağımda. yani bunu yaşama şansım da yok. elimde ne varsa onunla idare etmeliyim. artık içmeye bile iş arkadaşlarımla gider hale geliyorum. herkes kendi dünyasından hikayeler anlatıyor. o kadar alakasızız ki.. ama bir yandan da arkadaşız artık. belki bi 10 sene daha yakın arkadaşlarımdan, ailemden çok onları göreceğim.
en acısı da duygusal ilişkiler konusu.
sevdiğimiz kız, sevdiğimiz erkek hep çevremizden biri olmadı mı? başka türlü nasıl olsun ki zaten? hep de isyan etmiyor muyuz? bitmeyen geyik değil mi bu? kadınların şu özellikleri, erkeklerin bu özellikleri.. herkes karşı cinse karşı bir suç yüklüyor. çünkü bugüne kadar ilişkilerimizi hep tesadüf üzerine yaşamışız. o yüklediğimiz suçlar, karşımızdakinin karakteri aslında. ama biz sadece gözleri güzel diye bile ilişki yaşamayı tercih etmişiz. bazen dünya çirkini birine, bazen güzeller güzeli bir başkasına, bazen kendini hiç geliştirememiş birine, bazen hayatı için inanılmaz mücadele veren bir diğerine.. ama hangisini analiz edip seçebiliyoruz ki? oluyor işte. biraz dialog kuruluyor. beğeni oluyor. dialog kurdukça bazen ortak özellikler çıkıyor. iki taraf da yoğunlaşıyor. iki taraf da birbirini deli gibi istiyor. biraz zaman geçince elini bir kez tutmak hayattaki tek amaç oluyor. sonra yanağından bir kez öpebilmek. sonra dudağından. sonra sevişebilmek onunla, daha önce hiç sevişmemiş gibi. yani ilişkide ne yaşadığımızı bile düşünmeden bu duygularla, tamamen tesadüf eseri denk geldiğimiz bir insanla birlikte olmaya başlıyoruz. bazen bu somut duygular öyle bir esir alıyor ki bizi, "ben çok şanslıyım çünkü hayatımın aşkını buldum" seviyesine geliyoruz. aslında öyle bir şey yok. çünkü sadece denk geldik. büyük bir şans olması gerek hayatının aşkına denk gelebilmen için.
örneğin sizin bir ilişkiden beklentiniz ne? karşıdaki saygılı olsun, evi olsun falan geçin bunu. siz game of thrones'un yeni bölmünü beklerken o kiralık aşk'ın son bölmünü youtube'dan heyecanla izliyor olmamalı mesela. sabahlara kadar deli gibi seviştiğiniz insanla aynı şeylerden zevk almak istemez misiniz? siz türk dizilerini sevmiyor ve izleyenlerine de tepki veriyorsunuz diyelim. onu sırf o olduğu için sevmekten bir gün vazgeçeceksiniz. o zaman kiralık aşk izlemesi size batacak. ya da siz stand up gösterileri severken o devlet tiyatrolarını seviyorsa? ve o hiç standup gösteri izlemek istemiyorsa? onunla evlendiğinizde nasıl beraber standup izleyeceksiniz? izleyemeyecek misiniz? bir şey diyeyim mi, sırf bu yüzden kendi hayatındaki zevklerinden vazgeçen o kadar çok insan var ki..
aslında en önemlisi de birisiyle gerçekten aynı doğrultuda düşünebilmek. yani saygı duymak karşılıklı. o zaman zevklerinize de saygı duyabilirsiniz. aynı zamanda bu saygıyı dışarıya da yansıtabilmek. aileye arkadaşlara çevreye.. herkese karşı saygılı ve anlayışlı davranabilmek. herkes ilk başta saygılı rolü yapabilir. ama bir insanın gerçekten ne olduğunu anlayabilmek için biraz zaman gerekecektir. ne oluyor bu senaryoda? yine işte denk geldiğimiz hoşlandığımız biri, ilişki başladı, hatta ne olduğunu anlamadan evlendin. bir gün bir lokantaya gidiyorsun ve karşındaki insanın oradaki garson yanlış bir şey getirdi diye resmen onu aşağıladığını görüyorsun. napabilirsin ki? değiştiremezsin onu. onun içinde bu duygu varsa, bu zamana kadar geldiyse ne kadar değişebilir ki? ha tam aksi, belki sen de insanları aşağılamayı seven birisin. bu durumda karşındakinin insanlara saygılı davranması ve herkese karşı anlayışlı tepkiler vermesi senin rahatsız edebilir. işte sonra kalkıp türlü mecralarda "abi bu kadınlar da hep kendini ezdiriyor.. ezik bunlar be" falan dersin. halbuki senin tesadüf eseri denk geldiğin ve aslında hiç bir şekilde iletişim kuramadığın insanlar onlar.
ekşi sözlük ya da duyuru gibi sosyal mecralar bu tesadüfleri kırmak için gerçekten iyi platformlar. neden? çünkü burada çoğu kişi kimliğini gizleyerek kendi içinden geçen şeyleri paylaşıyor. tabi son dönemde çoğunluk seks peşinde koşar oldu. bitmeyen sevişme sevdasıyla, herşeyi inanılmaz hızlı tüketme durumu birleşerek ilişkilerin de anlamını kaybetmesine itinayla yardımcı oluyor. yine de bazen burada çok güzel fikirler veren, saygılı olduğunu hissettiren kişiler görüyorum. artık herkes birbirini yanlış anlamaya müsait olduğu için her olumlu görüşe sahip olduğum kişiyle irtibata geçemiyorum tabi. bu da benim kendi kendime uyguladığım bir baskı. tamamen benim problemim. kendimi bi köşeye bırakırsak, demek istediğim, insanlar bu tür ortamlarda, bu tesadüf denklemini çürütebilirler. belki edirne'de yaşıyorsunuz ve sizin için en uygun insan, birebir olarak beklediğiniz herşeyi karşılayan kişi van'da yaşıyor. ve o da aynı şeyleri bekliyor, düşünüyor, yaşıyor. bu tür bir platformdan tanışıp belki de görüşebilir, ilişki bile yaşayabilirsiniz. ama bu düşüncelerim facebook, twitter, instagram gibi kişisel görüş beyanından öte gösteriş savaşına dönmüş mecralar için geçerli değil. buralar da zaten yakında onların yanındaki yerini alır.
işte, belki ekşi-duyuru gibi platformlarda tanışan insanlar.. başka nerede bu tesadüf döngüsü kırılabilir ki? belki senin ruh eşin şu anda izlandada yaşıyor. seninkiyse güney afrikada bir kabilede ve orada olmaktan nefret ederek günlerin geçmesini bekliyor. belki gerçek mutluluğu yaşayacağınız hiç bir insanla denk gelemeden ölüp gideceksiniz siz de.
bu ara bu konuyu çok düşünüyorum. öyle uzun uzun anlatmak istedim. yazasım da vardı biraz aslında. kendi kendime yazmayayım, paylaşayım istedim. elbette tesadüflere, karşıt görüşlerin birlikteliğine, sadece fiziksel çekime, birlikte gelişen arkadaşlıklar ve karakter özelliklerine inananlar da vardır aranızda. 30'uma dayandığım şu günlerde, hayatımın bugüne kadarki akışını baştan aşağı gözden geçirdiğimde, ben bunlara pek inanmadığıma karar verdim :)
biraz uzun olabilir, uyarayım.
hayatın tesadüfler üzerine kurulduğunu düşünüyor musunuz siz de? özellikle ilişkilerimizin. arkadaşlık ilişkilerimiz, duygusal ilişkilerimiz, evliliklerimiz... herşey koca bir tesadüfün eseri değil mi?
annemizi babamızı da seçemiyoruz, doğduğumuz ülkeyi de seçemiyoruz konularına girmeyeceğim. benim asıl hedef aldığım, sonradan kurduğumuz ilişkiler.
mesela bir ilkokula yazdırıyor bizi anne ve babamız. belki şehrin en kötü okulu, belki en iyi koleji, belki de en kaliteli insanların tercih ettiği bir okul. ne farkeder? 5-8 sene okuyoruz. o zaman diliminde sınıfta kim varsa, onunla arkadaş oluyoruz. belki yan sınıftakilerle de arkadaş oluyoruz. sonra mahallede sağda solda oturan çocuklarla arkadaş oluyoruz. annemizin babamızın arkadaşlarının çocuklarıyla arkadaş oluyoruz. bu arada bizim kişisel beğenilerimiz oluşuyor. hayaller, hedefler ufak ufak beliriyor. bazımız müzik dinlemekten hoşlanıyoruz, iyi gitar çalıyoruz, bazımız tiyatroda rol almayı, bazılarımız şiir okumayı seviyoruz. sonra zevkler daha da spesifik bir hal almaya başlıyor. mesela gitar çalarken, metal dinlemeye ve metal çalmaya başlıyoruz. tiyatroya ilgi duyarken daha çok komik rollere bürünüyoruz, belki bir yandan karikatür çiziyoruz. şiir okurken serbest ölçülü şiirlere merak salıyoruz, bir yandan yazıyor bir yandan kıyıda köşede kalmış yazarların eserlerine ulaşıyoruz. ama mesela metal dinlerken, sınıftaki yakın arkadaşlarımız metal dinlemiyor. mesela en yakın arkadaşımız arabesk dinleyebiliyor. sen ona metal dinletiyorsun, o sana arabesk. ikiniz de çok sevmiyorsunuz diğer müziği. keşke diyorsun, o da metal dinliyor olsa. ya da karikatür çizen adamın çizimlerine bakıp "vay be ne süper çiziyorsun" diyen çok çıkıyor da, onun takip ettiği mizah dergisindeki x yazarını tanıyan kimse yok mahallede. ama yine de mahalledeki arkadaşları en iyi arkadaşları.
yani biz sadece o sınıfın, ortamın bir parçası oluyoruz. sonra da arkadaşlıklar kendi kendine kuruluyor. sevdiğin ve hayatını adamak istediğin şeyler hakkında sınırsızca fikir alışverişi yapabileceğin birisi, belki hemen 200 metre ilerdeki okulda okuyor. o sırada senin yaşadığın herşeyi o da yaşıyor. ama sen onu belki hayatın boyunca tanımayacaksın. ikiniz de belki hiç ortak zevkleriniz olmayan insanlarla bir ömür geçirip, o paylaşmanın büyük hazzını yaşayamadan ölüp gideceksiniz.
iş de öyle. bir şirkete, kuruma girip, herkesten nefret etseniz bile bir süre sonra iyi kötü aynı yola baş koymanızdan ötürü duygusal bağ kurmaya başlıyor, hayatınızda tanışma ihtimaliniz olmayan farklı insanlarla resmen kanka moduna giriyorsunuz. ben mesela en iyi arkadaşlarımla çalışmayı tercih ederim. ama mesela biri mesleki olarak tam zıttım, başka biri 600 km uzağımda. yani bunu yaşama şansım da yok. elimde ne varsa onunla idare etmeliyim. artık içmeye bile iş arkadaşlarımla gider hale geliyorum. herkes kendi dünyasından hikayeler anlatıyor. o kadar alakasızız ki.. ama bir yandan da arkadaşız artık. belki bi 10 sene daha yakın arkadaşlarımdan, ailemden çok onları göreceğim.
en acısı da duygusal ilişkiler konusu.
sevdiğimiz kız, sevdiğimiz erkek hep çevremizden biri olmadı mı? başka türlü nasıl olsun ki zaten? hep de isyan etmiyor muyuz? bitmeyen geyik değil mi bu? kadınların şu özellikleri, erkeklerin bu özellikleri.. herkes karşı cinse karşı bir suç yüklüyor. çünkü bugüne kadar ilişkilerimizi hep tesadüf üzerine yaşamışız. o yüklediğimiz suçlar, karşımızdakinin karakteri aslında. ama biz sadece gözleri güzel diye bile ilişki yaşamayı tercih etmişiz. bazen dünya çirkini birine, bazen güzeller güzeli bir başkasına, bazen kendini hiç geliştirememiş birine, bazen hayatı için inanılmaz mücadele veren bir diğerine.. ama hangisini analiz edip seçebiliyoruz ki? oluyor işte. biraz dialog kuruluyor. beğeni oluyor. dialog kurdukça bazen ortak özellikler çıkıyor. iki taraf da yoğunlaşıyor. iki taraf da birbirini deli gibi istiyor. biraz zaman geçince elini bir kez tutmak hayattaki tek amaç oluyor. sonra yanağından bir kez öpebilmek. sonra dudağından. sonra sevişebilmek onunla, daha önce hiç sevişmemiş gibi. yani ilişkide ne yaşadığımızı bile düşünmeden bu duygularla, tamamen tesadüf eseri denk geldiğimiz bir insanla birlikte olmaya başlıyoruz. bazen bu somut duygular öyle bir esir alıyor ki bizi, "ben çok şanslıyım çünkü hayatımın aşkını buldum" seviyesine geliyoruz. aslında öyle bir şey yok. çünkü sadece denk geldik. büyük bir şans olması gerek hayatının aşkına denk gelebilmen için.
örneğin sizin bir ilişkiden beklentiniz ne? karşıdaki saygılı olsun, evi olsun falan geçin bunu. siz game of thrones'un yeni bölmünü beklerken o kiralık aşk'ın son bölmünü youtube'dan heyecanla izliyor olmamalı mesela. sabahlara kadar deli gibi seviştiğiniz insanla aynı şeylerden zevk almak istemez misiniz? siz türk dizilerini sevmiyor ve izleyenlerine de tepki veriyorsunuz diyelim. onu sırf o olduğu için sevmekten bir gün vazgeçeceksiniz. o zaman kiralık aşk izlemesi size batacak. ya da siz stand up gösterileri severken o devlet tiyatrolarını seviyorsa? ve o hiç standup gösteri izlemek istemiyorsa? onunla evlendiğinizde nasıl beraber standup izleyeceksiniz? izleyemeyecek misiniz? bir şey diyeyim mi, sırf bu yüzden kendi hayatındaki zevklerinden vazgeçen o kadar çok insan var ki..
aslında en önemlisi de birisiyle gerçekten aynı doğrultuda düşünebilmek. yani saygı duymak karşılıklı. o zaman zevklerinize de saygı duyabilirsiniz. aynı zamanda bu saygıyı dışarıya da yansıtabilmek. aileye arkadaşlara çevreye.. herkese karşı saygılı ve anlayışlı davranabilmek. herkes ilk başta saygılı rolü yapabilir. ama bir insanın gerçekten ne olduğunu anlayabilmek için biraz zaman gerekecektir. ne oluyor bu senaryoda? yine işte denk geldiğimiz hoşlandığımız biri, ilişki başladı, hatta ne olduğunu anlamadan evlendin. bir gün bir lokantaya gidiyorsun ve karşındaki insanın oradaki garson yanlış bir şey getirdi diye resmen onu aşağıladığını görüyorsun. napabilirsin ki? değiştiremezsin onu. onun içinde bu duygu varsa, bu zamana kadar geldiyse ne kadar değişebilir ki? ha tam aksi, belki sen de insanları aşağılamayı seven birisin. bu durumda karşındakinin insanlara saygılı davranması ve herkese karşı anlayışlı tepkiler vermesi senin rahatsız edebilir. işte sonra kalkıp türlü mecralarda "abi bu kadınlar da hep kendini ezdiriyor.. ezik bunlar be" falan dersin. halbuki senin tesadüf eseri denk geldiğin ve aslında hiç bir şekilde iletişim kuramadığın insanlar onlar.
ekşi sözlük ya da duyuru gibi sosyal mecralar bu tesadüfleri kırmak için gerçekten iyi platformlar. neden? çünkü burada çoğu kişi kimliğini gizleyerek kendi içinden geçen şeyleri paylaşıyor. tabi son dönemde çoğunluk seks peşinde koşar oldu. bitmeyen sevişme sevdasıyla, herşeyi inanılmaz hızlı tüketme durumu birleşerek ilişkilerin de anlamını kaybetmesine itinayla yardımcı oluyor. yine de bazen burada çok güzel fikirler veren, saygılı olduğunu hissettiren kişiler görüyorum. artık herkes birbirini yanlış anlamaya müsait olduğu için her olumlu görüşe sahip olduğum kişiyle irtibata geçemiyorum tabi. bu da benim kendi kendime uyguladığım bir baskı. tamamen benim problemim. kendimi bi köşeye bırakırsak, demek istediğim, insanlar bu tür ortamlarda, bu tesadüf denklemini çürütebilirler. belki edirne'de yaşıyorsunuz ve sizin için en uygun insan, birebir olarak beklediğiniz herşeyi karşılayan kişi van'da yaşıyor. ve o da aynı şeyleri bekliyor, düşünüyor, yaşıyor. bu tür bir platformdan tanışıp belki de görüşebilir, ilişki bile yaşayabilirsiniz. ama bu düşüncelerim facebook, twitter, instagram gibi kişisel görüş beyanından öte gösteriş savaşına dönmüş mecralar için geçerli değil. buralar da zaten yakında onların yanındaki yerini alır.
işte, belki ekşi-duyuru gibi platformlarda tanışan insanlar.. başka nerede bu tesadüf döngüsü kırılabilir ki? belki senin ruh eşin şu anda izlandada yaşıyor. seninkiyse güney afrikada bir kabilede ve orada olmaktan nefret ederek günlerin geçmesini bekliyor. belki gerçek mutluluğu yaşayacağınız hiç bir insanla denk gelemeden ölüp gideceksiniz siz de.
bu ara bu konuyu çok düşünüyorum. öyle uzun uzun anlatmak istedim. yazasım da vardı biraz aslında. kendi kendime yazmayayım, paylaşayım istedim. elbette tesadüflere, karşıt görüşlerin birlikteliğine, sadece fiziksel çekime, birlikte gelişen arkadaşlıklar ve karakter özelliklerine inananlar da vardır aranızda. 30'uma dayandığım şu günlerde, hayatımın bugüne kadarki akışını baştan aşağı gözden geçirdiğimde, ben bunlara pek inanmadığıma karar verdim :)
genşler selam,
wiçça' serisiyle maalesef bu oyunla müşerref oldum. resmen hayatımın yarısı boşa geçmiş. her neyse...
kısaca şöyle sorayım: oyunun mümkün mertebe tüm yan görevlerini falan bitirdim ama oyunun akışı içinde sürüklenirken haritada soru işaretli bir sürü yer kaldı.
tüm haritayı ışıl ışıl yapmak için yeniden başlamaya gözüm yemiyor. o soru işaretlerinde ekstra bir şeyler var mıydı ? tekrar geceli gündüzlü 20 gün oynamayalım durduk yere ;)
wiçça' serisiyle maalesef bu oyunla müşerref oldum. resmen hayatımın yarısı boşa geçmiş. her neyse...
kısaca şöyle sorayım: oyunun mümkün mertebe tüm yan görevlerini falan bitirdim ama oyunun akışı içinde sürüklenirken haritada soru işaretli bir sürü yer kaldı.
tüm haritayı ışıl ışıl yapmak için yeniden başlamaya gözüm yemiyor. o soru işaretlerinde ekstra bir şeyler var mıydı ? tekrar geceli gündüzlü 20 gün oynamayalım durduk yere ;)
tasarımcı arkadaşlar merhaba,
şu burger king görselindeki "nur für kurze zeit" cümlesinin fontu nedir acaba? teşekkürler
www.burgerking.de
şu burger king görselindeki "nur für kurze zeit" cümlesinin fontu nedir acaba? teşekkürler
www.burgerking.de
Γεια σου. σ' ευχαριστούμε για το μήνυμα σου! Δεν είμαστε εδώ αυτή τη στιγμή. Γράψε μας αν θες αναλυτικά την ερώτηση σου και θα σου απαντήσουμε το συντομότερο δυνατό!
cevap verecekler miymiş?
cevap verecekler miymiş?
Otomatik ödeme talimatı falan vermek faturaya ihtiyaç varmış sanırım, peki elektrik açtırıldıktan sonraki ilk fatura internet üzerinden ödenebilir mi?
Denediğim hiçbir vpn de işe yaramıyor. Önerebileceğiniz bir vpn var mı?
17 aralıkta ankara'da yapılacağı söylenmiş sadece. Araştırdım ama ilave bilgi bulamadım. Tam olarak nerede girecegiz bu sınava? Şimdiden uçak bileti alacağım da 07:05'te Esenboğa'da olsam rahat varır mıyım acaba bilen aydınlatırsa sevinirim.
Şimdi deniliyor ki telefon, tablet, bilgisayar almayın.
Bunları almak ekonomiye para girdiriyor ve devlete de vergi olarak gelir sağlıyor ama geri kalan tüm para yurtdışına çıkıyor, bu da cari açığı arttırıyor.
Cari açığı azaltmak için devlet de ya faizleri arttırıyor yada dış borçlanma yapıyor çünkü ihracat yoh.
Türkiye'nin IMF'e borcu olmasa dahi (ehonomi çoğeyi) diğer dış borçlar yavaş yavaş göğe yükseliyor. Yatırımcılar da Türkiye'ye gelmeye çekiniyor, gelse bile uzun süreli duracaklarını sanmıyorum.
Faiz hamlesinde ise padişah hazretleri artmasını istemiyor ancak cari açık artarsa mecburen artacak, faizler artınca, ekonomimizin temel direği, dünyanın bizi çekemediği alan olan "inşaat ya resulullah" sektörü sekteye uğrayacak.
E her konuşmada, yeni bir gözaltında daha da yükselen dolar ve artan faizler sayesinde inşaatçılar hem satamayacak hem de borçları artacak ve ödemeyecek.
Yohsa ben mi yanlış düşünüyorum ?.
Bunları almak ekonomiye para girdiriyor ve devlete de vergi olarak gelir sağlıyor ama geri kalan tüm para yurtdışına çıkıyor, bu da cari açığı arttırıyor.
Cari açığı azaltmak için devlet de ya faizleri arttırıyor yada dış borçlanma yapıyor çünkü ihracat yoh.
Türkiye'nin IMF'e borcu olmasa dahi (ehonomi çoğeyi) diğer dış borçlar yavaş yavaş göğe yükseliyor. Yatırımcılar da Türkiye'ye gelmeye çekiniyor, gelse bile uzun süreli duracaklarını sanmıyorum.
Faiz hamlesinde ise padişah hazretleri artmasını istemiyor ancak cari açık artarsa mecburen artacak, faizler artınca, ekonomimizin temel direği, dünyanın bizi çekemediği alan olan "inşaat ya resulullah" sektörü sekteye uğrayacak.
E her konuşmada, yeni bir gözaltında daha da yükselen dolar ve artan faizler sayesinde inşaatçılar hem satamayacak hem de borçları artacak ve ödemeyecek.
Yohsa ben mi yanlış düşünüyorum ?.
Merhaba,
Anneme kendi kredi kartım üzerinden bilet aldım. Havalimanında check-in sırasında orada bulunmam gerekir mi?
Gelen mailde bulunmam gerekir yazıyor ama musamaha gosterebilir mi?
Ben uçmuyorum. Sadece annem uçuyor ve benim kredi kartımdan odeme yapıldı. 3D secure ile.
Saygılar
Anneme kendi kredi kartım üzerinden bilet aldım. Havalimanında check-in sırasında orada bulunmam gerekir mi?
Gelen mailde bulunmam gerekir yazıyor ama musamaha gosterebilir mi?
Ben uçmuyorum. Sadece annem uçuyor ve benim kredi kartımdan odeme yapıldı. 3D secure ile.
Saygılar
çok eskiden izlediğim bir korku filmi bügun kafama takıldı ancak bulamadım. filmin başında kadın metroda uyuyakalıyor ve dışarı çıkamıyordu. sonra biri peşine düşüyordu. deforme olmuş canavarımsı bir yaratığın yer altındaki dünyasındaki bir kaçma yakalanma filmiydi.
adını bilen varsa çok yardımcı olacak teşekkürler.
adını bilen varsa çok yardımcı olacak teşekkürler.
dün yanlışlıkla yaptım bunu. ama nasıl yaptigimi bilmiyorum. tekrar nasıl yapabilirim? telefon gm 5 plus
Merhabalar,
Gözlük camı ve çerçevesi alıcam. Ama nasıl bir cam alacağımı bilmiyorum. Bugün optiğe gittim. Adam çizilmez, buğulanmaz filan bir cam söyledi.
Ben hangisini seçeyim? Bide çerçeve nasıl olsun?
Teşekkürlerini
Gözlük camı ve çerçevesi alıcam. Ama nasıl bir cam alacağımı bilmiyorum. Bugün optiğe gittim. Adam çizilmez, buğulanmaz filan bir cam söyledi.
Ben hangisini seçeyim? Bide çerçeve nasıl olsun?
Teşekkürlerini
Teyzemlere geldimsabaha kadar 3-4 film izlemeyi düşünüyorum. abiin diskinde şu filmler var;
funkyimg.com
hiçbirini izlemedim, bu listede izlemeye değer birkaç film varsa önerebilirmisiniz, çoğunu duymadım filmlerin.
funkyimg.com
hiçbirini izlemedim, bu listede izlemeye değer birkaç film varsa önerebilirmisiniz, çoğunu duymadım filmlerin.
selam arkadaşlar heightful eight'i 2160p indirdim ama altyazı sitelerinin hiçbirindeki altyazı uymadı :( moralim bozuldu lan.
bu altyazıları 2160p'ye uygun hale getirmenin (frame rate'i falan arttırma oluo mu ki bilmiorum hiç) bi yolu fala var mıdır?
bu altyazıları 2160p'ye uygun hale getirmenin (frame rate'i falan arttırma oluo mu ki bilmiorum hiç) bi yolu fala var mıdır?
Merhabalar herkese,
Bir arkadaşımla beraber Aykırı Kartlar isminde multiplayer bir Android oyunu yaptık. Cards Against Humanity oyununu duyan varsa, onun Türkçe ve çok oyunculu mobil versiyonu gibi. Denemek isteyen olursa çok mutlu olurum: (git: play.google.com )
Deneyen olursa bana görüşlerini iletebilir mi?
Bir arkadaşımla beraber Aykırı Kartlar isminde multiplayer bir Android oyunu yaptık. Cards Against Humanity oyununu duyan varsa, onun Türkçe ve çok oyunculu mobil versiyonu gibi. Denemek isteyen olursa çok mutlu olurum: (git: play.google.com )
Deneyen olursa bana görüşlerini iletebilir mi?
Transkripsiyon harfleri çıkmamış. PDF'deki metin taranabiliyor. Bunu yükleyip de düzeltilmiş bir dosya olarak alabileceğimiz bir program veya site var mı acaba?
Spooked: The Ghosts of Waverly Hills Sanatorium
Arkadaşlar filmin adı bu. Türkçe dublajı olduğunu sanmıyorum. Altyazı bile olduğuna şüpheliyim ama her türlü kabulüm. Nerden bulabilirim?
Teşekkürler.
Arkadaşlar filmin adı bu. Türkçe dublajı olduğunu sanmıyorum. Altyazı bile olduğuna şüpheliyim ama her türlü kabulüm. Nerden bulabilirim?
Teşekkürler.
kardeşim 7.sınıfa gidiyor.Şu sıralar gerçekten derslerinin üzerine düştü ve başarısı giderek artıyor.Ben bunun farkındayım; ona da anlatıyorum ama ortada elle görülür bir grafik ya da sonuç olsun istiyorum.
şimdi tam da burada;
günlük çözdüğü testlerdeki soru sayısı ve cevap oranını yazacağım bir sistem olsun, bu sistem bana kardeşimin haftalık/aylık başarı grafiğini görüntülesin. Atıyorum 2 ay sonra baktığımda nasıl yükseldiğini görebileyim.
mümkün müdür böyle bir sistem, ya da var mıdır?
herşeyi geçtim, faydalı olacağını düşündüğünüz uygulama ya da web sitesi falan varsa yazarsanız çok sevinirim.
teşekkür ederim şimdiden hepinize, iyi geceler.
şimdi tam da burada;
günlük çözdüğü testlerdeki soru sayısı ve cevap oranını yazacağım bir sistem olsun, bu sistem bana kardeşimin haftalık/aylık başarı grafiğini görüntülesin. Atıyorum 2 ay sonra baktığımda nasıl yükseldiğini görebileyim.
mümkün müdür böyle bir sistem, ya da var mıdır?
herşeyi geçtim, faydalı olacağını düşündüğünüz uygulama ya da web sitesi falan varsa yazarsanız çok sevinirim.
teşekkür ederim şimdiden hepinize, iyi geceler.
elimde zamanında aldığım moda dergilerinin hediye verdiği çirkin çirkin kitaplar var. nasıl çirkin derseniz ben isimlerini sayayım siz içeriğini tahmin edersiniz zaten
30 mumlu pasta(kentli kariyerli ve bekar kadınların otuzlu yaş halleri)
ayrılığın el kitabı(aşktan sonra yaşam vardır)
flörtoloji
kötü kızın ilişki rehberi
istemeyi bil!
dünyanın en gizli güzellik sırları(en etkili diyet moda ve güzellik tüyoları)
how i met your motherdaki brocode vardı ya barney nin yazdığı kitap, onun türkçesi olan kanka kanunu
erkekler neden aramaz kadınlar neden unutmaz
ilgilenen kimse varsa gönderebilirim ya da ankarada isenizverebilirim. ilgilenen çıkacağını pek düşünmediğimden aklıma bir kitap kumbarasına atmak geliyor ancak öyle bir hayır için de pek hayırlı kitaplar değil bunlar takdir edersiniz ki. ya da geri dönüşğm kımbarasına mı atayım sizce? ya da başka bir kurtuluş yolu??
30 mumlu pasta(kentli kariyerli ve bekar kadınların otuzlu yaş halleri)
ayrılığın el kitabı(aşktan sonra yaşam vardır)
flörtoloji
kötü kızın ilişki rehberi
istemeyi bil!
dünyanın en gizli güzellik sırları(en etkili diyet moda ve güzellik tüyoları)
how i met your motherdaki brocode vardı ya barney nin yazdığı kitap, onun türkçesi olan kanka kanunu
erkekler neden aramaz kadınlar neden unutmaz
ilgilenen kimse varsa gönderebilirim ya da ankarada isenizverebilirim. ilgilenen çıkacağını pek düşünmediğimden aklıma bir kitap kumbarasına atmak geliyor ancak öyle bir hayır için de pek hayırlı kitaplar değil bunlar takdir edersiniz ki. ya da geri dönüşğm kımbarasına mı atayım sizce? ya da başka bir kurtuluş yolu??
6 milyon oy almış ( benim de içerisinde olduğum ) bir partinin genel başkanları ve milletvekilleri neden -aslında hukukun da olmadığı bir ülkede- ifade vermeye gitmez yaka paça götürülmeyi bekler? Bugüne kadar chpden bir çok milletvekili hakkında da soruşturma açıldı ve herkes ifadesini vermeye gitti. Figen yüksekdağ'ın evinden alındığı videoyu izledim. Polis memurları kapıyı çalmış açmamışlar belli ki kapı polislerce açıldıktan sonra evime haydut gibi giremezsiniz diyor. e sen niye açmıyosun o kapıyı ? Toplumsal ilerlemenin en önemli unsurlarından biri olan hukuku yaptırımlarını reddederek mi raya sokabiliriz ? Hayır kardeşim ben hapse girmiyorum olaya karıştığım kişi beni değerlendirsin diyebilme şansımız var mı sanık olarak mesela ? Noluyo yine filler tepişiyor çimenler mi eziliyor ? Vicdanlarımızla mı oynuyor birileri? Bu tutuklama kararlarını nasıl okumalıyız ne düşüyorsunuz ? teşekkürler
Hani her filmde çıkan doktor vardır, gözlüklü bıyıklı. Biraz Hababam Sınıfı'nın müdürüne benzeyen, ya da ta kendisi.
Kimdi o? Daha doğrusu bir screenshot bulursanız doktor önlüğüyle şahane.
Kimdi o? Daha doğrusu bir screenshot bulursanız doktor önlüğüyle şahane.
Merhaba
Aliexpress ten baktım. Flaşlar aşağı yukarı aynı fiyat burayla. Nerden ucuza bulunur bunlar?
Aliexpress ten baktım. Flaşlar aşağı yukarı aynı fiyat burayla. Nerden ucuza bulunur bunlar?
Yakın tarihte monitörünun ekranını kıran bir yakınım evine özel konut sigortası yaptırmak istiyor. Sigorta beyana göre yapılıyor ve evdeki elektronik cihazları da kapsıyormus. Poliçeleştikten bir hafta sonra önceden kırılan monitör için tazmin talebinde bulunsa....???
artık yataktan sırt ağrıları ile uyanmaya basladım. bu yüzden yatak arastırmaya basladım. az biraz spor yaptığım için yataş'ın athletic modelini deneyim dedim. ve bugun de denedim. fena değildi. fiyatı 1000 lira civarıydı.
sorularım sunlar olacak;
1-bu gibi sorunlar yasayıp, yatağınızı değiştirdikten sonra uyku kalitenizde ciddi değişimler yaşadınız mı?
2- yatak olarak sizin öneriniz ne olur?
sorularım sunlar olacak;
1-bu gibi sorunlar yasayıp, yatağınızı değiştirdikten sonra uyku kalitenizde ciddi değişimler yaşadınız mı?
2- yatak olarak sizin öneriniz ne olur?
normalde hiç bu kadar yoğun olduğunu görmemiştim. insanlar paralarını inşaata yatırsın bir devinim olsun diye mi yoksa gerçekten firmalar reklam mı vermek istiyor? işin siyasi boyutu var mıdır kısaca?
Selamlar.
Galata köprüsünün altındaki mekanlardan birinde rakı içelim istiyor şehir dışından gelen bir arkadaş. Daha önce hiç gitmediğim için nasıldır ora bilmiyorum.
Fiyatları uçuk olmayan, ortamı düzgün mekan önerebilirseniz çok sevinirim. Fikir vermesi açısından şunları da belirteyim: muhtemelen bir şişe 70'lik, bir balık ve 4-5 meze tüketiriz.
Galata köprüsünün altındaki mekanlardan birinde rakı içelim istiyor şehir dışından gelen bir arkadaş. Daha önce hiç gitmediğim için nasıldır ora bilmiyorum.
Fiyatları uçuk olmayan, ortamı düzgün mekan önerebilirseniz çok sevinirim. Fikir vermesi açısından şunları da belirteyim: muhtemelen bir şişe 70'lik, bir balık ve 4-5 meze tüketiriz.
tarama yaptıktan sonra karantinayi sil dedim ne geldiyse sildim. maç izliyordum az önce şimdi flash indir uyarısı geliyor. naptim ben? sistem geri yükleme haricinde birkaç dk öncesine dönemez miyim?
edit: youtube bile saçmaladı.
edit: youtube bile saçmaladı.
Besiktastaki. Tayyip onu da mi kaldirdi yoksa
universite boyunca yurtdisi masteri istedim ancak ortalama ve maddi konular nedeniyle kaldi. onume kurumsal bir firmada calisma firsati cikti ben de kabul ettim. ancak yurtdisi isinden vazgecmis degilim. 5 sene icinde bu hedefimi gerceklestirmek istiyorum.
meslek makine muh.
baslayacagim firma ilk is deneyimim olacak mezuniyet sonrasi.
yurticinde yuksek yapacagim.
yurtdisi=avrupa
simdi bu hedefim icin nasil bir uzun vaadeli plan yapmaliyim. dil, teknik konularda gelisim, para vs gibi konularda onerilerinizi bekliyorum.
meslek makine muh.
baslayacagim firma ilk is deneyimim olacak mezuniyet sonrasi.
yurticinde yuksek yapacagim.
yurtdisi=avrupa
simdi bu hedefim icin nasil bir uzun vaadeli plan yapmaliyim. dil, teknik konularda gelisim, para vs gibi konularda onerilerinizi bekliyorum.
bizim dizilerde hep dikkatimi çekiyor bu durum ve acaba gerçekte de böyle mi diye düşünüyorum.
zengin bir iş adamı var, avukatlar pısmış, pasif bir karakterdeler, bir sürü ıvır zıvır gereksiz cümle okuyorlar, sonra iş adamı 'sadede gel uleeyn' diye tersliyor falan.
avukat hep iş adamına karşı 'tmm ifindim, cnm ifindim' şeklinde bir tavır takınıyor.
anlatabildim umarım, hep geri planda kalıyor, hep dışlanıyor, hep birilerinin elinin tersiyle ittiği, susturduğu tip oluyor.
hani insan diyor, büyük şirketlerle çalışıyorsun, belli ki bilgili, donanımlı, tuttuğunu koparan bir abimizsin, biraz duruşun olsun be adam.
gerçekte de böyle mi?
zengin bir iş adamı var, avukatlar pısmış, pasif bir karakterdeler, bir sürü ıvır zıvır gereksiz cümle okuyorlar, sonra iş adamı 'sadede gel uleeyn' diye tersliyor falan.
avukat hep iş adamına karşı 'tmm ifindim, cnm ifindim' şeklinde bir tavır takınıyor.
anlatabildim umarım, hep geri planda kalıyor, hep dışlanıyor, hep birilerinin elinin tersiyle ittiği, susturduğu tip oluyor.
hani insan diyor, büyük şirketlerle çalışıyorsun, belli ki bilgili, donanımlı, tuttuğunu koparan bir abimizsin, biraz duruşun olsun be adam.
gerçekte de böyle mi?
Merhaba,
Kan tahlilim aşağıdaki linkte:
i.hizliresim.com
İdrar tahlilim ise burada:
i.hizliresim.com
Ölmeyeceğim değil mi? Çok teşekkürler şimdiden.
Cinsiyet kadın. Yaş 30.
Kan tahlilim aşağıdaki linkte:
i.hizliresim.com
İdrar tahlilim ise burada:
i.hizliresim.com
Ölmeyeceğim değil mi? Çok teşekkürler şimdiden.
Cinsiyet kadın. Yaş 30.
Ben film izlerken bir şeyler yemeyi/ içmeyi pek seviyorum. Sinemada da mısır yemeyi severim aslında ama her yerde yerin dibine sokulduklari için yiyemiyorum :)öyle hasur husur ses çıkaranları ben de sevmesem de pekala sessiz yenilebilir.
Siz ne diyorsunuz? Mısırsız sinema keyfi olmaz olsun mu yoksa yemeyin şu mısırları mi? Bence yiyelim edeplice :)
Siz ne diyorsunuz? Mısırsız sinema keyfi olmaz olsun mu yoksa yemeyin şu mısırları mi? Bence yiyelim edeplice :)
Sb.
şimdi bu sosyal medya muhabbetine dizi siteleri falanda yakalandı sanırım.
yeni bölümler falan yüklenmiş ama aşırı yavaş, hiç açılmıyor.
Tamda band of brothersın finalini izlicektim. Nedir bunun çözümü vpnleri falanda yasaklamışlar. NErden izlenir?
yeni bölümler falan yüklenmiş ama aşırı yavaş, hiç açılmıyor.
Tamda band of brothersın finalini izlicektim. Nedir bunun çözümü vpnleri falanda yasaklamışlar. NErden izlenir?
bilenler anlamıştır ne aradığımı.
Ne alınır? Bir el atın dostlar
herhangi biri numaramızı rehberine kaydedip whatsapptan açıp bakarsa görebilir mi?
(2)
acı yedikten sonra karın bölgesinde oluşan ağrı
proletarier aller lander vereinigt euch #1137089
daha doğrusu bağırsaklarda oluşan ağrı diyelim. genelde ertesi günü falan oluyor. bunu önlemenin bir yolu yok mu?
Çok saçma bir durum var, tam tersi olması gerek normalde. Telefondan normal hattımla internete girdiğimde her şey hızlı ve normal. Fakat evdeki wirelessa (superonline) bağlandığım anda twitter, instagram açılmıyor. Bilgisayardan internete girdiğimde de TOR'a bağlanmıyor misal. Farklı bir dns falan mı kullanmam lazım ne yapmalıyım?
bu ay 6 yaşına girecekti. arkadaşıyla kavga etmiş ve dişi sallanıyor üst tarafta az bi kanama vardı. dişlerinde kalıcı bi hasara neden olur mu bu durum?