Ekşi Duyuru

Nasıl bir politika izliyorsunuz çalışan olarak patronlarınıza karşı?

Bazen öyle anlar oluyor ki "hay sana da işine de" diyip basıp gidesim, hatta bu cümleyi kullandıktan sonra şöyle sağlam bir yumruk patlatma isteğim geliyor fakat kendimi tutuyorum. Size de böyle oldu mu, oluyor mu?

“habire gö**en zarto” başlığındaki entryler, hangi yasaya göre şikayete bağlı olarak silinebilir? (Evet buradaki entryler siliniyordu)

Mağdurun kim olduğu neye göre belirleniyor? (bkz: Tck 126) daki gibi bir kriter mi uygulanıyor?

Ya da ben kişinin adı, instagram hesabı gibi gibi sadece ona ait özelliklerden bahsetmeden, 10 tane farklı özelliğini (okuduğu okul, işi, araba modeli, boyu, yaşı, burcu vs.) sayıp onun hakkında entry girdiğimde, unutulma hakkını kullanarak, yine internetten bu içeriği kaldırtabilir mi?

Teşekkürler.

(bkz: habire götten zarto)

Sosyal bilimler alanında ssci'da taranan bir dergiye makale yollamıştım, ilk kez böyle bir dergiye makale yolladım o yüzden süreci tam olarak bilmiyorum, fikrinizi almak istedim.

- İlk olarak revizyon geldi. Ciddi bir itiraz yoktu, iki hakem de genel olarak beğenmişti. Sistemde revision required diye görünüyordu, düzeltip sistemden yükledim makaleyi. Hiçbir sorun yok.

- Sonra tekrar hakemlere gitti. Bugün kabul sonucu geldi.

Şimdi, bir sorun var. Bana kabul haberini veren baş editör şöyle bir mail atmış:

"Our referees have now considered your paper and have recommended publication in .(DERGİ X). . We are pleased to accept your paper in its current form which will now be forwarded to the publisher for copy editing and typesetting. The reviewer comments are included at the bottom of this letter.

You will receive proofs for checking, and instructions for transfer of copyright in due course.

The publisher also requests that proofs are checked and returned within 48 hours of receipt.

Thank you for your contribution to .... and we look forward to receiving further submissions from you.


Sincerely,
Dr. ...
Editor in Chief, ...."

Mailin devamında iki hakemin ve associate editörün yorumları var. 2. hakem "makale yayına hazır" demiş, sorun yok.

1. hakem "Lines from (SATIR X) to (SATIR Y) at p. (SAYFA Z) repeat concepts (almost wordly) already presented in the previous parts. I suggest to have a look and revise carefully." demiş, ayrıca bir tane makaleye bakmamı önermiş.

Associate editor ise "Thank you for engaging with the reviewers' comments and updating your paper. There are some small issues one reviewer would like you to address, please consider these." demiş.

Sistemde ise makale için "accepted" görünüyor. Yani sisteme yeni bir dosya yükleyemiyorum.

Normalde ulusal dergilerde bu durumlarda da kabul vermeyip revizyon veriyorlar, ufak değişiklikleri yapıp yüklüyorum sisteme. Ama sistemde kabul verildiği için arada kaldım. 1. hakem ve associate editör ufak değişiklikleri yap demiş, baş editör "We are pleased to accept your paper in its current form which will now be forwarded to the publisher for copy editing and typesetting." demiş. Ben şimdi bu ufak tefek değişiklikleri yapmalı mıyım sizce?

Benim yorumum, Baş editör baktı 1. hakemin dediği şeylere, çok ciddi bulmadı ve bu haliyle kabul etti, değiştirmeme gerek yok.

Arkadaşımın yorumu, "süreç hızlansın diye sistemde kabul işaretlemişlerdir, sen düzeltmeyi yapıp maile yanıt olarak yaz". Bana bu pek mantıklı gelmedi. Sistemden almadıkları makaleyi nasıl yayımlayacaklar? Adam zaten publisher'a yolluyorum falan demiş. Yanlış mı yorumluyorum?

Konuya biraz uzağım, ancak her soru için önerildiğini görünce sormak istedim.
IOS versiyonu baya ücretli görünüyor, yalnızca 3 gün ücretsiz.
Bu kadar kişi ücretli versiyonu mu kullanıyor?

Teşekkürler

Benim araba çoğunlukla yatıyor. Haftada bir falan kullanıyorum üstünde kuş pisliği varsa ıslak mendille alıyorum ama onun harici nasılsa yağmur yağacak, şimdi bu soğukta niye uğraşayım diye diye iki aydan fazla oldu herhalde yıkamayalı.

Yazın ise öyle değil her hafta yıkarım hoşuma gidiyor terapi gibi geliyor :)

Üstünde toz katmanı var ama şimdi yine yağmur geliyor mesela yıkamaya üşeniyorum.

Siz ne sıklıkla yıkıyorsunuz?

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
Yani, artık o beyaz masadan hiç kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini...

Pardon

Diyelim ki birilerinin haberi olsa ilgi ve dikkat çekecek bir şeye sahibiz. Fakat o orada, bir köşede sessizce duruyor.

Bunu harekete geçirmek için Google, Twitter, facebook reklamları dışında yaygınlaştırmak istiyorum. Yani, mesela bir kaşe alıp popüler yerlere basmak, sticker bastırıp sağa sola yapıştırmak gibi. Gibi. Evet gibi.

Başka neler olabilir?

Sigara kullanan biri değilim, sigara almıyorum ama buna rağmen sigara paketleri çok iğrenç değil mi ya? Markette gözüme takılıyor bazen. Ben ceset görmek zorunda değilim. Ya da bir çocuk denk gelse korkabilir. Eski paketler daha iyi değil miydi? Kullanmamama rağmen bazı paketleri hatırlıyorum ve bazı kutular şıktı. Siz bu uygulamadan memnun musunuz?

Cevap : tabii ki değil %99.9

Ev bu : www.sahibinden.com

İlan no : 1060911026

Zaten diğer ilanları da absürt ucuz gibi geldi bana. Şimdi yine de sorayım, mümkün mü ?

Değil ise hangi yöntemle insanları dolandırıyorlar ?

Arkadaş için soruyorum:

Ev sahibi "kirayı elden alayım, aldığıma dair imzalı kağıt vereyim" diyor ve arkadaş kabul ediyor nasıl olsa kirayı verdiğine dair imzalı kağıt alıyor diye. Ev sahibi vergiden kaçmak için yapıyor tabi bunu ama neyse burda konu o değil.
Bu senaryoda kiracının aldığı o imzalı kağıtlar gerçekten resmi bir belge midir, kanıt mıdır? Bir sebepten ev sahibiyle arası bozulsa sorun olur mu? Ya da kiracının elinde imzalı kağıt olmasına rağmen, ev sahibi çıkıp "kiramı vermediniz" diyebilir mi?

Yalnız rica ediyorum ev sahibinin vergi kaçırmak istediği için şerefiyle ilgili yorumlar yapmayalım. Biz de biliyoruz yasak ve yanlış olduğunu.

Edit: tahliye taahhütnamesi de imzalanmış durumda.

kiracı bankaya kira olarak kirasını yatırıyor. kira vergisinin ödenmediğini kim nasıl tespit ediyor? kira vergisi ödenmezse ne oluyor?

Bugün son günü diye ödeyelim dedik borç görünmüyor. Biri yanlışlıkla odedi sanırım, nasil buluruz ödeyeni?

Başka birisi pişirdi. Kıymalı Ispanak.
İçindekiler; Kıyma, ıspanak, soğan, yağ.

Pirinç veya salça yok.

Tadına baktım, pek güzel olmamış.

Bu yemeği lezzetlendirebilmek için pirinç ve salça eklemek dışında bir öneriniz olur mu?
Pirinç ve salçayı ne şekilde ekleyebilirim bu yemeğe?

Hatırladıklarım zombiler koşuyordu çiftlik gibi bir herde eve kapanmıştı karakterler bi sahnede evden çıkıp kayığa biniyolardı

Amerika ve Avrupa şirketlerine başvuru yaparken bu ülkede yasal olarak çalışma hakkınız var mı sorusuna ne cevap veriyorsunuz?

Bence bu sorunun cevabı bakış açısına göre değişiyor. Amerika için eğer şirket vize sponsoru oluyorsa yasal olarak çalışma hakkımız oluyor. Ama onun öncesinde (başvuru aşamasında) halihazırda yasal çalışma hakkımız yok. Avrupa için ise, işe kabul aldıktan sonra zaten mavi karta başvurarak çalışma izni almış oluyoruz. Ama başvuru aşamasında halihazırda form doldurma aşamasındayken henüz somut bir çalışma iznimiz olmuyor.

Yurt dışında işe kabul alanlara sormak istiyorum, siz nasıl cevaplar verdiniz bu sorulara?

(Bazı Amerikan şirketleri, ek olarak vize sponsorluğuna ihtiyacın var mı diye de soruyor. Ama yine de bu soruya vize sponsorluğuna ihtiyacım var cevabını versem de, diğer soru hala muallakta kalıyor.)

17900 tl. evkurdan taksitli alındı nakit ihtiyacından dolayı satılık.

diğer üç nokta sorusunu görünce aklıma geldi. özellikle şu an 25-35 yaş arasındakilere soruyorum, sms'le mesajlaşan masterrace üyelerine.

ben hatırlıyorum 13-14 yaşındayken kız arkadaşımla mesajlaşırken hep üç nokta koyardım cümlelerin sonuna. o da öyle yapıyordu. bir yerde bana saçma gelmeye başlamıştı ama üç nokta olmayınca sanki agresifmiş, soğukmuş gibi gelirdi. üzülürdüm "yahu ileride böyle yapamayız ama o şekilde de ben hiç alışamıyorum ki" diye. derdimi seveyim.

bu sizin de 12-16 yaş aralığında yaptığınız bir şey miydi yoksa biz mi manyakmışız? her mesaja üç nokta bu arada. yani "iyiyim aşkım yoldayım..." gibi. şimdi düşününce acayip komik geliyor. o zaman bu mesajı üç noktasız alsam benden nefret ettiğini hissederdim hahaha.

Ptt gönderi takip sonucunda ''AYNI KONUTTA YAKINA TESLiM / Ad** ya***'' ifadesi var. Ad**ya** kısmına takıldım. Adres yanlış mı demek istiyor?

2022 eylül gibi randevu almıştım ve harç yatırmıştım ama gidemedim. şimdi tekrar randevu aldım ama harçlara da zam gelmiş görünüşe göre. tekrar banka işlemleri yapmam gerekecek mi?

Bir arkadaşım adına aşağıdaki duyuruyu yapıyorum:

"Yoğun alerjim sebebiyle, uzun yıllardır benimle olan kedimi sahiplendirmek zorundayım. Her şeyden önce ona sevgisini, zamanını verebilecek bir aday arıyorum. Çünkü kedim sahibine bağlanan, yalnızlık sevmeyen, kucak isteyen bi karaktere sahip. Yabancı insanlara ve başka hayvanlara karşıysa maalesef mesafeli. Her kedi gibi zaman zaman agresiflikleri ve tırmalamaları da oluyor. 7 yaşında, kısır ve erkek olduğunu da belirteyim.
Kendimi iyi açıklamak adına şunu da yazmak istiyorum, son 2 yıldır kedi alerjisi aşısı üretilmiyor, alerji baskılayıcı ilaçlar benim durumumda yeterli değil. Uzun yıllardır sadece kendi kedime değil sokaktaki pek çok kediye de sevgimi, zamanımı ayırdım, tedavi ve kısırlaştırmalarını sayısız kez üstlendim. Kedileri çok seviyorum, umarım benim kedimi de benim gibi seven birine ulaşabilirim. Sahiplenmek isteyen ancak maddi olarak zorlanacak bi aday olursa, masraflarını da karşılayacağım."

www.hizliresim.com

bugun seren s. sayesinde haberdar oldum kendilerinden.
baktim cok oveni var, bi sarkilarini dinledim.
merak ettiklerim erkek dansozun rol aldigi videodaki bastan asagi her seyin modasi gecmedi mi? cigir acici falan bulan varmis da...
ve neden 80lerdeyiz gibi davraniyorlar?

Çorbayı ve çorba içmeyi çok sevdiğin için günde en az bir öğün ki çoğunlukla öğlen, ilk öğün olarak çorba içiyorum. Çorbaya ekmek banmayı ve öyle yemeyi de seviyorum.
Fakat dikkat ettiğim kadarıyla herkes bir kaşık çorba içiyor sonra ekmekten bir parça ısırıp çiğniyor.

Bu bana çok anlamsız ve gereksiz geliyor. Köylülükse bile iyi bir köylü olduğumu bildirmek istiyorum.

Yine de bu hareket yüzde kaç köylülüktür?

Bunun mantığı ne olabilir sizce?

Örnek gelsin
tinypic.host

edit: evet örnekteki 2 nokta. 2 veya 3 nokta bırakılması kastım.

sb

sb.

Bir şirket İK, satış, mühendislik için çok sayıda işe alım yapıyorsa bu o şirketten birilerinin çıkarıldığını mı gösterir ya da şirketin büyüdüğünü mü gösterir? Pozisyonlar arasında müdür de var. Ne olmuş olabilir? Teşekkür ederim.

merhaba, ödemesi yapılmış bedelli askerlik ertelendiğinde ya da gitmeme durumu olduğunda ödeme yanar mı?

Ankara için soruyorum. Bu konu ile alakalı bir bilgi vs de bulamadım. Sıfır ev olması ve anlaşmalı firmalardan olması gerek de bu anlaşmalı firmalar neler, boş evleri nerelerde, fiyatı ne kadar vs gibi şeyleri nasıl bulacağız? Nasıl olacak o iş bilen var mı?

Selam arkadaşlar elimizde biri var
- Mezun olduğu okul ve (lisans)ortalaması hayranlık uyandırıcı değil. (YL yaptığı okul en iyi değil ama iyi denebilir, YL ortalaması güzel)
- Ortalaması düşük olduğu için ales ve yds puanlarını yükseltmiş
- İngilizcesi çok iyi
- Umut vaat eden bir araştırmacı
- Mesleki bilgisi hakkında yorum yapamıyoruz fakat bir ödülü yok
- Girişken biri değil pek
- Çok rekabetçi bir alanda o nedenle mezun olunan okul, alınan ödüller gibi niteliklere önem veriliyor
- Özgeçmişinde boşluklar var, mesleki deneyimi yok stajlar dışında
- Şu ana kadar 5 tane araştırma görevliliği sınavına girmiş ve kazanamamış, birinde ikinci yedekti yalnızca. Bu sınavlardan biri kendi okulundaydı, hocalar onu tanıdığı halde sınavı kazanamadı. Sınavdan ihtimal vermediği kadar düşük bir puan almış, bu nedenle sınavdan biraz bağımsız olarak başka kişilerin tercih edildiğini düşünüyor.

Şimdi bu arkadaş şartları zorlamaya devam etsin mi sizce? İtü ve Odtü gibi okullar yeterince akademisyen üretiyor gibi görünüyor. Yukardaki eksilerden birini değiştirmediği sürece bu iş olmayacak ve vakti de kalmamış. Çevresindekiler biraz daha zorlaması gerektiğini düşünüyor. 28 yaşından sonra iş hayatına atılmayı deneyebilir ya da bambaşka şeyler yapmayı.

Bu arada insanlarla bir arada olmayı seviyor ve öyle bir lüksü varsa masa başı iş yapmak istemiyor. Şartlar mükemmel olsa pratikle teorinin birlikte çalıştığı deneysel yapım teknikleri gibi alanlarda çalışmak isterdi. Ama sanki bunlar nerelerde yapılıyor gibi soruları araştıracak vizyona da sahip değil.

Ayrıca belli sebeplerden Türkiye'de kalması pek ideal değil. Belki biraz iş tecrübesi kazanıp para biriktiri yurtdışı için başvurular yapabilir, iş hayatına atılma düşüncesi buradan geliyor. Ya da para biriktirip doktorayı yurt dışında yapmayı hedefleyebilir. Şu an arka planda kendi alanında içerik üretmeyle ilgili bir işe başvurmayı düşünüyor.

Ne yapsın bu arkadaş kafası çook karışık?

merhabalar

"ozon.ru" satış yapan arkadaşlar varsa deneyimlerini yazabilir mi

selam, gecen sene cikan bir istisna var sm icerik ureticiler ve mobil uygulama gelistiricilerini kapsayan. sirket acmadan bankada ayri bi hesap acip gelirlerini oraya aliyorlar ve banka oto. %15 vergi kesiyor. gecen sene 880k'ydi bu istisnanin limiti bu sene 1.9m olmus hatta.

burada tek basina uygulama yayinliyor olmak, uygulamayi kendi adinla yayinlamak vb sartlar var mi? yurt disindaki mobil uygulama gelistiren bir sirkete remote contractor olarak calisip usd gelir elde etmek de bu kapsama girebilir mi? anladigim kadariyla youtuber'larin ornegin partner sirketlerden odeme almasi bu kapsamda, 3. taraf hizmet saglayici olarak geciyor. bu mantikla contractor oldugum sirket de benzer durumda gorulebilir mi?

Merhaba
Enel as serisi 6kva online UPS var.
Sıfırı sanırım 18000 civarında.
Bulun muhtemelen aküleri bitmiş durumda. Bunu bu şekilde ya da ayrı ayrı olarak nakite çevirmek istiyorum bir fikri olan var mıdır acaba

selamlar,

bir wordpress sitesi düzenliyordum. ilk aldığım işti. bir plug-in yükledim ve şimdi site
There has been a critical error on this website.

hatası veriyor. plug-in de 5 yıldızlı 900k+ kişi tarafından indirilmiş plug-in. olur olmadık bir şey de değildi. nasıl düzeltebilirim bilen eden var mıdır çok kötü oldu ya

merhaba, özel bir misafire yapılacak sunum için istanbul'da yarım günlüğüne kullanmak üzere 5-10 kişilik toplantı odası arıyoruz. Kolektif house, soho house tarzı yerlerle görüştüm ancak çok afaki fiyatlar söylüyorlar.

hem özel misafiri de ağırlayabileceğimiz nitelikte ve imkanlara sahip hem de daha ulaşılabilir fiyatlara toplantı odası kiralayabileceğim nereler var? teşekkürler.

Dün akşamüstü kedimizde aşırı hızlı soluma ve halsizlik başlayıp geçmeyince veterinere götürdük dünden beri orada tedavi görüyor, sabah bakmaya gittik veteriner durumu anlattı ama yoğunluktan çok irdeleyemedim. mantığını anlayamadım.

sorun şu, kalp odacıklarından biri vücuttaki kanı alıp diğer odacık kanı vücuda pompalıyormuş bunu yaparken zorlandığı için daha fazla pompalamaya çalışıyormuş bu da durumu daha da kötüleştiriyormuş ve bir kısır döngüye giriyormuş. yüzeysel tıp bilgimle tam olarak kafamda oturmadım niyesini, bunun tıp dilinde terimsel karşılığı nedir? veya kısaca mantığını anlatabilir mi bilen birisi.

ayrıca kardiyomiyopatiden şüpheleniyorlarmış, kalp testleri için solunum ataklarının geçmesini bekliyorlar. eğer kalp sorunu ise daha hareketsiz ve özel bakımlı bir hayat mı bekliyor 2.5 yaşında kedimizi?

Elimdeki kaza resimlerine kaza anının saati ve tarihini eklemem lazım nasıl yapabilirim

Şu an orada değilim ama bir amca gelmiş az önce. Kızını motorlu birisi darp mı etmiş ne olmuş bir iki gün önce.

Hanım da beni aradı bu görüntüleri biz görebiliyor muyuz yoksa polis mi görüyor diye.

Ben de uygulama üzerinden şuradan şuradan bakılabilir ama verme kısmını bilmiyorum sanırım orası bizim insiyatifimizde, onu sormamız lazım dedim ve telefonu kapattım.

Sonra bunlar tarif ettiğim gibi uygulamadan bakmışlar görüntüleri de vermişler.

Tamam bulup verdik diye mesaj atıyorlar bana.

Dedim ki yahu bir bakın o açıya giriyor mu gerçekten görüntüler bizde var mı, varsa savcılıktan mı izin çıkıyor polisten mi neyse gelsinler alsınlar. Şimdi ya suçlu kişi bizi şikayet ederse izin olmadan benim görüntülerimi verdilerse vs. diye ne olacak? Dedim.

Bu sefer de bana kızıyor o zaman niye anlatıyorsun ben bakmayı bile bilmiyordum ki diye :D

Durduk yere başımız yanar mı yanmaz mı şimdi?

ilan.gov.tr de satılan ev ilanlarına bakıyorum. genelde açık arttırma demiş. daha önce katılan oldu mu, süreç nasıl işliyor? genelde kelepir evleri zaten emlakçılar önden kapatır derlerdi ama deneyelim diyoruz yine de

istanbul'dan suşehrine gitmem gerekiyor. esadaş nasıl firma daha önce kullanan oldu mu? suşherinde yapılacak bir şey görülecek bir yer var mı? bir de uzun otobüs yolculuklarında nasıl vakit geçiriyorsunuz 14 saat nasıl geçecek?

aracı kurumla mı alıyorsunuz, sahşi form doldurarak mı ilerlediniz? açıkcası 100 usd danısmanlık ücreti vermek hiç hoşuma gitmediğinden online basvuru ile ilerlemeyi düşünüyorum ama öngöremediğim bir handikap var mıdır danışmak istedim

kayınpederlerimin sağlık kurulu raporu olan torunları üzerinden ötv indirimli araç alma imkanları varmış ama arıyorlar tarıyorlar araç bulamıyorlar şu an. "en erken şubatta alabilirsiniz" diyorlarmış ama o zamana kadar hakları kayboluyormuş. var mı bu konuda önerisi olan, şuradan araç bulabilirsiniz diyen. şehir farketmez.

sadece internet çalışıyor, bu konuyu çözüme kavuşturmak için ne yapmak lazım ?

hıyar kardeşim ödevini yapamayınca finallere iyi çalışma sözüyle ben yaptım. r'da yazdım biraz da spss'de grafik falan çizdirdim gönderdim birleştir güzelce yorum da yap diye de, şimdi mesaj atmış hoca derste python'da anlattı diye ödevi kodlarla beraber istiyormuş diye de yarın kalktıktan sonra yoğunum hiç yetiştiremem. 3 sorum var;

1- nette direkt kodları yok mudur bir yerlerde?
2- r kodlarını otomatik python'a çevirmenin bir yolu yoktur değil mi?
3- şimdi biraz python'ı kurcaladım da r'da yazdığım her şeyi yazamıyorum bu kadar pratik ya, python data tarafında çok daha iyi değil miydi? r daha pratik gözüktü gözüme ya da ben unutmuşumdur (konu dışı soru ama merak ettim)

1 yıl öncesine kadar kronikleşmiş bir depresyonum ve bir sürü içsel meselem vardı. hayatı zeki demirkubuz filmlerinde gibi yaşıyordum bir nevi. sonra korkularımın üstüne gittim, hayata atıldım. param var, istediğimi alıyorum, istediğimi yiyorum. işten geriye bolca zaman artıyor, kendime ve ilgilerime zaman ayırabiliyorum. hayatımda beni daima destekleyen, yargılamayan, tatlı bir adam var. psikolojik açmazlarımdan sıyrıldım.

AMA

bu yaşıma kadar bir şeylerin tuhaf ve kendine özgü lezzetleri vardı. üzgünsem üzülmenin, neşeliysem neşeli olmanın, özlemenin, eğlenmenin, bunalmanın... çok yoğun lezzetleri vardı. o lezzetler bana ne olursa olsun, en kötü günlerimde bile derin bir haz veriyordu.

şimdilerde bunların hiçbiri yok diyebilirim. duygularım seyreldi. eskiden mesela bir müzikale gidip onun güzelliğine hayran olurdum, bir saniyesini bile kaçırmamak için gözümü kırpmadan izlerdim. şimdi tv'den bir dizi açmışım gibi hissediyorum normalde beni çok etkileyecek şeyler karşısında bile. bir şeyler görmek, yeni şeyler tatmak şöyle hissettiriyor: "hmm, iyiymiş. tamam." kimseye karşı çok derin duygular besleyemiyorum, çok eğlenemiyorum, çok üzülemiyorum. her şeyin yoğunluğu çok çok düşük. sadece memnun ya da memnuniyetsiz hissedebiliyorum.

acaba bunun sebebi yaş almak mı (27 bitti 28 oldum) yoksa ülkenin genel havasından mı yoksa benim kişisel deneyimlerim mi beni bu noktaya getirdi? sizlerde de olmuş muydu böyle şeyler. normal olan bu mu? heyecansızlık ve tutkusuzluk içimde bir oyuğa dönüşüyor her geçen gün. acaba hayatım boyunca dengeli şeyler hissetmeye alışık olmadığım için şimdi sağlıklı olan bir şey bana tuhaf geliyor olabilir mi?

sizlerde durumlar nasıl?

başka bir ülkeye taşınmak konusunda korkmak ya da çekinmek sözcüklerini kabul etmesem de, sanırım bana engel olan bu duygular. sebebini bilmiyorum. belki ailesel duygular...

---
farklı bir ülkede bir kaç ay yaşamak istiyorum. daha önce avrupa ülkelerinde bir süre yaşamıştım 10 yıl kadar önce. o yüzden amacım asya/latin/amerika. ingilizcem kafi.

online çalışıyorum. makul bir maaşım var. birine bağlılığım yok. açıkçası işimi/ilişkilerimi hayattaki her şeyimi bir süre sonra gitmek üzerine inşa ettim. işler ters giderse diye biraz birikmişim de var.

hayatımın öyle bir aşamasındayım ki, en azından merakımı alana dek, en azından bir kaç aylık süre boyunca, asya ya da amerika'da yaşamak için hiç bir engelim yok. hayalim hep buydu. 30 yaşındayım ve hayalini kurduğum bir aşamadıyım ama adım atmak istemiyorum.

sebebini bilmiyorum. korkuyorum demek istemiyorum çünkü daha önce korktuğum bir çok şey yaptım. peki şuan bana engel olan şey ne? korku mu? yaşlanıyor muyum(30 yaşındayım yahu:/)

bu soruyu biraz gaza gelmek için açtım. hayalim buydu, imkan elde edince neden caydım? beni gaza getirin ve X'e bilet alayım, sonra da gideyim. hepi topu bi kaç ay... ne kaybım olur ki.

edit: gitmek istediğim yerler sorgusuz en azından 30 gün vize veriyorlar. vize sorunu da yok bu süre için. daha uzun süre için başvuru yapabilirim, muhtemelen daha uzun süre alırım gitmek istediğim yerlere. çalıştığım yer yardımcı olduğu için abd'de vize alma imkanım var -ki pahalı olduğu için orayı istemiyorum-

ps: yarın sabah sabah sileceğim, teşekkürler.

3 saatten fazla kalacağım o civarda o yüzden soruyorum.

İyi bir uygulama arıyorum. Bilgilerinizi girdikten sonra istediğiniz günlere göre size program hazırlayan bir uygulama. Sanki salondaki hoca size hazırlamış gibi.

Ama içinde mesela omuz için onlarca farklı hareketin olduğu ya da "süper karın kası egzersizleri" vs gibi yüzlerce çeşit öneri sunan app lerden aramıyorum.

Nike training club değil mesela. Var mı bildiğiniz?

selam akşamüstü british cinsi kedimiz hızlı nefes alıp vermeye başladı halsizlik vardı ve gözleri yaşarıyordu sürekli, 1.5 saat civarı devam edince normal değil dedik veterinere götürdük röntgen çektiler ve kan aldılar hemoglobin düşük çıktı, kalp çevresi ödem ve kan değerlerinde düşüklük çıktı bir kaç ilaç verip nebulizatöre koydular ve ronkotol veriyorlar şu an, 1-2 gün kalması gerek dediler, istemeyerek bıraktık annem ona o anneme çok düşkün aşırı hassas bir kedi, ayrılırken ikisi de zorlandı.

şimdi sorum şu, yarın ben bir nebülizatör alsam ve bu ilacı temin edip kendim evde takip etsem ve devamında sanıyorum buna ihtiyacı olacak, sıklığını öğrenip kendim vermeye devam etsem ne olur? yani olay kediyi oradan erken alıp tedaviye evde devam etmek, aynı cihaz aynı ilaçla.

veterinere sormuyorum çünkü doğru cevabı vereceğini düşünmüyorum, bilen veya tıbbi olarak mantık yürütebilen cevap verirse çok makbule geçer yarın sabahtan halledeceğim çünkü. çok teşekkürler şimdiden.

Babamda falan da fark ettim, misafirliğe gittimizde de, büyük akrabalarda falan da..

Çok bağırıyor deyip kısıyorlar.

Ki ben de gürültü sevmem yani normal duyabileceğim şekilde açıyorum.

Ama onların getirdiği ayarda duymak için beynim yoruluyor duyu organımdan sadece işitmeye yoğunlaşmaktan.

Zaten zor duyuyorsunuz bu ne yaman çelişkidir..

Bir bana mı denk geliyor yoksa var mı sizce böyle bir şey?

parası yoktur ve unutmuştur dışında?

Geçen gün gördüm haberi, poşetin kendisinden pahalıymış bu vergi. Poşet 25 kuruş, vergisi 38 kuruşmuş.

Burada anlayamadığım bir şey var. Poşet alan her müşteri market için zarar. Mesela ben marketi batırmak istesem ve yeterli sermayem olsa sürekli poşet alabilirim. Hatta hiçbir ürün almadan poşet alabilirim.

Eskiden bu bedavayken en azından market poşet vermek zorunda değildi, senin alışverişine göre 1-2 tane poşet hediye ediyordu.

Şu anki durumu dava eden, buna itiraz eden oldu mu?