Ekşi Duyuru

babbel denemedim ama busuu yalnızca premium'da iyi. premium olmayınca gramer kısmı eksik kalıyor. başlangıç seviyesi için fena olmayabilir ama birazcık ilerleyince sorun olmaya başlıyor.

Busuu'yu premium kullanmış biri olarak söylüyorum. Bir şeyler öğreniyorsunuz ancak beklentiyi düşük tutmak lazım. Burda önemli olan beklenti. Buradan çalışıp gibi a1 sertifikası almayı düşünüyorsanız, işiniz büyük şansa kalmış. Ayrıca konu tekrarı denen olay çok zayıf, sürekli aynı şeyleri tekrar ettiriyor ve a1 düzeyi için kelime yeterliliği çok zayıf. Kanımca para verilecek bir uygulama değil. Ücretisizini kullan geç. Babbel hakkında bilgim yok. Ancak uygulama tavsiyesi istememişsin ancak ben yinede vereyim, kelime öğrenmek için memrise çok büyük katkı sağlar sana.

Ostim, İvedik taraflarında.

marketlerde oluyor. eve yakın bi markete soruver.

siteler tarafında da bulabilirsin.

www.google.com.tr

güçlü straplarla tutturulabilir
yapay çiçekler tabi

aynı durum benim terasta da var. ben de aynı şeyi düşünüyorum şu sıralar. tavandan geçecek şekilde demir çubuklar koymayı düşünüyoruz, çubuklara da sarmaşık veya babun yaprakları koyarak tavanı kaplamayı düşünüyoruz ama olur mu bilemedim. bizde de sert rüzgar var çünkü.

perde olabilir. bizim eski evin balkonunda vardı. balkonun tavanına korniş takılıyor perdeyi de istediğiniz zaman açıp kapatıyorsunuz. her iki durumda da bağladığınız zaman uçmuyor. ev perdesi gibi değil kalın kumaşlardan yapılmış perdeler var onlardan almanız lazım.

aslına bakarsanız sitelerdeki bu yasak kötü görüntünün önüne geçmek için balkonu bir şekilde kapatırsanız yönetin er yada geç bunu kaldırmanızı isteyecektir.
ben sadece demirlikli kısmı görünmez yapacaksınız sanmıştım gösterdiğim link onun içindi komple kapamalara karşı yönetim tepki verebilir.

aklıma perde gelmişti ofelia nın dediği gibi.

Perde çirkin görünebilir. Tahta jaluzileri ya da sazdan stor perdeleri düşünebilirsiniz. Sert rüzgarda toplarsınız bir şey olmaz. Balkonu kullanmayı düşünüyorsunuz değil mi? Ağaç vs. çok yer kaplayacağı için ideal olmayabilir.

www.hepsiburada.com

kumulatifvergimatrahi+1 kesinlikle işe yarıyor

kumulatifvergimatrahi katılıyorum
Bikaç senedir kullanıyorum gayet memnunum çıkarırken de sıkıntı yaşamadım

ikea. hem daha ucuz, hem daha dayanıklı.

Bauhaus. Satış sonrası hizmetleri ikeadan daha iyi, mobilyalar ikeadaki gibi dandik oyuncak gibi değil. Fiyat uygun koşulsuz da iade hakkı var

keriz.avi

normalde sayılı baskıları sanatcılar yapar arkasında 10 baskı yapılmıssa 10/1 10/9 gibi yazar yani 10 baskının 1. si olduğunu belirtir. tabi bu baskılar mono baskı, taş baskı vs genellikle fakat bu kadar değerli bir baskı olsa insanın elinde sahibinden satacağını düşünmüyorum.

kültürlenmek için rusça derim elbette. hem tarih hem de edebiyat açısından birçok rusça eser var.

Yunanca <3

rusça öğrenirsin rusça konuşan coğrafyanın kapıları sana açılır. ordan ilerlersin kültür açısından. yunanca ise yaygın bir değil ki.

Rus edeblyatı da pek cazip geliyor. Rusça derim ben de.

Yunanca

ben benzer bir sebeple bir miktar yunanca öğrenmiştim. rusça da öğrenmek isterim ama bi yandan.

aristo okuyacaksan Yunanca, Dostoyevski için Rusça. Teknik bir insan isen kesin Rusça.

absolyutna russki yazyk

Ben şu an Rusça öğreniyorum. Bu dil ile gezebileceğiniz bölge sayısı çok daha fazla. Ukrayna, Belarus içinde bazı şehirler dışında hepsi Rusça'yı iyi bilir. Günlük hayatında da kullanır. Tabii arkadaşların bahsettiği tarih, edebiyat eserlerini okuyup anlamak için yıllarca çabalamanız lazım.

Yunanca, fonetik olarak süper bi dil bence.

Fonetik olarak Yunancayı daha çok seviyorum. Rusçadan biraz sıkıldım. Okulumda bir sürü değişim öğrencisi var. Her yerde Rusça konuşuyorlar. Rusça duyunca uzaklaşıyorum o ortamdan. Yunanca konuşan birilerini duysaydım uzaklaşmazdım muhtemelen. Rus edebiyatı için tabii ki Rusça diyebiliriz, Yunanca onun yanına bile yaklaşamaz günümüzde, ama ben sırf Yunanca şarkılar için Yunanca öğrenebilirdim.

terlerseniz fena kokarsiniz işyerinde.

Yürünmez.

1 saatten fazla sürer yol. enerjini düşürmezse yürünür. terlemeyi de sen bilecen biz ne bilek? bisikletle git derim.

yürünmez

Bisiklet iyidir bence de. Yürüme baya uzun sürer gibi.

sadece akşam yürü. terlesen bile eve gidip duşunu alırsın.

ben 6 km yürüyordum hem çok yorgunluk oluyor hem de terleniyor. çok yavaş tempoda yürünse bile. bisiklet daha iyi ama üstünü değiştirme şansın yoksa o da kötü onda da ter oluyor.

gidis aracli donus yurumeli super olur.

jimicik +1. Hatta yanına spor kıyafeti al, dönüşte koş. Mis gibi trail.

1,5-2 saat en az sürer. bisiklet olabilir.

Yürünmez

Dönüşte yürü, giderken yürürsen kokarsın.

bunlardan 3 diyorum

oturma grubun açık renkli ise 2, koyu renkli ise 3

1

1 guzelmis ama biraz daha agir. yani boyle yaliya koske konulacak bir sey.
2-3daha modern.

2

vazonun konulacağı yer klasik tarzda dizayn edilmişse 1. seçenek, spor tarzsa 3. seçenek

1

2

Kadıni ya da videoyu bilmiyorum ama Shakespeare olabilir gibi geldi. İnternetten Shakespeare bust yazip bakin bi ayni mı diye, benim yuz tanima ozelligim kotu olduğu için tam ayni mi çıkartamıyorum :D

sibel edmonds gerizekalinin tekidir, ciddiye akmayin.

1- yerine göre normal. piyasa fiyatı gerçekten 400'dür ama satıcı 500 istiyordur. veya projesine aykırı bir büyüme vardır, satıcı ona göre satıyordur. ama değerleme firması yasal alan ne ise onun üzerinden değer takdir eder.

2- evet oluyor. bunun dışında belediye arşiv dosyası incelemesi de oluyor.

başka soru olursa alabilirim. bu konuya benden daha iyi cevap verebilecek insan zor bulursun burada :)

süper, peki bankaya sorsam ekspertiz raporunu gösterir mi?

bazı bankalarda müşteri nüshası oluyor. onu gösterir ve paylaşırlar.
eğer müşteri nüshası yoksa gösterirler ama elletmezler. yasak :)

konuya sıcağım. eksper firmaları yasaların dışına çıkmadan binanın asıl değerini belirlerler. ben de yeni ev aldım, 170 bine aldığım evin değerini 150 gösterdiler. kabul etmeyip itiraz dilekçesi yolladık. banka da rica etti fiyatı 185 bine çıkardılar. yaptıkları şeyin yasal olduğunu sanmıyorum ama itirazla falan bir miktar yükseltebiliyorlar.

peki takyidat raporunu görmedim ama kredi çıktı.
bu takyidat yok mu demek? ya da takyidat olan konuta banka kredi verir mi?

alım satıma engel teşkil edecek takyidatlarda kredi kullandırmazlar.
örneğin kamu haczi, ihtiyati tedbir gibi.

kamu haczinde, haczi koyan kamu kurumu alım satımdan önce "benim paramı ödeyin" diyebilir ve sıkıntı çıkabilir. tedbirli taşınmazların ise alım satımı zaten engellenmiştir.

bu tarz durumlarda ipotek işleminden önce bu kayıtların kaldırılması istenir.

eğer sizin raporunuz onaylandıysa çok yüksek ihtimal ile herhangi bir takyidat yoktur.

evin içindeki kediye karışamazlar. belki kapı önünde, bahçede sokak kedilerini beslemek falan yasaktır.

evin içindeki kedinin varlığını hissetmezler bile, kimseye bir şey açıklamanıza gerek yok.

Yok artık, insanların evinin içine ne cüretle karışıyorlar.

Problem etseler bile haklı olan sensin, için rahat olsun.

Edit: www.ozgurbiyan.com
Kedini apartmanın içine (ortak alana) bırakmadığın sürece, hiçbir şekilde evindeki evcil hayvanına karışma hakları yok.

apartman yönetmeliğinde evcil hayvan beslenmesine karşı bir madde varsa karışabiliyorlar diye biliyorum malesef. Kesin olarak onu öğrenmek lazım. eğer yoksa hiçbirşey yapamazlar.

öyle apartmana taşınma bence yaşanmaz o insanlarla :/

Apartmanda hangi hallerde hayvan beslemek yasakmış önce onu öğrenin. Bunu öğrenebileceğin yer, Apartman Yönetim Planıdır. Eğer Apartman Yönetim Planınında bununla ilgili bir kural varsa, yani apartmandaki dairelerde hayvan beslemek yasaktır gibi bir madde varsa, apartman yönetimi bu maddeye göre seni mahkemeye verebilir, mahkeme kararı da büyük ihtimalle apartman yönetiminin lehine çıkar. Tabii dediğim gibi; bu alay mahkeme kararı ile olur, aksi halde apartman yönetimi mahkeme kararı olmadan kendi başlarına göre bir şey yapamazlar.

İkinci olarak, Apartman Yönetim Planında "Apartmanın ortak alanında hayvan beslenmez" gibi bir madde de olabilir. Böyle bir madde varsa eğer, bu madde evde beslediğin hayvana karışmaz, bu madde sadece apartmanın ortak alanında sokak hayvanlarının beslenmesini yasaklar. Bazı apartman yönetimleri bu maddeyi göstererek apartmanda yaşayan bireylerin kendi hayvanlarını da bu ortak alanda besleyemeyeceğini söyler ama öyle bir şey yok, bu sadece sokak hayvanlarını kapsar. Ha misal sen ortak alanda köpeğini falan besledin, o zaman da ortak alanın kullanımında birbirini rahatsız etme, hakları çiğneme gibi nedenlerle dava açabilirler ama o iş uzar gider.

Senin yapman gereken şey, Apartman Yönetim Planında "Evde hayvan beslemek yasaktır" maddesi var mı yok mu ona bak. Bu arada bu Apartman Yönetim Planı ha deyince de bulunmuyor; Tapu sicil dairelerinde ve belediyelerde gayrimenkullerin işlem dosyalarında bulunabiliyor. Oradan bi araştırabilirsin.

Bence kotu.

cepken yelek diye geçer. erkeği daha olgun ve daha şık gösteriyor. yaklaşık 5 yıldır kış aylarında giyerim. 5 yıldır "oo damat gelmiş" gibi alay konusu edenleri hiç tınlamadım. son 1 yıldır ise günümüzün modası şeklinde vatandaşın önüne koydular, hemen herkeste görüyoruz. sonuç olarak yakışıyor.

iyi ya bence, herkese gitmiyor bence, boy pos olcak biraz.

ben giyiyorum kış aylarında, gayet hoş bana göre de, ama bunun da bir sürü modeli var, burda pek olmamış mesela bu adamda

göbeklilere yakışmıyor, diğerlerine gidiyor.

ceket içine değil de, daha spor giyinenler gömlek üzerine bunun örgü karışık versiyonlarını giyiyorlar (görselini bulamadım, tümden triko olanlar değil böyle keçeli falan). onlar hoş bence, bunlar ise değil.

Araba gibi değilmi yahu. vergi borcu olan evi nasıl satacaklar. Çakallık yapıp satış esnasında sana yıkmaya çalışabilirler. Ayık ol.

2016yı sen değil onlar ödeyecek. 2017 bitmediği için sen...

Kutu derken koliyi kastediyorsun sanirim..genelde migros tarzi super marketler vermiyor, mahalle bakkallarindan istersen verebiliyorlar.onlara sor bence.

www.kolici.com
www.ofix.com

ev taşırken temiz koli tercih sebebidir. ben kolici'den almıştım , elbise askılı koliler filan da var cok kullanışlı.

Hepsiburada.com da satıyor.

nalbur malbur o tarz dükkanlarda da satılıyor. kaliteli kalın mukavvadan, ben en son tanesi 3 liraya 80x60x50 civarı ölçülerde bişey almıştım.

Metro'dakiler oldukça sağlamdı. Ayrıca orada diğer ürünlerden çıkan boş kartonların olduğu bir oda yer alıyor, oradan da isterseniz ücretsiz alabiliyorsunuz. Tabii parayla satılanlar daha kaliteli ve daha kalın kartonlar.

kolici.com +1

taşınırken ve depolama yaparken 2 kere oradan sipariş verdim koliler sağlam ve kaliteli. Ayrıca elbise kolisi gibi farklı seçenekler de var söylendiği gibi.

carrefour veya şok ya da bim gibi daha küçük çaplı marketlerden isteyebilirsin. zaten market kolisinde taşınan ürünler çoğunlukla paketli ürünler olduğundan yeni koli satın alman saçma bence.

koliye para vermen bence de çok gereksiz, o şehirde ki görece sıraları süpermarketlerin koli attıkları bi' alan vardır diye tahmin ediyorum. mesela kocaeli izmitte ki çakmak marketlerin vardı, izmir gürmar'ın vardı koli cenneti gibi bir yer öyle marketlerden alabilirsin. koliye para verme. hele de tanesine 4 tl + KDV (sanki hepimiz vergiden düşeceğiz yazsana tam fiyatını da AYRICA) asla verme bence.

En guzel kaynak lcw ya da de facto gibi magazalardir. Bu magazalarin carsi subelerine mal geldigi gun erken saatlerde gidersen balya balya katlanmis boy boy koli bulursun.

standardı sözleşmenin 1 ay sonrası. ama isterseniz, örneğin 1 mayıs'ta başlamak yerine, her ayın 20. gününde ödeme yapacak şekilde ödeme planı da oluşturabilirsiniz.

Ayın kaçında ödeyeceğini sen belirtebiliyorsun. 10'unda dersen ilk taksit 10 mayıs'ta olur.

Normalde mayısta alıyorlar. Ama iyice bi hesaplamak lazım.
1-Ertesi gün başlatmak faizden düşecektir.

2- Bir ay sonra başlatıp erken ödeme ile ilk taksiti hemen ödemek ufak indirimlere sebep olur. Böylece her taksiti bir ay önce ödeyeceğiniz için biraz daha düşük faiz ödersiniz.

Büyük ihtimalle 2 durumda da sonuçta sizden çıkan para eşit oluyor. Ama hesaplamak lazım. Bir de krediyi azıcık da olsa erken ödeyip 3 kuruş da olsa az para görmek insanı sevindiriyor. :)

iş bankası 45 güne kadar erteleyebiliyor.

kısa bir araştırma yaptım. anladığım kadarıyla yüksek rakım ortamı sağlıyor.
türkçe kaynak varmış www.sparkfit.net

Oksijen alım kapasitesini artırıyormuş gibi bir havası var ama aslında hiçbir işe yaramıyor.

aldığın nefesteki oksijen miktarını azaltarak kandaki alyuvar sayısını arttırıyor. dolayısıyla yüksek rakımdaymış gibi antrenman yapıyorsun. daha dinç kalıyorsun ve daha uzun çalışabiliyorsun.

bu amaçla üretilmiş olsa da, yüksek rakımda kısa süre antrenman yapmak bir şey ifade etmez birkaç gün orda yaşamak gerekiyor ki metabolizma adapte olmalı. bunu kullanmak ekstra yorgunluk ve efordan başka bir şey vermiyormuş.

çok iyi bilmiyorum da Türkiye edisyonunda zaten çoğunlukla çeviri makaleler yer alıyor, güncelliğini falan tam bilmiyorum gerçi, belki 1-2 ay geriden takip ediyordur ama sanmıyorum.
hemen hemen aynı olması lazım içeriğin.

biraz daha araştırdım, tr versiyonu sansürlü çıkıyormuş, makaleler filan editleniyormuş, örneğin lgbt vs gibi konularda. o yüzden orjinali ile devam etmeye karar verdim.

limit genelde aylık ödeme gücü üzerinden hesaplanıyor. Ödeme gücünü her banka farklı hesaplıyor ama senin 11k dan 7k hesaplasalar desek, 400/7 yaklaşık 60 ay eder. Yani en az 60 ay vade yaptığın sürece sana 400k verirler. Bunu gerçekten bilmenin tek yolu başvurmak, başvuru sırasında gelirini ispatlayan bir şey götürmen gerek mutlaka. Bunun dışında eğer şu an başka kredin varsa gelirinden düşülür onun aylık ödemeleri.

konut kredisi, alacağın konutun fiyatı üzerinden hesaplanıyor, tüketici kredisinden farklı olarak. onun da ekspertiz bedeli üzerinden tümünü değil, belli bir yüzdesini veriyorlar. bütün bildiğim bu kadar.

frekans aralığı değil de dinlediğin müziğin tonlarının uygunluğu burada önemli biraz daha. cx300 ii ben de kullandım tem tizlerde hem de baslarda iş gördüğü için sen tüm sesleri alabiliyorsun. diğerinde -büyük ihtimalle- ayarlar vardır, ancak o ayarlarla istediğin tonları net alacağın için (ayrıca bağladığın aygıt da önemli) rap müzikte bass alamadan ya da slow müzikte tiz alamadan dinlemiş oluyorsun.

Ikisini de kullandim. CX300 IIyi iki kere aldim. Bir kere de degisime gitti. Hep ayni sorun vardi. Kabloda bir sorun olusuyor ve ses cok kisik geliyor. Malesef, ses kalitesinden memnun olmama ragmen Sennheiser kablolu kulaklik almamaya yemin ettim.

Boseyi kullanmaya devam ediyorum. Iyi ses almaktan kastiniz nedir, cok ucu acik olmus. Bose`de yüksek sesli dinlemediginiz sürece distortion gelmiyor.Basslari net duymak ile sorunsa bu kulaklikta, gürültü engellemeyi kapatin ya da bol bassli sarkilari biraz daha yüksek sesli dinleyin.

sordum. yanıt bekliyorum.

italki imiş.

yapmamışlardır

nerede yaşıyorsunuz?

ank

4500 ile Ankara'da standart bir yaşam sürülür, oturulan semte göre değişmekle birlikte, ancak süründürmez.
İki kredi seçeneği arasında YMO hangisinin düşükse onu seçmek lazım. Bi de vade ne kadar kısa, o kadar iyi aslında, borç yükünden daha erken kurtuluyor insan.

o gelirlerin cinsi önemli elbette, yani sabit gelirliysen maaş artışlarını falan hesaba kat. Gelirin döviz cinsinden mi vs., tüccarsan daralabilecek ya da genişleyebilecek iş hacmini düşün... İdeali Toplam gelirin %40 ı falan derler. Ama dayanabileceksen 60 ay çok daha ucuza gelir. Standart yaşam kriterin nedir bilmiyorum ama ankarada 2 kişi 4500 e çok rahat standart yaşam sürer bence

Aylık ödeme miktarınız aylık net hane gelirinizin Max 55% sini geçmemeli.
Sizin durumunuzda ayda 6050TL.

Standarttan ne anladigina gore degisir, bu sorunun cevabini senden baskasi bilemez. Su an 11bin gelirin hepsini harcayarak yasiyordaniz 4500 gelire duserseniz perisan olursunuz. Yok zaten hepsini harcamiyor, biriktiriyorsaniz kira da vermeyeceginiz icin fazla zorlanmayabilirsiniz.

dunyanin binbir turlu hali var. kendimi 6500 lira borca baglamak istemezdim.

bu Sabah bi yerde okudum türkcesini.

www.cumhuriyet.com.tr

sultan olabilir.
kedinin huyuna bağlı biraz da.

Bir arkadaşda aynısını yaptı, kedi papağana dokunmamış olmasına rağmen, papağan stressden tuylerini yoldu, arkadaş papağanı iş yerine goturdu ama 1 ay sonra öldü.

Gru lar yorumlamış olayı, karakter meselesi genelde papağanlar için ama sanırım kedinin (hatta yavru olarak) ortama sonradan katılması gerekiyor, papağanın değil.

böyle de bir ilgi.

www.aquavega.com.tr

İsviçreliler Almanları anlıyor. Almanlar İsviçrelilerin yazdıkları şeyleri anlıyor ama konuştuklarını anlamıyor. Bambaşka konuşuyorlar. İsviçreliler Almanların yanında konuşmaya utanıyor hatta. O yüzden dinleme bence.

Almanlar İstanbul Türkçesi, İsviçreliler İç Anadolu gibi düşün.

farklılıklar var ama anlaşıyorlar tabii. şöyle ki viyanalı türk arkadaşım baselli ve leipzigli türk arkadaşlarla konuşuyor.
pratik için ben easy german'ı tercih ediyorum youtubeda. tavsiye ederim.

Telaffuzu sakin isvicre tvsinden kapiyim deme.

Bir de isvicrelilerin aslinda gramerleri de almanya-avusturya almancasi gramerinden farkli biraz. Konusurken elbet anadili almanca olan biri anliyor ama isvicrelinin de biraz cabalamasi gerekiyor. Almanlarin anlamasini istemezse ortamda baska isvicreliyle oyle bir konusur ki halis muhlis hans bile bir sey anlamayabilir.

Almanca ogrenirken isvicre olaylarina girme, rtl filan ac, en temizi.

Şöyle söyleyeyim İsviçreli biriyle almanca yazışan bir alman her dediğini gayet normal bir şekilde anlar fakat iş konuşmaya gelince aksan farklılıkları var. İsvicreliler almanlari anlıyor fakat almanlar anlamakta biraz zorlanıyor.

Ben İsviçre'de okulda öğrendiğim çat pat Almancayla kendimi almanlara ifade edemedim mesela. Onlar benimle yavas bir sekilde almanca konuştu, ben ingilizce cevap verdim. O günden sonra da her gittiğimde ingilizce konuşmaya karar verdim. Daha önce almanca maillestigim insanlar olmuştu halbuki.

isviçrelilerin utandıkları filan yok, isviçre vatandaşıyım. baya güldüm bu yoruma.

isviçre'de konuşulan almanca farklı, almancayı isviçre ağzıyla konuşuyorlar diyelim. ancak okullarda "yazı almancası" (schriftdeutsch) dediğimiz almanca konuşuluyor ve almanlarla iletişim kurmak için konuşurken de yazı almancasını kullanıyorlar. konuşurken gidiyom, yapıyom diyip yazarken gidiyorum, yapıyorum yazmak gibi düşün.

isviçre kanallarında da programların bir kısmı yazı almancası kullanılarak sunulur (örneğin haberler), ancak haber esnasında bir isviçrelinin röportajı varsa mesela o kişi sokakta konuştuğu için yine isviçre ağzıyla konuşur. o yüzden almanca öğrenmek için pek doğru bir yaklaşım olmaz.

Gmzo, valla ben de İsviçre vatandaşıyim, okulda alman kantonundan gelen bir arkadaşım 'bize koylu muamelesi yapıyorlar almanya'da. Bazen sevmiyorum orda konusmayi' demişti. Yani herkes için genelleme yapmak doğru değil. Hepsi utanmıyordur tabii de bir kısmının rahat hissetmediği kesin.

oha lan iki tane isviçre vatandaşı almanca hakkında ne güzel tartışıyor. :))

mesele türkçe-kürtçe olsa hemen küfür ederdik birbirimize. adamlar hakkaten ileri amk.

biri ''hey, bu yoruma güldüm''
diğeri, '' alman kantonundan gelen çocuk anlattı, rahat olmadıkları kesin''

kantonuna kurban olduklarım, beni de alın aranıza :)

@fraise o farklı bir mesele. köylü muamelesi yapan almanya'nın neresinden acaba? hani almanların da "köylüleri" ve "köylü gibi konuşanları" var, hepsi aynı konuşmuyor. bu doğudan öğrencilerin istanbul'a gelip, konuşmalarını uyduramayıp sıkıntı yaşamaları gibi bir şey.

zaten bu mesele isviçre'de almanca konuşulan kesimde özellikle eğitim alanıyla bağlantılı meselelerde sıkça tartışılan bir şey. biz 8.sınıftayken beden eğitimi dersinde bile öğretmene yazı almancası konuşma zorunluluğu getirilmişti örneğin. çünkü akademik anlamda başarılı olmak adına, yazı dilinde bu şekilde kullanıldığı için dile bu açıdan hakim olmak gerekiyor.

almanların bir kısmı bu yüzden muhakkak ön yargılı yaklaşıyor, bunun sonucunda da zaten isviçre'de almanlar pek sevilmiyor. zürih ve çevresi için bunu söyleyebilirim tabii sadece.

ancak ben genel olarak bunun "utanma" olarak betimlenemeyeceğini ve kültürel zenginlik getirmeleri sebebiyle dillere sahip çıkılması gerektiğini düşündüğüm için bu şekilde ifade ettim.

Konunun ne olduğuna hakimim ben de. Benzer şeyler fransız kantonlarinda da var (kantonlar arası aksan farkı vs). Sadece "çok güldüm bu yoruma" deyince aslında içlerinde arkadaşın dediği gibi hissedenler de olduğunu söylemek istedim. Butun İsviçreliler almanlanlarin yanında ezilip buzulmuyor tabii ki.

Sonuçta her insan aynı değil, genellemek de iki taraf için de doğru değil.

Velhasıl almanya almancasi ile İsviçre almancasi gramerde aynı, pratikte farklı. Bu yüzden de çeşitli handikaplar var. Siz en iyisi alman kanallarından pratik yapmaya çalışın :)

@gmzo Vallahi öyle. Mekan Lörrach, İsviçreliler çeviri yaptırıyor. Hannover'e gitseler hiç konuşmazlar demek ki :)
Olabilir yani böyle şeyler, kuzenim de Fransızca konuşurken kendini hiç rahat hissetmiyor. Bu arada Zürih çok güzel bir yer diyerek tespitlerimi sonlandırıyorum.

Hocam haberlerini izledigimde &70-80 anliyorum, cünkü Hochdeutsch`a yakin konusuyorlar.
Anadil kullanicisi benim anladigimdan cok daha iyi anliiyor tabi.
Ben haberlerini izlerdim senin yerinde olsam, kötü bir etkisi olmaz. Ben Almanyada A1 ve A1.2 alirken, hoca üniversitede bazen cdden Isvicre Almancasi aciyordu ve quiz oluyorduk bu kayitlardan, düsün yani.

Tanzanya.

en.wikipedia.org

bierhoff değil sanki. değil

devre arası yazdı şuymuş:
s-media-cache-ak0.pinimg.com

Serbest çağrışım ile ben isaak sirko demek istiyorum.

kıbrıs'ta kumarhanelerde falan kullanılıyor. sağlam bir tanıtım sitesiyle türkiye'de de iş yapacak bir merci bulunur elbet.

rahat iş yapar. ama ne kadar hayata geçirilebilir o meçhul.

Kediyi gönder.

Aerius alabilirsin muhtemelen, tabi ki önce bi doktora sormak lazım, o ilaca karşı özel bir tepkin varsa sıkıntı olmasın. Ama en yaygını bu.

tatil sonrası gelen iş-güç-okul gibi can sıkıcı faaliyetlere 5-6 gün durmaksızın başlama günü olarak değil de, şu güzel dünya üzerindeki sayılı günlerimizin nadide bir tanesi olarak düşünürsen geçer belki.

Birak isi gucu ,salla gitsin,yarin ac telefonu skrm isinizi de sonra yat uyu.uyaninca bi sigara bir bira.sonra nerede kalmistik diye dusunmeye basla.

her salı akşamı için kaliteli bir plan yap. sinemaya gitmek, kafeye gitmek gibi basit olmasın.

Eğer kaliteli bir eczaneyse (dekorasyonundan bahçe peyzajına, bilgi işlem teknolojilerinin kullanımına, personelinin kılık kıyafetinden halkla ilişkiler ve hastaya yaklaşımına) 25-35bin TL arası net kar.

Not: Babam eczacı

Keşke eczacılık okusaydım dedirtecek kadar.. :'(

asx daha pratik bir araç ve kesinlikle daha az yakıyor.

asx daha güncel kasa,daha ekonomik. crv otomatik, piyasası daha canlı ama epeyce kilometresi var. asx lpgde de sorunsuz çalışır. eşiniz manuel kullanabiliyorsa asx bence.

yada alternatif olarak o paralara juke-2008-captur gibi bsuv araçlarada bakabilirsiniz. hem daha genç olur hemde otomatik az yakan bişeyler de bulabilirsiniz.

Yakıtı dert etmeyecekseniz, Forester tavsiye ederim. O fiyatlara 2008-2010 arası bulunabilir.

tramer kaydına bak sıkıntısı yoksa güzel araba. kilometresi de yaşına göre iyi ama fiyatı da piyasa olurunu yazmış.

Yenge hanım araba kullanma konusunda tecrübeliyse, paralel park üstadıysa, dar yerlerden jilet gibi geçebiliyorsa süper. Yoksa her hafta şaşmaz sanayide kaportacıda çay içersin.

Araba güzel, ama dev gibi. Park etmesi, dar yerlerden geçmesi zor. Bir de stepneyi vuran çok oluyor. Eğer eşiniz araba kullanımına hakimse tam olarak aynı arabayla 450.000 kilometreyi gören bir çift tanıyorum, daha da değiştirmeyi düşünmüyorlar. Araba konforlu, sınıfına göre ekonomik, dayanıklı.

Araba tüplü. temiz de görünüyo. kaza bela olayını araştır sorunsuzsa bence binilir. Hondanın arabası eskise de binilir yani. Ama 2004 ona göre.

Bulursabiz bilgi verebilir mısınız? Merak ettim.

şu olabilir mi?: eksisozluk.com

1 adidas sanirim

Başka tişortum varsa 1 adidas. Yoksa 3 lcw

1 kaliteli marka

Düz pamuk tişört ise LCW, dri-fit/ climacool tarzı bir kumaşsa Adidas.

3 lcw

3 lcw. lcw artık kötü bir marka olsa da tshirt'leri hala dayanıklı. adidas ise rip-off peşinde.

3 lcw...
3 farklı tişörtüm olurdu.

3 lcw

3 lcw

tişört için. örneğin pantolonda yapmam onu.

1 adidas

Ucuz ve fazla sayıda olacağına, kaliteli şeyden bir tane yeterli, işimi görür.

eşya az olsun öz olsun

1 adet kaliteli.

Lcw değil de yakın başka bir marka deseydin o markanın 3 tişörtü derdim ama lcw ürünleri artık iyice kalitesizleştiği için (birkaç yıkama sonra yer bezine dönüşüyor hemen hemen bütün ürünleri) biraz da mecburen 1 adidas diyorum.

Bir tisorte 75 lira veremem elim gitmez :(

3 lcw alirim ya her türlü

evde, orda burda falan giymelikse 3lcw, dışarıda giymelikse 1 adidas.

3 lcw

3 lcw

75 liralik adidas tisortten hayir gelmez.

3 lcw.

3 lcw olacağına 2 defacto olsun. çok daha mantıklı :)

1 tane kaliteli alırım. Almış olmak için ucuz şey almıyorum. Az öz iyi olsun

3 lcw

1 levis tişörtü.

50 binlik arabaya binmeye devam eder,
birikim ve krediyle gider ev alırım.

1 yıllık maaşa kadar verilir bence.

Araba dediğin en azından 10 yıllık çok önemli bir ihtiyacı kapatıyor.

almam. önce evimi alırım kardeşim. araba nedir, hele lüks arabayı hiç kafam almıyor.

50 lik arabaya devam eve birikim yap
Uygun şartlarda 1 yıllık gelirimi arabaya veririm

füt +1.

füt+1
evin akarı olmaz kokarı olmaz. arabanın vergisi+sigortası+bakımı+benzini de 110binlik arabanınkiyle 50bininki aynı olmuyor. bunları da göz önüne almak lazım.

Ben toplam birikimin ℅10dan fazlasını arabaya yatırmayı doğru bulmuyorum. Ama hiçbir mantıklı sebebim yok sadece şahsi bir tercih.

ayağımı yerden kesen araba en iyi arabadır.geçti arabayla hava atma devirleri.
eve yoğunlaş.

gerçi yapılan işe göre değişir. kendi işin olsa benim dediğim geçerli. bugün ortalama bir d sınıfı araç 100-120 bine alınıyor zaten.

Cgi.

Ama hangisi 1.8 olan mi 1.6 olan mi?

Mtv ödemede sikinti olmaz ise 1.8cgi 7g tronic, olur ise 1.6.

Yada en temizi hangisi bulunursa onu almak daha mantikli bu piyasada.

niye giyilmesin ki?

@kurnaz pamuklu olmadığı için sıcakta yakan bir yapıya sahip ondan pek günlük giyime uygun değil ondan diyor sanırım. benim bildiğim ise yok. @cedex zaten ''forma'' olduğu için yok. takmının logosu olan lisanslı bir tişört giyebilirsin ama öyle ''forma'' forma olmaz zaten.

formaları sokakta giyenlere ayarım. dünyanın en saçma hareketi olabilir. yeri gelmişken kanamak istedim.
pamuklu olmuyor galiba forma stayla. galata'nın metin oktay formaları öyleydi sanırım.

78000 tl verip 140000km de araba almak bence mantıksız ama yaşına göre çok anormal değil kmsi

Araba çok güzel. Ama nucleona katılmamak elde değil. Ama araba çok güzel. Güzel araba.

140.000 çok yüksek bir kilometre değil. Ama yaşına göre biraz fazla kullanılmış. Servise göstermeden alma.

ilk sahibi olsaydı alın derdim ama galeri söz konusu olunca ben güvenemezdim.

Km'si öyle çok çok değil. Adam ortalama yılda 20000 km sürmüş, ortalama sayılır. Ayrıca @gram altin haklı, bu Mercedes. Diğer herhangi bir arabayla kıyaslayacaksak (atıyorum fiat, vw, peugeot) km'sini 140 değil 70bin gibi değerlendirin. Ekspertizi temizse alınabilir ama yine @gram altin'in dediği gibi çok yakar. Bir arkadaş aldı aynısından, yakıtına yetişemedi ve sattı.

bir de suna bakin o zaman:
SAHİBİNDEN, KAPALI GARAJLI, ORJİNAL 58.000 KM. TİTİZ BİNİLMİŞ
İlan No: 399657760
www.sahibinden.com

direksiyonu bu kadar mı çirkin olur bir arabanın

Fiyat değişse bile ilan gözükürdü. Yayından kaldırılmış belli ki.

İlan sahibi, fiyat güncellemesi, ya da içerik güncellemesi yapmak istediğinde ilan bir süre pasif kalıyor. sahibinden.com editörleri o arada kontrol ediyorlar ilanı.

Ya da ilan sahibi ilanı yayından çekmiş olabilir. (Ürünü sattığı için de olabilir, çok arayan oldu bu ara aramasınlar ilan biraz pasif kalsın diye de olabilir.)

ilan süresi dolmuş olabilir.

Sorun olmaz, dolu mideyle sorun olur.

ac karna dogru olandir.

aç karnına daha iyi olur.

aç karna daha iyi sonuç alıyordum ben ama alışık değilsen abartma koşuyu başlarda, yavaş yavaş arttır temponu ve mesafeni.

Bi acı kave iç

Süper olur.

sahibinden.com
Şu araç ilkokul arkadaşımın. Aşağı yukarı 105-110 piyasası bunların.

evet. evet.

iphone'da denedim olmadı

PSG

roma

Psg

mavi olan

roma'nın renkleri daha iyi.

roma.

Roma daha guzel geldi gozume

Roma öne geçiyor, dört birden beş dört yapıyor roma.

roma

psg

roma

Kadın uçak kullansa onu bile sıkıştırmaya çalışırlar, küçük büyük önemli değil bu anlamda ama acemilikte küçük araba daha iyi.

Yaris, micra, mini, woswos bunlar olur işte

Acemilikte küçük araba daha iyi derdim hep. İlk arabamı da küçük olsun istemiştim ama başka şekilde oldu, dana kadar araba verdiler bana. İlk gün kızdım epey, bu nerden çıktı, aha şuraya park edemiyorum, falan. Ama insan bir iki haftada tamamen alışıyor. Hiç fark etmiyor bir zaman sonra.

Fakat, şöyle bir gözlemim var. Büyük araba olunca, kadına zorluk çok çıkarmıyorlar. Minik, şirin arabaları, bir de kadın şoförü gören gençler-emmiler içlerinden dalga geçip, gülerek üstüne gidiyorlar arabanın. Küçük araba, trafikte "ben kadınım ve sıkıştırırsanız panik olurum" demiş oluyor.

Ha, otomatik vites olması, alacağınız arabanın çalışır halde olması kadar önemli. O kısmı hiç söylemiyorum bile. Ki, zaten otomatik düşünüyormuşsunuz. Yıl olmuş bilmemkaç, vites nedir, depriyaj nedir Allah aşkına. Gaza basacaksın gidecek, üç iş yapmayacaksın arabanın gitmesi için.

Büyük araba candır.

Evin önünde park sorunu yok ama gittiği yerlerde olabilir. Küçük araba iyidir.

küçük araba +1

park etmesi falan nispeten kolay olur en azından.

micra gerçekten çok kücük, micrası olan arkadaşım hiç guvenli hissetmiyorum bu arabada kendimi diyor, honda jazz iyidir tavsiye ederim yeni başlayan için

otomatik +1

çok küçük minnak arabalar örneğin micra, yaris, fabia falan olursa belki sürmesi kolay rahat park ediliyor fakat trafikte sıkıştıran çok oluyor. yenge hanım da çok soğukkanlı biri değilse trafikte panik yapıp sürmekten soğuyabilir. ama ikisinin ortası, ne sedan ne minik yerine hatcbacklere bakabilirsin. astra, golf tarzı hem park rahatlığı hem boyutlarının ufak olmamasından dolayı belki ideal olabilir.

Camları koyu film kaplat, simsiyah olmasın, orta yeterli olur.

Ankara'da genel olarak leş bir trafik var. illa kadın sürücüleri hele de arabaları küçükse çok sıkıştırırlar diye bir durum yok bence.

yeni başlayanlar için küçük araba bence çok daha iyi. küçük araba her yerden daha kolay geçiyor, park sorunu olmuyor vs.

micra, yaris, i20 bence iyidir.

büyük araba en iyisi bence.
park falan tamamen pratik işi, büyük ile başlarsa ona alışır. fark etmez yani.

Eşim SW kullanıyor Karabağlar (bilenler bilir. pislik doludur) yollarında. +Otomatik.

Küçük araba alıp beklentileri küçültmeyelim. Araç büyük olunca yanaşamıyorlar. Camdan kadın olduğunu gördüklerinde şoka uğruyorlar o ayrı :)

kullanabilen 1.50 boyla 98 model mercedes e serisini de kullanır. o yüzden "ay hanım acemi, küçük araba alaym" demeyin bence. kuzen mesela 1.50 küsür boylarında, en son gördüğümde mercedes ml350'si vardı yine.

------------------

40bin şehir ankara ise bence c sınıfı sedanlardan da bulunabilir. focus 3 olur, astra h olur, bora ve jetta kardeşler olur. böyle bir alet tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacaktır.

----------

hatta şunu belirteyim genel olarak. eğer maddi durumunuz felaket değilse, ikinci el araba alacaksanız minimum c sınıfı araba (sedan veya hatchback farketmez) almanızı tavsiye edeceğim. sürüş güvenliği, boyut, kalite, dayanıklılık, yol tutuş... c sınıfı hepsinde ortalamaları yakalar - her marka için bu böyledir.

mümkünse milletin bucak bucak kaçtığı filo arabalarından birini al. ben mesela pejo 301 aldım kafam rahat. fiat linea, egea, sembol tarzı arabalardan al, sıkıştırma olayı düşer. hem bakım maliyetlerini falan da aşağı çekmiş olursun.

ben büyük araba öneriyorum. sonra "benim araba ufak" diye şikayet edemiyor. ufak araba alınca 2-3 sene sonra konforsuzluktan ve ufak bagajdan şikayet edip araba değiştirmek istiyorlar. büyük al, kafan rahat olsun.

www.palmeyayinevi.com

abi arayın sorun ya, konuşmaktan mı korkuyosunuz. palmeyi bilen birini buldun da o da kaçta kapandığını bilecek.

sehir merkezinden geleceginizi varsayarsak zaten yolun karsisinda olacaksiniz bir ara sokaga girip park edin. gerci kalabaliktir ama bulursunuz. onunde ust gecit zar zaten.

veterinerle ziraati karistirdim buyuk ihtimalle ziraat in onunde kopru yok. insanlar yoldan geciyor ama oradan gecmenizi tavsiye etmem. u donusu de yoktu galiba. ama onunde cep vardi belki oraya birakilabilir isiniz kisaysa. yardim edemedim. mobil oldugum icin de iyice batirdim.

Aydınlıkevler'e park edin. İki dakika yürürsünüz, çok uzak değil.

kampüse girip içeri park ettim ruhsat verip.
cevaplar için teşekkürler.

6 yıl 124 bin km boyunca hiç birinin bile gelip sürtmemiş olması inanılır gibi değil. inanılırsa alınır alet güzel.

Bizim araba da 6 yaşında 110 bin km falan, sadece tamponu değişmiş. Olabilir yani. Dizel motorlara insanlar 100 bin km sonrası biraz mesafeli duruyorlar ama alınabilir bence de.

açık söylemek gerekirse sıfır araba almak her zaman daha avantajlıdır. 5 sene/100 bin km garantisi, dertsiz tasasız kullanma gibi avantajları var.

araç fiyatlarındna emin değilim pek. ama biraz daha eklerim ya da bir alt seviyeye düşerim sıfır alırım.