[]

Sevgiliyle beraber arkadaş gruplarıyla zaman geçirme mevzusu

Çift olarak buluşulan arkadaş toplantılarını hiçbir zaman seven biri olamadım. Yani ben X kişisiyle ilişki yaşıyorum diye, hayatımda hiç alakam olmamış Y, Z kişileriyle de aynı ortamda mecburi olarak zaman geçirme fikrini anlamsız buluyorum. Zaten herkesle de enerjisi, frekansı kolay uyuşabilen biri değilimdir. Yeni insanlar tanımaya çok bayılmıyorum kişilik olarak.

Kimi kız arkadaşım buna anlayış gösteriyor, kimisi ise hem benim kendi arkadaş ortamımda bulunmayı hem de beni kendi arkadaş grubuna sokmayı istiyor. Bu durumun bana hitap eden bir şey olmadığını söylediğimde biten birkaç ilişkim de oldu. Saygı duyuyorum tabii, neticede herkesin tercihleri farklı olabiliyor.

Sevgilinizin arkadaşlarıyla takılmayı veya onu kendi arkadaş ortamınıza sokmayı siz seviyor musunuz peki? İdeal bir ilişkide bu bir "mecburiyet" midir?

 
bence sevgilinin yanjnda olmak lazim. hem hayatinin merkezindesin hem cevresindeki kimse seni gormemis "hayalet" sevgili gibi takilmaya gerek yok. hoslanmasam da yaninda olmak isterim yanimda olunsun da isterim. bunun belki SIKLIGI tartisilabilinir ama en azindan tanismali cevresiyle. cunku hayatina girince birisi arkadaslarinla gorusmen azaliyor bi yerde ve bazen hem sevgilini hem arkadasini gormek isterken vaktin olmayabilir herkese ayri ayri. ilk aklima bu geldi


  • ala09  (29.10.21 17:00:00) 
Sürekli her arkadaş gorusmesine birlikte katılmak zorunluluk ya da mecburiyet değil elbette ama kendi arkadaslarimla tanışmasını ve arkadaşlarıyla tanışmayı isterim ki öyle de yapıyoruz/ yaptık. Hiç tanımadığım arkadaşları olduğu gibi şimdi benim de çok yakınım olan arkadaşları var. Benim arkadaşlarım için de ayni şey geçerli.

Her görüşmeye birlikte gitmek, sürekli çiftli toplantılar yapmak zorunda değilsiniz ama düğün olur, doğum günü olur; insan böyle günlerde eşini/ sevgilisini de yanında goturmek ister, bu zorunluluk değil de ilişki içindeki bir nezaket göstergesidir bana göre. Keza ev davetlerinde ister istemez arkadaşlarıyla bir araya gelmiş oluyorsunuz her seferinde evden gitmiyorsaniz.

Velhasıl mecburiyet değil ama asgari düzeyde bir ilişki olmalı diye düşünüyorum ama bunu idealize etmeyi de doğru bulmuyorum. Sizin gibi arkadaşlarla görüşmeyi sevmeyen bir sevgiliye denk gelirseniz, o zaman da sizin dinamikleriniz ideal olur.
  • fraise  (29.10.21 18:09:56) 
Sevgilinle kafan uyuşuyorsa onun arkadaşlarıyla da az buçuk paylaşacak şeyler bulabilirsin. Bence burada sendeki durum direk onları mecburiyet olarak görmen ve katlatma ruh haline gitmen.

Bence normalde başka bir ortamda karşılaşsan arkadaş olabileceğin insanları potansiyel arkadaş olarak görmek yerine “sevgilinin arkadaşı” olarak etiketliyorsun ve buna göre davranıyorsun.

Ben sevgilimin arkadaşları ile görüşüyorum. Bazıları ile hatta baya yakın arkadaş olduk. Tatillere falan gidiyoruz. Görüştüğümüz kişiler çift değil bu arada.

Zaten senin sevgilinle takıldığınız bir grup yoksa bu durumda onun arkadaşlarından ve senin arkadaşlarından bir grup insan artık ikinizin arkadaşı konumuna gelir ve bir arkadaş grubunuz olur. Yoksa size keyif veren bir grup edinemezsiniz.

Yani bunun bir mecburiyet olup olmadığı sizin bakış açınıza göre değişir. Ama belli bir noktaya kadar gereklidir.
  • zimbirik  (29.10.21 19:00:21) 
Sevgilimin arkadaşlarıyla da takılmayı severim, sevgilimi kendi arkadaş ortamıma da sokmak isterim. Bu ikisinden bir tanesi hiç olmuyorsa ilişkide bence sorun vardır. Her buluşmaya gitmem/ gelmez ama çoğunlukla beraber katılırız buluşmalara.


  • sta  (29.10.21 20:33:01) 
Edindiği arkadaş çevresiyle alakalı. Tatlı ve cana yakın insanlarsa hoşuma gidiyor fakat sivri dilli itici tiplerse görüşmek istemiyorum. Örneğin bir kız arkadaşımın tek arkadaşıyla kavga edip görüşmezken başka bir sevgilimin arkadaş grubuna dahil olurdum, keyif alırdım.

Ama şu var, 1-2 saat sonra başbaşa kalacak şekilde sevgilimi alıp gidiyorum ortamdan. Çok uzun süre o şekilde rahat edemiyorum açıkçası.
  • filipis  (29.10.21 20:59:14) 
[]

Bir evden başka bir eve "yemek transferi" işini nasıl halledebilirim?

Selamlar.

Çeşitli mecburiyetlerden dolayı şimdiye dek ailemle yaşamaya devam ettim ama artık yalnız başıma eve çıkmak istiyorum. Ve bu yalnız yaşamak noktasında halletmem gereken ciddi bir sorunum var, o da; YEMEK.

Peki yemek mevzusu neden sorun? Şöyle sıralayayım;

- Bu zamana kadar annem sağolsun yemeğim hep yapıldığı için, menemen ve makarna harici yapabildiğim bir şey yok.

- Düzenli beslenme alışkanlığım var ve bu benim için çok önemli bir ihtiyaç. İyi yemek yemezsem, net mutsuz olurum. Öğünleri iki çubuk kraker ile geçebilecek yapıda biri değilim yani. Yemek yemek çok önemli benim için.

- Fast food, dondurulmuş gıda tarzı sağlıksız şeyleri asla yemem, sevmiyorum. Dışarıdan yemek söylemeyi de seven biri değilim.

Benim en azından ilk aşamada yapmam gereken şu; annemin yaptığı yemekleri kendi evime transfer edebilmem lazım. Haşlarım yerim, ısıtırım yerim. Zeytinyağlı türlerini buzdolabına atar, yerim.

Peki ben düzenli bir şekilde o yemekleri nasıl annemlerden kendi evime transfer edebilirim acaba? Kendim gidip alamam sürekli, zaten arabam da yok. Aklıma bir tek kargo ile getirtmek seçeneği geliyor, başka önerisi olan var mı?

 
aynı şehirdeyseniz banabikurye tarzı seçenekler bakılabilir.


  • sutlu nescafe  (26.10.21 19:26:55) 
@sutlu nescafe Evet aynı şehirdeyiz, o detayı da eklemiş olayım. İstanbul'dayız.


  • burakinho  (26.10.21 19:28:10) 
Niye annenizi transfer etmiyorsunuz? Haftada bir gün gelip 3, 4 günlük yemek yapmasını isteyebilirsiniz.


  • dissendium  (26.10.21 19:38:43) 
annen dondurma kabı tarzında kullan at tipi kaplara yemekleri dolduracak, banabikurye gibi bir şeyle getirteceksin.

ben de evden çıkana kadar yemeği hep önümde buldum ama şunu söyleyebilirim; kendi yemeğini yapmak düşündüğünden daha az efor gerektiriyor. google'dan arattığı tariflerle tencere yemeği yapmayı beceremeyen insanın akli melekelerinde sıkıntı vardır.
  • zgrydn  (26.10.21 19:41:30) 
annen iki haftada bir gelecek ve sana yemek içi hazırlamayı öğretecek bitti gitti, çoğu yemeğin içi aynı, soğanı öldür, salça kavur, suyu ekle, diğer malzemeleri ekle (patates, kuru fasüyle, taze fasüyle, aklına ne gelirse işte) bitti gitti.

youtube üzerinde bir sürü video var yemek hakkında, yemektarifleri.com var ki ben çok başarılı buluyorum oradaki tarifleri.

yemek konusunda tüm olay baharatlar. baharatları iyi öğren, arada sırada baharatçıya git sor o ne bu ne neyde kullanıyoruz vs. gibi. çok lezzetli yemekler yaparsın.
  • selam  (26.10.21 23:05:04) 
benim cevabım silinmiş
bisikletli kurye veya evde haftada bir yemek pişirecek birini önermiştim.

  • jimjim  (26.10.21 23:14:01) 
Yemegi transfer icin harcanacak para ve eforu yemeği yapmaya harcamak daha mantikli duruyo. Soğanı kavur salcayi ve ana malzemeyi koy tuz biber oldu bitti iste. Diğerlerini de firinda yap. Zeytinyağlı sarmayı da hayatta karsina çıktıkça yersin bi sey olmaz.


  • instant crush  (27.10.21 10:42:43) 
Başta anne gelsin, öğretsin +1
Hatta ayda 1-2 hafta sonunuzu ayırın, siz malzemeleri alın bol bol, anneye taksi ısmarlayın, annenizle beraber tencere tencere yemek yapın. Sonra o yemeklerin 1-2 günlüğünü ayırıp kalanını tek porsiyonluk kaplara bölüp buzluğa atın. Böylece hem evde bir sürü hazır yemeğiniz olur, hem siz yemek yapmayı öğrenirsiniz, hem de anneniz sizinle böyle vakit geçirdiği için mutlu olur. Win win win.

  • kobuzchu kiz  (27.10.21 10:59:18) 
öncelikle yemek bu kadar önemliyse taşınmak mantıksız

-annende yemek yiyip kendi evine geçebilirsin
-annene yakın ev tutabilirsin

buzluğa atsan lezzeti kaçıyor, buzdolabında 2-3 gün dayanır
hafta içi 2 gün uğrasan yeter, taşıma işi eziyeti var

en önemlisi de ailen burası aşevi mi otel mi der birgün buna hazırlı ol
  • bir soru sorcam  (27.10.21 11:35:42) 
annen öğretsin +1


  • gezegen olan pluton  (27.10.21 13:00:31) 
[]

Beşiktaş Çarşı'da Tulumba Tatlısı ?

Beşiktaş Çarşı'da güzel Tulumba Tatlısı bulabileceğim bir yer mevcut mudur acaba?

Şöyle her daim dışı kıtır kıtır, taptaze tulumba çıkaran iyi bir yer... Var mıdır?


 
Osmanlı tulumbacısı


  • hipopotamus  (14.10.21 22:57:41) 
[]

Şişli'nin nerelerinde kiralık ev bakmalı? (Listeli)

Kriter; nezih, sakin yaşanabilecek bir muhiti olması.

Bilenler, aşağıdaki listeden nerelere bakılmasını tavsiye edersiniz acaba?


*19 Mayıs (Semt)

*Bozkurt (Semt)
-Bozkurt Mah.
-Eskişehir Mh.

*Cumhuriyet (Semt)

*Duatepe (Semt)
-Duatepe Mah.
-Paşa Mh.

*Elmadağ (Semt)
-Harbiye Mah.

*Esentepe (Semt)

*Feriköy (Semt)
-Feriköy Mh.
-Paşa Mh.
-Yayla Mah.

*Fulya (Semt)

*Gülbahar (Semt)

*Halide Edip (Semt)
-Halide Edip Adıvar Mh.

*Harbiye (Semt)
-Harbiye Mah.
-İnönü Mh.

*Kurtuluş (Semt)
-Bozkurt Mah.
-Eskişehir Mh.
-Feriköy Mh.
-Yayla Mah.

*Mecidiyeköy (Semt)
-İzzet Paşa Mh.
-Kuştepe Mh.
-Mecidiyeköy Mh.

*Meşrutiyet (Semt)

*Okmeydanı (Semt)
-Fetihtepe Mah.
-Halil Rıfat Paşa Mh.
-Kaptan Paşa Mh.
-Mahmut Şevket Paşa Mh.

*Osmanbey (Semt)
-19 Mayıs Mh.
-Merkez Mah.

*Şişli (Semt)
-Ergenekon Mah.
-Merkez Mah.

*Topağacı (Semt)
-Teşvikiye Mh.

*Zincirlikuyu (Semt)
-Esentepe Mah.

 
kendi oturduğum yerlere ve tecrübeme göre;

gülbahar- zincirlidere bölümü levente mecidiyeköye yakınlığı sebebiyle görece uygun fiyata evler olabilir ancak bölgede yaşayanlar 6-7 sene önceki tecrübeme göre sakin ve nezih sayılabilecek insanlar değildi, kötü diyemem şişli geneline göre biraz daha alt gelire yönelikti diyebilirim,

fulya; 12-13 sene önce yaşadım, yaşayan insanlar bakımından rahatsız olunabilecek bir durum olduğunu düşünmüyorum, keyifli bir yerdi o zamanlar, ancak yokuş fazla yokuş ve çok trafik, nezih insanlar var diyebilirim ama sakin diyemem .

en favorimi sona bıraktım, merkez mahallesi hanımefendi, perihan sokak,10 sene önce istanbulda en keyifle oturduğum yerdi. mahalle kültürü vardır ama iyi anlamda, şu an sakinlik durumunu bilemiyorum ama o zamanlar nezih ve sakin bir yerdi.

mecidiyeköy kuştepe, profilo avm o taraflar filan ise hep bir kaos ve keşmekeş tarafları açıkçası çok tavsiye etmem
  • hypathia  (03.10.21 20:40:55) 
12 senedir şişli'deyim, 19 Mayıs ve fulya'da yaşadım, şimdi eskişehir'deyim.
hypathia +1
Sonu paşa ile bitenler, kuştepe ve yayla en nezih olmayanlar. Buralar İstanbul ortalamasına göre de oturulacak semtler değil.

Mecidiyeköy, feriköy, gülbahar(gülbağ) bunlardan bir tık iyi.

En nezihler teşvikiye, Fulya, meşrutiyet ve cumhuriyet. Buralar İstanbul ortalamasının çok üstünde nezih semtler.

Geri kalanlar İstanbul ortalamasının 1-2 tık üstündedir. Coğrafi olarak bakarsak denize yaklaştıkça nezihlik artıyor, uzak olanlar arasında en nezih cumhuriyet. Bomonti tarafı orada fark yaratıyor, hem insan profili hem de yeme içme sosyalleşme olarak arada kalmış kaliteli bir bölge.
  • Bruce  (04.10.21 00:45:47 ~ 00:50:38) 
@hypathia @Bruce harikasınız gerçekten ya, çok fikir verici ve dikkatle not aldığım detaylı bilgiler bunlar. eksik olmayın, çok teşekkürler.

yeni fikirleri de takipteyim arkadaşlar. bilgisi olup da burayı görenler boş geçmezse çok sevineceğim :)
  • burakinho  (04.10.21 01:14:20) 
halil rıfat paşa çevresinin aksine daha nezih, içerisinde güzel bir parkı bulunan bir semt. kiralara da yansımış durumda maalesef.

negatif yanı ise merkezi yerlere yürüme mesafesinde değil. bir bomonti gibi cafe/bar/bistro yok.
  • unalub  (04.10.21 13:58:30) 
[]

7 yıldır iletişimde olunmayan bir kadına mesaj yazmak için bahane?

Çok kısa süreli bir şey yaşamıştık geçmişte. Anlaşamadığımız için değil ama o dönemki bazı şartlardan dolayı çok erken bitmek durumunda kalmıştı. 7 yıldır da hiç iletişimimiz olmamıştı kendisiyle.

Geçen gün tesadüfen Instagram'da bir şekilde profili karşıma çıktı. 7 yıl sonra onu yeniden ilk kez görmüş oldum. Fotoğraflarına baktıkça o an içimde acayip bir sıcaklık hissettim, yeniden bir iletişim kurabilmeyi çok istedim. Fotoğraflarının açıklamalarındaki bazı detaylardan bu dönem sevgilisi olmadığı da anlaşılabiliyor.

Yazsam ya sallamaz/yazarsa da soğuk bir dille yazar ya da sıcak bir dönüş yapar, neticede kaybedecek bir şeyim yok. Ama nasıl bir bahane ile ona yazsam diye düşünüyorum, aklıma bir şey gelmiyor. 7 yılın ardından çıkıp "Naber, ne var ne yok" da denmez yani :)

Nasıl bir giriş yapabilirim, önerisi olanlar var mı acaba?

 
uzak dur


  • selam  (21.09.21 12:32:47) 
uzak dur +1

örnek:
www.instagram.com
  • respect  (21.09.21 13:01:25) 
aranızdaki ilişkiyi, karşınızdaki insanı siz biliyorsunuz. ters tepmeyedebilir. eklersiniz, mesaj atarsınız belki muhabbet de olabilir yani. bunun uzak dur denecek bir formülü yok bence. %50 şansınız.


  • veritaslibertas  (21.09.21 13:04:41) 
Naber ne var ne yok denebilir bence neden denilmesin ki?


  • pispinti  (21.09.21 13:08:29) 
neden uzak durmanız gerektiğini anlamadım.
eğer hayat şartları nedeniyle bittiyse ve kötü ayrılmadıysanız bence şansınızı deneyin.

"ne var ne yok?" da denebilir, "nasılsın?" da.
aranızdaki diyaloga göre bir şekilde hal hatır sorarak giriş yapmanız makul bence.
  • blatta hiberna  (21.09.21 13:16:26) 
olayı anlatın gerisi gelir bence. tesasüfen keşfette veya x bir yerde gördüm görünce yazmak istedim nasılsın neler yapıyorsun vs. diye bir giriş yapılabilir.


  • golgi aygıtı  (21.09.21 13:18:32) 
yaz gitsin


  • Hallegadola  (21.09.21 14:49:42) 
merhaba. bu uzak dur, uzak dur +1 leri falan anlamıyorum. olmayacaksa dahi olmayacağını gör. ben uzak durmadım yıllar önce konuştuğum orta okuldan eski normal bi kız arkadaşımla üni. de konuşmaya başlamıştım ama hoşlanıyordum. o esnada hayatımda olan sevgilim ne lan bu dedi haklıydı. 10 yıl sonra yılbaşı gecesi bi cesaret mesaj attım. 9 ay sürse de güzel bi ilişkim oldu bitti.


bu uzak dur, ex'ten next olmaz falan filan diyen tiplerden nefret ediyorum. 37 yaşındayım hayatta her şey olur arkadaşım. bu senin hayatın, yaparsın olur. ne yaşarsan yaşa bunu ilk defa sen yaşamayacaksın. özel bi günde onu umursadığını belli edebilirsin. doğumgünü yılbaşı falan. befce buraya yazdığının screenshot ını al. ilerde anı olur. doğru düzgün seviyorsan, hazırssn ağlatıp ağlamaya her şey yaşanır.
  • libertine  (14.10.21 22:31:57) 
[]

Yabancılardaki soyad ile hitap kültürü

Oldum olası yabancılardaki isim yerine soyad ile hitap kültürü bana ilginç gelmiştir, öğrendiklerinde bizdeki isimle hitap kültürü de muhtemelen onlara ilginç geliyordur.

Nedense hep spor müsabakaları izlerken aklıma düşüyor bir de bu mevzu. Mesela neden Robert değil de Lewandowski, neden Harry değil de Kane gibi. Bizde de hitap o şekilde olsaydı mesela, Ersin Destanoğlu yerine Destanoğlu, Kerem Aktürkoğlu yerine Aktürkoğlu falan denilecekti o maçlarda. Böylesi hiç oturmuyor kafamda :) Bence bizim direkt isimle hitap kültürümüz çok daha güzel.

Siz ne düşünüyorsunuz?

 
razgatliogli dedikçe kuruluyorum ekran başında. toprak ne güzel isim halbuki. top rock.


  • onemoremile  (23.08.21 14:55:45) 
ilginç olan şu doğu toplumları soy konusunda tutucuyken biz nasıl ilk ada döndük, bireyselleşmiş avrupa halen bunu kullanıyor

anladığım kadarıyla formel resmi mesleki olarak kullanmayı sürdürüyorlar çünkü soyadları daha çok insanların statüsünü belirtiyor, oduncu demirci vs
  • freebird5406_2  (23.08.21 15:07:13) 
Vallaha Galatasaray maçı var 3 tane emre sahada, spiker "emre, emreye pas geldi, emre çalım atti" diyor ama hangi emre anlamıyorum. Bu karisikligi kaldirmasi açısından soyadi iyi.

Bu arada buna ters olarak da bizde işyerlerinde hala bey/hanim, müdür bey vs denilirken Avrupa'da Amerika'da ceo'ya ismiyle hitap ediyor/ediyoruz. Bu da ayrı bir konu. benden 30 yaş büyük müdürümle "nasıl geçti tatil ya x " diye konuşmak güzel yani. Türkiye'de "x bey nasilsiniz tatiliniz güzel geçti mi" diye oluyor.
  • logisticsmanager  (23.08.21 15:25:02) 
benim, arkadaşlarım arasında var bu. soyadı daha dikkat çekici olanlarda özellikle. bana da kimi arkadaşlarım soyadımla seslenir hep. bir de annem babama "sayın x" derdi.


  • bronz böcek  (23.08.21 17:33:55) 
[]

Babaya basit kullanımlık Samsung akıllı telefon önerisi?

Selam.

Babamın mevcut kullandığı ve yenisini alıp kullanacağı telefondan ekstra özellik olarak sadece şöyle beklentileri var:

- Whatsapp kullanabilmek.
- Bol bol fotoğraf, video çekebilmek. Bunu seviyor.
- Web tarayıcısından haber sitelerini turlayıp gündem takibi yapabilmek.

Marka olarak Samsung istiyor. Ne önerirsiniz acaba?

 
Son zamanlarda A02s var. Üç kameralı, giriş segmenti (anne-baba telefonu denilen) telefonlardan. Ayrıca çentik ekran da genel olarak hoşa giden bir şey. (Fotoğraf çekmeyi çok seviyor dediğiniz için söylüyorum, 64gb depolama alanından aşağısını almamaya çalışın.)

Bahsettiğiniz ihtiyaçları karşılayacaktır.
  • akhenaten  (16.08.21 12:36:30 ~ 13:06:04) 
[]

Sondaki ayrılık acısını göze alarak çok sevip bağlanmak ne kadar mantıklı?

Birini çok sevmek, ona çok bağlanmak, onu her şeyiyle hayatının odak noktası ve özeli haline getirecek türde bir ilişki yaşamak bir seçenek. Kimseye fazla bağlanmadan, kendini çok kaptırmadan, tamamen güzel zaman geçirmeye odaklı tarzda ilişkiler yaşamak da başka bir seçenek.

Benim için ilk seçeneğin ilişki bittiğinde bıraktığı tahribat yükü, son derece fazla oluyor. İyileşmem ayları buluyor. Çok üzülüyorum, işime gücüme bile tam konsantre olamıyorum. Ben bir erkek olarak birine kendimi çok kaptırıp çok sevmekten korkuyorum artık. Beraber geçirdiğimiz mutlu anlarda bile, o ilişkinin sonunun bana yaşatacaklarını düşünüyorum. Çünkü çok yükselmenin düşüşü de yine duygusal açıdan çok sert oluyor. Geçmişte birden fazla kez başıma gelmişliği var, nasıl sarsıldığımı ve zor toparladığımı da iyi biliyorum.

Siz ne düşünüyorsunuz? Bittiğinde gelecek olan o güçlü acıyı göze alıp da birini sevip bağlanmak her şeye rağmen güzel mi, yoksa "Fazla bağlanmamak lazım bu hayatta" mı?

 
Sadece aşk değil, aile, arkadaşlık, iş her anlamda bir insana koşulsuz şartsız güvenmenin ve yüksek beklenti içerisinde olmanın riskli olduğunu düşünüyorum. İnsanın duyguları, düşünceleri, davranışları koşullara göre değişkenlik gösterebilir. Sadece karşı taraf için de değil, bazen insan kendisi bile tutarsız davranışlarda bulunabilir. Bu kadar değişken bir varlığa koşulsuz inanmak çoğu zaman hayal kırıklığına yol açıyor. Elbette kimseye güvenmemek ve paranoyak olmak da bir o kadar hatalı olur, toplumdan kendini soyutlamaya neden olur zamanla. Yalnızca duygu ile yönetilmeyip, mantığı elden bırakmamak lazım bence. Belki 2. Seçenek duygularımı yoğun yaşamama daha az imkan veriyor ama en azından ruhsal açıdan yıpranmıyorum.


  • tamam sakinim  (14.08.21 15:56:12) 
Çok sevip bağlanmak mantığın kontrolünde değildir. Bunlar irâdî şeyler değil zaten, hesap kitapla olmaz. "Dur şimdi ben bunu çok seveyim, biraz sonra da baplanırım, ama sonunda çok fazla acı olabilir yok bağlanmayayım sadece seveyim" gibi yaklaşımlar gerçekçi değil.

Anladığım kadarıyla dengeli bir ilişki istiyorsun ve bu karşındaki kadar senin de sorumluluğunda (yani aynı zamanda senin kadar karşındakinin de sorumluluğunda) olan bir şey. Bu sorumluluk dediğim şey ise kendini iyi tanıma, doğru anlama, kendine itina etme, kendini yetiştirme işleri. İnsan kendini anladıkça, aslında duygusal ilişkilerde hep bir eksiği kapatilme potansiyeli aradığını, o potansiyeli bulduğunu düşündüğü kişilere, eksikliği/açlığı nispetinde bağlandığını görüyor. Birini hayatının merkezine koymak, hayatının merkezinden kendini çıkarmak, yani başkası için ve başkasının güdümünde yaşamak demek. Bunu istemediğine göre kendini olabildiğince etraflıca ve tarafsızca tanımak hayatına yapabileceğin en büyük yatırım olur.
  • 1bir1bir1  (14.08.21 16:18:12) 
başka birini hayatının odağı yapmak iyi bir şey değil. başkasının hayatının odağı olmak da değil. sevip bağlanmak güzel şey ama güzel diye de her hoşlandığımız, birlikte 3-5 güzel vakit geçirdiğimiz insana bağlanmamız gerekmiyor. manevi özelliklerini, iyi kalpliliğini, merhametini, vefasını, nezaketini vs gözlemlemeden yelkenleri suya indirmemek lazım. tabi kendimizde de bu yönleri geliştirmek gerekiyor. birlikte gülüp eğlenmek, yiyip içmek, birbirinizi çekici bulmak falan geçici şeyler, sırf bunlar için biri çok sevilip baş köşeye koyulmamalı diye düşünüyorum. tarafsız bakınca siz sevilmesi ya da bağlanılması mantıklı biri misiniz mesela?
yani cevabım, her ihtimali göze alıp bağlanmak karşındaki kişiye göre mantıklı ya da mantıksız olabilir. genel bir cevabı olamaz bence.

  • şarkı güzel ama ingilicce  (14.08.21 17:22:46) 
kenardan kenardan yaşamak diye bir şey yok.
seviyorsanız seviyorsunuzdur.
aynı zamanda sevilmek de başka türlü bir şey.
zaten acıdan korkarak yaşan(a)maz çünkü nereden geleceği belli değil.
malum, hayatta tek acı aşk acısı değil.

ama aşk acısı konusunda da, daha önce yaşadığınız bir şeyi yaşamak insanın göze alabileceği bir şey olmalı.
acı çekmek insanı bir süre süründürse de, sonunda yükseltiyor.
onu aşmak, aşabilmek güç katıyor insana.
ama körü körüne, sonunda ne olduğunu öngörebildiğiniz, saçma sapan bir şeyin içine girmek de ayrı bir şey.
deneyimin devreye girdiği yer de burası.
bence önemli olan insana kendine gereken zamanı tanıması.
üç aysa üç ay, beş aysa beş ay acıyı yaşamak gerekiyor.
"sağlıklı yas süreci" gibi bir şey.

kaçamak yaşamak kendi duygularından da kaçmak ve bastırmak demek.
günümüzde insanların panik ataklarla, anksiyetelerle yaşamasının en büyük nedenlerinden biri bu.
duyguyu ve sonrasında eğer gelirse acıyı yaşamaya izin verdiğiniz sürece sağlıklı bir psikolojiyle atlatırsınız bu süreçleri.

kaçmak süreci hem uzatır, hem de işkence haline getirir.
o anki acıdan kaçmak için o koskoca yükü daha uzun süre taşımak gibi.
yas tutmadığımızda o acı nasıl hayatımıza yayılıyorsa, bu da aynı şey.
ayrılık sonraları da bir tür yas süreci zaten.

bu hayatta bağlanmayacaksak, sevmeyeceksek hangi hayatta sevip bağlanacağız?
buraya deneyimlemeye geliyoruz, o yüzden her şeye rağmen güzel tabii ki.
sonunda ipi kendin de kessen, terk de edilsen, başka şeyler de olsa yaşamış oluyorsun.
  • blatta hiberna  (15.08.21 08:28:34 ~ 08:32:04) 
[]

Kız arkadaşın arabasının benzin&otopark ücretini ödemek?

Şu an bende araba yok, mevcut kız arkadaşımın ise var.

Haftasonları arabasıyla şehiriçinde yemeğe, içmeye bir yerlere gidiyoruz...

Beraber zaman geçirmekte olduğumuz esnalarda arabasına benzin alırken, bazı zamanlar ödeme için ben hamle yapmalı mıyım? Nezaket gereği zaten normal olanı da bu mudur? Ödeme hamlesi yaparsam "Araba benim canım, sağol. Hiç gerek yok." gibi hamlemden memnun olmayacak türde bir şeyler de diyebilir mi?

Veya mesela arabayı otoparka bırakıyoruz, otoparktan çıkacağımızda ödeme kısmını benim halletmem doğru olan mıdır?

Ben sevgililik ilişkisi yürütme konusunda fazla yaşam deneyimi olan biri değilim. O yüzden de kafamda bazı detaylarda boğulup kalıyorum, nasıl davranmamın uygun olacağını kestiremiyorum...

 
aracını kullanıyoruz geziyoruz eğleniyoruz çok güzel ama bu masrafı eşit olarak ben de karşılamak istiyorum de, nasıl olacağını kararlaştırırsınız, sırayla mı ödersiniz ortak bir kasa mı oluşturursunuz birlikte karar verin daha pratik çözüm neyse denersiniz


  • freebird5406_2  (07.08.21 11:54:20 ~ 11:55:59) 
Öder misiniz ödemez misiniz bilmiyorum ama sürekli arabayla gidiyorsanız bir yerlere hiç hamle yapmamak ayıp bence. Sadece sevgililik müessesesinden değil. Ben arkadaşlarımla arabayla çıkınca zaten onları alma, otopark bulma stresini yaşıyorum bir de onlar hiç ellerini ceplerine atmayınca baya bozuluyorum.


  • mysticriver  (07.08.21 11:54:47) 
Arkadaşlar arasında da sürekli arabayla gezme halinde bu hamle yapılır. Sevgiliyle mutlaka yapılmalı bence.


  • aquarium  (07.08.21 12:09:52) 
Valla sanki samimi olunmayan bir iş arkadaşıyla falan yaşanan durum gibi aktarılmış olay. Samimi şekilde konuşamadığın, hareket edemediğin bir ilişkinin olması çok ilginç geliyor bana.

Neyse, kafanda detayda boğulmaya gerek yok, rahatsızsan yap bişeyler. Otur @free'nin dediği gibi konuş ya da git sen öde direkt. Hamlenden memnun olmazsa sen de bişey yapmamaktan rahatsız olduğunu söylersin orta yolu bulursunuz.
  • j r r tolkien hayrani  (07.08.21 12:22:11) 
şahsen uzun yol harici yapmadım bunu yapmam da heralde. ama teklif edilebilir. otopark parası verilir mesela. arada dur ben depoyu doldurayım diyebilirsin.


  • jelly bear  (07.08.21 12:31:49) 
sen fikrini belirt o olmaz derse de yemekleri öde.

gerçi benim arabam olsa ve içinde ben olduğum müddetçe kimseye benzin parası ödetmem. ben zaten gidiyorum seni de yanımda götürüyorum.
  • blue eyes white dragon  (07.08.21 12:31:56) 
Ya bunun için bi plan yapmaya gerek yok ki, ödeme yapılan sırada sen önce davran sen uzat kartı veya parayı.


  • Kahir ekseriyet  (07.08.21 12:44:36) 
ara sıra değil, seninle birlikte iken bu masrafları direk senin ödemen lazım.


  • nuisance  (07.08.21 13:00:51) 
bu bence sevgililer arasında konuşulacak mesele değil. örneğin arabayı almak için otoparka girerken görevli senin taraftan gelirse ya da ödeme yapılan kulübeye sen daha yakın konumdaysan (içeri doğru yürürken yani) hemen ödeyiverirsin biter gider.

yakıt ise daha yüklü olacağı için kabul edilmemesi daha olası ama tabi ki teklif et, ters tepecek bir şey de yok, en fazla kabul etmez. öyle olursa da pinti imajı vermemek için tabi ki yemeği vs. ödemen güzel olur.

yalnız her seferinde de göze sokar gibi yapmak abes olur otopark sponsoru gibi.
  • infernal majesty  (07.08.21 13:16:19) 
bana benzin muhabbeti iğrenç geliyor. ciddi bir uzun yol değilse biri ortak/destek olmayı teklif ettiğinde bile rahatsız oluyorum. gittiğiniz yerdeki hesabı siz ödersiniz olur biter. böyle durumlarda kabaca fitleşmek daha makul. diğer türlü benzin/otopark parası gibi ince hesaplar muhabbeti hoş olmayan yerlere götürür.


  • bruges  (07.08.21 13:21:02) 
Benzini kabul etmeyebilir ama otoparkta direkt sen muhattap olabilirsin


  • all girls dream  (07.08.21 13:26:51) 
universitede surekli ben yoldan alan, hafta sonlari da genelde birlikte takildigim arkadasa bile "dur, bu sefer benden olsun" diyordum benzincide adam kapiya yaklasinca. aksi takdirde yuk oluyorsuj bence karsi tarafa.
bunun konusma hesaplamasini yapmana bile gerek yok. direkt cikar parayi ver yani.

  • Kittie  (07.08.21 13:41:57) 
maddi olarak bir dengesizlik olduğunu düşünüyorsan dışarıda hesap ödeme kısmında sen daha fazla "atik" ol. bir şekilde bölüşmek güzel ama bu işin matematiğe dönüşme ihtimali yok ve hoş durmuyor. Benzini bilmem ama duruma göre aracı sen alabilirsin herhalde. Benzini ödemeye kalksan "hayırdır ya" diyebilir ama "sen kim oluyorsun yahu" da demeyecektir herhalde. nazikçe geri çevirir diye düşünüyorum. Bunları düşünüyor olman yeterli bence hödük olmadığın sürece.


  • sparkle kiddle  (07.08.21 16:01:27) 
Bence ortak bütçe hesaplamak falan hiç hoş olmaz. Yorumların çoğuna katılıyorum kibarca sen de başka bir şey ödeyebilirsin veya sevgiliyle yakınsın sonuçta atıyorum durumunun sıkışık olduğunu bildiğin zamanlarda benzin için hep birlikte kullanıyoruz ben boş durmak istemiyorum diyebilirsin. Oturup hesabını kitabını konuşmak beni çok irrite ediyor. Sevgiliyle olabilir ama özellikle arkadaşta en sevmedigim şey. Üniversitede arkadaş grubumuzda bir kişinin arabası vardı ve gruptan bir diğeri hep bi yere gidildiginde veya sadece onu goturdugunde hemen şey derdi x ben sana ne kadar tuttuysa vericem benzini. Aaa vermezsem olmaz. Biz de yemeğiyle filan hallederdik o da ekstra bi yere götürürse yani sadece kendi şahsi işimiz için arabayla bi yere birakirsa. Ama bu kız hep lafını ederdi bizim yanimizda da ben ödeyeceğim diye. Bence asiri itici bi hareket ödüyorsan da nazikçe öde. Hepimizin gideceği kafeye okula aynı evden giderken de benzine ortak olmak saçma bence. Ki kizin benzinini babasi dolduruyordu zaten saçma değil mi biraz bana da cevap vermek isteyen olursa :) aklıma geldi konu acilmisken:)


  • ddenizz  (07.08.21 23:02:10) 
Arabayı kızcağızın elinden alma da ne yaparsan yap. (Bazı arkadaşlar, "ödemen bir tuhaf olur, sen sürüp fulle" filan gibi şeyler önermiş).
Benzin önermekte ne var ki, benim kızkardeşlerim bile arada ödemeye kalkışır, kabul etmem o ayrı. Otopark parasını ise siz ödeseniz daha şık olur bence. Ona sormaya gerek yok, direkt hamle yapın otoparkçıya.

  • firez  (08.08.21 23:55:58) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.