[]

izmir kamp alanı

Denize girip mangal yapabileceğimiz mümkünse çok kalabalık olmayan ve temiz olan kamp alanı öneriniz var mı? teşekkür ederim.




 
Bu tarihte hepsi boştur ama denize girilmez. Gideceğiniz aralığı söyleseniz de ona göre yoğunluğu tahmin edebilsek.


  • yeninesiltupcu  (05.05.22 15:18:40) 
En son karaburun ve sığacıkta denize girdim ama kamp yapmadık, yakın zamandan bahsediyorum bu ay içinde, birkaç hafta içinde yani.


  • tamam sakinim  (05.05.22 15:34:39) 
izmir bu dönemde de genelde de soğuk olur. marmaris çubucak ya da gökova akyaka daha uygun bunlar için.


  • mikahakkinen  (05.05.22 16:21:56) 
Dikilide güzel kamp alanları var oraya bakın. Hemen hepsi aynı koyda ya da yan yana koydalar. Deniz güzel, sessiz sakin oluyor bayram seyran değilse.


  • erty_ksk  (07.05.22 10:35:23) 
[]

Kas gevşetici ve kalp krizi

Babam 2 gün önce kalp krizi geçirdi. Stent takıldı anjiyo oldu. Aynı zamanda yıllardan beri boyun ağrısı oluyor ara ara, krizle birlikte şiddeti arttı kendini sıktı çünkü. Kalpten bağımsız bir ağrı yani. Kas gevşetici voltaren jel kullansa sıkıntı olur mu boynu için?




 
Boyun ağrısı varsa tansiyon takibi yapın.


  • duster  (29.04.22 00:18:52) 
[]

alt karın eritme-diyet

alt karın ve belin yanlarındaki yağları eritmek için elinde diyet programı olan var mı? Nasıl beslenmeliyim günlük olarak? Bu arada kilo vermeden yağ oranımı düşürebilir miyim kilo verince zargana gibi oluyorum çünkü...
Boy:170 kilo 61 kadınım. Yağlarım özellikle bel çevresi, göbek ve kalçada toplanıyor. Bacaklarım ve kollarım ince gözüküyor. Özellikle bacaklar cidden zargana seviyesinde. Bacaklarım çöp gibi olmasın ama yan yağlarım ve göbeğim de en azından biraz düzleşsin istiyorum. Çok mu şey istiyorum?
Egzersiz yapacağım bu arada fakat diyet de çok önemli. her türlü öneriye açığım.


 
Love handle, alt karın yok etmek egzersizsiz imkansıza yakın ne yazık ki :/


  • lüzumsuz adam  (24.04.22 15:26:02) 
Karbonhidratları sıfıra yaklaştırıp, protein ve sağlıklı yağları artıracaksınız. Aralıklı oruç düzeninde besleneceksiniz (16/8) ve bu sırada kalori açığı vermeyeceksiniz. Yani ihtiyacınız kadar kalorinin tamamını yağ ve protein ağırlıklı olarak (Keto'ya yakınsayarak) alacaksınız.

Bunlar olurken de elbette egzersiz yapacaksınız.

Başkaca sihirli bir durum yok.
  • kaptankedi  (24.04.22 15:54:48) 
Kaptankedi, örnek bir diyet programı var mı acaba elinizde? İnternette bakıyorum ama özellikle kilo vermek için yapılan diyet örnekleri var. Ben o kadar az yersem zayıflarım, sporcu gibi yemeliyim sanırım.


  • tamam sakinim  (24.04.22 15:58:07) 
Program gibi degil ama yöntem su olabilir: MyFitnessPal uygulamasını kullanıp yediginiz her şeyi girerseniz ne kadar kalori aldığınız ortaya çıkar.

Basit bir akıllı saat ile (MiWatch?) ile de egzersizlerinizi ve gün içindeki adımlarınızı sayarsanız da kalori ihtiyacınız ortaya çıkar.

Yaş-Boy-Kilo-Cinsiyet ile de bazal metabolizmanız az çok belli olur.

Aktif kalori + Bazal ihtiyaç kadar besleneceksiniz. Bu sırada karbonhidrati mümkün olduğunca az alacaksınız.
  • kaptankedi  (24.04.22 16:10:15) 
Bilimsel olarak bölgesel zayiflamanin kaniti yok. Bölgesel zayiflama için kim ne derse bilimsel olarak hiçbir desteği olamaz.

Kalori takibi, vücuttaki kas kütlesinin 1.5 kati civari protein alımı ve spor.
  • logisticsmanager  (24.04.22 16:27:58) 
Kaptankedi teşekkürler güzel uygulama gerçekten. Yağ oranım 22 kas oranım 39 güncel olarak. Kalori ihtiyacım 2500. Yağ, karbonhidrat, protein yüzde dağılımım nasıl olmalı?


  • tamam sakinim  (24.04.22 17:12:49) 
Logistics’in dediği üzere öncelikle vücutagirligi*1,5 gr şeklinde protein kısmını ayarlarsan digerlerini de ona göre ayarlarsın.

60 kiloyum demiştin, günlük 90gr protein alman gerekiyor.

Karbonhidratlar icin de günlük toplam 110grami geçmezsen şahane olur.

Bunlarin yediklerine göre kalorilerini bildikten sonra geri kalanı sağlıklı yağlar :-)

Zeytinyağı, avokado, Hindistan cevizi yağı, ceviz, tereyağı, hepsi olur.

Egzersiz olarak hiç bir şey yapamasan bile plunk yaparsan çok faydası olur. Short-long-Side derken :)
  • kaptankedi  (24.04.22 19:50:02) 
Aslinda yüzde 22 yağ oranı kadın bedeni için hiç fena değil, yaş 20 falan gibi çok genç değilse eğer. Ben sizin yerinizde olsam yukarıdaki arkadaşlar gibi beslenir ve egzersiz olarak da bol bol yuzerdim. Hem sağlıklı zayıflatır hem sıkılaştırır.


  • crimson man  (24.04.22 20:57:40) 
[]

Şeffaf dereceli lens

Dereceli lens göz rengini biraz açıp parlatmıyor mu yoksa gözlerim daha iyi görmeye başladığı için mi bana parlak renkte geliyorlar?




 
[]

Flörtözlük

Sevgilimin flörtöz davrandığını düşünüyorum. Fakat kendim mi abartıyorum yoksa gerçekten mi öyle anlayamıyorum çünkü olayları onun anlattığı kadarıyla biliyorum. İşyerinde bir veli ile 2 saat konuşması(konuşma içeriği kadının eski evliliği falan) fakat bana ben ne yapayım göndereyim mi kadını kapı dışarı demesi beni arada bıraktı.dediğine göre sürekli odadan çıkıp başka işlerle uğraşmış ama kadın gitmeyip beklemiş. Buna benzer birkaç olay daha yaşandı. Kısacası sevgilim ona asılan olduğunu fakat kendisinin bir tepki vermediğini dile getiriyor fakat ben tepkisizlik de bir tepkidir çünkü tepkisizliğin ilişkimize zarar veriyor dedim. Sizce abartıyor muyum?
5 aylık ilişki bu arada. Tip olarak eli yüzü düzgün biri, müdür konumunda, elbet asılan olabilir fakat ben kibarca terslenebileceğini düşünüyorum. Çünkü ben aynı durumda kalınca öyle yapıyorum.



 
Bence hem haksız hem haklısınız.

Flörtöz olmak bir karakter meselesi sanırım. Bazı insanlar ufak çaplı flörtleşmeleri seviyor, kendine güveniyle ilgili görüyor vesaire. Bu sadakatsiz olacağı anlamına gelmiyor, tabi bahsettiğim flörtten kasıt tutup karşılıklı romantik vakit geçirmeler değil. İltifat almayı ve kendilerine iltifat edenlerle ayaküstü laflamayı sevebiliyorlar, ancak karşılarındaki kişi aktif olarak yürümeye başladığında mesafeyi koymayı biliyorlar.

Bu tipi iyi tanıtorum çünkü yakın arkadaşlarımdan biri böyleydi, hala öyledir belki bilmiyorum işten güçten dolayı uzak kaldık zamanla.

Dolayısıyla evet, sevgiliniz bu kişilere kibarca sınır çekebilir haklısınız. Yani kimse iyilik olsun diye biriyle flörtleşmek durumunda değil, öyle bir dünya yok. Ayıp eden kişi sınır çekildiği halde bu tavrını sürdüren kişi olur, sevgiliniz değil.

Ama haksız olduğunuz kısımsa bunlar zorlamayla ısrarla olacak şeyler değil. Siz neyi doğru neyi yanlış bulduğunuzu anlatırsınız, baktınız olmuyor ya kendi yolunuza gidersiniz ya da bir süre gözlemleyip güvenebileceğinizi anlatsanız bu meseleyi kafanızdan atarsınız. Ancak böyle bir sorun bir çözüme kavuşmadan ilişki sürmez bana göre.
  • akhenaten  (22.04.22 12:28:59) 
akhenaten, kesinlikle kısıtlamaya girişmiyorum. İçten yapılmayan hiçbir eylemin benin gözümde anlamı yok. Ben dediğiniz gibi yanlış bulduğumu, müthiş bir öngörüye sahip olmaya gerek olmadığını, bu tavırlarla ilişki sürdürmenin mümkün olmadığını dile getirdim. Ona empati yaptırdım, aynı olayı yaşasaydım sen ne yapardın diye, hem sana hem o kişiye sinirlenirdim dedi mesela. Ben de bana olan sevgini sorgula bence dedim, buna çok sinirlenip üzüldü, sevgimi sorgulayamazsın falan dedi konu kapandı öyle. Ama içten davranasım gelmiyor benim şuan, trip yapmak değil bu, içimdeki heves söndü.


  • tamam sakinim  (22.04.22 12:42:14) 
Sürekli odadan çıkması da bir tepki. Müdürün odasında iki saat oturan kadının kafası normal değil bence.


  • dissendium  (22.04.22 13:14:49) 
dissendium, ya bunu elbet ben de düşünüyorum kafamı bu karıştırıyor zaten fakat iletişim karşılıklı olan bir şey. Kadın eski evliliğinden bahsederken kalas gibi karşısında durmamıştır ki o diyalog 2 saat sürmüştür bence. Ya ben insanlara güvenmemeye yer arıyorum zaten elime böyle malzeme verince de direkt soğuyorum. Yine de yargısız infaz yapmak istemiyorum, ancak bence insan isteyince tavrını çok net belli edebilir karşı tarafa.


  • tamam sakinim  (22.04.22 13:19:31) 
Kendisi ben sinirlenirdim dediyse bence konu kapanmış aslında. Kendi kızacağı şeyleri kendisi de yapmamalı. Başkasına ayıp olmasın diye size ayıp etmesinin pek bir açıklaması yok. Başkasının minneti sizinkinden kıymetli olmamalı. Bir insan hayır demeyi bilmeli. Bu sefer bu kadar katı yaklaşmamın sebebi kendisinin buna sinirleneceğini açıkça söylemesi oldu.

Diğer taraftan benim gördüğüm kadarıyla bir insana "bana olan sevgini sorgula", "sen aslında beni sevmiyorsun", "bu yaptığın bana değer vermediğini gösteriyor" gibi sözleri birkaç defa sarf ederseniz bu kişi bunu gerçek olarak kabul edip gerçekten size olan sevgisi azalabiliyor.

Bence empati yaptırıp o böyle yaptığında sizin o anda ne hissettiğinizi söyleyip konuyu burada bırakıp onun fikrini almanız ve cevabını dinleyip konuyu üç nokta koyarak kapatmanız bence daha sonuca ulaşan bir tutum gibi.

Her ilişkinin dinamiği farklı tabi, kendiniz için en iyisini siz bilirsiniz.
  • akhenaten  (22.04.22 13:19:44) 
sevgilinin kolaylıkla başa çıkabileceği bir şeyken izin veriyor, hoşuna gidiyor gibi anladım. bu arada kibarca terslenmez. kadının sınırlardan anlaması lazım. demek ki sınır konmamış. insan istediği zaman öyle dümdüz business bakar ki, ben burada sadece iş için duruyorum ya da biz arkadaş değiliz hissini karşıya yansıtır.

burada "work spouse" gibi bir durum oluşmak üzere.
  • gabe h coud  (22.04.22 13:52:28 ~ 13:56:14) 
@Akhenaten in iki cevabına da +1 +1


  • freebird5406_2  (22.04.22 13:54:35) 
gabe j coud +23


  • baldan kaymak  (22.04.22 15:21:45) 
ben iş yerinde olan ve söylemese gerilmeyeceğiniz bu şeyi size nasıl ve neden anlattığını hiç anlamadım. yani aklıma ilkel bir takım şeyler geliyor ama...


  • hep yorgunum  (22.04.22 15:47:10) 
[]

Arı poleni

Arı poleni eczanelerde satılır mı?
Marka öneriniz var mı?



 
bee o markasını kullanıyorum ben memnunum, internetten alıyorum kendi sitesinden veya trendyoldan


  • Olric  (14.04.22 16:38:45) 
olric, eczanede ben de o markayı buldum, nasıl tüketiyorsunuz acaba?


  • tamam sakinim  (14.04.22 17:09:09) 
Markadan ziyade üreticiden almayı tercih edin. Bildiğim güvenilir bir üretici var, çok memnunum. Dilerseniz iletişim için mesaj atın bana, yardımcı olurum.


  • Arthur Dayne  (14.04.22 20:24:07) 
[]

Tırnak mantarı

Yalnızca ayak baş parmaklarımda var. tırnakta kalınlaşma ve yeni tırnağın eski tırnak altından büyümesi gibi durum var çok hafiften. Dermatologa randevu alamıyorum küçük bir ilçedeyim. Eczaneye gidince istisnasız kazıklanıyorum. Uçuk fiyatı olmayan ve etkili krem, jel, ilaç öneriniz var mı direkt ilaç adıyla gideyim




 
Çok yakın bir eczacı arkadaşımdan geliyor:

"Nibulen Tırnak Cilası Seti, ama bunlar pahalı 106tl. Durumuna göre tırnağın birkaç ay devam etmesi gerekebilir. Yazdırsa daha iyi olur."

Geçmiş olsun.
  • lüzumsuz adam  (14.04.22 11:44:31) 
kullanıyorum. kullanım tavsiye bicimi ayagın hava alsın ve kuru olsun. çorap ayakkabı yerine terlik çorapsızlık tavsiyem.
3. haftaya geldim bir parmağı neredeyse tamamen düzeltti.

  • hitsumo  (14.04.22 12:12:42) 
Tirnak mantari ojeyle gecmez yillardir tonla oje cikardilar, sadece biraz geriletmeye yariyor.

Doktora gidicen sana ilac yazacak onun dozajini falan da ayarliyor(cunku sakat ilaclar, karacigeri bozuyor) onu icip ojeyi basarsan gecer.

Yani mutlaka doktora git.
Gerekirse yandaki sehre git.
  • divit  (14.04.22 13:21:18) 
[]

Fıstıklı vs cevizli baklava

Oyumu kesinlikle cevizliden kullanıyor olmakla birlikte, cevizli baklavaya köylü işi falan diyenleri gördüm. Öyle denilmesinin sebebi nedir? Tamam fıstık pahalı da ceviz çok mu ucuz hayret bi şey köylü işiymiş...
Sizce hangisi daha güzel?



 
Bence fıstıklı daha güzel. Ceviz ucuz olduğundan değil de yaygın olduğundan ikinci planda kalıyor. Birçok köyde ceviz bulunur. Bizim bahçemizde bile neredeyse 20 yıllık ceviz ağacı var.


  • dissendium  (14.04.22 01:02:31 ~ 01:03:01) 
Fıstıklı baklava yiyemiyorum, 1 lokma alıyorum agzımda aşırı bir ağır tat oluyor. Sizi saygıyla selamlıyorum. Cevizli baklava daha iyi benim için de.


  • The_Lollok  (14.04.22 01:05:25) 
baklava dedigimiz sey fistikli olandir.

evde yapilan cevizli baklavayi (ustu citir olmayan, koy usulu) severim.
  • fakyoras  (14.04.22 01:19:11) 
Baklava fıstıklı olur. Ceviz nedir?


  • Arthur Dayne  (14.04.22 01:23:34) 
Koy bahcesinde ceviz olur genelde, bu yuzden cevizin pek bir kiymeti yoktur.
Fiyati artsa da evin onundeki agac sonucta.

Bence ikisi de guzel ikisinin de yeri ayri, ama parayla aliyorsam fistikli alirim.
Sanki cevizli alinca evde yemedigin sebze yemegine disarda para vermisim gibi geliyor.
Bi kaziklanmislil hissi geliyor.
  • divit  (14.04.22 01:24:05) 
Baklava fıstıklı olur +1
İçinde ceviz olan baklava bir yan çeşittir, sarmanın içine pirinç değil de bulgur koymak gibi bişi esasen.

Bak mesela fındıklı baklavayı anlıyorum çünkü güzel kavrulmuş bir fındığın verdiği isli aroma hafif şerbet ve kıtır hamurla güzel olabiliyor. Ev baklavası modunda fındıklısını yerim.
Ama cevizin hiç işi yok, yakışmıyor da zaten. Bir de teorisi haricinde pratikte de çok zor, kullanılan cevizler hep dandik, acı oluyor. En iyi cevizi hiçbir zaman baklavaya koymazlar ama fıstığın kalitelisi olmak zorunda iyi baklavada. Segmentasyon açısından da talihsiz bir seçim yani.

Köylü işi denir çünkü baklava alamaya parası yetmeyen cevizli baklava alır, çıkış noktası budur. Köylülük denilen şey de fakirliğin kanıksanması ve hatta "fakirlik daha iyi" diye savunulması olduğu için yapılan bağdaştırma pek yanlış değil.
  • Bruce  (14.04.22 01:38:55) 
Daha bugün tam olarak böyle bir ikilemin ortasında bırakıldım, manidar oldu :v Öncelikle kesin yargıları garipsemekle birlikte ev baklavasında cevizliyi tercih ederim. Rakı adabı geyiğinden çok farklı bulmuyorum fıstıklı olur netliğini; zevk meselesi en nihayetinde.


  • lüzumsuz adam  (14.04.22 05:17:48 ~ 08:42:58) 
fıstık tadı gelmiyor baklavada. ceviz şekeri dengeliyor.


  • ya ben lan neyse  (14.04.22 05:31:48) 
Yediğimiz şeyleri tadı için yemiyor muyuz? Ben hem cevizli hem fıstıklı baklava seviyorum.

Çoğu insan yemekler konusunda sanki dini bir metinmişcesine katı. Baklava denilen şey ince yufkayla kat kat yapılan şireli bir tatlı. İçine ceviz koyarsanız cevizli olur, fıstık koyarsanız fıstıklı olur.

Eğer yemekler konusunda bu kadar dindar olacaksak hala mö 2000'de ne yeniyorsa onları yiyor olmamız gerekirdi, bence de çok anlamsız bu.

Gerekirse cevizli baklavaya baclava diyelim, ama bu muhabbetleri çekmeyelim. Gerçekten anlamsız bir şey.
  • akhenaten  (14.04.22 08:04:27) 
Ben cevizciydim. Hala da öyleyim. Ama taa ki bi müsteriniz Antep kocak baklavadan bi tepsi fistikli baklava gönderene kadar. O neymis ya… meger iyi fistikli baklava yememisim o yyüzden cevizli seviyormusum.

Bu sebeple diyorum ki yapan yer cok kaliteli ise fistikli, normal bi yerse cevizli.
  • c1b2k3  (14.04.22 08:36:02) 
baklava fıstıklı olur. her yerde fıstık olmadığından her köyde ceviz yetişebildiğinden her köylünün yapabileceği baklava cevizli baklavadır.


  • mikahakkinen  (14.04.22 09:36:33) 
ev yapımı cevizli de güzel yapılırsa çok lezzetli oluyor. köylü işi derken bence de haklılar ama lezzetli.


  • bohr atom modeli  (14.04.22 10:26:35) 
kadayıf cevizli, baklava fıstıklı olur


  • mantık  (14.04.22 10:50:50) 
Ben de cevizli severim hatta yukarıdakilerin dediği gibi ılık cevizli ev baklavası bir numaradır bence.


  • peki madem  (14.04.22 11:53:29) 
baklavanın iyisi güzeli cevizli olur.
Antep fıstığı lobisi yıllarca bize baklavanın default hali fıstıklı imiş gibi lanse etti.
fiyat önemli değil, ama : 2022 itibari ile ceviz içi, kabuksuz antep fıstığından daha pahalı.
  • ebabil curnatasi  (14.04.22 12:12:39) 
fistikli tercih ederim


  • all girls dream  (14.04.22 12:24:42) 
disardansa fistikli
ev yapimi ise cevizli

  • bay b  (14.04.22 12:28:16) 
Baklava çok sevmem ama yiyeceğimde cevizliyi tercih ederim. Canım ülkemde neyi nasıl sevdiğimiz için de onay almamız lazım, ne hoş. Bir köyüm de yok, olaydı gidip organik tarım filan yapardım.


  • asteriks  (14.04.22 12:34:11) 
Antepli ustalar fıstıktan baklava olmayacağını bilir ve yıllardır söyler, fıstık çok ucuz olduğu için zamanla popüler olup fıstık hakimiyetine girmiş piyasa yeni nesilde bir tek bunu biliyor ama aslında iyi baklava cevizli olur ve sarı yağdan yapılır ayrıca odun fırınında pişmesi gerekir ve tabi artık fıstık cevizden kat be kat daha pahalı.


  • babafingo  (14.04.22 15:10:59) 
birinden olur, öbüründen olmaz demek bence yanlış. iki türlü de olur, neden olmasın? belki eskiden kim neye ulaşabiliyorsa onunla yapıyordu ama artık günümüzde herkes hem cevize hem de fıstığa ulaşabiliyor. canınız neyi çekiyorsa onu yiyin geçin :)
ben ikisini de severim, tatlıcıya gittiğimde de hep farklı cins baklavalardan bir porsiyon yapar öyle yerim.

  • semyasa  (14.04.22 17:34:05) 
antep fıstıklı dışında bir baklavaya baklava gözüyle bakamıyorum.


  • Mossy  (14.04.22 17:40:03) 
[]

Unutkanlık

Aile ve yakın arkadaşlar harici diğer insanların isimlerini hatırlamakta aşırı zorlanıyorum. Çok düşünüyorum konuşurken. Bunun yanında bazen basit belli sözlükler de konuşma esnasında aklıma gelmiyor. Dün ne yediğimden bahsederken cacık demeye çalıştım aklıma cacık kelimesi gelmedi yoğurtlu salatalıklı sulu yiyecek dedim mesela. Zaten çoğu zaman dün ne yediğimi de unutuyorum. Siz de bu tarz şeyler yaşıyor musunuz yoksa anormal bir durum mu var?




 
Bende isim hafızası fena değil de kelimelerle sorun yaşıyorum.

Bir ara çok takıntı haline getirmiştim bir şey anlatırken falan geriliyordum, takılıyordum falan. Sonra saldım daha iyi böyle.

Genel olarak hafızanda bir sıkıntı yoksa olağan hocam 20 sene önceki anımı tüm detaylarıyla hatırlıyorum aynı zamanda. Hafızanın farklı yerleri ve önem dereceleriyle alakalı hatırlayıp hatırlamamak.
  • chicha_v2  (13.04.22 13:03:45) 
Beslenmeyle ilgili olabilir, öncelikle oradan başlamak lazım. Kan değerlerinize baktırın. Demir eksikliği ve B12 vitamini eksikliği unutkanlığa yol açar mesela. Eğer burada bir sıkıntı yoksa nörolojiden bir randevu alın.

İlla ki bir hastalığa işaret etmek zorunda da değil, bazı insanların beyni böyle oluyor, yapacak birşey yok, daha fazla da ilerlemez, yaşamayı öğrenirsiniz bu şekilde.
  • mantheman  (13.04.22 13:34:45) 
[]

Kurabiye için nişasta

Kakaolu mantar kurabiyede mısır mı buğday nişastası mı kullanıyorsunuz?




 
buğday


  • co2s2  (12.04.22 15:19:04) 
Bence buğday nişastası ile güzel olur.


  • naksidil  (12.04.22 15:39:29) 
[]

Airbnb

Burda yalnızca odayı kiralayanın kimliğini doğrulaması yeterli mi yoksa misafir olarak yanında gelecek kişinin de kimlik bilgilerini vermesi zorunlu mu?




 
gideceginiz ulke=x

"responsible hosting in X" diye arayin google'da, airbnb makalesi cikacak. orada host sizden ne isteyebilir hepsi yazar.
  • supergirl  (11.04.22 20:00:28 ~ 20:01:14) 
[]

Erken seçim

1. Bu yaz sonu bir erken seçim gelmesine yüzde kaç ihtimal veriyorsunuz?
2. Erken seçim cumhur ittifakı açısından avantaj mı dezavantaj mı?
3. Erken seçim olmadan erdoğan aday olamıyor değil mi?


 
3. aynı zarftan çıkan 3 oydan sadece biri için hak hukuk vicdan her şeye karşın tekrar seçim yaptılar. kim ne yaptı? "olsun yine yeneriz" dediler ve sandığa gittiler tıpış tıpış. aynı mantık, hukuken giremiyor olsa bile hukuku sallamayıp, ki sıradışı olmaz, seçime girse muhalefet sizce ne yapar? bence "yine de yeneceğiz, nasılsa seçimde kaybedecek" deyip ses çıkarmaz. vatandaş zaten hiçbir şey yapmaz. biz de kendimizi yiyip dururuz.


  • kimwexler  (05.03.22 18:47:58) 
[]

Telefon şarj oluyor ama dolmuyor

iphone 6s kullanıyorum. Telefonum sarj oluyor şeklinde gözüküyor, fakat 1 saattir açılmadı. farklı şarj aleti kullanıyorum yine açılmıyor. Çökmüş olabilir mi?




 
bataryası bitmiştir.


  • aeroknight  (04.03.22 18:35:48) 
[]

açılmış şarap

açılmış şarap en geç ne kadar süre içinde tüketilir? 3 ay önce aldım bir yudum alıp bıraktım o günden beri buzdolabında




 
Tadına bak ama 1 haftadan sonra yaramaz. Muhtemelen sirke olmuştur.


  • prole  (22.02.22 22:57:48) 
Tadı fena değil içerim.. Zehirlenmeyeyim de..


  • tamam sakinim  (22.02.22 22:59:05) 
Soruya kaynak yapip aynısını raki icin sorsam ben de?


  • stavro  (22.02.22 23:03:30) 
Raki olur ama sarap olmaz


  • 65 derece  (22.02.22 23:11:57) 
tadı sirke gibi değilse bişey olmaz bence ama 3 ay da çokmuş. 1 ay sonra içtiğim oldu


  • mirafiori  (22.02.22 23:48:37) 
Genelde 1 hafta icinde tuketmek lazim, tipasi kapali ve buzdolabinda olacak sekilde. 3 aylik sarabi ben olsam icmezdim.

Yuksek alkollu ickilere genelde aylarca hicbir sey olmaz ama sarap cabuk bozulabiliyor
  • gibicibicis  (22.02.22 23:54:07) 
Yok artik! Coravinle bile o kadar dayanmadigi oluyor.

Acilmis market sarabi 2-3 gün icinde bitirilmeli.
  • buf-e kür  (23.02.22 00:05:11 ~ 00:05:59) 
3 gun max.


  • ala09  (23.02.22 00:33:51) 
ben siseyi max. 1 haftada iciyorum, sikinti yok.
3 ayda sirke olabilir, zaten tadi kotulesmis ise fark edersin.

  • cooperr  (23.02.22 00:44:00) 
Tadı leş değilse iç gitsin


  • lüzumsuz adam  (23.02.22 04:04:11) 
bunun süresi mi varmış ya hiç bilmiyordum valla bir aydır (belki daha fazladır) açık şarabı içmiştim geçenlerde. bir sorun yaşamadım, tadı da berbattı yani normaldi, zira şarabın tadı her türlü berbat. ama bi değişiklik yoktu yani.


  • kimwexler  (23.02.22 08:50:42) 
şarap bozulmaz en fazla sirke olur, tadi kötü değilse için gitsin


  • anyelios  (23.02.22 11:36:53) 
[]

Putin tc ile ilgili ne söyledi?

osmanlı ve türkiye hakkında neyden bahsetti?




 
Türkler buralara geldi buraları Rus ordusu savundu dedi.


  • sparkle kiddle  (21.02.22 23:10:29 ~ 23:10:40) 
[]

Sigara ve kilo

Sigarayı bırakanlar veya çok azaltanlar hızlı bir kilo artışı dönemi yaşadınız mı?




 
bu tamamen senin elinde. daha önce iki teşebbüsüm oldu, biride ciddi kilo aldım çünkü kendimi sigaraya karşı oyalamaya çalıştım ve resmen inat ettim. ikincisinde hiç kilo almadım çünkü kafamda bitirmiştim 2.5 yıl sürmüştü o süre, zaten ilk3-5 ay içinde kilo almazsanız sonrası çok daha kolay olacaktır.


  • foolrules  (18.02.22 12:57:19) 
Sigarayı bıraktığımda kilo almaktan o kadar korktum ki yürümeye ve daha sağlıklı beslenmeye başladım, bir yılda 8 kilo verdim. Sonraki yıllarda hareketsizlik ve beslenme değişikliğiyle kaç kilo aldığımı söylemek istemiyorum ama onun sigarayla alakası yoktu artık :D
(Sigarayı bırakalı 7-8 yıl oldu.)

  • kobuzchu kiz  (18.02.22 13:01:04) 
3-5 kilo alsam iyi olur açıkçası, son dönemde stresten ve sigaradan ölüm diyetine girdim sanki. Bıraktığımda biraz kilo alır canlanır mıyım diye sormuştum


  • tamam sakinim  (18.02.22 13:01:38) 
Derdiniz oysa muhtemelen hem iştahınız açılır hem de sigaranın yerine oyalanmak için bir şeyler yemeye sarabilirsiniz. Öyle olursa kuruyemiş falan gibi sağlıklı abur cuburları tercih edin.


  • kobuzchu kiz  (18.02.22 13:04:31) 
[]

Alkolü kolayca içmek

Alkolün verdiği rahatlamayı ve çakır keyif olmayı çok seviyorum fakat bu sonuçtan önceki süreç kısmı tam bir işkence. Yaklaşık 7-8 yıldır belli aralıklarla tüm alkol çeşitlerini denemiş olmama rağmen tadına asla alışamıyorum ve sevmiyorum, aseton içmek gibi geliyor bana 0 keyif. Denediklerim arasında en rahat vodkayı içebiliyorum, o da farklı aromatik içeceklerle karıştırıp tadını bastırabildiğim için. Kolay içiminin püf noktaları var mıdır? Ağzımda fazla mı tutuyorum, tadını bastıracak neler yapabilirim? Bu çirkin şeye nasıl alışabiliyorsunuz? :(




 
Baileys sheridans fln da mı naynı sorunu yaşatıyor?
Kokteyl yapabilirsin. Meyve suyu tadında kokteyller var.

  • saturn  (17.02.22 22:18:28) 
Cin tonik ve cin ile hazırlanmış meyveli kokteyller

Bunun da kötü yanı çarptığını ayağa kalkana kadar anlamazsın
  • freebird5406_2  (17.02.22 22:21:16) 
Içe içe damak tadı oluşuyor. Nasıl ilk içildiğinde sade kahve sevilmezse, alkol da sevilmez. İlk aşamada tatlı alkolleri seviyordum. Cardinal melon veya fındık votka gibi. Bunlarla başlayıp sonra diğer alkollere geçilebilir.


  • hayley williams ile evlenecek genc  (17.02.22 22:21:31) 
ben fazla alkol tüketimi sebebiyle karaciğer rahatsızlığı yaşayan bir insanım. alkolün tadına alışmak diye bir şey olduğuna inanmıyorum. insanların da çakırkeyiflik eşiğini geçene kadar tadına 'katlandığı' kanaatindeyim.

vodka müthiş midesiz bir insan değilseniz sek içilmez zaten, onun yerine kolonya için daha güzel tadı vardır. vodkayı meyve sularıyla içmek en mantıklısı, ben vişne suyu yerine karışık meyve suyu tercih ediyordum. belki fındık aromalı vodkayı sütle deneyebilirsiniz, benim favorimdi. viski için bitter çikolata veya kola önerebilirim. rakıyı sodayla karıştırıp yanında acısız şalgam suyuyla deneyebilirsiniz. biranın yanında midye ve patates kızartmasının faydası olur ama biraya da tek başına katlanamıyorsanız bence alkol tüketmemeyi ciddi şekilde masaya yatırabilirsiniz.

bence sek halde tadına en çok katlanılabilen içki çeşidi tekila. shot'ları küçük ama etkili olduğu için sarhoşluğu da hızlı oluyor. amacınız çakırkeyif moduna kısa ve kolay yoldan ulaşmaksa limon-tuz eşliğinde tekila deneyin.
  • coldegezenkutupayisi  (17.02.22 22:25:37 ~ 22:26:49) 
Ek olarak, alkolü iyice soğutunca da tadı yumuşar.


  • heritage  (17.02.22 22:26:15) 
shot atarak alışacaksın. viski, vodka, rakı, cin aklına ne geliyorsa klasik shot bardağında shotlaya shotlaya alışırsın.


  • makarnavodka  (17.02.22 22:27:07) 
Bira, tekila ve viskiyi gerçekten seviyorum ama bu tatlarıyla alakalı değil galiba; o anki durum, susamışlık ve ruh haliyle de bağlantılı. Sevmemek çok normal bu arada. Kokteylden devam. Meselaa güzel bir cinin içine biraz tonik,buz, bir ince dilim salatalık ve taze mandalina suyu :v


  • lüzumsuz adam  (17.02.22 22:28:25) 
Öncelikle alkol içmiyorsunuz içtiğiniz şey içki.

Damak tadı zamanla ve farklı çeşitte aromalar, tatlar kullanarak, damak hafızasında iz bırakarak gelişen bişey. Sadece içeceklerde değil yiyeceklerde de böyle bu. Bu nedenle çoğu insan çocukken sevmediği asla yiyemediği şeyleri ileri yaşlarında çok sevebiliyor.

Düşük alkol oranına sahip içkilerle başlayabilirsiniz veya daha gündelik seçeneklerden gidebilirsiniz. Bira gibi veya şampanya gibi. Ne aç karna ne de tam tok karna tüketin, doğru içkiyi doğru eşlikçiyle almak lazım. Hepsi başka başka ama genellikle yağlı ürünler daha iyidir. Birayla fındık fıstık tüketilmesi, kırmızı şarap kırmızı et kombinasyonu veya şarap peynir gibi.

Votka sevdiyseniz hafif kokteyllerden gidebilirsiniz. Yanında pek bişey tüketmeyin ama kıtlama usulü iyi bir çikolata fena olmaz.

Bir de sevmiyorsanız sevmiyorsunuzdur :)) iyi birşey değil zaten, zorlamaya da gerek yok.
  • rewlack  (17.02.22 22:28:36) 
Meyve şarapları epey leziz ve tatlı, oradan başlayıp beyaz şarap, rose, kırmızı şaraba doğru ilerleyebilirsiniz.


  • kaptankedi  (17.02.22 22:38:01) 
Cardinal melon +1
Kavun tadına odaklandığında geçmeyeceğini boğaz yoktur.

  • Jux  (17.02.22 23:19:34) 
Kokteyl iceceksin. Cin cok guzel alternatif.

Mesela benim hep yaptigim kokteyl: vodka archers limon suyu cok az seker nar suyu ustunu de maden suyu ile tamamla.

Bunu kim icse sever bence
  • floydian  (17.02.22 23:32:48) 
Limoncello, Xuxu, kirsch gibi meyveli içkilerin tadı çok güzel bence, denk gelirse bunlardan da deneyin :)


  • kobuzchu kiz  (18.02.22 08:24:51) 
Uzun yıllar ben de öyleydim. Arkadaşlarım ve çevrem genelde alkol kullanan kişiler olduğu için ben de alışmaya sevmeye çalışıyordum. Üniversite zamanlarında bara gittiğimizde bir birayı ağzım yüzüm ekşiyerek zorlanarak bitirirdim. Hatta bazen bitiremeyip arkadaşlarıma verdiğim olurdu.

Birayı sevemeyince kırmızı şaraba yöneldim. Elma veya peynirle birlikte kırmızı şarap içmeye başladım. Çok hoşuma gitti. Ben o şekilde alıştırdım kendimi. Şimdi 1-2 ayda bir toplandığımız bir grup var genelde bir şişe şarap tüketiyorum o akşamlarda.

Bunun yanında biraya da alıştım zaman geçtikçe. Ama pek aklıma da gelmez yazın en sıcak gününde bile "hadi bir buz gibi bira içeyim" demem yani. Ama daha kolay geliyor artık içmek. Alışıyor insan.

Son olarak rakıyı da tavsiye ederim. Alışana kadar su oranını biraz fazla koyarsanız güzel bir tadı oluyor. (En kötü tatlı içkilerden biri olarak bilirdim onu, bu şekilde deneyip beğenince şaşırmıştım) ben rakıyı içerken büyük bir yudumun hemen ardından bir yudum da su içiyorum. Öyle hoşuma gidiyor.

Sabah sabah uzun uzun yazmak istedim. "Aaa aynı ben!" demek hoşuma gitti sanırım.
  • pispinti  (18.02.22 08:36:47) 
Kahveye jack daniels honey ekleyip icmeyi dene. Icimi rahat oluyor


  • nax  (18.02.22 10:40:25) 
çok güzel kokteyller var da türkiye'de pek bilinmez çünkü kokteyl pahalıdır, herkes bir vişne suyu bir votka alıp içmeye başlar.

pina colada falan deneyin bence siz. farkı görürsünüz. kendinize uygun kokteyli bulduğunuzda içerken alkol aldığınızı unutursunuz. sonra bir bakmışsınız kafa gitmiş.
  • bohr atom modeli  (18.02.22 11:05:48) 
[]

Monogami

Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif cevap alamıyormuşum gibi geliyor, özellikle ilişkisi olan insanlar bu konu hakkında tartışma açılmasından bile haz etmiyorlar. Ancak ben merak ediyorum, uzun soluklu bir sadakat ne kadar mümkün? Siz buna ne kadar yatkın olduğunuza inanıyorsunuz? İlişki içerisindeyken başkasını arzulama durumu hiç yaşamıyor musunuz? Neden evli erkekler evlilikten ciddi şekilde yakınıyor, büyük sebeplerden biri bu olabilir mi sizce?

Kafama takılan başka bir şey, türkiyede kadınların evlenme yaşı ortalaması 25 erkeklerin 27. 25-30 yaşında toplumun da baskısıyla insanlar aşık oldukları anlaştıkları kişileri aramaktansa elindekiyle yetinip evlilik adımı atıyor gibi. Bu yaş aralığında ciddi yığılmanın olması düşündürüyor, kararların ne kadar sağlıklı ve düşünerek verilmiş olabileceğine dair.


 
Benim gözlemim şöyle. Erkekler de erken evlenebiliyor. 20 ile 25 yaş arasında. Yaş 30 40 arası olunca da erken evlenmiş olduklarını fark edip maddi durum düzelmişken serbest olamamanın rahatsızlığını yaşıyorlar. Hayat boyu sadakat mümkün.


  • dissendium  (16.02.22 21:10:01) 
İnsanın doğasına uygun olmayışı geçerli bir argüman değil bence. İnsanın doğasından kasıt neslini sürdürmek için olabildiğince fazla yavru yapmak ise bulduğumuz her karşı cinsle çiftleşmeye çalışmamız lazım. Ciftlesmekten kastım disiyi hamile bırakmaya yönelik seks. Bunu yapmayacak kadar gelişmiş canlılariz ama tek bir insana sadık kalacak kadar gelişmiş degiliz düşüncesi çok saçma. Kimse hareketlerine insan doğası bu diye bahane bulmasın bence. Kimi insan sadık değildir, kimi insan sadıktır. Ömür boyu da sadık kalır. İki seçenek de mümkündür, biri diğerinden üstün değildir.


  • sckxyss  (16.02.22 21:34:18) 
sizin oneriniz ne burda? evlenmemek mi yoksa ciftlerin birbirine haber verip baskalariyla iliski kurabilmesi mi? cok evliliklik mi? evliliksizlik mi?

ben duzenli iliski yasadigimda ilgimi ceken insanlar olsa dahi alistigim seye daha bagli hissediyorum kendimi. cunku duygusuz sadece seks icin seks yaptigimda bir doyum hissetmiyorum hemen puf kaybolup gidiyor ama paylasimim olan, duygusal baglilik ve sadakat besledigim kisiyle beraber yatmak bile daha fazla tatmin sagliyor.

erkeklerin mevzusu su bircok temel ihtiyaclari ve bireysel karsilanmasi gereken isleri kadina yikiyor kadin da canim kocam diyerek sirtliyo bu gorevi. sonra onla ugras bunla ugras derken kocasiyla ilgilenecek enerji ve motivasyon kalmiyor. he bi de toplum var ona da bir seyler kanitliyo kadin. doguruyo falan. erkege olan ilgisi sevgililik donemi gibi olamiyor erkek de karsisinda amele gibi calisan bi insan nasil olursa oyle birini goruyo ve hayal kirikligi yasiyor. nacizane fikrim de duzenli hayata basliyosun evlenince aksam
ayni saatte yemek, tv(netflix falan ne diyosaniz artik tvye) bu biraz libidokillerlik yapiyo insanda. isten gelip yiyosun ve tv karsisinda siziyosun. bekarkenki bos kafan ve rahatligin yok. her an sevisebilirim diye cikiyosun disari, bara, konsere. evdeyken o heyecani bulamiyosun vs.. sebepler cogaltilabilinir.

hayat boyu sadakat %90 mumkun olabilir ama olmasi icin biraz da ruhunu hafiften öldurmen lazim
  • ala09  (16.02.22 21:39:42) 
2. bir eş ihtiyacı arap şeyhleri, aileden zenginler, part-time çalışanlar gibi bol vakti olanlar filan için bi şey ifade eder

daha çok dargınlık ya da yaşlanma kilo alma sağlık vs. gibi vicdansız sebeplere dayanıyor başkası da olsun

fiziksel olarak uslu durmak zor bir mesele değil

zihinsel olarak uslu durmak ya da sosyal medya başkalarına ilgi duymamak ise çok büyük irade
eşler arasında karşılıklı fedakarlık ve özveri bağları sağlam tutuyor
arada bastırılmış duygu patlamaları olur
en basitinden bir ünlünün fotoğraflarına bakar geçer
ya da random biriyle dertleşir
tabi bunlar da hoş değil
  • bir soru sorcam  (16.02.22 22:44:06) 
Mevzuya olabildiğince objektif yaklaşmaya çalışıyorum ve ben de merak ediyorum bunu.

Tek eşliliğin insanlara uygun olmayışı, özellikle de erkekler için; çoklukla erkeklerin tohumlarını olabildiğince saçarak daha çok çocuk sahibi olarak nesli devam ettirme iç güdüsünün bir sonucu olduğu savunuluyor.

Avcı toplayıcı zamanlarda, insan ömrü çok kısa ve hayat tehlikelerle doluyken fena da olmayan bir (içgüdüsel) strateji olabilir.

Şimdilerde genel olarak insan ırkının çok artmış olması, belki bazı insanlar için (içkin) türü sürdürme iç güdüsünü biraz törpülemiş, yoluna koymuş olabilir. Bazıları için de hala daha çok üreyip, genlerini sonraki nesillere aktarmak ve “kaybolup gitmemek” motivasyonu sürüyor olabilir.

Bu, en ilkel nesli sürdürme tarafından bakışım.

Öbür yandan, artık eskiye göre çok ama çok daha fazla hazcı insanoğlu. Çok büyük tehlikeler yok ve en basitinden yaralandığımızda bir ambülans gelip hastaneye götürüyor ve sorgusuz sualsiz tedavi ediyorlar!?

Haz ve deneyimler çağında pek çokları da deneyim ve hazlarını çeşitlendirmek istiyor. Bu da başka bir tarafı.


— Kendi bakış açım ve ne hissettiğime geçmeden önce; evli erkeklerin neden yakındığına geçeyim: Erken yaşta aile baskısı, ya da genel bağlam içinde bir şekilde evlenmeye kendini zorunlu hissetme; daha iyisini nasılsa bulamam, zaten kör-topalım, diğer yandan hormonlar derken birden bire, çok olgunlaşmadan, etraflıca düşünmeden kendilerini evliliğin içinde bulabiliyorlar.

Biraz “büyüyüp” de maddi olarak da rahatladıktan sonra; acaba doğru mu yaptım, bir sürü de seçenek varmış niye kendimi kapana kıstırdım ki vs. vs. gibi bir takım ah-vahlar oluşabiliyor.

Bunu etrafımda birkaç kadında da gözlemledim. Aman bu sünepeyle mi uğraşacağım, çocuk da peydahladım ele gelir oldu sepetleyeyim diyip (benim çıkarımım değil, kendilerinden dinlediğim) herifi boşayıp, çocuğun babasında kaldığı günler keyif çatan özgür ruhlu kadınlar da olabiliyor.

Herkesin şeysine kimse karışamaz :)



Kendi adıma kararsızım. Bir ilişki içine girdiğimde genelde gözüm başka bir şey görmez oluyor. Yani nebleyim, bildiğiniz bütün güzel kadınlardan oluşan bir karmayı evime doldursanız çıkın dışarı manyak mısınız diye kovalarım.

O duygusal yoğunluk pek iyi pek hoş. O sırada tek eşliyim ve sadakat sorgulamaya bile gerek yok.

Fakat “ilişki” ile “aşk” başka şeyler. Bir noktada “cepte bu” fikri oluştuysa ilişki içinde, merak ve yoğunluk duyguları kaybolmaya başlıyor. Çözdüm ben bu adamı/kadını duruşu işleri çok bozuyor.

Oradan sonra benim için yokuş aşağı gidiyor işler. Ama bunu çok eşlilikle çözmek de pek hoşuma gitmiyor. Aldatmaktan bahsetmiyorum, mesela bunu karşımdaki insanla konuşsam vesaire vesaire. I-Ih.

Ama mesela üç kişilik bir duygusal ilişkiyi merak ediyorum. Mümkün mü? Mümkünse nasıl? Bu fikri ilk kafama sokan da meşhur Vicky-Cristina-Barcelona filmi olmuştu.

Çok eşliliği daha çok bu bağlamda düşünüyor ve irdeliyorum.



Ömür boyu sadakat olur mu? Bahsettiğim merak/ilgi bitmezse, taraflar bunu besleyecek şekilde farkındalık sahibi olursa neden olmasın diyorum.

Diğer yandan, “zorunda mıyım”!? Ya da “zorunda mıyız” (insanlık olarak) —neden bir ömrü tek eşle geçirmek, katolik nikahıyla evlenip mezara kadar diye yeminler etmek zorundayız diye de düşünüyorum.

Yani insan değişiyor, bir yerden sonra iki kişi de başka insan olmuş oluyor. Başka yollarda, başka insanlarla devam etmek ve ‘no-hard-feelings’ pozisyonunda olmak da mantıklı geliyor.

Böyle.
  • kaptankedi  (16.02.22 23:02:37) 
"25-30 yaşında toplumun da baskısıyla"
buu toplumun baskısından azadelik yaşı kaç acaba 68 mi?
kaç yaşında bu sosyolog/psikolog modern söylem insanları olgunlaşmış saymaya başlayacak
  • comp  (16.02.22 23:15:37) 
Bu konularda asla objektif cevaplar alamazsın evet. Hatta herkesin anonim oldugu bunun gibi sitelerde bile. Bu konularda insanlar daha kendine karsi objektif değil ki sana objektif fikirlerini sunabilsinler zaten. Gercegi kendine bile itiraf etmez bazı konularda insanlar, kendini kandirirlar. Sen de ben de.

Uzun soluklu sadakat ne kadar mumkun? Bana sorarsan pek de mumkun değil.
Soyle bir durum var, gozu disari kayan aldatan insanlar ve yıllarca sadik kalan insanlar var. En azından bildigimiz kadariyla sadık olanlar diyelim. Burada direkt sonuca bakıyorz adam/kadin sadık kalmis mi kalmamis mi. Ama hayatinin geri kalanjna bakmıyoruz. Sadakatsiz olanin hayatinda neler oldu bitti kimlerle hangi ortamlarla karşılaştı, sadik olanda durum nasıl? 8milyar kusur farkli hayst var dunyada, bir tanesi bir tanesiyle aynı değil. Bir takım sartlar olustugunda veya bir takim firsatlar olustugunda durum degisebilir. Demek istedigim 30yil boyunca hic aldatmamis ama sadece firsatini bulamadigi icin yapamamış olan milyonlarca insan da vardir.

Ben sahsen kimsenin ama hiçkimsenin uzun soluklu sadakat sahibi olacaginin garantisi olmadigina inaniyorum. Evet buna tanıdığım tanimadigim herkesi ailemi esi dostu hatta kendimi de katiyorum. Herkes yapar değil, herkes yapabilir yani bu herkes için mumkun. Ahmet asla yapmaz Mehmet asla yapmaz Ayşe Fatma kesinlikle yapmaz falan boyle bir sey yok.

Uzun soluklu sadakat bazi sartlar gerceklesmemesi sayesinde oluyor biraz da. Yoksa kime sorsan onun kocasi asla yapmaz, onun karisi asla yapmaz, öbürünün anne babasi icin boyle sey soz konusu bile olamaz ama eminim bu talihsizligi yasayanlarin da hemen hepsi esleri icin ayni düşünüyordu.

İnsan dogasi bana sorarsan gozu disari kaymaya yatkin ama buna etki eden milyon tane değişken var. Kisinin is hayati, kariyeri, cevresi, toplumun kulturu, yetistigi ailede benimsediği ogretiler, dini inanci, eşinin kiskanclik ve kontrolculuk seviyesi, fiziksel cekiciligi, milyon tane değişken var kisinin sadakatsizlik yapmasina imkan veren veya mani olan. Atıyorum kadinin is ortaminda birilerone gozu kayiyordur ama kariyeri tehlikeye gireceginden hamle yapmaya cesaret edemiyordur bu sayede sadakatini bozamamistir. Yeryüzünde kimse de bu insanin aklini okuyamayacsgi icin bu kisi de sadakat sahibi olan veya "en azından bildigimiz kadarıyla sadakat sahibi olan" sinifina girer.

"Tek eslilik insan doğasına uygun degil"den ziyade "tek esle yetinmemeye egilimli olmak" insan doğası diyorum ben.

Ve bu gozler neler gordu. Neler gordu. Asla dusunmeyeceginiz, konduramayacaginiz, hatta yapacagini dusunmek bir tarafa dursun gozunuzle gorseniz ulan ben yanlış görmüşümdür diyip kendizi sorgulayip gordugunuze bile inanmayacaginiz insanlar neler yapıyor.
Ve gercekten esini seven ve sevmeye devam eden, onunla yasamaya devam etmek isteyen ondan ayri kalmak istemeyen ama gozu de disari kayip baskalariyla bir seyler yasamaktan da geri durmayan milyonlarca insan var. Olay sevmemek deger vermemek veya size gerçekten değer vermeyen sizi gercekten sevmeyen biriyle hayatini birlestirmek de değil. İnsanlarin filmlerden romanlardan ogrenip gercek hayata uyarladigi ve gercek olduğuna inandigi bir ideal sevgi sadakat olgusu var. Buna gore "gercekten" biririni sevdiğinde gercekten deger verdiginde boyle seyler olmaz, yapmazsin böyle seyler. Sadakatsizlik oluyorsa gercekten sevmemistir, deger vermemiştir, ahlaki degerlerini kaybetmistir soyledir boyledir. Yani normalde boyle seyler olmaz, o iliskide o insanlarda sorun vardir cunku idealimizdeki iliski boyle değil. Belki de idealimizdeki gercek değildir? Gercek dunya, gerçek insanlar oyle degil belki.

Gercek hayat su ki 15 senedir hergun gordugun beraber yatip kalktigin aynı sofrada yiyip kalktigin tuvalette isini yaparken zatirt diye cikardigi gazin sesini duydugun kisiye kiyasla isyerine 1 ay once giren eli yuzu duzgun vatandasin daha cekici gelmesi isten bile değil.
Ve bana sorarsan insanin konusmaya başladığı andan itibaren öğrendiği ahlaki degerler ve/veya dini inancinin getirdigi sorumluluklar, toplumun bu konudaki bakis acisi ve diger degiskenler ne olursa olsun nefsine tatlı gelen karşı konmasi zor yasak elma karsisinda bir istisna yapıp kendine bir takim mazeretler uretme ve tum bu ahlaki degerlere kisisel degerlerine karsi olan yasak elmayi yemesini kafasinda kendince kabul edilebilir bir istisnai durum haline getirip nihayetinde onu yeme isinde cok iyidir.


Bu kafayla nasıl evleneceksin sen, yalniz kalacaksin o zaman diyenler olacaktir, oluyor.
E evlenecegim ve bir hayat kuracagim diye kendimi kandiracak değilim, tabiat gerçeklerini kabul ederek ve farkinda olarak yasayacsgim yuva kursam da kurmasam da. Dunyanin en sadik kadinini bulup evlenecegim ve kendimi garantiye alacagim falan yok. Beni deli gibi seven birinin 30 yil sonra da ayni seyleri hissedecegine emin olamam. Evlendigim kişinin omur boyu sadik kalacsginin yüzde yuz garantisi olmadigi gercegiyle yaşayacağım. Bu bilince hayatımi birleştiriyor olacagim ve bu ihtimali dusunup geceleri uykularimi kaçırmayacsgim haliyle.
Ya kaybedersek diye dusunup maca cikmayan futbol takimi olur mu?
  • stavro  (16.02.22 23:50:27 ~ 23:51:45) 
Evlilik bir kurum ve bir noktada "profesyonel" olarak yaşanması gerekiyor. Evlenmek demek yapısı gereği bazı şeylerden vazgeçmek demek.

İş hayatı gibi düşün, para kazanmak için hayatımızın önemli bir kısmını başkalarına kiralıyoruz. Hadi bundan bağımsız olsun, yaşamın dengesinde trade-off'lar var. Bazı şeylere sahip olmak için bazı şeylerden vazgeçmek gerekir.

Evlilik bu anlamda iş hayatından bir tık daha kolay bir kurumsal yapı çünkü kimse evlenmek zorunda değil. Bunu yapıyorsan da o kurumun kurallarına uyacaksın. Uyumayacağına inanıyorsan evlenmezsin. İş hayatında nasıl ki gereklilikleri yerine getirilmeyince yaptırım oluyor, evlilikte de olmalı. Bu anlamda sosyal yaptırımlar var, aldatmanın çok pis kötü bişey olması da bu yüzden belki de. Çünkü bunu yaptığında kimseye hesap vermeyecek, kimsenin sorgulamayacağı insan daha kolay yapar.

İşin patladığı nokta insanların evliliğe böyle bakmaması. Evliliğin bireyin hayatında zorlaştırdığı şeyler kolaylaştırdıklarından daha fazla. ve bunun gözardı edilebilmesi için süslenip püslenip anlatılıyor; dahası başarı gibi gösteriliyor. Ayrıldığında tazminat ödeyeceğin bir işe başlayıp, tazminat ödememek ama bir yandan da şirketin istediklerini yapmamak için çırpınmak oluyor aldatmak.

Yukarıdaki ruhu öldürmek benzetmesine katılıyorum, evlendiğinde vazgeçeceğin şeylerin senin hayatında pek bir önemi kalmaması lazım ki ruhunu öldürmek fikrine razı olasın. Ya da evlenmek için başka zaruretin varsa da, ruhunu öldüremesen bile canlı canlı gömmelisin, zamanla ölür.
  • Jux  (16.02.22 23:50:45) 
1- insan, zihninde tamamen özgürdür. düşünceyi değerlendirmeye başlayacağımız nokta, işin icraate ya da söyleme döküldüğü aşamadır. dürtülerinizin hayatınızı, aldığınız kararları ne kadar etkilediği durumunuzu belirler.

insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerinden birisi, dürtülerine ket vurmayı becerebilmesidir. bunu yapabilen var, yapamayan var, bilinçli olarak kendini kısıtlamayı reddeden var. üç durum da gayet doğal ve mümkün. sadece seçiminize uygun sosyal ortamı bulmanız/yaratmanız lazım. yoksa işin sonu yalnızlığa ve/veya mutsuzluğa çıkacaktır.

2- yaştan ziyade boşanma istatistikleri, şiddet vakaları ve terapiye yönelenlerin yüzdesi belirttiğiniz konuda daha çok şey söyler. evlilik dışı cinsel ilişkinin baskılandığı bir toplumda belirttiğiniz yaşlar evlilik için yüksek bile kalıyor.
  • zgrydn  (17.02.22 01:09:05) 
Tekesliligi hayat boyunca tek bir es olarak alirsak insan hayatina uygun olmadigi belli tabii ki. Evlilik kurumu asktan sevgiden degil isortakligi ve mal dagilimi gibi kavramlar icin ortaya atilmis bir sey, Eskiden insan omru ortalama 45 yil iken mantikli olabilirmis, fakat gunumuzde olene kadar tek bir kisiyi ayni askla sevmek ve luzumsuz bir cok stresi ustlenmek cok akil kari gelmiyor bana.

Ama tek esliligi tek partnerlilik olarak degerlendiriyorsak dogru oldugunu dusunuyorum. Sadece cinsel yolla bulasan hastaliklar riski bile, hadi kendinize bulasmasina okaysiniz diyelim, baskasina bulastirma riski vs korkunc bir sey bence. Bu sebeple cok yatkinim ve buna yanasmayan biriyle herhangi bir romantik veya cinsel iliski yasama arzum yok. Kimse o kadar kiymetli veya ozel degil bence.
  • sopiro  (17.02.22 08:32:20) 
Bahsettiğin konu genel bir kanun net bir denklem olmadığı için objektif cevaplar bulamaman normal ve zaten bu konu çok kişisel. Kişiden kişiye değişir görüşler ve cevaplar.

Uzun soluklu sadakati (40+ yıl vs..) ben de merak ediyorum, etrafımda tanıdığım ve yıllardır gözlemlediğim 65+ yaş ve hala mutlu insanlar, aileler var.
Onların ortak yanı, karı koca olarak kendilerini ciddi anlamda işlerine adamış olmaları. (ki maddi kaynaklı değil, bu insnalar işini iş olarak da görmüyor..) Muhtemelen sevdikleri işe sahip oldukları için iş düşünürken alt beyin farklı bir dürtü üretmiyordur.
Uzun süreli sadakatin ayrıca kişilikle ve daha çok yaşam tarzıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Örneğin ben ev kedisi gibiyimdir, benim yaşam merkezim, rahatlık alanım ve kendimi özgür hissettiğim tek yer evimdir o yüzden biri beni kapıdan kovsa bacadan geri girerim evime. Ama çok yakın arkadaşım ki evlenip boşanmış birisi, beni her zaman garipser. Nasıl oluyor da kendsi gibi dışarı çıkmak, gezmek eğlenmek istemiyorsun vs şeklinde. O benim eğlenmediğimi düşünüyor ancak ben evimde kendimle ve eşimle yaptığım ev içi aktivitelerden gayet keyif alıyorum ve aklımda "yahu şunu da yapmadık.." dediğim bir durum oluşmuyor. Çünkü zamanında onun kastettiği yaşam tarzının içinde çok zaman geçirdim ve öğrenciydim. şimdiki sorumluluklarımla aynı hayata sahip değildim ve belli ki bir doyuma ulaşmışım artık cazip gelmiyor bana. Ama aynı arkadaşım boşandıktan sonra tekrar ciddi bir ilişki yaşayamıyor, sebebiniyse ciddi bir ilişki sırasında başka bir kadını görüp ondan etkilenmesi ve keşke demek durumunda kalması olarak tanımlıyor. Bu da bana garip geliyor haliyle. Bu konuların haricinde sadakat için insanların hayattan beklentileri de çok etkili. Uzun lafın kısası kişilik ve hayat beklentileri bu konunun anahtarı ve ben kendimi sadakate yatkın olarak görüyorum.

Sadece evli erkekler ya da kadınlar yakınmazlar. Henüz kendini keşfedememişken başkası ile evlenip karşı tarafı keşfetmeye çalışan insanlar doğal olarak karşısındaki insandan beklentilerini belirleyemiyor. Güven arıyor ancak yeteri kadar güven veremiyor mesela ya da işin içine çok fazla eşlerin aileleri karıştırılıyor, bir taraf için olmazsa olmaz olan şeylr diğer taraf için gereksizlikten başka bir şey olmuyor vs vs.. bu örneklerle çoğaltılabilir. Bunun çözümü de insanların önce kendilerini tanıması sonra da karşısındaki insana kendini ifade etmesiyle gerçekleşir. Bunun olması için de temelde özgürlük kavramına sahip olmak, kendine saygı duymak ve karşındakine saygı duymak gibi davranışlar var olmalıdır. Diğer toplumları bilmemekle birlikte bizim toplumumuzda bu işler çok kolay değil. Bu yüzden de kadınlar kadınlara, erkekler de erkeklere sürekli yakınır. Evliyken evliliğini, ilşkisi varken ilişkisini, hiç bir şeyi yoksa ailesini ya da çevresini yakınır durur. Zaten az muhabbetleri incelersiniz " o bana bunu dedi", "o bana bunu yaptı" ve maddi mevzular ötesine geçmiyor yakınmak dediğiniz şey.

İlişki içinde başkasını arzulamak diye bir durum olmaz. başkası arzulanıyorsa yaşanılan şey de karşılık bir "hayat birleştirme" ilişkisi değildir zaten..
birisi ile tanışırsınız ve hoş/güzel/yakışıklı vs gibi bir değerlendirmede bulunursunuz ama bu insanlığın doğasıyla alakalı bir durum. hiç ilişkiniz olmasa dahi bu, temelde var olan bir şey. ilişki içinde tam bu noktada alt beyin kocaman bir tampon koyuyor, ilk izlenim ve buna bağlı düşüncenin üstüne sadece karşıdaki insan güvenilir ya da güvenilmez sinyali gönderiyor ve bunun üzerine çıkamıyor. Yani kişisel olarak ben hayatımda hiç yaşamadığım ve hiç sahip olmadığım duyguları vs arzularım ve bana başka bir insanın sağlayacağı duygu yok.

25 yaş dediğin çeyrek asır, kaç yaşında evlenmeli sence insanalar? 40 mı bunun doğalı peki? Kediler de doğdukta 10-12 ay sonra çiftleşmeye başlıyor ve yavruları olabiliyor, o yaştaki kedilerin istatisksel olarak yığılması da mı düşündürücü? Ya da askere giden erkelerin büyük çoğunluğunun 20 yaşında olması?
Eskiden evlilik yaşı daha da küçükmüş çünkü tarım toplumunda daha çok birey daha çok iş gücü demekmiş. Artık şehir ve eğitim hayatı olduğu için yaş ortalaması buralarda. ilerde bambaşka bir yaşam biçimi benimsenir o ortalama tekrar değişir.
İnsanlar hangi kültürden hangi eğitim seviyesine sahip olursa olsun -kendince- hayatı ertelemeyi sevmiyor, bir an önce evleneyim, yoluma bakayım, olacaksa çoluğum çocuğum olsun şeklinde düşünüyor.
  • foolrules  (17.02.22 09:37:35 ~ 09:46:30) 
tek tip monogami yok onda bi karar vermek lazım
monogaminin 9 türü var şu an sayabildiğim

sabit çokeşli erkek - tekeşli kadın
değişken çokeşli erkek - tekeşli kadın

sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler, kadın ve erkek için aynı kümeden)
sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler farklı kümeden)

değişken çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın
sabit çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın
değişken çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın

sabit çokeşli kadın - tekeşli erkek
değişken çokeşli kadın - tekeşli erkek

*sabit çokeşlilikte hivden sözedemeyiz mesela
  • comp  (17.02.22 10:21:33 ~ 10:21:48) 
[]

Sporda zorlanmak

Evde spor yapıyorum. Açtım bir video diyelim, videonun sonlarına doğru bende pil bitiyor, bacaklar tutmayacak hale geliyor. O noktada zorlana zorlana devam etmem şart mı? Başlangıç aşamasındayım, kasları fazla zorlamadan kessem bi sıkıntı olur mu?




 
Geçen bahsettiğim disiplin tam olarak bu noktada devreye giriyor :)
Zorlanman hatta ilk birkaç hafta kas ağrısı çekmen çok normal. Sakatlığa tabi ki mahal vermeden devam!

  • lüzumsuz adam  (15.02.22 15:50:14) 
Aşırı zorlamaya gerek yok. Aslında bu noktada iste coaching devreye giriyor çünkü video vs gibi olaylar kişiye göre değil, genel bir hitap var.

Bacaklar tutmayacak hale gelen birinin daha fazla zorlayip failure yapması gereksiz.

Spor bir süreç. 100m koşusu değil maraton gibi düşünmek lazım. Sallıyorum sınav cekmek varsa ve düz sinavda zorlaniyorsaniz dizleri yere koyun ya da duvara karşı çekin vs. Süreç ile güçleneceksiniz ya da kondisyon artacak.

Spordan sonra oluşan ağrı, laktik asit ağrısı/acısı vs normal. Alıştıkça geçer. Ama her spor günü ayakta duramayacak halde kendinizi zorlamaya gerek yok, özellikle ilk başta.
  • logisticsmanager  (15.02.22 15:57:03) 
3 setle başlayabilirsin
bir de öncesinde ne zaman ve ne kadar yemek yediğin çok etkili

kilo vermek için yapıyorsan, kalp sorunu yoksa devam
  • bir soru sorcam  (15.02.22 16:40:40) 
"sakatlanmayacak kadar" zorlamak gerekiyor. tehlikeli olacağını, kalıcı bir zarar vereceğini düşünüyorsanız orada bırakmalısınız.


  • kaptankedi  (15.02.22 16:44:57) 
Acı çekiyorum resmen ama ya işkence gibi geliyor ağırlıklı squat falan özellikle, kilo problemim yok ama çok hareketli ve esnek biri değilim hantallık var vücutta, zamanla daha az mı daha çok mu acı çekicem ben..


  • tamam sakinim  (15.02.22 16:50:15) 
hangi programı takip ediyorsunuz? bazı programlarda level 0.5 gibi başlangıç egzersizleri oluyor, onlarda rahat hissetmeye başlayınca daha üstüne geçiyorsunuz.


  • kaptankedi  (15.02.22 17:10:06) 
[]

Evde spor yapmak

Evde düzenli spor yaparak ne kadar gelişim sağladınız? Spor salonuna gitmem şart mı? Alt bedene yönelik(özellikle üst bacak ve kalça) kilo alıp kas kütlemi artırmak, şekillenmek istiyorum üst beden çok sıkıntılı değil yani en azından çok zorlamama gerek yok. Youtube bu konuda derya deniz biliyorum ama hali hazırda spor yapan kişilerden tavsiye almak isterim.
Cinsiyet:k
boy 170 kilo 58, kilo problemim yok biraz kilo almalıyım hatta.


 
Evde 200 kilo civarı plakam var güç hareketlerinin tamamını yapabiliyorum izole çalışmaları da yapabiliyorum verim konusunda sorun yaşamıyorum ama 20 kilo dumbbell bikaç tane de çalışma bandım olsa yine benzer verimi alırdım, kas kazanımının birçok yöntemi var, önemli olan sürdürülebilir bi sistem oturtmak olay salonda veya evde olmakla alakalı değil. Tabii sadece çalışmak da yeterli değil yeterli protein yeterli karbonhidrat toplam kalori vs, bunlar da önemli. Kadınsan daha da önemli erkek 5 birim kas alırken kadın 1 birim alıyor, bi de bunlardan birazını yanlış yapsa onu da alamıyor, hatta kas kaybı bile yaşayabiliyor. Bunlar önemli. Başlangıç için genel olarak Ağırsağlam'a falan bak bazı fikirler verebilir.


  • Zaman Tamircisi  (14.02.22 23:43:17 ~ 23:52:17) 
Evde yapmanın en büyük handikabı disiplin oluyor bence. Yoksa güzel direnç bantlarıyla, matla, dumbellla, barfiks demiriyle mis gibi yapılır, yapılıyor da.


  • lüzumsuz adam  (15.02.22 00:01:57) 
Duyuruya tam da bu konuya yönelik sorular sormak için girmişken denk gelmeme şaşırdım, takipteyim. Açıkçası, biz, yaza kadar biraz hacimlenmek isteyenlere bir bilenimiz program yazsa ne güzel olur.


  • kaderimse np  (15.02.22 01:46:11) 
Eger butce ayirabiliyorsaniz bir agirlik seti almanizi tavsiye ederim. Mesela Decathlon'da falan satiliyor bir canta gibi toplamda 20-30 vs kg diye giden setler. Parca parca olduklari icin ilk etaptaki hazirlik seviyenize gore bos dumbell, 3kg, 5 kg diye arttirabilirsiniz zaman icinde. Ben o sekilde bir set ve bir barbell/agirliklar ile calisiyorum. Ayrica bileklere takilan agirliklardan da farkli dereceler var, onlari da kullaniyorum.

Ama bolgesel kilo alma veya bolgesel zayiflama diye bir sey yok biliyorsunuz, kiloyu butun vucudunuza aliyorsunuz ve butun vucudunuzdan veriyorsunuz. O detaylari biraz arastirabilirsiniz.

Arada egzersizlere cesit ve hareket gelsin diye youtube'da Madfit kanalindan videolar yapiyorum. Ama genel olarak yapilmasi gereken belli basli guc antrenmanlari var ve bunlarin duzenli ve tekrar tekrar yapilmasi gerekiyor sonucta, illa eglenceli olsun falan diye de bakmamak lazim bence.

1.70'e 58 bana artmasi gereken degil de korunmasi gereken bir kilo gibi geldi acikcasi ama size uygun geliyorsa bana laf soylemek dusmez, herkesin vucudu ve ideali farkli sonucta. Ama bunu su yuzden soyluyorum, rakamlara cok takilmayin cunku kaslandikca kilonuzda bariz bir artis gorebiliyorsunuz. Yani 'ay iki kilo versem super olur' diye basladiginiz fitness yolculuguna 6 kilo almis ama goruntunuzden ve kondusyonunuzdan acayip memnun oldugunuz bir sonucla devam edebiliyorsunuz. Michael Matthews diye bir egitmen var, 'en iyi data aynadir' diyor, ben de oyle dusunuyorum.

Kolay gelsin!
  • sopiro  (15.02.22 04:32:24) 
Evde spor gayet yapılır hatta çeşitlendirilir.
Ama şayet durum kas kütlesi kazanma ve güç artışı ise (yeme-içme mevzuna hiç girmiyorum) o evde açıkcası biraz zor.

Kas ve güç kazanımı için ağırlıkların fazla olmalı, hareketleri çok düz gün yapmalısın, duruş şeklin yabana atılmayacak kadar önemli (ağırlıklarla çalışırken sakatlanma riskin çok çok fazla hele daha önce bir antrenman geçmişin yoksa)

Bir de üst bacak ve kalça yazmışsın, bu kas kütleleri daha büyük olduğu için (özellikle üst bacak) gelişmek için yüksek ağırlıklara ihtiyaç duyar.

Bir de bütçe meselesi var tabi, bir bar bile en son 1.000 TL civarıydı.
Sitelerdeki 300 TL'lik ağırlık takımlarına hiç bulaşma ağırlık merkezleri bile olmayan saçma sapan birşey.
  • catamenia  (15.02.22 11:24:54) 
şundan alıyorsun. yürüyüşlerinde takıyorsun. hiç zorlamaz. zahmetsiz baldır kasın hazır.
www.decathlon.com.tr

bir tane mat al.
www.decathlon.com.tr

direnç bantlarından al.
www.decathlon.com.tr

bundan al.
www.decathlon.com.tr

sana 6 kg yeter. kettlebell al.
www.decathlon.com.tr

önce kalp atışını hızlandıracak mat üzerinde aktivite yap.
sonra bantlarla çalış. ayağının altına koyup omzuna kadar çek.
sonra ağırlıkla çalış. lunge ve squat.
sonra üstteki tekerle çalış.
fail olana kadar karın egzersizi yap.
fail olana kadar lunge ve squat tekrar.

aralara 30 sn plank de koyabilirsin. git gide bu süreler ve ağırlıklar artacaktır.

toplamı min 30 dk olsun. ne kadar çok rotasyon, o kadar iyi. vücut zamanla recover hızını artırır, dayanıklılığın artar, hareketleri rahat yaparsın.
  • gabe h coud  (15.02.22 11:46:28) 
[]

Lazer süresince jilet kullanımı

Tüm vücut buz lazere gidiyorum bu süreçte jilet kullanımını bırakmadım.4. Seanstayım 6 seansım kaldı tüyler seyrekleşti bölge bölge dökülmeler oldu %30 gitti diyebilirim. Jilet kullanmam lazerin etkililiğini fazla düşürür mü?




 
Kökten almak etkiyi düşürür. Jilete devam.


  • jazzabel  (07.02.22 23:40:43) 
[]

Kaygusuz abdal

Kaygusuz abdalın şathiyelerini tanrıyı alaya alır gibi kaleme almasını inançsızlıktan değil, aslında tam tersi dini inancı ve tanrı sevgisinin yüksek olması şeklinde aktarırlardı bize liseden beri. Cahilliğimi mazur görün, mesela koca tanrı şiirini edebiyat öğretmeni veya edebiyata ilgisi olan arkadaşlar nasıl açıklıyorsunuz? Ben tanrıya karşı gizli bir övgü veya sevgi göremiyorum bu şiirlerde, alt metni göremiyorum.




 
İnsan sevdiğine kırılırmış derler, öyle düşün. O da kırgınlığını bu yolla anlatmış onun şathiye yönetemi de böyleymiş.


  • Zaman Tamircisi  (30.01.22 22:25:21 ~ 22:26:37) 
okumuş insan tabi -incinmişsin diyor.

şathiyesi: erliği ile anılır filan oğlu filan deyü
anan yoktur atan yoktur sen benzersin piçe tanrı
  • babafingo  (30.01.22 22:48:59) 
Adam zahiri (görünen, insanların tarif ettiği) tanrı figürüne dalıyor. Tanrının insansı bir varlık olarak tasavvur edilmesine karşı bence


  • fempusay  (30.01.22 23:19:31) 
Bence de bir tanrı sevgisi/sempatisi yok. Bu tabi reddediyor demek değil; varsa da umrumda değil, kolayca tiye alabilirim düşüncesi hakim diye düşünüyorum. Ama lisede müfredat gereği bunu - bizimkisi gibi müthiş Ebebiyat öğretmenleri hariç; Nilgün Hoca'ma burdan sevgiler:v - öğretmenlerin pek yansıttığını sanmıyorum.


  • lüzumsuz adam  (31.01.22 10:20:56) 
[]

Metal/rock vs Rap

Spor yaparken hangisi sizi daha çok gaza getiriyor?




 
Yeterli kafeini aldıysam gesi bağları'nı dinleyerek bile gaza gelebilirim ama rap müziği sevmem metali kafam kaldırmıyor artık o nedenle rock derim. Hatta pop-rock.


  • Zaman Tamircisi  (30.01.22 19:39:47 ~ 19:41:46) 
Metal, spesifik olarak melodik death metal. Daha da spesifik olarak amon amarth. Bu heriflerin şarkılarıyla spor yapınca savaştan çıkmışa dönüyorum, kaç gün kendime gelemiyorum.


  • j r r tolkien hayrani  (30.01.22 20:23:56) 
Ben rap.

Ama spotifyda jazz rap listeleri buldum, son zamanlarda ona sardım :)
  • invictae  (30.01.22 21:07:37) 
Metal/rock genelde.


  • jazzabel  (30.01.22 21:13:48) 
rock. rapi hiç sevmem, hiçbir duygu uyandırmıyor bende.


  • nothing in my way  (30.01.22 21:20:54) 
90s old-school hiphop mix. Hani şu her spor salonunda çalan müzikler yeterli


  • olaylar olaylar  (30.01.22 22:12:36 ~ 22:13:16) 
Rap hiçbir sekilde gaz vermiyor bana, amele muzigi bana göre.
Spor yaparken tercihim club muzikleri elektronik muzik olur ama burada seceneklerde olmadığı icin rock metal diyorum.

  • stavro  (30.01.22 23:20:10) 
basit ritimli gaz metal şarkılar. rammstein mesela. rap ve metal'in kesiştiği nokta var bir de, rage against the machine. ama sadece rap müzik pek de gaza getirmiyor.

ben hiç denemedim ama agresif techno müzikler de kesin çok iş yapar.
  • rahip janick  (30.01.22 23:26:34) 
Çarşambayı sel aldı dinleyerek ağırlık bastım bugün :D O gün kendimi nasıl hissettiğime göre değişiyor müzik seçimi de. Ağırlıklı olarak metal/türkü kombinasyonu bende çalışıyor.


  • sarahkerrigan  (31.01.22 00:54:50) 
Rap'e göre değişir. Public Enemy-Fight The Power gaza getirebilir mesela. House of Pain-Jump Around, Kris Kross-Jump....vesaire vesaire. 80 sonları 90 başlarının Hip House tarzı eserleri de fena olmaz. Rock için de var bazıları. Boks çalışanların klasik "Eye of the Tiger"ı vardır. Manowar adamı salondan çıkarıp yalın kılıç cenk etmeye bile sevk edebilir. Genelde her türün tempolu eserleri gider. TSM olarak bile tavsiyem olabilir. Yıldırım Gürses-Son Mektup mesela.

Şahsen ben de elektronik dinlerim spor yaptığım nadir zamanlar ama kendi dönemiminkileri. 80'ler, 90'lar. Modern Talking'den Culture Beat'e uzanan bir skala.
  • d max  (31.01.22 16:58:36) 
[]

Hemoglobin yüksekliği

Hemoglobin değerim 16 kan testimde. Sıkıntıya neden olacak bir yükseklik mi sağlıkçı arkadaşlardan bilen var mı? Cinsiyet k




 
Testlerde referans aralığı yazıyor. Sizde yok mu? Ona göre değişir. Genelde yüksek olunca H yazar, düşük olunca L yazar.


  • dissendium  (23.12.21 19:46:17) 
Aralık 11-14 de sıkıntı yaratacak bi yükseklik mi onu merak ettim


  • tamam sakinim  (23.12.21 19:48:59) 
16 normal sayilabilecek bir deger. Sigara da az miktar yukseltir, iciyorsaniz ondandir. 18 ustu olmadigi surece sorun yok.


  • gibicibicis  (23.12.21 20:04:49) 
[]

Nurofen parol

Birlikte içilir mi?




 
Avustralyalı pediatristlere göre içilirmiş.
www.google.com

  • Bruce  (20.12.21 01:42:44) 
Aynı anda değil de dönüşümlü içilebiliyor diye hatırlıyorum.

Kısa bir aramayla sonuca ulaşılabilir ama çocuk doktorlarının çocuklarımıza şu şekilde verin dediğini biliyorum;

Mesela parol (ya da aynı içerikli ilaç) 8 saatte bir verilebiliyor diyelim, aynı şekilde nurofen de (ya da aynı içerikli ilaç) 8 saatte bir veriliyor diyelim.

Ama çocuğun ateşi 4-5 saat sonra çıkmaya başladığı için 4. saatte dönüşümlü ilaç verebiliyorduk.

Atıyorum 12.00 da nurofen verdik, bir sonraki nurofen zamanı 20.00, 16.00'da parol verebiliriz, 20.00'de tekra nurofen, 24'de parol
  • John Bloor  (20.12.21 09:46:25) 
[]

Slim sigara

Sizce dışarıdan nasıl görünüyor şu incecik sigaralar? Entel/komik/zarif vb?




 
severek kullaniyorum her sigara gibi "kotu" gorunuyor. kalindan farki yok


  • ala09  (19.12.21 15:16:21) 
disaridan herhangi bir sigaranin entel / komik / zarif / cool durdugu zamanlar 90lar sonu 2000ler basinda bitti.


  • robokot  (19.12.21 18:32:18) 
feminen.


  • ilgeru  (19.12.21 19:55:16) 
[]

Nurofen agumentin

Birlikte içilmez değil mi? Grip oldum boğazım aşırı ağrıyor, doktora gidecek vaktim yok, bir an önce toparlanmak zorundayım. En hızlı toparlayacak hangi ilaçları alabilirim. Belirtilerim burun akıntısı, boğaz ağrısı, bademcik şişmesi, hafif öksürük ve hafif ateş. Corona olmadığıma eminim soğukta durup üşüttüm.




 
Antibiyotik almak niye istiyorsun ki, bakteriyel sorunlar için kullanılıyor o. Virütik sorunlar için kullanmak anlamsız. Nurofen yeterlidir.


  • Bruce  (18.12.21 11:01:06) 
[]

Yks fen youtube

Merhabalar. Fen ve matematik derslerinde temelden eksikleri olan öğrencilerime önerebileceğim youtube kanalları veya hocaları biliyor musunuz?




 
matematik için şenol hoca.


  • rewlack  (18.11.21 10:40:45) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.