Ekşi Duyuru

www.instagram.com

Honda CRV çok güzel araç bence güzel tercih derim. iç dizaynı diğerlerine nazaran daha spor duruyor, sürüş konforu çok iyi ve sensörleri çok hassas bu arabayla kaza yapma riskin isteseniz bile yok denecek kadar az bence. Kimisi rahatsız olup sensörü kapatıyor çaprazdan gelen yayayı filan anında algılayıp ayağınız frende değilse direkt frenliyor çünkü ama sensörleri inanılmaz fonksiyonel. Şahsen ben suv sevmiyorum ama bir suv seçevek olsam honda crv seçerdim.

408 Gt ama var mı bilmiyorum. Togg da bakardım.

şarz imkanı varsa sıfır togg

Cherry tiggo yu begeniyorlar ben hiç binmedim ama.

2-3 yaşında cr-v de gayet sorunsuz ve güzel olur ancak

Sıfır alabiliyorsanız yeni kia sportage veya toyota corolla cross hybrid bakın derim.

En full tiggo8 pro da çok mantıklı olabilir fiyat/performans açısından. biz tiggo7 aldık memnunuz.

Onun dışında yine sıfır seçenekler seat ateca ve renault austral var.

Az yaksın diyorsanız hibrite ağırlık verin. yakıt sorun değilse chery çok güzel inceleyin derim. yani 1.8m param olsa 2.el cr-v yerine en full tiggo8 pro alırdım arabada yok yok. malzeme kalitesi güzel. çarpışma testlerinden de 5 yıldız aldı falan..

yaktığı da yani o baktığınız cr-v den 1 litre fazladır çok değil

Öncelik sağlamlıksa Corolla Cross Hybrid tavsiye ederim.

Crv'ye b ek olarak tonale bakılabilir.

1.5 tsi dsg li vw tiguan

Misal
shbd.io

o tur programlardan satmak icin urun aramayın, sizin gibi 100 kisi urun arayıp sonra ayni urunu bulup satmaya calisiyorlar. sonuc hüsran

Merhaba, "eğer vektör halinde bir svg dosyası olarak satarsam, tasarımlarımın başkaları tarafından kopyalanıp (belki biraz değiştirilip) satılma riski olmaz mı?" İnternete düşen herhangi bir şey bir şekilde kopyalanır ve mutlaka paylaşılır. JPG de paylaşsanız, PNG de paylaşsanız Vectorizer.AI gibi sistemler onu kolayca vektör dosyasına çevirir. Tasarımlarınıza güveniyorsanız KAFT gibi tasarım tişörtler satan firmalara dışarıdan tasarımcı olarak çalışmanız daha iyi olur. Bireysel olarak emeğinizin haklarını koruma isteğinize saygı duyuyorum ama maalesef durum böyle...

ben sürekli svg kullanıyorum tek renk baskılarda, png yi renkli baskılarda tercih ediyorum. ille dizaynlarınız calinacaktir kacisi yok.

Rfid zaten saçma olur Decathlon değilsiniz.

Benim aklıma gelen şey;
Her ürünün bir barkodu olmalı ama bu demek değil ki her ürüde barkod takın. Sadece giriş ve çıkış sırasında o barkod taratilmali. Misal irsaliyede 50 tane x var; o barkod taratilmali.

Yok ama bahsettiğiniz ürün satışı çok karmaşa ve bu şekilde yapilamayacak haldeyse yapabileceğiniz tek şey sürekli sayım yapmak. Bu kötü degil, bunu yapan yüz milyonlarca dolarlık şirket gördüm ben. Misal haftalik genel sayım olabilir. Buna ek olarak hafta içinde random sayım olabilir özellikle önemli malzemelere. Misal abc analysis yapıp hangi ürünler çok satiyor, hangi ürünler fiyati pahalı o yüzden dikkat etmeli vs diye. Bu şekilde onlari birçok kez sayabilirsiniz hafta içinde.

Maalesef ana sıkıntı satışın karmaşıklığı sebebiyle (pazar gibi demissiniz) barkod vs olmaz evet. Ya da misal satış sırasında bir irsaliye bir şey varsa bir adet veri giriş elemanı alacaksiniz bu bunlarin hepsini sisteme giriş yapacak (kariyerimin başında yaptım böyle bir şey:).

Biraz daha bilgi verirseniz yeri biraz hayal edebilirsek farkli düşünceler çıkabilir.

Öncelikle özelleştirilmiş bir stok programına ihtiyacınız var.

Tahminimce hırdavatçı deposu ve vida, somun gibi ufak şeyler başınıza bela oluyor.

İlk yapılması gereken belli ürünlere minimum satış adedi belirlenmesi. Varsayımımın doğru olduğunu kabul ederek somundan örnek vereyim, sallıyorum metrik 3 krom fiberli somundan 1 adet ve 10 adet örneklenir. Bu sayede üretim toleransı dikkate alınarak ağırlıktan adet yüksek doğrulukta çıkarılabilir.

Ardından her ürüne bir qr kod üretilir ve saklandığı kutuya yapıştırılır.

Siparişi hazırlayan kişi el terminali ile qr kodu okutarak kaç adet istiyor, yazar, sistem ağırlığını hesaplar, görevli bunu kalibrasyonu düzgün bir terazi ile tartar ve virgülden sonraki ikinci basamağa kadar sisteme girer.

Ürünlere düşük stok uyarı limitleri belirlenir, düşük stok uyarısı gelen ürün tartılır, stoktaki ağırlıkla otomatik karşılaştırılması sağlanır ve varsa fire/fazlalık hesaplanır. Raporlanır.

Kısa özeti bu. Eğer somun civata değilse ürünler nedir söylerseniz bir yöntem mutlaka bulunur. Tek sıkıntı kara düzen çalışmaya alışmış personel sıkı takip sistemine düz dünya söver.

Sayım yapmayın kesinlikle. Çalışanlar işi bırakır. Ben bir işimde ayda bir kez cumartesi günleri sayıma katılıyordum. Çok yalan bir iş. Kesinlikle gerçek sayıyı vermez. Bir işe de yaramaz. Aynı zamanda verimi düşüren bir şey.

Satın aldığınız ürünlerin irsaliyelerinden sayı girin. 3 5 TL'lik ürünleri tek satmayın. Barkodsuz olmaz bu iş. Bir noktada patlar. Bunların takibini yapmıyorsanız faturayı neye göre oluşturuyorsunuz?

Market yazılımlarını araştırın.

web tabanlı paraşüt programını kurdurmuştum bi ara bi depoya. (balık işi, gramla, kiloyla falan çıkış oluyordu).

stok girişlerini biz yapıyorduk, depodaki elemanlar kapıdan çıkan ürünleri cep telefonlarından manuel olarak çıkış yapıyorlardı. (tek yapması gereken açılır listeden ürün türünü seçip, diğer kutucuğa da miktarı yazıp kaydet demek)

kullanıcı adı şifre verdiğimiz herkes de stoğu anlık olarak cep telefonlarından izleyebiliyorlardı.

normalde program bir ön muhasebe/muhasebe programı. fatura kesme, cari takibi vs. yapılıyor ama biz sadece depo takibi için gayri resmi olarak kullanıyorduk. işe de yaramıştı ama 1-2 ay sonra depodakiler yine cozuttu, ay onu unutmuşuz, vay bunu başkası almış gibi gibi bahanelerle güzelim sistemi kullanılmaz hale getirmişlerdi. sonra tabi altından başka olaylar çıktı vs.vs.

velhasılı sağlam bir depo elemanınız varsa sistem güzel yürür.

air 4-5 yeterli olur aslında, ikisi de pro'lardaki gibi tam lamine ekrana sahip (dokunmatik panel ile kalemin temas ettiği alan arasında boşluk yok yani, kalem havada yazıyor gibi bir his yok).

Fakat pro'ların 120hz ekranı ve 12 inç alırsanız ekran boyutu büyük avantaj. Profesyonel çizim yapıyorsanız bence pro alın. 120hz özellikle çok fark yaratıyor.

Kullandım ilk birkaç ay, sonra skerler deyip bıraktım. Kullandıkça gevşiyor yapısı, rahatsız edici olabiliyor.

Kullanmadım, kullanana da yargılar gözle bakıyorum.
O kadar para verip almışısınız madem, o zaman doğru düzgün tam verim alabilecek şekilde kullanın şu aleti diyorum. Klavye koruyucunun olayını da tam anlamıyorum. Maksat tuşların eskimemesi ve soyulmamasıysa, varsın eskisin ve soyulsun. Maksat sıvı dökülmelerien karşı korumaksa, o zaman biraz dikkatli kullanımla sorun olmaz diye düşünüyorum.

klavye koruyucu opsiyonel ama ekran koruyucu kesinlikle kullanin. ekran koruyucu ile birlikte klavye koruyucu da kullandim, tus izlerini koruyucudan silince cikiyor. belirli bir sure sonra zaten sagi solu ayri oynamaya basliyor klavye koruyucunun kaldirip attim.

ben klavye koruyucuyu klavye donusturucu olarak kullaniyordum. ulkemizde ingilizce q modeli satilmiyor malum. evde apple q ingilizce klavye kullaniyorum artik.

hayat bu kadar hassas olmak için çok kısa.
ne güzel macbookunuz var, klavyesine dokunmayacaksanız ne yapacaksınız?

ne dış kılıf ne klavye koruyu.
uzun yıllardır kullanırım.
bir şey olursa yenisini alırım.

ben de ilk günlerde takılıyordum bu konuya ama sadece dışına kılıf aldım. (o da çatladı gerçi.)
almak istememin sebebi ise sakar olmamdı; eşyalarıma çok kolay zarar veriyorum. lakin bir senelik kullanımımla birlikte diyebilirim ki üstteki umursamazlara +1
hiç sıkıntı yaşamadım şimdiye kadar.

Midjourney ve Dall-E "üreten kişiye ait" diyor. Makineyi kullanan ve komutları veren o çünkü.
help.openai.com

docs.midjourney.com

Çok benzer veya birinin yüzü vs. olursa garip davalar olabilir, ama birebir olma ihtimali yok gibi bişey. Sen bile aynı şeyi iki kere yaptıramıyorsun. Fakat esas problem bunların eğitildiği materyal. "Empresyonist şöyle şöyle çizim yap" dediğinde Monet'in tablolarını örnek alarak çiziyor. Bu yine problem değil ama fare çiz dediğinde Mickey Mouse benzeri bi fare çizerse al başına belayı :) gerçi onun da ilk çiziminin telifi geçenlerde doldu yanlış örnek oldu ama anladın olayı.

Yapay zeka şirketleri "telif hakkı sizindir" ya da "benimdir" dese dahi telif hakkı statüsünde değil şu an için. Amerika'da mahkemeler yapay zekanın telif hakkı sahibi olamayacağı yönünde görüş bildirdi. Yani işin özü siz telif hakkı sahibi olamamanızın yanında bir de ürettiğiniz içeriğin faydalandığı bir sanatçının tarzı olursa ve o içeriği gelir elde etmek için kullanmışsanız size dava açabilir.

Vector Magic diye bir uygulama vardı, keza Inkspace'in kendi aracı var ama özellikle görsel görece karmaşıksa kesin bir çözümü yok benim de bildiğim. Genelde Inkscape kasmasın diye grayscale 4-5 tona ayarlayıp sonra çıkan sonucu elle düzeltme yoluna gidiyorum.

vectorizer.ai

ben birkaç görsel yaptım bu sitede, epey başarılı

Merhaba.

Eşim takı tasarım işiyle uğraşıyor.

Instagram üzerinden @tomris_taki_tasarim (git: www.instagram.com) hesabından ulaşabilirsiniz. Doğal taş da dahil birçok farklı ürün portföyü var. Trendyol ve hepsiburada'da da var ancak komisyon ve kargo maliyetleri sebebiyle oradaki fiyatlar mecburi olarak artmak durumunda kalıyor. Göz atarsanız aldanmayın lütfen :) Instagram üzerinden mesaj atarsanız daha uygun fiyatlandırır.

Özel talebiniz olursa ona uygun da tasarım yapabilir.

Niyetlenirseniz ben de şimdiden size teşekkür ederim :) Bu vesileyle takı merakı olan diğer arkadaşları da sayfaya davet etmiş olayım :)

limited-anonim şirketler borçlara karşı sınırlı sorumludur, fakat kamu borçları için ortakların da şirketten ayrı olarak tam sorumlulukları var. ürettiğiniz bir ürün için şirkete açılacak dava, davanın içeriği, falan bunlar çok çeşitli olabileceği için şirket şahsınızı ne kadar korur o tartışılır. bunun yerine ürettiğiniz ürünün sertifikalarını almak falan daha önemlidir.

Çok kapalı bir soru bu. Ürün dediğiniz şey nedir? Ben mühendisim. Üretim mühendisi olarak çalıştım. Yurt dışından kalite hatası nedeniyle geri gönderilen ürün gördüm. Müşterinin şikâyetiyle aynı ürünün fatura edilmeden tekrar üretildiğini gördüm. Bana kalırsa müşteriye karşı değil, kendiniz için kalite güvence sistemi oluşturmanız gerekiyor.

Bunun temeli kalite kontroldür. Bir kalite planı hazırlanır. Kontrol edilecek şeyler belirlenir. Belirlenen düzende kontrol yapılır. Hatalı olanlar ayrılır. Düzeltilebilecek olanlar düzeltilir. Müşteriye hatalı ürün gönderilmez. Müşteri dava açarak hakkını alabilir.

Airbag'in düzgün çalışabilmesi için aracın önü vs. ile beraber hareket etmesi gerekir (kazadan belli bir süre sonra patlar, sonrasında direksiyon ile şoför arasında belli bir mesefa kalması gerekir vs.). Bu tip bir hesaplama yapılmadan patlatılan airbag, faydadan çok yaralanmalara sebep olur.
1975 model Vosvos'ta böyle bir tasarım çalışması yapılmadığı için yalnızca airbag bir işe yaramayacaktır elektronik olarak başka bir arabadan tüm sistem komple kopyalansa bile.

Motorcularin kullandigi tarzda giyilebilir Airbag daha guvenli olur muhtemelen

pegasus flex var mesela. bilet başına ekstra ücret ödüyorsunuz kesintisiz iade alabilmek diğer.

diğer türlü sizin mantığınızda herkes bilet alır alır iptal eder yani.

Ya normal biletin 1.5 katı gibi bir fiyata sahip olanlardan alacaksınız ya da bizim şirketin yaptığı gibi "portal" kullanmanız lazım. Bu portal firmalarından bilet alırsanız son dakikaya kadar iptal ücretsiz oluyor, ayrıca gemi adamı iseniz indirimleri oluyor vs.

canva

Seramik fırınları oluyor, sizin gibi bir şeyler yapan insanlar getiriyor veriyorlar yaptıklarını, talebe göre 1-2 hafta arası birikiyor seramikler sonra fırınlanınca teslim alıyorsunuz.

Bahçelievler'de bir tane vardı böyle ama Şişli için bilmiyorum, kesin vardır.

otomatik kontrol ediyor botlar işte. telif hakkı ile korunan paylaşılmaması gereken bir içeriğe ait link de varsa otomatik ihlal bildirimi atıyorlardır. bildirimi veya ilgili linki paylaşmadığından tahminden öte gidemiyorum tabi şuan :D

ama muhtemelen bu var olmayan linkten anasayfaya yönlendirme işlemini 302 kodu ile yapıyorsan sonrasında da anasayfa haliyle 200 kodu ile yükleniyor. sanki o içeriğin linkini değiştirmişsin de anasayfan o içeriğin yeni linkiymiş, o telifli içerik sitede varmış gibi algılanabilir. gerçekte bu telifli içerik sitede bulunmadığından yasal bi sorun olacağını sanmam ama bulunmayan sayfalara 404 sayfası yapıp 404 döndürmen daha uygun olur.

şuan şu içerik sitende var mı diye soran botlara yok kardeş bizde o içerik demiyor senin siten yani.

gerçek kişi olarak ticari faaliyetiniz yoksa vergi ödenmez. ancak ticari faaliyetiniz kapsamında ise kdv2 ödenmesi gerekebilir. sizin istisnai olarak özel işleriniz için bu hizmeti aldığınızı varsayarak ödemeniz gerekmeyecektir.

Dünya bankasının SEECO projesi var. Araştırabilirsiniz.

Nasıl animasyon, karakter animasyonu mu. Motion graphic gibi bişey mi.

Yakından takip ettiğim bir şey değil karşıma çıktığı kadarıyla biliyorum ai ama hala tertemiz motion graphics tarzı bişey yapamıyor gibi. Zira insan tasarımından en temel ayrıldığı yer kasıtlı çizgiler/hareketlerden ziyade özellikle 2d çizim/dizaynlarda kasıtsız, manasız çizgilerle dolduruyor gibi ortalığı.

örneğin bir manzara görselinde bulutların hareket etmesi veya bir yolda arabaların hareket etmesi gibi. Yani kurgulanmış ve bir çok şeyin bu kurguya göre hareket ettiği bir animasyon olmasa da en azından biraz hareket, ama görsele uygun bir hareket.

Bildiğim ve bahsettiğinize en yakın teknoloji bu.
www.youtube.com

Monoville kullanıyorum.
Hafta sonu Karaköy'de perfumeatelier.com.tr bunlarla tanıştım. Çok güzellerdi ama değer mi değmez mi emin olamadım.

Balen

çalışmasında bir problem yok kolayca entegre de oluyor. sadece tek bir eksisi var o da ödeme adımında yeni bir sayfada sanal pos ekranının açılması.

mesela garanti sanal pos direkt one page ödeme sayfasına pos sectionu olarak dahil olabiliyor. iyzico dahil olamıyor.

Banka personelleri genelde yoğun oldukları için bu tip işlere pek yanaşmazlar, size aşağıdaki gibi kanun , tüzük, vb. ne varsa kendiniz çıktısını alıp, mümkün olduğunca sakin şubelere ve yoğun olmayan ara günlerde gidip görüşmeye çalışın, eğer olumsuz bir yanıt verirlersede müdürüle görüşmek istediğiniz belirtin ve ısrarcı olmaya çalışın.

Örnek bir belge :

www.resmigazete.gov.tr

35. sınıfta tescil ederseniz sıkıntı olmaz. Ama örneğin hazır giyim için 25. sınıfı tescil ettiniz, bu durumda kendi markanızı satabilirsiniz, başka marka satamazsınız.

Tabi bunların hepsi şikayete bağlı. Şikayet olmazsa sorun da olmaz

@PoscheN kastettiğim bütün ürünler kendi el üretimim olan ürünler. Ama bazıları marka sınıfıma giriyor, bazıları girmiyor. Örneğin baskılı tişört girerken, atıyorum ahşap boyama ürünlerinin girmemesi gibi.

edit: 35'i aldım. daha doğrusu başvuru yaptığım sınıflar arasında.

Birinin ayağına basmıyorsan hiç bir sorun olmaz. Örneğin ahşap boyama ürünlerinde büyük bir marka aynı marka ile satış yapıyorsa mahkemeye verebilir. Yoksa hiç bir şey olmaz. Ama alabiliyorsanız 35'i almanız sizi korur

bağcılar matbaacılar sitesinde herboy etiket
herboyetiket.com

Hocam, digital baskı matbaa işi yapıyorum. Dilersen sözlükten yazabilirsin.

Balmumu bozulmaz. Kendisi zaten bütün anti-ler. Doğal ürün satan dükkanlarda oluyor aslında, bulunmaz bi sey değil ama fiyatlar uçuk. Arıcılık yapan bir tanıdığınız varsa ondan alın, benmari usulü eritip pamuk iple kalıba dökün. Voila!

Hayır, yapay zeka henüz o seviyede değil.

çok çok basit blog, todo tarzı siteleri yapabiliyor, bunlarla ilgili çok fazla repo, blog yazısı örnek falan var, ama karmaşık işleri yapamıyor

hatta direk gidip çalmadığı kodları uydururken (yazarken diyelim) çok hata yapıyor.

Google Haritalardan bölgeye bakıp, ilçedeki bir çiçekciye telefon açıp yardım alabilirsiniz bence.

googledan bulup +1

Mucur belediyesi özel kalemi arayip durumu anlatıyorsun. Düzgün bir dille rica edersen çiçekçinin adresi konusunda yardımcı olurlar veya yönlendirirler. Belediye olduğu için illa bir yerlere çiçe gönderiyor veya alıyorlardır. Çoğu konuda bu şekilde yardım almisligim var.

alan adını alma konusunda sıkıntı yaşamazsınız. ancak sonrasında marka sahibi icann'a başvurarak alan adının kendilerine geçirilmesini isteyebilir. tabi marka sahibi istedi diye hemen hak devri olmaz, sizin kötü niyetli bir kullanımınızın olduğunu (örneğin markayı karlayacak veya marka değerini düşürecek bir site olması -örneğin erotik siteler gibi) ispatlaması lazım. ayrıca örneğin alan adını satın alıp sonrasında marka sahibine çok fahiş bir fiyatla satmaya çalışırsanız da bu durum kötü niyet olarak değerlendirilebilir. bu şekilde satın alıp sonradan marka sahibine satma niyetiniz varsa bunu yapabilirsiniz, ama karşı tarafa "siz almazsanız şöyle yaparım, böyle site açarım" gibi tehditvari sözler söylememeniz lazım.

dipnot: patent ve marka ayrı şeylerdir. bu konunun patentle hiç alakası yok. hatta marka hukuku ile de alakası yok. alan adları kendine özgü bir alan.

edit: yukarıda verdiğim bilgi eksikmiş. bir alan adını tekrar satmak üzere satın almak da kötü niyet olarak değerlendiriliyormuş. o yüzden marka tescili olan bir alan adını alıp satmaya çalıştığınızda sıkıntı yaşayabilirsiniz.

domain tescili ile marka tescili iki farklı konu.

Domain boşsa satın alabilirsiniz.

Ama eğer o domainle bir faaliyete girerseniz, atıyorum trendyol.net diye bir site aldınız. Trendyol.co aldınız ya da. Bunu boşsa alabilirsiniz.

Ama trendyol.net üzerinden türkiye'de e-ticaret faaliyetine başlarsanız, marka tescili trendyol'da olduğu için aynı kategoride rekabete aykırılık olduğundan sizin o markayla devam etmenize izin verilmez.

Gibi gibi karışık konular yani.

Teferruatlı bir konu. Hukuki danışmanlık almanızı tavsiye ederim.

konu satış ise hayır herhangi bir işletme olmak zorunda değilsin ama vergilendirme olarak soruyorsan evet kanunen bu yaptığın satışı ve kazandığın parayı belirtmek ve vergisini ödemek zorundasın.

.com her zaman daha etkilidir , daha resmi görünmek istiyorsanız com.tr , ama özellikle hedef bir ülkeniz varsa ayrıca o ülke için farklı bir domain almanız sizi ön plana çıkaracaktır örneğin ingiltere için co.uk gibi

.com daha etkilidir ama aynı alan adının .com olanı kullanımda ise ve illa ki.com kullanıcam diye asıl alan adını saçmalatacaksanız .net alın.

Yani harmanyeri.com kullanımda, harmanyeri.net boşsa, sırf .com olsun diye harrmanyerri.com falan almayın, paşa paşa .net alın.

sizin örneğinizde business.net boşken sırf .com olsun diye businessco.com yapmayın.

kibritsuyu +1

www.maxthon.com bunu öneririm. tab sleeping özelliği faydalı olur.

şahsen kullanmıyorum operaya güvenmediğimden. geçmişte kişisel verilerle ilgili problemleri vardı şuan ne durumda bilmiyorum ama opera gx'de ram cpu kullanımı vs. sınırlandırılabiliyordu işe yarayabilir belki.

ha opera olmasa x olacak y olacak kişisel verileri illaki birileri toplayacak tabi. bir de izin verme olayı varsa farketmeden okumadan izin verenlerden toplamıştır belki bilemiyorum. detaylı bakmadım olaya. kullanılabilir yine gizliliğe aşırı önem verenlerden değilsen.

şahsen firefoxcuyum ve eski phenom işlemcili 4gb ramli pcde de firefox kullandım bariz bi yavaşlık yoktu. hdd varsa onu ssd ile değiştir ram kullanımının yüksek olması vs. sorun değil eğer multitasking yapmıyorsan ki o kadar eski cihazdan da multitasking beklemezsin. cpu/ram sınırladığında sonuçta tarayıcı kasacak bu sefer

bu bilgisayara lınux kurarak daha verimli sekilde kullanabilirsiniz.

Eger ki spesifik bir program kullanmıyorsanız.

Bazı tarayıcıların lite sürümlerine bakın .

önde gelen tarayıcılar aşağı yukarı aynı. eski sistemler için tasarlanmış hafif tarayıcılar var ama modern websitelerinde sorun yaşayabilirsiniz.

tek sekmede chrome veya firefox kullanın. baktınız hala çok kasıyor, k-meleon kullanabilirsiniz.

volvo = kalite

tasarım konusunda özellikle stop lamalarında biri birinden çaldı diye net bir kararda bulunamayız zira son 10 yılda çığ gibi büyüyen bir darth vader tasarım anlayışı var, hem far hem stop gruplarında.

öte yandan konuda xc-40 yazıyor ama resimdeki xc-60. cr-v>xc-40, xc-60>cr-v

şu da var, 5 yıl sonra ikisi de aynı km'deyken ilana koysan cr-v 50-100 daha fazla prim yapar.

hiç bir zaman japon avrupa karşılaştırmasında japonu seçmem. ne kadar sağlam olursa olsun ne kadar tutulursa tutulsun. kalite farkı var. he volvoyu çinliler almış ama çinli yapmamış.

yeni CRV çok daha iyi görünüş olarak ama volvo seçerdim çok büyük bir marka algısı ve belki de güvenlik algısı var, hem sana hem misafirlerine karşı.

xc 40 compact. CRV midsize. Volvo'yu alirsaniz 5 yil uzatilmis garanti satin alin. Hondayi alirsaniz uzatilmis garanti satin almaniza gerek yok.

Google flights.
Oradan sonra havayolunun kendi sitesinden almak.

skyscanner

Panik bir insan olduğum için aracı kurumlara güvenmiyorum. Skyscanner’daki siteleri arattığınızda hepsiyle ilgili mutlaka olumsuz yorum çıkıyor.

Thy’nin kendi sitesinden alıyorum. Zaten en çok seçenek de orada.

Valla ben skyscanner ardından en ucuz neyse o. En kötü puan alandan bile sorun yaşamadım. Bazen firmanın kendi sitesi de denk gelebiliyor. En son ilk çıkandan kredi kartı ile alışveriş yapamayınca bir altındaki havayolu sitesinden almıştım.

Arkadaşımda ranger var aletin hız sınırını geçesi yok zaten pek :D 80 110 arası güzel güzel gidiyoruz :D

öncelikle neden pick-up tercih edeceksiniz? kendinize bunu sormalısınız.
2001 nissan skystar sahibiyim. d22 çift kabin kasa. araç 4x2. 2570cc. motor gücü 61kw yani 81 beygir. turbosuz. tüketimi yüksüz 100km'de 10 lt. 1 ton yükle 15-16 lt'yi rahat görüyor.

evet 90km hız sınırı olan yerde hız sınırınız 70km. 84 km hızla radara girip ceza yemeniz benim gibi olası.

aracımla ilgili şikayetim ilk kalkışta hızlı olmaması. bunun için model yükseltip turbolu modellerine göz kırpabilirim. bu durumda benzinlikte bana göz kırpıyor.

her sene vizesi var. ve benim gibi aracı ilk sahibinden dokunulmamış bir şekilde aldıysanız yirmi yılın sonunda artık her parçasını sıfırlamak zorunda kalıyorsunuz. özellikle nissan parçaları bulmak zor olabiliyor.

elden çıkarma işi ise kolay değil. hemen elden çıkmıyor. meraklısı az.

benim gibi işiniz bağ-bahçe-saman çekmek ise alınır. alayım off-road paket yapayım. bodykit yapayım. yükseltme kiti yaptırayım. yok şunu yok bunu ekleyeyim. egzosu yukarı alıp dereden geçeyim diyorsanız o bütçenize bağlı bir durum.

* benim için avantajları; çift kabin oluşu ile 5 kişi rahat rahat seyahat edilebilmesi, yük çekebilmesi (10 tur şeklinde ev taşımışlığım var.)
* dağ tepe demeden gitmesi
* yağsız susuz kullan motoru bana mısın bile demez. (nissan için konuşuyorum) radyatör suyunun bittiğini hararet göstergesinin çok çok az saptığı için farketmiştim.
* eşek gibi kullanırım yine de gider. rulman dağıtma, torsiyon mili kırma, alt takımın ayvayı yemesi.

yok

eski kasaların mukavemeti belki daha yüksektir fakat kaza anında bu güvenlik dezavantajına dönüşebilir

yeni araçlarda çarpma anında kaporta şekil değiştirerek enerjiyi sönümlüyor sürücünün kazayı daha güvenli atlatmasını sağlıyor

fakat 2010 lar çok yeni bu değişim bence 90 lardan sonra başladı

böyle bir mühendislik farkı var

kasa haricinde bozulmama olarak da öyle olabilir zira makineler komplike oldukça bozulma ihtimali olan parça sayısı artıyor. Eski manuel araçların çoğunun maşallahı var (babam hala 2001 Renault Laguna kullanıyor mesela) Bu beyaz eşyalarda falan da böyle 1990 yapımı Arçelik hala çalışırken 2010 yapımı X marka bozulabiliyor.

www.youtube.com

eskiden günümüze doğru geldikçe: sert dış kabuk, yumuşak iç kabuk > yumuşak dış kabuk, sert iç kabuk. büyük kazalarda elektronik önlemleri saymazsak hayatta tutan bu.

bir arabanın bir çok yerde ömrü 10 yıl olarak yapılıyor artık, insanlar avrupada çok sık araba değiştiriyor, eski araba kullanma yüzdesi az, bu yüzden boşuna 50 yıllık araba yapmıyorlar.

Yok kesin bilgi :)

Yok. Çok eskiden bir süre vardı.

voip kullanıyorsanız ve gerekli ayarları biliyorsanız mümkün olabilir fakat standart karasal hat ise olmaz tabii.

hat henüz açıkken cebinize yönlendirin.

Hat yönlendirme en güzel çözüm olur,

sabit hattı cep telefonunuza yönlendirebilirsiniz. sonrasında telefonunuz android ise windowsun telefonunuzu bağlayın uygulamasını kullanarak çağrıları bilgisayarda görebilir ve yanıtlayabilirsiniz ancak bluetooth üzerinden bağlantı sağlandığı için şarj ve mesafeye dikkat etmeniz gerekir(veya kabloya).

başka bir çözüm de sanal santral kullanmanız ve hizmeti sağlayan firmanın bilgisayar uygulamasını kullanmanız olur ama hali hazırda kullanmıyorsanız sizin için işe yaramayabilir çünkü işlemler zaman alır ve ücretlendirmesi farklıdır.

uçuşların çoğu istanbul havalimanına kaydırılmış olmasına rağmen özellikle sabihayı tercih ediyorum. metro da açıldıktan sonra ideal bir havalimanı oldu bana göre.

Evime uzaklığı ve içinin keşmekeşliği, kirliliği nedeniyle tercih etmemeye çalışıyorum.

bana ulasim olarak cok rahat bu yuzden tercih ediyorum. ist havaalani altindan da yapulsa ulasimi ciddi problem benim icin.

beşiktaşa bile gideceksem sabiha gökçenden gidiyorum. çok daha iyi.

Evime yakın ve hele de metro açıldıktan sonra ulaşımı kolay olduğu için severim kendisini.

Evime yakin +1

Sancaktepeden Istanbul havalimanina gitmek zulum. O yuzden yurtici disi farketmeksizin candir Sabiha.

Lakiiiinnn, o ne kalabaliktir oyle... Bu acidan cok begenmem iste ama napalim.

(klavyem ecnebi oldugu icin karakterler icin ozur diliyorum)

Yeni havalimanının da artık metrosu var. Lakin Sabiha o konuda daha rahat.

metrodan önce de memnundum, şimdi çok daha memnunum. rahat rahat gidip geliyoruz.

Daha fazla kullanıyorum, ancak en son dönemde temizlik firmasıyla anlaşamamaları ve güvenlik elemanlarını azaltmaları sebebiyle epey kötü duruma geldi. Yinede yakınlığı sebebiyle tercih sebebim.

Genel olarak sevdiğimiz bir havalimanı, sadece metro aracılığıyla ulaşabiliyorum. Araba ile gidersem etrafında otoparklar ve ücretsiz ring servisleri oluyor. Yeni pisti de açıldığında uçuş çeşitliliği artacaktır sanıyorum. E daha ne olsun.

Eksi yönlerine gelecek olursak; yurtdışı gelişlerde pasaport bölümünde bir kaos oluyor o can sıkıcı. İstanbul Havalimanı o anlamda çok rahat. Bir de o ahlaksız taksicilerin Allah belasını versin, metro sayesinde inşallah batarlar. (Biliyorum ağır konuştum ama kimse laf etmesin bu konuda çok doluyum)

Eve uzak olmasına rağmen evet. Mecbur kalmadıkça diğerini kullanmıyorum. Metronun açılmasına da çok sevindim.

evime 15dk, pegasus ve thy kiosk checkin ve bagaj teslimi var. kötü yanları : gümrük çok sıkı, duty free'si pahalı, prime time'da taksi sırası bekliyorsunuz, sabah akşam giden yolcuda içeri girmek için çok bekliyorsunuz.

Dönüş uçaklarını sabiha'ya almaya çalışıyoruz yoksa şirket şöförü gecenin köründe dünya yol gelip almak zorunda kalıyor, eğer zaten yorgunsa otobüsle sabiha'ya geçip oradan taksiye binmem gerekiyor.

istanbul havaalanı uzak olmasına rağmen daha rahat geliyor bana her konuda. elite olmama 3000 puan kaldı, o zaman business class girişini, kontuarlarını, lounge ı kullanabileceğim için ekstra kullanışlı olacak.

istanbul'da yaşamıyorum. ama istanbul'a gittiğimde gideceğim ilçelere ulaşımı rahat olduğu için sabihadan vazgeçmiyorum.

ha ek olarak biliyor musunuz bilmiyorum ama restoran fiyatları baya ucuz.
happy moonsa gittim mesela 200 tlye hamburger vardı. normal fiyatlarla aynı ya da %10 fazlası falan.

Acayip memnunum. Evimdeki huzuru buluyorum resmen.

magnezyum kompleks ve b kompleks. biriktiremediğimiz ve deliler gibi kaybettiğimiz değerlerimiz. o yüzden her gün kullanmak iyidir.

Supradyn all day. Spor yaptığım sürece haftaici her gün kullanıyorum.

nutraksin big energy, ginseng, caffeine ve ginger+carob var içerisinde. magnezyum da aldığım oldu.

D Vitamini
Magnezyum
E vitamini
Bir de enerji için supradyn tarzı bir şey, daha bitkisel ağırlıklı.

Arada magnezyum alıyorum, başka takviyem yok.

biotin, kolajen, magnezyum, b12

senede bir defa tam kan sayımı ve d vitamini ölçümü sonrası doktorun reçetelediklerini kullanıyorum

multivitamin
demir tabii ki bunlari farkli zamanlarda aliyorum..

yatmadan once de magnezyum, b6 ve cinko.

magnezyum sitrat ve magnezyum biglisinat, çinko pikolinat, b12 hidroksikobalamin, d vitamini, folik asit.

magnezyum malat - hergun
b complex - arada
d damlasi - hergun
zinc - arada
alpha lipoic acid - arada

Kayinbabanin yanından yazan damat olarak, evet diyorum. Çok güzel oluyor vallahi. 4 5 gun bizbize gezip, kalan tatili kayinbaba evinde köyde geçiriyoruz. 3 yıldır sasmadik. Mis.

olur niye olmasın. arada yapmak da iyi gelir. uzatmamak kaydı ile tabi

ben eşimin ailesi ile birlikte farklı şehirlerde gezmeyi severim, iyi anlaşıyorsanız problem olmaz. kocam da benim ailemle gezmeyi sever. herkes sınırını bilince ekstra sıkıntı çıkmaz.

ayrıca eşimin memleketi deniz kenarı tatil yöresi, dolayısıyla kayınvalidemlere gidince tatile gitmiş gibi hissediyorum çok iyi oluyor.

Bizde iyi anlaşırız ancak 2 günden fazla istemem, eşimde istemez.

Eşle yalnız yapılan tatil başka bişey.(romantik, seksi, eğlenceli. Bunları aile yanında yapamazsın) Yani tek bir tatil tercihin olacaksa aile ile olmaz.

Fakat yılda belli günler sadece bayramda tatilde aileler görülüyorsa olabilir. Ama o aile görme güzel vakit geçirme tatili olur. Biz bu yıl hem eşimin ailesiyle hem benimkilerle deniz tatili yaptık, çünkü Eylül'de başka ülkeye gidiyoruz ailelerimizi bir süre göremeyeceğiz. Normal şartlarda yapmayabilirdik.

ctrl f yap açılan ekrandan değiştire tıkla
aranan değere 13 yaz
yeni değere 15 yaz tümünü değiştir butonuna tıkla(değiştireceğin sutunu seç, yoksa tüm çalışma sayfasındaki 13leri değiştirir)

ctrl+f sadece bulmaya yarar. ctrl+h yapın (bul ve değiştir)
aranan değer: 13
yeni değer: 15
tümünü değiştire tıklayın.
ama onun yerine bir formülü değiştirip, değiştirdiğiniz hücreyi kopyalayıp, diğer değiştireceğiniz hücreleri taradıktan sonra sağ tıklayarak "özel yapıştır" altından "sadece formüller" de yapabilirsiniz. size kalmış.

(bkz: kasko)

hayır

öyle olsa kasko diye bir şey olmazdı

mümkün değildir.

bu sonunun cevabi bircok seye bagli;

1. bahsettiginiz gelistiricinin bildigini soyledigi teknolojilerdeki yetkinligini ancak o teknolojilerde uzman bir kisi ile gorusmesi sonucu anlayabilirsiniz. cunku bu teknolojilerin biliyor/bilmiyor gibi iki kutuplu bir cevabi yok. ne kadar biliyor, ne oranda tecrubesi var onu bilmek cok kolay degil.

2. sizin projenin ihtiyaclari ne ve bu ihtiyaclar gelistiricinin yetenekleri ile ortusuyor mu. her proje bir degil, her projenin ihtiyaclari farkli. buna karsilik her gelistiricinin tecrubesi farkli, tecrubesiz oldugu ama hizla tamamlayacagi yonleri farkli.

3. bunlardan en onemlisi gelistiricinin motivasyonu ve disiplini. eger bir teknolojiyi bilmiyorsa da ogrenir, bir problemi cozemiyorsa da eninde sonunda cozer. ama is uzerine motivasyonu olmayan ve disiplinli olmayan kisinin gozunde her is buyuyeyecek ve gecikecektir.

4. projeniz icin gerekli gelistirme ortami full stack. yani front-end var, anladigim kadariyle back-end de var. back-end varda database tarafi da var. tum bunlarin calismasi icin devops tarafi da gerekli. yani kapsamli bir proje icin bunlar bir kisinin bilgisini asmaz belki ama bir kisinin uzmanligini asabilir. mutlaka bu full stack de bir yerde zayif kalacaktir. ornegin css ve ui konusunda iyiyse devops ve sunucu tarafinda eksikligi olacaktir. tum stack konusunda hakim olmak gercekten zor. tabi bu yine sizin projenin kapsamina bagli.

5. gelistiriciye ne kadar zaman veriyorsunuz bu da onemli. cunku bu kadar genis bir stack uzerinde calisan biri icin "context switch" zor olacaktir ve bu da beklenenden fazla zaman gerektirecektir.


kisaca proje cok cok buyuk degilse, uygun zaman da planlanirsa yapabilir. ama gelistirici motive ve disiplinli olmali. sonucta javascripti iyi bilen biri icin node.js de gelistirme veya react ile gelistirme cok da zor olmaz.

Yıllarca full stack developer olarak çalıştıktan sonraki cevabım:

Projeniz basit bir şey değilse ya da PoC yapmıyorsanız full stack developer'lar ile çalışmayın. Backend için ayrı biri olsun, frontend için ayrı biri.

Çünkü bi 10 yıl önceki gibi değil, her şey aşırı detaylandı, kompleks hale geldi. Hepsine yetişmek imkansız artık.

Ha mesela daha fikri valide edeceksinizdir, kalite çok önemli değildir, "çalışsın yeter" diyorsunuzdur, o zaman yardırın, bişey olmaz.

Selamlar,

iki yanıta da katılıyorum.

Genel olarak Front-end ve back-end geliştirme farklı beceri setlerini gerektiren farklı alanlar.

Ancak Front-end deneyimi ve bilgisi, back-end geliştirmede avantaj sağlayabilir. Hem genel yapılara hakimiyeti hem de problem çözme mantığını bileceği için.

Temelde 2 soru var bence, projenizin kapsamı ve adayın konuya yaklaşımı, adam buna ok mi yani?

Ucuz olsun diye mi bunu tercih ediyorsunuz? proje detaylıysa aynı anda 2 kişinin birlikte ilerlemesi süreyi kısaltacağı için yine de değerlendirilebilir.

Projeyi ve adamın yetkinliklerinin detayını bilmeden çok yüzeysel cevap verebiliyorum.

indeed

linkedinde ilk ilan ücretsiz

Eksisozluk iş ağı . Ben yardımcı olabilirim