Ekşi Duyuru

Çağdaş kışlaoğlu

Basit bir kargo kaydında da ayni bilgiler var. Dert etmeyin.

ama kargo kaydını herkes görmüyor.

bir şey olur mu olmaz mı bilemem ama ben olsam imzamı değiştirirdim. imzanızla sahte talimat düzenlenip banka hesaplarınızda işlem yapılabilir. bilgileriniz de zaten varmış. kimin eline geçtiğini de bilmeyeceksiniz. çalıştığınız bankalardaki imzayı degistirmekte fayda görüyorum.

fantastik derecede bahtsız değilseniz bir sıkıntı olmaz. bu bilgiler kullandığınız çevrimiçi platformlar vasıtasıyla o kadar çok yere zaten akıyor ki.

ihtiyacınız olması halinde kaybettiğiniz belgenin nüshasını ilgili noterden alabilirsiniz.

kadıköy beşiktaş maçka park cbostan hariç içki içilebilen yer var mı bilmiyorum. direk gelir güvenlik veya polis.başıma geldi kaç kez

bu bişey değil ki; hbomax, disney+, paramount+, hulu, appletv bizde olmayıp amerika'da olup ilk aklıma gelenler. vod platformları başlangıç evresinde olduğu için herkes yarışa girdi, zaman içinde 2-3 oyuncuya dönüşecekler. ama bu çok zaman alacaktır çünkü x filminin y ülkesindeki dağıtım haklarına sahip firmalar genelde farklı oluyor, bu platformlar da dağıtım hakkını almak için çok para ödemek zorundalar. ne kadar güçlenirlerse o kadar çok yatırım yapacaklar. biraz tekelleşmeye gitmesi lazım oturması için. o zamana kadar torrent devam.

Fransa'da da var ama kendi dizilerini bu kadar cikartmiyorlar.
Canal+, ocs, salto ilk aklima gelenler. Gecen bir tane daha vardi unuttum simdi.
Ocs misal cok begenmistim ama zaten bir şey izleyeme vaktim yok onu da alamazdim. Hali hazirda netflix, amazon, disney sahibiyim. Ama atacak param olsa üstüne bein, canal plus(rugby icin), ocs alirdim.

Evet saçma, prodüktörler de kendi spotify sini çıkarsın o zaman. Bu bence Netflix'in pastasından pay almak için başlayan bi akım. Kendi kendilerini bitirecekler böyle giderse

Bir sürü var, zaten yazılmış. bunda bir gariplik görmüyorum ama. İstemediğim içerik için niye para vereyim deyip kafama uyan bir kataloğa sahip platform seçiyorum sonuçta. Her bir katalog için ayrı bir abonelik olması kadar doğal bir şey yok.

elbette öyle bir şey yok. bu olaylar İsrail mahkemelerinin bazı Filistinlileri Kudüs'teki bir mahallede evlerinden çıkarmasıyla başladı. Bu adamlar kaçaktı ya da tapuları yoktu, vs. Ama bunlar hassas konular. Kimileri diyor ki: Netanyahu çok güç kaybettiği için bu tarz gerilimleri körükledi.

binyamin netanyahu birilerine özenmiş. arkasındaki destek biraz azalınca milliyetçiliği, dinciliği körükledi yine. uzun süre ülkelerin başında olan yöneticilerin standart yönetim politikası bu.

olay çok uzun kardeşim. doğalgaz için kıyısı olunca tatava yapmaya daha fazla gücü olacak bir de aytunç altındal mı bahsetmişti tam hatırlamıyorum, babaların devamlı fırat'ı ele geçirme veya oraya giden suya da hükmetme derdi var. 2030'lulara yaklaşırken daha da büyük resim gözükecek.

Süleyman tapınağı’nı yeniden inşa etmek istiyorlar.

14 mayıs israilin bağımsızlık günü.

netanyahu yolsuzluktan ceza aldı, hükümeti oluşturan unsurlar arasında sağcı lpartiler çok etkili.

o yüzden milliyetçilik ve filistin üzerinden hükümete destek toplayacak.

10 yıllardır orada oturan adamları yahudileri yerleştirmek için evlerden çıkartmaya kalktılar.

israille barışık yaşayan araplar da lan bunlar bizi bile evden çıkartır ilerde diye eylemlere başladılar, zaten sorun hamas değil israilin yerli araplarının da isyana katılması.

yakmak değil de provoke edip sonra gaza'nın içinden geçmek istiyor.

oy toplama en basit tabirle

çünkü diske yazma işleminde fiziksel olarak gerçekten yazma durumu var. Ama diskten silme işleminde sadece diskin ilgili bölgeleri için "yeniden yazılabilir" diye işaretleme yapıp aslında boş olmamasına rağmen oraları boş gösteriyor. farklı bir veri yazdırmak istediğinde o bölgelerin üstüne yazdırıyor.

zaten veri kurtarma programları da bu gibi durumlarda "silinmiş" verilerin bulunduğu disk bölümlerine başka veri yazılmadıysa oradaki verileri kurtarabiliyor. yeni veri yazılırsa geçmiş olsun.

1 TB'lık bir diske 1 TB veri yazdırmak isterseniz yaklaşık 160 dakika sürer (110 MB/sn yazma hızı olan bir harddisk olsun). Ama hızlı format atmak istediğinizde 5-10 saniyede diskin içini boşaltır. Yani burada aslında silme değil, o bölümleri tekrar kullanılabilir hale getirme işlemi yapılıyor.

Kurulum yaparken "sıkıştırılmış bişeyi açıyor" rar mantığı gibi diye biliyorum. Silmesi daha kolay oluyor haliyle.

Mesela kurulum gerektirmeyen bazı oyunlar oluyor (Mesela CS vardı) Doğrudan klasöre atıp çalıştırıyordun o da gayet hızlı oluyordu. Yani olay sıkıştırma ve açma ile ilgili galiba

himmet dayı +1

zaten bu yüzden "silinen dosyayı kurtarma" yazılımları var. Aslında silinen bişey olmadığı için kurtarılabiliyor veya tam silinsin istersen 3-5 kere üstüne veri yazıp silmeli özel işlemler var mesela.

himmet dayi + 1

Ekleme yapmak gerekirse, sabit diskte neyin nerde oldugunu (ve dogal olarak nerelerin bos oldugunu) belirten bir dosya tablosu vardir. Silme isleminde aslinda o tabloda ilgili bolgeleri bos diye isaretliyoruz.

toparlamak gerekirse,

oyun veya programların kurulum dosyaları, taşınabilirliği artırmak için sıkıştırılarak paketlenir. Belli bir algoritmaya göre sıkıştırılırlar. Mesela aynı veri birden fazla yerde kullanılıyor (ve aynı anda birden fazla yerde, başka verilerle birlikte kullanılması gerekiyor gerçekten diyelim), bu veriyi bir kere kaydedip tutar ve çözümleme yapılırken ilgili yerlere tekrar kopyalayarak yerleştirir mesela. Bir sürü yöntem vardır, bu sadece bir tanesi. Bu sıkıştırma algoritmasını bazen işletim sistemleri bazen de ek programlar nasıl çözeceğini bilir. Kurulum dediğimiz şey bu paketlerin ayrıştırılmasıdır.

Şimdi, yerden kazandık fakat bir yerden kayıp etmemiz gerekiyordu, o da zaman oldu. Öncelikle bu sebepten biraz yavaş oluyor.

Fakat diyeceksiniz ki kardeşim ben kurulum yapmıyorken de, bir dosyayı bilgisayara atarken yavaş, silerken yine hızlı oluyor. Aynı dosya ile uğraşmıyor muyum, silerken de tüm ilgili yerlere bakıp aynı yavaşlıkta silsin o zaman..

Şimdi oraya gelmeden önce disklerin yazma ve okuma hızları arasında da bir fark olduğunu unutmamak lazım. Yeni bir dosya diske yazılırken, ister optik olsun, ister manyetik, ister elektronik, her zaman yazma işlemi en yavaş, sonra okuma, sonra da silme olarak hızlanarak gider. Burada teknik detaya çok girmeyeyim yukarıda arkadaşlar anlatmış ama gerçek hayattan örnek vermek gerekirse;

Tahtaya bir yazı yazarken 20 saniyede yazarsınız.
Okurken 10 saniyede okursunuz.
Silerken 2 saniyenizi almaz.

Çünkü hepsinin uğraşı ve yöntemi farklıdır.

aklında kalacağına 250-300 ver azilname yazdır. işin uzama ihtimaline karşı genelde süreli vekalet vermiyorum ama iş bitince azilname yazdırıyorum notere. ne işi olursa olsun. bu durum güvenden ziyade yaşanacak olumsuz bir durumda elde evrak olması.

İptal ettirirseniz kafaniz rahat eder.

vekalette spesifik olarak o daire ile ilgili bilgiler yer alıyorsa ne gerek var ?

demezler.

alınır tavsiye ediyorum kullanıyorum.

İs telefonu olarak kullaniyorum, gayet memnunum. Anneme aldim gecen hafta, o da fazlasiyla memnun.

İci guclu, disi kucuk. Mis gibi.

alan arkadaşlarım çok memnun

kullanıyorum memnunum. Fakat hep dediğim şeyi yazayım, almışken 128gb al ki uzun yıllar kullanabilesin.

Bataryasına laf ediyorlardı ama bence o bile hiç fena değil.(telefon, mesaj, internet vs.)

Is telefonu olarak var. Bence bu kullanim icin ideal.

okulu veya kursu yok. menüyü kurcalayınca göreceksiniz antreman vb gibi şeyleri.

youtube'a bakabilirsiniz. mümkünse iyi oynayan arkadaşınız varsa beraber oynayabilirsiniz. iyi oyunlar.

bilgisayara karşı amatörde başla gittikçe seviye yükselt belli bi miktar öğrenirsin. sonra insanlarla yapman gerek tabi.

Tecrübeli birine karşı oynarken oyunun dinamiklerini kavramak için yeterince topa sahip olma imkanı bulamayacaksın muhtemelen. Kanlı canlı rakiplere geçmeden önce bilgisayara karşı kolay seviyede oynaman daha iyi olur bence de.

Çok iyi oynayan biriyle oynamak birçok yetini geliştirebilir. Savunma yapmak gibi. Bi de çok spesifik düşünme. Oyunun açıklarını kullan. Atıyorum bi ara yerden frikik kullanıyorduk sonra kornerleri de hep paslaşarak kullanıyorduk.

Ben de oynayamıyom yıllardır eline ilk defa alan beni yener uğraşma

Whatsapp'ta ayarlardan 'Manage Storage' bölümüne gir. Orada 25MB'tan büyük dosyalar diye gösterecek. Oradan direkt silebilirsin 25MB'tan büyükler. Sonra sohbetlere bak. Çok büyük yer kaplayanlar olacak. Onlara girip direkt medyaları silebilirsin. Toplu olarak silersen mesajların kendileri de gider. Direkt medyaları silersen büyük yer açılır.

Telegram'da da benzer mantık vardır diye düşünüyorum.

İki uygulamanında kendi içerisindeki ayarlar kısmında depolama isimli ayarları bulunmakta.

Whatsapp'ta istediğiniz sohbetlere tıklayıp el ile teker teker ya da hepsini birden silebilirsiniz.

Telegram da ise direkt hepsini silebilirsiniz. Veri ve depolama>depolama kullanımı>telegram önbelleğini temizle

Bu arada telegram için şu öneride bulunabilirim: aynı depolama kullanımı bölümünde en üstte medyayı sakla ibaresi bulunmakta. Oradaki ayarı 3 güne çekerseniz indirdiğiniz medyalar indirdikten 3 gün sonra otomatik olarak silinir ve yer kaplamaz.

wP > Ayarlar > saklama alanı ve veriler > saklama alanını yönet

İpotek yerine ekspertiz olabilir mi ? İpotek satıcıyı ilgilendiren bir durum değil.

arkadaşı ilgilendiren bir durum yok. ipotekli randevu falan hikaye. alıcının bankası halledecek işleri, diğer bankayla iletişime geçip.

Yazın satış yaptığımız konut için alıcı kredi çektiğinden, tapu randevusunu ipotekli satış olarak aldık biz de. Normalde kredi çekilen bankanın bu işlemleri halletmesi gerekir, ama alıcının bankası hiç uğraşmayıp “satıcı işlemleri başlatsın, biz tapuya en son aşamada bir personel göndereceğiz” demişti. İlgilenmeyen bankalar da olabiliyor.

Kredi veren banka krediyi çeken alıcıya bi doya verir, banka ipotek bilgileri avukat bilgileri vs içeren.

Satıcı tapuya satış için başvururken bu evrakları alıcıdan alıp ön başvuru anında tapu memuruna iletir, tapu memururu da satışı ipotekli olarak hazırlatır içeriye.

Bana ait olan bir mülke banka veya alıcı nasıl gidip de satış için başvuru yapabilir ki? Elbette satıcı başvuruyu yapmalı.

göğüs hastalıkları.
röntgen çekerler bir önce.

burunlarınıza, maskenize çay ağacı yağı, ökaliptüs yağı damlatıp gidin
geçmiş olsun

alerji olabilir, sinuzit vs. gece akıntı yapıyorsa geniz öksürüğe sebep oluyor olabilir.

bunlar tamamen deneyim. doktor değilim. ama bence stres yapmayın.

Kahvaltı yaptıktan sonraki yarım saat falan öksürüyorsa reflü, ülser gibi sorunlar da düşünülmeli.

Havanin kuru olmasi da etkiliyirdur, hava nemlendirici alabilirsiniz.

Alerji de olabilir

3 hafta kovit sürecinin başlayıp bittiği süre ortalama olarak. Kovit vs degildir muhtemelen. Gögüs Pol. gidilebilir. Giderken maskenize birsey damlatmayın, cift maske takın

Değmez. Fayda/maliyet açısından mantıklı değil.

Kesinlikle hayır.

Değmez.

150-200 TL arasında motoru el tutamacına yakın olan kablolu modeller var. Onunla sanırım 3 dk'da alırsın ortalama bir odayı

Eğer cihazın altına girebileceği mobilyalar olan ve çok fazla kablo vb bulunmayan geniş bir odadan bahsediyorsanız almaya değebilir bence. Hayatımda parayla aldığım ve beni en mutlu cihaz robot süpürgedir. 6 aydır evi süpürmüyorum. Cihaz kendi kendine, ayarladığım saatte her gün gezip tüm evi temizliyor. Oh mis.

sana giriş değil çıkış lazım. kulaklık çıkışına bağla.

Sorun olmaz, görseldeki kablonun amacı tam olarak o. Kalitelisini alabilirsin ama.

orası çıkış değil giriş bence. beyaz ve kırmızı audio left right. sarı da composite video. ben oradan sinyal alabileceğinizi hiç sanmıyorum. üzerinde de yazar muhtemelen input mu output mu olduğu.

orası ses çıkışı değil, ses ve görüntü girişi. yani hdmi öncesi, dvd player gibi bir aleti bağlayabilmek için giriş. şunun gibi bir kabloyla mesela.

www.kayashop.com.tr

kulaklık çıkışı varsa oraya takacaksınız. kulaklık çıkışı da yoksa, o içinden kırmızı ışık çıkan optik çıkışa bağlanabilir bir alet almadan bir yolu yok.

gerçi sanırım şöyle bir şey var, denemiştim ama yıllar geçti, çok emin değilim buradan mı denemiştim.

scart çift taraflı çalışıyor. yani aynı delikten çıkış da alabiliyorsunuz. o kabloyla buradan ses çıkışı alabilirsiniz, lakin alsanız bile gecikmeli alırsınız ve oraya kablo taktınız diye televizyonun kendi hoparlörleri kapanmaz. taktığınız hoparlörlerden gelen ses çok kısa bir gecikmeyle gelir ve düğün salonu gibi ekolu izlersiniz televizyonu.

Orası çıkış değil giriş +1

Kesin bilgi, pekiştirelim.

TV'de mutlaka kulaklık çıkışı vardır, size lazım olan kulaklık çıkışı.

Kulaklık çıkışı yoksa (çok zor bi ihtimal) @kibritsuyu'nun dediği gibi scart ile kullanmak için şöyle bir adaptör alacaksınız;

www.bakicioglu.com

cringe iste. Dilime takilir diye korktum, z kusagi sever aslinda boyle seyleri simdi ciksa 200M izlenme alir, bumpin bumpin diye tiktoklarda kullanilirdi

video da şarkı da çok kötü.

Beğenmedim. Ses kötü, hiç bir çekiciliği yok.

80 lerin sonu 90 ların başı hiphop şarkıları vardı böyle bir sürü.

yatmadan önce 12-3 arası.

Şu anda fırçalıyorum.

Bir şey yiyip içtikten sonra dişlerimi fırçalarım. Küçük bir şey atıştırsam bile. Yemek yemeyi de genelde 18.30-19.00 gibi kesiyorum. Ama uyumadan önce yine fırçalıyorum. Hatta evimde biri varsa daha sık fırçalıyorum.

Yatarken fırçalıyorum, herkes yatarken fırçalamıyo mu?

Eskiden tam yatmadan önce fırçalıyordum ama zaten çok zor gelen uykumu kaçırdığı için yatmama daha zaman varken fırçalıyorum bir süredir. 11-12 gibi oluyor genellikle.

ben de 18.00-19.00 arası son lokmamın üstüne fırçalıyorum. sonrasında bir şeyler atıştırmamayı da kolaylaştırıyor.

ben su hariç gece 11 den sonra bir şey içmiyorum yemiyorum. o yüzden 11 gibi dişlerimi fırçalıyorum.

günde iki defa fırçalıyorum. kahvaltıdan sonra ve yatmadan önce.

Yatmadan önce.

yemekten birkaç saat sonra yatmadan bikaç saat önce. 9-10 gibi

yatmadan önceki bir saat içinde fırçalıyorum ama şarjlı diş fırçası, ağız duşu falan derken apartmanda gece gece gürültü yaptığım için daha erken saatlere çekmeye çalışıyorum son zamanlarda.

yatmadan once

yatmadan 23:00 00:00 civarı

videoyu atsaydınız daha anlaşılır olurdu.

1.17'de gökhan özen budala, budala diyor.

+ gökhan kuşum hangi dala kondu?
- budala budala (bu dala, bu dala)

Aboww keske hiç öğrenmeseydim. Kac kaccc

Efsane duyurulara girebilecek diyalog olmuş=)

Akımı kesiyordur muhtemelen de, çekmenin hiç zararı yok. Ben de unutmazsam çekiyorum.

over charging yaparsin. Pilin omrunu kotu etkiler. Zamanla pilde sismeler yapabilir. yuzde 95'ten sonra cek fisi.

laptopı bilmem de yeni telefonlarda %100 şarj olduktan sonra akımı kesiyor diye biliyorum. ben de laptopı bırakıyorum hep şarjda şirket malı onla mı uğraşıcam sdfs

benimkinin 3-4 saat pil omru var. kapatinca sarja takiyorum ama cihaz kapali+pil doluyken bagli kalmasinin bir anlami yok bence. (yani her gun kullanilan bir bilgisayar icin konusuyorum)

takili da olsa pil bitiyor, olmasa da bitiyor. cok saapmamak lazim.

oyun dosyalarını doğrula. cfglerini sil. internetin hızlıysa silip kurabilirsin tabii :D

Oyun içi ekran çözünürlüğü 4k olmuş olabilir, onu biraz düşürün.

şimdi öyle bir şey diycem ki mindblown olcaksın. banyonda hiç toz olmuyor mu? toz dediğin şey her yerde.

evdeki butun kumas turevi toz yapar, hali, ortu, perde, giyisiler, carsaflar ve disaridan da bir miktar toz girer

hali zaten gereksiz ve sagliksiz bir sey bence, zemin cok soguk egilse kullanmayin, ya da kilim bir nebze daha iyidir.

@proletarier

1 hafta diyorum banyoda toz diyorsun ne alaka?

1 haftada bu kadar toz ahırda bile olmaz. anlatamadım sanırım.

halının altında toz var mı?

süpürge torbası yırtıksa egsozundan o emdiği tozu tekrar odaya üflüyor olabilir. süpürge torbasına da bi göz at.

Ya halı ya da başka bir tekstil ürünü eğer hızlı bir şekilde çürüyorsa yoğun şekilde toz üretebilir. Şüphelendiğiniz şeylerin üzerine vurup salladığınızda toz çıkıyor mu diye kontrol edin.

bir dönem yunus avcılığı çok yaygın olarak yapılıyormuş ama sonradan özellikle karadeniz'de yunus türlerindeki azalma belirgin bir hale gelince 1980'lerde türkiye yunusların kesinlikle korunması gereken tür olarak nitelendirildiği uluslararası bir sözleşmeye taraf olmuş. 1980'lerde tam olarak ne gibi süreçlerden geçildiğini ve bu sözleşmeye dahil olunduğu bilmiyorum ama özetle bu şekilde açıklanabilir durum.

dahiliye (iç hastalıkları)
o kan testi yapıp duruma göre ilaç verir veya kbb, endokrinolojiye yönlendirir.

benim ağızdaki metal tadının sebebi sinüzit iltihabı akıntısı çıkmıştı. o yüzden kbb diyorum.

beğenmedim

3ü de tarzım değil, daha ne olduğu belli ayakkabılar tercih ederim.

Sadece 2, reebok dmx taban nispeten rahattır diğerlerini boşver

1. Kanim cekildi
2. Makul
3. Moralim bozuldu

1. GORA’da oturuyorsanız olur.
2. En gideri olan bu ama bu bile çok çirkin.
3. Benim de moral bozuldu.

Çirkinler.

üçü de birbirinden kötü.

Üçü de aşırı kötü bunlara bu para verilmez.

Hepsi kötü.

1.olana o para verilmez, yazik ve kotu
2.olan daha iyi
3.olani da ben olsam almazdim

3unu alicagina toplam paraya 1 tane daha guzel bi sey al bence ya:/

Genelde stüdyoda yapılır, kamera yakınlaştığında muhtemelen ekip dekoru değiştiriyordur. Adını hatırlayamadım şimdi

dolly in & dolly out gibi görünüyor ancak 29.saniyede sahne değişiyor. "post"ta iki sahne birleştirilmiş(ilk sahnedeki zoom in olabilir ama ikinci de dolly mutlaka vardır).

lateviper +1; 2 ayrı sahne var tek çekim değil

1+1 olunca Amerikan mutfak iyice klostrofobik ediyor insanı.

Bu kadar para etmez bu daire. Evin banyosu dökülüyor. O bölgede tesisatçı bulmak çok büyük dert. Binalar yapışık, sokakları dar. Birde 1. kat, tüm sokağın tozu, gürültüsü eve dolacak. Kiraya olur ama satın alınmaz.

cok pahali.

Ev konusundan pek anlamam ancak konum olarak pek iyi olduğunu söyleyemem. Biraz daha barbaros'a yakın olsa daha iyi. Ya da ıhlamur'a doğru. Böyle tam ortada, arada kalmış ve o civarlar benim yaşadığım dönemde iyi değildi.

1+1 eve bu kadar para verilmez ve 1.evin bayagi isi var. 2.biraz daha duzgun ama bu paraya lokasyon olarak fena olmayan cok daha guzel evler alinir

Hayır. İki kere anneme uğramam gerekti, onda bile eve girmedim. Kuzenler, halalar falan onlarla hiç görüşmüyorum. Arada görüntülü konuşuyoruz.

Hayır ailede hiç kimse gidip gelmiyor şu an birbirine, normal karşılıyoruz

az da olsa yaptım.

Hayır. Tüm akrabalardan uzağız. Ziyarate gelmek isteyen akrabalar oldu, gelmeyin dedik ve küsüz şu an.

Aynı semtteki kuzenlerime yaya olarak gidiyorum ara ara. Ayda bir kez ya da iki kez.

Deepfake video deniyor bunlara.
ve şu programlarla yapılabiliyor.
onedio.com

Bankaya girebilir, müşavirlik sınavlarına hazırlanıp yeminli mali müşavir olabilir. Kpssye girip vergi uzman yardımcısı falan olabilir. İngilizcesi iyi ve istiyorsa thy pilot istihdamına başvurabilir. Şirketlerin muhasebe, ik departmanlarına girebilir.

2.resimde yatagi ortaya cekin. dolabi da resimde saat 3 yonundeki duvara yaslayin. boylece yatarken tv seyredilebilir.

Dolap 1. Fotodaki gibi kapının önünde olmasın, deprem olursa devrilmez ama yine de çıkışı engelleyebilir

Oda 2. Fotoğraftaki gibi olsun, çalışma masasını pencerenin önüne alsan çok mu aydınlık geliyor?

Televizyonu da köşeye koyarsan biraz yerden kaybedersin fakat hem çalışma masasından göz ucuyla takip edebilirsin hem de yataktan

@baldan kaymak

odanın ölçüleri kare olduğu için odanın ortasında çok biçimsiz oluyor, denedim onu

@freebird

en uygunu orası hocam, camın altında kalorifer olduğu için borular falan var priz de yok zaten

çok büyük bir tv değilse katlanır askı aparatı al yatak ucuna monte et izleyeceğin zaman aç tv'yi duvardan, katla duvara yapıştır diğer zamanlar.

Resim 2deki uygun geldi bana. Ama ben de çalışma masasının pencerenin olduğu duvara koyardım. Hemen pencere dibi olmasa bile o duvarda prize yakın bir yer daha iyi olur. Işık görmesi açısından. Olmuyorsa 2 en iyisi.

hizliresim.com

ben olsam yatagi pencerenin onune koyarim muhtemelen. televizyonu da tam karsidaki duvara. sagimda masa solumda dolap olur. televizyonun altinda da ivir zivirlar icin alan olur.

Philips’in modelleri guzel.

Ben yazdım sandım.
öyle salakta salakta takılıyorum vallahi hiçbir şey yaptığım yok belki işe yarar bir şeyler yazarlar takipteyim.

aynı durumdayım, yaşadığım şehir, çalıştığım iş, alışkanlıklarım hiç biri istediğim gibi değil. köklü bir değişim arayışındayım fakat bir türlü doğru şartlar oluşmuyor. önce farklı bir şehirde iş lazım daha sonra biraz iradeyle çeşitli alışkanlıklar edinmem lazım. o itici güç bir gün gelecek.

Ben varım. Ama yapmiyor değilim. Yapamiyorum. Mevcut işim beni o kadar yoruyor ve bunaltiyor ki kendim icin yapacağım şeylere enerji/vakit bulamiyorum. Kendimi harekete geciremiyorum. Hadi bunlar oluyor yetmiyormus gibi bir de yapmiyorum diye surekli bir suçluluk hali ile günleri geciriyorum.

Evli değil ve çocuğunuz yok ise engel olan şey nedir ?

İnsanlar şunu unutuyor. hayat 1 kez size veriliyor ve bunu başkası için harcamak sadece vakit kaybıdır. Hayat demek; 4 duvar, üremek, para kazanmak, daha büyük 4 duvar demek değil. Belli bir yaşanmışlık olur ve artık böyle bir hayat istersiniz o zaman başka.

bir sırt çantası ve cebinize 2-3 bin lira koyup, nereye gideceğinizi düşünmeden dışarı çıktınız mı hiç ? arkadaşlarla falan değil. Tek başınıza kendinizi dinleyebileceğiniz bir kaçıştan bahsediyorum.

çok iyi maaşı olan işimi bırakıp amerikaya yüksek lisansa gidiyorum. yaş 28.

engel olan su:

(bkz: apati)

Ben de senin gibiyim. Cok uzuluyorum bu durumuma bi de. Gun geciriyorum ama boyle. Bazen dusunuyorum, mesela bindigim bi ucak dusmek uzere olsa o an bu pismanligim aklima gelir.
Bilince ragmen hicbir adim atmiyorum/atamiyorum.
Bu isler hep paraya bakiyor cunku.
Yeterli para kazanmiyorum ben. Is degistirsem verilecek para da cok farkli olmayacak.

Mesela isi de birak hadi hayatimi bastan degistireyim, maceralara atilayim desem maddi birikim yok iste. Her sey daha kotuye gitmesin diye yerimde sayiyorum. Buna razi geliyorum.

Her seyin basi saglik diye bi laf var ya, tabi ki cok dogru. Ama bi seyleri degistirmek icin sagligin yaninda para lazim.
Bakiyorum bazi basari hikayelerine, yok risk aldim vs diyorlar. Biraz arastir cogu aileden zengin. E ben de risk alirim oyle bi durumda. Benim de ailem fakir degil gerci ama risklere girecek kadar da degil arkam.

Anca nasi degisimler olur benim gibi biri icin; sismansindir kilo verirsin, asiri zayifsindir kilo alirsin.

İki sorum var;

Peki istediğiniz hayat nedir? Mevcut hayatınızın neresini beğenmiyorsunuz?

Gerçi bu sorular sadece sizin için değil, benim için de geçerli.

Uykumda duyuru girdim sandım. Ben de aynen böyleyim, gün geçiriyorum yukarıdakilerin de dediği gibi. Üzerimde inanılmaz bir atalet ve korkaklık var.

28 yaşındayım. Evlilik yok, borç yok. Kenarda birikmiş çok çok az bir param var.

25 kişin tek bir kişiyi zengin ettiği küçük bir firmada piyasaya göre normalin üstü, yapılan işe göre ise yok hükmünde bir paraya çalışıyorum.

Hayalimde değil, gelecek planımda olan küçük bir şehre yerleşip geçimimi tarımdan sağlama düşüncemi gerçekleştirebilmek için istifa isteğimi belirttim. İstanbul'da zorunda olmayanın ve/veya zengin olmayanın yaşaması akıl alır gibi bir iş değil artık.

Ben de düne kadar sizin gibiydim. Bir noktada atıyor o damar. Sizi de bağlayan bir şey yoksa çok da zor bir karar değil. Kaldı ki emeklilik planları yapabileceğimiz bir düzen ve sistem de yok. Kaybedecek bir şey olmayınca güzel hissettiriyor.

Umarım istediğiniz hayata tutunmanızı sağlayacak bir itici güç veya sizi oraya daha çok çekecek başka bir çekici güç çok geçmeden sizi bulur.

ben sezonu bitirdim.
sevmesem bitmezdi herhalde.

tamamen çocuklara destek amaçlı izliyorum.

Bir kezban 1 mahmut değil ama adamlar izlettiriyor her bölüm biraz daha iyi oluyor sanırım

İtici geldi ilk, alışınca izleniyor. Sonradan 1 Kezban 1 Mahmut u da izledim.

steam'de arkadaş olarak eklediysen ve arkadaşın oyuna başlamadan önce arkadaşlarım da katılabilsin seçeneğini aktif ettiyse (default açık geliyor) sen oyuna girdiğinde sağda arkadaşlarının listesini görebiliyorsun, arkadaşın eğer oyundaysa "şu anda şunu oynuyor" gibi bir ibare çıkar, arkadaşının isminin üstüne tıklayıp oyuna katıl diyorsun. eğer yer varsa odada giriyorsun.

skin satılıyor parayla alıyorsun değiştiriyorsun 10 tane falan var sanırım, belki daha fazla.

steamcommunity.com