Ekşi Duyuru

Yok ama ameliyat/eski osteosarkom bölgesinin kıyaslamalı takibini öneriyor.

Çok teşekkür ederim. Sağ bacakta bir sıkıntı olsa yazardı muhakkak değil mi

eskiyeni tattoo - tunalı'ya yakın

Geçmiş olsun. Mİde duvarı kalınlaşması, helikobakter pilori'den (reflüye yol açan bir bakteri) dolayı da olabilir, hemen panik olmayın ama yine de endoskopinizi yaptırın. Sürrenal bezde nodüler lezyon, sık görülür. Kontrast madde tutuyor muymuş? Bİr de daha önceki mr/tomografilerde var mıydı? Dediğim gibi, ciddi bir şey olsa, lezyonun tam ölçülerini ve kontrast madde tuttuğunu belirtirlerdi. Bence o ciddi bir şey değil.

Bence metastaz kousunda içinizi ferah tutun. Tabii yine de, doktorunuz bir baksın.

Çok teşekkür ederim içim çok rahatladı. 1 sene önceki çekimde herhangi bir şey yoktu. Hatta 3 ay önce çekilen pet/ct'de de bir tutulum yoktu. Sürrenal bezdeki Nodül boyutunu yazmayı unutmuşum 9x7 mm olarak görülmekte ancak kontrast madde tutulumu ile ilgili bir şey yazılmamış

Kontrast tutulumu olsaydı yazardı. Boyutları da küçükmüş. Tabii dokotrunuz size daha ayrıntılı bilgi verir ama siz içiniziferah tutun.

İnanın içimi çok ferahlattınız. Eksik olmayın tekrar çok teşekkür ederim

Rahim kanserinde, bir de koruyucu olarak, brakiterapi yapıyorlar ekstradan. Sadece o bölgeye radyoterapi gibi düşünebilirsiniz. Doktorunuza bu tedaviyi de sorun, uygunsanız sürecinize ekleyebilir. Nüks oranını ciddi bir şekilde azaltıyor çünkü... Kemoterapi bittikten sonra, 3 ayda bir kontrole gitmeyi, 6 ayda bir akciğer filmi çektirmeyi unutmayın. Herhangi hafif bir kanama, lekelenme, şiddetli bel/karın ağrısı, alt karında ele gelen kitle vs durumunda da hastaneye gidtmeyi ihmal etmeyin. Doktorunuz sizi yönlendirir zaten. Geçmiş olsun.

Çok geçmiş olsun. Biz de şuanda annemizin hastalıklarıyla uğraşıyoruz ve süreç gerçekten sıkıntılı. İnsan canı dediği kişinin böyle durumda olmasını kaldıramiyor. Tavsiyem internette çok dolasmadan daha önce teşhisi koyan ve tedavisi için işlem yapan veya yapacak olan doktoru bulmanız. Daha sonra 1-2 doktora da durumu danışmanız ve ona göre bir yol izlemeniz olacaktır. İnsan bu gibi durumlarda sağlıklı düşünemiyor. Fakat şöyle bir olayların dışına çıkıp uzaktan bakmak gerekiyor. Sizin yapmanız gereken şeyler bunlar bence. Geçmiş olsun.

Çok geçmiş olsun. Ama bir de şöyle düşünün, en azından rahim kanserinin metastazı değil ve 3. - 4. evre kanser değil. Sizin odaklanmanız gereken, anjiyosarkom konusunda uzman bir doktor bulmak. İkincisi, bacak arkasındaki kitle alınırken, çevre dokular alınmış mı? Bazı lenf nodlarının alınması gerekli mi? BUnları araştırmalısınız. Lütfen bu aşamada panik yapmayın ve bol bol araştırın. Sonra, iş işten geçince, geriye dönüp, "keşke şunu da araştırmış olsaydım." demek, pişmanlıkların en büyüğü. Siz araştırmaya, ve birden fazla doktorun görüşünü almaya çalışın. Anneniz, sizin sayenizde iyileşecek, içinizi ferah tutun.

Çok teşekkür ederim. Bugun ameliyatı yapan genel cerrah ile konuştum ben geniş bir alanı taradım ancak herhangi bir yayılma yoktu. Hatta aldığım tümörü çok temiz çıkardım dedi. Tek bir yerden kan damarına tutunmuştu onu da kestim ve tek parça halinde çıktı dedi. Ama ben İzmir'de bir doktor daha araştıracağım mutlaka

Ama teknoloji çok çok ilerledi, birçok ilaç var, mutlaka tedavisi vardır, tedavisi olmayan çok az hastalık var artık, kalbinizi ferah tutun, ameliyat aşaması geçmiş inşallah devamında da her şey güzel olur tedavisi iyi gider. Benim halam da meme kanseri şu an :( Allah şifa versin tüm hastalarımıza.

annem ve teyzem bundan 6 yıl önce rahim kanseri teşhisi aldı, biyopsi sonrası rahimlerini almaya karar verdiler. çok şükür şu an ikisi de çok iyi durumda. başlarda 6 ayda bir kontrole gidiyorlardı bu sene yılda 1 kez ilaçlı tomografi ile tarama yapılıyor. inşallah anneniz de benzer şekilde sağlığına kavuşur ve asla metastaz gerçekleşmez. uzun yıllar mutlu sağlıklı yaşarsınız.

doktor eger şüphesi olsaydı bu sekilde konuşmazdı. metastaz şüphesi olsaydı size bir şey söylemezdi. icinizi rahat tutun, bölgesel kanserdir ve ameliyat ile temizlenmiştir. bundan sonra belki önleyici kemo ya da sadece rutin kontrollerle izlerler. çok gecmis olsun, umarım patoloji sonucu da iyi gelir

Benim babam da ani çıkan belirtiler sonrası bu hafta lösemi teşhisi aldı. Bir haftadır hastanede, steril odada kaliyor, yoğun bir kemoterapi süreci başladı. Uzunca bir süre de hastanede olacak.

Biliyorum insan ilk duydugunda allak bullak oluyor; ne yapacağını şaşırıyor ve çok üzülüyor. süreç de kişiden kişiye değişiyor ama kolay da geçmiyor. Bu durumda onlara moral vermek ve kendimizi bırakmamak da bize düşüyor. Kanserde moral ve motivasyon çok önemli (bunu aynı zamanda bir klinik psikolog olarak söylüyorum). Kanser hastaları için hayat zordur ama yakınları için daha zordur. O yüzden rutinlerinizden mümkün olduğunca uzaklasmamak, internette detay detay araştırmalar yapmamak çok önemli. Kafanızı mümkün olduğunca dağıtmaya çalışın. Ve anneninizi moral olarak yüksek tutmaya çalışın. Siz iyi olacaksınız ki ona da iyi geleceksiniz. Çok bunaldiginizda kendinize vakit ayırmayı da unutmayın.

Ayrıca daha anneniniz durumu da belli değilmiş, şimdi artık akıllı ilaçlar vs derken kanser eskisi kadar korkutucu değil.

Çok geçmiş olsun.

Yakın zamanda annem bypass ameliyatı oldu. Gerçekten uzaktan davulun sesi hoş geliyormuş insana. İnsan sevdiğini hastane köşelerinde görmeye dayanamıyor. Ben annemi yoğun bakımda öyle bir halde gördüm ki ölene kadar unutmam o görüntüyü. Üzüntüden dışarı çıktığımda kusmuştum. Üzüntü, stres, kaygı çok normal. Bu saat oldu ben hale uyuyamıyorum. Çok şükür annemin durumu iyi ama işte o süreçler insanı gerçekten yıpratıyor. Demem o ki zor bir süreç ama hayat işte bu yüzünü de gösteriyor. Keşke her şey annemizi o güler yüzü ile hatırlayacağımiz şekilde kalsa.

Annen çok güçlü ve dirayetli birisi olmalı ki 20 sene önce kolon kanseri gibi ciddi bir belayı başından def edebilmiş. Eminim ki bunun da üstesinden gelecektir. Ömrü uzun, sıhhati eksiksiz olsun.

daha once baska kanseri atlatmasi olumlu birsey. tek biryerde cikmasi buyuk sans. ameliyatla alinabiliyorsa daha da buyuk sans. ben de cok zor donemler geciriyiorum , benzer konuda. iyi dusunecegiz iyi olacak insallah

aklına kötü şeyler gelmesin, erken teşhiste tedavi şansı çok çok yüksek.

@monicapp hiçbir zaman geçmeyecek zaman orada donacak gibi geliyor olabilir şu an ama geçecek. İyi olacaksınız, iyi olacağız

@orpheus çok teşekkür ederim. Herhangi bir organa yayılmadığı için sanırım tedavi daha rahat olacaktır

kornayı duymayın, sallamayın. inip saldıracak halleri yok. trafikte en büyük tehlike panik ve kararsızlık. ara sokakta hızlı gitmek zorunda değilsiniz.
arka cama acemi yazmayın da "YENİ SÜRÜCÜYÜM, SABRINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER" gibi bir şey yazarsan insanlar daha toleranslı yaklaşabilir. acemi sözcüğünün çok negatif bir algısı var. kullanım yoğunluğunuza göre 2-3 ay içinde aracınızı da daha iyi tanıyıp hangi aralığa sığar, hangisine sığmaz keşfetmeye başlarsınız inşallah.

Arka cama acemi olduğunuzu belirten herhangi bir şey yazarsanız yaşadığınız tacizin boyutu ben diyim 3'e siz deyin 5'e katlanır. Böyle bir şey yapmanızı hiç tavsiye etmem. Çözüm kornaları duymayıp kurallara bağlı kalmak. Yokmuşlar gibi düşünün, asla cevap vermeyin.

Sakin olman lazım. Acemi yazmayın. Daha çok uğraşırlar.

Öncelikle acemiyim falan yazmayın, mazlumu ezme eğilimi trafikte de çok fazla.
canınızı alamazlar, normal hızınızda gidin, kimseyi takmayın. münakaşaya da girmeyin. herhangi bir sorun olursa elinizi pardon neticesinde kaldırın, bu hareket işe yarıyor.
zaten olay arabaya alışmakta yazdığın gibi.
2-3 aya alışacağını düşünüyorum.

kendini kısıtlarsan korku oluşur ki bu en kötü durum olur.
zamanla alışacaksın, geri adım atma.

ben 6 senedir her gün türkiye’de araç kullanıyordum ve bunu normal sanıyordum, 1 senedir ingiltere’de sürüyorum şimdi 1 haftadır türkiye’deyim inan seninle aynı şeyleri hissediyorum. tam bir kaos, kelimenin tam anlamı ile açık ara kaos. zaten aynam çarptı 2-3 kişiye insanlar çok yolun ortasında yürüyor arabalar da üzerime üzerime sürüyor.

çözüm : çok sık kullanmak, kaos düzenine alışıyorsunuz normal geliyor. çok zor biliyorum ama alışana kadar arkayı umursamayın.

Arkanızdaki sabırsız şoförlerin korna-selektörlerini umursamamayı öğrenmek de araba sürmeyi öğrenmenin bir parçası.

Birkaç defa bir yerlere sürterseniz aracın kapladığı alanı çok daha hızlı öğrenirsiniz. Ama merak etmeyin kısa süre içerisinde o da kafanıza oturacak, üzerine çok düşünmediğiniz bir şey olacak.

Bu panik yapmama işi çok önemli. Kendinizi stadyumdaki bir beyin cerrahı gibi düşünün. Taraftar ne kadar bağırsa da siz doğru bildiğinizi yapın. Çünkü bu işin sonunda gerçekten birilerine zarar verme ihtimaliniz var.

inadına yavaş gidiyorum öyle olunca. ara sokakta önüme geçse sanki hız yapacak. bigün dayak yiyeceğim de bakalım

acemi falan yazmayın daha çok üstünüze gelirler. dikkatli gitmeye devam edin ve korna selektör vs umursamayın.

ilk başlarda yanınızda birini alabilirsiniz, güven verir size.

arka cama bir şey yazmak yurtdışında süper bir çözüm, ama aksine sizi daha da sinir etmek isteyebilirler. ben araç kullanmaya başladığımda bu yüzden bunu tercih etmemiştim. sadece, birileri bana kızdığında, selektör yaptığında çizmeli kedinin masum hali gibi başımı camdan çıkarıp "isterseniz biraz uzaklaşın, acemi şoförüm de, çarpıyorum, ondan dedim" deyip saçma bir gaz veriyordum arabaya. söylenmeyi bile kesip arabalarıyla uzaklaşıyorlardı :)) kadın olmanın artıları...

araba kullanırken her ne kadar takmayacağımı söylesem de, o kornalara, uzun uzun korna basmalarına çok üzülüyordum. panik olup daha beter hata yapıyordum. şimdi bakınca, evet, yaptığım hatalar aslında yanlış değildi, ama trafiği aksatan şeylerdi. yavaş gitmek, dönüşlerde fazla yavaşlamak, gibi... bunu zamanla öğreniyorsunuz. şimdilik uyarıları ve hakaret derecesindeki hareketleri zerre kadar takmayın. bunu kendinize sık sık hatırlatın. Araba kullanmayı bırakmayın, yoksa cesaretiniz kırılır ve belki yine başlayamazsınız. bir tanıdığım acayip kötü sürüyordu arabayı başlarda. "çok küfür yedik" dediğimde, "Amaaan kendilerine baksın onlar, herkes anasının karnından iyi şoför olarak doğmadı ya" derdi. hiç de takmazdı gerçekten. şimdi milimlik ayarla ve hızlıca en dar yerlere bile arabayı park ediyor.

arkadaşınız eşinden bağımsız dükkan açabilir miydi? iş yükü ve manevi yönünü sormuyorum. kendi başına işletme açacak maddi gücü var mıydı? yoksa, gurur yapmıştır ve insanların arkasından 'kocası olmasa dükkan açamazdı' dediğini düşünüyordur. siz de eşini tebrik edince o imayla laf soktunuz diye düşünmüş olabilir. fesat insanlar böyledir.

@cgka eşi olmasa acamayacak durumdaydı, eşi işten ayrılınca aldıkları tazminatla açtılar. Ben de hiç öyle laf sokayım diye söylemedim hakkaten mutlu oldum da tebrik ettim

arkadaşınız fesat bir insan. bu vesileyle iletişiminizin kesilmesi isabet olmuş.

anlaşmalı tek celse loading. :(

Sizin iletimsizliğini karşılıklı olmuş. Eğer siz onu arayıp ya da mesaj atsaydınız, cevap vermeseydi sıkıntı olurdu. Hemen kötü düşünmek, kötü yorumlamak doğru olmaz. Birde siz ilk arkadaşınızı tebrik etmişsiniz. Kutlamaya gelen bir sürü insan vardır, belki birkaçı arkadaşınızı es geçip, bütün yükü kocası üstlenmiş gibi konuşmuşlardır. Yazdıkları gereksiz ve saçma olmuş ama yapacak bir şey yok. Eğer kötü biri olsaydı bunce sene arkadaş olmadınız.

tahminimce o gün üst üste aynı şeyleri yaşadı. çoğu kişi sürekli eşini tebrik etti. onun da zoruna gitti. en son da birine patlaması ve hırsını alması gerekiyordu. o da seni seçti.

Haha. Kafayı yemiş bence. Kıskançlık ne alaka. Tesla'yı mı kurmuş bu kadın? İş kuran insanlar kendilerini bir şey zannetmeye başlıyorlar. Sizin bir hatanız yok. Bugüne kadar tanımamış olmanız sorun.

Öyle bir arkadaşım var. Liseden bu yana arkadaşız. Ara sıra onun, arada da benim densizliğimle ilişkimiz soğur gibi oluyor.
Birkaç gün, ya da birkaç hafta sonra bazen o, bazen de ben, hiç birşey olmamış gibi diğerini arıyor.
Densizliğin kime ait olduğunu o zamanlarda sorgulamıyoruz. Olayın kahkahalar eşliğinde konuşulabileceği zamana kadar o konuya girmiyoruz.
Siz de öyle yapın.
Güzel arkadaşlıklar kolay kurulmuyor.

madem o kadar can ciğerdiniz, "instagramda paylaştığın şeyi benim için mi yazdın" diye sorabilirdin. Bakalım yüzüne karşı aynı şeyleri söyleyebilecek mi.

yab'dan muzdarip eşim çok düzelmiş olmasa da eskiye nazaran daha iyi durumda.
bir sürü doktora gittik. bana saçma gelse de gönlü olsun diye hocalara da gittik ama bir işe yaramadı. son birkaç senedir gittiği doktor var. artık adamın terapisi mi verdiği ilaçlar mı iyi geliyor bilmiyorum. eskiye göre çok daha iyi durumda. tavsiye üzerine k.çekmece'de oturmamıza rağmen ta çekmeköy'e bile gittiğimiz oldu. şu anki doktoru esenyurt civarında.

konudan biraz saparak bir şey ekleyeceğim. ben kadınlarda çok daha fazla olur sanırdım bu sorunlar. hastanedeki hemşire bilgisayardan kayıtlara baktı ve erkek hastaların ciddi oranda daha fazla olduğunu söyledi.

son yazdığınıza katılıyorum bu arada. ilk başta ben de eşimi pek anlamazdım ama gerçekten başına gelmeyen bilmiyor bu dertleri.

bende aynı şekilde sizin gibi sıkıntılar yaşıyorum. en ufacık bir titreşim en ufacık ağrı duygu durum olarak çeşitli senaryolar oluşmasına duygu olarak belli bir duyguda kalmamı sağlıyor.

ilaç tedavisinden çok psikoterapi ile altında yatan sorunları çözmeyi denedim bir sene kadar terapiye gittim. sonunda güzel sonuçlar aldım (ilaç kullanmadım.)

benim durumumda somatizasyon deniyordu.

bence mmpi testi yaptırıp sonucuna göre psikoterapi almayı deneyebilirsiniz.

sonuçta mmpi testinin çıktılarına göre bir tedavi uygulanıyor. psikolog kişi gerekli görürse psikyatra gözükmek daha mantıklı geliyor ikiside kordine olmalı.

aynı şeyleri yaşadım, anksiyete hastasıyım, tam olarak dediğin gibi tavan yapıyor, sürkeli senaryolar ve felaketleştirme senaryoları, tam dediğin gibi sevdiklerini görememek vs her türlü senaryoyu kuruyordum ve hatta inandım da bunlara, şükür ki terapi alıyordum, süreç boyunca kesmiştik ama bir noktada terapistime mesaj attım çok kötü olduğuma dair, daha önce çözdüğüm testlerden kişilik tipimle ve bu felaketleştirmeyi neden yaptığımla ilgili bir kaç şey yazdı gösterdi şak diye gördüm kendimi ve çok rahatladım. üzülme ciddi kronik bir rahatsızlığın yoksa atlatacaksın. benim mesela biraz uzun sürdü negatife dönmem o da çok yıpratmıştı 15 16 gün gibi. bunun kişilik tipinle alakalı olduğunu hatırlat kendine. sakin kalmaya çalış. felaketleştirme. bazen de şu düşünce işe yarıyor: ne olacaksa olsun hayat.. gibi. belki bir terapiste danışabilirsin bu çok rahatlatıyor.

Şahsi görüşüm psikiyatri ilaçları ile şifa bulan olacağını düşünmüyorum ve kanaatlerimde bu yöndedir fakat şekersiz ve glutensiz beslenmenin bu tür rahatsızlıklara iyi geldiğini gözlemledim.

ben sadece adet döneminizle ilgili yorum yapmaya geldim. 2. aşıdan ve covid geçirdikten sonra regl düzenim hem süre, hem yoğunluk, hem de ağrı sızı olarak saçma sapan bir hale geldi 1-2 ay kadar. sonra her zamanki düzenine döndü. covid sonrası regl diye aratırsanız pek çok bilgilendirme çıkacak zaten karşınıza. en azından bu konuda ekstra bir olumsuz ihtimal yaratmanıza gerek yok, stres olmamaya çalışın.

Bir kaç tavsiyem daha var 1. Soğuk suyla duş 2. Balık yağı

bahsettiğiniz psikolojik rahatsızlıklardan ben de muzdaribim; gelgelelim COVID olduğumda bu dediklerinizi yaşamadım.
yakalandıktan sonra ilk düşüncem "iyi lan, bir hafta işe gitmeyip, kalıbı dinlendireceğiz!" oldu.
tabi ben tedavimde bir miktar ilerlemiştim; belki de onun etkisidir.
ek olarak, lütfen "ilaçlarların tedavi edeceğini sanmiyirum" diyen Sigmund Frued'lara kanıp, sakın ola ilaç tedavinizi bırakmayın, yarıda kesmeyin.
bizim memlekette herkes, herşeyi bildiğinden psikiyatri alanında yıllarca sürecek zorlu bir eğitim alma gereği görmüyor insanlar bu alanda yorum yaparken haliyle.

Hepinize çok teşekkür ederim bunca güzel desteği okumak çok iyi geldi.

Doktorum aksi bir şey demedigi sürece tedavimde hiçbir değişiklik yapmam. Şanslıyım ki hem psikologum hem de psikiyatristim harika insanlar

Çok hafif tempoda başlamanızı öneririm. Hafif yürüyüşle vs. Bir kardiyolaga görünmek, d dimer testi vs yaptırmak kafanızı daha da rahatlatır.

Aynı durumdayım. En az 2 ay yürüyüş dışında bir şey yapmamanı öneririm.
Akıllı saatin varsa da yürüyüşte gözün nabzında olsun.

ben azıcık zorlayıp hızlı yürürsem bile tıkanıyorum hala 2 ay oldu. aman dikkat.

kondisyon düşüşüdür daha çok

16 eylulde ilk pozitifim, 24 u ilk negatifim. Cok agir diyemem ama hafif gecirmedim koku tad kaybi harici butun semptomplarim vardi. Oksuruk gectigimiz hafta icinde kayboldu hala arada normalin ustu islak oksuruk olabiliyor tek tuk.
bugun ilk defa salona gidip squat/press/deadlift/pull up tan olusan idmanimi yaptim. Kendi kilolarimda girmedim ama covid olmasa yine de 15+ gun gitmesem salona yine ayni sekilde hafif girerdim. Kardio yapmadim ama benim idmanim da kalp ritmini belirli bir seviyenin ustune rahat cikarir , Nefesle cigerle alakali bir sey hissettim diyemem.

Bir buçuk yıl önce yakalanmıştım. Ağır geçirmememe rağmen iyileştikten bir ay sonra başlayabilmiştim o da yavaş tempoda.

İlk teşebbüsü sanırım, daha sonra da bu tarz girişimlerde bulunması olası. Çok üzüldüm. Yanında olup destek vermek, kendisinin toplumdan soyutlanmamasına katkıda bulunmak, birlikte bir hobi edinmek vs. bunlar çözüm olabilir. İntiharın psikolojik olmasının yanında sosyolojik nedenlerle ilgili olduğu kanaatinde olan bir insan olduğum için bol bol sosyalleşme, mutlu olabileceği yeni ortamlara girme, yaşamdan keyif alacağı uğraşlar edinmesi iyi gelebilir. Fakat hayattan bu denli kopan birini bunları yapmaya nasıl ikna edersiniz bilemiyorum.

Yaş, cinsiyet, yaşam öyküsü de önemli ona göre bir tavsiye vermek mantıklı olabilir gibi.

'Onu cok iyi anladigini' soyleme bence. Ters tepebilir. Bana boyle bir sey deseler kizarim veya yav hehe der gecerim.
Onun icin yapabilecegin bir sey var mi vs diye sorup hep yaninda oldugunu hissettirmen iyi olabilir. Istersen psikologuyla gorus. O daha iyi yonlendirir.

Konunun uzmanı değilim ama, bu intihar girişiminin sebebi nedir acaba? Yani sorun maddi mi, manevi mi? Bence bu sorunun kaynağını öğrenmeden yapılacak her türlü yardım girişi sonuçsuz kalacağı gibi, olumsuz bir duruma da sebep olabilir.

Erken yatamasanız da her gün aynı saatte yatıp kalkmaya çalışın. Beni az uyumaktan çok bu farklı saatlerde uyuma olayı bitiriyordu, hiç dinlenemiyordum.
Uykudan önce 10 dakikalık meditasyon yapmayı deneyebilirsiniz.
8 saat uyumaya çalışın, olmuyorsa 6 saat ama ondan da aşağı düşmeyin.
Su gibi çay-kahve tüketiyorsunuz muhtemelen. Son çayınızı-kahvenizi saat 16:00 gibi için.
Gün içinde uyuma imkanınız varsa bi' yarım saat kestirin. "Caffeine nap"i araştırın.

uyumak için radyo tiyatrosu dinleyin. 5 dakika sonra uyursunuz.
yalnız çok güzel hikayeler var, onları dinlerseniz meraktan uyuyamazsınız.
App store'da TRT DİNLE uygulaması var. Onu indirip radyo tiyatroları bölümünde "aile" temalı bir hikaye dinleyin. daha yüzeysel ve sakin hikayeler anlatılıyor. İnanılmaz faydalı.
son 2 senedir her gece radyo tiyatrosu dinleyerek uyurum, uyumak için yatağa gitmek bile inanılmaz keyifli.

Uyumadan egzersiz yapin,
Uyku kalitesini olumlu etkiliyor

Önem ve uygulamaya göre:
1- Aynı saatte uyuyun, az da uyusanız vücut bu düzene alışıyor.
2- Vücut düzeni açısından akşam çok geçe kalkmadan yatıp erken kalkıp çalışmaya devam etmek çok daha verimli ve uygun bir durum.
3- Yatmaya yakın zamanlarda, yemek- çay- kahve işlerinden kaçının
4- Yatmadan önce kitap okuyabilir veya önerildiği gibi hikaye-masal dinleyebilirsiniz.
5- Söylendiği gibi eğer vaktiniz olursa gün içerisinde yapılan egzersizler de yardımcı olacaktır.

Hepsinden önemlisi biraz saha düzene girmenize rağmen dinlenmeyi başaramazsanız, öncelikle uyku polikliniğine giderek test olun.

John Reed kitapları
Gorki

tastedive.com

yetiştirirsin, jüri belli olunca hocaların alanlarına bak banko kafaya taktıkları bir konsept vardır

benim o alandan jürimde sadece işaya üşür vardı da laf sokup bırakmıştı rahmetli :)

5000'den aşağı düzgün laptop yok artık :/

Çok satanlara baktım, karşıma en uygun ve en işe yarar şu çıktı:

www.hepsiburada.com

Tüm ihtiyaçlarınızı görür. Gayet taşınabilir ve esnek.

en sevdiğim misery kesinlikle.
filmini de tavsiye ederim.

mahşer'i okumadıysanız o da güzeldi mesela.

Cinnet'in filmini izlemeden kitabını oku. Efsane. Sonra Göz, onun da filmi var.

Biraz gözünüz korkabilir ama Kara Kule tek kelimeyle enfes.

Sayfa sayısı gözünüzü korkutmazsa kesinlikle Mahşer. Bunun dışında Tılsım ve peşi sıra Kara Ev de harika bir okuma serüveni olur.

ortaokul zamanları hayvan mezarlığı'yla stephen king okumaya başlamış bir kafa olarak yazayım :)

kara kule gerçekten büyük macera ve ben çok severek okumuştum. ben okumaya başladığımda son kitap daha yazılmamıştı hatta, sonuna ilişkin tartışmalarına kadar hatırlarım. süper seridir. o çektikleri filmle yazık ettiler kitap serisinin namına.

tılsım en çok sevdiğim stephen king kitaplarından biri, tabi peter straub ile birlikte yazılmış. çok çok güzeldir, bende ayrı bir yeri var.

hayaletin garip huyları (night shift) diye bir hikaye kitabı vardı, içinde gerçekten korkunçlu hikayeler var, severdim ben. ama o kadar korkmayayım kalsın diyorsanız kalabilir.

mahşer'i çok geç okudum, ama o da gerçekten epikmiş, epey uzun ama roman gibi roman.

ilginç bir deneyim için yüzyılın fırtınası okunabilir, aslında dizi olarak çekilmiş, kitabı senaryo metni olarak okuyorsunuz. ben çok sevmiştim, sonunda ağlamıştım hatta, ama ergenlik tabi muhtemelen sebebi :)

uykusuzluk diye bir kitabı vardı, o da sevdiklerimdenmiş arşiv bilgilerime göre ama hikayesini pek hatırlamıyorum.

tamamen farklı bir stephen king okumak istediğinizde de çocukları için yazdığı ejderhanın gözleri kitabını okuyabilirsiniz.

bu arada birçok kitap kara kule'ye bağlanır, o açıdan çok eğlencelidir bir sürü stephen king okuyup kara kule'yi de okumak.

iyi okumalar!

hinterland
criminal: almanya

ikisi de netflix'te var.

Valla OZ'u seven The Wire' ı da sever bence. Onun dışında When They See Us var netflix'te mini dizi. Yine Mindhunter'ı da önerebilirim. Başka gelirse aklıma yazarım.

the wire
bron/broen

the night of.

the night of arti 1.

The wire, ve tabi ki sopranos.

homeland tavsiye ederim .

aşırı sürükleyici merak ettiren ekrana kitleyen bir dizi , çok beğendim .night of izledim o da güzeldi ama hemen bitti çok kısaydı .
homeland 12 şer bölümden 7 sezon . ben şu an 4. sezonun sonundayım hiç sıkmadı . belki ilk 3-4 bölüm biraz yavaş o kadar sonra olayın içine giriyor kapılıyorsun.

ben de bu bitince oz izleyecektim sıraya almıştım .

Senin ilacın 24.

Mare of easttown. The killing benzeri bir dizi ama daha az kasvetli, daha eğlenceli.

lidar'lı bir model aldım ben de yeni, zaten cihazın yükseklği 9.4 cm. girmesi çok zor görünüyor.

ancak yeni tip lidar olmayan sadece kameralı ince cihazlardan alıp deneyebilirsin ama bana yine de zor geldi 7 cm.

Koltuklarım duvara dayalı değil gerçi. Yani yüksek olan kısmı da açıkta. Ordan geçebilir sanırım. Bir tane 7 cm buldum internetten çünkü

arkadan girer ama koltugun onlerine dogru supururken muhtemelen koltugun altinda sikisir

baza ayakları var daha yüksek. bu yola baş koyduysan alıp monte edebilirsin.

Tefal 6 cm lik çıkarmış bi bak istersen. Benimki s6 max 10 cm koltuk altına girmiyor.

Ben de üç yıl kadar siye biliyorum ama iki do yapılıyor tetanoz acaba ikisi de yapılınca mı üç yılı sağlıyor

zamanında olurken 72 saate kadar olunabiliyor demişlerdi ama ne kadar hızlı o kadar iyidir herhalde. 24 saat sorun değil ama.

Valla bana hep tek doz yapıldı ama normalde kadınlara falan üçlü mü beşli mi ne ara ara yapıyorlar sanırım. Öyle olunca daha uzun koruyor tahminen.

2019 yılında tetanoz aşısı olmuştum. Şimdi hamilelik sebebiyle iki doz daha olmam gerekiyordu. Aile hekimi 2019 yılında olduğun için tek doz olman yeterli dedi.

Ben de 2016da filan pasli civiye basarak ayak tabanimi delmistim :D bu pasli civilerden cektigimiz...

Neyse. O gun gittim asiyi oldum, bi de kart yazdilar toplam 5 doz olacaktim. Sonra karti kaybettim filan derken 5e tamamlamadim, tarihleri de unuttum oyle yarim kaldi. Ama 5 doz diye soylemislerdi eminim. Belki sonra degismistir, bilmiyorum.

Tek doz ile tetanoz aşısının koruyuculuk süresi bulunamaz.
- 2. doz tetanoz aşısı ise 1 ila 3 yıl arasında koruma sağlar.
- 3. doz tetanoz aşısı 5 yıla kadar koruma imkanı verir.
- 4. doz yapılacak aşı ise 10 yıl kadar koruma imkanı sağlar.

Benim doktpruöun bana söylediği program şöyleydi;

1. DoDan 1 ay sonra 2. Dozu yapacagız,2. Dozdan 1 yıl sonra 3. Dpzu yapacagız ve ömür boyu koruyacak.

Ha ömrün çok kalmadı anlamındaysa bilemem.

Tetanoz asisi uc doz olarak yapiliyor. Hastanede olduysaniz ilk dozu yapip yolluyorlar. Simdi aile hekiminize gidin iki ve ucuncu dozu planlasin.

bugun gunduz cok yuksekte bir polis helikopteri ucuyordu. o kadar yuksekten denetleme yapabiliyorlar mi bilmiyorum.

cumhurbaskani bir yerden bir yere giderken de askeri bir helikopter eslik ediyor ona, bir de grup toplantisinin oldugu zamanlarda da helikopter ucuruyorlar.

@ duyulmasi gerektigi kadar. +1 Bütün eğitim hayatımda bu helikopter sesi yüzünden günde bir dersin yarısı boş geçerdi hep. Öğretmenin sesi duyulmazdı. 15 temmuzdan sonda helikopter sesleri azaldı, eğitim uçuşlarının koordinatlarını değiştirdiler. Şu anda cumhurbaşkanının yer değiştirdiği zamanlarda helikopter uçuyor diye düşünüyorum.

korumuyoruz.

koruyamadım ve paikolojik problemlerimin olduğunu düşünüyorum artık. yakın zamanda psikiyatriste gidip ilaç kullanmayı planlıyorum.

2020'yi çok iyi atlattım ama 2021'de benim de pilim bitti gerçekten. Yürüyüş yapmaya devam ediyorum açıkçası başka türlü gece uyuyamamaya falan başladım.

Koruyamadım. Psikiyatriste başlayacağım.

Green carda başvurmuştum. Son 3 aydır canımı sıkan her şeyi 8 Mayıs sonrasına erteliyodum. O vakit de geldi çattı. Bu olmadı diyelim, beklemem gereken ve sonu heyecanlı biten biten başka bir şey icat edip onunla oyalanıcam. Çok da gidip bir başka yere yerleşeyim heveslisi değilim aslında ama bir şeyleri beklemek beni güzel oyalıyor.

Koruyamıyorum, psikolojik destek alıyorum.

Ben de yürüyüş yapmayı çok severdim iyi gelirdi şimdi yerine yoga yapmaya başladım yerini doldurdu gibi sanki.

Ana sorunun cevabı nasıl koruyorum ben de bilmiyorum ama koruyorum.

Merak güdüsü fazla sanırım bende, devamlı araştıracak konu vs. arıyorum ,buluyorum. Bir yerde doydum gibi olunca, dizi-film izliyorum.

Korumuyorum, kimsenin de koruduğunu görmedim. Pilatese başlamak istiyordum rahatlamak için ama annemle babam corona var diye izin vermiyor. Sevgilim iş yüzünden çıldırıyor onun hasta olmaması için sürekli dua ediyorum.

Psikiyatriste başladım yeniden (hep gitmesem de 7 yıllık bir geçmişim var). Kendisi de aslında normal zamanda olmasaydı ilk aşamada terapi ile devam edip ilaca gerek olup olmadığını görebilirdik ama şimdi iyi hissettirecek şeyleri yapamayacak durumda olduğun için ilaç vereyim de bir toparlan dedi. İlaçlara başladım bir değişiklik yok ama göreceğiz.

saldım gidiyor. hayatımda hiç bu kadar mutsuz hissetmemiştim genel olarak.

Koruyup koruyamamak arasında ince bir çizgideyim. Anlık geleceği düşünüp bir şeyler yapmam gerektiğini hatırlayınca toparlanabilirsem toparlanıyorum.

Analog not defterine yapmam gerekenleri ve yaptıklarımı yazarak.

Motivasyonum tabii ki her zaman çok yüksek değil, ama yapılması gerekenler aradan çıkıyor bu şekilde. Yapılacaklar birikince ben şahsen ruh sağlığımı koruyamıyorum. Erteleme hastalığı olan biri olarak, bundan çok çektim.

Öz bakımınızı yapmaya üşenir hale geldiyseniz, uzun süre kötü hissediyorsanız, prof. yardım almaktan çekinmeyin ve bunu ertelemeyin.

Twitter açtım sabah akşam beyninden geçen her düşünceyi yazıyorum sağolsun arkadaşlarım da okuyor.

düzenli spor ve meditasyonla

fırın, nöbetçi eczane falan, çıkıp yürüyün hocam yine .. :(

yaklaşık 5 senedir koruyamıyorum. Korumaya çalışıyorum fakat iki adım ileri üç geri hep. artık ilerisini düşünmemeye gayret ediyorum, yeni hayal kırıklıkları edinmemek için.

Lan duyuruda herkes delirmiş resmen.

Valla benim sülalem raad. Pandemi yokken de evde zaman geçirmeyi seven biriydim. O yüzden pek de zorlanmıyorum. Canım sıkılıyor tabii ama Friends açıp ona odaklanıyorum, olmadı Playstation oynuyorum, kedileri kovalıyorum, yakalarsam tarıyorum vs. vs. Kafayı sıyırmadım.

Bisiklet.

Geçtiğimiz yıl Mart ayından beri evden çalışıyorum. Sabah 8 de tükkanı açıp akşam 6'ya kadar çok yoğun çalışıyorum. Bilgisayar başından kalkmadan ve bu kadar konsantre çalıştıktan sonra herhangi bir kitaba, filme odaklanmak anlayıp algılamak ekstra zor oluyor.

Normalde bisikleti dışarda sürerdim ama malum yasaklar. Kendime bir trainer aldım. Bisikleti üzerine taktığın ve evde sürebildiğin bir edevat. Hatta bu alet akıllı bişey olduğu için zwift isimli program vasıtasıyla televizyon ekranından sürdüğün yolu görebildiğin gibi bu programı kullanan başkalarıyla da yarışabiliyorsun. Yokuşları falan da simüle ediyor. İşte benim pandemi ilacım bu. Akşamları bazen 60-90 kilometre hafta sonları 100-150-200 allah ne verdiyse. Bazen 10-12 saat non stop pedallıyorum. Kan ter içinde, nefes nefese ekranda beni geçen gerçek kişilerin avatarlarını yakalamaya çalışıyorum.

Şarkı vardı böyle, uykusuz her gece, yorgun ölesiye...

Konuş kendisiyle. Belki mutfakta falan içer. Başka çözüm aklıma gelmedi. Siz rahatsız olmayın diye sigarayı bırakmaz muhtemelen.

Komşun da suçlu değil. Konuşup başka yerde içmesini sağlamaktan başka şansın yok sanırım

Elbette ki hiç suçlu değil. Benim evime sigara kokusu geliyor diye bırakacak hiç değil :) bir konusayim.

Peki hava temizleyici cihaz önerisi olan var mı?

Salon penceresine duman dedektörlü pervane yaptır, sigara kokusu algılandığında dışarı yönlü üflesin :) ya da otomatik pencere kapansın duman algılandıgında. Apartman hayatında bunlar var malesef, bu olmasa gürültü var, sorunlu komşu var.

Bence konuşmak iyi bi fikir değil. Adam evinde sigara içiyor sonuçta. Vantilatör alabilirsin. Sigara dumanı geldiğinde dışarıya doğru bir şekilde çalıştırabilirsin. Duman dedektörü çalışmayabilir yoğun duman olmadığı için.

Evet hak veriyorum konuşmak çözüm değil çünkü adamin kendi mülkü sigara içer hiç bir şey de denmez. Ben hava temizleyici araştırayım en makul çözüm bu

Biz xiaiomi kullanıyoruz, kokusuz filtre var aldığımızdan beri, koku yaymıyor ama balkonda sigara içildiğinde içeri sızan dumanı anında algılayıp temizliyor, koku da kalmıyor. Çok memnunuz.
Filtre değişiminde fiğer filtreyi de bir deneyeceğiz

Artı olarak da, ev çok az tozlanıyor. .

mertocak.work

Diski görüyor, içindeki dosyaları da atıyor ama ben harddiske dosya atamıyorum. Disk utility seçeneğini de deneyeceğim

m.youtube.com

hocam
macler her formatta hdd yi okur ama yazmayabilir
ntfs win32 vs. bir suru format var
genelde olay ntfs dir
ek program ya da hdd yi formatlamak gerekiyor
en temizi dosyayı kendine mail at

disk utility'lik bir durumunuz yok bence.

hard disk, %99 ihtimalle ntfs'dir. mac'ler ntfs okur ama yazamaz. bunu sağlayan programcıklar var. mesela ben "paragon ntfs for mac" kullanıyorum. ararsanız internette benzer bir iki program bulursunuz.

Sorun co2s2'nin verdiği yanıtta yer alan program sayesinde çözüldü

Python öneririm. Hem daha genel bir dil, başka işlerde de kullanırsınız hem de bildiğim kadarıyla R'dan daha kolay.

web scraping ise bence de python daha mantıklı.
R daha çok veri analizi, istatistik, görselleştirme vs akademik amaçlara daha uygun.

python +1.

twitter.com

Kendi ekranını paylaşmıyorsan farkına varamaz.

obs ile ekran kaydı yapmıştım ben. kendi sunumunda komple tüm ekranlarını paylaşırsan altta görev çubuğunda obs simgesi görünür. ama sadece atıyorum powerpointi paylaşırsan göremez alttaki açık programları.

kendi oluşuyor ikinci aşı randevusu.bekle arada kontrol et.

Aaa bilmiyordum çok teşekkür ederim

Kendisi oluşmuyor, yine sizin almanız lazım. Her yerde farklı zamanlarda açılıyor. Örneğin Muğla'da arkadaşım 2 hafta önce 11 Şubat için randevu alabildi, ben de aynı gün için dün anca alabildim (İstanbul)
Ara ara kontrol etmenizi tavsiye ederim.

Coptur tabii gecmis olsun. Ha yine bi bak soguklugu ustundeyse ve hicbir kotu koku yoksa iyice pisirerek yenebilir olma ihtimali var

Kokladım berbat kokuyor geçmiş olsun artık :(

Geçmiş olsun :(

Dolap mi bozulmuş ?

dolap kurtulduysa ona şükredin bence.. biz bir buzdolabımızı bu şekilde uğurladık :/

Olan olmuş zaten. Buzdolabini kurtarmaya bakın. Buzdolabının fişini çekin. Güzelce temizleyin.Buzdolabini çekin ve arkasında bir yerde eriyen buzun aktığı bir hazne olacak. Onu da boşaltıp temizleyin.

çöp olmuştur. koku ele verir zaten. ama sakın hala soğuk olmalarına aldanmayın. siz gittikten 3 gün sonra komple çözünmüş, elektrik geri gelince tekrar donmuş, sonra tekrar çözünmüş vs vs vs vs olabilir.

Buzdolabını tamamen temizledim bir gün kadar fişi çekili durdu,fişi yeniden takınca da soğutmaya başladı gibi tekrar. Ama dediğim gibi tüm etler bozulmuş korkunç bir şeydi onları temizlemek... Buzdolabım da sağlam pabuç değilmiş onu anladım. Siz siz olun ankastre buzdolabı ve bulaşık makinesi kullanmayın. Ha biz niye aldık, evi aldığımız zaman komple içindeydi hepsi :( oh negzel beyaz eşyalı demiştik ama sağ olsun canımıza tak etti

Oyy patisini yerim <3
Ben olsam insana pansuman yapar gibi baticon sürerdim, çok derinse teramisin sürüp yalamasın diye sarardım.

Hayırlı olsun. Her şey güzel olacak!

kendiniz diyorsunuz, bu beyninizin size oynadığı bir oyun sadece :) bunu düşünün. hayırlı uğurlu olsun, darısı başıma.

Bir süre bocalayacak olsan bile seni kovmazlar. Kovulmadığın sürede de toparlarsın. O yüzden sıkıntı yok. Ne kadar yetkin olursan ol bu tür tedirginlikler olur zaten.

AYYYYYii çok sevindim :)
hadi hayırlı olsun oh beee.
hiç bişey olmaz. karıştırırsan karıştırırsın nolacak :D yeni başlamışsın zaten kim ne desin? şirkete ceo mu aldılar sanki en hayati stratejik kararları sen mi alacaksın? :D
hatalar yapsan bile nedir yani peeh.
gayet güzel alışırsın, tekrar tebrikler. zaten nisana çok var.

Sakin olman lazım.

"ya yöneticim çok uyuz biri çıkarsa..."

Çıkarsa çıksın sen işine odaklan elbet her şey yolunu bulur.

Not: İş alanında yapmacık sosyal ilişkilere tahammül edemeyip freelance çalışmayı seçmiş biri olarak yazıyorum. Pek kaale alma beni yani.

Hepinize çok teşekkür ederim inanılmaz zor üç yıl geçirdim işsiz olarak... Düşmanım bile bu dönemi yaşamasın

Hocam mevzu ise girene kadar. Sonra sen de goreceksin ki kimler kimler calisiyor o pozisyonlarda.

Ki sen 3 senenin gaziyla ortaligi ziplatirsin :)

Hayirli ugurlu olsun :)

iyi çalış ortamda seninle yaklaşık pozisyonda olanlara iyi iş yaptığını gösterme. üst yöneticin bilsin yeter. kıskanırlar.

En fazla bir bucuk sene sonra kendimi tekrar etmeye başladım diyip başka bişeyler mi yapsam diyeceksiniz bu yüzden şimdi çok büyütmeyin.


Başarılar

Tebrikler, hayırlı olsun. Şu anda da, işe başladığında da sakinlik çok önemli. Başarılar diliyorum..

Hayırlı olsun, nick, olay uyumu :) (sakin olmam lazım) gaza getirecek cümleler kuramıyorum ben maalesef ama şu gif i bırakmaya geldim
i.pinimg.com
Başarılar her şey gönlünüzce olsun ^^

Ya valla bende de öyle. Hiçbir şeye ilgi istek duymuyorum. Dizi/film bile izleyesim kalmadı, kitap falan hak getire. Sporu da haftada 2 kere zorlaya zorlaya yapıyorum. Candy Crush'ta şeker falan kırıyorum saçma sapan :)

aa ben :(

Tembellik bir bataklıktır, ona batma. Çekemesin seni. Spor veya kilo verme amacıyla değil vücuduna saygı ve sevgi için günde 15-20 dk yürü veya sokağa çık öğlenleri. Güneş gör. Kendini tam bir denge noktasında hayal et, ne o kadar tembel olacak ne de o kadar çok çabalayıp yorulacak kadar enerji sarf et, dengedeymişsin gibi düşünüp öyle davranmaya çalış. Kısa zaman sonra alışacaksın, moralin düzelecek.

Günlük küçük hedefler koyup gerçekleştir, çok işe yarar.

rutini değiştirmek kolay değil. ben kendimi zor duruma sokarak bunu aşıyorum.

mesela, applewatch üzerinden arkadaşımla yarış yapıyoruz. 1 hafta sürüyor. her gün max 600 puan alınıyor. bu da kalori yakmak, egzersiz süresi ve ayakta kalma süresiyle ölçülüyor.

mesela, bir başka arkadaşımla her gün spor yapmamız için birbirimizi dürtükleyeceğimize anlaştık. bazen benim, çoğunlukla onun spora hevesi olmuyor. her akşam 18.00 gibi ben ya da o, görüntülü arıyoruz ve haydi spora, tembellik yok vs şeklinde motive etmeye çalışıyoruz.

yani senin dışında başka etkenler seni zorlamalı. arkadaşım gün içinde benden fazla puan aldığında, ne oldu dayanamadın mı tempoma, ya da atıp tutuyordun hani ne oldu gibi gıcık konuşmalar yapıyor :)) ya da applewatch'ın bluetooth'unu kapatıp, gece 22.00 gibi açarak full 600 puanı oyuna yükleyerek benim eğer puanım eksikse bir anda geri alamayacağım şekilde öne geçiyor. ben de böyle itlik ve serseriliğe karşı gün içinde puanı tamamlamaya çalışıyorum.

son olarak, sabah mutlu kalkmaya çalışın. kalkar kalkmaz hareketli mutlu parçalar açın spotify'da, pencereleri açın, güneş girsin, müziği varsa ses sisteminden verin evin içine, dans edin. evde yoksa bir kettlebell alın ve onu kaldırıp indirin, müziğin ritmine uyun.

yasaklar var diye bahanelere sığınmayalım. sitenin 2 otopark katıyla 8 katı var. 2 günde bir merdivenleri 20-30-50 kez inip çıkıyorum. 1 saatte 800-900 kalori yakıyorum.

rutini bozmak için biraz yenilikçi düşünün.

Küçük başla. Mesela her yemek sonrası 10 dakika yürüyeceğim diye hedef koy.

Ya sonraki dönem fazla kredi alıp tamamlarsınız, veya önümüzdeki sene güz döneminde. Üniversitenizin yönetmeliği/geçme kurallarına bakmanızda fayda var; farklı ders aldığınızda onu kaldığınız dersin yerine saydırmanız gerekebilir vs.

gelecek sene bu dönem o dersi veya başka bir ders alabilirsin, ama bologna sürecine dahil artık her okul neredeyse, ikinci dönem alamazsın. yine de enstitüye bir sor.

Açlık- Knut Hamsun
Okuduğumda kıştı ve kütüphanede okuyup bitirmiştim, çıkışta karanlıkta yol boyu ağlamıştım, parmak bölümünü hatırlaya hatırlaya. Bunun dışında ise:
Onca Yoksulluk Varken
Katip Bartlebly
Momo
Fareler ve İnsanlar

daha önce yazılmış olanlardan açlık ve momo için +1 eklemek isterim öncelikle, ben de bu ikisini çok sevdim. momo'yu bitirdiğimde hüngür hüngür ağladım ben çok duygulandığım için, 26 yaşında herifim.

bunlar dışında tatar çölü'nü önerebilirim. tam olarak "ufku iki katına çıkaran ince kitaplar" kategorisinde muazzam bir eser.

onun dışında belki çok klasik olacak bu ama 1984-biz ikilisini de herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.

Sol Ayağım
Pal Sokağı Çocukları
Satranç
Fareler ve İnsanlar
Martin Eden
Parfümüm Dansı
Alamut
İnsan Ne ile Yaşar?
Oblomov
Hayvan Çiftliği
1984
Uçurtma Avcısı
İnce Memed
Kuyucaklı Yusuf
Cemile (Aytmatov)
Serenad

Körleşme
Dorian Gray in Portresi
Katya'nın Yazı

Eduardo Galeano'nun da tüm kitapları.
Jose Saramago da tüm kitapları ile sayılır ama Kabil en etlileyicilerden.

Panait istriati

Vakıf serisi
Androidler elektrikli koyun düşler mi
Kaplan kaplan
Körlük
Kurt kanunu
Rızanın imalatı
Bitmeyen savaş

Varoluşçuluk, Jean Paul Sartre

Çeşitli açılardan bana ilham veren başka kitaplar da oldu elbette ancak insan hayatını yorumlama biçimimi en derinden etkileyen kitap buydu.

ince memed
beyaz gemi
toprak ana
gün olur asra bedel
kaplumbağalar

Martin Eden
Fareler ve İnsanlar


Kötü Çocuk Türk'ü lisede okuyunca çok şaşırmıştım ve etkilenmiştim. Çünkü sayfalar boyunca Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur ve İbrahim Tatlıses'in arabesk şarkılarıyla hem bu kültürü inceliyor hem sosyolojik çıkarımlarda bulunuyordu. Elimdeki akademik bir kitap değildi fakat çok kişilerce altkültür olarak görülen, içinde kendini façalayan insanların bulunduğu arabeskin böyle kaliteli bir kitapta yer alması ufuk açıcıydı benim için. Sonra arabesk ve aklıma gelebilecek her konu üzerinde çok çeşitli müstakil araştırmaların olduğunu öğrendim, biraz daha şaşırdım :)

Martin eden
Bozkırkurdu
Şato

Tutunamayanlar
Sevgili Arsız Ölüm
Yalnızız
Dost-Yaşamasız

Engin Geçtan - Hayat

kara kitap. kabus kadar karanlık bir kitaptı. esrarengiz, puslu değişik bir kitap. en çok etkilendiğim kitaplardan biridir.

diğeri de 1984 tabi ki. cep kitabından koleksiyon versiyonuna kadar bir sürü baskısı var evde.

puslu kıtalar atlası ve suskunlar, ihsan oktay anar’dan.

bir de carn, çarpıcı bir romandı.

tolstoy- hacı murat

ve tabii ki

victor hugo- sefiller

Tekrar ettiklerim olacaktır ama

Catch 22
Flowers for Algernon
Vakıf serisi
Kumsalda
Denizler altında 20000 fersah (çocukken aklımı alan kitap)
Yer açın! Yer açın!
Sonsuzluğun sonu
Tembellik hakkı

Kesin İnançlılar (Hofer)
Martin Eden
1984
Yabancı (Camus)
Fedailerin Kalesi Alamut (Bu kitaptaki tasvirleri unutamıyorum. Adeta o ortama ışınlanıyordum okurken)
Bozkurtların Ölümü
Ruh Adam (Bayağı enteresan bir kitaptı. Çok fanı değilim ama bazı sahneler etkileyiciydi)
Kürk Mantolu Madonna (Bu kadar ayağa düştüğü hâlde bu kadar kaliteli olacağını düşünmezdim)
Aytmatov’un çoğu kitabı

İngilizcesi var işinize yararsa.

hocam %90 var bende. &10 marx'ın emek teorisi de olabilir. çok mu acil? akşam atabilirim çünkü

Özel eğitimle genelde bu fark okul dönemlerinde ebeveyn/öğretmen yönlendirmesiyle çözülüyor.

Tabloda sadece aritmetik işlem güçlüğü mü var yoksa hafıza/mental sorunlar da mı var, bunu incelemek lazım.

İleri derece diskalkuli vakalarında sınıf dahi atlanamaz; ki bu hem nadir bir durumdur hem de maalesef mental retarde eşlik eder.
Haliyle fakülte eğitimine kadar ulaşmışsanız (mezun olup olmadığınız bilgisi yok) ben ağır diskalkuli demek yerine (tanıyı nasıl aldığınız da ayrıca önemli bir soru) beyninizin sağ lobu daha aktif ve dominat da diyebiliriz.

Merhaba sadece aritmetik işlem güçlüğü yaşıyorum. İleri diskalkuli degilim dediğiniz şekilde

Şu an iktisat doktorası yapıyorum şansıma çok iyi hocalarla yolum kesişti fakültede, zorlamak yerine daha iyi nasıl olur şeklinde yol çiziyoruz.

Lisede bazı sıkıntılar yaşadım, bir psikolog ile görüştüğüm esnada bu sorun ortaya çıktı :) (testler vs yapıldı o testlerin adını hiç hatırlamıyorum ama)

Dil öğrenme, sanat konuların epey yatkınim, beynimin sağ tarafı daha baskın çalışıyor denebilir sanırım değil mi?

yönlendirirler. kan tomografi pcr yaparlar yeter zaten

Pcr yeterli. Direk özel hastahaneye gidip pcr yapabilir ya da devlet hastanesinde belirtisine göre pcr yapabilirler.

Filyasyon ekibi ilaç verecek, karantinada iyileşecek 10 günde.

Geçmiş olsun

ekg'sini de çekecekler. verilecek ilaçları kalbinin kaldırıp kaldırmadığına bakıyorlar. antalya devlet hastanesinde böyleydi. diğer yerleri bilmiyorum ama bana mantıklı gelmişti. bu da demek oluyor ki verilen ilaçların kalbe bir etkisi var.

bu arada negatif de olsa pozitif de olsa geç kalmamak adına ilaç verecekler. test pozitif çıkarsa il sağlık müdürlüğünden arayıp yapması gerekenleri söyleyecekler. geçmiş olsun.

Ben de kullanıyorum tek taraf. Enfeksiyon oluyor küçük çaplı. Karanfil al ağzına

20 lik diş ağrısı katlanılır cinsten bir ağrı değil. ortodontik bir sorun mevcut olabilir. kesinlikle bir ortodonti doktoru ziyaret etmenizi öneririm. şehir olarak istanbuldaysanız eğer klinik artı'dan mert beyi önerebilirim.
www.klinikarti.com

Maalesef Ankara'dayim. Çok teşekkür ederim yine de

Ankara'da doktor önerisi olan varsa çok mutlu olurum

ben hep öyle yapıyorum. hatta sadece bakliyat değil, sebze yemeklerini de pişirip birer porsiyonluk olarak buzluğa koyuyorum. çok da pratik oluyor. önceki akşamdan çıkarırsın, işten geldiğinde hazır yemek olur, ısıtır yersin.

Çok teşekkür ederim tam olarak ben de işten sonra yemek derdinden kurtulmak için bu yolu denemek istiyorum.

Hangi yemekleri denediniz şu zamana kadar

türlü, nohut, köfte, çorba, kuru fasülye, bezelye,
bunlar hatırladıklarım.

çok büyük kolaylık oluyor valla. her türlü bakliyat yemeğini bu şekilde saklıyorum. hatta pilav + kuru fasulye veya nohutu birlikte koyuyorum buzdolaı poşetine. kuru fasulya/nohut sadece haşlanmış değil, bildiğin soğanlı salçalı yemek halinde. mercimek çorbasını konsantre (neredeyse katı) halde yapıp buzluğa koyuyorum. ısıtırken su ekliyorum. sebzelerden pırasa, karnabahar, semizotu, bezelye, taze fasulye, kereviz, kabak denedim, kereviz pek başarılı olmadı. sebzeleri de normal yemek olarak pişirip koyuyorum. bir de pizza (hem lavaş pizza hem normal mayalı hamurlu pizza) yaptığım zaman fazla fazla yapıp artanı buzluğa koyuyorum.

yatak odasında eve taşındığımdan beri bir çatlak var tribe giriyorum her başımı yastığa koyduğumda, yer istanbul

Bu deprem beni çok sarstı, çok keyifsizim bu aralar. Bu ülkede insan canının bu kadar ucuz olmasını kabullenemiyorum.

üzgünüm, çok üzgünüm...
bir yandan deprem olduğunda başka bir şehirdeydim, iki gün sonra eve döndüm, evimde bir hasar yok; bunlar için çok şanslıyım.

istanbul'da yalnız yaşıyorum.

deprem benim de moralimi çok bozdu. özellikle genç insanların acı dolu hikayeleri, enkazdan çıkan bebeğin anne demesi bitirdi beni.

Seda Dinçer, Zarife Doğan, erkek kadın ve bir çocuğu, nine ve 4 torunu, ikiz kardeşler ilk aklıma gelen hayatlar.

ardarda gelen iki bebeğe sevindim ama onların da birinin annesi birinin kardeşi ölmüş.

üzgünüm.

Kapatıldı değil de kısıtlama ve kontrollü şekilde yapılıyormuş www.aa.com.tr

Ben de aynı soruyu sormak için gelmiştim.

Yarın Bodrum-İstanbul yolculuğuna çıkacağım İzmir-Aydın otobanını kullanabilirim değil mi? Şehir içine girişleri mi kapsıyor bu kısıtlamalar vs.?

Her yerde o kadar bilgi kirliliği var ki

Otobanda herhangi bir uygulama yok

Bodrum veya Aydın tarafından geliyorsanız otoban komple açık ve çok tenha. Tünel de açık.

Aydin izmir otobani ve tunel acik (biraz once tunelden gectim) narlidereye gitmeye calisacagim, bakalim nasil olacak

İzmir giris de acik

tüneller risk altında olduğu için otoban yerine eski izmir aydın yolunu kullanmanızı istiyorlar. karşıyaka tünneleri yerine şehir içi.

biz dün gece direkt girdik arabayla hiçbir şey yoktu ama pişman olduk ha bre deprem oluyor

Dün otobüsle gittim geldim, bi sıkıntı yoktu, yol da açıktı. Sadece Bornova tarafında bazı yollar kapalıydı.

Selatin tüneli Aydın İzmir arasındaki bugün açıldı, probelem yok giriş çıkışlarda kuyruk da yok.

kinetix koşu ayakkabıları bütçe dostudur :)

Ben Decathlon'dan almistim. Memnunum.

Under armour bayağı iyi bu konuda, indirimli fiyatları da fena değil bence.

Trendyol'dan kinetix'e bak. Decathlon çabuk parçalanıyor.

koşmak ne güzel bir şey ya değil mi ama :)
ben size marka önermeyeceğim ama benden de size bir tavsiye olsun; eğer bulabilirseniz öncelikle ayağınızın yere basma biçimini ölçen bir mağazaya giderek koşarken nasıl bastığınızı öğrenmenizi öneririm. içe-dışa basma vs. varsa sadece marka adına güvenerek ayakkabı almayın, sakatlık yaşayabilirsiniz. mutlaka ayağınıza uygun bir ayakkabı tercih edin. iyi koşular.

nike downshifter 9 güzel. ama denemeden alacaksanız 1 numara büyük alın.

Başlangıç için Decathlon modelleri iş görür.

@semyasa çok güzel bir duygu gerçekten. Bunu söylediğiniz iyi oldu çünkü korkunç bir şekilde içe basma problemim var

+1 iyi olur.
ayrıca ÇYDD, Lösev gibi yerler de var.

Saçma olur

cok da guzel olur. babasi adina yasayacak su dunyada bir dikili agac olur.

benim çok hoşuma giderdi böyle bir şey. çok mutlu olurdum sanki babam oradaymış da orada yaşayacakmış gibi olurdu.

Yöneticinin yapısına bağlı biraz. Bizim bir arkadaş aynısını yapmıştı. Adam benim babam adına ağaç dikmek size mi kaldı falan gibi şeyler demiş

harika bir fikir, mutlaka yap

@primetime abla kardeş gibiyiz, o nedenle bu kadar titizlendm. Başkasına yapmaya cesaret edemem ama

Ben tıp okumanın ve bitirmenin tam sürecini birkaç gün önce öğrendim, aile hekimi olmayı amaçlamıyorsan olmaz o iş 50 yıl falan sürüyor.

Hayır asla değil! Kendinizde o azmi ve potansiyeli görüyorsanız okuyabilirsiniz elbet.

hayir. okuybiliriniz. yas sadece sayidir.

ancak doktor maaslarina bakinca, harcadiklari o cabaya degmedigini dusunuyorum.

Özellikle de devlet hastanelerinde kaç kişi hocaların yaşı ve deneyiminden haberdar muayene olmadan önce?

Bana saçmalık gibi gelmedi, peşinden gidin.

Tıp puanları yüksek. Temeliniz yoksa ilk seferde kazanmak zor. Ama severek yapabileceğiniz bir meslekse saçmalık değil.

Saçmalık değil okumanın yaşı olmaz yaş sadece rakamdan ibarettir bazen.

büyük ihtimal ile sıfıra yakın sosyal hayatın olucak 5. yılda sen 35 aynı dersi aldığın kişiler 23 olucak. iletişim kurmakta zorlanmam diyorsan sorun yok.

şimdiki siemens health'in almanya'da bir yöneticisi var adam hindistanlı. ailesi çok fakir olduğu için tıp'da okuyamamış elektronik mühendisi olmuş sonra para biriktirip 32 yaşında tıp okumuş.

şimdi siemens'in beyin takımını yönetip tıp sektörüne patent üretiyor.

yanlış anlamaz isen adam artisliğine okumamış yani adam için bu bir yaşam tarzı. zaten hayatı tıp.

ben mesela 100 kere dünyaya gelsem bir kere tıp okumam. o derece uzak konu bana.

yurtdışında hem kariyer değişimi hem de tıp fakültesinin ikinci bir fakülte olarak okunması sebebiyle çok yaygın görülüyor 30'larında tıp öğrencileri.
ama tabii burası türkiye. insanların belli şartlanmaları var. üniversiteler yüksek lise kıvamında ve yetersiz oldukları için "bir an önce mezun ol, iş bul, evlen" zincirinin bir parçası. çok az kişi okuduğu bölümü gerçekten içselleştiriyor.
bunu yapabileceğinize inanıyorsanız buyrun okuyun bence.

Hiç mantıklı değil. Sen bitirene kadar tıp mezunlarının durumunun ne olacağı belli değil. Özel üniversitelerin yeni hedefi Tıp. O kadar okuyup da hekimlik yapma fırsatı bulamayabilirsin.

Bir de şu ekonomik krizde genel anlamda okumak eğer ki çok başarılı değilsen mantıklı değil.

hiç mantıklı değil. her şey zamanında güzel. okumanın yaşı yoktur doğru ama bu yaştan sonra tıp okumak hem ruhen hem de zihnen insanı çok yıpratır.

İngilizceniz ve fen bilimleriniz çok iyi ise italyada aynı türkiyedekine benzer yabancı öğrenci sınavı var. Onunla ücretsiz ingilizce tıp eğitimi alıp bologna gibi üniversitelerde okuyabilirsiniz. Hem köklü ve dünyada sıralamaya girmiş hem avrupa diploması veren bir yerde okumak (ingiltereye gidip doktorluk yapmak mesela) çok daha mantıklı. Tabi orada geçiminizi idame ettirecek iş ya da hazır para da lazım.

eksisozluk.com

Ben 30 yaşındayım fizik tedavi ve rehabilitasyon kazandım bizim bölümde de bir kadın 41 yaşında o da kızı liselere giriş sınavına hazırlanırken ben örnek olmak adına hem de birlikte çalışmak adına sınava girmiş kazanmış. Yani yapabilirsiniz istedikten sonra hersey olur.

Yalnız zor. Hani bi noktadan sonra kafam almıyor o yüzden biraz zor olabilir

Bana mantıklı gelmiyor ya. Şimdi bu sene hazırlansan anca seneye başlayacaksın, yaş oldu 31. İntörn olduğunda 35'i geçeceksin, yeri geldiğinde 36-40 saat çalışman gerekecek. 24-25'te beden kaldırıyor da 36-40 yaş arasında kafayı sıyırabilirsin bence. Vücut yeter ulan ben 20'li yaşlarda değilim diyebilir.

"okumanin yasi yok" palavradan baska bisey degil. okursun ama sonunda bir cacik olmaz, kendini tatmin edersin o kadar.

Ustune ekleyerek gitmen lazim. Eger simdiye kadar yaptigin seyin ustune tip ekleyince ortaya bulunmaz hint kumasi cikacak ve sen koseyi donecek isen, kendinde de dayanma gucunu goruyorsan girilir. Yoksa duz prastisyen hekim olmak icin 30'dan sonra
yapilmaz.

Okursun gayet de güzel ve keyifli olur ama her şeyin bir bedeli var. Ailen çocuğun varsa etkilenir, özel hayatın etkilenir. Yurtdışında okumak daha iyi olabilir

tip fakültesinde asistanlik yaptim, neden tip diye sordugum da en cok gelen 3 cevap, parasi iyi, gercekten tibba ilgisi olanlar, ailesi doktor olanlardi. cok zor bir bolum ders yuku cok fazla, gercekten istiyorsan yaparsin. yoksa durulacak bir bölüm degil, ki normalde doktorlari pek sevmezdim, egitimi görünce saygim kat kat artti.

baska bolumlere de bakabilirsin. doktor olmmazsin ama tip alaninda calisirsin.

Bu yola girin bence 36 yaşında biter. Çok guzel

asistanlık sırasında birbirlerine insanca davranmıyorlar. tertipçilik var resmen. yaş orada sorun olabilir. kendinden 10-12 yaş küçüklerden fırça yemek.

50 küsür yaşında hukuk fakültesi bitiren tanıdığım var.
Şimdi bu insan çevresini dinlese ne işin var diyeceklerdi. Otur oturduğun yerde diyeceklerdi. Bu yaştan sonra okumak zor diyeceklerdi. Sen yaşına uygun davran diyeceklerdi.

Bunları dinlese çoktan emekli modunda yaşıtları gibi boş boş takılacaktı.

Yani insan isteyince yapar. Ama bahsettiğiniz durumdaki isteğin çok büyük olması lazım ki maddi ve manevi yükünü kaldırabilin:)

Niye utandiniz anlamadim. Anksiyete sartlarini dusundugumuzde bu tip bir endise normal, sizin de arkadasinizi sakinlestirme cabaniz normal. Utanmayin :)

Sorunuzun cevabini bilmiyorum ama utanmayin demek icin geldim. :)

@mor çok haklısınız ikna etmeye çalıştıkça, mesela bu durum binde bir oranında gerçekleşir diyorum ya o bir kişi ben olursam falan diyor. Sizin dediğiniz yöntemi bir deneyeceğim

Binde 1 bile degil, iddia ediyorum, dunyada bu yolla AIDS olmus tek bir insan bile yoktur, olmayacaktir. Evli ciftler bile var biri AIDS olan ve digerine bulasmiyor, bu oyle kolay bulasan bir hastalik degil.

Ama arkadasin OKB ise bunun hic bir faydasi olmaz tabii ki. Psikiyatriste gitmesi lazim.

tanı koyulduysa ilaç da verilmiştir kullanmıyosa kendine zarar verir.kendi kendine tanı koyan tipleri es geçiyorum tıbbi olarak okb teşhisi konulmuş birisinin hayatı zordur ilaçlarını kullansın. sizin yapabileceğiniz, söyleyip de rahatlatabileceğiniz hiç bir yolu yok.

OKB sahibi olarak buradayım. OKB de kendi içinde ayrılır ama en temel mevzu takıntıdır. Saçma olduğunu, daha doğrusu mevcut düşüncelerin yanlış olduğunu bilirsin ama kendini bu konuda frenleyemezsin. Psikiyatr bana ilaç yazmak istedi ama zaten epilepsi nedeniyle ilaç kullanıyorum ve kullandığım ilaç aynı zamanda anksiyete için de kullanılıyormuş. Psikolojik tedavi açısından bana bi faydası yok, orası ayrı :)

Beni psikoloğa yönlendirdi doktor. Ona durumumu, şikayetlerimi anlatınca bir yol haritası çizdik. Benim psikolojik sıkıntım rutine uymak, kesinlikle bozmamak. Ola ki bozduğumda canımı sıkan bir şey gerçekleşirse bunun nedeni rutini bozmuş olmam.. Küçük takıntılarımdan büyük takıntılarıma doğru bir plan yaptık. Ufaktan ufağa saçma, gerçekleştirmezsem başımı ağrıtacağına inandığım rutinleri bozmaya başladım. Bu şekilde iyi gitti her şey. Tamamen kurtulmadım ama neden-sonuç ilişkisi açısından daha mantıklıyım :)

Arkadaşın da muhtemelen yaptıklarının saçma olduğunu biliyordur ama bunun önüne geçemiyordur. Bu utanılacak bir şey değil. Profesyonel bir destek alması onun için daha iyi olacaktır.

kobo'nun kendi dükkanı ya da google play books tercih ediyorum. tabii burada yeni kitapların türkçesi olmuyor çünkü yayınlanmıyor hemen türkçeleri. ingilizce için geçerli daha çok o marketler.

Maalesef güncel Türkçe e-kitaplar için legal yollar çok kısıtlı. Kobo mağazası dahil mağazalarda seçenek, çeşit çok kısıtlı. Milattan kalma e-kitapları hala 15-20 liralardan kakalamanın derdindeler.

Ben telegram gruplarını kullanıyorum e-kitap için. Şu grubun arşivi iyi, çok aktifler. Sürekli kitap paylaşılıyor. Ha tabii güncel kitaplar yine tek tük, onun için çözüm yok maalesef ama yine de legal mağazalardan bin kat iyi. Bulamam sandığım birçok kitabı bu grupta buldum. Bu arada güncel kitaplar tek tük derken eğer 2019-2020 basım kitapları arıyorsanız bu geçerli, yoksa son 5-6 yılda çıkmış kitaplar yine yaygın olarak bulunabiliyor.

Kitap Göçü
t.me

ayrıl

(Bekar erkeğim) Eşimin kardeşi ile çok iyi anlaşsam da her defasında gelmesinin lüzmu yok. İnsan eşi ile başbaşa kalmayacak mı. Bence mevzuya buradan girebilirsiniz eşiniz ile konuşurken. Ben kocamla başbaşa plan yapamayacak mıyım diye.

Gerçi normalde aynı şehirde değilsiniz galiba geçici bir durum değil mi ? ( geçici olsa da normal değil kabul ediyorum)
Geçici ise bir nebze daha tölere edilebilir.

Ama onun dışında

ayrıl coco +1

Bu tarz problemleri aranızda aşabiliyor olmanız gerekirdi. Hatta ileriye gidip şunu söyleyebilirim ki böyle bir problemin en başından çıkması absürt. Sizi zihinsel anlamda yoran biriyle birlikte olmayın.

Ben olsam öyle bir konumda olmayı kabul etmezdim. Eşin ailesiyle tatil yapmak, beraber yaşamak zor. Üstüne eşimin babasının triplerini, laf sokmalarını saygısızlığını asla kabul etmezdim. Ev işine elbette yardım edilir ama evin tüm işini geline yüklemeyi doğru bulmadım. Siz baya saf, iyi niyetlisiniz gibi duruyor buradan. Sizin yerinizde başkası olsa o evde tabak bardak bırakmazdı. Kocasıyla kardeşini bir kaşık suda boğardı.

Kayınvadeliniz gerçekten dünya tatlısı, iyisi olsa siz böyle şeylerden şikayet ediyor olmazdınız. Hadi oğlum kardeşin evde kalsın sen eşinle bir hava al, gez derdi. Siz bir eşinizle kötü olun bakın o kayınvalide nasıl kötü oluyor. Sizin bir şekilde evde kendi ağırlığınızı hissettirmeniz lazım. Geç kalmışsınız gibi duruyor. Ama deneyebilirsiniz. Eğer olmuyorsa boşanın. Cidden hayatınızı kendi elinizle mahvedersiniz. Resmen günlerinizi başkalarına harcıyorsunuz.

5 tane halam var, hepsi kaynana onlari gozlemleyebildigim icin iyi kotu atlyrimini yapabiliyorum. Sizin ki malesef bencil. Valizini topla, annenlere tasin. Ozur dilenmeden geri donme.

Hepinize tamamen katılmakla birlikte, asla arkamda durmayacak bir öz aileye de sahibim.

Yaklaşık 2 senedir de işsiz olduğum için boşansam da kendi ayaklarımın üzerinde maddi olarak duramam.

Boşandim diyelim, dediğim gibi kendi öz babam daha beter.

Hayatımı çok feci cikmaz yola soktum gibi hissediyorum.

Ayrıca gerizekalılik derecesinde iyi niyetliyim

bu konuyu eşinizle neden paylaşamıyorsunuz acaba?

Paylaştım, ailesine toz kondurmadi. Dertlesecek kimsem de olmadığı için Buraya yazmak istedim

@Sakinolmamlazim

O zaman ev işi yaparken dikkatsizliğiniz sonucunda ayağınızı incitmiş gibi yapın. Ev işi yapamazsınız. Yürürken tek yürüyemezsiniz, mecburen eşinizle kol kola yürüyeceksiniz. Hem belki deniz, sıcak, kum ayağınızın daha çabuk iyileşmesini sağlar.

Bunun dışında eşinizle aranızı daha iyi yapmaya, beraber yalnız zaman geçirmeye çalışın. Daha doğrusu onun sizinle yalnız kalmak için uğraşmasını sağlayabilirsiniz.

En önemlisi alacağınız kararlar için yanınızda, arkanızda ailenizin, birilerinin olması gerektiğini düşünmeyin. Bunu da eşinize ve onun ailesine hissettirmeyin. Eğer bu durumun farkındalarsa belki size bu yüzden böyle davranıyor olabilirler. "Bu kızın zaten kendi ailesi sahip çıkmıyır, gidecek yeri yok, benden/bizden başka kimsesi yok" dedirtmeyin. O kadar okumuşsunuz, şuam işsiz olsanız bile belli ki önceden çalışmışsınız. Kendinize o kadar emek vermişsiniz. Ezdirmeyin kendinizi.

Başınızı alıp ben sahilde yürüyüş yapıcam, plaja gidicem vs. diyemez misiniz?
Mesela sabah erkenden kimse kalkmadan siz denize gitseniz, sonra belki onlar da size eşlik etmeye gelirler vs.
Gelmezlerse de kendileri bilirler ayol... Ankara’dan Urla’ya gitmişsiniz, kimseye takılmayın tadını çıkarın bence. İsteyen de laf soksun, benim burda sayılı günüm var ofisten uzak kalmışım bunu değerlendirmem lazım kusura bakmayın, isteyen eşlik edebilir memnun olurum diyip geçin.

Tabii ki gidebilirim ama dediğim gibi Ankara'da yalnızım hadi biraz eşimle vakit geçireyim istedim.

Yok yok insan en çok kendisiyle mutlu oluyor arkadaşlar. Ankara'da bol bol Kendi kendime yürüyüş ve spor yapıyordum nereden çıktı bu romantiklik

çoluk çocuk yoksa kısa yoldan boşanın rahat edin..

Öyle bir dünya yok; aileme toz kondurmam, sen konuş dur..

ne güzel dünya. anlattıklarınıza göre, bulaşıklar vs. resmen sizi hizmetçi gibi kullanıyorlar (ailecek) ve siz bunun farkına bile varmıyorsunuz.

(36 E / Evli)

Şöyle bir şey olabilir mi; Ankara'da hep sizinle olduğu için, ailesinin yanına gidince de onlarla vakit geçirmek istiyordur. Hemen kötü düşünmeyin.

İmza: Yengesine kuyruk olmayan görümce.

İşte bu yüzden evlenmiyorum.

Şunu yap değişir değişsin diyemem. Kolay gelsin, iyi dileklerim sizinle.

Ha bu arada alttaki yoruma katılıyorum, boşanınca herşey daha iyi olmayacak. Elbetteki konuşun, çözmeye çalışın. Benim canım sadece aranızdaki iletişimsizliğe sıkıldı.

Bekara karı boşamak kolay derler anadoluda. Bir yuva var ortada. Bir tek sorunla hop ayrıl bitsin dersek evli çift kalmaz dünyada.
Biz de gurbetteyiz (hanımımın memleketinde yaşıyoruz ailesi vs çoğunluk akraba-i taallukati yakınında) yazları memlekete geliyoruz benim ailem için. 4-5 gün antalya vs bir tatil ayarlıyoruz ancak memlekette olduğumuz sürenin çoğunluğunu ben kardeşlerimle geçiriyorum. Senede 20 gün sonuçta. Eşim de aynı sizin gibi serzenişte bulunuyor. Kendisi haklı fakat ben de haklıyım. Başka şekilde gönlünü yapmağa çalışıyorum. Sonuçta fazla kavga gürültü tartışma olmadan bitiriyoruz tatili.
Onbir yıllık evliyim. On yıldır iznimiz böyle geçiyor.

Hep mi böyleydi yeni bir durum mu? Belki de kardesinin gercekten de abisine ihtiyaci var siz de soylediniz problemleri varmis belki de esiniz sizden de daha yapici bir tutum sergilemenizi bekliyordur, bukadar dolduysaniz muhakkak siz de gergin davraniyorsunuz ve o da icten ice size kiriliyor olbilir kardesinin durumunu anlamiyorsunuz diye. Bu arada sizi tamamen anliyorum hak da veriyorum ama soyle dusunun gecici bir durum bu, ayni yerde yasamiyorsunuz dönunce hersey yoluna girecek.

Sakin olman lazım

Hocam tek çıkmana karşı değillerse tek çıksan?

Belli ki eşin kardeşinin psikolojik rahatsızlığı sebebiyle de biraz fazla aileye düşmüş durumda. (Belki de komple aileci bi tiptir) Evlenene kadar bunu anlamadıysan ayrı, anladıysan da kazık kadar adamı değiştiremezsin.

Birey olmak önemli. Sen birey olmazsan kimse elinden tutup seni gezdirmeye çıkarmaz. (Edit: hah burda diğer cevaplarını okudum. Zaten tek de çıkıyorum demişsin, boşver sen çık ya. Eğer kopacaksanız da böyle kopun. Seni yalnız bırakan bi adamla ne kadar sabredebilirsen o kadar sabredeceksin zaten)

(Not: Amacım kötülemek vs. değil, sadece bu metinden anladığım bu oldu. Altta başka mevzular vardır onu bilemem. O nedenle yanlış anlaşılmak istemem)

Bu görümcenin tedavisi yeniyse belki biraz da yanında olmak istedi adam. Açıkçası kayınpederi görümceden daha büyük sorun olarak görüyorum ben.

Bu arada "ayrıl coco" demek için hususi olarak duyuruda hesap açılmış olması...ölene dek bu sitedeyim :)

Hepinize çok teşekkür ederim çok destek oldunuz bana bu süreçte. Mesajlarına cevap veremediklerim kusura bakmasın

kime kısmına kendi mail adresinizi yazın

hayır, cc'ye ya da kime kısmına kimseyi eklemek zorunda değilsiniz.
bcc'ye ekleyeceklerinizi ekleyip direkt gönderebiliyorsunuz.

aşi ile vucuduna zaature mikrobu girdi ama kontrollu, iyi mikrop. çok kotu olursan bir hastaneyi ara derim.

ateşi bilemem de sahiden kolunu kaldıramıyor insan.

Nerde oluyorsunuz, kaça ?

Benim babam emekli eczacı. Hala çalışan bir arkadaşından bulduk. Su an piyasada çok çok az miktarda var, birisi almaktan vazgeçmiş şansıma denk geldi. Eczaneden aldık ve aile hekimim de vurdu kısa süre içerisinde.
Soğuk zinciri kırmamaya dikkat etmek gerekiyor.
İğne için Aile hekiminizle konusmanizda yarar var

Hiçbir şey olmaz.

hayır.