[]

Bu kadar yabancı Zeytinburnu, Merter'de ne yapıyor?

twitter.com

ortadoğu'ya ve türki cumhuriyetlere bu kadar çok tekstil ürünü ihracatı yapılıyor mu burada? bunların çoğunluğu ülkelerinde satmak için alım yapmaya gelenler mi, yoksa buradaki atölyelerde çalışanlar mı?

teşekkürler.

 
Zeytinburnu İstanbul içindeki gettolardan biri orada çok sayıda Türk vatandaşı Türkistan göçmeni yaşıyor yeni gelenlerde kültürel yakınlık, ulaşım imkanları ve kira ücretlerinin ucuz olması gibi sebeplerle burayı tercih ediyorlar. Merter ise ticaretin kalbi kozmopolit bir yer aynı zamanda ulaşım için bir hub yabancıların fazla olma sebebi bu bence ama video seçmece olmuş özellikle yabancıları seçiyor. Yabancıların ve gettoların olmasını kültürel bir zenginlik olarak düşünüyorum keşke bizde de çin mahallesi falan olsaydı.


  • doharkoman  (23.03.24 14:23:36) 
Kaçak işçi. Sigorta yok. Bu bir zenginlik değil. Kayıt dışı işler ülke ekonomisine zarar verir. İşvereni zengin eder. İşveren vergi vermez. Suç yüzdesi artar. Halkın güvenliği tehlikeye girer. En son olayda bir üniversitede öğrencilere hastalık bulaşmış. Göçmenlerin kontrolsüz girişi hastalık getirir. Salgınlar ortaya çıkar. Sağlık sisteminde yük artar.


  • dissendium  (23.03.24 14:59:34) 
Başlığı bana şahsi mesaj olarak yazmak için kullanmışsınız keşke buradan yazsaydınız ben kurallara uyan biriyim fakat cevap verme hakkım doğduğu için yazıyorum konumuz kaçak işçi değil, yabancıları toptancı bir yaklaşımla kaçak işçi olarak varsaymışsınız velev ki dediğiniz gibi olsun kaçak işçi dünyanın her yerinde var Türkler de ABD de kaçak işçi olarak çalışıyor. Kaçak işçi ucuz iş gücü demek ucuz iş gücü dünya ile rekabet demek. Kaçak işçiliği onaylanıyorum fakat bu bir realite dünyada hükümetler ucuz iş gücü için belli oranda kaçak işçilere göz yumuyor özellikle üretimin Asya'ya kalmasından sonra bu durum çok daha hızlandı kaçak işçi kriminal suç işlemediği sürece devlet görmezden geliyor. Kaçak işçinin iş gücüne sağladığı katkı GSMH'yi büyütüyor ödediği dolaylı vergiler devlete ve halka dolaylı olarak yansıyor zaten kaçak iscilerin çalıştığı işlerde Türkler çalışmak istemiyor mesele maddiyat değil Türkler rahat ve konfor istiyor vergi meselesine gelirsek Türkiye'de zaten doğru düzgün vergi ödeyen yok bu yüzden devlet dolaylı vergi alıyor yani kaçak işçinin yaptığı harcamalarda devlete ve Türk ekonomisine zarardan çok katkı veriyor hatta bu konuda IMF'nin bir araştırması vardır ekonomik büyümedeki yarım puanlık büyüme sadece sığınmacılara ait olduğuna dair. Son olarak geçen hafta bir haber okumuştum sadece 1 yılda ABD'ye 50 bin Türk vatandaşı Meksika sınırı üzerinden kaçak olarak geçmiş.


  • doharkoman  (23.03.24 17:25:05) 
kaçak ve ucuz işçiler. sigortasız çalışıp birilerini zengin ediyorlar. ülkemizi mahvediyorlar kısacası. bizim vergilerimizle hastaneye gidiyorlar, belediye hizmetlerinden yararlanıyorlar. 1 kuruş da vergi ödemiyorlar. ister orta asyadan gelsin ister ortadoğudan. hiçbir farkları yok. toplu şekilde gelerek kendi kültürlerini kendi ülkelerindeymiş gibi yaşıyorlar.


  • paintov  (23.03.24 18:22:26) 
Sebebi Türkiye'nin dünyanın merkezi olması ve gelişen ekonomisine dayanamayan kişilerin koşarak gelmesi. Türk halkının da binlerce dolar olan, süper çalışma sartlarina rağmen işlere rağbet etmeyip sokaklarda gezmesi. Bunun sebebi hep türk halkı.

O yüzden umalim da kaçak çalışma daha da artsin, bu şekilde bütün batılı devletleri geçeceğiz.
  • logisticsmanager  (23.03.24 19:11:03) 
Ne yaptıkları çok da bilinemez ki.

Mesela bir 'Kültürel Zenginlik (!)' eğer anlattıkları doğruysa eğitim alıyormuş.

twitter.com
  • Mirket  (23.03.24 21:50:56) 
Çoğu ihracat yapıyor. Ben Gine'li bir öğrenciyle tanışmıştım 1 yıl önce.
Onunla birlikte o kadar çok mal gönderdik ki son 4 ay sadece bununla geçindim. Kendi işimi askıya aldım.

Biz tekstil, kapı kolu ,kilit, mobilya ,araba parçası oto ürünleri sattık.

Bazen ülkesinden gelen iş adamlarını gezdirdim, hem para kazandım hem birlikte gezdik.

Çok para kazanıyor ve çok para harcıyorlar. Avrupalılar gibi cimri değiller.

Şimdi okulu bitmedi ama buradaki sorunlardan dolayı vize aldı ve Lisbon'a yerleşecek. Turist olarak gelirse daha kolay çalışacağız ve polis memurlarının aşağılamalarına maruz kalmayacağız diye düşünüyoruz.

Orta Asya'dan öğrenci vizesiyle gelenler de yakınlarının iş yerinde çalışabiliyor. Burada öğrencilerin çalışması yasak ve enflasyon nedeniyle hesapları tutmayınca çalışmak zorunda kalıyorlar
  • hebanon  (23.03.24 22:54:27 ~ 22:59:47) 
Zeytinburnu evvel ezel özellikle Orta Asya'dan gelenlerin odak yeri gibi bir şeydir. Kendi TC vatandaşı nüfusunda da ora kökenliler çoktur. GORA'daki Japona benzeyen Zeytinburnu çocuğu Mehmet gerçek.


  • d max  (24.03.24 01:58:08) 
[]

Marangozların sobalarında sunta gibi çevreye zararlı atıkları yakmaları

Bu neden yasak değil? Sunta ve mobilyalar yüksek polimer/plastik oranına sahiptirler. Bu adamlar artan tahtaları yakıyorlar ve bütün o plastik dumanı bizim evlerimize giriyor. Dahası plastik yakmak kadar çevreye de zarar veren çok az şey vardır. Buna rağmen neden buna izin veriliyor?

Türkiye'nin mobilya şehri İnegöl bunun için olsa gerek, bütün ilçe çapında okullar dahil bütün hanelerde soba kullanımını yasakladı.


www.genclermuhendislik.com

Bu yasak neden bütün marangozlara uygulanmaz? alışverişte poşet kullanmayarak çevreye zarar vermeyelim ama marangozlar istedikleri gibi plastik yaksınlar. Saçmalığa bak. Kaldı ki adamlar sobaya eline geçen her şeyi atıyorlar, çöplerini bile sobalarda yakıyorlar.

Yanık plastik solumaktan sinirim bozuldu. İlçe/il/ülke çapında bu yönde bir kanun geçmesi için biz sıradan vatandaşlar ne yapabiliriz?

teşekkürler.

 
Yasak olmadığını kim zoyledi? Yere çöp atmak da yasak kapalı alanda sigara içmek gereksiz yere korna çalmak yaya geçidini ihlal etmekle yasak ve yaptırımları var ama uygulanmıyor. En büyük denetim bireyden başlar kamu kurumlarını harekete geçirende bireylerdir kamuoyu oluşturmak için kamu kurumlarını harekete geçirmek için bireylerin şikayetçi olmaları ve haklarını aramaları gerekir ama herkes halinden memnun gibi.


  • doharkoman  (11.03.24 21:51:21) 
hocam özür dileyerek söylüyorum kötü anlamda algılamayın ama çok ponçiksiniz.

türkiye'de çevreyi korumak adı altına yapılan bütün uygulamalar göstermelik, adı çevreyi korumak için ama aslında para için, bir yerlerden para kazanmak için. evet kuralı konuyor, kanunu var ama bunun amacı çevreyi korumak falan değil.

poşetin paralı olması, poşet kullanılmasın, çevre korunsun diye değil. poşet kullanan işletmeler poşet başına devlete 38.5 kuruş katkı payı ödüyor. müşteriden 25 kuruş alıyor, devlete 38.5 kuruş ödüyor, çevre falan hikaye.

egzoz emisyonu, yaptırırsan çevre bakanlığına ücret, yaptırmazsan çevre bakanlığına ceza.

geri dçnüşüm kutuları, atık yağ, atık pil vs. hepsi bunları toplayacak şirketler kazansın diye.

oto sanayilerde kullanılmış motor yağı yakıyorlar sobada. kaldı ki atık bertaraf ücreti diye yağ boşaltmanın parasını da alıyorlar.

hal böyleyken, sunta gibi dışarıdan baktığında ahşap olan malzemeyi yaktı diye kimsenin kimseye ceza keseceğini pek sanmıyorum.
  • kibritsuyu  (12.03.24 10:53:38) 
@kibritsuyu:

suntanın içinde ve dışında boya, tutkal gibi sentetik materyaller var. polyesteri, plastiği yakmaktan farklı değil. kimse egzosa 24 saat maruz kalmıyor. çocuğunuz pencereye/balkona çıktığı her anda bu suntanın yanmasıyla ortaya çıkan gazı soluduğunda da kendinize "ya ülkede ne hale gelmiş, senin dert ettiğin şeye bak" mı dersiniz?

"
Ağaç işlemeden ve sunta ve mobilya
üretiminden kaynaklanan atıklar neden
tehlikeli atık grubuna girmektedir?
Ağaç kabukları ve mantar atıkları
tehlikesiz,
Tehlikeli maddeler içeren talaş, yonga,
kıymık, ahşap, kontraplak ve kaplamalar
ile kontamine olmuş ahşap, cam ve
plastik atıklar tehlikeli atık grubuna
girmektedir.
Kapalı ortamlarda formaldehit ve asetaldehit gibi aldehit kaynakları;
mobilya, halı, ısıtma ve soğutma sistemleri ve sigaradır.
Formaldehitin kendisi ya da diğer kimyasallarla hazırlanan bileşikleri
mobilya imalatında; boyalarda ve kaplamalarda koruyucu olarak,
döşemeler ve perdelere kalıcı şekil verilmesi amacıyla zamk ve
yapıştırıcıların bileşeni olarak vb amaçlarla sıklıkla kullanılmaktadır.
Özellikle MDF ürünlerinde elyaf/resin oranı en yüksektir ve en fazla
formaldehit yayan üründür. Aynı zamanda mobilyalarda kullanılan
tekstil ürünleri de formaldehit kaynağı olabilmektedir. Formaldehit,
baş ağrısı, bulantı ve baş dönmesi gibi özgül olmayan belirtilerin
yanında boğazda iritasyon, allerjik reaksiyonlar, gözlerde kızarıklık,
sulanma, burun akıntısı vb belirtilere neden olmaktadır.
Özellikle kronik etkisi, kronik konjuktivit, farenjit, larenjit, bronşit ve
öksürüğe neden olabilmektedir.
Aynı zamanda kontakt dermatite, polen ve diğer alerjenlere bağlı
alerjik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına ya da hastalık seyirlerinin
ağırlaşmasına neden olabilmektedir.
Formaldehitin astımın oluşumunda rol alabildiği ve astımlılarda
gece ortaya çıkan solunum güçlükleri ile ilişkili bulunduğu
bildirilmektedir.
Formaldehit, Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu tarafından
kanserojen özelliği açısından Grup 2A olarak sınıflanmıştır.
Yakın zamanda yapılan çalışmalarda formaldehitin özellikle
burun ve üst solunum yolu kanserlerine neden olabileceği ayrıca
ultraviyole’ye bağlı deri kanserlerinin gelişimine katkıda bulunduğu
bildirilmektedir
"
  • summerof69  (12.03.24 17:07:51) 
hocam haklısınız. ben size plastik yanığından çıkan dumandan rahatsız olduğunuz için ponçik demedim. bu memlekette hala, ne kadar sentetik madde içerse de ahşap görünümlü bir şeyi yaktı diye -istediği kadar kanun olursa olsun- birine gidip ceza yazılacağını, bunu engelleyebileceğinizi düşünmenize ponçik dedim. bana niye zararları hakkında bilimsel makale yazıyorsunuz, ben bunları biliyorum, savunmuyorum da.

günde binlerce kilometre yol yapan kamyonlarıa ucuz diye yakıt yerine koyuyorlar 10 numara yağı, zaten motor gitmiş. adam kara kara dumanları tüttüre tüttüre bütün türkiye'yi geziyor, hiç mi polise müfettişe denk gelmiyor? geliyorsa da nasıl devam ediyor işine? kapı gibi de kanunu var bunun. çevreyi düşünen adam 1 haftada şunları tamamen temizler, zor iş değil. hız cezası kesen kameralı radar araçları kara duman çıkaran her kamyonu tespit edip hem egzoz muayenesinden, hem çevre kirletmekten bassın cezayı bak ne oluyor. ama yok, elinde teknolojik imkan bile varken bunu yapmıyorlar. hani ne oldu çevre?

hal böyleyken müfettişin birinin gidip marangoz atölyelerini gezip, sobada ne yaktıklarını kontrol edip, içeriğindeki sentetik zararlı maddeyi tespit edip ceza kesmesi. isveç'te falan mümkündür belki. bunun türkiye'de olmasını beklemek maalesef çok ponçikçe.
  • kibritsuyu  (14.03.24 04:18:07) 
kurallar uymak için değil =~ ceza kanunu göstermelik
ceza kanunu hakikaten arkasından dolaşılabilen bir şey olsa da, göstermelik değil. ancak yine de suçu önlemiyor. suçlar cezasız kalabiliyor. o halde ceza kanunu göstermelik mi yoksa 90 milyon insan ve 1milyon kmkare ülke ve 200bin etrafı gözleyen gözle bu kadar mı oluyor? doğru soru bu olmalı. çevre için de aynı soru geçerli.

zabıta gelecek uyaracak. ceza yazmak için 2 saat kavga edecek. hiçbir zaman canını yakacak kadar tehdit edemeyecek devlet bu hatayı yapanı.

bunu kesin önlemenin yolu o semtte yaşayanların örgütlülüğü. ama devletimiz örgüt değil birey birey bölünmemizi istiyor. modern insan bireycik olmalı. yoksa devlete de kafa tutarsın mazaallah.

bi de internetten örgütlenmek var. o da sıradan vatandaş için bi yol.

"geri dönüşüm kutuları, atık yağ, atık pil vs. hepsi bunları toplayacak şirketler kazansın diye."
sevabına mı dönüştürecekti? esas maksat kıymetli şeyi çöpe atmamak. kentsel dönüşümü hayrına yapmadığı için müteahhitler, rantsal dönüşüm diyenler de böyle. hanginizin sermayesi olsa gidip sıfır kâr ile iş yapar?
  • lambırcek  (14.03.24 04:41:00) 
[]

bu iki spikerin sesi benzemiyor mu?

ingilizce bilmeyen trt spikerinin sesi:

www.youtube.com

stv'deki haberleri sunan fetöcü spikerin sesine benzemiyor mu?

www.youtube.com

teşekkürler.

 
Benzemiyor bence


  • nic cage  (11.03.24 00:27:04) 
[]

Sütçülerin havalı korna çalma istisnası mı var? Neden göz yumuluyor?

Bu sütçüler, kodumun havalı kornasını akşam 8-9'da çalarak 1 saat boyunca kafamızı şişirme hakkını nereden buluyor? Özel izinleri mi var? Biz buna katlanmak zorunda mıyız?

Şikayet etsek, bu korna kirliliğinin önüne geçilir mi? Yoksa "yahu korna çalmazlarsa, nasıl müşterilerine haber verip satış yapacaklar; buna engel olamayız" mı derler?

İnternette araştırdım hiçbir şey bulamadım.

teşekkürler

 
Sokakta gıda satmak yasak. En son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. 15 yıldan fazla olmuştur. Şikâyet edin. Hindistan'da yaşamıyoruz.


  • dissendium  (10.03.24 02:13:59) 
Değilsiniz, plakasını alıp şikayet edin. Ben çocuğu uyutmaya çalıştığımız dönem adamı yakalayıp tehdit ettim ama doğrusu vu değil tabii ki, çevre bakanlığına da gürültüden şikayet edebilirsiniz.


  • mirty  (10.03.24 04:21:50) 
@dissendium. Yasak haberi 2017'den, bu yasak iptal edilmiş olmaz degil mi? Böyle bir yasak varsa yıllardır bu adamlar bu sütü nasıl satabiliyorlar. 1 kişi bile şikayet etmemiş olamaz, anlayamadım.


  • summerof69  (10.03.24 10:15:08) 
Gayet de 1 kişi bile şikayet etmeyebiliyor.

Bilmem kaç tane apartmanın olduğu yerde hayvanın biri her cumartesi, eğer kafası yeterince iyiyse hafta içi de gece boyunca yüksek ses müzik açıyor bir kişi bile lan bi uyutmadınız demediği gibi polisi de aramıyor.

Bazısı da arasam ne olacak zaten gelmeyecekler bıkkınlığında oluyor haksız değiller ama şikayet mekanizmasını canlı tutmak gerektiğini düşünüyorum.
  • chicha_v2  (10.03.24 14:58:12) 
[]

Anadilde eğitimi savunanlar, ülkedeki araplar da anadilde eğitim görürse...

Anadilde eğitimi savunanlar, ülkedeki araplar ya da diğer etnisiteler de anadilde eğitim görürse nasıl anlaşacaklar?

Mardin'e gelmiş bir suriyeli aile, evinde de arapça konuşuyor, çocuğu da okulda arapça eğitim görüyor. bu durumun kürtler için de geçerli olduğunu düşünelim. bu ortamlarda yetişmiş iki farklı etnisitideki çocuğun, türkçe konuşmasına gerek kalmıyor. Bu durumda bu iki çocuk nasıl anlaşacak, toplumda hangi dille iletişim kuracaklar?

çok dilli olacağı iddiasını gerçekçi bulmuyorum. Belçika'da farklı kantonlarda konuşulan diller yüzünden, insanlar farklı kantonlarda kolaylıkla iletişim kuramıyorlar.

eksiseyler.com

 
İki dilde de iletişim kuracaklar anadil ayrı resmî dil ayrı Avrupa’da nasıl işliyorsa öyle


  • olaylar olaylar  (20.02.24 22:38:47) 
@olaylar olaylar, avrupa'da anadilinde egitim goremiyorsun. mesela, almanya buna izin vermiyor:

t24.com.tr
  • summerof69  (20.02.24 22:39:41) 
Birden fazla resmî dili olan ülkeler var Kürtçe veya Arapça yoktur belki ama pratikte mümkün değildir diye bir durum yok. Sadece tahayyül edelim diye söylüyorum bu ülkede İngilizce eğitim veren okullar var ve ülke bölünmüyor ben demiyorum ki illa Kürtçe eğitim olsun veya başka bir dil. Ama bilmem kaçıncı yüzyılda bunlara takılmış olmak üzücü.


  • olaylar olaylar  (20.02.24 23:07:40) 
Resmi dil üzerinden anlaşacaklar veya yaygın dil üzerinden.

Not: soruya cevap verdim ama herhangi bir şeyi savunmuyorum sadece işin tekniğini açıkladım. Ayrıca Mardinli Araplar sonradan Suriye'den göçmüş değil Mardin'in kadim halkıdırlar.
  • doharkoman  (21.02.24 03:47:39) 
[]

Türklere benzemeyen anadolu insanı, bu insanları görünce ne hissediyor?

Orta asya türklerine benzemeyen anadolu insanı arkadaşlar, bu türki cumhuriyetlerindeki insanları “kardeş” olarak görüyor musunuz? Yoksa, “ya biz bunlara hiç benzemiyoruz, nasıl kardeş oluyoruz” diye düşünüp, bir bağlılık/yakınlık hissediyor musunuz? Daha açık aorayım, kendinizi türkleştirilmiş, anadolu insanı olarak mı görüyorsunuz?

Mesela bu göktürkler “biz de , siz de türksünüz, kardeşiz” demiş :

youtu.be

 
ben kardeş olarak görmüyorum. anadolu popülasyonu ile yapılan genetik çalışmalar da anadolu'daki orta asya etkisinin çok az olduğunu gösteriyor. kardeşim diyen varsa bile %99 ihtimalle kendisi türkleştirilmiş anadoluludur.


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (20.02.24 09:45:13) 
Bence insanlar bu tarz konulara yanlış yerden yaklaşıyor. İnsanları yakınlaştıran da uzaklaştıran da kültür.

Eğer biriyle benzer yemekleri tüketmekten hoşlanıyor, benzer esprileri duyunca göz teması kurup sırıtabiliyor ve benzer hayata bakış açılarına sahip olabiliyor, benzer durumlarda benzer tepkiler geliştirebiliyorsanız dış görünüşünden bağımsız olarak onunla yakınlık kurabilirsiniz.

Birbirleriyle soy bağı olan insanlar tarihte geriye gittikçe benimsedikleri tarihi kişiliklerin, coğrafyaların, dillerin ortak olduğunu fark ettiklerinde ister istemez bir yakınlık gelişiyor. Her iki kültürde de ortak yemekler, içecekler var. Neneden, dededen duyduğunuz eski bir sözcüğü bu kişilerin ağzından duyarsanız bu da bir yakınlık hissi doğuruyor vs. vs.

Dış görünüşün ne gibi bir etkisi olabilir ki?

Türkiye'deki insanlar bu gibi sebeplerle birçok farklı ülke insanına yakınlık hissediyor. Kimine daha fazla, kimine daha az.

Türkleştirilmiş anadolu insanı diyerek birçok şeyi kast ediyor olabilirsiniz. Bunun içinin doldurulması gerek. Siz tam olarak ne anlatmak istiyorsunuz?
  • akhenaten  (20.02.24 09:50:19) 
Türk dediğiniz çok geniş bir çoğrafya da, büyük bir topluluk böyle bir durumda tek tip bir insan görmeyi beklemek yanlış olur.
Burada genetikten çok ortak dil, kültür, gelenek ve toplum yaşantısına bakmak gerekir.
Yüzyıllar boyunca yer değiştirmiş, farklı kültürler ile etkileşime girmiş bir halkın fiziksel özelliklerini tamamen korumuş olmasını beklemek çok mantıklı değil.

Sonuç olarak uzak bir çoğrafya da, izole kalmış bir halk değiliz.
Daha dün aşağıdaki habere bakarken bazı fotoğrafda ki detaylar çok tanıdık bazıları ise çok uzak geldi, giyim tarzları, binalar, çadırlar, insan tipleri bizim köyde yaylalarda gördüğüm şeyler bunlar dedim.

www.ntv.com.tr
  • sealth  (20.02.24 10:16:50 ~ 10:21:53) 
"Kardeş" olarak görüyorum.

Sırf gözlerimiz çekik değil diye ötekileştirmenin ne anlamı var anlamadım. Bu farklı coğrafyanın zamanla getirdiği genetik bir özellik.

Şimdi de Türkleştirilmiş Anadolu insanı diye bir kavram çıkartıp bölücülük yapmanın anlamı da yok.

Türk devletleri maalesef Çin ve Rusya sömürgesi altında kaldığı için siyasi olarak birbirimizden koptuk.
  • durbidakka  (20.02.24 10:32:52) 
Kültür olarak bakarsak Anadolu'da yıllardır yaşayan toplumlarla kültür benzerliğimiz, Orta Asya Türk toplumlarıyla olandan daha fazla bence. Dil olarak da Azerbaycan hariç öyle çok benzer dili konuşmuyoruz Orta Asya toplumlarıyla. İngilizler de anglo-sakson yani mantıken Saxonya'dan, Almanya'dan gelen bir toplum. Cermen kökenli ama gidip bir ingilize sen Almanları "kardeş" görüyor musun demiyoruz. Dil benzerliği de var sonuçta onlarda da ki İngilizce de aynı bizim gibi farklı dillerin çok etkisinde kalmış bir dil.

Ha bence bu konuyu dış görünüşe bağlamak çok doğru değil ama kültür olarak Orta Asya kökenli Türklerden ziyade Anadolu kültürüne yakın bir halkız. Türk/Türkiyeli mevzusuna girmenin gereği yok ama Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak Türk'üz fakat bi Kazak, Kırgız ne bileyim Çuvaş vs Türkleriyle kardeş miyiz bilemiyorum. Uzaktan kuzen olabiliriz en fazla ortak atadan gelme konusunda (ki yeterince geri gidersek tüm insanlık kuzen sayılır). Kardeş olmak için fazla uzak kaldığımızı düşünüyorum.

Ya yemekler olarak Anadolu coğrafyasında yaşamış ulusların yemekleri mi bizim bugünkü mutfağımıza daha yakın yoksa Orta Asya yemekleri mi mesela? Tabii ki oradan getirdiğimiz yemekler yok değil de genel olarak anadolu coğrafyası mutfağı bizim mutfağımız
  • nundu  (20.02.24 10:34:36) 
Aidiyet hissi yeterli aslında. Sen kendini bir soya ait hissediyorsan, onlar da seni bağrına basıyorsa bu yeterli.
Ama bunun yanında dil birliğimiz var. Bir araya gelince çok anlaşamıyor olabiliriz. Ama örneğin bir Of'luyla bir Afyon'lu bir araya gelse onlar da anlaşamaz. Şive farkı lehçe farkı aynı dili konuştuğumuz gerçeğini değiştirmez.Dile etkileşimde bulunulan dillerden kelimeler katılmış, önceden kullanılan kelimeler unutulmuş olabilir. Bu da dil birliğimiz olduğu gerçeğini değiştirmez.
Kültür birliğimiz var. Bulunduğumuz coğrafyanın eski halkından ya da komşularıımızdan birşeyler almış olmamız, bu gerçeği değiştirmez.
  • Mirket  (20.02.24 11:26:17) 
genetik işine girenleri doğru bulmuyorum. araştırmışlar yüzde 1 orta asyalıymış gibi palavralara inanmıyorum ve maksatlı buluyorum. siz türk değilsinize getiriyorlar. türküz anadoluluyuz. aynı dili konuştuğum, aynı kültürü paylaştığım insanlara yakınlık duyuyorum. balkanlardan başlayıp orta asyaya gidiyor.


  • paintov  (20.02.24 12:19:55) 
sealth, paintov +1


  • air  (20.02.24 12:28:51) 
Türk denen kavmin Anadolu'ya gelisinin üstünden daha 1000 sene gecmedi. Evrimsel sürec bu sekilde islemiyor. öyle, farkli cografyadan ötürü biz cekik gözleri kaybetmisiz gibi kerameti kendinden menkul atmasyon laflarla tartisacaksak birakalim. bir bilimsel calisma yapiliyor, bu amacla anadolu'dan veri toplaniyor ve sonuclar herkesle paylasiliyor. kimse bilimsel arastirma yaparken kücük mankurtlarin arasina nifak sokalim diye okul okuyup, fon pesinde kosmuyor.
Mutual intelligibility'si bile artik neredeyse tamamen kaybolmus dillerin ortak atasi disinda kültür olarak da bir ortakligimiz pek yok tek tük birkac sey disinda.
duygusal olarak kabul etmek isteyen kabul etsin, ama böyle bilimi bükmeye calisarak sacmalanin alemi yok.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (20.02.24 17:45:16) 
türke benzemeyen
türk ne. daha doğrusu türk hangisi. hangisi daha türk.
türk bi kavim, aşiret ama hangimiz özbeöz.
soruyu şöyle sorsak ayıplanır mıyız, türke benzemeyen orta asya insanı?
orjinin ne yani

yemek ve dil hatta kültürün bir kısmı heralde benzemeyecek. biri coğrafyaya diğeri etkileşimde olduğun dillere göre şekilleniyor.

ve şunlar türktür bunlar değildir diye bir bilimsel araştırma yok. genetik biliminin konusu değil bu.

yine de türk bir ırk. ben türk hissediyorum diyerek türk olunmuyor. bir ladino türk olamaz mesela. milletin kaş göz rengini veya ırkını şahıslar kendi tanımlarıyla eğip bükemez.
  • lambırcek  (20.02.24 18:25:08 ~ 20:01:29) 
kendimi türk ve doğu romalı ataları olan bir anadolu insanı olarak görüyorum ve atatürk çizgisinde türk milliyetçisiyim. orta asyadakiler ile hiç alakam olmasa, tamamen türkleştirilmiş anadolu insanı olsam bile türk milliyetçisi olurdum.


  • benarrivo  (20.02.24 19:50:53 ~ 19:53:53) 
Anadolu insanının Orta Asya Türklerine benzemediği nereden çıktı?


  • doharkoman  (21.02.24 03:51:59) 
[]

Başörtülü kadınlar erkek kuaföre gidiyor mu?

Bunu nasıl mantığa bürüyorlar?




 
Gitmiyorlar. Erkek çalışanların olduğu kuaförlerde tesettürlü kadınlar için ayrı bir oda olur genelde, kadın çalışanlar orada işlemlerini yaparlar.


  • fraise  (18.02.24 16:35:56) 
Hayır gitmiyorlar. Onların özel kuaförleri oluyor. Dışarıdan içerisi bile gözükmez
Ve çalışanların hepsi kadın oluyor. Ayrıca başörtülü kadınların kuaföre gitme sıklığı diger başı açık kadınlara göre kıyasla çok ama çok düşük

  • limonlu eksi  (18.02.24 16:37:52) 
Tabi ki gitmiyorlar onu nerden çıkardınız.


  • kaptan maydanoz  (19.02.24 06:05:19) 
Gidiyorlar.

Herkes hardcore dindar değil. Bazı yaşı ilerlemiş kadınlar dindarlıktan değil, kültürel alışkanlıktan dolayı başını kapatıyor.

İnanç olayı 1 0 şeklinde işlemiyor. Ya hep, ya hiç diye bir mantık yok. Herkes elinden geldiğince ya da istediği miktarda dinin gerekliliklerini uyguluyor.
Kimisi alkol alırken ramazanda bırakıyor, kimi 3 aylarda bırakıyor.
Kimisi namaz kılmıyor. Kimi sadece cumalara gidiyor.
Kimi kadınlarda başları çoğunlukla kapalı olduğu halde bazen isteyince açıyorlar.
Kuaförleri de erkek olabiliyor. Genellikle de aynı kişiye gidiyorlar zaten.
Arada bir içki içmekle arada bir başını açmak arasında bir fark yok.
  • zimbirik  (19.02.24 11:06:28) 
[]

Üniversitede ders seçimiyle ilgili 2 soru

Merhaba,

1) bir tanıdığım normalde alamaması gereken bir dersi bilgi işlemin hatasıyla alıp, mezun oldu. Bu durumda ne olur? diploması iptal olup, mezuniyet notu yeniden mi hesaplanır? yoksa üniversite bunu mezuniyetten sonra farketse bile artık umursamaz mı?


2) Zorunlu bir dersi bahar ayında alabileceğiniz söyleniyor,ders seçme sayfanızda da bu ders bahar ayında gözüküyor. Ama daha sonra bölüm "bu ders güz ayında açıldı. o zaman almalıydın" diyerek, bu dersi bahar ayında almanıza izin vermiyor. Dolayısıyla, idarenin hatası nedeniyle mezun olamıyorsunuz, okulunuz uzuyor. bu durumda öğrenci ne yapabilir? (dersi alamadığınız için tek ders sınavına da giremiyorsunuz)

teşekkürler

 
1- mezun olduktan sonra kimse uğraşmaz
2- müfredatta hangi dönemde tanımlıysa o dönem açılmalı. Keyfi olarak başka dönemde de açabilirler ama müfredattaki döneminde de açmak zorundalar. Aksi halde konu mahkemelik olur.

  • cek  (13.02.24 22:36:32) 
1. kazanılmış haktır, geriye dönük silme işlemi yapılmaz.

2. ders birden fazla bölüme verilen ortak derslerden biri olabilir. her bölüm kendi öğretim programındaki takvime göre o dersi alır. sizin bölümün öğretim programında güz dersidir, ama başka bölüm için bahar dersidir ve o bölüm için baharda açılmıştır. bu sizin o dersi baharda alabileceğiniz anlamına gelmez. zaten ders açıklamasında xx bölüm açılmıştır gibi açıklaması vardır mutlaka. gene de ben olsam ne yapardım (sistem izin veriyorsa elbette) derse kayıt olurdum ve belki gözden kaçar diye dua ederdim.
  • halanne  (14.02.24 11:20:16) 
[]

HPV aşısının bu kadar pahalı olduğu ülkemizde hpv ve std ne kadar yaygin?

Bizim toplumda cinsel yolla bulaşan hastalıkların çok yaygın olduğunu düşünüyorum. Hem hpv aşısına ulaşım zor, Hem prezervatif kullanılmıyor.

Düzenli bir ilişkisi olmayanlar, karşı cinsle birliktelik yaşayacağıniz zaman bunun tedirginliğini yaşamıyor musunuz?

Ülkemizde buna dair pek kamuoyu araştırması yapılmıyor. Sizde durum nedir, etrafınızda cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalananların sayısı artıyor mu?


Abd ve Avrupa'da da artıyormuş:

www.google.com


www.google.com
Bu da Türkiye: bianet.org

 
Doktorlarımız her muayene sonrası bu konuda bilgilendirme yapıyorlar. Hatta “evet aşı olmuştum” dediğimde o şaşkınlığı görebiliyorum. Belli ki çoğu kişi aşıdan ve öneminden bihaber.

Kendi çekirdek çevremde hiç duymadım ama ülkemizde cinsellik hala kabul edilmediği için bu tür önlemler kulak arkası ediliyor. E pahalı da. Aldığımız göçler ve o göçlerin ne nitelikte olduğu da cabası. O yüzden artıyordur +1
  • ruhen hastayim ben  (12.02.24 15:14:23) 
asiri reaksiyon gostermekle tamamen gormezden gelmek arasinda bir yol benimsemek lazim. HPV asisi her ulkede cok pahali, belli ulkelerde kucuk yaslarda devlet karsiliyor sonra karsilamiyor. Bilinc deseniz, emin olun Turkiye'deki kadar olmasa da yurtdisinda da bilincsiz insanlar. Asinizi olup onleminizi alin, karsi tarafin yoksa prezervatifi siz tasiyin, hayir demeyi ogrenin, test isteyin vs. Binbir turlu yolu var ve secim sansiniz var. Gerisi hayat, her seyi kontrol edemeyiz, kontrol edemedigiz seyler uzerinde endiselenerek yasayamayiz.

Bununla birlikte olur da HPV olursaniz internetteki kiyamet senaryolarindan kendinizi uzak tutun, bilincli doktorlarla gorusun. Ben doktorumla konustugumda, asinin gerekli ve yararli oldugunu ve yaptirmami salik vermisti. Eger olursa, bir cok insanda oldugunu, vucuttan zaman icinde atilabildigini, smear testleri ile kanser riskinin erken teshisinin gayet mumkun oldugunu, yapilan testlerde sadece kanser riski yuksek olanlara bakildigini ve onlarca turune bakilmadigini anlatti. Ayrica bagisikliginizi yuksek tutmak, iyi beslenmek ve bedeninize iyi bakmak da onemli. Akli selim sakin insanlarla calismak bana iyi geliyor acikcasi. Akil ve ruh sagligimi korku salmaya yonelik felaket senaryolarindan korumayi seciyorum.

Etrafima iliskin bilgim yok, boyle bir seyi de kimse kimseyle pek paylasmaz zaten, dolayisiyla duyup duymamakla bilinecek is degil bence. Tahmin yapmak gerekirse ben arttigina inaniyorum, cinsellik erken yaslara indi, cok farkli sekilde cok daha ulasilabilir hale geldi - ki olmali da- bir noktaya kadar insanlar bilincsizce gidecek sonra tekrar kendi icinde bir uyumlanma yasayacak diye dusunuyorum.
  • kassiopeia  (12.02.24 15:47:56) 
[]

Bu ünlü hanımın kalçasının şekli doğal mı?

vücudunda karın bölgesi dahil bir çok yerinde fazla yağ yok iken, kalçasında nasıl olur da bu kadar fazla yağ olabilir? liposuction'un tersi bir operasyon var da, oralara yağ mı enjekte ediyorlar acaba? kalça implantı değil, olsa anlaşılırdı.

teşekkürler.

radaronline.com

 
Genetik de olabilir. Kalça büyüklüğü spordan çoğu zaman bağımsızdır sanılanın aksine. Sporla falan böyle bir kalça yapamazsınız -özellikle bacaklarınız böyle ince kalamaz ve bundan daha sıkı bir vücut görünümü olurdu- ya yağ enjekte ettirmiş ya da genetik.


  • ruhen hastayim ben  (11.02.24 23:03:44) 
Armut vucut boyle bir sey olmuyor mu? Benim bir arkadasim ustu cok cok ince, gobek yok, bu kadindan daha ince, gogusleri de hic yok gibi, belden asagisi kalca bu hanim gibi,hatta daha kalin sanirim.


  • kassiopeia  (12.02.24 00:19:00) 
herkesin vücut yapısı farklı. kimisinde göbek çevresinde kimisinde kalça çevresinde yağ toplanıyor. bence o şekilde. ama tabi şov dünyası ekstra bir şeyler de yapmış olabilir


  • paintov  (12.02.24 00:52:59) 
latino ve zencilerde böylesi çok. zenci kadınlardaki kalça öyle dışa doğru ki üstüne çay bardağı koyar tepsi niyetine kullanırsın


  • ferenc  (12.02.24 05:15:19) 
yag enjekte ettirenlerin götü böyle düsüyor bir süre sonra.


  • sonsuz  (12.02.24 05:16:25) 
Büyük popo için son moda BBL ameliyatı, liposuctionla aldıkları yağı kalçaya transfer ediyorlar. Hem popo büyüyor, hem yağı nereden aldılarsa orası küçülüyor.


  • kobuzchu kiz  (12.02.24 08:51:27) 
Hocam sadece yapay diyenlere tik atacaktınız madem soruyu neden o şekilde sormadınız? Cevap veriyorum: Yağ enjekte edildi, cerrah bendim.


  • ruhen hastayim ben  (12.02.24 15:23:42 ~ 15:24:15) 
genetik de olabilir. kilosunu sadece memesinden alan insanlar var. kalçadan alan da vardır. inanırım.


  • gabe h coud  (12.02.24 18:07:28) 
Fazla yalanmaktan da boyle olabiliyor


  • floydian  (12.02.24 20:57:23) 
[]

Yüksek maaş, düşük dolar, bundan kim zararlı çıkıyor?

Ozellikle memurların maaşı dolar bazında Avrupa standartlarına ulaştı; hatta geçti. Ha keza özelde çalışıp 70-80bin tl nin üzerinde maaş alanlar da. Fiyatlar da ulkemizde dolar bazında çok yüksek, Dr oetker Pizza bile Almanya'da %50 daha ucuz.

1) Düşük döviz kuru ihracatçıyı, turizmi baltaladigina gore, Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Bu paranın kaynağı ne?

2) Biz Avrupa'dan daha iyi durumda mıyız ki, onlardan daha çok maaş alıp, daha yüksek fiyatla ürün alıyoruz?

3) bu sürdürülebilir mi?

4) Bu durumdan kim zararlı çıkıyor?


Teşekkürler

 
hepimiz = hazine

memur bir şey üreten bir topluluk değil, işleyişi sağlayan mekanizma. dolayısı ile onların geliri diğer alanlardan sağlanıyor.

düşük döviz kuru yüzünden, yabancılara yaptığımız işler çok pahalı olmaya başladı. rekabet gücünü azaltıyor.

eskiden 1000$ alım gücü ile yapabildiğim projeyi şimdi 1500$ e yapmam gerekiyor, bu durumda da rekabet gücüm azalıyor.

değirmenin suyu da arka kapı siyaseti ile satılan yerler, verilen tavizler ve gelecek dönem vergileri..
  • angelofdeath  (04.02.24 14:36:52) 
bu geçici süreli bir şey.

türkiye katmadeğerli iş üretebilen bir yer değil.
bu personele dolar bazlı bu kadar para verebilecek gücü yok. asgari ücretlilere 600 dolar verebilecek gücü yok, ki çevremdeki işletme döndüren insanlar da çalışanlarını çıkarmaya başladı. (%20-30 oranında)

bu iş eninde sonunda dönecek ve bu sefer herkesin maaşı çok çok daha bile düşecek dolar bazlı olarak.

----

şuanki görünüşe göre herkes kazanıyor. herkesin kazandığı bir sistemde büyük bir tokat vardır. o tokat yakında gelir.
  • tchuck  (04.02.24 14:53:55 ~ 14:54:26) 
O kurlar tutulan kurlar yalniz, secimler nedeniyle tutuldu da tutuldu. 31 mart secimlerinden sonra 2018'e kadar secim yok. Birakacaklar dolarin dizginlerini


  • freedonia  (04.02.24 15:36:51) 
hazine yani vergiler yani hepimiz karşılıyoruz bir şekilde.

insanlar çok farkında değil ama almanya, hollanda gibi birkaç avrupa'nın demirbaş ülkesini çıkartsan diğer avrupa ülkeleriyle euro bazında aynı oldu maaşlar.

türkiye böyle bir üretim gücüne, ihracata sahip değil. bir yandan tl olarak herkes 1.5 kat maaş almaya başladı, bir yandan dolar da dizginleniyor, ortaya böyle bir sonuç çıkıyor. tahminim seçimden sonra mehmet şimşek hem daha sıkı bir kemer sıkma politikası izleyecek hem de döviz artışa geçecek.
  • gitdaddy  (04.02.24 15:48:16) 
freedonia +1
şu an konuşmanın anlamı pek yok çünkü döviz kurları tutuluyor. seçimden sonra konuşmak lazım.

  • ted  (04.02.24 16:55:35) 
[]

C1 ingilizcesi olan ben, 5. siniftaki cocuga nasil ingilizce ogretebilirim?

5. sinifa giden yegenime haftasonlari ve bu tatil gunlerinde ingilizce ogretmek istiyorum. En etkili yontem ve kaynak olarak ne onerebilirsiniz?

Video, kitap, app, birlikte oyunlar oynamak?

duolingo denedik, pek begenmedi. gerekirse cumle cumle kendisine anlatabilirim de ama hangi kitap, video vs. guvenilirdir bilemiyorum.

benim aklima 2 secenek geliyor

1) meb'in kullandigi okullardaki ingilizce kitaplarindaki konulari tekrar kendisine anlatmak
2) bizim hazirlikta kullandigimiz coursebook larin gunumuzdeki benzerlerini kullanarak ingilizce ogretmek

sizin oneriniz ne olur?

Cok tesekkurler.

 
duolingo ile baslayin bence.


  • buenosdias  (23.01.24 11:42:10) 
Bence bir müfredat kitabı bulun. Güncel bbc oxford cambridge gibi yayınevlerinin o yaş grubuna uygun güncel müfredatını libgen benzeri kaynaklardan edinin. Ses dosyalarını da edinmeye çalışın. Kitabı takip ederek ilerleyin. Bu yöntemle bayağı ilerleyebilirsiniz.


  • yedigimiztavuk  (23.01.24 14:17:32) 
[]

Bu kız bu videoda ne diyor?

Konuşmasını anlayamadim, acaba işitme sorunu mu yaşıyorum diye endişelenmeye başladım:/ tam olarak ne diyor?

twitter.com

Burasi hastane mi? Gece dışarı çıkmak için hasta numarasi yapıp, ambulansla hastaneye mi kaldırılmış?

Teşekkürler

 
tam olarak ne dediğini ben de anlamadım. ama olay şu.

burası belirli bir saatten sonra giriş çıkış yapmanın yasak olduğu bir kyk yurdu. hanım kızlarımız ambulans çağırıp fenalaştım diye yanlarında 1-2 refakatçiyle birlikte kendilerini hastaneye kaldırtıp, orada 1-2 müdahaleden sonra "iyileşip" taburcu oluyorlar. e hastane kendilerini geri götürmediği için de dışarı çıkmış oluyorlar. işin adı da "hastaneye kaldırıldım, tedavim yapıldı taburcu oldum geldim" oluyor. hastaneden çıkma ile yurda dönme arasındaki vakitte de dışarıda takılıyorlar.
  • kibritsuyu  (30.12.23 00:15:50) 
"Damla için .... Ben çağırdım geldi yani. Kaç kere dedim 'hayatım böyle dışarı çıkabiliyorum' diye inanmadın. Ayağıma kadar da gelmiyor bekleyin şurada (kahkaha)"


  • anon1m  (30.12.23 01:39:24) 
[]

Üniversitelerin bölüm müfredatını basitleştirmesinin sebebi nedir?

Türkiye'deki en iyi üniversitelerden birindeki bir öğretim görevlisiyle görüştüğümde, bilgisayar mühendisliği müfredatını basitleştirdiklerini söyledi. yönetim bunu istemiş . öğrenciye toplamda 58 ders veriyorlarmış, bunu 50 ye düşürmüşler. bu sadeleştirmenin sebebi nedir? üniversitelerin "en az X sayıda öğrenci mezun etmeliyiz" diye bir zorunlulukları mı var ki müfredatı sadeleştirmişler?

sizce bu sadeleştirmenin gerekçesi nedir?

teşekkürler.

 
Tahminim şu: eskiden bilgisayar mühendisliğinde elektronik ve donanım dersleri yazılım dersleri kadar önemliydi ki yazılım derslerinde de algoritma dersleri alırdık. Öyle gelişmiş diller bile yoktu. Muhtemelen yazılım işgücü maliyetleri yüksek olduğu için temel yazılım bilgisiyle piyasaya mümkün olduğunca fazla yazılımcı sürüp ücretleri düşürelim diye bu donanım dersleri çıkarıldı ve yine muhtemelen piyasada tutmuş gelişmiş diller müfredata kondu. Zaten artık while döngüsü yazan yazılımcı olarak işe başlıyor. Türkiye sermayesi için MIT seviyesi bilgisayarcıya gerek yok, ucuza yazılım yapacak insana gerek var. Müfredat da buna göre belirlenmiştir zira üniversiteler patronların ve iktidarın kontrolünde işleyen eğitim merkezleri konumunda şu anda.


  • prole  (16.12.23 09:56:16 ~ 09:57:21) 
Eğer bir devlet üniversitesinden bahsediyorsan bu durum genellikle yeterli öğretim üyesi bulunmaması nedeniyle oluyor. 1. derece olmayan bir doçent 30 bin lira maaş alıyor. Ama iyi bir üniversitede 4 .sınıf bilgisayar mühendisliği öğrencisi rahatlıkla bu paranın üzerine çıkıyor. Dolayısı ile bilgisayar mühendisliği ve benzeri bölümlerde akademide sürekli istifalar var, olmaya da devam edecek. Bölümde az hoca kalınca da kalanların ders yükü artacak bu durum istifaları daha da fazla tetikleyecek. Yönetim akıllılık yapmış; ders sayısını azaltıp istifaları engellemeye çalışacak.

Vakıf üniversitelerinde ise sadece bilkent, koç, sabancı ve özyeğinde maaşlar idare eder. Onun dışındakiler devletin verdiği maaştan bile az veriyor yemek/servis imkanını gerekçe göstererek.

Sözün özü iş imkanı olan bölümlerin akademisyenleri bu paralara çalışmak istemiyor, buna karşı alınabilecek en kolay önlem iş yükünü azaltmak.
  • cek  (16.12.23 10:21:33) 
Amaç öğrencilerin projelere, ders dışı akademik faaliyetlere vakit ayırabilmesi. Eskiden hoca anlatır, öğrenci dinler, ödev yapar, sınava girer, okulu bitirirdi. Diploması da iş bulmasına, iyi bir yerde akademik hayata devam etmesine yeterdi. Artık diploma çoğunlukla tek başına bu kapıları açmıyor. Kendini geliştirmiş, bir şeylerde fazladan bilgi sahibi olan mezun isteniyor. Bunun için nispeten önemsiz dersler planlardan çıkarılıp öğrencilere akademik gelişim için vakit sağlanıyor. Program bazında bu işin ne kadar sağlıklı yapılabildiği tartışılabilir ama amaç bu.


  • cosmicstring  (16.12.23 12:38:55) 
cosmicstring+1
Bizim iyi universiteler ogrenciye cok yukleniyor. Universite sadece ders, odev yeri degil. Her bolumde ders yuku 20% azaltilmali.

  • freedonia  (16.12.23 12:58:41) 
emin olmamakla birlikte alternatifleri sıralayayım
1. akreditasyon denilen yeni bir bela çıktı, onun gereklerinden biri olabilir. biz daha anca başlıyoruz, henüz detayları bilmiyorum.
2. öğrenci sayısı azaldı, özellikle ikinci öğretimlerde. ikinci öğretimde öğrenci azalması demek, ek derslerin katsayılarının düşmesi demek. en basit haliyle "katsayı x açılan ders sayısı / hoca sayısı= ek ders ücreti" şeklinde hoca başına düşen ek ders ücreti hesaplanıyor. ne kadar az ders açılırsa o kadar ücret artar.
3. öğrenciye ders dışı vakit bırakmak
4. bologno sürecinde yok iç paydaş yok dış paydaş derken saçma sapan dersler müfredatlara eklendi, çoğu hiç açılmadı bile, bazıları o zamanki gazla dışarıdan destekle veya hocaların özverisi ile 3-5 sene idare edildi ama sonra programda yer alsalar da açılmaz oldular. onlar temizleniyor olabilir.
5. kimse kusura bakmasın ama embesil bir nesil geliyor, ilk ve ortaokul seviyesinde eğitim öğretim kalitesi zaten yerlerde, üniversiteye gelen öğrenci bırak analizi sentezi okuduğunu anlamaktan aciz, derdini yazmaktan aciz. öğrenci çoğu dersi anlamıyor, öğrenemiyor, başaramıyor ama yök bir şekilde mezun edilsinler istiyor. ara çözüm olarak sadeleştirmeye gidilmiş olabilir.
6. biribirine benzeyen dersler birleştiriliyor olabilir.
7. emekli olan, yurt dışına kaçan, vs vs hocalardan kalan sahipsiz dersler siliniyor olabilir.
8. kimse kusura bakmasın gene ama, yeni hocalar da embesil, eskilerin baba hocalarının anlattığı dersleri anlatacak kapasitede hoca kalmadığı için o dersler kapatılıyor olabilir.
  • halanne  (16.12.23 17:29:33) 
[]

Fırın patates ve fırında kestanenin lezzetleri çok benziyor.

Fırında patates yaptım geçen gün. Daha doğrusu 10dk haşlayıp, 20 da airfryer a attım. İçi yumuşacık dışı da çıtır çıtır oldu. Tadi da fırında/közde patatese benziyor gibi geldi. İngilizce sitelerde de bu benzerlikten bahsetmişler. Acaba temel besleyici öğeleri (ya da bunlara ne deniyorsa) aynı ya da çok yakın mı?


Teşekkürler

 
Nişasta efendim. Bol nişasta. Lezzetli yapan şey de bu zaten.


  • balpolen  (14.12.23 21:06:00) 
ikisi ayrı güzel ama lezzetleri benzemiyor :/


  • freebird5406_2  (14.12.23 21:47:09) 
[]

şu göz bölgesi bordo rengiyle boyalı karakter neyde vardı?

bu bölgeye sürülen bu renkteki boya nerede vardı, film, dizi, oyun? hangi karakterdi, hatırlayanınız var mı? teşekkürler.

imgs.heart.co.uk


 
the incredibles?

www.pixar.com
  • exlibris  (20.11.23 21:29:44) 
@exlibris, yok hayir. bordo diyorum :) fotografta birisinin cosplay ini yapmis ama kim oldugunu cikartamadim.


  • summerof69  (20.11.23 21:54:47) 
  • kibritsuyu  (20.11.23 22:48:11) 
[]

60 lara ait bu fotoğraftaki yağlı güreşçi kim?

twitter.com


Kimdir bu? Yoksa ai in oluşturduğu bir fotoğraf mi?


Teşekkürler

 
ai oldugunu hic sanmiyorum. fotografta garip hic bir sey yok.

60'lar kismi da gercek olmayabilir acikcasi. 90'lar falan da olabilir gayet. yagli gures kirsal isi oldugu icin arka plandaki giyimden, sandalyelerlerden falan net bir donem cikarmak pek mumkun degil.
  • hot potato  (09.11.23 09:41:27) 
ai degil bence. biri oturup hayvan gibi detayli promt yazmadigi surece yapay zeka'da soyle yuz ifadesi, isik detaylari, beden dili yapmasi imkansiz.


  • buenosdias  (09.11.23 11:45:02 ~ 11:45:21) 
Geçmiş yıllarda yağlı güreş, Anadolu'nun birçok yerinde köy düğünlerinin vazgeçilmezi.
Köy köy dolaşıp, düğün kovalayan güreşçiler varmış. Birinci gelene güzel paralar verilirmiş. Hormonlu beslenmenin icat edilmediği bir dönemde güzel beslenen her sporcuda gayet olağan bir vücut.

O dönemin üstü çıplak amele fotoğraflarını bulsanız, aynı vücudun sıskasını görürsünüz. Daha az beslendiğinden.
  • Mirket  (09.11.23 12:11:41) 
Edirne Yağlı Güreşleri olması çok yüksek ihtimal.

twitter.com

şurada da var aynı foto.

Edirne 1961 diyor şurası;

ru.pinterest.com
  • John Bloor  (09.11.23 12:33:36 ~ 12:34:53) 
[]

Üniversitede öğretim görevlilerine "bay", "hanım" diye hitap edilemiyor mu?

illa "hocam" mı denilmeli? "ahmet hocam" yerine "ahmet bey" desek olmuyor mu? saygısızlık mı oluyor?




 
Saygısızlık olur, bunu saygısızlık olarak görmeyecek nevi şahsına münhasır birkaç hoca varsa bile sorunuz genel olduğu için dümdüz böyle bir şey olamaz deyip geçebiliriz sanırım.

Tabi öğrencisi olduğunuzu varsayarsak böyle. Yoksa hocam demenize lüzum yok tabi, ancak yine de hocam demek tercih sebebi ve ortamda sessiz, tuhaf bir gerginlik yaratmadan işin içinden sıyrılmanın en kolay yolu.
  • akhenaten  (21.10.23 21:16:07 ~ 21:19:53) 
en temizi hocam diyip geçmek. Öyle bir alışkanlık olmuş ki "dekan hoca", "rektör hoca" gibi kullanımlar var :D Normalde rektör bey diyebilirdim ben mesela.

Bu tür egoların çarpıştığı ortamlarda standart olanı de geç.
  • nhk ni youkosu  (21.10.23 22:06:41) 
normalde kamuda belli sektörlerde protokol adabı olarak "iş ünvanı + bey/hanım" deniyor profesyonel düzeyde.

müdür bey / doktor hanım / savcı hanım vs.

hiyerarşide alt seviyelere indiğimizde bu kural yok oluyor tabi "X abi", " Y ablaya" kadar gider.

üniversitede de memuriyet kısmı hariç öğretim görevlilerinin olduğu kısımda işte bu olay "kişi ismi / iş ünvanı + hoca" şeklinde yer edinmiş.

yani bu ortamlarda genel geçer olan "kişi ismi / iş ünvanı + hoca" formülü.

@nhk ni youkosu'nun da dediği gibi aslında "dekan bey" olcakken "dekan hoca" olmuş ordan siz de kendi yolunuzu bulun.

bu arada ek olarak bence de "rektör bey, dekan hanım" falan olmalı o. idari görevden gelen ünvanlar sonuçta bunlar da işte yine de çok da şey etmeyip ortama uymak gerek. yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilir.
  • AlsterWasser  (21.10.23 23:04:21 ~ 23:17:14) 
[]

Yokdil'deki hatalı ingilizce sorusu, sizce de hatalı mı?

İngilizce sınavındaki şu sorunun hatalı olduğunu düşünüyorum.

imgur.com


Sebebini de bu entry'de yazdım, sizce hatalı mı, değil mi? Gerekceniz nedir?

eksisozluk1923.com

Teşekkürler

 
Hocam to olunca da doğrudan 8.6 dereceyi işaret ediyor bence. "by" doğrudur yanlıştır bilemem de "to"dan da 8.6 dereceye "kadar" anlamı çıkmayabilir. Bir anda tak diye 8.6 dereceye düşürüyor ve orada sabit kalıyor, 8.7 8.8 olmuyor mesela.


  • signore  (28.08.23 09:35:05) 
sınavdaki soruda belli noktaya kadar düşürmekten değil, olanı düşürebilme yeteneğinden bahsediyor.

yani 42 derece olan vücut ısısını 33.4'e kadar çekebiliyorlar direkt 8.6 noktasına değil. ya da elimizde bir kuş var diyelim default vücut ısısı 8.5 derece, bu kuş 8.6'ya düşüremez yükseltebilir fakat kendi vücut ısısını -0.1'e kadar düşürebilir. bunun için by doğru.
  • gule gule  (28.08.23 10:11:00 ~ 11:42:14) 
türkçesi hatalı bence de. 8,6 dereceye kadar deyince ben direkt by'ları eledim.

"8,6 derece kadar" demesi lazımdı. açık değil.

edit: abbacbabcsdbvjsdhb haklı ayrıca. sıcaklığa ısı demek türkçem yok demekle birebir. bu soruları kim hazırlıyor?
  • bohr atom modeli  (28.08.23 11:22:51 ~ 11:24:33) 
1. bence haklısınız. vücut sıcaklığını 8,6 derece düşürür dememiş, 8,6'ya kadar demiş. by düşüş miktarını, to düştüğü yeni değeri gösterir.
2. daha vahimi, sıcaklık nedir, ısı nedir bilmeyenlerin böyle bir cümle yazıp pişkin pişkin sorması. türkçe cümlede olması gereken sıcaklıktır. Zaten 8,6 santigrat veya 8,6 santigrata düşen sıcaklık. ısı kelimesinin ingilizce karşılığı olarak temperature yazan zihniyeti sorgulamak lazım önce.

  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (28.08.23 11:23:08) 
haklısınız, soru yanlış. ben de by'yı görür görmez o şıkkı direkt eledim, cümleyi okumadım bile.


  • sir gawain  (28.08.23 13:40:56) 
By burada "civarına" anlamında alınmış. Öncelikle to'ya göre anlamı daha iyi yanıttığı kesin ama haklısınız bu kadar ince ayrıntılara dikkat ediliyorsa "down to" kullanılmalıydı.

Esas olarak sorun şu, Türkçe metinde 8.6 bir alt limit olarak verilmiş yani 8.5 olamaz. Ancak by kullanıldığı zaman 8.6 civarına indirebilir anlamı çıkıyor 8.5 de olur, 8.4 de olur hatta yoruma göre 8.3 de olur ancak gerçekte belki 8.3 derece kuş için hipotermiyi ifade ediyordur ve sağlıksız bir durumdur bu açıdan anlam tamamen bozuluyor. bence esas buraya odaklanmalısınız.

En doğru kullanım "down to" ile olurdu sanırım. Böylece 8.6 alt limit olmak üzere daha yüksek de olabilir anlamı çıkardı ki o zaman "-e kadar" şeklinde çevirebilirdik.

Vücut ısısının ingilizcesi body temperature orada bir sorun yok. Türkçe metindeki ısı burada fizikteki terim anlamıyla kullanılmıyor, body temperature vücut sıcaklığını ya da bizim ateş dediğimiz şeyin ingilizce doğru olan karşılığını ifade eder. Aslında burada sorunlu olan Türkçe yerleşik kullanımda vücut ısısı diyor olmamız, aslında vücut sıcaklığı denmeli ama bu ayrı bir tartışma konusu, çoğu doktor bile bu şekilde kullanıyor, dilde var olan bir kullanım bu. Yanlış, ama soru iptaline sebep olmaz.
  • akhenaten  (28.08.23 15:09:32 ~ 15:39:30) 
Haklısınız. Bariz hatalı.
(2023 ytd'yi fulledim)

Ancak, umarım soru iptal edilir. Edilmez ise şaşırmayın...
  • yadigar  (28.08.23 15:34:16) 
Soru yanlış değil ama türkçesi net değil. @gule gule'nin kastettiği anlam var. Çünkü herhangi bir canlı kuşun vücut sıcaklığını 8,6 dereceye indirebileceğini sanmıyorum. Muhtemelen 40 derecelerden 32 derecelere indirmekten bahsediyor. Ama bu net anlaşılmıyor türkçe cümlesinde. Kimse de soruyu çözerken bunu düşünmek zorunda değil.

Vücut ısısı maalesef tıpta yerleşik bir yanlış kullanım. Diğer canlı bilimlerinde de benzer olabilir. Türkçe tıp kitaplarının okuduğum hepsinde vücut ısısı diyordu. Mesela bağırsak da barsak diye yazılır çoğu tıp kitabında. Isı olayı da bunun gibi. Bu konuya takıntılı biri olarak tıp eğitimim çok zor geçmişti evet :)

Ha ama bu arada iptal edilmezse de niye edilmedi demem. Çünkü teknik olarak soruda bir yanlışlık yok. 8,6 dereceye kadar düşürebilirler diyince demek istediği anlamı da kast ediyor aslında. Sadece türkçenin bir cilvesi gibi olmuş. Ki to ile yazan iki şık var, ikisi de türkçedeki tam anlamı karşılamıyor diğer özellikler sebebiyle. A şıkkında survive demiş türkçe metinde onunla ilgili bi şey yok. E şıkkında da cümle yapısı tam karşılamıyor gibi. D şıkkında ki to save energy bağlacı tam sorunun istediği şey bence

edit: evet şimdi merak edip internetten araştırdım, stanford'ın bi sitesinde bulduğum bilgiye göre bazı tür kuşlar 50 fahrenheit azaltabiliyormuş hayatta kalmak için. Bu da 9-10 dereceye denk. Yani tam olarak dediğim şekilde 8,6 dereceye indirmiyor, ilk halinden 8,6 derece indiriyor. O zaman da ingilizce tercüme doğru oluyor. Sorun türkçe cümle tam %100 net değil ama yine de cümlenin diğer özelliklerine bakarak doğru şık bulunabilir.
  • nundu  (28.08.23 16:02:34 ~ 16:09:31) 
[]

90 larda, fedon ve hayko gibi taverna söyleyen sarışın bir erkek vardı?

Saçını sariya boyatiyordu, adı da arto'ya benziyordu. Hatirlayaniniz var mi acaba? Muhtemelen eşcinsel birisiydi.




 
doktor bilal mi

edit: aldo varmış bir de muhtemelen onu diyorsun
  • freebird5406_2  (15.08.23 14:52:48 ~ 14:54:24) 
aldo +1

ayrıca google bu adamın 88 yaşında olduğunu söylüyor. wtf? nasıl olabilir aklım almadı:)
  • nothing in my way  (15.08.23 15:09:39) 
Yorgo Vapuridis


  • lebenlius  (15.08.23 16:38:49) 
Nejat Alp olabilir mi?


  • epitaf  (15.08.23 17:46:33) 
@nothing in my way,

Teşekkürler evet bunu arıyordum. Kendisi hakkında böyle bir sehir efsanesi var evet. Ama 88 değil, 64 yaşındaymış.
  • summerof69  (29.08.23 10:58:43) 
[]

Diyelim ki mezun olduğum bölüme tekrar girdim, ilk dönem mezun olur muyum?

çok saçma bir sorum olacak. kusura bakmayın.


Diyelim ki itü bilgisayar mühendisliğinden mezun oldum. daha sonra tekrar üniversite sınavına girip yine itü bilgisayar mühendisliğini kazandım. kayıt yaptırdığım ilk dönem, daha önceki aldığım dersleri saydırıp tekrar mezun olur muyum?

böylelikle aynı üniversitenin aynı bölümünden 2 tane bilgisayar mühendisliği diplomasına sahip olabilir miyim?


teşekkürler.

 
hayır. aynı bölüm farklı okul olur ama.


  • jelly bear  (25.07.23 23:52:49) 
ders saydırabilmek için ilgili dersi son 5 yıl içerisinde almış olma şartı var (türk dili ve atatürk ilke ve inkılapları derslerinde bu şart yok). 2018 öncesinde aldığın ders varsa saydıramazsın.
buna ek olarak toplam ders yükünün yarısından fazlasını da saydıramıyorsun diye biliyorum. okulun yönetmeliğine açıp bakmak lazım.

www.sis.itu.edu.tr

- Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi ve Türk Dili dersleri hariç olmak üzere en çok 5 akademik yıl öncesine kadar alınıp başarılmış dersler için muafiyet istenebilir. Yabancı dil dersleri için de bu süre 5 akademik yıldır.

- Muaf olunan ders kredi sayısı ilgili programın ders planındaki derslerin toplam kredisinin yüzde ellisini geçemez. Muafiyet istenen dersler, toplam derslerin yarısından fazla ise, öğrencinin muafiyet istediği derslerden en yüksek nottan başlayarak muaf edilecek dersler belirlenir. Notların eşit olması halinde ise kredi yüksekliği dikkate alınır. Aynı Enstitünün aynı anabilim dalındaki aynı isimli lisansüstü programları arasındaki yatay geçiş muafiyet ve intibak işlemlerinde, kredinin yüzde elli sınırını aşması durumu, Enstitü yönetim kurulunca değerlendirilir.

.
.
.
  • hrskrs  (26.07.23 00:14:22) 
[]

2023/2024 uzaktan öğrenme ya da hibrit olur mu?

mart ayında yök başkanı, hibrit öğrenime geçip, "isteyen okula gitsin, isteyen online izlesin" demişti. üniversiteye giriş sınavının kaldırılabileceği yönünde uçuk bir açıklaması da olmuştu. bu açıklamaları doğrultusunda, sizce 2023-2024 öğrenim yılı da uzaktan ya da hibrit olur mu? ya da bunu sadece deprem bölgesi için mi sınırlarlar? gerekçeleriniz ya da duyumlarınız nelerdir?

teşekkürler.


 
olmaz artık fazla uzadı


  • jelly bear  (08.07.23 11:29:39) 
Depremzedeler KYK yurtlarından yeni yapılan evlerine gidene kadar hibrit devam eder.

Gerekçe: Eğitim sisteminde öğrencilerin asla mağdur edilmemesi.
  • cek  (08.07.23 11:45:11) 
olmaz fazla uzadı +1
yurtlar boş, zaten çoğu boştu +1 (seçim öncesi akp karşıtlığının gençler arasında yayılmasına engel olabilmek için, gençlerin toplu hallerde bulunabileceği, akran paylaşımı ve muhalif etkilere maruz kalabileceği toplaşmalara engel olabilmek için yurtlar bahane edildi)
üniversitelilere hizmet veren esnaf açlıktan ölecek noktaya geldi, pandemideki uzaktan eğitimin yaralarını saramadan deprem uzaktan eğitimi ile düşene bir tekme daha vurulmuş oldu. şu ekonomik koşullarda bir uzaktan eğitimi daha kimse kaldıramaz.
hibritten hiç kimse memnun değil, ders yapan hocalar yüz yüze derslerde 100-150 kişilik sınıflarda max 3 kişiye anlattı, videoları kimse izlemedi. ders yapmayan zaten yapmadı, maaş boşuna yattı haram zıkkım olsun ama öğrenciler dersten geçtiyse sesini çıkarmadı, sadece kalanlar şikayet etti.
belki sadece deprem bölgesi için okullara hibrit veya uzaktan, hatta belki deprem bölgesin üniversitelerine kayıtlı öğrenciler için özel öğrencilikle başka üniversitede ders alma hakkı verilir.
özetle hibrit veya uzaktanı olumlayan hiç bir şey olmamasına rağmen, eleştiren çok fazla aktör ve faktör var. neyi gerekçe gösterecekler de uzaktan veya hibrit diyecekler, nasıl bir mantıklı açıklama yapacaklar diye düşünüyorum, sonra bi gülme geliyor. mantık ne arar la türkiyede diyorum. ve aklıma bu twit geliyor: twitter.com
  • halanne  (08.07.23 13:47:12) 
uzaktan olmaz ama depremden veya pandemiden bağımsız olarak yök'ün uzun vadede müfredatın %30'unu uzakan yapma hedefi var. kısacası eğitim yüzyüze olur ama bazı dersler (çoğunlukla türk dili, ingilizce, atatürk ilkeleri vb. dersler) uzaktan olacak her türlü.


  • hrskrs  (08.07.23 16:13:05) 
türkçe, ingilizce gibi dersler zaten pandemiden önce de internet üzerinden veriliyordu.

artık uzaktan olmaz, olmasın da. teorik derslerin bir kısmı lojistik kolaylık sağlaması aısından çevrimiçi yapılabilir ama üniversite çağındaki öğrencilerin iki kişiyle arkadaşlık etmeden, iki hoca yüzü görmeden mezun olacak seviyeye gelmesi skandal.

ha türkiye'de üniversite yok orası ayrı; normalde üniversite ilimin, kültürün bir araya toplandığı özel bir yer olmalıdır. isteyen oraya gider. bizde üniversiteler vatandaşa gidiyor, bu da güzel bir şeymiş gibi pazarlanıyor.

yine de üniversite eğitimi alınacaksa okula gitmek şart bence artık, hadi pandemide tamam ama depremde bile hiç gereği yoktu bunun. devlet istese rahatlıkla hallederdi.

o zaman muhtemelen vatandaş tepkisinden, gençlerin bir araya gelmesinden vs. çekindiler herhalde ama artık öyle bir korkuları da yok seçimden sonra. yüz yüze olur artık.
  • mark greg sputnik  (08.07.23 16:51:14) 
olmaz, yaz okulları bile yüz yüze planlandı.


  • matlii  (08.07.23 22:53:38) 
[]

e-nabiz'da script yazarak otomatik randevu kontrolü yapmak suç mu?

Randevu bulamıyorum ve bu durumdan fazlasıyla rahatsızım. Bir script yazarak randevu alsam, bu suç olabilir mi? Nihayetinde devletin sitesi ve bunun yüzünden başım belaya da girmesini istemiyorum ama randevu da alabilmek istiyorum.




 
[]

Pazardan kilosu 10tl den can eriği aldım, nasıl böyle ucuz?

Yahu bunun kilosunu ben 10tl den aldıysam, pazarci en fazla 6tl den toptancidan aliyordur. Bu durumda çiftçi eriğin kilosunu 2-3tl den mi satıyor?


Nasıl 10tl ye erik olabilir? Acaba zararli zirai ilaçları fazla kaçırdılar da, yakılması gereken erikleri pazara mı sürüyorlar?


Not : başka tezgahlarda can eriğin kilosu 30-40tl arasında olabiliyor. Yoksa eriğin zaten maliyeti ucuz da, bu pahalıya satanlar bize mi geçiriyor?


Teşekkürler

 
Calinti olabilir, bahcesindeki hobi amacli diktigi agactan yiyemedigi erikler olabilir.


  • mimikikili  (11.06.23 05:11:03) 
kendi eriği de olabilir. ayrıca artık eriğin vakti de bitiyor ondan da ucuz olabilir


  • paintov  (11.06.23 11:32:58) 
[]

Dolarla yaptığım alışverişi iptal edince banka %7 daha az para iade etti

TL hesabımdan dolarla alışveriş yapınca, banka tl yi dolara çevirmişti. aynı gün içinde iptal etmeme rağmen, para 3 hafta sonra hesabıma geri yattı. ve arada %7 lik bir kayıp var.

Muhtemelen dolar son 3 haftada düştüğü için ben alışveriş yaparken yüksek kurdan bozdular. iade ederken ise düşük kurdan oldu. Bu nedenle param daha düşük yatırılmış olabilir mi, ya da ödediğim tl ni aynı miktarda iade edilmesi mi gerekiyor?

teşekkürler

 
ayni miktarda tl yatmaz, dolar kuru uzerinden dediginiz gibi.


  • gule gule  (25.05.23 22:41:29) 
[]

Davayı kaybeden avukatın ücreti nedir?

Bir avukat davayı kaybederse, müvekkilin ödeyeceği ücret nedir?

Asgari ücret tarifesindeki avukatlık ücretini mi ödeyecek?

Ya da davayı kaybetse de kazansa da aynı ücret mi ödeniyor?

Teşekkürler.

 
kazansa da kaybetse de aynı ücret ödenir. avukat ile yapılan bir vekalet sözleşmesidir. verdiğiniz ücret sonuç için değil vekillik yaptığı için ödendiği için her halükarda ödenir


  • paintov  (04.05.23 11:23:42) 
asıl kural, dava öncesi avukat kazanılması veya kaybedilmesinden bağımsız olarak ücretini belirler ve ücretini müvekkilden alır. bu müvekkil-avukat arasındaki ücrettir. eğer avukat davayı kazanırsa ayrıca karşı taraftan asgari ücret tarifesinde belirtilen avukatlık ücretini alır. eğer dava kaybedilirse, müvekkil avukat ile olan anlaşmaya göre yine ücretini öder, ancak karşı tarafın avukat ücretini (asgari ücret tarifesine göre) ayrı olarak öder.
bazı avukatlar, dava kazanılması halinde davada kazanılan bedelin %15'i vb. gibi anlaşmalar yapabilmektedir. bu halde dava kaybedilirse eğer ücretini ona göre belirler, sonuçta kazanılması ya da kaybedilmesi halinde avukatın bir emeği/çalışması vardır, ödediğiniz ücret buna mukabildir.

  • wendyangelamoiradarling  (04.05.23 11:26:23) 
Avukat ile önceden ne anlaştıysanız o ödenir.
Kazanması veya kaybetmesi ödeyeceğiniz ücreti değiştirmez.

Ama mesela iş mahkemelerindeki tazminat davaları, bazı miras davaları gibi davalarda ücret+kazanılacak paradan komisyon veya sadece kazanılacak paradan komisyon şeklinde anlaşmalar da oluyor. Bu durumda mesela ücret istemediyse davayı kaybederse para da almamış oluyor avukat (mahkeme masrafları, harçlar vs. gibi ücretleri siz ödüyorsunuz elbette)

Onun dışında davayı kazanınca kaybeden "karşı tarafın avukat ücretini" ödemek zorunda kalıyor, o parayı da avukat alıyor sanırım.

Özetlersem genellikle kazansa da kaybetse aynı ücret ödenir ama farklı davalarda farklı anlaşmalar da yapılabilir.
  • michael_knight  (04.05.23 11:27:57 ~ 11:28:42) 
Avukatların ücretsiz çalışması kanun ile yasaktır. Bu nedenle dava kazanılsa da kaybedilse de aynı ücreti alırlar.


  • photo85  (04.05.23 11:43:43) 
@yap desem yapmazsin he, bu durumda davayı kazanınca ödediğimiz para geri gelmiyor mu?


  • Kahvedesu  (04.05.23 17:39:43) 
hayır gelmez. ödediğiniz ücret sizi temsil etmesi karşısında ödediği ücret olduğu için kazanma kaybetme bunu değiştirmez.


  • paintov  (04.05.23 21:56:47) 
[]

Hayvanlarla ortak atadan gelmemizi sindiremiyorum

Aslında şempanzenin kuzeni olmamızı, aslında şempanzelerden pek de farklı olmayan bir motivasyonla yaşıyor olmamız bana inanılmaz geliyor.

Ne zaman bu aklıma gelse sanki dünya duruyor ve her şey, bütün endişelerim anlamsızlaşıyor.

Sizde de benzerleri oluyor mu?

 
Canlılar olarak, sadece hayvanlarla değil bitkilerle, böceklerle hatta mikroplarla aynı mekanizmayla (dna) ürüyoruz ve aynı atadan geliyoruz. Onların sadece beyni çok gelişmiş bir modeliyiz.
Beynin işe yaramadığı bir ortam oluşursa (yüksek radyasyon) biz yok oluruz ama hamam böceği gibi canlılar yaşamaya devam eder. Yani insanı çok üstün ve farklı görmemek lazım.

  • vizivozo  (30.04.23 07:28:46) 
Bana da normal ve rahatlatıcı geliyor. "Sen çok özelsin, süpersin, inanılmaz farklı bir misyonun var" temelli bir anlatıdansa, "Öyle denk geldi, böyle evrildin, çok kasma zaten bikaç bin yıla dünyada insanlığın soyu tükenecek" daha güzel, gerçekçi.


  • salihdt  (30.04.23 08:02:21) 
bu bende daha cok kainatin buyuklugunu dusundugumde oluyor.

bunun disinda insanin sadece bir hayvan oldugu anlatisini evrimi yanlis yorumlamak olarak goruyorum. temelimiz diger canlilarla ortak olsa da bizleri onlardan ayiran ozfarkindaligimizin oldugunu dusunuyorum. yani insan diyince dalagiyla cigeriyle bir insani degil karakteriyle, dusunceleriyle bir insani anliyorum.

bu da bize apayri bir sorumluluk yukluyor bence.
  • antikadimag  (30.04.23 08:10:19) 
Hayvanlarla ortak atadan gelmedigimize inandığım için böyle bir derdim olmadı.


  • etna  (30.04.23 08:57:23) 
salihdt +1


  • fotrsapka  (30.04.23 09:02:50) 
Hayır aksine. Bu gerçek beni hayat ile daha barışık yapıyor.


  • ruhen hastayim ben  (30.04.23 09:36:15) 
Ancak hayvanlarla ortak bir atadan gelmiyoruz, hayvanlar alemi insanı da kapsayan bir grup, buraya dahiliz. Hayvanlar olarak örneğin bitkilerle ortak bir atadan geliyoruz.

İnsanlar için ayrı bir alem yok, nedeni açık aslında.

Aynı zamanda maymunlarla da ortak bir atadan gelmiyoruz, zaten bir maymunuz. Şempanze, orangutan, goril gibi diğer maymunlarla ortak bir atadan geliyoruz.

Bunu idrak ederseniz kafanızda biraz daha oturabilir belki mevzu. Sanırım bir bağdaştıramama durumu yaşıyorsunuz.
  • akhenaten  (30.04.23 09:48:13) 
Bro iyi ki bu konuda fazla araştırman yok çünkü primat sınıfında bir canlı olduğumuz için aslında bizim de seni üzen bu canlıların başka bir türü olduğumuzun farkında değilsin, o nedenle üzülüyorsun. Yani şöyle düşün sen bir tekir kedisisin bense bir karakulak, biz ortak bir atadan gelmiyoruz brom ikimiz de kediyiz işte türlerimiz farklı sadece :(


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (30.04.23 10:12:13) 
insanlar öz anasını babasını kabullenemiyor siz yine iyi binlerce yıl öteye bakıp yapıyorsunuz.
bende öyle bir şey olmuyor çünkü ben onlarla çalışıyorum. bu bana daha sabırlı ve normal bakmamı sağlıyor.

sen hiç 2.5 litrelik kola şişesinin içine büyük abdestini yapan gördün mü? ben gördüm? nasıl yaptın lan sen onu??? düşün bi ne yapmış olabilir...

atan olabilecek canlıyı düşününce nihayetinde; bu!!! diyorsun ve kafana oturuyor.
alt katta tuvalet var. tuvaleti gelmiş, gitsene yyok. yan odaya gidecek duvara çövdürecek. e yarın orada seramikçi ya da alçıcı çalışacak yazık günah değil mi?

bizim gibi insanlar nizam olsun diye kural koymuş. biz kuyruğa gidiyoruz. o emniyet şeridinden gidiyor...

otobüste dakikalarca arkadaşıyla lak lak yapıyor. bi kapat da memlekete gidiş karakola nasıl gittim videosuna dönüşmesin.

kocaman baskı yapılmış engelli parkı, diye gidiyor oraya park ediyor.

adama diyorum ki şapçının benzini bitti al sana 2 bidon benzin kap gel. aha sana da arabanın anahtarları. sallana sallana geri dönüyor. naptın bidonlar boş? verdin galiba şapçıya benzinleri diyorum. yooo bidona mı koyacaktık benzini diyor. gitmiş arabanın deposunu fullemiş gelmiş beyin fukarası. la bu adam inşaat mühendisi ya.

50 defa diyorsun ki gece 12 den sonra ses çıkartma gene aynı.

yani bu insanların bu kadar düşük ıq'ye ve eq'ya sahip olmasını akılmantık kabul edemiyor. eğer dediğiniz gibi la bu heriflerin atası maymun ya derseniz, durum biraz daha olağanlaşıyor ve normalleşiyor. kabulleniyorsun.
  • turbo sadık  (30.04.23 10:19:03) 
Sindiremeyip ne yapacaksın, oturup ağlayacak halin yok ya.


  • cemallamec  (30.04.23 10:48:39) 
Yok. Aksine daha mutluyum hepimiz önemsiz canlilariz. Cevrenizdeki kisiler ve aileniz dışında yasamaniz ya da olmenizin pek bir önemi olmuyor. Düşündüğümüzde bu dünyadan kimler geçti de kimse hatirlamiyor.

Ben çok düşünmem, sindirmeye gerek yok. Yani sindirilemeyecek bir şey de yok zaten günlük hayatiniza etkisi yok.
  • logisticsmanager  (30.04.23 13:17:04) 
önemsiz geliyor bana. ortak ata olsa da olmasa da benim için bir şey değişmez


  • paintov  (30.04.23 13:58:49) 
Salihdt +1


  • abelardo  (30.04.23 14:29:24) 
Bro aslında biraz geriye gidersek keseli sıçanla ve ornitorenk hayvanlarıyla gerçek anlamda ortak atamız var biliyor musun, bence bunu hazmetmek daha zor olabilir.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (30.04.23 14:57:21) 
Yanlışınız var şempanzeden gelmiyoruz miselyum dan geliyoruz. Eminim bu bilgi sizi daha çok etkileyecektir mantarlar ve hayvanlar aynı ortak atadan, miselyumdan gelmektedir evrimsel süreçte iki kola ayrılarak yollarına devam etmişlerdir.


  • apocalipy  (30.04.23 22:51:15) 
atayı neye göre seçiyorsunuz? sonuçta tüm hayat tek hücreliden evrilmedi mi?


  • vizivozo  (30.04.23 23:24:10) 
kainatin buyuklugunu ve evrenin gecmisini dikkate aldigimizda, goz acip kapayincaya kadar gecen bir zamanda bu bedende yasiyorsunuz. hicbir ozelliginiz ve oneminiz yok. dunya sizden once cooook uzun zamandir vardi, sizden sonra da var olmaya devam edecek. bu cok guzel ve rahatlatici. kendinizi bu kadar ciddiye almayin.

ama hayatiniz onemli cunku yasam muhtesem bir sey. yasaminizdaki en onemli aktor her zaman ilk once sizsiniz. bu cok guzel. kendinizi ve yasam deneyiminizi bu nedenle cok ciddiye alin.
  • kassiopeia  (01.05.23 02:21:10) 
[]

Kılıçdaroğlu vekil olamıyor. CHP'nin başına kim geçecek?

KK kazansa da kaybetse de vekil olamıyor. Acaba bu durumda partiyi bırakacak mı? bırakırsa, CHP'nin başına kim geçecek?




 
Sisteme değişene kadar bırakmayacak. Bırakırsa da en favori isim Ekrem İmamoğlu.


  • but that was just a dream  (24.04.23 00:59:33) 
vekil olmayınca niye bırakıyor, delegelerin ağırlığını kendine göre ayarladı (bkz ilgili entri), delegeler onun elinde, başkanlığı sabit


  • stirlingshire  (24.04.23 01:07:26) 
begenin veya begenmeyin, CHP catir catir kurultay yapan yegane parti. delege yapisi kemal beyin etrafinda olabilir ama kurultay gunu gelince belli olur o.

su anki gorunuse gore ekrem imamoglu'nun olacagini dusunuyorum, bazi insanlari olaylarin akisi bir yerlere getirir turk siyasetinde.
  • bay b  (24.04.23 10:21:48) 
[]

Fransa 64 yaş emekliliği kaldıramıyor iken biz 40 yaşında emeklilik olması?

Bunu aklım almıyor. Bizim ülkemiz bu kadar zengin mi? Devlet bütçesi bunu kaldırabilir mi, kaldıramazsa ne olur?


Teşekkürler

 
Kaldiramiyor. bu ulkede neye dokunsan zincirleme hatalarla dolu. erken emeklilik, dusuk emekli maasi, duz maaslarin dusuklugu. gecen biri tam katilmamakla beraber bir yorumunda bahsetmisti burada "bk" olabilir kullanici adi. ulkede calismadan verilen para kalemi cok genis devlet para dagitiyor gibi. o dogru iste cunku bizde bunu kaldirabilecek o zenginlerden vergi alma sistemi de yok. isvicre de sosyal yardim yapiyor ama zenginden de aliyor sosyal devletsen cark oyle doner.


  • ala09  (18.04.23 20:30:18 ~ 20:32:27) 
Bazıları emekliliği kendi ödedikleri primlerden karışlanan bir şey olduğunu sanıyor ama öyle değil, öyle olsa bir süre sonra biterdi.

Şimdi yaşlı sayısı azken bunları genç yaşta emekli edip bakabilirsiniz ama Türkiye de artık o kadar genç olmadığı için bu bitmek zorundaydı. EYT'ler seçim falan derken kendilerine bir avanta ayarladılar, o ayrı. Gençlere geçmiş olsun.


Ben başka bir rakam daha vereyim, Türkiye'de 85 milyon insan yaşıyor ama 14 milyon 500 bin kişi çalışıyor: haber.doviz.com

Oysa ki Fransa'da 67 milyon insan yaşıyor ama 28 milyon kişi çalışıyor: eures.ec.europa.eu

Türkiye'de çalışmayan ve çalışan insan oranı bu durumdayken Fransa'daki refah da mümkün değil çalışma şartları da.
  • bk  (18.04.23 21:37:15) 
Müthiş bir hata maalesef. Devlet bütçesi zaten bitik durumda, sürekli birilerine hediye para dağıtılan bir ülkede vergilerin düşmesinden bahsedilemez. Bordrolu çalışanların sırtına yüklenmiş bir yük daha maalesef.
Dünyanın hiç bir yerinde 40-45 yaşıdna emeklilik olmadığını yazdığım için yediğim küfrü tahmin edemezsin sözlükte. Aman diyeyim girme hiç o konulara.

  • roket adam  (18.04.23 21:38:43 ~ 21:39:18) 
Onlardaki sosyal yardimlar, issizlik, cocuk, kira yardimi vs de bizde yok ona bakarsan. Ordan dengelenmis oluyor.


  • freedonia  (18.04.23 22:31:51) 
(bkz: türkiye'nin asla düzelemeyecek olmasının sebebi)
bir tanesi bu.

Nüfusun azalması veya sabit kalması, çalışan kişi sayısının ve refahının artması lazım, tam tersi oluyor. bk'nın dediği gibi zaten az kişi çalışıyor, bir de %40 küsuru asgari ücretten çalışıyor. İşimiz çok zor.
  • nhk ni youkosu  (18.04.23 22:48:22) 
Ülke bunu kaldıramazsa batar, iflas eder.
Lübnan örneğine bakabilirsiniz.

Elbette biz Fransa'dan daha zengin değiliz. Ama siyasiler oy almak için böyle sözler verip kanunlar çıkardılar.
Yanlış da olsa devlet verdiği sözü tutmak zorunda, yoksa inandırıcılığı olmaz. Bundan sonra çıkacak kanunlara, sözlere nasıl inanalım?

Erken yaşta emekli olmak dışında bir de "dul yetim aylığı" konusu var benim aklımın almadığı.
En kötü senaryoda diyelim ki bir erkek 20 yıl çalışıp 40 yaşında emekli oluyor. 70 yaşına kadar yaşıyor. Onun "yetim" ve evlenmemiş kızı babası öldüğünde diyelim ki 40 yaşında olsun o da 70 yaşına kadar yaşar ve evlenmezse o emekli maaşını (sanırım yarısını) alıyor ölene kadar.
Bu durumda 20 yıl prim ödeniyor, 45 yıl maaş ödeniyor (kızının 30 yıllık maaşını 15 yıl olarak hesapladım) Maaş dışında elbette sağlık hizmetleri vs. var ama onu hesaplamaya katmadım.
Asgari ücretin SGK primi şu an 1551 TL. En düşük emekli maaşı 7500 TL.
Bu hesaba göre 372 bin TL prim ödeyen kişi için 4 milyon TL maaş ödeniyor. (Bu yaptığım hesap doğru mu?)


Umarım bir gün düzelir. Emeklilik yaşı uzun süre önce 60-65 civarına çekildi. Bu EYT, eski sistemin son kalıntısı. Belki ondan sonra biraz toparlanmaya başlarız. Fakat bu sırada da insan ömrü uzuyor.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz summerof69?
  • michael_knight  (19.04.23 08:24:29 ~ 09:31:16) 
Ben artık emekli maaşına yaşlılık aylığı, vatandaşlık aylığı gözüyle bakıyorum.

Yoksa hem bu kadar az emekli maaşının hem bu kadar erken emekli maaşının bir mantıgı yok.

geç yapıp çok emekli maaşı vermek yerine erken yapıp az emekli maaşı veriyorlar.
  • liberal  (19.04.23 09:24:39) 
[]

[Video] sprocular, bu arkadaşın dizinde neresi sakatlanıyor?

Çapraz bağlar denilen ligament ler mi kopuyor, yoksa diz kapağı mı zarar görüyor?

Vücudu her harekette zorlamak doğru değilmiş demek :

www.instagram.com

Teşekkürler

 
Acl kopmasi gibi.

Her harekette zorlamak doğrudur diye bir mantık zaten yok da bu hareketin bir mantığı da yok. Yük binen yerin bir mantığı yok burada. Saçma sapan bir hareket sonucu saçma sapan sakatlık.

Misal squat yaparken olsa vs anlarım.
  • logisticsmanager  (17.04.23 00:56:19) 
[]

Bim Milföy 20tl, superfresh milföy 50tl. Bu farkın nedeni nedir?

Yahu enikonu hamur bu. 2.5 kat fiyat farkı olmasının nedeni nedir? Dışarıda satilan börek, pogacalarin da mümkün olan en ucuz malzemeyle yapıldığını ve bunlarin her gün milyonlarca kişi tarafindan yenildiğini düşünürsek, superfresh in hamurunda ne var ki bim ve soktaki milföy hamuruna göre bu kadar yüksek bir fiyata satılıyor?


Teşekkürler.

 
10 lirası kalite ise 20 lirası markadır.

torpat dondurulmuş patates 32,50 www.migros.com.tr
superfresh dondurulmuş patates 69,90 www.migros.com.tr

allahın dümdüz patatesi.

migros ton balığı 44,50 www.migros.com.tr
dardanel ton balığı (40 gram daha eksik ürün olmasına rağmen) 87,90 www.migros.com.tr

üstelik ikisini de dardanel üretiyor.

dediğim gibi az bir şeyi kalite farkı. mesela dardanel ton balığı tek parça et, migros 2-3 parça. ama bu fark ürün fiyatını ikiye katlar mı, hiç sanmıyorum. hepsi de migros fiyatı ha, farklı market de değil.

hele patates, dümdüz patates yahu.
  • kibritsuyu  (16.04.23 23:26:30 ~ 23:27:52) 
Biminki daha güzel bu arada.


  • Hallegadola  (17.04.23 00:23:43) 
Superfresh'in her şeyi gereksiz pahalı. Dondurulmuş gıda pazarına ilk girmenin ekmeğini yiyorlar. Bu fiyatlarla uzun yaşamazlar zaten. Allah'ın hamuru, ucuzunu al geç.


  • halitkin  (17.04.23 19:09:08) 
[]

Son kullanma Tarihi 5 ay geçmiş protein tozu kullanılır mı?

Maalesef kutusunu hiç açmadığım protein tozunun tarihi geçti. Serin, güneş almayan bir yerde bekliyordu. Açıp kullansam bir zararı olur mu sizce?

Teşekkürler.


 
Bi şey olmaz kullanılır, ben olsam kullanırdım ama sen yine de ilk hazırladığında kokusuna bi dikkat et kokusundan anlarsın zaten neticede bi süt ürünü.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (15.04.23 09:34:40) 
bir şey olmaz. çok pimpirikliysen açtıktan sonra buzdolabında sakla. 5 kiloluk falan değildir herhalde.


  • alperz  (15.04.23 09:38:48) 
[]

Sesi kısık insanlarda bir hastalık mı var?

Sezgin Tanrıkulu gibi konuşurken sesleri çok zor çıkan insanların bir hastalığı mı var acaba? adam adeta ıkınarak konuşuyor, çok zorlanıyor.

ya da buna yol açan bir sigara, alkol vs. gibi alışkanlık mı var?

twitter.com

teşekkürler

 
Genetik+nazal bozukluk.

Kendimden biliyorum. Yuksek sesle konusmadigim sürece sesim maalesef zor duyulur. Tizleri ve baslari olmayan; boguk, kisik ve genizden gelen igrenç bir ses tonu benimki de.
  • Yourcousinmarvinberry  (12.04.23 00:59:36) 
[]

Cımbızla alınan kıl, sakal, kas kalınlaşır mı?

Deneyimleriniz nedir, cımbızla sürekli alınan kaş, sakal kılı kalınlaşır mı, yoksa aynı kalınlıkta mı kalır?


Çok teşekkürler.

 
Hayır. Hiçbir kıl herhangi bir ürün ile aldığınız için kalınlaşmaz. Jilet dahil. Sadece uç kısmı törpülendiği için kalınlaşmış gibi görünür. Cımbızda böyle bir problem olmaz.


  • ruhen hastayim ben  (25.03.23 17:49:49) 
Yok öyle bir şey. Şehir efsanesi.


  • halitkin  (25.03.23 18:34:51) 
Öye bisi yok demeye gelmistim ki Ruhen Hasta benim yazacaklarimi yazmis bile.


  • Yourcousinmarvinberry  (25.03.23 18:52:03) 
Bende kalınlaştı valla


  • cccbehzatccc  (26.03.23 02:35:55) 
@cccbehzatccc

Hay çok yaşa.

Ya herkes oyle bir şey yok demiş ama bendekiler neden kalınlaştı o zaman? :/

İlginç olan bununla ilgili bir çalışma bulamıyorum.
  • summerof69  (26.03.23 20:09:06) 
Yanağımdaki ince yapılı bir kılı cımbızla almıştım birkaç kez, o artık kalın bir kıl.

Kalınlaştırmıyor diyenler... O zaman gelin bunu açıklayın, hadi :(
  • burnley  (26.03.23 20:15:04) 
Kalınlaşıyor tecrübeyle sabit


  • photo85  (28.03.23 10:44:57) 
[]

Apartmanın kaldırımına günlerce park eden aracı şikayet etmem ve umursanmam

5 sokak aşağıda oturmasına rağmen, yandaki apartmanın kaldırımına aracı çekip oraya günler boyunca park eden bir tane kadın var. Aracı galiba 2-3 yıldır bu şekilde park edip gidiyor.

Ben bu aracın sahibini komşumuz zannediyordum, geçen gün 5 sokak aşağıda oturduğunu tesadüfen farkettim. Kendi kapısının önüne çekmiyor, bizim kaldırıma çekiyor. Mal gibi hissettim yahu bunu öğrenince.

2 gündür bunu polislere şikayet ediyorum ama polisler “tamam bakalım” demek dışında bir şey yapmıyorlar, araç hala kaldırımı işgal etmiş durumda.

Yarın trafik polis şubeye gitmeyi düşünüyorum, başka türlü ciddiye almayacaklar galiba.

Ne yapmamı önerirsiniz?

Teşekkürler.

 
Kaldirima cikiyorsa belki bi yazi birakabilirsiniz camina. Kaldirima cikmiyorsa da o zaman ben bi sorun goremiyorum.


  • zimbirik  (08.03.23 00:11:54) 
@zimbirik, "kaldırıma gunlerce park ediyor" diye kastettiğim, arabayı kaldırımın üstüne bırakmasıydı. Daha basit anlatayım, üzerinde araba olduğundan kaldırımı kullanamıyoruz.


  • summerof69  (08.03.23 00:33:32) 
Hocam yazdığında şöyle bir algı var, bunu yapan komşun olsa problem değil ancak uzakta oturan biri yapınca problem. Bu bağlamda bakınca ortada problem yok. Ancak kaldırımı işgal eden tüm araçları trafik şubesine bildirebilirsini ya da fahri müfettiş varsa ceza yazdırabilirsiniz.


  • mirty  (08.03.23 00:58:42) 
Sileceğini kaldırın. Yapıyorsa tekrar çekici çağırın çektirin.

Burada yapan vardı. Son çare olarak 4 tane lastiğini de indirdiler. Şu an 4 lastik kaç para söylemeye gerek yok. Kaldırım ihlal edilemez.
  • Cesario  (08.03.23 01:55:08) 
Silecekleri kaldır. Ve kagıtla not bırak. Ve bunu her defasında tekrarla. Vazgeçecektir. Ben engelli bir adamım onun yüzüne kaldırımdan geçemrdigini görünce. Sileceklerini kökünden kırmıştım. Bir daha parkedemedi


  • limonlu eksi  (08.03.23 07:21:41) 
lastiklerin havasını indir ama zarar vermeden sibopdan indirsen yeter ona.


  • aslindasorunumpsikolojik  (08.03.23 19:34:40) 
[]

inşaatçılar , inşaatlarda paslı demir kullanılması tehlikeli değil mi?

Bizim sokağa bir inşaat yapılıyor ve güya müteahhit de burada kalacakmış. Ama günlerdir sokakta, açıkta duran demirler tamamen paslandı. ki geldiklerinde de paslıydı.

Acaba paslı demir kullanmak binaların riskini fazlasıyla arttırmıyor mu? Kendi oturacağı evin demirine neden dikkat etmesin?

not: kendisi önceden imammış, şimdi müteahhit olmuş.

 
Demirin yüzeyinden pul pul dökülecek kadar çok değilse pas sorun değil.


  • malheiros  (13.02.23 00:41:09) 
çok uzun süre paslı kalırsa kütle kaybı olur(sene), dolayısı ile dayanımı düşer
paslanması normal çünkü çok/hızlı kullanılan bir ürün olduğu için paslanmaz özellikte üretilmiyor/maliyet
zaten o kadar cr/ni yok dünyada

2.si ise beton içine gömülünce hava girişi olmadığı için paslanmaya devam etmiyor
betona fazla su katılırsa onun nemiyle biraz daha paslanır sonra durur paslanma
  • bir soru sorcam  (13.02.23 01:00:21) 
hafif pas aderansı artıracağından iyi bile olur diye öğretmişlerdi üniversitede. malherios'un da dediği gibi dökülecek kadar değilse.

tabi bunu eskiden imam olan biri ayırt edemez. işte inşaat böyle nalet bir şey. adam imam ama hobi olarak müteahhitlik yapıyor maalesef..
  • artci sarsinti  (13.02.23 10:13:58) 
Sıkıntısı yok, tüm dünyada bu demirler (aslında çelik) açıkta durur ve kullanana kadar birazcık korozyana uğrarlar.


  • John Bloor  (13.02.23 10:19:56) 
[]

Ev kredisi öderken evi yıkılanların bu borçları?

Adam evini depremde kaybetmiştişse, bu evin kredisini ödemeye devam ediyor mu? Yoksa "bana sattığınız ev yıkıldı, kusurlu malın neden parasını ödeyeyim" diye bu krediyi ödemeyebilir mi?




 
"bana sattığınız ev yıkıldı, kusurlu malın neden parasını ödeyeyim" diyemez cunku kredi borcu bankaya, satan sirkete degil. sorunun cevabini tam bilmiyorum, bankacilar soylerler.


  • acan99670  (10.02.23 12:28:08) 
bu gibi durumlar için sigortalar yapılıyor.

dask+konut+hayat ve bilimum sigortalar.
  • adivar  (10.02.23 12:44:11) 
Kredi bitene kadar banka zorla dask ve konut sigortası yapıyor.

Sigortanın ödeyeceği paradan önce banka kalan alacağını alır, sonra kalanı ev sahibi tahsil eder.
  • John Bloor  (10.02.23 12:48:52) 
[]

Balyoz ve keski ile kaya kırılıyor iken, beton kırılamaz mı?

Yüz yıllardır kullanilan bu basit teknik ile enkazdaki betonlar kırılamaz mıydı?


Hatta bazıları sadece balyoz ile kırmış :

youtu.be

 
İnsanlar zaten ne buluyorlarsa kullanmaya çalışıyorlar ama içinde demir bulunan koca beton blokların bir sürü eşyayla iç içe geçtiği, tonlarca ağırlıktan oluşan bir kütleden canlı insan çıkartmaya çalışıyorsanız hem işi bilen, nerede destek oluşuyor, nereye dokunursanız çökmeler olabilir, nereden ne kadar malzeme kaldırmak lazım bilen eleman hem de o malzemeyi hızlı ve güvenli kaldıracak araç lazım.


  • salihdt  (08.02.23 15:05:10) 
o betonun altında insan varken balyozla beton kırarsan, betonun altındaki insan ölür.

edit: evet. şimdi altında biri canlı kaldığına göre, beton iki destek arasında oturmuş demek oluyor. Sen onu balyoz darbesiyle ortadan kırarsan, altında kalana saplanıyor. bu yüzden vinçle dikkatli bir şekilde kaldırmak gerekiyor.

ayrıca @nawar+1.
  • babilfish  (08.02.23 15:59:07 ~ 10.02.23 12:54:11) 
@babilfish, o betonun üstünde 10 kişi çıktığında sorun olmuyor da, bir keski darbesi mi sorun olacak?

@ermanen, sorun da zaten yeterli teknik eleman olmaması ve 72 saat içinde depremzedelerin ölecek olması. Boyle bekleyene kadar, bacağına kolon düştüğü için hareket edemeyen bir kurbanın tam da o bacagiyla temas noktasi daki beton/kolon bu teknikle kırılsa muhtemelen o enkaz statigini bozmaz. Daha fazla yıkıma neden olmaz diye düşünüyorum.

@salihdt, > nereden ne kadar malzeme kaldırmak lazım bilen eleman

Ya afad ekibi bunun simulasyonunu yapmıyor, onlar da zaten göz kararı ve elle kontrol ettikten sonra enkazı kirarak kurbanlara ulaşmaya çalışıyorlar. Onlar sadece daha modern, hidrolik destekli ya da kesicilerle enkaza giriyor.
  • summerof69  (08.02.23 16:30:36) 
Konu betonu kırıp geçmek değil. Enkaz kaldırma işi hafriyat kaldırmaya benzemez. O yüzden eğitimsiz kesimin arama-kurtarma yapması da tehlikeli. Yapının üstüne çıkıp yukarıdan aşağı jenga parçaları alır gibi kaldırmak bile riskli. o aldığın bir şekilde başka bir parçanın yıkılmasına sebep olabiliyor.


  • nawar  (08.02.23 16:42:54) 
[]

Marti scooter kiralamada nasil tekel olabildi?

Bu sektor bu kadar karliysa, rakipleri neden tutunamiyor? rakiplerinden daha fazla mi tesvik aliyorlar, ya da scooter lari daha mi kaliteli, performansli, argesi mi daha basarili ya da baska bir sebep?

tesekkurler.


 
Sahibi milletvekili kiziyla evli. Lobisi saglam.


  • sekerler diyarinda bir ruya  (23.01.23 13:22:44) 
@sekerler, oyle olsa bile; rakiplerinin topuguna mi sıkıyor, vergiyle mi yildiriyor? dogruca son kullaniciya hitap eden bir urun bu, ihaleye filan girilmesi gerekmiyor. serbest piyasayla belirlenen bir pazarda, devletin hangi destegi bu rekabeti ne boyutta bozabilir?


  • summerof69  (23.01.23 13:24:42) 
Çok basit, ilk yapan kazanır.

Tekel filan da değiller ayrıca, bir kaç farklı marka daha var aynı işi yapan. Ama bu işi bu ülkede ilk yapan/icat eden Martı olduğu için jenerik bir isim oluştu sektörde.
  • John Bloor  (23.01.23 13:35:45) 
ilk çıkan firma olması, kısa sürede bir çok lokasyona yayılması vb. şeyler tanınırlığını arttırdı. artık scooter da denmiyor direk martı deniyor hepsine. selpak gibi bir şey oldu.
tabi damat olasının teknik konularda ve yasal düzenlemelerde yararları da olmuştur.

  • astronom bey  (23.01.23 13:36:52) 
Benim uzaktan gördüğüm kadarıyla hem sektöre ilk giren olması hem de diğer firmalardan çok çok daha fazla para harcayıp yatırım yapmış olması.
Temmuz 2020'de yani taa doların 6,8 TL olduğu günlerde "25 milyon dolar" yatırım almış bir şirketten bahsediyoruz. Rakiplerinin bu kadar yatırım aldığını veya yaptığını sanmıyorum.
Siyasi olarak da adamın bağlantıları, gücü, girişkenliği gibi bir şeyi olduğu çok belli.
  • michael_knight  (23.01.23 14:31:46) 
inanılmaz para harcayıp oldukça yayıldılar. first mover advantage yani. rakipleri var ama mesela oturup uygulamasını indirmemişimdir bile.


  • roket adam  (23.01.23 14:48:06) 
çok yatırım aldı, çok para yakıyor hepsi bu.

Link'in (superpedestrian) scooter'ları daha iyiydi performans olarak, onu kullanıyordum fiyatı daha pahalıydı heralde, bir kaç ay önce çıktı gitti türkiye'den.
  • wct3 org  (23.01.23 15:55:33) 
ismi çok doğru seçilmiş
ist.da sempatik bir hayvan
döneri var :)

benim açımdan
açıkçası 1 kere kullandım, yolda hangisi vardı da üye oldum hatırlamıyorum bile
bizim yollar kalitesiz olduğu için baya konforsuz gelmişti
trafik kazası riski de cabası, freni manevrası çok kısıtlı
  • bir soru sorcam  (23.01.23 16:23:59) 
bu işte 4 yıl önce bizde bakmıştık.

normalde belediyeden falan scooter başına ücret talep ediyorsun. çünkü bölgedeki ulaşım sorununu çözüyorsun + scooter ücretlendirmesi tabi.

belediyeden aldığın para bir tür ön ödeme, scooterlardan gelen ise işte geri kalan finansmanı hallediyor. bu şekilde feasible çıkıyordu business plan. yani bir scooter kendini 18 ayda falan çıkartıyor geri kalan tüm kullanım mesela 24 ay falan olursa hepsi kar.

martı dümdüz tüm belediyelere ücretsiz verdi tüm scooterları. işte o ön ödemeyi cebinden karşıladı. peki nasıl? burası tabi muallak.
peki scooterlardan gelen paralar işi feasible yapar mı? burası da muallak.

peki zarar ediyorsa nereden kazanıyor martı?
tüm sistemi white label olarak başkasına satıyor.

yani sen diyorsun ki her yer martı oldu. bizde girelim bu işe. martı'nın sahibine gidiyorsun o sana atıyorum 10m usd'ye tüm sistemi satıyor. sen de farklı bir scooter modeli ile "tosbağa" markası ile hazır sistem sahibi oluyorsun.

normal bir hukuk devleti olsak böyle olmaz çünkü diğer rakipler haksız rekabetten dava açarlar bir baz fiyat belirlenir vs.
hukuk olmadığı için martı gibi firmalar böyle "bedava" fiyat verip sonra sistemin satışından "kar" etmeye çalışıyorlar.

peki adam cidden bu kadar investment almış mıdır?
normal bir yol ile imkansız! çünkü bu saklı bir teknoloji değil. çok alengirli bir iş değil. belli ki adamın bir kaç tanıdığının parası var oradan toplamış. ee bu da investment değil midir? ee investmentdır tabi.

yoksa normal rekabet koşullarında yani hukuk falan olsa tier ezer geçer.
www.tier.app
  • duyurukullanıcısı  (23.01.23 16:40:32) 
rakipsiz değil. Binbin mesela dev gibi bir genel merkezleri var şaşırmıştım bunlar bu kadar kazanıyor mu diye.

Ama martı ilk olduğu için Türkiye'ye bu konsepti onlar öğretti, adını daha çok duyuyoruz. Bir de siyasi bağlantıları, daha fazla kendilerini konuşturmalarının etkisi var. Sahibi de daha medyatik bir isim diğerlerine göre.
  • anten  (23.01.23 17:19:11) 
1- martı scooter kiralamada tekel değil.
2- rakiplerinin tutunamadığını kim söyledi?

Benim yaşadığım yerde uzun süredir binbin, hop ve fenix scooterları da kullanılıyor. Ben her sabah metroya bunlardan birine binerek gidiyorum. Benim şartlarımda argümanlarınız doğru değil.
  • amsterdam otlu sigarası  (24.01.23 04:11:52) 
[]

Bilişim Hukukçuları “habire gö**en zarto” başlığındaki entryler hangi yasa

“habire gö**en zarto” başlığındaki entryler, hangi yasaya göre şikayete bağlı olarak silinebilir? (Evet buradaki entryler siliniyordu)

Mağdurun kim olduğu neye göre belirleniyor? (bkz: Tck 126) daki gibi bir kriter mi uygulanıyor?

Ya da ben kişinin adı, instagram hesabı gibi gibi sadece ona ait özelliklerden bahsetmeden, 10 tane farklı özelliğini (okuduğu okul, işi, araba modeli, boyu, yaşı, burcu vs.) sayıp onun hakkında entry girdiğimde, unutulma hakkını kullanarak, yine internetten bu içeriği kaldırtabilir mi?

Teşekkürler.

(bkz: habire götten zarto)

 
içerik kaldırma işinin yasal prosedürüne çok hakim değilim ama anladığım kadarıyla bu bir tedbir. sulh ceza mahkemesinden isteniyor. onlarda tedbiren kaldırılmasına karar veriyor. tabi bu iş daha çok siyasi bir iş olduğu için belli bir kesim bu işi çok rahat yaptırıyor.


  • paintov  (06.01.23 00:38:19) 
[]

Türkiye 'den ingiltere'yi aramam lazım. En ucuza nasıl yapabilirim?

Bir ara skype vardı, hala mevcut mu?

Ya da başka yollar nelerdir?


Teşekkürler.

 
Whatsapp
Veya zoom

  • parcxerox  (21.12.22 00:40:07) 
O numarada Whatsapp maalesef yok. kisisel bir hat değil, firma hattı.


  • summerof69  (21.12.22 00:59:11) 
Skype'ta var gibi duruyor bir bakarsın:
secure.skype.com

ek olarak, şuradan haftalık-aylık vs. numara kiralıyorsun onun üzerinden arama yapabiliyorsun sms alabiliyorsun.
hushed.com
Mesela İngiltere numarası kiralayıp onun üzerinden ararsın gerekirse.
  • nhk ni youkosu  (21.12.22 01:23:36) 
[]

Kadınlar erkeklere göre neden daha çok korkuyorlar?

Şu şaka videosunu izlerken dikkatimi çekti. Erkekler ürpermiyor iken, bütün kadınlar çığlıklar atıp kaçmaya başlıyor; yaş millet farketmeksizin.

Bu farkın nedeni nedir sizce? Sallayacaksanız bile destekli sallayın lütfen. Evet böyle evrimleştiğimizi herkes biliyor zaten

youtu.be

 
Erkekler daha güçlü diye ve o algı var diye. Hem biyolojik olarak, hem ataerkil toplumlardan gelen bir düşünce yapısı.

Onun disinda beyindeki norolojik farkliliklar ve hormonal farkliliklar da etki edebiliyor.

Gormus gecirmis, zor durumlarda kalmis kadinlar daha korkusuz olur. Ve dovus sporlari, tehlikeli islerle veya sporlarla ugrasan kadinlar da daha korkusuz olur. Kulturel, yoresel farklililar da olabilir.
  • ermanen  (18.12.22 17:26:24 ~ 17:30:28) 
erkekler daha güçlü oldugu için ailesini, kabilesini koruma görevi hep erkeklerdeydi.
bu yüzden erkekler daha korkulu şeyler yaşadılar. savaştılar, kavga ettiler vs.
bu durumlarda korkmayacak şekilde evrimleştiler.
çocukluktan beri erkekler dövüş ile öyle veya böyle ilgilidir.
kadınlar ise daha çok sosyal becerilerde evrimleştiler.
  • abelardo  (18.12.22 17:36:10) 
sunla ilgisi olabilir: www.youtube.com


  • idexo  (18.12.22 21:41:31) 
Valla videonun birazini izledigimde erkeklerin de urperdigini gordum. Hic urpermiyorlar diye bisey yok, korkanlar da var. Sadece kadinlara gore tepkilerini daha kontrollu veriyorlar. Bu da yetisilen cevre ve toplumsal roller ile alakali gibi.

Bunun disinda bir de dalgin olan kisiler ya da direkt etkilesime giren kisiler daha cok tepki vermis ki bu da dogal. Erkekler orada genelde ya daha ilgisiz ya da olayi zaten bisekilde farketmisler gibi. Saydiklarim disindakiler de tepki vermis zaten.
  • j r r tolkien hayrani  (18.12.22 21:54:53) 
Ataerkil toplumdaki sorumluluk ve ozgurluk kavramiyla da alakali oldugunu dusunuyorum biraz


  • balpolen  (18.12.22 22:49:54) 
çünkü kadın ve erkek farklı. eşit olmak başka şey, aynı olmak başka.
bazı şeyler feminendir, bazıları erkeksi. türkçe dışındaki çoğu dilde nesneler bile kadın-erkek olarak ayrılır. üzümün kavundan daha az kokması gibi bir şey bu sorduğunuz.

evet, günümüzde bir aynılaştırma eğilimi var. koreli bebeksi yüzlü erkek şarkıcılardan tutun da, cinsiyet eğilimine karşı çıkan aktivistlere kadar çok başka görüşler var. ama cinsler birbirinden farklıdır. kainatın düzeni bu. evet, senelerce vücut çalışınca kadınlar da kas yapıyor, evet, kas kuvveti az olan erkekler de var, ama genel eğilime bakarsanız, erkek daha güçlüdür. kadın daha narin yapılıdır. günümüzde neyin nasıl algılandığı çok da umurumuzda olmayarak bakarsak, tamamen yapıdan kaynaklanıyor bu. ses tonundan reflekslere kadar ciddi farklılıklar söz konusu.

bunun dışında 'toplum bize dayatıyor' denilen, ama milyon yıldır var olan bazı roller de var: fare görünür, kadın korkar, erkek gidip o fareyi mekandan uzaklaştırır. çok çok büyük hayatı tehlike anlarında başka tepkiler gösterebilirler, ya da çok korkan erkekler de var, ama genel eğilimde göre 'normal' olan budur.

zaten modernlik dediğiniz de kadının farklılığını işine gelince vurgular. bir odaya girilecekse kadına yer verirler mesela, buna centilmenlik deniyor. ama ilkel olanla aynı kökten geliyor bu davranış. kadına öncelik. acıma. yine kadının narin yapısına dönüyor iş.
  • lovemyself  (19.12.22 00:34:02) 
[]

Molozdaki kolonun demirini sökmek için kepçenin binaları sallaması

Başlık biraz saçma oldu.

Sorum, inşaatı kepçeyle yıkanların keyfi bir tercihinin yönetmelikte yeri olup olmadığını merak etmem.

Sokağımızdaki Binayı yıkan kepçe, kolon ve kirişlerde kalan inşaat demirini sökmek için bunları üstüste bir araya getirip, yüksek newton la vurarak betonu parçalamaya ve böylelikle inşaat demirlerini betondan ayırarak bir yere istiflemeye çalışıyor.


Kuvveti doğruca zemine uyguladığı için de sokaktaki bütün binalar sallanıyor. İnşaat demirini ayıklamak, yıkımın bir parçası mı? Molozu boşalttıkları yerde sökemiyorlar mı? Hadi burada yapacaklar, hilti gibi hidrolikle çalışan el aletleri bu betonları kırmak için daha uygun sanki. Adamların keyfi bir işi için binalarımızı günlerdir sallamalarına ve bunun yüzünden duvarlarımızın çatlamasına, pencerelerimizin kırılmasına ne gerek var?

Benim asıl sormak istediğim, bu yere vurarak demirleri sökme işleminin yönetmelikçe izin verilip verilmediği. Belediyede ilgili birime sorduğumda “kendi parselleriyse, istediği gibi vurma/itme gücü uygulayabilirler. Ama çekme yapamazşar çinkü bu zararlıdır” oldu.


Teşekkürler.

 
Videodaki olay abartılı değil. Bu kadar şeyden duvar çatlıyorsa, cam kırılıyorsa bu kaçmanız için bir şans. Bu yönetmelikte uygun olmasa bile taşıma maliyeti nedeniyle karşı çıkabilirler.


  • dissendium  (07.12.22 14:34:51) 
Videodan evimin ne kadar sallandığını nasıl anlıyorsunuz acaba?

Taşıma maliyeti dediğiniz nedir? İlk 2 katı küçük vinçle gayet yıkabildiler, yine onu kullansınlar. Ya da hilti kullansın, yönetmeliğe tekrar baktığımda şu madde var :

“ Bu amaçla komşu binaya zarar verilmemesi bakımından mümkün olan durumlarda kısmen veya tamamen elle yıkım tekniğinin uygulanması esastır.“

resmi gazete de elle yıkımı savunuyorken, adamların keyfşyeti için bunu tercih etmelerini anlayamıyorum.
  • summerof69  (07.12.22 14:49:24) 
o titreşimi binanın yemesi ayrı

bina üzerinde olmayan, binadan ötede, toprak gibi sonsuz darbe yutma kapasiteli bir şeye,
maksimum 50 santimden yere vurulan kepçenin newtonlarca(kaç mesela?) titreşimin salınım kuvvetinin duvarları çatlatması apayrı bir şey, ben de şüphe ettim
duvar yerine sıva çatlamış bile olabilir

dilerim halledersiniz. sağı solu ayağa kaldırmadan belediye müdahale etmez
  • comp  (07.12.22 16:19:01 ~ 16:21:46) 
[]

Yasal yoldan yurtdışına çıkıp, kaçak yollarla dönsem ne olur?

Avrupa’ya yasal yollardan, pasaportla gidip, kaçakyollardan ülkeye giriş yapsam ne olur? Benim ülkede olduğumu anlarlarsa, hangi suçu işlemiş olurum? Cezası ne olur?

Teşekkürler.


 
İlginç soru? Cevap alırsan beni de haberdar eder misin?


  • dakota  (03.12.22 11:31:59) 
kacak yollarla donebilmek kolay mi? soyle anliyorum iltica edeceksiniz ya da portekiz gibi yerlerde oturuma basvuracaksiniz bu surede ilkeye gelmemeniz laizm.

bunun en kolay yolu sanirim gurcistandan elektronik kimlikle giris yapmak
  • bonjourrr  (03.12.22 11:43:02) 
örneğin türk vatandaşısın, uçakla yunanistana gittin ve bir tekne ile türkiyeye gelip resmi giriş yapmadan marmarise geçtin ve yoluna devam ettin.

resmi evraklarla ilgili bir araştırma yapılmadığı sürece kimse bunun peşine düşmez bir ceza da gelmez. olası bir mahkeme vs. ya da tekrar yurtdışına çıkış yaparsan anlaşılır ve araştırırlar. ama teknik olarak bir manası olmadığı için cezası olduğunu düşünmüyorum.

çift pasaportu olan arkadaşlarım var, yabancı paraportu ile çıkış yapıp. türk pasaportu ile giriş yaptıkları falan oluyor. senin durumuna benzer.
  • orpheus  (03.12.22 13:00:15 ~ 13:02:08) 
Pasaport kontrolünde ülkeden çıkış mühürü vuruluyor. Bu sende olmayınca anlaşılmayacak mı? Cezası kaçak günlerin para cezasını ödersin bildiğim kadarıyla. Bir de tekrar vize alabileceğini sanmıyorum.


  • Kahvedesu  (03.12.22 13:04:15 ~ 13:05:14) 
Hiçbirşey olmuyor, gemideyken pasaportumun süresi bitti ülkeye kimlikle giriş yaptım.

Kıbrıs’ta okurken ilk defa pasaportla çıkmıştım, tatile gelirken kimlikle girdim.

E-devletten alınan giriş çıkış evrakında pasaport çıkış-kimlik giriş görünüyor. Herhangibir sakıncası yok.

Her şartta zaten ülkeye girerken beyan ediyorsun. TC vatandaşı olduğun sürece girişinde problem olmuyor.
  • Northern Mariner  (03.12.22 14:29:06) 
[]

Bayburt, Erzurum şivesinden anlayan var mı? şu videoyu anlayamadım.

videoya altyazı eklemeye çalışıyorum.

Evdeki erkekten şidden gören şu teyzenin, kardeşine sesini duyurmak için telefona kaydettiği sesli notunu tam anlayamadım. Acaba bu şiveyi anlayan varsa, anlayamadığım yerleri bana söyleyebilir mi?


www.youtube.com

teşekkürler.


anladığım kadarıyla şunları söylüyor (??? anlayamadığım kısımlar ama muhtemelen doğru anladığım yerleri de yanlış anlamış olabilirim) :


oy anam koymuyor ki oturayım

kalk hele işleri gör diyor

kalktım işi gücü gördüm, ondan dayak yiyorum

saatim geldi dayak saatim

işler bittikten sonra beni bir güzel dövüyor

yumuşatır oraya koyuyor??

aha böyle kemiklerimi hurdaya çevirdi

dermanım yok anam dermanım yok

dermanım yok oğlum

??? gibi ???

vura vura beni ???? etti

??? o deli de ???

böyle tepeden dimdik yine ??? çöker

parmaklarını nereye gelirse sokar??

aha böyle ağlıyorum, gün boyu ağlıyorum

beni döver, haberin olsun bacı??

ondan sonra makarna haşladım

????

tepeden ????

ya bacım ???

bir tepeden beri???


bacım işte böyle ???

telefonda sana diyemem

çektim sesimi bugün inşallah dinle

tamam bacım oldu dinle

ondan sonra gezdiriyorum, tozduruyorum

kıymetimi gene bilmiyor

gene gelir, tesbihi tepemden vuruyor

tesbihlerle vuruyor, tesbihle vuruyor


kepçeyle vuruyor ???

gitmiş gelmiş ???

böyle tepeden beni dövüyor



ondan sonra gezdiriyorum, tozduruyorum

kıymetimi bilmiyor

vuruyor vuruyor ???

onu gördüğümde kapı arkalarına gidiyorum

???

simsiyah oldu gözüm

sanırsam allah ???

gözüme bakıyorsan???

???? (burada galiba yine şiddet görüyor)

 
Ya ben anlıyorum da telefondan çok zor oluyor hem dinleyip hem yazmak.
Ayy hakikaten beni de çok üzdü akşam akşam :(

  • kirmizipilotkalem  (17.11.22 00:38:32) 
@kirmizipilotkalem, sadece soru işaretli yerlerde söylenilenleri yazsanız yeter. @adam olmayacak çocuk un yaptığı gibi anlamlarını açıp, günümüz türkçesine uyarlamanıza gerek yok.

Biliyorum zor ve emek gerektiriyor ama ben de bütün altyazıyı yazıp, daha dakikalarına göre senkronize edeceğim, bir karşılık beklemeden saatlerim gidecek muhtemelen.

Teşekkürler, şimdiden
  • summerof69  (17.11.22 01:00:12) 
bir tepeden beri???(beni yumaşatir oraya koyir)
bacım işte böyle ??? (neydiyim) (ne edeyim?)

vuruyor vuruyor ???(beni oraya koyuyor, korkumdan)
gözüme bakıyorsan???(gözümün önünde gezme yoksa seni öldürürüm????)

içim sızlaya sızlaya dinledim. Normalde anneme dinletsem 2 dk ya çıkar da dinletemem gibi.
  • guitarissimo  (17.11.22 03:09:27 ~ 03:14:47) 
[]

Alnını çarpan bu kız ne kadar yaralanmıştır?

Yahu bunu merak ettim, alnını mi, yüzünü mü carpiyor anlayamadım ama çok pis vuruyor.

Sizce ciddi bir yaralanma olmuş mudur?

twitter.com

 
Küçük bi sıyrıktan, kafatası çatlağına ya da burun kemiğinin kırılıp beyne saplanmasına kadar her şey olabilir.


  • Mirket  (26.10.22 21:48:11) 
Sanki alnını çarpmış. Bir tomografi şart. İç kanama yoksa bile kafa fena şişer. Benzer bir çarpmada 2 saat kadar düzgün göremedim ve 1 gün kendime gelemedim.


  • prole  (26.10.22 22:09:57 ~ 22:11:03) 
Bunun benzerini küçükken yaşadım. benim olayda ben duruyordum demir hareket ediyordu ve müthiş bir ivmeyle çarptı kafama. kafamın büyüklüğü oluşan şişlik yüzünden iki katına çıktı neredeyse. hiçbir şey olmadı. belki de oldu ondan bu haldeyim. bilemiyorum.


  • coldegezenkutupayisi  (26.10.22 22:25:02) 
Alni iyi bir sismistir. Büyük bir yaralanma olduğunu sanmıyorum ama davul sismistir.


  • stavro  (26.10.22 22:46:30) 
hiçbir şey olmamış da olabilir. belki açıya göre değişir. ergenlik zamanı sevinçli bir haber almıştım. o coşkuyla merdivenlerden inerken 5-6 basamak yukarıdan atlayıp kafayı kirişe geçirip kıçımın üstüne iniş yapmıştım. burada görünenden çok daha şiddetliydi ama herhangi bir şey olmamıştı.


  • lazpalle  (27.10.22 09:27:00 ~ 09:28:12) 
geçen reddit'te paylaşıldı aynı içerik. kızın kendisi geldi yorumlara ve bir şeyim yok dedi. üşenmesem o postu da bulurdum. whatcouldgowrong'ta görmüş olmam lazım.


  • satoshi nakamoto  (27.10.22 11:30:42 ~ 11:31:49) 
[]

telekomcular: IMEI ile hangi model telefon olduğunu nasıl tespit edecekler?

atıyorum, ben şimdi kaçak xiaomi redmi 10 pro kullanıyorum ve bana ait olan orjinal 9 pro modelimin imei sini bu kaçak 10 pro'ya yüklettim, klonlattım. yani imei yine yasal telefonuma ait ama kaçak telefonumda.

bu durumda, imei den hangisinin çalışıp çalışmadığını nasıl tespit edebiliyorlar?

telefon numarasına baksalar, telefon numarası da zaten bana ait. internette de araştırınca bu yönde bir bilgi bulamadım, sizin yorumunuz nedir?

teşekkürler.

 
imei numaraları çakışmadıktan sonra tespit edilmiyor diye biliyorum, kesin bilgi değildir.


  • durbidakka  (22.10.22 11:06:15) 
E devletten bakılıyor. IMEI girdiğinde hangi model telefona ait olduğu yazıyor. Kaçak telefonlar bu şekilde tespit edilebiliyor. Mesela telefon xiaomi ama imei girdiğin zaman Nokia 6630 gibi artık kullanılmayan bir telefon modeli geliyor. Ezcümle : E devletten bakılıyor.


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (22.10.22 16:21:09) 
@huzularinizda,

Edevletten sorgulandığıni biliyorum. Nokia ve xiaomi ile uç bir ornek vermişsin. 2 yakın xiaomi modeli arasinda (redmi 10 pro ve 11 pro arasinda mesela) imei transferi olduysa, bunu devlet tespit edebiliyor mu, öyleyse nasıl.
  • summerof69  (22.10.22 18:03:19) 
Merhaba,

Telefonun tanıtıcısı IMEI numarasıdır. Sinyal hangi IMEI numarasından gidiyorsa sebekler onu görür. Yani siz X telefonun IMEI numarasını Y telefonuna klonlattiysaniz kullandığınız telefon her yerde X olarak görünür.

Peki nasıl tespit edilir?

Eğer siz Y cihazınızı kullanırken X cihazı açılıp, içine hat takılıp kullanılırsa. O zaman servis sağlayıcınız BTK’ye durumu bildirir. BTK’da size mesaj gönderir: “IMEI numaranız kopyalanmıştır. 60 gün içinde kapanmaması için ürün faturanız ile servis sağlayıcınıza başvurun” tarzında.

Kısaca, eski cihazı bir daha açmazsanız ya da satmazsanız tespit edilebilecek bir şey değil. Zaten bir yıldır aktif olmayan telefonların IMEI numaralarının pasife alınmasının amacı da bu kopyalama işini engellemek. Piyasada Nokia 3210 IMEI’si ile gezen amiral gemisi telefon gırla.
  • hakiki ssg  (22.10.22 23:16:14) 
O zaman bir soru da benden, ülkemde 30k olan telefonu dışarıdan 15k ya getirdim ve eski telefon imeisi atamıyorum çünkü 1 yıldır kullanılmayanlar kapatılmış..

Yine bi ihtimal piyasada yaşlıların döndürdüğü eski tuşlular vardır da hadi o da yok diyelim.

Ben 15k + piyasada güncel satılan en ucuz telefonu alıp misal şu www.hepsiburada.com

15k + 300TL + imei atma işlem ücreti ile yine istediğimiz zaman istediğimiz telefonu kayıt ettirebiliriz.

Bunlar neyin önüne geçtiklerini zannediyor?
  • ananiyimioguz  (22.10.22 23:28:08 ~ 23:28:52) 
[]

Bu videodaki köpeğin cinsi nedir acaba?

videodaki bu hareketli, yerinde duramayan köpeğin cinsi nedir acaba? teşekkürler

youtu.be


 
belirli bir cins deği, border collie hareketleri ve vücudu var ama surat çoban köpeği


  • croswell  (11.10.22 15:20:45) 
[]

Çatıda fare/sıçan dolaşıyor, ne yapabilirim?

Bazen çatıda bir şeyin yürüdüğünü duyuyordum ama bugun camdan içeri girmek üzereyken yüzyüze geldik kendisiyle. Ben bundan nasıl kurtulurum?

Çatıya aynı zamanda güvercin ve martı da geliyor , fare/sıçan zehiri koysam, bu sefer bu hayvanlar yiyebilir. Kapan için de aynı durum geçerli sanki.


Belediyeye haber versem ilaçlar mı?

Ayrıca bu fare/sıçanın çatıda ne işi var? Buraya nasıl gelmiş olabilir? Geldiği gibi de gider mi?

 
Borudan tırmanmış, ağaçtan düşmüştür. tablet şeklinde zehirler var. Diğer canlılar yemiyor diye biliyorum. Bayer marka.


  • prole  (14.09.22 22:22:01) 
haritada yakındaki zirai ilaç bayine bakıp oraya gidip kutulu hap şeklinde zehirli yem sorabilirsiniz. veterinerlerde de aynı şekilde kemirgen ilaçları oluyor. üçüncü olarak böcek ilaçlamacıları diye bilinen halk sağlığı ilaçlama firmalarından hizmet alabilirsiniz.

çinkolu hap şeklinde ilaçlar var. siyah ilaç kutuları var. onlardan da alırsanız kemirgen hariç bir şey bu kutunun içine girip yemi yiyemez. periyodik olarak ilaçları kontrol edip tekrarlamanız gerekir. yemi yedikten sonra yuvasının yakınında ölecektir. yuvası da çatıda ise ölüsü orada kokar. takip etmeniz gerekir. kaçırıcı bir ilaçlama bilmiyorum.
  • erteler  (14.09.22 23:24:02) 
Belediyenin ilaçlayacağını sanmıyorum. Zaten fare için "ilaçlama" diye bir şey de yok.
Zehir veya kapan/yapışkan çözümleri var.

"Fare zehri istasyonu" ya da buna benzer bir isimle satılan kutudan alacaksınız. Duruma göre bir veya birkaç adet. Bunun içine zehirleri koyup farelerin yemesini bekleyeceksiniz. Kutu sayesinde martı, güvercin, kedi, köpek, çocuk gibi canlılar zehire ulaşıp zehirlenmeyecek.

Nalbura ve eczaneye sorabilirsiniz.
Böcek ilaçlama firması çağırmanızı önermem, çünkü yapacağı şey bu plastik kutulardan getirip içine zehirler koymak.
  • michael_knight  (14.09.22 23:50:38) 
Sansar olmasın?


  • beemaker  (15.09.22 00:39:58) 
Evet kutusuz diğer hayvanlar da yer. Somine girisi falan varsa mutlaka kapatin aciksa oraya kutusuz da koyabilirsiniz. Ama o zehirlerle aynı odada kalmak da iyi degil bilginiz olsun.
Eve avcı bi kedi almaya ne dersiniz :)

  • faredenkorkankedi  (15.09.22 09:12:30) 
[]

Hukuk : davalıya tebligat ulaşmazsa ne olur?

Miras davasından önce davalıya tebligat ulaşmazsa ne olur? Dava ertelenir mi, yoksa dava yine de görülür ve kararı (itiraz yolu açık olmakla birlikte) geçerli mi olur?

Edevletteki “hakkınızdaki davalar” kısmında davalı olduğumuzun gözükmesi, tebligatın yapıldığı anlamına gelir mi?

Çok teşekkürler.

 
dava görülmeye başlanır ancak tebligatın yapılması için tebligat kanunu uyarınca işlemler yapılır. mesela kişinin kayıtlı adresine mernis şerhli tebligat yollanır. yani kişi evde olmasa yahut taşınmış olsa ancak adres kaydını aldırmamış olsa da tebligat muhtarlığa bırakılarak tebliğ edilmiş sayılır.

tebligat yapılmadan karar verilmez.

hakkınızdaki davalarda davalı olduğunuzun gözükmesi tebligatın yapıldığı anlamına gelmez. uyap vatandaştan kontrol edin derim
  • gottacatchemall  (06.09.22 21:32:07) 
12  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.