Ekşi Duyuru

bu adam strateji oyunu yayınlarıyla ünlü ve tutorial videoları hem yararlı hem eğlenceli. aşağıdaki videodan ve part 2'sinden baya bir şey öğrenirsin civ 6 hakkında.

www.youtube.com

oyunu kazanmak için 5 farklı alternatif yol var:

science victory:
bunun için mars'a koloni kuran ilk ülke olman gerekiyor. ya da sahip olduğun dlc'lere göre başka koşullar da olabilir.

cultural victory:
bunun için de senin ülkene gelen yabancı turist sayısı diğer ülkelerin yerli turist sayısından büyük olmalı.

religious victory
bütün ülkelerdeki en popüler din senin dinin olmalı.

domination victory
diğer bütün ülkelerin başkentlerini işgal etmelisin.

ama çoğu kazanma şekli için genelde ülkeni biraz da olsa büyütmen, farklı şehirler kurman yani güçlenmen gerekiyor tabii.

ayrıntıları burdan okuyabilirsin:
civilization.fandom.com(Civ6)

petekleri satranç tahtasındaki kareler gibi düşünebilirsin. şehir merkezleri bir peteğe kuruluyor, birlikler ya da karakterler bu peteklerden ilerliyor vs.

Civilization öyle bir iki saat kafa dağıtayım diye başına oturulacak bir oyun değil. Çok enteresan bir şekilde kilitliyor seni. "Just one more turn" diye arat görürsün.

Dur şuraya tarla yapayım, dur hadi çeliği keşfedeyim de öyle kapatırım, dur şu isabella'nın gönderdiği orduyu tarumar edeyim, dur bak şurada bomboş bir altın madeni var çöküvereyim üstüne diye diye saatler geçmesi çok olası.

Sıra tabanlı bir strateji oyunu bu. Daha önce strateji oyunu oynadıysan amacı biliyorsundur. Rakiplerine üstün gelmek nihai amaç. Bunu yaparken herkes hamlelerini sırayla yapıyor. Dolayısıyla düşünmek için çokça zamanın oluyor. Acele oynanan bir oyun değil.

Dünya doğal taş, uçar doğal taş, Alibaba doğal taş ve güneş doğal taş var. Hepsi aynı bölgede. Tahtakalede mısır çarşısının arka kapısının ordaki isportacilar sokağında

Sair zamanda içşnden sürekli tekrar edebilirsin. Seni daha rahat edeceğin bir frekansa taşıyacak

Ama esasında abdestliyken okumak çok daha iyi gelir.. dyelim o an alamadın, yine de içinden tekrar edebildiğin kadar tekrar et. Kitap mitap geç boşver

"Sübhanallahi velhamdülillahi vela ilahe illallahu vallahu ekber ve lâ hâvle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm“

Belli 20den fazla kişisel gelişim zırvası okudum 1 tanesi bile işe yaramadı, 1 tanesi yahu.. vakit kaybı..

head-fi

www.ustraveldocs.com

m.facebook.com

bu kaynaklar boyle bir seyden bahsetmiyor. ikincisi direkt olarak senin sordugun degil ama resmi kaynak, ama uygulama benzerdir herhalde.

travel.state.gov

bu ilginc: "If your visa has been damaged in any way, you will need to reapply for a new visa at a U.S. Embassy or Consulate abroad." vize zarar gordu diye yeniden basvuru yaptiran ve yeni bir vizeyi otomatik basmayan sistem pasaport bitti diye hic acimaz.

telefondayım editleyemedim; şurada okumuştum ama too good to be true geldi bana ve googleda da bilgi bulamadım.
seyler.eksisozluk.com

valla eksiseyeler'de her ne yazarsa yaklasimim vizontele filmindeki "sen duyduguna gore yalandir" repligi seklinde.

***

zaten o linkte de turist vizesini yenilemekten bahsetmemis. diger vize tipleri icin istenen belgelere de bakinca zaten tekrar basvuru yapmis olunuyor.

- yeni ve eski pasaportunla beraber seyahat edebilirsin. (Vizenin suresi varken yenilemek manasiz)

- evet ds160 doldurup posta yoluyla yeni vizeye basvurabilirsin (sistemde parmak izin varsa)

Çarşı karışıkken, tek yapman gereken eski pasaport ve yeni pasaportunla beraber Amerika'ya seyahat etmen.

Vizeyi de vizen bitince yeniletirsin. Mülakata girmeden 2 hafta da sonuçlanıyor.

Bunları yazan kişi vize danışmanı.

İki pasaportla gideceksin abd pasaportun bitti diye vizeni yenilemez

ABD’den şengen’e başvuru biraz daha farklı oluyor, evet ancak turist olarak Abd’deyseniz oradan başvuramazsınız. İkametinizin (işinizin, okulunuzun) abd olması gerekiyor.

Kira ödüyorum gostermesen de olur.

peki halihazırda var olan bir şirket için o şirketin içinde işliyor olmam bir yükümlülük veya sorumluluk doğurur mu?

Olur, ben ilk başladığım zamanlarda böyle yapmıştım.

İkinci soruya binaen; hayır.

modeminizin desteklediginden emin olun. ben eski basit modemle 100mbit internetin 20-30'unu alabiliyordum. teknik destegi aradim eleman geldi ve yeni modem almami onerdi. simdi 95 rahatlikla aliyorum.

normalde ben de tam hız alıyordum fakat son 1 haftadır böyle özellikle geceleri, müşteri hizmetlerini arayıp huzurumu kaçırmak istemediğim için açıkçası toplumsal onay almak istedim :p

hayır, 200 mbit'i tam alıyorum.

Hayat adamak ne alaka. Green card çıkana kadar ya da daha uygun iş bulana kadar çalışırsın. Belki 3 5 yıl sürecek. Beğenmezsen de dönersin. Çok zor bir şey değil. Birikimini harcamak yerine risk al. Turist olarak binlerce kişi gidiyor ama orada kalamıyor. İş bulmak önemli bir şey. Çalışanların yaşı sizi ilgilendirmez. Ek iş düşünme bir süre.

Bir kere lojistik zorlu bir iş. Hele lojistik servis saglayici kismini ben hiç sevmem.

Türkiye'de 9 bin lira maaş veren sirket yalan olmasin da çok iyi değildir. Ben İzmir'de o maaşı yeni mezuna veren yerler biliyorum. 9 bin liraya uzman falan olmaz hele lojistikte.

Amerika'da da lojistik islerinde çok adam ihtiyaci var. Lojistikte çalışan adam aç kalmaz, Avrupa'da da böyle ayrı konu. Kısacası oraya giderseniz başka is de bulursunuz.

Ben olsam yasal çalışma olmayan yolu denemem. Böyle bir riski alip cebimdeki parayı yemem yani.

3500 dolar bahsedilen şehir için nasıl bakin. Gerekirse ek is falan yapmazsiniz ama bir sene falan çalışır sonra hop başka şirkete gidersiniz.

detaylara takılmaya gerek yok. soru aslında şu, işsiz ve öğrenci olarak mı amerika’ya gideceksiniz yoksa bu işi yaparak yasal olarak mı? bence çalışarak gitmek her halükarda daha mantıklı.

A) Yasal olarak gidip, Lojistik firmasinda operasyon uzmani olarak calismak
B) Turist ogrenci vizesi alip, yasa disi sekilde kalmak
C) TR'de yogun iste ve sicak bulmadigin 9K maas veren iste calismaya devam etmek

Muhtemelen ilkokul 3., 4. sinif testlerindeki sorular bundan zordur :)


Kacirdigin nokta var mi bir bakalim:

Birlesik devletlerde cebindeki $40.000 cok kisa surede buhar olur. Ozellikle yasa disi isen bu sure daha da kisalir. Gelecek secimde cumhuriyetciler secilirse; seni avlayip, hapse atabilir, sonra da Tr'ye gonderebilirler. Ayrica Birlesik Devletlerde araban yoksa, is de yok. Ehliyeti, sigortasi falan yasal oturum olmadan alinabiliyor mu? Uber yapman icin aracin sigortasi, surucunun uzerine olmasi gerekiyor saniyorum. Hatta yasal oturum olmadan Uber de yapilamiyor saniyorum. Banka hesabi da acamazsin saniyorum. Uzerinde $40.000 ile Birlesik Devletler'e girerken hava alaninda enselenebilirsiniz... Bu listeyi daha da uzatabilirim.

strattera ritalin yada concerta gibi alınca kısa sürede etki gösteren bir ilaç değil. bu yüzden istediğin saatte alabilirsin ama genelde günün aynı saatinde alman ilacı hatırlamana yardımcı olur. ilacın etkisini düzenli kullanımda 15-20 gün içinde görmen lazım.

genelde dehb ilaçları hakkında düşülen yanılgı bu ilacın daha çalışkan-becerikli vs yapacağı ama durum bu değil. dehb ilaçları yapman gereken-başlaman gereken işler var ve süreki bunlardan kaçınıyorsun (sıkılma duygusu) ve daha keyifli uyaranlar (facebook, oyunlar vs) arıyorsan buradaki kontrolünü arttıracak.

o keyifli ve anında feedback aldığın uyaranı kenara bırakıp. sıkıcı olan işi yapabilir hale geleceksin.

fiyatları makul değil pek ancak superbox bakabilirsiniz. belki superonline'ı arayıp sorununuzu dile getirirseniz ve superbox'a geçebilme imkanınızı da sorarsanız yardımcı olurlar bilemedim.

taahhütsün internet bağlatabilir misin acaba turknet gibi? mümkünse en iyi seçenek o

Ben eve internet bağlatamadığım için Vodafone sınırsız mobil internet + sınırsız konuşma paketi yaptırmıştım, 3-4 senedir kullanıyorum şuan ki faturam aylık 190 TL. Telefonu modeme çevirip laptopa bağlayarak kullanıyorum, online oyunlarda lag dahi olmuyor, kaldırıyor internet. Önceden sınırsızdı şuan günlük 100GB sınır getirmişler günde 100GB hayli hayli yetiyor zaten. Yapabilirseniz öneririm ama yeni abonelere 15gb şartı koyabiliyorlarmış taahhüdü iyi okumanızı öneririm.

Eğer kaldığınız yerdeki internet problemi wifi sinyaline uzak olmanız ise bu problemi çözmeyi deneyebilirsiniz. Seçenekler: Oda değişikliği, odanın girişine yakın çalışacak bir repeater ya da bilgisayara antenli ve yüksek verimli bir wifi adaptörü takmak denenebilir.

superonline yılda bir kaç ay dondurabiliyor hizmeti. dönecekseniz böyle yapabilirsiniz. babamlar yazlığa giderken yapıyor ondan biliyorum.

yine turkcell üzerinden 4.5g ile çalışan internet zımbırtısı alabilirsiniz belki onu dondurayım 4 ay böyle kullanayım derseniz bir paket falan oluşturabilirler.

Kullandığın tarifenin taahhütsüz fiyatı neyse o fiyattan ödediğin fatura tutarını çıkarıp kullandığın ay sayısıyla çarpacaksın. Yanı taahhüt sayesinde aldığın indirimi geri veriyorsun.

Örnek: taahhütsüz fiyat 150 lira, taahhütlü fiyat 100 lira. 6 ay kullandıysan 300 lira cayma bedeli ödersin. Önemli olan indirimsiz halının ne olduğu yani.

Asıl maksat para kazanmaksa tercih Almanya yerine ABD olmalı

Bu iki durumda da survival işlerde çalışıp, tükenip sonra ülkeye dönersin. Yazılımcıysan normal yolları dene. Zaten diğer mesleklerde gitmen imkansız gibi bir şey. Diplomalı yazılımcıysan iş ara, kabul alırsan git.

bu kadar veriyle ben de abd derdim mutlaka, ancak kebapçı veya überci olmak dışında bir yeteneğin yok mu diye de ekleyeceğim. günde 15 saat über yaptıktan sonra eve dönüp yazılım öğrenmeye çalışman falan çok ama çok zor. ana paramla iş kurmak demişsin, nerede iş kuracaksın türkiye'de mi? amacın bir süre kalıp dönmek mi? kafan karışık diye düşünüyorum açıkçası.

amerikada uber ve delivery işi eskisi kadar kazançlı değil artık. çünkü herkes girdi o işe. ben olsam almanyaya gider ortamı koklar ve birikim yapıp şube falan açar işi büyütürdüm.

bir de amerikada hemen hop diye über yaptırmazlar. ehliyet alman lazım belirli bir süre beklemen lazım araba alman lazım (eski külüstür arabayla uber yapamazsın) vs. vs.

genel geçer kural şu : anadilini bildiğiniz ülkeye gidin.

Hocam bir hafta önce 2bin sterlin İngiltere vardı o bunlardan daha iyi.

Ben Fransa'da türk kebapçılarda çalışanları gördüm. Vallaha kolay değil yani, bilmiyorum uzaktan güzel geliyor olabilir. Açıkçası yurtdışında türk yanında çalışmak kolay değil.

Bu arada sizi yanlarına nasıl işçi olarak alacaklar anlamadım? Almanya garson için Türkiye'de gelecek kişiye çalışma izni vermez gibi, sizin kendi çalışma izniniz mi var?

Cevabi Hollanda’dan vereyim.

Silikon vadisindeki firma HQ’da birkac ay gecirdim, gelir misin dediler gitmedim. Inan cok yogun calisiyorsun ve para birikmiyor Amerika’da. Birak kacak calismayi normal calisirken bile birikmiyor otesi ilk hastalandiginda evsiz kaldigin anlamina geliyor.

Almanya olabilir, genelde kacak gelenlerin hayati cok iyi degil o yuzden guzel guzel soyleyeyim, EVS yaparak Avrupa’ya gelmeye calis(yas siniri 30 o yuzden hizli davranmak lazim) gittigin ulkede basvuru yapmaya basla hizlica. Ulkede legal kalmak cogu kapiyi araliyor, super hayatin olur mu olmaz mi bilmem ama en azindan devletin sefkatli eli(!) uzerinde olur permanent residency aldiktan sonra basina birsey gelirse

teorik olarak vakıf'ta geri limit yükseltmede sorun olmaması lazım ancak bankanın limit politikasındaki bir kurala takılabilirsiniz ve şubeye başvurmanız gerekebilir. esas sorun vakıf'tan kart limitini düşürürken müşteri limitinin düşürülmesi gerekir, bazen banka kart limitini düşürüyor ancak müşteri limitini düşürmediği için başka bankada yine limit alamıyorsun. vakıf tan limit düşürürken buna dikkat etmeniz gerekir, uygulama üzerinden limit işlemini yapmak yerine çağrı merkezi üzerinden limit düşürmeyi yapmanız daha sağlıklı olacaktır. o zaman başka bankada limit açılmasını istediğinizi belirtirsiniz.
teb de açılan limiti hemen göremeyebilir, 1 iş günü falan beklemek gerekebilir.

5 sene icinde pasaport alabiliyorsan edecegin maddi zarara degebilir.

pasaport yok kalıcı oturum izni imkanı var fakat yine sponsorla bir iş bulmak gerekecek.
edit: 6.senede vatandaşlık hakkı başvurusu varmış.

Açıkçası İngiltere'nin içinde bulunduğu enflasyon ortaminda 5 sene değişmeyecek maaş çok ciddi sıkıntı.

2 bin sterlin baya kötü maaş. 1-2 sene neyse ama 5 sene... Benim iyi maaş alan arkadaşlarım bile enerji ve benzin sebebiyle dikkat etmeye başladılar, siz nasıl yaparsınız bilmiyorum.

ne güzel seçenekleriniz var ya ben içten içe çürüyorum. Ya 2000 sterlin kıtı kıtına nasıl yetiyor ya benim yeğen hem hayatını yaşıyor hem de bundan az kazanıyor bildiğim. Arkadaşlarımın %80' i orada. Hepsi beni mi yiyor? Paylaşımlı eve 800 sterlin veriyor benim yeğen. Rivayet odur ki 100 sterlin aylık mutfak masrafı. Keyfe de harcadığı para var bir de kredi çekti MacBook Pro aldı 2000 sterline. Bilemedim Altan. Ben de başvurmuştum Facebook grubunda bir kadın şöyle yazmıştı; " Buraya zengin olma hayaliyle gelmeyin ama şunu bilin ki yediğiniz içtiğinizden haberdar olursunuz." Burada EU nun yasakladığı ilaçlar satılıyor, SAR değeri yüksek telefonlar TR piyasasında. Algida dondurmanın bile içeriği burada farklı var sen düşün. O kadar orada kalıp vatandaşlık nasıl olmaz şaşılacak iş?Yeğen şey demişti yılbaşında kapımın önünde arkadaşımla muhabbet ediyordum ve yanımızda 5 kişilik erkek bir grup vardı, sıkıntı çıkmayacağını bilerek yaşamak çok güzel demişti. "Önümüzde duran arabalar yeni yılımızı kutlayıp partiye gidiyoruz katılmak ister misiniz?" diyormuş. Bol şanslar.

kacirdigin nokta olsun olmasin, birazdan 2000 sterline krallar gibi yasiyorumcular gelir, moralini duzeltir.

@guitarissimo; eğer 3 kişi ile beraber falan yaşanırsa ya da kötü yerlerde yaşanırsa ya da şehirden uzak olursa tabiki. Nasıl yaşamak istediğinize bağlı. Kisi hayat kalitem düşecek demis, buradan şu an 3-4 kişi ile ev paylasmadigini düşünüyorum.

Neyse, numbeo'ya sordum; benim alacağım zam ile olacak maaşımın londra değeri 5 bin pound. Bu mantığa göre 2bine öyle güzel bir hayat yasatmaz.

Bu arada mutfağa 100 pound harcayan kişi ne yiyor bilmiyorum.

Bu arada yegeniniz nerede yaşıyor bilmiyorum ama Avrupa'da bazı yerler hiç de öyle değil. Bir arkadaşı evine bırakmak için bir mahalleye girdik de arkamızdan şişe atmislardi araba pahalı araba diye.

@logisticmanager 13 Hollam House, Denmark Road N8 0LS Hornsey Mevzunun geçtiği ev burada. Çok garip oradan gelen adam sen burada 1 tl kaybetsen sana koymaz ama ben orada 1 pounda 2 kruvasan 1 fincan filtre kahve alyorum demişti. 2 sene önce Ankara Anlaşmasıyla başvururken arkadaşlarım + yüzlerce youtube kanalı ki hala duruyordur o videolar 100 sterline seperti delicesine dolduruyor bunun hesabını yapıyorlardı. Neyse ben zaten bu bilgileri verirken başkalarının deneyimleri aktardım gidip görmediğim yaşamadığım yer ben bilmem. Kalsın o zaman burada.

@guitarissimo, biraz abartmışlar. 2014'te sadece kahveye 2 pound verdiğimi hatırlıyorum 2 kruvasan + kahve alması imkansız. (belki pastanelerde akşam %50 indirimli satılan şeyleri alıyorsa falan)

Londra için az para bence.

@guitarissimo; vallaha kruvasanin memleketinden bildiriyorum, ben daha 1 euroya iki kruvasan görmedim. Acayip ucuz, dandik bir yer heralde ya da marketten endüstriyel.

Verdiginiz adresi google'a yazınca social housing çıkıyor.

Bu arada 100 pound/euro dolmaz demiyorum ama haftalık dolae, aylık da alinacak şeyler ve kalitesini sorguluyorum. Yani hadi İngiltere fransa'dan daha ucuz olsun; iki sn Google yazınca pirinç, kuru fasulye, havuç falan yiyip ayda 100£ yaşarsın diyorlar. Bu hayat degil. Buna ek olarak dediğim gibi Avrupa'da en çok etkilenen yerlerden biri İngiltere enflasyon ortaminda.

Paylasimli eve okeyse yasayabilir. 750pound civarinda paylasimli ev bulabilir herhalde. Aylik kisi basi artik 130-150pound falan oluyor market alisverisi.

Kiradan sonra en buyuk gider ulasim olur, tube'a binersen gunde 6-7pound falan verirsin zone'a gore.

Yillik enflasyon 2-3yil boyunca yuksek kalacak diye konusuluyor, yilbasinda %18e cikacak diyenler var. Bu yuzden sabit maas pek hos degil.

Skilled worker visa ile geleceksin muhtemelen, burda da is degistirebilirsin ayni yerde kalmana gerek yok :) sirket degistirsen de ulkeye ilk giris tarihinden itibaren 5.yilda suresiz oturum alirsin, suresiz oturumdan 1 sene sonra da vatandaslik olur.

sponsorluk diyorsun da orada çalışırken başka bir firmadan sponsorluk alma ihtimalin de var. ben onu düşünerek kabul ederdim.

@logisticsmanager social housing nedir bilmiyorum. Oraya bir şeyler sipariş etmiştim zaten adresi öyle buldum. O ev Gbp 500 gibi bir şeydi. Şimdi Gbp 850 ye bir evde kalıyor hatta sahibi Kıbrıslı. Ben dediğim gibi bana söylenenleri söyledim. @fakyoras geldi üç aşağı beş yukarı çat çat benim söylediklerimi söyledi. Belki o oradadır bilemem ama para biriktirmek istedikten sonra o çile çekilir gibi. Ayrıca da 6. senenin sonunda vatandaşlık varmış (eğer doğruysa) güçlü bir pasaport da cabası.

2000gbp nin vergiden sonraki maas oldugunu umuyorum. UKde genellikle brut-yillik olarak soyleniyor maaslar...

Firsatiniz olduguna gore gidip deneyin derim. Tesbitlerinizin hepsi cok dogru. Amac TR den cikip hava degisimi ise denemekte yarar var. Londra disinda yasayip evden calisarak ulasim masraflarindan kismak vs gibi faktorlerle eliniz biraz rahatlar. Ama LON-IST ucak biletlerinin gecen 1-2 seneye gore asiri pahalandigi su siralar 5 sene maas artist almamak bir sure sonra sizi hayal kirikligina ugratabilir.

Bol sanslar

Kanada'dan donen arkadasim oldu. Ben de Amerika'dan dondum ama cok uzun zaman once.

kanada'dan kesin donus yapan 10-15 kisi/aile taniyorum.
pisman misin sorusuna evet yanitini veren olmadi bir kisi haric. O bir kisi de tekrar kanada'ya geri geldi.

genelde sebepler:
1 - meslegini icra edememek, onune bir suru set cikmasi.
2 - maddi tatminsizlik.
3 - manevi tatminsizlik
4 - toplum icindeki konum kaybi
5 -hayallerle gerceklerin birbirini tutmamasi

vs

Evlenip Kanada'ya giden orada çocuk yapan ona rağmen boşanıp geri dönen bikaç kişi tanıyorum, Kanada sıkıntılı bir yer sanırım.

Fransa ve Abd'den dönen tanıyorum.

Akrabalarla, sülaleyle çok içiçe yaşama alışkanlığı olanlar dışarıda tutunamıyor.

benim gözlemim bu.

dedem var 70lerde calismak icin gittigi almanya'dan dönmüş. dedeme tum torunlari olarak bu konuda biraz kirginiz -_-

sebebi burada devlet memuru olarak gununu gun ederken almanya'da fabrikada isci olmanin daha cazip gelmemis olmasi.

ben de böyle birkaç kişi tanıyorum, yurtdışında yaşamak zor, her şey para değil. özellikle türkiye’de durumu iyi olanlar doğal olarak daha çabuk pes edip ne uğraşıcam lan bunlarla diyerek dönüyorlar. aileleri yaşlandığı - sağlık problemi yaşadığı için dönen de iki ayrı kişi tanıyorum, o da bir kriter.

Ben minimum 1,5 defa gidip, döndüm fakat sonunda temelli taşındım yurtdışına

Amerikaya gidip orda yapamayıp baska ülkeye giden tanıyorum ama temelli donen tanımıyorum.

Yani temelli döndü mu bilmiyorum da almanya sonrası İsveç derken şimdi döndü. Ama sağlık sorunları falan da var ondan olabilir.

Onun dışında master yapmaya gidip iş bulamayip dönenler var. Ama daha başka is bulup vs sonra dönen görmedim, duymadim.

avrupa'da tanıdıklarımın yarısı türkiye'ye döndü veya ülke değiştirdi. türkiye'ye dönenlerin sebebi genelde iş bulamamak, özellikle corona zamanında öğrenci vizesiyle kalanların büyük çoğunluğu mezun olduktan sonra işsiz kaldı çünkü. ülke değiştirenlerin de en büyük şikayeti avrupa'nın gelenekçi özellikleriydi bu yüzden amerika ve kanada gibi ülkeleri tercih ettiler.

eğitimin ücretsiz olduğu avrupa ülkelerine master için giden insanlar çok arttı mesela, aynı sınıfta bile bir sürü türk bulmak mümkün. bunun sonucu olarak yine işsizlik problemi sebebiyle dönen insanlar daha çok olur diye düşünüyorum.

Valla benim baya var ya. Şöyle bi düşündüm, ABD, Avrupa ve Avustralya'dan geri dönenler var. Yazılımcı bunların hepsi.

TR'de iyi bi standart tutturabileceğine inananlar dönüyo. Para daha kıymetli, rekabet daha düşük, insanlar daha sosyal, iş yapmak daha kolay vs. Hepsinin başka başka sebepleri var.

dolaylı ve doğrudan en az 30-40 kişi var ydışına giden bildiğim. bir tanesi bile henuz geri dönmedi.

gidenler ağırlıklı olarak hollanda, almanya ve ingiltereye gitmişlerdi.

sıfır ya da 2. el motorsiklette yazın fiyatlar şişiyor, özellikle 2. elde yüzde 30 artış oluyor.

bayilerde motor yok :)

Normal sartlarda yaz donemi fiyatlar artar, kisa dogru biraz geri cekilir. Ama mevcut ekonomik durumda bu akis devam eder mi bilmem. Ben de ehliyet alma arefesinde biri olarak ayni sekilde kararsizim.

tamamen aynı hareket ediyor. bayilerde motor yok+1. insanlar sıfır motosiklet alıp garajına koyup bir hafta sonra 30-40bin fazlasına satışa koyuyor..
alma niyetiniz varsa alın derim. hiç düşmüyor, sezondan bağımsız olarak artıyor.
ben de motosikletimi yaz sezonunda satmayı düşünüyordum ama fiyat sürekli arttığı için sezonu da motosikletli geçirip sonrasında satacağım.

trello dan kanban board oluşturun hocam ben öyle yapıyorum

yeni bull'a yaklaşınca o tür şeyler görmeye başlayacağız. Ben 2024'ten erken olmaz diyorum ama kişisel tahmin. (2.8 trilyonluk piyasadan 900 milyara geriledik, herkes korkuyor)

Geçen yıllarda DeFi projeleri alevlenmişti bu sene/seneye yeni bir senaryo/trend bişey çıkarsa takip etmek lazım ama.

Yatirim olur mu bilemem, sonucta masraflari var arabanin. Kredi ile alacaksan kasko falan da yaptirman gerek. Kredi dosya masraflarini da hesaba kat.

Takildigim sey, arabayi arada kullanirim demissin. 0 araba ile 300 km yapmis arasinda fiyat farki olur. Satmak maksadiyla alacaksan hic kullanma derim. 300 500 km icin baya zarar edersin.

Ek bütçe çıktı, birisi hesaplamıştı kişi başı 12.500 TL ödemesi gerekiyordu, bu benzinden gelecek ötv'den gelecek.

brent ve dolar düşüşü fiyatlara yansımadıysa demek ki vergi geliri artıyor.

Şirketlere doların varsa kredi çekemezsin deniliyor yarın başka neler gelebilir, dolarını bozana ucuz ev kredisinin bir sonraki adımını tahmin ediyorsunuzdur umarım.

çip krizini burada logistic manager isimli arkadaş açıklamıştı, 2 sene daha devam eder diye yazdıgını hatırlıyorum.

Ben de sen gibi düşünüyorum hatta sıfır araç verecek bayiyi bana da paslasan süper olur, bayiici tanıdıgım yok.

Burada en büyük çekincen şu olmalı, seneye haziran seçim yapılır ve millet ittifakı kazanırsa dolar düşmeye başlar deniliyor o zaman da arabalar ucuzlar. Tabii bu bir senelik dönem. Bu yüzden arabayı alıp 9 ay gibi seneye mayısa kadar tutmayı ben de düşünüyorum veya küçük bir ev, sitede, her zaman çabucak gidebilecek bir yerde.

sıfır araba almana hiç gerek yok. git elindeki nakit fiyata göre temiz ikinci el araba al kullan sonra masrafların artı güzel bir karla satarsın, sıfır arabada hiçbir avantajı kalmıyor. hatta kullanmıyorsan direk kapalı bir garaja koy dursun. inanılmaz derecede değerleniyor.

Seçim sonrası hükümet değişince döviz ciddi oranda düşecek. Dövizdeki düşüş araç fiyatlarını düşürür. Seneye kâr da olmayabilir hatta eksiye bile geçebilirsin.

arsa al.

Bir çok kez cevaplandı bu soru ama tekrar cevaplayalım, her ne şartta olursa olsun otomobil bir yatırım aracı değildir tabi eğer bu işin ticaretini yapmıyorsanız. Şöyle anlatayım, bugün bir otomobil aldığınızda kapınızın önünde yatırsanız dahi durduğu yerde masrafı var, bir de üstüne kullanıyorsanız, yakıt gideri, kasko gideri, mtv'si, bakım ücreti, cezası, vb bir sürü gideri oluyor.

Ayrıca yatırım amacıyla aldığınız için her an korkuyla kullanıyorsunuz, birisi gelip sürtse, çarpsa değeri düşüyor.

Diğer taraftan bir yanlış algı var, 400 bin tl'ye aldığınız araç 1 sene sonra 1 milyon tl'ye çıkınca kar ettiğinizi sanıyorsunuz ancak işin aslı hiç de öyle değil, otomobil döviz bazında aslında aynı değerde belki de daha da altında, araç değer kazanmadı TL değer kaybettiği için böyle bir yanılgı oluşuyor.

@solo iyi diyorsun da adamın arabası var ve yatırım için ikinci arabayı alıp TL kredi çeken birisi için bu yatırım olmuş olmuyor mu?

Bence buradaki en temel etken seçim sonrası dolar düşüşü veya araba alım satımına evlerdeki gibi beyana tabi tutup vergi alınması.

gayrimenkul sermaye iradı gibi arabalardan da bunu alabilirler.

@liberal, Aracı hiç kullanmasanız dahi yılda 2 kez MTV ödüyorsunuz bir de üstüne zorunlu trafik sigortası yaptırıyorsunuz. Diyelim aracı aldınız 1 yıl sonra satacaksınız 1 yıl sonra da aracın fiyatı 2 katına çıkmış olsun, geçmişe dönüp bakarsanız son 2 yıldır bu durumu yaşıyoruz örneği ortada, araba alırkenki dolar kuru ile bir köşeye o arabaya harcadığınız para kadar dolar koyun bir yandan da araba dursun hangisinin daha fazla kazandırdığına bakın. dövizin ya da altının daha fazla kazandırdığını görürsünüz.

Araba ya da Ev nasıl iyi bir yatırım olur onun da örneğini verelim, Krediyle alarak TL borçlanmak. Elinizde 1 Milyon TL var diyelim, bunun tamamı ile otomobil almak yerine krediyle otomobil alırsanız, TL'nin değer kaybından dolayı ödediğiniz kredi taksiti kuşa döner cebinizdeki TL'yi de alternatif başka bir yatırım aracıyla değerlendirip aylık ödemelerinizi bu paranın getirisi ile öderseniz işin sonunda değer korumayı geçtim ufak bir kar bile edebilirsiniz.

Bu yazdıklarımdan dolar alıp koymak iyi bir yatırım aracı anlamı çıkmasın çünkü o da iyi bir yatırım değil.

YTD.

Bu parçayı bilmiyorum ama bu parça ile röle kontrol edilir ve onunla aç kapa yapilirt.
Arayacağınız şey röle
Kibrit kutusunun yarısı kadar bir parça

www.robotistan.com

İncelemedim ama sanırım bu

Resimde bulunan modül kendisine gönderilen bilgiyi seri olarak çıktı verir. Yani devamlı 1 olarak kalmaz. Ancak bir röle modülünü kontrol için kullanılabilir. Modül diyorum çünkü tek başına röleyi kontrol edemezsiniz o alıcıyla. Alıcıdan gelen veriyi dekode edip röleye 1 veya 0 bilgisi vereceksiniz. Su kaynayınca otomatik kapanması için bir sensör de kullanmanız gerekecek

Öyle olmaz o iş.

Öncelikle Alıcı verici modülü RF sinyalini alıp vermek için kullanılan bir modül zaten doğrudan o modüle o aç kapat işlemi yaptıramazsın. Devreyi açma kapama işini Röle yapar, öncelikle röleyi sürmek için bir devreye ihtiyacın var bu RF modüllerini kullanabilmek için, onu da araya bir arduino koyup yapabilirsin de buna da gerek yok zaten kendinden kumandalı Röle modülleri var.

Al sana bir örnek :
www.elektrobo.com.tr

Hiç bir şeyle uğraşmana gerek yok hazır kumandalı röle sadece RF değil Infrared kullanıyor.

Ha yok ben illa RF olsun istiyorum dersen al bak bu var :
www.robotistan.com

Kumanda ile bir röleyi röle ile de bir "kontaktör"ü kontrol etmek en sağlıklısı olur.

Verilen linklerdeki devreli röleler su ısıtıcıda cayır cayır yanar, kısa sürede kontaklar erir ve devre bozulur.

Yüksek watt çeken elektrikli aletlerde "kontaktör" kullanılmalı, bu kontaktörü de bu tür bir küçük röle ile sürebilirsiniz.

Yani pratikte sizin düşünce pek mantıklı değil, estetik olmaz kurulan sistem. Baya da maliyetli olacaktır.

Verilen linklerdeki ürün tipi ile 180-200 wattlık bir ışıklandırmayı kontrol etmeye çalıştım, bir süre sonra devre üstünde yanan kompenantlar oldu.

Su ısıtıcı gücünü siz hayal edin.

John Bloor +1

Kontaktör yerine optokuplör ile triac da kullanılabilir ama kontaktör gibi tak kullan olmaz. Bir de kaynadığını nasıl algılayacaksınız?

yukarıda genel hatları ile röle modülü ve röle kullanılarak nasıl kontrol edileceği anlatılmış. ancak bunları yapsanız bile güvenli olmaz. zira kettle anahtarları, kaynama sonrasında kapanacak mekanizmaya sahiptir. siz bu anahtarı iptal edip uzaktan aç/kapa yaptığınızda, kaynama sonrasında anahtar otomatik kapanmaz. eğer unutursanız (ki çok normal ısıtıcıyı kapatmayı unutmak) hem gereksiz çok fazla enerji çeker, hem de su buharlaşıp biterse en iyi ihtimal ısıtıcı eleman bozulur (yangın bile çıkabilir). o yüzden hiç bu işe girişmeyin bence.

düşündüğüm kadar basit bir iş değilmiş fakat öğrenmiş ve fikir sahibi olmuş oldum. teşekkürler cevaplar için.

Çıktı alırken yazıcı özelliklerini seçebildiğiniz yer var. Buradan kağıt boyutu seçilebiliyor. Fotoğraf kağıdı seçip sonrasında boyutu a4 olarak ayarlamanız lazım.

@sevilen progressive türkücü, onu yaptığım zaman da aynı hatayı veriyor, dediğim gibi sorunsuz çıktı sadece letter size seçince oluyor öyle olunca da a4 kağıdın büyük çoğunluğu boşa gidiyor ve fotoğraf boyutu zarf boyutunda çıkıyor.

Hocam peki ayarlardan fotoğraf yazdırma ekranından mı yapıyorsunuz yoksa genel ekrandan kağıt türü, boyutu seçilen yerden mi yapıyorsunuz? Eskiden canon kullanıyordum net hatırlamıyorum ama fotoğraf çıktısı için ayrı sekme vardı şeklinde hatırlıyorum. Bu sekmeden yapmayın. Direkt genel ayarların yapıldığı sekmeden yapın. Ekran görüntüsü eklerseniz belki daha iyi yardımcı olanlar da çıkabilir.

ekledim hocam görüntüleri.

"Ortak kullanılan ayarlar" yazan yerde standart seçip sonrasında ortam türünü glossy photo paper, kağıt boyutunu da a4 seçip denediniz mi hocam?

şimdi denedim yine aynı hatayı veriyor. 4102

Son bir şey daha aklıma geldi. Sayfa yapısı kısmında da benzer ayarlar varsa onları da denemenizi öneririm. Başka da aklıma bir çözüm gelmiyor hocam.

@sevilen progressive türkücü, olmadı maalesef teşekkürler yine de ilginiz ve yardımınız için.

Bazen sürücüyü kaldırıp yeniden yükleyince bu tür sıkıntılar çözülebiliyor, farklı bir kaynaktan edineceğiniz yeni bir sürücü ile yeniden kurup deneyin.

belki bir iki ay hediye 200 mbps gibi bir şey vardır kampanya vs.

İlk ay hediyesi olabilir. Ben de 25 mbps bağlattığımda ilk ay boyunca 100 kullanmıştım.

çok iyi altyapısı olan bir binada mı oturuyorsunuz? evinize kadar fiber ucu geliyor ve fiber dönüştürücü modemden, normal modeme bağlanacak şekilde çift modem mi kurulu?

bu tarz çok iyi altyapılı sayılı binalarda internet normalde satın aldığınızdan 2 kat kadar yüksek hızları bulabiliyor ama 3 kat farkı ilk defa duydum.

ben 25mbps superonline kullanıyorum, 60mbps hız alıyorum stabil.

Bende de birebir aynı durum var.

www.speedtest.net

İnternetim yeni değil, 6 yıldır S/O fiber kullanıyorum. Bu tarifeye de geçeli 1,5 yıl oldu. Bazen bağlantıdaki gibi 200+ sonuç alıyorum, bazen 100 MBit. Ama 200 aldığım zamanlarda indirme hızına bakıyorum maksimum 12 MB/sn oluyor.
speedtest.net muhtemelen yanlış ölçüyor. Şuralardan bakınca 100-110 gibi çıkıyor:

fast.com
www.hiztesti.com.tr

yeni bağlatınca öyle oluyor, sonra yavaşlıyo ve saat başı kopmalara yaşayabiliyorsun yoğunluğa göre

hangisi ucuz ise o benim tercihim olur. bir de ikisi de fiber değil mi? ikisi aynı altyapıyı kullanmıyor genelde. 2 farklı fiber altyapısı da var mı sizin orada. bizim burada superonline var mesela sadece fiberde.

buzdolabından anlamam swh. l koltukta burada satanlar oluyor arada görüyorum ya da başka yerde 2.el temiz bulunur bence.

üçüncü bir alternatif olarak, eğer varsa turknet.

Turknet, yoksa Superonline.

Sahibinden’e koy, fiyatı iyi belirlersen illa alıcısı çıkar.

Hayyam’da makine sattığım oldu ama normalde satabileceğinin biraz altına veriyorsun mecbur, adam da karla satacak çünkü. Zamanın yoksa bu yola gidebilirsin varsa ilan koy bekle biraz.

@nkh fiyatı belirlerken neleri kıstas almak lazım, shutter sayısı, kozmetik temizlik başka spesifik bir değer var mı?
iş amaçlı gittiğim için sahibindenle çok ilgilenemem diye düşünüyorum.

bu arada hayyamda dükkan tavsiyesine açığım satış için.

Anladım. Valla ben sahibindene ilan koymuştum Hayyam'dan biri lensi almak için aramıştı(o set olarak birine satacakmış falan), giderken makineyi de götürüp göstermiştim uygun bi fiyata anlaşmıştık. (ben 14 bin düşünüyordum 13 bin tl'ye vermiştim ama mesela)

Orası daha çok Sony alan satan bir yerdi adını tam hatırlamıyorum, ikinci katta küçük bir dükkandı. Kimi Canon Nikon, kimi Sony vs. ayrılmış da olabilirler. Gidip birkaçına makineyi gösterip fiyat teklifi almaktan zarar gelmez bence.

Önceden fikir edinmek için de sahibindende aynı makine ve lens illa vardır, temiz olan ne kadar eski-pis olan ne kadar bakarsan bir fikir edinirsin. Shutter sayısı önemli zaten o adamlar da bakar, kozmetik olarak düşmemiş olması hasar almamış olması vs. önemli. Lenslerde bir sıkıntı var mı autofocus düzgün çalışıyor mu odak halkası düzgün dönüyor mu vs. onlara bakarlar. Kutusu kılıfı bilmemnesi varsa onları da götür. Ben baya her şeyi kutuyla kitapçıkla full halde vermiştim.

motorla aştiye gidip otobüs muavinlerine sorman gerek. yolcusu az bagajı az otobüs, biraz para verirsen alırlar.

Otobüs bagajına verilmez bence, zaten bagajda bavul çoksa almazlar; bavul az ise de motoru bağlamak gerekir yoksa hem bagajı mahveder hem de motor pert olur.

Star Oto'ya git ve sor bence. Onlar yol gösterirler. Ank-İst arası motor taşıtan başkaları da vardır onlarla beraber gönderirsin.

g.page

facebookda nakliyeci grupları var. oralara parça yük şeklinde yazarsanız zaten o yöne gidecek kamyoncular çok uygun fiyata götürür.

bursa'dan konya'ya çekici ile araç göndermiştik.

Otobüs altına normal motor bile veriliyor, 50 cc çok daha rahat gider.

motoru uzun süre yan yatırmak iyi değil, yağ gitmemesi gereken yerlere gidebilir, sağından solundan sızdırabilir, yakıt akabilir. yan yatırmadan otobüs altında gidebilecekse olabilir.

nakliye firmalarına gidebilirsin, parça yük olarak sorabilirsin.

outlet reyonu var ya oraya koyuyor olsa gerek.

eğer üründe ciddi hatalar varsa bu hatalı ürünleri sıfırmış gibi yapan işletmeler var onlara gidiyor bu işletmeler marka fark etmeksizin ürünleri rötuşlar ile sıfırmış gibi yapıyorlar bunun içinde bir fatura kesiyorlar

bu ücret makul ise ürün buraya gidiyor yoksa üreticiye geri gidiyor.

Sifir yepisyeniyse stoga degilse mix pallet yapip satiyor toptan

Yenileyip tekrar satıyorlar. Bir ara o kadar kötü duruma geldi ki (Amazon'un aslında iyi olan iade poliçesi ama berbat kalite kontrolü bir araya gelince) Amazon yerine Hepsiburada'dan falan alışveriş yapıyordum. Aldığınız ürünlerin yorumlarını okuyun genelde şikayetler oluyor kullanılmış vs diye.


NORMALDE, üstteki suserların dedikleri doğru.

kullanıcıların yorumlarına bakılırsa iadeleri aynen satışa koyuyor. forumlarda amazondan kullanılmış ürün gelen yüzlerce insan var. kişisel bakım ürünleri bile kılıyla gelmiş. (amazon.com.trden bahsediyorum)
ben sadece kitap aldığım için kişisel yorum yapamıyorum.

Ya uzun bi cevap yazıp sildim. Özet geçmek gerekirse: uygulama geliştirmeye başla, ihtiyacın oldukça öğren.

Ama konuların temelini bilmeden nerede neye ihtiyacın olduğunu nasıl anlayacaksın? Bir şeye ihtiyacın olduğunu nasıl farkedeceksin yani? Bu sorunun cevabı yok. Sanırım üniversite bu işe yarıyor, bilen birileri mentörlük ediyor bi bakıma. Ama oturup "üniversite oku" demek saçma bi cevap olacağı için bu soruya mantıklı bir cevap bulamıyorum.

Algoritma olayının sonu yok çünkü. Çok özet bir cevap vermek gerekirse:

1- Computation temellerini öğren (opsiyonel)

2- Temel veri yapıları ve algoritmaları oku, sonra da implement et
temel veri yapıları: array, linked list, tree, graph
temel algoritmalar: search, sorting, tree balancing, graph traversal

3- Algoritma karmaşıklığı nedir, nasıl hesaplanır, big-o notasyonu nedir bunlara bak

4- JS'in temellerini öğren. Piyasada herkes kod yazıyor ama "this" tam olarak ne işe yarıyor, event loop nedir, değişkenler ram'de tam olarak nasıl tutuluyor falan bilen az.

5- Bolca pratik :)

plutongezegendegilmi gayet güzel özetlemiş. Bence de önemli husus veri yapıları ve algoritmalar üzerinden hangi dil olduğundan bağımsız bir yazılım nasıl çalışır onu anlayabilir hale gelmek. Sonrasında gidip basit açık kaynaklı uygulamaların kodlarına bakıp ne döndüğünü anlamaya çalışarak da o veri yapılarının nasıl kullanıldığını, algoritmaların nasıl uygulandığını görürsünüz. Bundan bir adım sonrası da Object Oriented Programming özelinde class nedir, object nedir vb. gibi temel şeyler olabilir.

roadmap.sh bu site sorunun tamamını karşılayacak şekilde yapılmış bence.

learntocodewith.me bu konuda gördüğüm en başarılı içeriklerin olduğu site.

Bir bakın derim, kendi başına sıfırdan öğrenmiş biri hazırlıyor siteyi.

Normal bence. Tower kasada hava sirkülasyonu cok rahat yapilabiliyor fakat laptopta gpu yu sogutmak icin pek fazla alan yok. O yuzden hem ince olsun hem taşınabilir olsun istendiginde, cok yuksek hizlarda fan sesi, suan icin kacinilmaz bir sonuç.

Bende msi gs60 var, uçak kaldiriyorum sanki oyun acinca.

Kalin kasa laptoplarda belki biraz daha azdir.

Cozum olarak kulak ustu kulaklik kullanmak veya noise cancelling ozellikli bir kulak ici kulaklik kullanmayı deneyebilirsiniz.

Veya misal lol oynarken o kadar ses yapmasına gerek yok, fan hızını sınırlayan yazılımlar var, onları araştırabilirsin.

Edit: overclock yazılımları ile işlemci ve ekran kartını sınırlamak da işe yarayabilir fakat sizin sorunuz, bunun normal olup olmaması ise, evet normal yani.

Çare clock hızını sınırlamak, turbo modunu vs. kapatıp base frekansta çalıştırmak cpu'yu. Performans kaybı olmadan 90-95 derecelerden 60-65'lere rahat düşüyor bende bu şekilde turbo 5 ghz'yi kapatıp base 2.6 ghz'ye geçince.

laptopunuzda ufak tefek tek bir fanla soğumaya çalışan bir ekran kartı var çünkü. oyunu açtığınızda ekran kartına güç verilip performans beklendiği için de fan dönmeye başlıyor. masaüstünüzde bilgisayarınızda yayılmış bir şekilde daha iyi ısı yönetimi yapabilen, 2 veya 3 fanlı ekran kartı vardır muhtemelen. çoğu nvdia ekran kartı sıcaklık 50 dereceye çıkana kadar fanı döndürmez bile. döndürse de 2 veya 3 fanlı olduğundna devir sayısı laptoptaki kadar olmaz. bu nedenle de ses yapmaz. kasa içindeki hava sirkülasyonu da malum hacim farkından dolayı daha iyi olduğundan daha az devirle soğutabilir ekran kartınızı. aşağı yukarı her laptopta oyun oynadığınızda fan sesi olur. masaüstü pclerde ise ne kadar fazla fan var ise soğutma daha az devir gerektireceğinden daha az ses çıkarır çoğunlukla. tek fanlı ekran kartları bu nedenle daha ucuzdur. fan devri fazla olduğundan fazla ses çıkarır.


2. soruya cevap: eğer ekran kartınız soğuyabiliyorsa problem yok. tabi ki her oyun oynadığınızda ekran kartının ömründen yiyorsunuz ama öyle ölçülebilecek bir şey değil bu. belli nedenlerle soğuyamıyorsa(laptopun soğutma tasarımı kötüdür, sıcak hava çıkışı yeterli değildir/tıkalıdır vs.) ise ömrünü daha çabuk tüketirsiniz. transistörler zamanla ısıdan yamulmaya başlar çünkü. yamuldukça da performansı düşer.

bunu anlamanızın yolu da yazılım indirip oyun oynarken ekran kartı sıcaklığını canlı olarak görmenizdir. fan sesi geliyor ama kart maksimum 70-80 derecelerde kalıyorsa problem yok. 80+ hatta 90 civarlarına geliyorsa belli ki soğutma yeterli değildir, zarar verebilirsiniz, ömrünü kısaltabilirsiniz. (sıcaklık miktarlarını masaüstü pclere göre aldım bu arada)

Incognito diyorum. Tamamen psikoloji ile ilgili değil yalnız, nöroloji psikoloji ve biyoloji ile ilgili. Bi bakın isterseniz.

doğrudan kitap veya film öneremiycem ama "duygusal dayanıklılık" ve "duygusal çeviklik" konularını araştırmanızı öneririm.

Amy Morin'in 13 Things Mentally Strong People Don't Do kitabi olabilir.
Grit de olabilir belki.
Ne kadar aradiginiz sey bilmiyorum ama Russell Brand'in Recovery kitabini da tavsiye ederim.

Amy Morin ve Grit muhtemelen Turkce vardir. Recovery'i bilemiyorum.

foto yok.
rahatsız olursan yolla. ben olsam göndermezdim ama görmek lazım tabi

Ben değiştiririm. Böyle durumlarda içime bir "hoşnutsuzluk"(?) doluyor, diyorum ki şimdi bunu yollasam gitmesi gelmesi bir süre alacak, ayrıca ya gelen monitörde ölü piksel çıkarsa..." vs. vs.

Sonra içimdeki anneyi çıkarıp, "Evladım bu böyle kullanılmaz." dedirtiyorum. "İade hakkın var, ürün kusurlu daha ne olması gerekiyor? Bunun köşesi yamuk 300 lirasını iade edin bari desen edecekler mi sana? yok. E sen niye bunu böyle kullanasın?" deyip iade sürecini başlatıyorum.

amazondan alacağın elektronik eşyaları koşulsuz iade edebiliyorsun. 1 ay geçmediyse geri yolla. sıkıntı çıkarmazlar.

iade et, yenisini al. kafan rahat olsun. ayrıca para verip ürün alıyorsun sonrasında dilencilik gibi oluyor hediye çeki verin bari filan demek.

Valla ben olsam iade ederdim sıfır ürünü defolu kullanmak istemem.
Amazon bazen iadelerde bu problem kullanımı etkiliyor mu diye sorup bir miktar para iadesi teklif edebiliyor ürün iadesi yerine. Ama bunu siz teklif ederseniz kabul etmezler, onlardan teklif gelirse gelir.

platin-platinum kredi kartlarını vermenin olayı kart limitinin belli bir rakamın üstünde olması. ancak o zaman bu kartları talep edebiliyorsunuz ya da kendileri gönderiyorlar. en azından yapı kredide böyle. ykb platinum kartım var ve bazı dönemler hesap bakiyesi sıfır herhangi bir sorun olmadı olacağını da sanmam.

tron app'ini kurup trc20'deki usdt'yi de tutabilmen lazım.
www.ledger.com

ben btc neo vs. attım duruyor öyle tron'a hiç bakmadım ama var görünüyor yani. Olmadı Binance Smart Chain üzerindeki şeylere bakarsın (busd, usdt, ust çoğu var)

avalanche aginda gas fee oldukca dusuk, elindeki eth'i weth olarak avalanche'a birebir aktarabilirsin sonra ledger'a at istedigin islemi yap aynisi bsc gibi bazi baska networklerdede mumkundur diye dusunuyorum.

başlat menüsüne sağ tıklayıp windows 10 ayarlarına gir. System den displayi seç sağda brightness and colour başlığı altında şarj takılıyken veya pilde iken ayrı ayrı adaptive brightnessi off yap. Bu seçenekler çıkmıyorsa sürücülerini lenovonun kendi sürücüleri ile güncelle bu seçenekler gelecektir.

ttnet fiber, hic oyle bir sorun yok. modemi kapatip, 30 saniye bekleyip acmak (yeni ip almak) ise yarayabilir. DNS ayarlariya oynadiysan kullandigin DNS ile de alakali olabilir.

Esyali ev, esyali apart, residance.

eşyalı ev ya da eşyalı apart. ya da eşyalı evi olan birinin yanına çıkmak.

eşyalı eve çıkıp 3-5 ay keşke şöyle bir koltuk, masa olsaydı diyeceksiniz muhtemelen. bence elinizin altında internet verin gitsin tüm ev eşyalarını siparişini. doğalgaz elektrik vs. abonelikleri için de yarım gün ayırsanız yetiyor. bence çok daha mutlu olabilirsiniz her şeyi kendiniz yaparsanız.

uzun vadeli bir düşünceyse eşyalı eve verilen farkın maliyeti yüksek olur.

çok büyük bir iş değil aslında içine girince. hepsi 2 günde halledilir.

farklı bir bakış açısı getireyim. eğer toplasan yarım gün sürmeyecek ve sadece bir sefere mahsus yapılacak elektrik su bağlatmak bile gözünüzde büyüyorsa, yalnız yaşadığınız evin faturalarını takip etmek, alışverişini yapmak, temizliğini yapmak, çamaşırını bulaşığını yıkamak da gözünüzde büyüyecektir. o yüzden oturun oturduğunuz yerde.

aboneliklerin hepsi e devletten yapılabiliyor. asıl eşya perde vs sorun bitmiyor incik cıncık

şu an ev döşüyorum aileyle yaşayan erkek birey olarak, çok zahmetli ama geçen aldığım birkaç eşya gelirken evdeydim, boş evden çıkasım gelmedi öyle diyeyim, çok güzel bir his.

Bütçen çok sınırlı değilse güzel bir önerim olabilir. #1492029
bir yıl boyunca kullanmayacağım evimi, tüm eşyalar ve fatura abonelikleri ile birlikte -bir yıllığına- kiralıyorum.

Özgür Demirtaş'ın YouTube'da 3 tane videosu vardı, bilale anlatır gibi anlatıyordu. Belki bildiğin şeylerdir ama bir bak yinede.

Oransal.

twitter.com

Ayda 14 tl bein connect. Ona abone ol. Play Store'dan kur.

D-Smart Go ve Blu TV de güzel bir çözüm olabilir.

Tam olarak böyle ama TL neticede sürekli değer kaybettiği için adam faiz artsa bile yatırımını TL'ye çevirmeyi tercih etmeyebiliyor, hele faiz puanları bu kadar düşük seviyelerdeyken hiç mantıklı olmuyor haliyle 100-200 puanlık artışların bir etkisi olmuyor, geçen dönemlerde bir ara %25 falan faiz veriyorlardı, şimdi %10'a yeni çıktı.

100 dolar 800 lira olarak düşünün.

1 yil sonunda 100 dolar 850 lira olacak gibi planınız var.

Faiz olarak 800 lira 1 yılda 910 lira olursa . Piyasaya dolar girer. Yabancı para getirir. Yerli dolar satar vs.

Daha önce iş tecrübeniz var mi ?
İlk işiniz mi ?

icine o kuruntu girmis bir kere, orda kaldigin muddet periyodik olarak gelip gidecek o kuruntu. sokup atman lazim. radikal bir karardan ziyade uzun sureli bir planlama, hazirlik yapmani tavsiye ederim.

1. neleri seviyorsun, ne yapmak istiyorsun belirle.
2. birikim yap veya kursuna git, videolarini izle, pratik yap, kendini gelistir.
3. is bul veya is kur ve ayril

Hangi kurumdasınız bilmiyorum fakat kurum içinde farklı bir müdürlüğe/birime geçmek üzere dilekçe verebilirsiniz. Ben de bir kamu çalışanıyım ve müdürlüğümdeki birkaç kişi yazı vererek farklı müdürlüklere gittiler. Siz de biraz araştırıp böyle bir değişikliğe gidebilirsiniz.

Kamudan ayrılmak pek akıl karı değil bana sorarsanız şu dönemde.

İşi sakın bırakma, bu senin dediğin sektörden bağımsız olarak her çalışanda oluyor. İşi bırakırsan çok ararsın mevcut şartlarını. Devlet memurluğu zaten üretmek üzerine değil standart olarak on yıllardan beri süre gelen işlerin yapımına aynı şekilde devam etmek üzerine kurulu o nedenle işini yap ve çık. Kendine hobiler edin, gezme tozma işlerine gir, ancak işte yaşadığın bu durumu orada telafi edersin. Yani anlayacağın işe sadece para için bak ki zaten memurluk öyle bi şey.

Haftada bir gün tatil yapacağınız, cumartesi günü işe gideceğiniz, hafta içi fazla mesai yapacağınız, işten 5'te değil, 6'da çıkacağınız, kriz zamanlarında işten çıkarılma korkusu yaşayacağınız bir iş sıkılmanıza çözüm olabilir. Sıkılmak aklınıza bile gelmez, gelse de bunu düşünecek zamanınız olmaz. Hayatta ciddi hedefleriniz yoksa emekli olana kadar devam edebilirsiniz.

Başka iş ayarlamadan çıkmazdım ben. Hele bu dönemde çok zor.

Çok alakasız ama burcunuz ikizler mi merak ettim.

@ycaycayca daha önce ufak tefek tam iş denemeyecek işler yaptım, ama kurumsal ve resmi ilk işim burası.

@lapris yok değil, benimki düzenlilik ve titizlik ile bilinen burç.

1-işi bıraktıktan sonra kendi işini mi yapacaksın? Cevabın evet ise bırakabilirsin. Bir arkadaşın tanıdığı memuriyet bana uymuyor diye bıraktı ve şimdi kendi işini yapıyor.
2-özel sektöre geçersen daha iyi bir kariyer yapabilir misin?
3- mesai sonrası ve haftsonu kendine ait bir çok hobi vs yapabilirsin.

@1917 3'e cevap vereyim, bu iş kafamı çok dolduruyor ve akşam mesai çıkışı zihinsel şeylere çok fazla kuvvetim olmuyor. haftasonu da su gibi geçiyor ufak tefek şeyler yapıyorum, çeşitli okumalar, spor vs.. ama hobi işini de biraz zaman kaybı olarak görüyorum "şu dönem" şartları iyileştirmiyor, şu an yaptığım şeylerin beni ileriye götürüyor olması gerektiğini düşünüyorum. Fakat kendi işimi bile yapacak olsam üzerinde istiktarlı bir şekilde çalışmam lazım işi bırakmadan evvel, ama iş sonrası da dediğim gibi zihinsel bir doluluk oluyor.

Ben 3.5 seneye yakın sizin gibi sürekli aklımda bırakma fikriyle çalıştım. Düz memurluk değildi ve kendi mesleğimi yapıyordum, sağlık çalışanıydım. Vasıfsız ama torpille kendilerince bir yerlere gelmiş insanların saçma sapan egoları, yaptığım işin bana zerre kadar bir şey katmaması, komple nöbet olayı falan derken zaten 3.5 sene nefret etmiştim her şeyden. En son pandemiyle birlikte sağlık sektöründe çalışmak iyice rezil bir hal alınca ve başhekim yardımcısıyla da iğrenç bir olay yaşayınca nefretim iyice arttı.

Benim şansıma başka bir yol çıkmıştı önüme ve mart ayında zaten istifa edecektim. Ben istifa dilekçemi verdim ama sağlık çalışanlarının istifaları durduruldu 3 ay. Artık her şey bitti kafasındayken 4 aya yakın bir süre daha iyice nefret ede ede işe gittim. O arada covid de oldum hastane sayesinde. Gerçekten hayatımın en kötü birkaç ayıydı gitmeyi kafayı koyup da gidemeyip bir de bunları çekmek.

Bahsettiğim diğer yol da covid sebebiyle ertelendi 1 sene ama o arada benim dilekçem kabul edildi ve temmuzda işten ayrıldım. Şu an bir gelirim yok, inanılmaz boş bir hayat yaşıyorum 2.5 aydır ama sırf o hastaneden kurtulduğum için anlatamayacağım kadar huzurluyum 3.5 senedir ilk kez. Eğer her şey yolunda giderse mayıs ayına kadar da boşum ve mesleğimle ilgili herhangi bir şey yapmayı düşünmüyorum. Sonrasında da değil kamu, sağlık sektörünün hiçbir alanında çalışmak istemiyorum çünkü içini görünce gerçekten nefret ettim.

Çok uzattım ama asıl söylemek istediğim bir kere bu kafaya girdikten sonra çalışması çok daha zor oluyor bence insanın. Aynı işte geçen her gün işkenceye dönüşüyor. Ben her zaman bir gün bu işi ve mesleği komple bırakacağıma inanıyordum ama önüme başka bir yol çıkmasa o cesareti gösterebilir miydim emin değilim. Bu yüzden “bu kadar bıktıysanız kesinlikle ayrılın” gibi bir şey diyemiyorum ama eğer cesaretiniz ve sizi bir süre idare edecek birikiminiz varsa ve bütün şartlarınız yeterliyse gerçekten dünyanın en güzel hissi o bıkılan işten kurtulmak.

arkadaşlar fikirleriniz kafamı toplamakda ve düşüncelerimi yönlendirmekte çok faydalı oluyor teşekkür ediyorum, az çok demeden herkes fikrini yazabilir, gün içinde okuyor olacağım.

Bu konuda önemli olan tek bir şey var, daha iyi bir alternatifin var mı?
Varsa bugün çık, yoksa olana kadar bekle.

ilk düzenli işte, sıkıntı olması normal. Herkeste olur dert etmeyin. Bu sebeple iş miş bırakılmaz.
Ha iş yerinde taciz vardır, Kötü davranış vardır . Bas istifayı. Ama bu durumda istifa edilmez.

Şimdi biraz acımasız olacağım. Kusura bakmayın.

Memurluğu bırakan insanı kolay kolay kimse işe almak istemez. Bu adama rahat batmış derler. Zora gelememiş derler. Piyasada zibil gibi adam var.

Siz çok uzman/aranan veya 10-15 sene çalışmış belli yere gelmiş biri değilsiniz.
iş bulmanız çok zor.

Size tavsiyem evlenin.

Valla dostum, kurumsalsa kurumsal. 1.5 yıldır çalışıyorum. Corona öncesi haftada 2-3 gün mesai fiksti zaten. 17.15 yerine 20.45'te çıkıyordum. Haftasonu laptop yanında pazar min 2 saat evden çalışmadan bahsetmiyorum bile.

Sonra pandemi sebepli evden çalışma geldi. Son birkaç aydır sabah 7 buçukta başlayan mesai gece 12'de biterse şanslı sayıyordum. (tabi aralıksız çalışma olmuyor akşam 6'dan sonra bi yemek molası, 7 buçuk 8 gibi bilgisayara geri dönüş ve bu süreçteki çalışmaya artık ekiptekilerle goygoy yapma da dahil oluyor dayanabilmek için.)

Üstüne cumartesileri de mesaiye eklendi vs derken durum çok enteresan yerlere gidiyor benden söylemesi.

Şu an o sıkıcı dediğin 657 için adam öldürürüm anasını satayım.

657 olmadan bu ülke yaşanmaz bir ülke. Ben memur olamadığım için başka ülkeye yerleşme kararı aldım. Türkiye özel sektörü bedava çalıştırıyor.

ülke ekonomisi ve salgın ekseninde düşündüğünüzde daha iyi bir planınız yoksa, işi bıraktığınıza pişman olursunuz.

ben de 2 sene memur olarak calismistim. sonrasi:

www.eksiduyuru.com

Xiaomi Note 9S - 9 Pro öneririm. Herhangi bir kronik sorunu yok, çıktığı ilk günden beri kullanıyorum. 6 GB ram olanını almanız, ilerleyen yıllarda kullanım veya satma konusunda faydalı olacaktır.

ykb +1

yapı kredi

garanti

yapıkredi +100 garanti +75

ikisini de kullanıyorum, garanti bir tık daha kötü.

işbankasını da babam kullanıyor, o da fena değil, ona da 60 vereyim.

Hadi ben de burnumu sokayim. Ortak hesap yapı kredi kişisel olarak da akbank kullanıyorum. Yapı kredi çok güzel görünse de, akbank ı çok daha kolay ve işlevsel buluyorum.

ziraat

Hisse senedi için Vakıfın Tradeonline yazılımını kullanıyorum. Banka değiştirmeye uğraşmadan önce deneyebilirsiniz

Birikimli hayat sigortası. Tabi döviz üzerinden. Faizler daha iyi artı gelir vergisi oranında vergi indirimi var.
Dezavantajı uzun vadeli bir yatırım olması (Bes kadar uzun değil)

arsa.
krediyle emlak.

araba bile yatırım aracı oldu ülkede.

Emlak ve araç fiyatları anormal derecede uçtu. Kişisel fikim; sihirli bir el yardımıyla emlak ve araç fiyatları aşağı çekilecek.

zarar yok.
Dolar olarak düşünelim, çünkü mal olarak karşılığı var
ama altın da aynı

Iphone 1000 dolar
Dolar 1.8 ken de 1000 dolar
dolar 7.5 ken de 1000 dolar

Sen paranı 1.8 den dolara çevirdiysen, o gün de, bugün de iphone alacak kadar paran var.
TL karşılığı önemsiz.
TL'de birşey üretilmiyor çünkü senin tüketmek isteyeceğin

sen uyduruyorsun. günlük mal alışverişini tl üzerinden yaptığın için zarardasın.

ancak şu var ki, ülke ve dolayısıyla lira gelecek vaat etmiyor. orta uzun vadede lirada kalmamak iyidir.

Ben sizin gibi bakıyorum. Beni Türk lirası ilgilendirmiyor. Ben cebimdeki döviz ve altın miktarına bakıyorum. Düşmesi çıkması umurumda değil. Bugün 100 dolar daha aldım. Fiyatına bakmadım bile. Umurumda değil. Benim tek hedefim dolar mevduatımı arttırmak.

Bu tarz işlerde kar/zarar bozdurduğunuz anda ortaya çıkar.

450'den altın aldınız, 1 sene sonra 400'den bozdurdunuz: zarar ettiniz. 500'den bozdurdunuz, kar ettiniz.

Para acil lazım değilse, günlük iniş-çıkışlara çok takılmayın...


.

yatırımlarda vadeye bakılır. sen altını 1 hafta paranın değeri korunsun diye mi aldın? min 1 yıl 6 ay korunsun diye mi aldın?

1 yıl sonra pandemi bitmiş ve herkes parasını altından çekmiş olduğu zaman da kiranı gram altınla ödersin kardeş takma kafana.

küçük ama düzenli alımlar sizi bu tür yükselme - düşme hareketlerinin etkisinden korur, söz gelimi dün 100 liraya aldığınız ama bugün 95 liraya düşen bir yatırım aracını geçmişte defalarca 70-80-65 gibi rakamlara aldığınız için maliyette önemli bir artış yaşamamış olursunuz ve üzerinde düşünmezsiniz, düşünmemelisiniz. bugün yüksek aldıysanız bir sonraki yatırım döneminizde düşük fiyattan tekrar alır maliyetinizi düşürürsünüz; işte o zaman fiyata bakmazsınız. burada gelirinizin de birikim yapmanıza imkan vermesi gerekiyor.

gelirinize göre çok çok yüksek alımlarda ise elbette giriş fiyatınız bir parça daha önemli olur çünkü yarın o yatırımı yat villa veya termosifon contası olarak realize edeceğiniz zaman satıcısı karşılığında tam olarak sizdeki kadar gram/ons altın istemiyorsa fiyata elbette bakacaktır.

Zaten bugünki gibi düşüşler uzun vadeli yatırımcıları bir anda kısa vadeliye çeviriyor.

o altını alırken muhtemelen uzun süre bozdurmayız diye aldınız. o yüzden uzun süre bozdurmayın. zarar etmezsiniz.

bir günde zarar ettim diye bozdurup tekrar alma işine (kısa vadeye) dönerseniz zarar edeceğinizi garanti edebilirim. çünkü kolay bir iş değil + kambiyo vergisi + makas aralığı.

Amaç paranın değerini korumaksa altın, döviz, fon vs sepet yapmanız daha uygun olurdu. Tüm parayı o anda yükselişte olana yatırdıysanız risk almışsınız. Zarar edip etmeyeceğiniz, paraya ne zaman ihtiyacınız olacağına ve gelecekteki küresel gelişmelere bağlı, yani bilmek mümkün değil.

Bu tür hareketli piyasalarda
1- sepet yapılmalı.
2- sepet ağırlığı değiştirilirken kademeli alım yapılmalı.