Ekşi Duyuru

Şimdiden eşyaları alma bence. 1 yıl ile sınırlı ise eşyalı tut. Sonra evi aldığında eşyan uyumsuz olabilir. Sığmaz, L kanepe alırsın yönü ters olur vs. Eve göre eşya almak en mantıklısı.

yani bunun matematigi basit. esyasiz ev + esyayi satin almak genel olarak esyali evden daha ucuza gelir. bir de esyali ev diye tutturursan seceneklerin cok daralir.

instagramdak yeni gelinler gibi bir konsepte girmiyorsan da "eve gore esya almak" gereksiz. asiriya kacmadan saglam ve kullanisli esya alirsan her durumda kullanirsin.

hot potato +1

daha hiç eşyalı evin daha ucuza geldiğini görmedim. onun olayı eşya almakla uğraşmak istemeyen kişilere verilen bir hizmet gibi. çok paran yoksa veya paran kıymetliyse tabii ki eşya al. alacağın zaten ne ki.

eşyalı ev fiyatları, eşyasız ev fiyatlarının % 20-30 fazlası olur.
yani normal bir eve 1500-TL kira vereceksen, eşyalıya 2000- TL verirsin.
ki eşyalı evlerin eşyaları sıradan dandik markalardır.
12 ay X 500 = 6000-TL.
o markalardan beyaz eşyayı kendin düzersin. diğer temel eşyalar yanına kar kalır.

Arkadaşlar sadece buzdolabı 4000 TL, nasıl ev dizebilirim aradaki farkla?

bence de sen eşyalı eve çık hocam boşver.

www.hepsiburada.com

Aslında doğru diyorsunuz, marka alıp ne yapacağım işimi görsün yeter. Peki kombiyi ne yapacağız? Onların hepsi pahalı, var mı önerdiğiniz marka/model?

tutacağınız evde büyük olasılıkla kombi vardır zaten.

kombisiz ev olmaz zaten. kombi demirbaştır. şu linkte attığım dolap yüzde 90 eşyalı evdeki dolaptan daha iyidir zaten.

şehir ismi vermemiş ki "kombi vardır kesin" diyorsunuz. antalya'da çoğu evde kombi yok.

1 yıl için eğer işler belli değilse en az 10 bin TL'lik eşya masrafına değmez, sattığınızda da yok parasına alacaklar. Bir de bunun makine bağlatma vs işi var. 1 yıl aslında çok çabuk geçen bir süre. En risksizi eşyalı ev tutmanız.

Eşyalı derken temel eşyaların olduğu evler oluyor, yani dayalı döşeli değil, işinizi görecek kadar eşya oluyor. Çok pahalı bölgeden değil, işe yine uzak olmayan bir yerden bu tarz bir ev tutarsınız. 1 sene geçince de geçeceğiniz evi zevkinize göre döşersiniz.

ogrenci evi gibi dizin baslarda, sonra guzel dosersiniz?

beyaz esyayi ikinci el alabilirsiniz mesela? ya da taksit taksit alabilirsiniz. buzdolabi, camasir makinesi cok elzem mesela ama evin bi odasi doseli olsa diger odalar yavas yavas dosense ne olur sanki? gerci ev konforu cok oenmli. ogrenci evinde yasarken anliyor insan, rahat bi koltuga yayilip oturmak o kadar onemli ki.

Yurtdışında benzer olayda eşyalı evdeydim. Açıkçası esyalar senin olmadığı icin istediğin gibi olmuyor tam. Bir de aman bir sey oldu etti derdi var. Ama kafa rahatlığı var ayrı konu, ne esya tasimasi ne ona para yatirmasi ne de sonra satmaya calismasi.
Ama eve çıkarken böyle "yaa ucuz ucuz dizerim" dedim eşimle. Bazilarini ucuz dizdik de benim hanim öyle dandik öğrenci evi yerine onu hic almayalim falan derken gene güzel girdi. Ki kafamda hani gecis evi vardi ama gene güzel evimiz oldu sonunda. 4000-5000 girdi ki öğrenci evi yapsam 2500e biterdi, hele ikinci el falan alsam daha da ucuz.
Misal koltuk ucuz 400 euro verdim. Tv'ye kiydim 800 euro dayadim. Camasir makinesi ucuz beko 300 euro verdim, yatak ve altiga 1000 euro bayildim :'( kisacasi biraz rahatlık istersen ve "ya arkadas para harcamisken biraz daha iyi olsun" dersen ipin ucu kaciyor.
Evli olmasam belki daha umursamaz olurdum. Ama uzun dönemli düşününce ikinci el vs garip geliyor.

Bu arada tavsiye; ikea alacaksan demir olan ürünleri ya da ciddi tahta ürünlerden al. Diger urunleri dayaniksiz. onun dışında tekstili (yatak, koltuk) ikinci el almamaya calis. Üstünde kimin yattigi belli değil açıkçası.

Ben de eşyalı evden eşyasıza geçtim -- arada da 400-500 lira fark vardı. Bir yılda 6 bin lira yapıyor, şu anda aldığım yeni buzdolabım zaten 6 bin civarında. Dolayısıyla işler net değilse eşyalı ev candır.

sıraevler denen bir bölge var. oraya bakabilirsin. burda iki çeşit ev var. hem apartmanda daire tarzı hem de müstakil villa tarzı. müstakil olanlar işini görecektir. ancak eşyalı olarak var mıdır bilemem. oranın yönetim birimi vardır oraya sorabilirsin bence.

goo.gl

Hosnudiye civarına baktınız mi?

tepebaşının neresi? batıkent tarafı olabilir.

Batıkent olabilir. Tramvayla ulaşım da var.

bölgenin adını unuttum fakat Yeni Stadyumun oradan sola dönün, bir kaç yüz metre gidin, orada site içerisinde çok güzel ve özel villalar var. Çeren Sitesi. belki kiralayan da vardır.

Nezih, gürültüsüz, öğrenci taşkınlıklarının yaşanmadığı, çalışan kesimin ve ailelerin çoğunlukta olduğu, olaysız apartman/site bulabileceğim bir bölge arıyorum. En hassas olduğum konu kavga ve gürültü. Akşam rahat uyuyabilmek istiyorum.
Bu kriter ile eşyalı ev bulma şansınız yok gibi birşey

eşyalı ev ya öğrenci merkezlerinde olur ya da relax apartman gibi yerlerde olur genelde. beğendiğin bi muhit seç. senin için atatürk bulvarının oralar iyi olur. git spotçudan ucuza bir şeyler al geç. eşyalı ev tutmaktan daha ucuza gelir.

centilmenlik değil NDA (gizlilik sözleşmesi) geregi.

böyle bir sözleşmen varsa zaten şartlarında neyi yapıp yapamayacağın yazar. önemsiz bir elemansan seninle bu sözleşmeyi yapmaya uğraşmamış olabilirler. zaten kritik bilgileri de paylaşmazlar.

Centilmenlik anlaşmasını birbirleri arasında imzalıyorlardır. Çalışanlarıyla değil.

@orpheus Öyle ölmez füze at. Adam zaten depresif :))

bazı şirketler arasında iyi niyet anlaşması var ancak bütün firmalar arasında yok. Üstelik bu firmalar arasında geçişlerde de yönetim onay verirse geçebilirsin.

NDA tüm şirketlerde oluyor. Ası sorun o değil. Non-compete Agreement diye geçen rakiplere gitmeme gibi bir anlaşma imzaladıysan o zaman gidemeyebilirsin rakip bir firmaya.

NDA genelde rakip firmaya gitmeni değil, gittiğinde bilgileri paylaşmamanı garanti altına almak için yapılır.

Non-Compete agreement'ın hukukta karşılığı nedir onu araştırmak lazım. Senin mesleğin, tecrüben bu alanda. Ne yapacaksın rakip şirkete girmeyip, pazarda soğan mı satacaksın. Çoğunlukla hukuki karşılığı olmayan anlaşmalar bunlar. Ama firmalar arası anlaşmalar vardır, illa yazıya dökmezler ama birinden çıkınca bir daha o sektörde (ya da büyük oyuncularında) iş bulamazsın, almazlar, o bir gerçek.

Teoride yasak. Pratikte de sözleşmelere o maddeyi koyuyorlar ama biraz gri bir alan, öyle bir maddenin konulabileceğine ilişkin bir kanun yok mesela. Temelde "aynı müşteriye iş yapan" başka bir şirkete geçmek yasak gibi görünüyor ama savunmanın tek müşterisi var ve o müşteri her yerde, o zaman bu geçerli olabilecek bir madde mi? Bir de savunma sanayi şirketiyle davalık olmak ister misin sorusu var tabi :)

Pratikte ise yöneticini ikna etmen gerekiyor. Özel bir durumunun olduğuna ikna edersen geçersin. Yönetici seviyesinde zaten aralarında paslaşıyorlar sürekli. Düz mühendise bu lüksü tanımazlar, çünkü kendi aralarında rekabete girmeleri piyasayı yükseltir, niye böyle bir şey istesinler.

Savunma sanayi sirketleri ve alt yuklenicilerinin is sozlesmelerinde genelde ayrildiktan x sure icinde ayni alanda rakip sirkette calisamazsin yazar. Su ana kadar genelde alt yuklenicilerden buyuklere (Aselsan, Tai vs...) gecis gordum ve bu gecislerde cok kavga dovus olmasi mumkun degildi cunku kucuk firma sudan bir sebeple buyukten gelen isleri kaybetmek istemez.

Sozlesmenizi kontrol edin, ilk verdiklerinde saklamadiysaniz IKdan kopyasini isteyin bakin ne yaziyor.

Enstrümanlar ve pc olmasa ptt kargoya ver güzelce kolileyip gitsin diyecektim. Ancak pahada yüksek şeyler olduğu için bu alternatifi elemekte fayda var.

Ancak mesafe de kısa. Ehliyet varsa araba kiralayıp götürün bence.

büyükçe bir binek araba bile arka koltuklarla filan tıka basa ama zarar vermeyecek şekilde doldurabilirseniz taşyabilir bunları. hiç kasmayın nakliyeyle filan. varsa bir arkadaşınızdan rica edin, ücret olarak da birkaç gün misafir edersiniz. yoksa araç kiralayın taşıyın @materyalist imam'ın dediği gibi.

birkeresinde blablacar uygulamasında yolculuk bulmuştum. ben gitmemiştim. koltuğuma ve bagaj hakkıma eşyalarımı 5 valiz koymuştum. yazan rakamında 1.5 katını vermiştim. evime kadar bıraktı. burdan kendisine çok teşekkür ederim. okumuyordur ama olsun. iyilik kazansın .)

Araba kullanmayı biliyorsanız 1 günlük araç kiralayıp kendinizde taşıyabilirsiniz. Arkadaşın arabası varsa fiyatta anlaşın sizi bırakıp geri dönsün.

geçerli değildir. ehliyet için aile hekimine gidip ehliyet için geldim deyin. basit göz testi yapcak. koşturmaca olmayacak.

ek bir hastalığınız yoksa aile hekimi direkt verir sürücü belgesi için raporu. hastaneye sevk ederse aynı koşturmaca olur yalnız.

ben de geçenlerde ehliyet için rapor aldım. ikisi çok farklı. bi de sana bi kağıt vermiyorlar, sistemden emniyete gidiyormuş, orda 2 yıl kalıyormuş.

değil

Değil ama banka adresi teyit edici fatura, ikametgah vs. bir şey istiyor haberiniz olsun.

18 alti hastalara bakMAmaktadir diyor olmasin? MHRS de 18 yas ile ilgili gordugum tek uyari bu oldu bugune kadar.

Hayır, "18 yaş altı hastalara bakmaktadır" yazıyor.

Hangi branstan randevu almaya calisiyorsun?

"Sağlık Kurulu" branşından.

Ha bu arada randevu olmayabilir evet, her gun yeni randevular tam olarak saat 4 (ya da 5 emin degilim bulamazsan ikisini de dene) acilir, yani MHRS de bir sonraki randevu alinabilecek gunun kayitlari acilir o saatte. O zaman bir refresh yaparsan yeni randevularin oldugunu gorursun. Yavas yavas tukenir tabii o randevular.

hocam gidiyosun bi devlet hastanesine, aile hekimliği miydi neydi o bölümden randevu alıp 15 dakikada hallediyorsun. çok kasma. ben şişli etfalden halletmiştim.

Özel sektör mü? Öyleyse sağlık kurulu raporuna gerek yoktur. Sırf bu iş için çalışan poliklinikler var. Orada muayene olmanı kabul etmiyorlar mı?

Tam teşekküllü devlet hastanesi diyor maalesef, yoksa uğraşmam özele gider yaptırırım.

bu arada başakşehire yakınsan çam ve sakuraya git hayvan gibi hastane en güvenli devlet hastanesi bence istanbuldaki

işe giriş için heyet raporu mu istediler? normalde (covid öncesi) işe giriş raporu için sabahtan gidip kayıt açtırıp branşları tek tek gezip muayene olduktan sonra aynı gün raporu alıp gidiyordunuz. heyetle bir işiniz yoktu. heyet raporu (engelli, maluliyet vb) alacak olanlar randevu gerekiyordu. şu an covid nedeniyle heyet raporlarını sadece çocuklara veriyorlar büyük şehirlerde.

alternatif olarak özel hastanelere bakabilirsiniz. işe gireceğiniz yerin anlaşmalı olduğu bir hastane varsa çok uğraşmadan 100-200 lira bi maliyetle kolayca alabilirsiniz.

heyet raporu değildir istedikleri. iyi sorun.

çok vazgeçilmez değilsin demek ki. yenisi bulunur hem de belki daha ucuza.

Senin istifandan çok önce senden vazgeçmişler.

Hiçkimsenin yeri doldurulamaz değil hele ki profesyonel hayatta. O nedenle normal olanı yapmışlar.

Bu zamana kadar kurumsal bir firmada "istifa ederim haa" diyen insanı tuttuklarını görmedim.

Blofune rest demisler, olur oyle arada :)

pandemi donemi. millet issizlikten kiriliyor, ik'da sirada ne referanslar ne torpilliler vardir, bosluk olsa da alsak diye bekleyen, normal bu zamanda

neredeyse herkesin yerine aynı paraya ya da daha ucuza çalışacak daha nitelikli kişiler bulunur, ki ekonomi berbat işsizlik tavan, corona muhabbeti vs. özellikle bu dönemde gayet normal. canınızı sıkmayın.

uk'de istifa eden adama neden diye bile sormadıklarına şahit oldum. çok normal sonuçta istifa ediyorsa vardır bir bildiği bana ne diye düşünüyoruz.

genelde de maaş konusu olduğu için 4 alan adama aynı şirkette 5 vermek söz konusu bile olmayacağı için kal vs denilmiyor.

tr piyasası ise bunun tamamen tersi ama ben yöneticilik zamanımda gidene kal demedim hiç. buna izin verdiğim anda başka yollar açılacaktır. kimse o kadar vazgeçilmez değil. yine de olan bana oluyor sonuçta tabi. adamı sıfırdan al yetiştir. 1 sene çalışsın maaşının 2 katını talep etsin. sonra yeniden başla..

şirket prensibi de olabilir. eski şirketimde gidene kimse dur demezdi. kralı olsa güle güle diyip yolladılar.

yöneticilerde istifa edeni geri çevirmemek, ısrar etmemek bir prensip meselesi olabilir.
zorlanacağını bile bile, yeni personel alırken, eğitimi, yeni kişiyle süreçler, bunlar yorucu işler. ama gitmek isteyen insanı tutmak doğru değil. ben de bu şekildeyim. istifa ettiğinde bana istifa edeyim mi diye sormuyor. geleceği için önemli bir kararı almış. ben de saygı göstermeliyim. sonuçta bu işte yeni personel alınması da var. hayat devam eder bir şekilde.

Hafta sonu, bayram seyram demeden iş yerine çağrılan mühendisler , teknisyenler , operatörler vardır .
Bu insanlara ağa dur soluklan derler.
Ama aynı işi yapan başka biri varsa abi yolun açık olsun derler.

istifa etmişsin, gidiyorum demişsin. adamlar da git demiş.

Onlar bu şekilde diğer personellerinin daha sıkı işlerine bağlanacağını düşünüyor olabilirler.

Ne diyebilir ki? Kreş mi yani orası? Kollarını açıp getme mi deyeydi?

Görevle ilgili sorumluluklarının başkalarına aktarılması için de ihbar süresi diye bir şey var. İşlerini aktarır ve gidersin.

Gene bu tarz durumlar için prosedür ve talimatlar da var. Yeni başlayan o talimatları ve prosedürleri uyguladığı sürece akış devam eder.

Edit:egoya bak, pohpohlanmadığından cevabı beğenmemiş minik çekirge.

Hocam sen daha iyi bir iş bulmuş gidiyorsun, yöneticin eski kötü şirkette kalıyor. Buna konsantre ol, niye keyfini bozuyorsun :)

olur oyle, bosver,

herkes isyerinde "ulan bir ayrilsam butun isler bunlara kalacak" diye dusunmusuzdur, bu sekilde dusunmedim diyene inanmam, ben de cok dusundum ama istifa edince isler bir sekilde yuruyor...

eksisozluk.com

ya salla gitsin kimse vazgeçilmez değildir kafana takman bile gereksiz.

Akli basinda hicbir sirket gidecem diyen adama ne olur kal demez, derse ornek teskil eder sonra calisanlarin maskarasi olursun. Dunyada tek olsan yine de yol verirler, bu isler boyle..

OSGB'ler oluyor bu rapor için. Normalde firmalar bu kurumlar ile anlaşma yapıyor ama anlaşma yoksa da gidip 15 dakikada işinizi halledebilirsiniz.

Seylap taraflarına bakman gerekiyor. Ya da aracın varsa tek adresin Batıkent

Eskişehir zaten küçücük şehir bir ucundan diğer ucuna yürüyerek 1 saate gidersin. Her yer 1 vesait zaten. Vişnelik veya Sümer olabilir öğrenci kısmından uzak dersen. Veya arkadaşın dediği gibi Batıkent eğer aracınız varsa. Ama seylap caddesinde öğrenci olayı var

Sumer ve batikent +1. Sumer cok huzurlu guzel bir yer ama uygun fiyata guzel ev bulmak zor olabilir.

şehir merkezine her yer yakın zaten burada. ama kumlubel esentepe arası pek nezih değildir.

şimdi hem öğrenci olmasın hem adım attığımda yemek yiyim demişsin o sanırım hasan polatkan'da mümkün olur o da çok çeşit olmaz. ama elit bir yerdir. yine öğrenci yığını olmayan yerler: vişnelik ve sümer civarı.

öğrenci yeri yenibağlar-bahçelievler-eskibağlar (en cıvıltılı yerler buralar ama çok gürültülü ben tercih etmezdim)

seylap öğrenci yoğunlukludur sanırım restoran çok olsun diye önermişler. batıkentte aracın yoksa uzak dur.

bu bütçe ile güzel bir ev tutarsın burada.

eskişehirde okurken (5-6 sene önce) öğrencilik bitince burada kalırsam sakin bir yerde kalma olarak kafamda vişnelikte otururum düşüncesi vardı. şimdiki durumu nedir bilmiyorum. ama o zaman sizin kriterlerinize uyuyordu. tek sıkıntısı iş yerinize bir tık uzak gibi.

göztepe, sümer, vişnelik. her yer birbirine yakın zaten. göztepe ve vişnelik için tramvay avantajı da var. ama buralar pek öyle istanbul'daki gibi sitelerin olduğu yerler değil. görece yeni binaların olduğu düzgün semtler. eşyalı evleri öğrenciler daha iyi bilir ama bağlar ve ogü civarı daha çoktur sanırım.

Sumer yada visnelik. Ben 3 ay once 900 liraya ev tuttum visnelikte. Sakin ve nezih bir yer ariyorsan batikentte olabilir ama uzak. Bahsettigim her iki yerden merkeze inmen yayan 10 dakika surer.

Seylapa gelme. Ortalik kopek kakasi dolu. Simdiki aklim olsa visnelik veya batikente giderim.

Yani adam diyor ki ihbar süresi haricinde bir de önceden bildirmeliymişim.

saçmalık iş arama izni vs için desen o da zorunlu değil bildiğim kadarıyla, iş bulamazsan nolcak ben şirkete iş aradığımı belli etsem varya bana zindan ederler burayı.

isten cikmada once calisma suresinize gore suresi var sizin de mesai saatleri icinde is arama izniniz var. en az 2 hafta onceden isten cikacagim diye demeniz lazim. 2 aylik deneme surecinde degilseniz.

@turbo sadık,

soylediginiz sey istifa dilekcesi yazildiktan sonra gecerli. calisanin is ariyorum deme zorunlulugu yok. isini bulur, istifasini yazar, isveren isterse yasal sure dahilinde calistirir veya istifayi aninda kabul eder. yasal sure dahilinde calistirmasi durumunda gunluk 2 saat is arama hakki dogar.

dedigim gibi calisanin ben is ariyorum deme zorunlulugu yok. istedigi sebeple istifa edebilir.

yönetici yabancı olduğu için bir iletişim sorunu yaşıyorsunuz bence.

ya gönül koydu sizi sevdiği bir eleman olarak gördüğü için ya da sinirlendiği için böyle bir cümle kurdu.

adam nereli bilmiyorum da böyle bir şeyi yurt dışında da söylemek zorunda değilsiniz. o yüzden yasal olarak böyle bir zorunluluk yok. sözleşmeye eklenmesi falan diye bir şey de yok.

hadi sözleşmeye koydu diyelim aranızda şöyle bir şey geçer muhtemelen:
ne zamandır iş arıyorsun: bugün aramaya başladım teklif de az önce geldi. size haber vereyim istedim. bitti gitti.

alınganlık yapmıştır.

istifa ettiyseniz bildirmeyebilirsiniz.
ancak istifa etmediyseniz, sırf bu nedenle sizi tazminatsız işten çıkarabilir. resmiyette böyle olduğunu biliyorum.

Yasal olarak, İş arayabilirsiniz, canınız sıkılabilir kimseye hiç birşey bildirmek zorunda değilsiniz.
İstifa edersiniz. Yasal ihbar süreniz vardır.

ben aselsan degil ama baska bir tskgv sirketinde uzun sure staj bekledim. vakit gelip evraklari hazirladim, her sey hazirdi staja baslamak icin o sehre gidip kalacak yer ayarladim. sonra bi telefon geldi stajin ertelendigine dair. biraz israrla aramiz iyi olan sekretere sordum, araya birisi girdi ne yazik ki dedi. birinin tanidigini almislar benim onume.

bu on bilgiyle cevap vereyim;

1- torpilsiz referanssiz birinin kolay kolay girdigini sanmiyorum acikcasi ben ilk 3 uniden derece ile mezun degilse.

2- tanidik varsa 0 olan puani mulakata 100 vererek falan bi sekilde 5 yapip alirlar. kilifina da uyduruyorlar artik, yazilidan 100 alan kisilere mulakattan 05 verip eliyorlar, 50 alan kisiye mulakattan 100 verip aliyorlar. yani dedigim gibi eger ihtiyac olur da, oraya sokacak tanidik birini bulamazlarsa falan anca sira gelir. zaten guclu birinin tanidigi icin sifirdan kadro bile aciyorlar universitelerde falan. aselsan kerhanedeki bakire degil sonucta.

1. İnternet sitelerini kaynak almak gerçekçi değil. Kariyer.net'te çok uzun süre açık olan iş ilanları oluyor. Biraz reklam, biraz havuz görevi görüyor bu tip ilanlar.

Bir de savunma sanayisine ilk kez giriliyorsa Aselsan gibi büyük ölçekli bir firma yerine daha küçük ölçekli firmalar hedeflenebilir.

1- Açık pozisyon diye bi kavram yok, çünkü şirket çok büyük. Başvuruyorsunuz, CV'niz orada duruyor, sıra gelince arıyorlar. Bahsettiğiniz pozisyon ne bilmiyorum, düz yazılımcı için iş böyle yürüyor.

Kariyer, Linkedin, kendi sitesi vs. buralar çok uzun sürebilir. İçeriden bir yönetici bulup direkt onunla konuşmak en kolayı. Yönetici tanımıyorsanız orada çalışan bir arkadaşınız varsa o da bir yöntem. Benim tanıdığım çoğu insan böyle girdi. Bu bahsettiğimi "torpil" değil, sadece ik yerine direkt pozisyonu açan kişiyle görüşmek daha hızlı ilerliyor.

2- Puan falan gözünüzde o kadar büyütmeyin, ortalama Aselsan mühendisi çok iyi değil. İyi olanlar TR'den gitti.

@Dissendium +1, Aselsan'a iş yapan küçük bir şirkete girip, oradan Aselsan'daki yöneticiyle tanışıp, biraz sivrilerek Aselsan'a geçiş de yapabilirsiniz.

1- Evet, doludizgin oluyor. El altından çok CV bırakan var. ODTÜ işletme mezunu arkadaşımı ilgilendiği pozisyona da almadılar adam gerek. Ki onun kadar CVsi dolu insan yoktur. Keyfi başvurmuştu İstanbul’dan Ankara’ya gelmek için. TÜBİTAKa giriş süreci de olmadı. CVnin çok kaliteli olması da işe yaramıyor.

2- Adam gerek yine. Benim ne kadar ASELSAN çalışanı mühendis tanıdığım varsa hepsi ODTÜ Bilkent mezunu bir tane Hacettepe mezunu var. Üniversitelere çok bakılıyor. Giren herkesin de adam ayarladığını düşünüyorum. Ve bu tanıdıklarımın hepsi yeni mezunlarda. Mezun olur olmaz başlamışlardı. Aday mühendislik diye bir şey var okurken oluyorsun ASELSAN TAİ havelsan da, mezun olunca da tutulursan tam zamanlı çalışan oluyorsun.

Şuan ASELSAN laz müteahhit kafasıyla yönetiliyor. Karadenizden ref. Bulursanız girersiniz.

1) Pozisyon açılmadan, içeriden referansla işe giren çok büyük bir güruh mevcut.
2) Okula, nota, vesaireye inanılmaz derecede bakıyorlar.
Kaynak: orada çalışan arkadaşların.

İKcıların büyük çoğunluğu cins. Ara kendini hatırlat, unutmuş bile olabilir.

Benim 1 kardeşimin 1 adet kaçırdığı iş var İKcı hatası yüzünden. Benimki dert değildi de kardeşime büyük gol oldu. Aramayı unutmuş kadın, sonra bizimki başka işe giriyor ve tesadüfe bi ortamda direktörlerden biriyle iletişim kuruyor. Direktör e biz sana teklifte bulunduk niye gelmedin deyince açığa çıktı mevzu :/

bir de sınav ücreti ödenmiş. tabii ki aramak gerekiyor.

adaydan sınav ücreti alınması pek normal değil. arayın sorum derim.

ne guzel is ya, yalandan bir paravan sirket kur, is ilani ver basvuranlari ingilizce sinav yapan 2. sirketine yonlendir, ayda 100 kisiyi sinava soksan 10.000tl yapiyor. Mis gibi..

Bana dolandirilmissin gibi geldi...

Şirket büyük ve bilindik bir marka, bu paraya ihtiyacı olacağını sanmıyorum.

6 iş günü o kadar da uzun bir süre değil bu işler için. Görüşme yapacağınız kişinin programı uygun olmayabilir.

Öte yandan sınav için para almaları bence de çok garip. Bilindik bir firma diyorsunuz, bu firmadan arıyoruz diye sizin ikna etmiş olabilirler mi? Hiç firmanın kendisine gidip görüşme yaptınız mı? En azından bir İK'yı arayıp (firmanın kendi telefonundan) teyit almanızı öneririm bu şekilde bir uygulamaları var mı diye.

Dönemde 2 ders alarak 4 dönemde belki bitebilir. Yoklama alınıp alınmaması önemli. Ama bence zaten %90 online olacak dersler.

Ben farklı olarak hazır bu kadar istekliysen başlayın derim. Deneyin ve sonucu kendiniz görün. Belki zamanınız olduğunda isteğiniz olmayacak, ne belli.

Ben olsam başlardım.

Ne üzerine doktora yaptığına bağlı.

Yapılır ama uzar muhtemelen. 6 yıl hakkın var.

Boşta ik vakası. Boş takılmasınlar diye yapıyorlar.

Bazen de aldıkları kişi işe başlamıyor vs olabilir tabi. Ama şu an çoğu iş ilanı yalan çünkü etik yok.

Türkiye'nin en büyük şirketlerinden birisi linkedin kariyer'de 20-30 ilan dolandırıp duruyor. Her sene aynı ilanlar dönüyor ama bakıyorsun mülakata ne çağrılan var ne de işe alınan. Hatta şirket içinde öyle pozisyonlar bile yok. Reklam için yapıyor olabilirler.

1) reklam. firmaların adları ön sayfalarda çıkıyor bu iş ilanları sayesinde.

2) ileride lazım olur diye cv havuzu oluşturuyorlar. eğer firmadan birisi çıkarsa, bu havuzdan en yakın birisini çağırmayı amaçlıyorlar.

türk firmalarının büyük bir kısmı bunu yapıyor.

Bunu cafeler de yapıyor yav, sürekli garson ilanı var camlarda. Alınan yok.

Reklam. Rakiplere ve iş ortaklarına "büyüyoruz" ve "işlerimiz kaymak gibi" imajı vermek için.

Bu gibi durumlarda ben dogrucuyum, doğruyu itiraf et kafan rahat olsun, doğruyu söylemek her zaman karlıdır ve sizin sorumlulugu ustlenen güçlü karakterli biri olduğunuzu gösterir

1) "Henüz bulgulara dayanarak hiçbir şey yapmadı" bu çok iyi.
2) Yöneticinizden habersiz devam etmeyin. Durumu açıklayın, hatayı şöyle fark ettim böyle düzelttim, bunu diğer ekibe nasıl ileteyim böyle ya da şu şekilde yapabiliriz gibi haber verin.
3) feci bir prestij kaybı yaşamayacağınıza kalıbımı basıyorum. 6 ay sonra ne bu duyuruyu ne de bu yaptığınız hatayı hatırlayacaksınız.

4) En önemlisi:
i.pinimg.com

archmage mahmut +1

"Tabii, elde ettiğim bulgu pek beklendiği gibi olmadığı için hemen sonraki adımları planladık ve birkaç farklı şeyi daha araştırmam gerek. Ama şimdi anladım ki bunlara gerek yok, çünkü gözden kaçırdığım şeyi düzeltince sonuçlar beklendiği gibi çıkıyor."

Sizden bir iş isteniyor, siz de ortaya bir iş çıkarıyorsunuz. Ortaya çıkan bu iş için "bulgu" ifadesini kullanmanız kafamı karıştırdı. Bir hata yaptınız çünkü. "Bulgu" ifadesi ortaya çıkan işte, bu işi talep eden kişilerce tespit edilen hataya da atıf olabilir.

Beklenene yakın bir sonuç/iş çıkmayınca "sonraki adımı planladınız". Kafalar yine karışıyor. "Sonraki adım" bir önceki adım tamamlanınca geçilen bir şey değil mi? Beklenene yakın bir sonuç/iş çıkmayınca başka bir yöntem/yol kullandınız sanıyorum.

2-"bu yeni karar kıldığınız bir sürü iş" burada bahsettiğiniz şey herhalde planladığınız sonraki adımlar. Demek ki planlanmamış, karar kılınmış aslında.

Tavsiyem 1 numara. Hatasını fark edemeyen birinin yaptığı işe kimse güvenmez. 3 numara zaten aynı şey. Yönetici hata yaptığınızı ekibe söylemenizi isteyecek.

IncredibleMau gibi boş adamlar yazmazsa sevinirim. Tek niyetiniz rencide etmek, küçük düşürmek veya insanların içinde bulunduğu durumla alay etmek.

Hiçbir yerde bu platformdaki kadar tanımadığı insanlara nefret kusan bir topluluk görmedim.

Sivri bir cevap verdiğimin farkındayım, yazdığım şeye kızmanıza da hak veririm. Ama niyetim asla rencide etmek, alay etmek değil. Kısa yoldan meramı anlatmak varken çözecek bir bulmaca bıraktığınız için sitem ettim.

Özelden aldığım hakaret mesajının ardına da yazabilirdim ama buradan yazayım istedim :) Yanlış anlaşıldıysam eğer kusura bakmayın.

Su hayatta hata yaptim ama hatami anladim, arka planda aksiyon planı şöyle yaptim/hatayı düzelttim demek kadar güzel ve mantıklı olay yok.
Hata yapip hatasini soylemeyen, saklayan adamin hatası ortaya cikarsa asil sikinti orada başlar.

Bir kac kere hata yaptim, çok büyük olmasa da. Direkt anlattim, sebebini soyledim ve nasil duzeltecegimi soyledim. Bitti gitti.

Hatanizi saklamaya calismayin.

bu tarz konularda en büyük risk yapılan hatanın siz değil yöneticiniz veya rakibiniz tarafından fark edilmesidir.

en rasyonel yol, yapılan hatayı sizin fark ettiğinizi ve çözümünün de bu olduğunu yöneticinize iletmek, diğer ekibe de yöneticiniz vasıtasıyla gitmek.

Türkiye'de bu usul çok yaygın değil. Akademi kültürü olmayan bir yerde tuhaf karşılarlar.

Aynen ben öyle yaptım. Faydasını da gördüm. Bence o yolda yürü.

ben yüksek lisansta bu şekilde yapmıştım, kabul de aldım, hem de aynı üniversitenin üç bölümünden birden, hocaların hiçbiri beni tanımıyordu. doktorada da bu şekilde yaptım, onda da iki farklı üniversitenin birer bölümünden kabul aldım. oluyor yani bir şekil. @playing star again'in yazdığı mail gayet güzel ve yeterli bence. bu arada tanıdığım hocaların çoğu bu şekilde öğrenci aldı, kaldı ki yabancı öğrencilerin başka şansı yok mesela zaten.

böyle bir usul var ama türkiye'de uygulandığına pek rastlamadım. genelde yapılan doğrudan sınavlara girip derdini anlatmak.

Türkiye'de tez konusu yeterliliği geçme vaktine kadar konuşulmuyor. iyi üniversite ve iyi hocalar istisna tabii.

1 sene ders alacaksın, sonra yeterlilik. Bu süreçte sana yayın bile yaptırmıyorlar. Aman yapma daha erken kafasındalar.

konu hiç sandığınız gibi olmayabilir. böyle varsayımlar üzerinden karar almamanızı öneririm.

ben alacagim maasa bakarim gerisi beni hic ilgilendirmez. ayrica tabii ki ayni isi daha ucuza yaptirabilecekleri birini arayacaklar is dunyasinin temellerinden biri bu zaten.

Kısmetten öte köy yok. Başka sebepler de olabilir. İstediğim maaşı verdikleri sürece sorun yok bence.

Şu anki işim için 1.5 ay sonra bana geri döndüler. Belli olmaz elbette, sonuçta bu bir ticaret de olumsuz dönecek bir ahlaka sahip bir şirketse bence acil bir pozisyon değilse 2.5 hafta çok bir şey değil.

benaslinda +1

bu kadar kesin yargılara varmanız yanlış. bazı şirketler işe birini alsa dahi o ilanları canlandırıyor. sizin işe girip deneme süresi bitmeden ayrılmayacağınız ya da çıkarılmayacağınız belli olmadığı için ilan uzun süre açık kalabilir.

Ben kabul etmezdim. Bu tarz bir iş anlayışını doğru bulmuyorum.

Biz şirkette şöyle yapıyoruz: ilanı açıyoruz, gelen cv'lerden eleyip sınav gönderiyoruz. Sınav sonunda en beğendiğimizle mülakat yapıyoruz. Mülakat iyi geçerse direkt mülakat sonunda teklif yapıp, 2-3 gün içinde cevap vermesini bekliyoruz. Eğer olumsuz cevap verirse bir sonraki adayı çağırıp onunla mülakat yapıyoruz.

Bir adayı 1 ay 2 ay bekletemezsin, insanların bir hayatı var. Ayıp bir şey. İlanı açtığın sürede yeterli başvuruyu alamıyorsan sende sıkıntı vardır, reklam ver, para harca, başvuru almak zor bir şey değil. Başvuranlar arasından, mülakata gelene kadar en iyisinin hangi aday olduğunu anlayamıyorsan yaptığın işi bilmiyorsun demektir.

Tüm bunları yapabiliyorsun, ama yine de işi uzatıyorsan bir çakallık peşindesindir. Öyle bir iş ahlakı olan bir şirketle çalışmamak gerekir. Bugün bunu yapan yarın seni başka türlü kazıklamaya çalışır. Bunlara güven olmaz.

Senin nasil is arama hakkin var ise adamlarin da eleman aramaya devam etme hakki var. Benim pazarlik/mulakat surecim hic 1 aydan az surmedi. Ilk isim icin 3 ay muhabbet ettim adamlarla, 3 farkli mulakata girdim vs.

Sen de bir yandan bakmaya, mulakatlara devam et. B/C planinin hazir olmasi lazim, esegi hicbir zaman tek kaziga baglamayacaksin.

Maas konusuna gelirse, sen kendine guveniyorsan, sirkete guzel para kazandirma potansiyelin de var ise korkmamak lazim ya, ben aklimdaki rakami soyluyorum, yerse. "Ama efendim piyasa ortalamasi soyle boyle", e git o zaman "ortalama" bir eleman bul kardesim..

Yaptıkları doğru değil. Maaşı yüksek söyledin, yada bizim skalamız şu demeleri lazım. Aslında doğrusu iş ilanında yıllık maaşını söylemeleri lazım ama bunu yapan sıfır türkiyede. Sende ona göre yolunu çizersin. Ne öyle yeniden ilan açıp yedekte bekletmek.
Teklif gelirse ve başka iş bulamamışsam mecbur bu şirkette başlardım. Bu bekleme

yedekte değerlendirildiğimi bildiğim bir işte çalışıyorum şu anda. şirkete beni sunan headhunter söylemişti "başkasıyla anlaşmak üzereler, sizi ilk alternatif olarak değerlendiriyorlar ama bence öbürünü alırlarsa hata olur, bu iş size dönebilir" diye. nitekim öyle oldu, 2 ay sonra bana döndüler. ilk tercihlerini işe almışlar, 2 hafta sonra bırakıp gitmiş.

benim yedekte olma sebebim maaş değildi ama başka yerde daha yüksek alabilecekken buraya girmiştim; sonradan kendimi gösterip yükseltirim diye. 1,5 sene sonunda ancak oldu o yükseltme, o da baya zorla. bu bir risktir, o işi maaş harici sebeplerle çok istemene sebep olacak şeyler varsa(kariyer gelişimi, iş öğrenme vs.) bu riski deneyebilirsin. ama maaş senin için hayatiyse ve başka açılardan sana katkısı olmayacak bir işse kabul etme. tabii başka teklif alır mısın, bunu kabul etmezsen mevcut işinde nasıl mutlu devam edersin; bunlar da önemli tabii.

bir ilişkisi yok bence. rağbet gören 1-2 üniversiteye başvurmuyorsanız, genelde direk kabul oluyor. (mühendislik için diyorum sadece)

bazı yerler giriş sınavı yapıyor yazılı + sözlü, saçma sapan hiç mantıklı gelmiyor bana da neyse.

Hayır. Marmara Bilgisayar mühendisliği doktora programı 10 kontenjanı ve 10 başvuranı varken 1 asil seçmişti sadece bir beş sene önce. İki arkadaşım başvurmuştu biri Boğaziçi yl diğeri İngiltere’de adını unuttum iyi bir okuldandı.

daha azdır.

Benim girdiğim yıl aynı cileklipasta'nın dediği gibi "5 kontenjan var 1 kişi almışlar" diye konuşuluyordu. Çok zorlu sınav ve mülakattan sonra 1.yedek olarak sonradan girebilmiştim. Mülakat acayipti. Ha İstanbul Üni'nin mülakatı daha kolaydı, Marmara çok zorlamıştı. İkisini de kazanmıştım. Ama başvuran 20 küsur kişi falan vardı sanırım, düşün sadece beşi girdi.

edit: mümkünse jüriye girecek hocalar kimler (veya kimler olabilir) öğrenmeye çalış. Onların alanlarına iyi çalış. Sınav olsa da olmasa da, sadece mülakat da olsa herkes az çok kendi alanından soruyor.

playing star again ve cosmicstring kast ettikleri daha çok danışman seçerken. ama TR'de önce programa kayıt olmanız gerekiyor, o aşamada arkadaşların dediklerinin pek önemi yok.

hayır iade edilmeyecek. Allah korusun ölür kalırsınız vs diye sigorta yapılıyor ailenize falan borç kalmasın diye.

Özel sigorta yaptırıp bankanın yaptırdığını iade alma imkanı var, araştırın.

1300 lira sigorta neymiş ya hu, çok para. Daha ucuza yaptırabiliyorsanız bankanınkini iptal ettirme ihtimaliniz var, tabi biraz dişli olacaksınız.

Bende geçen renden çektin 30,000 lira için 700 tl aldılar iptal ettirdim sigortasız kullandım krediyi

yasal olarak öyle bir hakları olmadığı gibi, iznin kalmayıp da izin kullanmak istesen, tamamen insiyatif olarak kullandırabilirler.

Ülkenin isverenlerinin ne rezil halde oldugunu eksiduyuru sayesinde daha iyi goruyoruz.
Yok hocam oyle bir hak falan.

yasal olarak öyle bir hakları olmadığını söyleyebilirsiniz.

ücretsiz izne çıkartabilirler.

sanki sizi korumaya çalışıyorlar ama pek de öyle değil gibi. hani hem koruyayım hem de izinleri bitsin 1.5 sene sürekli çalışsın kafasındalar mı anlaşılmıyor.

Kullandırtma diye bir seçenek yok ama yıllık izin zamanlarının işveren ile işçi arasında anlaşılan tarih üzerinden belirlenebileceği bilgisi kalmış aklımda. Yani siz de kesin şu tarihte izin alıyorum diyemiyorsunuz yıllık izinden kullanmak üzere. Acil durumlardaki izin mazeret iznine giriyor.

Yani eğer işverenin şimdiye kadarki tutumu çalışan yanlısı ise belki tamam denebilir ama sanmıyorum öyle de bir şey olacağını. İş yerindeki durumu en iyi siz bilirsiniz. İş arkadaşlarına bir sorun onlar ne yapacakmış...

Eğer firmada uzun seneler kalıcı değilseniz bence kullanın ama ileriye yönelik imza atmayın. Sonrasında yasal hakkınızı talep ederken şirket ben kullandırttım diyemez.

Ya da ayrılacak olursanız şirket +izinleri izin parasını öder ama - izinleri talep edemez

8 ile 10 arasında aman aman fark yok. Şimdiki işten kesinlikle çıkmaya zorlayan sebepler yoksa istenilen tutarda diretilebilir. İstiyorlarsa karşılığını vermeliler.

Simdi bazi firmalar var; harbiden denge falan umurlarinda degil, kimden ne koparabilirlerse.
Bazi firmalar var, bir maas skalalari var. Sana ne ustunu verebilir ne altini. O aralikta gider. Bu sekilde oradaki çalışanlar arasinda sacmalik olmaz.
Ornek veriyorum; bir firmada icten yukselip planlamaci oldum, junior. Ama firmada junior ya da senior yok. Herkes ayni pozisyonda kagit üstünde.
Yalniz benim maasim 2250 liraydi, digerlerinin 4bin-4.5 falan. Simdi aynı isi yapan 4 kisiydik, herkes ayri telde maas aliyordu. Bu sacmalik misal.
O yuzden ikisi de olabilir. Firmaya bagli biraz.

Devlet dışında (ki onda bile fark ediyor) bütün şirketler kimden ne koparabilirlerse o maaş teklifini yapar.

Maaş skalası olan bir şirket yok. Öyle bir saçmalık olamaz da.

10bin istediniz. Benzer pozisyonlardakiler 9 bin alıyor derlerse; o zaman beni bir üst pozisyona alın diyeceksiniz.

"yani 3-5 bir şeyler kurtarıp bunu bir başarı olarak sunmayı düşünüyor olabilir mi"
her birimin bir maaş bütçesi vardır ve şirketlere göre değişmekle birlikte genelde yıllık kpi'lar arasında o maaş bütçesini aşmamak gereklidir. özellikle sektöre göre değişmekle birlikte, o bütçenin ne kadar altında kalınırsa o kadar somut ya da soyut başarı sağlanmış olur. yani evet, sana ne kadar az verirse o kadar başarılı sayılacak olma ihtimali var. ama bunu işgücünü kaybetmeyi göze alacak kadar göz önünde bulundurmazlar genelde, o yüzden pazarlık kesinlikle yap.

bazen de şey olur, adayı beğenirsin ama istediği maaş planladığından çok yüksektir, dengelerini de bozmak istemezsin, bir orta yol bulmaya çalışırsın. bu noktada sana sundukları "fişsiz mişsiz son bu olur abi" gibi bir teklif de olabilir. pazarlığa girişir ama hiç taviz vermezsen seni ikna ve tatmin edemeyeceklerini düşünüp vazgeçebilirler. ucu ucuna yapılan maaş pazarlıklarında işe alınan kişinin kısa sürede, daha yüksek maaşlı bir iş bulup, ayrılma ihtimali daha fazla oluyor genelde. "buraya da ucuza geldik yea" düşüncesi işvereni de isteyeceği bir durum değil.

maaş pazarlığının bence en etkili yöntemi beklentinin maksimum şekilde mantık ekseninde açıklanması. neden 10 bin istiyorsun da 9 bin istemiyorsun mesela?
"çünkü bu iş yerinde devam edersem sene sonunda %10 zam alacağım, maaşım 9 bine yakın olucak. buraya girdiğimde bana 6 ay içinde zam yapmayacağınızı tahmin ediyorum, 6 aylık bir enflasyon kaybım oluşacak"
ya da
"bu işi bir kariyer basamağı olarak görüyorum, bana katacağı çok şey var ancak kariyer anlamında atacağım adımları dikkatli seçiyorum, artık 2 senede bir değiştirip maaşımı yükseltemeyeceğim için ve bir iş yerinde senede %20 zam almak imkansıza yakın olduğu için, maaşım 2 sene sonra piyasanın altında kalmasın diye işe girişte anlaştığım maaşın biraz daha yüksek olmasını tercih ediyorum"

artık sana ne kadar ihtiyaçları var, hangi fikri daha iyi savunabilirsin, hangisi gerçekçi; bunları düşünüp yukarıdakilerden biriyle oturabilirsin masaya. aklıma gelmeyen başka şeyler de olabilir, amaç ne istediğini ne katacağını bilen ve ona göre gerçekçi istekleri olan bir profesyonel görüntüsü çizmek. sadece, çok katı olma(eğer 9bine de razıysan) ve çok normal bir şey yapıyormuş gibi görün.

Firmaya göre değişir. Pazarlığa açık firmalar var, kapalı firmalar var. Ben eskiden görüştüğüm bir şirkete beklentimin altında kaldı bu maaş iyileştirme yapabilir misiniz diye dönüş yapmıştım. İK'dan "teklifte revizyon olmuyor ama İK müdürümüze soracağız." dediler. Sonra revizyon yapmadılar. Ben de kabul etmedim. Muhtemelen kara listeleri falan varsa girmişimdir o listeye.

Bazı firmalar var. Maaş skalaları oluyor. X pozisyonu için atıyorum 4 maaş skalası var. En az tecrübeli 1. seviyeden, en tecrübeli ve en donanımlı aday 4. seviyeden maaşı hak ediyor diyelim. Teklifte 1. seviyeden başlıyorlar (bazen aday çok iyi ise ya da beklentisi çok yukarda ise üst seviyeden de başlayabilir). İlk teklif red edilince yani pazarlık istenince seviyeyi artırarak yeni teklifler geçebiliyorlar. Buradaki risk, firma seni 2. seviye olarak değerlendirmiştir. Sen ikinci teklifi de az bulursan üçüncü teklif gelmez.

Nasıl başlarsan öyle kardeş, baştan bık bık yapıyolarsa her zamda da aynı şekilde mağdur olursun. İk cılar ne tırtıklarsak kar mantığında çünkü patronculuk oynuyorlar sana karşı. Verebilecekleri maksimum maaş swnin belirttiğinin altında olsaydı tekrar tekrar görüşmezlerdi.baştan söylerlerdi. Vermelerine imkan olmadığı halde seni oyalıyolarsa zaten karakterleri bozuktur. Kendi işinde kalmanı öneririm.
Bana göre bir aday daha vardı az beklentili olan. İk cılar onu gözüne kestirdi. Teknik taraf seni öne çıkarınca seni kendi açılarından da cazip hale getirmeye çalışıyolar. Ben ıarar ederdim hala bir işim varsa ama sen bilirsin.

Skala olayı bence de yalan. Yani kurumsal şirketlerde var öyle bir muhabbet, ama onu da baştan söylerler zaten. Siz bi rakam verdiğiniz halde konuşmaya devam ettilerse diretin derim. Zaten giriş maaşınızın yüksek olması mühim, sonra %50 zam alacak haliniz yok.

Benim başıma gelmişti öyle skalamız var muhabbeti yapan bir yer, iyi o zaman geçmiş olsun diyip çıktım, ertesi gün arayıp istediğim tutarı verdiler. Küçük şirketti ama o.

Kurumsal şirketten sa.

Kvkk gereğince maaşlar öyle açık açık paylaşılamıyor. Fakat maaş skalası satan şirketler var. Yılın belli dönemlerinde bu şirketlere pozisyon+maaş bildiriminde bulunuyorsun. Senin gibi 20-30 şirket de bunu yapıyor.

Sonra bu skala şirketi sana skalayı satıyor. Mesela a uzmanı alacaksın, bakıyorsun a uzmanı en az 1000 en çok 8000 almış. Toplam ortalamada da 4500 alıyor. Hatta üst paketlerde sektör ortalamasını bile gösteriyor.

Sen de alacağın a uzmanının deneyimine ve şirket içinde ne kadar önemli bir yer edineceğine göre fiyat teklifinde bulunuyorsun.

Doğru düzgün kurumsal şirketse zaten sizi 2. Hatta 3. Görüşmeye çağıracaklardır. İlk görüşmede aldığınız maaşı söyleyin (bunu söyleyebilirsiniz) sonraki görüşmelerde çalışacağınız ekipten birileri ile görüşeceksiniz o zaman o ekipte nasıl rol alacağınızı belli etmeye çalışın.

Aklı başında çalışanlar varsa merak etmeyin adamın aldığı maaş belli, etkin geliştirmede olacak, bize gerekli vs diye aldığın maaş üstü teklifle gelirler.

evliysen de çocuk var mı, düşünüyor musun gibi sorular geliyor :) evlilik - çocuk gibi şeyler hayatı ve düzeni doğrudan değiştirebilen şeyler. özellikle de kadın için. Bir kadın evlendiğinde sadece evliliğini bahane ederek tazminatını alarak işten ayrılabiliyor en basiti.

2,5 saatte 7 kişi mi ? Subaylık mülakatı sanki mübarek.

1- Kadın isen çocuk doğurma ya da evlilik tazminatı olayından dolayı soruyorlardır.
2- Erkek isen, verecekleri maaş ile ev geçindiremez bu yarın gider mantığı nedeni ile soruyorlardır.

Üzücü ama bir çok kurum hala böyle düşünüyor.

bana ne zaman çocuk yapmayı düşündüğümü bile sordular. bişey diyemem şu an için dediğim halde mutlaka vardır bir planınız diyor. seks takvimi mi açayım önünüze...

sorulmaması gereken sorular.

ama onların düşündüğü muhtemel nedenleri:
- evlenirsen işi bırakabilirsin.
- çocuk doğurursan işi bırakabilirsin.
- sevgilin varsa evlenebilirsin.
- evlenmeyi düşünüyorsan eşin çalışmanı istemeyebilir.

bunun sorulması ile bu konuda muhtemelen ayrımcılık yapıldığını düşünüyorum. hoş bir durum değil ama işsizliğin çok büyük problem olduğu ülkede bununla ilgili sağlam davalar görür müyüz hiç emin değilim.

Premium hesap naif bakmış, yukarıdaki cevaplar +1

Medeni hali geçtim, tek mi yaşıyor aileyle mi arkadaşla mı sorularından yola çıkıp "aile hayatı yok gecikip durur bu kesin" diyen ik'cı tanıyorum. Kafalarındaki kalıplara göre bi çıkarım yapmaya çalışıyorlar işte, geniş düşünemiyorlar.

konusma becerisi falan olcmuyorlar, gereksizce bu soruyu soruyolar ki etik olarak sorulmasi yasak bir soru bu.

ayrica bu sorunun evrimi su sekilde

iliskiniz var mi?

evlenmeyi dusunuyor musunuz?

kac senelik evlisiniz? cocuk dusunuyor musunuz?

olursa kac yasina kadar siz bakmayi planliyorsunuz?

cocugunuz kac yasinda?

kardes dusunuyor musunuz?

cocuk-cocuklariniza kim bakiyor? bakici mi aileden biri mi yoksa okula-krese mi gidiyor?

bir kadin olarak ben bu sorularin hepsiyle muhattab oldum ne yazik ki.

bana ik, açık açık benden önce görüştüğü kızın kısa süre içinde evlenmeyi planladığını bu nedenle onu seçmediklerini, benim de böyle bir planım olup olmadığını sormuştu.

çünkü medeni hale göre muamele gösteriyor vizyonsuzlar.

şu an ekipte tek bekar olduğum için evim ekipteki herkesten daha uzak olmasına rağmen kıta değiştirecek olmama rağmen ilk ben ofise dönüyorum. çünkü onlar evli :) ben bekar ve yalnızım.
bunun bir tık ilerisi de çocuk muhabbetleri işte. özel hayatına göre muamele görüyorsun.

edit: bu arada yöneticim birkaç kez ee ne zaman düğün ne zaman evleniyorsunuz diye de ağız yokladı. sana ne diyememek çok üzücü.

geçen yıl bir lisans için ciddi mobing yedim, almazsan zam yok terfi yok vs vs. neyse aldım lisansı. zam konuşmasında bana şöyle bir cümle kuruldu; '' bu sene evleneceğin için x zam yaptık ''. nasıl yani ? lisans diye tutturdunuz ve aldım lisansı aldığım için de zam almak zaten hakkım. ayrıcalık tanır gibi evleneceğin için zam verdik ne demek. bu konuda çok doluyum.saçma sapan şeyler işte.

Erkeksen evliysen işten kolay kolay çıkamazsın her dediklerini yaparsın, kadınsan evliysen her an işten çıkabilirsin veya hamile olup bir süre uzaklaşabilirsin gözüyle bakıyorlar.

Ayrıca şirket içinde de, ekstra çalışması gereken varsa haftasonu, gece vs genelde bekarlar, mümkünse bekar değilse evli erkekler öncelikli.

Seni nasıl kullanabileceklerini-sömürebileceklerini anlamaya çalışıyorlar. Bir keresinde iş görüşmesinde direktör seviyesinde olan adam aynen şunları söyledi."Tam istediğim gibi bir adaysın ama bekarsın, sorumluluğun yok, mecburiyetin yok, istediğin zaman işi bırakıp gidebilirsin. Şu anda seni işe alamam ama eğer evlenirsen mutlaka tekrar görüşelim" İçimden koca bi siktir çekip çıktım görüşmeden. Çok zor durumda değilseniz böyle bir firmada zaten çalışmayın.

Görüştüğünüz firmaya göre değişir. Biraz iyi niyetli bir yaklaşımla geleyim: özel sağlık sigortası ve olası yurt dışı iş seyahatleri için gerekli olabiliyordu. Yurt dışı merkezli şirketlerde çalıştım, bu sebepten soruyorlardı, TR şirketlerinde farklı olabilir.

sorulması hukuka aykırı..

türkiye insan hakları ve eşitlik kurumuna şikayet edebilirsiniz.

hiç bir şey olmaz. takılmayın bu kadar.

hayır asla,
süreci zedelemez

Siz yapabileceğinizi yapmışsınız, özür dilemişsiniz. Şirketin Skype kullanımında bir sorunu keşfetmişsiniz hatta, belki onların da haberi yoktu linklerin sürekli kullanılabildiğinden. Yaşanan olay sizin değil daha çok onların sorunu.

Sizin hatanız değil. Siz ufak bir yanlışlık yapmışsınız. Onlar tüm adaylara aynı linki göndererek bilgi güvenliğinde bir zaafları olduğunu ifşa etmiş oldular. Sizin sürecinizi etkileyeceğini sanmıyorum.

Hic sikinti yapmayin hatta iyi gecmisse görüşmeniz komik bir ani olarak bile kalabilir. Ben sahsen komik bulurdum durumu.

Küçük düşürücü bir durum olmadigi sürece onemsiz boyle olaylar.

kimsenin umrunda değil inan, takılma buna.

Bunu diğer görüşmede eğlencelik olarak kullanın ve artı puanları toplayın

gayrıihtiyari bir durum. sorun teşkil etmez bence.

hiç bir şey olmaz hocam. hatta biraz daha akılda kalıcı oldunuz işte ne güzel :)

kızmazsanız çok güldüm ama olayı anlatınca. ik'da çalışıyorsun ve ciddi ciddi iş görüşmesi yapıyorsun. sağ alttan dırınk diye bi kafa çıkıyor "melhaba yine ben eheheh" şeklinde. iyi gülmüştür ikcı :)

korkmuşlardır :)

Çarşamba bugün, nasıl geçti?

Gayet iyi geçti görüşme, hiç bahsi açılmadı.

bursa'dan sabiha gökçen'e burulaş veya istanbul konfor ile gelin. havaalanından taksiyle teknoparka geçersiniz. taksiye binerken teknoparka gideceğinizi söylemeyi unutmayın. bazen kısa mesafe diye surat yapıyorlar.

Sayın depresif genc.

Arkadaşında olsa hepimiz sınırları olan yaratıklarız. Hayır demek dunyanın en güzel şeyidir. Bir dene.

Hiç bir şey senin huzurundan değerli değil.

Sana güvenerek mi kabul etmiş. Yok de geç.

sevgilim bende kalıyor de.

bir de ısrar etmesi çok korkunç.
kesinlikle mümkün olmadığını dile getirin şartsız şurtsuz.

hem emirvaki hem de kalıp kira vermemeyi kafasına koyduysa baya bir çıtayı yükseltmiş.

her şeyden önce korona var. siz izole misiniz bilmiyorum ama evde başka birinin olması 2x'e çıkarıyor riski.

techsavvy +1 arkadaşın üzülmesin diye sen kendini üzeceksin.

aldığı maaş ile ev tutması imkansız ise sizinle birlikte yıllarca kalmayı mı planlıyor.

Nuri Bilge nin uzak filmini izletin

kiraya ortak olacak olsa, iyi davranmış olsa vs. kendini toparlayana kadar bi süre kalsın derdim ama dediğin gibiyse bahane falan bulma. burda yazanları söyle.

planlarını sormayı deneyebilirsiniz yani ne zaman ev tutacaksın, o maaş ile bu şehirde biraz zorlanmaz mısın gibi kibarından sorup sonrasında reddetseniz kendisi de farkına varır diye düşünüyorum. bu konuşmadan sonra kira sizin için problemse bu konuyu da ekleyip konuşabilirsiniz.

ben arkadaşımı tanıyorum hiçbiri işe yaramaz diyorsanız sevgilim/ailem bende kalacak demek en iyi bahane.

"ben kendim zor geçiniyorum. hem işim çok yoğun oluyor, seninle ilgilenemem. ben yalnız yaşamaya alıştım, ailemden biri geldiğinde bile rahatsız oluyorum. seninle evimi paylaşamam. bir de zaten korona var, tek başıma daha az risk ile yaşıyorum. kusura bakma."

yolla gitsin.

Eğer kabul edersen onun istediğini yeni nickin,
depresif obsesif kompulsif genç olur haberin olsun.

hemen yakınlarında 2 kişiyi filan ara, ya da sevgilini kaynanaı filan. o tarihlerde gelip bir iki gün sizde kalsınlar. ev dolu dersin yalan söylememiş olursun.

evet yasayabilirisn.

ona arkadasim diyorsan, zor zamaninda yaninda olmak senin gorevin. hayat iliskilerimiz uzerine kurulu. iliskiler de bencillik uzerine kurulamaz.

seni insanliga davet ediyorum.

İstediği kadar zor durumda olsun. Hayatında 1 kez olsun bir şeye karşı mücadele ver diren. %100 ahlaki olarak o haklı olsa bile onu eve sokma. Bu senin ilk zaferin olsun. Zira senin sende olduğunu varsaydığın şey vicdan değil, dümdüz korkaklık. Aman kalp kırmayayım diye kendi hayatından daha fazla vermene gerek yok. Ne olursa olsun önce sen (yazdıklarından karakter analizi yaptım).
Evet dersen;
1. Sana ortak olmaya çalışacak, yine evet dersen hiçbir zaman kira alamayacaksın
2. Evde huzurun kalmayacak.
3. Kız arkadaşını da eve yerleştirecek.
4. Gıda masrafları da sana kitlenecek.
5. Bu tip adamların çevresi de böyle olur bir anda bu tiplerle etrafın çevrelenecek.
6. Ki bu en önemlisi bence; hayır demeyi öğrenemediğin hayatın boktan olmaya devam edecek.

Hayır dersen;
1. Büyük bir beladan kurtulacaksın. Boş beleş bir insanı değerli hayatından uzaklaştıracaksın.
1. Vicdanın sızlayacak. Sonra anlayacaksın ki çok ama çok doğru bir karar vermişsin.

Not: Hiç sevmem bu tipleri. Hiç mi utanman yok senin ya. Benzerini ben de zamanında yaşadım.

o çocuk o eve girer, 5 para vermez, bir daha da çıkmaz.

bu ne yüzsüzlük emrivaki bir şekilde geleceğini söylemek. Asla kabul etme, hayır de

Çoğunluğun tersine kimsenin sahiden kötü durumda olmasa kalacak yer için yalvaracağını düşünmüyorum. Insanların hayatlarında çok kötü dönemleri olabiliyor, özellikle işsiz kalmak, sanırım başka şehirde de olsa iş bulabildiyse her şeyi göze alacak kadar ısrarcı olmayı gerektiriyor. Temelli kalmayı kafaya koyduğunu nasıl anladın bilmiyorum ancak belki de durum bu değildir. Sahiden çok zor durumdaysa bir hayat kurtaracak olabilirsin. Sende biraz kalır ve sonra kirata ortak olabileceği başka bir eve çıkar. Ilk etapta belki borçları vardır ve kiraya çikamayacak, paylaşamayacak kadar parası kalmayacaktır. Bir ay idare edersin, sonra kiraya ortak olabileceği bir yere çıkmasını saglarsın. Bana kalırsa. Arkadaşının durumuna üzüldüm.

Eğer işi kabul etmeden arasa sorsa, akıl ve yardım istese bir iki ay toparlanana kadar yardımcı olunabilirdi.

Ama bu şekilde emri vaki yapan ve anlaşıldığı karakterde birisi ise, eve girse çıkmaz bir daha.

Vicdanlı biriysen ucuz bir otel bul ve bir aylık ödemesini yap, sonrasına karışma. Ya da yanına ev arkadaşı arayan birilerini bulun ve yine bir aylık masrafı siz verin.

Yardıme etmek istiyorsanız böyle yardım edin, diğer türlü huzursuz ve mutsuz olursunuz.

arkadaşlar usul esastan önce gelir.

adam ben işi buldum evim çok çok çaresizim geliyorum diye bir gün kala geleceğim diyor. bu öküzlüğü yapan adam yarın bir gün evden de çıkmaz.

Önce bir yoklarsın anlatırsın 1-2 ay diye bir süre verirsin, rica edersin filan falan.

benim bir kuralım var. gideceğin firma şu an çalıştığından daha büyük olmalı. bu büyüklük gelecek anlamında da olabilir. misal stfa,alarko çok büyük bir firmadır ama kalyon ya da cengiz ile çalışmak için bırakılabilir.

ne zaman bu kuralı uygulamadıysam başarısız oldum yine iş değiştirdim.

deneme süresi herkes için geçerli tabi. bazen yanlış seçim yapabilirsiniz.

sonuçta bir risk tabi. daha fazla para veriliyorsa gidilebilir ama. kısa vadede olmasa bile ama 5 yıl sonra da olduğun yerde ne olacağın belli değil koçun yeğeni değilsen. gideceğin firma en az mevcut firman kadar kurumsal geçmişi olan geleceği olan yer olursa gidilebilir.

artı-eksi hesaplaması yapıyorum. uzun vadede getirileri en önemli nokta burada. olumlu bir sonuç çıkarsa hesaplarımda genel olarak teklifi kabul ediyorum. kurumsal geçmiş bence de çok önemli.

istanbul dediğin için hayır derim.
normalde iş değiştirmek için maaşta %20 ve üzeri fark mantıklı ama şehir ve dolayısıyla yaşam giderleri farklı olacağından bursadan istanbula geçmek mantıksız geldi.

daha sonra daha iyi bir fırsatla geçersiniz.
bir de bilinmedik firma önümüzdeki ekonomik çalkantılarda sizi ve kendini koruyabilecek mi?

çalışma şartları aynıysa istanbula gitmezdim. devam ederdim bursada zira aradaki 1500 liralık farkın büyük kısmı istanbulun hayat pahalılığı nedeniyle eriyecektir. ayrıca istanbuldaki stres de cabası.

7k'nın bursa'da sana sunduğu hayattan 8500 için istanbul'a gitmek seni bursa'da 4k ile yaşıyormuş gibi hissettirir(sallıyorum götümden ama illa ki hayat kaliten düşer) ben değiştirmezdim

Sektör yazarsanız fikir verme açısından daha faydalı olur. Malum daralan sektörler var büyüyen sektörler var. Ayrica 2. Firma kariyer gelişim fırsatı sunuyor mu?

boğulacaksan büyük denizde boğul. istanbulda hayat pahalı bile olsa artık aynaya baktığında 8500 lük bir herife bakacaksın bunun bile katkısı olur sana.

su anda sirket degisikligi hele bilinmeyen firmaya yapilmaz.

7k ile bursada paşalar gibi yaşarsın, sıkıldığında da istanbula gezmeye gidersin.

istanbul'un kahrı çekilecek durumda değil.

kira fiyatları ve yaşam şartlarıda cabası...

ekstra olarak istanbulda yaşama hevesin yoksa bence gerek yok. şartlar bursada biraz daha iyi (az maaşa rağmen)
bir de istanbulun neresi? bağcılar var, acıbadem var. yaşayacağın, işe gideceğin yer çok önemli.

Normal şartlarda olsa İstanbul derdim. Çünkü fırsatlar...

7.000 liraya paşalar gibi yaşarsın da memur musun? İstanbul'da o 8.500'ü daha da artırabileceğin fırsatlar çıkabilir karşına. Boğulacaksan büyük denizde boğul +1

Ammmaaaaa. Covid-19 nedeniyle diğer arkadaşlara katılıyorum. Şu an yapılacak bir hamle değil. Bilinmeyen firmalar ayakta kalmakta zorlanacak. Gıda sektörü değilse büyük risk.

bir kere işten memnuniyetsizlik dile getirmediniz, demek ki pek şikayetçi değilsiniz, diğer firmadan memnun kalacağınız ne malum? sana getireceği trafik/kalabalık stresini ve zaman kaybını hesaba katmasak bile, sadece parasal açıdan baksak bursa'da 7000 istanbul'da en az 10.000'e falan tekabul eder. ayrıca pek bilinmedik bir firmada kariyer gelişim fırsatı yüksek mi?

istanbul'da 2 yıl yaşadım ve koşarak kaçtım. maaşımın 2 katı bir teklif gelirse belki düşünürüm.

normalde bile %20 için şehir değişikliği yapılmaz derdim bir de bu durumda hepten sakat.

sadece şu durumda iş değiştirirdim; mevcut firmanız durumu sıkıntılı veya malum süreçte sıkıntı yaşayacak toparlayamayacak gibiyse hazır teklif varken kaçardım.

bence değiştirme, beklemelisin

bursa'da yaşayacağıma 6000 TL'ye istanbul'da yaşardım. yani gördüğün gibi çok kişisel bir şey, sen maaştan ve mevcut durumdan ziyade önce 'istanbul mu bursa mı' hususunu halletmelisin.

telefonlar aradıklarında söyle işte, maaş konusu benim için önemli ve bu konuda birkaç kötü tecrübe yaşadım, aşağı yukarı bir paket alabilir miyim de. bunu diyince sana soracaklar zaten sen ne bekliyorsun diye, o zaman söylersin. asıl profesyonellik bu zaten, niye dışına çıkmış olasın. sadece üslubun önemli, sizin de vaktinizi almak istemem gibilerinden söylersen yadırgamazlar.

sektörünüzde az çok hangi firmanın beklentinizi karşılayacağını biliyor olmanız lazım diye düşünüyorum. bence dünyanın nerseinde olursa olsun cv ye maaş beklentisini yazmak ilk başta negatif algı bırakır. iş görüşmesine gitmekten sıkıldıysanız telefonla iletişime geçtiklerinde maaş düşündükleri pozisyon için maaş skalasını ve yan hakları mesela servis/yemek vb.. gibi şeyleri sorabilirsiniz. ben şu parayı istiyorum yerine daha kibar olur bence. vercekleri yanıta göre gidip gitmemeye karar verirsiniz.

Aslında olması gereken şirketin aralığı ilanda belirtmesi. Ama maalesef Türkiye profesyonel bir ülke değil.

@black mamba +1

CV'ye yazmıyorum da ilk konuşmada söylüyorum, uyuşmayacaksak niye uzatalım muhabbeti.

Kacak akim rolesi mi atiyor, prizde veya priz kablolarinda sorun vardir cok buyuk ihtimalle, sigirtayi indir ve yapabiliyorsan prizi degistir, kabolarda siyahlik gevseklik ya da oksitlenme varsa kesip kisalt.

Bu arada cihazi baska prizde denedin degil mi?

Bizim ofiste de lavabodaki priz sürekli ıslandığı için sürekli kaçak akım rölesini attırıyordu. Eğer prizin mutfak tezgahında falansa öyle bir durum olabilir, yemek, kettle buharı, bulasık temizlik esnasında falan ıslanıyordur belki. 300 lira kaçak akım rölesi + işçilik için çok yüksek bir fiyatlandırma bence.

kaçak akım rölesi sizin hayatınızı koruyan bir röledir. eğer sadece o makinayla gerçekleşiyorsa o makinada kaçak olduğu anlamına gelebilir.
makinada kaçak varsa anlamanın en kolay yolu kontrol kalemidir. ama uzman biri de kontrol etse yerinde olur.
prizde de sıkıntı olabilir gibi duruyor anlamının iki yolu var.

1) o prize başka bir cihaz takın ve bırakın.

2) kahve makinasını başka prize takın ve çalıştırın.

bundan emin olmadan kaçak akım rölesini değiştirmeyin. büyük ihtimal sağlam kaçak akım rölenizi alıp size sıfırını takıp havadan 300 tl kar edecek.. onu da gidip sıfır diye bir yere taksa kimsenin ruhu duymaz.

Bunu biz buradan test edemeyiz fakat siz once o prizi kullanmayarak, olmazsa sonra da o makineyi kullanmayarak test edebilirsiniz.

Prizde gevşek kablo olması veya kahve makinasının gövdesine kaçak olabilir. Kaçak akım rölesi takarsan sorun çözülmez, daha da artar.

Ayrıca kaçak akım rölesi fiyatı 4 kutuplu için 100tl civarı, bi yürüsün gitsin işine...Eğer mevcutta yoksa taktırmanı öneririm ama 200tl den bir kuruş fazla verme.

ozdek+1

"şalter atıyor ve o prizden bir parıltı geliyor." Problem prizde, ya da topraklama hattında.

O prizi kullanmayarak dene bir iki gün, evde kaçak akım rölesi varsa ve atan şalter dediğiniz buysa cihazda da hata olabilir.

Sakal boyu, şekline bağlı. Kirli sakal denilen şekil artık firmalarda tabu değil.

olumsuz olmayabilir ama kesersen olumlu olur.

Yazılımcısınız herhalde. Ben tüm mülakatlara 1 karış sakalla girdim, bi sorun olmadı.

biraz bakimli duruyorsa sorun olmaz

Bazı şirketler çok önem verip sırf bu yüzden almayabilir. Görüşmenin ne tarz bir yerle oldupumu yazsaydın keşke

Son görüşme ve olma ihtimali buna bağlı ise kesilir, girince tekrar bırakılır. İlk görüşme için kesme

başvurduğun işe bağlı. kurumsal bir yerde teknik bir iş içinse kesmen gerekir. yok cartcurt kafede kahve yapacak bir pozisyonsa kesme.

isine ve pozisyonuna gore degisir ama beni sakalim yuzunden ise almayacak sirkette zaten calismak istemem, o yuzden sakalla giderdim. is gorusmesinde kural: ise girdiginde nasil giyinmen gerekiyorsa, nasil giyineceksen o sekilde giyinmek.

Sakalsız adam mı kaldı ortalıkta zaten.

yüzde yirmi altına iş değiştirmeyin derler. ben naptım? eksi yüzde yirmibeşe iş değiştirdim. pişman değilim

tüm kriterleri aynı kabul edersek %10 yeterli ama insan duygusal bir varlık, kendi menfaatini sağlıklı bir şekilde düşünemiyor.

İş yerinde ne kadar mutlusun? Bu da önemli bir kriter. Para elbette önemli, para için çalışıyoruz. Ama para uğruna iş değiştirip pişman olan bir sürü insan var. Örnek: Ben ve iş arkadaşlarım.

açıkcası belirli bir yaşa kadar daha iyi kariyer fırsatı, daha iyi firma vs için iş değiştirmek mantıklı ama belli bir yaştan sonra çok riskli görüyorum ben.

şu an %20 için dahi değiştirmem mesela. o riski almam. ama daha önceleri çok aldım.

yaş 35'e kadar deli gibi iş değiştir. bilemedin sonra da sakinleş... huzur çok önemli tabi. onu da ihmal etme. daha az paraya süper huzurlu olduğum işte 14 yıl çalıştım. süper yanlış hareketti. sonra kendi şirketimi kurdum da götü kurtardım.

Sekör bt ise yüzde 50 altına değiştirmem.

Riske girme

Senin yerinde olsam elimdeki para ile altın alırım geçen sene 8 bine aldığım bileziği 6 ay geçmedi 13 bin e sattım sen düşün.Ayrıca şuan kredi çekmek biraz mantıklı birazda mantıksız ve o kadar borca girmek çok zor ben yapmazdım.Evdende kira almayacağını söylemişsin bence biraz ölü yatırım gibi.

Yazlıktan yatırım olmaz. Alalım annem otursun rahat rahat diyorsanız alın. Onun dışında ilerde değerlenir iyi para eder ümidiyle alıyorsanız üzülürsünüz. Yazlık eğer çok çok yüksek potansiyeli olan ve ilerde çok fazla turist vadeden bir yer değilse maddi getirisi pek iç açıcı olmaz.

Eger yazligi almayinca baska bir yer almayacaksaniz ya da o 2bini her ay kenara atamayacaksaniz alin dursun kenarda bence.

İş ile ilgili bir sorun olursa 2bin kira 2bin kredi ödemeniz ödemeniz gerekecek. Bunu da gözardı etmeyin. 30bin TL sizin güvenceniz onu kenarda tutun bir şey almayın.

Ben de arkadaşlardan farklı bir konuda yazıyım tanıdık, akraba, kardeş sakin borç almayın, iyiyken kötü olursunuz. Güvenilmez.
İşin içine para girince hatır gönül kalmıyor.

hem kazancım olmayacak diyorsunuz hem yatırım diyorsunuz? ölü yatırımdan ne gibi bir beklentiniz var ki?

bir de bu kadar büyük bi parayı kardeşimle ortak bir eve yatırmazdım ben. kesin iyiyken kötü olursunuz ileride.

Ortak yazlık fikrine ben sıcak bakmazdım, şimdi çöpsüz üzümken iyi de ileride sorun oluyor ortaklık. Ben olsam girmem ortaklık işine. Biraz daha para biriktirip kendime ev alırım, 2.000 kira az değil, üzerine koyup kredi borcu ödemek daha makul. Oturacak ev yokken yazlık almak zaten mantıksız.

Anneler icin her seye deger.Tavsiyem annenizin uzerine yapin evi.Ortak alirsaniz muhtemelen kardesinizin esi yada sizin esiniz kaynakli sorunlar cikacak.Annenize alin gitsin.

Bahce kati ne alaka. dusunme bile.

ben ya dusuk kiraliyi veya 1850 lira olani secerdim.

10. kat tabi ki

+1 hot potato

Birinci evin girişi kullanışsız, bir de eşyalarda sıkıntı var. Yemek masası yok, yatak tek kişilik. Bunlar sizin için sıkıntı olmazsa fiyatı uygun. Ama adam baya kira, depozito peşin istiyor.

İkinci evin tek kusuru ise bahçe katı olması. Dışarının gürültüsü eve dolacaktır.

Üçüncü evde 1800 etmez, diye düşünüyorum. Ev çok sıkışık.

Dördüncüsü baya kullanışlı gözüküyor. Sadece en üst katta olması belki sizi rahatsız eder. Onunda dışında ilanlar arasında en iyisi. Evin eşyaları tam, yatak odası da düzgün. Sıkış sıkış değil. Ama evin kirası ve aidatı diğerlerine göre daha yüksek.

İlk daire 200 lira ucuz dördüncüden ama 200 lira için 2 kira tutarı depozito, 1 kira tutarı hizmet bedeli masrafı ödemek mantıklı gelmedi.

1.

Bahçe zaten geç

10. Kat olmaz

bahçe katını ve en üst katı geç, ne bizim müteahhitler doğru düzgün ısı ve su izolasyonu yapmayı biliyor ne de bizim milletin komşusuna saygısına var.

geriye kalan iki tercih arasında eğer güneş ve ışık alma, çift cephe olma, cadde-havuz-çocuk parkı gibi gürültülü bir yere bakma, önünün açıklığı, odaların genişliği ve eşya yerleştirme imkanları açısından anlamlı bir fark yoksa merkezi ısınmayı tercih ederdim. kirası fazla olsa da hem aidat 10 tl olsa da az, hem de uzun vadede doğalgaza verilecek para aradaki farkı kompanse edecektir.

ev sahiplerine çokça depozito kaptırıdığım için son evimde son ay kirasını ödemedim. Öyle çıktım. Tavsiye edilir.

Peki bu durumda karşı taraf uğraşır mı? Çünkü yasal olarak ödemek zorundayım. Ama adamlardan belli ki depozitoyu vermeyecekler. Bunun sonu nereye varır diye düşünüyorum.

Hiçbir yere varmaz. Ödeme son kirayı çok git.

Bu işin yordamı zaten son kirayı depozitoya saymaktır. Genelde benim bildiğim böyle olur.

istifa ediniz

İş yavaşlatma veya kötü performans bana göre bahanedir.
Ya çalışır işini adam gibi yaparsın, veya yapmazsın ayrılırsın.

İş yavaşlatma veya kötü yapma, az maaşı açıklayan bir şey değildir. Hatta o maaşı bile haketmediğini kabul etmektir.

Seni cok iyi anliyorum.
Is bakican mecbur.
Insanda sevk birakmiyor bu durum haklisin ama yeni bi isten baska cozumu yok. O zamana kadar da is yavaslatma olmaz ama cok da yorma kendini derim. Ben de senin gibiyim istesem de is yavaslatamam

aldığın paranın daha fazlasını hakkettiğini düşünüyorsan iş ara. Eğer düşündüğün miktara bulabilirsen arkana bakmadan hemen git işe. eğer bulamazsan demekki o paraya çalışacak kapasitedesin dolayısı ile yaptığın işe devam edip mutlu olmaya bak.

15 alır sanırım

net 10 civari bence.

10 bin.

tecrübenin ne kadarının TAİ'nin işine yaradığına bağlı. diğer arkadaşların aksine ben 8-9 civarıdır diye biliyorum

sözleşme bitirilmezse yenilenir otomatik olarak, noterden bildirim garanti olur tabi ve iadeli taahhütlü posta ile gönder almadım ben belge vs. demesin ev sahibi.

Noter den bildirim garanti olur. Ya da SMS yollayın garanti olsun bir şey olursa savcılıktan suç duyurusunda bulunucam dersiniz SMS leri gösterirsiniz. Depositonuzu alırsınız. Telefon görüşmesi ise yaramıyor.

süresiz sözleşmeye döner bitince. ve istediğiniz zaman çıkabilirsiniz. bu konuda eli güçlü olan taraf açıkçası kiracı.

bence guzel. begendiysen deger.

bir seyi begendiysen ve alabilecek durumdaysan degip degmemesine bakma. seni mutlu edecek bir sey sonucta. al ve kullan iste.

Çirkin, sıfır estetik.

Güzel. Maddi durumun iyiyse alabilirsin ama o kadar para verip günlük kullanılacak bir ayakkabı değil.
3 tane ayakkabı alıp farklı farklı giymek daha mantıklı.

güzel değil ve gereksiz pahalı. üzerine bir 400 lira daha ekle git adidas veya under armor doğru düzgün bot al.

beğenmedim, beleş olsa giymem

Gore tex ayakkabılar aşağı yukarı bu fiyat aralığında oluyor. Modeli beğendiysen bence makul.

Fiyatına bakmıyorum bile bedava verseler giyilmez

Camper ödediğin paranın karşılığını alabildiğin ayakkabılardan birisi.bizim buralarda genelde 100 dolar bandını takip ederdi.ama ayakkabı ithalatında vergiler özellikle outdoor ürünlerde artınca 150 dolar üatüne çıkmaya başladı.normal ürünleri 700 civarında ,goretex vs denince bu fiyat bu mevsimde normal,

işlevsel olarak iyiyse al ama diğer türlü kötü.

Hiçbir ayakkabı bu paraya değmez

Değmez bu fiyata, zaten çok hoş da değil.

güzel

100tl falan olsa alır önemsiz günlerde giyerim

65+ iseniz olabilir.

bunu her zaman sölicem arbama 255 35 18 lastik aldım tanesi 800 tl. bu ayakkabılar bu paraları heketmiyor.

maddi durumlar elveriyorsa kendi eşyan alman daha iyi bence, zamanında ben de bu ikilemde kalmıştım, eşyasız evi seçtim, doğru bir karar olduğunu şimdi rahatlıkla söyleyebilirim.

değmez. eşya taşımak bile başlı başına dert. eğer tutacağın evdeki eşyalar yeni ve temizse hiç düşünme.
şu an ben böyle bir evde oturuyorum ve çok memnunum. öyle yurt odası gibi bişey değil. temizlik ve faturalarda dahil. daha çok otel gibi.

Eşyaların durumuna göre. Yeni düzgünse eşyalı halde tutardım sanırım.
Mantığım şu,
300x12 3600
3 yıl olsa 10800
Bu paraya tüm evi döşemek var.
Kimse üç yıl vade yapmaz. Bu para istediğiniz eşyalar iicn az gelebilir. Ve yeni eve gidince taşınma masrafı da olur.
Onun yerine eşyalı evde kalıp, mümkünse bir miktar parayı döviz ya da altınla biriktirip yeni eve gidince taşınma masrafı da olmayacağından yeni eşyaları alıp otururdum
Tasinma masrafı da her halde şu anda 3000 TL aşağısına değildir. (bir yıllık kira farkı gibi)

o eşyalarda senden önce kim bilir kimler yattı kalktı. bir de bunu düşünmek lazım

Yatak, koltuk vs gibi eşyalar değil de beyaz eşyalar için mantıklı bence.
Ben buzdolabı, çamaşır makinesi, masa ve sandalyeler ile bir gardrop sistemi olan kısmi eşyalı bir ev tuttum. Kendim de ikeadan bir yatak ve küçük bir koltuk aldım. Taşınma, yerleşme kısmı çok kısa, pratik, sorunsuz oldu.
Yakında başka bir yere taşınıyorum ve hiç gözümde büyümüyor taşınma kısmı.

Bekarsanız hiç gerek yok eşyalı evi tutun geçin. Eşyalı evde bir çok şeyden kurtuluyorsunuz elektrik, su, doğalgaz vb. abonelikleri, eşya alımı gibi zaman ve maddiyat kaybından kurtulursunuz. Ev değiştirmeye kalksanız eşya taşımak bir dert, şehir değiştirirseniz o eşyalara yarı değerini verirlerse dua edin.

Arada ki fiyat farkı görmezden gelinebilecek bir düzey ise eşyalı yok çok fazla olacaksa temel ihtiyacınıza yönelik eşyalar olacak şekilde almanızı öneririm.

Eşyalar düzgünse uğraşmaya değmez. Kredi çekip alsan 20.000tl nin aylık faizi 200-250 lira zaten

bilmiyorum bende mi cenabetlik var ama bilinen markaların ürünlerini almama rağmen hep sorunlu çıkıyor ürünler. kalite yerlerde. sakın alma. boşver parayı marayı. değmez.

tabi ki esyasiz. matematigi cok basit.

Zam oranlarını düşük tutmak için yönetim tarafından baskı yapılıyor olabilir.

Burada kritik soru tüm çalışanların birbirlerinin puanlarını görebildiği şeffaf bir sistem kullanıyor musunuz? Eğer kullanmıyorsanız maksat çalışanları birbirine kırdırıp daha çok çalıştırmak olabilir.

Mesela tüm çalışanlara performans değerlendirmesinde iş kalitesine 2 verdiklerini söylerlerse, her çalışan kendisinin takımdan daha kötü olduğunu düşünüp iş kalitesi performansını artırmaya çalışır.

Kimse kimsenin değerlendirmesini göremiyor arkadaşlar.

Benim tahminim de performansa göre gelen maaş zamlarını düşük tutmak için olduğu yönünde. Eğer herkese bu yapılıyorsa durum budur. Özellikle bir kaç kişiye yapıyorsa kıl kapmıştır.

iki durumda da yaptığı yanlış.

bence düşük gösterip aslında yüksek puan vermesinin sebebi, aslında değerlendirme yaptığı konuda o kişiyi yetersiz/eksik buluyor ve bu sebeple de onu uyarıyor. ama yönetime verdiği puanlamada yüksek veriyor ki az zam almasın diye. ya kıyamıyor (sevdiğinden) ya da ekonomik şartlar nedeniyle çalışanlarının az maaş alıp mutsuz olmasını istemiyor.

Bölünebilen bir tabletse hiç sorun olmaz.

Draje olmamali.

Prospektüsünde şöyle yazıyor:

"TEGRETOL’ü yemek ile birlikte ya da yemekten sonra alabilirsiniz. Tabletleri bir bardak su ile yutunuz. Gerekirse tabletler, çizgisinden kırılarak yarıya bölünebilir.

Sizinkinde de yazıp yazmadığına bakın.

Bir tanıdığıma doktor o ilacı buçuklu dozda yazmıştı. Öğlenleri yarım tablet al gibi. Bir şey olmaz merak etmeyin.

250bin TL civarına ege bölgesinde değil müstakil ev, tavuk kümesi bile çok zor. boş bir vaktinizde emlak fiyatlarına göz atmalısınız

www.sahibinden.com

Ege mi? ege.

kardeşim ezmeyin be, fakirim.

Güre, ören, Urla Özbek köyü

Arsa al. Prefabrik dik

marmariste bulamazsın, datçada da zor zaten datça yaşlı mekanı, bodrumda da zor, didimde rahatça bulursun ama ortam çok kötü, foça urla dikili seferihisar buralar sakin küçük yerler. kuşadasında anca bir apt dairesi bulabilirsin zorlarssian yıkık müstakil.

Akbuk taraflarinda 250 bine mustakil bahceli evler var.

kışı bekle, 250 bine gayet güzel ev düşürürsün.

hepimiz fakiriz, üzülme.

altınoluk taraflarında daire bulunabilir o taraflarda.

4 5 vs birbirine benziyor ben 7 diyorum. 2 diyecegim ama iki sifir diyorum. 2.

1 ve 3 bence oldukça iyi. Ayrıca günlük kullanım için de birçok kombinle uyumlu olurlar.

1 ve 3 aynen

Aslında hepsi kötü ama içlerinde 2 nin gideri var. Camper modeli bildiğin yumurta topuk, kabadayı ayakkabısı

İlkini alma sakın. Umarım geç kalmamışımdır. Özel günleri geç normalde bile giyinmez hoş değil. Beni dinle 5'i al, onun parlak olanları daha tarz duruyor ama verdiğin linklerde yoktu. Onun üstüne özel günler için şunu yapıştır:
www.zara.com

Üstüne beyaz yakaları geniş olmayan dikimi güzel bir gömlek. Gömleğin yaka düğmesini ilikleyince.. Offf direkt tarzz.

burada alınabilecek ayakkabı özel gün içinse sadece 1

başka zamanlar da ara ara giyerim diyorsan sırasıyla 2-5-6

ama 1 açık ara önde

özel günden kastın ne bunlar günlük ayakkabı bildiğin :)