[]

Nasıl rekabet ederim?

Un sattığım bir dükkanım var. Un çuvalları 50 kg. Bunları toptancıdan alıyorum. Dükkana koyup satıyorum. Müşteriye teslimatı ben yapıyorum. Müşterilerim ise tandırı olan, evde ekmek yapan aileler. Bir tane de pastane var.

Rakibimde un haricinde yem kepek vs. satıyor. Zengin biri. Kira derdi yok, dükkan onun.
Ben toptancıdan burada en çok tercih edilen A marka unundan 120 çuval alırken, o 500 çuval alıyor. Toptancımız farklı, alınan un markası aynı.
Ben 520'den alıp 625 liraya satışa koydum. Onun kaçtan aldığını bilmiyorum, ancak satışı 600'e idi. Benim satışlar çok yavaşladı. Ben de 80 liraya razı kaldım ve 600 olsun dedim. Fiyatı 600 yaptım.
O ise 580'e indirmiş. Ben onun fiyatına indirsem o belki de 560 yapacak, bilmiyorum. Sank tüm derdi beni batırmak ve sonunda bölgede tekel olup istediği fiyattan satma gayesi var. O zaman da şimdinin zararını çıkarma düşüncesinde de olabilir.

Bana ne tavsiye edersiniz? Bu rakip ile nasıl bir rekabet yolu izlemeliyim?

aklımda, kapı kapı dolaşıp broşür dağıtmak var. böylece ürünlerimi tanıtıp biraz yeni müşteri kazanabilirim. b markasından un getirmek var, onda yok. insanlar istiyor. ama o unun alışı 530 lira +kdv.
yine onun 580 liradan verdiği fiyata veremem. versem insanlara hamallık yapmış olurum, bir şey kazanamam.

ekleme: cevaplarınız için teşekkür ediyorum. sizden farklı strajiler öğrendim. akıl akıldan üstündür.
müşteri 5 lira için bile gidiyor. komşu, dost, ahbap, arkadaş, hemşehri olmuşsun, kimsenin umurunda değil, 5 kuruş az olana giderler. buna bir şey diyemem, saygı duyuyorum.
rakip firmanın toptancısıyla görüşmüştüm, bana aşırı fiyat verdi ve ardından satmayacağını söyledi. rakip firma, kendi toptancısını bana karşı tembihlemiş. yani ona sattığı fiyatı öğrenemedim.
pes etmeyeceğim. mobilya ile birlikte un işini de sürdürme niyetindeyim.

 
Biraz zorlu malesef. Çünkü bu tarz şeyler sadece sizin seviyenizde değil milyar dolarlık şirketlerde de var.

Fiyati azaltamazsiniz çünkü onun tahminen hem gideri daha az hem satin alma maliyeti daha uygun çünkü sizden kat kat fazla alıyor. Bu noktada benim aklıma gelenler;
Bir şekilde müşteri bulup daha fazla mal alabilmek bu şekilde daha ucuza alma fırsatı.

Belki de satmadıgi ürünleri alarak farkli şeyler satmaya baslamak da bir seçenek.

Yani yalan olmasin da elde para yokken daha güçlü ile rekabet etmek sizin ürünün piyasasinda zor olur gibi.

Ama başkaları ne der merakla bekliyorum.
  • logisticsmanager  (02.10.23 23:45:34) 
Pirinç bulgur nohut sat. Çok düşük karlı bir iş yapıyorsunuz. Bu sorunlar her zaman olacak böyle bir işte. Fark yaratmak zor.


  • alimcgraw  (03.10.23 01:41:19) 
fiyat dusurerek basedemezsiniz. var ise gereksiz masrafları keseceksiniz, siz de stok yapıp çok mal alıp ucuza alacaksınız. ve tabii ki müşterilerinizi arttiracaksiniz. su an ilk etapta yeni müşteri aramalisiniz. lahmacun pide firinlari ile başlayın


  • oscar  (03.10.23 01:42:42) 
bunu feedbacki aslında müşteriden almalısın. 50 kilo unda 20lira peşine düşecekleri bir rakam mı bilmiyorum.

rakibin maddi olarak güçlüyse fiyat kırmaktan çok müşterilere vade yapıp kredi açarak seni zora sokabilir.
  • orpheus  (03.10.23 03:09:01) 
Yukarıdakilerden ayrı olarak sorun aslında maneviyatımızda diyebilirim. Eskiden komşuyu da yaşatmak vardı. İlk müşteri ile alış verişini yapan, ikinci müşteriyi komşusuna yönlendirirdi.

Broşür dağıtımı işe yarayabilir.
Size yakın değil de biraz daha uzaktan bir iki pastane gibi işletme daha bulmak bu zorluğu hafifletebilir.
  • diyecevaplandı  (03.10.23 06:50:36) 
fiyatı 750 liraya çıkar unların çuvalı değiştir hayata gaz ver.


  • eksimeksi  (03.10.23 07:09:46) 
Rakip un markası ile anlaş bayilik gibi birşey alın. Siz ufak esnaf olarak daha kodaman satıcıyla uğraşamazsınız belki ama rakip un firması uğraşır. KEndi markasını oturtmak için düşük maliyetle bir süre size mal verebilir. Ambalaj ve gramaj çeşitliliği de yapın. Misal ben evde su atrıtma cihazı kullanıyorum. Büyük bişey. Her iy içine tuz tableti konuyor. Benim için en zor kısmı 25 kg lık tablet çuvalını arabaya taşı, eve getir sonrada kucakla haznesine doldur işi. daha ufak poşetli kolay taşınan bişeyler olsaydı tercih ederdim. Un konusunda da kullanıcısı kadınlarsa onların da böyle bir isteği olabilir. Son kullanıcıyı da inceleyin bence.


  • Ruprect  (03.10.23 08:40:49) 
Rakibinin toptancısı ona kaça getiriyor avaba merak ettim, sen başka toptan cıdan daba ucuza alabilir misin acsba. Onu da araştır bence.


  • turuncu tonlarda  (03.10.23 09:01:42) 
25 lik çuval yaptır.müşteri için de alternatif yaratmış olursun.bi köşede 50 lik çuval bekelyecekse 25 lik 25 lik bekletmek daha mantıklı geldi.fiyatını da 299 tl yap bak bakalım ne oluyor..


  • jamswety  (03.10.23 14:59:26) 
Haftanın belli günleri civar kasaba ve köylere ürün gotur. Meydanda dur. Belediye hoparlörden anons ettir. Her hafta aynı gün git.


  • alimcgraw  (03.10.23 15:11:58) 
o adamla fiyat konusunda rekabet edemiyorsan yeni musteriler bulman gerek. brosur dagitmak mantikli ama sana toptan urun verebilecegin saglam musteriler lazim. toptan urun verirken alacagin urun sayisi da artacagindan bir miktar fiyat rekabeti saglayabileceksin hem de hizli bir dongu saglamis olacaksin. yine urun cesitliligi acisindan yeni urun getirmek mantikli ama fiyati daha uygun bir urun getirmek mantikli.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (03.10.23 15:46:03) 
Abi adamla gidip el sıkışsan?

İkiniz de 650'den koyun, rekabeti fiyattan çıkarın. Adam da 580 yerine 650'den sattığı için daha çok para kazanmış olacak.

Üçüncü biri piyasaya girmediği ya da müşteriler internetten falan sipariş veremediği sürece devam edersiniz böyle.
  • plutongezegendegilmi  (03.10.23 16:17:39) 
Siz fiyat hassasiyeti olan bir ürün satıyorsunuz. Bu tarz ürünlerde marka sadakati yakalamak zordur.

Fiyat kırmak parası çok olanın faydasınadır. Siz o fiyatta 1 ay dayanırsınız, parası olan dükkan 6 ay dayanır. Sizi oyun dışına iter.

Bizde genelde esnaf olmayan müşteriler birim fiyata bakmaz. Satış fiyatına bakar.
Yani siz 600 TL'ye 1 çuval un satıyorsunuz. O çuvalı boşaltıp 10 küçük paket çıkartırsanız, paketi 100 TL derseniz, 1 çuval unu 1000 TL'ye satmış olursunuz. Rakamları atıyorum tabii mantığı anlatmak adına.

Ama bunlar geçici çözümler. Sizin yeni kurumsal müşteriye ihtiyacınız var. YAni o pastaneden 3-4 tane daha lazım size. Broşürle falan olmaz, profesyonel bir şekilde firmalara gidip iş bağlayacaksınız. Rakibin sunamayacağı teklifler götüreceksiniz. Gerekirse nakliye işini çözüp daha büyük bir çemberde komşu ilçeler vb yerlere de dağıtım yapacaksınız. Civarda büyük otel vs varsa onların mutfağına girmeyi deneyin.

Bir yandan da ürün ve marka gamını genişletmeyi düşünün. Rakibin fiyatına inemiyorsanız, rakibin getiremediği ürünü getirin. En azından müşteriye de çeşit göstermiş olursunuz. Ana satmak istediğiniz ürünün altında ve üstünde fiyatlarda ürününüz olursa orta seçenek genelde daha çok satar.

Son olarak toptancıyı aradan çıkartmayı deneyin. İmkanınız varsa direkt gidip fabrikadan ürün almaya çalışın. Daha uygun fiyata ürün alabilirsiniz.

Bir de internet satışını düşünün.

Bölgeyi, müşteri portföyünü bilmeden taktik vermek zor tabii bu söylediklerim çalışabilir de çalışmayabilir de. Ama kafanızı açar en azından.
  • anten  (03.10.23 23:47:34 ~ 23:48:23) 
[]

Genç esnafa akıl verin. Borcu nasıl tahsil ederim?

Mobilya dükkanımız var. Mahallede oturanlara ve kısmen de olsa bildiklerimize veresiye veriyoruz.
2 yıl önce mahalleden bir müşteriye 1 ay sonra ödemeli 4 bin liralık ürün sattık. Kendisi borcu hala ödemedi. Borcu veresiye defterinde yazılı.

Telefondan arıyoruz açmıyor. Ancak mesaj atıyor. Kendisinin zor durumda olduğunu, icralık olduğunu ve şu tarihte şu miktarda ödeme yapacağım, namus sözü erkek sözü vs. gibisinden mesajlar atıyor. İlk başlarda empati yaptık sabrettik.
İki yıldır bu sanıyorum bize verdiği 7. söz idi, tutmadı. 8.'sini de tutmayacağı açık.

Bu borcu mahkemeye verebilir miyim? Değer mi?

İkinci derdim ise şu: Nadir de olsa bazı müşteriler ödemediği halde takside ödedim diyor. Ne kadar kutsalı ve ölüsü varsa hepsinin üzerine yemin ediyor. Biz de hakkımızı helal etmeyeceğimizi açıkça söyleyip, fazla diretmeyip siliyoruz. Tabii o müşteri kara listeye alınıyor ve bir daha borç verilmiyor ancak bu durumla da karşılaşmamak için ne tür bir yol izlenebilir? Senetsiz satış olduğu için elde belge de olmuyor.

Not: Veresiye vermeye ben kesinlikle karşıyım ancak patron tarafından uygulanan bir yöntem. Veresiyede yüzde 10 fire veriyor. Bu fire moralimi bozuyor. İnsanlar tarafından aldatılıyoruz. Kandırılıyrouz.

 
4 bin lira üzerine soğuk su iç. mahkemeye versen daha fazla masraf yaparsın. bundan sonra veresiye de vermeyin

ikinci sorun, siz bakkal işletiyor olabilir misiniz. aldığınız para karşılığı fatura kesmiyorsanız bari mali değeri olmayan fiş kesin. belgesiz iş yapmayın.
  • paintov  (19.07.23 01:11:36) 
Veresiye devri bitmedi mi? Kredi kartı, banka kredisi gibi yollar var. Bankanın güvenmediği adama ben niye güveneyim derim. Senet menet de yok diyorsunuz, tam çılgınlık bana göre. Veresiyelerdeki fire miktarı ise %10 baya şanslısınız. Bu oran güvenilir bir veriye dayanıyorsa, veresiye satışlarda fiyatın üzerine %10-15 fire payı ekleyip verin o zaman. Benim hayatta gireceğim top değil tekrar altını çiziyorum.


  • Tisatiaşer  (19.07.23 01:38:04) 
4.000 lira ile uğraşma uğraşsan da alamayacaksın gibi görünüyor enerji harcamaya değmez.
Şu anda internet üzerinden olsun alışveriş merkezleri olsun büyüklü küçüklü bütün esnaflar elden taksit olayını bitirdiler, herkes kredi kartına taksit yapıyor. Her kredi kartına taksit yapan birkaç tane sistem var onları araştırın tek posla bu işi halledersiniz. Elden taksit olayını tamamen kaldırıp kredi kartına taksit yapın yani.

  • etna  (19.07.23 07:14:54) 
4000 borcu olana mesaj atin ya 2000 getir borcu silelim ya da mahkemeye fln vericem de. 1000 2000 ne kurtarsan kardir artik.


  • oscar  (19.07.23 08:10:17) 
Senet vs. yoksa, o parayı unutun. Zaten alabilecek karakterde bir kişi, gelip buraya "nasıl alabilirim?" diye sormaz. Başınıza bela alırsınız. Hele patron takmıyorsa, siz hiç takmayın.

Veresiye satış şu şartlarda olabilir: normal yollardan daha pahalı kalıyor veya istediğiniz kadar müşteri çekemiyorsanız, veresiye satış iyi olabilir. Ödemelerde %10 gibi fire varsa da, fiyata yansıtırsınız bunu. Normalde 4.000 TL ise 4.400 TL dersiniz ve arada ödemyenlerinde parası çıkmış olur.


.
  • kartallar yuksek ucar  (19.07.23 08:50:41 ~ 08:51:22) 
"İlamsız İcra Takibi" bu gibi borçlar için sanırım.
Ben de çok iyi bilmiyorum ama bir araştırın. Veya birazdan bilen birisi doğru veya yanlış olduğunu söyleyecektir.

  • michael_knight  (19.07.23 09:26:53) 
üstteki arkadaş yazmış, ilamsız icra takibi başlatın. 4000 TL'lik takibin 200 TL kadar masrafı olur en fazla. borçluya tebliğ edildikten sonra 7 gün içerisinde itiraz etmesi lazım. itiraz etmez ise takip kesinleşir, haciz koydurabilirsiniz.


  • rich folks hoax  (19.07.23 10:12:45) 
patron verin diyorsa sizin yapabileceğiniz bir şey yok. iki senedir 4 bin lirayı tahsil edemiyorsanız tahsil etmeseniz de olur artık. noterden bir ihtarname de gönderebilirsiniz. illa tahsil edeceğim diyorsanız da daha küçük taksitlere böleceksiniz.

veresiye veriyorsanız da vermiyorsanız da satışları bir program üzerinde tutmak daha iyi. insanlar size para verdikçe elinizdeki programı güncelleyip bir çıktı alıp vatandaşa vereceksiniz. böylece para ödendi mi ödenmedi mi tartışması olmaz.

senetle uğraşmak istemiyorsanız da bir veresiye satış sözleşmesi hazırlayın, her müşteriye imzalatıp dosyalayın. elinizde yazılı bir belge olsun en azından.
  • duyulmasi gerektigi kadar  (19.07.23 10:15:04) 
Ürünleri geri getir diyin. Madem karşılayacak durumu yok, sözünde de durmuyor; öyleyse versin geri. "Yarın adamları gönderiyorum, gelip mobilyaları götüreceğiz. Haberin olsun" dersiniz. "Eğer kullanmak istiyorsan gelir bugün 3 katını ödersin. Olmuyorsa da kullandığın süreye say". Oldu bitti işte.

2 yıl kullandığına saysın, madem icralık; mobilyalar icra ile el koyulacağına siz alın. Bundan daha makul bir çözüm göremiyorum. Ayrıca 2 yıl kullanım ücretini alabiliyorsanız alın. Bu kadar basit.
  • burka  (19.07.23 11:02:08) 
bu veresiyeleri yaparken kefilli senet almıyor musunuz ? elinde senet varsa icra işi çok kolay. ayrıca senetler olduğu için şu taksidi ödedim bunu ödemedim gibi bir kaçamak da olamaz.

anladığım kadarıyla senin patron evkur gibi çok yüksek karla satıp aradaki zararı buradan çıkarıyor.
  • orpheus  (19.07.23 13:38:15) 
[]

Trafik Sigortası

Merhaba arkadaşlar.
Zorunlu trafik sigortası için fiyat araştırıyorum. Çıkan fiyatlar çok fazla geldi. Fiyatlar bu sene 4 binden başlıyor. Geçen sene 1600 TL küsürlerde yaptırmıştık. Araç 2009 model.
Sormak istediğim sorular:
Sizde durum böyle mi? Bu fiyat kişiden kişiye değişir mi?
Sigortayı internetten değil de acenteden yaptırmanın bana ne faydası olacak? (İnternet birkaç yüz lira daha ucuz çıkıyor.)
Sigorta şirketi seçmenin bir anlamı var mı? Bu zorunlu sigorta, çok farketmiyor diyenler var, inanayım mı? (Neova veya Allianz gibi şirketler)
Ek olarak, ihtiyari mali mesuliyet yaptırıyor musunuz?

Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

 
Trafik sigortasından en önemlisi İMM tutarı, imm tutarı ne kadar yüksek olsa o kadar iyi, hatta mümkünse sınırsız yaptırmalı.

İMM tutarı aynı olduktan sonra acente ya da internetten yaptırmanın bir farkı yok, ama bir kaç yüz tl için ben muahatap olacak bir acente tercih ederim.

Araba fiyatları çok arttı, parça fiyatları ve tamirat ücretleir çok arttı. Sigorta fiyatları da bunlara paralel arttı.

Siz bir de bu sene hasar ödemesi yaptıysanız, indirim bozulmuştur, hatta ilk yıl ise artmıştır riskiniz.
  • John Bloor  (15.02.23 10:17:21) 
7.basamak için 1 hafta önce 2900tl'ye yaptırdım. Doğa sigorta. Sanırım en berbat şirket. Axa'da aynı fiyatı verdi, ama onaylamadı. Sigortacı arkadaşımın dediğine göre teklif verse de onaylamıyormuş. Diğerleri teklif vermedi bile.


  • artci sarsinti  (15.02.23 10:44:47) 
Motosiklet sigortasına o fiyatı ödedim ben ki size iyi bile çıkmış.


  • baldan kaymak  (15.02.23 12:04:27) 
[]

bu site dolandırıcı mi?

tehlikeli midir? Google'dan yazınca bir sonuç çıkmıyor.

uncara.com


 
bence kesin dolandırıcı,


  • durbidakka  (31.12.22 14:37:28) 
Keriz tokatlama sitesi


  • brkylmz  (31.12.22 15:20:08) 
Geçmiş olsun demek lazım.
"Bi 7 bin dolar daha verin, kendimizi güvenceye alalım öyle para transferi yaparız" da klasik fazladan para koparma taktiği değil mi zaten

  • yazdonumu  (31.12.22 17:53:31) 
Giden gitti deyip bir bardak soguk su ikram edin.

Ayrica 10 gun icerisinde yatirdigi parayi 1.5 katina katlamayi dusunen bir uyanik! oldugu icin cok da uzulmeyin bence.
  • brkylmz  (31.12.22 19:21:44) 
twitter.com

1dk sürmeyen arama sonucu...

açıkçası bu kadar basit tuzaklara düşüp para kaptıranlara da üzülemiyorum, o parayı haketmiyorlarmış zaten diyorum içten içe. finansal bilgisi sıfırın altında olup o parayı başta nasıl elde edebiliyorlar onu anlayamıyorum :D
  • konetsu  (31.12.22 23:39:40) 
[]

Ders çalışmayan yeğen meselesi

Selamlar arkadaşlar. Umarım hepiniz iyisinizdir. Size danışmak, akıl almak için bu duyuruyu yazmış bulunuyorum.

Lise 1'e giden bir erkek yeğen(abimin oğlu) var. Kendisi ders çalışmıyor, okul ile bağını koparma seviyesine getirmiş. Sana ne, annesi babası ilgilensin diyeceksiniz, haklısınız.
Ailenin üniversite yüzü görmüş kişisi benim. Abimin de çocuğa yol gösterme açısından benden beklentisi var. Onlar da ne yapacağını bilmiyor. Abim veli toplantısına gitmiş, öğretmenler bunu okuldan alın, ümit yok, okumaz bu demişler. Ders çalışsın diye gelmiş çocuğu dövmüş. Çözüm yöntemleri bu ve benzerlerinden ibaret. Korkutma, dövme vs.

Lise zamanlarımda ben çalışma program hazırlayarakı ve düzenli ders çalışarak güzel üniversite ve bölüme girdim. Bu bende işe yaradı.
Şimdi çocuğu yanıma çağırıp ona da çalışma programı hazırlasam diyorum, acaba işe yarar mı? Arızalı bir Macbook'um var, tamir ettirip vermek istiyorum. Oradan da bilgisayar dilleri öğrensin, faydası olur diye düşünüyorum.

Çocuğun arkadaş çevresi iyi değil, ders çalışmayan açıktan okurum ne gerek var dört yıl okumaya diyen tipler. Tabii buna müdahale etmem mümkün değil, anca uyarıda bulunabilirim.
Daha yolun başında bir çocuk. Toparlayabilir.

Siz olsanız nasıl bir yol izlerdiniz?

 
Ben benzer bir durumdaki yeğenimi alıp fiyakalı üniversite kampüslerine götürmüştüm. bak, iyi çalışırsan buralarda okursun filan demiştim, üniversite ortamlarını görünce etkilenmiş ve çalışmaya başlamıştı.

Yerinizde olsam ders çalışırsa ve çalışmazsa olacağı yerleri doğrudan gösteririm. Artık 15-16 yaşında koca bir adam var ve imkanlarının kendisini nereye götüreceğini anlar. Özellikle üniversite ortamları çok etkiliyor, kızlar filan aklını alıyor o yaştaki gençlerin.

Ben açık açık konuştum, bak sana iş kuracak para kimsede yok, ancak çalışırsan böyle (ODTÜ Kampüsü) yerlerde okur, böyle (ODTÜ Teknokent) yerlerde çalışırsın. Yoksa buralarda (şaşmaz sanayi) sürünürsün demiştim.

Bir yıl kadar götürdü.
  • babilfish  (28.12.22 14:27:29) 
okumak istemeyeni zorla okutamazsın hocam. dayakla da olmuyor, heves ettirerek de olmuyor maalesef.

yine de fikir istiyorsanız; okumak istememesinin kök nedenini bulup oraya yoğunlaşmak faydalı olur diyebilirim.
  • tantunisultansuleyman  (28.12.22 14:38:33) 
Nasıl bir lisede okuyor, zeki mi, böyle düşünme sebebi nedir? Bunlar önemli ama bu tip çocukların çok büyük kısmı akademik hayatta başarılı olamıyor.


  • Erestor  (28.12.22 14:43:55) 
En başta söyleyebilirim ki çalışma planı hazırlamak bir işe yaramaz. Sizde işe yaratmıştır çünkü motivasyonunuz varmış. Ama yeğeninizin çalışmak isteyipte planlı olamama gibi bir durumu yoksa faydasız.

Ben de işinizin zor olduğu kanaatindeyim ancak tabiki imkansız değil. Bu noktada ileriye dönük motive edici şeyler bulmanız gerek. Mesela sizi ne motive etti ders çalışmaya? Babilfish in dediği kampüs görme meselesi de motive edici. Beni de ailemin durumunun iyi olmadığı için daha rahat bir hayat sürme ihtiyacı motive etmişti. Mesela yeğeniniz okumayıp neyi hedefliyor bunu sorabilirsiniz. Okumazsa nasıl bir hayatın onu beklediğini gösterebilirsiniz.
  • mysticriver  (28.12.22 14:53:03) 
okumaz hocam boşuna uğraşmayın. herkes üniversite okumak, iyi eğitim almak zorunda da değil hem. "üniversite okumak zorunda herkes" kafasından bir kurtulmamız lazım. bizim zamanımızda da böyleydi zorla ünilere yönlendiriyorlardı çocukları. sonuç ortada üni mezunu işsiz veya asgari ücretli insanlar sürüsü...

oto sanayide falan çalışır belki hoşuna gider. 5-6 yıl sonra para basmaya başlar.

bu arada bu sanayi örneği akpli dayı sallaması değil gerçek örneğini gördüm. bir akrabamız oto elektrikçi. oğlu da aynı sizin yeğen gibiydi. sanayiye verdi bunu bir ustanın yanında işi öğrendi. şimdi çok güzel durumları var.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (28.12.22 15:14:04 ~ 15:20:40) 
15 yasindaki cocuk icin bunu okuldan alin, umit yok diyen ogretmenlerim olsa ben de okumazdim, ben de okulda sogurdum. imkan varsa duzgun ogretmenlerin, ogretmen olmanin ne oldugunu bilen insanlarin oldugu bi okula alin oncelikle. oyle ogretmenlerin oldugu bi okulda bi ilerleme olmaz cunku. yapamiyorsaniz da oyle boyle bi lise diplomasini alsin eline o sacma okulda. yani zaten cocukta motivasyon kalmamistir bu ogretmenlerle su an.

yoksa kimse einstein degil, universite sinavinda birinci olan cocuklar dahil. herkes bi sekilde okur merak etmeyin.

ama liseyi bitirdikten sonra cok kararli bi sekilde okumayacagini soyluyorsa tabii okumak zorunda da degil ona gore bi yol cizilir o zaman. ama su an eline diplomani bi al seklinde ilerleyin. herkes liseden bi sekilde mezun oluyor zaten o da bitirir yeter ki devamsizlik yapmasin ona dikkat edin su asamada yeter.
  • Kittie  (28.12.22 15:30:30) 
okulda neler yaşıyor, neden okuldan ayrılmak istiyor bunu size direkt açacağını düşünmüyorum, zira o bir ergen, zihnindeki şeyleri çok zor açar birilerine.

bunun yanında bunu öğrenmek önemli, onu okumak istememeye, okuldan soğutmaya iten şey ne? ne yaşadı, neler yaşıyor, bunları öğrenmek önemli cidden. çevresi de bu şekilde diyorsunuz ve bu çocuk Z kuşağı onu unutmayın, bu kuşakta okusam ne okumasam mı ne diyen bir sürü insan var.

açıkçası şu anki vizyonum olsa, ben de okumakla alakalı tekrar düşünürdüm, (Boğaziçi mezunuyum) bence bana küçük yaşlarda ticaret daha çok yakışırdı mesela. ama lise1'deki çocuktan elbetteki hayata dair bir vizyon bekleyemezsiniz, dolayısıyla kendime ah vah edemiyorum, bunun yanında Z kuşağı ne durumda, vizyonu gerçekten ileri mi geniş mi bunları bilemiyoruz, o yüzden de okumak istemediklerinde çok endişe edip etmemek konusunda kararsızım.

neyse, ACT, acceptance and commitment therapy çalışan bir terapiste götürebilirsiniz imkan varsa hocam, değerlerini, neyin ne olduğunu öğrensin, kendini tanısın. illa okuyacaksa da bazı hamleler yaparak okumayı kendine zulüm haline getirmek belki de.

çok kolay gelsin, zor bir durum.
  • damba  (28.12.22 15:45:32) 
Sanayide sürünüldüğü eskide kalmış ve şu an geçerli olmayan bir düşünce. Fabrikada mühendisim. Nitelikli eleman bulmak çok zor. Tornacı olsa hayat boyu iş garantisi olur. Herkes okumak zorunda değil. Meslek lisesine yönlendirin. Uygulamalı işleri yapabilir.


  • dissendium  (28.12.22 17:24:15) 
Ek bir cevap olsun. Lise mezunu akrabam sanayide usta. İki arabası var. :) Ders olmuyorsa iş hayatına atılmak mantıklı.


  • dissendium  (28.12.22 17:26:17) 
Tabii ki nedenlerini araştırın belki gerçekten temel bilimlere veya sosyal bilimleri ilgisi vardır okul yeterli ortamı sağlayamıyordur ama Bence böyle bi gence yapılabilecek en büyük iyilik artık ipleri kendi eline alması gerektiğini başkalarının onun için karar veremeyeceğini anlatmak. okulu sevmiyor mu, tamam. peki ne yapacak, nasıl hayatta kalacak? bu sorunun aciliyetinin farkına varmalı. suça karışmadan sürdürülebilir bir iş yapmayı becerirse para kazanabildiği zaman ailesi hiçbir şey diyemez, bunun farkında mı. 15-20 yaş arası 5 senede bir sürü alanda ciddi başarı kaydedebilir. okulla ilgili de bi hedefi olur, ben x ile uğraşıyorum ama liseyi de bitirmeyi hedefliyorum gibi. böylecek oraya da gereken en az enerjiyi harcar. burda sıkıntılı durum ailesinin çok anlayışsız olması. yani 5 senede her şey yapılır diyorum ama ne yapmak istediğini keşfetmesi gerekiyor bu da zaman alan bir şey, ailenin sabırlı olması gerekir. ya da bu vizyonu kazanmak için iyi bir üniversitenin daha düşük puanlı bir bölümünü tercih edebilir ve üniversite hayatında kendini keşfetmeye çalışabilir.


  • curious mind  (28.12.22 20:43:34) 
Akademik kariyer yapmanın, üniversite okumanın bu kadar anlamsizlaştirildigi bir dönemde, çocukları motive etmek çok zor.

Bizim kuşakta, görece değerliydi, okuyanla okumayan arasında belirgin fark vardı. Hiç yoksa statü anlamında toplum tarafından o farkı hissedebiliyordunuz. Yani tertemiz, hanfendili beyefendili ortamda çalışacaksın örneğin ama bir bilgisayar almaya bir maasin yetmeyecek vs vs. Şimdiki çocukların gozlemleyip kıyas yapabildiği parametreler çok daha fazla.
  • wilhelmwasmuss  (28.12.22 22:56:57) 
[]

Kiracı haklı mı?

Bir dairemizi kiraya verdik. Bir ay önce kiracı taşındı. Taşınmadan önce dairemiz boyalıydı ancak bir iki yerde tadilat gerekiyordu. Kiracıya tadilatı yapacağımızı söyledik. Kiracı tüm dairenin boyanmasını istedi. Biz de dairenin halihazırda boyalı olduğunu ve boya gerekmediğini bu sebeple, boya yapmayacağımızı söyledik. Kiracı kendi isteğine göre daireyi boyadı, buna izin verdik. Çıkarken boya yapmasına gerek kalmayacağını belirttik.
İşin sorunlu kısmı şu ki, kiracı dairede bir ay kaldı ve dün kendi isteğiyle çıktı. Yaptığı tüm temizlik ve boya masraflarını bizden talep ediyor.
Kira kontratında da ilgili madde gereğince biz haklıyız.
Kiracı bize anahtarı teslim etmedi ve masrafı karşılamamızı istiyor.

Nasıl bir yol izlemeliyiz?

 
kendi istegiyle ciktigini nasil bildirdi? eger resmi yollaysa anahtarin kilidini degistirirsiniz, ucretini depozitodan dusersiniz. resmi yolla degilse pasa pasa kirayi odemeye devam eder.

1 ay sonra cikamaz daireden eger buyuk/gecerli bi sebep yoksa. ugrastirmak istiyorsaniz kabul etmeyebilirsiniz. kirayi alirsiniz.

temizlik ve boya masraflarini talep edebilir, her sey talep edilebilir bu hayatta ama bu vereceginiz anlamina gelmez, vermenize gerek yok.

kiraciya normalde en az 1 yillik sozlesmesinin oldugunu, ona iyilik yaparak erken sonlandirmasini istediginizi soyleyin. kalan aylarin kirasini almiyoruz daha ne yapalim bi de cebimizden boyali eve keyfe keder boya parasi mi odeyelim tarzinda bir sey diyebilirsin
  • fakyoras  (04.09.22 12:25:19 ~ 12:27:39) 
Kiracının haklı bir tarafını göremedim


  • gazozailacatmauzmani  (04.09.22 12:31:57) 
Mobilden yazdığım için edit yapamadım, kusura bakmayın.

Depozitoyu kiracının durumuna üzüldüğümüz için almadık. Ancak 2 kira peşin almıştık. Tadilat yapılan 2 duvarın masrafını verelim diyoruz ancak tüm dairenin boya maliyetini veremeyiz.

Soru: Kira kontratı 1 yıllık evet. Kira kontratının bize verdiği bir yetki mi var? Yani 1 yıllık kirayı talep etme hakkımız mı var? Bir ay sonra çıkmış olsa bile. Bilgimiz pek yok:(
  • Leonardo~Da~Vinci  (04.09.22 12:37:44) 
Kalan 11 ayın kirasını talep edin. 11 ayın kirasını öderse masrafını vereceğinizi söyleyin. Buna hakkınız var.
Durum anlattığınız gibiyse hem anlaşmayı bozup hem de para talep etmek yüzsüzlük.
Ama kiracı evin oturulamayacak durumda olması sebebiyle (rutubet, su akması vs.) çıkıyorsa masrafı sizden istemekte haklı.
  • michael_knight  (04.09.22 13:37:14) 
Belli ki evde yanlış bir şey var biri gidiyor daire beğeniyor 2 kira depozito veriyor, emlakçıya para veriyor, abonelikleri açtırıyor sonra da daire içindeki boyayı bir şeyleri beğenmeyip gene de cebinden para veriyor boyatıyor. Temizlik yaptırıyor. Sonra da bir ay dolunca çıkıyor.

evinizde sorun ne? bir iki yerde tadilat gerekiyordu deyip geçiştirmişsiniz. Evinizde nem mi var? rögar mı taşıyor? kombi mi bozuk?
  • denizgonen  (04.09.22 14:39:13 ~ 14:40:48) 
''Biz de dairenin halihazırda boyalı olduğunu ve boya gerekmediğini ''
''Kiracı kendi isteğine göre daireyi boyadı, buna izin verdik. Çıkarken boya yapmasına gerek kalmayacağını belirttik. ''

şu iki cümleniz sizin haksız olduğunuzu gösterir.
  • ahmet oturum cerezi  (04.09.22 15:34:38) 
merhaba. sorularınızda gayet haklısınız. detay vermem gerekiyordu, özür dilerim.
dairemiz 6 yaşında bir dairedir. üst kat. etrafı açık ve her taraftan balkonlu. rutubet yok, akıntı yok, bu yıl yeni doğalgaz çektik, dolayısıyla kombi vs. arızası da yok.
iki duvarda ufak tamirat gerekiyordu sadece, onları da zaten halledecektik. bunu belirtmiştim.
aramızda emlakçı yoktu.

önyargılarınızı kırma amacım yok. dilediğinizce düşünebilirsiniz. ben olanları yazayım.

kiracı neden çıktı? şöyle anlatayım.
evimiz tek bir aile apartmanı. ben, babam ve kardeşlerim bu apartmanı yaptık. her bir dairesi birimize ait.
apartman görünümlü ancak o tek bir ev. her bir dairesi de bir oda gibi misal olarak düşünebilirsiniz.
ailecek boş bir dairemizi kiraya verme kararı kıldık. ancak ve ancak az nüfuslu olması koşulunu ön şart koştuk. çünkü biz de az kişiyiz ve evimizde çok kalabalık olmasını istemeyiz.
kiracıya da, daireyi vermeden önce bunu defaatle tekrar ettik. şahitler karşısında söyledik. kiracı bunu kabul etti.
kiracı bize; kendisi, karısı ve bir çocuğuyla dairede kalacağını söyledi. biz de anlaşıp kontratımızı imzaladık.

sonra kiracı, köyden karısı ve çocuğuyla beraber, annesi babası 4 erkek kardeşi 2 kız kardeşi ile beraber gelip dairede oturdular.
şahitleri çağırdık. böyle anlaşmadığımızı belirttik. ilk anlaştığımız gibi 3-4 kişiye müsaade edeceğimizi ve geri kalanını kabul edemeyeceğimizi belirttik.
çünkü bu şekilde anlaşmamıştık. (bu anlaşmadan sonra isteğine göre boya yaptı. boyadan sonra parkelere, camlara ve mutfak dolabına boya püskürtmüştü, temizlikçi tutup daireyi temizledi. bunların da parasını istiyor.)
sonra kiracı annemi babamı ve kardeşlerimi kabul etmezseniz ben de dairede kalmam deyip çıktı. biz sadece kendisinin kalabileceğini tekrar tekrar söyledik.
neden bunu bile bile o kadar insanı getirmişti biz de anlamakta zorluk çekiyoruz.

evinizin bir odasını kiraya veriyorsunuz. az kişi olmasını şart koşuyorsunuz. kiracı kabul ediyor ve size 3 kişi olduğunu söylüyor. sonra 10 kişi getiriyor. her gün evinizin ortasından bir kalabalık gelip geçiyor. biz önceden bunu hesaba katarak az kişi olma koşuluyla kiracı kabul ettik.

durum aynen bundan ibaret.
  • Leonardo~Da~Vinci  (04.09.22 15:39:16) 
Son yazıya istinaden, kira hukukunu bilen ve kiracılarla çok uğraşan biri olarak yazıyorum.

Eğer sadece boyanın parasını verin çıkıyorum derse kabul edin gitsin. Yoksa başınıza iş alacaksınız. Evin içinde ev olur mu böyle saçmalık olur mu?

Dipsiz kuyuya doğru hızla düşüyorsunuz. Gerekirse üstüne para verin ama o insanları evinizden çıkarın. Bir daha da evinize birilerini falan almayın. 12 kişi getirdi diyorsunuz bela mı arıyorsunuz? Sorun kavga çıksa o 12 kişi ertesi gün 50 kişiye çıkar hiç merak etmeyin. Şahitler karşısında tamam eşyalarını topla kapının önünde iken vereceğim boya parasını de bitsin.
  • denizgonen  (04.09.22 16:29:18) 
@denizgonen +1

Eğer talep edilen boya ve tadilat masrafları mantık çerçevesinde makul rakamlarsa bir an önce evinizden ve ailenizden uzaklaştırın bu tipleri.
  • John Bloor  (05.09.22 11:40:52) 
[]

MacBook çökmesi ve kurulum

Late 2011 bir laptopum var. Sabah elimden kaydı ve yere düştü. Halıya düştü. Sonra hard diskinden cızırtı sesi gelmeye başladı. Daha sonra kapandı. Açma düğmesine bastım, soru işaretli dosya yanıp sönüyordu. İnternetten biraz çözümler için bakındım.
Yeniden kurmak gerekiyormuş ve çeşitli tarifler yazıyordu. Hepsini uyguladım, lion x sürümü yüklemeye çalışırken, yüklenecek hard diskin listelenmediğini gördüm. Bu arada hard diskten halen rahatsız edici cızırtı sesi geliyordu.
Elimde önceki laptopumdan kalma bir hard disk vardı. Onu taktım, yine gözükmüyor. Cızırtı sesi kesildi.
Geri dönüp disk utilitye baktım, sol tarafta gözüken bir hard disk yoktu.

Ne yol tavsiye edersiniz? Servise götürsem laptop fiyatı kadar ücret çıkacaklar diye korkuyorum.

ibb.co

ibb.co

 
Sorun sadece HDD'de olmayabilir. Farklı bir HDD takmana rağmen görmediyse anakartta da bir hasar olabilir. Bunun tespitinin yapılması lazım önce.


  • himmet dayi  (20.05.21 23:02:29) 
anakarttan hdd'ye bağlantısını sağlayan flex kopmuş ya da arıza görmüş olabilir. dokunmasanız bile bozulabilen ilginç bir kablodur. alt kapağını açıp o kabloyu bi kontrol edin. hazır bozulmuşken hdd yerine ssd takın derim.


  • false pretension  (21.05.21 04:24:54 ~ 04:26:32) 
[]

Sıfır Bilgi Ve Bağlantı İle Tekstil Atölyesi Açmak

Merhaba sevgili arkadaşlar,

Yaşadığımız yere dışarıdan birçok işletmeci gelip tekstil atölyesi açıyor. Ucuz işgücü ve sigortasız çalıştırdıklarından dolayı sanırım burayı (bulunduğum mahalle) tercih ediyorlar. Belediyenin bundan haberinin olmaması imkansız, sanırım millet çalışsın diye ses çıkarmıyorlar.

Neyse efendim, biz de diyoruz ki; bu işletmeci arkadaşlar başka yerlerden gelip burada atölye açabiliyorlarsa, biz burada yaşayan kişi olarak neden açmayalım?
Ancak tekstil sektörü ile alakalı bilgi, deneyim ve en önemlisi bağlantılarımız yok.

Makineleri getirip kurduk diyelim, üretim de yapıyoruz, ürünün müşterisi olmadıktan sonra tüm bu uğraşın hiçbir anlamı olmayacak. Ürünü üretmeden önce satabilmek önemlidir.

Bu konuda görüşlerinize ihtiyacım var. Sizce ne yapmalı?

 
Yuzde yuzde batarsin. En iyi ihtimalle dolandirilmadan, birtakim cezalar yemeden veya vergi borcuna dusmeden dumduz batarsin


  • Anjelik  (14.03.21 20:09:59) 
Bilmedigin ise girersen direkt batarsin. Ya "guvendigin" isi bilem biriyle ortak ol ya da once sektore is kurmadan girip sektoru ogrenip ardindan is kur.

Guvendigini tirnak icine aldim cunku bu tur seylere az guvendigin kisiyle girince dolandiriliyorsun
  • fakyoras  (14.03.21 20:21:14 ~ 20:21:47) 
[]

Anlaşmalı boşanma davalarında avukat gerekli mi? Nelere dikkat etmek lazim?

Bu konularda tecrübesi olan kişilerin bilgilendirmesini rica ederim.




 
bir yerde bir dava varsa, en basitinden en kompleksine, mutlaka bir avukat danışmanlığında olmalı. en basit dilekçeyi bile avukat danışmanlığında verin.

günümüz hukuk kavramında en nefret ettiğim olay bu. normal bir insan kolayca gidip derdini mahkeme yolu ile çözebilmeli.
  • unique hint kumasi  (28.01.21 21:03:47) 
Aslında nafaka tarzı durumlar yoksa anlaşmalı boşanma durumu oldukça basit. Hatta hukuk bölümü öğrencileri ek gelir için anlaşmalı boşanma protokolü falan düzenliyorlar. Size kalmış.


  • kojonotsuki  (28.01.21 21:09:19) 
Anlaşmalı boşanma protokolü ve anlaşmalı boşanma dava dilekçesi hazırlayıp imzalayın.
Her ikisinin örnekleri de internette var.
Senin ya da eşinin ikamet ettiği yerdeki Aile mahkemesi kalemine gidin. Onlar sizi yönlendirir.
Bi miktar para ile Dilekçeyi ve eklerini teslim edin.(dilekçe, protokol ve kimlik fotokopileri)
Verecekleri gün ve saatte aile mahkemesinin kapısının önünde hazır bulunun.
Dikkat: Mahkeme günü yanınızda vatandaşlık numarası yazılı Nüfus cüzdanı veya sürücü belgesi veya pasaport bulundurun. Kimlikteki fotoğraftan tam olarak seçilemiyorsanız, teyit için başka kimlikler de bulundurmanızda fayda var.
Mahkemede boşanma kararına itiraz etmeyeceğinizi belirtirseniz hem itiraz süresinden kurtulursunuz hem de verdiğiniz paranın cüzi de olsa bir kısmını geri alırsınız.
  • Mirket  (28.01.21 21:45:53) 
eğer çocuk yok ise, tarafların birbirinden herhangi bir nafaka talebi yok ise, ortak mal yok ise veya paylaşım konusunda sorunsuz anlaşıldı ise @mirket in dediği şekilde yapın. eğer bunlardan herhangi biri var ise mutlaka bir avukat ile görüşün.


  • wendyangelamoiradarling  (29.01.21 10:00:35) 
[]

kitap seslendirme piyasası

merhaba sevgili arkadaslar,

ortalama 200 sayfa her bir kitap. birkac tane kitap var ve bunlari seslendirme isini yapmak istiyorum. kitap basına ne kadar teklif verilmelidir?
seslendirme ajansının da komisyonu var. ben de ortalama bir sesim, cok bilinirligim filan yok.

piyasaya bilen arkadaslar beni aydınlatırsa memnun olurum. tesekkur ederim

 
genelde saatlik oluyor bu ücretler. reklam seslendirmelerinde 750'den başlıyor minimum ve 3-5k'lara çıktığı oluyor -haluk bilginer gibi çok bilindik seslerde-
gelen sanatçının kaşesi de 1 saatlik olarak ödeniyor.

200 sayfalık kitabı kaç saatte okuyacağınızı düşünerek bir hesap yapabilirsiniz belki.

bence kitap başına bir fiyat çıkar, 5 kitap, 10 kitap diye belirle. sayfa sayıları madem aşağı yukarı aynı. esnaflık yap yani.:)
  • eurhka  (19.01.21 22:02:09) 
[]

mikrofondan anlayanlar, buna nasil kablo almaliyim?

seslendirme yapmak amacıyla, www.hepsiburada.com mikrofonu sipariş ettim. bu mikrofona kablo da lazım. kablonun bir ucunu mirofona diğer ucunu bilgisayara takmak istiyorum.

şöyle www.hepsiburada.com bir kablo aldım ve sanırım yanlış yaptım. bu kablo olmayacağa benziyor.

sorum şu: bu mikrofona nasıl bir kablo almam gerekiyor?

teşekkür ederim:)

edit: cevaplar icin tesekkurler, mikrofonu degistirmeyecegim. iyi bir mikrofon cunku. bu mikrofon icin ses karti alirim herhalde. bir de kabloyu degistirmem lazim. hepsi umarim bundan ibaret olur.

 
nereye bağlayacaksın?


  • alperz  (07.12.20 18:33:07) 
bir ucunu mikrofona taktigim kablonun diger ucunu, direkt bilgisayara takmak istiyorum. kulaklik taktigimiz yere. mumkun mu bu acaba?


  • Leonardo~Da~Vinci  (07.12.20 18:36:10) 
Normalde sinyal şöyle akar: mikrofon -> kablo -> mikrofon preamplifikatörü -> a/d çevirici -> ses arabirimi -> bilgisayar

Genellikle de ev kullanıcılarnda üçüncü adımdan bilgisayara kadar olan cihazlar tek bir kutu içinde "ses kartı" olarak bulunur. Bu mikrofon preamplifikatörünün de girişi şöyledir: i.ebayimg.com

bazen de böyledir: i.ebayimg.com

dolayısıyla senin şöyle bir kablo alman gerekir: www.colleencollection.com.au(M-F)_4027_4028_4029_4030_Zu1.jpg
  • alperz  (07.12.20 18:37:17) 
kulaklık taktığın yere bunu takarsan çok büyük bir ihtimalle sesini kaydedemezsin çünkü orası bir çıkış.

ben olsam 500 lira verip behringer umc22 gibi çok basit bir ses kartı alırdım. bütün derdine en güzel çare olur.
  • alperz  (07.12.20 18:38:40) 
bunun bir tarafı gitar jakı. bunu kulaklık jakına çevirmen lazım. normalde büyük jakı küçük jak yapan ara adaptörler var ancak uyar mı uymaz mı bilmiyorum. (yeni bilgisayarların çoğunluğunda kulaklık + mikrofon jakı tek olduğu için kablolama farklı olabiliyor)

elinde bu mikrofon , aldığın kablo ve bilgisayarında çalıştığını bildiğin bir kulaklık + mikrofon seti ile bir elektrikçiye git. "bu kulaklığın mikrofonunun çalıştığı jakta bu mikrofonu kullanmak istiyorum, ara kablo yapar mısın?" diye sor. çok basit bir kablo yapıp verecektir sana. çalışmasına çalışır.

ANCAK

ancak ortalama bir bilgisayarın ses kartına bu mikrofonu takmak yazık olur. ya ses kartı alın yeni, ya da bu mikrofonu geri verin ve USB üzerinden çalışan bir mikrofon alın.
  • co2s2  (07.12.20 18:52:04) 
Xlr Mikrofon 3.5Mm Çevirici Adaptör şeklinde aratarak alacağın dönüştürücü çalışır diye düşünüyorum ama garanti veremem.


  • mikro patlama  (07.12.20 19:18:23) 
[]

airties marka modemin Fabrika Ayarlarindaki Kablosuz ag Sifresi

modemin ustune yazan bir sifre var. bende yok. ikinci el almistim. nasil bulabilirim?




 
bulamazsınız. iki seçeneğiniz var ya kabloyla modeme bağlanıp kablosuza yeni şifre vereceksiniz ya da airties'ı arayacaksınız seri numarasından eğer ulaşabilirlerse size verecekler (ki hiç sanmıyorum)


  • mr.goodcat  (28.11.20 16:14:18) 
Bulmayaca ihtiyacınız yok eğr elinizde lan kablosu ile bağlanacka bir bilgisayar varsa.

Başka türlü çok zor.
  • John Bloor  (28.11.20 16:32:00) 
yol gösterdiğiniz için teşekkür ederim.

sorun çözüldü. Ethernet kablosunu bilgisayara bağlayarak sorunu hallettim.
  • Leonardo~Da~Vinci  (28.11.20 18:23:30) 
[]

ayrımcılık yapsam mı?

4 tane yiğenim var. aynı binada oturuyoruz. 1 ilkokul, 2'si orta okul, 1 tanesi liseye gidiyor. 2 kız, 2 erkek. online ders alıyorlar. bilgisayarları yok(baba varyemez). benim bilgisayarım var. ben sabah gidip akşam eve geliyorum. akşamleyin, bilgisayarda isim oluyor. gün içerisinde bilgisayarım boş.

ben de onlara ek kullanıcı hesabı açtım. vermek istedim. ancak erkek çocuklara vermek istemediğimi hissettim. kız çocuklara pozitif bir ayrımcılık yapmak istiyorum.

erkek çocuk sürekli telefonda, oyundur filan oynar, sosyal medyada takılır. aklım bu çocuğu tutmuyor. öğrenme ışığı görmüyorum.
diğer erkek çocuk ufak, telefonda da halleder dersini.
erkek çocukların bilgisayarı amaç dışı kullanacağını, hor kullanacağını düşünüyorum. diğer yandan böyle yaparsam kardeşler arasında kıskançlıktan ötürü çıkacak çatışmanın da sebebi olmak istemiyorum.

ne yapsam? bilgisayarı versem-keşke versem-, yenisini kendime alacak maddi gücüm maalesef henüz yok.

edit: ders saatleri cakismiyor, her birinin gun icerisinde farkli saatlerde dersleri var.

edit 2: yorumlar ve dusunceleriniz icin tesekkur ederim. verdim gitti. erkekler de kullanacak. ayrim yapamam. bozulsa da alti ustu bir makine, canlari sagolsun. insandan onemli degil.

 
Çok düşünmeden yapardım bunu. Erkekler böyle iken Kız çocukları önce gelir.
Bir zahmet erkeklerin kızlarını kıskanmasının ,bir erkeğe yakışmayacağını da arada öğretirsin onlara .

  • Erva  (20.09.20 21:46:14) 
çocukların hepsi aynı evde anladığım kadarı ile. o eve verdiğiniz cihazın kimin kullanacağı nasıl çözülecek 4 çocuk var ise. (tabii siz daha iyi tanıyorsunuz ama ön yargılı yaklaşmamak lazım erkek çocuğa, öğrenme ışığını bilemezsiniz. biz de her fırsatta oynadık ama öğrendik de.) ne olursa olsun o bilgisayar 4üne de yetmeyeceği için, hadi ufaklığı saymayıp 3 diyelim. seçim yapmak istiyorsunuz. dediğim gibi aynı evde kimin kullanacağı nasıl çözülecek hır gür çıkmadan ?

@Erva mevzu kız erkek kıskanması değil, nasıl öyle düşünebiliyorsunuz ? kardeş bunlar.

Edit: sosyal medyada cayır cayır takılan hiç kız çocuğu görmediniz galiba

Edit 2: herkes çocuklar haşat eder yazmış. küçükken bilgisayar kullanmadınız mı ? ben ortakulda hatta ilkokulda kullanıyordum hiç de haşat etmedim. şu ön yargıları bir bırakın.
  • fezagezgini_4  (20.09.20 21:50:05 ~ 22:12:40) 
Hiç bu işe girmeyin, babaları bilgisayar alsın, hangi devirdeyiz. (Aynı evde olmasalar kız çocuklarına öncelik vermeniz iyi olurdu aslında, ama ayarlamanız zorsa yormayın kendinizi).


  • firez  (20.09.20 21:53:47) 
Valla doğru söylüyorsunuz kız yeğenlerinize vermekte ama vermek zorunda da değilsiniz. O bilgisayarın 4 kardeşin kıskançlık krizinde ortada kaldığını düşünsenize. Ben düşünmek istemiyorum. Ben olsam hiçbirine de vermem. O yaştaki çocuklara gözünüz gibi gördüğünüz bilgisayarı vermek doğru olmaz. Çünkü daha doğru düzgün kullanmayı bilmiyorlar her şeye akılları yetse bile.

Benim de mesela yeğenim kullanıyor bilgisayarımı yanımızda kaldığı için, bir şeyin açılmasını hiç bekleyemiyor, otuz kere tıklıyor, sonunda yüz tane pencere açılıyor. Benim yavaş olmayan bilgisayarım o kullanırken yavaşlıyor. Yani bugün jet gibi giden bilgisayarınız yarın kağnı gibi gelir. İnternette nerenin güvenli nerenin güvensiz olduğunu bilmiyorlar. Haliyle bilgisayarınıza bir sürü virüs, zararlı yazılım dolar. O yaştaki çocuklara bilgisayar verilmez bence, kız olsun erkek olsun.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (20.09.20 22:01:57) 
o yaşta çocuklara bilgisayar verirsen makineni haşat ederler, olan senin makinene olur.

eğitimin uzaktan verildiği bir ortamda 4 okuyan çocuğu olup da imkanı varken bilgisayar almayan baba sadece varyemez değil, cahil ve vicdansızdır. git anneleri babalarıyla konuş, bir zahmet üç bin lira harcayıp çocuklarına bu iş için basit bir bilgisayar alsınlar.
  • sir gawain  (20.09.20 22:08:39 ~ 22:14:48) 
bilgisayarı gözden çıkartamıyorsanız vermeyin. gözden çıkartabilirseniz de ayrım gözetmeden verin. zaten aynı evde böyle bir ayrımı nasıl yapacaksınız?
babaları bir zahmet alacak. 4 tane çocuk kazayla doğmamıştır herhalde.

  • not dark yet  (20.09.20 22:08:52) 
Hiçbirine vermeyin. Kendi anne babalarının çözmesi gereken bir problem. Durumları olmasa yardım etmenizi desteklerdim ancak böyle daha çok problem çıkar ve babası da zaten var diye umursamaz.


  • eatpraylaw  (20.09.20 22:11:34) 
Güzel düşünüyorsunuz ama vermeyin bence. Bilgisayarı gözden çıkarabilecek maddi durumunuz olsa hadi neyse de bu durumda çocukların siz yokken dikkatli kullanacağını öngöremezsiniz. Siz nasılsa yoksunuz diye kimin önceliğe sahip olduğu unutulup anlaşmazlığa düşülebilir ve olan bilgisayara olur eminim.
Zaten bu online eğitim gören dört çocuğa sahip babalarının sorumluluğu.

  • pink cadillac  (20.09.20 22:17:49) 
Siz değil ana baba düşünsün bi zahmet. İlla vereyim diyorsanız da kimse dememiş ama en küçüğe verin. Ama saatler de çakışmıyor diyorsunuz, herkes kendi saatinde kullanabilir. Vermek istiyorsanız tabi.

Ben olsam vermezdim. Babası alsın. Parası varmış.
  • makarnacanavari  (20.09.20 23:08:29) 
[]

ne dinliyonuz?

bana dinlemekten zevk aldiginiz sarkiyi atmanizi rica ediyorum.

ben de su an bu sarkiyi dinliyorum: youtu.be


 
  • pass  (02.09.20 22:38:26) 
Maggot brain çekti canım

youtu.be
  • freebird5406_2  (02.09.20 22:39:14) 
şu an bu çalıyor: www.youtube.com


  • i am 6 do you wanna be 9  (02.09.20 22:47:09) 
  • tabudeviren  (02.09.20 22:47:19) 
birdenbire şu düştü yine aklıma, konser coşkusuyla birleşen olanca hüznüyle, şuradan:
www.youtube.com

çünkü eylül ve çünkü summer moved on.
  • nimberjack  (02.09.20 22:47:48) 
Sema Moritz- Altın Hızma
youtu.be

  • Amaranta ursula  (02.09.20 22:57:30) 
DJ Shadow - Nobody Speak feat. Run The Jewels

www.youtube.com
  • rahip janick  (02.09.20 23:06:51) 
  • pass  (02.09.20 23:19:33) 
Faded -Alan Walker
open.spotify.com

Her gun mutlaka dinlerim.
  • E.R.W.  (02.09.20 23:24:41) 
Abdal - eğin türküsü


  • IncredibleMau  (03.09.20 00:09:53) 
  • invictae  (03.09.20 00:13:28) 
şu aralar kafam iyiyken şunu dinleyesim geliyor
www.youtube.com

normalde de şunlara taktım
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
  • Bruce  (03.09.20 00:25:40 ~ 00:26:06) 
Bu aralar favorim Deniz'imin en hoşlarından bir tane,

youtu.be
  • whyamy  (03.09.20 00:54:45) 
az önce Deftones diye bir grup buldum fena değiller.
www.youtube.com

  • kafadanbacakli  (03.09.20 01:02:54) 
send me an angel


  • mikahakkinen  (03.09.20 09:04:49) 
[]

senet ve icra (hukuk)

merhabalar,

ptt bugun bize babamin imzasinin oldugu ancak ne icin oldugunu hatirlamadigi, 6 yil oncesine ait bir senetin oldugu bir evrak getirdi. senet icraya verilmis. borc senette 2800, simdi ne anlama geldigini bilmedigim vekalet ucreti ile 3600 olmus.
1 temmuz'da icraya vermisler, kagit bugun elimize ulasti.

senette yazan akademi sosyal hizmetler tic. as ile biten bir isim var. google'da aradim bulamadim. google'da cikan yakin isimleri telefonla aradim, alakalari yok imis. isin ilginci, aradigim yerlerden biri bana, dun benimle ayni dertten muzdarip birisinin onlari aradigini soyledi. ilgileri o isimle yok imis.

simdi, bizim anlamaya calistigimiz sey, seneti babam kimle ve neden imzalamis, bunu bilmiyoruz. kim olduklarini ve babama ne hizmet karsiligi senet imzalattiklarini ogrenmek istedik, ogrenemedik. avukat tutsak, borcu odesek daha karli cikariz. avukat ucreti pahali.

isin ilginci, bu arkadaslar bunca yildir bir senet varsa, arar ve uyarir. borcunu ister. o da yok. ne arayan oldu, ne isteyen, bugun boyle surpriz yaptilar.
ne yapacagimizi sastik kaldik. senette yazan firmayi bir nasil buluruz?

nasil bir yol izlenmeli? tesekkur ederim.

edit: cok faydali bilgiler verdiniz, tesekkur ederim. varolun.

edit 2: evrakta "ilamsiz takipte odeme emri" yaziyor.

 
UYAP'dan icra dosyasının detaylarını görebilir ve alacaklı iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz ya da avukatlarına.

UYAP'ı kullanamazsanız ilgili icra dairesinden öğrenebilirisniz.

NOT: Avukat değilim.
  • ifo  (10.07.20 22:53:56) 
Ticaret sicil gazetesine bakın unvan ve adres için


  • fistikthecat  (10.07.20 23:24:29) 
bono (senet) için zamanaşımı süresi 3 yıl. senet zamanaşımına uğramış gibi gözüküyor.


  • pamplona  (11.07.20 00:04:58) 
tebligatı aldıktan sonra 1 haftalık itiraz süreniz var. bu borcun olmadığına eminseniz mutlak suretle itiraz edin.

edevlet > uyap üzerinden babanız adına açılmış icra takiplerini görebilirsiniz. ptt den şifre ile veya mobil bankacılıktan edevlete giriş yapabilirsiniz. orada tüm detaylar ve evraklar vardır.

2800'lük borç 6 yıl içinde çok daha fazla olur gibi geldi bana o konuda dosyaya bakarak emin olun. 400-500 avukat masrafından kaçmayın derim. silsile usulu arkadan başka borçlar çıkabilir.
  • orpheus  (11.07.20 00:16:49 ~ 00:17:25) 
1- gelen tebligatta yazıyordur şirket bilgileri ve varsa avukatlarının bilgileri
2- senette 3 yıl zamanaşımı diyen arkadaş haklı, 3 yıl geçmişse o senet cortlar. ancak size kambiyo yoluyla takip yapılmamış olabilir. gelen tebligatın üst kısmında ne yazdığı önemli. "Kambiyo Senetleri Ödeme Emri Örnek No:10" mu yazıyor? eğer bu yazmıyorsa size ilamsız takip başlatmışlardır. zamanaşımından yırtamazsınız.
3- eğer "Kambiyo Senetleri Ödeme Emri Örnek No:10" yazıyorsa süreniz 7 gün değil, 5 gündür. 5 gün içerisinde takibi yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine dilekçe ile başvurarak imzaya veya borca itiraz etmeniz gerekiyor.
4- eğer "örnek no:7 ilamsız ödeme emri" vs. yazıyorsa doğrudan icra müdürlüğüne "benim böyle bir borcum yok." şeklinde bir dilekçe vererek itiraz etmeniz gerekiyor.
5- borcunuz yoksa mutlaka itiraz edin, yoksa haksız yere haciz vs. işlemleri ile karşı karşıya kalırsınız.
  • trajikomix  (11.07.20 00:34:33) 
Senet 6 yıllık olduğu için süresi geçmiş, bu yüzden ilamsız takip başlatmışlar.

"Böyle bir borcumuz yok" diye itiraz etmeniz yeterli bildiğim kadarıyla, çünkü ellerinde geçerli bir belge yok.

O seneti de babanız bir kurs, dershane vs için imzalamış sanki.
  • John Bloor  (11.07.20 11:02:49) 
[]

bunlar guvenilir mi?

www.marmarisrecruitment.com

turizm sektorunde is ararken linkedin'de karsima ciktilar. vip uyelik icin para istiyorlar. is arayan insandan para almaya calismak da ayri bir kafa.
bu ve benzeri siteler kurumlar guvenilir midir?

 
'iş arayan insandan para almaya çalışmak' yanlış bir şey değil. adam bir iş yapıyor, bunun için bir para alması lazım.

şöyle düşünün , emlakçı size bir ev gösteriyor, siz de sonra kapıcıya falan sorup evin sahibini bulup doğrudan ev sahibinden kiralıyorsunuz ya da satın alıyorsunuz. ama emlakçı burada bir hizmet yaptı ve parayı hak etti. aldığı para çoktur / azdır ama bir parayı hak etti, bunun tartışması yok.
  • co2s2  (07.07.20 12:02:04) 
[]

ülkeler de bir açıdan aşiret gibi değil mi?

bir ülkenin askerini başka bir ülke öldürürse, o ülke, o askerin öcünü bir yoldan almaya çalışıyor.

aşiretlerde de aynı şekilde, bir aşiretten biri öldürülürse, karşı aşiretten öcü alınıyor. (ekleme: asiret temsilcileri bu korkunc karari ortaklasa aliyor:( )

ikisi de gurur diyor. ikisi de kendine yedirmiyor. ikisi de egolarının kölesi. ülkeler, modern dünya'nın aşiretleridir.

ben boyle gercekten goruyorum. bir şey kaçırıyor olabilirim. bu konuda ne düşünüyorsunuz?

 
aşiret kavgalarında daha çok namus gurur şeref haysiyet ön planda olurken ya herro ya merro modu aktifken ülkelerde ekonomik kaygılar stratejiler tek kişi değil çok kişinin karar vermesi gerekiyor büyük kararlar için.


  • kelepir  (04.07.20 23:34:51) 
imagined communities kavramını inceleyebilirsin


  • yeteramadenedimherseyi  (04.07.20 23:49:12) 
[]

su telefon nasil?

bu fiyata alinir mi?

www.sahibinden.com

tesekkur ederim. kendim icin bakiyorum.

edit: bu fiyat dolaylarinda onerilerinize acigim:)

 
üç yıl önceki üretim bir telefona bu parayı vermek akıl mantık işi değil bence.


  • foolrules  (02.07.20 15:43:01 ~ 15:43:09) 
iphone'lar bu fiyata satılır ama bu fiyata alınmaz hocam. yavaş yavaş pilleri falan ölüyor bunların artık. uzun süre kullanırım diye alıyorsanız ne düşünün ne bakın. 1 sene sonra pili sizi illallah ettirir. eliniz de şarjla dolanırsınız


  • avatar is back  (02.07.20 16:21:18) 
[]

evinizi arabanizi dezenfekte ettiriyor musunuz? (anketvari bir sey)

virus sebebiyle boyle bir sey yaptiniz mi? yapmayi dusunuyor musunuz?

araba, ev, isyerini dezenfekte etmeye nasil bakiyorsunuz?


 
Ettirmiyorum
Ettirmeyi düşünmüyorum
Gereksiz bakıyorum
  • paramolacak  (01.07.20 14:05:01) 
Param olacak artı bir


  • duptıs  (01.07.20 14:08:49) 
Ettirmiyorum, düşünmüyorum, işyeri ok ama evimi arabamı dezenfekte etmeyi gereksiz buluyorum, ama edeni de yadırgamıyorum.


  • pati  (01.07.20 14:10:14) 
Edeni yadırgıyorum. Edenin bilinçsiz olduğunu ve sadece medya algısı ile yönetildiğini düşünüyorum. Virüsün nasıl bulaştığını bilmediğini düşünüyorum


  • trgydl  (01.07.20 14:15:50) 
Ettirmiyorum.
Zaten evde buharlı makineyle temizlik yapılıyor, o kadarı yeterli olur diye düşünüyorum.

  • blatta hiberna  (01.07.20 15:28:17) 
ettirmiyorum, iki fıs-fıs ve havalandırmayla kendim de yapabilirim çünkü. kişisel hijyene dikkat ettikten sonra çok da gerekli değil. ola ki arabaya başka birisi bindi, eve misafir geldi vs. yine kendim yaparım. iş yerinde zaten yapılıyor ki yapılmalı da.


  • Improbable  (01.07.20 16:09:16) 
Gereksiz.
Yeterince havalandırma ve normal temizlik yeterli.
Belediyelerin sokakları yıkaması da şovdan başka bir şey değil.
  • pro9it9is9  (01.07.20 22:58:18) 
[]

eriskin sitelerine abone oluyor musunuz?

premium olarak uye olmak istedigim birkac site var. cok kaliteli icerikler uretiyorlar. bedava izlemek icime sinmiyor.
ancak ifsa olacagim dusuncesi var. biraz urkuyorum. banka hesap ozetine yansiyor falan.

sizde durum nedir? abone olabiliyor musunuz?

edit: kacak izliyorum. adamlara haklarini vermek istiyorum.

edit 2: ben abone oldum. hesap hareketlerine farkli bir isimle yansimis. ben bile anlamadim. neyse efendim, gonul rahatligiyla izleyebilecegim artik.

 
Erişkinseniz, kim ne diyebilir ki?
Phub'un 1 nisan şakası geldi aklıma, "başarıyla facebookta paylaşıldı" diye :)

  • masseter  (21.06.20 17:22:03) 
genelde direk sitenin adı şak diye yazmıyor. bilmem ne payment diye geçiyor.

sanki geçmiş yıllarda bi yere olmuştum ya da 1 dolarlık al ver mi ne yapmıştı. bence bir şey olmaz. izlemek suç değil. üye olmak da değil.

bu arada merak ettim, premium içeriği izlemek için mi üye olmak istiyorsunuz yoksa, kaçak izliyorum adamlara hakkını vereyim diye mi üye olmak istiyorsunuz ?
  • fezagezgini  (21.06.20 17:27:33) 
Bedava izlemek içine sinmiyor mu? Asdsdsd :D

Kimden korkuyorsunuz görür diye onu da söyleyin(bence önemli) Eşinizden mi? Ona göre bir tık daha iyi yardımcı olabiliriz diye düşünüyorum.
  • bitchesaintshit  (21.06.20 17:29:09 ~ 17:30:43) 
o tip sitelerde, direk sitenin adı yazmıyor.
onun yerine "bilmem bişey payment" gibisinden ibareler geçiyor. yani, endişe etmenize gerek yok.
ayrıca, emeğe saygı duymanızı da taktir ettim.
netice de bu da bir sektör! Ve bu sektörün de emekçisi var.
  • pangea  (22.06.20 09:29:21) 
Bu dediğinizi ben de yapmayı düşünsem de olay dönüp dolaşıp bizim vpn ile yapacağımız b*ktan bağlantıya kalıyor.

İnternet erişimi bu şekilde engellenmiyor olsa ben de desteklemek isterdim lakin ödediğimizin karşılığını alırken videonun stream için dolmasını beklemek çok koyar. Ödeme sonrası dahi, elimiz mouse'umuzda(!) kalmak can sıkıcı.
  • okumayi sevmeyen okur  (22.06.20 10:19:48 ~ 10:38:41) 
[]

macbook rahatsiz edici fan sesi

late 2011 model bir laptop'um var. son 2 aydir fan sesi cok geliyor ve bu beni cok rahasiz ediyor.

bilgisayar bilgilerini iceren fotograflar yukledim. bakabilrsiniz.

bataryayi sokup tekrar taktim. ici toz tutmustu, icini temizledim. bilgisayarda cpu'yu gereksiz isgal eden isime yaramayan uygulamalari kaldirdim. firefox kullaniyordum, terk ettim. su anda sadece safari kullaniyorum. ancak safari'de facebook acinca veya spotify, hemen rahatsiz edici fan sesi geliyor.

bunu nasil cozerim? ssd yuklesem sorun cozulur mu?

 
Hava kanalları kirlenmiş olabilir. O da hava sirkülasyonunu düşürüp asiri ısınma yapıyordur.


  • pass  (20.06.20 22:26:27) 
Safari'de kullandığınız extension'lara da bakın. Küçük eklenti diyorsunuz ama çok güç tüketebiliyorlar. Bir de malwarebytes ile falan temizleyin, belki virüs bulaşmıştır. Bunlar da olmazsa bir bakıma götürün. 100 liraya falan açıp içini temizliyorlar.


  • plutongezegendegilmi  (21.06.20 00:53:28) 
[]

estagfirullah'in turkce karsiligi

arapca ve islam ile yakindan uzaktan alakam yoktur.

sadece bir dili konusurken, o dili dogru konusmak istiyorum. bu sebeple bazi arapca kelimelerin turkce konusulurken cok kullanildigini farkettim. estagfrullah da bunlardan biri.
anliyorum, islam dinine inaniyorsunuz. arapca kelimelerin varliginin sebebi budur. buna diyecek bir seyim yoktur.

insallah->umarim

allaha ismarladik-> gule gule, gorusmek uzere

estagfirullah -> ?

akliniza gelen baska kelimeler varsa, yazin lutfen. ogrenelim.

 
allah, inşallah ve estağfurullah dini kelimeler değil, arapça kelimeler. islam'ın kendi kelimesi yok çünkü islam diye bir dil yok. kitap da arapçadır, onun da muadilini kullanman gerek öyleyse. ayrıca tutarlı olmak istiyorsan aynısını dilimizdeki farsça ve fransızca kelimeler için de yapman gerekir. bu durumda günlük dilin neredeyse yarısını kullanamayacak olursun.

soruna direkt cevap vericek olursam; tam karşılığı yok. af buyrun diyebilirsin, olur mu öyle şey diyebilirsin. benim de islamla alakam yoktur ama çok severim estağfurullah kelimesini. güzel bir "saygı" ifadesi bence. sadece yazması meşakkatli, o yüzden estapitipiti diyorum yerine göre.
  • Bruce  (13.06.20 18:34:12) 
@e doğru yazılışı "estağfirullah" tır. DaVinci doğru yazmış


  • esref  (13.06.20 18:34:44) 
Türkçe doğru yazılışı estağfurullah şeklindedir.

Necmiye Alpay kılavuzunda "Teşekkür eden birine yanıt olarak söylenen, 'rica ederim' ve 'bir şey değil' gibi sözlerle aynı anlamda, saygı tonu belki biraz daha yüksek olan, Arapça kökenli bir sözcük" olarak açıklıyor.

Türkçenin epey bir kısmı Arapça ve Farsça kökenli, yapacak bir şey yok.
  • kobuzchu kiz  (13.06.20 18:43:18) 
İşiniz zor. Bunu tüm kelimeler için yapacaksanız, belirgin kelimelerin (inşallah, estağfurullah) yanında günlük hayatta sıkça kullanılan yabancı kökenli kelimelerin de Türkçe karşılıklarını aramanız gerekir.

Akıl da Arapça kökenlidir, Türkçesi "us"dur.

Merhaba ve selam da Arapça kökenli, alternatifi/karşılığı sanıyorum yok.

Bunlar dışında bildiğiniz üzere Fransızca'dan dilimize geçmiş kelime sayısı da fazla.

Facebookda Türkçenin diriliş hareketi TDH adlı sayfa mevcut. Orada bu tarz kelimelerin karşılıklarını paylaşıyorlar.

edit:ekleme, TDH'den öğrendiklerim;

"şey" Arapça, Türkçe karşılığı olarak "nen" belirtilmiş. Galiba bu şekilde kullanan yazarlar var.

"cennet" Arapça, Türkçe karşılığı olarak "uçmağ" belirtilmiş eski Türkçe
  • fezagezgini  (13.06.20 18:58:11 ~ 19:09:16) 
doğru yazılışı estağfurullah falan değildir. olsa olsa galattır bu hali.
galat hali bile birkaç cühelanın kendi arasında meşhurdur
i.ytimg.com
şurada harekeli halinde bile "fe" nin "fi" diye çekileceğini görebilirsiniz
hareke'yi duyunca Dokuma Halı zannedenlerden öğrenmeyin en iyisi neyin ne olduğunu
  • esref  (13.06.20 19:09:58) 
Kubbealtı lugatinde
(ﺍﺳﺘﻐﻔﺮ ﺍﻟﻠّﻪ) i. (Ar. estaġfiru “af ve mağfiret dilerim” fiiliyle Allāh isminden estağfiru’llāh)
1. “Allah’tan af ve mağfiret dilerim” anlamında duâ sözü: Dâimâ estağfirullah diyelim (Süleyman Çelebi). Hep fesâd işlerime / Estağfirullah tevbe (Eşrefoğlu Rûmî).

2. Bir teşekkür veya övgü karşısında nezâket ve alçak gönüllülük ifâdesi olarak kullanılır: Estağfurullah efendim, muvaffakiyet efendimizin (Ahmet H. Tanpınar). >>Tanpınarın eserlerini türk alfabesiyle yazdığını, burada okuduğunuz halinin sonradan Latinize edilmiş ve değişikliğe uğramış olduğunu hatırlatırım.
  • esref  (13.06.20 19:17:25) 
Türkçe veya Türk dilinde kullanıldığı hali ile doğru yazılışı "estağfurullah"tır.

Arapça okunuşu estağfirullah olabilir. Aynı şekilde Arapça'dan "katib" ve "inkılab" kelimeleri, Türkçede kelimeler b,c,d,g ile bitmediği için, sözlüklere katip ve inkılap olarak geçmiştir.
  • fezagezgini  (13.06.20 19:52:08) 
estağfirullah'ın estağfurullah oluşunun Türkçe ses uyumu ve dil bilgisi ile alakası yok arkadaşlar. sadece galattır. yakın zamanda birkaç kişinin ağzından öyle çıktığı için yayılmıştır.


  • esref  (13.06.20 19:58:07) 
@esref işim kitaplarla, kullandığım iki kaynak var, biri TDK, diğeri Necmiye Alpay'ın Türkçe Sorunları Kılavuzu. Her ikisinde de doğru yazılışı estağfurullah, galat falan değil. Bütün sözlükler zaten Arapçadan transliterasyonunun estağfirullah olduğunu kabul ediyor fakat çağdaş Türkçedeki doğru hali estağfurullah.


  • kobuzchu kiz  (13.06.20 20:58:08) 
Estağfirullah Arapça anlamıyla Türkçe‘de kullanılmadığı için karşılığı yok. Başka bir kelime olmuş bu coğrafyada. Arap biri vardı öğrencilik zamanımızda, çok garipsiyordu bunu kullanmamızı, anlamsız çünkü onun için. Kelime anlamı olarak “Allah affetsin, bağışlasın” filan demek. Nefsi okşayacak bir iltifat, yüceltme, abartılı bir teşekkür vs karşısında benlik terbiyesi, tevazu niteliğinde kullanılıyor. Arapça ile ilgisi yok artık. Ben de severek kullanıyorum.

Teveccühünüz, o sizin güzelliğiniz vs denebilir belki yerine göre; yine tevazu içerdiği için. Rica etmek olmuyor; o da ümit etmek, dilemek anlamına geliyor. Rica ederim bu bahsi kapatalım mesela.
  • gayda  (26.06.20 00:14:32 ~ 00:17:14) 
Bu kadar durumu karıştırmaya gerek yok. Estağfirullah hangi durumlarda kullanılıyor diye düşündüğümüzde birkaç kelime önerebiliriz bence.

- Sen hayatımda tanıdığım en güzel insansın.
+ Estağfirullah :)
("Teşekkür ederim", "O senin güzelliğin" vs.)

- Sesini yükseltme, saygısızlık yapıyorsun!
+ Estağfirullah, ne haddime :(
(Olur mu öyle şey, ne haddime)
  • jacque  (26.06.20 00:43:26) 
[]

eksi sozluk ve kanzuk

ben entrylerimle birlikte hesabimi kapattim.

sozluk, bagimlilik yapiyor. bu acidan baktigimda ha oyun oynayip zaman gecirdin ha eksi'de entry girip zaman gecirdin. ikisi de ayni. ikisinde de karsilikli catismalar yasiyor ve sonucunda belirli duygular salgiliyorsun.
isin ilginc tarafi su ki; ikisi de insani bir yere goturmuyor. yerinde sayip duruyorsun. daha fazla sikayet ediyor daha az cozum uzerinde kafa yoruyorsun.

sozluk, insanin psikolojisini etkileyen bir yer. herkes bir seyden sikayet ediyor. dolayisiyla, hayata bakinca her yerde bir sorun ariyorsun.
sozluk, nefret soylemleri ve asagilamalar nedeniyle insanlari radikallesitiriyor.

ikinci sebebi kanzuk'un son guncellemesi oldu. guncellemelerini begenmedim. bana uymaz dedim ve ayrildim.

sorum yok. size icimi dokmek istedim. siz de icinizi dokebilirisniz.

 
sözlük önceden sokaktan farklıydı, insanların sosyal hayatında karşılaşamayacakları donanımlı insanlarla aynı ortamda bulunma hissini ve tatminiyetini veriyordu. artık sokaktan bir farkı yok, haliyle bir özelliği de kalmadı.

badilerim var, onları okuyorum ben sadece. bu şekilde bir nebze de olsa fonksiyonunu sağlıyor. gerisi umrumda değil.
  • Bruce  (09.06.20 16:12:02) 
haber sitelerini ve kanallarını hiç takip etmediğim için ekşi'nin gündem kısmı işimi görüyor. medyada kendine yer bulamayan haberleri görüyorum hem. ekşi'nin muhalifi de muhafazakarı da pis maalesef. ad hominem yapıp doğru düzgün bir argüman kuramayan insanlar yüzlerce hatta binlerce fav alıyor sırf "laf soktukları" için. bunları da en kısa sürede okumam lazım. oyun bilgisayarı topluyorum kendime herhalde topladıktan sonra ekşi'de daha az vakit geçiririm dediğiniz şey doğru çünkü. karantinaya kadar haftanın en az 3 günü futbol başlıkları gündemden inmiyordu, karantinayla birlikte survivor başlığı aynı şekilde. demek ki buranın kullanıcısı artık bunları seven insanlardan oluşmaya başladı, yapacak bir şey yok. zaten iyi yazarların birkaçı artık kendi podcastleri ve bloglarında çok daha aktif. ben yedi senedir düzenli olarak okuyorum herhalde sözlüğü, son hali hakikaten çöplük. tarihte bugün sekmesinden bile görülebilir bu.


  • black holes in the sky  (09.06.20 16:19:51) 
Ben 2014 basinda kapattim hesabimi(sonra zerre ugramadim). O zamanlari bile donanimhaber ve kizlarsoruyor karisimi bir yerdi, su anki halini dusunmek dahi istemiyorum.

Ha bir de (ozellikle saglam ingilizcesi olup da) 2020 yilinda bile sabah aksam sozlukte takilan kitleye sasiriyorum.. Bunun twitteri var. redditi var, var oglu var. 2003 yilinda degiliz ki artik. Sozluk uzerinden bir sekilde para kazaniliyorsa durum farkli tabii. Sahsen duzenli entry girip, takip etmem icin aylik 5k vermeleri lazim en azindan.

Moderatorlerin topluca istifasindan sonra(2012 sonu muydu?) bitmisti zaten sozluk. Su an uzatmalari oynuyordur anca, misyonunu tamamlamis bir yer. Ha unutmadan, arkadasla sozluk belgeselini izlemistik en son.. Orda bile sozlugun son 7-8 senesinden bahsetmemisler hic; konustuklari kullanicilar da, anlattiklari olaylar, zirveler de hep eski, iste 2011 oncesi falan. Adamlar da farkinda zaten nasil copluge donusutugunun, paso nostalji kasmislar..
  • krafan  (09.06.20 17:54:08 ~ 17:58:22) 
Twitter’ı bırakınca Ekşi’ye Ekşi’yi bırakınca Twitter’a sarıyorum ben de. Ancak bu kez Twitter’ı kesinlikle kapattım. Toksik ortam sevmiyorum. Reddit en azından eğlenceli ama orada da iki güleceğiz diye Amerikalıların seviyesine düşüyor gibi hissediyorum. Çok iyi sublarda çok kaliteli yazılar okuduğum bir gerçek ama müthiş bir sığlık da seziyorum. Nerede çokluk orada şeylik hesabı ki NoSurf diye bir sub var, oradakiler de Reddit’i ve internette boş boş aşağı kaydırmaları bırakmaya çalışıyor.

Ben de her gün yeminler ediyorum. Debe’de 50 entarnin içinden bir tane iyi bir şey çıkıyor, sonra o gün gene bırakamamış oluyorum. NoSurf’te güzel taktikler var ama.

Bir de oyununa göre değişiyor sanırım hissettirdikleri. Sadece Bfme2 ve Gta v oynuyorum. Bayağı iyi geliyor kaygı bozukluğundan muzdarip biri olarak.
  • le jeune turc  (09.06.20 18:06:26) 
sozluk, insanin psikolojisini etkileyen bir yer.

> buna katılmıyorum. ne beklediğine bağlı. instagram da twitter da etkilebilir. ben sözlüğü daha çok takipcilerimden ve takipcilerimin favlarindan takip ediyorum.

arada yazıyorum, kafami bosaltiyorum.
  • tabudeviren  (09.06.20 18:13:18) 
[]

güldür güldür ve çghb tarzı yabancı yapımlar

çok güzel hareketler bunlar ve güldür güldür gibi skeç tarzı programlar başka ülkelerde de var mı?

bu yapımlar türkiye'ye özgü bir şey mi? türkiye'den mi çıktı?


 
SNL (ABD)


  • AlsterWasser  (11.05.20 17:29:32) 
Whose line is it anyway var, doğaçlama gerçi. Önce İngiltere (1988), sonra ABD (1998), hâlâ da devam ediyor sanırım.


  • kobuzchu kiz  (11.05.20 18:28:50) 
Skeç; monty Python.
A bit of fry and laurie.

  • logisticsmanager  (11.05.20 18:56:21) 
[]

doğu ve güneydoğu anadoluya hiç gidip gezdiniz mi?

gittiyseniz, gözlemleriniz ve yorumlarınızı duymak istiyorum.

gitmediyseniz, varsa eğer önyargılarınızı, endişelerinizi öğrenmek istiyorum.

firsatınız olsa gider gezer misiniz?

 
Kardeşimle diyarbakir gezisi planlamistik. Ogretmen bir arkadaşında kalacak sekilde. Aylar gecip gunu geldiginde arkadasinin bir cenazesi oldu ve planin buyuk kismi iptal oldi ama kalacak yer bile ayarlamadan atlayip gittik. Ucakta yanimizda oturan kadinla inmeye yakin tanistik. Ben de merkeze gidecegim, taksiyle birlikte gidebiliriz, dedi ki biz merkeze merkez diye gittik yani.
Takside filan baya korktugumu hatirliyorum. Yollar bazi bazi issizdi ve sehir merkezi yazan tabelanin tersi istikamete gitmistik bir sure. Bir sey olmadi tabii. Saçma saçma onyargilar.
Sonrasinda bu kadin arkadas bizi orali bir gazeteci arkadaşı ile tanistirip kahve filan içtikten sonra ayrildi. Ve biz uc gunumuzu o gazeteci arkadas ile gecirdik. Bize her yeri gezdirdi. Surlarin oldugu bahcede kahvalti filan ettik.
Hayatimin en cesur ama en guzel en samimi gezisi idi. Korktuğuma, cekindigime, zaman zaman da kendimin yapamayacagi insanlıklari gordugume utandim. Bana uzun bir sure kendimi ve bazi şeyleri sorgulatmisti.
Insanlarin samimiyeti cok farkliydi. Şehir zaten guzeldi. Kurbagalarin cirit attigi bir dere kenarinda bira icmeye gitmistik.
Otel kaldigim en berbat oteldi. Kelimenin tam anlami ile berbatti ama umurumda bile olmadi. Kimildamadan uyuyup uyandim o kadar.
Keske tekrar gisebilsem. Gittigimizde turuncu bir yagmur yagmisti. Çamur gibi. Mardine gidememistik. Ama hala aklimda. Fırsatım olsa hepsini tek tek gezsem.
  • a perfect lie  (10.05.20 22:21:33) 
Uzun süredir doğu görevindeyim. Bütün şehirleri gezdim sayılır bir ikisi hariç. Hususi merak ettiginiz bir konu varsa onun üzerinden yorum yapayım. Bazı şehirler batıdaki metropollerin 30-40 sene gerisinden geliyor öyle özetleyebilirim. Bölgedeki en kadim kent bana kalırsa Antep hem insan hem de şehir noktasında. Kars geçmişi maksadıyla bir kısım daha farklı bir kültüre sahip, severim. Erzurum'un Kayseri veya kKonya'dan farkı yok. Van kendi halinde, güzel gibi görünüyor bilakis bence hiçbir şey yok bir iki kalıntı dışında. Nedir Kale'den güneşin batışı göl ile birlesince harikuladedir. Edremit, Erciş fena ilceler degil. Van göç alır daha doğudan Hakkari vs her telden adam vardır. Ama rahattır Van nispeten doğu illerine kıyasla. Diyarbakır'ı sevemedim 3 kere gittim. Mardin kültür bakımından araştırmaya değer bir kent. Bitlis'in göle bakan ilçeleri hoşuma gider. Tabi Tatvan, Ahlat, buralara gelirken Kurtalan Ekspresi hikayesini severim. Bitlis Mutki korkunçludur. Elazığ'da Kayra şarapları var, bir iki bölgesi bağ yetiştiriciliğinde dünya klasmanında başarılı; Öküzgözü üzümü. Hasankeyf tarafı hoş idi en son ne oldu bilmiyorum kamyonlar çalışıyordu 2 sene evvel. Bir de Malabadi Köprüsü'nü severim. Erzincan'ın birkac bölgesi hoş idi isimlerini unuttum merkez kötü. Tunceli'ye gidemedim, gitmem heralde biraz kaygılandırıyor yolları. Bingöl-Muş bunlar her türlü gelişmişlik indeksinde son sıralarda.
Doğu ve Güneydoğu'yu çekilir kılan nedir dersen, yemekleri, eti, lezzeti. Türkiye'yi gezdim sayılır buralarda yediğim etin evvela kuzunun lezzeti hicbir yerde yok. Sırf döner veya Cag yemek için hafta sonu Erzurum'a, büryan icin Bitlis'e, kebabın her türlüsü için Antep'e gittiğim oluyor, Antep bambaşka ama ne yersen ye lezzetli. Erzincan döneri de adından söz ettirir. Muş'un eti, sütü, yoğurdu da iyidir ekleyeyim. Diyarbakır'da da ciğeri gomersin geberene kadar mis gibidir. Kars'a gidersen gravyer al kilo kilo, Anadolu insanı sevmez ama bence Türkiye'nin sayılı peynirlerinden. Kaşarı da lezzetli. Urfa Suriye dalgasından Türkiye topraklarından çıkmış Orta Dogu'ya dönüşmüş. Sokakta yürürken biri gelip Allahuekber diyerek boğazınızı kesse şaşırmazsınız. Halbuki fena bir yer değil aslen.
Kendi aracınızla bazı karayollarına girerseniz hakikaten ürkütücü. Bingöl Genç yolu, Diyarbakır'a bağlanan tüm yollar özellikle Kulp yolu vs, Varto Karliova-Erzurum yolu, Tunceli'ye bağlanan yollar, Erzincan tarafı vs.

Edit: unutmuşum bir iki eklenti yapayım. Urfa tarafinda Halfeti iyidir, ama Gobeklitepe'ye mutlak ugramak gerekir. Erzincan'ın da Kemaliye'si görülmeye değer ismi geldi aklıma. Ve evet bahsetmemisim kadın kültür gereği erkeğin çok cok gerisinde ve toplumsal hayatta neredeyse hic yok evvela ilçelerde, kırsalda ise köle gibi bir şey. Erkek gördü mü kaçarlar. Erkeklerin de 3'er 4'er eşi olur. Ve asiretcilik hala revaçta.
  • karacigerim vur kadehlere  (10.05.20 22:34:13 ~ 11.05.20 01:59:42) 
Bir güneydoğu şehrinde yaşadım, bazı illeri de gezdim. Eşimin tayini nedeniyle evlenir evlenmez Adıyamana yerleşip evimizi orda kurduk. Büyükşehirden oraya gidince çok zor alıştım çünkü biz gittiğimizde cafe bile 2 tane vardı. Kahve filtresini tüm şehirdeki dükkanlara sorup bulamamıştım bana süzgeç gösteriyorlardı düşünün yani. Zamanla şehir çok gelişti. İnsanlarını çok sevdim, önyargılı değildim ama zor olacağını biliyordum. İhtiyacınız olduğunda 4 elle yardıma koşan insanları var. Ama bu onlarım doğal hali. Sizden de aynı şeyi bekliyorlar yeri geldiğinde.bu yüzden biraz sınır aşma problemleri var. Esnafı falan hiç paraya düşkün değil, gerçi bizim yabancı olduğumuzu anladıkları için mi nedir, olumlu izlenim bırakmak için sizi iyi ağırlarlar. Kötüsü çakalı da var tabi ama genel olarak iyiler.
Gidip gezme konusuna gelince imkan olsa gider gezerim çok özlüyorum.

  • curukturpkokusu  (10.05.20 23:17:49) 
Defalarca gittim, hangi konuda gözlem istiyorsunuz? Gözlem çok geniş bir tabir, Önyargılarımın bazıları yıkıldı, bazıları ön yargı olmaktan çıkıp harbiden düşündüğüm gibiymiş dedirtti. Fırsatım var yine gideceğim yine gezeceğim :)


  • paramolacak  (10.05.20 23:36:39) 
Dogu görevimin 2. Senesini bitiriyorum 2 senem daha burda geçecek
Daha önce sivas'ın dogusuna gitmemiştim ne yazık ki biraz ön yargım da vardı açıkçası.
Insanları kesinlikle yardım sever misafirperver evlerine gidince siz rahat edin diye her şeyi yapıyorlar çok güzel günler geçirdim.
Ne yazık ki yaşadığım yerde kadının adı yok kadın 2. Planda bile değil hiç planda yok bu devirde ilcedeki marketin bile yerini bilmiyorlar dışarı çıkamıyorlar en sevmediğim durum bu bir kadin olarak.
Ikincisi ise temizlik kaldigim ilceye çöp kutulari geleli 2 ya da 3 yıl olmuş çöp kutusu olmasina rağmen bütün yollar çöp, sokak hayvanları çok kötü durumda hemen hemen hepsi hastalıklı ve aşırı zayıf durumda belediyeye dememize rağmen bir şey yapılmıyor o konuda.
Sadece ilçeye gelen memurlar üzerine bir ekonomi kurulmuş o yüzden her sey 2-3 kati pahali ne kadar yardimsever ver misafirperver de olsalar dışardan gelen insanı cok iyi bilip her şeyin fiyatını arttirip kazanç sağlıyorlar biz de mecburen almak zorundayiz çünkü alternatifi olmuyor.

Dediğim gibi olumsuz yanları kadar olumlu yanları da var ınsanları ile bir sıkıntı yaşamadım ama yaşayan cok insan duydum.
  • kendi dugunune gitmeyen kamber  (11.05.20 00:33:42) 
Gezme konusunda bir şey yazmamışım van gezmeye değer guzel bir yer


  • kendi dugunune gitmeyen kamber  (11.05.20 00:36:49) 
Vana giderken yol üstünde tatvan'da durmuştuk 2 apartmanlı bir sitenin önüne arabayı parketmiştik. Hava çok sıcak ve site içi ağaçlı olduğu için onu tercih etmiştik. Arabadan iner inmez apartmandan 40 yaşlarında bi adam çıkmıştı. adama 10 sn durumu izah ettik "vana gidiyoruz da burda öğle yemeği yemek istiyoruz istanbuldan geliyoruz" demiştik. adam bize cevap vermeden dönüp "ayşee (karısına seslendi adını hatırlamıyorum" yemeği dolaba koyma misafir geldi. demişti. inanın çok şaşırmıştık. ne bize baktı ne süzdü ne başka bişey. yok abi aman ne misafiri zahmet etme dediğimizde de "olur mu öyle şey misafirsiniz nerelerden gelmişsiniz" demişti. adamın evine gitmedik ama arabasını takip ettik bizi en iyi mekanalrdan birinin önüne götürüp sahibine selam verdi bize de selam verip gitti. hesap öderken de menü fiyatıyla toplam 3 kişi 140 ödememiz gerekirken 80 ödeyip çıktık. kaç sene geçti adamın iyi insan mıyız kötü müyüz diye bakmadan bizi ağırlamak istemesi hala aklımdadır.


  • avatar is back  (11.05.20 01:40:38) 
Turistik olarak bazı şehirlerini gezdim, gayet güzel ve neşeli yerler. Hatta Mardin'de en son "bu insanlar neden bu kadar yüksek, hayat dolu sürekli?" diye arkadaşlarla konuştuk falan. Muhteşem kültürel miras ve mutfak var tabii tüm bölgede.

Eksi tarafları, tutucular. Otellerde vs içki bulmak imkansıza yakın ki Dedeman'dan falan bahsediyorum. Antep'te vardı otelde mesela. Bir diğer eksi tarafı da araba ve bilen biri gerekmesi. Yani mesela bir Göbeklitepe'ye şehirden kendiniz gidemezsiniz, gitseniz de bilen birisi anlatmadan birkaç büyük taş görüp gelirsiniz. Tabii merkezden turlar vardır her türlü, Nemrut falan için de.

Güvenlikle ilgili pek endişem olmadı zira hiç bilinmeyen, turist olmayan yerlerine gitmedim. Zaten İstanbulluyum, burada her gün bir yer patlıyor, olacaksa olur diyorum bu konularda.

En azından kısa da olsa bir GAP turu ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler olduğunu düşünüyorum. Ekim falan idealdir, yazın ölebilir insan.
  • whoosie  (11.05.20 10:16:43 ~ 10:17:08) 
90'lı yılların en berbat dönemlerinde Mardin, Midyat, Urfa, Antep ve Elazığ'a iş sebebiyle gidip gelirdim. Yalnız olmazdım da yine de çalışan kadın görmeye pek alışık değillerdi.
Seneler sonra turist olarak yine Antep, Mardin'e arkadaş grubuyla, Hatay'dan Anamur'a eşimle gezmeye gittik. En son geçen sene arkadaşlarla Diyarbakır, Van turu yaptık. Gezerken yerel rehber faydalı bir şey. Yerel hassasiyetleri öğreniyorsunuz. Eğer siz "mesaj kaygılı" biri değilseniz yerli halk da gayet içten davranıyor. Halk olarak çok ayrıştırılmışız. Nasıl toparlanırız bilemiyorum. Halkın devlete karşı çok büyük önyargıları var ve devlet bu önyargıları beslemek için elinden geleni yapıyor diyeyim. Böylece bizi birbirimize bağlayan çimento çözülüyor, kimse farkında değil (ya da bazıları farkında ve böyle olsun istiyorlar).
Ben gezme taraftarıyım.
  • SiyamkedisiZorro  (11.05.20 11:06:39) 
Gitmedim. Gittigim en dogudaki il Ankara.

Gezmek isterim, ama konfor alanimdan tamamen cikmam lazim. Nedenine gelince:

Türkiye´de gercekten keyifle rahatca tatil yapamadigimi fark ettim. Her an izleniyor hissi, cogu insandaki etrafini gozetleme, her olaya burnunu sokma hastaligi... Otobuste, otelde, takside hep bir diken ustunde olmak... Sanki bunlar doguya dogru gittikce artacakmis hissiyati var bende. Onyargim, endisem bundan ibaret.

Guvenlik vs. nedeniyle bir endisem yok.
  • buf-e kür  (11.05.20 11:42:30 ~ 11:43:30) 
Doğu'da yaşıyorum. İyi yönleri de var kötü yönleri de. Halkı çok yardımsever batı da bana kimse yardım etmezdi burada herkes bana yardım ediyor. Rahat insanlar batı halkı gibi pinpirikli en ufak şeyi kafaya takıp büyüten insanlar değil.


  • komando kani var bende  (11.05.20 12:48:02) 
çok gitmek istiyorum. hiç görmedim. tek gördüğüm akdeniz ve karadeniz. (iç anadolu'da iş için geçirdiğim 2 - 3 günü saymazsak) önyargılarım muhakkak vardır bunları bir gün gidip görürsem anlayacağım. hatta bu ay gitme planım vardı pandemi yüzünden nasip olmadı. turistik olarak çok merak ediyorum ama yaşayabileceğimi sanmıyorum. en başta havası ve doğası farklı gelir bana. aile kültürü olarak da farklı yetiştirildiğimi düşünüyorum.


  • damla sakızlı dondurma  (11.05.20 12:53:32 ~ 12:54:44) 
[]

TRT Kariyer programina basvurayim mi?

soyle bir siteleri var: kariyer.trt.net.tr

geçmişte üniversite radyosunda haber spikerliği yaptım. sağolsun arkadaşlarım bana reklam seslendirtiyor, hep beraber oturup beraber gülüp eğleniyoruz. bu konuda çevrem, yeteneğimi kullanmamı söylüyorlar.

ben de trt kariyer'e başvurayım mı yapmayayım mı bilemedim. trt, siyasal islamın kontrolünde. ben ise onları hiç sevmiyorum. trt kariyer'e başvurup eğitim aldıktan sonra arka planda seslendirme falan yaparım diye düşündüm. ne dersiniz? ne yapayım?

 
TRT torpili en deli döndüğün yerlerden biri, eni soru başvurun bir kaybınız olmayacak neticede tecrübeniz olur.


  • koskoca kirpi  (02.05.20 23:00:13) 
Başvurmanızı öneririm ama siyasi sebepleri görmemezlikten gelmeniz lazım çünkü yazılı, sesli ve görüntülü medyanın büyük bir çoğunluğu aynı siyasi görüşe hizmet etmektedir. Siz işinizi yaptığınız sürece bir şey olmaz ve tecrübe olur.


  • murtiii  (02.05.20 23:52:14 ~ 23:53:27) 
[]

avrupa yakasi muzik bulmaca

su bolumde, yemek yerken arka planda calan sarkiyi bileniniz var mi?

youtu.be

edit: muzigi bulan arkadasa kocaman KALP birakiyorum. tesekkur ediyorum:)

 
  • tepedeki psychedelic adam  (28.04.20 22:51:29) 
[]

mhp neden suclulari saldi?

koronadan once de bahceli bunu dile getiriyordu. korona ile bu istegi gerceklesti.

mhp'nin bunda ne cikari var?


 
iceride bir suru mafyatik ulkucu var. onlari cikarmak icindir heralde.


  • buenosdias  (16.04.20 13:37:39) 
  • freedonia  (16.04.20 13:40:03) 
Aslında bir kişi için...


  • SiyamkedisiZorro  (16.04.20 14:23:25) 
çakıcı için


  • yazar yazmaz yazan yazar  (16.04.20 14:50:32) 
Fedailere ihtiyaç var her zaman.


  • buf-e kür  (16.04.20 15:41:36) 
Bazı kürt mafya babaları pkk ile fazla içli dışlı oldu. Tatil yörelerinin çoğu kürt mafyasının elinde. Buraları almak istiyorlar heralde. Kendi kişisel görüşüm bu.


  • komando kani var bende  (16.04.20 16:10:57) 
çakıcı lazım.


  • donisse  (16.04.20 16:28:00) 
[]

bahceye cikabilir miyim?

merhaba, gunaydinlar

sehirden uzak bir mahallede mustakil bir evdeyiz. bahcemiz var. sokaga cikma yasagi var. bahceye cikabilir miyiz?


 
Ben çıktım polis dahil kimse yok zaten sokakta


  • paramolacak  (11.04.20 12:39:30) 
@der grund Sokağa çıkma yasağı olan illerden birindeyim. Çöpe çıkan var, ekmek alan vardı. Arabayla geçenler var. Çok katı bir yasak yok. Tabi ki çöpünü atacaksın.


  • ekşi duyuru sever  (11.04.20 12:41:02 ~ 12:44:24) 
[]

baska ulkelerdeki iletisim operatorleri

mesela avrupa ve abd gibi yerlerdeki iletisim operatorleri bizdekiler gibi mi?

musterilerine deger veriyorlar mi? yoksa bizdeki turkcell, vodafone ve turk telekom gibi binbir cesit sinsilikle pusular hazirlayip musteriyi kapana mi sokuyorlar?
taahhut yaptirip, ayrilmak isteyeni yuklu miktarda para cezasi ile tehdit edip musteriyi zorla tutuyorlar mi?
vaadettikleri hizmet ile alinan hizmet arasinda fark olunca burunlarindan getiriliyor mu?

oralarda nedir durum? ucretler, internet fiyatlari ve hizlari, musteri memnuniyeti..

tesekkur ederim

 
yanlis anlamayin lütfen, türkiyede cogu sektörde müsteri memnuniyeti düsük bunu biliyorum ama ithamlariniz bence yanlis hem de hukuksal olarak sikintili.

ticaret bilginin eksikligi ile yapilir. yani iki dükkanda satilan ayni ürün farkli fiyatlarda fiyatlanir ve müsterinin bunu bilmedigi düsünülerek satilir. perfect information yok yani piyasada. müsteri kendi arastiracak.

bu bence cok dogru degil ama tüm ticaret bunun üzerinde insa edilmis.

almanyada yasiyorum 10-15 senedir, telekom sirketleriyle ne kavgalar ettim bugune kadar, avukatima havale ediyorum dert olursa, bir mektupla hallediyor. türkiyede herkes uzmana danismaktan cekindigi icin sürekli problemlerle ugrasiyor insanlar.

sadece isi düsünce avukata ya da uzmana danisiyor insanlar, düzenli bir avukata sahip olmaz sanildiginin aksine cok ucuz.
  • duygusuzromantik  (02.04.20 14:11:34) 
ingiltere'de aylik £16 lik bir paketim vardi. 12gb sinirsiz facebook, youtube ve netflix. sinyal kalitesi kotu oldugu icin degistirmek istedim 2 fatura sildiler ama sonra yine degistirdim cunki gercekten kotuydu

gecis yaparsan turkiye oldugu gibi burada da iyi teklifler/fiyatlar veriliyor. ben £45 hediye ceki aldim esim de £150 degerinde jbl sound bar aldi (hediye). eger taahhutun bitmeden gecis yaparsan belli bi tutara kadar karsi firma karsiliyor (£100 sanirim).

aynisi elektrik, su, dogalgaz, banka hesabi vb hersey icin gecerli, yani rakip alternatif cok kampanyalar iyi dayatamiyorlar.

isin call centre'a dusmesin yeter, cok cok uzun surecler birseyin cozulmesi vb.
  • try again fail again fail better  (02.04.20 14:33:17) 
Avrupa'da genel olarak müşteriye çok değer veriliyor. Bu firmalar yüzünden mi yoksa müşteri dostu yasalar yüzünden mi emin de değilim ama pozitif bir anı olarak Comviq geliyor aklıma, İsveç'te bir gün birkaç saat SMSler gelmedi diye özür dileyim 10GB falan vermişlerdi bir aylığına bu tarz şeyler var.

Amerika'da ise baya baya bizimkilerden beterler onu biliyorum.
  • aguen  (02.04.20 14:52:03) 
Fransa; 20 euro veriyorum, 100gb internet, Türkiye'ye geldigimde de 20gb var galiba kota. Onun disinda konusma sms sınırsız. Taahhüt yok bunda.
Internet saglayici da ayda 24 euro, taahhut yok. 1gb hiza kadar, ortalama genelde 200 civari ama oyun indirirken falan ps4da 500e cikiyor. Ilk baglattim, bir sikinti oldu modemde bir hafta icinde ve 2 gun falan yoktu internet. Servis geldi, modemi değiştirdi, bu sebepten o ay fatura odetmediler.
Herkesin dedigi gibi müşteri memnuniyeti yüksek çünkü hak hukuk ciddi. Şöyle diyim; enerji saglayici fiyatlari cok artirdi ve devlet de buna karşı çıkti. Bunlar da devlete sanane lan dediler. Devletin cevabi bunlara karsi kampanya baslatip her eve birini yollayip, evdeki kisilere bu sirketin politikasindan bahsedip sürekli zam yaptigini ama baska saglayicilarda boyle olmadığını soylemek oldu. Biz misal devlet tarafından ise alinmis bir genc sayesinde elektrik saglayicisini değiştirdik ama devlet yapmasa umursamazdik.
  • logisticsmanager  (02.04.20 15:30:26) 
ingilterede ev ve mobile telefon icin vodafone kullaniyorum. Su ana kadar bir firmadan aldigim en kaliteli hizmeti aliyorum diyebilirim.
Gecen sene sadece mobile hattim vodafoneda ev hattim Virgin mediadaydi. Virgin media saglam bir ariza nedeniyle 1 hafta servis saglayamadi. Yetistirmem gereken isler oldugu icin tek carem Vodafone dan ekstra paket satin almak oldu. Vodafone ile gorustugumde kendileriyle hic alakasi olmamasina ragmen 20gb lik paketimi sinirsiz yaptilar bir ayligina. Belki £10 daha fazla odeyerek zaten sinirsiza gecebilirdim ama boyle bir durumda hicbir talepte bulunmadan bunu teklif etmeleri cok hosuma gitti. Ben de karsiligini Virgin i terk edip tamamen Vodafone lu olarak verdim.

Ayrica tum paketlerinde Turkiye dahil avrupada gecerli free roaming ozelligi var. iki sene once Turkiye'yi free roaming disi biraktilar ve buna bagli olarak tum taahutlu kontrat sahiplerine cezasiz cayma hakki verdiler. 1 ay oncesinde taahutlu telefon almistim. Kontrattan vazgectim ve telefona sadece 1 ay odeme yapmis oldum. Isin garibi 1 hafta sonra 'ya bi yanlislik olmus biz Turkiye'yi cok seviyorus, canimis cigerimis' falan deyip tekrar dahil ettiler. Durduk yere telefon hediye etmis oldular yuzlerce insana.
  • fiyuuuu  (02.04.20 19:26:02) 
[]

Coronavirusu - Asi/Tedavi ne zaman cikar?

Bu soruyu hem tahminlerinize hem de bu konuda uzman arkadaslarima sormak istiyorum.

bu salgin, normak sartlar altinda prosedur geregi uygulanan asi takvim suresini kisaltir mi?

hayat ne zaman normale doner, okula ne zaman gideriz? 1-2 yil surme ihtimali var mi?

 
ocak ayında, aşı bulundu ama en az 3 ay test edilecek dendi.
bugünkü haber aynı, aşı bulundu ama en az 3 ay test edilecek deniyor.

  • ayaklibalik  (17.03.20 21:49:13) 
uzman değilim ama şu haberlerdeki, haber sitelerindeki saçma sapan aşı bulundu haberlerinden izole bir şekilde, gerçekten bu konuda bilgili hocaların doktorların söylediği en az bir yıl gibi bir süre gerektiği. ikinci olarak söylenen de aşı bulunsa bile ilgili virüsün bu sürede mutasyon geçirebileceği haliyle aşının da etkisiz kalabileceği yönünde.


  • aziz dostum jack  (17.03.20 21:58:49) 
[]

grip oldum sanirim, okula gitmeli miyim?

aksam basim islakken yatmisim, basim cam tarafina denk gelmis. sogugu kafadan yemisim.
iki gundur burnum tikali. hapsurma pek yok ama ufaktan baslayacak diye tahmin ediyorum.

okula gidip arkadaslarima bulastirmak istemiyorum. malum korona falan var, urkutmeyeyim canlarimi..
yarin ilk is saglik ocagina gitmek olacak. diyorum ama lab dersimiz falan var, almazsam basima bela olacak..

ne yapam, pratik ilac oneriniz var midir?

 
git kardeşim. şimdiden lab dersi ekilmez. 1-2 devamsızlık hakkın vardır zaten max. onu da dönem sonu harcarsın :)


  • fezagezgini  (08.03.20 20:15:11) 
Gitme kesinlikle


  • photo85  (08.03.20 20:41:19) 
ya mumkunse gitmeyin. sizin gibi olan arkadasimiz sayesinde sirasiyla tum arkadaslar agir grip gecirdik. her birimiz ikiser hafta yattik, serumlar yedik. is yerinde/okulda bir kisi hastaysa ister istemez etrafindakilere de bulasiyor.


  • fraise  (08.03.20 21:03:36 ~ 21:04:16) 
git. yarın daha ciddi bir şey olur dersten kalırsın.


  • glamdr1ng  (08.03.20 21:07:41) 
Grip olmadın. Soğuk algınlığın mevcut. Soğuk algınlığının bulaşıcı bir tarafı yoktur. Mikrobik değildir. Grip olsan bu soruyu yazman bile çok zor. Üşümemeye özen göstermelisin.


  • silah taciri  (08.03.20 21:32:37) 
Teşekkür ederim canlarım. Gideceğim. Lab dersi illet bir ders.
Çok ağır hasta değilim. Burnum tıkalı, burnumdan konuşuyorum sadece. Hapşırmayı bekledim, gelmiyor, hapşırmıyorum. Ateş yok. Öksürük yok. Daha önce defalarca başımı üşüttükten sonra yaşadığım şey.

@silah taciri, teşekkür ederim aydınlattığın için.
  • Leonardo~Da~Vinci  (08.03.20 22:53:52) 
[]

nerede yuzuklerin efendisi gibi bir film?

neden bu filmin yanina bile yaklasacak bir film serisi yok? lord of the rings'te yaraticilik, hikaye, oyunculuk, karakterler.. her sey cok ama cok iyi. hele cuceler:)

iki sorum var: neden lotr gibi bir film serisi yok?
cok film takip etmiyorum, lotr tadina yakin film onerileriniz var midir? harry potter serisi, hobbit, got gibilerini izledim. lotr tadini vermedi hicbiri.

 
Lotr gibi bir film olması için tolkien gibi birinin de olması lazım aynı zamanda


  • kendi dugunune gitmeyen kamber  (23.02.20 23:50:07) 
Hiçbiri öyle olamaz elbette ne kitap ne filmi ama Legend of the Seeker dizisi belki o tadı verebilir


  • sydney  (24.02.20 00:23:03) 
lotr'un zamanlaması çok iyiydi. henüz internetin yayılmadığı dönemde çıktığı için az sayıda olumsuz görüşün birleşip koyun sürüsü haline gelmesi düşüktü; böylece başarılı bulanların görüşleri daha ön planda oldu. internet çağındaki filmler olumsuz eleştirileri 20 yıl öncesinin filmerine göre çok daha fazla görüyorlar. dünyada "güzel" şeyler az bulunduğu için insanlar tarafından el üstünde tutulur.


  • ryhmer  (24.02.20 01:32:20) 
İyi bir film dediğiniz şeyin iyi bir hikayesi, anlatacak bir olayı olması önemli. Tolkien bir Orta Dünya yarattı bu hikaye için. İlkmek ilmek ördü, buna uygun grameri vs. olan diller yarattı. Dolayısıyla bir olmuyor diğerleriyle.


  • SiyamkedisiZorro  (24.02.20 07:31:41) 
Bence sorunuza güzel bir yanıt aşağıdaki entry'de çünkü adamlar işin hakkını vermek için çok çalışmışlar. Ben okurken bile motivasyonlarına hayran kaldım ki onlar bırak sadece işin detaylarını hayal etmeyi onu gerçekleştirmişler de.

Siz söyleyince ben de biraz düşündüm, son dönemde beğendiğim kaliteli yapım olup olmadığına biraz kafa yordum. Yüzüklerin Efendisi'ni ayrı tutarak izlediklerimden aklıma gelenler şunlar oldu :

1. The Lobster
2. Coco
3. Madmax

eksisozluk.com
  • burka  (24.02.20 07:44:09) 
öyle bir film yok, çünkü lotr gibi bir hikaye yok. belki dragonlance serisi, ama sinemaya uyarlanacaksa çok iyi çekilmesi lazım.

bir de o dönemde büyük bütçeli fantezi filmi hiç çekilmemişti. rpg/frp tayfası dışında kimse orka, elfe, dwarfa aşina değildi. şu anda çıksa aynı etkiyi yaratmayabilir.
  • sir gawain  (24.02.20 11:23:35) 
lotr ilk 3 filmini sinemada izleyen birisi olarak o büyük savaşların heyecanını hiçbir film veremedi bana.

hikaye bakımından çokca seri var ama hepsi para uğruna içine edildi.

şimdi birileri bana tepki gösterebilir ama o zamanlarda hissettiğim heyecanı marvel filmlerinde az biraz yakalayabildim.
  • false pretension  (24.02.20 12:44:19) 
[]

insan derisini kursungecirmez yapmak

nasil mumkun olur?

guncelleme: bilimsel olarak olaya yaklasmak istiyorum. insan derisindeki atomlar arasindaki bagi guclendirme gibi bir olay yapilabilir mi yapilamaz mi seklinde bir merakim oldu, bu yuzden sordum.


 
deriyi nasıl kurşun geçirmez yapcan anca üstüne örttüğün bi şeyle kurşun geçirmez olur


  • jelly bear  (17.02.20 11:41:21) 
Bugün de hep aynı bakınızı vermiş gibi olucam ama; (bkz: kevlar)

kurşun geçirmez çelik yelek diye bilinen şey büyük oranda bu kumaştan oluşuyor. Deri altına yerleştirilebilirse teoride mümkün. ama pratikte...
  • onemoremile  (17.02.20 12:19:05) 
öldürmeyen savaş yapmak daha pratik ve ucuz


  • esref  (17.02.20 12:24:41) 
merminin kinetiğinden oluşan ve deriye dokunduğu anda meydana getireceği basıncı nasıl absorbe ettireceksin?


  • plastic_angel  (17.02.20 14:35:19) 
İnsan vücudu kurşun geçirmez olmayabilir ama Newtonsal olmayan akışkan ile kaplanarak belki yeni bir şey çıkabilir.
Tek sıkıntı Newtonsal olmayan akışkanın viskozitesi

  • ZetaStar1903  (17.02.20 23:54:14) 
[]

türkiye'de yeni bir operator sirketi kurulamaz mi?

ve bir de kargo sirketi..

turkiye'de en cok memnuniyetsizligin oldugu iki alan bu sanirim.

bunlarin mevcut sirketlerden farki, memnunuyeti ve hizmet kalitesini artirmak. yani insani isin merkezine koymak parayi ve kazanci degil. eger insani merkeze koyarsaniz, insanlar sizi ac birakmaz.

oldukca yetenekli ve bu bahsettgim mentalitee sahip girisimcilerimiz vardir. bundan eminim. ancaba bu konularda neden aksiyon almiyorlar? onlari engelleyen bir seyler mi var?

ben de gelecekte bu tur memnuniyetsizligin oldugu alanlara girme istegindeyim. cunku gercekten bir isin duzgun yapilmadigini gordugumde uzuluyorum ve daha iyisi yapilabilir gibi bir his var icimde.

 
basından bildiğim kadarıyla, yanlış olabilir ama:

frekanslar sınırlı ve ihaleyle veriliyor. hükümetler yeni bir frekans "ihdas etmedikleri" sürece piyasaya yeni bir operatör giremez. bir de çok uçuk yatırım masrafları var diye biliyorum (milyar dolarlar seviyesinde).
  • i ve been mistreated  (01.02.20 00:27:40 ~ 00:27:59) 
GSM operatörleri eskisi kadar para kazanamıyorlar. Turkcell 2. el telefon satmaya başladı. Yeni GMS operatörü kurmak yukarıda da bahsedildiği çok maliyetli. Tüm ülkeyi baz istasyonları ile donatman lazım. 783.562 km²'lik bir alandan bahsediyoruz.

Kargo sektöründeki sorun bence şu:

Dağıtım personeli olmak zor bir iş. Şartlar ağır ve asgari ücret alıyorsun. Kimse dağıtım elemanı olmak istemiyor. Hemen herkes mecbur kalıp da bu işe giriyor ve daha iyisini bulunca da hemen ayrılıyor. Kimse bu alanda bir "kariyer" yapmak istemiyor. Öyle bir kariyer de yok zaten. Sürekli birileri işten ayrılıyor, yerine birileri geliyor vs. Bu sirkülasyon fazla olunca kargo firmaları da personel eğitimine yatırım yapmıyor. Müşteri memnuniyet primi vs vermiyor.
  • amortisman  (01.02.20 01:39:13) 
sanal operatör kurmak serbest. örnek fenercell, bimcell vs..

kendi sanal operatörün çok süper müşteri hizmetleri kurabilir yani.

kargo konusu da öyle aslında çok firma var ama ulusal olanlar belli.

amazon mesela kurdu yeni bir tane uk'deki falan sistemi getirdiler. uzun vadede kurtuluş olabilir. ama bizdeki kargo sistemi ile us ya da uk deki sistem çok farklı. burada kapına kargoyu bırakıp gidiyorlar seni aramıyorlar iki saat. tr de kargocu genelde kapıya bırakıp gitmiyor. o yüzden de şube diye bir olay var. tabi şube diye bir olay varsa eve neden teslim var. neden click and collect noktası olayı tr de tutmadı gibi tonla da soru var beraberinde. amazonun akıllı dolapları var mesela yerine göre 24 saat bile teslimat yapabiliyor. dükkan sahibine de para kazandırıyor. sanırım amazon da kazanıyor maliyetten..

sanırım her ülkenin olayı kendine özel.
  • ozdek  (01.02.20 02:03:34) 
Yeterli parayı verip (çok) ve devlet izin verirse lisans alarak ve yeterli (çok) para harcayıp baz istasyonu ve diğer teknolojik kurulumu yaparsan olabilir.

Ama sanırım ihtiyaç olmadığı için devlet yeni lisans vermiyor, verse de hiç bir firmanın bu saatten sonra bu işe gireceğini sanmam. Para kazanamazlar çünkü.

Gençler bilmez, zamanında 3 değil 4 operatör vardı. Yeterli kar edemedikleri için Aycell ve Aria operatörleri birleşti ve ortaya Avea çıktı.

Kargo meselesi ise iki ucu pis bir değnek, yeni bir firma kurulsa ve kaliteli hizmet vermek istese mecburen fiyatları yüksek olacak.

Bu rekabet şartlarında daha iyi fiyat vermek mümkün değil, işçileri bedava çalıştırsalar belki!

Kalite nasıl artar? En basitinden bir araba ve iki dağıtım personelinin yükünün yarıya düşürülmesi lazım.

Atıyorum günde 100 adrese dağıtım yapan bir araç ve iki personelden veya 1000 dağıtım yapan şubeden kaliteli hizmet alamıyorsak işi bölüştürmemiz lazım.

Bir şube daha açıp yükü 500 dağıtıma, yeni açılan şubeye 10 araç ve 20 personel alıp araç başı dağıtımı 50 adete düşürürseniz kalite arşa çıkar mesela.

Tabi yarı yarıya olmak zorunda değil, hesapları yapılır yük %25 azaltılsa bile kalite artabilir.

Ama dönüp dolaşıp aynı yere geliriz, maliyet artar. İnternet alışverişi ile ticaret yapan satıcılar pahalı firmayı seçmez, ya da alıcı ödemeli alışverişte vatandaş da genelde pahalı firmayı seçmez.

Türkiyenin bir ucundan 7-8 liraya ürün taşıyor kargo firmaları, akıl işi değil.
  • John Bloor  (01.02.20 09:13:02) 
Operatör kurmak taksi plakası almak gibi. Arttırılması devlete bağlı.

Kargo olayı ise tamamen fiyat/performans mevzusu. Özel sektördeki karlılığa bağlı.

yani 2.si daha kolay çözülür. 1.si zaten çok karlı bir iş olmasına rağmen devlet yönetiminde.
  • mete kudur  (01.02.20 09:32:40) 
[]

tatil bolgelerinde nasil is bulurum?

yaz mevsimi icin tatil bolgesinde calismak niyetindeyim. bu sefer okul tatile girdiginde insaata gitmek istemiyorum. (aile hep insaatci)
akrabanin mobila dukkani var, orada da calismaya sicak bakmiyorum.
aile-akrabadan biraz acilmak istiyorum.

ingilizcem var. konusabiliyorum. ingilizce ogrenmek icin baya zaman, para ve caba harcadim.
dis gorunusum fena degildir, fitness'a gidiyorum zaten. bu maddeyi yazdim cunku o tur islerde fiziki gorunuse de onem veriliyormus.

daha once tezgahtarlik(mobilyacida) ve boyacilik(insaat) yaptim. otel gibi yerlerde hic calismadim. ama insanlari seviyorum.

insaatta ingilizce kullanamam. ancak tatil bolgelerinde kullanabilirim. o kadar ogrendik bari bir faydasi dokunsun.

ne yapayim? gidip kapi kapi dolasip cv mi birakayim? yoksa internetten mi basvuru yapayim? internet basvurusunu bos yere basvuru olarak goruyorum.

ya da benim profilimde birisinin ne yapmasini tavsiye edersiniz?

tesekkurler, iyi gunler..

 
tatil yöresi iş ilanları bu sitede genelde

modhotel.com
  • heidi'nin dedesi  (29.01.20 23:00:48) 
[]

amerikali kadin bir sanatci ariyorum

ismini bir turlu hatirlamiyorum.

yasli bir kadin. sanirim hala yasiyor olmali. burnu buyuk estetik falan yaptirmamis.

kralice olarak mi aniliyor ne? tahmininiz var mi? varsa benimle paylasmanizi rica ediyorum.

 
cher?


  • Tears of Devil  (04.01.20 19:24:02) 
barbra streisand?


  • mesa  (04.01.20 19:27:47) 
@devilcim, cher degil. cevap verdigin tesekkur ediyorum.

ama buldum. o sarkicinin onerilerden cikti. aradigim sanatci : Barbra Streisand idi.
  • Leonardo~Da~Vinci  (04.01.20 19:28:20) 
[]

neden vejetaryen olmaliyim?

onume etli yemekler gelince kendimi tuhaf hissediyorum. gercekten. disaridan herhangi bir vejeteryan arkadasla tanismadim, yani kafama bu konuda daha onceden yerlestirilmis vejateryanlik dusuncesi olmadan bu tuhafligi hissettim. ve bunu defalarca yasadim.

diger yandan aklimda, aslanin geyigi yemesi ornegi geliyor. bu durumu dogal bir sey olarak goruyor bu dusuncem. eger dogada hayvanlar bunu yapiyorsa bizim de besin icin hayvan oldurup yememizde bir sakinca yok diyor bu dusunce.
diger dusunce, ilk insanlarin et yemesi gibi bir dusunce.

kafami kaldirip etrafima bakiyorum: hayvan oldurmek, endustrisi haline gelmis.
ve bunu korkunc bir durum olarak goruyorum. hayvanlari yemek icin olduruyoruz ve bu bana oldukca yanlis geliyor.

vejetaryen arkadaslarimdan bu konuda beni aydinlatmalarini rica ediyorum. neden vejetaryen olmaliyim?

 
Olmamalısın


  • owaki  (15.12.19 19:22:28) 
daha fazla bitki katline sebep olmak için olabilirsin. bitki öldürmek de endüstri haline geldi, bunu korkunç bir durum olarak görmüyorsan bir gariplik olmalı sende.


  • diffarentiationation  (15.12.19 19:37:24) 
İlk insan degilsiniz. Aslan gibi partnerinizin arkasini koklayıp öyle bir eslesmede bulunmuyorsunuz, sanıyorum ki. 21. yüzyılda, böyle bir konudan bahsederken insanın doğası ve 'doğal olan nedir?' konularını tartışmak, konu etmek istemiyorum.

Vejetaryen olmamalısınız. Hayvana işkenceye devam edilen, onun yaşam alanını korkunç derecede sınırlandırıp, kar amacıyla onu makinalaştıran bir yeme düzenini kalkıp size tavsiye edemem.
  • angeklickte  (15.12.19 19:52:42) 
Et yiyen kişiler, daha fazla bitki katliamına ve su kullanımına sebep olmaktadırlar :)

"Bir kilogram kırmızı et üretilirken 15 bin 455 litre su, 3,6 kilogram buğday ve 36 kilogram da kaba yem gerekiyor"

Bunları hayvana vermek yerine insanlara versek daha fazla insan doyabilir en basitinden.
t24.com.tr


Vejetaryan değil de vegan olmak, dünyadaki karbon ayakizini bayağı azaltıyor, yani verilen zararı:
i0.wp.com

çünkü hayvansal ürünlerin üretimi, dünyaya zarar veriyor.

Vegan olan bir kişi, her sene 100-200 civarı hayvanın ölümüne sebep olmamış oluyor.

Hayvanların kullanılmasına ihtiyacımız yok. Türkiyede binlerce vegan var ve gayet sağlklı ve ucuza yaşayabiliyorlar.

Savaşlarda nasıl at kullanılmıyorsa veya faytonlar ulaşım için şu yılda, şu an hiçbir hayvansal kaynaklı şeye ihtiyacımız yok. Hepsini bitkilerden alabiliyoruz.

Veganlık, genelde daha sağlıklı ve ömrü uzatıyor. Kolestrol ve kalp krizini azalttıpı yönünde bir sürü araştırma ve canlı örnekler var: challenge22.com

Doktor mesela vegan olmuş kötü bir yaşam tarzı olduğunu göstermek için ama sonra tam tersi olduğunu görmüş: www.livekindly.co

Burda da türkiyeden vegan bir doktorun vvideoları var:
www.youtube.com

Kendisine bir sürü ilaç kullanılması söyleniyor hastalıklarından dolayı fakat veganlığı keşfediyor ve tüm hastalıklarından kurtuluyor.


Leonardo da Vinci, kafka, , tolstoy gibi bir çok ünlü kişi de bunların farkındaydı ve bu adaletsizliğe destek olmayıp şiddetsiz ve barışçı bir yaşamı tercih edenlerdendi.

türkiyeden vegaen boksör dünya şampiyonu oldu www.hurriyet.com.tr

Bir kadının öldürülmesine karşıyız veya bir ağacın kesilmesine keyfi olarak veya sokak hayvanının tekmelenmesine. İnek koyun gibi hayvanlara da her saniye bir şiddet uygulanıyor, deney labratuarlarında hayvanlar kullanılıyor her an. Sokaktak köpek veya mezbahadaki inek, 2si de aynı acıyı hissediyor, bizim gibi arkdaşlıkları olan canlılar.

Dünyada çok acı var, çok fazla sömürü var. Çocuk yaşta çalışmak zorunda olanlar, dilenen yaşlılar, öldürülen kadınlar... Belki bunları engelleyemiyoruz ama destek olmamayı seçebildiğimiz ve engellenmesine katkı sağlayabileceğimiz bir şey var. O da hayvan sömürüsüne karşı olmak. Bunun en kolay yolu da vegan olmak.

Böyle bir site de var:

www.veganoluyorum.com
  • CursedChico  (15.12.19 19:53:53) 
[]

turkiye'de pozitif haber

siyaset-gundem-ekonomi ve futbol disinda haber takip etmek, okumak istiyorum.

aradim, bulamadim. bildiginiz, yararlandiginiz bir kaynak, site varsa benimle paylasir misiniz?

tesekkur ederim:) guzel hafta sonlari gecirmenizi diliyorum.

 
Ben çareyi Youtube'da buldum. Müebbet Muhabbet, artı 90, Başak Kablan gibi.


  • kaset  (08.11.19 21:16:51) 
bundlehaber güzel, yaratıcıları ekşi'den sanırım.


  • aziz dostum jack  (08.11.19 21:18:54) 
youtube'da siyasetle alakasız türk kanalların peşinden gidebilirsiniz. otomobil için benzin, teknoloji için teknoseyir, geyik için geekyapar, gerçek bir geek arıyorsanız bobin kafa vs. örnekler çoğaltılabilir.


  • avianthem  (08.11.19 21:42:14) 
+futbol sohbeti için de vole.


  • avianthem  (08.11.19 21:42:39) 
bilimturkiye.org


  • yemrem  (08.11.19 21:52:28) 
[]

ne dinliyonuz?

loop'a aldiklarinizi benimle paylasir misiniz?

tesekkurler:)

bendeki: youtu.be

 
Lady gaga - i like it rough


  • stavro  (28.10.19 19:55:36) 
clouds - you went so silent
(git: www.youtube.com

  • mrtkp1234  (28.10.19 19:56:30) 
  • beetlejuice  (28.10.19 19:56:57 ~ 20:34:02) 
hibou - clarity
www.youtube.com

  • theseachange  (28.10.19 19:59:55) 
Michael Kiwanuka-Cold Little Heart
youtu.be

  • Amaranta ursula  (28.10.19 20:02:12) 
  • duşambe parçalıbulutlu  (28.10.19 20:08:23) 
  • Gecikmeli Tapa  (28.10.19 20:13:08) 
beduk we dance www.youtube.com
bunu da the good doctor bolumunden begendim www.youtube.com

  • exlibris  (28.10.19 20:56:53) 
  • Tears of Devil  (28.10.19 22:00:30) 
till babanın yeni şarkısını dinliyorum çıktığından beri: www.youtube.com

und ich laufe alleine immer weiter be kardsm
  • der meister  (28.10.19 22:57:46) 
  • Tristarkan  (29.10.19 00:24:31) 
www.youtube.com metalci ama doom değil Clouds falan onlar böyle daha gorgor

www.youtube.com alterno

www.youtube.com düz indie ama sanki pop gibi de

www.youtube.com indie ama rok

www.youtube.com oynaklı dıptıslı araba şarkısı

www.youtube.com türkçe ama ne şarkı

www.youtube.com bunların vokal cinsiyet değiştirdi

www.youtube.com selam abi nasılsın?
  • kafadanbacakli  (29.10.19 00:32:39) 
Pvris - Hallucinations
www.youtube.com

Asap Rocky - Palace
www.youtube.com

Grandson - Rock Bottom
www.youtube.com

Call Me Karizma - Rebels
www.youtube.com

Boards of canada - twoism
www.youtube.com

Lords Of The Underground - What i'm After
www.youtube.com

Bu ara döndürüp döndürüp bunları dinliyorum.
  • eazy  (29.10.19 02:58:43) 
[]

fotograf makinesi tavsiyesi

merhabalar canlarim,

fotograf makinelerinden pek anlamiyorum. bu konuda sizden tavsiye bekliyorum. size nasil cekimler yaptigimdan ve butcemin ne kadar oldugundan bahsedecegim.
uzun yillar once elimdeki cep telefonlariyla fotograf cekmeye basladim. su an 5s ile cekimler yapiyor, flickr'a yukluyorum.
bu bende bir hobi haline geldi.
yolda yururken bir perspektif dikkatinizi ceker. o ani fotografa almadan once gozlerinizle fotografini cekersiniz. sonra elinizde bir kamera vardir. kamerayi kullanip ani olumsuzletirirsiniz. bende tam olarak bu oluyor.

daha cok doga, gun batimi, dis ve mikro vs. cekimler yapiyor oldugumu farkettim. bu fotograflari iyi ceken bir fotograf makinesi almak istiyorum.

ogrenci oldugum icin fazla para ayiramam. butcem maksimum 1000 lira. ikinci el bir makine istiyorum. cok fancy bir makine olmasina hic gerek yok. zaten 1000 liraya ne fancy'si:) onemli olan gozumde yakaladigim perspektifi en yakin kaydedecek bir cihaz olmasi. bu simdilik hevesimi keser.

varsa tavsiyeniz alirim. tesekkur ediyorum.

 
Moral bozmak gibi olmasın ama 1000 liraya alacaginiz makina cep telefonundan cok daha iyi sonuç vermeyecektir. Eğer işin inceliklerini öğrenmek ise amaç, 300 liraya bir filmli slr alıp kalan bütçeyi filme yatırabilirsiniz. Diğer türlü telefonla devam diyeceğim.


  • chavezding  (11.10.19 21:06:45) 
Şimdi biraz baktim da Olympus ep2 falan alınabilir ikinci el.


  • chavezding  (11.10.19 21:24:12) 
açıkcası bütçeniz "başlangıç" için yeterli bence. eski bir yarı-profesyonel canon 40d body alıp kalanıyla da kit lens alırsanız işinizi görecektir. ayrıca telefondan da çok daha iyi sonuç vereceğine emin olabilirsin. gece çekimi yapmıyorsan body'den çok lens önemli olduğu için paran oldukça lens yatırımı yapıp daha da sağlıklı fotoğraflar çıkarabilirsin.


  • RojoElefante  (12.10.19 00:01:58) 
[]

2. nesil cemaat yurtlarinda kalmanin sakincalari

merhaba,

dinsiz ve mezhepsiz bir insanim. ancak bunu belli etmeden yasayip gidiyorum.

ev kiralari pahali. gidecegim okulun hemen dibine bakinca bir suru cemaat yurdu var. ozel yurt yok.
ilim yayma, hudayi vakfi yurdu... vs. kyk yurdu bana cikmadi ve ciksa da okula cok uzak. bu cemmat yurtlari okulun dibinde. konfor ust seviyede. ama cok ilginctir ki ucuz. parayi nereden getirdikleri manidar.

bugun gittim bir tanesi ile konustum. meb'e baglilarmis. aylik 340 lira, 3 ogun yemek. ancak bir sartlari var. haftada 2 defa katilmamin zorunlu oldugu, kac saat surecegini bilmiyorum, sohbetleri olacak. konusmacilar baska yerlerden gelecek. final haftalarinda bu etkinlik yokmus.
sabah ve aksam namazini ogrencilerin kilmalarini istiyorlarmis ama zorunlu degilmis.
yurt aksam 11'de kapaniyormus.
yurdu gezdim bir kati komple mescit yapmislar. baska bir katta ufak bir kutuphane var. sordum sadece bir tane kutuphane varmis.
odalarin hepsi 4 kisilik. yataklar, calisma maslari, kutuphane, kafeterya piril piril.
yardimci ile konustum. programlara katilmak istemedigimi ve soylediklerini yapmak istemedigimi soyledim. yurttan beklentimin, aksam gelip dersimi calisip yatmak oldugunu da ekledim. o da kabul sartlarinin bu oldugunu soyledi. sohbetlerde/konferanslarda soylenenlerle fikir birligi icinde olmak zorunda olmadigimi soyledi, sadece dinle ve bitince de cik. ama kesinlikle dinlemek/katilmak zorundayim. ve fiyat bunun icin ucuz.
ben de sustum ve dusunecegim deyip ciktim.

bu kisilerin benim ozel hayatima karisma riski var. onu da gectim ileride basimi agritacaklarini dusunuyorum. ailem bu konuda bilincsiz. onlara danisarak is yapamam.

siz olsaniz ne yaparsiniz? kalan var mi? yurda gidip rol yapip gecistirir misiniz?

tesekkurler.

ekleme: tesekkur ederim arkadsalar. dusuncelerinizi oldukca onemsiyorum. zaten gonlum hic yoktu, gitmeyecegim. cadirda yatarim daha iyi.

 
Hiç belli olmaz ne olacağı. Zamanında senin gibi düşünenler şimdi ya hapiste ya da işsiz.


  • OrangeYellow  (15.09.19 00:05:17) 
Kesinlikle gitme, üç sene sonra vatan haini ilan edilirler sen de fişlenirsin en iyi ihtimalle. Öyle içlerinde takılırım namaz kılmam falan diye de düşünme, militan olman lazım oralarda yaşayabilmen için.


  • roket adam  (15.09.19 00:07:09 ~ 00:11:58) 
Bir de sapık falan olabilir içlerinde. Bu ortamlarda çok oluyor.


  • OrangeYellow  (15.09.19 00:10:20) 
Beni yurt ararken birisi şöyle bir yer de var diyip süleymancı bir yurda götürmüştü. Yurdu gezdirdiler, zemin katta wifi varmıs sadece ve sadece orada bilgisayar serbest. Sicak suyu belirli saatlerde aciyorlar gece kesiyorlarmis. Üniversite ogrencisine yapılan muameleye bak. Katılımı zorunlu sohbetler var ve ders calısma saatlerine bile katılım zorunlu demisti beni gezdiren takkeli arkadas. En son yöneticilerden biri siyah dümdüz kot pantolonuma laf söylemisti, biz burada böyle şeyleri tasvip etmiyoruz demisti. Özel hayatına kesinlikle karısacaklarını düsünüyorum. İnsanları boyle yurtlara gitmeye mecbur edenler utanir umarim, oradaki cocuklarin dortte ucu mecburiyetten kaliyordur diye düsünüyorum. Baska alternatifiniz varsa tavsiye etmem, onun yerine 4 kisilik bir ögrenci evine ciksaniz sizi zorlar mi maddi olarak?


  • alwayschargeneverbend  (15.09.19 00:11:54) 
Yapma. Kendini hiç mi sevmiyorsun?


  • anarsika  (15.09.19 00:45:13) 
Tavsiye etmiyorum Hacı psikolojik baskı olacak illaki.


  • olaylar olaylar  (15.09.19 01:12:24) 
eğer gidersen zamanla kendine saygısı olmayan sünepe bir insan olma yolunda ilerletecekler seni. sen bile anlamadan. rolüne alışır ve onlardan biri olur çıkarsın zamanla. rol dediğin bir gün iki gün. sonra insan rolune alışır...


  • karlmarx  (15.09.19 04:51:04) 
bulasma +1


  • cooperr  (15.09.19 06:29:05) 
ilk cevaba katiliyorum, soyleyecek baska bir seye gerek yok bence.


  • in vino veritas  (15.09.19 09:24:14) 
ben kendimden ve hayattan nefret ediyorsam, sebebi buralarda geçirdiğim kısa sürel "bana kim niye karıştsın ya.." "idare ederim n'olcak ki" dönemi. Kendinize saygınız varsa bulaşmayın.


  • sodakapagi  (15.09.19 10:49:39) 
[]

universite okurken aile ile yasamak

merhaba,

ailemle ayni sehirdeki bir universitede zor bir bolum okuyacagim. otobusle okul eve 50 km uzaklikta. malum otobusler dolaniyor cok. babam benim her gun toplu tasima kullanarak eve gidip gelmemi istiyor cunku daha hesapli oluyor onun icin. bense, okula gidene kadar 2-3 otobus degistirmek zorunda kalacagim. 2 saatim yolda gececegi icin sabah 2-3 saat erken kalkacagim. bunun verecegi bir yorgunluk olacak. ayrica aksam donerken otobus bekleme derdi, tika basa dolu otobuste 2-2 bucuk saat geri donme iskencesi var.
bir de bunun aile yasama durumu var.
bolum zor oldugundan muhtemelen baze gec saatlere kadar arkadaslarla kutuphanede ders ve proje uzerinde calismak zorunda kalacagim.

ben bunun yerine bir arkadasimla ev tutmayi dusunuyorum. tabii masrafi olacak ama baska caremiz yok. baba bu ev tutma isine sicak bakmiyor. eve cikmanin da muhtemelen dezavantajlari coktur. ama en azindan okula yakin olacak.
babami nasil ikna edebilirim? ne dersem ikna olmadi. eskiden okula kar kis demeden bir koyden diger koye yuruyerek giderdik demesine az kaldi cunku.

kyk yurdu basvurulari yatay gecisler icin baslamadi, ekimde baslayacak. bana yurt cikacagini da sanmiyorum. babamin uzerinde kayitli seyler var.
diger yurtlara da sicak bakmiyorum. baska dini cemaat ve olusumlarin da evinde kalmak bana gore degil.

 
Her gün 50 km gidip geleceksen okulu bırakırsın. Bırakmasan da ders başarın çok düşer.


  • OrangeYellow  (07.09.19 06:29:47) 
Eve çıkmanın bir yolunu bul. Evle ilgili beklentilerini düşük tut.Ev arkadaşı arayan çoktur şimdi.Babana eve çıkmak istediğini tatlı dille anlat asla sinirlenme. Huyuna git. Annen ablan abin varsa onlardan babanı ikna etme hususunda yardım iste. Tatillerde, boş zamanlarında çalış part time işlerde. Artık büyüdüğünü tek başına bir birey olduğunu belli et babana. Bol şans dilerim sana


  • çılgındünya  (07.09.19 07:20:49) 
Parayı veren babansa normal. Kendi paranı kazanmaya bak yoksa böyle oluyor hep.


  • i ve been mistreated  (07.09.19 07:43:46) 
Ben bu durumu 4 yıl yaşadım. Berbat bir histir. Arkadaşlarınla program bile yapamazsın. Çünkü son otobüse yetişmen gerekir. Taksi tutsan tüm harçlığı verirsin. En mantıklısı ucuz yollu bir araba almak


  • ovungec zeus  (07.09.19 09:39:06) 
niye diğer yurtlara sıcak bakmıyorsun?


  • elorelia  (07.09.19 09:44:19) 
uçak almadığın sürece neyle gidersen git hayattan soğursun. ben bunun 30km olan versiyonunu yaşadım, okulu bırakmak istedim gerçekten. insanı inanılmaz yoruyor. eve gelip ne ara ders çalışacaksın o yorgunlukla, ne ara kafanı dağıtıp arkadaşlarınla çıkacaksın.. sürekli yorulursun hayata küsersin cidden. ders saatlerin part time a müsaitse bunu düşün mutlaka, baban hiç destek olmuyorsa kyk kredisi çek, burs veren vakıflara başvur. ama 50km çekilmez be.


  • mehmed resad  (07.09.19 09:44:34) 
50 km mesele değil de 2-2.5 saat sürmesi sıkıntı. Bu demek ki günde 5 saate yakın yolda geceçek. İmkansız.
Babana bunu yapamam. istersen okula gitmeyeyim dersin. Veya gemileri yakıp iş bakman gerekir ki zor bölüm diyorsun.
Ev olmasa da yurt seçeneği ilk planda fiyat açısından daha uygun olabilir. KYK yı salla .
  • alicandan  (07.09.19 10:35:46) 
Üniversiteyi benzer bir şekilde okudum ben. Okula gitmek için 3 aktarma yapıyordum ve 1.5-2 saat arası sürüyordu tek yön. Öncelikle şunu söyleyeyim, olmayacak iş değil, bir şekilde oluyor. Yaparsın yani ama bir süre sonra gerçekten çok sıkıcı bir hal alacağına da emin olabilirsin.
Ben okula başladıktan bir süre sonra baktım ki böyle olmayacak, eve çıkayım dedim. Evden buna onay veya destek gelmeyeceği için de çalışıp, para biriktirmeye karar verdim. Hem okul, hem iş 2 saat mesafedeydi yaşadığım yere ve rezil rüsva bir hayattı.

Eve çıkacağım arkadaş son anda yarı yolda bıraktı, o da olmadı. Sonradan iki üç kere daha denedim, onlar da olmadı bir şekilde hep bir engel çıktı. Sonuç olarak ben bütün üniversiteyi o arkadaşta kal, bu arkadaşta kal, arada eve git şeklinde geçirdim.
Arkadaş çevrenin nasıl insanlar olacağına bağlı olarak bu problem değil ama kimsenin olmasa, senin miden bulanacak bu durumdan. Hoş bir konum değil.

Bu işin çözümü babanı ikna etmek değil. İkna da edemezsin zaten. Yapman gereken ilk şey ekonomik özgürlüğünü eline almak. Git bir yerde garsonluk falan artık ne bulursan bir işte çalış, kendi paranı kazan. Parayı kazanan sen olursan, nasıl harcayacağına da sen karar verirsin. Eğer her şey yolunda gider, denk gelirse de biriyle eve çıkarsın.
  • cay koy geliyorum  (07.09.19 11:14:47) 
Parayı veren babansa normal +1


  • ruhen hastayim ben  (07.09.19 11:45:24) 
Her gün 50 km çok zor. Sadece okul yaşantını etkilemez, sosyal hayatını da bitirir. Eğer baban eve de çıkmanı istemiyorsa altına iyi kötü bir araba çeksin, okula öyle git gel. 2-3 vesaiti bir yolculukta kolaysa kendi değiştirsin bu ne cimrilik. Bazı devlet üniversitelerinin kendi bünyesinde olan öğrenciler için açtığı yurt ve öğrenci evleri oluyor. Üniversitelerin sks’lerinde ilan edilir bunlara başvuru olayı. Kyk’ya güzel bir alternatif, bir bak bence. Eğer hiç başka seçenek bırakmıyorsa mantıklı olan bir iki dönem dişini sıkıp, şehir dışında bir üniversiteye yatay geçiş yapman. O zaman o istemediği parayı mecbur verecek sana.


  • radio raheem  (07.09.19 12:01:54) 
Araba almak gibi bir opsiyon yok mu?


  • plutongezegendegilmi  (07.09.19 13:31:13) 
ben olsam 1 yıl okulu dondurur çalışırdım. biriktireceğim 25bin tl + bir miktar aile katkısı ile 30-40k'e araba alır öyle giderdim. bu şekilde ne sosyal hayatın ne akademik hayatın olur.


  • zaoaratu  (07.09.19 13:42:40) 
Ben de tam dediğin gibi 5 seneyi bitirdim, sürekli rapor yazmam, laba girmem, proje yapmam gereken zor bir mühendislik bölümü okudum, arkadaşlarla otururken otobüse yetişmem lazım deyip kalkmak gerekiyordu sürekli. Ne okuldan bir tat aldım ne gençliğimden. Valla iş bulup çalış ve öğrenci evine çık, belki okulu 1 sene uzatırsın ama daha çok şey öğrenirsin hayat adına


  • pislick0  (07.09.19 15:39:01) 
cevaplariniz icin minnettarim, cok tesekkur ederim:)

@elorelia, diger yurtlara sicak bakmiyorum cunku gecmiste cok yurtlarda kaldim. kisitlayici bir ortam. ve insana bir sey katmiyor. ben daha ozgur bir ortam istiyorum ve tabii bunun bir bedeli var. bunun farkindayim.

@plutongezegendegilmi, hayir pluton gezegen degil:) mumkunati yok babam araba almaz. almaya kalksa bile annem engel olacak. kaza yapmamdan korkuyorlar.

@zaoarato, okulu dondurmayacagim.

part time is, kendi okudugum alanda bulmam zor. bulursam calisacagim. ancak alan disi olunca derslerden kopabilirim ki bu en son istedigim sey.
tezgahtarlik ve ticaret tecrubem var. bu alanlarda is vardir muhtemelen.

bunun haricinde acaba staj yapsam, staj parasi ile gecinebilir miyim? daha once staj yapmadim, stajlar bedava mi yoksa?

calismayi seviyorum.
  • Leonardo~Da~Vinci  (07.09.19 17:12:03) 
okurken çalışmak mı? bana kalırsa yapılabilecek en kötü tercih. biz sana akademik ve sosyal hayatın olmaz diyoruz sen 3 kuruş için var olan enerjini işe aktaracağım diyorsun. sanıyor musun girdiğin işte seni sömürmeyecekler aldığın paranın hakkını söke söke istemeyecekler?

araba konusuna gelince. belli ki kapalı görüşlü bir ailen var 19 yaşında insanlar şehit oluyor, sen benim kaza yapmamdan korkuyorlar diyorsun. ailenin bakış açısı tabiki senin suçun değil, ne diyelim şimdiden geçmiş olsun.
  • zaoaratu  (07.09.19 17:16:34) 
Aynı şeyleri yaşadım.İnsan çok yoruluyor hele sınav zamanlarında sürekli bi telaş içersinde oluyorsun.Sınavlara vb şeylere yetişmek için.Tavsiyem ilk sene bunu dene ailenin gönlü olsun ama bu arada iş bul ve paranı biriktir.Seneye eve çıkmayı denersin


  • blablamovie  (07.09.19 18:22:44) 
Ayrı eve çıkmanın maliyetinin çok fazla olacağı için mi aileniz sıcak bakmıyor? Maddi açıdan büyük bir külfet oluşturmayacaksa okul başladıktan sonra siz sabah güneş doğmadan evden çıkıp gece yarısı eve geldikçe seçimlerini sorgularlar. Ben de benzer bir şey yaşadım. İlk seneler gençlik enerjisiyle çekiliyor da son senelere doğru ağlamaklı hale geliyordum. Bir süre ne çektiğiniz görmeleri en etkili ikna yöntemi olur bence. Hele baba emekliyse o yol ona turistik gezi gibi görünüyor muhtemelen, işin ciddiyetini kavrayamıyor.


  • wish i could find a way to disappear  (07.09.19 18:44:04) 
Ben de üniversitedeyken ailemle yaşıyordum. Sabahları 5'te kalkıp önce yürüyüş, sonra minibüs (o zamanlar metro yoktu, kadıköy minibüsle 50 dk sürüyordu), sonra vapur, sonra tramvay yaparak okula gidip, dönüşte de aynı güzergahı geliyordum tabii. Bunun ne eziyet bir şey olduğunu biliyorum, bazen 8:30 derslerinde o kadar uykum olurdu ki, gözlerim açık uyuyakaldığımı düşünürdüm.

Gelin görün ki, yirmi sene önce de aynı şeyi düşünüyordum, şimdi de aynı şeyi düşünüyorum: aileniz masrafınızı karşılıyorsa insanlık dışı bir eziyet olmadığı sürece uymanız gerekir. Evet zor git gel yapmak ama neticede biz de mezun olduk, aynı diplomayı aldık. Bazı şeyler sorun olmadan sorun etmemek gerekiyor.

Zaman içinde vizyonunuz ve yaşam tarzınız geliştikçe, kendi paranızı da kazanırsınız, kararlarınızı da verirsiniz, belki şu anda öngöremediğiniz bir çözüm çıkar.
  • sopiro  (07.09.19 20:35:30) 
Biraz surun, oluler gibi eve gel ilk donem. Ikinci donem halini gorur, derdini anlarlar. Boylece cikarsin ogrenci evine.


  • buf-e kür  (07.09.19 20:37:18 ~ 20:38:41) 
[]

gozluk cercevesi ariyorum (dereceli)

merhaba,

cok begendigim bir cerceve buldum. asagidaki linklerden bulabilirsiniz. bunun aynisinin tipkisini nerede bulabilirim?

tesekkur ederim.

eksiup.com

eksiup.com

 
Standart bir yuvarlak her markada bulabilirsiniz. Atasun opmar zincir olanları gezinben gördüğümü hatırlıyorum


  • gatherer  (30.08.19 21:40:39) 
standart bir model. bulmamanız imkansız bence. atasun u, opmar ı geçtim zincir olmayan optikçilerde bile bulabilirsiniz. hatta bende şu an bunun siyah renkli ve sapları biraz daha kalın bir modeli var, evde takmak için almıştım, devlet karşılıyormuş, beleşe aldım :))

yani demek istediğim o derece bulunabilir bir model :)
  • issiz karga  (31.08.19 00:21:09) 
Atasunda iki boy ve renk olarak Ray-ban markasının görmüştüm.

Aşağıdaki linkte siyah küçük çerçeveli olanı var.
images.app.goo.gl
  • bokmuhendisi  (31.08.19 11:47:25) 
[]

sarki onerin

yazı kapatiyorum.

soyle oynak, oturup dinlerken bile size dans ettiren, basinizi sallayarak eslik ettiginiz sarkilariniz varsa alirim.

music.youtube.com

tesekkur ediyorum.

 
Erik dalı?


  • super kahraman olsaydim baba olurdum  (23.08.19 21:55:05) 
  • freebird5406_2  (23.08.19 22:49:16) 
  • Amaranta ursula  (23.08.19 23:23:26) 
[]

en sevdiginiz dondurma

merhaba sevgili dondurma severler,

sizden tadini cok begendiginiz dondurma ismini rica ediyorum. onereceginiz dondurmanin bulunabilir, ulasilabilir oldugunu da goz onunde bulundurun. yani migros'tur, diger marketlerdir.. buralarda bulunabilen bir dondurma olsun.

reklamlardaki o seksi kadinlarin kitir kitir yedikleri dondurmalari denedim, hic begenmedim.
diger yandan, bim'deki maras usulu dondurma, algida'ninkinden kat kat daha iyi geld bana.
marka ve reklamlara fazla aldanmamak lazimmis demekki.

ben gecen gun oylesine bir tane corte d'or yaz ruyasini aldim. bugune kadar yedigim, en gercek tadini veren dondurmaydi. cok begendim. bundan daha guzel dondurmalar da vardir. sizlerin onerileriyle, firsatini bulursam onlari da alir denerim.

tesekkur ederim.

 
bimde satılan fair gold meyva sepeti, en sevdiğim değil tek sevdiğim, sorbe severim ben aslen ama algidadan aldım beğenmedim, golfün varmış bulamadım, geriye sadece bu fair gold kaldı, enteresandır herşeyin tadının bozulmasına rağmen bu halen güzel. aroması ahududu ve nasıl desem meyvalı yoğurrdumsu bişey, dondurma da denmez pek tat olarak. bi dene istersen.


  • Fodera  (05.08.19 23:42:00) 
Paketlilerden: Orman meyveli twister ve nogger
Açık olanlardan: limonlu ve çilekli.

Edit: nugger değil de nogger imiş arkadaş uyardi sagolsun. Seneledir bayilarak yedigim dondurmanin adini bilmemem de ne garip. Nasil hunharca aciyorsam artık paketi:/
  • Amaranta ursula  (05.08.19 23:45:48 ~ 23:55:32) 
En sevdiğim değil ama geçen gün maraş dondurması yedim ve gayet güzeldi. Antep Fıstıklı-Vanilyalı olanından. Hani şu kutuyu bitirince içine börek-yaprak sarması konulanlarından :D Markanın adını unuttum gerçekten ama dandik bir marka değildi.

Kutu Maraş dondurması alıp yiyebilirsiniz. Ben biraz hayvanlık yapıp çok fazla yedim ama siz dikkatli olun.
  • bitchesaintshit  (05.08.19 23:47:54) 
Atatürk orman çiftliği sade dondurma <3


  • saveur  (05.08.19 23:48:02) 
kartdor karamel bu aralar. mmmmm


  • for day to break  (05.08.19 23:50:24) 
Bu aralar takintim; alaska frigo mozaik pastali. Utanmasam günde 2-3 tane yerim de haftada 2 ile sinirliyorum.


  • fraise  (05.08.19 23:52:14) 
paket dondurma sevmiyorum yani tadı acayip tatlı ve değişik geliyor bana. zaman zaman magnum mini yiyorum sadece paket olarak.
dondurma yemek istediğim zamanlar roma dondurması ya da sütdo'dan kako ve cevizli yiyorum cupta.

  • lookatme  (05.08.19 23:52:26) 
yazmissin zaten ama algida maras usulu fakat cornette.


  • 2007  (06.08.19 00:22:44) 
l'era fresca antep fıstıklı diğerleri de güzel.

Edit: Batmış bunlar yahu :(
  • mekaniker  (06.08.19 00:26:20 ~ 00:37:32) 
ben bir nogger canavarıyım.


  • Neill  (06.08.19 00:27:33) 
Haagen dazs cookie dough
O yoksa ben & jerry's de iş görür ama haagen dazs çok daha güzel

  • bir nick var benden iceri  (06.08.19 00:40:04) 
Ben bir tek kahve dünyasının bitter çikolatalı dondurmasını yiyebiliyorum artık :/ eve paket alıyorum


  • cudananin laneti  (06.08.19 01:04:11) 
mövenpick vanilya - migros ve macrocenter da gördüm

Birazcık pahalı ama inanılmaz lezzetli
  • pislick0  (06.08.19 02:27:38) 
bulabilirseniz Tire Süt Kooperatifi’nin 300ml’lik kutuda satılan Karadutlu dondurmasını öneririm. %55 oranında karadut, şeker ve organik sütten yapılıyor, fiyatı da pahalı. fakat katkı maddesiz ve çok lezzetli.


  • phoarbix  (06.08.19 06:21:09) 
[]

ateizm cok sert degil mi?

bu duyuru sohbet amaclidir.

eskiden dindar bir insandim. sonra islam'in bana gore bir din olmadigini farkettim ve bu dinden vazgectim.
diger semavi dinlerin de asagi yukari birbirinin aynisi oldugunu dusundum ve kendimi tamamen dinden ve tanridan ayristirdim.

kendimi artik ateist olarak tanimladim. dinlerin hicbirine inancim yoktu ve yaratici konusunda biliminin cevabini beklesem de en azindan tanrinin da olmadigina kanaat getirdim. ateizm'de tanri ile yaratici sanirim ayri seyler diye hatirliyorum.
tabii ateizmin bana gunluk hayatta zaman kazandirmasinin yani sira tum cevremin islam dinine mensup bireyler olmasi sebebiyle ateist oldugumu gizlemek zorunda kaldim. tipki etrafimdaki herkesin heteroseksuel olmasi(gorunmesi) sebeiyle escinsel oldugumu saklamak zorunda kalmam gibi. zorunda kaldim cunku bu insanlarin gozunde cehenneme atilacak bir odundum. bu insanlar icinde asirilarin can sagligima verecegi zarardan cekindim. ve kendimi gizledim. ama onlardanmisim gibi yasadim, yasamaya da devam ediyorum. tabii ben dedigime bakmayin, benim gibi binlerce insan var.
neyse efendim, konumuzdan sapmayalim.
dini rituellere mecbur kaldigimda katilmak zorunda kaldim. bu arada ateist olmakla iyi bir karar verdigimi dusundum. ama bir yere kadar. sonra ateizm'in cok maddesel oldugunu farkettim. bir seyi goruyorsan ve kanit varsa vardir, yoksa yoktur. diger bir deyisle ateizm cok bilimsel.
mesela icimde kendimle yaptigim konusmanin bir kaniti yok. kanit olmadigi ateizme gore boyle bir sey yok. ya da enerji mi ne bir sey diyorlar.

hayatin amaci, nereden geldigimiz, neden burda oldugumuz, neden sevdigimiz isi yapmamiz gerektigi konusu, bunca seyin neden ve nasil ve kim tarafindan varoldugu konusunda; dindarlar ile ateistlerin cevaplarinin hicbiri beni cezbetmedi.

ateizm fazla bilimsel oldugu icin bence cok sert. cok maddesel. dinler de fazla utopik. dinlerden bahsetmek istemiyorum.

ben de aramaya devam ettim ve sonunda tum cevaplarimi da buldugumu hissediyorum.

bu yuzden artik ne ateistim ne de herhangi bir dine aidim. kendimi tanimlayacak bir seye ihtiyacim yok. etiket ve formlar onemsiz. kollektif dusuncenin urunu olan tanri kavramina da inanmiyorum. kendimi hicbir irk, millet, ideoloji, felsefik dusunceye de ait hissetmiyorum. ve bunlari soylerken kalben soyledigimi belirtmek istiyorum.
ben insani bir varligim. hicbir hikaye ve cevaba de ihtiyacim yok. cunku cevaplarin hepsi bunda sakli.

sorum su: 1-) sizce de ateizm cok sert degil mi?
2-) sizin bu konularda dusunce ve degisimleriniz var mi?

 
farkına varmadan nihilist olmuşsunuz gibi geldi.


  • dilemma of subscribtionability  (03.08.19 01:08:38) 
agnostisizm sana göre :)


  • freebird5406_2  (03.08.19 01:10:22) 
1. ateizm, tanrı hakkında bir fikir akımı. diğerleri gibi. hiçbir fikri radikalleştirmeye gerek yok. günümüzde herkesin radikal takılması bana uymuyor; ateizm olsun, teizm olsun. takım tutar gibi davranıyor insanlar. saçmalığın daniskası!

2. inançsızlıktan inanç sahibi bir bireye evriliyorum. sözlükte beni tanıyanlar da
-neredeyse- bütün bu gelişime tanık oldu. :D

ayrıca sizin gibi davranan kişilere kesinlikle karşı çıkıyorum. insanın bir fikri varsa (gerçi sizin kesin bir fikriniz yok, sizi ayrı tutayım) bunu sonuna kadar savunmalı. korkaklar bizden değildir. :)
  • dont eat me  (03.08.19 01:23:29) 
Ateizm tanrıtanımazlıktır, tanrı kavramına inanmaktır. Bilimsel bilgi ile açıklamak ya da açıklamamak senin tercihin. Bu bakımdan söylediklerinde bir tutarsızlık var sanki.

İslam dinine inanıyorum ama Müslüman değilim dediğinde oluşan durum gibi. Sadece kendini o kelimeyle tanımlamamış olursun.
  • baal  (03.08.19 07:48:50) 
ateizm, teizmin zıttı değil, nötr'üdür. yani biri tanrıya taparken diğeri nefret etmiyor. tanrı fikrine karşı kayıtsız kalıyor. bu sert bir tavır değildir. stoic bir düşünce şeklidir. kontrolün dışında olan şeyler için endişelenmeyi bırakmak agresyon değil, huzur getirir.


  • sinek kral  (03.08.19 09:36:29) 
Siz "bu yuzden artik ne ateistim ne de herhangi bir dine aidim" cümlesiyle non-confessionnelle/konfessionslos/non-denominational/dinsiz, mezhepsiz sinifina yakin gorunuyorsunuz.

Bana gore, "kadim dinler" de cok sert degiller. Yorumun girdigi yerde, asiriliga, asiri-yoruma ve her seye yer var. Ateizm´in getirdigi ozgurlukcu-materyalist gorusun pratikte dünya tarihine yararli bir sey oldugunu Alman Papa bir konusmasinda soylemisti, efsane bir konusmadir.

Elbette yirmili yaslarimin basinda daha sert, daha koseli ve daha din karsitiydim. Bu olagandi, yirmili yaslarinin basinda olup "X metali disinda bir sey dinlemem, Y metali ve metalcilerinden hic hoslanmam bak." diyen tipler vardi mesela. Insan o yaslarda aidiyet pesinde kosabiliyor, normal.

Simdi bazi dini rituellere katilmak beni cok yormuyor, rituellerin yapildigi alanlardan ekstra olarak kacmiyorum. Yakin bir arkadasim noel aksami kiliseye gidecekse, beni cagirdiysa, giderim mesela. Annem mevlut duzenlediyse gidip pilav dagitirim ya da şabat yemeğinde dua dinlerim. Düsmanim ya da bir din-kardesim yok. Boyle bir degisimi gozlemliyorum kendimde.
  • buf-e kür  (03.08.19 10:54:00 ~ 10:55:32) 
ateizm bir “izm” degil. kurali falan yok. eger bir tanri, dogaystu guc, rab, lord neyse artik yani kutsal ruh falan filan gibber seyleri kabul etmiyorsan “siktir lan” diyip geciyorsan ateistsin. bu kadar kolay ve yumusacik aslinda.


  • alperz  (03.08.19 11:01:40) 
Dediklerinize yüzde yüz katılıyorum, bizler ateizmi tanrıya-dine duyulan bir isyan olarak tanımladığımız için gelecekte rahatlamak yerine bir boşluk hissine kapılıyoruz, boşluk kötü ve can sıkıcıdır. Oysa gerçek ateizm, bir tanridan bahsetmez. Onun için tanrının varlığı yokluğu tartışma konusu değildir. Yani demek istediğim tanrıyla ateizmi birbiriyle çok yakın iliskilendirmemek gerekir. Ben sizin bahsettiğiniz sancıyı şöyle atlattım: bir tanrıya ihtiyacım yok evet bunun farkındayım ama bir şeylere olan inancım olmalı, belki bu his içgüdüyle aktarılmış birakamadigimiz bir his. Ama gerçek dünya bu haliyle çok sıkıcı etrafımda birçok olay var ve ben bunlara anlam yüklemekte zorlandım, kendime bir çıkış yolu bulmak istedim ve benim bu sancimi daha önce birçok yazar filozofun da yaşadığını farkettim ve aradığım şeyin tanım olarak 'maddedici teoloji' olduğunu fark ettim. Maddeci teoloji biraz kulağa imkansız gibi gelse de beni rahatlattı. Bu konuda sana da yardımcı olacağını düşünüyorum


  • olaylar olaylar  (03.08.19 11:04:11) 
ateizm sert değil ki. tanrı yoktur diyorsun bitiyor bu kadar sade.

sen açıklama arıyorsun bu konudaki düşünceler sana sert veya yumuşak gelebilir.
  • dafuq  (03.08.19 11:45:25) 
Biraz bocalamışsın ama, evet doğrudur senin gibi bir çok genç -belki binlerce, belki milyonlarca- benzer süreçleri yaşıyor. Bizim ülkede ateist olanların çoğu ne felsefe bilerek ne de bilimsel düşünceyi benimsediği için ateist oluyor. Evet bana göre ateist olmanın iki mantıklı yolu var:

1. Felsefi olarak bir tanrı olamayacağı düşüncesine varmak.
2. Bilimin deney-gözlem-kanıt pratiğini hayatına uyarlamak.

Ama bakıyorsun ne felsefe kasan ne de bilimle işi olmayan insanlar ateistim diyor. Neye dayanarak ateistim diyorlar? Tepkisel olarak. Aslında çoğu deist bu arkadaşların çünkü tanrı kavramına karşı bir itirazları yok, islama ve siyasal islamın getirdiği baskıcı otoriteye karşı bir tepkileri var.

Neye göre bocalamışsın dedim? Kendi içinde yaptığın konuşmaların kanıtı yok diyorsun. E bundan ateizme ne? Kim senden iç konuşmaların için bi kanıt istedi ki? Bu da kendimizi çok değerli görmemizden kaynaklanıyor.

Ateist, deist, panteist, agnostik vs bence çok büyük bir ayrım da yok zaten. Asıl büyük fark bu düşünce yapılarıyla geleneksel, ortodoks kafa arasında. Önemli olan bu zamana kadar gelmiş olan skolastik düşüncenin hala devam ediyor olması rezaleti. Avrupa aydınlanmayı başardı ama biz hala orta çağda yaşıyoruz. Belki senin benim gibi düşünen milyonlar var ama etkisiz ve pasifiz, pasifize edilmiş durumdayız.

Otorite skolastik düşüncenin elinde, ve bırakmaya da hiç niyeti yok. Çünkü ateist düşünceyi veya benzer fikirleri temsil eden hiçbir sivil toplum hareketi yok. Sivil toplum önderleri yok. Millet hayat gailesiyle o kadar meşgul ki bunlarla uğraşacak ne zamanı ne de imkanı var.

Karanlık bir tablo çizmiş gibi olabilirim ama görünen bu, bakalım zaman ne getirecek.
  • smurfsmurfsmurf  (03.08.19 12:14:39) 
[]

kaliteli ama uygun fiyata gozluk cercevesi

nasil alinir? bu isin sirri nedir?

7 yildir dereceli gozluk takiyorum. bir sey haric, halimden memnunum. o sey de, cerceve ve cam fiyatlari. optikcilerin fiyatlari bana abarti geliyor. ufak metal parcasi icin o kadar para istemeleri hic dogru degil. yani cercevenin maliyeti ne kadardir diye dusunuyorum ama o kadar degildir yani.
tamam isyerisin, kiran var, vergin var, faturan var dogal olarak kar payin var bunlar kabul ama yine de bu fiyatlar bence abarti.
cama bir sey demiyorum. camin maliyeti ne kadar olabilir allah askina?
ne zaman optikciye gitsem begendigim cerceveyi alamiyorum, vicdanim izin vermiyor, o kadarcik seye bu kadar para verilmez hesabiyla vazgeciyorum.

bu sorunu nasil asarim. yurtdisindan getirip memnun kalan varsa ben de onlarin yolundan gitmek istiyorum.

zamaninizi ayirip okudugunuz icin tesekkur ediyorum.

 
Yurt dışından zenni optical üzerinden ucuza alabilirsin ama yüzüne uyacak mi VS muamma oluyor. Türkiye den alacaksan Hawk markasını öneririm. Bi kaç yıl önce aldığımda fiyat performans oranı iyiydi. Sağlam gözlük. Hala kullanıyorum.


  • hububrad  (31.07.19 00:37:24) 
[]

dosya gonderme (bulut ile)

bilgisayarima 4gb boyutunda zip dosya indirdim. arkadasima gonderecegim. flas bellek yerine dropbox ile gonderebilir miyim?

arkadasima bu dosya gidince, onun da bu 4 gb'ti bilgisayarina tekrar indirmesi mi gerekiyor?

amacim onun 4 gb interentinin harcanmamasi.

boyle bir sey mumkun mu?

tesekkurler.

 
buluttan cekecegi her seyi indirmis oluyor zaten. eger ayni agda iseniz local sync gibi bir ozelligi vardi sanirim dropbox'un o zaman interneti kullanmaz diye biliyorum ama denemedim


  • jedilance  (15.07.19 22:16:39) 
Flash diski kargolamaktan başka çözümün yok.
dosya sıkışınca kaç mb oluyor denedin mi?

  • neymis  (16.07.19 06:53:58) 
[]

parasi olmayan arkadasimla nasil gezebilirim

9 yildir tanistigim bir arkadasim var. bu yil uniden mezun oldu, isi daha yok. kyk kredisi bitmis. arkadasim evinde oturuyor.

onu gezmeye davet ettim. guzel olur ama param yok dedi. ben dondum. ne diyecegimi bilemedim.

simdi kendisini davet etsem, maddi masraflari ustlensem ona ayip olur diye dusunuyorum.

ne yapayim. onu nasil bir dille ikna edebilirim, kirici olmadan.
baska bir arkadasimla mi gezeyim, parasi olan?

gezmeden kastim gunluk bi yerelre gidip yemek yemeler, takilmalar falan. cok masrafli degil.


ekleme: hepinize cok tesekkur ediyorum onerileriniz icin. @pietro'nun onerisini sundum, kabul etti. oyle yapacagiz artik. zaten yakinimizda bir orman var.
birkac arkadasim daha katilacak, guzel bulmuslar bu fikri:)
tekrardan tesekkur ediyorum.

 
"Böyle şeylerin lafı mı olur aramızda, bugün ben ısmarlarım, iş bulunca da sen ısmarlarsın. Bu kadar Alman usulü kafasında olma."


  • himmet dayi  (03.07.19 11:55:41) 
Evinizde sandvic hazirlayin. Likonata yapip pet siseye doldurun. Yaniniza su da alin. Buyuk bir park ya da ormana goturun. Yuruyus yapin. Sonra oturun yiyin. Elma muz falan da alin. Yorulunca da onlari yemek icin mola verirsiniz. Batili dusunun, herifler bizden daha iyiler maalesef :(


  • pietro  (03.07.19 11:56:46) 
Düşük bütçeli harcamalar yapabilirsiniz bence. Simit ayran olur sandviç olur. Illa bi kafede saatlerce oturmaya da gerek yok ki cok sacma bence. Yaşadığınız şehrin doğal güzellikleri illa ki vardir oralara yürüyüşe gidebilirsiniz. Bence 1 er elma 1 er simit ve 1 litre su ideal bir yolluk.


  • Amaranta ursula  (03.07.19 12:00:55) 
Eğer ismarlayinca utanacağıni düşünüyorsanız pietro'nun fikri mantıklı gibi. Moda ya da caddebostan sahile gidebilirsiniz, yanınızda yiyecek/ içecek götürürsünuz. Arkadaşınıza da 'sen de su, içecek gibi bir şey getirirsin bize' derseniz formaliteden de olsa o da katkıda bulunmuş olur, toplasanız 5 lira bile tutmaz. Böylelikle kendisini mahcup da hissetmez.


  • fraise  (03.07.19 12:02:36 ~ 12:03:01) 
"üç kuruşun hesabını yapma lan pezevenk, çalışmaya başlayınca da sen beni biyerlere götürürsün ne olacak" deyin. bu lafı diyecek kadar samimi değilseniz zaten boşverin.


  • shadowfollower  (03.07.19 12:12:41) 
ayrica ucretsiz bir suru etkinlik var. bomontiada'da film gosterimi oluyordu. kadikoy agacev'de giris yok canli muzik var. bir suru muze haftanin belli gununde ucretsiz. antika pazari gezmek, tahtakale gezmek ucretsiz.

termosta kahve, karton bardak, katlanir sandalye, cekirdek
  • jimicik  (03.07.19 12:29:30 ~ 12:32:51) 
Valla bu samimiyetle ilgili. Bu kadar samimi olduğum bir kaç arkadaşım var. Onlar bu durumda "ya hacı sıkışığım" der,
Ben de
"ben hallederim lan ayıpsın" derim olur biter.
  • Trene çelme atan adam  (03.07.19 12:30:29) 
Sen gel hallederiz.


  • [GODDARD]  (03.07.19 12:34:44) 
Baslatma paradan, bana suradan para geldi bunu arkadaslarimla harcayamayacaksam parayi napiyim. Gibi bir sey yeterli. Samimiyete bagli.

Ben zamaninda issizken arkadasim bana boyle demisti sagolsun, onda da cok yoktu, zaten bir yerlerde oturduk ymeek filan yedik.
  • black fridayde bos kutuya talim eden adam  (03.07.19 12:48:18) 
tatil olmaz ama dışarı çıkıp şehir içinde takılmak çok da abartı olmaz. tabi bu iki haftada bir değil de ayda bir oluyor diyelim.


  • sttc  (03.07.19 12:55:32) 
bir kere masraflarını üstlensen seni sponsor olarak görmeye başlar. yıllar geçti, işe girdi ama hala kahvesini birasını param yok diyerek ara sıra bana ısmarlatır. alışmış, beleş tatlı geliyor. buna rağmen daha bir bardak kahvesini içemedim. ben zaten istemem ama bu da benden olsun bir kez olsun demedi. borç batağına saplı olduğum yıllar oldu. daha bir kişiye param yok demedim. insan söylemeye bile çekinir.


  • uskunalar ileri  (03.07.19 14:09:03) 
@uskunalar ileri

neden cekinsin ki? neden cekinelim ki? herkesin zor zamani olur, parasizlik olur issizlik olur. bunlar hayatta herkesin basina gelebilir. en samimi arkadasima bunu söyleyebilmem lazim.

bizim türk insani kendini fakir olsa bile aristokrat filan saniyor. yok millete göstermeyecekmis fakirligi, millet söyle dermis filan falan.

daha 1 ay oldu bir hocamla konusmaya gittim, adamin babasi ülkenin en ünlü sporcularindan biri, villalari filan var, esi büyük bir uluslarasi kurumun basinda, muhabbette cruise gezisi olayi gecti, cok pahali o kadar param yok dedi adam. bizim millet ac kalsa da gider yapar.
  • black fridayde bos kutuya talim eden adam  (03.07.19 14:18:37) 
bir arkadaşımız vardı. bizden sonra iş hayatına atıldı, okulu uzun sürdü vs. sürekli param yok deyip her şeyi bize ısmarlatırdı. tatile giderdi birilerinin yanında bedava konaklar yer içerdi. bizimle aynı meslekte olmasına, bizden daha az kazanmasına rağmen şimdi evi de arabası da var. cebinden hala çıkarıp 1 lira harcadığını görmedik. biz birilerine bir şeyler ısmarlamaya devam ediyoruz hala ne evimiz ne arabamız var.
konuyla alakası yok içimden geldi anlatmak istedim :)

  • dadasalon  (03.07.19 15:36:10) 
123  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.