Ekşi Duyuru

Bir akü takviye kablosu olması kaydıyla, arabası olan bir arkadaşından ya da çevre esnaftan yardım isteyebilirsin.

5 yıllık bir aküyse bitmiştir muhtemelen.
2000 dizel falansa takviye ile işin çok zor.
kaskonun karşıladığını zannetmiyorum. 24 saat akü veren yerler var, internet araması ile bulunur. gelip değiştiriyorlar. ya da bir oto elektrikçi ile gideceksiniz, adam yanında kalın kablo ve akü ile gelip takviye yapaak ve bakacak

Sanayii yoksa bile, çevrede taksi durağı varsa rica et, 50-100 bir şey ateşle, yardımcı olurlar.


.

Aküyü atıp hemen yeni akü almadan önce mutlaka takviye yapıp, araçla yol yapıp akünün dolmasını sağlamalısınız.

Yine ertesi gün akü basmazsa o zaman bir elektrikçiye ölçtürür, yeni akü araştırması yaparsınız.

Haritalardan "oto elektrik" yazıp size yakın bir ustayı arayın, fiyat sorun ve takviye için çağırın. Akü ve kablo ile gelip basar çalıştırırlar.

Sonra stop etmeyin ama, 1-2 saat kullanın en az.

Edit: tabiki bir arkadaşta kablo ve araç varsa bedavaya gelir, çevre esnafa da sorulabilir.

Volkswagen aracımızı hep yetkili serviste veya Doğuş Oto'da (sebebin hangisi olduğuna emin değilim) bakım yaptırdığımız için (9 yaşında) akümüz bittiğinde aradım.
Ücretsiz şekilde geldi Doğuş Oto'nun elemanı/aracı. Aküye takviye yaptı.
Tamamen ücretsizdi. Bahşiş de ister bir havası yoktu. Pazar gecesi saat 23 civarındaydı.
Bu veya buna benzer bir hizmet vardır belki sizde de. Yoksa bile bir telefon edip fiyat sorun.

Akü 4 yılı geçtiyse ondan ümidi kesin, daha yeniyse o zaman takviye edip çalıştırırsınız büyük ihtimalle.
Sadece 2 haftada akünün bitmesi şaşırtıcı, bitmemesi gerekirdi. Sorun aküde değil de aküyü şarj eden sistemdeyse o biraz daha pahalıya gelecek bir tamirat olabilir.

Kolay gelsin,

Takviye yapılacaksa kablonun ince olmamasi çok önemli. Benzinlikkerde vs satılan takviye kablolari yeterince kalin olmadığı için gerekli akımı çekemiyorlar.
Fakat en temizi bir oto elektrikciyi arayarak aküyü şarj ettirmek. Eğer aküde sulfatlasma olmamışsa ya da az seviyedeyse şarj tutar.

Takviye imkanı yoksa linkteki ürün de iş görüyor, yapı marketlerde bulunuyor.

m.n11.com

full face bir kask alın.
arai marka iyidir.
biraz youtube'larsanız, bu konuda çok iyi türkçe içerikler var.

Motosikletin türü, gücü vesaire kask seçimini etkilemez, başlangıç için ayrı, ileri seviye için ayrı kask yoktur. O yüzden alabileceğinizin en iyisini alın her zaman. motor nispeten küçük hacimli diye gidip 500 liraya kask almayın yani.

Arai, shoei bu işin zirvesi gibi. Bunlar dışında agv, nolan, schuberth gibi belli başlı markalara bakın.

bell qualifier

Başlangıç için Sharp Testinden 5 yıldız, hatta 4 yıldız almış herhangi bir modeli alabilirsiniz.

Motor büyüdükçe, hız arttıkça işin içine rüzgar sesi, konfor vs giriyor.

Bahçeyi çok iyi belle.
İnce tırmık çek.
Metrekareye 50 gram olacak şekilde çim tohumu serp.
Ürerine yanmış, elenmiş gübre serp.
Yeşerene kadar toprak kurumayacak şekilde çok ince yağmurlama sulama yap.

Not: Çim konusunda detay gerekirse özelden sorabilirsin.

Iki senedir kendim hallediyorum. Iki yıl önce rulo çim alıp serdirmiştim. Kurak yaz ve kış geçirince yarısına yakın kısmı kelleşiyor. Yağmurlar başlamadan yüzeyi 5-10 cm derinlikte kazma ile çapalayıp toprağı ufalıyorum. Soluncan gübresi karıştırıp çim tohumu atıp suluyorum. Hala çim olan yerlere de şeker gübre atıyorum. Şeker gübre yosun tabakası oluşmasını da rngelliyor.
Bir de ağaçlardan dökülen yaprakları sürekli temizlemek gerekiyor.

Bu yaz daha da kurak olacak diye düşünerek bu yıl yarı yarıya yonca tohumu da karıştırdım. Yonca kökleri daha derine iner ve susuzluğa daha dayanıklı olur diye umuyorum.

Toprağın iyi bir drenajı olması gerekli aşırı su alan bir yerse. O yüzden biraz derine kumnince çakıl sermek iyi olabilir.

Seyrelmeye başlayan yerlere ara ara tohum atmak gerekli. Çim azalınca toprak güneş gördükçe kuruyor. Kurudukç a su tutma yeteneği azalıyor. Daha da seyreliyor. Kuruyan toprak üzerine biraz basılıyorsa beton gibi dümdüz oluyor. O saatten sonra zaten doğal olarak çim çıkma ihtimali düşük. Tekrar kazmak toprağı havalandırmak ve gevşetmek gerekli. Insan gücü isteyen bir iş.

Bir de çimler 10-15cm olunca hemen biçmek gerekli. Biçtikce gürleşiyor. Uzun kalıp yağış da alırsa bu sefer kökler ölmeye başlıyor. Çok nazlı. Emek isteyen bir şey. Yol kenarında kudret ormanı gibi susuz bakımsız yemyeşil olan çayırları görünce insanın içine dokunuyor valla.

Tırmık, kazma, kürek, eldivenler, hortumlar... Zahmetli bir iş.

Şu an tam zamanı, sakın geç kalmayın.

Ben yaklaşık 70 m2 bahçeyi tohum ile yapmıştım, tohum atıp, gübre atıp üstünü 1 cm kadar toprakla kapatmıştım.

@mirket'in dediği gibi doğal gübre daha iyi, ama riskli. içinde yabani tohum bulunabiliyor çünkü.

Şu hazır tohum halılarını bir inceleyin, bir ara baya reklam çıkıyordu karşıma. Hazır çim değil, tohumları barındıran ince elyaf gibi bir şey.

Enfeksiyon Hastalıkları bölümü. Başka yere gerek yok, şimdiden geçmiş olsun

ürolojiye gidiyorum ben. onlar yapıyor test.
kadınsan da kadın hastalıkları (jinekoloji)

şüpheli ilişkim oldu dersen yaparlar test. bazı hastalıklar için belirti yoksa yapmıyorlar ama.

ürolojiye gittiğimde yapılan rutin tahliller yeterli olmuştu benim için. doktora sorduğumda tahliller temiz bir hastalık yok demişti

Cevaplar eksik. Neyiniz var? Siğil uçuk şüpheniz varsa doğru adres cildiyedir. Yok rutin tarama yapacaksanız üroloji ve enfeksiyon hastalıkları uygun adres. Ama sadece kan yetmez, penis ucundan da sürüntü alıp cybh tarasınlar, o yüzden ürolojiye gidin direkt.

Eski partnerde yok yokmuş, sağ olsun haber verdi. Bende herpes ve gonore tanısı konulmuştu onlar yokmuş onda mesela. Yanlış tanı mı konuldu, tehlikeli bir şeyler olabilir mi, başka neler vardır yollu kontrole gideceğim.

Enfeksiyon hastalıkları randevusu aldım. Umarım işim görülür.

Valla 8-9 yıl önce sevgilimde olmuştu bu olay ameliyat oldu ve sonrasında geçen 2 senede hiçbir problem yaşamadı, 2 sene sonrasında bi sıkıntı oldu mu bilmiyorum ama...

Ankara, egzozcu mevlüt
eksisozluk.com
www.mevluttopbas.net

izmir
Mehmet Ali KAPTANOĞLU (benim başka bir sorunumu çözdü, 6-7 yıldır sıkıntı yok)

Copernic +1

G*tçü mevlüt bu işin piri diye duydum. Tanıdığım bir kişi bu beladan dolayı birinden tavsiye isterken adam g*tçü mevlüte gittiğini ve tamamen iyileştiğini söyleyerek tavsiye etmişti. Bizim tanıdık 2 kuruşa kıymadığı için mevlüte değil yakınlardaki başkasına gitti. Rezil rüsva oldu. Mevlüt'ü araştırın derim.

Hocam sana hayatının iyiliğini yapıyorum : Sezai Leventoglu

öncelikle çok geçmiş olsun internette orda burda yazanlara pek bakıp canınızı sıkmayın evet bu hastalık kısa süreli tedavisi olan oldu-bitti bir rahatsızlık değil. ama ehil ellerde olabilecek en iyi tedaviyi alınca geçmeyecek bir sorun da değil. her şeyden önce durumu kabullenip sakin ve soğukkanlı olmalısınız.

eğer istanbul'daysanız özel mesajdan ulaşın bana. detayları yazayım. damdan düşen biri olarak.

Mevlüt Topbaş bu işlerin şahı fakat siz pazartesiye randevu almışsınız, şimdi onu iptal et MT'ye git dersek doğru olmaz. MT dışında bu işleri yapan doktor yok mu, elbette var ve sizin doktor da kim ise elbette faydalı olacaktır. fakat insanlar o bölgeden operasyona ve hatta muayeneye kaçındıkları için ilk gittikleri insan sanki mucize gerçekleştiriyormuş gibi yorum yapıyorlar. Zaten MT'nin ünü de buradan geliyor, cahil insanların arasında yayılarak efsanı olmuş durumda. Adam hayatında doktora gitmemiş, mesela dişini bile fırçalamıyor, ama ilk gittiği doktor Mevlüt ve o basurunu çözdüğü için anlat anlat bitiremiyor. Öte yandan MT onca yıldır o kadar çok operasyon yapmış ki, artık robot gibi çalışıyor ve nokta atışı işi çözüyor. Onun da hakkını öyle verebiliriz.

Bu arada orijin İstanbul, süre 1 hafta.

sapanca - duzce - abant bence.

canakkale-asos-izmir seklinde bir hat da olabilir

Çanakkale Balıkesir hattı güzel evet. Bir öneri de Sinop dahil batı karadeniz hattı da olur.

Batıya çok gittim, Karadeniz'e doğru gideceğim sanırım.

kıyıköy.

Hiç karadenize gitmemişsen bir Gürcistan'da yapıp dönsen zaman sorun olmazsa

istanblu dolaşabilrisin hafta içi
haftasonu da ege

Amasra'dayim teşekkürler arkadaşlar. Yarın burayı gezerim, ertesi gün Samsun, Sinop neresi olursa bakacağım.

Acıbadem - Arif Çipil

Acıbadem - Tamer Aker

Kadıköy Ömer Esenkaya
Bakırköy Hayrettin Kara

Bisiklet.

isme özel kitap var. internetten arayıp bulursunuz. vaktiniz varsa onu tavsiye ederim.

eğer samimiyet varsa, prenses elbisesi her zaman iş görür.

kutu oyunu tavsiye ederim. dobble, Qbitz, equilibrio vs gibi

Kızlar şu dönem elsa mı nedir bi kraliçe figürüne bayılıyor. Beyaz saçlı buz kraliçesi sanırsam. Onun ıvır zıvırlarına bayılırlar eminim.

kaplumbağa

Bende 20 küsur yaşında Volvo kullanıcısı olarak, Bursa'da volnur onerebilirim

Ödeme dekontunuz varsa vergi dairesini arayın. Tarihi aöyleyin sistemden bulup eşleşmesini yapıyorlar.

Başıma geldi. İlk yapılan ödemenin dekontuyla birlikte motorlu taşıtlar vergi dairesine gidip itiraz ettim. Borcu sildiler. Ama sizden farklı olarak ben ikinci borcu ödemeden gitmiştim.

karşılar ama hasar mini onarım kapsamına girmezse gelecek sene sigorta priminde artış olabilir.

abi dodik nedir ya? :D yüzyıllar sonra iki nokta üst üste büyük d harfi ile güldüm. Araba gibi mekanik bir aletin bir parçasının adı nasıl dodik olur?!

Umarım karşılar, mini onarımı işçilik gerektiren şeyler için kullanıyorlar genelde. bu yedek parça gerektirir o yüzden orpheus'un dediği gibi prim artışı olabilir belki. Kaskocunuz güvenilir biriyse bence en doğru şekilde yönlendirebilir.

Ne bileyim ya dodik işte. Bana da komik geliyor, zikrettikce yabancilasilan kelimelerden. Dodik. Ermenice sevgi sözü gibi, dodik. Varlığı hissedilmeyen, yokluğu derin yaralar açan, dodik.

plastik parcalar sacma sapan pahali oluyor araclarda.
cikmacilar aramaya devam et, ben oyle yapiyorum.
gecen plakaligi kirdim, bayiye sordum $250 dedi dandik plastik icin, araba coplugunden $20'ye aldim.

Yaşanır ama biraz hayata ve İstanbul'a uzak. Kendine özgü bir muhit.
Üsküdar ile mesafesini (trafik sebebiyle) 45 dakika - 1 saat gibi düşünebilirsiniz toplu taşımayla.

Facebook'a gir trekking yaz. Bulunduğun şehir merkezli bissürü trekking grubu çıkacaktır. Hepsine üye ol. Yazılanları oku. Donanım noksanlarını tamamla ve. Birkaç kez kendin, şehir içinde o kadar km yürümeyi dene. Sık sık şu gün şurada buluşuyoruz, şuradan şuraya yürüyeceğiz şeklinde duyuruları oluyor. Güçlük derecesine dikkat edip 'kolay' ile başla. İstanbul'dakiler genelde ücretli oluyordu. İzmir'de hepsi amatör grup. Eğlence olsun diye yürüyorlar.

İstanbul için sormuştum, ücretli benim gördüklerim de hani aralarında en iyi organize olanlar kimler, o minvalde bir tavsiye istemiştim.

yürüyen ayaklar var. ücretli - ücretsiz falan bir sürü organizasyon yapıyorlar. genelde trakya ıstırancalar civarındalar. ben takıldım kendilerine memnun kaldım.

www.facebook.com

avis, budget, enterprise, sixt

ya da yolcu360 ama kaliteli firmalar.

Garenta.

rentalcars.com'dan arama yapmak, en ucuzunu bulmak.
Ardından garenta, budget, Avis, Enterprise'ın kendi sitelerinden de kontrol etmek.
Ardından "acaba moov ile birkaç saat kiralayarak işimi tamamlayabilir miyim?" diye düşünmek.
Sonunda garenta'dan kiralamak :)

Telefon sağlayıcınızın kampanyalarına bakın öncelikle.

Wish diye bi firma var fiyatlar uygun sorun yaşamadım. Normalde avisciyim

Tüketici mahkemesi en makul seçenek gibi

tuketici hakem heyetine git ama bir yandan da ana firma ile görüş. ne marka mesela? o markanın ithalatçısı ile direkt iletişime geçip derdini anlat bir de.

bu aldığın firmayı da şikayet et böyle böyle diye. sonuçta bu ithalatçı ürünlerini teknosa'ya da veriyor özhakikikardeşler elektronik'e de. özhakikikardeşler daha düşük kar marjı ile satıp bir sorun çıktığında böyle yapıyorlarsa ithalatçı firma kulaklarını çekebilir. sonuçta mal alamazsa satamaz.

ayrıca ekşi başlığı ve şikayetvar sitesine de katılıyorum oralara da yaz.

ekşisözlük'te de n11 başlığına bir entry yaz derim(+şikayet var sitesi). Ben gittigidiyor başlığına yazdığımda baya gittigidiyor müşteri hizmetleri şirketle görüşüp bişeyleri hızlandırmıştı. N11 yapıyor mu bilmiyorum ama belki araya girerler.

Bu arada kurulum için servisi bekleme sebebimiz bu tür durumlar zaten, servis raporu ile de değişim olmuyorsa ne yapacağız ki? O mağazada sıkıntı var.

Bizde geçende tv aldık vatandan. Koli geldi, ufak bir deliği vardı, horoz lojistik tutanak tutmadı. Tv'yi kurmaya gelen adam deliği geç şurada kat izi var, o bile bize göre hasar ama siz nereden bileceksiniz ki her gün tv mi alıyorsunuz dedi. Neyseki kırık çıkmadı tv ama çıksaydı bizimde elimizde patlardı. Kuran şahıs yarı fiyatına bile verse vatandan almam, bu gibi durumlarda sıkıntı çıkarıyor ama mediamarkt, teknosada vs daha az dedi.

Ama vatan en baştan dedi bakın kargoda en ufak bir şey varsa bile tutanak tutturun. O yüzden vatana da bir şey diyemiyorum, sadece kargo şirketiyle muhatap bırakmaları sıkıntı. Kargo şirketi de işi yokuşa sokuyor bu durumlarda hasarlı bile getirse.

Size önerim eğer yapabiliyorsanız kargo şirketine gidin tutanak tutturun kolide hasar var ama tutturmayı unuttuk diye. Tek kurtuluşunuz bu yöntem ya da mecbur 2.seçenek tüketici heyeti ama aylarca uğraşacaksınız..

edit: tv boyutu 60 inç ve üzeri mi? tv servisi genelde 60 inç ve üzerinin kırık çıktığını söyledi. olur da aramızda başka internetten tv almaya çalışan olursa buraları okusun diye yazıyorum/soruyorum.

hocam bir defa hakem heyeti cepte, ona çoktan başvurmuşsundur umarım. Buna ek olarak n11'i darla, çözerse onlar çözer.

eğer servis incelemesi falan derlerse, göndermeden önce mutlaka fotoğraf çekin. Daha sonra farklı şekilde kırıyorlar ve kullanıcı hatası diyorlar

Benzer durumu hepsiburada yapıyor bana. Hasarlı olduğunu görüp almadığım ürünü teslim almışım gibi gösteriyorlar ve bedel iade etmiyorlar

önce markanın müşteri hizmetlerini ara. hakkımı vermezseniz sosyal medyada yazacağını açık bir dille ifade et. sonra ekşiye yaz uplayalım. gündem yaparız merak etme. aynı anda tüketici hakem bilmem nesi, n11'den yorum, google maps'ten yorum, bulabildiğin ne varsa yorum, yardır. 15 bin az para değil. bu kadar kolay olmadığını anlasınlar.

kredi kartı harcama itirazını da deneyebilirsin. kolisi hasarlı olsa servisin hiç açmaması gerekirdi. tüketici mahkemesi en doğru seçenek.

alo 184ü arayıp bilgi almayı deneyin

hiç bir bilgim yok ama evinizin yakınında acil varsa gidip danışın, belki yazmazlar ama ilacı uygularlar veya muadilini uygularlar belki bu şekilde pazartesi gününe kadar idare edebilirsiniz.

bir de aklım özel hastaneler geldi, hani son derece lüks özel hastaneler gerekli durumlarda evden doktor falan da çağırabilir belki.

pek yardımcı olamadım ama aklıma gelenler bunlar, geçmiş olsun.

bağımlılık yapıcı etkisinden dolayı uzun süreli kullanılmayan ilaçlar bunlar. Kötüye kullanımı sık olduğundan kırmızı receteye tabii zaten. Gittiğiniz tüm dr lar ABD li arkadaşınızın bağımlı olup olmadığını değerlendirir önce.

Böyle bir ilacı rastgele bir doktora gidip yazdıramazsınız kolay kolay. İgili raporlar ve mevcut durumunu dikkate alır doktor. Hastalığıyla ilgili uzman doktora gitmesi lazım.
Ben Türkiye'de bir kullandığım Lyrca'yı Dubai'de duyunca şetan görmüş gibi olmuştu doktor. Ancak ameliyattan sonra falan yazdı binbir nazla

hep dayılar takılmıyor ama geri kalanları karşılıyor, balıkçı kemal'in yeri karaköy.

Valla 5yıldır gitmedim ama taa mecidiyekoyde oturduğum zamanlarda giderdik arkadasla. Naifin yeri yada naifin rakıhanesi var. Cidden tam dediğin gibi biryer . Google yorumlara baktım da bozmamıs hala sanırım, ben de bi ara gidiyim .

Hangi nedenle başvurmak istiyorsunuz? Örnek veriyorum yas sürecinden mi geçiyorsunuz? Evliliginizle ilgili sorunlarınız mi var? Bu aralar depresif mi hissediyorsunuz? Özel olarks belirteceğiniz bir konu varsa ona göre uzman onerebilirim. Bir de illa psikiyatrist mi olsun istersiniz?

Prof Dr Önder Kavakçı ilk aklıma gelen. İyi bir psikiyatristtir fakat ilaç kullanimindan ziyade terapiyi tekniklerini kullanmayı önemser. Özellikle EMDR alanında ün yapmış bir hocadır.

Eldeki bilgilerle sorun tam olarak nedir söylemek çok zor ama işine hakim olmayan bir IT ile karşılaştığınızı düşünüyorum. Sanırım, diğer şirket dediğiniz şirketin bazı tool'larında IP kısıtlaması var ya da VPN değişikliği sonrasında eksik kalan konfigürasyonlar var. Bence IT ekibine bir sorun; "modemde ya da servis sağlayıcımda ne gibi bir problem var, neyin düzeltilmesi lazım diye?" Net bir cevap veremezlerse diğer şirketin IT ekibine ulaşmaya çalışın.

Çünkü yanak boyu sabit bir şey değil. Lastiğin tabanının yüzdesi ordaki sayı. 205/55 lastikte 205in %55i=yanak boyu. Haliyle 205i 225 yaparsan oran 55 olsa bile boyut değişiyor.

Anaaa,evreka. Yuzdesel oranı yazmayı kim akıl etmiş oraya. Ben de diyorum ne alaka.

E peki şimdi benim lastikte 235/50 diyor. Yanak 11.75cm mi,değildir ya o kadar,yataktan kalkıp ölçmeye gidicem valla. Ama formülü öyleyse öyledir. Hala şaşkınım.

Aynen öyle, 117 mm oluyor. Tabi bu lastiğin boş ölçüsü, üzerinde araç ağırlığı varken göze daha az gelir bu yanak ölçüsü.

Hesap ve karşılaştırma için şu siteyi kullanabilirsin;

tiresize.com

Baskı balata bitme noktasına gelmişse güç aktarımında sorun oluyordur.

Baskı balata manuel vitesle alakalı değil miydi, çok cahilim, pardon bu noktada.

Mobildeyim düzeltemiyorum.
Otomatikte de baskı balata değişik şekilde de olsa var ancak sorun bundan kaynaklı mı emin olamadım.

Ancak motor bağırmasına rağmen arabanın ivmelenmesi aynı ölçüde değilse mutlaka aktarımda bir sorun vardır diye düşünüyorum.

güç aktarımında problem olduğu açık. Gaz pedalı ile ilgili olması çok muhtemel değil, hem olmaz, hem de zaten motorun yüksek devirde çalışıp bağırdığını kendin söylemişsin.
Ayrıca arabanın motorundaki yıpranmanın durumunu biliyor musun? ya da bir bakımdan geçti mi? Ve de bu arabanın fabrikasyon 0-100 hızlanma değeri ne? bunlara göre değerlendirmen lazım.

Ayrıca eski Volvo'larda çoğunlukla yarı-otomatik araçlar gördüm. Bunlarda da baskı balata olur. Ki sizin her durumda motor ve şanzımana baktırmanız gerekiyor.

Teşekkürler, baktiracagim en kısa zamanda. araba kalktiktan sonra, yani 2 den sonra ok gibi, orada sıkıntı yok. İlk kalkışta problem ancak hizla giderken de gaz pedalından gerekli tepkiyi alamıyorum. Bunu terse çevirmenin bir yolu var mı acaba?

her arabanın dinamiği ve sürüş mentalitesi farklıdır. Daha güçlü bir motoru var diye Volvo'dan Subaru tipi bir dinamizm beklemek çok doğru olmaz. Her şey motor gücü değil.

Volvo kullanıcısının. 2007 yılı öncesi Volvo S60 ve S40 modellerinde kronik şanzuman problemi var. Ancak bu problemi muhtemelen ilk sahibi yaşamış ve yaptırmıştır. Volvo çok seri kalkan bir araç değil ama dediğiniz kadar da değil. İşe öncelikle şanzıman yağı no değiştirerek başlayabilirsiniz.

Volvo kullanıcısıyım demek istemiştim :)

Araç modeli ve yılını tam yazarsan internetten bakalım tork konvertörlü otomatik mi yarı otomatik mi diye?

Yarı otomatikse model, bu belirtiler baskı ve balata problemidir.

Vites geçişlerindeki kararsızlık şanzıman karakteriyle alakalıdır.

Genelde bu tarz sorularda tek al diyen ben olurum ama sana alma diyeceğim.

öncelikle bu arkadaşlar gerçekten jeeptir.zor koşuiiarda çok başarılıdır.hemen peşi sıra lüx segmentide geldiği için ilk kullanıcılarının çoğınluğu bu araçları olması gerektiği gibi arazide,çiftlikte,zor koşulda kullandı.sonrasında da genelde offroad kullanıcıların elinden geçti,halada efsane kare kasa olarak geçer.kullanımı çok kolay,hakimiyeti çok iyidir.ama 91 olanı sonuçta 30 yaşında ve sen subaru kullanan birisin.bu aracı eğlenmek için alacağım desen hemen al derdim ama azda kullansan tek araç olacaksa seni kesmeyebilir.modeli yükseltip 2000 modelinin temizini bulursan bir nebze olur ama 91 biraz yaşlı kaçar.

Ben bunun 98 olanını bayağı bir kullandım,sanırım hala jepp tercih etmemin en onemli sebeplerinden birisidir.

Neler yapabilir görmek,birazda dağ,bayır,kanyon videosu seyretmek istersen youtube da matt’s recovery yaz,seveceğini düşünüyprum

www.youtube.com hatta senin için yazdım.

2000 modeline 3 sene kadar bindim yurtdisinda. ben aldigimda arac 15 yasindaydi.
2001'de zaten uretimi sonlandirildi dolayisiyla bendeki en son uretimlerden biriydi. Araci 180bin de aldim, 220bin gibi arkadasa verdim, oda 2-3 sene bayagi kotu kullandi ama parcalayamadi, benim ona verdigim paranin ustune satti.

Duptis +1 oncelikle. Ikon araclardir, hala temizini gorursem donup bakarim. Sirali 6 silindir motor kursun gecirmezdir, kolay kolay yolda birakmaz. Ama benzini su gibi icer, sehir ici ortalamam 17-18 litre falandi. Uzun yolda bile 13-14 altina dusuremedim. LPG tuketimi konusunda yorum yapamam yurtisinda LPG muhabbeti yok.

Kronik pas sikintisi var, bendeki aracin tavaninda ve kapi altlarinda ufak kabarmalar baslamisti.

Frenleri bayagi zayiftir, kolay kolay durmaz. Bol miktarda lastik/yol sesi alir iceri. Cok konforsuz diyemem, subaru ile kiyaslamam olanaksiz.

Farlar yok gibi, aksamlari neredeyse sifir aydinlatma denebilir ki iki fari da yenilemistim. Elektrik arizalarina hazir olmak lazim. Mesela bagaj silecegi bir calisir bir calismaz. Otomatik camlar da ayni sekilde. Cozulemeyen elektrik problemleri var bu araclarin.

Hala arada ilanlara girer bakarim. Son senelerinden cok temiz bir tane denk getirebilirsem gaza gelip alabilitem var. Konforsuz oldugunu kesinlikle dusunmuyorum, kullanirken cok zevk aldigim araclardan biriydi.

Neden alınır demiyorsunuz direkt yahu? Kırıldım size. Şu güzelliğe bakın.

www.sahibinden.com

Hocam amerika kitasinda alinir kesinlikle, zira temizinin piyasasi 3-5bin dolar.

Turkiye'de arac fiyatlari artik yuksek bile denemez, direk abzurd, butcene bagli. Sanayiye yolun dusecek, parcasi falan ne durumda bimiyorum. Burda farlarin tanesi sifir olarak $20 mesela (ampul degistiremiyorsun komple far degismesi lazim) Arka silecek motoru bozulmustu onu da cikma $25'e bulmustum.

Verdigin ilanda 135bin tl istiyorlar, dolara cevirince $20.000. Ciddi rakam o yuzden direk alinir diyemiyorum malesef.

cooperr +1

1 hafta kadar kullanma şansım olmuştu. Bir keresinde aracı park ettim, stop ettikten sonra anahtarı çıkartamadım kontaktan. Sonra bir 5 dakika vitesle oynadım da düzeldi. Tasarımına ben de hayranım ama artık yaşlı araçlar, çoğu önceden off-roadda hırpalanmış oluyor. Bir de jeep'ten anlayan tanıdık usta lazım yoksa anlamayan sağını solunu kurcalar, deneme yanılmayla çözmeye çalışır. Sonrasında bir sonraki jenerasyonunun sahibi oldum. İstanbul trafiğinde 20 litrenin altına düşmüyordu, ancak uzun yolda 12-13 görebiliyorsun. XJ'yi hatırlamıyorum ama o da daha az yakmıyordur. Forester kullanmadım ama konforsuz değiller. Düşünüyorsanız HO motor olmasına dikket edin bence, o kadar yakıt yakarken yürüsün birazcık abisi ZJ kadar olmasada :D

Tiner olmaz ona zarar verir, gaz yağı veya yağ iyice çözer diye biliyorum. Ama mutlaka kediye hakim olacağınız bir ortamda olsun.

Yalamayacağından emin olursanız mazot çözer (arabada öyle çözüyorlar en azından). Mazottan sonra da yıkayabilirsiniz. Ama kokusu zarar verir mi vermez mi bilemem.

Sabahı beklemeye karar verdim, trasa götüreceğiz.

zeytinyağı ile çıkarılabildiğini görmüştüm bir videoda.zeytinyağı ile deneyebilirsiniz ufak bir yerinde.

o yaşta bir araç o kilometredeyse helal olsun derim yaklaşık yılda 8bin günde 20 km yapmış bir araç.

ama eski bir dizel motor patlamaya hazır bir bombadır,
gözle görülemeyen kaporta çürükleri olabilir,
otomatik şanzıman da o yaştaki araçta ne kadar sorunsuz çalışıyor muamma

nereden baksan her an masraf yapabilecek bir araç benim gözümde. mtvsi de 1143.

Ya biraz baktım zaten traktör gibi demişler.ben forester bakayım en azından. Yine de birebir neşeli anıları olan varsa dinlerim, hatta inanırım.

Türkiye'de memur demek tam da anlattığınız gibi sallamasyon bir iş demek.

Neyse bu kısmı geçelim. Aslında siz bu konuyu daha çok sigortanızla halletmelisiniz. Size ikame araç tahsil edilmesini isteyin. Zaten geri kalan kısmı sigorta firması hallediyor. Siz daha çok sigorta firmasının iş akışıyla ilgilenin. Zaten firma çarpan araçı bulur masrafı ondan tahsil eder. Diger tarafa umut baglamanız sizi ruh hastası yapar.

İkame aracı bir hafta veriyorlar, arabanın sonu muallak, bakacağız duruma.

Kasko olmasa o da zor, neyse işleri bir haftada halledip bekleyeceğiz sanırım, yıl süren pert süreçleri varmış, bu noktada can sıktı.

hocam sen merak etme, kaskoya ver arabayı adam seni arayacak zaten. "arabayı oraya verme benim bildiğim usta var orada ben yaptırayım" diyecek. polis yazacağı cezadan falan mislisi binecek ona.

ama sen bir avukata danış, bu mağduriyetlerinle ilgili ayrıca dava açabilirsin diye biliyorum.

Değer kaybı davası açabiliyor musunuz bir araştırın, pert kararlarında olmuyordu galiba ama pert olmaz da tamir olursa değer kaybı davası açarsınız. En azından zararınız bir miktar karşılanmış olur.

Plaka varsa siz sadece tutanak tutarsınız gerisini sizin trafik sigortanız, kaskonuz takip eder. Geçmiş olsun.

Kasko aracınızı tamir ettirecek (Pert olup olmadığına onlar karar verirler), fakat size çarpıp kaçan aracın sahibine de sonra ödeme emri yollayacak, gerekirse dava açacak falan. Kaskonuz olmasa işiniz zordu, çünkü bunların tamamını siz yapmak zorunda kalacaktınız ve büyük ihtimalle de zarar edecektiniz. Aracınızla ilgili kaskodan alabilceğiniz ikame araç vb. ne varsa alın, hepsini karşı tarafa geçirsinler.

"siz sadece tutanak tutarsınız" mı? arkadaşım karşı taraf olmadan nasıl tutanak tutulacak? zaten polis gelmiş, o tutanak tutmuş. p.tesi gelin demişler.
şimdi:
aracınız olay yerindeyse olay yerinden bolca fotoğraf çekin. sizin araç, diğer araçlar vs. plakalar gözüksün. kaskonuzu arayın çekici göndersinler. başka bir çekici ile çektirmeyin. özellikle kasko göndersin. anlaşmalı bir servise aracınızı çektirebilirsiniz. bu işlemi yarın yapsanız da olur.
yarın polis merkezine tutanak almaya gidin. büyük ihtimalle izin vermeyecekler ama alabiliyorsanız size çarpan aracın ruhsatının fotoğrafını çekin. hatta tespit ettilerse ehliyetini de (önlü arkalı).
o tutanakla beraber serviste dosya açılacak. gerisini onlar halledecek. eksper gelip araca bakacak. pert mi olacak tamir mi olacak o karar verecek. bazen pert durumlarında ben aracımı yaptırmak istiyorum deyip pertten döndürme şansınız olabiliyor. duruma göre değişir.
bence sizin ikame araç alıp almamanız karşı tarafa rücu edilmez. size kasko şirketi ikame araç sağlayabilir. bunun bedelini karşı taraftan alacağını sanmıyorum ama dediğim gibi tam bilmiyorum bunu. bence çok ihtiyacınız yoksa ikame araç almayın.

Teşekkürler cevaplar için, araca ihtiyacım maalesef var ve bence de sıkıntısı olmaması lazım, sonuçta kaskoyu neden yapıyorum gibi geliyor bana bu noktada. İşin içinde bayağı bir sıkıntı var zaten, polis ne kadar hakim olacak bilmiyorum. Görgü tanığı süreni tanıyorum dedi, polis zannetmiyorum ki dinledi. Aracin plakasını polise teslim ettik. Hiç sanmıyorum gidip adamı aradı, buldu. Yarın göreceğiz.

"siz sadece tutanak tutarsınız" mı?

Karşı taraf diye bir şey var mı? Kardeş.
Adam vurmuş kaçmış muhtemelen alkollü idi.

Kendisine sormak istemiyorum bu sefer, genelde öyle yapıyoruz ancak uzağız bu sene. Doğum günlerimiz ardışık günlerde, kolaylık sağlıyor idi bu, beraber alışverişe çıkıyorduk.

Pantolonyn üstüne giymelik bir tunik veya şöyle çok kaliteli bir kumaştan panço gibi şal gibi bişey alabilirsin.

öncelikle tebrikler : ) iyiki doğmuş.
evle ilgili veya ortak kullanıma yönelik (mutfak gereçleri vs) bir hediye almayın.

bir hobisi varsa ona yönelik setler alabilirsiniz. örneğin resim yapıyorsa artık yeni nesil öyle güzel setler oluyor ki hiç bilemeyene öğretir. ne bileyim biraz çiçek tohumu, saksı vs ev içi bitki yetiştirme kiti olabilir. bunlar gibi yani.

kitap, ciltli karikatür kitapları, eskiden ntv yayınlarıın bastığı biraz renkli, biraz ilginç içerikli, gündelik kitaplar olabilir. veya sevdiği yazarlardan yürüyebilirsiniz.

güzel parfüm (boynerde yılbaşı indirimi var)

zevkine göre güzel kazak (vejateryan değilse merino, yün vs mesela benetton'dan falan) havalı (kürk görünümlü) yelek, palto falan.. yaştan bağımsız kadınlar bayılır böyle şeylere.

çok rahat bir çift ayakkabı. skechers falan gibi ya da aşırı ortapedik ama aynı zamanda şık ayakkabılar.

ipek eşarplar, fularlar.

ev içi panduflar (tabanı beyaz olsun. siyah plastik yerlerde iz bırakıyor. anneler buna sinir olur)

not: sağlık sorunu yoksa hediye paketinin içine ayrıca kaliteli çikolata nebilim badem ezmesi falan veya şemsiye çikolata (nostalji olur) gibi küçük şeyler ekleyin.

Genellikle ev eşyası önerilmez ama evi de uygunsa robot süpürge alın, hayatını kolaylaştırın. Ek olarak da yukarıdaki şal, eşarp, panço gibi önerilerden kişisel bir şey alırsınız, mis.

Eskiden olsa okunurdu ama artık okuma işleri zaman kaybı. Hukuk mezunu işsiz çok. Vereceğin zaman neye değecek bunu düşün derim. Hobi için ilgi duyduğun için kendini geliştirmek için vize final çalışılmaz. Hukuk'ta sosyal ortamda zayıftır. Çekilmez bence

Maddi bir beklentim pandemiyi yok sayarsak yok. Üniversite bitirmedim, bir miktar orada, bir miktar da akademik kapı açılması yönünden beklentim var. Aslında, ilgim de var hukuka. Ben aslında bitirebilir miyim veyahut nasıl bitiririm yollu bir tavsiye arıyorum.

Size yapamazsın diyenlere kulak asmayın, yaparsınız. son düzenlemeler ile birlikte kanunlar çok anlaşılır hale geldi, yeter ki pes etmeyin. ilk sene temeli iyi atarsanız sonraki yıllar çatır çatır gider. temele yüklenmezseniz sonraki senelerin tamamında "ne anlatıyor bu hoca?" dersiniz. (bizzat tecrübemdir). roma hukuku gibi alanlar hiçbir işinize yaramaz, dersi geçecek kadar öğrenseniz yeter. medeni hukuk, hukuk başlangıcı gibi dersler kraldır ama bunlara gerekirse gece gündüz çalışın. hatta şimdiden bir medeni hukuk ders kitabı alıp önden başlayabilirsiniz.

üzmek istemiyorum ama hukukumuz daha çok osmanlıca/farsça terimler üzerine kurulu, ingilizce ve fransızcanın "bu aşamada" size pek bir faydası olmayacaktır. ancak mezuniyetten sonra 2-0 önde başlamış olursunuz.

Arapça ve Farsça kökenli kelimeler ve etimoloji ilgi alanım, oralarda sıkıntım yok. Bu aşamada Fransızca yardımcı olabilir diye medeni hukuk kabulünden yola çıkmıştım, saçmalıyor olabilirim.

Senin yaptigini yapan muhendisler gordum yurtdisinda. Muhendislikte pek para yok, muhendis ustune hukuk okumus adam da cok az. Dolayisiyla muhendis temelli hukuk adami kontenjanina girince muz ortayi kesiyorlar, sende yetenekli isen gelisine iyi vurursan kalecinin cikarma sansi yok, koseyi donenleri gordum.

Burda demek istedigim daha once okumus oldugun ya da bildigin isin ustune hukuku oturtabilecekmisin ona bir bakmak lazim bence. Eger oturmuyorsa, duz avukat olacaksan ben olsam hukuk diplomasanin bokunun ciktigi ulkede o ise girmem. Turizm + hukuk da yukarda behsettigim gibi bir potansiyel var ise, ustune dil falan da biliyorum demissin, o zaman yurunebilir. Heyencanlanmadan once sektore bir bakmak lazim zira okul bir suru bas agrisi, sonunda ciddi mukafat yok ise 35'den sonra cekilmez.

Burada mesele yaparsın yapamazsın değil. Amaç ne önemli olan o. Çok zaman harcaman gerekecek.

amacin ne baskan? sinava girmissin, yerlesmissin, okul basliyor, ne diye bu bolume girip okumak istedigini cozsen iyi olur sanki. hobi olsun diye de okunur tabii ama en azindan belirle amacini.

Öncelikle tebrik ederim!

Üniversitenin online olması size yaradı, dersleri bile takip ederseniz belki müsait olursanız. İstanbul Hukuk’taki arkadaşlar final döneminde ders çalışıyorlar onu da deli gibi yapıyorlar diye biliyorum, yoğun çalışıyorlar ama öncesinde o yoğun çalışma yok. Bence bir öğrenci bulup sorabilirsiniz çalışma sistemini.

İngilizce, Fransızca bilmeniz akademik açıdan çok önemli bence. Eğer akademik hukuk İngilizcesi dersi vs varsa İstanbul Üni’de alıp kendinizi geliştirmeye bakın. Yurtdışında uluslararası hukuk çalışabilirsiniz ki yurtdışı deneyimleriniz, bağlantılarınız da vardır kesin. Belki okulun Erasmus ihtimalinden yararlanırsınız işinizi de kaybetmeyecekseniz, Erasmus’ra alınan dersler, oradaki Üni ortadamı size akademik anlamda yardımcı olur. Uluslararası hukuk dışındaki alanları bilmiyorum hukuk yüksek lisans alanlarını araştırabilirsiniz bence bir. Marmara, İstambul Üni ya da diğer pek çok devlet üniversitesinden mezun avukatlar İngilizce bilmedikleri için ne kaybediyor bilmiyorum ama siz bildiğiniz için baya önde olabilirsiniz.

Hayırlı uğurlu olsun.

Aslında bakarsanız akademik gelişim için girdim bu yola ve kriminoloji en başından beri beni buna iten yoldu. Ticari becerilerim çok az, hatta rezalet, çekirdek ailede iki akademisyen var. Doneler çerçevesinde oluru var gibi, olmaz ise de olmaz.

Hukukçu değilim ama tüm öğrencilere tavsiyem ilk seneden uzmanlaşabilecekleri alanları araştırıp kendi kendine de olsa araştırma yapmaları, sertifika, staj vs. şeklinde. İş alanlarından, İngilizce makalelerden, diğer hukukçularla konuşarak bu araştırmayı yapın. Önce okurum mezun olunca bakarım olmuyor.

Örneğin göçmenlik hukuku, ya da Türkiye'de yabancılara verilen servisler, telif hakları, internetle ilgili hukuksal konular vb.

Boşuna masraf etme bence
Avukatların yarısı asgari ücret kadar kazanıyor
Hukukta amaç sınıf geçmek değil özümsemek olmalı
Tavsiyem : mutlaka derse gir
Tebrikler ve başarılar

akademikten kastınız akademisyenlikse o iş sıkıntılı, araştırma görevlisi olarak girme yaşı 35. ha genel akademik gelişimse bunun için üni okumaya gerek yok bence, 4 sene de harcayacağınız parayla sağlam bir kütüphane kurarsınız. avukatlık yapmak ise bahtınız açık olsun.

okumasına okursunuz ama diğer öğrencilerle aradaki yaş farkı kendinizi alien gibi hissetmenize yol açar. bende birden fazla üni var, sonuncuyu 27 yaşında girmiştim, iletişim sıkıntı oluyordu bir yerden sonra, sizin için biraz daha zor olabilir zira hem yaşınız benim girdiğim yaşa göre daha ileri hem de 2000 doğumlularla muhatap olacaksınız ki cidden hayata bakış açısı ve mantalite olarak bir 80 lerde doğan nesle göre çok farklılar.

bu arada yakın çevremde hem avukat hem akademisyen olarak bir kaç hukukçu var, onlara bakarak şunu söyleyebilirim, çok okumanız ve araştırmanız gerekecek. bunun için vakit ve kafa ayırabilecekseniz korkmanıza gerek yok.

tebrik ederim.

Neyse en son ben bir okuyayım da gazım çıksın raddesine geldim, yazan herkese teşekkürler. Zaten önemi olduğundan ve olmadığından ötürü rahatım.

Tebrikler öncelikle, alakasız olacak ama bu yaşta bu bölümü nasıl kazandınız? İkinci öğretim olarak bile neredeyse ilk 5000 sıralamaya sahip. Yoğun bir çalışma programınız olmuştur diye tahmin ediyorum.

Allah kolaylık ve sabır ihsan eylesin....

Yabancı dillerin fakültede faydası olmaz ancak sonrasında çok olur.

Sınav dönemine yıgmadan düzenli çalışmak tek püf nokta. Bunu yaparsanız bitirirsiniz.

ee arada böyle yapmak lazım

Reklam alamıyorlardır. Biraz tribünlere oynasınlar ki izleyici kitleleri yükselsin. İzleyenler uzun zamandır aynı hatta eriyor bile.

yürektir o ciğer olsa duramazlar.

Fox aradan cikti ya akillarinca boslugu dolduralim diye max 1 ay gider, sonra eskiye donerler

danışıklı dövüş.

D-dimer ve crp yüksekliği enfeksiyon diyor. Koku alamıyorum deseydin de bi test yapsaydılar keşke.

Yani süpersiniz hiçbir derdiniz yok, acayip sagliklisiniz dedi doktor, tomografiye falan girmeyin radyasyon vs gereksiz yollu gönderdi eve. Hala başında Alpay Özalan zıplıyor.

Doktorların Covid testi yaptırmaktan korktuklarını düşünüyorum artık. Olur da pozitif çıkarsa ne yazacaklarını şaşırıyorlar anladığım kadarıyla.

Ben de öyle düşünmeye başladım, hatta bildiğin en kotu grip halindeyim, ses yok, akıntı vs gırla. Covid değilsiniz deyip yolladı. E ama teyzecigim ben bir haftadır evdeyim, iki gün yataktan kalkmadim, bana bir ilaç ya hu!

sarıyer + müstakil = binbir türlü böcek. Eğer sahile yakınsan çok nemli oralar, valla bizim evden (ki apartman giriş katı) akrep de çıktı başka böcekler de, en son 1 yıldır falan fare olduğunu keşfettik biz sonradan fark ettik. Biraz ilaçlamayla uğraştık ama sonra çıktık.

İlaçlat ama düzenli olarak ilaçlat, kapıları camları, boru kenarlarını, en ufak deliği kapat/kapattır. Bence şimdiden fare zehri de koy sağa sola. Gerekirse büyük siyah kutulardan al, onun içine koyuyorsun zehri, onun içinde karanlıkta rahat hissediyorlar yiyip evlerinde ölüyorlar.

Kolay gelsin

not: genel böcekler için bayer k-othrine 50. (sulandırıp)
fare için de bayerin mi ne mavi kapsülü vardı, basit mumlar yerine biraz daha pahalı olan kapsülü al.

İlaçlama geçici çözüm.istanbul boğaz tarafının tamamında akrep görmek normal.sarıyer tarafında coğrafi durumda bu arkadaşlara müsait.binaların olduğu yerlerde göze batmazlar ama müstakil evde karşınıza çokca çıkarlar.evin arkasında yamaç falan varsa oradan geliyorlardır.

K-Othrine ile ilacladim. Böcek yok evin icerisinde ancak akrep sanırım etkilenmiyor bu ilaçtan. Ciddi tavsiyeye ihtiyacım var. Bayağı geniş bir bahçe var, 1 dönüm falan. Nasıl başa çıkacağız?

www.teknikturk.com.tr

Hayatımda gördüğüm son akrebi çocukken Sarıyer'de oturduğumuz bahçeli müstakil evde görmüştüm.

Nasıl çözülür bilmemekle birlikte bu gece en azından yattığınız odada olmadığından emin olarak uyuyup, yarın sabah ilk iş komşularla ve hatta muhtarlıkla durumu konuşun bence. Elbet orada oturan insanlar kendilerince bir çözüm üretmişlerdir.

benim kardeş eskiden boğaziçinin orada oturuyordu. 3. katta evinden çıkardı. belediyeye ilaçlatmışlardı diye hatırlıyorum

Tek sorunun akrep değil,kenesi,börtü böceği.bu yüzden bahçeye tavuk ordusu kuracaksın.ne kadar haşere varsa canını okuyacaklar.ama onlara çok sağlam kümes yapman lazım çünkü onların düşmanı gelincikte gene sizin orada var.dandik kümesi darmadağın eder.bir tanede ısıran köpek alacaksın.welcome to bahçeli ev.

Bahçeli evin derdi büyük olur. Tek çözüm maalesef düzenli ilaçlamak + eve girebilecekleri deliği yolu tıkamak, kapıları ve duvarları maviye boyamak.

bahce 3-5 tane brahma tavugu al. yapinin eteklerini de maviye boya. 120 cm ya da 100 de olur ama genelde mimari olarak etek boyasi 1.20'dir.
kolay kolay akrep girmez.

akrep ayakkabilarin, terliklerin icini sever. mutlaka giymeden once kontrol edin.
bir de genelde cift gezerler. cok sayida var ise tek cozum ilaclatmak gibi bir de girdikleri yeri/yerleri bulup kapatmak.

Evin etrafına kükürt dök. Duvar kenarlarina. Evi kükürtle çevrele. Bahçe duvarı etrafına da dök. Kükürt kokusunu sevmezler. Kükürt olunca yılan, çiyan, akrep gelmez.



Ayrıca
Bahçedeki taşları vs. kaldırırken dikkat et. Genelde altında yaşarlar.

bahçeye tavuk eve kedi lazım.

Yetkili servisin bu derece laubali davranması gerçekten can sıkıcı.

Sizin yerinizde olsam distribütör ile iletişime geçerdim, neticede yetkili servis tüm işlemleri (en azından bildiğimiz kadar) ortak havuza giriyor.

Benim tercih ettiğim yetkili servisten her hizmet alışımdan sonra mutlaka firmanın müşteri Hizmetleri arayıp, hizmetten duyduğum memnuniyeti sorguluyor.

Mevzu bahis servise yetkili servis belgesini veren ana firmaya şikayetinizi bildirmeniz durumunda dikkate alınacağını düşünüyorum.

Sitenin ya da apartmanın yönetmeliğinde zaten bu konuyla ilgili bir madde vardır, yasaklanmışsa emrivaki yapmanın sana bi kazancı olmaz haklı olan karşı taraf olur çıkmanı talep ederlerse çıkmak zorunda kalırsın, ben taşınacağım yere bu konuyu sorarım, bi yasak varsa taşınmam üstte belirttiğim nedenlerden dolayı. Müstakil eve taşınacaksam yine sorarım neticede ev benim değil, istemiyorsa emrivaki yapmam oraya da taşınmam.

iki köpeğim var, sizi çok iyi anlıyorum. ama bunu baştan söylemezseniz illa apartmandaki biri rahatsız olup ev sahibine şikayet ediyor. bunun için köpeğin herhangi bir rahatsızlık vermesi de şart değil, siz de biliyorsunuz ki. görüntüsü yüzünden rahatsız olan (labrador kırması bu arada, ürkütecek bir tipi de yok) ve olay çıkarmaya çalışan çok oldu. ev sahibi de anlayışlı biri değilse sıkıntı çıkıyor. o yüzden baştan söylemeniz daha iyi.

Site olayına zaten kılız, o taraklarda bezimiz yok, bahsettiğim müstakil apartmanlar ve hatta müstakil evler. Ortada bir yönetmelik olduğunu zannetmiyorum, dediğim gibi müstakil evde köpek istemeyen bir sürü ev sahibi gördü bu göz. Bu minvalde köpek beslemek için zengin olmak gerekiyor ülkede, bu çok saçma. Zaten yasalarla rahatsız edici hayvanlara müdahale ediliyor diye biliyorum. Bilmem kaç DB ses, ortak şikayet falan. Bir problem yaratsa bunu
savunacak tarafımız yok yani. Napayım ben şimdi, sokakta mı kalayım, köpeği mi sokağa atayım?

biz çözümü şehir dışına taşınmakta bulduk, silivri'de müstakildeyiz. ama istanbul'dayken de fatih'te köpeğe ses etmeyen, yeter ki kirayı zamanında öde diyen ev sahibim de olmuştu. belli olmuyor yani aramaya inanmak lazım :) konum neresi bilmiyorum ama aslında müstakil evlerde köpek besleyen çok oluyor özellikle güvenlik sebebiyle ya da bizim gibi rahat etmek için köpeğiyle bu tarafa gelen.