[]

Sesi itici olan biri seslendirme yapabilir mi?

Merhaba arkadaşlar,

Sesi itici olan veya en azından kendi sesinin kötü olduğunu düşünen biri seslendirme yapabilir mi? Yani seslendirme yapan stüdyolar "Çeşitlilik olsun, iyidir." veya "Bize her tarzdan ses lazım!" kafasıyla falan sesi kötü olanlarla çalışır mı yoksa "Hangi çukurdan çıktıysan oraya geri gir,seni pis ucube!" mi der? Teşekkür ederim.


 
benim sesim de bana çok kötü geliyor ama bir sürü kişi de sesimin iyi olduğunu söyledi.
Seslendirmede önemli olan iyi kötüden ziyade (neye göre) diksiyon, vurgular, doğru telaffuz vs. Bir de neye seslendirme yapılacaksa belki ona göre işin içine biraz oyunculuk da girer.

  • senolll  (25.07.20 20:42:16) 
Okan Bay****n’in bile seslendirme yaptığı bir evrende neden olmasın


  • pass  (25.07.20 20:54:59) 
seslendirme isinde neredeyse en son onem verilen sey ses diyebilirim. bununla birlikte oyle hadi ben geldim diyince sen gel seslendirme yap demiyorlar, sektorde zaten adam fazlaligi var ve kendi icinden beslenen disariya cok acik olmayan bi sektor. studyoda yatip kalkman lazim kisa bir cumle bile kapabilmek icin.


  • in vino veritas  (26.07.20 09:18:37) 
[]

Bir Türk Native Speaker ayda 2000 $ yapabilir mi?

Merhaba arkadaşlar,

Üniversiteden yakın bir arkadaşım Native Speaker ve dünyanın her yerinden insanlara ders veriyor. Ayda 2000 $ kazandığını söylüyor.

Kendisi üniversitedeki son 2 yılından beri İngilizcesini geliştirmeye çalışıyor ve bu konuda bayağı kasıyordu. Yani bi 5-6 yıldır kendini geliştiriyor. Kendisi önceden yabancı dil kurslarında eğitmen olarak da çalıştı.

Son 1-2 yıldır da online Native Speakerlık yapıyor. Arkadaşıma güveniyorum, hava atmak için abartacağını düşünmüyorum ama bu ülkede bu parayı kazanmak biraz zor değil mi? Siz ne düşünüyorsunuz?

 
nice haketmeyenlerin ne paralar kazandığını, nice hakededenlerin de emeklerinin çalındığını gördüğüm için...şaşırmadım. olabilir.


  • AlsterWasser  (22.07.20 19:44:27) 
Ben bu sitede ikcı ve market canavarının kazandığı miktarlara da inanan saf biri olarak buna inanmadım. Çünkü bedavaya Türkçe exchange yapacak çooook kişi var. Bazen ilan görüyorum saati 10 dolar ya da daha az diyor. İnanmadım kısaca.


  • banacevaplazım  (22.07.20 20:08:39) 
Dil ogreterek $2000 yapar bunda sasilacak birsey yok da native olmayan adam nasil native ayagina yatiyor onu anlamadim, karsi taraf bunu nasil yiyor? Zira nativelik ogrenilecek birsey degil ki, ancak cakma amerikan, ingiliz aksani yaparsin. Hadi ogrenciler yedi diyelim sana is veren kurum bunu yemez.


  • cooperr  (22.07.20 20:15:04) 
öğrencileri yurtdışındansa 2000 dolar çokta bir para değil. japon 2-3 öğrencisi olsun daha fazlasını kazanır.


  • avatar is back  (22.07.20 20:22:48) 
banacevaplazım ve cooperr'ın cevaplarının gösterdiği üzere bir hususta boşluk mevcut. Arkadaşınız Türkçe ana dilli eğitmen olarak mı bu işi yapıyor yoksa ana dili İngilizce olmadığı halde İngilizce ana dilli gibi kendisini gösterip İngilizce eğitmeni olarak mı?


  • microfiction  (22.07.20 20:42:52) 
Kusura bakmayın, orayı atlamışım. Arkadaşım Türk ama anadili olmadığı halde İngilizce için Native Speakerlık yapıyor. Kendisi bu işe bayağı kafa yorduğu için kendini geliştiriyor. Üstelik İngilizcesi çok iyi ,sırıtmıyor. Bu arada Türkiye'de birçok yabancı dil kursunda İranlıları, Hintlileri falan getirip native diye yutturuyorlar. O yüzden şaşırmayın. Ama arkaşımın hizmet verdiği platformların yetkilileri konusunda haklısınız.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (22.07.20 21:12:05) 
Ozguvene bak amk. 3 sene calisarak native olmus. Ben ieltsten 8,5 almisim soranlara ingilizcem cok iyi diyorum. Jauahua.


  • baldur2  (22.07.20 22:11:01) 
kendini geliştirip sonradan "native" speaker olanı ilk kez duyuyorum. ama şaşırmıyorum.
tabii şaşırmamam bir tür dolandırıcılık olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

  • not dark yet  (22.07.20 22:15:52 ~ 22:16:07) 
Tahmin ettiğim gibi Cambly'da uzaktan eğitmenlik yapıyormuş .


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (22.07.20 22:16:14 ~ 22:17:50) 
[]

Bu Linkedin' de mesajlara cevap vermeyenlerin motivasyonu nedir?

Merhaba arkadaşlar,

Linkedin'de bugüne kadar gerek CV göndermek için olsun gerek bir şey sormak için bir sürü bağlantıma mesaj attım ama sadece ama sadece 1 kişi dönüş yaptı. Mesajlarımda anormallik, kabalık falan hiçbir şey yok. Önce kibar bir şekilde hal hatır sorup sonra meramımı anlatıyorum. Ama bir Allah'ın kulu da cevap vermiyor. Nedir bunların olayı? Hayır yani, tek şikayetçi olan ben değilim gerek sözlükte olsun gerek Linkedin'de olsun bir sürü insan tepki gösteriyor.

Bugün bir konuda akıl danışmak için listemdekilerden birine mesaj attım. Online olduğu halde dönmedi. Şaşırmadım haliyle. Bu kadar mı zor ya bi dönüp cevap vermek, bu insan ne diyormuş diye merak edip bir bakmak?

Valla kim olursa olsun biri bana mesaj atsa elimden geldiği kaldığı kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. Ben mi enayiyim yoksa bunlar mı anormal merak ediyorum? Görüşlerinizi yazarsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
Çünkü LinkedIn basit bir kalıp yapanların bile mars'a uzay mekiği indirmiş gibi böbürlendiği saçma sapan bir ortam. milletin işi gücü birbirini tebrik etmek, en boktan sertifikaları bile nasa'da astronot olmuş gibi lanse etmekten ibaret.

ben geçen yıl bir şey gördüm en efsanesi oydu. adamın biri liseye başlayacak oğlu için manga dergi çıkaracak diye para bayılmış bir ton. oğlunun vesikalık fotoğrafını da koyduğu bir paylaşım yapmıştı. işte bu genç adam ideallerinin peşinden gitsin diye yok şöyle yaptım böyle yaptım. abartmıyorum yüzlerce kişi çocuğu falan tebrik etmiş. dsahdahs :D
hayatımda gördüğüm en saçma başarı hikayesi.
  • himmet dayi  (21.07.20 21:26:01) 
@ himmet dayı Valla Çok haklısınız. Gereksiz yorum yapmaktan başka bir işe yaramıyorlar. Yurtdışında böyle olduğunu düşünmüyorum ama Türkiye tam anlamıyla rezalet. Dediğiniz gibi akşama kadar balon egolarını şişirip şişirip duruyorlar. Kaliteli, ufuk açan veya bir işe yarayan şeyleri görme ihtimali epey az.

Bu arada örneğini verdiğiniz olay cidden efsaneymiş. Onların işi o zaten :D
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (21.07.20 22:04:50) 
yillardin finans sektorundeyim yas 44 sen dusun, linkedin minkedin kullanmam. iyisen seni onu, o seni bi sekilde buluyor.


  • tunaktunaktun  (21.07.20 22:52:24) 
@ tunaktunaktun Valla iş bulma konusuna gelince haklısınız ama spesifik bir alanla ilgili bilgi almak istediğinizde gerçekten tecrübeli insanlar olmasına rağmen bir işe yaramıyorlar.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (21.07.20 23:11:39) 
[]

Japonlar ve Koreliler neden bu kadar bakımlı ve yakışıklı, güzel?

Merhaba arkadaşlar,

Çoook uzun süredir dikkatimi çekmiştir ve merak etmişimdir. Kız olsun erkek olsun nerede bir Koreli veya Japon görsem çok güzel, çok yakışıklı ve dış görünüşlerine aşşırı şekilde özen gösterdiklerini görüyorum. Kız olsun erkek olsun neredeyse hepsinin de saçları fönlenmiş, dümdüz. Bu motivasyonu nereden buluyorlar?

Bir de hiç çirkin Koreli veya Japon görmedim. Hepsi de özenerek yaratılmış gibi. Yoksa benim bu arkadaşlara gereğinden fazla bir sempatim mi var? Siz ne düşünüyorsunuz.

 
senin bu arkadaşlara gereğinden fazla bir sempatin var.


  • tepedeki psychedelic adam  (21.07.20 16:47:32) 
Yakışıklı mı??? Yakışıklı değil, olsa olsa "güzel" olur japon veya koreli erkekler. Erkek yerine koyup koynuma almam. Benden daha dişiler.

Edit: bence de senin fazla sempatin var.
  • pati  (21.07.20 16:48:47 ~ 16:49:10) 
Bana çok yapay geliyorlar, güzel de değiller bence kadınları, afedersin kokuyor gibiler, spor falan da yapmazlar zaten çoğunlukla. Ben erkeksem onların erkeklerine kadın derim ben, üstteki arkadaşa katılıyorum.


  • diffarentiationation  (21.07.20 16:51:06) 
Japonyayi bilmem de kore guzellik urunlerinde dunyada cok unlu. Envayi cesit malzeme ve teknik var.

Asiri sempatin var +1
  • SevdaliBulut  (21.07.20 16:53:25) 
toplamda yaklaşık 175 milyon insanı genellemek için kaç tanesiyle gerçekten tanıştın merak ettim.


  • Wasking  (21.07.20 17:22:25) 
tam zıttını düşünüyorum.


  • ya ben lan neyse  (21.07.20 18:02:34) 
guzelden ote asiri bakimlilar. makyajla estetik yapmayi ogrenmisler resmen. bagimlilar guzel gorunmeye. koreli bir arkadasim vardi kizi sadece disarida gormustum. bir gun denk geldi evinde gordum taniyamadim cunku yataktan yeni kalkmis pijamali haliyleydi. ikisinin ayni insan olduguna bin sahit gerekir oyle bir degisimden bahsediyorum. o kadar makyaji bakimi tasa yapsan adriana lima olur yani normal. ama cok da gommeyelim yani hepsi cirkin de demiyorum makyajsiz da cok cok sempatik olanlari var ama guzel denebilir mi bilmiyorum, herkesin guzel anlayisi baska, ben sempatik derim de guzel demem o hallerine.


  • in vino veritas  (21.07.20 18:46:44 ~ 18:47:28) 
Tamamdır arkadaşlar çok sempatik buluyorum, vurmayın :D

@ wasking Tanımama gerek yok, ekranlardan gördüğümü anlattım sadece. Belki abartmış olabilirim. Ama gidin birkaç Koreli müzik grubunu falan inceleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (21.07.20 18:56:08) 
[]

Sorumsuz ve maskesiz düğüncüleri şikayet etsem mi?

Merhaba arkadaşlar,

3 gündür evimizin 50 metre karşısında düğün yapılıyor, kafamızın şişmesini bırakın bir Allah'ın kulunda maske yok, hiçbir şey yokmuş gibi sabahtan akşama kadar deli gibi halay çekiyorlar, birbirleriyle tokalaşıyorlar. Resmen korona bulaştırma düğünü yapıyorlar.

Benim şalterler attı. Karakolu falan arayıp şikayet etsem gelip durdururlar mı, ceza falan yazarlar mı? Polis gelip ceza yazsa 300 000 papel ceza yazılır. O kadar deli ettiler ki bir varil dezenfektan hazırlayıp gidip suratlarına sıkasım geliyor. Bunlar gibi tek hücreli yaşam formları yüzünden korona bir bitmedi gitti. Bir de karakolu mu arasam ifşa olma ihtimalim daha az yoksa 155'i falan mı? Siz olsanız şikayet eder miydiniz?

 
Sokak düğünü mü? Ben olsam kafamı şeyettikleri için polis çağırırdım ama polise korona, sosyal mesafe, maske fln derdim çünkü kafamı şeyediyorlar deyince sallamıyorlar. Korona bahanesi olurdu. Yoksa virüsü de kapsınlar, daha beter olsunlar, umrumda değil. İfşa olma konusunu bilmiyorum, bir kere karakolu aramıştım adımı fln sormamışlardı.


  • pati  (19.07.20 16:39:06) 
hacım sabit numaradan arama, ben guvenmıom polise, '' abı selamunalykum hayırlı olsun düğünününüz varmış ama inatçı abi aradı şikayet etti'' diye dan dan girebilme potansiyeline sahip kişilerin polis olduklarını unutma. Kartlı telekom lardan yap sıkayetını bence


  • paramolacak  (19.07.20 17:04:18) 
@ pati Evet, sokak düğünü. Dediğiniz gibi kafam şişti bla bla desem gelmezler, çünkü izin mizin almışlar. Napsın polis benim kafam şiştiyse? Keşke dediğiniz gibi sadece kendileri beter olsa, başka masum insanlara bulaştırmasalar ne halt ederlerse etsinler.

@ paramolacak Valla o telefonlardan yok ki buralarda, olsa hiç düşünmeden koşa koşa giderim. Şu sıcakta bir de o kadar yol yapıcam. Dediğin ispikçi polisleri bildiğim için tereddütte kaldım. Yoksa nefes aldırmam.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.07.20 17:10:44 ~ 17:16:17) 
Al işte burada da başladı @#$/&^


  • pati  (19.07.20 17:57:17) 
@ pati Ne desem bilemedim şimdi :D Sizinkiler maske takıyor mu bari ve şikayet etmeyi düşünüyor musunuz?


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.07.20 18:07:30) 
Göremiyorum sadece duyuyorum :( daha devam ederse karakolu aramayı düşünüyorum, tabi görmesem de maskesizler vs diyeceğim.


  • pati  (19.07.20 18:09:47) 
@ pati Valla 1-2 saat süren düğün olmayacağına göre bayağı sürer ama inşallah sürmez. Bir de o kadar saçma şeyler çalıyor ki resmen işkence,bu saçma geleneğin bir an önce bitmesi lazım.

Bu arada şikayet ettim, ekip göndereceklerini söylediler, bakalım ne olacak? İsim falan sormadılar.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.07.20 18:20:21 ~ 18:48:44) 
şikayet etmediğin kabahat


  • jamswety  (19.07.20 19:20:58) 
Keşke bitse ama bitmez :( kul hakkına girmektir bu, hakkımı helal etmiyorum.
Şikayetin sonucu ne oldu?

  • pati  (19.07.20 19:37:16) 
@ pati Kul hakkı milletin aklına gelecek son şey maalesef. Şikayete gelince hiç beklemezken teşrif ettiler şikayetten 2-3 saat sonra ama bi kendilerini gösterip gittiler. Sadece uyarıda bulundular, ceza meza bir şey yok. Onlar uyarıda bulununca kaç gündür akla gelmeyen maske, sosyal mesafe falan akıllarına geldi, mikrofondan maskelerimizi takalım,sosyal mesafeye uyalım uyarısı geldi.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.07.20 22:25:10 ~ 22:26:21) 
Sıfırlayan ülkelerde bile tekrar yayılmaya başladı. Bu neyin kafası. Salın insanları. Hasta ruhlu gibi davranmayın.


  • catch the arrow  (19.07.20 23:48:53) 
@ catch the arrow Önlemini alıp hastalığa yakalanmakla saldım çayıra mevlam kayıra şeklinde hastalığa yakalanmak aynı mı? O zaman açalım kollarımızı "Hoş geldin korona!" diyelim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (20.07.20 00:37:47) 
[]

Bu Almanların İngilizce ile alıp veremediği nedir?

Merhaba arkadaşlar,

Geçenlerde CSGO oynarken Alman bir hanımefendi ile ekleştik ve o günden beri ara ara 1-2 saat oyun atıyoruz. Yalnız bu arkadaş ilk konuşmada Alman olduğunu ve İngilizcesinin iyi olmadığını söyledi. Almancam olduğu için Almanca konuşuyoruz ama benim kafama takıldı.

Hangi Alman'ı görsem ya İngilizcesi iyi değil ya da İngilizce konuşmak istemiyor. Birçok kişi Almanların bu durumundan şikayetçi. Benim anlamadığım sistem İngilizce öğretmiyor mu veya kötü mü öğretiyor yoksa bu arkadaşlar çok mu milliyetçi de Almanca'dan başka bir dili konuşmaya yaklaşmıyor.

Şimdi diyeceksiniz bizde de durum farklı değil ama bizimkilerin kafası basmıyor, önyargı çok, eğitim sistemini falan suçlamıyorum. Suç eğitim sisteminde değil bana göre Türkiye'de. Almanlar bizden her konuda üstün. Nasıl olur da bir Alman İngilizce bilmez, aklım almıyor. Yoksa çok mu şey bekliyorum onlardan? :D Teşekkür ederim.

 
tanıdığım genç almanlar oldu. ingilizce bilenleri de vardı, bilmeyenleri de. hatta ben de şaşırmıştım, ingilizce ile almanca arasında bu kadar benzerlik varken ne diye öğrenemiyor ya da beceremiyorlar diye.

velhasıl; "milliyetçi olduğu için konuşmuyor" lafı hiç bir millet için bana makul bir sebep gibi gelmiyor. ya konuşabilecek kadar kendine güvenmiyor ya da gerçekten bilmiyordur.
  • biseysorcaktim  (18.07.20 18:48:01) 
Tanidigim butun almanlar ingilizceyi catur cutur konusuyodu bi iki tanesi araya fransizca bile sikistiriyodu


  • ishak77  (18.07.20 18:56:20) 
ishak77 +1 ingilizce bilmeyen alman hic gormedim. hatta oraya cocukken gidip egitimini orada almis turklerden bile ingilizce bilmeyen gormedim. cogunlukla ingilizce disinda bir dil daha biliyor benim tanidiklarim.


  • in vino veritas  (18.07.20 19:01:11 ~ 19:01:37) 
Benim tanıdığım neredeyse tüm Almanlar çok iyi İngilizce konusuyordu. Size oyle iki kişi gelmiş. 80 milyon Alman'a genellemek yanlış.


  • howfaristhesky  (18.07.20 19:02:02) 
fransızlar da öyle tercih etmiyorlar.


  • duyurukullanıcısı  (18.07.20 19:02:16) 
"Hangi Alman'ı görsem ya İngilizcesi iyi değil ya da İngilizce konuşmak istemiyor." şaşırdım. benim denk geldiğim 1-2 örnek var sadece. onlar da 40lı yaşlarda kişiler. konuşmak istemiyorlar değil de gramer bilgileri kötü.
ishak77 +1

  • ganbatte  (18.07.20 19:02:30) 
Benim tanidigim almanlarin ve avusturyalilarin cogu ingilizce biliyor ama yine cogunun rezalet bir aksani var. almanca da bildigim icin bazen onlar konusmayi bitirdikten sonra beynim “tamam hepsini anladim ama almanca mi konustu ingilizce mi?!” Diye kaliyor, ciddi kotu bir aksan.
Kendisini daha iyi gelistirmis olanlar ise en azindan notr bir aksanla konusuyorlar. (Ha tabi native gibi konusanlar da var ama az rastladim 11 yildir)

Turkiyede bence egitim sistemi oldukca sorunlu ingilizce konusunda, sevdiirmek yeirne nefret ettiriyor, yoksa goruyoruz milletin kafasi basiyor bence. (Goruyoruz= Turistik mekanlardaki mezunu teyzeler, dayilar...)
  • kuehles blondes  (18.07.20 19:10:28) 
Almanya'ya gittin mi hiç ? Yani kaç almanın üzerinden yapıyorsun bu değerlendirmeyi..

Ben 2 yıl kaldım, hala da ara sıra giderim(Çok daha uzun yıllar kalmış olanlar da vardır, elbet yanılıyorsam düzeltsinler). Hiç de anlattığın gibi bir durum yoktu, gayet konuşuyorlar. Cs-go üzerinden yapıldıysa çıkarım, anca bu kadar olur zaten.
  • akmina  (18.07.20 19:12:09 ~ 19:14:00) 
3 yıldır Almanya'da yaşıyorum, şimdiye kadar İngilizcem iyi diyen Alman görmedim. Kime sorsan a little bit der ama sonra gayet iyi çatır çutur konuşur. Biraz kendilerini nasıl değerlendirdikleri ile ilgili.


  • Haldamir  (18.07.20 20:10:24) 
Ben de iyi olmadigini dusunuyorum. Aslinda dil ailesi olarak bakildiginda daha yatkin olmalilar bir de.
Genelleme yapamam tabii ki o kadar fazla sayida insanla bir araya gelmedim sonucta.
Ama su "milliyetcilikten konusmuyorlar" bizim millet olarak kendimizi surekli asagi gormemizin bi yansimasi sadece.

Ne milliyetciligi, uzerine dusmemisler o kadar.
Yani bi devlet yetkilisinin uluslararasi bi kursude kendi dilini konusmak istemesi cok normal geliyor bana (bilse bile ingilizce konusmak zorunda degil) ama sade vatandasin bu konuda milliyetcilik yaptigini dusunmek sacma geliyor bana.
  • Kittie  (18.07.20 20:34:01) 
ya bu çok klasik bir muhabbet.

her Alman önce " eheh ingilizcem iyi değildir" der sonra konuşunca bi bakarsın Shakespeare..
  • AlsterWasser  (18.07.20 20:36:58 ~ 21:13:02) 
Bilmiyorum belki de bana öyle gelmiştir arkadaşlar. Ben Alman Dili ve Edebiyatı mezunu olduğum için bir sürü Alman hocam, arkadaşlarım falan oldu. Hepsiyle de Almanca konuştum, İngilizce konuştuklarım da vardı elbette ama genel olarak Almanca konuşuyorduk. Belki de yanlış ifade etmiş olabilirim. Ama bu mevzuyu okulda falan da çok tartışmıştık. Bilmiyorlar değil de bilip de konuşmamak desek daha doğru olur sanırım.

Ama bu soruyu sormama neden olan arkadaşın İngilizcesinin iyi olmadığını söylemesi cidden şaşırttı beni. Genç bir Alman nasıl iyi İngilizce bilmez diye ortalığı ayağa kaldırasım geliyor.

Bu arada @akmina CS GO diye küçümsediğin oyunu oynayan sıradan bir oyuncunun seninkinden daha fazla Alman arkadaşı vardır emin ol.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (18.07.20 21:14:34 ~ 21:15:22) 
Her alman almanca bilmiyor. Her alman okulda almanca dersi alıyor olabilir ama hepsi biliyor demek zor. Almanya`da yaşayıp Almanca öğrenmeyene tepkili olup,konuşmayan var. İngilizce konuşurken zorlanan,üşenenler de var. Ayrıca,almanların eğitim konusunda, diğer alanlarda oldukları kadar başarılı olduklarını da düşünmüyorum. Elbette bizden iyiler ama atıyorum bir finlandiya da değiller.


  • asteriks  (18.07.20 22:18:31) 
[]

Fırlama çocuklara nasıl tahammül edilir?

Durumu olmayanlar için özet sondadır. Ben olsam benim de durumum olmazdı. O kadar uzun. Kusura bakmayın.

Merhaba arkadaşlar,

Derdim büyük. 1 yaşında bir yeğenim var ve anne babası çalıştığı ve önceden ona bakan anneannesi 3 aylığına yaşadığı şehre gittiği için abimler yaz tatilinde çocuğu babaannesine getirdi. 3 ay annem bakacak. Onun yanında bir de 9 yaşındaki abisi olan yeğenim geldi. Anne babaları her sabah getirip akşam götürüyorlar. Buraya kadar sorun yok.

9 yaşındaki yeğenim bize geldiği için diğer kardeşimin çocuğu olan 8 yaşındaki yeğenim de gözünü bize dikti. 1-2 haftadır bizde duruyor hiç gitmek istemiyor. Sorun bizde kalmaları değil, sonradan gelen yeğenimin tam bir mağara adamı olarak yetiştirilmiş olması sorun.

Çocuğun her yaptığı hareket fiyasko, her konuştuğu laf falso. Küfürler, geğirmeler, gaz çıkarmalar falan havada uçuşuyor. Doğru düzgün tuvalet eğitimi yok. İlk geldiği zamanlarda tuvaletini yapıyordu, sifonu çekmeden,ellerini yıkamadan tuvaletten çıkıyordu. Biraz bağıra çağıra, uyararak adam ettim. Evet insan evladı değil çünkü. Sonra doğru düzgün yemek yemiyor, sürekli abur cubur tatlı, kek, pasta masta gibi işe yaramaz şeyler yemek istiyor. Sonra yatmaya yakın yemek istiyor, verince de suya abanıp gece altına yapıyor bıktım yeminle. Altına yaparsa diye bebek gibi altına ıslanmaz bez seriyoruz.

Ellerinde sürekli tablet, akşama kadar Brawl Stars mıdır nedir, öyle saçma sapan bir oyun oynayıp duruyorlar. İnterneti kesiyorum az uzak dursunlar diye ama bu sefer de diğer yeğenimle bir olup evde top oynuyorlar. Evin altını üstüne getiriyorlar. Kitap okumak, ders çalışmak falan aklına bile gelmiyor. Zaten kafası da bir şeye basmıyor. Basit bir toplama sorusu soruyorum, yarım saat bön bön bakıp duruyor suratıma. "Sanayiye verilecek çocuk" profiline cuk diye oturuyor. Kafası ancak tablette oyun oynamaya basıyor. Çok klişe olacak ama ben onun yaşındayken haftada kaç tane kitap bitiriyordum. Kitapların biri gidip diğeri geliyordu.

Onun yaşındaki diğer yeğenim öyle değil, çok çalışkan. Çok olmasa da kendisine verilen kitaplarını bitirir. Zaten onun annesi babası çok disiplinli. Ama diğerinin yani esas sorunlu olanın anne babası ebeveynlik ehliyetleri olsa ellerinden alınması gereken türden. Kardeşim işe gidiyor, hafta sonları bile evde kalmıyor bazen mesailer için. Annesi de çocukları gibi. Zaten ondan da ölümüne nefret ediyorum. Annesi neyse çocukları da öyle. Nereye giderlerse gitsinler herkes yaka silkiyor. Millet ayıplayıp duruyor. Onların yüzünden biz mahçup oluyoruz. Her neyse bu sorunlu olanın ondan 3-4 yaş küçük bir kız kardeşi var. O daha beter. Evlerden ırak, öyle böyle değil.

Her neyse daha anlatsam ne rezillikleri var. Şimdi ben bunları yeğenim olarak görmek istemiyorum, hiçbir şekilde tahammül edemiyorum. Ben zaten yaramaz çocuklara tahammül edemezken bunlar beni delirtecek artık. Yakında huni takıp gezeceğim yemin ederim. O kadar çıldırtıyorlar ki beni bağırmaktan yoruluyorum. Günün birinde elimden bir kaza çıkacak diye korkuyorum o derece. Zaten çabuk parlayan biriyim ve öfke kontrolüm iyi değil. Tokat attığım zamanlar bir elin parmaklarını geçmez ama zaten haklı olsam da buraya yazmıştım tokat attığımı, bayağı eleştiri gelmişti, destek de gelmişti yine. Ama çok kızarsam genelde yakasından tutup silkelerim.

Sürekli bağırdığım, çocuklara kötü davrandığım için anneleri babaları beni suçluyor. Kimse kötü yetiştirdiği çocuklarına suç bulmuyor. Bıktım artık. Hadi ben neyse de, annem babam 64 yaşında. Sürekli evi dağıtıyorlar, zaten bakılması gereken 1 bebek var bir de onların dağıttığı evi toplamakla uğraşıyorlar. İkisi birbirinden cesaret bulup anneme babama seslerini yükseltiyorlar. Annelerine babalarına şikayet edince de çocuklarına kızıyorlar dalga geçer gibi onların ağzına laf vermeyin diye. Ya sanki biz mecburuz sizin çocuğunuza bakmaya da üste çıkıyorlar bir de. Anneme babama kızıyorum yüz vermeyin şunlara diye, onlar da bana kızıyor her şeye karışma diye. Sıkıldım artık. Nasıl başa çıkacağız bu baş belaları ile? Görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

Özet: Abimler yaz tatilinde bakmamız için 1 yaşındaki yeğenimi getirdiler. 10 yaşında da onun abisi olan bir yeğenim var. Doğal olarak o da geldi. O geldiği için diğer abimin çocuğu olan yeğenim geldi bizde kalmak için. Ama onu ve kardeşini annesi babası insan olarak değil, mağara insanları olarak yetiştirdikleri ve hiç terbiye vermedikleri için hayatı zehir ediyorlar. Çocuğunuz olsa ceplerine uyuşturucu koyup polise ihbar edilecek türden. Aynı ortamda olduğunuz süre boyunca hayatı size zehir edecek türden. Bu insan olmayan yaratıklara elimden bir kaza çıkmadan nasıl tahammül edebilirim? Düşünceleriniz benim için önemli. Teşekkür ederim.

 
@ j r r tolkien hayrani Ev benim olmadığı, annemin babamın olduğu için "Benim evim benim kurallarım" diyemiyorum. Öyle olsa da desem bile onlardan önce annem babam kızar. Bir de bu tarz söylediğiniz şeylerden anlayacak insanlar değiller, arsızlar. Sözlerimden dolayı kaç kere bana küstüler ama sonuç aynı.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (07.07.20 22:50:43) 
Hocam belli ki çocuklardan hiç anlamıyorsunuz. O yaşta bir çocuğu idare etmek, ne kadar şımarık olursa olsun imkansız değil. Ama işi baştan sıkı tutmanız gerekiyordu, artık bağırıp siklenmediğiniz evreye geçmişsiniz, bundan sonra işiniz daha zor.

Burada bir de asıl sorun olaya çocuklar açısından bakamıyor olmanız. Düşünün 9 yaşındasınız, anneniz babanız sizi kendi evinizden götürüp, istenmediğiniz bir yere bırakmış gitmiş. Çok yüksek ihtimal çocuğun fikrini bile sormamışlar, durumu izah etmeye bile çalışmamışlar. Yani şu an canı çok sıkkın o çocuğun, bu tarz bir ebeveynlik ileride de kendisine çok sıkıntı çıkaracak. Şu anda da çıkarmış yani durumdan onu anlıyoruz. Allah kolaylık versin çocuğa ne diyeyim. Siz de bu durumda ona yardımcı olacağınıza tabletini kapatıp kitap okusun edebiyatı yapıyorsunuz. Hem yanlış, hem de hiçbir faydası yok.

Ama anneniz babanız memnun hallerinden, yani onlar şikayet etmiyorsa, karışma diyorsa sizlik bir durum da yok. Çok bunalıyorsanız sabah çıkın evden, akşam olunca gelirsiniz. Ya da odanızda kulaklık takıp izole olmaya çalışın. Yeğeniyle bırakın düzgün iletişim kurmayı, 3 ay bile tahammül edemeyen bir kardeşim olsa şahsen üzülürdüm ben.
  • plutongezegendegilmi  (07.07.20 22:58:14) 
@ plutongezegendeğilmi Şu an benim yerimde olsaydınız görürdüm sizi ama olmanızı istemem :) Söylediğinizin aksine çocuklarla aram iyidir ama fırlama olanlarına hiç tahammül edemiyorum. 9 yaşındaki yeğenime de 4 yıl falan biz baktık, o da zamanında çok yaramazlık yapıyordu, ona da kızıyordum ama aramız hep çok iyiydi ve hala da çok iyi. Beraber film izleriz, oyun oynarız, çizgi film izleriz, ders yaparız. Hatta onunla aram iyi olduğu için diğer fırlamanın annesi falan kıskanıyor o derece.

Bizde durması gerekenler 1 ve 9 yaşındaki yeğenlerim. Onlar burada olduğu için diğeri de geliyor. Yani esas sorun çıkaran sonradan gelen. 9 yaşındaki yeğenim diğeri olmadığı zaman akıllıca duruyor bizle. Diğeri yalnızken bile insanın hayat enerjisini sömürüyor.
Böyleyken böyle.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (07.07.20 23:18:55) 
O evde siz de kalıyorsanız abinize söyleyin ama üniversite mezunu biri ya da 22 yaşından büyükseniz başka eve çıkın. Anne babanız kabul ediyorsa siz de artık belirli bir yaşa gelmisseniz evden ayrılma zamanı gelmiş demektir. Tabi cinsiyetiniz kadınsa Anadolu'da yaşıyorsanız durum değişebilir. Kendinizle ilgili de bilgi verin lutfen.

Ama üniversite öğrencisi ya da 22 - 23 yaşından küçükseniz, abinizle konuşun. Ben amcasiyim/halasiyim, bana çok terbiyesizlik ediyor. Birlik olalım saygılı olmayı ogrensin falan deyin. Abinizle de aranızı açmaya gerek yok.
  • howfaristhesky  (07.07.20 23:22:18) 
Yanlış anlamışım, ben zorla getirilen sıkıntı çıkarıyor sanmıştım, kusura bakmayın.

Öbür türlü, annesi/babası evdeyken çocuğu size yollayıp tüm gün başlarından atıyorlarsa çok tatsız. Bu durumda çocukla değil anne/babasıyla konuşmanız lazım.

Onun haricinde yaramaz çocuklarla iletişimin temelinde kurallar koyup, çocuğu kurallara uymaya zorlamak yatıyor. Yani sert olacaksınız, sizin otoritenizi tanıyacak, kurallara uyarsa ödüllendirip, uymazsa cezalandırmanız lazım. Mesela sinirlenip bağırmak yerine ciddi bir şekilde "bunu böyle değil şöyle yapacaksın, yoksa x oyuncağıyla oynayamazsın" demeniz daha etkili oluyor.

Eski sevgilimin çok sıkıntılı bir erkek kardeşi vardı, 10-11 yaşlarında hayatımda gördüğüm en şımarık çocuktu. Ama baştan kuralları koyup benim yanımda öyle davranmaya zorladığım için biz hiç sorun yaşamadık. Ara sıra sınırları zorlamak için hamleleri oluyordu tabi, ama sakinliğinizi kaybetmediğiniz sürece sıkıntı olmuyor. Ailesi bile şaşırıyordu, bu çocuk böyle değil ama senin yanında nasıl uysal oluyor vs. diye.

Sizin işiniz tabi daha zor, çünkü ortada tek bir çocuk yok. İkisi arasındaki ilişkiye çok zarar vermeden nasıl dizginleyebilirsiniz bilmiyorum. Ama uğraşmak istemezseniz odanıza kapanın yani, anne babanız da kaç yaşında insanlar, onlar halletsin.
  • plutongezegendegilmi  (07.07.20 23:37:27) 
Benim teyzemin iki çocuğu da sizin mağara adamı gibiydi. Tam yazdıklarınızın aynısını yapmakla kalmayıp beterini yapıyorlardı. Evdeki eşyaları pencereden atıyorlardı. Bir tanesi anaokulunda öğretmenine saldırıp dövüyordu, ilkokula başlayınca da arkadaşlarını feci şekilde dövüyordu, en son bir aile gidip darp raporu almıştı. Teyzemle eniştem bile bıkıyordu bunlardan.

Uslu yeğenlerinizin anne babasıyla konuşun, bu mağara adamı sizinkileri kötü etkiliyor evde huzur vermiyor diyin. Anne babanıza da siz zaten yaşlınız mağara adamının annesi gezip tozuyor, çocuğu size baktırıyor deyin. En azından eve çok nadir gelmesini sağlayın. Gerekirse de mağara adamının annesiyle kavga edin. Çocuğunu başkasının evine göndermeden önce nasıl davranacağını öğretsin, terbiye versin.
  • GoodMorningTeacher  (07.07.20 23:45:23) 
Merhaba öncelikle

Plutona katılıyorum. Bir sınıf öğretmeni olarak sizin bahsettiğiniz yaş grubuyla ilgili ve her türlü çocuğu gormus geçirmiş biri olarak, öncelikle her ne yapıyorsanız yapın kararlı olacaksınız. Ciddi olacaksınız.

Sözünüzü dinlettirmeye çalışın kurallar koyun, uymazsa ceza alacağını söyleyin. Eğitimde 2 tur ceza vardır. Gayet kullanışlı ve ise yarar. 2. Tip ceza olan hoşuna giden bir durumu elinden alma cezası oldukça etkili.

Sizin ne kadar kararlı olduğunuzu görürse bir daha yapmaz olumsuz davranışı.

Kolay gelsin.
  • kendi dugunune gitmeyen kamber  (08.07.20 00:03:05 ~ 00:03:44) 
off. bu model kuzenim var. kimse adam edemedi. 20 küsür yaşa geldi. kolay gelsin.


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (08.07.20 00:06:54) 
Telefon numaramı özelden yazıyorum, yarın öğlen 1 gibi arayabilirsen uzun uzun anlatayım.


  • antihero  (08.07.20 00:13:47) 
@ howfaristhesky 29 yaşındayım ve üniversite mezunuyum ama iş bulamadığım için ayrı eve çıkma durumum yok. Serbest çevirmenlik yapıyorum ama ondan kazandığım da ancak cep harçlığı olur. Aslında anne/babasına söylemem gerekmiyor. Çünkü çocuklarından rahatsız olduğumu biliyorlar zaten ve zaman zaman kafanı ağrıttık diye laf çarpıyorlar. Anne de baba da umursamaz, uyarsanız bile bir kulaklarından girip diğerinden çıkıyor. Tüm aile sorumsuz yani.

@ plutongezegendegilmi Sorun değil,anladım zaten yanlış anladığınızı, o yüzden daha açık yazdım. Tam dediğiniz gibi annesi/babası bizim üzerimize attı, çocuğa eve gidip gitmeyeceğini soruyorlar, o da hayır diyince bir şey demiyorlar. Öyle dediğiniz gibi cezadan falan anlamıyor maalesef. Böyle durumlarda ağlayıp duruyor, küfür ediyor. Ta ki siz lanet olsun diyene kadar.

Tamamen etkisiz kaldığımı söyleyemem. Çünkü onlar bizim evde olduğunda evde terör estiriyorum, evi açık ceza evine çeviriyorum. Ben olmasam iyice zıvanadan çıkarlar. Annem babam bile bana kızıyor bir rahat ver diye. Ama bu ben varken ki halleri. Tanımadıkları sert biri olursa ancak o zaman tırsıyorlar.

İlgilenmeme durumum da yok. Çünkü çok azdıklarında bazen ben sakin kalmak istesem bile annem çağırıyor. Gerçi annem babam da değişik. Ne istedikleri belli değil. sonra diğer yeğenimin annesi babası çok tabletle oynamalarına izin verme, ders de çalışsınlar diye tembih ediyorlar. Ne yapacağımı şaşırdım anlayacağınız.

@GoodMorningTeacher Valla bizimki de öyle komşularının çocuklarını falan dövdü, sonra anneannesigilin köyüne gittiler komşularının civcivlerini boğmuşlar. Daha neler neler. Bizimkilerini babası falan kötü bir şey yapınca tokat falan atıyor ama 2 dakika sonra yine aynılar. Uslu olanın anne babası da zaten hem çocuklardan hem de annesine gıcık oluyor ama yine de aralarından su sızmıyor. Sadece akıllı olan yeğenime onlar gibi olmamasını, kendini onlara karşı savunmasını tembihliyor o derece.

Annem babam da kardeşim küsmesin diye onun hatrına ses çıkarmıyorlar. Herkes her şeyi biliyor ama huzursuzluk çıkmasın diye kimse ses çıkarmıyor. Sesi en çok çıkan ben olduğum için de herkes oklarını bana yöneltiyor. Zaten çocuklarına bağırdığım için sürekli tartışıyoruz, o derece.

@ kendi düğününe gitmeyen kamber

Valla kimse karışmamı istemiyor evdekilerin. Çocuk 2 gün kalmaya gelmiş, rahat vermezsem annesi babası küsermiş. İnterneti kesiyorum, bu sefer tabletlerine yükledikleri internetsiz oynanan oyunları oynuyorlar. Tablet olmasa evde top oynuyorlar, top yoksa kırlentlerle top oynuyorlar. Yani benim verdiğim her ceza bana daha büyük bir sorun ve daha dağınık bir ev olarak geri dönüyor.

@ kitap arasında kalmış silgi tozu Bizimkinden de bir umut ışığı göremiyorum. Ama umarım sizinki de bizimki de düzelir.

@ antihero Sağ olun. Bir bakalım.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (08.07.20 00:26:18 ~ 00:38:02) 
Bence fazla üzerinize almışsınız sorumluluğu, bu kadar sahiplenmeyin boşverin.
Çok tablet oynamasın ders çalışsın diye akıl veriyolarsa kendileri baksınlar çocuklarına.
İşte bunlar hep evlenen insanların toplumumuz üzerinde kurduğu baskı. Önce evlenenin önceliği var, çocuğu olanın çocuksuza önceliği var. 2 çocuğu olanın tek çocukluya vs vs.
Dünya çocuklu ailelerin etrafında dönüyor ve herkes onlara yardımcı olmak zorundaymış gibi bir algı var, nefret ediyorum bundan. Size mi yaptılar çocuğu? Sizin fikrinizi sordular mı? Yoo. Ozaman baktırırken neden bu kadar doğal bu kadar rahatlar?

Muhtemelen annenize babanıza kıyamıyorsunuz, yardımcı olmak istiyorsunuz ama bakın onlar da kıymetinizi pek bilmiyor, çocuklara bir rahat vermedin diyebiliyorlar.

En iyisi odanıza çekilin, veya çıkın evden onlar gidene kadar biyerlerde takılın. Bu yükü çekmek zorunda değilsiniz. Biraz yokluğunuzu hissettirin belki değerinizi anlarlar(en azından kendi anne-babanız)
  • megalomaniac  (08.07.20 03:05:32) 
@ megalomaniac Vallahi tüm dedikleriniz doğru. Dünya premslerinin premseslerinin etrafında dönüyor. İlgilensem bir dert ilgilenmesem başka bir dert. Hepsinde de ayrı bir laf duyuyorum. Dediğiniz gibi anneme babama kıyamıyorum ama onlar da çoluk çocuk küsmesin diye ses çıkarmıyor bir yandan da bana kızıyorlar onları küstüreceğim diye. Ama hepsi de nankör. Zaten genelde odamdayım ama bağırmalarını falan duyduğum için deli oluyorum. Her gün her gün de çıkamam sonuçta gitmesi gereken ben değilim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (08.07.20 04:19:19) 
Anne babaniz alttan alttan size mesaj veriyor gibi, dogruyu soylemek istiyorum, bence artik o evde pek de istenmiyorsunuz. Hatta abilerinizin esleri de abilerinize bu mesaji siklikla veriyor gibi. Belki ev degil de oda arkadasi isteyen birinin yanina tasinabilirsiniz. Ozel okullarda 2500 lira da olsa bir is bulup 1000 lira kira verip 1500 lira ile de gecinebilirsiniz. Zaten zamanla maasiniz artar. Istanbul'da yasamiyorsaniz 2500 pek de kotu bir para degil iyi olmasa da. Hatta 1000 liraya ev bile kiralanabilir. Kafaniz rahat olur, ayrica 27 yasinda yabanci dil bilip issiz kalkayin. Bir yerden baslamak gerek.


  • howfaristhesky  (08.07.20 12:04:18) 
Şu an çok zorlanıyorsunuz ama o çocuklar için aradıkları düzgün rol model olabilirsiniz zamanla. Şimdi sizinle çatisiyorlar ama zamanla sizin onların yanında olduğunuzu hissederlerse yelkenleri suya indireceklerdir. Kesinlikle net olun, bir şeyi yapmayı yasakladiysaniz arkasında durun, geri adım atmayın. Sözlerinizi dinlediklerinde ödüllendirin. Bir de konuşturun çocukları, bayağı büyük adam gibi. Karşınıza alın ve "Sen neden sürekli küfür ediyorsun?" diye sorun mesela. "Okulda en çok hangi arkadaşını seviyorsun, neden?" gibi onunla ilgilendiğinizi, ona değer verdiginizi hissettiren sorular. Kendi çocukluğunuzdan bahsedin. Size alistiklarinda ve benimsediklerinde sozunuzden çıkmazlar, belki de bu çocukların hayatını olumlu anlamda değiştirmiş olursunuz.


  • epistemic_regress  (08.07.20 14:08:57) 
@howfaristhesky, arkadas is bulabilseydi zaten girerdi. Ben de dilciyim. Hic de oyle yabanci dil biliyorsun diye kimse kapmiyor cunku bizden once sigortasiz calisan yabancilar var. Yabanci olmasi yetiyor. Arkadasim 10 yillik ingilizce ogretmeni. Lisansi farkli dilden atamasi olmadi. Aldigi para asgari ucret. Ustu bile degil.


  • geçerkenugradım  (08.07.20 16:25:15 ~ 16:27:47) 
@ howfaristhesky Ya aslında annem babamın beni istememe gibi bir durumları yok. Ben 29 yaşında olsam bile hala çocuk muamelesi görüyorum ve dikkate alınmıyorum ailenin en küçük üyesi olduğum için. Annem babam ben gidersem bayağı ararlar beni, zor olur onlar için. Ama mesela dediğiniz gibi yengelerim falan anne babamın başlarının belası olduğumu, bu yaşa kadar onların yanında olmamam gerektiğini düşünüyorlar ve iki elti bir araya geldiğinde bayağı dedikodu malzemesi oluyorum. Kulağıma geliyor çünkü.

Her neyse dediğiniz gibi özel okullarda çalışmak için bile formasyon lazım. En dandik yerler bile formasyon istiyor. Size şöyle söyleyeyim birlikte mezun olduğum arkadaşlarımın neredeyse hepsi formasyon alıp öğretmen oldu, en başarılısı da en başarısızı da. Zaten formasyonu da başlığı açmamla aynı sebepten almadım. Bir tane çocuğa tahammül edemiyorsam onlarca çocuğa nasıl tahammül edebilirim ki? Öğretmenlik benim için bir işkence olur. Her şeye bahane bulduğumu düşünebilirsiniz ama maalesef durumlar böyle.

@ epistemic_regress Sizi temin ederim annelerinin çocuklarına rol model olmasını istediği son kişi benim. Çünkü iki anne de beni sevmiyor, birbirimizden nefret ediyoruz. Çocuklar bana benzeyecek diye akılları başlarından gidiyor. Meraklı değilim zaten. Keşke sizin bahsettiğiniz gibi pedagog edasıyla çocuklara yaklaşacak güç ve sabır ben de olsaydı ve onlarda da bu kibar dilden anlayacak yetenek olsaydı.

@ geçerkenuğradım ile iletişimimiz var zaten. O da ben de evde oturuyoruz. Dediği gibi bulabilseydik bulurduk. Tek başına dil bilmek bir işe yaramıyor zaten. Öğretmen olsaydık bile doğru düzgün ataması yok. Mesela ben Almanca öğretmeni olmak istesem de KPSS'ye girip atanmak istesem ücretli öğretmenlikle birlikte yılda 100 evet yanlış görmediniz yazıyla yüz atama yapılıyor. Ataması yapılmayanlar özelde sürünüyor, belli bir istikrar sağlayamıyorlar.

Hadi çevirmen olalım desek ölü fiyatına çeviri yaptırmaya çalışıyorlar. "Teklif ettikleri düşük ücreti kabul edeyim de boşa gitmesin!" diyenler yüzünden piyasa düşüyor. Geçen sene bana 1400 TL lik teknik çeviriyi 700-800 TL'den çevirmemi istediler. Düşünün artık. @geçerkenuğradım' ın bahsettiği yabancı sorunu çeviri sektöründe de var. Siz 10 TL'ye yapıyorsanız onlar 5 TL'ye yapıyor. Normal çalışmak istesek iş bulamıyoruz. Bilmiyoruz artık, ne yapacağız.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (08.07.20 18:04:30) 
Sonuna kadar haklisin ama hakli olmadigin bir taraf var. 9 yasinda cocuk tabii evde top oynamak ister. Evet Turkiyenin hali malum, guvenilmiyor falan ama yasaklar gevsemisken cocuklari parka salin, apartmanin bahcesine salin. Birakin biraz enerjileri bosalsin.

Onun haricinde evet hayvan gibi yetistirmisler.4 yasinda oglum var. Soylediklerinizin onda birini yapmasina musade etmem. Turkiyeye geldigimizde 2 3 kat buyuk cocuklarin annesi olmadan ayakkabi bile giyemediklerini goruyorum. Kullum yanlis bir kulturumuz var.
  • SevdaliBulut  (08.07.20 23:39:13) 
herkesin gozunden kacmis ama COCUK CIVCIVLERI BOGMUS. Bu psikopatliga giris dersi gibi birsey. 9 yasinda hatta olay daha erken olduysa daha kucuk bir cocugun elebasligi yaparak boyle birsey yapmasi hayra alamet degil.


  • SevdaliBulut  (08.07.20 23:48:03) 
@ SevdaliBulut Düşündüğünüzün aksine dışarıya çıkarmıyor değiliz, aksine dışarı çıkarmaya çalışıyoruz ama tablete yapışık oldukları için zorla çıkarıyoruz dışarı. Çıkmak istemiyorlar. Kaç tane topları var. Apartmanın gölge olan kısımlarında oynamalarını söylüyoruz ama sıcağı bahane ederek çıkmak istemiyorlar. Tabi yanlarında da ya annem ya da babam oluyor. Ama dışarı çıkmaları da sorun. Tek gönderdiğimizde komşulara veya yoldan geçenlere bağırıp rahatsız ediyorlar.

Dediğiniz gibi keşke hayvan gibi yetiştirseler ona bile razıyım Allah sizi inandırsın. Hiç değilse hayvanlar sizi anlıyor, sesinizi yükselttiğinizde kızdığınız şeyi yapmayı bırakıyorlar. Ama bunlar hayvandan bile daha beter. Hayvan demek hayvanlara hakaret olur. Gerçek ebeveyn sizin gibi olmalı zaten. Bunlarınki saldım çayıra mevlam kayıra.

Civciv olayına gelirsek de orada civcivleri telef edenin ondan 3-4 yaş küçük kız kardeşinin yaptığını söylemeyi unutmuşum. Civcivleri yıkamak için suya sokup sokup çıkarması sonucunda civcivler boğulmuş.Kovaladıkları tavukları, horozları falan, girdikleri ekili tarlalarda zarar verdikleri ekinlere değinmiyorum bile. Bildiğiniz psikopatlık. Benim 2 yıl öncesinde kaybettiğim bir muhabbet kuşum vardı. 2 psikopat kardeş bir olup hayvancağıza yapmadıklarını bırakmamışlardı. Yüksek sesle bağırıp korkutuyorlardı, sürekli kafesi sallıyorlardı, hatta zavallı kuşa tükürüyorlardı. Onlar gelir gelmez kuşumu odama götürüyordum. Dediğiniz gibi hiç hayra alamet değil. Cidden inceleme altına alınmaları lazım.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (09.07.20 01:25:31) 
Cok sert olacak ama 2 cocuk da ayni yolda ayni sekilde yetisiyorsa sosyal hizmetlere basvurun. Inanin sosyal hizmetlerdeki anneler onlara daha iyi bakar. O sekilde anne olarak sosyal hizmetlerde gorev yapan tanidiklarim var, gercek anneleri oyle bakamaz. Civciv olayini da anlatarak ihmal oldugunu belirtin. Anonim yazin tabi. Belki dikkat ceker ve bir uyari gelir aile ceki duzen verir kendine.

Anneleri ise yaramaz belli ama abinizde de is yok.
  • SevdaliBulut  (09.07.20 08:12:23) 
SevdaliBulut Haklısınız ama o kadarına karışmam gereksiz olur. Bir de ben böyle şeylerden tırsıyorum. Sonuçta ülkede gizliliğe önem veren yok. Çok iyi bir öneri ama bir duyulursa benim yaptığım kıyamet kopar. Dediğiniz gibi ikisinde de ebeveynlik yeteneği yok. Doğurmak için doğurmuşlar.

Bir de dün akşam gönderdik. Diğer baktığımız yeğenlerim burada olmasına rağmen o kadar rahatladık ki anlatamam. Evde çıt çıkmıyor, sinirlerimiz alt üst olmuyor, evin düzeni bozulmuyor. Dünya varmış ama zorla gönderdik ve haftaya yine gelmek istiyor. İnşallah gelmez.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (09.07.20 17:50:28) 
[]

Cs Go oynarken ekleyen karşı cins arkadaş

Durumu olmayanlar için özet sondadır!

Merhaba arkadaşlar,

Son 1 haftadır nereden estiyse CS Go'ya dadandım. Aslında multi oynamak pek tarzım değildir. Bayağı eğlenceli gelmeye başladı, bir de şu hileciler olmasa.


Her neyse dün gece Deathmatch atıyordum. Elin birinde karşı takımdaki biriyle bayağı tatlı tatlı rekabet ederken buldum kendimi. Bir o vuruyor, bir ben. Oyunun deyimiyle birbirimizin azılı düşmanı olmuştuk. Böyle giderken bu arkadaş benim dikkatimi çekti, Steam profilini falan inceledim, profil resmine ve bilgilerine bakılırsa hoş bir Alman hanımefendi olduğunu gördüm, yalan değilse tabi ama yalan gibi de durmuyordu.

Her neyse maça devam ediyorduk ve 1 el daha attım, rekabetimiz hala devam ediyordu. Saat bayağı geç olduğu için el bitince çıktım ama hanımefendi de aklıma takıldı. Steam'den aradım ama bulamadım. Tekrardan aynı haritaya girdim ama onun olduğu maça atmamış sistem.

Tam yapacak bir şey yok artık kafasına girmişken bir de ne göreyim! Hanımefendi beni eklemiş. İkimizin kalbi de temizmiş. Gözlerime inanamadım. Biliyorum pek bir şey beklememek lazım ama onun beni eklemesiyle şok oldum. Çok tatlı bir anıydı.

Bu arada multici olmadığım için sadece 1 arkadaşım vardı Steam'de, okuldan samimi bir arkadaşımdı zaten o da ama onunla da iletişimi kesmiştim. İlk yabancı arkadaş olduğu için de yeri ayrı. Bir şey beklemiyorum ama yine de yükseldim. Siz ne düşünüyorsunuz? Teşekkür ederim.

Özet: CS Go'da maç yaparken karşı cinsten birisi dikkatimi çekti. Maçtan çıkınca eklesem mi diye tereddüt ederken adını unuttuğumu fark ettim. Ama tam o sırada o beni ekledi. Bayağı tuhafıma gitmekle birlikte hoşuma gitti bu durum, karşılıklı olduğu için. Bir şey beklemiyorum ama biraz yükseldim. Siz ne düşünüyorsunuz?

 
Abi üstün açık kalmış demeye geldim ama sıcak zaten, normaldir açık kalması. Iyi oyunlar dilerim.


  • lionel andres  (07.07.20 15:12:17) 
Sanırım boşlukta olduğunuz bir dönemdesiniz. Dışarı çıkmak, gezip dolaşmak iyi gelecektir.


  • çıkın evimden  (07.07.20 15:14:29) 
online görünce davet at. birlikte oynayın sonra sohbet bir şekilde başlar ama illa sevgili olacaksınız diye bir durum yok. belki çok iyi anlaşacak iki gamer olursunuz.


  • kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili  (07.07.20 15:37:16) 
Arkadaşlar, hepiniz de çok tatlısınız :) Sanırım biraz abartarak yazdım. Aslında çok uzun zamandır böyle şapşal hissetmemiştim. Sadece o var. Yoksa evlenelim, boy boy çocuklarımız olur gibi ütopik hayallere dalmıyorum :D

Bir de şu ana kadar online oyunlar oynamadığım için böyle kız olsun erkek olsun tanıştığım yeni insan olmadı. Milletin Steam profiline bakıyorum, bir sürü arkadaşı var. Açıkçası tanımadığım birinin beğenip eklemesi hoşuma gitti. Bir de bu var. Ekleştikten sonra oyuna davet etti ama ben geç olduğunu, uyumam gerektiğini, bugün yine aynı saatlerde oynayabileceğimi yazdım. Olay böyle :)
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (07.07.20 16:29:25) 
Bi de çok uzun yazmışsın


  • olaylar olaylar  (07.07.20 16:57:05) 
online oyunlarda birlikte iyi iş çıkardıysak veya uzun sure karşılıklı oynadıysak bazen ben de ekliyorum. benim için böyle uzun uzun duyuru acan olmus mudur :D


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (07.07.20 18:02:26) 
Benim gallerli arkadaşım var, isveçe gelmiş, kız arkadaşıyla beraber yaşıyor. Evli değiller galiba ama baya birliktelik, hatta kadının çocuğu da var. Arkadaş çocuğum falan diyordu. Neyse ben buna bi gün sormuştum nasıl tanıştınız diye, online oyunda tanıştık demişti. Hangi oyun bilmiyorum ama var yani böyle olaylar.


  • senolll  (07.07.20 18:30:21) 
anlatıp da heyecanını kaçırma. güzel bir anı olmuş, hoşuna da gitmiş. oynayın kardeş kardeş :)

ben de bir vesile ile (online oyun değil) bir kızla tanışmıştım. o zaman msn vardı. arada bir sohbet ederdik. animeler, filmler falan. eğitimimiz de birbirine benzerdi, arada onunla ilgili konuştuğumuz da oldu.

sonra facebook'ta ekleştik. sonra instagram'da ekleştik. ara ara fotoğraf beğenmeler. sonra sevgililerimiz oldu, sonra o evlendi. ben sevgilimden ayrıldım. hala takipteyim bakalım çocukları ne zaman olacak. çok sevimli, enerjik bir insan.

bu da öyle bir anımdı işte.
  • biseysorcaktim  (07.07.20 18:41:54) 
@ kitap arasında kalmış silgi tozu Evet, bayağı çekişmeli şekilde 2-3 el attık. Güzeldi yani. Kim bilir belki de duyuru açmıştır birileri, açmadıysa bile eminim ki aklında yer edinmişsinizdir :)

@ senolll Evet, bu şekilde sevgili olan, evlenen bir sürü insan var. Başkalarının tuhafına gidiyor oyun olduğu için ama artık alışmak gerek :)

@ biseysorcaktım Bayağı keyifliydi evet. Bir de yaşadığım hissiyatı uzun zamandır hissetmemiştim. O var :) Sizinkisi de çoook güzel ve tatlı bir anıymış. Herkese nasip olmaz sanırım hiç tanımadığınız biriyle msn'den tanışıp uzun yıllar o dostluğu sürdürerek Instagram'dan takipleşmek. Herhalde bir 10-15 yıl vardır dostluğunuz. Tebrik ederim doğrusu :)
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (07.07.20 19:27:04 ~ 19:27:28) 
Ben de csgo oynarken iyi oynadığım kişileri ekliyordum. Bir şey olmuyor sonra sadece oyunları kazandiğimizla kalıyor:)


  • kendi dugunune gitmeyen kamber  (08.07.20 00:08:18) 
aga csgo'da 6000 saatim var hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım. :p bir kere takıma bir kız gelmişti. kız bir ara niye info vermiyonuz dedi ingilizce. ben de bitch, radar okusana len demiştim. kız maç sonuna kadar arkadaşıyla beraber throwlamıştı maçı bitch dediğim için.. kıssadan hisse, benim gibi olma. konuş tanış hiç değilse ecnebi diyarlarında arkadaşım yok demezsin.

not: globalspor
  • beyaz power ranger  (08.07.20 00:13:31 ~ 00:13:59) 
@ kendi düğününe gitmeyen kamber Evet benimki de öyle olacak. O buraya gelip bana evlenme teklif edecek değil ya. :)

@ beyaz power ranger İntikamını fena almış sanırım :) Keşke demeseymişsiniz belki arkadaş olurdunuz. Bir de ben 1 hafta bile ancak olmuştur başlayalı. En azından dediğiniz gibi ecnebi bir arkadaşım olmadığı için üzülmem. Bu arada az önce oyun daveti attı :)
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (08.07.20 00:45:34) 
[]

Şu çeviri için yardımcı olabilir misiniz? ( Motosiklet parçaları içerir)

Merhaba arkadaşlar,

Motosikletlerle alakalı bir oyunun çevirisini yapıyorum. Karşılığını bulamadığım birkaç kelime var.

hizliresim.com
hizliresim.com

Şu 2 resimdeki Head denen parçayı nasıl çevirsem bilemedim. Kaporta mı desem, burun mu desem bilemedim.

Bir de Tail Detail diye bir ifade var onu bulamadım. Resimleri oynanış videolarından çektiğim için Tail Detail ifadesini bulamadım. Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
head - kafa grenajı
ignition - kontak
handlebar right - sağ elcik
muffler - egsoz susturucusu
tail detail - arka grenaj olabilir

motoru kaplayan plastik parçalara grenaj deniyor kısaca.
  • chezidek  (14.06.20 19:00:12) 
@ chezidek Fairing' in grenaj olduğunu biliyordum da Head' in kafa grenajı olduğunu düşünemedim. Çok teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (14.06.20 19:35:31) 
ya bu arada grenajı ben geçenlerde motorla ilgili bir çeviri yaparken araştırdım, yaygın kullanım grenaj olsa da doğru yazımının karenaj olması gerektiği söyleniyor. tercih sizin tabii ama aklınızda bulunsun :)


  • kül  (15.06.20 00:41:30) 
ha ben fairing'i sadece ucaklarda olur saniyordum.

@kul: evet haklisin. dogru yazilisi karenaj. sanayi agziyla soyleneni yazdim direkt. teknik sektorlerdeki parcalarinin soylenisi turkiye'de cok degisebiliyor.
  • chezidek  (15.06.20 09:35:43) 
Valla aslında ben de ilk karenaj olarak yazdım ama baktım ki karenaj mı yoksa grenaj mı diye herkes bi ikileme girmiş. Daha çok grenaj kullanıldığı için onu yazdım.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (15.06.20 17:00:43) 
[]

Tedbirlere uymayan kuaför

Merhaba arkadaşlar,

Mecbur kaldığım için 2 gün önce saçlarımı kestirmek için kuaföre gittim. Önceki gün arayıp randevu aldım. Ancak kuaföre vardığımda randevuyu boş yere aldığımı anladım. Çünkü neredeyse tam kapasite çalışıyordu. Koltukların hepsi doluydu ve sırada da yine birileri vardı. Ben ve başka bir müşteri dışında kimsede maske yoktu, kuaförler dahil.

O an epey tırstım. Kimse tedbirleri uygulamıyordu. Oradan çıkıp başka yere gitmeyi düşündüm, hatta şikayet etmeyi bile düşündüm ama 10 yıldır adamlarla bir dostluğum var, ayıp olur diye yapmadım.

Sonra neyse sıra bana geldi. Maske takıp takmayacağını sordum, o da ben istiyorsam takacağını söyledi, maskesini taktı, ellerini kolonyayla dezenfekte etti göstere göstere.

Her neyse ben demesem takmayacaktı maskesini. Maske takmak daraltıyormuş. Biz de daralıyoruz ama takıyoruz mecbur. Siz ne düşünüyorsunuz? Sizin gittiğiniz kuaförlerde durum neydi? Teşekkür ederim.

 
Ben berbere gittim. Adam kendisi taktı benim maskemi çıkarttı:) sonra zaten şunu fark ettim saç kesiminde gerçekten yakın temas halindeymişiz önlem işlemez


  • Premium Hesap  (14.06.20 12:09:21) 
kuaför çok sıkıntı ya. bence makine ile kesmeyi öğrenin youtubta bir sürü video var. ben baya geliştirdim undercut kesiyorum. hatta virüs bitse bile gitmem artık.


  • xrated  (14.06.20 12:19:58) 
Önlem bal gibi de işler. Geçen ben de randevu aldım ve gittiğimde tek beni aldı. Mekanın kapısı tamamen açıktı süreç boyunca. Maske ve siperlik vardı kesim boyunca adamda, başlamadan hem bana hem kendisine dezenfektan döktü. Kesim boyunca ben de maskeliydim, maskemi çıkarmamı istemedi. Bitişte sakal kesiyor musunuz diyince, kural olarak jilet vurmak yasak, o yüzden ustura yapamam dedi. Bitirince de tekrar dezenfektan ve son.

Diyeceğim önlemlerini gerçekten alan ve uygulayan bir yere giderseniz bulaşı riskini minimuma çekmiş olursunuz.
  • kojonotsuki  (14.06.20 13:19:56) 
Bizim buradakiler de takmıyor.

Saçımı evde kesiyorum, berber olayını hayatımdan çıkardım.
  • hayirsiz  (14.06.20 13:36:55 ~ 13:37:15) 
Aynen bizim burdaki kuaförler de takmıyor açılıkları günden beri. İçeri max 2 müşteri alıyor, mekan çok kçük değil ama büyk de değil. İçerde 2 çalışanı artı kendi çocuğu var, hepsi maskesiz ve fön de yapıyor. Düşün işte. Şikayet etmek istiyorum ama şikayet edecek o kadar andaval var ki! Hangi birine yetişelim..


  • superfluid  (14.06.20 14:16:13) 
[]

Hamilelik iznine giden personelin yerine başkasını alma

Merhaba arkadaşlar,

Diyelim ki bir şirkette çalışan bir kadın hamilelik iznine gitti ve çocuğu doğurduktan sonra da işe dönemeyeceğini söyledi. Şirket de onun yerine başkasını aldı. Fakat bu dönmeyeceğini söyleyen kadın sonradan fikrini değiştiriyor ve dönmek istediğini söylüyor. Ama şirket o departmanda fazladan 1 kişiye gerek duymuyor. Yani birinden biri dışarıda kalacak. Bir de şirket yönetimi o eski personeli almaya pek niyetli değil. Ama departmandakiler yeni geleni göz ardı ediyor ve eski personelin alınmasını istiyor.

Şimdi şirket yönetimi bu yeni alınan personeli deneme süresi dolmadan çıkarıp eski personeli alabilir mi? Vereceğiniz cevaplar için teşekkür ederim.

 
almaması için bir sebep göremedim ben, hele ki deneme süresindeyse pürüzsüz bir şekilde çıkışı verilebilir yeni gelenin.


  • Bruce  (13.06.20 19:08:11 ~ 19:08:30) 
profesyonellik gozuyle bakildiginda almamali eski kisiyi. is hayati ay vazgectimleri cok affetmez, affetmemeli de bence. yeni gelen kisi de sonucta buyuk ihtimalle bir yerleri birakarak ve bu ise guvenerek hayatinda bir degisiklik yapti. eski kisinin keyfine gore sekillendirilebilecek bir sey degil. bunun yaninda patron istemiyorsa o kisiyi zorla da almaz ama is yerinin huzurunu ve calisanlarin tumunun tavrini ve taleplerini de goz onunde bulundurursa yeniyi cikarirlar gibi duruyor. ve Bruce'un dedigi gibi deneme suresi icinde olduklarindan hic bir yukumluluk olmadan cikarabilirler.


  • in vino veritas  (13.06.20 19:23:06) 
şirket yönetimi dönmek isteyen personeli geri almak zorunda. bu çok açık.

dolayısıyla aldıkları yeni personeli tabiki çıkartabilirler. ayrıca zaten doğum yapan birinin yerine belirli süreli sözleşme ile birisi alınır, neden belirsiz süre ile almışlar ki, şirketin amatörlüğü..
  • benaslinda  (13.06.20 20:21:58) 
Eğer yeni alınan kişiyi çıkartırlarsa net şerefsizlik yapmış olurlar. Eski çalışanın belli ki bir planı vardı, zaten şirketi gözden çıkartmıştı ama işler umduğu gibi gitmediği için geri dönüyor. Belki bir süre sonra tekrar gitmek isteyecek.


  • depresif genc  (13.06.20 21:38:32) 
[]

Encard geldi ama şifre gelmedi.

Merhaba arkadaşlar,

Yaklaşık 2 hafta önce Enpara'dan Encard başvurusu yapmıştım. 9 gün önce elime ulaştı, sözleşmeyi imzaladım. Şifrenin SMS ile gelmesi gerekiyormuş ancak henüz gelmedi. Müşteri hizmetlerini aradım. Telesekreter henüz sözleşmemin tamamlanmadığını söylüyor.

Sizce ne kadar sürer sözleşmenin tamamlanıp şifrenin yollanması? Bu süreçte Enpara'dan kart falan alıp da kullanmaya başlayan var mı acaba? Teşekkür ederim.

 
Bende tam tersi oldu yakin zamanda ustelik. Yakin zamanda numara tasima yaptin mi?


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (23.05.20 18:17:05) 
Yoo, hayır, numaramı taşımadım. Sende bu kadar çabukken bende neden uzun sürdü acaba?


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (23.05.20 18:48:39) 
27 nisan'da kart geldi, 9 mayıs'ta şifre.


  • bruges  (23.05.20 19:10:17) 
@bruges Kısa sürmüş.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (23.05.20 20:10:45) 
Valla şimdi mesajlarıma baktım, 4 Nisan'da kartım gelmiş aynı gün encard şifrem de gelmiş. Bence müşteri hizmetlerini bı arayın.

Edit: Kart başvurusunu da 27 Mart'ta yapmışım.
  • Amaranta ursula  (23.05.20 20:17:11 ~ 20:21:02) 
@ Amaranta Ursula Bayram bitince aramayı düşünüyorum.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (23.05.20 20:57:17) 
[]

Garanti BBVA swift komisyonu

Merhaba arkadaşlar,

Bugün Payoneer hesabımdaki 50 doları Garanti dolar hesabıma çektim. Ancak çektikten sonra baktım ki birçok insan Garanti' nin paraları kuşa çevirdiğini söylemiş. 50 doların bile yarısını kesmişler. Benimkini de mi aynı oranda keserler? Keserlerse şikayet edip cüzi bir komisyon kesmelerini sağlayabilir miyim? Hangi hakla bu kadar komisyon kesme cüretini kendilerinde buluyorlar ki?

Geçen hafta Enpara hesabı açmıştım Payoneer için, henüz ulaşmadı. Onu beklemek istiyordum ancak paraya acilen ihtiyacım olduğu için Garanti' ye mecbur kaldım. Ama onlar da paramı kuşa çevirecek gördüğüm kadarıyla? Böyle bir şey olması durumunda hesaplarımı kapatmakla tehdit etsem geri adım atarlar mı? Yoksa mecbur muyuz öpülmeye? Sizce ne yapmalıyım? Teşekkür ederim.

 
Payoneer kartınızla gidip teb atmlerinden dolar çekeceksiniz. Banka hesabına transfer etmeyin, öperler.


  • bisorumvargaliba  (12.05.20 17:28:32) 
Ama sözlükten okuduğum kadarıyla TEB de duruma uyanmış ve Payoneer kartı ile yapılan çekimlerden 10 % oranında komisyon kesiyormuş.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (12.05.20 17:30:52) 
teb atm'sinden çekince yaklaşık %7-8 kayıp oluyor. (en son geçen ay çektim sanırım)
enpara dolar hesabına gönderdiğimde %5 civarı idi yanlış hatırlamıyorsam.

  • gkhncnzdgn  (12.05.20 17:34:31 ~ 17:36:01) 
Hemen şimdi geldi para. 25 dolarını kesmiş pislikler beklediğim gibi. Yapabileceğim bir şey var mı?


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (12.05.20 17:47:04) 
eğer bankaya itirazınız işe yaramazsa bence yüksek komisyon ücreti nedeniyle tüketici hakem heyetine başvurabilirsiniz.


  • karsiyakaliyiz  (12.05.20 17:50:25) 
garanti kullanmayacaksınız en başta.

parayı alamazsınız çünkü o parayı onlar da almıyor muhabir bankalar alıyor.

ama nedense enpara az alırken garanti max alıyor.

tl çevirip çekemiyor musunuz daha mantıklı transferwise a aktarın ordan da tl gönderin yine daha ucuz olur herhalde.
  • ozdek  (12.05.20 18:10:43) 
Payoneer'den TL olarak çekebiliyordunuz, keşke öyle yapsaydınız. Normalde bildiğim yapılabilecek bir şey yok, bütün bankalarda gelen swift için komisyon var ve benzer tutarlarda bildiğim kadarıyla.


  • atom karincanin torunu  (12.05.20 18:35:17) 
Daha geçen gün Teb döviz hesabıma (cepteteb) çektim, 285 dolar, 5 dolarını payoneer aldı. 273 dolar geldi, yani 7 dolar da teb/muhbir vs kesmiş.

Yüzde mi, sabit bir rakam mı bilmiyorum.

edit: Eğer payoneer çok garip bir kurdan hesaplamıyorsa, TL çekip burada hemen döviz almak da mantıklı olabilir tabii.
  • nhk ni youkosu  (12.05.20 19:01:44 ~ 19:02:58) 
Teşekkür ederim arkadaşlar, şikayet etmekten başka bir çarem yok ne yazık ki. Payoneer 343 TL olarak hesapladı gönderilecek parayı. Payoneer 1 dolar kesti, 49 doların 25' ini kesmiş onun bunun çocukları. Sanki bunlar için kazanıyorum o parayı.

Payoneer'den bu ilk çekimim olduğu için biraz acemiliğime geldi.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (12.05.20 20:06:45) 
[]

Kendimi oyun sektörüne atabilir miyim?

Merhaba arkadaşlar,

Şu duyuruda
eksiduyu.ru
oyun bağımlısı olduğumdan ve KPSS'ye çalışmam gerektiğinden ve çalışmak istemediğimden, çalışamadığımdan bahsetmiştim. Sınav tarihlerinin ertelenmesinden dolayı ara vermiştim, şimdi tekrar başladım çalışmaya. Ancak halen çok isteyerek çalışmıyorum, işkence gibi geliyor ders çalışmak. KPSS'ye falan zaten çevremin zoruyla çalışıyorum, memurluk bana çok ters. Ama iş bulamadığım için mecburum.

Her neyse asıl bahsetmek istediğim oyun sektöründe çalışmak çok uzun zamandır hayallerimde olan bir tutku. O kadar ki maaş falan umrumda değil, ödemeseler bile olur o derece. Tek istediğim o sektörde yer almak, isterlerse sabaha kadar çalıştırsınlar kırbaç vurarak, gıkım çıkmaz. O denli istiyorum. Zaten bir şeye duyulan körü körüne bir tutku da bunu gerektirmez mi? Çünkü video oyunlarıyla 8-9 yaşında tanıştım. Önce Gameboy, sonra Playstation 1, sonra da bilgisayar. Neredeyse 20 yıldır bu dünyanın içindeyim ve bu dünyada kalmak istiyorum ama bunu ileri bir boyuta götürmek istiyorum. Ama bir sorun var, o da kodlama bilmiyorum. Fakat biraz düşününce kodlama gerektirmeyen pozisyonların da var olduğunun aklıma gelmesi uzun sürmedi.

Dün birkaç büyük oyun stüdyosunun iş ilanlarına baktım. İçinde benim niteliklerime uyan pozisyonlar da buldum düşündüğüm gibi; topluluk lideri, junior satış pazarlama yetkilisi gibi. Ama bunlar da tabi Avrupa'da, Amerika'da falan. O yüzden hayalden öte gidemez gibi geliyor. Yabancı dil konusunda sıkıntım yok. Ama sırf tutkulu diye başka ülkeden birini çağırıp çalışma izni, ıvırı zıvırı gibi bir ton işle uğraşıp beni işe almaları çok hayalperestçe geliyor. Bir yandan da "Bilemezsin, belki senin gibi birini arıyorlardır." diyorum. Siz ne diyorsunuz olabilitesi var mı yoksa boşa mı hayal kuruyorum? Teşekkür ederim.

 
oyun sektöründe 2 yıl çalışmış birisi olarak şu an hyper casual oyunların yükselişinden dolayı çok fazla unity developer talebi var ama arz yok tabii. kodlama dışında oyun sektöründe en çok işin içine girilebilecek pozisyon game/level designer. ama bu alanda da genelde game design bölümünde master yapmış kişiler alınıyor. bahçeşehirden falan çok fazla mezun var. benim tavsiyem bu kadar hevesliyseniz c# ve unity öğrenmeniz. çok fazla kaynak var ve iyi çalışırsanız intern olarak girebilirsiniz hemen küçük stüdyolara. yok ben kodlama istemiyorum diyosanız pek bir seçeneğiniz yok.


  • la mort heureuse  (09.05.20 21:29:46) 
Yurtdışı için konuşuyorum, sektör alakalı değil, devletin ozel olarak istihdam aramadıgi sektörler dışında özellikle oyunda falan hele; deneyiminiz yoksa oyle sizi almak falan imkansiz. Çoğu ülkede zaten yurtdisindan adam getirdiginizde bu adami neden getireceksiniz de neden o ülkeden adam almadiniz diye aciklama yapmaniz lazim.
Misal hollanda'da hatta gidip 1500 euroluk işçi getirmene izin vermiyorlar, ancak kalifiye adam ve bilmem kaç bin euro min ücretle getirebiliyorsun.

Neyse uzadı ama toparlarsak devlet özel olarak aramiyorsa kimse junior adami turkiyeden avrupaya amerikaya getirmez/getiremez.
  • logisticsmanager  (09.05.20 21:31:01) 
Ne yerli ne yabancı okuduğum kadarıyla imkansız, bence bu hayallerden sıyrılın.

Acı bir şey ama sizin gibi oyun bağımlısı çok, ve hepiniz oyun yapmak istiyorsunuz. Firmalar da bunu değerlendiriyor tabii, en az uğraşla en az ücretle kimi alıp en çok çalıştırabilirse onları alıyor.

Övünme değil fikir versin diye söylüyorum;
Benim üniversite bitirme projem bilgisayar grafiklerine idi, oyun motorları kullanarak 2 akademik çalışmada bulundum, biri ödül aldı ülke ülke dolandı; bir sürü iş teklifi geldi. Çalışma standartlarımı beğendiğim bir iki yabancı firmayı yokladım, orta noktada buluşamadık sonra hiç uğraşmadım endüstri ile.

Gittim "sıkıcı" bir işe girdim. Oyun sektörünün en iyisine göre bile çalışma saatlerim daha iyi, maaşım çok daha iyi, imkanlar çok iyi vs. Oyun şirketlerinin derdi oyun yapmanın ne olduğunu bilmeyenleri modern köle olarak kullanmak, özellikle türkiye'de böyle bu. Kodlama bile bilmiyorsanız imkansız. Level designerlar bile firmaların çeşitli araçlarını kullanıyorlar programlama gerektiriyor.

Özet olarak gidin KPSS'ye çalışın.
  • aguen  (09.05.20 21:56:01) 
[]

Payoneer banka hesabımı neden doğrulamıyor?

Merhaba arkadaşlar,

Geçen yıl Payoneer hesabı açmıştım. Banka hesabımı da eklemiştim. Geçen ödeme aldım. Parayı banka hesabıma çekmek istedim ancak başarısız oldu. Sonra ertesi gün tekrar çekmek istedim baktım banka hesabım silinmiş. Sonra tekrar eklemek istedim. Onaylanması için 3 gün beklememi istediler.

Bu arada internete baktım daha fazla bilgi almak için. Banka hesabının onaylanması için kimliğin önlü arkalı fotoğrafının yüklenmesi gerekiyormuş sisteme. Yükledim ancak flaştan dolayı kısmen okunaksız diye saçma sapan bir sebeple tekrar yüklememi istediler. Halbuki flaş mlaş yok ve de okunabiliyor. Dün çektim yeniden yükledim. Bugün baktım banka hesabım halen onaylanmamış ve banka hesabım 4-5 gündür onay bekliyor.

Hadi önceden kimlik bilgilerim yoktu onaylanmıyordu, şimdi kimlik bilgilerim var neden hala onaylanmıyor? Sizce daha kaç gün beklemem gerekiyor? Teşekkür ederim.

 
o olay çok uzun sürüyor. mail atın, birkaç haftayı bulabiliyor. ben de aynısını yaşadım.

Sürücü belgesi
23 Eyl 2019
9 Eki 2019
Approved

benim sürecim böyleymiş.
  • anarsika  (08.05.20 18:23:01 ~ 18:38:24) 
@ anarsika O zaman onay için 3 gün beklememi istemeleri çok saçma.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (08.05.20 19:10:19) 
bir arkadaşım daha uğraşıyor bu ara. ona da koronadan dolayı böyle demişler. alt tarafı onaylacaklar, eziyet ediyorlar.


  • anarsika  (08.05.20 23:58:54) 
Resmen öyle. Oturduğun yerden bakacaksın ve onaylayacaksın. Varlık içinde yokluk çekiyoruz onlar yüzünden.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (09.05.20 00:28:31) 
[]

Ramazan için nereye bağış yapılabilir?

Merhaba arkadaşlar,

Ailem Ramazan dolayısıyla fitre vermek istiyor ama çevremizde fitre verilebilecek kimse yok. Onun yerine bağış yapmak istiyorlar. Şöyle biz bağış yaptığımızda gerçekten fakir bir aileye yardımı olacak bir yere bağış yapmak istiyoruz. Her ne kadar büyük bir para olmasa da içimiz rahat bir şekilde bağış yapabileceğimiz bir kurum yok.

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin hesapları bloke edilmeseydi oraya yollardık ama bloke koydular. Aklıma başka bir kurum gelmiyor. Siz ne önerirsiniz veya böyle zamanlarda nereye bağış yapıyorsunuz? Teşekkür ederim

 
Ben Ramazan için Darüşşafakaya göndereceğim.


  • paramolacak  (01.05.20 19:43:23) 
merhabalar,

çalıştığım sivil toplum kuruluşu resmi bağış kabul etmiyor ancak bu zor zamanlarda zorluk çeken ve bize ulaşan ailelere biz eşimizin dostumuzun fitrelerini bir şekilde iletiyoruz. Eğer böyle bir şeyi düşünürseniz mesaj atabilirsiniz ben size detaylı bilgi veririm. Istanbul'da yaşayan ailelere ulaşıyoruz daha çok. Bilginiz olsun.
  • nickie  (01.05.20 21:13:16) 
Lösev, Darüşşafaka, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin şu sıralar iftar ve ramazan kolisi bağış sistemi var.

Mahallenizin Muhtarı aracılıyla çevrenizde ihtiyacı olan birisini bulabilirsiniz.
  • murtiii  (02.05.20 00:55:00) 
Ben özel bir hastanede karaciğer nakli olmuş Hastahane masraflarını ödeyemeyeceğini bildiğim birisine yapacağım.


  • opitseri  (02.05.20 01:33:37) 
@paramolacak ile Darüşşafaka +1

Darüşşafakaya vereceğim ben de.
  • put it in your appropriate place  (02.05.20 01:48:06) 
Bu tür bağış alan kurumlar yılın her zamanı bağış toplayabiliyorlar, hatta çok büyük rakamlar alabiliyorlar büyük kurumsal markalardan/firmalardan.

Ama gerçekten ihtiyacı olan bir gariban, öğrenci vs kolay kolay sizin gibi fitre/zekat vermek isteyen birilerine ulaşıp bunu alamıyor.

Lütfen zahmet edin ve gerçekten ihtiyacı olan birilerine ulaşıp teslim edin sadaka/fitre/zekatınızı.

Yakın bir ilçeye, mahalleye gidip muhtardan ya da esnaftan kolaylıkça ihtiyaç sahibi bulabilirsiniz.
  • John Bloor  (04.05.20 13:13:30) 
Lösev,
Haluk levent(ahbap)

  • jimjim  (04.05.20 13:16:02) 
[]

Amazon.com.tr ödeme sistemi neden Allah'a emanet?

Merhaba arkadaşlar,

Dün Amazon.com.tr'den ilk defa alışveriş yaptım ama o da ne ödeme sistemi resmen Allah'a emanet. Ne onay kodu var, ne şu kadar çekim yapıldı diye bildirim mesajı geldi. İnsan ister istemez tedirgin oluyor. Ben her alışverişte onay kodu girmeye alışkın olduğum için Amazon.com.tr'de onay kodu girmemek güvensizlik hissi oluşturdu.

Bankanın uygulamasından baktım çekim yapılmış ama şu kadar çekim yapıldı diye mesaj gelmedi. Hadi Allah korusun kredi kartı bilgilerim çalınsa ve buradan alışveriş yapılsa ruhum bile duymayacak. Neden hiç tedbir falan yok? Valla kusura bakmasınlar e-ticarette dünya devi olsalar da Türkiye'de Hepsiburada'nın tırnağı olamazlar, haksız mıyım? Siz ne düşünüyorsunuz?

 
yurtdisinda 3d yok %90 oraninda. 3d tr de bu kadar yaygin. amazon yurtdisindaki sistem gibi 2d devam ediyor. panik olacaksaniz kullanmayin. n11 de de zorunlu degil 3d. secmezseniz sms gelmiyor.


  • müptezel dostoyevski  (19.04.20 22:02:33 ~ 22:02:54) 
Yazıp sorun neden yok diye.

Bence olmaması çok da kötü değil. Ayrıca bütün güvenliği Amazona veya başka siteye emanet etmenize gerek yok, kartınızı kaydetmeyin ve internetten alışveriş limitini yalnızca alışveriş yapacağınız kadar artırın kart ayarlarınızda oldu bitti.
  • senolll  (19.04.20 22:11:50) 
onay kodu sizi değil bankayı koruyan bir sistem. Daha sonra ben bu alışverişi yapmadım diye dava açamayın diye kullanılıyor. Amazonun umrunda değil bu durum müşteri hizmetleri boşuna süper denmiyor.


  • bahoho  (19.04.20 22:12:47) 
eksisozluk.com

Bir alışveriş sitesinde 3d aşamasında inanılmaz kayıplar oluyor. (doğrulama yapılamaması, müşterinin vazgeçmesi, sistemsel hatalar vs.)

Yine Bir alışveriş sitesinde chargeback başta olmak üzere iade, kargo, müşteri memnuniyetsizliği vs. İnanılmaz kayıplar oluyor.

İlk durumdaki müşterinin başarıyla alışverişini tamamlama (ürün satın alma, iyi yorum yapma, daha sonra tekrar gelme) ihtimali yüksekse chargeback riskini göze alıp amazon gibi davranabilirsiniz. Bu ihtimali yükseltme de yine amozon gibi ürün, sistem ve hizmet kalitesini artırmakla mümkün.
  • nickini vermek istemeyen uye  (19.04.20 22:16:10) 
Herkes kendi güvenliğiyle ilgili sanıyor ama 3d güvenlik sistemi müşteriyi değil (bankayı da değil) mağazayı koruyan bir sistemdir. Çünkü 3d'den geçmiş bir alış-verişe harcama itirazında bulunamazsınız, bu siparişi ben vermedim diyemezsiniz. Mağaza da ödemenin iptal olmayacağını bilir. Birisi kart bilginizi çalmışsa zaten yurtdışında 3d uygulamayan herhangi bir mağazadan alış-veriş yapabilir ve yine ruhunuz duymaz. Amazon'un 3d uygulamasının size bir faydası olmaz yani.


  • mikro patlama  (19.04.20 22:37:24) 
İster 3d olsun ister olmasın interet alışverişimi her zaman sanal kart üzerinden yapıyorum.


  • einsteinin kedisi  (19.04.20 23:25:45) 
hocam sanal kart +1. gerektiği kadar günlük limit açarsın. fiziksel kartıda internet alışverişine kapat. yaklaşık 10 yıldır böyle yapıyorum belki. akşam rahat uyursun.


  • morcivert  (20.04.20 10:18:03) 
[]

Oyun bağımlısı mıyım sizce ve öyleysem nasıl kurtulabilirim?

Durumu olmayanlar için özet sondadır!!!

Merhaba arkadaşlar,

Dün kendime kabullenmesi zor bir şeyi sordum: Ben oyun bağımlısı mıyım? Çünkü 1 ay önce KPSS' ye çalışmaya odaklanmışken ve düzenli çalışmaya başlamışken virüsü ve sınavın ertelenmesini bahane edip çalışmaya ara verdim. Zaten isteyerek de çalışmıyordum ama yine de çalışıyordum. Ama şimdi surf yapıp, televizyon izleyip oyun oynuyorum. Bakıyorum birçok kişi kendine bir hedef koymuş ve deli gibi ona ulaşmaya çalışıyor. Bense ağustos böceği gibi her şeyi sallıyorum. Bunun en önemli nedeni ise ders çalışmayıp oyun oynamak istemem. Oyunlardan hiç kopmak istemiyorum, asla doymak bilmiyorum. Oyun oynamasam bile kendimi oyunlarla ilgili haberler okurken buluyorum. Sanki resmen beni avucuna almış. Tüm hayatımı etkiledi resmen. Asosyallik had safhada, aşk hayatı diye bir şey yok, spor yok, çekicilik yok, kendine bakmak yok. Koca bir loserlık var sadece.

Sadece bu da değil. Geçmişe baktığımda görüyorum ki hayatımı çok fena etkilemiş. Bunu inkar ediyordum hep ama gerçek daima oradaydı. 20 yıldan beri oyunlarla iç içeyim. Yani bir oyun basını mensubu olsam hiç sırıtmazdı. Hatta en büyük hayallerimden biri de oyun sektöründe çalışmak. Para almadan bile yapabilirim bunu. Her neyse oyunlara verdiğim emeği eğitim hayatıma, kariyerime falan verseydim şu an çaresizce neden KPSS'ye çalışmıyorum diye düşünmezdim. Bu arada yanlış anlaşılmasın tembel biri değilim ama gerekli özeni gösterseydim şu an çok iyi yerlerdeydim. Hiçbir şey için motivasyonum yok, kendime bir hedef koymuyorum koysam bile iki gün sonra unutulup gidiyor. Ne yapacağım böyle bilmiyorum. Kapasitesi yüksek bir insanken o kapasiteyi kullanmıyorum.

29 yaşına girdim, bir baltaya sap olamadığımı görünce kendimi sorgulamaya başladım. Bazen Duyuru'da hangi işi seçmeli başlıklarını görünce "Bu sen de olabilirdin" diyorum kendime. Artık kendime yazık ettiğim gerçeği sürekli aklımda. Umarım kendime çeki düzen verebilirim. Siz ne önerirsiniz? Aynı durumu yaşayıp kurtulan veya tanıdığı olan var mıdır? Biraz uzun oldu, kusura bakmayın. Teşekkür ederim.

Özet: Oyunlardan kopamıyorum, daha doğrusu kopmak istemiyorum ve eğitim ve kariyer hayatımda çok iyi yerlere gelebilecekken bu durumdan dolayı hiçbir şeye emek veremedim, motivasyonum olmadı hiçbir şey için ve kendime hedef koyamadım. Bu durumdan nasıl kurtulabilirim?

 
belki de tam bir dönüm noktasındasındır ve burdan dönüp artık vakti en iyi şekilde değerlendirme kararını verirsen, hayatın boyunca hiç oyun oynamamış halinin bile yakalayamayacağı bir fırsatı yakalayacaksındır.

bugün, hemen şuan itibariyle vaktini muazzam şekilde değerlendirmek için söz ver ve işinin vaktinden daha fazla olmasını sağla bir şekilde. tam olarak şuanda ama, şimdi olmazsa hiç olmaz. bence seni büyük bir fırsat bekliyor, bunun vakti gelmiş, treni kaçırma derim. o trenin ne treni olduğunu ben bilemem, onu sen bulacaksın.
  • KUCO  (18.04.20 17:16:19 ~ 17:18:18) 
EMDR tedavisi öneririm. Hala çok gencsiniz bir gün daha ağır bir şekilde dank edebilir hayatınızı ne uğruna harcadığınız gerçeği.


  • deer hunter  (18.04.20 17:31:57) 
Mademki bu durumdan rahatsızsın o zaman kendine ulaşabileceğin bir çalışma hedefi koy.Önce bunu oturt.Daha sonra kademeli olarak arttır.Bu süreçte yine oyununu oyna ama giderek istediğin noktaya getir.Değişim bir anda olmaz!


  • oyle  (18.04.20 17:37:08) 
Valla kpss sayesinde şu anda oyun oynayabiliyorum :D oyun oynamaya devam edebilmen için gelire ihtiyacın olacak onu da kpss ile sağlayabilirsin. Birkaç ay ara ver çok zor bir şry değil. Madddesel bağımlı değilsin sık dişini biraz. İşsiz kalırsan yeni oyunları alabilecek maddi durumun olmayacak


  • glamdr1ng  (18.04.20 17:40:58) 
Bence oyun bağımlısı olmaktan ziyade, hayattan kaçıyormuşsunuz gibi geliyor. Kendimden biliyorum.


  • maxim gorki  (18.04.20 18:13:22) 
kafana göre takıl. dünyayı kurtarmaya niyetli çok insan var ne de olsa.


  • galaksi yolcusu  (18.04.20 19:15:28) 
@ KUCO İyi düşüncelerin için teşekkür ederim. Açıkçası bunu itiraf ettikten sonra içimde kaldığım yerden devam etmem için bir mecburiyet duygusu oluştu. Bence de şimdi olmazsa hiç olmaz. Umarım o treni kaçırmam. Pozitif düşüncelerin için çok teşekkür ederim.

@ deer hunter EMDR'yi araştıracağım, öneriniz için teşekkür ederim. Haklısınız, zararın neresinden dönülse kardır. Umarım dediğiniz gibi daha ağır bir şekilde kafama dank etmez. Tavsiyeniz için teşekkür ederim.

@ oyle Kendime plan program yapıp ona uymakta çok başarısızım. Ama dediğin gibi bir hedef koyup ona ulaşmaya çalışmak çok önemli. Zaten geçen seneye göre oyun oynama sürem ciddi ölçüde azaldı. Hatta önceden bir ayda 2-3 oyun bitirirken şimdi bir ayda bir oyun bile bitiremiyorum. Ama oyun oynamasam bile ders çalışmamak için oyalanıyorum. İstikrarlı olmak lazım. Önerin için teşekkür ederim.

@glamdr1ng Tebrik ederim öncelikle. Başarın daim olsun. Birazcık kıskandım seni :D Aslında maddi açıdan çok sorunum yok. Çalıştığım dönemden biriktirdiğim maaşlarla idare etmiştim geçen seneye kadar ve paralar suyunu çekince serbest çevirmenliğe falan başladım, o sayede çok olmasa da bir kazancım var. İstediğimi alabiliyorum. Alamasam da biriktirip alıyorum. 3 yıldır falan ailemden para istemiyorum. O açıdan sorunum yok. Ama sonuçta kendime bir hayat kurmam gerekiyor. O yüzden dediğin gibi dişimi sıkmam gerek. Zaten 35 yaşından sonra iş bulmak çok zor olacak.

@kobuzchi kiz Vallahi o psikologları dinlersem sanırım iflah olmam daha zor olur :)
Aslında oyun sektörüne yönelmek dediğiniz gibi daha çok akılcı olurdu ama bunun için altyapım yok. Yazılımla uzaktan yakından alakam olmadığı için biraz hayal kalıyor. "Oyun basını" derken aslında daha çok oyun inceleme, haber sitelerinde çalışmak veya Youtuber olmak gibi şeyler var ama dediğiniz gibi iletişime giriyor. Ama maalesef iletişim okumadım. Yabancı dil bölümü mezunuyum. Geçmişte bu tarz sitelerde yazmak için başvuruda bulunmuştum ama olmadı. Bir de benden istedikleri şeyleri çok güzel yazmama rağmen olmadı. O yüzden bir daha da uğraşmadım. Tavsiyeniz için çok teşekkür ederim.

@ maxim gorki Evet o da kuvvetle ihtimal. Sorumluluk almaktan da kaçıyor olabilirim. Tespit için teşekkür ederim.

@ galaksi yolcusu Dünyayı kurtarmak istemesem de en azından kendimi kurtarmalıyım bence. Teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (18.04.20 19:17:14 ~ 19:18:59) 
cok takilma be, spora basla, gerisi gelir merak etme


  • müptezel dostoyevski  (18.04.20 19:20:09) 
@ müptezel dostoyevski Tavsiye için teşekkür ederim. Spora ders çalışmaktan daha da uzağım. O nasıl olacak bilmiyorum.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (18.04.20 20:38:12) 
Bence nasılsa idare ediyorum diye adım atmakta oyalanıyor olabilirsin. Kafanda kuracağın nasıl bir gelecek istiyorum tasviri sana yardımcı olacaktır. Başlangıçta hızlı yol almaya çalışmamanı ve kendini alıştırarak ilerlemeni tavsiye ederim.


  • mekaniker  (18.04.20 20:58:52) 
Zor bir şey bence. Yani nedir nasil olur fikrim yok ama ben ortaokul ve lisede böyleydim mmorpg ile. Sabah/ogle/aksam oynardim, sevgililerden ayrildim, derslerde sikinti oldu vs. Sosyal hayat yoktu.

En sonunda bir gun napiyorum lan oldum. Bilgisayarda oyun namina her seyi sildim, fotografindan cektigim videoya, karakterimi vs her seyi sildim. Bir daha da oynamadim.

Yani bana göre ne olursa olsun tedavisi ancak yarabandi cekmek gibi olacak cunku gunde 1 saat oyniyayim falan olmuyordu, en azindan bende.

Kolay gelsin gercekten.
  • logisticsmanager  (18.04.20 21:27:15) 
@ mekaniker Evet, haklısın. İçinde bulunduğum rahatlık çok büyük bir etken. Ama sonuçta çalışarak elde edeceğim başarıyla daha büyük bir rahatlık elde edeceğim. Dediğin gibi yavaş ama sağlam adımlar atmam ritmi yakalamamı sağlar umarım. Tavsiye için teşekkür ederim.

@ logistiscsmanager Sen de zor bir durumdan kurtulmuşsun, tebrik ederim. Hem lise hayatımda hem de üniversite hayatımda oyun yüzünden okullarını çok fena batıran arkadaşlarım vardı. Çok şükür onlar gibi olmadım. Sanırım öyle olsaydım şimdi daha kötü durumda olabilirdim. Gerçekten kurtulması zor. Günde 1 saat oynamayla falan olmuyor gerçekten, doymuyorsun, daha fazla istiyorsun. Temelli bırakmak şart ama onu nasıl başaracağım bilmiyorum. Tavsiye için teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.04.20 00:51:00) 
29 yaşında/kadar kendine ev etrafına faydası dokunmamış bir bireyin bu noktadan sonra bir şey yapması mümkün değil. demek ki bu hayat sizin için en olması gereken şekilde ilerliyor. böyle devam.

akşam 22:00'dan sonra 02:30'a kadar cs:go yapıyoruz 10 kişi, oynamak isterseniz bilgileri paylaşırım.
  • h264  (19.04.20 01:13:56) 
neden oyun oynadigina odaklan. sebebi var oyun oynuyor olmanin. bir seyden kacis olmali.


  • Leonardo~Da~Vinci  (19.04.20 01:17:07) 
@ h264 Nereden biliyorsunuz aileme veya kendime faydam olmadığını? Bunları yazmış olmamın sebebi şu anda olmam gereken yerde olmamı engelleyen durumdan nasıl kurtulabileceğim konusunda yardım istemekti. Bu arada ben online takılmıyorum, size iyi oyunlar dilerim. Davet için teşekkürler.

@ Leonardo Da Vinci Evet, var bir sebebi. Benim için oyun oynamak kitap okurken kitabın içindeki dünyada kaybolmak gibi bir şey. Tamamen edebi bir şey. 20 yıldan beri oyun oynuyorum ve bana o kadar çok şey kattı ki saymaya kalksam sayamam. Bugün sahibi olduğum kültür ve bilgi birikiminin çok büyük bir kısmını oyunlara borçluyum. Her oyun oynayan insanda da bu derinlik yoktur mesela.

Bir de mesela şu an İngilizcem iyiyse ve onun yanında da Almanca öğrendiysem bu oyunlar sayesindedir mesela. Hatta yeni bir dil öğrenmek istesem o da İspanyolca olurdu ve bunun sebebi de en sevdiğim oyunun İspanya'da geçmesi. Bir hayalin içinde yaşamak gibi işte.

Şu an bunları yazarken hissettiğim duygular o kadar güzel ki anlatamam. İnsanları sevmeme, tahammülsüzlük gibi şeyler de işin içine girince insan gerçekliğini oraya taşıyor. Ama maalesef öyle bir gerçek yok ve ben esas gerçekliği görmezden geldikçe nelere mal olduğunu görmeye başladım. Teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.04.20 02:35:57) 
@ dumbest_man_alive Quake de ne efsaneydi ama cidden. Ben Playstation 1' de Quake 2 ile başlamıştım. Tabi Playstation olduğu için online falan yok, arkadaşlarla falan split screen oynuyorduk. Ne keyifliydi. Ayrıca hikayeli oynanışı da şimdi çıkan bir çok oyuna taş çıkartırdı. Ah o günler!

Siz ne güzel kendinizi kurtarabilmişsiniz. 4 arkadaş çok iyi yerlere gelmişsiniz. Diğer arkadaşa üzüldüm. Lisede kaç arkadaşım Knight yüzünden okullarını harcadı. Üniversitede yine kaç arkadaşım LOL yüzünden okulu kaç yıl uzattı, bazıları çabuk toparladı uzatmadan mezun oldu. Ama geneli iş güç sahibi oldu. Ben onlar kadar abartmamama rağmen iş güç sahibi olamadım. Nedenini hep merak etmişimdir?

Bu arada hiç öyle internet cafede oturup da 1 saat oyun oynamış biri de değilim. Bana çok ters zaten. Zaten öyle bir şey yapsam ailem sağlam bir silkelerdi.


İşte oyunların bana kaybettirdiği en önemli şey üniversitede iyi bir bölüm kazanabilecekken önemli görülen ama mezun olunca bir halta yaramadığını gördüğüm vasat üstü bir dil bölümüne razı olmaktı. Sınıfın başarılı öğrencilerinden biri olarak mezun olduktan sonra iş hayatım beklediğim gibi gitmedi. 1 yıl iş bulamadım. Sonra bulduğum bir işte 4 ay çalıştım ama çekilecek gibi değildi, doğru düzgün ödeme yok bir şey yok, herkese mobbing gırla. Çıktım tabi. Paramı avukatla alabildim. 6 ay iş bulamadıktan sonra büyük firmada işe başladım ama onda da takım lideriyle anlaşamadım, 2 ay çalıştıktan sonra ayağımı kaydırdı. 2 ay sonra işsizliğim 2. yıla girecek ve bu 2 yılda kaç görüşmeye gittiysem hep olumsuz oldu. Ailem tek şansımın KPSS olduğu konusunda ısrar etti, başka bir seçeneğim olmadığı için bu sınava hayatım buna bağlıymış gibi çalışmam gerekiyor ve içimden çalışmak gelmiyor yine, sınavların ertelenmesi de tuz biber oldu, çalışmaya başlamışken ara verdim. Sanırım bunun ne kadar önemli olduğunun farkına yeni varıyorum.

Dediklerinde haklısın. Yanlış bir şey yok. Bu arada ilk adım olarak az önce bilgisayardaki tüm oyunları kaldırdım. Bu en en kolay olanıydı. Psikolojik bir savaş vermem gerekiyor ve bu da en zoru. Tavsiyen için teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.04.20 05:06:18) 
sene 2003 falan, MOHAA yeni cikmis, arkadaslarla deli gibi online odalarda oynuyoruz. sabah universiteye gidiyoruz, aksam evlere dagilir dagilmaz basliyoruz, her aksam 5-6 saat. tonla para harcamisiz bilgisayalari agzina kadar doldurmusuz, son teknoloji. oyun fareleri, klavyeleri, paramizin yettigi ne var ise gomduk. aramizdan birisi gitti 3-5 tane eski migfer buldu bir yerden, hepimizin oynarken kafada bir tane migfer. tam rezillik yani.

boyle 2-3 sene gittik. herkes teker teker mezun olmaya falan basladi, mezun olan askere gidiyor, sonra is buluyor calismaya basliyor, kopuyoruz yavas yavas. ben yuksek yapmaya karar verdim, okula devam. hala aksamlari kastiriyorum, yas 24-25 artik.

birgun bir odaya girdim, saglam bir ekiple kapisiyorum. hile falan yok eminim ama vuramiyorum elemanlari. catir cutur indiriyorlar beni. neyse 3-4 saat sonra pes ettim. dedim gencler ne ayaksiniz, kimsiniz nesiniz. iste biri 12 yasinda, biri 14. 20'lik bir kisi yok. yas ortalamasi 14-16 veletlerin.

o gun farkettim ki artik bizden gecmis, bir sonraki nesile me$aleyi devrettim. cd'yi kirdim direk. orda bitti.

ustunden 5-6 sene gecti, bir tek beni diablo 3 heyecanlandirdi. kendime soz vermistim cikarsa alacam, sistem kuracam sirf bu oyun icin vs. oyun cikti screen shotlara falan bakiyorum ama yok, zerre istek yok. yas zaten 30 olmus. o sene evlenmeyi dusunuyorum, mezun olmusum ise girmisim vs. hayat bambaska bir yone gidiyor.

simdi baktim diablo 3 cikali 8 sene olmus. bu arada ben evlendim coluk cocuga karistim. hayat kosturmacasi icinde birak oyun oynamayi gun icinde kendime ayiracak 1 saati zor buluyorum.

ozetle, ben de 20'li yaslarin ortasinda ulan herhalde olene kadar oynarim kafasindaydim. biraktiktan sonra da eksikligini acikcasi hissetmedim. hayat seni alip baska yerlere goturuyor. kendini hayatin akisina birak, olay zaten kendiliginden cozulecek.
  • cooperr  (19.04.20 05:16:02) 
MOHAA da zamanında bir efsaneydi. Zamana damga vurmuş oyunlardan biri. Yalnız miğferle oyun oynama kısmına fena güldüm cidden :D

Ben de eskisine kıyasla daha az oyun oynuyorum ama bir türlü kopamıyorum. Her ne kadar eskisi gibi tad alamasam da oynuyorum yine. Steam'de, Uplay'de, Origin' de oynanacak bir sürü oyun var daha, bazen kim oynayacak bu kadar oyunu diye soruyorum kendime. Umarım başarabilirim kendime hakim olmayı. Tavsiye için teşekkürler.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.04.20 16:12:29) 
[]

Klozet kapağı ölçüsü çok fark eder mi?

Merhaba arkadaşlar,

Klozetin kapağı menteşesinden çatladı ve karantinadan dolayı dışarı çıkıp alamıyoruz. İnternetten almak istiyorum ama tam aynı ölçülerde bulmak zor.

Mesela bizimkinin ebatları 44x36 ama 45x37 var 44x35 var tam birebir ölçüde bulamadım. Acaba bu ufak farklara sahip klozet kapaklarından alsam sorun olur mu? Bizimki standart oval tiplerden. Yoksa tam birebir ölçülerde mi almak gerekiyor? Teşekkür ederim.

 
standart olsa gerek. bir kaç kere almaya gittiğimde sadece oval mi köşeli mi bir de yumuşak kapanan mı falan diye sordular. ebat sormadılar hiç.


  • halanne  (17.04.20 21:20:11) 
Sorunuzun cevabını bilmiyorum ama, kapağı klozete bağlayan montaj elemanlarının sağlam olmasına dikkat edin mümkünse. Kapağınız tam oturmasa bile, bu parçalar durumu kurtarabilir.


  • kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi  (18.04.20 00:26:28) 
@halanne Ben de öyle düşündüm de ebat falan yazınca aklıma takıldı.

@kusmakla kusmamak arasındaki ince çizgi O konu bizim de aklımızda, kırılanın menteşesi plastikti ve vidalar sürekli kırılıyordu. En sonunda menteşesi çatlamış. O yüzden metal menteşeli alacağız.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (18.04.20 00:40:28) 
alacağın satıcıya soru sor ölçü gönder uyarsa göndersin.


  • illegalstar  (18.04.20 05:11:21) 
@illegalstar Ben genelde e-ticaret sitelerinin kendi sattığı şeyleri alma taraftarı olduğum için satıcılara yaklaşmamaya çalışıyorum. Yani satıcıdan alma taraftarı olmadığım için soru sormam pek mümkün değil.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (18.04.20 16:16:21) 
[]

Ülkemizde virüs falan yok mu oldu yoksa ben başka bir alemde mi yaşıyorum?

Merhaba arkadaşlar,

Bakıyorum da etrafa sanki virüs ülkemizden gitmiş gibi. 2 günlük zoraki sokağa çıkma yasağından sonra millet virüs mirüs kalmamış gibi sokaklara akın ediyor. Bir şey mi kaçırıyorum ben veya paralel bir evrendeki Türkiye'de mi yaşıyorum?

Sokağa çıkma yasağı ilan edildiği anki izdihamdan hiç bahsetmiyorum bile. Her gün o kadar vaka açıklandıktan ve o kadar insan öldükten sonra nasıl hala o kalabalığa girebildiler hayret ediyorum doğrusu. Açlıktan öleceğimi bilsem bile hiçbir güç beni o kalabalığın içine sokamazdı. 3-4 günde bir fırına gidiyorum ona bile tırsıyorum. Bunlarda nasıl bir umursamazlık veya cesaret var şaşıyorum.

Bir de en çok şaşırdığım olay milletin bu rahatlığına rağmen virüs nasıl ülkemizin anasını ağlatmadı İtalya veya ABD gibi? Onu da ülkemiz sağlık sisteminin diğer ülkelerden daha iyi olmasına bağlıyorum ama ne kadar iyi olursan ol bu bulaşıcılık seviyesindeki bir virüse göre fazla anormal bir durum. Yani kafam çok allak bullak oldu. Kaçırdığım bir nokta mı var acaba? Siz ne düşünüyorsunuz?

 
psikoloji 101.

ayrıca:

e. Baskılama ve Aralıklı Serbest Bırakma Stratejisi: Tek başına baskılama yönteminin uzun süre uygulanamayacak olmasından dolayı toplumun kısa sürelerle baskılama dönemlerine girmesi, bu dönemler arasında bir süre toplumun serbest bırakılması öngörülüyor. Ancak bu yöntemde, her baskılama döneminde hasta ve ölüm sayıları azalırken, serbest döneme geçildiğinde vakalar tekrar artmaya başlıyor. Vaka sayısı sağlık sisteminin müdahale edebileceği sınırları aşmaya yakınken tekrar baskılama dönemine girilmesi, böylece yıl boyunca tüm vakalara sağlık hizmeti sunularak ölüm sayılarının en aza indirilmesi hedefleniyor.
  • Techsavvy  (13.04.20 17:00:43 ~ 17:06:17) 
aynen. virüs iptal.


  • malheiros  (13.04.20 17:01:30) 
onlar sokaklarda gezerek kendi sağlıklarını riske edecek kadar bu işi önemsemezken; sen 3-4 günde bir fırına gitmekten dahi tırsarak bu sürece fazla anlam ve korku yüklüyorsun.

psikoloji 101 +1. herkes farklı işte. o adam biraz gevşek, bana bir şey olmaz diyor. sen de aşırı tırsaksın, açlıktan öleceğimi bilsem o kalabalığa girmem diyorsun.

oysa günün sonunda 80 yaşının üstünde %18 öldürücülüğü olan, overall'da hasta olanların %20'sinin hiç anlamadığı ve %70'inin aşırı hafif semptomlarla geçirdiği bir virüs söz konusu. sokağa çıkıp yürümenin anlamı var mı? yok. cehalet. evde oturup 'bunlar nasıl insanlar yaa' diye tırsmaya gerek var mı? yok. korkaklık.

sadece türk'lere özgü bir durum da yok, geçen almanya'dan arkadaşın attığı fotoğraf vardı: parklar full. insanlar güneşin tadını çıkartıyorlar. maske falan yok. (aralarında mesafe bırakmışlardı gerçi)
  • metrobus yoluna kacan angus  (13.04.20 17:07:21) 
Bişeyi kaçırıyosun evet, bu hafta aniden gelebilecek yasağa karşı stok zamanı :D O nedenle millet saat sabah 9da sokakta kalabalık etmeye başlamıştı bile.

İtalya ve ABD'de de hemen peak vermedi zaten. İtalyayı bilmiyorum aama ABDnin sağlık sistemi hakkaten leş. Bikaç defa gıda zehirlenmesiyle acile gitmiştim 3 saat bomboş acilde beklediğimi bilirim. Geber daha iyi gözüyle bakıyolar. Bizim sağlık sistemi onlara göre çok çok daha iyi, bence.
  • superfluid  (13.04.20 17:41:00) 
[]

The Walking Dead'e dönmeye değer mi? (Spoiler)

Merhaba arkadaşlar,

2-3 ay öncesine kadar her ne kadar eskisi gibi heyecan vermese de The Walking Dead' i takip ediyordum düzenli olarak. Sonra yoğun bir zamana girdim ve fırsat bulamadım izlemeye. 10. sezonun başlarında kaldım ve sonra bir daha da dönüp izlemeye devam etmedim, erteledim sonra devam ederim diye.

Şimdi düşününce dönsem mi diye artık eskisi kadar sevmediğimi fark etmeye başladım. Rick gittikten sonra The Walking Dead'in benim için bi anlamı kalmadı. Resmen saçmalamaya başladı. İlk sezonları falan çok özlüyorum. Shane' i, Glenn'i, Maggie'yi, Merle' ü hatta Lori' yi bile özledim. En baştan başlayıp 3 kere falan izlemişimdir tüm seriyi. O kadar seviyordum.

Dizi gittikçe kan kaybetmeye başladı ama benim için Rick gidince tüm heyecanını kaybetti. Maggie falan da gitti ama haberlerden onun tekrar döneceğini biliyordum. Demin Youtube'da önüme düşen fragmanda Maggie'nin dönüşünü gösteriyordu. Onu görünce yine dönsem mi dedim. Bir yandan da Rick'in gelecek filmlerini dört gözle bekliyorum. Sizce bir şans vermeye değer mi? Siz ne düşünüyorsunuz? Siz gidişattan memnun musunuz değil misiniz? Bu arada 10. sezonu izlemediğim için spoiler vermezseniz sevinirim.

 
Ben 8 bitince bıraktım ve hiç devam edesim yok. Çizgi romanı da 175'te bıraktım, zaten 193'te son yaptılar. Açıkçası bu diziyi de, çizgi romanı da nasıl batırdılar anlamıyorum...

Dizide Negan ve Saviours'u çok uzattılar, tam 2 sezon bunu izlettiler ki daha önceki sezonlarda kötü gruplar en fazla 1 tam sezon kaplıyordu. Burada bence ip koptu. Bir de Abraham falan çok erken öldü, dizide öldüre öldüre adam kalmadı resmen lan... Soykırım yaptılar.

Çizgi romanda ise 170'lerin başında bunlar yeni bir yerleşim yeri buluyorlar, bu sefer Alexandria'dan da gelişmiş, ama orada da farklı yönetim var, farklı anlaşmazlıklar falan ama olay aynı, baydı resmen. Baktım bir yere bağlanacağı yok bıraktım onu da. Zaten 20 sayı sonra tamamen bitti...
  • malheiros  (11.04.20 17:05:25) 
Ben 9'dayım o yüzden spoiler veremem sanırım. Ben de 7. sezonda bıraktmıştım. Sonra bir arkadaşım spoiler verdi, olum bu zombiler konuşmaya başlamış diye. Ben de gerçekten zombiler konuşuyor sanıp 2 sezon daha izledim sıkıla sıkla. Meğer whisperers'mış o konuşanlar. O bölüme gelince arkadaşa sövdüm bi temiz.

Artık her sezon kendini tekrar ediyor. Kötülerle karşılaşıyorlar. Sonra kötüler birkaç baş karakteri katlediyor. Sonra birleşip savaşıyorlar falan. İyice Türk dizisine döndü bi de. Uzun uzun müzikli sahneler. Ulan zaten 10 yıldır yayındasın uzatma aq artık.
  • himmet dayi  (11.04.20 17:16:02) 
[]

Komşuları ihbar etsem polis ihbarcının ben olduğumu söyler mi?

Merhaba arkadaşlar,

Karşı apartmanda oturanların neredeyse hiçbiri virüsü falan umursamıyor ve adamlar sürekli dışarıda 10-15 kişi olup yan yana oturuyor ve çene çalıyorlar. Sosyal mesafe falan hak getire, her gün aynı manzara ve ben onları gördükçe sinir krizine giriyorum. İşin diğer kısmı babamı zaten evde zor tutuyoruz, onları görünce dışarı çıkası geliyor. Bugün dışarı çıkacaktı ancak ikna edebildim çıkmaması için.

Resmen toplum sağlığını tehlikeye atıyorlar. Yaş ortalamaları 55-60 arası. Ben bunları şikayet etsem 155'i arayıp polisler gelip ceza yazar mı bu sorumsuz neandertallere ve de en önemlisi polis ihbar eden numarayı falan ispiyon eder mi komşulara? İsimsiz ihbar yapacağım tabi.

Bizimle muhabbetleri vardır ama öyle samimi değiliz. İhbar edenin ben olduğumu anlarlarsa sadece onlarla değil, ailemle de papaz olurum. Teşekkür ederim.

 
polise olayı güzelce anlatır söylersen hiç bişey olmaz bence


  • Efespilsen  (10.04.20 18:21:12) 
polis şikayet edeni ifşa etmez. polis hiç ihbar kaynağını kesmek ister mi?
şikayet edin.

  • lesmiserables  (10.04.20 18:31:56) 
Valla öyle de ifşa eder ki :) İsminizi vermeyin mümkünse.

Bizim komşu apartman kapısında uyuşturucu kullananları ihbar etti, Nalan hanımın şikayeti üzerine geldik dediler aşsksşfkflşflf
  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (10.04.20 18:49:48) 
%90 adın soyadınla şikayet ettiğini söylerler. genel olarak böyle oluyor çünkü.
* arabaları cadde üzerinde park ediyoruz apartman olarak. caddenin karşısında bi işyeri var. trafiğe şikayet etmiş bizim araçları. polis geldi, anons yaptı. Araçları çekmek için çıktık. İlk söylediği şey şu karşıdaki işyeri şikayet etmiş sizi, oldu. ahahahhaa

  • scudman1  (10.04.20 18:57:59) 
Polis şikayet edeni ifşa etmez diyenlerin mevcut uygulamadan haberi yok galiba. Polis maalesef şikayet edeni söylüyor arkadaşlar. Söylemeyebilir de ama tamamen talih işi. Öte yandan şunu da ekleyeyim: CİMER şikayetlerinizde de şikayetçinin kim olduğu bildiriliyor. Dolayısıyla bunu bilin öyle davranın.


  • microfiction  (10.04.20 19:06:49) 
İhbar benim işim:) Bu yıl sokaktaki 2 kavgayı şikayet ettim. Kavgadan sonra kimse ulaşmadı bana. Komşumu da ihbar ettim. Onlar ismimi sormamıştı ama ben ismimi oturduğum daireyi söyledim. Ha bir de cimer şikayetlerimi burada dediğim gibi komşumun tanıdığı zabıta amiri direkt kendisiyle paylaşmıştı.

İhbar edenin kimliği gizli kalmalı. Yukarıdaki örneklerde gördüğünüz gibi tamamen şans işi. İŞini layıkıyla yapan biriyse söylemez, söylememesi de gerekir. Arada bir alışveriş varsa zabıta örneğinde olduğu gibi dilekçelerinizden noktasına virgülüne kadar haberdar olurlar. Mesela ben bu Çankaya belediyesine bağlı zabıtayı tam 5 kez şikayet ettim ama kimin tanıdığıysa 'uyardık' bile demediler ama olsun ben yine de şikayet etmeye devam ediyorum.
  • banacevaplazım  (10.04.20 19:53:52 ~ 19:54:14) 
[]

Neden sağlık görevlileri hazmat giymiyor?

Merhaba arkadaşlar,

Gerek yabancı gerek yerli basından takip ettiğim kadarıyla gözüme takılan bir şey var. Sağlık görevlilerinin çoğu sadece maske ve eldiven takıyor. Oysa hazmat giyseler daha az riske girmezler mi? Neden hazmatı bu kadar az insan giyiyor?

Acaba pratik değil ve kasıntı diye mi? Yoksa pahalı olması mı acaba? Yani tabi filtresiydi, oksijen tankıydı falan derken bayağı pahalı olur . Hatta İngiliz bir koruyucu ekipman üreticisi bir tane hazmat üretmek için alınması gereken sertifikanın 63 bin €'ya mal olduğundan bahsetmiş. Sizce bununla mı alakalı yoksa başka bir sebebi mi var aklıma gelmeyen?

 
overkill olduğu için.


  • nabrukk  (31.03.20 17:35:31) 
Maske bile bulamadıklarını soyluyorlar. Maske yokken bu var mıdır?


  • elorelia  (31.03.20 17:55:13) 
çünkü 3 seviyesini bulmak zor. 1. seviye hazmat bir işe yaramıyor. armoru düşük.


  • Tears of Devil  (31.03.20 18:39:44) 
millet aç aç diye bi karkatür vardı ya hah aynen öyle.
maske yok maske.

olsa mantıklı tabiiki.
  • rewlack  (31.03.20 19:15:41) 
Nerede yasiyorsunuz hocam? Kac gundur yeterli ekipman gonderilmiyor diye bas bas bagiran hekimlerin ttb’nin aciklamalarini gormuyor musunuz? Maskeyi bile cebimizden aliyoruz cogu zaman ne hazmati ya.


  • gibicibicis  (31.03.20 19:50:04) 
[]

İstifa eden sağlık çalışanlarına çok acımasız davranılmıyor mu?

Merhaba arkadaşlar,

Okuduğum yabancı bir haberde İtalya'da virüs yüzünden 44 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini ve bu sayının gittikçe arttığı yazıyordu. Şimdi düşündüm de bizdeki istifa eden sağlık çalışanları hem hükümet tarafından hem de toplum tarafından linç edildi. Neymiş hastaları kaderlerine terk etmişler, ettikleri hipokrat yeminini çiğnemişler, ölüyorum deseler bir bardak su verilmemesi gerekirmiş, yatacak yerleri yokmuş, hainlerin önde gidenleriymiş, bir daha hiçbir yerde çalışmalarına izin verilmemesi gerekiyormuş falan filan.

Şimdi düşünüyorum da çok acımasız davranılıyor ve olaya tek taraflı bakılıyor bana göre. Sonuçta herkes para için çalışıyor. İstifa eden sağlık çalışanları da ölümle karşı karşıya kaldıklarında kendi canlarını seçtiler. Etik mi değil mi orası tartışılır ama insan hayatındaki en baskın şey olan hayatta kalma güdüsünden bahsediyoruz ve sonuçta o baskın gelmiş. Bence yeteri kadar empati kurulmuyor. Bence sallayan birçok kişi de aynı durumda kaldıklarında aynı şeyi yaparlardı.

Burada onları savunmuyorum. Sadece olaya tek taraftan bakıldığını söylemeye çalışıyorum. Bu arada elbette her şeye rağmen pes etmeyip canı pahasına mücadele veren sağlık çalışanlarını göz ardı etmemek lazım. Herkes onların yaptığını yapamaz ve onlar gibi güçlü kalamaz. Ben sadece onlar gibi olmayanlardan bahsediyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?

Edit: Biz konuya kafa yorarken tüm özel ve kamuda çalışan sağlık çalışanlarına istifa kısıtlaması getirildi.

 
Bence evet. Mesele "vatan hayını, 155'i ararun"dan daha karmaşık. Doktorlar hayat kurtarır ama kendi sağlıkları otoritelerce güvence altına alınmıyorsa kendi güvenliklerini almak zorunda kalırlar. Ben olsam, bana da yeterli ekipman sağlanmazsa göz göre göre intihar etmek istemem.


  • prole  (27.03.20 19:05:09) 
hükümet eksiklerini örtbas etmek için birilerini hedef gösterecek


  • freebird5406_2  (27.03.20 19:06:00) 
ben olaya farklı açıdan bakıyorum. siyasi olarak bakmak işin kolayı o yüzden onu geçelim.

doktorların bunu düşünmek için minimum 6 seneleri oluyor. eğer yemininin gereğini getiremeyeceksen o işi yapmayacaksın.

haydarpaşa numunede bir doktorla tanıştık eşime acil safra kesesi ameliyatı olması gerektiği teşhisini bir o koyabilmişti. ameliyatı o hafta yaptı. daha sonra kendisine ulaşalım dediğimizde öldüğünü öğrendik.

meğer ağır kanser hastasıymış ama son dakikaya kadar görevinin başında kalmayı seçmiş. sanırım böyle doktorlara ihtiyacımız var. tatlı su doktoru olacaksanız düşünmek için minimum 6 seneniz var olmayın o zaman.

uk'de nhs şu an emeklileri bile göreve çağırdı, 500 bin insan gönüllü olarak nhs'e destek olmayı seçti, herkes canının tehlikede olabileceğini biliyor ama burada önemli olan ben ölmeden bir insan dahi olsa kurtarabilir miyim diye kendine sormak.

sanırım gerçek kahramanlara en çok ihtiyacımız olan dönemdeyiz. neyse ki yeterince kahraman can korkusu olmadan görevlerini yerine getiriyor. onlarla gurur duyuyoruz.

edit: bu duyuruya bile cevap yazan bazı doktora adayları ve sanırım doktor akrabaları adınaysa utandım. sabahın kaçı olmuş sizlerin adına utanıyorum. umarım insanlığınızı bulursunuz! dünya sizin ya da sizin tanıdığınız bu korkaklara rağmen bu karabasanı atlatacak! umarım bu mücadelede istifa edenlere gerekenden fazla bir yaptırım uygularlar. afişe edip meslek hayatlarını bitirirler misal. yeminine uymayan adam benden uzak olsun.
  • ozdek  (27.03.20 19:12:26 ~ 28.03.20 02:57:05) 
Hain main çizgisinde eleştirmiyorum ama mesleğin gereklerini yerine getiremiyorsan niye o mesleği seçiyorsun be kardeşim. Şüpheli paket var diye bomba imha uzmanı çağırmışız adam abi ben heyecanlanırım ya, ya gerçek bomba ise ben yokum diye son dakikada istifa etsin. Yangın çıktı itfaiye çağırıyoruz çok duman var abi zehirlenirim, ben bu işte yokum, ağaçta kedi kurtarma itfaiyesiyim ben desin. Hayvan kesilecek diye kasap çağırıyoruz beni kan tutuyor desin. Nasıl iş?


  • speedy  (27.03.20 19:33:50) 
Bu günleri öngörmeyen kişiler doktor olmasın. Zora gelince bıraksın o zaman herkes. Adam rahat nasıl olsa doktorum ben bana birşey olmaz diye düşünüyor.


  • opitseri  (27.03.20 19:34:06) 
@speedy nin benzetmeleri alakasız olmuş

kimse keyfinden istifa etmiyordur

şu benzetmeler daha doğru

bomba imha uzmanına bombayı etkisiz hale getirecek ekipman vermeden göreve göndermek

polise silah vermeden operasyona göndermek

itfaiye erine ekipman, su, yangın söndürücü vermeden yangına göndermek

bir devlet bunları sağlayamıyorsa niye var
  • freebird5406_2  (27.03.20 19:42:21) 
Çok net söylüyorum doktor olsam ve istifa ettikten sonra bu kriz geçtikten sonra hayatta kalabilecek parayı kazanabileceğimi bilsem dakika düşünmez istifa ederdim. Şu an hastanelerde neler dönüyor, ne koşullarda çalışılıyor, nerelerden ne yönde baskılar görülüyor biliyor musunuz?

Bu ülkede 1 ay önce n95 maskeler bir kere takıldıktan sonra çöpe atılmalıdır, tekrar kullanılması diye bir durum olamaz diye mesleki eğitim alan sağlık çalışanları şu an günde 3-4 kere çıkar tak yaparak kullanıyorlar o maskeleri. Hava geçirmez gözlük diye bir şey zaten yok.

Kriz bir anda patlak vermiş olsa neyse, ancak bu salgının geleceği belliydi. Yine de yapılan hazırlıkları görüşürüz. sağlık çalışanının güvenliğini düşünmeyen ülkeye kim neden zorunda olmadıkça görev bilinciyle hizmet etsin.
  • yercekimini kendine ceken adam  (27.03.20 19:46:14) 
@prole+1

birinden problemi çözmesini talep ediyorsun, çözmek için şunlar şunlar lazım diyor sana. hem bunları sağlamayıp hem de neden çözmüyor diye kızıyorsun. üstelik canlarını tehlikeye atarak.

MESLEĞİN GEREKLİLİKLERİNİ YAPACAK mesleki koşulları sağlanmıyorsa napsınlar.

ayrıca çok da umrundaydı sağlık çalışanlarının. ben olsam takmazdım yani.
  • jimjim  (27.03.20 19:46:57 ~ 19:48:33) 
100 Yılda bir oluşmuş salgından bahsediyorsunuz elbette acımasız davranılacak. O zaman suriye'de savaş var askerler ölmemek için istifa etsin, toplu kaos oluşunca polisler , ne bileyim avusturalya gibi büyük yangın çıkınca itfaiye teşkilatı.
Verdikleri ve verecekleri emeklere sonsuz saygım var minnettarım hepsine ama işleri bu, sağlık personeli demek sadece antibiyotik,vitamin yazan kişi değil. Savaş çıksa sahra hastahanelerinde göreve çıkılmayacak mı?

  • synax  (27.03.20 19:50:29) 
Misal cephedesin ki hala daha oluyordur bu örnek bi anda ölüm korkusuna kapıldın mevziyi terk ettin geri çekilmedin özellikle terkettin bu insan bakış açın neyse bu da odur. Hiç öyle bana maske vermesiler zart zurt yok bu istifa edenlerin hiç birinde mi maske yoktu? Dalgasız denizde herkes kaptan.


  • yeliz adeley  (27.03.20 20:03:58) 
doktorluğu sadece para için yapacaklarsa ve hastaya her daim rutin olarak reçete yazıp eczaneye göndereceklerse tanı tedavi anlayışları bundan öteye gitmiyorsa, işini para kazanmak için araç olarak görüyorsa ve kendi para sevgisi insan sevgisini aştı ise altı yılı bunun için okudu ise hiç yapmasın o mesleği.
tekrar göreve gelmeleri için aldıkları maaşın 2 katını mı vermek gerekiyor?

Ancak böyle bir kritik zamanda
- evet, bu işi hakkıyla yapamıyorum.. diye istifa edenleri de anlarım.
  • Erva  (27.03.20 20:06:07) 
mesleğin gerekliliği demiş çok bilmiş bir arkadaş. hangi askeri silahsız savaşa gönderiyorsun? sen personelini donatmayıp risk oluşturursan sonuçta insani bazı etmenler (mesela korku) devreye girecektir.
Sağlık personelinin de ailesi olduğunu unutmayın. Bu insanlar evlerine virüs taşıma endişesi ile nasıl çalışabilir?
Devlet tüm koruyucu tedbirleri alıp, tıbbi açıdan yeterli ekipmanı sağladığı halde istifa eden olmuş mu?
Soruların sorulması gereken merci farklı, kararları alan merci farklı.
Ama herkes biliyor ki kimse "O" na soru sormayacak.
  • angelofdeath  (27.03.20 20:08:32) 
durduk yere istifa ettiklerini düşünmüyorum. İstifa sayısı arttıkça devlet istediklerini yapacak, gerekli ekipmanı verecek. Doktorlara sahip çıkmazsanız hasta kayıplarının önüne geçemezsiniz diye çok hez TTB söyledi.

İstifa edenleri ABD alır, ben vatan hayini demezdim.
  • banacevaplazım  (27.03.20 20:37:38) 
ben istifa edenleri haklı görüyorum. göz göre göre ölüme gidemezsin. ve elin kolun bağlı. buradan sallamak kolay. kimse bu doktorlara karşı sarf edilen sözlerin aynısını suriye'de çatışmada olan ve usanıp istifa eden uzman er ve erbaşlar için demiyor nedense.

bir fark yok. ikisi de ölüm.
  • westblack  (27.03.20 20:43:28 ~ 20:45:18) 
Evet. Her zamanki gibi sorunun kaynağıyla alakasız ve kendini savunma imkanı olmayan insanlara yüklenip kendilerini tatmin ediyorlar.

İtfaiyeci olmayı seçtim diye hiçbir önlem almadan yanan eve girecek değilim. Göz göre göre kendine zarar vermek meslek ahlakı falan değil geri zekalılık.
  • bruce mclaren  (27.03.20 20:46:24) 
Hepimiz hayati tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızda savaş ya da kaç tepkisinden birini veriyoruz ve bu her duruma, zamana ve şarta göre değişir.


Haberleri takip etmediğimden konuyu bilmiyorum ama genel görüşüm: Yoğun baskı ve stres altında yanlış karar verebilecek ya da krizi yönetemeyecek kişilerin çalışmaması belki daha iyi olur. Yukarıda bir arkadaş bunu düşünmek için 6 yılları var demiş ama kimse mesleğe en kötü senaryolar olsa da hayatımı feda etsem diye başlamıyor. O kadar eğitimi ve bir o kadar tecrübesini yakıp bir bilinmezliğe adım atmayı seçiyorlarsa geçerli nedenleri vardır ve beni buna ikna etmek zorunda değiller. Hele ki şu dünya için bir bilgi, bir ürün, bir fikir üretmediysem kimseye "neden canını feda etmiyorsun" demeye hakkım yok.
  • beetlejuice  (27.03.20 20:55:50) 
İstifa edenler kesinlikle haksız. Çünkü doktorluk kutsal bir meslektir, idealist insan mesleğidir.
Kimse kendilerinin kafasına silah dayayıp doktor olacaksın demedi. Herkes bu mesleği eksilerini ve artılarını bilerek seçti.
Her terör saldırısında asker veya polisin istifa etmesi ne kadar doğru olur?
Veya yanında çalışan işçisi iskeleden düşüp öldüğünde, bir boyacinin istifa etmesi ne derece doğru?
Bence bu istifa edenler işin kolayına kaçanlar.
  • etna  (27.03.20 21:05:54) 
Ekipman, maske, kit sıkıntısı her ülkede var. Hangi ülke hazırlıklı pandemiye? Daha dün New York valisi 400 ventilator yolluyorlar diye Trump'a posta koydu, sonrasında Trump paşa paşa arttırdı ventilator sayısını. İspanya'da hastalar yerde yatıyordu videosu düştü, İtalya'da kimin yaşayacağına dair seçim yapmak zorunda kalıyor doktorlar. Ee o zaman o doktorların hepsi salak mı, niye kasıyor bassın istifayı gitsinler, ölsün milyonlarca kişi. Bu mu yani meslek ahlakı. Halk tv, Tele1, KRTye çıkın söyleyin kardeşim bağıra bağıra eksikleri, belki FETÖcü diye içeri atarlar kısa vadede ama kahraman olup ülke tarihine geçersin en azından


  • freedonia  (27.03.20 21:08:53 ~ 21:10:41) 
Birsey diyeyim mi o adamlar 6 yıl dirsek çürütüyor ya, okuyor sabahlıyor, 4 sınıftan sonra hocaların ve asistanlarin en çömezi oluyor. Gelen vuruyor giden vuruyor. Ya da saat 5.30 da vizite kalkıyor üstüne azar yiyor.

Bu adam emek veriyor, emeğin cok ötesinde birsey hatta kendinden ödün vermesi gereken durumlar olabiliyor bir hoca hakaret etti diyelim ne yapacaksın sesini kısıp oturacaksın abi. cerrahi branşlarda asistan ken vitiligo olanlar mi dersiniz siz 36 saat aralıksız çalışmak nedir biliyor musunuz. 35 saatte gelen kişiye hala tani koymaya çalışmak. Herkes boş boş atmış. Tr de hiç bir hastanede nöbet sonrası off yok. Bu ne demek biliyor musunuz o adam 8 5 çalışıyor üzerine gece nöbete kalıyor ve üzerine 8 5 tekrar çalışıyor. Dahiliye cerrahi gibi full yoğun olan bölümleri düşünemezsiniz bile.

Eğer o adam 6 yıl okuduğu ve emek verdiği şeyden vazgeçiyorsa inanın çok hakli gerekçeleri vardır. O adam bana kedim 2 kere miyavladı istifa et dedi dese haklısın abi derim.

Bir de insanlar demiş zora gelince yapacaksan niye o bölümü seçtin. Dostum tıpa gideni ailesi okuttu sen mi okuttun sana niye bu kadar koyuyor istifa etmesi. o adam dirsek çürüttü. Ve istifa edince o adam parasız kalacak. O adamların emeği zayi olacak. Ki belki istifa edenin kronik rahatsızlığı var 59 yaşında ne biliyorsunuz. Benim babam suan 58 yasında ve doktor istifa etse kimsenin karışmaması lazim. Kim babama haksız diyebilir soruyorum ya.

Istifa edenlerin ailevi derdi var mi evinde neyi var nesi var kaç yaşında ne derdi var ne biliyorsunuz. Belki kanser hastası yakını var evinde belki kendi hastalığı var. Ayrıca kimse ölmek için doktor olmaz. Hayat kurtarmak için olur. Şuan gerekli malzemenin yüzde 1 i bile verilmemisken, ki benim tanıdığım doktorların hicbirine tek bir urun bile sağlanmadi gönderilmedi, kendi başlarının çaresine bakmaya çalışıyorlar karaborsa olmus ürünlerin arasında. Ne kendini feda etmemesinden bahsediyorsunuz hala ya.

Utanıyorum.
  • mobydick  (27.03.20 21:28:15 ~ 21:34:28) 
Normal bir sistemde is zora geldiginde istifaya belki karsi cikabilirdik cunku bu tarz durumlar da saglik calisanlari icin isin dogasi ama normal bir sistemden cok uzagiz. Bizim durumda, yani yoneticin senin guvenligini arttiracak en basit olasi adimlari bile atmadigi bir durumda istifa etmemen ayip. Sen on hatta kite ulasamiyorken tepede birileri arap sabunu gibi kullanabiliyorsa istifa etmemen ayip. Bu, hayatin tehlikeye girdigi icin istifadan ote bir durum. Olaganustu durumlarda hayatini riske atacak nice kahraman saglik calisani vardir ama ortada buyuk bir umursamazlik ve aptallik varken niye atasin? Ustelik isin toplumsal boyutu da var ki ona bitmisim abi deginmis.


  • dunal  (27.03.20 22:06:43) 
ülkede kimse iş ahlakına sahip değilken, memurlar sallabaş çalışırken, özel sektörün yarısından fazlası bir çekişme içine girip insanları dolandırıyorken doktorlardan bu "kutsal iş ahlakını" bekleyemeyiz yukarıdaki gruba ait olanlar olarak. helal olsun bıraksın gitsinler demem ama karşısına çıkıp duramam, tepki de gösteremem. kimsenin de bunu isteme hakkı olduğunu düşünmüyorum.


  • Bruce  (27.03.20 22:17:43) 
ben bu işi şuna benzetiyorum, pilot olupta her şey günlük gülistanlık oh otopilotla uçarken bir gün çok kötü bir havada kurtaramayacağını anlayınca uçaktan paraşütle atlamayı düşünen pilot..

hekimlik son yıllarda nispeten kolay ve garantili para kazanma mesleği olarak görülmeye başlandı türkiyede, sırf bu nedenle derece yapan, çok zeki çocuklar belki de alakaları olmadığı halde tıp yazdılar, halbuki bu meslek her zaman risk içeriyordu. savaş zamanı olur, bu tarz salgın hastalıklar olur, askerlik görevi olur, olur da olur.

hoş son yıllarda tus sonuçlarını görüyoruz sırf puanı yüksek diye tıp yazan çocuklar zamanı gelince en risksiz uzmanlık alanlarını seçiyorlar. cerrahlık, kadın doğum v.s. en düşük puana sahip.

sonuç olarak istifa eden sağlık çalışanlarına acımasız fln davranıldığını düşünmüyorum. ben devlette karar alıcı olsam hekimlik diplomalarını iptal ederdim o kadar net.

son olarak aklıma gelmişken, inş bu olay biraz da ders olur sırf puanım yüksek garanti meslek diye tıp yazmaktan vazgeçenler olacaktır ki bu hayırlısı olur hem ülke hem kendileri adına.
  • nuisance  (27.03.20 23:04:26 ~ 23:06:20) 
Ben son sene tıp öğrencisiyim yani intörnüm. Biz şu an tatildeyiz mesela. Duruma göre erken mezun edilip göreve çağrılabiliriz. Böyle bir şey olmasın diye saklanıyorum resmen evde. İs te mi yo rum çünkü bu ortamda çalışmak.

Bu mesleği seçenlerin %10'u falan insan hayatı kurtarmak için seçiyor. Hepsinin kendi kariyer planı var. TUS'ta öküz gibi kasıp dermacı olup kozmetikten para kırmak isteyen de var, plastik cerrah olup nişantaşına ameliyathane açmak isteyen de. Benim gibi mezun olayım da klinikle alakam kalmasın, laboratuvarda çalışayım ya da ilaç firmalarıyla iş yapayım diye düşünen de. Niye başka meslek hakkında böyle ahkam kesebiliyorsunuz?

Neymiş bu dönemde meslekten kaçan biri doktor olmamalıymış. Size ne acaba? Yahu Tıbbın zilyon dalı var, biri sadece genel cerrah olup tiroid ameliyatı yapıp yolunu bulmak ister. Pandemi durumunda da sorumluluk almak istemez yani. Zorunlu tutarsan istifa etmek ister, istifasını engellersen de adamı bezdirirsin ülkeden. Bu durumda dersin her branştan görev almak isteye doktorlar başvursun, ek ödeme yapılacaktır; koruyucu imkanlarını da sağlarsın sonuna kadar. O zaman oldukça yüksek bir insan grubu gelir zaten. Ama zorla sen burda duracaksın demek çok yanlış bir olay.
  • nundu  (27.03.20 23:48:00) 
ister istifa eder , isterse diplomasını yakar siz neyin peşindesiniz. bunlar devlet denen mekanizmanın problemleri ve hedef göstermeleri, sürecin boka sarması durumunda yeni fetöcülerimiz yavaştan belli oluyor anlaşılan . orman yangını tüm şehri ele geçirdiği zaman bir itfaiye çalışanı başlarım böyle işi deyip, karısı ve çocuklarının güvenliğine kafa yorar. hayat hollywood filmi değil, şartlar ne kadar ağırsa ona göre önlemini alacaksın, istifa eden çoksa eldekilere astronomik maaşlar vereceksin.


  • docrivers  (28.03.20 00:26:54) 
[]

Corona için risk grubunda mıyım?

Merhaba arkadaşlar,

Az önce sözlükte dolaşırken İstanbul'da virüsten hayatını kaybeden 33 yaşındaki genç arkadaşımızın haberini okudum ve haberde arkadaşın FMF ve ankilozan spondilit( bir romatizmal rahatsızlık) rahatsızlıkları olduğunu öğrendim. O yüzden tırsmaya başladım. Çünkü bende de ankilozan spondilit var.

Bu virüsün ankilozan spondilit hastaları için ne gibi riskler oluşturduğu konusunda internete baktım ama kayda değer bir şey bulamadım. Bir yerde AS hastalarının kullandığı ilaçların enfeksiyonun ilerlemesini hızlandırdığını okudum. Kullandığım ilaçları FMF hastaları da kullanıyor.

Başka bir sitede de AS hastalarının 2. veya 3. risk grubunda olduğunu okudum. Tabi ne kadar doğru bilemiyorum ama endişelenmeye başladım. Tüm rahatlığımı kaybettim açıkçası. Bu konuda bilginiz var mı? Teşekkür ederim.

 
bende de fmf var. ben de bir açıklama bekliyorum, bilen varsa.


  • anarsika  (25.03.20 16:43:08) 
kesin cevap için doktorlarınızı arayın. benim kullandığım ilaçlar covid-19 tedavisi için kullanıldığı için kullanmaya devam ediyorum.
www.romatoloji.org
www.england.nhs.uk buraya göre de AS yüksek risk/artmış risk grubunda.
  • sutlu nescafe  (25.03.20 18:10:11) 
merhaba, tamamen tahmini bir teorim var. bu şekilde otoimmün hastalıkların ataklarını bastırmak için (özellikle romatizmal) genelde immün sistemi baskılayıcı ilaçlar kullanılıyor. ve bu corona bağışıklığı düşük olanları hedef aldığı için risk grubu da bu ilaçları içenleri de içeriyor olabilir. fakat örneğin fmf tedavisinde kullanılan kolşisin bu gruba girmiyor. ve şahsen ben önemli sayılabilecek otoimmün sistem hastalığını mutlulukla yendim. yani bu durumda da ümitsizliğe kapılmamak, strese girmemek en mühim şeylerden biri. sağlıklı günler dilerim.


  • ok  (25.03.20 20:32:32) 
[]

Babamın vurdumduymazlığı yüzünden kudurucam artık

Merhaba arkadaşlar,

Korona muhabbeti ülkemizde bu raddeye henüz gelmemişken geçenlerde şu duyuruyu açmıştım bizimkilerin virüsü umursamadığıyla ilgili. www.eksiduyuru.com

Malum olaylar ciddiyete bindi, annem olayın ciddiyetinin farkına vardı her aklı başında insandan bekleneceği gibi ama babam aynı tas aynı hamam. Adama söz geçiremiyoruz. Kardeşlerim her gün sabah akşam arayıp uyarıyor dışarı çıkmamamız konusunda. Annemle ben kızıyoruz ama yok napıcaz bilmiyorum. Adam nato kafa nato mermer. Dışarıdan gelmek istemiyor, dışarı çıkması yetmiyor gibi bir de kimi görürse onun yanına gidiyor. Kuduracağım artık, ağzıma ne gelirse sayacağım, o noktaya geldim. Tam doğal seleksiyon tarafından ortadan kaldırılmalık yemin ediyorum. Ama insanın babası olunca atsan atılmıyor satsan satılmıyor.

Şimdi dışarı çıktı geldi, sinirlendim bağırdım çağırdım ama yok, zeytinyağı gibi üste çıkıyor bir de. Şeytan diyor al 2 metre zincir her tarafından bağla. Onu istiyor cidden. Şu an tek mantıklı gelen o. Belki yemeklerine uyku ilacı katıp sabah akşam uyumasını sağlamak. Bilmiyorum belki de polise şikayet etmeliyim. Hazmatlı polisler gelsinler gözaltına alsınlar toplum sağlığını tehlikeye atmaktan. O zaman belki bi ihtimal anlar durumun ciddiyetini. Nasıl başa çıkacağız bu adamla? Yol gösterirseniz sevinirim. Bir de sizde de benzer durum varsa nasıl başa çıktığınızı söyler misiniz? Teşekkür ederim.

 
tok sesli bir arkadasiniza aratin, saglik bakanligi yada bulundugunuz yerin polis merkezinden aradigini soylesin, hakkinda sikayet oldugunu ve veya disarda bulundugunun tespit edilmesi durumda para cezasi teblig edecegini soylesin.

sanirim sakinlesecekdir.

anlatmaya ugrasmayin ne yazik ki insanimiz duvara carpmadan akillanmiyor
  • cairo  (22.03.20 17:13:11 ~ 17:13:43) 
Aynı durumu yaşıyorum. Bizde evde kavga durumuna geldik. Dün kavga ettik dünden beri evdekilerle aramız limoni. Sağlık bakanı gece hasta-ölü sayısını açıklıyor bizimkiler ağlayıp, sızlanıyor ama sabaha bi bakıyorum ben uyanmadan evden çıkmışlar. İki gün üst üste evde duramadılar. Sinirden kalbim ağrıyor artık. Boş yere dışarı çıkıyorlar.

Babam o kadar bişe olmaz modundaki yani neredeyse boğmaya kalkıcam bak virüs solunumu nasıl mahvediyor gör de dışarı çıkma diye. Dışardan eve geliyor, hava öksürüyor-hapşuruyor. Defalarca aynı peçete ile dibimde sümkürüyor.

Hiçbir şekilde anlatamıyorum. Haber izletiyorum. İtalya'da hastaları hasta yatağında izletiyorum. İran'daki mezar videolarını izletiyorum. Ama asla artısını görmedim. Hep bu televizyona çıkıp hastalığı önemsiz diye anlatmaya başlayan şarlatanlar yüzünden. Bizimkiler full onlara inanıyorlar. Zıt bir bilgi işlerine gelmediğinden beni de tınlamıyorlar.

Ben başa çıkamıyorum artık. Temizlik yapma kat sayımı arttırdım. Daha fazla kendime dikkat etmek dışında bir şey yapamıyorum.
  • GoodMorningTeacher  (22.03.20 17:25:36) 
Ceza belli oldu. bu yaştakileri ceza içeride tutar :

www.milliyet.com.tr
  • Erva  (22.03.20 17:45:11) 
kapıyı kitleyip, anahtarı aldım. kendimi de odaya kapattım uğraşamıyorum daha fazla.bir ihtimal günde bir kez beraber kısa yürüyüş yapıp geri getirebilirsiniz, temassız. en kötü ihtimal ispiyonlamak, polis bekçi zabıta kim olursa.


  • anarsika  (22.03.20 17:48:28) 
[]

Bizimkiler virüsü umursamıyor. Napıcaz?

Merhaba arkadaşlar,

Virüs konusunda çok tedirginim. Bir de Plague Inc'i falan çok oynayınca iyice tuz biber oluyor, korkuyorum. Millet sıcakları bekliyor ama oyundaki gibi hadi virüs "Sıcağa karşı kabuk geliştir" yeteneğini aktif hale getirirse napıcaz diye düşünüyorum.

İşin şakası bir yana bizimkiler virüsü hiç umursamıyor. Annem "Aman vade gelmişse önüne duracak değilsin ya!" diyor, " O kadar adamı eve mi kapatacaksın?" diyor. Babamın zaten hiç mi hiç umrunda değil, adam kahvehaneye gitmeden duramıyor, 1-2 gün gitmese ertesi gün mutlaka gidiyor. Bu pislik yuvalarından bir şey getirecek diye korkuyorum vallahi. Sonra dışarı dolaşmaya çıkıyor. Zaten hijyenine dikkat eden birisi de değil. Benim gibi lanet olası bir takıntılı bile onu hizaya getirebilmiş değil. Yemekten önce ellerini yıkarsa yıkar ancak. İkisinde de geleneksel bir mentalite olduğu için yeniliklere kapalılar.

Onlarla nasıl yaşayacağım bilmiyorum. Koskoca insanların üstünden kapıyı kilitleyecek halim yok. Zaten ben takıntılı olduğum için dinleyecekleri son kişi benim. Karşınızdaki çocuk olmadığı için laf geçiremiyorsunuz. Ne yapacağım onlarla? Sizde durumlar nedir? Teşekkür ederim.

 
onlar dikkat etmiyor olabilirler biraz ama sen de fazla abartıyorsun sanki. her zamanki normal tedbirlerini alırsan bulaşsa bile klasik grip formunda seyreder ve kolayca tedavi edilebilir, deliye dönmeye gerek. virüsten önce trafik kazası sonucu ölmen daha olasıydı, şimdi de öyle hatta.


  • wmeh  (13.03.20 16:10:39) 
Önce oyunları bırak. Sonra temizliğine dikkat et, en son besinler ile bağışıklık sistemini güçlendir. Yeşillik bolca ye. Yeter bunlar


  • ykyt  (13.03.20 16:12:26) 
olması gerekeni yapıyorlar yapacak bir şey yok. nezleden farksız bir şey için bu kadar yaygara koparmaya gerek yok.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (13.03.20 16:12:54) 
Arkadaşlar tamam ben belki kolayca atlatabilirim ama onlar için endişeleniyorum. 60 yaş ve üstü insanlarda ölüm daha sık gözlendiği için ben de normal olarak endişeleniyorum. Oyunları da bırakmam imkansıza yakın maalesef :(


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (13.03.20 16:14:59 ~ 16:16:10) 
Babanızın durumu şöyle herhalde.

twitter.com

Nedense yaşlılarda böyle bir inat durumu var, onların psikolojisini de merak ediyorum, herkes 60 yaş üstüne uyarıda bulunuyor, risk altında olduğunu bilmek hoş olmasa gerek. Belki de böyle rahatlıyorlar ama bence tedbirli olmakta fayda var. Belki sizin dışında başkalarından da duysalar etkili olur.
  • hair freak  (13.03.20 16:38:44) 
@ Legacy

Evet, haklısın yani. Zorla güzellik olmaz sonuçta. Her zaman diyorum "İnsanın içinde olacak." Önerilerin için teşekkür ederim.

@ hair freak Keşke öyle olsa ama maalesef. Yeniliklere son derece kapalı. En azından okey, kağıt gibi oyun oynama alışkanlığı yok. O da bir şey. Başkasından dinleyince yine bir şey değişeceğini sanmıyorum. Çünkü aşırı derecede umursamaz biri, çocuk gibi.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (13.03.20 16:54:11) 
Dezenfektan sprey alın ya da kolonyayı sprey şişeye boşaltıp evden içeri girdiklerinde ellerini bu şekilde yıkamaları şeklinde uyarın. Evi ekstradan siz temizleyin. Özellikle evi girişi, kapı kulpları, marketten alınan ürünlerin ambalajlarını silin.

Benim babam da daha beter durum var. Çalıştığı şirketin yurtdışı ofisleri var. Bu ofislerde çalışanlar 15 gün türkiye'deki babamları ofiste diğer 15 gün yurtdışındalar. Haliyle sık seyahat eden iş arkadaşları var. Bizimki bu şekilde bile dikkat etmiyor. Benim, kardeşimin ve babamın bir rahatsızlığımız yok ama annem kalp hastası. Bu yüzden gerçekten endişe ediyorum. Elimden geldikçe dikkat ediyorum. Ama yok bizimkinin kalın kafası almıyor. Birde kendince şaka yaparak saçma laflar ediyor. Virüsten değil ama yakında sinirden kendimi imha edicem.
  • GoodMorningTeacher  (13.03.20 16:59:23) 
Nezleden farksız diyenler net cahildir ve boş zamanlarında tvye çıkan şarlatanları izliyordur. Mevsimsel grip %0.1 ölüm oranına sahipken covid19 %3. Oranlamaları vardı, yaklaşık 50 kat daha ölümcül olduğundan bahsediliyor. Tüm dünya alarma geçmiş, her etkinlik iptal ediliyor ve ülkeler milyarlarca dolar harcıyor. Bizim cahiller çıkmış nezle daha çok öldürüyor diyor. Eğer Çin Wuhan'ı erkenden kapatmasaydı 4 kat daha fazla yayılacaktı. Hayatınızı önlemler aldığınız sürece pek kısıtlamanıza gerek yok. Ama kahveye giden baba çok tehlikeli, kolonya banyosuna sokmanız lazım. Okey taşına bin kişi dokunuyor tükmüklü mükmüklü. Sadece sudan geçirilmiş bardaklarla çay içiyor. Babanızı sevmiyorsanız gitmesine müsade edebilirsiniz tabi sizin tercihiniz ben kimseye şunu yap bunu yap diyemem.


  • bahoho  (13.03.20 17:20:08) 
@GoodMorningTeacher Babam bırakın dezenfektanı, elini bir kez bile sıvı sabunla yıkamış birisi değil. Daima bilindik kalıp sabunla yıkar elini ama onun da ne kadar hijyenik olduğu belli. Sıvı sabun kullanmayan adam dezenfektan hiç kullanmaz. Kendini böyle şeylere kapatmış durumda. Islak mendile düşman gözüyle bakıyor siz düşünün artık gerisini.

Sizin babanızın durumu da tehlikeliymiş. Bi orada bi burada, resmen virüsün yayılması için seferber olmuşlar gibi. Bu durumda babanızın onlara uzaylı gibi davranmak yerine umursamaması cidden tehlikeli. Ben de sizin sinir harbi geçiriyorum ama nafile. Atsan atılmıyor satsan satılmıyor. :(

@bahoho Televizyona çıkan şarlatanlar konusunda çok haklısınız. Ya millet çıkıp abuk subuk konuşuyor. İşin kötü tarafı bizimkiler de özellikle annem bu şarlatanları dinlemeden edemiyor. Geçen çıkmış bi tanesi "Bu virüsün havada kalma süresi 1 dk falandır." diyo, çıldırdım ben orada. İnsanlar bu gibi cahiller tarafından yanlış bilgilendiriliyor. Babamın oyun oynama alışkanlığı yok ama sonuçta o pis ortamda kaç kişiyle dip dibe.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (13.03.20 17:26:36 ~ 17:43:59) 
işte bu gerçek yüzünden Türkiye da virus yayılmaya başlar ise zirveyi hızla zorlamaktan korkuyorum. pehhh normal grip diyenlere de; ben virüsten direkt korkmuyorum. sağlık sistemini çökertmesinden endişe ediyorum.


  • surprise  (13.03.20 20:37:26) 
bir hafta sonra fikirleri degisir..


  • bir varmis bir yokmus  (14.03.20 01:23:24) 
Hadi gözünüz aydın, kahvehaneler kapatılıyormuş geçici bir süreliğine.


  • hair freak  (16.03.20 18:02:47) 
[]

Assassin's Creed oyunlarının nesi beğeniliyor?

Merhaba arkadaşlar,

20 yıldan beri video oyunlarının içindeyim. Karakterim oyunlar tarafından şekillendirildi, bir parçam haline geldi desem yeridir. Yani profesyonel anlamda bir " old school gamer" olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.

Ancak bir konu var ki içimde hep bir yara gibi hiç geçmiyor: Assassin's Creed. Bu serinin oyunlarını ne yaparsam yapayım bir türlü sevemiyorum. Çok yüzeysel geliyor. Dövüş mekaniklerini falan hiç mi hiç beğenmedim. Vuruş hissi yok bir şey yok. Taşa mı vuruyorsun adama mı belli değil. Sanki dövüşten ziyade oyun sizi sürekli birilerini sinsice öldürmeye zorluyor gibi. "Dövüşme bak, dövüş çok zevksiz, sen git adamı sinsice öldür" diyormuş gibi sanki. Bir türlü zevk alamadım. Hikayenin derinliğine falan girmeyeceğim. Sadece Revelations ve Black Flag oynadım. Ama ikisi de bana çok yüzeysel geliyor. Beğenseydim seriye baştan baştan başlamak isterdim.

Ben böyle beğenmezken bakıyorum millet deliriyor bu seriye. Nereyi kaçırıyorum anlamıyorum. Bende bir de biraz garez var sanırım bu seriye karşı Prince of Persia serisiyle karşılaştırdığım için ve bu seriyi bitirdiği için. Sanırım beğenmememin en büyük sebebi bu. POP'un bendeki yerini bir türlü dolduramadı. O yüzden de sanırım sevemiyorum ve hiç sevemeyeceğim de. Uplay hesabımda Ubi'nin ücretsiz dağıttığı bir sürü AC oyunu var ama hiçbirini de oynamak istemiyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?

 
Katılıyor ve benzer sebepten dolayı gow serisini de sevmediğimi ekliyorum.


  • Tears of Devil  (03.03.20 15:56:00) 
"Sanki dövüşten ziyade oyun sizi sürekli birilerini sinsice öldürmeye zorluyor gibi. "Dövüşme bak, dövüş çok zevksiz, sen git adamı sinsice öldür" diyormuş gibi sanki."

oyunun adının Assassin's Creed olması biraz mantık uyandırmadı mı ki? Oyun zaten gizlice öldürmek üzerine kurulu.. Suikastçıyı oynuyorsun, tabi ki oyunun seni zorladığı yöntem gizlice öldürmek olmalı. Gerekirse aksiyon içinde halledebiliyorsun. Ki ayrıca oyunun dövüş mekaniğinin hantal ya da gerçek dışı olduğu söylenemez. Serinin eski oyunlarının dövüş mekaniği çok kolay evet ama gayet keyifli görsellikler sunan, sırf sıkıldıkça etrafına 15-20 guardı dizip Malkoçoğlu gibi sıra sıra saldıran düşmanları kesebileceğin bir dövüş mekaniği var eski oyunlarda. Yani dediğim gibi haddinden fazla kolay, counter attack yapa yapa kesiyodun ilk 3-4 oyunda, ama keyifli de baya.


Onun dışında bu oyun serisinin çok sevilmesinin nedeni (ki açık ara en sevdiğim oyun serisi, her oyununu %100 bitirdim) atmosferinin inanılmaz olması. Her oyunda seni başka bir tarihi lokasyonda yaşatıyor. Serinin ilk oyunlarında ayrıca çok hoş gizemler, bu gizemleri açmak için çözdüğün bulmacalar, gerçekten zekice bir alternatif tarih bölümü de vardı. Ayrıca günümüzde geçen hikaye akışı da güzeldi ama son oyunlarda o yönüne pek ağırlık vermiyorlar maalesef.

Yani kısaca bu oyunu sevenler benim gibi tarih, mimari, kültür vs. aşığı insanlar. Başka hangi oyunda Kudüste, Roma'da, Floransa'da, İstanbul'da ve üstelik bunların tarihte en görkemli oldukları zamanda özgürce dolaşıp muhteşem mimari eserlerin üzerine tırmanabiliyorsunuz? PoP da güzel bir seriydi ama ben asla AC ile kıyaslayamam onu. Ha yeni oyunu çıksın isterim ama
  • nundu  (03.03.20 16:07:45) 
origins ve odyysey'de stealth'in altını kısıp aksiyonu açtılar. bir de oyunu baya baya açık dünyaya çevirdiler. ben bilhassa origins'i sevdim, oyun sana antik mısır'da olduğunu gerçekten hissettiriyor. odyssey de iyi ama biraz fazla uzun, origins'e antik yunan skini giydirip piyasaya sürmüşler gibi. ikisini birden oynamanın anlamı yok ama birini oynarsan güzel.

önceki oyunları bana da sıkıcı geliyordu.
  • sir gawain  (03.03.20 16:15:59) 
origins ile seri değişti tekrar şans verin. beğenmiyorsanız bu türü sevmiyorsunuzdur gayet normal bir durum.


  • bahoho  (03.03.20 16:29:03) 
görünüşe göre stealth tarzı oyunlar size pek de keyif vermiyor. misal, hitman serisi, dishonored serisi, splinter cell serisi, thief serisi, kısmen de tomb raider serisi bu kategoride büyük başarı yakalamış oyunlar. yalnızca stealth oyunlar olarak da değil, genel olarak bu değerlendirme yapılabilir bunlar için. bu tip oyunların tamamında aksiyon ağırlıklı da oynayabilirsiniz fakat mekanik sizi stealth ile ilerlediğinizde daha çok ödüllendirecek şekilde dizayn edilmiş. örneğin dishonored serisinde skill ağacınızı isterseniz aksiyon/dövüş ağırlıklı, isterseniz stealth tarzda geliştirebilirsiniz. benzer şekilde hitman de achievement olarak sizi buna yönlendiriyor skill ağacından ziyade.

aslında oyundan alınan heyecan ve challenge artıyor stealth tarzı benimsediğimizde. saçma sapan achievementları tamamlamak istiyorsunuz veya kendi kendinize challenge bile koyabiliyorsunuz, dur şunu da şöyle öldüreyim gibi. bu öğeler birleşince hem game time artıyor, hem de stratejiyi de daha derinlemesine hissettiriyor. assassin's creed bu alandaki en başarısız oyun benim görüşüm. belki dishonored 1 ve 2 deneyebilirsiniz bu türe bir şans daha vermek isterseniz.
  • givemesomesubstance  (03.03.20 16:44:40) 
@Tears of Devil Gow'u oynamadım hiç PS exclusive olduğu için ama oynanış videoları AC'den zevkli gibi geldi. Tabi oynarsam öyle gelmeyebilir de.

@nundu O cümleyi zaten tam da oyunun adı Assassin's Creed diye yazmıştım. O kadar da değil yani :D Suikastçilik dışındaki o malkoçoğlu aksiyonu senin aksine hiç keyif vermedi. Suikastle çok uğraşmışlar aksiyonu boşlamışlar gibi. O adamı kılıçla öldürdüğünde o zevki alamıyorum.

Edebi yönünden dolayı seviliyorsa ona bir şey diyemem. Takdir edilesi bir şey.

@ sir gawain Serinin eli yüzü açılmış gibi değil mi sanki? Fazlasıyla hack 'n slash olmuş ama iyi de olmuş bence. Bu arada piramitler falan derken Mısır çok iyi yansıtılmış. Bu arada her zamanki gibi mekanların zamane koşullarını yansıtmaktaki mükemmelliğini de bir adım ileri götürmüş.

@bahoho Yo aslında türü çok seviyorum ama nedense AC'ye bir türlü ısınamadım. Bunu nedense sadece Ubi'nin oyunlarında hissediyorum. Çıkardığı oyunların çoğu yüzeysel geliyor. İçine giremiyorum. Yoksa mesela şu anda Metal Gear Solid serisinden gidiyorum ve 3. oyuna başlayacağım. Sonra Deus Ex serisini yine çok seviyorum. Hatta Human Revolution'ı bitirdim. The Pacifist başarımını açmak için oyunu kimseyi öldürmeden bitirmek istiyorum bir de o kadar yani. Origins'i de oynar mıyım oynamaz mıyım bilmiyorum, çünkü bende seri halindeki oyunlara illa ki baştan başlamak gibi bir huy var adapte olmam için, ilk oyunları da sevmediğime göre zor yani.

@givemesomesubstance Söylediğinizin aksine seviyorum stealth tarzı oyunları. Metal Gear Solid olsun, Sniper Elite olsun, Tomb Raider olsun. Genel olarak da zaten sabırlıyım. Av için veya fark edilmemek için saatlerce bekleyebilirim :D Zaten saydığınız oyunların hepsi de dediğiniz gibi hem aksiyon hem de stealth tarafını çok iyi kotarmış oyunlar. Ama ne yazık ki AC serisinde bir taraf iyiyken diğer tarafın yavan kaldığını düşünüyorum. Öyle gelmeseydi seveceğimi düşünüyordum.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (03.03.20 16:46:40 ~ 17:09:57) 
ilk oyun kotüydu ama karakter karizmaktikti ve modern gizlilik degildi. Onun hatirina bitirildi. Ikinci oyun ise, adamlar istemeden cok buyuk bir marka yaratmis oldular :d Eminim bu kadar tutacagi akillarinda yoktu. Serinin diger butun oyunlari 2. Oyunun hatrina oynandi ve kredi bitti. Kredi bitince diger oyunlardan ornek alarak akillica bir karar alip origins ile krediyi tekrar yukselttiler.

Niye oynaniyor? Piyasada tarihin icine bu kadar girebildigin baska oyun yok. Eski donemleri yukaridan izlemek yerine direkt icine aliyor. Google mapsten izledigimiz, vay be dedigimiz yapilarin arasinda gezmek keyif veriyor. Ayrica eski unlu insanlarla iletisim falan iste. Guzel bir konu yakalamis adamlar ya. Bildigin tarih yani oyun. Misir’da gezmek, kleopatrayi gormek, fransalarda catilarda kosmak ilgi cekici :d

Mesela ben skyrim’i hic sevmem ama insanlar bayilir. Skyrim’de bana vurus hissi les, sifir rol yapmali, basit uzerine ugrasilmamis gorevli bir oyun gibi gelir ama insanlar verdigi ozgurluk hissini sever. Ne ozgurluguyse bilmiyorum, tavuk olduremiyorsun oyunda :dd
  • eazy  (03.03.20 17:56:23) 
@eazy Evet, Ezio idi sanırım. Bayağı sempati toplamıştı. O açıdan bir şey diyemem. Tarihi yönü de oyuna çeken diğer bir etmen sanırım.

Skyrim'i ben de hiç oynamadım. Oynayacağımı da pek düşünmüyorum. Oblivion'u oynamıştım, o hoşuma gitmişti hikayesi falan. Skyrim' e de şans verir miyim bilmiyorum.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (03.03.20 18:55:16) 
origins ve odyysey güzel; ama diğer seriler çok kötü.
yani üstüne para verseler oynamam.

  • pangea  (03.03.20 22:01:50) 
ilk oyun tam bir efsaneydi. geçtiği tarih, kurgusu muazzamdı.. hasan sabbah'a ilgi duyan biri olarak sisteminin içinde oyun da olsa bulunmak güzeldi :) ortadoğu bataklığında bulunmak hiç bu kadar zevkli olmamıştı

ikinci oyunu da italya ne alaka len dediysem de sevdim. medicileri, machiavelliyi görmek güzeldi. oyun mekaniğine binaya tam tırmanmadan hedef seçebilmek eklenmişti, süper olmuştu.

iki oyunda da tek sevmediğim şey oyunların çok kolay olmasıydı. packler geliyor tek tek saldırıyor falan. iki tık atıyorsun ölüyorlar. 1. oyunda kadın templar vardı keltoşun kılığına giren. onu yenebilmek normal askerlere göre daha zor olduğundan çok keyif almıştım o fighttan. yani kısaca iki oyunda da beynini de enerjini de kullanman pek gerekmiyor. hani fallout 1'de power armoru taktıktan sonra ölümsüz gibi dolaşıyorsun ya, aynen öyle

benim için ac hayal kırıklığı ikinci oyundan sonra başladı. brotherhood, revelations en son ac3ü oynamıştım. kanca uçlu hidden blade, dart atan kolluk, kızılderili assassin.. en son bir ara mısırda geçeni mi ne varmış galiba. saçmalığa bak. altair'in hikayesiden üç oyun daha çıkardı ve süper olurdu ama nasip işte..
  • beyaz power ranger  (04.03.20 02:56:00) 
[]

Referans gösterilecek kişiden izin alınmalı mı?

Merhaba arkadaşlar,
Bir çeviri bürosuna serbest çevirmen olarak başvurdum. Onlar da referans veya özgeçmiş göndermemi istemişler. Ben de aslında referansın özgeçmişten etkili olduğunu düşünüyorum. İş yaptığım müşterimi referans olarak göstermek istiyorum.

Bunun için müşterimden izin almam gerekir mi? Sanırım nezaket icabı sormamız gerekiyor? Bir de siz olsanız sizden izin alınmadan referans olarak gösterilseniz ne düşünürsünüz? Bu arada dikkat edilmesi gereken noktalar var mı? İlk defa profesyonel anlamda bir referansım oluyor da birazcık cahilim :D Değerli düşüncelerinizi aydınlatırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
Haber vermen gerekir ki aradiklarinda kala kalmasin, oncesinde 3-5 cumle toparlasin kafasinda. Zirt diye aranip "x hakkinda ne dusunuyorsunuz" derlerse hos olmaz.


  • brkylmz  (21.02.20 19:44:36) 
İzin almanız sizin menfaaitiniz icabı gereklidir. Yoksa kafasına göre ters bir cevap verebilir. Sözlü referansın yazılı olmayan kuralı budur.
Daha medeni olmak isterseniz referans mektubu isteyebilirsiniz. Ya da bunu başvurduğunuz yer onlardan istemelidir.

  • ozdek  (21.02.20 19:59:43) 
çok yakınım değilse çeviri yaptırdığım birinin bana sormadan beni referans göstermesinden hoşlanmayabilirdim.
yine de kötü konuşmazdım tabii ama yol yordam ve nezaket gereği sormak doğrusu.
diğeri emrivaki olur, hoş değil.

bence hem cv hem referans gönderin, daha iyi olur.
ben de çevirmenim, çevremde hiç iş yapmadığım ama kurumsal olarak referans gösterebileceğim ve beni idare edebilecek onlarca insan var.
o yüzden bence bu konuda referans çok güvenilir değil.
belki çeviri bürosu öyle düşünmüyordur ama yine de cv de gönderin muhakkak.
  • blatta hiberna  (21.02.20 20:44:34) 
Ben veriyorum direk sormadan hem de belki referans olmaz dediğim adamı bile verdim.

Hatta bir keresinde çok yakın tanıdığım arkamdan kötü şeyler soylemis..


Özetle ver gitsin
  • seyyar satıcı  (21.02.20 21:35:57) 
ben tercüme ofisinde proje koordinatörüyüm:) bazen izin alıyorlar benden sizi yazabilir miyim diye, tabii ki diyorum. bazen de sormuyorlar x ofis arıyor beni, ben de tercümanla ilgili düşüncelerimi söylüyorum. sonra da tercümanla yakınsak söylüyorum bizi referans göstermişsiniz sanırım diye ya da bişey demiyorum. benim için problem değil açıkçası hatta referans gösterildiğimde seviniyorum bile niyeyse :)
biz referansları genelde şu amaçla istiyoruz; özellikle istanbul'daki ofisler birbirini bilir. aa x ofisle çalışıyorsa iyidir çevirileri diye düşünüyoruz. ya da x'i bile yazmış bunlar dolandırıcı demek ki çok az çalışmış ama yine de referans olarak yazmış o zaman fazla deneyimli değil eğer öyle olsa onların dolandırıcı olduğunu anlardı şimdiye kadar diye düşünüyoruz. böyle yani :)

  • matilda  (22.02.20 11:44:21) 
[]

Oyunlardaki button mash işkencesi

Merhaba arkadaşlar,

Video oyunlarıyla çok derinden bir ilişkim var ve karşılaştığım bir sorun bu ilişkiyi tehdit ediyor. Bazı oyunlarda bildiğimiz üzere karşımıza çıkan kaçınılmaz QTE denilen Quick Time Events' dan bahsediyorum, hani oyun oynarken giren ara sahnelerde genellikle tehditlerle karşı kalındığında bunları püskürtmek için birden ekranda beliren tuşlara yarın yokmuş gibi arka arkaya basmanız gerekir, yeterince hızlı basmazsanız ölürsünüz genellikle. Mortal Kombat oyunlarındaki Test Your Might sahneleri gibi.

Hah işte, benim sorunum yeterince hızlı basamamam. Youtube'da bununla ilgili videolar izliyorum, adamlar makine gibi basıyor yemin ediyorum. Şu anda Metal Gear Solid 2 Sons of Liberty oynuyorum, oyunun sonuna geldim ama bu işkence yüzünden kaldı oyun ve okuduğuma göre serinin diğer oyunlarına da koymuş Kojima Efendi. Bazı trickler var ama beceremiyorum. Benzer durumla karşılaşıp aşan var mı hiç? Teşekkür ederim.

 
Aynı sebeple mgs 1i bırakmıştım küçükken. Şimdi olsa geçerim herhalde. Pcde oynuyorsan oyunu macro hotkey programlarıyla geç


  • glamdr1ng  (18.02.20 23:33:32) 
Ya, çok teşekkür ederim araştıracağım bunu, evet pcde oynuyorum. Normalde olsa muhtemelen geçerdim ama hardda oynuyorum ama analar ne evlatlar doğuruyor ki en zor seviye olan Euro Extreme'de geçiyor adamlar.

Mgs serisine yeni başladım sayılır ve Mgs 1'i de yakın zamanda bitirdim. Dediğin sahne gerçekten işkence, Snake orada işkence görürken biz de burada görüyoruz, ben de beceremedim, yok olmuyor, en sonunda bize verilen pes etme seçeneğini seçmek zorunda kaldım, tabi bunun sonucunda Snake olarak büyük bir bedel ödüyoruz. Sanırım pes etme seçeneğini fark etmedin. Bu arada tekrar teşekkür ederim. Çok yardımcı oldun.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (18.02.20 23:55:53) 
tepki vermekte gecikiyorsanız şurdan kendinizi bir test edin. www.humanbenchmark.com test dışında antrenman olarak da kullanabilirsiniz. ortalama reaksiyon süresi 250-350 civarında.


  • givemesomesubstance  (19.02.20 08:54:16) 
one finger death punch'ın pc versiyonu button mash sistemi üzerine kurulu. oyun basit ve zevkli olduğu için kolayca alışıyor ve öğreniyor insan. tavsiye ederim. çabuk tepki vermek, göz el koordinasyonunu geliştirmek adına faydalı olacaktır.


  • hasmetizm 2046  (19.02.20 09:09:39) 
@inat yok biliyordum da meryldi galiba. Kızla devam etmek istedim. Doktorla sap sap takılıp nabıcam :D


  • glamdr1ng  (19.02.20 09:11:56) 
@givemesomesubstance Olay tepki süresinin gecikmesi olsaydı keşke. Tuşa atıyorum saniyede 15 kere basılması gerekiyorken ben 7-8 kez basabiliyorum.

@hasmetizm 2046 Tavsiye için çok teşekkür ederim, bir bakayım. Çok benlik durmuyor ama belki severim. Oyuncular için bulunmaz nimet gibi duruyor.

@ glamdr1ng Evet, Meryl. Sen de haklısın. Snake Abi'nin aşık olduğu kadın sonuçta. Ama doktora da öyle diyerek haksızlık etme bence :D Bence tekrardan başlamalısın bu arada. Artık böyle derinliği olan oyunlar yok.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.02.20 16:28:01) 
Arkadaşlar, mobildeyim editleyemedim. Ama orayı geçmeyi başardım :D

İnternette Metal Gear Solid emektarlarının tavsiye ettiği kalem numarasını deneyerek geçtim orayı. O da şöyle oluyor. Bir kalem alıyorsunuz, basılması gereken tuşun üzerinde en hızlı şekilde sürtüyorsunuz. Ben tükenmez kalem kullandım. Ecnebilerin deyimiyle "It works like charm."

Üzerimden büyük bir yük kalktı. Gerçi yanında çocuk oyuncağı gibi kalacak bir boss savaşına gireceğim ama olsun o da geçilir. Yardımlarınız ve tavsiyeleriniz için teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (20.02.20 04:29:57) 
[]

Linkedin'deki Adecco Recruiter bağlantım

Merhaba arkadaşlar,

Linkedin'de bağlantı sayım 300'e dayandı. Bir süre önce Linkedin'deki klasik hale gelen "iş arıyorum, bulamıyorum, çok zor durumdayım" temalı postlardan birine denk geldim. Bilindiği üzere bu tarz postlar bayağı yorum ve beğeni topluyor, belki amacına da ulaşıyor. Her neyse Adecco'da Recruiter olan birisi post sahibine kısa süre içerisinde iş bulacağını yazmış. Tabi benim antenler de dikildi, Adecco bu sonuçta. Ben de nolur nolmaz diye ekledim, o da sağ olsun onaylamış.

O zamandan beri bağlantım işte. Şimdi işsiz olduğum için acaba iletişime geçsem yardım istemek için işe yarar mı yoksa o da diğerleri gibi cevap vermeye tenezzül etmez mi? Bu arada bir de çok kallavi biri de değilim işte, Alman Dili ve Edebiyatı mezunuyum. 7-8 aydır freelance çevirmenlik yapıyorum. Ondan önce farklı bi kaç yerde çalıştım. Şimdi adam ilgilense bile çok elde tutulur bir şeye sahip olmadığım için etkisiz mi kalır? Sonuçta bu adamlar yaptıkları işe alımdan sonra bir komisyon alıyor ve aldığı komisyon kişinin mesleğine ve uzmanlığına göre değişiyor. Ben de pro olmadığım için göz ardı eder mi beni yoksa yine de yardımcı olmaya çalışır mı. Yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim.

 
Bence burada sorman gereken soruyu şu olmalı:

Yazdın ve cevap bile vermedi sallamadı; ne kaybedersin? o sebeple saldır bence.
  • re noreno  (06.02.20 17:21:30 ~ 17:21:55) 
hikaye onlar herkes kendi pr'ini yapmaya calisiyor.

adecco gibi bir firmadakinin bulma imkani daha afzladir tabi ama unutmayin disarida cok issiz var. sizin farkiniz nedir?

yine de umudunuzu kaybetmeyin bu isler sans isi. baska bir parametre yok.
  • ozdek  (06.02.20 17:53:55) 
[]

KPSS'ye 5 ay kala nasıl çalışılır?

Merhaba arkadaşlar,

Hiç gönlüm olmamakla birlikte çevremin baskıları sonucunda KPSS' ye hazırlanmak zorundayım. İşsiz olduğum için herkes KPSS'ye gir, KPSS' ye gir diye baskı yapıyor. 2018' dekine girmediğim için bayağı tepki gördüm, sanki tek giren benim de çok istediğim bir yeri tutturacak bir puan alacağım. Kimse bu sınava milyonlarca insanın girdiğini, sanki başka bir yer olmazmış gibi KPSS' yi takıntı haline getirdiklerini ve herkesin hayalindeki tipik gişe görevlisi pozisyonlarına alımların artık fazlasıyla azaldığını ve o pozisyonların çoktan reserved edildiğini düşünmüyor.

Her neyse şunun şurasında 5 ay kalmış, içimde hiç istek yok, çünkü artık sıkıldım kağıt, kalemden. Ama çalışmak zorundayım sınava. 5 ay kala sizce nasıl çalışmalıyım? Hangi yayınları önerirsiniz? Günde kaç saat çalışmalıyım? Sayısalım pek iyi değil, onun üzerinden nasıl geleyim sizce? Sorular sorular sorular... Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
çıkmış soru ve deneme sınavı çöz. alanından kazanamasan da polislik için falan 70 alsan yeterli.


  • diffarentiationation  (02.02.20 22:32:12) 
Youtubedan konu dinleyebilirsiniz, günde 5-6 saat çalışmadan olmaz diye düşünüyorum, çok verimli çalışabiliyorum diyorsanız daha az da olur tabi. Pegem, benim hocam, yargı gibi kaynaklar iyi, bol soru çözün, deneme çözün. Her gün düzenli çalışarak yapılabilecek bir şey, matematiği de her gün düzenli konu ve soru şeklinde halledebilirsiniz zamanla.


  • bitse de gitsek  (03.02.20 15:03:49) 
[]

Elazığ depremi için bağışta bulunabileceğim güvenilir kurum önerisi

Merhaba arkadaşlar,

Elazığ depremi için çok olmasa da belli bir miktar bağış yapmak istiyorum. Ancak güvenilir bir kurum bulmakta zorlanıyorum. Aklıma Akut geldi, onlara gönül rahatlığıyla bağış yapabilirim gibi geliyor. Akut güvenilir mi sizce de? Bir de gönül rahatlığıyla bağış yapabileceğim hangi kurumlar var? Bu konuda tavsiye verebilir misiniz? Siz bağış yaptıysanız nerelere bağış yaptığınızı da söyleyebilirsiniz. Teşekkür ederim.


 
Ben akuta yaptım açıkçası. En guvenilir gelen o. Golcük te de ne derece yardımcı olduklarini da bildigimdan icim asiri rahat.


  • a perfect lie  (28.01.20 20:21:08) 
Ahbap

twitter.com
  • yoggi  (28.01.20 21:12:32) 
Ahbap


  • kirmizipilotkalem  (29.01.20 01:10:06) 
[]

Amerikan polislerine fazla yüklenilmiyor mu sizce de?

Merhaba Arkadaşlar,

PoliceActivity diye Youtube'da takip ettiğim bir kanal var. Polislerin müdahale ettiği olaylar esnasında bodycamle çekilmiş anları yayınlıyorlar. Dikkatimi çeken bir nokta var. Kaç tane video izlediysem şüpheli/zanlıların hepsi de resmen kafayı sıyırmış, mental açıdan sağlıklı olduklarını düşünmüyorum. Ellerinde de mutlaka kesici veya ateşli silahlar var. Polisler bunları ikna etmek için deyim yerindeyse bozuk plak gibi sürekli yere yatmalarını söylüyor, ateş etmek istemediklerini ve onları öldürmek istemediklerini söylüyorlar. Ama laf olsun diye değil bayağı gerilmiş şekilde söylüyorlar.

Aklı başında olan birisi köşeye sıkışınca karşı koymaz ve yere yatar. Bodycam görüntüleri olduğu için polislerin ne hissettiğini daha kolay anlıyorsunuz. Bazıları çok soğukkanlı oluyor bazıları da bayağı gergin, telaşlı oluyor.

Her neyse şüpheli/zanlılar, polislerin çoğunun elinde profesyonel otomatik saldırı tüfekleri olmasına rağmen teslim olmak bir yana dursun polislere saldırıyorlar, resmen polislerin üstlerine koşuyorlar. Polisler de refleks olarak vuruyorlar tabi.

Şimdi benim burada anlamadığım bir nokta var. Amerikan polislerine karşı yaygın bir nefret var. Onları şiddet yanlısı ve orantısız güç kullanmakla suçluyorlar. Ama izlediğim videolardan yola çıkarak bu iddiaların çok ön yargılı ve yersiz olduğunu düşünüyorum. Videoların altına her ne kadar yine yersiz biçimde suçlayıcı yorum yapan kullanıcılar olsa da polislerle empati kuran ve onları destekleyen kullanıcı sayısı daha fazla tabi ki. Ama şimdi gerçekleri göz ardı edemeyiz, gerçekten orantısız güç kullanan, gereksiz yere silaha başvuran polisler de var. Onlar ayrı zaten. Şimdi aşağıda izlediğim videoların birkaçının linkini paylaşacağım.

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

Siz ne düşünüyorsunuz sizce haksız yere yüklenilmiyor mu? Bana biraz SJW'nin işi gibi geliyor. Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Bu arada Amerikan polisi sevicisi falan değilim. Teşekkür ederim.

 
Kanala olumlu-olumsuz tüm videoların yüklendiğini düşünürsek, benim de izlediğim kadarıyla polis şiddeti abartılıyor. Fakat abartanlar genelde bir etnik gruba veya buna benzer şeylere mensup olan, bunu da açıkça belli etmeye çalışan kişiler.

Police Activity kanalı polisin nasıl davranması gerektiğini tüm yalınlığı ile gösteren bir kanal. Adama elindeki sopayı bırakması için 40 kere "drop the weapon" diyen insanlardan bahsediyoruz genel olarak. Görev bilinci üzerine apaçık derstir o videoların çoğu. Fazla söze gerek olduğunu düşünmüyorum.
  • aristarkos  (24.01.20 20:34:44) 
polisten her yerde nefret edilir, abd'ninkilere sesin daha çok çıkmasının sebebi oradakilerin daha rahat insan vurmasından kaynaklanıyor. medeni seviyedeki ülkelerden bahsediyorum tabii, bunlar arasında abd polisi gibi göz göre göre insan öldüren var mı, yok? o halde en çok onların konuşulması da normal. "onlar ayrı zaten" diyemezsin, amacı topluma hizmet olan bir birimin bu kadar göze batacak hata yapıyor olmasını "istisnalar kaideyi bozmaz" yaklaşımıyla değerlendiremezsin.

tekrar ediyorum, polisler adam öldürmeseler de sevilmiyorlar ama bu yaklaşım bile medeni ülkelerde polisin halka karşı ekstra ihtiyatlı olmasını sağlıyor. bir de adam öldürdükten sonra "aman canım çok da yüklenmeyin" dersek o ölümler 2'ye 3'e katlanır. o yüzden polis gibi, politikacı gibi karşı koyulamaz güce sahip insanların karşısında her zaman terazinin öbür kefesi gibi durmak lazım.
  • Bruce  (24.01.20 20:51:25) 
duyurunu görünce bu kanaldaki videoların bazılarına baktım, dikkatimi çeken ilk şey en az 7 8 el ateş edip kimsenin ölmüyor olmasıydı.

nasıl bişey aklım ermedi. polis şarjörü adamın üstüne boşaltıyor adam ölmüyor, hala yürüyor, saldırmaya devam ediyor. koşuyor falan?
  • hem şişko hem deli  (24.01.20 21:16:22) 
Polislerden nefretin en önemli sebeplerinden birisi, meslek içinde insan kollamanın çok olması. Zaten bodycamde anlattığın insanların çoğu "suicide by police" yapan tipler.

Mesela esas sıkıntı, bir polis kamera kaydı ile birini vursa ve tamamen haksız olsa, hapis cezası almayı geç, meslekten ihraç bile etmiyorlar. O tarz adamlar cezalandırılmayınca da insanların polis nefreti artıyor.

Yani kötü polisten çok örnek var, silahsız insanları vurmaları felan. Mesela bir örnek vardı, bi ihbar geliyor polis yanlışlıkla ihbar edilen evin yanındaki eve giriyor kapıyı açan adamı vurup öldürüyor. Ve bu adamlar "kendimi savundum, karşıdaki bana tehlikeli gibi gelmişti" gibisinden saçma savunmalar ile 15 gün uzaklaştırma alıp geri dönüyor.

Ayrıca polis memuları orada çok eğitimsizler. Mesela Almanya için konuşuyorum, orada polislerin akademi gibi 3-4 yıl süren bir eğitimden geçmesi gerekiyor, bu sürede insanlarla nasıl konuşulur, olaylara nasıl müdahale edilir, "deescalation" nedir bunları öğrenmeden mesleğe başlamıyorlar. Amerikada da genelde polisler birkaç aylık bir eğitimden geçiyor ve eğitimin temeli kendini halktan savunma üzerine. Böyle olunca da silahlarını kullanmaya çok düşkün oluyorlar.

Mesela böyle yazdıkça tekrardan aklıma bir olay geldi, bikaç hafta önce olmuştu. 2 soyguncu bi dükkan soyup üzerine FedEx kargo aracını kaçırıp, şöförü de rehin alıp kaçmaya başlıyorlar. Kaçtıkları araç saatte 100ün üzerinde gidemeyen, her an GPS ile takip edilebilen bir araç. Polisler ise 50-60 araçla bunu takibe başlıyorlar film gibi. En son ise otobanda trafik sıkışıklığında durdurup silahlı çatışmaya giriyorlar. Polisler milletin arabasını felan kalkan olarak kullanıyor ve olayın sonunda soyguncular, rehine ve trafikte bekleyen suçsuz birisi vurulup ölüyor. Burda durup dersin bu polisler bu kadar aksiyon meraklısı olmasa o iki suçsuz insan hayatta olacaktı ama işte.
  • Haldamir  (24.01.20 22:00:12) 
bu kanalı bir kaç yıldır takip ediyorum. abd polisi sabrı > peygamber sabrı diyorum.

senin de dediğin gibi sjw, politik doğrucular vs her yerdeler. güvenlik önlemleri eksik bile kalıyor abd'de. arazi geniş, nüfus 330 milyon, kontrol çok zor, bakkaldan ekmek alır gibi mağazaya girip silah alabiliyorsun, school shooting'lerin haddi hesabı yok. Pc başında kendine hayat kurup yaşayan kitleler var, suburblarda, kent merkezinde uzakta çok izole hayatlar yaşanıyor. manyak üretim merkezi gibi memleket. kuzuların sessizliği filmindeki buffalo bill gibi.

ben abd polisine kızmıyorum.
  • heidi'nin dedesi  (24.01.20 22:04:20) 
abd polisine yüklenenler tatlı su solcuları. ben yüklenmiyorum mesela.
manyak katil hırsız psikopatlar polisin üzerine saldırınca polis tabi vurmak zorunda kalıyor. ben de çok video seyrettim ve polis defalarca uyarmasına rağmen zanlı teslim olmuyor üstelik polise saldırıyorsa polis vursun artık bir zahmet

  • dafuq  (22.03.20 16:55:06) 
Abartmıyorlar zira neredeyse dokunulmaz durumdalar. Genellikle ya teşkilat içinde ya da mahkemede korunuyorlar. Çok bariz olaylarda bile aldıkları ceza sınırlı.

Bence o yorumcular polis şiddetini meşrulaştıracaklarına her barzonun istediğinde eline nasıl shotgun geçirebildiğini sorgulasınlar.

Sadece ikinci videoya baktım. Elinde shotgun olan herife daha ilk anda nefes almadan DROP THE FUCKING GUN diye bağırmak <3 (ahah bir de silah gerçek değilmiş)
  • bruce mclaren  (22.03.20 17:22:35 ~ 17:30:37) 
[]

Kariyer.net' de başvurularım için özgeçmişim listelenmiyor.

Merhaba arkadaşlar,

Kariyer.net'den yaptığım başvurularda yaklaşık 2-3 aydır bırakın özgeçmişimin görüntülenmesini, özgeçmişim başvuranlar listesinde görünmüyor bile. Tüm başvurularda "Başvurunuz iletildi" yazıyor. Sanki filtreye takılmışım gibi. Belki de gerçekten öyledir. Ama öyleyse bile filtreye takılmam için de bir sebep yok, çünkü istenen niteliklere sahibim.

Sebebini bulamıyorum, satış danışmanlığı gibi en basit iş ilanlarında bile durum böyle. Niteliklerimle alakası yok durumun, çünkü önceden özgeçmişim görüntüleniyordu, görüşmelere çağırılıyordum. Ancak ilgili şirkete mail atacağım da öyle görecekler. Sizce neden olabilir, benzer durum yaşayan var mı? Teşekkür ederim.

 
ben normalde nickleri hatırlamam ama senin nickini hatırlıyorum, sanırım halkla ilişkiler gibi bir bölümden mezundun.

Şimdi şöyle, iş ilanı az başvuran sayısı çok fazla oldu artık. ve o ilanların acaba hepsi gerçekten eleman arıyorlar mı bilmiyorum. Yani ilanı verenler/eğer gerçekten ilan vermişlerse -ki bunun da işkur'da örneği vardı. firma ilan vermemiş ama işkurda ilanları var ve mülakata çağrılıyordu insanlar. bi' gidiyorlar firmanın haberi yok, ilandan. dahası o ilan üzerine mülakaata çağrılmış insanlar.
o yüzden firmaların çoğu dönüp de bakmıyorlar büyük ihtimalle, ya da sayı o kadar fazla oluyor ki çok tepe filtre kullanıyorlar.


Benim başıma şöyle gelmişti; bi' ara aselsannet beni arıyormuş. yani, şimdi böyle söyleyince olmadı. ben ilk mezun olduktan sonra aselsanda çalışmak istememiştim şımarıklıktan. özel sektör daha fazla para veriyor diye düşünüp ''iş geliştirmeci olacağım oğlum ben'' diye özel sektörde çalışmak istemiştim. İşte o aralarda da çalıştığım bir projenin, benim imzam olan bir projenin uygulama denetçisini arıyormuş aselsannet(iş nasıl aselsannet'e geldi bilmiyorum-askeriyenindi onlarda aselsana vermişlerdi normalde). projenin projelendirme ve imalat kısmını biz yapmıştık yıllar önce. kurulumunu da biz taşerona vermiştik ama yine de biz görünüyorduk. askeriye de hem korumamızı hem de kontrollerini sağlıyordu.

Neyse işte aradan da zaman geçmiş ben yine bi' gün iş arıyorum bu ilanı gördüm, ahanda beni arıyorlar dedim. başvurdum. Cv'me bile bakmadılar. listelenmedi bile. ben sanmıyorum ki herhangi birisini listelesinler. ilanı verip geçmişler. sonradan da aselsannet'den cevap geldi(malum matbuu cevap) ''aranılan niteliklere uygun olmadığınız için....'' kahkaha atmıştım.

bazen öyle bi' oluyorki insanı vatan haini yapacaklar zorla. bunu bi' de borsa işlemlerinde hissetmiştim. 3 kuruşluk kağıdım vardı, dolar artınca seviniyordum. salaklık işte.

neyse, sen moralini bozma. piyasa çok kötü. herkesler işsiz. Torpili olmayanı bi' yere almıyorlar maalesef. torpili olanlarda atardamara kancayı atmışlar foşur foşur çekiyorlar.

N'olacak bilmiyorum.
  • mete kudur  (22.01.20 17:44:23) 
ilanlar faketir.

ekşiden

....
'adamlara kariyer.net aracılığı ile başvurdum gelen cevap ;

''değerli adayımız,

askerlik şartının sağlanamaması nedeniyle başvurunuz değerlendirilememiştir.

ilerleyen zamanlarda görüşmek dileğiyle çalışma hayatınızda başarılar dileriz.

xxxxxxx halı san. ve tic. a.ş.

insan kaynakları departmanı ''

ulan hiç mi okumuyorsun o özgeçmişi? ben askerliği komando yedek subay olarak 1 yıl yaptım! insan biraz tutarlı reddeder yahu! benim askerliğimi bozdursan 12 adam terhis olur.
ehliyetin yok de eyvallah. tecrüben yok de eyvallah. hatta hiçbir şey deme sadece hayır de bundan daha iyi!
dostlar muhtemelen bu ilanlar boş istatistikler için veya kamuoyuna pozitif izlenim vermek için açılıyor. sebebini bilmiyorum ama ciddiyet eksikliği var onu biliyorum.'
  • geçerkenugradım  (22.01.20 20:07:36 ~ 20:09:05) 
@mete kudur

Birazcık yanlış hatırlamışsın. Çünkü Alman Dili ve Edebiyatı mezunuyum. :D

Yani şöyle diyeyim, başvurduğum firmalardan çoğu Kariyer'de ayda yılda ilan yayınlayan firmalar, yani gerçekten eleman ihtiyacı duydukları için ilan yayınlıyorlar diye düşünüyorum. Zaten başvuru detaylarına bakınca "Firma başvuruları bugün inceledi" yazıyor eğer yalan değilse. E haliyle insanın kafasına takılıyor, benim başvurum neden görülmüyor diye.

Bazen öyle özgeçmişime bakılmadan olumsuz cevap geldiği de olmuştu. Benim de bayağı komiğime gitmişti.

Bilmiyorum artık ne olacaksa.

@geçerkenuğradım

Dediğinizde haklısınız, bayağı reklam kasmak amacıyla koyulmuş ilanlar var. İnsanlar buraya iş aramak için geliyor, kim napsın senin kurumsallığını. Git sosyal medyada yap reklamını.

Ama dediğim durum biraz farklı,2-3 ay önce sürekli görüntülenen özgeçmişim ne oldu da birden görüntülenmemeye başladı, onu merak ediyorum. Bıçakla kesilmiş gibi kesildi.

Bu arada gerçekten de özgeçmiş okumayı bilmiyorlar. Tecrübeniz olsa bile sizi tecrübesiz yapıyorlar, ehliyet yok yazmasına rağmen ehliyetiniz olduğunu zannedip görüşmeye çağırıyorlar, sonra mezun olduğunuz bölümle alakasız bir bölümde okuduğunuzu zannediyorlar. Daha bir sürü örneği var. Bahsettiğiniz yazarın askerlik bahanesi de bayağı komikmiş. Mantıklı bir sebep sunsalarmış bari.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (22.01.20 20:13:36 ~ 20:31:29) 
[]

Tamirciler bilgisayarıma keylogger falan atmış mıdır?

Merhaba arkadaşlar,

Laptop klavyemin bir tuşu kırılmıştı. Ben de bugün bir bilgisayar tamircisine gidip tuş istedim. Onlar da laptopun yanımda olup olmadığını sordu. Laptop yanımda olduğu için hayır diyemedim. Neden hayır? Çünkü tamircilere güvenmiyorum, bilgisayardan parça çalacaklarını, hassas dosyaları ele geçireceklerini düşünüyorum, fazlasıyla paranoyağım anlayacağınız.

Her neyse bilgisayarı başka birisi aldı, bana "siz oturun, ben tuş var mı bakayım" dedi. Tabi içim hiç rahat değil. 10-15 dk sonra ilk konuştuğum adam bilgisayarı açmış, bana getirdi, tuşun çalıştığını gösterdi, sonra bana verdi. O zaman da aklıma "Keylogger atıp bilgilerimi ele geçirirler mi?" düşüncesi geldi. Format atardım ama yedekleme yapacak hafızaya sahip depolama cihazım yok. Yani format da atamam. Sizce çok mu paranoyağımn?

 
Abi o kadar umrumuzda değilsiniz ki ancak bu kadar olur yani.
rahat ol bir şey atmıyoruz.

  • Giovanni Pipitto  (03.01.20 18:28:00) 
giriste sifre yok mu? cok da seyapmaya gerek yok gibi


  • brkylmz  (03.01.20 19:35:49) 
@ brkylmz Maalesef şifre yok. Çevremde pcyi kullanma ihtimali olan kimse olmadığı için gerek duymadım şifre koymaya.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (03.01.20 20:16:30) 
Güncel virüs tarayıcılar keyloggerları da tespit ediyor diye biliyorum. Virüs taraması ile birlikte, bilgisayarın açılışında otomatik açılan ve arka planda çalışan uygulamaları internetten kontrol edin. hatta eminim sadece keylogger tespit eden uygulamalar bile vardır, google'a başvurun.


  • crimson king  (03.01.20 21:07:49) 
her ne olursa olsun laptopunuza bios şifresi koyun. windows şifresi değil bios şifresi koyun. herhangi bir çalınma durumunda fln da kıramazlar. öyle istenmeyen durumlarda size sormadan kimse açamaz.


  • morcivert  (03.01.20 21:22:49) 
önlerine günde o kadar çok cihaz geliyor ki, seninkine keyloger koymak için vakit kaybetmezler. anca ünlü biri olan belki merak edip koyar ama sıradan biriysen hiç dert etme.


  • walter white kilikli  (03.01.20 21:51:37) 
[]

Ziraat Bankası vadesiz hesabıma gelen parayı keser mi?

Merhaba arkadaşlar,

Bir süredir freelance bir işte çalışıyorum. İşin sürekli kontrol edilmesi gerekiyor ve bu yüzden ofiste çalışıyoruz. Yol ve yemek paramız Ziraat Bankası hesabımıza yatıyor. Şu ana kadar henüz para gelmedi. Başlayalı 1 hafta oldu, başladığım gün Ziraat Bankası hesabımı verdim, daha doğrusu patron Ziraat istedi. Ödemeleri haftalık yapacağını söyledi. Ancak herhangi bir para gelmedi. Acaba patron gönderiyor da banka kesiyor mu? Kesiyorsa hesap hareketlerinde falan görünür mü veya transfer engeli mi vardır? Yoksa patron mu göndermedi henüz? Hesap hareketlerinde bir şey görünmüyor.

Ben aslında Ziraat hesabımı 2 yıldır falan kullanmıyorum ama kullandığım zamanlarda hesap işletim ücreti falan kesmiyordu ama kendi sitesinde vadesiz hesaptan işletim ücreti kesildiği yazıyor. Bir sürü şikayet de var. Benim asıl derdim bu yol ve yemek parası değil. Projelerimi teslim ettikten sonra gelecek paranın kesilmesinden korkuyorum. Ödemem kesilirse o zaman koyar bana. Bankacılık cahili olduğum için pek anlamıyorum. Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
ödemen niye kesilsin ya. patron yatırmamıştır. sana para geldikten sonra havale eft gibi işlemlerden birkaç tl para keser. onun için de kesintisiz bi bankadan hesap açtırıp onun atmsinden paranı yatırırsın. sıkıntısız kullanırsın.


  • glamdr1ng  (31.12.19 16:55:40) 
kimse para falan yatırmamış o hesaba.işletim ücreti kesilse bile öyle löp diye yutmaz parayı, hesap hareketlerinden görünür giren çıkan. zaten keseceği 15-20 lira bir şey. otomatik ödeme talimatı verince onu de kesmez.


  • hadsafhada  (31.12.19 17:29:38) 
[]

Çek Cum. (Prag), Almanya ( Dorsten) ve Portekiz (Braga) için gezi planı

Merhaba arkadaşlar,

Başlıkta belirttiğim lokasyonlarda nerelere gidilir, hangi müzeler ziyaret edilir, hangi otelde kalınır? Gezilip görülecek yerleri(favorileriniz) yazar mısınız acaba? Yardımcı olursanız sevinirim.


 
Prag için YouTube dan honestguide kanalında istediklerin var. Diğerlerini bilmiyorum.


  • Topalordek  (26.12.19 23:48:54) 
@Topalordek Teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (27.12.19 00:00:33) 
absintherie'de mutlaka absinth koteyli iç derim, shot boyunda kokteyller geliyor, ama ikincisinde baya uçmaya başlıyorsun.

eğer yağmur yağmıyorsa kesinlikle meydanda klasik müzik yapan insanları dinle. eline de sıcak şarabını al, ya da normal şarap al o ambiyansı tat.

ilgin varsa Leica gallery'e git

mezarlığını görmeni tavsiye ederim. ama mezarlığa kadar yürüyerek gitme derim. toplu taşıma iyidir.

işte klasik turistik kalesine git, katedralini gör,

Franz kafka müzesine git seversen,

charles köprüsünde vakit geçir, tatlı bir köprü bayaa

vs vs. tatlı bir şehir, açık hava müzesi gibi, her binanın ve sanat eserinin keyfini çıkar.
  • cedric tweedledee  (27.12.19 01:01:17) 
Dorsten kücük bir sehir bana yakin. Orda uyguna otel vardir ama tabi hic konaklamadim. Dorstenden cevrede kalan büyük sehirle gidebilirsin Düsseldorf 90km Essen 25 km Dortmund 35km Köln 110km Münster 60km. Müze ve galerie dolu bu saydim sehirlerde


  • samiabi19  (27.12.19 01:15:52) 
@ cedric tweedledee, samiabi19 Teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (27.12.19 02:35:45) 
Braga'ya 20 dk mesafede Guimaraes var. Oraya da gidebilirsiniz. Portekiz'in doğduğu yer diye geçer. Kale ve çevresinde tarihi yerler var.
Bragada bom jesus var.

  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (27.12.19 08:08:52) 
@emcekare olmadı einstein olsun bari Teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (28.12.19 02:53:22) 
[]

Sağlık Meslek Liseleriyle İlgili Bir Soru

Merhaba arkadaşlar,

eksiduyu.ru

Şurada bahsettiğim işe freelance olarak başlamış durumdayım ancak bir sorun var. Bana verilen konu hakkında proje yazamıyorum. Meslek liseleri öğrencilerinin Avrupa'da staj eğitimi görmeleri için AB projesi yazıyoruz ve bana da İstanbul'da bir sağlık meslek lisesinde Sağlık Bakım Teknisyenliği ve Hemşire Yardımcılığı okuyan öğrencilerin staj projesini yazma konusu verildi. Bu projeyi yazmam için bu bölümde okuyan öğrencilerin staj yapması için gerekli ihtiyaçlarından bahsetmem gerekiyor. Hadi ülkenin ücra bir köşesindeki bir okul olsa bir sürü zorluk var ancak İstanbul'dakiler için bir şey üretemiyorum. Daha doğrusu yazıyorum ama patron beğenmiyor. Kafayı yiyeceğim, millet projesini bitirdi ama ben hala yerimde sayıyorum. Beynim yanmış durumda.

Belirtilmesi gereken ihtiyaçların bilimsel verilere dayalı olması falan gerekiyor. Yani istediğinizi yazamıyorsunuz, gerçekçi olması gerekiyor ve Ulusal Ajans'a mantıklı gelmesi gerekiyor ki kabul edilsin.

İstanbul'da bu bölümde okuyan öğrencilerin karşılaştıkları zorlukları nasıl öğrenebilirim? Eğitmenlerin kalitesi nasıl? Altyapı yetersizliği var mı? gibi soruların cevaplarını bulmam gerek. Bu bölümlerde okuyan öğrencilerden birini tanıyan veya bu sektörle ilgilenen biri var mı acaba yardımcı olabilecek? Teşekkür ederim.

 
Uzaktan bir yere varmak güç olur, sahaya inip gözlemlemek, öğrenmek daha faydalı. Bence direkt gidip bir sağlık meslek lisesi ile görüşebilirsiniz. İlkin idareye gidip, merhaba ben bu işi yapıyorum bu işle ilgili bir proje hazırlıyorum, ihtiyaçlarınızı ve yaşadığınız güçlükleri öğrenip bunlara ilişkin bir proje hazırlayacağım. Sizin ve imkan verirseniz öğretmenlerin ve öğrencilerin öneri ve görüşlerini almak isterim, diyebilirsiniz. Sonrasında bu konuşmayı öğretmenler odasında hocalara açar, birkaç öğrenci ile de görüştünüz mü kafanızda az buçuk şekillenir.


  • Amaranta ursula  (26.12.19 19:02:17) 
@ Amaranta ursula Öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim. Ancak sahaya inme gibi bir durumum yok. Ankara'da yaşıyorum. Gerçi öyle bir şansım olsa da bunu inceleyecek kadar çok vakit yok. Çünkü 4 gün veriliyor bir projenin hazırlanması için.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (26.12.19 21:20:42) 
[]

Thermal air treatment'i nasıl çevirebilirim?

Merhaba arkadaşlar

Aşağıdaki klima sistemleri ile ilgili paragrafta geçen "thermal air treatment" ifadesini nasıl çevirebilirim? İnternette aradım ama bir şey bulamadım.

Definition of the load scenario of the AHU and the calculation of the average unit performance and the energy reduction factors for the thermal air treatment and air transportation.

Havanın ısıl işlem kullanılarak arıtılması gibi bir anlam var ama tam tekabül eden bir ifade bulamadım. Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
ısıl işlem görmüş hava


  • neverlose  (22.12.19 19:41:42) 
Cevabınız için teşekkür ederim. Bu şekilde çevirince de çok yakışmadığını düşünüyorum. Sanki klima terminolojisine tersmiş gibi. Yine de teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (22.12.19 20:53:02) 
çeviri güzelse sadık olmaz, sadıksa güzel olmaz derler.

sadece ısıtma işlemi nasıl?
  • halanne  (22.12.19 22:10:44) 
Termal hava iyileştirici?


  • balik kraker  (22.12.19 22:53:31) 
@ halanne, balık kraker Cevaplarınız için teşekkür ederim. Ama hala cık.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (22.12.19 23:12:11) 
ısıl hava işleme ve hava aktarımı için ortalama birim performansı ve enerji tasarrufu faktörleri ve AHU yük senaryo tanımı


  • jason bourne seksapeli  (23.12.19 21:13:09) 
@ jason bourne seksapeli Cevabınız için çok teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (25.12.19 01:03:13) 
[]

İçime sinmeyen iş fırsatı

Merhaba Arkadaşlar,

Geçenlerde Kariyer' de yayınlanan bir AB Erasmus Proje Uzmanlığı ilanına başvurdum. Başvurudan sonra cvsi uygun olan adaylar otelde yapılacak bir bilgilendirme toplantısına davet edildi. Toplantıda ne iş yaptıklarından, AB projelerinin nasıl yazıldığından falan bahsettiler. Zaten daha önce araştırdığım, ilgilendiğim için yabancı değilim bu alana. Bu firma da meslek lisesi öğrencilerinin Avrupa'da staj görmesi için hibe sağlanması amacıyla proje danışmanlığı yapıyor. Biz de proje yazacağız işte.

Toplantının sonunda, katılımcılardan örnek bir proje yazıp yollamaları istendi. Projesi beğenilen adaylarla görüşme gerçekleştirip uygun görülenler arasından alım yapılacağı söylendi. Ben de istedikleri projeyi yazarak yolladım.

Projeyi yolladıktan 1 hafta sonra, dün beni arayıp yazdığım projeyi beğendiklerini söyleyip görüşmeye davet ettiler. Bugün görüşmeye gittim. Ancak pek benim istediğim profesyonellikte değil. Şubat ayına kadar freelance takılacakmışız, şubattan sonra tam zamanlı çalışacakmışız ama istersek freelance de takılabilirmişiz. Proje başına 800 TL alacakmışız. Durumun vahametini anlayınca sikörta, mayış falan sormadım, soramadım. Sanırım hayal ettiğim klasik bir tam zamanlı işten uzak.Yani iş olarak göresim bile gelmiyor. İçimde bir heyecan, sevinç bile yok.

Zaten serbest çevirmenlik yapıyorum, o yüzden bir değişiklik olmayacak. Tek avantajı, mesela 2 haftada bitirdiğim bir çeviriden 1000 TL alıyorsam bunda 4 gün uğraşarak 800 TL kazanacak olmam.

İşin kötüsü 1.5 yıldır işsizim, evden çıkasım yok. Tam zamanlıya geçtiğimde veya proje başvuru zamanlarında ofise gitmem gerektiğinde belki işsizlik psikolojisinden birazcık kurtulurum gibi geliyor ama bir şeyi değiştireceğini sanmıyorum.

Tipik bir işim olsun istiyorum, sabahın kör karanlığında gidip akşam eve geleyim, işin ne kadar yorucu olduğundan yakınayım, bir şey yanlış oldu diye patron bana kızsın mesela,bazen toplantılara katılayım, patron bana fikirlerimi sorsun, yetiştirilmesi gereken bir sunum veya rapor olduğu için fazla mesai yapayım ya da ödemeler geciksin, hatta mesai biteceği vakit patron iş kilitlesin, ben de küfredeyim arkasından.

Çok bir şey istemiyorum, klasik bir işim olsun istiyorum ama yine karşıma beni tatmin etmeyen bir şey çıktı. Zaten bir şey çıktığı yok, çıkarsa da ayda yılda böyle şeyler çıkıyor. Siz ne diyorsunuz? Sizce burun kıvırmakta haksız mıyım?

 
2 haftada kazandıgını neredeyse 4 günde kazanacaksın ve üzgünsün anlamadım. takılma böyle daha iyi. hem o işi yaparsın hem öbür işi. evde rahat rahat ayagını uzatırsın. erken kalkma derdi yok trafik derdi yok daha ne olsun?

spora yazıl biraz sosyalles öbür dertlerin biter.
  • sizofren06  (19.12.19 15:35:56 ~ 15:36:25) 
@ şizofren06 Freelancerlık pek bana göre değil çünkü. Tipik maaşlı bir çalışan olmak istiyorum. Kariyer yapmak istiyorum. Freelancerlık, benim profesyonellik anlayışıma uymuyor. Biraz komik gelebilir ama bir plaza çalışanının yaşadığı monotonluğu ben de yaşamak istiyorum.

@ hey corc versene borc Daha önceden falan araştırdığım için yazdıklarınız hiç yabancı gelmiyor. Çok paralar dönüyor ama o paralar belli kişilerin cebine giriyor. İşin tuhafı bu proje işlerinin potansiyelini bilen çok insan yok gibi. Tavsiyeleriniz için teşekkür ederim, dikkate alacağım. Belki dediğiniz gibi bir şey yapma fırsatım olursa bu iş gerçekten de faydalı olabilir.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (19.12.19 16:33:54) 
[]

Şu Almanca ifadeyi nasıl çevirebilirim?

Arkadaşlar merhaba,

Çevirdiğim bir belgede kirletici emisyon kaynaklarının belirtildiği bir yüzde grafiği var ve burada "private Haushalte und Kleinverbraucher" diye bir ifade var. Yani bu ifade de kirletici emisyon kaynağının yüzde bilmem kaçlık dilimini oluşturuyor. Bu kaynağı oluşturan diğer yüzdelik dilimler de işte trafik, endüstriyel faaliyetler falan.

"Haushalte" kelimesini hanehalkı olarak çeviriyorum ama "Kleinverbraucher" kelimesini nasıl çevirsem bilemedim. Ne demek istediğini anladım, az tüketim yapan, alt sınıf tüketiciden bahsediyor ama buna tam karşılık gelen iktisat terimi gibi bir tüketici grubu var mı acaba? Ne kadar aradıysam bulamadım karşılık. Çünkü benim aklıma gelen "küçük çaplı tüketici" çeviri kokuyor gibi sanki. Bu "private Haushalte und Kleinverbraucher" ifadesi özellikle elektrik dağıtım piyasasında çok geçiyor. Çok teşekkür ederim.

 
www.betriebswirtschaft-lernen.net
Buradan ben "private haushalte"nin genel olarak özel işletmeleri kastettigini düşünüyorum spesifik olarak da küçük ve orta boy işletmeleri. "Kleinverbraucher" ise de.thefreedictionary.com linkinden çıkardığım kadariyla gaz elektrik gibi işlerde uygulanan sanayi-ev fiyat farklilastirmasindan dolayı kısaca aile ya da şahıs gibi küçük tüketici ya da hane tüketimi olarak adlandirilabilir. Tek kelime yazmak zorunda isen yildiz koyup açıklama falan yaparsın altına.

  • candanag  (09.12.19 02:25:57 ~ 02:30:47) 
Öncelikle çok teşekkür ederim. Ama zaten özel işletmelere "Betriebe" diye değinilmiş.
Burada da "Privathaushalte" 'yi daha detaylı anlatmış. Ev halkından bahsediyor.
de.wikipedia.org

Belki bireysel tüketici olarak da çevrilebilir. Tekrar çok teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (09.12.19 03:47:42 ~ 03:48:36) 
[]

Kedinin pençesi battı. Yaşayacak mıyım?

Merhaba Duyuru'nun Fedakar Kedi Anne ve Babaları,

Binamızın önünde bir süredir evcimen tipli bir kedi dolaşıyor. Yemek falan veriyoruz, seviyoruz falan. Sevmek için yere eğildiğimde üstüme tırmanmaya çalışıyor kerata. Az önce dizime tırmanmaya çalışırken pençesi dizime battı. İğne batması gibi bir şey. Pek bir şey olacağını sanmıyorum ama fazlasıyla paranoyak olduğum için sorayım dedim. Google'da bir şey bulamadım.

Bir şey olma olasılığı var mı? Aşı falan yaptırmalı mıyım? Ne kadar vaktim kaldı? Sevenlerimle vedalaşayım mı? :( Cevaplarınız için teşekkür ederim.

 
  • bir garip melek  (06.12.19 18:34:32) 
Son 20 senede kedi kaynaklı bir kuduz vakasına rastlanmadı ülkemizde, ama sen yine de...


  • orta sahanın rakip yarı alana bakan dilimi  (06.12.19 18:35:17) 
Kolonya sür geç.

Yatırım tavsiyesi değildir.
  • lisw  (06.12.19 18:52:09) 
Tetanoz aşınızı hatırlamıyorsanız tetanoz aşısı olun, ısırsa daha temizdi, tırnak içinde hangi ağacın kabuğunun kiri var kimbilir.


  • masseter  (06.12.19 19:04:14) 
Üstteki yazarın cevabına ithafen yazıyorum, kedi kaynakli kuduz görünmüyor olmaması kedide kuduz olmadığını, risk olmadığını gostermiyor. Aksine yaklaşık 1 ay kadar önce de - enstitü tarafından da onaylandı- bir kedide kuduza rastlandı. O yüzden her türlü tedbirli olmakta fayda var.


  • herifbismisresmen  (06.12.19 20:55:01) 
hemen tam teşekküllü bir hastaneye başvurup durumu anlat. seni intaniye servisine gönderecekler. son iki yıl içinde kuduz ya da tetanos aşısı olmadıysan o aşıları olup rahat rahat kediyi mıncırmaya devam edebilirsin.
not: aşıları koldan yapıyorlar. tetanos biraz yakar. kuduz hiç yakmaz.
not2: intaniyede bekleme süresi haydarpaşa gibi kalabalık bir hastanede bile 10 dakikayı geçmez. intaniyeye de kırmızı alandan gönderdikleri için hastanede kalma süren hastaneye gitme sürenden kısa olur.
  • tururo  (06.12.19 22:15:07) 
köpek ısırdığı için kuduz ve tetanoz olmuş biri olarak kuduz aşısı harika bir uyuşukluk bırakıyor kolda. tetanoz ile kolu ertesi gün kütük gibi hale getiriyor ve ağrılı devam ediyor. ben yaptırmazdım ama yinede sen bilirsin.


  • zam sampiyonu domates  (07.12.19 08:17:53) 
düzenli bisiklete biniyorum.. sürekli sokak köpekleri tarafından kovalanıyorum..
birileri kuduz aşısının göbekten yapıldığını söylemişti..
bu olay geride kalmıştır herhalde.. artık koldan aşı yapıyorlarsa iyi

not: henüz ısırılmadım da.. bileyim diye soruyorum :/
  • strobist  (07.12.19 09:12:33) 
[]

Bir freelancerın erken kalkmasına gerek var mı?

Merhaba arkadaşlar,

Uzun süredir işsiz olduğum için iş bulana kadar freelancer olarak ilerlemek istiyorum. Serbest çevirmen olarak çalışıyorum ve çok istediğim bir alanda faaliyet gösteren bir firmayla daha yeni anlaşma sağladım. Önümüzdeki zamanlarda iş vermeye başlarlar.

Ama ben gece çok geç saatlerde yatıyorum ve öğleden sonra kalkıyorum. Zaten gelen işleri falan da daha çok geceleri yapıyorum. Şimdi firma mail atar, Whatsapp' dan yazar ve ben geç kalktığım için geç görürüm. Sizce firma geç cevap verdiğim için falan bozulur mu veya sorun yaratır mı? Mesela bugün saat 7:30' da mail atmış firma. Bense 15:30'da falan okudum. Yani acil bir şey olursa sorun yaratabilir diye düşünüyorum. Artık erken kalkmaya başlasam mı? Aramızdaki diğer freelancerların durumlarını da öğrenmek isterim. Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
Sadece freelance değil kalitrli bir yasam icin erken kalkmaya alis bence mutlaka. Herkesin erken kalkmaya ihtiyacı var.


  • stavro  (06.11.19 18:58:09) 
Bu konuda yillarin tecrubesiyim diyebilirim.

Ve evet, erken kalkmak bu isin baslica kurali. Sadece musteriye olan sorumluluktan degil, genel disiplin ve pozitif hissiyat icin mutlaka erken kalkmalisin.

Bu arada musteriler de buna cok onem verir, bu konuda bizzat geri donus aldim.

Sabah 8'de is basi ;)
  • msb  (06.11.19 19:16:27) 
şirkete ve işe göre değişebilir ama genelde sorun olmaz. mesela o şirket dünyanın dört yanından freelancerlar ile çalışıyorsa saat kavramı olmaz, yani senden anlık acil bir şey istemez. bize en kötü ihtimalde bile 3 gün süre veriliyor. zaten freelancer olmanın anlamı da biraz o, eğer 9-6 çalışacak adam arasalar freelancer ile çalışmazlar. disiplin ayrı bir konu.


  • bezgin adam  (06.11.19 19:19:42) 
ne is yaptigin farketmez, hergun ogleden sonra kalkiyorsan kendine bir cekiduzen vermen lazim.


  • cooperr  (06.11.19 19:35:52) 
7:30'da atilan maile 15:30'da bakmak kimbilir saat kacta donmek sorun yaratir. Adamlarin isi gucu var.

Zaten oyle universite hazirlik ogrencisi gibi hayat gecmez.
  • hot potato  (06.11.19 19:38:45 ~ 19:40:01) 
Öğleden sonra uyanan insanı ciddiye almam.


  • allah yazdiysa bozsun  (06.11.19 21:48:53) 
[]

Şunu nasıl çevirebilirim?

Merhaba arkadaşlar,

"In order to save Prior James' documents all brothers need to attend the meeting." cümlesindeki "Prior" kelimesini nasıl çevirebilirim? Daha iyi anlamanız açısından söylemem gerekirse bu James denen arkadaş bir manastır görevlisi. Biraz araştırınca manastır başkanı gibi bir anlama geldiğini öğrendim. Bu "Prior" ünvanını çevirmeli miyim sizce? Çevirmeliysem nasıl çevirebilirim acaba? Teşekkür ederim.


 
başrahip james'in dökümanlarını kurtarmak için bütün kardeşlerin buluşmaya gelmesi lazım.


  • sinek kral  (27.10.19 00:31:33 ~ 00:32:48) 
Çevir ya niye çevirmeyecen, konteksi bilmeyen adam Prior'ı adamın adı, soyadını da James zanneder. sinek+1


  • speedy  (27.10.19 00:46:15 ~ 00:46:31) 
@ sinek kral Aslında "başrahip" aklıma geldi ama "prior" kelimesiyle daha önce karşılaşmadığım için temkinli davranmak istedim. Çok teşekkür ederim.

@ speedy Bazen böyle şeyleri çevirince taşıdığı etkiyi kaybettiğini düşünüyor. Çok teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (27.10.19 00:55:38) 
[]

Duyuru' nun iklimlendirme uzmanları bakar mısınız?

Merhaba arkadaşlar,

Elimde çevirisini tamamladığım iklimlendirme markasıyla ilgili bir katalog var. Bunun çevirisini müşteriye yollamıştım bir süre önce. Ama müşteri çevirdiğim bazı terimlerin tam karşılığını bulmadığını söyledi ve biraz daha araştırmamı söyledi.

Bunlardan birisi " Cooling Ceiling". Almancası "Kühldecke". Ben de bunu "tavandan soğutma" olarak çevirdim. Şimdi biraz araştırınca " Soğutma Tavan Sistemi" olarak da çevirebileceğimi düşünüyorum.

İkincisi de " Radiant Ceiling Panel". Almancası "Kühlsegel". Bunu da "Radyant Tavan Paneli" olarak çevirdim. Ancak müşteri bunun tam karşılığını vermediğini söyledi. Sizce bunun yerine ne bulabilirim? "Soğuk tavan" gibi bir ifade de var, ama ona da pek içim ısınmadı? Siz ne dersiniz? Teşekkür ederim.

 
bence tavandan soğutma doğru bir çeviri olmuş, sonuçta benzer bir yöntemi yerden ısıtma diye adlandırmışlar.

diğeri için tavan panel radyatör gibi bir çeviri olabilir belki.
  • yonge and bloor  (23.10.19 17:36:31) 
ilki tavan tipi soğutma sistemi de olabilir.
ikincisi için baktım benzer firmalarda da radyant tavan panelleri gibi tanımlar kullanılmış.

  • orijinal nick bulamadim  (23.10.19 17:42:32) 
@ yonge and bloor Bence de doğru bir çeviri oldu ama müşteri açıklamamı istedi anlamadığı için. Diğeri için "Tavan Panel Radyatör" ifadesinin uygun olacağını sanmıyorum. Çünkü panel radyatör bildiğimiz doğalgaz peteği oluyor. Cevap için teşekkür ederim.

@ orijinal nick bulamadım "Tavan Tipi Soğutma" da uygun bir çeviri olabilir bence de.
İkincisi için "Radyant Tavan Panel" kalsın istiyorum, çünkü dediğiniz gibi neredeyse her yerde bu ifade kullanılıyor. Ama tam karşılığını vermediğini söylüyor müşteri. Cevap için teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (23.10.19 19:04:03) 
Müşteri çeviri değil de bana güzel bi reklam sloganı bulsana demeye getiriyor sanki, bu aslında ya reklam ajansının ya da ürünü satan kişinin karar vermesi gereken bir şey.


  • mikro patlama  (23.10.19 20:26:01) 
@ mikro patlama Evet, onu da istiyor.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (23.10.19 20:35:48) 
[]

F/p ürünü Wi- fi Sinyal Güçlendirici

Merhaba arkadaşlar,

Türk Telekom' un verdiği rezalet ötesi modemden dolayı bilgisayarın başındayken sövmeden duramıyorum. Sürekli kopuyor, 16 mbit hızında internet kullanıyorum ama modemin yanına gitmediğim sürece çoğunlukla 6- 7 mbit hız alabiliyorum. Bu yüzden sinyal güçlendirici almak istiyorum.

Bildiğiniz f/p oranı yüksek, 100- 120 TL arası bildiğiniz iyi bir güçlendirici var mıdır? Bi kaç tanesine baktım ama emin olamadım? Bir de N11' i saymazsak yakında indirim gelecek mecra var mıdır? Vatan ve Teknosa' da sanki daha güzel indirimler oluyor. Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
www.hepsiburada.com

şunu önermişler genelde. ben de denemeyi düşünüyorum.

bi de pro'su var.
www.hepsiburada.com
  • ayin yazari  (22.10.19 18:33:42) 
Xiaominin pro olani var bizde. Harika degil ama fiyat performans icin gayet iyi.


  • hindistan cevizi  (22.10.19 18:35:51) 
[]

Müşteri ve aracı arasında kaldım çevirmen olarak. Ne yapsam?

Merhaba arkadaşlar,

Bir süredir serbest çevirmenlik yapıyorum ve bir aydan fazla bir süredir paramı alamıyordum. Ben aracıyla çalışıyordum, aracı müşteriden çeviriyi alıp bana gönderiyordu ve para meselesinde de benim söylediğim rakama kendi komisyonunu ekleyip müşteriye iletiyordu. Yani ben 900 TL istiyorsam o 1200 TL istiyordu müşteriden. 300 TL ona kalıyordu.

Neyse bir aydan fazla bir süredir param ödenmediği için başka bir şekilde müşteriye ulaştım ve paramı istedim. O da paramı ödeyeceğini ve ne kadar ödemesi gerektiğini sorunca ben de alacağım para miktarını söyledim. Bu arada istersem aracıyı aradan çıkarıp beraber çalışabileceğimizi söyledi ve ben de onayladım. Aracının işkillenmemesi için de aracıyı arayıp benim numaramı isteyecekti. Müşteri aracıyı arayıp benim numaramı istedikten hemen sonra aracı beni aradı ve ödeme konusunda müşteriye kendisinin yani aracının söylediği rakamı söylememi söyledi.

Ama yapacak bir şey yoktu. Zaten konuşmuştuk. Biz konuştuktan sonra müşteri aracıya benim paramı ödeyeceğini söyleyince bu sefer aracıyla papaz oldum. O kadar arayıp söylemesine rağmen ben komisyonsuz rakamı söylemişim. Onun karının üzerine oturmuşum. Müşteriyle önceden konuştuğumu söyleyemedim. Sadece bu işi çözmeye çalışacağımı söyledim.

Şimdi ne yapsam ben? Gerçeği mi açıklasam yoksa görmezden mi gelsem? Kendi kazancımdan mı versem diye çok naif bir düşünce var ama kendi kazancımdan nasıl vereyim? Bir de aracı uyarmak için aradığında paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de sıfırdayım. O yüzden yalan değilse ne durumda olduğunu anlayabiliyorum. Çok huzursuz hissediyorum. Resmen heart breaker gibi oldum. Teşekkür ederim. Biraz uzun oldu ama kusura bakmayın.

 
aracının haberi olmadan müşteriyle bundan sonrası için gizli anlaşacaktın. bu seferlik yine de aracıya komisyonu verecektin. aracı sonuç olarak sana farklı farklı işler bağlayan biri, tek müşteri için onu kaybetmek kötü olur. o yüzden aracıya bu seferlik payını ver ve müşteriyle sonrası için teke tek devam et derim:)


  • theseachange  (21.10.19 19:58:27) 
Öncelikle sen müşteriye ne demeye kendi söylediğin fiyatı verdin anlayamadım. Yani biliyosun ki aracı da bu işi hayrına yapmıyor ve onun da komisyon alması gerekiyor. Aracıya parasını her türlü vermen gerekiyor. Eğer müşteri vermezse kendi cebinden vermelisin. Yapılan iş büyük ihtimal kayıt dışıdır zaten sözleşme falan olduğunu hiç sanmıyorum. Aynı işte hem aracı hem iş yapan kişi konumunda zamanında çalışmış biri olarak olması gereken budur diyorum. Çünkü sen aracının işini baltaladın.


  • mg3929  (21.10.19 20:01:32) 
çeviri öğrencisiyim, tüyler diken.

o aracı müşteriden para alsa da almasa da senin paranı önden vermek zorunda. ki eminim almıştır da. vermediyse sen de böyle arkadan iş çevirirsin yapacak bir şey yok. bence bu tiple de bi daha çalışma. yani paranı alamıyosan bu adamla çalışmanın anlamı yok. görmezden gelip müşteriden kendi hakkın olan parayı al derim, sonrasında aracı düşünsün. bi daha çevirmen kazıklamamayı öğrenir belki.
  • windows95  (21.10.19 20:03:16) 
@ theseachange Zaten aracının haberi yok gizli anlaştığımızdan. Yani müşteri bana bir şey soracakmış da numaramı istemiş gibi yaptı. Bu arada farklı farklı iş bağladığı falan yok söylediğin gibi. Zaten o da müşterinin web sitesini hazırlamak gibi bir iş yapıyor. Benim söylediğim fiyat uygun olduğu sürece iş geliyordu, çünkü söylediğim rakam fazla olursa aracı üzerine ekleyemezdi. Bu yüzden zaten başka çevirmen buldu sonraki bir iş için. Payını ödeme kısmını ileri bir zamana bırakabilirim ancak.

@ mg3929 Ben müşteriye kendi söylediğim fiyatı verdim, çünkü aracının paramın üzerine yatma ihtimali olduğunu düşündüm. Ben geçen hafta ödemenin ne durumda olduğunu sorunca o da hem kendi işlerinde bir pürüz olduğunu hem de müşterinin çevirimin Google Translate gibi olduğunu söylediğini söyledi( Gerçekten de öyle bir şey söylemiş müşteri. Bugün bana da söyledi. İlk iş fazla aceleye geldiği için fazla düzenleme yapamadım) Tabi ben de sinirlendim öyle bir şey duyunca. Ertesi gün aracıdan müşterinin iletişim bilgilerini istedim ama cevap vermedi. Doğal olarak şüphelendim. Söylediğin gibi işimiz kayıt dışı, sözleşme yok yani. Bu arada müşterinin aracıya parasını vereceğini sanmıyorum. Çünkü müşterinin komisyon alındığından haberi yok. Bir de aracının işini baltalama kısmına gelirsek benim de işimin baltalandığını söylemem gerek. Çünkü aracı komisyondan kaybetmesin diye çok fiyat kırdım. Bu bana bayağı pahalıya patladı. Son gönderdiği işe normal bir rakam söyleyince ticari ilişkimizi bitirdi.

@ windows95 Aracının para alma ihtimalini önceden düşünüyordum. Ama bugünkü konuşmadan para alma gibi bir mevzu olmadığını çıkardım. Söylediğine göre aracı da benim gibi serbest çalışıyormuş. Yani o kadar parayı ödemek sarsardı, bir de ödemenin ne zaman geleceği belli olmadığı için zarara girme durumu da var. Zaten aracıyla olan ilişkimiz çok önceden bitmişti.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (21.10.19 21:07:23) 
Tam bir sark kurnazligi yapmaya calismissiniz ama becerememissiniz. Oradan 300 tl daha fazla kazanacagim derken aracinin ileride size getirecegi musterileri de kaybedeceksiniz.

Yapacaginiz sey, aracinin komisyonunu kendi cebinizden vereceksiniz, ticaret de ahlak laziim.
  • oscar  (21.10.19 21:08:04) 
Sakın cebinizden para vermeyin, böyle bir aracı tekrar iş bulsa ne olur iş bulmasa ne olur? Çevirmene 2 gün verip aceleyle iş yaptırıyorlar, kendileri parayı anında alıyor, çevirmene de aylar sonra zorla para veriyor. İyi bürolar çevirmene hakkını veriyor, hatta geciktirirse faiziyle veriyor.


  • geçerkenugradım  (21.10.19 21:16:37) 
Eger kendi kendinize is bulma yetiniz var ise tabii para vermeyin araciya, ama adamsiz adim atamiyorsaniz adami da memnun etmelisiiniz

Ticaret 101
  • oscar  (21.10.19 21:24:20) 
@ oscar Verdiğiniz cevaptan tüm yazıyı okumadığınızı çıkarıyorum. Benim derdim aracının komisyonunu çalmak değil, bir türlü alamadığım parayı tahsil etmek. Komisyonu çalmak gibi bir derdim olsaydı zaten aracının söyleyeceği rakamı tahmini olarak bildiğim için o rakamı söylerdim. Böyle bir derdim olsaydı da vicdan azabı yapıp böyle bir şeyi buraya yazmazdım. Zaten önceki cevaplarımda aracıyla olan ticari ilişkimin çok önceden bittiğini yazdım.

@ geçerkenuğradım Doğru söylüyorsunuz ama insanın içine dert oluyor bir yerde. Çünkü parayı almamış olma ihtimalini düşünüyorum. Dediğiniz gibi kaliteli büroları bulmak gerçekten zor.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (21.10.19 21:48:26) 
Bu arada istersem aracıyı aradan çıkarıp beraber çalışabileceğimizi söyledi ve ben de onayladım. Aracının işkillenmemesi için de aracıyı arayıp benim numaramı isteyecekti.

Bunu siz yazmadiniz mi ?
  • oscar  (21.10.19 22:03:15) 
is etigi geregi aracinin parasini vermen lazim. neden? cunku yanlis anlamadiysam musteriyi sana getiren o. dolayisiyla musteriyi o bulmus. o olmazsa hic para alamayacaktin. araciyi aslinda ticaret yapan birisi olarak dusun, fabrikadan(senden) ceviriyi satin alip, son musteriye satiyor. sen urunu bu araciya satuyorsun, o da ustune kar ekleyip son kullaniciya satiyor. sen simdi fabrika fabrika satis magazasi acmak istiyorsun(bunda sorun yok). ama son musteriye diyorsun ki, "sen urunu git X dukkanindan al, ama parayi oraya degil bana ode cunku bu urunun ureticisi benim".


  • crucio  (21.10.19 22:09:42) 
@ oscar Evet ben yazdım ama bunun ilk cevabınızla bi alakasını göremedim. Çünkü benim aracının parasında gözüm var gibi yazmışsınız. Yazdığım o cümleye gelince de müşterinin bundan sonraki vereceği işler kastediliyor. Çünkü zaten 1 ay önce aracı benim verdiğim rakamı çok bularak başka bir çevirmen buldu. Yani zaten ben müşteriyle iletişime geçmeye çalışmasam da aramızdaki iş çoktan bitmişti. Müşteri bundan sonra çevirileri yine bana ama bu sefer doğrudan yollayacak. Bunu müşteri teklif etti, ben de kabul ettim.

@ crucio Evet, haklısınız.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (21.10.19 22:37:03) 
Ben olsam, bu iş için aracının parasını cebimden öder, eğer söylediğiniz gibi fiyatımı kıran, beni mağdur eden, doğru düzgün iş bulmayan biriyse kendisiyle bir daha çalışmak istemediğimi söylerdim.


  • selimcigimisik  (21.10.19 22:59:14) 
@ selimcigimisik Kendisiyle çok önceden yollarımız ayrılmıştı zaten.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (21.10.19 23:38:08) 
O sana farkı ödermiydi?
Senin yerinde olsam ödemem komisyonu, onu yapman için aracının seni mağdur etmeyeceğini bilmen lazım adam doğru düzgün ödeme yapamamış, bazen postayı koyman lazım.

  • Diskirminant  (22.10.19 00:45:36) 
@ Diskirminant Haklısın ama söz konusu vicdan olunca rahat edemiyor insan.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (22.10.19 04:09:24) 
[]

Yabancı firmaya atılan mail sonrası gelen cevap

Merhaba arkadaşlar,

Türkiye' de yeni distribütörlük alan bir firmanın iletişim bilgilerini bulamadığım için Almanya' daki ana firmaya mail attım iletişim bilgilerini almak için. Onlar da sağ olsunlar bugün mail atmışlar . Ama maili okuyunca biraz kafam karıştı. Benim mailimi Türkiye' deki ortaklarına yönlendirdiklerini söylemişler ve daha fazla bilgi veya temas kurmanın doğrudan sağlandığını söylemişler. CC' ye de bu Türk firmadan birini eklemişler.

Sanırım böyle dediklerine göre Türk firma benimle iletişime geçecek değil mi? Yoksa benim cc' deki Türk'e yazmam mı gerekiyor. Biraz aptalca bir soru oldu ama kafam karıştı "Daha fazla bilgi ve temas kurma doğrudan sağlanır." cümlesinden dolayı.

Şimdi cevaba da ne yazacağımı bilemedim. "Ben onlara yazarım." mı desem yoksa "Onların cevabını bekliyorum." mu desem. Teşekkür ederim.

 
Almanyadaki firmayi aradan cikarip direkt cc deki firmaya yazardim ben olsam.
yoksa onlar sizinle iletisime gecilecek demisler ama ben olsam beklemezdim.

  • interview with the vampire  (17.10.19 16:57:53) 
@ interview with the vampire Biraz beklerim, cevap atmazlarsa ben yazarım. Cevap için teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (17.10.19 17:33:00) 
cc’deki kişiye size yönlendirildim diye mail atardım. yönlendirme durumlarında hep ayrı mail atıyorum ben.


  • theseachange  (17.10.19 17:43:39) 
@ theseachange Cevap gelmezse öyle yapacağım. Cevap için teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (17.10.19 18:46:43) 
[]

Domain sahibinin iletişim bilgilerine ulaşma

Merhaba arkadaşlar,

Yeni kurulmuş ama daha tam olarak hazır olmayan bir internet sitesi var ve benim bu sitenin sahiplerine ulaşmam gerekiyor. Whois sorgusu yaptığımda registrar ve registrant bilgilerine ulaştım. Ama Registrant tarafında belirtilen şirketi araştırdığımda istediğim sonuca ulaşamadım.

Sormak istediğim Registrar ile iletişim kurarak site sahibinin iletişim bilgilerine ulaşmak mümkün müdür? Yani kullanıcı verilerinin gizliliği sebebiyle vermek istememe durumları var mı? Eğer bu bilgileri vermezlerse ki zaten muhtemelen vermeyeceklerini düşünüyorum benim başka şekilde bu domain sahibine başka şekillerde ulaşma imkanım var mı?

Bu benim için çok önemli çünkü bunlar için çevirmenlik yaptım ama 1 aydır param ödenmiyor. Aracı da ödeme almadığını söylüyor. Yani sorun esas müşteriden mi yoksa aracıdan mı kaynaklanıyor emin değilim. Esas müşteriye ulaşmam gerek bunun için. Bu yüzden de bu bilgilere ulaşmam şart. Yardımcı olursanız sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.

 
whois.domaintools.com

domain tools'da (parali) bulursun.
  • rm  (13.10.19 20:06:01) 
Domain whois sorgusu yaptığınızda kayıt eden kişinin mail adresini görebilirsiniz. Eğer gizli kaydedildiyse siteadi.com@domainsbyproxy.com gibi bir mail görünür, bu adrese attığınız mailler kayıt eden kişinin mail adresine yönlendirilir.


  • gsgsgsgsgsgsgsgs  (13.10.19 20:49:30) 
@ rm Peki bu tarz ücretsiz olan profesyonel siteler bulabilir miyim? Paraya ihtiyaç duyarken para harcamak biraz cesur bir davranış. Teşekkür ederim.

@ gs İşin kötü tarafı whois sorgusu yaptığımda çıkan mail adresi benim çalıştığım aracı tarafa ait. Zaten internet sitesini bu aracı taraf hazırlamış. Whois sorgusundan beni memnun eden bir şey çıkmadığı için sordum bu soruyu . Teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (13.10.19 21:21:30) 
Genelde domain alınınca ilk işlerdem biri info@domain.com gibi bir mail de ayarlamak olur. Bu mail adresinde catch-all özelliği varsa oraya gönderilen mailleri vb. de topluyor olabilir. Yani buna bakan var mıdır, kurmuşlar mıdır bilmem ama bir şansınızı deneyebilirsiniz.


  • salihdt  (13.10.19 22:24:47) 
siz simdi onlara ulasinca, ulasabilince paranizi ödeyeceklerini mi saniyorsunuz? aracinin bu parayi size her halukarda ödemesi lazim. bundan dolayi araci zaten.


  • duygusuzromantik  (13.10.19 22:39:33) 
@ salihdt Bunu bir araştırayım ama yine yolun sonunun aracılara çıkacağını düşünüyorum. Teşekkür ederim.

@ duygusuzromantik Haklı sayılırsınız ama ben paranın üzerine aracının yatmış olabileceği ihtimalini de düşünüyorum. Çünkü o da bu işten bir komisyon alıyor. Aracı benim verdiğim rakamın üzerine kendi komisyonunu ekliyor ve müşteriye söylüyor. Müşteri aracıya ödemeyi yapıyor, aracı kendi payını alıp bana ödemeyi yapıyor. Yani belki müşteri ödemeyi yapmıştır ama aracı bana ödemeyi yapmamıştır. Aracıya alacağım ne durumda diye sorunca ödeme yapılmadı diyor.

Esas müşteriye ulaşabilirsem neyin ne olduğunu anlarım gibi geliyor.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (13.10.19 23:26:17 ~ 23:27:52) 
123456   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.