[]

Sözlükte neden bu kadar çok muhakemeden yoksun, algıya kapılan insan var?

Merhaba arkadaşlar,

Sözlükte çok denk geldiğim bir durum var. Mesela bir olumsuzlukla ilgili bir başlık açılıyor. Millet doğruluğuna yanlışlığına bakmadan hemen atlıyor, esip gürlüyor, eleştiriyor, direk başlıktan okuduğuyla yorum yapılıyor. Dur bi iyice oku, nedir ne değildir bir düşün, karar ver, ona göre yorum yap. Yok illa sazan gibi atlayacaklar, sanki pusuya yatmışlar, o başlığın açılmasını bekliyorlar. Özellikle mahsus açılan trol başlıkları çok güzel sazan turnusolü görevi görüyor. Doğru şeyler yazanları görmek için özellikle inceliyorum, sayıları bir elin parmaklarını geçmiyor.

Mesela şimdi sözlüğe girdim,
eksisozluk.com

Bu başlık açılmış. Trol bir başlık olduğunu düşünüyorum. Çoğu entryde de hep aynı şey yazılmış "Daha ilk günden böyleyse bla bla". Yanlışım varsa düzeltin ama bu Covid-19 meretinin belirtileri belli bir süreden sonra ortaya çıkmıyor mu? Ben mi yanlış biliyorum? Millet bir gün içinde ne kadar çabuk virüsü kapıp belirtileri gösterip test olup pozitif olduğunu görüyor?

Bu akıma kapılmayanların düşüncelerini belirttiği entryler de var ama diğerlerinin yanında esameleri okunmaz. Siz ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

 
İlk olarak başlık troll değil. Veriler doğru.

İkinci olarak, söylediğin doğru. Bazı yasakların sona ermesinin günlük vaka sayısına henüz etkisi yok. O yüzden bahsettiğin o tarz entry'leri yazanların ekseriyeti mal.

Bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü sözlük son birkaç yıldır "ne kadar çok kullanıcı, ne kadar çok içerik o kadar çok para" politikasıyla yönetildiği için ne kadar boş adam varsa sözlüğe yığıldı.

zaten gece 11-12'ye doğru gündemde yükselen başlıklara bir bak ve örneğin "dertleşecek insan veritabanı" başlığına bir gir yazar profilini daha iyi anlarsın. sadece futbol konuşan ve bu tip başlıklara "25 santim aletim var" diye yazan adamlardan muhakeme yaplamarını bekleme bence.
  • himmet dayi  (02.03.21 21:18:27) 
en çok da firma rezaletlerinde oluyor bu. adam yazıyor şu firma şu kadar paramı iç etti. şu kurye beni dövdü. ortada hiçbir kanıt yok. ama herkes sanki başlığı açanın iddiaları %100 doğruymuş gibi firmaya döşüyor. sanki yıllarca bunun için beklemişler gibi.


  • nickini degistiren yazar  (02.03.21 21:42:21) 
İnsanların %99.99'u önce düşünüp sonra bir konu hakkında yargıya varmaz. Önceden gelen kabulleri vardır, gelen veriyi o kabul içinde bir yerlere oturtur, rasyonalize eder.

Yani sokağa çıkma yasağı kalkınca vaka sayısının artacağına inanıyor adam, bakıyor ilk gün şu kadar vaka olmuş, "aa ben demiştim" diye yapıştırıyor. Tam tersi gibi vaka sayısının artışına bakıp, sonra sebeplerini sorgulayıp, en son yasakların kalkması olduğu sonucuna varmıyor yani, tersten işliyor süreç.

Bu "tersten işleme" olayı aslında insanın yapısını düşününce çok normal. "Balık niye yüzüyor" diye değil, "bir şey yüzüyorsa balıktır" diye düşünüyoruz, çünkü böylesi pratikte çok daha faydalı. Son birkaç yüzyıl (ve onda da toplumun çok küçük bir kesimi hariç) böyle bir şeye hiç ihtiyacı olmadı insan beyninin. Bir faydası ya da amacı yoktu, olsa bile bunu yapacak enerjimiz/kaynağımız yoktu.

Default'u o yani, tam tersi için özel bir eğitim gerekiyor.
  • plutongezegendegilmi  (02.03.21 22:06:04) 
Ezici sebep kalabalık olması. Yazarken özenmiyor insanlar artık. Çünkü yazdığın şey çok büyük ihtimalle kaybolacak. Ayrıca ilk yazılar öne çıkyor, düşünmeye ya da referans aramaya vakit bırakmıyor bazı yazarlar.

Sadece bu da değil, reasoning de yok artık. Destekli bir argüman hak getire, geçir lafı topla favları.

Bir de şey komik, ilk 10 entry resmen geriye kalan entryleri şekillendiriyor. Bir tür "mahalle baskısı" veya tersi "aynı fikirdeki kalabalığın gürültüsü" çok şiddetli.
  • tey tey  (02.03.21 22:24:05) 
İlk 5 sayfaya şöyle bir göz gezdirdim de; bence o kadar da vahim bir görüntü yok. Vaka sayısındaki ani artışı, ciddi ciddi dün itibarıyla yasakların gevşetilmesine bağlayan çok fazla girdiye rastlamadım. En azından sözlük ekseriyetinin muhakeme yetisinden şüphe duyacak kadar yoğun görünmediler bana. Ben mi kanaatkar yaklaşıyorum yoksa? İnsan aklı, yaradılışı gereği art arda gelen iki olay arasında neden-sonuç bağı kurmaya eğilimli zaten; buna bir de en az düşünce sarfiyatı gerektiren yargıya hemencecik atlama huyumuz eklenince, doğal olarak bu tür yüzeysel yorumlar ortaya çıkıyor. Çok da takılma bence, manyak olursun :D


  • huçi kuçi  (02.03.21 22:39:47) 
muhalifi olsun, yandaşı olsun genel bir düşünce ve sorgulama tembelliği var insanlarda. yandaş tabanı zaten hiç sallamıyorum ama nispeten daha okumuş olması gereken muhalif tabanda da kötü bir şey gördüğün anda --> inan --> abart --> yay algoritması çalışıyor. bunu insanların kötümserlik yayarak, kendi kötü durumları hakkında kendilerini iyi hissetmeye çalışmaları ile açıklıyorum kendimce. yani bak her şey çok kötü zaten, ben kötüyüm ama beni boşver yalnız değilim, modu var.


  • roket adam  (02.03.21 23:02:47) 
[]

Şehirlerarası yollardaki araziler Hazine'ye mi ait?

Merhaba arkadaşlar,

Bu şehirlerarası yollardaki uçsuz bucaksız arazilerin geneli kime ait? Normal insanlara mı yoksa Hazine'ye mi? Kafama şuradan takıldı: Şimdi karavanım olsa, gitsem bu arazilerden birine karavanı çeksem hesap vermem gereken kim olur? İsteyen gidip böyle sahibi belli olmayan bir arazide gel keyfim gel yapabilir mi?


 
Yapar, boz ayı yer sizi.


  • hebanon  (27.02.21 19:36:03) 
Çoğu şahıslara aittir. Dağlar, tepeler, nehir kıyıları vs. Orta mal yani Devlet malıdır. Ekilmiş bir tarla değilse kimse birsey demez.


  • aslil  (27.02.21 19:56:51) 
Yapabilir tabii ki. Girilmesi yasak alanlar çevriliyor zaten. Onun dışında park bahçeyle aynı mantık.


  • Unde bach canim  (28.02.21 02:23:12) 
[]

Türk işveren ve İK'cılar neden bu kadar şekilci?

Merhaba arkadaşlar,

Türkiye'de işverenlerin verdiği iş ilanlarının neredeyse hepsinde bi şekilcilik var. Prezentabıl, diksiyonu düzgün, bakımlı, kendine özen gösteren bilmem ne bilmem ne. Bu özelliklerin istenmediği neredeyse bir tane ilan yok. Sonra bakıyorum bu sefer de yurt dışı ilanlarında bu özelliklerin istendiği bir tane bile ilan yok. Adamlar sadece niteliğe, tutkuya önem veriyor. Merak ediyorum bizimkiler neden bu kadar şekilci? Siz ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.


 
3. Dunya ulkesi iste. Egitimsizlikten gelen yuzeysellik. Kulturun falan da etkisi var tabii


  • Anjelik  (18.02.21 19:33:09) 
onu yazmayınca insanlar pijamayla geliyorlar iş görüşmesine de ondan. ciddi bir izlenim bırakmak üzere ayrıca belirtmek zorunda kalıyor işverenler. hani bak bur aya gelirken saç sakal dikkat etmen gerekir, ona göre gel şeklinde. ben fazlasıyla hak veriyorum, bazı işlerde düzgün görünmek gerekiyor. ha diyeceksin bu mesela almanya'da neden yok: çünkü orada adam iş görüşmesine pijamayla gelmez, ofise gelirken nasıl görünmesi gerektiğini de bilir. üniversiteden mezun olana kadar hem stajlarında hem eğitiminde bunlar öğretilmiş oluyor. biz öğretemiyoruz maalesef. adam 30 yaşına geliyor hala takım elbise taşımasını, giymesi gereken yeri bilmiyor.


  • roket adam  (18.02.21 19:40:30 ~ 19:46:12) 
Takım elbiseye gelene kadar ohoo, neler neler var. Deodorant kullanmayan biriyle yazın ortasında iş görüşmesi yaptığınızı düşünün. Ya da yaşadığı yerin yerel ağzıyla konuşan biriyle iletişim kurmaya çalıştığınızı düşünün. O zaman bunların aslında ne kadar önemli şeyler olduğunu fark edersiniz.


  • dissendium  (18.02.21 20:03:31 ~ 20:04:33) 
çünkü şekilciliği bırakabilmek için önce o şekilciliğin özüne varıp doymuş olmak gerek. biz daha yolun ortalarında bile değiliz.


yani biz henüz otur kalktan anlamayan, magandalıktan kurtulamamış bir toplumuz. kent soylu olamadan kent soylu işlere atandık 2-3 nesildir.. dolayısıyla baştan şablonu/gömleği giydirmek istiyorlar bu anlamda yanlış bişey görmüyorum.

yurt dışında tercihen olan şeyler bizde tercihen değil mecburen olabiliyor. eğitim, görgü, ahlak vs bizde çokça eksik. buna engel olmak için yapıyorlar. daha etkili bir yöntem var mıdır tartışılır elbette.
burada topuklu ayakkabı giymek, ütülü kıyafetle gezmek, her gün saçın başın temiz gelmek gerekir gibi üstü kapalı msjlar vermezsen ofis tuvaletinde, askerde sıçan adamları görürsün, aynı durum bu insanların iş yapışına da yansır langur lungur..

böylelikle içlerindeki eğitimsizlik, magandalık yok mu oluyor? hayır. en azından yanlış olduğunu görüyor ve açık edemiyorlar bu da bişeydir.
  • rewlack  (18.02.21 20:16:23) 
Soyle bi yazilanlari okudum da ben fazla kendime gore dusunmusum. Arkadaslar hakli cidden. Ozellikle rewlack +1


  • Anjelik  (18.02.21 20:58:00) 
bilmiyorum, birden fazla nedeni vardir muhakkak,

aklima ilk gelen asker bir toplum olmamiz, yani nizam iltizam, saygi vs herkesin kaninda var, aksi her sey saygisizlik olarak goruluyor, gomlegin utulu degilse ciddiyetsiz, ayakkabin boyali degilse firca yiyorsun,
ikinci olarak kisisel hayata midahele serbestisi, o etek boyu, o ceket rengi, o saclar, epilasyon mu yapmamissin, makyaj mi abartim hepsine bir kulp takiliyor
ucuncul olarak irkcilik, diksyonu duzgun demek buyuk ihtimalle beyaz turk demek istiyordur, saat satan nijeryalilar mi basvuruyorsa artik- anladik dertlerini
dorduncul olarak talep fazlasi - 1 pozisyona 450 kisi basvurursa patron veya mudure haimin gozune hos gorunecek birini almak ister IK ci arkadas, yazarda yazar is ilanina
son olarak ulke geneline hakim olan bosvermislik, yani aslinda kimsenin pek bir is yapmamasi, mudurlukler, kalemler, sekreterler, departmanlar, tirtoluklor, genelde akillar uckurlarda, ne yaparsan yap muhabbet uckura dedikoduya laf salatasina geliyor, sekilcilik ozun olmadigi yerde elde kalan tek sey oluyor
  • tresrichesheures  (18.02.21 21:12:56) 
Yurtdışındaki ilanları bilmiyorum kiyaslayacak kadar, ancak dediğinin sekilcilik kadar ilgili işle pek de alakası olmayan işveren/ik ile de ilgisi var gibi geliyor. Çünkü o maddelerin sıralandığı iş ilanları sektör ve firma farklı olsa bile birbirinin kopyası oluyor ve başka bir ayrıntı olmuyor. Bilmiyorum neyle ilgilidir, herhalde "bize çalıştıracak x bölüm mezunu adam lazım" yazmamak için kabul görmüş bir kalıp var bari şunları da yazalım diyorlardir.


  • encokbenisevinnolur  (18.02.21 23:42:24) 
[]

Son zamanlarda fazlasıyla unutkanım, zeka geriliği var gibi hissediyorum

Merhaba arkadaşlar,

Son 1-2 yıldır bi unutkanlık baş gösterdi ama şu son 6 ayda falan cidden "alarm verme" aşamasına çıktı. Mesela bir şeyler izlerken birinin söylediği bir şeyi 5-10 saniye sonra unutabiliyorum, sonra geriye sardırıyorum. Aklıma bir şey geliyor bir araştırayım diyorum Google'ı açıyorum, bi bakıyorum aklımdaki şey pufff diye uçmuş gitmiş. Aklıma geleli 10 saniye olmadı bile. Sonra zorlarken falan aklıma geliyor. Yine mesela bir şey yazıyorum aklımdaki şeyi yazacakken birdenbire kayboluyor aklımdaki şey. Bazen cümle kurarken falan söylemek istediğim şeyleri karşılayacak ifadeleri bulmakta zorlanıyorum. "Ne deniyordu ona?" diye düşünüyorum.

Daha kötüsü artık zihnimdeki keskinlik kaybolmuş gibi. En basit şeyi anlamak için bile 2-3 kez okumam, dinlemem gerekiyor bazen. Zekamda gerileme var gibi geliyor. Erken bunama, Alzheimer başlangıcı gibi şeyler olmasından aklım çıkıyor.

Sanırım bunların olması için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Düzenim bozuk, ot gibi bir hayatım var. Sabaha doğru saat 5 gibi yatıp öğleden sonra 1-2 gibi uyanıyorum. Günde 2 öğün yiyorum. Sürekli bilgisayar başındayım. Ekmek almak dışında dışarı çıkmıyorum. İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. Pandemi de girince iyice modum düştü. Sizce bütün bunlardan sonra normal mi yoksa başka bir şey mi var? Sizce neyim var benim? Pandemi olduğu için doktora da gidemiyorum. Eskisi gibi keskin, zehir gibi kafaya dönmek için ne yapmalı? Benzer durumda oldunuz mu hiç? Fikirlerinizi ve tecrübelerinizi yazarsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
beyin sisi, brain fog diye arastirin, lockdown ile cok meshur oldu tum dunyada, oksijen almak, disari cikmak, hareket etmek lazim


  • neverletyougodown  (13.02.21 18:41:17) 
B12 kontrolü için dâhiliye bölümüne gidebilirsiniz.


  • dissendium  (13.02.21 18:45:31) 
spor yap, kondisyon yukselt, bulmaca coz, b12 takviyesi al, d vitamini takviyesi al, sirma c vitaminli limonlu maden suyu ic gunde 1 adet, sirma b12 li visne suyu maden suyu ic gunde 1 adet, temiz hava al, soktaki vitamin icecigini al haftada 1 adet. 6 aya toparlarsin, balik yagi da alabilirsin 1 yil.


  • müptezel dostoyevski  (13.02.21 18:45:55) 
  • silver apple  (13.02.21 20:30:50) 
Evet unutkanlık konusunda çok benzer bir durumdaydım yakın zamana kadar. Unutkanlığın en belirgin iki nedeni b vitamini eksikliği ve yakın zamanda sevdiğiniz birinin ölümü. Bu arada günde 2 kez beslenmekle iyi yapıyorsunuz


  • rapisa  (14.02.21 03:18:15) 
[]

İngilizce konuşan birini anlarken diğerini anlamamak

Merhaba arkadaşlar,

Bazen ilgilendiğim şeylerle ilgili Youtube'da yabancıların videolarını izliyorum. Altyazıyı da açıyorum varsa. Bazılarının söylemek istediğini altyazıya gerek kalmadan anlarken bazılarının söylemek istediklerini altyazıya baksam bile anlamıyorum. Sanki laf salatası yapıyormuş gibi geliyor. Bir sürü şey söylemiş ama anlam ifade eden bir şey yok gibi geliyor ve bunları dinlerken fena derecede yoruluyorum. Bazıları bir de acayip hızlı konuşuyor, iyice mala bağlıyorum.

Mesela şimdi bir video izliyordum. Konuşmacılardan 2-3 tanesi İspanyol ama güzel İngilizce konuşuyorlar, bir tane de Mısırlı var. Ama Mısırlı olanı dinlerken mala bağladım. Böyle durumlarda diğer dinleyiciler ne yapıyor? Simultane çevirmenler falan ne yapıyor böyle durumlarda? Nasıl topluyorlar o laf salatasını? Siz ne düşünüyorsunuz? Teşekkür ederim.

 
geçen listening'i bol bir sınava girdim, orada bile doğru düzgün cümle kurulmayan konuşmaları soru olarak vermişlerdi. konuşmacı bir kelime söylüyor sonra "ummm... just like.. like a.." sonra yine yarım cümle. burhan altıntoptan hallice kısacası.
valla bizim tv'lerde, konferanslarda, okullarda türkçe'yi bu şekilde konuşan yok, normal eğitimli birinin kurduğu cümlenin başı sonu belli oluyor. ingilizce'de akıcılıktan anladıkları bu herhalde diyorum ve ayar oluyorum :) biz nasıl türkçe'de farklı ağızları anlayabiliyorsak onlar da birbirlerini anlıyorlardır diye düşünüyorum.

anlayabilmek için bizim yapabileceğimiz birşey var mı, onu ben de merak ediyorum.
  • starlightz  (11.02.21 20:22:08 ~ 20:25:20) 
HIMYM baştan sonra lokum gibi gidiyor, Bing Bang'de Shealdon dağıtıyor ortalığı..

Genel olarak anlıyorsanız bana göre iş bitmiş.. Herkes için geçerli.. ABD'li bir arkadaşım vardı kız öyle güzel Türkçe öğrendi ki hiç aksansız çok güzel ve rahat konuşabiliyordu hani benim anadilim Türkçe dese yedirebilirdi o kadar güzel ve düzgün anlatıyordu ne diyeceğini.. karadenize geziye gitti. "ben iptalim" dedi.. sanki Türkiye'de değil de yabancı ülkede hissettim hiçbir şey anlamadım dedi.

rahat bi 20 yıldır İngilizceyi aktif kullanıyorum. Afrikalıları, iskoçları, irlandalıları %100 anlamak bi dert benim için

Bizimkisi de aynı hikaye.. çözüm bol bol anlamadığın konuşmaların üzerine gidip onları anlamaya çalışmak
  • Oscar  (13.02.21 12:41:12) 
[]

Neyim var benim? İnsanlardan kaçmak, yalnızlık, arada kalmışlık...

Merhaba arkadaşlar,

Kendimi bildim bileli hep içedönük, çok konuşmayan, sakin biriydim ama ortamına göre eğlenceli, espritüel ve enerjik de birisiyim. İnsanlarla pek içli dışlı olamıyorum, kalabalık ortamlara gelemiyorum ama bunu kimseye fark ettirmiyorum. Böyle ortamlarda bulununca soğukluğumu bırakıp ortama ayak uyduruyorum, eğleniyorum falan. Hatta arkadaşlarım beni standupçı gibi görüyor, ciddiyim.

Ama son zamanlarda iyice yabanileşmeye başladım. Artık insanlardan olabildiğince uzak yaşamak geliyor içimden. Kimseye tahammül edemiyorum, insanlara çok kolay kulp takıp onları aşağılayabiliyorum. İçimde bir nefret var sürekli. Kalabalık ortamlara girdiğimde kendimi hani Matrix'de Morpheus'un Neo'yu sahte dünyaya götürdüğü ve Kırmızılı Kadın ile karşılaştığı sahnedeki Neo gibi hissediyorum. Şu sahne:

www.youtube.com

Neo gibi her şey bana da yabancı geliyor.

Her neyse hayatım boyunca arkadaş sayım 2-3'den öteye gitmedi. Zaten bunda çok seçici biri olmamın da büyük etkisi var. Ama her zaman arkadaşım vardı. Şu anda bir tane bile arkadaşım kalmadı. Aramın çok iyi olduğu bir üniversite arkadaşım vardı, onunla da ergence davranışlarından dolayı iletişimi kestim. Çok aramıyorum artık arkadaşları ama kafamın uyuştuğu biriyle oturup muhabbet ettiğimde falan böyle arkadaşa, sohbete falan son derece ihtiyacım olduğunu anlıyorum. Hani soğukta kalırsınız da üşüdüğünüzü hissetmezsiniz ama bir ateşin başına geçtiğinizde "Ne kadar üşümüşüm böyle!" dersiniz ya tam olarak öyle oluyor.

Bazen oyun oynarken falan güzel bir uyum oluşturulan arkadaşlar denk geliyor. Öyle durumlarda "Keşke gerçek hayatta da arkadaş olsaydık!" diyorum. Hatta 5-6 ay önce bir tane Alman hanımefendi ile tanışıp bayağı muhabbet etmiştim. Çok da güzel olmuştu. Oyun oynamak için değil de onunla muhabbet etmek için falan oyun oynuyordum. Her şeyden o kadar zevk alırken, yoldaşlığa, muhabbete, goygoya bu kadar aç olduğumu fark etmeme rağmen insanlardan kaçmak, yalnızlığa sarılmak niye diye düşünüyorum ama bulamıyorum. Sanki bir paradoksun içindeyim ve ne onla ne de onsuz oluyor gibi.

Sorun doğru kişileri bulamamış olmam mı yoksa başka bir şey mi? Her neyse daha da uzun yazardım ama uzun olur. Sorunumun ne olduğunu yazarsanız veya düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Siz nasıl hissediyorsunuz onu da yazarsanız güzel olur. Teşekkür ederim.

 
Yazdıklarınızın çoğu bana da uyuyor. Yalnız yaşadığım için böyle olduğunu düşünüyorum kendi adıma. Yalnızlığa alıştıkça daha da uzaklaşıyor gibiyim insanlardan. Tahammül sınırı gittikçe düşüyor. Bu işin içinden nasıl çıkılır bilemiyorum.


  • kendi helvasını kavuran zombi  (07.02.21 21:11:16) 
Ben de anlattıklarınıza benzer bir hayat yaşıyorum. Sorun doğru kişilerle karşılaşmamış olmanızdan kaynaklanıyor olabilir. Gerçekten seçici biriyseniz herhangi biriyle uyum yakalamak oldukça zor. Uyum yakalayınca da sürdürmesi tabi ki. Ama sizin kişiliğiniz zaten bu şekilde olduğu için de bunu yaşıyor olabilirsiniz. Bence bunu bir sorun olarak görmekten öte çocukluğunuzdan beri öyle olduğununu sandığınız kişiyi kabul etmeniz lazım. Ve sosyal anlamda nasıl rahat hissediyorsanız öyle davranmalısınız. Dengeyi bulmak çok zor biliyorum:)


  • jjimyl  (07.02.21 22:29:44) 
kafa dengi akli dengesi yerinde insan sayısı o kadar az ki normal böyle hissetmek. insanların özellikle tr'de ki insanların yarısı beyin özürlü.


  • ayseee  (07.02.21 23:10:37) 
  • rldofiui  (08.02.21 08:28:33) 
Ben de aynı durumdayım. O kadar insanlardan uzaklaştım ki kadın halimle bıyık bıraktım.


  • adetsancısı  (08.02.21 11:07:35) 
patron, su teste bir bak. muhtemelen eglenceli ama ice donuksun.
garip ama bu kisilik testi cok ise yariyor, hatta insanin agzi acik kaliyor
orada kisiliginin getirdigi dezavantajlar ve bunlari nasil degistirebileceginle ilgili kisimlar var. faydali olabilir


www.16personalities.com
  • foster  (08.02.21 12:30:49) 
[]

Wifi şifresini verdiğim komşuya yol versem mi?

Merhaba arkadaşlar,

2 ay önce falan öğretmen olan komşum uzaktan eğitim vermek için Wifi şifremizi istemişti. Bunun mukabilinde faturanın yarısını da ödeyeceğini söylemişti. Ben de her ne kadar buna gerek olmadığı konusunda ısrar etsem de kabul etmedi.

Her neyse kendisi önceden kardeşiyle birlikte alt dairemizde oturuyordu ama tayini başka şehre çıktığı için o gitti, kardeşi kaldı. 2 ay önce bir süreliğine buraya gelmiş, mobil internetle öğrencilere eğitim vermenin zor olduğunu söyleyerek Wifi şifremizi istedi. Ben de söz konusu eğitim olduğu için iyi niyetle verdim. Öyle bir şey olmasa asla vermezdim.

Neyse o gittikten sonra burada kalan kardeşi interneti kullanmaya devam ediyor. Oyun oynarken falan bazen acayip sorun oluyor. Bütün oyun zevkim baltalanıyor. Öyle anlarda "Ne mecburum da kullandırmaya devam edeyim? Sanki elime para mı saydı?" diye dellenip şifreyi değiştirmeyi düşünüyorum. Para istemememin bir sebebi de aslında hak sahibi olmalarına müsaade etmeyip böyle durumlarda değişiklik yapma hakkını elimde bulundurmaktı.

Diğer yandan aramızda çok bir samimiyet olmasa da gördükleri yerde selam verirler, evde olmadıkları zaman kargoları geldiğinde bizim almamızı isteyecek derecede güvenirler bize. Şimdi o kadar kullanmalarına izin verdikten sonra şifreyi değiştirmek klas bir hareket olmaz diye de düşünüyorum. Siz ne diyorsunuz? Şifreyi değiştirsem mi değiştirmesem mi? Değiştirirsem de dargınlığa mahal vermeyecek hangi bahaneyi bulsam? Teşekkür ederim.

 
Oyun oynarken sorun yaşaman yeterli bir gerekçe. Aranız bozulacaksa karşındakinin sorunu.


  • jalapeno  (06.02.21 19:04:26) 
şifreyi değiştir geç
noldu derse değiştirdim şifreyi de internetimi paylaşmak istemiyorum de.

  • basond  (06.02.21 19:07:14 ~ 19:07:46) 
Modem arayüzüne girip siz hariç diğer bağlananlarin hızını dusurebiliyor musunuz? Sanki öyle bişey vardı. Sorarlarsa da ben de bilmiyorum müşteri hizmetleri ve ile kavgaliyim dersiniz.


  • elorelia  (06.02.21 19:09:10) 
yaw hocam bu zamanda internet paylasilir mi? feto pyd pkk terso bir paylasim yapsa hesabi senden sorulacak. sifreni degistir ve kimseye verme


  • nibba  (06.02.21 19:10:15) 
Yok değiştirme, bişey de deme.bir tane program mı ne vardı. İnternet hızını düşürüyordun kullanamıyorlar interneti. Onlarını ağını bul internet hızını kıs. sorarlarsa bende de hız düşük kullanamıyorum de. sonra başka birisinden isterler.

edit; diğer arkadaşlar yazınca aklıma geldi. eğer komşun illegal bir iş yaparsa suçlusu siz olursunuz.
  • komando kani var bende  (06.02.21 19:11:12 ~ 19:33:34) 
şifreyi ve ssidyi değiştir geç.


  • glamdr1ng  (06.02.21 19:12:38) 
Şifreyle beraber ağ adını da değiştir sorarsa interneti kapattırdım dersin çok şaapıyorsan


  • Kahir ekseriyet  (06.02.21 19:18:03) 
Bu devirde kimseyle internet paylaşılmaz. ip sizin adınıza kayıtlı, bir suç işlense (cumhurbaşkanına hakaret bile olabilir), suçlusu siz olursunuz ispatlayamazsınız komşum yaptı diye.


  • hayaletimsi  (06.02.21 19:20:25) 
sifreyi degistir ve paketim pahali oldugu icin kotali pakete gectim ve bana ucu ucuna yetiyor de. yol ver gitsin


  • exlibris  (06.02.21 19:30:06) 
kibarlık olsun istiyorsanız mac filtresi koyun şifreyi girse bile bağlanamaz noldu ben de bilmiyorum dersiniz geçersiniz.
İnternet paylaşmak gibi bişey çok riskli bu aralar, online olarak yapılacak illegal işler bu kadar fazlayken ve bu kadar normal şey de illegal sayılabiliyorken.

  • hedep  (06.02.21 19:30:52 ~ 19:31:39) 
Tabii ki kullandırmayın kimseye. Hayır ben de şunu anlamıyorum; yarısını ödeyebiliyorsan tamamını öde, kendine sabit abonelik al? Türknet aylık 85 lira. 43 lira daha verebilir herhalde.


  • orient blue  (06.02.21 19:34:24) 
Bir siyasi paylaşım yapsa ya da küfür yazsa sorumlu siz olursunuz. İnternette yapılabilecek bir sürü illegal iş var.


  • horowitz  (06.02.21 19:53:05 ~ 19:58:53) 
Eger belli bi hukukunuz varsa sak diye degistirme, git konus, hocam egitime destek olsun diye paylasmistim ama artik paylasmak istemiyorum de, acik ol.


  • polopan  (06.02.21 19:59:10) 
kırmak istemiyorsunuz, bu durumda en makulu höt diye söylemek değil beyaz bir yalan uydurmak. tarifemi değiştirdim, yeni tarife de paylaşmaya uygun değil demek yani..


  • evanka  (06.02.21 20:33:46) 
Direkt söyleyin. Sizin yaptığınız tıraş bıçağını başka biriyle paylaşmak gibi bir şey. İnternet aynı kişisellikte. İnternet paylaşımı yüzünden çok kişinin canı yandı.


  • horowitz  (06.02.21 20:41:01) 
benim bildiğim kadarıyla başkasıyla internet paylaşmak yasal değil. yakalanırsanız ağır ceza yersiniz. bunu da belirterek paylaşmayacağınızı söyleyin.


  • false pretension  (06.02.21 22:31:58) 
Paylaşmak zorunda değilsiniz. Hatta asla paylaşmamanız gerek. Bir suç işlese siz sorumlusunuz.


  • ayhsegull  (06.02.21 23:57:42) 
@nibba +1 cezaevine bu sebepten bir kahvehane sahibi ve 2 öğrenci gelmişti. bu dönemde net paylaşılmaz.


  • mikahakkinen  (07.02.21 01:25:15) 
[]

Hyperlane nasıl çevrilebilir?

Merhaba arkadaşlar,

Elimde uzay ile ilgili bir çeviri var. "A galaxy with a hyperlane connection to our system" diye bir ifade geçiyor. "Hiperyol" desem olur mu? Siz ne önerirsiniz? Teşekkür ederim.


 
(bkz: #17453915)


  • himmet dayi  (25.01.21 21:46:56) 
@ himmet dayi Benimki hyperlane, hyperplane değil :D


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (25.01.21 21:49:14 ~ 21:49:57) 
Pardon ya. Hyperplane diye okumuşum :/


  • himmet dayi  (25.01.21 22:00:17) 
hpyerlane dediği hyperspace lane. dolayısıyla ben olsam alt uzay yolu derdim.


  • alperz  (25.01.21 22:04:44) 
[]

Pandemi yüzünden işini kaybeden pilot

Merhaba arkadaşlar,

Az önce LinkedIn'de dolaşırken İspanyol bir First Officer abinin pandemi nedeniyle işini kaybedip Amazon kuryeliği yapıp, inşaatta çalıştığından bahsettiği bir gönderiye denk geldim. Bayağı bir etkileşim almış. Bir sürü insan destek mesajı, yorumu atmış. Görünce etkilendim haliyle.

Hayatın yaptığı trajikomik bir ironi gibi geliyor. Tamam pandemi var evet, bir sürü insanın hayatı mahvoldu ama bu derecede bir facianın olmasına insan akıl erdiremiyor. O kadar tecrübeyle, eğitimle inşaat işçiliğinden daha iyi bir şey bulunamaz mıydı? Siz ne düşünüyorsunuz? Hiç bildiğiniz böyle olay var mı? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

 
hayatın gerçeği bu. nerede okuduğumu anımsamıyorum ama abd nüfusunun 3/2si 1 maaş ile yaşıyormuş. yani 1 maaşını alamasa içeri giriyor. ne yazık ki türkiye'de de durum bu.

benim de işlerim oldukça kötü. batık durumdayım ancak inşaat işçiliğine düşmememin nedeni ailem. ailemin evinde kira vermeden yaşıyorum ve onların zamanında yaptığı yatırımlardan gelen pasif gelirle acımdan ölmüyorum.

rahmetli babama ve anneme (allah uzun ömür versin) pinti derdim ama yokluk çekmiş bir nesil bunlar. babam kazancının 1/4'ünü hiç kazanmamış gibi yapar. kenara atar. uygun fiyatlı tarla, arsa alırdı. (daha çok dededen kalan tarlaların, arsaların hisselerini kuzenlerinden kardeşlerinden toplardı.)

ev yaptırdı. kiraya verdi. oradan gelen kiralar sayesinde kredi borcumu ödeyebiliyor. kapıma haciz gelmesini engelleyebiliyorum.

carpe diem olayına inanmıyorum. pasif gelir edinmeniz gerekli. siz uyurken bile sizin yerinize para getiren bir işiniz ya da mülkünüz olmalı. yaşlandığınızda emeklilik maaşınız yetmeyecek ya da bir sebepten işsiz kaldığınızda.
  • phonex  (09.01.21 18:46:24 ~ 18:47:53) 
İyi bir işi ve geliri olan, dolayısıyla yatırımı (ya da satıp likidite edebileceği taşınmazları) olmasını bekleyeceğim birinin işini kaybedip daha az prestijli bir işte çalışmaya başlaması bana "facia" gibi gelmiyor açıkçası.

Zaten düşük gelirli olup zar zor geçinen insanlar işlerini kaybediyor, kirasını ödeyemiyor, karnını zar zor doyuruyor belki. Esas facia oralarda.
  • kobuzchu kiz  (09.01.21 18:55:51) 
Batida insaat isciligi algisi ile bizdeki amelelik algisi ayni degil. Yapilan is ayni olsa da teknik elemana, usta adama cok buyuk saygi var toplumda. Iyi de kazaniyor insaat iscisi. Bu krizde insanlar evlerine tikilip kaldigi icin surekli dekorasyon, tamirat vs cok buyuk talep de olustu, parayi kiriyor usta kismi bu ara. O daha acemi adamdir cok kazanmiyordur ama insaat isciligi kucumsenecek vasifsiz adam isi degil. Gerci hic bir meslek kucumsenmemeli ya. Elektrikci, muslukcu, tesisatci, catici parayi kiriyor Avrupa'da. Bir cok ulkede zaten bu tarz adam ihtiyaci var. Polonyali dogu avrupali ustalar olmasa bu tarz isleri yapacak kimse bulamayacak normalde adamlar


  • neverletyougodown  (09.01.21 18:59:29 ~ 19:08:07) 
abartı. en basitinden yabancı diliyle bile bir iş bulabilirdi. hem "oo bu pilot, iyi eğitim almış" diyerek bile diğer başvuranlar arasından sıyrılabilirdi. ne bileyim sıradan bir beyaz yaka olsa anlaşılabilirdi. atıyorum sadece bir alanda yeteneği var ve ona uygun iş bulamıyor. tabii ki doğal olarak vasıfsız işlere yönelecek. ama adam pilot. en kötüsünden yabancı dili var yani. o linkedindeki destekler, likelar da sırf pilot olduğu için. sıradan işi olan birisi aynı durumu yaşasa kimse bir tarafına takmazdı.


  • candide  (09.01.21 19:05:30) 
pilotlar ortalamaya göre çok daha yüksek kazanıyor. sadece pandemi değil, bir çok olumsuzluğa karşı finansal hazırlık yapmış olması gerekirdi. (atıyorum hastalık, işi bırakmak zorunda kalma, vs vs) büyüklerimiz su akarken doldur diye boşuna demiyorlar diye düşünüyorum.

asıl dramı pilotlar değil günübirlik para kazanmak zorunda olan asıl inşaat işçileri yaşıyor. dram arıyorsak zenginlere bakmaya gerek yok.
  • roket adam  (09.01.21 19:48:10) 
Zevkine çalışıyordur oralarda. Tipik pilot artistliği.


  • Techsavvy  (09.01.21 21:54:08) 
Gecici is sonucta toptan bir kariyer degisimi yok, asi geldi zaten 4-5 ay idare edeyim hic yoktan iyidir diyordur.
Tanidik vasitasiyla kolayca bir ise girmis de olabilir, yabancinin agiz kokusunu cekmektense atiyorum badana ustasi arkadasim var adama diyorum kanka evde sikildim ya kac aydir, yaninda takiliyim biraz geyik yapariz isi gosterirsin yardim ederim uc bes bir sey beni de gorurusun oda tamam diyor. Oh mis gibi zanaat ogreniyor ilerde boyaci masrafindan da kurtulacak kendi isini kendi gorecek adam misal

  • speedy  (09.01.21 22:32:31 ~ 22:38:12) 
[]

Yurt dışındaki şirketlerden kabul aldığımızda masraflar ödeniyor mu?

Merhaba arkadaşlar,

Diyelim yurt dışında bir şirkete başvurdunuz. Diyelim ki Kanada veya Amerika'da olsun bu şirket. Görüşmeleriniz çok güzel geçti ve olumlu cevap aldınız. Sizi bünyelerine katmaya karar verdiler. Tek yapmanız gereken kararlaştırılan vakitte orada olmanız.

Fakat bu süreçte yapmanız gereken de bir sürü masraf var. Vize, uçak biletleri, oraya gidince konaklama falan bir ton masraf var. Buraya gelmeden önce tabi çalışma izni mevzusu var. Neredeyse hiçbir yabancı şirketin açtığı ilanda çalışma izniyle ilgili bir detay yok. İzin çıkarttırıp çıkarttıramadıklarına bakabileceğimiz bir yer var mı acaba?

Her neyse ana konuya gelirsek şirketler yaptığımız bütün bu masrafları üstleniyor mu yoksa pamuk eller cebe mi? Baktığım şirketlerin çoğunun farklı ülkelerde birkaç ofisi var, oldukça büyükler. Kendi sektörlerinin önde gelenleri diyebiliriz.

Benim aslında açıkça sormak istediğim şu: Çulsuz birinin her şey uyuyor diye bir yurt dışı çalışma macerasına atılması ne kadar mantıklı? Bu süreçte ortaya çıkacak masrafların altından kalkabilir mi? Mantıklı olan "Kervan yolda düzülür." diye hiçbir şeye bakmadan yola çıkmak mı yoksa gerekli hazırlığı yapıp zamanı geldiğinde harekete geçmek mi? Tabi bu şirketlere, ülkeye göre değişir ama ana mantığı merak ediyorum ben.

Bence bu konu çok yabana atılıyor, kimse düşünmek istemiyor ama birilerini fena hayal kırıklığına uğratıyor gibi geliyor. Yurt dışıyla ilgilendiğim her an aklıma bu mevzu geliyor. Her neyse yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
Yine "Yurt disi"... Turkiye haricindeki yaklasik 200 ulkenin tamami yurt disi oluyor ve bu ulkelerde birbirinde apayri sektorlerde milyonlarca sirket mevcut. Dolayisiyla bu kadar genel bir soruya kimsenin dogrudan bir cevap vermesi mumkun degil.

Kanada icin konusursak, eger calisma izniniz yoksa ve ikametiniz yoksa o basvuru %99 cope gider. Is verenin sizin calisma izninizle vs ugrasmasi icin gercekten inanilmaz eleman kitligi ceken bir alanda uzmanlasmis olmaniz lazim, yoksa sirf HR'in harcadigi zaman binlerce dolara mal olacaktir.

Masraflarin karsilanmasi konusu da tamamen sektordeki konumunuza bagli. Sirket o alanda, bulundugu sehirinde birini bulamiyorsa ve sizi gercekten almak istiyorsa bazi masraflari karsilayabilir. Montreal'den Toronto'ya is teklifiyle gelip 6 ay kirasi karsilanani biliyorum mesela.

"Yurt disi" yerine ilgilendigniz ulke ve sektorun kosullarina bakmaniz lazim.
  • fortisvita  (08.01.21 21:26:28) 
@ fortisvita Yurt dışı derken Nijerya, Uganda, Endonezya gibi ülkeleri kastetmez hiç kimse. Ayrıca ben ülke yerine sektörle ilgileniyorum. Yani ben kendini yurt dışına atmak isteyen klasik tiplerden değilim. Hali hazırda zaten burada da aynı işlerle meşgul olmaya çalışıyorum ama Türkiye'de beni tatmin edecek işlerin olması için 40 fırın ekmek yenilmesi lazım. Bahsettiğim şirketler, oyun sektörüne hizmet veren büyük outsource şirketleri. Zaten geliştiricisi Kanadalı olan iyi bilinen bir oyun için gönüllü destek sunuyorum. Ama bu işler bu ülkede zor. Sektör geniş olduğu için daha çok Avrupa ve Amerika'da oluyor işler, bazen Çin, Japonya.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (08.01.21 22:29:49 ~ 22:31:44) 
bu tamamen sirket ile alakali. senin Turkiye'den basvurdugunu bilen her sirket eger vize islerini ayarlamiyorsa, oturum/calisma iznin var mi diye sorar. eger onlar ayarlamiyorsa direk soylerler gorusme orada sonlanir. vize, tasinma, ucak masraflari da "relocation package" olarak gecer. orta ve buyuk sirketlerinin neredeyse tamami bu masraflari ve ustune ilgili ulkeye gittiginde gecici konaklama masraflarini karsilar. kimse bu konulari dusunmuyor cunku endise edilecek bir durum yok.


  • crucio  (08.01.21 22:49:07) 
Yurt dışında bir şirket, elemanı için ülke değiştirilmesini istiyorsa, eğer dönerci şirketi falan değilse relocationing expenses denilen bir bütçe ayırıyor. o bütçe içerisinde de tüm ev, taşınma ıvır zıvır masrafları karşılanıyor. bu en önemli kriterlerden biri olmalı yurt dışımda iş arıyorsan.

edit: aha yazılmış zaten.
  • roket adam  (08.01.21 23:07:06 ~ 23:07:20) 
Degisiyor.

Biz 3 yil once almanyaya geldik. Yazilimciyiz. Esim is buldu. Sirket vize, tasinma, ev bulana kadar otelde kalma gibi masraflarimizi karsiladi. Bizden 1 yil gecmeden cok yakin bir arkadasimiz daha almanyada is buldu geldi, sirket sadece onun vizesini ve ucak masrafini karsiladi, ailesininkini bile degil ki o bizden daha iyi bir pozisyonla gelmisti.
  • the end of time  (09.01.21 00:52:05) 
kanada icin:

Sizin "cohones"lerin capina bagli. Alaninda isim yapmis, ucar kacar biriysen ve sirketin sana ciddi olarak ihtiyaci varsa yolda yiyecegin yemege kadar butun masraflari oderler. Petrol firmalarinin ozel jetle adam getirdigini bile gordum.
  • cooperr  (09.01.21 01:08:27) 
[]

Kadınların erkeklerde aradığı kalite standardı neden bu kadar düştü?

Merhaba arkadaşlar,

Çok uzun bir süredir gözüme takılıyor ama son zamanlarda iyice artmaya başladı. Güzel kadınların yanında gördüğüm erkek tipleri gittikçe kalitesizleşiyor. Nerede çakal çukal, serseri, suç sabıkası olan, at hırsızı, okumamış, cahil tipler varsa onlarla takılmaya özen gösteriyor gibiler. Erkeklerdeki "Nefes alsın yeter!" kafası sanırım artık kadınlarda da baş göstermeye başladı.

Bakıyorum evrenin patroniçesi olabilecek, cemaati olsa müridi olabileceğim kadınların yanında böyle vasat altı tipler var. Sanki önceden bu kadar zevksiz değillerdi. Çoğunun yanında yakışıklı, kültürlü tipte beyefendiler görüyordum. Görünce de "Vay lan helal olsun!Birbirlerini hak ediyorlar!" diyordum. Örneğin şu linklerdeki birbiriyle uyum oluşturmuş ünlüler gibi.

hips.hearstapps.com

hips.hearstapps.com


Biliyorum bu örnekler biraz abartı olabilir ama anlatmak istediğimi ifade edebildiğimi düşünüyorum.

Bir de son zamanlarda sugar daddy mevzuları çoğalmaya başladı. Taş gibi kadınlar parası var diye harika bir midesizlik örneği göstererek babaları, dedeleri yaşlarında adamlarla birlikte oluyorlar. Tamam mevzu paraysa, rahat bir yaşamsa bunu vaad edebilecek bir sürü zengin genç var, neden onları tercih etmiyorlar da gidip normal zamanda köpek çekeceği adamlarla birlikte oluyorlar? Nedir bu yozlaşmanın sebebi? Düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

 
Fotoğraftaki adamları tanımıyorum ama gayet hoş görünüyorlar bence.


  • epistemic_regress  (03.01.21 20:50:57) 
He linktekiler uyumlu demişin, pardon


  • epistemic_regress  (03.01.21 20:51:28) 
Babası dedesi yaşındakilerle birlikte olma sebepleri açıkça ortada ki adam öldüğünde mirasından 1. derecede hak sahibi olmak. Başka bir sebebi olabileceğini zannedemiyorum yeteneklerim ermiyor o noktaya.

Niye kalitesiz... kadınlar kaliteli erkek bulamıyor dersem kızarsın şimdi. Kaliteli erkek aramak için kaliteli kadın olmak gerekir, zira kalitenin ne olduğunu kendinden bilir insan. Kendi kalite anlayışı neyse onun peşine düşer insan. Demek ki herkes kendi kalibresinde kişilere yöneliyor.

Ama şu da var. Kendini çok farklı gösterip sonradan 180 derece ters çıkanlar da hiç az değil, her iki tarafta da. Hatta benim sırf bu yüzden neredeyse fobi denecek kadar korkularım oluştu, bırak evlenmeyi, ilişki bile kuramıyorum. Evet resmen fobi.

Onun için bu konuya kafa yormak çok da verimli olmayacak bence. Herkes kendine göre birini buluyor işte. Oluyor veya olmuyor ayrı mesele.
  • 1bir1bir1  (03.01.21 21:03:11) 
Soru güzel kadınlar, neden kültürlü yakışıklı erkekleri tercih etmiyor anladığım kadarıyla. Belki onlar da kültürlü değildir ya da kültürleri bu tiplerle uyumludur sadece tipleri değildir bilmem anlatabildim mi. Bazı güzel kadınların zengin erkeklerle birlikte olması ezelden beri olan bir şey. Ben son zamanlarda bunda herhangi bir artış görmedim. Sugar daddy mevzusu da aynı şekilde. Genç ve yakışıklı zenginler belki onlarla ilgilenmemiştir, çok eşlilikten yanadır. Belki de yaşlı olan makbul geliyordur evlilik ölüm miras vs.


  • turkce konusan uzayli  (03.01.21 21:09:35) 
Bahsettiğin türde hırt erkek-prenses kadın çiftlerinden çok görmüyorum ben. Kriterleri bence hiç değişmiyor kadınların. Hazır kurulu düzen istiyolar. Yakın gelecekte mesela erkeğin bugünkü türkiye şartlarında bu bahsettiğim düzeni kurması daha uzun sürecek artık. Eski türkiye'de 25'inde kadın ve erkeğin evlilik için gereken asgari şartları sağlaması daha kolayken artık çok daha zor. 30'unda kadın 40-45'inde erkek çiftlerini gelecekte çok görecez bence.


  • IncredibleMau  (03.01.21 21:13:37) 
Geneli öyle midir bilmem ama öyleyse de sebebi ekonomik olabilir, idealist erkekler genelde fakir. Kız belli bir yaştan sonra yemişim entelektüel erkeği diyor olabilir. Ama çevremde böyle insan yok benim


  • olaylar olaylar  (03.01.21 21:21:06) 
o güzel bakımlı kadınların çoğu zaten kendisi keko. 2 dakika normal iletişim kuramazsın ama bazı kadınların keko sevdası yıl 3000'de olsa bitmez.büyük oranda yetişmeden,ortamdan kaynaklı. sugar daddy olayında ise eskortluktan daha güvenli olduğu için olabilir.


  • potsdamer  (03.01.21 21:23:14) 
the cat in the hat +1

kadın güzelse otomatik olarak zeka, kültür, anlayış, vizyon vs. hepsi otomatik bünyelerine mi yükleniyor? demek o adamlara denkler işte.
  • anais  (03.01.21 23:25:49) 
Hem güzel, bakımlı hem de kültürlü çok kadın var, onlar hemen kapılıyor. Senin bahsettiğin, sadece güzelliğine güvenerek kendine bir şey katmamış kadınlar. Halo effect’e yeniliyorsun. Bir kadın güzel olduğu için iyi ya da güzel olmayandan daha kaliteli, kültürlü sanıyor olabilirsin.

Güzellik dediğin maksimum 10 sene geçerli. Şimdi ben 36 yaşındayım, yaşıtlarımın 10 sene öncesini hatırlıyorum. Şimdi istesem 2 günde bir sugar baby bulurum ama 20-25 yaşında, güzel ama keko bir kadın istemem. Kapılanlardan arıyorum, bulacağıma inanıyorum.
  • stewie  (04.01.21 00:30:11) 
erkeklerdeki güzel kadını iyi insan zannetme yanılgısı

vs

kadınlardaki kaba erkeği güçlü erkek zannetme yanılgısı
  • twelfth  (04.01.21 12:56:22) 
"Bakıyorum evrenin patroniçesi olabilecek, cemaati olsa müridi olabileceğim kadınlar"

örneğini koyduğun kadınların güzellik dışında bi numaraları yok. it kopuk seven kadın neyse, tın tın teneke içi boş dışı güzel kadına tapan sen de osun.

sen bu kadınları beğenince normal, onlar bunları beğenince kabahat. ben de bu ikiyüzlülüğünüzü utanmadan ortalık yerlere yazabilmenize ve sanki çok anormal bir şeymiş gibi canhıraş savunabilmenize hayret ediyorum.
  • birsürüsorumvarr  (05.01.21 03:08:29 ~ 03:09:28) 
herkes seni dövmüş ve gereken cevabı vermiş zaten :)

ben twelfth +1 demeye geldim
  • dafuq  (05.01.21 03:45:21) 
O keko,barzo,at hırsızı dediğin adamlar girişken oluyor genelde,taktik olmadan bam bam bam giriyor.Ben birine sosyal medyadan bir mesaj atmadan once 500000 defa düşünüyorum ve atmıyorum.Cesaretimi toplayıp atsam muhtemelen kendimi emniyette bulurum.Benim bizim gibi insanlar böylede bahtsızdır.Yalnızlık içinde geberip gideceğiz işte.


  • E.R.W.  (06.01.21 02:25:51) 
Genelde bu tercihi yapan kadınlar benim gördüğüm. Eğitimli, avrupai ailelerden gelen kadınlar oluşturuyor. Bu psikopat tiplerin yanında kendilerini daha güvende hissediyorlar.

Birde birde erw +1
  • komando kani var bende  (06.01.21 09:38:50) 
[]

Virüs tedbirlerine uymayan baba, çıkardığım rezillik, bütün tadın kaçması

Merhaba arkadaşlar,

Önceden de buna benzer başlıklar açmıştım. Benim vurdumduymaz, sorumsuz, çocuk gibi davranan, laftan anlamayan, arsız, kalın kafalı bir babam var maalesef. Dışarı çıkmaması, çıksa bile başkalarıyla dipdibe girip konuşmaması gerektiği konusunda ne kadar uyarsak, rezil etsek hala aynı şeyleri yapmaya devam ediyor. Bugün gerizekalı komşularımız eve davet etmiş, babam da çok kibar(!) olduğu için kırmamış, teşrif etmiş. Bu komşularla aramız her ne kadar iyi olsa bile kurallara falan hiç uymuyorlar. Şikayet etmeyi bile düşündüm o derece, maskeyi daha yeni takmaya başladılar ama her gün sürekli birileri geliyor bunlara. Hal böyleyken adamlar yürüyen tehlike.

Babamın oraya gittiğini öğrenince beynime kan sıçradı. Rezillik çıkarttım. Bağırdım, çağırdım. Bir de utanmadan zeytinyağı gibi su üstüne çıkınca kalbini kırdım. Küstü, annemin o kadar hazırladığı yılbaşı sofrasına annemle ben oturduk. Ayıptır söylemesi aldığım o kadar içecek, cips, abur cubura falan dokunasım yok. Bütün tadımız kaçtı. Yılbaşı falan kutlamak istemiyor canım.

Yaptığımdan pişman falan değilim. Bir daha böyle bir durum yaşanmaması için özellikle ağır bir olay çıkartmak istedim. Ama babamı tanıyorsam yine yapar yine yapar. Ben kendi mutsuzluğumla kalırım. Bir de annemde de bende de virüs açısından tehlike arz edebilecek kronik rahatsızlıklar var. Buna rağmen bildiğini okumaya devam ediyor. Ne yapmak lazım böyle durumlarda? Siz olsanız böyle yapar mıydınız? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

 
evden bile kovarım sen ne diyorsun. annenle senin rahatsızlığınız da varmış üstelik. bu ne vurdumduymazlık? babam demem şikayet ederim bu ne bee


  • neira  (31.12.20 22:24:54) 
Kimse duymadan polise ihbar edecektin. Cezayi odeyince baban cikmazdi.


  • gelmeistemem  (31.12.20 22:30:29) 
yani neredeyse hak verdiğim noktası yok bu anlattıklarınızın. iradeli bir insan değil mi babanız? sizin veya virüs tedbir ıvır zıvırın kurallarına uymama hakkı var. her ne kadar maskesize ceza yazılıyorsa da takmama hakkımız olduğunu düşünüyorum.


  • ala09  (31.12.20 22:51:12) 
bakma burdakilere kardeşim. doğru yapmışsın. laftan anlayacak bir yapısı yok belli ki pederin.
açıkça sizin ölümünüze yol açabilecek birşeyi , öylesine bir nedenle yapmış.

  • alicandan  (01.01.21 00:16:17) 
"Baba bunu benim icin yapabilir misin?" dersen kesin gitmezdi.

hatasını anlar , maskesini takar, mesafesine dikakt ederdi kesin.
  • alicandan  (01.01.21 00:17:52) 
Dumbest Man +1
Babanız biraz sorumsuz olabilir. Ama coronadan beter çekilmesiniz.

  • allah yazdiysa bozsun  (01.01.21 00:23:56) 
"Bunu benim için yapabilir misin?" 14 yaşındaki çocuğa veya herhangi bir zeka geriliği bulunan bir yetişkine söylenir. Çoluğu çocuğu olan kazık kadar adamdan hareketlerinin hem kendisine hem de sevdiklerine nasıl bir etkisi olacağını bilmesini beklemek gayet normal.

Söz konusu hastalık Ebola olsaydı başkasına bulaştırmasına fırsat kalmadan ölme olasılığı yüksek olduğu için maske takmama ve önlem almama hakkını makul karşılayabilirdim.

Kendisine son bir defa kendisi yakalansa ve kurtulacağına inansa bile sizin ve annenizin kurtulamayabileceğini anlatmayı deneyebilirsiniz. Eğer maddi imkanınız varsa evde kendinizi izole etmeye çalışabilirsiniz. 1-2 hafta boyunca evin içinde yüz yüze gelmez, aynı sofraya oturmazsanız belki meselenin ciddiliğini anlar.
  • bruce mclaren  (01.01.21 00:44:53) 
[]

C1-C2 İngilizce istenen pozisyona B1 ile başvurulur mu(Yurt dışı)

Merhaba arkadaşlar,

Bazen LinkedIn'de falan bana çok uyan yurt dışı iş ilanları görüyorum. Ama genellikle native seviyesinde İngilizce istiyorlar ama benimki B1. Uymayan tek şey dil oluyor. Diğer her şey çok iyi uyuyor. Native istendiği için başvurmuyorum. Sizce başvurmak lazım mı yine de yoksa başvurmamakla doğru mu yapıyorum? Siz ne yapıyorsunuz böyle durumlarda? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.


 
b1 ile c1 arasında çok fark var herhangi bir dilde CEFRde.

kabul etseler bile işi yürütürken zorlanırsınız.

b1 ile de iş yürütülür mü bazı işler yürütülür ama c2 lazım bana denen iş yürütülmez. biraz da işine bağlı.

ben dilimi c1-c2 yapar kendi güvenimi kazanır öyle başvururdum.
  • AlsterWasser  (31.12.20 19:52:31) 
Bence de dilinizi yükseltebilirsiniz, yıllar almaz neticede. Sonra istediğiniz işe güzel güzel başvurursunuz (:


  • damba  (31.12.20 20:01:28) 
B2'de ilerlerseniz C1 için işlere başvurabilirsiniz, C2 isteyenler genelde dilin çok fazla kullanıldığı ve önemli olduğu işler oluyor, o nedenle native yazıyorlar.

Buradaki seviye testinde dinleme soruları var, www.efset.org Uzun olanı yapın, konuşmaları anlayıp anlamama konusunda fikir verir. Merak etmeyin B2'ye geçtikten sonra çok büyük oranda anlayacaksınız.
  • kaset  (31.12.20 20:43:41) 
c2 bildiğin anadil seviyesi. 3-5 yaşında yurtdışına gidenlerin olduğu gruptur diyebiliriz. sen çalış bir kaç, kendini b2 seviyesine at, sonra da c1'li ilanlar için başvur


  • avatar is back  (31.12.20 21:48:34) 
[]

Almancamı tekrar nasıl canlandırabilirim?

Merhaba arkadaşlar,

Ben dil alanında Türkiye'nin en iyi eğitimini veren okullardan birinde Alman Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Öğrenciyken ve mezun olduğum dönemde Almancam çok iyiydi. Çatır çatır Almanca konuşuyordum, Alman hocalarla, gelen değişim öğrencileriyle falan iletişimim harikaydı. Alman hocalar, diğer Türk hocalar falan beni seviyordu, çalışkan bir öğrenciydim. O dönemler Almanya'da yaşasaydım hiç zorluk çekmezdim, o derece kendime güveniyordum.

Sonra mezun oldum falan. Dil çıkışlı birinin öğretmenlikten başka yöneleceği kesin bir meslek olmadığı için iş bulmam zordu. Mezun olduktan sonra bölümümden epey uzaklaştım. Almanca'yı falan kullanmadığım için epey köreldi. Mülakatlarda falan İngilizce konusunda hep iyi bir sınav verdiğimi düşünürken Almanca konusunda hep rezil olma noktasına geldim. Çünkü o anlara kadar bu kadar paslandığımın farkına varamamıştım. O eski görkemli günlerimin eskide kaldığını anladım.

Geçen yıl serbest çevirmenliğe başladım. Büyük bir Almanca çeviri projesi aldım. O esnalarda Almancam biraz canlandı ama konuşma pratiğine katkısı olduğunu söyleyemem. Yazılı anlamda da epey zayıfladım ama çeviriyle falan biraz toparladım.

Bazen Almanca bildiğim için ayağıma o kadar güzel iş fırsatları geliyor ki paslandığım için değerlendiremiyorum. Az önce yine çok iyi bir yerden arandım ve paslandığımı söylediğim için olmadı. Üstelik başvuru yapmamışken. Bir insan kendini nasıl hayal kırıklığına uğratabilirin en iyi örneği galiba.

Başkalarına bakıyorum, yeni diller öğrenmeye çalışıyorlar. Ben elimdekini, 5 yıl emek verdiğim dili bile değerlendiremiyorum. Yazık cidden bana. Fakülteye eşek bağlasanız eşeğin daha başarılı olacağı tipler, ödevlerine falan yardım ettiğim, notlarımı verdiğim tipler öğretmen oldu, çocuklara Almanca öğretiyor. Benim geldiğim duruma bakın. Kendimi nasıl harcadım bilmiyorum, harcamaya da devam ediyorum.

Her neyse benim bu Almanca'daki en büyük problemim İngilizce gibi hayatımın bir parçası olmaması. İkisini de aktif olarak kullanayım istiyorum ama Almanca hep kenara atılmaktan kurtulamıyor. Ne yapsam, kendime ne hedef koysam da eski görkemli günlere dönebilsem? Biliyorum konuşma pratiği gidip Almanya'da yaşamadan veya biriyle konuşmadan pek ilerlemez ama hiç değilse ihmal etmem. Ne önerirsiniz? Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim

 
peply'de nativelerden ders alın. en ucuzlaı seçersiniz nasılsa maksat pratik
expatlarla takılın biraz etrafınızda varsa
bir de çok önemli bişey; almanca güncel kitap, dergi okuyun.
tutup da faustu okumayın yani nebileyim zate okuduğunuz bişeylerin sapiens falan veya yüreğinin götürdüğü yere git :D tarzında migros romanı gibi kitapların almanca versiyonlarını okuyun..
yazı ve okuma dili zihinde başka türlü bir çalışma mekanizmasını harekete geçiriyor bence.
  • jimjim  (30.12.20 16:48:06) 
abi bence sen kendine çok haksızlık ediyorsun ya. proje alıp da para karşılığı çeviri yapabilecek bir adamın paslansa bile iş yapamayacak kadar kötü olacağını hiç sanmıyorum. kaldı ki eskiden çok iyiydi diyorsun, tamam almanca zor dil ama o pas dediğin şey çabucak atlatılır bence, aktif kullanmadığın için o kadar da kolay unutacağını sanmıyorum. sonuçta sen 6-7 ay almanca çalışıp b1 seviyesine gelmiş, sonra bırakmış biri değilsin. dili zamanında çok iyi öğrenmiş, çatır çatır kullanmışsın. bence kendine güvenemediğin için fazla geri çekiyorsun kendini.

dil bölümü öğrencisi olarak hislerini çok iyi anlıyorum ve hatta tam olarak "yardım edip notlarımı verdiğim tipler öğretmen oldu" durumunu bizzat yaşadım. bizim onlardan tek farkımız ne biliyor musun, onlar bu kadar ince düşünmeden ve hassas davranmadan hareket ediyor. onların yerinde sen olsan yöneticin belki seni çok daha başarılı bulacak ama hamleyi yapan onlar olduğu için sen doğrudan devre dışı kalmış oluyorsun.

kolay değil biliyorum ama bence bu tip durumlarda biraz daha yırtık olmaya çalışıp "ne kaybederim ki" düşüncesiyle gir o projelere. hem özgüven kazandırır hem de bence tam olarak istediğin şeyi sağlayıp almancana katkı sağlar.

ben şimdi çok şey görüp geçirmiş birisi gibi konuşacak donanıma sahip değilim ama kendi hayatımda net olarak gördüğüm şudur ki İNİSİYATİF ALAN her zaman daha avantajlıdır. senin almancan en iyisi olabilir. kalkıp, "benim almancam iyi, çekilin kenara" demediğin veya en azından başkalarına almancanın iyi olduğunu anlama fırsatı vermediğin sürece maalesef kenarda kalırsın.

o ilk adımı atmak zor olacaktır muhakkak ama ondan sonrası bence çok daha kolay olur. eminim herkes etrafındaki bir sürü insan için "ya bu dangalak nasıl hayatta kalıyo bu zekayla, nasıl iş bulup para falan kazanabiliyo" demiştir. aynı şekilde bissürü insan da çok daha fazlasını yapabileceğini bizzat bildiği halde hep yetersiz ve eksik hisseder.

aradaki fark çok affedersin ama bence tamamen YÜRREK. başka bi şey yazardım da şimdi silerler, anlamışsındır.

o yüzden bence bi daha teklif geldiğinde "paslandım" falan deme ve yardır. en fazla "bilmiyomuş bu herif" derler. şimdikinden daha mı kötü olur? hamle yapmak, ön plana çıkmak lazım. yoksa kimse elimizden tutup da bi şey yapacak değil. sen yaptığı işe çok saygı duyan, iyi niyetli bir insansın bunun farkındayım ama bazı alanlarda bu işe yaramıyor maalesef, yamyam gibi bilip bilmediği her boka atlayan tipler senin performansının %30'unu gösterse bile sırf "orada" oldukları için daha iyi zannedilebiliyor.

aha bak kendin yazmışsın işte. sen o notlar verdiğin insanlardan daha iyisin. bunu kendin de biliyorsun. onlar nasıl öğretmen oldu? "iyi değilim", "paslandım" vs. demeyip yardırdıkları için. sen de bunu yap.
  • der meister  (30.12.20 17:02:22) 
Hocam,bence en iyi öğrenme/canlandırma,öğretmekten geçiyor.Ben naçizane 1.5 yıldır almanca öğrenmeye çalışıyorum.Örgün eğitimde kursum çok verimliydi.Çünkü öğretmenden ziyade arkadaşlarla ; pauselerde birbirimize anlatıyoduk,en iyi o şekilde anlayabiliyodum.Online eğitime geçtik,çuvalladım.
Naçizane tavsiyem A1 seviyesi de olsa instagram,pinterest,facebook,twitter üzerinden Almanca öğretme amaçlı hesaplar açın ve düzenli paylaşımlarda bulunun..Malum Almanca "nitelikli iş gücü"yasasıyla son 1-2 yıldır eskiye göre daha popüler.Hatta sosyal medyadan iyi dönüşler alırsanız Udemy kursu,özel ders falan olaylarına girersiniz.Şu an inanın, bazı özel ders veren Almanca hocalarının boş saati dahi yok.Başarılar.

  • arenas  (30.12.20 19:31:28) 
@ jimjim Maalesef etrafımda hiç Expat yok. Öyle ortamlardan fazlasıyla uzağım. Nativelerden ders almak mantıklı evet. Tüm önerileriniz için çok teşekkür ederim :)

@ der meister Başkan çok haklısın yazdıklarında. Maalesef pek yürekli değilim. Almancamın paslandığının henüz farkında olmadığım bir dönemde gittiğim iş görüşmesinde "Almanca biliyorum" balonu o kadar fena patladı ki yerin dibine girdim adeta. O zamandan beri Almanca konuşmanın çok önemli olduğu ne kadar çok iş fırsatı geldiyse hepsinde de o hissi hatırladım ve haliyle durumu belirttim. Başkası rezil olmayı göze alabilir ama ben yapamıyorum. O rezil olma hissini bir kez yaşayınca acısı kolay kolay geçmiyor. Tabi bunu bahane edip bir köşeye çekilmek de son derece yanlış dediğin gibi.

O örnek verdiğim kişiler gibi öğretmen olma hayalim yoktu zaten, bundan sonra da olmaz. Bana göre değil öğretmenlik. Dikkat çekmek istediğim nokta bahsettiğin gibi, yetersizliklerine bakmadan alıp yürümeleri. Yaşamışsın zaten örneğini de. Ama cidden merak ediyorum iki harfi bile yan yana getiremeyenler, okulu 7 senede bitirenler falan nasıl Almanca öğretecek seviyeye geldi? Ne öğretiyorlar öğrencilerine? 1.sınıfın kıçı kırık Grammar I dersini bile kaç sene verememiş insanlar bunlar bir de :D Ama haklısın yürek işi bunlar. O rezil olma hissi kolay geçmeyecek biliyorum ama zorlamak tek şansım. Verdiğin bu motivasyon için çok ama çok teşekkür ederim.

Bu arada haddime olmayabilir bunu söylemek ama dil-edebiyat öğrencisi olduğun için bu durumun seni de ilgilendirdiğini düşünüyorum. Zaten seni başlıklarından takip ediyorum ve Rusça'ya ne kadar aşık olduğunu biliyorum ama senin de çok iyi bildiğin gibi diller bir anlık gözardı etmeye bile gelmiyor. Öğrendiğin dilleri İngilizce gibi hayatının bir parçası yap. Ben ettim sen etme :D Uzun ve samimi cevabın için çok teşekkür ederim.

@ arenas Aslında çok iyi bir noktaya parmak basmışsınız. Bilgilerinizi karşı tarafa kusursuz olarak aktarmak için sizin de kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Haliyle bu durumda kendinizi aktif tutmuş oluyorsunuz. 3 yıl önce falan özel ders almak için iletişime geçenler olmuştu. Kendimi öğretmen olarak görmediğim için olumsuz cevap vermiştim. Aslında kabul etseymişim hem belki şu an bu durumda olmaz hem de kendime bayağı bir iş fırsatı yaratmış olurdum. Bazen büyük düşünmek gerekiyor. Tavsiyeniz için teşekkür ederim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (30.12.20 20:21:12 ~ 20:22:57) 
[]

Maske takmayan komşuları ifşa olmadan ihbar?

Merhaba arkadaşlar,

Bizim apartmanda birkaç dairede maske takmayan sorumsuzlar var. Daha bir kere bile maske taktıklarını görmedik. Sürekli oraya buraya gidiyorlar. Artık canıma tak etti. İhbar edeceğim. Ama ihbar edince ifşa olur muyum? En sorunsuz şekilde nasıl kesin ceza almalarını sağlayabilirim? Şikayet edip de ifşa olduğunuz oldu mu veya sayenizde ceza yiyenler veya başka yaptırımlara maruz kalanlar oldu mu? Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim.


 
İfşa olursunuz evet. Ben güvenmiyorum.


  • gelmeistemem  (16.12.20 22:01:48) 
ankesörlüden ara oluyorsa. telefondan arayınca numaranı verebiliyorlar sözlükte yazmıştı biri geçen.


  • bohr atom modeli  (16.12.20 22:03:24) 
İyi de sürekli takmadiklarini nereden biliyorsunuz ki? Size bu soruyu soracaklardir, bence ismimi verirler mi'den önce bunun cevabını düşünün.


  • encokbenisevinnolur  (16.12.20 22:13:31) 
1 hafta önce karşı daireye taşınan aileyi şu an kadar hiç görmedim, yüzleri nasıldır bilmiyorum. "Hiç" maske takmadıklarından emin olacak çok görüyor musun gerçekten?

Ben mesela maskesiz dolaşmıyorum kesinlikle ama akşamları markete gitmem gerektiğinde maskeyi çok sık unutuyorum. Market çalışanlarına sorsan ben de hiç maske takmıyorum. Halbuki takıyorum. Tesadüf sadece.

Maske takmadıklarından emin olacak birbirinizi görmeniz tuhaf geldi.
  • IncredibleMau  (16.12.20 22:14:02) 
Öncelikle kendilerini ikaz edin.


  • berkan11  (16.12.20 22:41:31) 
Sizce hiç maske takmadan dışarı çıktıklarını görüyor olabilir miyiz arkadaşlar? :D Bu arada bu kadar iyimser olmanıza şaşırdım. Sanırım ya etrafınızdaki herkes kurallara çok sıkı uyuyor ya da uzun zamandır dış dünyayla bağlantınız kesik.

Dışarı alışverişe çıkınca görüyorum, camdan dışarı bakarken görüyorum. İkazdan anlayacak bi tarafları yok maalesef. Sanırım gizli kalmanın yolu yok. Ankesörlü de yok maalesef.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (16.12.20 23:32:17 ~ 23:34:44) 
aynı şeyden ben de müzdaribim. adam apartman içinde ve dışında maskesiz takılıyor. babası oğlu iki kişiler hatta. yakında yazı yazacağım kapıya "maskesizler ihbar edilecektir" diye.


  • false pretension  (16.12.20 23:35:35) 
İletişim kurma zorunluluğu olan bir canlıyız, bence hoş olmaz, komşularına kibarca durumu ikaz et ve yeni komşu ve dostlar edin.


  • docrivers  (17.12.20 01:04:18) 
[]

Cyberpunk 2077'yi iade ettim. Sizce iyi mi yaptım?

Merhaba arkadaşlar,

Birçok insan gibi ben de CP 2077'yi önsiparişle almıştım. Oyuna hiç dokunmadım. Oyun yerin dibine sokulduğu için iade ettim dün. En büyük sebebi de değiştirilemez olan kötü yapay zeka, diyalog ve Life Path seçimlerinin etki etmediği ile ilgili eleştirilerdi. Oyunlarda grafikten çok içeriğe, hikayeye, kaliteye önem veririm. Oyunda Fallout, Deus Ex, Skyrim tadında bir şeyler bulabileceğimi düşünmüştüm. Ama beklentilerimi karşılamayacağını düşünerek iade ettim.

Diğer yandan da şimdiye kadar oynadıkları en iyi oyunun CP 2077 olduğunu söyleyen bir sürü insan var. Kafam karıştı. Siz nasıl buldunuz oyunu? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

 
saçma 1 aya fixlerlerdi o bugları


  • egokalp  (14.12.20 18:34:15) 
nerden satın aldın? eğer steamse 2 yada 4 saat (emin değilim) oynadıktan sonra geri iade edebiliyorsun. keşke bi oynayıp iade etseydin. milletin yorumlarına takılarak oyun oynanmaz.


  • false pretension  (14.12.20 18:36:53) 
tolkien hayrani +1


  • himmet dayi  (14.12.20 18:40:38) 
Oynamadım. Oynayanların çoğu ilk heyecanla öve öve bitiremeyebilir.
Önemli olan negatif yönler.
Oyun bize böyle reklam edilmemişti.
Şimdiye kadar oynadıkları en iyi oyunun bu olduğunu söyleyenler ise bundan önce Battlefield ve COD'u öven kişilerle hemen hemen aynı kişiler. O yüzden negatif konuşanlar biz oynamayanlar için daha önemli.

iyi etmişsin. Patch, dlc vs ile oyunu harika yaptıkları zaman oynarsın.

Bilgim yok fikrim bol bildirdi.
  • Amory Lorch  (14.12.20 18:40:47) 
ben de epeydir takip ediyorum ama oynamadım, üretici firma bile bug'lı olduğunu kabul edip yakında patch çıkaracağını belirtti. üretici bile kabul ettiğine göre harbiden sıkıntılar var demek ki, bence de mantıklı. ileride patch'ler çıkınca alırsın


  • roket adam  (14.12.20 18:43:55) 
iyi yapmışsın abi mesela ben alsam ben de iade ederdim çünkü oynatacak alet yok.

şaka maka abartıldığını düşünüyorum ama bakalım bekleyip görcez
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (14.12.20 18:50:11) 
2 saat oynadım, oyun oynayan birisi değilim, popüler diye iyi olacağını düşünerek ön sipariş geçmiştim.
Oyuncu birisi olmadığım için kesin bir şeyler söyleyemem ama çoğu internette açıkça görünüyor, yani çatıda polis spawn olması falan rezalet aslında. Peki iade eder miyim? Yapmayacağım muhtemelen, 50 tl mastercard promosyonu ile almıştım, 200 tl çok para değil bence ama beklenti oluşturup onu sunamamaları sorundur.
Ben mart nisan'a kadar beklemeyi planlıyorum şu anda o zamana kadar çoğu şeyin toparlanacağını düşünüyorum.
  • atom karincanin torunu  (14.12.20 18:53:01) 
Oyunu yerin dibine gömenler de göklere çıkarıp oynadığım en iyi oyun diyenler de bence yanılıyor. Ortalama bir oyun çıktı. Buglar var. Efsane bir hikaye anlatımı yok, ama üzerine düşünülmüş bir oyun. Aşırı övenler sanırım başka oyun oynamamışlar yada hypeları boşa gitmesin diye aşırı övüyor, aşırı gömenler sanırım yaşadıkları hype'ın karşılığını tam bulamadıklarından gömüyorlar. Sonuçta bu aşırıcıların suçlusu yine firma. Böyle bir hype yarat, sonra ertele ertele ama ertelerken çok daha iyi olacak diye insanları bilmem kaç sene beklet, çıkmasına günler kala her yerde pr yap (9gag vs). Şimdi bu çıksın. Hani Xbox one'lar çıktı CP özel tasarımlı, kollar falan akıyor ama işin komiği CP özel tasarımlı xbox one'da sorunlar yaşıyorsun. İlginç kafalar.

Ama dediğim gibi ne aşırı övülecek ne gömülecek bir oyun. Güzel denebilecek bir oyun. İade etmedim ben. Etmem de. Güncellemeler gelmeden de oynamam ama. Dursun kenarda. Ekibi zengin etmem ama iyi motivasyonu olan bir ekip. Ubisoft gibi düz insanların yanına en azından hayal edebilen insanlar pazarda yaşayabilsin. Zaten oyunun fiyatı tam ederi. Ne 1 kuruş fazla ne 1 kuruş az (pc için konuşuyorum).

Oyuna sanmıyorum Şubat'a kadar zam gelsin. Bu kadar hata vs. den sonra zam yapmaya elleri gitmez. Bahsi geçen büyük güncellemeler sonrası temel buglar giderse eğer bence tekrar al, oyun kültüründe bir parça olsun derim. Bu nedenle bence büyük hata yaptın, aman almak istersen bi daha bu fiyata bulamazsın diyemem. Bir daha bence bu fiyata bulursun. Ama çok iyi şeyde yaptın diyemem bence oyun kültüründe adı sıkça anılacak bir oyun. Bir mekaniklerini falan denemekte, şans vermekte fayda var.
  • ManikD  (14.12.20 18:54:11) 
bi kaybın yok, ileride daha ucuza bugları çözüldükten sonra alır oynarsın istersen.

bence de aşırı şişirilmiş bi oyun, yani daha hiç bişey yokken ortada deli gibi reklam ve pr yapıyolardı, öve öve bitiremiyolardı.

çok bi meraklısı değilim de öyle aşırı sağlam bir sistemin yoksa grafikleri rezil ötesi oluyor gördüğüm kadarıyla, maymun gibi modeller.

ayrıca multiplayer'ı bile olmayan bir oyuna kesinlikle para vermem. günümüzün oyunları oldukça kısa sürede bitiyor zaten. korsanını bile indirip oynamam.
  • killerbee  (14.12.20 18:58:49 ~ 19:07:41) 
Oynayıp baksaydın bi +1

Neyse, ben oynadım ve beğenmedim. Çok bug var, kontroller tatsız, hikaye kısa. İade edemiyorum, edebilsem de etmezdim gerçi. Şirketi seviyorum, Witcher serisi süperdi, bu da böyle olsun, napalım.

Patch'leri bekleyip 2-3 ay sonra tekrar oynayacağım, ama fikrim ne kadar değişir bilemiyorum tabi.
  • plutongezegendegilmi  (14.12.20 19:05:09 ~ 19:05:18) 
Arkadaşlar, hepinize de görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Aslında iade etme sebebim kesinlikle buglar falan değil. Hepinizin de söylediği gibi er geç düzelir patchlerle. Oyunu göğe çıkaranların da yerin dibine sokanların da ortak görüşü oyunda NPC'lerin yapay zekasının yok denecek kadar kötü olması, Life Path seçeneklerinin ve diyalogların hikayenin gidişatına yön vermemesi yönündeki eleştirilerdi. Sürekli bunların reklamını yapmışlardı. Bir Fallout, bir Deus Ex, bir Skyrim kalitesinde bir şey bekliyordum. Aksiyon değil de RPG mekaniklerinin ağır basacağını söylemişlerdi sürekli. Bunların patch ile falan düzeltileceğini düşünmüyorum, en azından yakın zamanda. Bunları düzeltseler bile uzun bir zaman alacağını düşünüyorum.

20 yıldır oyun oynuyorum. Oyun kültürüm zengin yani. Burada oyun tavsiyesi istenince direk paragraflar halinde oyun önerileri yapıyorum. Onun dışında belki oyunu iyi hale getirdiklerinde alabilirim.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (14.12.20 19:42:09 ~ 19:45:56) 
İyi yaptın.
Ama böyle hevesle bir şeye atlamak sonra olumsuz eleştirilere göre bir şeyi iade vermeyi hayatınla ilgili konularda da bu kadar çok benimseme

  • Erva  (14.12.20 20:06:01) 
Yani ucuza alip bir daha o fiyata alamayacak olsan belki de sunun surasinda bir iki aya düzgün fiyatlara alirsin en kötü sonraki steam indiriminde falan.

Oyun sonuçta ha simdi oynadin ha 6 ay sonra. Cok da bir önemi yok, aldigin zevk hala ayni.

Playstation ve xboxda alanlara yazık olmus. Bildigin dolandırdılar geri de veremiyorlar.
  • logisticsmanager  (14.12.20 20:38:58) 
Oynayıp bakmak lazım, birimizin iğrenç olarak nitelediği oyunu başka birimiz bayılarak oynuyoruz sonuçta.

Henüz oynamadım, videolarını izledim. Bence 9/10.
  • hayirsiz  (14.12.20 21:24:45 ~ 21:26:39) 
Yapimci firma ozur tweeti atip, konsol oyuncularinin 21 aralik tarihine kadar oyunu iade edebileceklerini soyledi. Bu aciklama onemliydi cunku psn’den yapilan alisverislerde eger oyun indirildiyse iade edilemiyordu. Ps ile anlasip bunu saglamislar. Aklinizda olsun.


  • eazy  (15.12.20 00:25:23) 
Tam senin istediklerine önem veren Orhun Kayaalp öve öve bitiremedi. Deus Ex hayranı bi adam ve aşırı keyif aldığını söylüyordu. Hikaye yönü ağır basıyor dedi


  • nundu  (15.12.20 00:38:28) 
nundu orhun örneği vermiş ama bu konularda orhun'u ciddiye alma.

Orhun'un oynadığı 5 oyun var;

Deus ex
Deus ex HR
Deus ex MD
Cyberpunk 2077

Bi de dilencilik yapma oyunu mu ne vardı onu oynuyordu. Change Homeless diye bir şey :DD

Adam pek oyun görmediği için beğenmiş olabilir. Başka beğenen kişilere bakarsan daha iyi olur senin için :))))
  • eazy  (15.12.20 01:06:42 ~ 01:12:09) 
@eazy Orhun Kayaalp hakkında o kadar haklısınız ki cevabınızı okuyunca gülmeden duramadım. Şimdiye kadar oynadığı en güzel oyun Deus Ex serisindekiler olabilir. Onun dışında nerede dandik bilinmedik Indie oyunlar var gidip onları buluyor :D

Bir de ana akım yayıncılar, oyun bilirkişileri falan ne kadar kötü olsalar da ana akım oyunları öve öve bitiremiyorlar. Nihayetinde yedikleri kaba pislemek olur. Olumsuz noktalara değinip geçiniyorlar. Ama Ubisoft ve Ea oyunlarını beğenmezlerse atış serbest oluyor :D
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (15.12.20 05:21:11) 
[]

Yurtdışına çalışan çevirmen için ideal kelime ücreti

Merhaba arkadaşlar,

Yurtdışına çalışan serbest çevirmenlerin talep edeceği kelime başına ücret ne olmalı? Ben genellikle 0.10 $ istiyorum ama bir şirket fazla buldu. Sizce istediğim ücret fazla mı normal mi düşük mü? Teşekkür ederim.


 
ben bu işi 0,05 usd ye yapardım. kabul ederdim yani.


  • karlmarx  (13.12.20 21:10:09) 
[]

Cyberpunk 2077'yi çıkar çıkmaz oynayacak mısınız?

Merhaba arkadaşlar,

Malumunuz Cyberpunk 2077 birkaç gün sonra çıkacak. Sanırım şimdiye kadar en çok hype yiyen oyun kendisi olacak. Şu çıkış arefesinde ön sipariş versem mi vermesem mi diye kafama takıldı? Aslında çok da almak içimden gelmiyor ama bir yandan fiyatı yükselecek diğer yandan spoiler yiyeceğim diye sonraya bırakmak istemiyorum. Çıktıktan sonra her yerde memelerin, spoilerların cirit atacağından eminim. Yine şimdiye kadar en çok spoil edilen oyun olacağını düşünüyorum. Diğer yandan oynanacak, elimi hiç sürmediğim bir sürü oyun var. Onlar dururken onu almak gereksiz gibi duruyor, zaten eskisi kadar da çok oyun oynamıyorum.

Oyunun çok hoşuma gideceğinden eminim. Deus Ex serisine hayran olan, RPG mekaniklerini seven biri olarak oyunun bana hitap edeceğinden eminim. Ama içimden almak da pek gelmiyor. Alırsam sırf spoiler yememek için alırım. Çünkü spoiler yeme konusunda çok başarılıyım.

Siz ne yapacaksınız peki? Hemen çıkar çıkmaz oynayacak mısınız yoksa bi ara oynar mısınız? Ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
Ben oynamayacam ama bir filmi diziyi herkes konuşurken izleyip bitirmek güzel, bu hype ı da yakalayınca daha güzel olur


  • freebird5406_2  (06.12.20 18:04:35) 
Oynayacağım çünkü rpg hastasıyım. Ekşinin gündemine birinci sıradan girecek, nette herkes konuşacak falan. Dayanamam ben :D

*Ön sipariş vermedim. Spotçuma gelince cd'li olarak alacağım :)
  • eazy  (06.12.20 18:15:10) 
ben ön siparişten aldım. mastercard indirimi vardı 50 lira indirimle 200e aldım. çıktığı gün hemen indirip oynarım.


  • golgi aygıtı  (06.12.20 18:20:05) 
ön siparişle almıştım zaten ama çıktığında ne kadar vakit ayırabileceğimi bilmiyorum. Eğer vaktim olursa gömülürüm çünkü spoiler korkusuyla yaşanmaz.


  • chavezding  (06.12.20 18:58:23) 
Fiyat artışından etkilenmeme adına ön siparişle aldım. Fakat ortalama 200 saat sürecek olması sebebiyle muhtemelen birkaç ay oynayamayacağım. Spoiler konusuna da pek takılmayın. Oyunda birbirinden farklı yüzlerce seçenek olacak.


  • ultranil07  (06.12.20 21:14:59) 
[]

İş mailinde isimle hitap edilen kişiye soyadıyla hitap etme yanlışı

Merhaba arkadaşlar,

Bir süre önce beraber çalışmak istediğim yabancı bir şirkete başvuru yapmıştım. Sağ olsunlar döndüler. İki taraf da isimle hitap ediyordu birbirine Dear Inatçı/ Dear X şeklinde. Ama kafam nereye gittiyse artık son yolladığım mailde arkadaşa soyadıyla hitap etmişim hem de Mr/Ms. olmadan. Yani soyadı Brown ise "Dear Brown" diye hitap etmişim.

Neden böyle bir hataya düştüm hiç bilmiyorum ama 2 gün önce süreç hakkında bilgi almak amacıyla mail atacaktım, önceki maillere bakarken fark ettim. Pot kırdım mı kırmadım mı bilmiyorum ama sanki kırmışım gibi hissettim. Yabancılarda birbirine direk soyadı ile hitap etme durumu da var ama bizde yok mesela. Bahsettiğim arkadaş Yunan bu arada.

Biri bana da Bay/Bayan ifadeleri kullanmadan hitap etse tuhafıma gider. Sizce sorun etmiş midir ilgili arkadaş? Pot kırma olmuş mudur? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
yabancılar böyle hataları dert etmiyorlar.

ben ilk mailde müdürümün ismini yanlış yazmıştım, sonra muhabbet arasında bunun konusunu açmıştım, bunlar önemsiz detaylar demişti.
  • facebook  (03.12.20 20:11:36) 
pot kırmanın tanımı içinde öyle bir şey yok. eğer öyle bir şeyi sorun edecek yöneticiler veya iş arkadaşları varsa zaten orada çalışmayın...


  • malheiros  (03.12.20 20:11:44) 
etmemistir, devamke


  • cooperr  (03.12.20 20:13:19) 
dikkat etmemiştir bile ya takma kafana.


  • regina phalange  (03.12.20 20:34:31) 
1 yıl boyunca çalıştığım şirkette kaç kez söylememe rağmen sürekli soyadımla mail atan biri vardı. Onun dışında da diğer bazı arkadaşlar soyadımı kullanıp mail attılar. Temel sebebi mail hesaplarımızdaki isimler Soyadı, Adı formatına sahipti.

Çok yapılabilir bir hata. Bence hiç takılmamıştır bile.
  • himmet dayi  (03.12.20 20:55:12) 
Soyadıyla barışık değilse bayağı sinir olmuştur (kendimden biliyorum), soyadıyla bir derdi yoksa sallamamıştır.


  • pati  (03.12.20 21:06:11) 
[]

Sürekli kendinden bahsetmek için yazan, samimi olunmayan tip

Merhaba arkadaşlar,

Yaptığım işle ilgili bir meslek grubunda sorduğum bir şey ile alakalı birisi mesaj attı 2 ay önce falan. Kendisi de aynı işle ilgilendiği için konuşuruz diye ekledi, ben de kabul ettim. Epey konuştuk bu geçen süre zarfında. İlk başta bir şeyler sormak için yazıyordu 2 günde bir ama artık işin cılkı çıktı. Allah'tan eskisi kadar çok yazmıyor. Ya "Şuna mail attım, buna mail attım, şu şirketler bana döndü." diye haber vermek için yazıyor ya da bugün kendimi geliştirmek için "Şunları araştırdım, bunlara göz gezdirdim, şu kadar süre boyunca bunlara odaklanmalıyım."

Söze de bir şey sormak istediğini dile getirerek giriyor. Ama soru moru yok. Habire kendi işlerinden bahsediyor. Mesleğiyle alakam olmasa da bana tüyolar vermeye çalışıyor. Ama bunların hiçbirisi de beni ilgilendirmiyor. Doğru düzgün tanımıyorum, samimiyetimiz yok, bana ne bunlardan. Hadi yakın bir arkadaşım, yakınım falan olsa tamam diyeceğim de o da yok.

"Bana ne bunlardan?" diyeceğim o da olmayacak, gelen mesajları kim olursa olsun cevapsız bırakmayı da sevmiyorum. Bir insan neden kendisinden bahsetmek için yazar. Ayırdığım zamana bile yazık o derece. Lise de falan vardı böyle arkadaşlar, sadece kendinden bahsederdi, size söz fırsatı vermezdi. Neden böyleler sizce? Etrafınızda falan var mı böyle sizi boş yere meşgul edip "WTF?" dedirten? Teşekkür ederim.

 
İstediğini yazar, istediğini çizer, boş boş konuşur, insanların canları ne isterse yazmalarına, yapmalarına hakkı var. Karşısındaki bunu kabul ediyor mu etmiyor mu burdaki çizgi bu, sizin yerinizde başkası olsa sınırlarını net bir şekilde belli eder ve rahatsız olduğu noktada kibarca ona sınırını gösterirdi ve o mesajları yazmaya devam edemezdi. size edebilmiş.

başkalarını siktir edin, şu kadar yazmanıza yazık. kendinize odaklanın, neden bir yetişkin olarak sinirimi bozmasına izin verdim diye sorun.
  • hopp  (03.12.20 00:18:34) 
Çok basit değil mi ? Bak şuan işle ilgileniyorum bahsettigin şeylere ayıracak vaktim yok konuşmak istersen aralarda sohbet edebiliriz, aradada 10 15dk konuşursun geçersin


  • wiekannich  (03.12.20 00:25:23) 
Rahatsızlığını dile getirmekten çekinmen saçma ama çok çekiniyorsan beyaz yalanlara başvurabilirsin. İşim var şuan konuşamam de geç zaten bir kaç kez bunu yapınca anlayıp yazmaz.


  • wacot  (03.12.20 03:12:08) 
Engelle geç?


  • yarey  (03.12.20 03:42:21) 
[]

Abim onunla çalışmamı istiyor ama durumlar karışık

Merhaba arkadaşlar,

Kardeşimin 20 yıldır çalıştığı patronu bu yılın başlarında falan muhasebe bürosunu kardeşime devretti. Ben mezun olalı 4 yıl oldu ve doğru düzgün bir iş bulamadım. Pek fazla iş deneyimim yok. Ben de işsiz kaldığım için serbest çevirmenliğe başladım geçen yıl. Zaten dil-edebiyat bölümünden mezun oldum. Kardeşim hem işsiz kalmayayım hem de ona yardımcı olayım diye yanında istiyor.

Büroyu aldığı zamandan beri kardeşim bana "Seni yanıma alacağım" diyor.
İşte bütün olayın başladığı yer burası. Kardeşimin eşi benden pek hoşlanmadığı için bu duruma karşı. İlk başlarda böyle bir durumun olmaması için kendi çalıştığı işten çıkıp kendi işlerinde çalışacağını söylüyordu. "O her şeyi yaparmış, o hızlıymış, becerikliymiş. Ben yapamazmışım, yavaşmışım falanmışım filanmışım."

Ama çıkmadı işinden, üstelik kardeşim sürekli söylemesine ve çalıştığı işyerinde resmen sömürülmesine rağmen. Çalışmayı kabul etsem eminim hemen işinden çıkar kendi işlerinde çalışır. Ben de o yüzden pek gönüllü değilim gidip çalışmaya. Karı kocanın arasının bozulmasını ve ilişkilerimizin de bozulmasını istemiyorum. Diğer yandan kendi planlarım var ve yeni yeni istediğim şeyleri elde etmeye başladım.

Kardeşim ben pek gönüllü olmadığım için bir iki hafta önce stajyer almıştı. Sesi kesilmişti. Ama kısıtlama geldiği için o da gitmiş.O gidince işlerin yoğunluğu tekrar arttığı için yine gündeme geldi bu konu. Ne yapacağım bilmiyorum. Bir yandan işsizim diğer yandan onların arasını bozmak istemiyorum. Muhasebeyle yakından uzaktan alakam yok. Kolay mı olacak zor mu olacak? Bir ton sorun var. Parayla ilgili bir sorun yok. Normal maaş verecek. Ama bilmiyorum kafam karışık. Sizce ne yapmalıyım?Biraz uzun oldu kusura bakmayın. Teşekkür ederim.

 
Süreç normale dönene kadar yardım edeyim şeklinde yaklaşabilirsin. Direkt ona bel bağlar gibi ben artık buranın personeliyim dercesine başlama. Hatta haftada 4 gün gelirim kendi işlerim de var de.


  • istege bagli sigortasiz  (25.11.20 20:37:40) 
siz eğer prensipli, disiplinli ve işini aksatmayan biriyseniz, yengenize falan hiç bakmayın, gidin abinize yardım edin. işi bilmiyorsanız da öğrenirsiniz. zaten abinizin yardıma ihtiyacı varsa boş bırakmayacaktır sizi ve bir şekilde eliniz taşın altına girer. sonra baktınız, siz iyi niyetinize rağmen yengeniz suyu bulandırmaya çalışıyor, kendi yolunuza bakarsınız.

ama ya ben işten anlamam, çok da çalışmam, yenge de laf ederse ben de laf ederim gibiyseniz hiç gitmeyin...
  • malheiros  (25.11.20 21:08:43) 
işiniz düzelmiş. kendi işine bak.
aile arasına girmeye de gerek yok.

  • ankarakecisi  (25.11.20 21:15:52) 
Abiniz ısrarcıysa bu konuda belki yengeniz çok da problem etmiyordur artık. Ben olsam abimle konuşurdum direk bak başlıyorum ama problem olmasın, iki gün sonra sorun olacaksa başka bir şey bakiyim diye gerisi onların problemi aralarında çözmeleri lazım. Size gelen bir teklif var sonuçta eğer sizin için iyi olacağını düşünüyorsanız, çalışmıyormuşsunuz da ben olsam başlardım.


  • carmenta  (25.11.20 21:32:46) 
Aile arasına girme. Aile ile iş yapıp yuvası yıkılan çok var minik bir problem kaos oluşturuyor o durumlarda.


  • cilekli pasta  (25.11.20 21:35:25) 
[]

Küs olduğunuz,size ayıp eden biri evinize gelse "hoş geldin" der misiniz?

Merhaba arkadaşlar,

Diyelim ki sadece sizin yaşamadığınız evinize küs olduğunuz biri geliyor. Evin reisi siz olmadığınız için bir şey diyemiyorsunuz. Emr-i vaki gibi geliyorlar işte. Aranızda yaşanan olayı çıkaran o, hatalı da o ve buna rağmen zeytinyağı gibi üste çıkıp sizi suçluyor.Esas sizin olay çıkarmanız gerekirken o çıkarıyor, o kadar yüzsüz yani. Her neyse bir iki gün sizde kalacak diğer gelenlerle birlikte. Bu durumda siz nasıl davranırsınız? Yalancıktan "hoş geldin" mi dersiniz yoksa hiçbir şey demeyip görmezden mi gelirsiniz? Nasıl davranırsınız bu birkaç günlük süre içinde? "Hoş geldin" dememeyi falan nasıl karşılarsınız?


 
doğru veya yanlış umrumda değil, ben kesinlikle o yokmuş gibi davranırdım. tabi gerçekten haklı olan bensem. bu arada ben böyleyim, siz de böyle olun demiyorum. ben böyleyim sadece.


  • isveperver  (13.11.20 20:00:16) 
görmezden gelirim +1


  • hazen  (13.11.20 20:13:43) 
gormem


  • ala09  (13.11.20 21:37:19) 
Kardeşinizin/abinizin kaynanasıysa yine olay, yüzüne bakmazdım.


  • Unde bach canim  (13.11.20 23:49:40) 
[]

Yabancı hisseler için güvenilir platform

Merhaba arkadaşlar,

Takip ettiğim birkaç şirket var küçük bir yatırım yapmak ve kendimi denemek istediğim. Zaten BİST'de işlem yapıyorum ama ben yabancı piyasalarda işlem yapmak istiyorum. Doların alıp başını gittiği şu zamanlarda platformlara fazladan komisyon bayılmak istemiyorum ve güvenilir bir platform arıyorum. Sizce yeni başlayanlar için en ideal platform neresi? Yardımcı olursanız sevinirim.


 
Bunların çoğu minimum depozito ister. 10.000$ falan yatırman gerekir. Gerçi interactive brokers min depozito şartını kaldırmıştı galiba.


  • catch the arrow  (30.10.20 18:39:00) 
[]

AÖF kaydı ders seçip harç yatırmama rağmen pasif görünüyor

Merhaba arkadaşlar,

14 Ekim'de AÖF derslerimi seçtim, 15 Ekim'de de harcımı ödedim. Ondan sonra salak gibi bir daha girip bakmadım onaylanmış mı onaylanmamış mı diye. Kayıtlar bitmeden bir iki gün önce hatırlatma maili geldi ders kaydının son günden önce yapılmasını tavsiye eden. Mail gelince aklıma düştü girip bakmak ama yine unuttum ta ki bugün saat 3:30'da aklıma gelene kadar. Tabi süre bitti.

O sırada girip baktım ne durumda diye bir de ne göreyim kayıt bilgisi pasif yazıyor. Beynimden vurulmuşa döndüm. Çünkü 400 TL'ye yakın para bayıldım bu utanmazlara. Tüm sınavları uzaktan falan yapmalarına rağmen utanmadan harçları iki katına çıkarmışlar. En çok da bu zoruma gidiyor. Zaten iş yok güç yok. Benim için büyük para. Şimdi o kadar param boşuna mı gitti yoksa sonra güncellenir mi? Eğer pasif kalırsa yapabileceğim bir şey var mı bu paranın üstüne soğuk su içmekten başka? Para iadesi falan da yapmıyomuş utanmaz herifler. Vereceğiniz tavsiyelere ihtiyacım var. Teşekkür ederim.

 
kayıtlar uzatıldı 29 ekime kadar. sisteme girince kaydımı aktifleştir gibi bir buton vardı yanlış hatırlamıyorsam oralara bir göz atın. yine olmazsa pazartesi günü büroyla ya da 444'lü numarayla iletişime geçersiniz.


  • hadsafhada  (24.10.20 17:39:05 ~ 17:39:26) 
Onaylanmamistir daha. Büro seni arar muhtemelen pazartesi bir sıkıntı varsa. Ya da sen ara büroyu.


  • westblack  (24.10.20 19:22:42) 
[]

Whatsapp'dan yazıp sonra silenlere cevap verip vermemek

Merhaba arkadaşlar,

Serbest çevirmenlik yapıyorum. Bazen beraber çalıştığım bürolar, Whatsapp'dan yazıyorlar. Ancak internetim sürekli açık olmadığı için bazen 30 dk- 1 saat sonra görüyorum. İnterneti açınca mesaj bildirimi geliyor, bakıyorum ki mesaj silinmiş. 2-3 defa böyle oldu, bazısında hemen görüyorum ancak telefonun başında bekliyormuşum gibi görünmesin diye hemen açmıyorum, bazen de internet kapalı olduğu için görmüyorum.

Bu arkadaşların gönderdikleri mesajı silmesinin sebebi nedir? Yanlışlıkla mı yazıyorlar yoksa benden cevap alamadıkları için mi? Büronun biri aynı şeyi iki kez yaptı. Ben de onların mesajlarını sildiklerini görünce cevap vermiyorum. Yanlış yazdıysan da geç gördüğüm için iptal olduysa da belirt. Ne diye bütün mesajları silip adamı muallakta bırakıyorsunuz? Bu silme özelliği geldi, işler değişti resmen. Siz de böyle durumlar yaşıyor musunuz? Gönderdiğiniz mesajları siliyor musunuz? Silinen mesajlara cevap veriyor musunuz? Sildiğiniz mesajlara cevap verilmesini istiyor musunuz? Kafamda deli sorular. Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
bir sürü insanla diyalog halindelerse yanlışlıkla ona buna yazacakları şeyi başkasına yazmış olabilirler whatsapp web kullanırken benim de başıma geliyor bazen, ne yazdıklarını sildiklerini merak etmem de çok takacak duruma gelirsem android telefonumdaki karşı tarafın whatsapp'ın silme özelliğini deaktif eden araçlarına başvururum.


  • nahtoderfahrung  (22.10.20 20:38:35) 
Gıcık oluyorum silenlere
Ben asla silmem
Silersem de imla hatalı mesajları silerim, doğrusunu tekrar yazarım

Onun dışında silenler firildaktir gözümde. Insan yaşadığının arkasinda durur
  • yarey  (22.10.20 20:51:07) 
serbest çevirmenlik yapıyorum. aynı şekilde yaşadığım oluyor. genelde başka bir çevirmene yönlendirildiği için siliniyor. kimi zaman da yanlış yazıldığı için

ayrıca "telefon başında bekliyormuşum gibi görünmesin" diye düşünmene gerek yok. sonuçta iş yapıyorsun ve iletişimini daha çok telefon ile kuruyorsun. tabiki de telefonun başında olacaksın. zira, bürolar senden cevap alamayınca hemen başka bir çevirmeni arıyorlar.
  • lesmiserables  (22.10.20 21:11:31) 
iş paslıyordur ve aynı anda bir çok çevirmene gönderiyordur. ilk cevap veren işi kaptığı için kendini açıklamakla uğraşmamak adına mesajı sen görmeden siliyordur.


  • theseachange  (22.10.20 21:25:55) 
telefon başında bekliyormuşum gibi görünmesin

bu ne demek yav tam tersi olmalı işveren her zaman ulaşmak ister sana. telefonun başında bekliyor görünmen gerek. işleri başkasına gidiyor haberin olsun bi süre sonra hiç müşteri bulamayacaksın.
  • sizofren06  (22.10.20 22:10:27 ~ 22:11:01) 
Empati yap, dusun ki 10 kisiye bir isle ilgili mesaj attin toplu, bir tanesi isi aldi. Digerleri gunun geri kalan saatlerinde teker teker cevap yazmaya basladilar. Isi gucu birakip hepsine dert mi anlatacaksin? Ayni seyi farkli kisilere gunde 10 kere yaptigini dusun bir de, butun gunun millete dert anlatmakla gecer. Onun yerine silersin biter, senin de cevap vermene gerek yok hatta islerine gelir senin cevap vermemen.


  • robokot  (23.10.20 02:14:22) 
"telefonun başında bekliyormuşum gibi görünmesin diye hemen açmıyorum"

entry nick uyumu :)
  • dafuq  (23.10.20 02:19:49) 
Bir mesaja bile geç cevap verecek kadar düşük responsibility’ye sahipse bu kişi ya tok yemiştir ya tembel sorumsuz enerji tüketen biridir deyip sana bulaşmak istemedikleri için siliyorlardır hatta belki piyasadaki on binlerce cevval çevirmen rakibinden biri sen zahmet edip cevap yazana kadar o işi bitirmiştir bile.


  • pass  (23.10.20 04:08:36) 
[]

Çocuk oyuncuların cinsel içeriğe maruz kalması(True Blood spoiler olabilir)

Merhaba arkadaşlar,

E2 zamanlarında doğru düzgün izleyemediğim için içimde ukde kalan True Blood'a başlamıştım. İzleyenler hatırlayacaktır, ilk sezon son bölümde Arlene'nin çocukları kel vampir ve Maudette'nin sevişme görüntülerini izliyorlardı. Burası benim kafama takıldı. Bu çocuklar 11-12 yaşında falandı ve o yaştaki çocukların rol gereği bile olsa böyle yetişkin içeriklere maruz kalmasını biraz aşırı buldum.

Tamam, Amerika'nın medeniyet seviyesi bizden ileride, çocuklara okulda cinsel eğitim falan da veriliyor olabilir, bu konuda bir bilgim yok ama resmen porno izletmek de biraz abartı gibi geliyor. O yaştaki çocuklar için biraz travmatik bir deneyim olabilir bence, üstelik kafalarının da oldukça karışık olduğu ve cinsel dürtülerin kendini göstermeye başladığı yaşlardalar. Anne babalar nasıl gönül rahatlığıyla izin vermiş ki bu sahneye? Siz ne düşünüyorsunuz?

 
Film çekim teknolojisi çok ileride. İki sahne ayrı çekilip birleştirilmiş olabilir. Özellikle fantastik filmlerde oyuncular çoğu zaman portakal gibi nesnelere karşı oynuyorlar. Sonra o portakal ejderha, canavar vs. yapılıyor. O diziyi izlemedim ama çocukların o sahneyi hiç görmemiş olması mümkün.


  • dissendium  (20.10.20 21:51:43) 
@dissendium+1
Amerika özellikle çocukların psikolojik istismarı konusunda taviz vermeyen bir ülke. Bu tip içeriklerin izletilmesi de istismara girer. Dolayısıyla iki ayrı sahne birleştiriliyordur. Yoksa ebeveynler böylesi bir çekime izine vermeyeceği gibi, hadi bir şekilde umursamasalar bile devlet görevlileri ve diğer vatandaşlar izin vermez.

  • balik kraker  (20.10.20 23:28:20) 
[]

Güven uyandırmayan ve birbirinin aynı şirketler nasıl ayakta kalıyor?

Merhaba arkadaşlar,

Uzun zamandır iş aradığım için bazen o kadar birbirinin aynı ve güven uyandırmayan şirket profiliyle karşılaşıyorum ki "Kim bunlara gidip müşteri oluyor?" diye soruyorum kendime. Misal ilk başta "Bilmem ne akademi", "Falan filan dil kursu" isimli eğitim kurumları var. Birbirinin kopyası olan bir sürü şirket var, işlek yerlere gittiğimde yine aynı manzara, bir sürü aynı profilde şirket tabelası. "Kim gidip bunların müşterisi oluyor, millet nasıl güveniyor, bu kadar aynı telden çalan şirket ayakta kalacak parayı nası kazanıyor?" gibi bir sürü soru canlanıyor kafamda.

Sonra şu devremülk satan yerler var. Hiçbir şekilde çekici gelmiyor. Oraya harcayacağım parayı daha güzel şeylere harcayabilirim. Çok saçma geliyor buralara para dökmek.

Sonra e-ticaret işine giren şirketler var. Kim ismi duyulmamış ve Google aramalarında 3.-4. sayfada veya daha sonraki sayfalarda yer alan bir şirketten bir şey almak istesin ki? Aslında çok da küçümsememek lazım. Dolandırılan tonla insan var.

Daha bunun gibi aklıma gelmeyen birçok örnek var. Siz ne düşünüyorsunuz?

 
Müşterisi olmadığına emin olduğunuz ve bir şekilde ayakta kalan firmalar hele de çok göz önünde olmamaktan hoşnut görünüyorsa dümencidir büyük ihtimalle.


  • eksisozlukokuryazari  (17.10.20 21:01:58) 
Şuan sorunu okuyunca yazdığın cümlelere öyle hak verdim ki..

Verecek cevabım yok, ben de kafamda aynı soru işaretlerine fazlası ile sahibim.
  • mobydick  (17.10.20 21:03:58 ~ 21:08:35) 
Ya ben ayni seyi fatihte garip bi mahallede otururken alakasiz yerlerdeki pizzacilar icin dusunuyordum. O kadar arada kalmis bi mahallede oturuyodum ki 3 tane pizzaci olmasi sok ediyodu beni. Sonra uyustucu saticisi ciktilar kapatti polia dukkanlari.


  • hindistan cevizi  (17.10.20 21:27:51) 
O bölgedeki ihtiyacı karşılayabiliyorlar çünkü. Adam çok bilinen bir şeye 20 bin tl vereceğine 5 bin tl verip kaybı olacaksa da bu kadar miktarı gözden çıkartabiliyor.
E-ticaret işine giren şirketler daha önce bir şekilde tanıdıklar aracılığıyla vs. bilinen yerler aslında. Hepsi değil tabii ki ben istisnalardan bahsediyorum.

Zamanında adı duyulmamış bir siteden alışveriş yapıp gayet memnun olmuştum ki o zamanlar hiçbir yerde doğru düzgün satılmayan bir şeyi satıyorlardı. Bir daha böyle bir şeye kalkışmam ama o zaman denk geldi, aldım.
  • sevilen progressive türkücü  (17.10.20 22:58:24) 
[]

260 TL'lik Bitcoin bir işe yarar mı?

Merhaba arkadaşlar,

Skrill belasında bir miktar param vardı ve çekmeme izin vermiyordu lanet olası. Paramı kurtarmak için bitcoin alarak alengirli tuhaf birkaç işlemden sonra paramı BtcTurk'e çekebildim. Şimdi BtcTurk hesabımda 260 TL'lik Bitcoin var. Dün rüyamda Bitcoin çok oynak olduğu için bi 1000 TL kar ettiğimi, sonra karımın 300 TL'ye düştüğünü, bazen zarar ettiğimi gördüm :D

Birkaç gündür BtcTurk hesabıma bakıyorum, param bi 263 TL oluyor, bi 259 TL oluyor. Bunun yakın zamanlarda artma olasılığı var mı hiç? Tamam 260 TL'nin esamesi bile okunmaz ama BTC çok oynak olduğu için ne olacağı pek belli olmaz. Param orada dursun mu yoksa çekeyim kurtulayım mı? :D

 
bitcoin iki katına çıksa, ki çok zor 520 olacak. değmez yani. ama dursun bence 300 tl olursa çekersin


  • jelly bear  (16.10.20 17:29:05) 
o parayi orada unut, yuklesince bozarsin


  • sweetoffice  (16.10.20 17:32:54) 
260 lira 10 katına çıksa hayatında ne değişecek ki? Yatırım için çok düşük bi mebla.


  • noluyo yaa  (16.10.20 19:05:47) 
Bence elleme. Piyasa dengeleri bozulabilir. Ciddi bir meblağ bu.


  • catch the arrow  (16.10.20 19:23:37) 
catch the arrow +1
İnsanların ekmeği ile oynama. Bırak kalsın.

  • lancelot du lac  (16.10.20 19:34:37) 
[]

Siz olsanız ne tepki verirdiniz ( Kardeşimin kaynanası ile tartışmam)

Merhaba arkadaşlar,

Yaz tatili başladığından beri kardeşlerimden birinin 2 çocuğuna da biz bakıyoruz. Yeğenlerimden birisi 1, diğeri 9 yaşında. Çocuklara kardeşimin kaynanası bakıyordu ama yaz tatili başlayınca o memleketine gitti. Kardeşimler, çocukları bize getirdi,sabah getirip akşam alıyorlardı. Sonra kardeşimler bu süreçte yeni ev aldılar ve oraya taşınacaklardı. Evin bir sürü tadilatı olduğu için eşyaları yeni eve götürdüler, ev taşınılacak durumda olmadığı için onlar da geldi, 1-2 aydır bizde duruyorlardı. Annem babam hizmetçileri oldu resmen.

Her neyse evin işleri az kaldı, taşınma noktasına gelindi diye kardeşimler gittiler, kaynanasını da getirdiler. Ulan evinizin bütün işleri bitsin, sonra onu da getirin de hepten evinize gitsenize. Yok! O da 1 haftadır bizde kalıyor. Ama esas sorun burada başlıyor. Kadın 60 yaşında ama hiç yaşının insanı değil. Küçük çocuk gibi hep bir ilgi bekliyor.

Sanki ev sahibi biz değil de oymuş gibi davranıyor. Televizyonu kimseye vermiyor. O başka yerdeyken bir kanal değiştirsen afra tafrasından geçilmiyor. Sonra bu televizyon izlerken kimse konuşmayacakmış, anlamıyormuş bu. Sıkıysa bir kelime et. Ulan anasını satayım evrenin sırrını mı dinliyorsun ne yapıyorsun? Kumanda mutlaka elinde olacak sonra.

Virüs var diye herkese virüslü muamelesi yapıyor. Elinizi yıkayın, maskenizi takın. Bunu kendini düşünerek söylüyor. Sonra sürekli hanımefendiyi besleyeceksin. Kendi ağzıyla istiyor. "Bugün şunu pişir bunu pişir". Ulan biz bu zamana kadar bir sürü misafir ağırladık yatılı, hiçbirinden de böyle bir istek duymadık. El alemin hizmetçisi olduk resmen.

Her neyse esas olaya geleceğim. Kaynana geldiğinden beri çocuğa çoğunlukla o bakıyor. Yemek yedirirken de anne babasının aksine çocuğa telefonda çizgi film açıyor. Az önce çocuk yemek yerken de çizgi film bitti ve çocuk ağlamaya başladı. Kaynana da çocuk ağlıyor diye yine sinirlendi, bir yemek yedirmiyormuş. Sonra büyük olan yeğenim de anne babasının yemek yerken çizgi film açmadığını söyledi. O öyle söylediği için daha da sinirlendi.

Sonra benden çocuğun suluğunu istedi, ben de nerede olduğunu görmediğim için biraz geç gördüm, bana o yüzden " Hadi inatçı, bir şeyi getiremiyorsun inatçı, orada gözünün önünde duranı görmüyorsun" dedi, arkasından da diğer yeğenimden istedi. Ben de sinirlendim "Napıyım pervane mi takayım?" dedim öylesine. Ondan sonra olay çıkardı. Kendi söylediği hata olmuyor, ben kendimi savununca hata oluyor. Beni terbiyesizlikle suçluyor, hiç beklemezmiş benden. Annem olay büyümesin diye benim yerime özür diliyor. Öleceğimi bilsem yine dilemem özür falan. Misafirse misafirliğini bilsin.

Kadına çatmamak için odama geçtim. Zaten kadına sinir oluyorum iyice tepemi attırdı. Bakalım birazdan kardeşimler işten gelince ne olacak? Her neyse arkadaşlar biraz uzun oldu kusura bakmayın. Siz olsanız ne tepki verirdiniz? Teşekkür ederim.

 
Hİç tepki falan vermeyin en güzelini yapmışsınız zaten odanıza geçerek.
Onlar gidene kadar odanda takıl. Dersim, işim var rahatsız etmeyin diyin.

  • coca cola  (12.10.20 22:30:35) 
Mevzu başka da kardesimler değil kardeşlerim diyeydim eyiydi


  • fempusay  (12.10.20 22:39:58) 
Bence muhattabın bu durumda kardeşin olmalı. Durumu onunla konuş ve çözüm üretmesini iste.


  • onkiloversemtamamım  (12.10.20 22:41:17) 
Büyüklerimizi kırmayalım, sessiz kalmak en büyük güzellik.


  • kotukedi  (12.10.20 22:48:10) 
Duyuruda okuduğum en anormal olaylardan biri. Ablam evli ben aile evinde iken ablamın çocuğu ile gelip kalması bile zorluyordu beni kaldı ki bir de kaynanasini getirecek... Hani kimse de demiyor sanırım ağa bu nasil saçma bir iş diye. Git kardeşinle konuş.

Ayrıca konuyu okumadan başlığı görünce aile işine karisilmaz, kardeşinle ne yaşarsa yaşasın sen kaynanasına laf etme diyecektim ama şu durumda olaydan doğrudan etkilenen bir insan olarak kaynanaya laf söyleme hakkın bile var. Ayrıca ben olsam anne sen saf misin diye onu da dolduruşa getirirdim. Herkesi memnun etmek için alemin enayisi olmaya gerek yok, kavga ise kavga.
  • elorelia  (12.10.20 22:48:56) 
Tüm bunlara sebep olan şey, kardeşinin çocuk bakıcısına veya otele para ayırmak yerine ev alması. Geri kalan saçmalıkları değerlendirmeye gerek bile yok.


  • ruhen hastayim ben  (12.10.20 22:54:29) 
başta kaynananın gelmesini kabul etmemeniz gerekirdi kaç artı kaç bu ev 10 kişi yaşıyor böyle iyi herkes birbirinin gırtlağına yapışmamış. aşırı gıcık oldum kadına ama burda kardeşin eve niye kendi ailesi yetmiyo gibi kaynanasını getiriyo. tadilat bitmesini bekleseymiş beklemediyse kaynanasını da alıp otele gitseymiş. muhatap olma bence.

ben de yaşlıların ağzına ne gelirse söylemesi olayına kılım ama %100 de haklı olsan o yaşlı olduğu için kabak senin başına patlar muhtemelen.
  • ruby elixir  (12.10.20 23:21:09) 
ruhen hastayim ben +1


  • blatta hiberna  (12.10.20 23:35:01) 
Kardeş böyle çok içine yaşamların dezavantajı bunlar. Yaşlı insanlar, komün halinde yaşamanın zorlukları, vb. vb...


  • roket adam  (13.10.20 00:17:25) 
ben yasli masli dinlemem lafimi sokardim. yaşa hurmet etmem, her yasliya saygi gosterecek olsak ohoo... hak etsin once. olk basta saygili davranirsin ama baktin terbiyesiz cikti, hiic yasina masina bakma.

küserse küssün, aglarsa aglasin, laf ettirirse ettirsin.

ben olsam kumandayi da alir saklarim. veya tv acikken telefonla bagira bagira konusurum.

az bile demissin.

onun istedigi yemegi de yapmam, yaptirmam. cocugu da onun elinden alirim gel teyzecim/halacim diye. ne goturuyorsun cocugu derse de hiic cevap bile vermem.

herkese anladigi dilden konusacaksin.
  • batlegolas  (13.10.20 00:51:39) 
kardesime de derdim ki kaynanani da al git.

misafir gibi misafir olsa basimizin ustunde yeri var, bu bildigin utanmaz biri.

hayir oyle cok yasli da degil, 60 ne ki? benim 80 yasinda rahmetli ananem her isini kendi yapiyordu. asla bir sey buyurmazdi, suyunu bile kendi alirdi. ah canim ananem, ne kadar melekmis.
  • batlegolas  (13.10.20 00:54:23) 
Hani rüyalarda olan absürt olaylar kalabalık evler ve olaylar olur ya, aynı öyle geldi okurken. Bütün bunların sebebi kardeşin. Umarım evleri olunca da her gün size çocuk baktırmaya ve yemeğe gelip yıkılmaya devam etmezler.
Anne ve baban da bu kadar ezdirmesin kendini, bizimkiler de öyle “aman huzursuzluk çıkmasın” diye diye kendilerini kullandırıyolar sinir oluyorum. Ama ezilen insan bunu kendisi yapıyor işte, genelde şikayetçi olmuyorlar hallerinden... sorun bundan kaynaklanıyor zaten. Kardeşin düşüncesiz ve bencil, annen ve baban da eziklenmeyi hürmet etmeyi seviyor. Kayınvalide de tam aradığını bulmuş cazgır ve aaygısız ruhuyla.
Sen bunca olayın içinde sırf “pervane mi takıyım” diyerek hiçbir şekilde ayıp etmedin için rahat olsun.
Ruhen hastayım +1
  • megalomaniac  (13.10.20 01:39:17) 
Ben olsam evden kovardım. Siz yine iyi dayanmışsınız.

Mümkün olduğunca farklı odalarda takılın bence
  • Unde bach canim  (13.10.20 02:03:43) 
kesinlikle sabir. sonra pisman olunabiliyor. alti ustu bir hafta.
ancak overallda bu kadinin yetistirecegi cocukta da ruhsal hasar kacinilmaz.

  • tunaktunaktun  (13.10.20 03:17:59) 
Yaşın kaç? Bana biraz komik geldi bütün anlatılanlar. Odana geç bir hafta. Sınavım var de.


  • stewie  (13.10.20 04:36:39) 
Annene hayretler ettim vallahi. Ben de olsam dolduruşa getiririm annemi, hatta buna dolduruş denmez direkt savaş açarım. Benim evimde bana o şekilde davranamaz o. Yaşlı falan da değil bi kere, 60 yaş nedir arkadaşım emekliliği anca gelir 60 yaşın.

Aaayyyy olduğum yerde bunaldım vallahi ya. O ne biçim kadın öyle ya? Kardeşinin karakteri nasıldır bilmiyorum ama eşi de anasına çekmiş bana kalırsa. Kaynana ne alaka sizde ne işi var yahu??
  • muhayyer divan  (13.10.20 05:04:50) 
Minimum iletişim en güzeli.


  • jazzabel  (13.10.20 08:51:47) 
Kardesinle konus, kaynanasina ayar versin. Insan gibi oturamiyorlarsa da cekip gitsinler. En sevmedigim sey yasli kibiri. Zamaninda dangalak gibi yasayan insanlar bir anda yaslaninca otomatikman saygi bekliyorlar :/


  • chitosan  (13.10.20 09:38:32) 
Öldürüp göm bence. ama maske eldiven tak barmak izin kalmasın.


  • muslum denen hiyara bakmistim  (14.10.20 17:07:44) 
Kardeşin baya sizi harcamış. Geçmiş olsun. Aynen muhatabın kardeşin onunla konuşun.


  • mobydick  (14.10.20 22:52:11) 
[]

Farklı birkaç pozisyonu bana uyan şirket

Merhaba arkadaşlar,

Farklı birkaç pozisyonu ve çalışma şekli bana uyan uzmanı olduğum bir alanda faaliyet gösteren bir şirket buldum. Hepsinde de istenen nitelikleri gayet karşılıyorum. Birinde farklı pozisyonda freelance çalışırken diğerinde de tam zamanlı evden çalışıyorsunuz. Freelance için alınma şansım daha kolayken evden tam zamanlı çalışmanın da bildiğiniz gibi düzenli ve daha fazla geliri var. İkisine birden mi başvursam (Şirketin gözünde olumsuz bir izlenim bırakır mıyım bir de?) yoksa tek birine mi başvursam?). Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim.


 
her ikisine de başvur. ikisini de yapabileceğiniz görünsün :-)


  • ankarakecisi  (08.10.20 23:31:28) 
İK ile görüşme şansın varsa, bu bahaneyle ara sor. Hem şansını da artırmış olursun.

Eğer bu mümkün değilse, ikisine de başvur. Kötü bir izlenim olmaz, merak etme.
  • stewie  (08.10.20 23:32:41) 
[]

Trump'ın tüm ekibi Covid-19 mu kaptı?

Merhaba arkadaşlar,

1 haftadır neredeyse her gün Trump'ın kadrosundan birilerinin Covid-19 testi pozitif çıkıyor. Önce Hope Hicks, ondan sonra Trump ve eşi, onlardan sonra şimdi de Kayleigh McEnany. Sizce daha da pozitif çıkanlar olur mu? Ben çıkacağını düşünüyorum. Bir de bu durum seçim kampanyasına, işlere falan çok etki eder mi sizce?


 
[]

Boyumun yetmediği iş teklifi

Merhaba arkadaşlar,

Bugün şartları benim için çok iyi olan bir iş teklifi aldım, Kariyer'den bulmuşlar beni. Arayan arkadaş tüm çalışma koşullarını falan anlattı. Ama iş beni biraz aşıyor. İyi bir yerde Almanca dilinde çağrı merkezi görevlisi olmak. Ancak sorun şu ki Alman Dili ve Edebiyatı'ndan mezun olmama rağmen pratiksizlikten dolayı konuşma anlamında bayağı paslandım. Mezun olduğum zamanlar şakır şakır Almanca konuşuyordum, Almanlarla bile çok iyi derecede iletişim kuruyordum ama paslanmışım konuşmaya konuşmaya. İngilizce'de sorun yok, onda kendime güvenim tam ama iş dışında bir etkileşimde olmadığım Almanca'da işler kötü.

Yazılı dilde sorunum yok, zaten çevirmenlik falan yapıyorum da konuşmaya gelince tıkanıyorum. Zaten arayan arkadaş da Almanca konuşmamın ne durumda olduğunu sordu, ben de açık açık izah ettim ama çok aşırı şeyler olmazsa yapabileceğimi de belirttim. O yüzden seviyemi test etmek için bir dil mülakatı yapacaklar. Normalde çok kafaya takmam ama uzun zamandır hem işşizim hem de bu kalitede bir yer bir daha çok zor gelir ayağıma. İş bulmaktan o kadar umudumu kesmiştim ki kendimi serbest çalışmaya hazırlamaya çalışıyordum. Ama hiç beklemediğim bir anda bu teklif geldi. Pek umudum yok ama yeteneğimi kullanamayıp bu şekilde başarısız olmak çok utanç verici geliyor.

Sizce ne yapsam? Mülakata kadar gece gündüz kasıp ilgili alanda araştırma yaparak mülakatı geçmeye mi çalışsam yoksa başarısızlığı baştan kabul edip zorlamasam mı? İşe alınma durumu olursa yarın yokmuş gibi kasacağım zaten. Siz böyle kendinizi yetersiz hissettiğiniz iş fırsatlarında ne yapıyorsunuz? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
almanca biliyorsan bir süre içinde paslar açılır merak etme. sonuçta konuşmayı unutmadın sadece pratiğin yok çünkü uzun süredir kullanmadın. 1-2 haftada açılırsın.


  • ozdek  (29.09.20 17:03:15) 
hepi topu cagri merkezi isi. kasma. bildigin kadariyla git. sinava gir. gecersen calismaya basla. cat pat hata yapsan da sikinti yok. cunku bastan soylemissin cok iyi olmadigini.

atalarimizin bir sozu var; bizim anksiyete kurbani, ozguven fakiri turk gencligine cuk diye oturuyor.

kervan yolda duzulur

profesyonel hayatta bunu siar edinmelisin.
  • buenosdias  (29.09.20 17:04:05 ~ 17:04:54) 
Mülakata kadar gece gündüz kasıp ilgili alanda araştırma yaparak mülakatı geçmeye çalış + 1 milyon

yardırıp çalışıp alırsın bu işi. konuşman da 2 haftaya kendini bulur.
  • noxell  (29.09.20 17:11:11 ~ 17:11:43) 
Merhaba, cv nize cok iyi derece almanca bildiginizi yazdiysaniz, o sekilde oldugunuzu dusunmuslerdir(konusma olarak). Eger isi istiyorsaniz mulakat gelene kadar calisin, zarar gelmez, islerine gelmezse kendileri bilir biryandan. Ayrica biraz dost aci soyler durumu olabilir ama callcenter islerini gozunuzde cok buyutmeyin, cok hizli sirkulasyon olan(yani sozlesmeniz heran iptal olabilir) yerlerdir. Kariyer imkanlari cok zor ile imkansiz olarak degisebilen sirketler var. Cok bel baglamamak lazim bana sorarsaniz.


  • bluewhale  (29.09.20 17:18:10) 
Mülakata kadar kasın. Sonradan çok pişman olursunuz.


  • mobydick  (29.09.20 19:00:05) 
Alman dili edebiyati mezunuymussun uzerine çevirmenlik yapiyormussun konusma pratigin de acilir biraz paslanmissin o kadar. Basarisizlik filan yok bence.

Ayrica usteki arkadaslar +1 call center muhtemelen belli basli bikac cümle kuracaksin. Faust tartismiycaksin telefonda musteriyle seni cok da zorlamaz bence.
  • hindistan cevizi  (29.09.20 19:32:54) 
[]

Appen'in içe sinmeyen proje daveti

Merhaba arkadaşlar,

Appen'a kayıtlıydım ve başvurduğum birkaç proje vardı. Bugün bir transkripsiyon projesi için davet göndermişler. Ama hiç içime sinmedi. Çünkü söz konusu proje Appen China'ya ait ve projede çalışmak için bilgisayar ve telefona bir güvenlik uygulaması kurmamız gerekiyormuş. Fakat bu programı bilgisayardan kaldırmak için de low format atmak gerekiyormuş. Zaten buradan ne kadar sakıncalı bir şey olduğunu anladım ve içime sinmedi. Ben sırf güvenmediğim için Epic Games'in ücretsiz dağıttığı oyunları bile almıyorum.

Ama benim asıl endişelendiğim bu uygulamayla çok fena data mining yapmaları. Siz ne düşünüyorsunuz değmez değil mi? Saatine 4.6 dolares veriyorlar? Ne düşünüyorsunuz?

Güncelleme: Şansa bak, benim sorumun hemen altında da bir Appen sorusu var :D

 
bilgisayara sanal makina kurup ordan çalış


  • nahtoderfahrung  (25.09.20 19:26:04) 
@ nahtoderfahrung Bu şekilde tüm risk sıfıra mı iniyor? Bir de proxy olarak algılanmaz değil mi? Appen böyle şeylere çok dikkat ediyor. Öneri için teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (25.09.20 20:16:40) 
Sanal makina içinize sinmiyorsa ve de verdikleri ücrete değiyorsa, ikinci bir ssd düşünülebilir.


  • reactionic  (25.09.20 21:14:55) 
@reactionic Projenin ne kadar süreceği, hacmi ile ilgili bilgi verilmediği için ne kadar kazanabileceğimi bilmiyorum. O yüzden yeni bir SSD almaya değip değmeyeceği konusunda bir fikrim yok.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (25.09.20 22:16:13) 
[]

Şunu sizce doğru çevirmiş miyim? Duyuru'nun otomotiv ustalarının dikkatine!

Merhaba arkadaşlar,

Araçların ateşleme sistemi ile ilgili bir çeviri yapıyorum. Aşağıdaki cümlede "waste spark" diye geçen ifadeyi "ikiz ateşleme" olarak çevirdim. İnternette baktığıma göre "boşa giden kıvılcım" doğru olsa da "ikiz ateşleme" veya "çift ateşleme" ifadesinin yaygın olarak kullanıldığını gördüm. Sizce doğru olmuş mu? Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim.

This type of distributorless ignition system uses a "waste spark" method of spark distribution. Each cylinder is paired with the cylinder that is opposite it (1-4 or 2-3).

Bu tip distribütörsüz ateşleme sistemi, kıvılcım oluştururken “ikiz ateşleme” yöntemini kullanır. Her bir silindir karşısındaki silindir ile kardeştir (1-4 veya 2-3).

 
Kardestir yerine estir derdim ben. Bu tarz sorular proz/kudoz ustunden sorarsaniz daha kisa surede cevap alirsiniz.


  • geçerkenugradım  (20.09.20 23:53:15) 
[]

Şurada ne demek istemiş arkadaş?

Merhaba arkadaşlar,

www.instagram.com

Burada arkadaş "Damn. Cut that one close" derken ne demek istemiş.

 
  • neverletyougodown  (20.09.20 16:29:32) 
Ucu ucuna doldurduk demiş.


  • Bruce  (20.09.20 16:29:41) 
[]

Siz de moral bozucu, kötü haberlere karşı duyarsızlaşıyor musunuz?

Merhaba arkadaşlar,

Son bir 4-5 yıldır artık ülkenin vazgeçilmezi haline gelmiş, olmasa şaşıracağınız ama duyunca hepimizin ortalığı ayağa kaldırması gereken haberleri görünce artık çok duyarsız davranıyorum, hiç şaşırmıyorum. "Ne olacaktı ki sanki!", "İşte yine bir olay daha!Bakalım bunda ne olmuş!" diye sakince karşılayıp olayla ilgili görüntü falan varsa bile moralim bozulmasın diye açıp bakmıyorum. Sonra unutup gidiyorum.

Mesela son zamanlarda sıklıkla gündeme gelen Afgan göçü ile ilgili sözlükte yine bir başlık açılmış. Neymiş ne değilmiş diye baktım. Görüp de kafamı bozmayayım diye verilen linkleri açmadım. Çünkü biliyorum ki ben o linkleri açarsam içimden müthiş bir nefret fışkıracak bunlara karşı. Ama " Battı balık yan gider" diyip geçtim. Ülkeden o kadar umudumu kestim ki sanki tüm ülkeyi yok edecek güçte bir saatli bomba kurulmuş da onun patlamasını bekliyor gibiyim.

Önceden ben böyle değildim. Facebook'daki muhalif amcalar gibi sağa sola saldırıp duruyordum. Bu yüzden başıma bela alacağım diye ailemle sürekli papaz oluyordum ve sosyal medya gönderilerinden dolayı tutuklanmaları falan görünce ve insanların hala içinde bulunduğu cehalete daha çok kapılmak istediğini görünce bıraktım tabi. Ama sanırım her şeyi değiştiren olay Mansur Yavaş'ın hakkıyla kazandığı seçimin elinden alınıp Gökçek'in kazanmasıydı. O gün gün doğana kadar yatmadım, sabaha kadar T3'den tutanak doldurdum. Ama bir işe yaramadı. O kadar bıraktım ki şimdi bu Facebook'da muhalif paylaşım yapan akrabalarım falan bile çok itici geliyor.

Her neyse çok uzatmayayım siz de duyarsızlaştınız mı yoksa savaşmaya devam mı ediyorsunuz? Ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
E tabii.. çoğu zaman haberlere hiç bakmiyorum. Facebook ta salakça olacagini tahmin ettiğim tartismalari hizli hızlı, gözlerimi kapatip indiriyorum aşağı xjdnnsnsn


  • abuzer  (13.09.20 17:30:16 ~ 17:32:35) 
Ben genel olarak hissizleştim. Kendimi nasıl kurtarırım modundayım.


  • jazzabel  (13.09.20 17:55:31) 
Önceden trde olan her şeye duyar kasıp üzülüyordum. Hayatımın gittikçe kötü bir hal alması üzerine her şeyden umudumu kesip bakmayı dahi kestim. Hayatımda yaptığım en doğru şeydi hiç pişmanlık hissetmiyorum bunun için. Verdiğiniz afgan örneği durumu çok güzel bir şekilde özetliyor. Buna da ek olarak, eğer birileri için üzülüp çözüm yolları vs ararsanız o insandan sadece zarar görüyorsunuz. O yüzden insanlara alttan üzülsem bile kafamı çevirip bile bakasım kalmadı. Hayatımı ölene kadar bu şekilde sürdürmeyi planlıyorum. Allah 3 harfli arkadaştan gani gani razı olsun, sayesinde yıllar içinde gözüm açıldı.


  • melonsucker  (13.09.20 19:11:02) 
Haber izlemiyorum.. Gazete okumuyorum.. Etrafa saldırgan evremi geçtim ama bu seferde bu kızgınlık günlük hayatımda öfke krizlerine sebeb oluyor, haber okuduğum günler sinirlenebilme eşiğim aşırı düşük ve bu sinirin tırmanması çok hızlı.

İçimdeki kızgınlık ve nefret konuşamadıklarım kendi psikolojime zarar veriyor. Bıraktım. Ben de.
  • mobydick  (13.09.20 20:31:37) 
Duyarsızlaştım sanıyordum ama bunlar bende birikiyor aslında. Ne hâle geldik, ailemi nasıl koruyacağım diye ciddi kaygılanıyorum ara ara gelen ataklarla.


  • le jeune turc  (13.09.20 20:48:26) 
Kötü haberler her zaman vardı, sosyal medya ve mevcut durumdan ötürü daha görünür hale geldi. Yoksa son 20-30 senedir bu ülkenin aldığı mültecinin haddi hesabı yok. 90'lara dönersen 1. körfez savaşı sonunda kuzey ıraktan gelen mültecilerin tartışmalarını görürsün mesela.

Benim yaptığım şey şu: haberleri çok takmıyorum, kendi işime odaklanıyorum, kendi hayatımı güzelleştiriyorum, işe de yarıyor. Bütün gün olumsuz haber propagandasına maruz kalmak psikolojiyi çok bozan bir şey, zaten şu an genç nesil genellile bu problemi yaşıyor.
  • roket adam  (13.09.20 21:33:19 ~ 21:33:49) 
[]

Motivasyon yazısı illa Word dosyasına mı yazılmalı?

Merhaba arkadaşlar,

Başvuru yaptığım şirketlere CV yollarken motivasyon yazısını direk emaile yazıp gönderiyorum. Acaba sizce yanlış mı yapıyorum? Yoksa Word dosyası şeklinde falan mı gönderilse daha iyi olur? Siz hangi formatta gönderiyorsunuz?


 
bence kendi yazdiginiz hic bir seyi karsi taraf degistirmeyecekse word olarak gondermeyin. PDF her zaman daha iyidir.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (08.09.20 17:23:44) 
Sanki PDF değiştirilemiyormuş gibi... O kadar takılmayın. Word de olur, PDF de olur. Ama bence illa ki ek olarak gönderilmesi daha uygun olur.


  • himmet dayi  (08.09.20 17:58:49) 
[]

Berbat geçen KPSS

Merhaba arkadaşlar,

Bu sınav herhalde bugüne kadar girdiğim en kötü geçen sınav olabilir. Türkçe kısmı bütün zamanımı aldı, Türkçe bittiğinde saat 11.30 falandı. Sınav tam bir zaman katiliydi benim için. Haliyle yetişmedi. Taş çatlasın 60 soru falan yapmıșımdır.

Daha önceden hiç kitabın kapağını açmadan girdiğim Ales dahil sınavlar daha kolay geçmişti. Bu sınavda çok olmasa da çalıştım, önceden boş bıraktığım soru türlerini falan bile çözmeyi öğrendim ama bunları ortaya dökecek imkan bulamadım. Çalışmadan 65 puan falan alıyordum biliyorum komik bir puan ama 65 alabileceğimi bile düşünmüyorum. 80 puan falan almam gerekiyordu ne kadar çalıştığıma bakarsam. Beni rahatsız eden şey önceki sınavlardan daha fazla puan almam gerekirken durumun kötüye gitmesi. Zaten milletin zoruyla girdim ama bu kadar kötü geçeceğini düşünmüyordum. Sizin durumunuz nedir? Ne düşünüyorsunuz? Sizin nasıl geçti.

 
Benim de kötü geçti. Az sayıda deneme çözdüğüm için zaman problemi vardı zaten. Sınavda da matematiğin yarısı boş kaldı. Toplam 28 boşum var. Yaptığım sorularda da emin olamadığım daha çok soru oldu denemelere göre. Sonuç itibariyle yaptığım iş beklentimi karşılamadı.


  • havadakarada  (06.09.20 13:52:50) 
İzlenimim büyük cogunluk için kötü geçtiği yönünde. Türkçede bu kadar zaman kaybedince ben de afalladım. Diğerlerine hiç vaktim kalmadı. Güncel bilgilerden de 6 soru var,3ü filan yanlış. Şöyle düşünebiliriz. 70 nete 80 puan alındıysa 2018'de,bu yıl 60 nete 80 puan alınabilir.Siralama önemli. Sınav zordu diğer yıllara göre.


  • ırene adler  (06.09.20 14:15:46) 
Zaman alıcıydı.


  • dissendium  (06.09.20 14:35:26) 
Gözetmendim. Optik formdaki işaretlemelerle geçen dakikayı kıyasladığımda sınıfın büyük bir çoğunluğu geride kalmıştı. İnsanlar çok oyalandılar.


  • ruhen hastayim ben  (06.09.20 14:47:13) 
Artik kimse memur olmasin diye sinavi tus seviyesine cekmisler besbelli.


  • Avoiding The Puddle  (06.09.20 15:31:06) 
Ben baya hazırlıklıydım pratiğim de vardı onlarca deneme çözdüm ortalamam 105-110 olmasına rağmen sınavda yetistiremedim 12 boşum var matematikten. Türkçe de allaha emanet çözdüm ne gelir bilmiyorum, bazı soruların birden cok cevabı var gibiydi ikilemde bıraktı. ösym tarzına da aşinayım aslında bütün ales kpss sorularını çözdüm ama hiç böyle zorlanmadım ilginçti.


  • pegi  (07.09.20 02:09:25) 
[]

Yabancı şirketlere iş başvurusunda kariyer.net cvsi göndermek abes mi olur?

Merhaba arkadaşlar,

Yabancı şirketlere iş başvurusu yaparken kariyer.net cvsi göndermek şirketler tarafından tuhaf bulunur mu? Birkaç yere kariyer.net cvsi gönderdim ama olumsuz bir izlenim bırakır mı sizce? Yoksa artık direk Europass mı göndereyim? Kendi deneyimlerinizi de paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.


 
Kariyer.net CV'yi Ingilizce veriyor mu bilmiyorum da benim onume ustunde baska bir markanin logosu olan bir CV gelse "daha kendi CV"sini hazirlamaya usenen, ozensiz bir aday" diyerek direkt elerdim.


  • crown  (03.09.20 21:01:22) 
Kariyer.net üzerinden basvurmadiginiz herhangi bir iş için kariyer.net cvsi göndermek abes. Başka bir ayrıntıya gerek yok.


  • elorelia  (03.09.20 21:10:38) 
hazır şablonların bulunduğu siteler var, onlardan birini kullanıp biraz özenerek güzel bir cv hazırlayabilirsin.


  • barabas  (03.09.20 21:14:33) 
Çok abes, çok saçma bence de.
crown +1

  • neynep  (03.09.20 21:15:49) 
Ben umursamazdım ama başka bir şirketin logosunun olması kafa karışıklığına yol açabilir.


  • plutongezegendegilmi  (03.09.20 21:50:09) 
Açık soyliyeyim; is başvurusu icin geliyor cvler ama cok benzer oluyor. Yeni ise giren bir arkadas profesyonel sporcu ayni zamanda, boyle onu da vurgulayan bir template ile yapmis oldukca enteresan gelmişti.

Ben kendim kullandigim sade bir template var, bir yerden almadim, kendim yaptim. Ama böyle europass vs gibi şeyler yerine size özel olmasi daha iyi olabilir.
  • logisticsmanager  (04.09.20 00:27:05) 
[]

Birden fazla şirketle çalışan freelancerlar iş akışını nasıl yönetiyor?

Merhaba arkadaşlar,

Aranızda birden fazla şirketle çalışan freelancerlar varsa iş akışını nasıl yönettiğinizi sorabilir miyim? Misal web tasarımcısınız ve iş yaptığınız 3-4 şirket var. Ellerinde iş oldukça size gönderiyor. Ama mesela A şirketi size bir proje yolladı. Siz onunla meşgulken B şirketi de size bir proje yolladı. Elinizdeki proje de kısa sürede bitecek bir şey değil. Böyle durumları nasıl yönetiyorsunuz?

Çünkü B şirketine meşgul olduğunuzu söyleseniz "meh" falan yapabilir ve iş başkasına kaçabilir ve ileride ilk tercih edilme şansınızı düşürebilir. Tamam sonuçta her şirketin böyle durumlarda çalıştığı birden fazla freelancer oluyor ama insan böyle durumlarda geriliyor. Şirketler böyle durumlarda neye dikkat ediyor ve siz böyle durumlarda ne yapıyorsunuz ve de şirketler ne cevap veriyor? Bu arada illa web tasarımına şart değil, çevirmen olabilir, grafik tasarımcı olabilir. Düşünceleriniz ve tecrübelerinizi yazarsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

 
İşsiz olduğum dönem bir çok yerle çeviri işi yapan arkadaşım yetiştiremeyeceği çevirileri bana paslardı, çeviri sonrası yaptığı kontroller sonrasında Onun alacağı parayı ben alırdım -belki bir miktar az- Böylece hem iş akışı sekteye uğramazdı, hem de ben de işsiz olduğum dönem paramı çıkarırdım.


  • denizgonen  (02.09.20 20:06:16) 
benim işlerimin akışı genelde uzun sürmüyor, ancak çok parçalı bir iş aldıysam bazen birkaç hafta sürebiliyor.

genelde uzun süreli işin içine kısa süreli iş sıkıştırırım.
yani diyelim ki bir iş için 20 gün sürem var ve o arada 2-3 gün sürecek başka bir iş geldi, onu araya sokarım.
yapılan işe göre de değişiyor tabii işlerin teslim tarihleri ve genel olarak yapılma süreleri.

bazen işlerin zorluğuna göre de öncelik sıralaması yapabiliyorum.
mesela elimde iki ayrı yerden iki ayrı iş var, ikisi de birer haftalık işler diyelim.
sabah saatlerinde, kafam daha dinçken zor olanı yapıp bir kısmını bitiriyorum.
sonra diğerine geçip günün devamında daha kolay olanı yapıyorum.
bir şekilde tamamlıyorum.
neyi ne kadar sürede yapacağınızı bilirseniz daha kolay oluyor program yapmak.

bir işi zamanım yok diye geri çevirmem.
işi kabul ederim, bir yere kadar getiririm ve geç kalacağından emin olursam ona göre uzatma isterim.
bu uzatma talebi işin ucuna gelindiğinde günü gününe olmamalı, işin ortasıyla sonu arasında bir yerde talepte bulunursanız etik açıdan daha doğru.

zaman içinde anladım ki, bu hem işin kaçmaması açısından daha etkili bir yöntem hem de işi yapmaya başladıktan sonra "şu kadar sürecek sandım ama bir güne daha ihtiyacım var" dediğinizde kimse sizi yadırgamıyor.
böyle davrandığınızda psikolojik olarak da karşı tarafta, "başkasının işini yaptığı için benimkini geciktirdi" algısı oluşmuyor.

şirketlerin çalışma tarzları da önemli.
bazı şirket deadline uzatma konusunda daha anlayışlıdır, bazısı çok katıdır.
katı olanın işini araya soktuğum için anlayışlı olandan ek süre isterim gerekirse.

zaten profesyonel şirketler sizin işi kabul etmenize bakar, teslim tarihi gelince işi sorar.
gecikecekse teslim tarihinden önce bir şekilde bildirmeniz ve ufak bir açıklamayla uzatma istemeniz yeterli olur.
sonunda teslim ettiğiniz iş kaliteli olursa, düzeltme gerektirmezse veya bir şekilde sorun çıkartmazsa, uzatma istemiş olmanız kimsenin aklına bile gelmez.

sadece türkler işin yapım aşamasında "nasıl gidiyor?" diye kafa ütüler.
o durumda da asla "şu kadar yaptım, şu kadar kaldı, şunu yaptım bu bitti" falan demeyin, her gün ne yaptığınızın hesabını verir hâle gelirsiniz.
sonra uzatmaya ihtiyaç duyarsanız "iki öğün fazla yediğin için oyalandın, ondan yetişmedi" gibi yüzgöz durumlar oluşabilir.
"programa uygun şekilde ilerliyoruz, sorun yok" diye kestirip atın.
kimseye günlük programınızı, başka yerin işini de aldığınızı ve/veya o gün ne yaptığınızı detaylı olarak anlatmayın.
  • blatta hiberna  (02.09.20 20:07:15 ~ 20:23:17) 
yönetememiş ve her iş ben koşmaya çalışıp patlamıştım. neyse konu o değil.
sektöre,işe göre değişse de geride güvendiğiniz ve sizle aynı hassasiyetleresahip kişiler biriktirmeye çalışın. işi alırsınız ve o arkadaşa paslarsınız. tabii işin bütçesi de ona göre değişir. sonuçta yine sizin yönetiminizde olan bir iş ve geri çevirmemiş olursunuz. birazda eldeki işleri mevcut sürece göre 2 ileri, 3 geri öteleyerek bir zaman planı çıkarırsınız ve her işte bu gibi aksaklıkları da düşünerek mümkün olduğunca ekstra zaman dilimi elde etmeye çalışarak.

  • halboyle  (02.09.20 20:59:50) 
[]

Deneyimli serbest çevirmen veya çeviri bürosunda çalışanlar bakabilir mi?

Merhaba arkadaşlar,

1 yıldır hem İngilizce hem de Almanca dillerinde serbest çevirmenlik yapıyorum. İngilizce için 1000 karaktere 11 TL, Almanca için 13 TL istiyorum. Ama bakıyorum ki bürolar falan asla istediğim fiyata çalışmıyor. Benim gönlümdeki rakam İngilizce için 12, Almanca için 15. Ama kimse yanaşmadığı için artıramıyorum.

Bugün bir büro İngilizce için 9 TL, Almanca için 11 TL teklif etti. Bakakaldım resmen. Türkiye'deki büroların hepsi de mi böyle? Serbest çevirmenler istedikleri ücreti veya bürolarda çalışanlar varsa teklif ettikleri ücretleri paylaşabilir mi acaba özel olmazsa? Teşekkür ederim.

 
Çeviri Blog diye aktif bir Facebook grubu var, belki orada cevap bulabilirsiniz


  • le jeune turc  (24.08.20 19:57:33) 
@ le jeune turc Orayı aktif olarak takip ediyorum. Ama bu sıralar oraya yazmasam iyi olur. Zaten orada bu sıralar fazla zaman harcamaya başladım. Dikkat çekmek istemem. Cevabınız için teşekkür ederim.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (24.08.20 21:04:37 ~ 21:05:05) 
serbest cevirmenlik yapiyorum, türkceden ingilizceye akademik makale ceviriyorum. 1000 karaktere 30 lira aliyorum. artirmayi düsünüyorum.


  • proteus  (24.08.20 21:15:03 ~ 21:17:19) 
@proteus Valla hakkınız var. Akademik makale çeviriyorsunuz sonuçta.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (24.08.20 21:49:35) 
[]

Büyük otellerin sansasyonlardan geçilmemesi hikayesi

Merhaba arkadaşlar,

Aşağıdaki tanık olunan aldatma hikayeleri başlığını görünce aklıma geldi. 3 yıl önce kadın bir iş arkadaşımla iş mevzularını konuşurken otellerde çalışmak istemediğini söylemişti. Ben de nedenini sorduğumda bir arkadaşının büyük otel zincirlerinde çalıştığını ve otellerin çalışanlar arasında kim kime dum duma ilişkilerinden geçilmediğini anlattığını söyledi, aşçı uşağa, uşak bahçıvana gibi :D

Duyunca bayağı bi şaşırmıştım ama sonra düşününce hiç de şaşırılacak bir olay gibi gelmedi. Gayet de uygun bir ortam gibi. Siz ne düşünüyorsunuz? Var mı böyle dökülecek kirli çamaşırlar bildiğiniz? Bir de neden böyle hikayelerin dedikodusunu yapmak çok çekici geliyor? :D

 
Cinsellik dışında da otelde deskte çalışmak göründüğü kadar kolay değil, misafirlere yansıtılan güleryüzün yanında içerdeki agresyonu tahmin edemezsin, çok yıpratıcı, kadınlar için daha da zor çok cinsiyetçi bir meslek (neresi değil ki)


  • freebird5406_2  (23.08.20 19:00:33) 
bütün sosyal ortamlarda var aslında bu.


  • orpheus  (23.08.20 21:10:09) 
Cesario + 1

Ama bazi sektorlerin biraz daha farkli iliski dinamikleri olabiliyor. O sektordeki insanlarin mesai sureleri, aralarindaki guc iliskileri vs cok farkettirir.

Cesario"ya ek olarak:

Mesela bazi atolye ve fabrikalarda kovsan yeri doldurulamayacak bazi makina ustalari vardir. Seni gozlerine kestirirlerse eyvah eyvah.

24 saate yakin mesaileri olan hastane-huzurevi calisani tanidiklarim var. Yogun vakitlerde kafani kasiyamazsin ama herkesin horul horul uyudugu vakitte nobet arkadaslarinla bos bos gecirilen saatlerin var. Eninde sonunda muhabbet gelir oralara donebilir.

Kisaca insanin oldugu yerde tutku vardir, drama vardir, seks vardir veya "mahalleli tren yapiyor".
  • cleric  (24.08.20 10:36:36) 
ne kadar saçma bir bakış. kalabalık her işletmede benzer muhabbetler dönebilir


  • gazozailacatmauzmani  (24.08.20 10:41:39) 
[]

Telegram'dan yazan bu kişi dolandırıcı mı?

Merhaba arkadaşlar,

Geçenlerde bir Telegram grubuna katılmıştım. Dün değil ondan önceki gün biri yazdı. Profil fotolarına bakınca güven veriyor. Görünüşte bir kız. Söylediğine göre ABD, Ohio'da yaşıyormuş. Neyse ilk başlarda virüsle ilgili durumun ülkelerimizde nasıl seyrettiğinden, mesleklerimizden falan bahsettik.

Sonra bu sohbeti kripto paralara getirdi. İlgileniyor musun bunlarla falan dedi. Ben de Bitcoin'in falan çok pahalı olduğunu söyledim. O da aslında kripto para almadığını yatırım yaptığını söyledi. Para kazanmak için karlı bir yolmuş, kendisi de bu şekilde biraz para kazanıyormuş. Yatırabileceğiniz minimum miktar 50 dolarmış. Ben de bunun üzerine 1 doların kaç TL ettiğini ve ülkemizde azımsanmayacak bir rakama tekabül ettiğini söyledim ve şimdilik böyle bir rakamı feda edemeyeceğimi söyledim.

Tabi ben bunları karşımdaki kişi her defasında sohbeti beni ikna etmeye çalıştığı ve bu olayın nasıl kazançlı olduğunu söylediği için oluşan şüpheyle yazıyorum. Sonra bu beni pek istekli göremeyince "Sen beni anlamıyorsun, bana inanmıyorsun" noktasına getirdi olayı. İstersem kazançlarının dekontlarını falan gösterebilirmiş. Ben de korkutmamak için inandığımı ama şu an bunun zamanı olmadığını tekrarladım.

Esas beni şüphelendiren kısımsa ABD'de yaşadığını söylemesine rağmen benim uyanık olduğum zamanlarda bana yazması oldu. Eğer gerçekten ABD'de yaşıyorsa bana yazdığı zamanlarda uyuyor olması lazımdı hesaplarıma göre.

Acaba diyorum gerçekten de bu Bitcoin işleriyle ilgileniyor da biraz daha kazanmak için referans linkiyle benim o siteye kayıt olmamı mı istiyor? Çünkü bu tarz sitelerin çoğunda referans sistemi var. Acaba ondan mı faydalanmaya çalışıyor diye de düşünüyorum? Yoksa gerçekten dolandırıcı mı? Siz ne düşünüyorsunuz? Teşekkür ederim.

 
Dolandırıcı bence. Minimum 50 dolar diye bir şey de yok ayrıca. Bir başkasına ihtiyacınız yok ki coin almak için, sizi neden, neye ikna etmeye çalışıyor anlamadım. Tamam çok karlıymış ben de alayım bir borsadan deyip geçin :)


  • orient blue  (22.08.20 17:12:37) 
Dolandırıcı.


  • hayirsiz  (22.08.20 17:14:36) 
Teşekkürler arkadaşlar. @ orient blue Şimdi ikna olursam bana muhtemelen bir link verecek kayıt olmam için. O link üzerinden tüm bilgilerimi gireceğim galiba. Onun için uğraşıyodur belki. Allahım dolandırıcılar bile gerizekalı olmuş. Nerede o eski dolandırıcılar! Yemiyoruz artık. Ama yiyenler de var, günahlarını almayalım şimdi :D Ama bu arada profil fotosundaki hanımefendi kimse hoş biriymiş. Keşke haberi olsaymış garibimin :(


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (22.08.20 17:24:12 ~ 17:26:35) 
Himm mesleklerden falan bahsettiniz, e bir de kadın profil fotoğrafı var..

Tamamını okumadım fakat şimdi bu seninle evlenmek istediğini söylese ama Türkiye'ye gelmek için bana para gönderir misin dese gönderecek misin? Cevabın evet ise bir şey demiyorum. Hayır ise de bir şey demiyorum.

Mis gibi dolandırıcı.
  • conta  (22.08.20 17:58:25) 
Tabiki de hayır :D Ben profil fotolarını kimden çaldıysa hoş bir hanımefendi olduğunu söyledim. Bedava peynir sadece fare kapanında olur :D


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (22.08.20 19:17:16) 
Bitcoin konusunu çok detaylı inceleceğimden bu tip mesajları onlarca kez alıyorum farklı sosyal medya platformlarında.

Senden direk para istememiş anladığım kadarıyla, bir borsaya referans linkiyle üye olmanı istiyor. Senin yaptığın işlem komisyonlarından faydalanacaktır.

Dolandırıcı veya senin üstünden çıkar elde etmeye çalışan biri, engelle geç.
  • Lethe  (22.08.20 21:06:22) 
@ Lethe Evet, tam olarak dediğin gibi. Para istememiş olabilir ama ben kart bilgilerimi falan girdiğimde kartımdan para çekebileceği bir link de gönderebilirdi mesela, link kısaltma falan yapardı. Ama o dediğiniz gibi ve benim de beklediğim şeylerden biri olan referans linkini yolladı. Zaten sorunun son paragrafında bahsettim ondan.

"Ee bu referans linki, ben referans linklerinden hoşlanmam" dedim, kabul etti zaten. Alltradesfx diye bir sitenin linkiydi. Tıklamadım ama kendim arattım. Güvenilir duruyor.

Komisyon alacağını söyledi. Başkalarıyla da konuşuyormuş. Aldığım cevaplara bakılırsa komisyoncu gibi duruyor. Ama ne gerek var.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (22.08.20 21:34:07) 
Hocam verdiğin sitede şöyle bir ifade var: "you can earn a passive income and fulfill the dreams of living a luxurious life." :D

Bunlar malesef nitelikli dolandırıcı, sakın bulaşma.
  • Lethe  (23.08.20 12:12:59) 
@Lethe O kısmı görmemişim. Niye öyle diyosun? Belki de gerçekten öyle bi hayatın olacak kadar çok kazandırıyolar. :D

İşin şakası bir yana bulaşmam asla. Daha sohbeti kripto paraya getirir getirmez anladım zaten. Ama kolay para düşkünü enayiler vardır oltaya takılan.
  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (23.08.20 13:51:49) 
[]

Bu Upwork, Freelancer, Bionluk gibi sitelerden nasıl iş kapılıyor?

Merhaba arkadaşlar,

1 yıldır serbest çevirmenlik yapıyorum İngilizce ve Almanca dillerinde. Ancak Upwork olsun Freelancer olsun daha hiç iş kapamadım. Sadece Bionluk'tan 1 kere bulabildim ve o da zaten Almanca olduğu için işi alma şansım daha yüksekti. Zaten o müşteri ile de bayağı çalıştım.

Şimdi benim demek istediğim İngilizce çeviri işi de almak istiyorum ama bu mümkün görünmüyor. Çünkü her İngilizce çeviri ilanına neredeyse en az 100 teklif geliyor. Hangi platformda olursa olsun bu böyle. O yüzden de teklif vererek connect harcamak istemiyorum. Zaten daha önce buralardan iş de almadığım için profilimde tecrübe görünmüyor.

Profilinde tecrübe görünmeyen biri buralardan nasıl iş koparabilir? Pusuya falan mı yatmak gerekiyor? İlan yayınlanır yayınlanmaz hemen teklif gönderelim ki onda da bi garanti yok. Nasıl başarılı olabiliriz? Kendi tecrübelerinizi de yazarsanız çok sevinirim. Teşekkür ederim.

 
bende aynı konudan muzdaribim :/ çizim işleri ve ceviri işleri için tek bir iş bile alamadım, tecrübem de olmadı bu nedenle
bilen varsa cözümü cidden söylesin
sıkıntı bizde mi :)
  • blackgirl00  (21.08.20 19:59:22) 
upwork'de kimsenin yapmak istemedi ucuz fiyatlı işleri yapıp yorum toplamak suretiyle zaman içinde oluşuyordu ama 3 sene evvel bile aşırı yoğunluk vardı, pandemi dolayısıyla insanların işsiz kalması veya eve kapanması bu durumu 10 a katlamıştır.

yani ben açıkça diyorum ki artık çok zor.
  • hem şişko hem deli  (21.08.20 20:12:21) 
Ben öğrenciyken bionlukta çeviri yapıyordum. Hiç ben teklif etmedim. İnsanlar size ulaştığında hemen yanıtlamanız gerekiyor. Bir dakika sonra yanıtlasanız bile başkasını bulabiliyorlar. Bunun için sürekli online olmanız lazım ve bazen aylarca yazan olmuyor. Ama bir iş aldığınızda yorum puan vs veriyorlar onunla yürüyorsunuz. Bir de profil fotonuz düzgün olsun, ordaki metinde falan İngilizceyi nerede öğrendiğimiz anlatın, ne tip çeviriler yaptığınıza dair detay verin.


  • slow like honey  (21.08.20 20:36:41) 
Çeviri ajanslarına portfolyonuzu yollayabilirsiniz. Retorik Tercüme vb sitelerinde bunun için bölüm bulunuyor. Lionbridgeden de is alan vardı.


  • kaset  (22.08.20 02:48:18) 
[]

Youtuberların çocuklar üzerindeki etkileri

Merhaba arkadaşlar,

2 tane erkek yeğenim var. İkisi de akşama kadar mal gibi aptal saptal oyunlar oynuyor ve saçma sapan Youtube videoları izleyip duruyorlar.

Bunlar kuzen. Birisi annesi babası işe gittiği için kardeşiyle tatilde bizde kalıyor. Yanımızda kaldığı için de bu aptal Youtuberların falan onda yarattığı etkiyi gözlemleme imkanım oluyor. Yeğenim nerede gerizekalı bir Youtuber var gidiyor onu izliyor, Enes Batur, Yorekok gibi. Başka hangi kanalları izlediğini bilmiyorum ama o izlerken kulak misafiri olduğum kadarıyla kalitesiz, leş bir kanal olduğunu anlıyorum. Çocuk, o yaşta (10) bir çocuğun bilmemesi gereken veya benim acayip nefret ettiğim kelimeler öğrenmiş. Bizden, çevresinden asla duyamayacağı kelimeler.

Dün babaannesine yani anneme hiç sebep yokken "cenabet" dedi. 10 yaşındaki çocuğun böyle bir kelime kullandığını düşünebiliyor musunuz? Her ne kadar artık kendimi "deist" olarak görsem de duyunca kan beynime sıçradı. Sonuç olarak bu aşağılayıcı bir hakaret özünde. Çok sert bir biçimde kızdım ve ne anlama geldiğini açıkladım. Ne anlama geldiğinden bihaberdi zaten. Eminim tepkimden sonra bir daha kullanmayacaktır ama yarın başka bir şey öğrenecek. Çocuk daha bu yaşında, bu gerizekalı Youtuberlardan pornoyu falan öğrense ne yapacağım? Belki de öğrenmiştir. Annesi babası diğer yeğeniminkilere kıyasla oldukça disiplinliler. Ama iş dolayısıyla pek ilgilenemiyorlar. Ama yanlarında bir saygısızlık yaparsa ikisi de deyim yerindeyse canına okuyor.

Sadece bu da değil, büyüklerine karşı çok saygısız davranmaya başladı. Ergenlerin ağzına sakız olmuş, laçka kelimeleri de öğrenmiş. Dünkü olaydan sonra iyice sabrım tükenme noktasına geldi. Youtube'u engellemeyi düşünüyorum. Ama evlerine gidince oradan devam edecek. Babasına falan söylesem mi? Annesi babası ben değilim, bana düşmez ama içim el vermiyor. Ya bi beyin yıkama operasyonu olsa ancak bu kadar olur. Ne yapılır bilmiyorum ama böyle Youtuberlara yaptırım uygulanması şart. Sokakta görsem bir kaşık suda boğarım hepsini de. Siz ne düşünüyorsunuz? Ne yapılmalı? Kendi çocuklarınızdan da bahsederseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

 
Ebeveyn Kontrolleri dediğimiz sistemlerle çocukları bu tip şeyleri izlemekten uzak tutmak mümkündür, eğer ebeveynler çocuğun bebekliğinden itibaren neleri izleyip izleyemeyeceğini kontrol ederse o şeyleri görmeden büyüyebilir çocuk, tabi okulda etrafından duyacaktır ama bir yere kadar limitlenebilir bu tip şeyler, bana göre ebeveynelerin en büyük hatası kendi cihazlarını kullandırtmaları, eğer çocuğa bir cihaz verilecekse kendisine özel alınıp ebeveyn kontrolleri ile yönetilmeli.


  • atom karincanin torunu  (20.08.20 18:37:07) 
Guvenli internet vs var. Anne - babasi hangi siteleri girebilecegini ayarlayabilir.

Kaldi ki 10 yasinda cocuk bu. o yastaki cocuk salak olur, hepimiz salaktik o yaslarda. Asil cocugu senin gibi begenmedigim her sey sansurlensinci zihniyetten uzak tutsalar daha hayirli olur gibi
  • bahele  (20.08.20 18:46:10) 
Youtube sayfasını toptan engelleyin derim. Annesine babasına da söyleyin. Yalan söylemiyorsunuz sonuçta, neden kötü hissediyorsunuz?

IQ kaybı ve ahlak yozlaşması yaşayan tek yeğen sizinki değil. Dün annemle görüşürken arkadan duydum, 10 yaşındaki yeğenim Enes Batur izliyordu. Sürekli herkese 'ezik' diyerek dolanıyormuş, saçma sapan laflar ediyormuş. Dediğiniz tipte aynen. Birçok Youtube içeriğinde, porno kaynaklı içerikler kullanılıyor zaten. Engellemeden önce, youtube geçmişine de iyice bakın derim. Tehlikeli bulduğunuz içeriği ekstra olarak anne babasına bildirin.

Sonuç olarak, sizin yapacağınız şeyler çok kısıtlı. Annesi babası tehlikenin farkına varıp önlem almak zorunda.
  • buf-e kür  (20.08.20 18:56:10) 
Esas soru 10 yaşındaki çocukta tabletin işi ne. Alın elinden bir daha izleyemesin.


  • sta  (20.08.20 19:28:46) 
"Çocuk, o yaşta (10) bir çocuğun bilmemesi gereken veya benim acayip nefret ettiğim kelimeler öğrenmiş. Bizden, çevresinden asla duyamayacağı kelimeler."

Benim yeğen de böyle. Çocuk son geldiğinde 8 yaşındaydı, epey akıllı bir çocuktu. Aradan 2 yıl geçti, bu yaz yine geldiler, aradaki fark korkunç. Çocuğun zihni körelmiş.

Annesine babasına durumu anlatın. Ben bizimkilere anlattım, anlamadılar, bir de çocuğun üzerine gitmeye gerek yok, izlesin eğlensin diye geçiştirdiler. Belki sizinkiler anlar.
  • hayirsiz  (20.08.20 20:03:57 ~ 20:04:45) 
[]

E-ticaret/ dropshippinge girmek veya girmemek

Merhaba arkadaşlar,

Uzun zamandır hep kendi işimi kurmak gibi bir hayalim olmuştur. Bayağıdır da dropshipping işini falan görüyorum. Ama şu Youtube'da lüks arabalar, lüks evlerin önünde foto çekinerek "çok zengin olacaksınız bla bla" teması altında milletin parasına göz dikenlerden gördüğümü zannetmeyin sakın. Zaten o dolandırıcıların söylediği kadar kolay olmadığını biliyorum. Bu dropshipping olayına girsem mi diye düşünüyorum? Ama tedarikçi kendi satmak yerine neden benim daha yükseğe satmama razı olup hem de malı kendi götürsün müşteriye veya müşteri daha ucuzunu bulabilecekken neden komisyoncudan alsın diye düşünüyorum?Bu konu aklımı karıştırıp duruyor. Ama biliyorum bu işi yapan insanlar var. Facebook, Telegram grularında falan var bu insanlar.

Konumuza dönecek olursak henüz ne satacağıma tam olarak karar vermiş değilim ama aklımda birkaç şey var. Takı toka, aksesuar, cep telefonu gibi herkesin sattığı bir şey olmayacak tabiki de. Daha sonra nerede/kimlere satış yapacağıma da daha tam karar veremedim ama Amerika gibi görünüyor. Herkesin zannettiği gibi Aliexpress'den falan sipariş etmeyeceğim tabiki de.

İki gündür bu işlerle ilgili bir şeyler okuyup duruyorum. Bir sürü ücretsiz kaynak var. Zaten hemen başlamayı düşünmüyorum. Ama daha şimdiden bir heyecan sardı. Para kazanmak değil de kendimize ait bir işe sahip olma düşüncesi insanı bayağı motive ediyor.

Her neyse siz ne düşünüyorsunuz? Boş bir hayal mi yoksa denemeye değer mi? Dropshipping yapanlar, yapanları tanıyanlar veya konu hakkında bilgisi olanlar yardımcı olursa sevinirim. Teşekkür ederim.

 
dropshippingten para kazanan tek kisi egitim veren kisiler su anda.

belki 2005-2010 arasi para kazanma sansiniz vardi ama su anda sifir olasilik.

tamamen hayal.

tamamen icinde benim oldugum bir örnek vereyim.

almanyada yasiyorum yillardir, vize konusunda cok kisiye yardim etmisimdir ve ayrintilarini cok iyi bilirim.

bir arkadasin arkadasi gecen sene benimle kontaga gecti, anlatti durumunu, sigortaya aylik 60€ ödeyememis 8 ay boyunca cünkü parasi yokmus, "garson olarak calisiyorum abi saati 4 euroya, bahsisle geciniyorum anca, arkadaslarda kaliyorum parasizliktan" diye anlatti ki gercek bu kisimlar. neyse ben de yardimci oldum biraz.

sonra ad soyadini aratinca googledan yüzlerce belki binlerce kisiye dropshipping egitimi vermis, videolari dönüyor her yerde, "siz de benim gibi olabilirsiniz, ayda 20 bin euro ciro yapmak istemez misiniz? mercedesler almak istemez misiniz?" seklinde ucuk videolari dönüyor.

alaninda baya ünlüymüs arkadas. durumu buydu iste.

kisaca hayal.
  • duygusuzromantik  (16.08.20 22:18:12) 
nesatilir.com üzerinden eğitim verilecekti onu bekliyorum ben, tabii fiyatları uygun olursa. yine aynı site üzerinden erişebileceğin facebook gurubuna üye olabilirsin, birde www.facebook.com grubuna üye olabilirsin, illaki dropshipping yapacaksın diye bişi yok, fda falanda yapabilirsin. (ben fda taraftarıyım bu arada) tabii iyi bir vakit ve enerji ayırman lazım, her ne kadar oturduğun yerdenmiş gibi olsa da ciddi emek istiyor.

bu gruplarda dikkat etmen gereken eğitim içeriklerine ait sorular sormamak lazım. anladığım kadarı ile de eğer yeterince ingilizcen varsa aslında kendinde çözebiliyorsun neyin ne olduğunu nasıl ve hangi sıra ile yapman gerektiğini. sonuçta eğitim alanlarda anasının karnında bu bilgi ile doğmadı. yine ingilizcen varsa blog vs. yerlerden bilgi alabilirsin, youtube üzerinde bir sürü video var onlara bakabilirsin.

birde şu adamın videoları gayet iyi geldi bana: www.youtube.com


bence boş bir hayal değil, bu tür işler elinde bir miktar yakabileceğin para varsa (batırıp bir daha üzerinde düşünmeyeceğin) iyi bir tecrübe oluyor neyin nasıl olduğunu öğreniyorsun, bi 10 bin tela batırdın diyelim eğer bu paraya zaten çok acil ihtiyacın yoksa, başka yerden hali hazırda gelirin varsa gayet yakılabilir edinilecek bilgi/tecrübe daha değerli olacaktır.

yalnız yukarıdaki arkadaşın dediği doğru, gruplarda gördüğüm kadarı ile mesela adam bir palet mal gönderiyor amazona, fiyat analizi yaparken kargoyu yanlış hesapladığı için 60 dolar fazla ödemek zorunda kalıyor ve adam bütün karım gitti diye ağlıyor gerçektende kar marjları çok yüksek değil, her satıştan %10 kazanmak falan mümkün bile değil, (tabii kimi ürünlerde kazanılabilir o ayrı genele vuruyoruz elbette) sürümleri çok fazla olduğu için kazandırıyor. süreklilik, stokta mal kalmaması, tedarik ve ulaşım ciddi bir emek istiyor. nerede ise her gün istatistik çıkartıyorlar flan. kazanıyorlar ama çalışıyorlar
  • selam  (17.08.20 14:47:01) 
[]

Rüya görmeyi seviyor musunuz?

Merhaba arkadaşlar,

Bazen güzel rüyalar görüyorum ama uyandığımda keşke görmeseydim diyorum. Çünkü öyle bir şeyin olma ihtimali bazen çok uzak geliyor. Bir de yaşattıkları gerçeklik algısı yüzünden uyanıp öyle bir şeyin olmadığını görmek sahip olduğunuz çok önemli bir şeyi kaybetmiş gibi hissettiriyor. Kaç gün etkisinden kurtulamıyorum.

Çoook uzun zamandır bu durum böyle, senelerdir yani, o kadar uzun. Artık moralimi bozmaya başladı. Sanki evren bana mesaj yolluyor asla bunları yaşayamayacaksın, o yüzden rüyalarda yaşa diye. Bilmiyorum belki de geçenlerde açtığım bir duyuruda arkadaşlardan birinin söylediği gibi drama queene bağladım. Ama rüyalardan kurtulma imkanım olsaydı kesinlikle kurtulurdum.

Siz ne düşünüyorsunuz? Gerçek olma ihtimali düşük olan bir şeye rüyanızda sahip olsaydınız nasıl hissedersiniz veya canınızı acıtan rüyalar görüyor musunuz? Görüyorsanız memnun musunuz değil misiniz? Gerek idealistik bir şey, gerek duygusal bir şey veya bir eşya, her şey olabilir. Teşekkür ederim.

 
lucid dream rüyanın olmayacak bir şey olmasıyla alakalı değil. farklı bir nörolojik durum. hatta ben kendi adıma en gerçekçi rüyalarımda deneyimliyorum.
geçtiğimiz aylarda gerçekten kötü hissettiren (hem mesela ölen kişileri canlı görüp uyanınca gerçeğe dönmek hem de olay akışı sebebiyle) kabus gibi rüyalar gördüm ama şu sıralar kesildi rüyalar.

  • not dark yet  (10.08.20 18:40:46) 
Sevmem. Görmemeyi tercih ederim.


  • ruhen hastayim ben  (10.08.20 19:46:08) 
Ananeme veya babama sıkı sıkı sarıldığım rüyalar görüyorum bazen. Uyandığımda içim acıyor bir yandan ama, rüyamda da ölmüş olduklarını biliyor olama rağmen, rüyamda bile onlara sarılmak çok güzel. Zaten ölmüş olduklarını bildiğim için görmüşken öyle sarılıp hasret gideriyorum rüyada.


  • pati  (10.08.20 19:48:27 ~ 19:49:18) 
eksiduyu.ru

denedim ama çözümü burada bulamadım ben.
  • sparkle kiddle  (10.08.20 21:49:33) 
Valla benim hoşuma gidiyor, güzel oluyor.


  • put it in your appropriate place  (10.08.20 22:22:20) 
Bende seviyorum rüya görmeyi. Evet belki imkansız olaylar da görüyorum cok istediğim olaylar. Ama sabah onun mutluluğuyla uyanıyorum. Hoş bir anı gibi. Zaten unutulup gidiyor hemen.


  • meraklitursucu  (10.08.20 22:36:49) 
Çok severim genelde eğlenceli ve bol aksiyonlu film gibi geçer. Uyanır uyanmaz hatırlayabildiğim kadarını hemen bir yere yazıyorum. Bilinçaltım her gün beni epey şaşırtıyor.


  • iwasbornonamountainside  (10.08.20 23:55:58) 
Rüya görmeyi seviyor musunuz?
Hayir. Ulan hic mi iyi ruya olmaz ya yok bir yere yetismem lazim, gec kaliyormusum, yok sampiyonluk kaciyormus, son macmis falan. Bir de aileden birine basina kotu bir sey geliyormus. Baska gun yuksekten dusuyorum. Ulan hic gormeyeyim daha iyi anasini satayim. Sirf bu ruyalar yuzunden sacim beyazlayacak, hayatim bu kadar stresli degil benim

  • neverletyougodown  (11.08.20 11:42:50) 
[]

Şu işte çalışsam yapamazdım, rezil olurdum dediğiniz işler nelerdir?

Merhaba arkadaşlar,

Hangi işi yapsaydınız elinize yüzünüze bulaştırırdınız, sakarlık, hata yapma oranınız daha yüksek olurdu veya beceriksizliğiniz yüzünden işten atılırdınız? "Kesinlikle bana göre değil, hayatta yapamam!" dediğiniz hangi meslekler var?

Benimkisi açık ara garsonluk. Çay servisi falan yaparken bile acayip kasılıyorum dökülecek diye, o yüzden 2 saatte götürüyorum yavaş yavaş. Sanırım normal garsonlar gibi hızlı getirsem her şeyi dökerdim. Yavaş getirsem de yavaş olduğum için kızarlardı. İki şekilde de atılırdım işten :)

Sizinkiler neler?

 
el marifeti gerektiren işler. 20 yıldır bilgisayar kullanırım hâlâ on parmak yazamam.


  • phonex  (03.08.20 16:47:31) 
aynı senin durumdayım, garsonluk ya da "müşteri hizmetleri" tarzı tüm işler.

çok çekingenim çünkü, hiç öyle bir niyetim olmadığı halde insanlar kaba ya da saygısız olduğumu düşünebilirdi. bu durumda ekstra gerilip iyice dağılırdım. günlük yaşamda insanlarla iletişim kurmakta o kadar zorlanmıyorum ama bir restoranda mesela birilerine yanaşıp hoşgeldiniz, ne alırsınız demek yahut onlar masada otururken arkalarından sinsi gibi yaklaşıp masaya herkesin gözü benim üstümdeyken tabaklar koymak vs... düşüncesi bile baygınlık geçirtiyor bana. sunum yaparım, topluluk önünde konuşurum ama garsonluk yapamam gibime geliyor.

yalnız lisede nöbetçi olduğum gün yaşadığım bi' şey de var asla unutmam... okula girenlere defteri imzalatıyoruz, işte niye geldin vs. giren çıkan belli olsun maksat. diğer nöbetçi kız şey demişti bana, "ya sen çok asosyalim, çekingenim falan diyosun da gelen herkesle ne kadar güzel konuşuyosun, acayip şirinsin" demişti ahahaha hayatımda aldığım en efsanevi iltifat olabilir.

yani bilmiyorum belki yapamayız, rezil oluruz dediğimiz işleri yapabiliriz :(
  • alevli deniz sortu  (03.08.20 17:11:25) 
Adaletsiz olmam gereken işleri yapamazdim herhalde. Mesela bi günümüz politikacisindan olamazdim muhtemelen :D


  • superfluid  (03.08.20 17:16:18) 
Satış içeren herhangi bir işte çalışamazdım asla.


  • jazzabel  (03.08.20 17:17:56) 
Kantincilik
Bankacilik

  • wishmaythşngs  (03.08.20 17:58:42) 
Hakemlik. Turkiye'nin en zorlu meslegi, gerci su an Var geldi biraz isleri kolaylasti, yukleri azaldi. Kimseye yaranamiyorsun, tribunde isliklar kufurler girla. Ustune saibelere, iftiralar, aynisi pozisyon bize oldu calmadi, simdi caldi falan. Alt liglerde daha kotu, tribunler sahaya atlayip, bildigin tekme tokat dovuyorlar. Bu ortamda nasil hakem yetisiyor, insanlar nasil hakemlik meslegini seciyor sasiyorum.


Bir de Fatih Altaylilik zor is, adamin karsisinda Ilberler, Celaller, Murat Bardakcilar cikiyor programi nasil kotariyor. Yeri geliyor cok yerinde sorular soruyor, alakali cikarimlar yapabiliyor falan. 1 ay onceden sorulari alip konuya calisiyor mu napiyor bu herif. Laf cambazi tamam da bir derece kurtarir o, ya da cok saglam ciddi ekibi var, sorulari programlari yonlendiren.
  • freedonia  (03.08.20 18:19:03) 
taksi şoförlüğü. araba kullanmayı hiç sevmiyorum ve kullanırken de çok dikkatsizim.günde 10 kez oraya buraya vururdum kesin.


  • violetsky  (03.08.20 18:22:52) 
dinle alakalı her şey.


  • seyduna6687  (03.08.20 18:23:17) 
Gazeteci


  • Naysnays  (03.08.20 19:35:16) 
tıp doktorluğu, hemşirelik, att'lik. içim gidiyor gerçekten. çok zorlu çalışma şartlarına sahip.
ilkokul ve ortaokul öğretmenliği. o kadar veletle uğraşıp akıl sağlığımı korumam mümkün değil:(

  • black holes in the sky  (03.08.20 20:28:33) 
Cerrah olsam paso birilerini öldürürdüm veya sakat falan bırakırdım, çok sakar adamım kesin 2 santim sağa falan kayardı elim.


  • noluyo yaa  (03.08.20 21:00:34) 
Terzilik. Makasla duzgun bir sekil cikarmam imkansiz. Beceriksizim dikiste, nakista, asla basit bir orguyu bile yapamam.

Sakar olmama ragmen serviste calismisligim var. Basima kotu bir sey gelmedi, sakarlik seviyemi bildigimden 100 bardagi ayni anda toplayip show yapmiyordum.

Müzisyenlik yapamam. Basladigim enstrumanlarda hep ortalamadan cok daha hizli ilerleyebildim, iyi de kulagim vardir. Ancak deli isi olarak gordum. Ayni seyi 1000 kere calip kendimi gelistiremem, sabir isinden cikip otistiklige kayiyor bence.

Fazlasiyla tekrar gerektiren bircok isi yapamam.
  • buf-e kür  (03.08.20 21:05:18 ~ 21:06:43) 
düşününce çok var da, şoförlük ve öğretmenlik birincilik için kapışır. araba kullanmayı hiç sevmiyorum ve pek beceremiyorum da. çoluk çocukğa, ergenlere ve onların velilerine de tahammül etmeyi, sabretmeyi kesinlikle beceremem.


  • pati  (03.08.20 21:17:11) 
telefonla çok fazla konuşmamı, hiç tanımdadığım insanları telefonla aramamı gerektirecek işlerin tamamı...


  • levpontryagin  (03.08.20 21:19:52) 
avukatlık kim gelse e sen haksızsın kardeşim hadi git cezanı çek derim


  • basond  (03.08.20 21:22:52) 
Tıp ve tıpla ilgili hiç bir bölümü paradan bağımsız olarak kesinlikle yapamam.


  • roket adam  (04.08.20 00:20:13) 
Çöpçülük ya da o minvalde kokuya neden olacak beden işçiliği


  • Unde bach canim  (04.08.20 00:51:58) 
Doktorluk. Zamanında tip fakültesini kazanıp gitmedim bu sebeple; annem hala söyler durur ama gitsem de 2. 3. Sınıfta bırakır, her gün ağlayarak okula giderdim herhalde. Kan görmeye asla dayanamam, aşırı hassas midem var, yaraya vs bakamam. Ayrıca o kadar yoğun bir strese de dayanmam mümkün değil.

Bir de müzik ile ilgili herhangi bir şey yapamazdim. Sesim berbat, müzik kulağım yok, enstrüman çalamam. Lisede piyanoda iki dakikalik bir şarkı çalmayı bir dönemde zar zor öğrendim.

He bir de hukuk fakültesi mezunuyum ama sonradan ben bu işi yapamam deyip başka bir bölüm okudum. Fakülteye girmeden önce farkedeydim daha iyiydi tabii.
  • fraise  (04.08.20 01:40:08 ~ 01:41:36) 
[]

Evliliğe, ilişkilere olan güvenim iyice sarsıldı. Kimseye güvenmiyorum.

Merhaba arkadaşlar,

Bugün sözlükte dolaşırken şu Antalya'da belediye başkanının karıştığı aldatma haberini okudum. Müthiş derecede midem bulandı. Belediye başkanına bakıyorum en az 45 yaşında, geline bakıyorum 31 yaşında. Bu ikisi arasında 16 yaş var. Aldatma büyük ihtimalle zenginlik falan yüzünden.

Artık aldatma haberleri o kadar sıklaştı ki şaşıramıyorum. Zaten güven sorunları olan biriyim, kim olursa olsun bana karşı en ufak hatasında ihanet içindeymiş gibi düşünüyorum. Bu hale gelmemin belki de en büyük sebebi bu yozlaşmış yaratıklardır. Şimdi nasıl evleneceğiz? Nasıl yuva kuracağız? Var olan ilişkilerimizi nasıl sürdüreceğiz? Herkes kokuşmuş, herkes yozlaşmış. "Canım" dediğin bile arkandan vuruyor. Bunun düşüncesi bile insanı kahrediyor, bunu yaşamak kim bilir nasıl bir cehennem azabı yaşatır insana. Hiçbir zaman o acıyı unutamazsınız.

Düşünsenize çok sevdiğiniz, hayatınızı hiç düşünmeden feda edeceğiniz insanın sizi aldattığını. Bir de bu insanların çoğunun çocuğu var, ya eşine bunu yapıyor ama çocuklarına nasıl yapıyor bunu? Yazık değil mi onlara?

Hayatımda şimdiye kadar kimse olmadı. Zamanında uğraştım olmadı, bir daha da uğraşmadım gönül işleriyle. İnsanlara hep mesafeli davrandım. Gittikçe insanlara olan tahammülüm azaldı. Sanırım ksenofobik gibi bir şey oldum. Bu olayları gördükçe gönül ilişkisi kurma, evlenme, yuva sahibi olma düşüncelerinden daha da uzaklaşıyorum. Diğer yandan toplumun insanları evlendirmek için yaptığı baskı var. Bu gidişatla zor ama olur da evlenirsem bu mentaliteyle evliliğimi nasıl sürdüreceğim? Çok zor geliyor. Aldatılmaktansa yalnız kalmayı tercih ederim. Çünkü ben böyle şeyleri kaldırabilecek biri değilim. Ölümle aynı şey benim için. Siz ne düşünüyorsunuz?

 
yani bu dedikleriniz "gavura kızıp oruç bozmak" dedikleri şey oluyor sanırım. veya "kaza yapar diye otomobile binmemek".
yalnızlığınızı seviyor, onla mutlu oluyorsanız buna çeşitli kılıflar bulup kendinizi bulduğunuz genellemelere inandırmak zorunda değilsiniz. mutluluk tek başına da mümkün, birileriyle de mümkün, tıpkı mutsuzluk gibi çeşitli yolları çeşitli neden-sonuçları var bu işlerin. bir zamanlar gönül işleriniz ters gitti diye çeşitli mazeretler üretmeyin bence.

  • ala09  (27.07.20 17:40:05) 
Aldatılmamanın garantisi yok fakat uyumlu olup olmadığınızı ilişkinin başında yabancıların red flag dediği göstergeler var, tabi bu göstergeler kişiden kişiye, beklentilere göre değişir, sanırım ilişkinin iyi gittiği sarhoşluk zamanlarında bunlar göz ardı edilmemeli ya da sonradan düzeltilir diye düşünülmemeli


  • freebird5406_2  (27.07.20 17:41:14) 
Hocam mutlu ve güven dolu ilişkiler haber olmaz, aldatmalar olur, çünkü ilgi çekici olanlar onlar falan. İnsan beyni bu tarz ayrımları yapmakta iyi değil, yani derdiniz sadece aldatılmaksa, aldatmayan insan sayısı daha fazladır istatiksel olarak.

Neyse, haber okumak bence genel olarak mantıksız bir şey. Çünkü olumsuz şeyler görüyorsunuz, moraliniz bozuluyor, üstelik düzeltmek için elinizden gelecek bir şey de yok. O yüzden sosyal medyayı falan olabildiğince az kullanıyorum ben, size de aynısını tavsiye edebilirim. En azından kafanız daha rahat olur, daha az korkar ve belki daha sağlıklı düşünmenize faydası olur.
  • plutongezegendegilmi  (27.07.20 17:51:04) 
Bu dusuncene gore ben bir salagim. hayat neyi yasamayi secersen onun sonuclarini getiriyor onune.

yeterince iyi tanimamak da dahil.
  • baldan kaymak  (27.07.20 21:34:53) 
bu olayda kadının kocası da masum durmuyor bence para durumları da var.


  • anais  (27.07.20 21:40:45) 
plutongezegendegilmi +1

Gerçek hayat haberlerdeki ve televizyondaki gibi değil. Okuduğunuz gördüğünüz her aldatma haberine karşılık birbirini aldatmayan binlerce insan var. Gördüğünüz her trafik kazası haberine karşılık her gün gideceği yere sağ salim giden binlerce insan olduğu gibi. Fakat bunların haber değeri yok.

Ha evlenmek zorunda değilsiniz, romantik ilişkiler kurmak zorunda değilsiniz. Aldatılmayı ölümle aynı şey sayarak ciddi bir drama queen hamlesi yapıyorsunuz yalnız, tebrik ederim.
  • kobuzchu kiz  (27.07.20 22:59:51) 
[]

Linkedin'deki şu kadın dolandırıcı mı?

Merhaba arkadaşlar,

Bende ekli olmayan ama bağlantılarımdan biri dolayısıyla gönderilerini gördüğüm bir kadın var. Her neyse bu kadının ilk gördüğüm gönderisi hem kendisinin hem eşinin virüsten dolayı işsiz kaldığını, çok acil iş aradıkları yönündeydi. Bir sürü insan da yorum atmış, yardımcı olmaya çalışmış, telefon numarası bırakmış, verdikleri mail adresine CV göndermelerini istemişler. Tamam buraya kadar sorun yok.

Sonra ara ara bu kadının gönderileri haber kaynağıma düşmeye devam etti. Ama artık yeni gönderileri okudukça kadından işkillenmeye başladım. Küçük çocuğu varmış ve istediğini alamıyormuş, faturaları ödeyemiyormuş, yeni ev almışlar çektikleri kredi yetmemiş. Yorum atanlardan bazıları IBAN istemiş, o da IBAN atmış.

Kadın artık gönderilerinde faturalarının ekran görüntülerini alıp paylaşmaya başlamış, direk IBAN numarasını paylaşmış. Valla artık insanların duygularını sömürerek onları istismar ettiğini düşünüyorum. İşin ilginci böyle düşünen tek ben değilmişim ki zaten bu çok doğal, kadını insanları kandırıp onlardan maddi çıkar sağladığını söyleyen insanlar gönderilerine yorum atmış, mesaj atmış. Kadın bunu kendi söylüyor ve bu yüzden onları insafsızlıkla, gaddarlıkla suçluyor. Bu arada şikayet seçeneği olsaydı direk şikayet edecektim.

Bugüne kadar işsiz kaldığını, çok zor durumda olduğunu, artık dayanacak gücü olmadığını söyleyen bir sürü insanın gönderilerini okudum. Hiçbiri de bu kadın gibi IBAN paylaşmamış, kimseden faturalarını ödemelerini istememişti. O durumda ben olsaydım açlıktan da ölsem kimseden para dilenmezdim.

Siz ne düşünüyorsunuz? Kadın sahtekar mı yoksa ben mi çok gaddarım?

 
"Yeni ev almislar, cektikleri kredi yetmemis..."

Bu kadin ulkenin cogundan zengin :)
  • brkylmz  (26.07.20 18:39:04) 
yüzde 99 dolandırıcı. dolandırıcı diyenleri suçlamaya başlamış baksana. böyle bir durum için bile yardım istemesi de doğru değil ayrıca.
bu şekilde davranmasa bile dolandırıcılar her yerde. dolandırıcı çıkarsa şaşırmasın parayı verenler.

  • ekşi duyuru sever  (26.07.20 18:48:57 ~ 18:58:18) 
- Yeni ev almışlar
- Çocuğuna "istediğini" alamamış

Gaddar değilsiniz, sırf bu iki hususa bakıp ben de zerre inandırıcı bulmadım ve adam çarptığına karar verdim. Krediyi ödeyememeniz haline karşılık banka evinize ipotek koyar. Ödeyemezsen ev gider, borç da biter. Kredi borcunu ödeyememek insanlardan para istemek için bir gerekçe değildir. Bana da çok özendiğim lego setlerini alamadı anam babam, kimseden de yardım istemediler.
  • wish i could find a way to disappear  (26.07.20 18:57:14) 
Kadini gormedim ama anlattigin kadariyla kadin dolandiricidan ote yuzsuz duruyor. Hani su internet dilencilerinden. Bunlarin kendilerini sorgulayanlardan cok destekcileri oluyo iste. Ben igreniyorum bu online dilencilerden.

Dikkat edersen bunlar bi de aslinda zengin oluyo.. kredideki ev nedir ya... sat o zaman, hayatini duzeltmeye calis. Yok ama yuzsuzluk yapmak daha kolay. Sonra senin benim gibiler laf soyledi mi bunlarin destekcileri gozunde gaddar oluruz evet
  • Kittie  (26.07.20 20:17:36) 
123456   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.